Print Friendly and PDF

Seviyorum Seni, Bundan Başka Suçum Yok

 


24

Canla, gönülle seviyorum seni, bundan başka suçum yok. Safran gibi sapsan kesilen yüzümden ne diye yüz çeviriyorsun?

*        Ya bu kanlar yutan gönlü hoş tut, lütfet, yahut da Tanrı dilediğini işler makamında sabretmiye bir kuvvet ver ona.

Yürüye-yürüye iki yol ağzına çattık: Ya sabretmek, yahut nimetlere şükretmek. Fakat ben, senin yüzünün ışığı olmadıkça, bu iki yolu da göremem ki.

Sen yüz döndürdün mü hiçbir arkta su akmaz. Kuşluk güneşi olmadıkça nasıl olur da zerreler belirir.

*        Şarabın olmadıkça güzellerin başlan ne diye döner, nasıl sarhoş olurlar? Sen korumazsan şeytan, nasıl olur da «Lâ havle» yle kaçar? ,

*        İlâca kendi elinle bir avuç helîe atmazsan ne hap, hap olur, ne de pişip yuğrulur.

310. * Bulutun coşup kükremedikçe nasıl olur da güneş esed burcuna girer? Sensiz, zahitlerin ellerinde, ayaklarında bir tek damar bile nasıl olur da atar?         -

Ölümde anlayış gizlersin, uykuda uyanıklık. Taştan su çıkarırsın, şimşekten vefa izhar edersin.       

Gecenin kapkara seli nerde akıl fikir varsa alır götürür, o selden aklı fikri, «He! etâ» müşterisinden başka kim geri alabilir ki?

Ey- parça-buçuk şeylerin de canına can olan, tümün de, ey bağa- bahçeye giyim-kuşam bağışlıyan, ey her yanda, hayrete düşmüş can, gel diye davul çalan,

*        herkes öşür almak için beni aldatır, bana gel der, fakat anlayışım kıttır benim, bu sözü pek anlıyamam.

Anlayış ne yandan geliyorsa o yana gitmek gerek; ömrünü kim uzatıyorsa ömrü uzun olsun diye ona dua etmek gerek.

Gönlünü daraltandır seni yeşerten, geliştiren/ yüzüne gül rengi veren, seni duaya zorlıyan da odur ,duanı kabul edip dileğini veren de o.

*        Rı , ye, be ' yi, nun'u elifle birleştirir de rabbenâ demek için ağzına soluk verir, kuvvet bağışlar.

*        Lebbeyk, lebbeyk ey kerem sahibi, başımda senin sevdan var, senin suyunla değirmen taşı gibi dönüp durmadayım.

Değirmen taşı döner amma bizim de gıdamız o yüzdendir, ekmekçinin kazancı da o yüzden; fakat değirmen bunu bilmez, ne diye döndüğünü anlamaz.

320. Onu sudur döndüren, o da döner durur; fakat Tanrı, suyu kesti mi yerinden bile kımıldıyamaz.

Sus ki şu sözleriniz, sırlarınızdan uçup geliyor; sen sus da sözünde hiç sürçmeyen söylesin. [1]



[1] Cilt 1, Gazel, 24

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar