Print Friendly and PDF

Ey Mayası Hoş, Aslı Temiz Arı Can

 


31

Her an gökyüzünden gönüllere vahiy gelmede, tortu gibi niceye dek yeryüzünde kalacaksınız, göğe ağın demede.

Ancak ağır canlılardır ki tortu gibi dibe çökerler; tortusu arınansa üstüne çıkar.

420. Her an çamuru karıştırma, suyunu bulandırma da arınsın, tortun aydın olsun, derdine derman bulunsun.

Yalım gibi bir can, fakat dumanı nurundan fazla,- duman da haddini astı mı evdeki ışığı göstermez olur.

Dumanı eksiltirsen nurla aydınlanırsın; ışığınla bu dünya da aydın olur, o dünya da.

Bulanık suya bakarsan orda ne ay görürsün, ne gök. Hava da karardı mı güneş de gizlenir, ay da.

Güney yeli esince havayı tertemiz eder. Bu yüzdendir ki sabah çağları seheryeli, âlemi cilâlar âdeta.

Alıp verdiğimiz soluk da gönüldeki sıkıntıyı, derdi arıtır, adamın içini cilâlar. İnsan, bir an nefes alıp vermese varlığına yokluk gelir çatar.

Garip can, şu cihanda mekânsızlık âlemine iştiyak çeker,- hayvan nefisse ne diye şu otlakta otlar durur, bilmem ki.

Ey mayası hoş, aslı temiz arı can, nice bir sefer edip duracak, gezip dolaşacaksın? Sen padişahın doğanısın, padişahının ıslığı nerden geliyorsa uç oraya.

[1]



[1] Cilt 1, Gazel, 31

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar