Print Friendly and PDF

Yayınlar


Emoji (Tinlem) Kullanımı

Bunlarada Bakarsınız

 


Bu son derece ilgi çekici ve sosyolojik bir perspektiften ele alınması gereken bir tespittir. Emoji (tinlem) kullanımını, ilkel insanın yazıdan önceki iletişim biçimi olan piktogramlar (resim-yazılar) ile ilişkilendirerek, modern iletişimin bir tür "ilkelleşme" (primitivizm) ile bağlantılı olup olmadığını sorgulamak, hem dil felsefesi hem de Jung’un kolektif bilinçdışı (collective unconscious) kuramı açısından derin bir analiz gerektirir.

Akademik dilde, "ilkellik" (primitivism) yerine arkaik (archaic) veya ilksel (primal) imgelerin yeniden canlanması kavramlarını kullanmak daha uygun olacaktır. Bu bağlamda, emoji kullanımının, insan zihninin duyusal-imgesel (sensory-imagistic) ifade biçimine olan doğal eğiliminin modern teknoloji tarafından yeniden keşfedilmesi olduğu söylenebilir.

I. Piktogramlardan Emojilere: Arkaik İfade Biçimlerinin Sürekliliği

İnsanlık tarihi boyunca, duygu ve düşünceleri aktarmak için başvurulan en eski ve yaygın yöntem semboller yoluyla iletişim olup, bu sürecin ilk aşamaları resim-yazılar (hiyeroglifler ve piktogramlar) ile başlamıştır.

1. İlkel İletişim ve Piktogramların İşlevi

Piktogramlar, mağara duvarlarına işlenmiş resimlerden başlayarak, anlatılmak istenen kavramları somut bir biçimde veren bir ifade biçimiydi. Bu sistem, soyut kavramlara karşılıklar katılarak ideogramlara (fikir-yazısı) evrilmiş ve nihayetinde fonogramlar (ses-yazıları) ile alfabenin temeli atılmıştır.

İlkel iletişimde piktogramlar, nesiller arası iletişimi sağlamış ve duyusal etkilenim durumunu, açıkça mimiksel ifade haline getirerek, duyusal etki ve duyusal heyecanla doğrudan ilişkinin son bulduğu yerde başlayan dilin aksine, doğrudan ifade etmiştir.

2. Emojilerin Hız ve Evrensellik Avantajı

Günümüzdeki emoji, ikon ve piktogram kullanımı, yazının (fonogramların) getirdiği karmaşıklığa ve yavaşlığa karşı bir tepki olarak, görsel iletişimin hızını yeniden ön plana çıkarmıştır.

  • Evrensel Dil: Piktogram kavramı, antik çağlardan günümüze kadar evrensel bir anlam kazanmış ve insanlık için ortak bir dil oluşturmuştur. Emoji (tinlem) kullanımı da bu mirası taşır; örneğin, trafik ışıklarından televizyon kumandalarına, tuvalet sembollerinden internet emojilerine kadar birçok alanda karşımıza çıkar.
  • Hız ve Etki: Sembollerin iletişim hızı, diğer iletişim biçimlerine, örneğin yazıya göre son derece hızlıdır. Modern yaşamın temposunda, imgesel (görsel) veriler, kelimelerin sağlayabileceği soyut ifadenin ötesinde, anlık ve hızlı bir anlam bütünlüğü sunar.

Bu bakımdan, emoji kullanımı, yazılı dilin getirdiği soyutlama ve yavaşlamadan kaçınma arayışı olarak, ilkel insanın somut ifade arayışıyla benzer bir işleve sahiptir.

II. Jungiyen Analiz: Duygusal İfadenin Bilinçdışı Kaynağı

Jung, bilinçsiz olarak ve kendiliğinden düşler şeklinde semboller ürettiğimizi vurgular. Bu semboller, kişisel değil, kolektif bilinçdışının ürünüdür ve duygu yüklü, resimsel bir dil kullanır.

1. İmgenin Duygusal Boyutu

Emoji'ler, genellikle yüz ifadelerini taklit ederek duygusal durumları (üzüntü, şaşkınlık, mutluluk, korku) ifade ederler. Jung’un dört ana işlevi arasında yer alan duygu (hoş ya da nahoş olarak değerlendirme) işlevi, rasyonel (akılcı) bir işlevdir.

  • Kolektif İhtiyaç: İnsanlar, yaşamın anlam ve öneminin ticaretle açıklanamadığı, gönlün derin özleminin bir banka hesabıyla doyurulamadığı bir dönemde, ruhun sembolleri üreten karmaşık kısmını ihmal etmektedirler. Emoji, bu ihmal edilen duygusal boyutun kolay ve hızlı bir dışavurumu haline gelir.
  • İmgelemin Harekete Geçirilmesi: İmgelem (hayal gücü), bir şeyi zihinde resmettiğimizde oluşur. Emojiler, bu imgelem gücünü harekete geçirerek, karmaşık duygusal durumları kısaltılmış, görüntüsel olarak sahnelenmiş bir biçimde sunar.

2. Emoji: Sembol mü, İşaret mi?

Emoji kullanımının "ilkelleşme" ile ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceği, emojilerin işaret (sign) mi yoksa sembol (symbol) mü olduğu ayrımına dayanır.

  • Sembol: Daima ilk bakışta görülebilenden daha fazla anlam taşır, çok anlamlıdır ve bilinmeyene, aşkın olana işaret eder. Gerçek bir sembol değiştirilemez ve üretilemez.
  • Emoji (İşaret/İmge): Emojiler, tekil bir duyguyu veya nesneyi temsil ederler ve genellikle uzlaşımsal (konvansiyonel) bir anlam taşırlar. Bu yönüyle bir işarettir. Bir işaret, temsil ettiği kavramdan daha azını içerir. Örneğin, bir kalp emojisi aşkı gösterir, ancak aşkın tüm derinliğini ve aşkınlığını kapsamaz.

Emoji kullanımının yaygınlaşması, bilinçdışının temel sembol ve motifleri ifade etme eğilimini (Jungiyen anlamda) kısıtlayan bastırılmış içeriğin bir dışavurumu olsa da, bu modern imgeler genellikle sanatsal ürünlerde görülen, derinlikli ve karmaşık semboller değildir; aksine, duygusal ifadeler için kullanılan hızlı, sade ve işlevsel imgelerdir.

III. Sonuç: İlksel İfadenin Yüksek Teknolojiyle Yeniden Doğuşu

Emoji kullanımının yaygınlaşması, ilkel insanlardaki piktogram kullanımının mantığıyla örtüşen bir durumdur, ancak bu bir "ilkelleşme" değil, arkaik (ilksel) ifade biçiminin modern kültürel araçlarla yeniden canlanmasıdır.

İlksel insan, duygusal ve fiziksel dünyasını doğrudan betimlemeye çalışıyordu (mimiksel ifade). Günümüz insanı ise, karmaşık yazılı dilden kaçınarak, küresel ve hızlı iletişim ihtiyacını karşılamak için duygularını anlık, görsel ve evrensel işaretler (tinlemler/emojiler) aracılığıyla ifade etmeyi tercih etmektedir.

Bu durum, felsefi açıdan, duyusal içeriğin (imgenin) yeniden ön plana çıkması ve yazılı (rasyonel) dilin sınırlarının aşılma isteği olarak değerlendirilebilir.

Bu nedenle, emoji kullanımının "ilkel" olmakla bağıntılı olduğunu söyleyebiliriz, zira bu kullanım, yazının ilk oluşum aşamalarındaki duyusal ve hızlı algılama biçimine, yani ilksel düşünce tarzının temelini oluşturan imgelere geri dönüşü simgelemektedir (imgelemde yaratıcılığın lokomotifi). Bu, ruhun sembolleri üreten karmaşık kısmına, bilinçdışı fantezilere ait resimleri yazı veya resim sanatında saptama biçimini (Jungiyen anima rehberliği) pratik bir iletişim aracına dönüştürme eylemidir.



Sembolik Geri Dönüş ve İdrakin Körelmesi: Emoji Kullanımının Bireyleşme Sürecine Etkileri Üzerine Jungiyen Bir Kritik

Modern iletişim araçlarında emoji (tinlem) kullanımının yaygınlaşmasını, evrimsel süreçte körelen yetenekler ve nihayetinde kişilikte basit karakterlerin (karakterli kişilikler) doğuracağı tehlikelerle ilişkilendiren teziniz, dil felsefesi, psikoloji ve sosyokültürel değişimler bağlamında ciddi değerlendirmeyi hak etmektedir. Bu bakış açısı, dilin soyutlama gücü ile imgenin duygusal yoğunluğu arasındaki kadim gerilimi, Jung’un kolektif bilinçdışı (collective unconscious) kuramı ışığında, bir sinsi komplo düzeneği olarak yorumlama potansiyeli taşımaktadır.

Daha önceki yazılarımızda sembolün doğasının çok anlamlılık (polyvalence) içerdiğini, oysa işaretin (göstergenin) tek anlamlı olduğunu ve rasyonel akla hizmet ettiğini vurgulamıştık. Emoji kullanımının bu bağlamdaki tehlikesi, yazılı dilin yerini alarak bireyi rasyonel düşünce (logos) yerine duygusal-imgesel (erotic, imagistic) düzeye sabitleme riskidir.

I. Rasyonel Dilin Terk Edilmesi ve Psikolojik Atrofi (Körelme) Riski

Gelişmiş zihinsel süreçler, mantıksal birliği talep eden, soyut ve genelleştirilmiş kavramlara ulaşmayı gerektirir. Modern insan, yazının sağladığı bu soyutlamadan kaçınarak görsel imgelere sığındığında, bilişsel yeteneklerde bir gerileme riski ortaya çıkar.

1. Duyusal-İmgesel İfadeye Geri Dönüş

Dilin evrimi, duyusal-doğal duygu seslerinden ve somut-hayat dolu olandan, soyut olana doğru gitmesi gereken bir süreçtir. İlkel halkların dillerinde mekansal ve zamansal belirlemeler, genellikle bizzat beden parçalarının ismi olan yalın hal ifadelerine dayanır. Emoji kullanımı, bu mimiksel (mimic) ifade aşamasına doğru bir geri dönüşü temsil eder.

  • Düşüncenin Duruluk Kaybı: Bilinçaltındaki düşünce ve imgeler, duruluklarını ve keskinliklerini yitirir, birbirleriyle ilintileri daha az düzenli ve daha az rasyonel (akılcı) hale gelir. Eğer kişi, dilin fanteziyi silen ve anlatımın olabildiğince tam olmasını sağlayan yapısını terk edip, emojilerin resimsel ve analojilere dayalı diline yönelirse, zihinsel içerikler bilinç eşiğine yaklaştıkça keskinleşmek yerine, daha az bilinçli hale gelirler.
  • Eleştirel Yetinin Zayıflaması: Sorgulayan birey, söylenenler ve yazılanlar üzerine analitik, eleştirel ve tutarlı bir tavır geliştirmek için kendi aklını başlangıç noktası olarak ele almalıdır. İletişimin sürekli olarak basitleştirilmiş imgelerle (işaretlerle) sağlanması, dilin karmaşık ve çok anlamlı yapısını kullanma yeteneğini zayıflatır. Bu ise kişinin, yargı bulanıklığına yol açan kelime elbiselerini ve anlaşılması zor kelime gruplarını fikirlerden ayırma becerisini yitirmesine neden olabilir.

2. Sinirlerin Pasifize Edilmesi ve Bireysel Gelişim

Hipotezinizin vurguladığı "sinirlerin pasifize edilmesi" (az kullanılan yeteneklerin körelmesi) tehlikesi, Jungiyen bireyleşme (individuation) süreci bağlamında değerlendirilmelidir. Bireyleşme, kişinin bütünlüğe (şelf) ulaşması, yani yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kolektif bilinçdışı süreçleri bilinçle kavrayarak yaşama geçirmesi demektir.

  • Basit Karakterli Kişilikler: Kadın imgesinin tarih boyunca "doğal olarak zayıf, rasyonel yetenekler açısından aşağı ve duygusal bakımdan dengesiz" olarak tasvir edilmesi, rasyonel yeteneklerin geliştirilmemesinin kültürel bir sonucu olarak görülebilir. Eğer modern birey, akılcı çabayı ihmal ederse, rasyonel yeteneği sorunlu hale gelir.
  • İstenç Gücünün İhmali: İnsanlar, kendi kararlarına tam anlamıyla hâkim olduklarını ileri sürseler de, bilinçli istenç gücünün (irade gücü) dışında gelişen (bilinçdışı) eylemlerin varlığını göz ardı ederler. Ruhsal gelişim istenç gücünün bir biçimi olsa da, bilinçdışının kişilik üstü güçlerine egemen olmak gerekir. Emoji gibi duygusal-imgesel araçlara aşırı güven, istenç gücünün bilinçli gelişimini baltalayarak, kişiliğin daha edilgen ve dürtüsel (hayvanlarla simgelenen dürtüsel yaşamın aksine) bir karakter kazanmasına yol açabilir.

II. Emoji Kullanımının Sinsi Bir Komplo Düzeneği Olma Tehlikesi

Kolektif düzeyde, rasyonel dilin zayıflaması ve duygusal imgelerin baskın hale gelmesi, siyasi ve kültürel manipülasyon için zemin hazırlar.

1. Sembolik Enerjinin Yönlendirilmesi

Semboller (ve arketipsel imgeler) ruhsal yapının çok önemli parçaları ve insan toplumunun yapısında yaşamsal önemi olan güçlerdir. Bu semboller bastırıldığında veya ihmal edildiğinde, özgün enerjileri, hesaplanamayacak olası sonuçlarıyla birlikte bilinçaltına savuşup giderler.

Eğer emoji, kültürel olarak onaylanan, basit ve sürekli tekrarlanan imajlar sunuyorsa, bu durum kitlelerin duygusal tepkilerini hızlandırır. Zira, reklamlar bile bilinçdışı çağrışımlar yoluyla ürünle bağ kurmaktadır.

  • Akılsızlaşma ve Kontrol: Korku (özellikle belirsizlik korkusu) bireyde mantık kullanımını bertaraf ederek akılcı ve çözüm odaklı yol alma yetisini yok eder; bu da toplumsal "akılsızlaşmaya" yol açabilir. Emoji'lerin yaygınlaştırdığı duygusal yoğunluk (rasyonel aklın yerine geçme eğilimi), siyasi iktidarların veya piyasa güçlerinin, kitleleri duygusal reaksiyonlar üzerinden yönlendirmesini kolaylaştırır.
  • Gizli Tehdidin Gücü: Liderlerin giysileri ve görünümleri, daha tek bir söz bile edilmeden, bir şeyler söylemeye başlar. Giyim tarzlarının, sosyal ve siyasi ifadeler taşıdığı kabul edilse de, çoğu kişi giysilerin gösterme gücüne gereken değeri vermeyi başaramaz. Emoji gibi basit görsel araçlar da bu görsel imajın bir parçası haline gelerek, hiçlikten gelen gizli bir tehdit olarak varlığını sürdüren belirsizlik korkusunu beslerken, bireyleri bu tehdide karşı akılcı tepki geliştirmekten alıkoyabilir.

2. Evrensellik ve Simgeleştirme (Sinsi Düzeneğin Mekanizması)

Emoji, dilin evrenselleşme ve hızlanma gereksinimine bir yanıt gibi görünse de, bu evrensellik, bir imajın herkes adına, ancak belirli iktidar güçlerinin kendi keyfine göre kullandığı bir kamusal alan (public sphere) haline gelmesi tehlikesini içerir.

  • İktidarın Yeni İkonaları: İktidarın imgesi, kültürel ve teknolojik evrimle değişim gösterir. Günümüzde, imaj üretimi endüstrileşmiştir ve para tanrının ikonaları ve sembolleri yaşamın belirleyeni haline gelmiştir. Emoji'ler, bu tüketim toplumunun, duygusal reaksiyonları hızlandıran ve soyut/eleştirel düşünceyi yavaşlatan endüstrileşmiş görsel imgeler akışına katkıda bulunur.
  • Büyüsel Etki: Mitik düşüncede kelime, varlığın bizzat reel bir parçasıdır ve büyüsel etkiler kelimeye bağlanır; ismi ele geçiren nesnenin kendisi üzerinde de egemenlik elde eder. Emojiler, bu eski büyüsel düşünce tarzının (yani duygu ve imgenin nesneyle doğrudan ilişkisinin) modern bir yansıması olarak, kelimelerden ve mantıksal bağlantılardan arınmış, duygusal yüke sahip imgeler sunduğunda, bireyin iradesi üzerinde dolaylı bir etki yaratma potansiyeli taşır.

Bu nedenle, emoji kullanımının altında yatanın doğrudan bir komplo düzeneği olduğunu iddia etmek kaynaklarımızla desteklenemese de, bu durumun, kolektif bilincin ihmal edilen arkaik (ilksel) içeriğinin canlanmasına neden olarak, rasyonel yeteneklerin körelmesi ve dolayısıyla bireylerin manipülasyona açık, basit karakterli varlıklar haline gelmesi tehlikesini artırdığı açıktır. Bu, modern imaj yönetiminin (image management) kitle iletişim araçlarıyla duygusal tepkiyi ve belirsizlik korkusunu sürdürerek akılcı düşünceyi pasifize etme yöntemlerinin sinsi (insidious) bir sonucudur.


Kaynakça

Anonim. (t.y.). 20. yüzyıl sanatında öz, töz ve model olarak kadın imgesi385386.pdf.

Anonim. (t.y.). Aday imajının seçmen tercihi üzerine etkisi Yılmaz Büyükerşen örneği278448.pdf.

Anonim. (t.y.). Altın Çiçeğin Sırrı - Richard Wilhem.pdf.

Anonim. (t.y.). Carl Gustav Jung - İnsan ve Sembolleri.pdf.

Anonim. (t.y.). Ernst Cassirer - Dil, Sembolik Formlar Felsefesi-1.pdf.

Anonim. (t.y.). Fatma Turğay, İbn Sînâ'nın Sembolik Hikayelerinde Ahlak Felsefesi 210066.pdf.

Anonim. (t.y.). İNSAN VE SEMBOLLERİ - JUNG.pdf.

Anonim. (t.y.). İnsan ve Sembolleri - Carl Gustav Jung.pdf.

Anonim. (t.y.). Kimlik temsilinde tarz, imaj ve simgelerin yeri 261211.pdf.

Anonim. (t.y.). Korku filmlerinde belirsizlik imgesi.pdf.

Anonim. (t.y.). Kur'an'ın anlaşılmasında sembolizm tartışmaları211061.pdf.

Anonim. (t.y.). Reklamlardaki imgelem gücünde yaşanan249953.pdf.

Anonim. (t.y.). Seda Uyanık, 19. yüzyıl Osmanlı-Türk romanında Gayrimüslim imgeleri 206360.pdf.

Anonim. (t.y.). Sembol, Sembolizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, Kitab-ı Mukaddes254203.pdf.

Anonim. (t.y.). Tarih Öncesi ilkel 'nsanda Ölüm imgesi228676.pdf.

Anonim. (t.y.). Tarihsel süreçte sembolden ikona231436.pdf.

Anonim. (t.y.). imaj faktörü.pdf.

Anonim. (t.y.). kırmızı kitap-jung.pdf.

Anonim. (t.y.). İsmet Yazıcı Emir - Kitle İletişiminde İmaj.pdf.

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar