Kendine Gel, Buluşup Görüşme Çağı Geldi
50
Sûfinin
neden aklı başına geldi, sâki neden
işsiz güçsüz durmada. Sarhoşluk uykuya daldıysa bir başka sarhoşluk uyandı.
Güneş
çukura daldıysa dünya seninle nurlandı. Güzel gözlerin mahmurlaştı da dünyanın
gözleri sarhoşçasına süzüldü.
İlk
işret kocaldıysa ne çıkar? Yüzlerce işret, yepyeni işret var. Saçların mademki
zincir oldu, çaresiz deli olmak gerek.
Ey
nefesi tatlı çalgıcı, şu öndeki, sondaki işreti seyret; artık kimse,
kimseciklerin afsununu işitmez de, duymaz da, çünkü herkes sırları anladı.
* Padişahım, biz Musa'yız ,sen de bâzı
kere sopasın, bâzı kere ejderha. Ey güzeller, pahanız ucuzladı, çünkü
Bulgarların yağma vakti artık.
Lâ'l
dudakların şeker kamışlarını ezdi, gözlerin, hasedinden perişan oldu; can,
gönül evini sildi, süpürdü, kendine gel, buluşup görüşme çağı geldi.
660.
Her zaman özürler getiriyor, sarhoşluktan kaçınıyor, kaçıyorsun; ey can, ne
diye beni savup duruyorsun, bu savuşun çok oldu artık.
Ey
taş gönüllü güze!, bu gece hiç bir çaren yok; sen aysın, bir yıldızız; bu gece
yıldız, ayla buluktu gitti.
Ey
tan yerine sığmıyan ay, bu gece konukuz sana. Gece dünyaya perde saldı mı
yalnız başına yo alanların işi iş.
Eziyetlerine,
zahmetlerine katlandım, sandın ki öldüm artık; hayır, sen arı-durusun, bense
tortudan ibaretim, fakat artık arı-duru olmıyan içilmiye başlandı, tortu
içiliyor şimdi.
Gündüze
benziyen vuslatınla, dünyaları yakan ayrılığınla, adama düzenler öğreten
aşkınla nice sâf kişiler düzenbaz oldu gitti.'
Ne
hararetim vardı, ne başım ağrıyordu, "öyle olduğu halde sabaha dek başımı
taşlara vurdum durdum. O gülbeşekere tamah ettim de mahsustan hastalandım.
[1] Cilt 1, Gazel, 50
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar