Bir Âlimi Sevdin mi?
Günahı sevabından ağır gelir. Hakk Teâlâ o kulun Cehenneme atılmasını ister ve Cebrâil (aleyhisselâm) a:
— O kula sor. Hiç dünyâda bir âlimle bir yerde oturduğu var mıdır? Eğer oturduğu var ise affedeyim? buyurur.
Cebrâil (aleyhisselâm) o kula sorar. O kul:
— Oturduğum yoktur, der.
Hakk Teâlâ:
— Dünyâda hiçbir âlimi sever mi idi? buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm) sorar. O kul:
— Yok, der.
Hakk Teâlâ:
— Ey Cebrâil! Sor! Hiçbir âlimle yemek yediği var mıdır? buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm) sorar. O kul:
— Yok, der.
Hakk Teâlâ hazretleri:
— Ey Cebrâil! Sor, o kulumun adı hiçbir âlimin adına uygun mudur? buyurur.
Cebrâil (aleyhisselâm) sorar ki, muvâfık değildir. Hakk Teâlâ hazretleri:
— Ey Cebrâil! O kulu koy. Ben bilirim ki, o kulum, bir âlimi seven bir kimseyi severdi. Ben o âlim hürmetine ona rahmet eyledim, buyurur.
Nakledildiğine göre kıyamet gününde Hakk Teâlâ meleklere:
— Bugün mümin kullarımı Cennete iletin. Onlara imetlerimi gösterin, buyurur.
Melekler:
— Bu ulu kerâmet, cömertliktir, derler.
Hakk Teâlâ:
839
— Şânım hakkı için eğer bütün Cenneti bir mümin kuluma versem onun karşılığı değildir. Zira ben onlara:
— Ben sizin Rabbiniz değil miyim? diye sordum. Onlar da:
— Evet, Rabbimizsin. Seni tanıdık ve sana kul olduk, dediler. İşte o ikrardan dolayı Cenneti onlara verdim. Fazla olarak da benim Cemâlimi seyretsinler, buyurur.
Nakledildiğine göre kıyamet gününde bir kimse getirirler.
Hakk Teâlâ hazretleri:
— Ey meleklerim! Benim bu kulum hiç bana kimseyi ortak koştu mu? diye sorar.
Melekler:
— Yok Ya Rabbi! derler.
Hakk Teâlâ:
— Ey meleklerim! O kimse bunca yıldır dünyâ’da kaldı. Türlü türlü belâlar çekti. Ondan sonra öldü. Bunca yıl da kabirde karanlıkta vattı. Ben de ona rahmet eyledim. Varsın Cennete girsin, buyurur.
Nakledildiğine göre Peygamber (salla’llâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
— Kıyamet günü olunca Hakk Teâlâ hazretleri buyurur ki: Hani benim komşularım?
Melekler:
— Ey Rabbimiz! Senin komşuların kimdir? diye sorarlar.
Hakk Teâlâ:
— Benim komşularım benim mescidlerimi onaran ve yapanlardır. Onlar benim komşularım, dostlarım ve ziyâretçilerımdir, buyurur.
840
Hz. Aişe (radiyallâhu anha) şu Hadisi nakletmiştir:
— Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki: Kıyamet günü olunca Hakk Teâlâ hazretleri: Ey meleklerim! Bütün ibâdetlerinizi Muhammed ümmetine bağışlayın, buyurur.
Melekler:
— Ey Rabbim! Bundan hikmet nedir? Bugün sevâba biz de muhtacız, derler.
Hakk Teâlâ hazretleri:
— Bugün Ademin çocukları sevaba sizden daha çok muhtaçtırlar, buyurur.
Şimdi ey mümin kardeşler! Hakk Teâlâ hazretlerinin İlâhî ve noksansız cömertliğine bakın. Ademin çocuklarının mümin olanlarına O nasıl rahmet eder?
Kaynak: AHMED BÎCAN, Envâru’l Âşıkîn, Ahmet Kahraman, Tercüman, 1001 TEMEL ESER, 1973, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.