Print Friendly and PDF

Pîr-İ Mugânın Müridiyim, İncinme Ey Şeyh!

Bunlarada Bakarsınız



 


 

Bilmem ki uğradığımız sarhoşluk, ne çeşit sarhoşluktu, sâki kimdi, bu şarabı nereden getirdi?

Sen de şarabı al, sahra yolunu tut; bülbül ne güzel çilemekte, şakımakta,

** Bu makam bilen çalgıcı, hangi perdeden çalmakta, hangi makamdan söylemekte? Âşinâ bir söz söyledi, bildiğimiz bir şeyi hatırlattı !

Gülle nesrinin gelişi hayırlı, mutlu olsun... menekşe hoş geldi, yasemin safalar getirdi.

Gönül, gonca gibi halledilmedik işlerden şikâyetlenme; bak, sabah rüzgârı, düğümleri çözen bir nefha yolladı.

* Sabah yelinin ne de güzel, ne de hoş hüneri var; sanki Süleyman’ın Hüthüdü... sanki Seba gülşeninden neşe müjdesi getirdi.

Yüreğimizin zayıflığına ilâç, sâkinin göz ucuyle bir işaretidir. Başını kaldır, bak, doktor geldi, ilâç getirdi.

Pîr-i Mugânın müridiyim, incinme ey şeyh! Neden mi diyeceksin? Çünkü sen vadettin, o yerine getirdi; ondan!

O asker Türkün aç gözlülüğüne kurban olayım... bir tek hırkadan başka bir şeyciğim yok, bana bile hücum etti!

** Felek, şimdi Hâfız’a isteyerek, dileyerek kul olur. Çünkü kapınıza kaçıp, tapınıza sığındı!

Çi mestiyest nedanem ki ru bema averd
Ki bûd sâki-yu in bade ezkucâ âverd

145‏

 

چه مستيست ندانم که رو به ما آورد

که بود ساقی و اين باده از کجا آورد

تو نيز باده به چنگ آر و راه صحرا گير

که مرغ نغمه سرا ساز خوش نوا آورد

 

دلا چو غنچه شکايت ز کار بسته مکن

که باد صبح نسيم گره گشا آورد

 

رسيدن گل و نسرين به خير و خوبی باد

بنفشه شاد و کش آمد سمن صفا آورد

 

صبا به خوش خبری هدهد سليمان است

که مژده طرب از گلشن سبا آورد

 

علاج ضعف دل ما کرشمه ساقيست

برآر سر که طبيب آمد و دوا آورد

 

مريد پير مغانم ز من مرنج ای شيخ

چرا که وعده تو کردی و او به جا آورد

به تنگ چشمی آن ترک لشکری نازم

که حمله بر من درويش يک قبا آورد

 

فلک غلامی حافظ کنون به طوع کند

که التجا به در دولت شما آورد

**

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar