Elif
Açıkça konuşuyorum ve bu beni mutlu ediyor:
Ben aşkın kölesiyim, her iki dünyadan da özgürüm.
Ben cennetin bahçesinden bir kuşum.
Bu ayrılığı nasıl tarif ederim bu kaza tuzağına düştüm
Ben bir melektim ve en yüksek cennet benim yerimdi.
Adam beni harabe şehirdeki bu manastıra getirdi.
Cennetin saat okşayışı, havuzu ve gölge ağaçları
senin geçidin esintisinde unutuldu.
Kalbimin tabletinde hiçbir şey yok ama aşkım uzun alif.
Ne yapabilirim? Ustam bana başka mektup öğretmedi.
Hiçbir astrolog kaderimin takımyıldızlarını bilmiyordu.
Ey Tanrım, ben toprak anadan doğduğumda hangi yıldızlar yükseliyordu?
Aşk meyhanesinin kapısında köle olduğumdan beri
üzüntüler her an tebriklerle bana gelir.
Gözümün gözbebeği kalbimdeki kanı çekiyor.
Ben bunu hak. Neden kalbimi başkalarının sevgilisine verdim?
Hafız'ın yüzündeki gözyaşlarını yumuşak buklelerle silin
yoksa bu sonsuz sel beni kökünden sökecek.
Tercüme: Elizabeth Gray, Cennetin Yeşil Denizi, s. 130
Açık söylüyorum, bu sözümden de neşelenmekteyim, gönlüm sevinçle dolu,
aşk kuluyum, iki cihandan da hürüm!
Mukaddeslik gülşeninin kuşuyum. Bu hâdise tuzağına nasıl düştüm, bu
ayrılığı nice anlatayım ?
Ben melektim, cennet de makamımdı, beni bu çok harap yere Âdem getirdi!
Senin civansın havasıyle Tûba ağacının gölgesi de hatırımdan çıktı,
hurinin gönül alıcılığı da, havuz kıyısı da!
Gönlümün levhinde sevgilinin elif boyundan başka bir harf yok. Hocam,
başka bir harf belletmediyse ben ne yapayım?
Bahtımın yıldızını hiç bir müneccim tanımadı Yarabbi, ben bu cihan
anasından ne talihle doğdum ki?
Aşk meyhanesinin kapısına kulağı küpeli bir kul olalı her an yem bir
gam beni kutlamaya gelmekte!
Gözbebeğim, gönlümün kanını içmekte, lâyık da. Neden insanların gözbebeğine
gönül verdim?
Hâfız’ın yüzünü saçlarınla gözyaşlarından ant. Yoksa bu daimî sel,
temelimi yıkacak!
Faş migüyemu ezguftei hod dilşadem
Bendei ışkam u ezher du cihan azadem
317
فاش میگويم و از گفته خود دلشادم
بنده عشقم و از هر دو جهان آزادم
طاير گلشن قدسم چه دهم شرح فراق
که در اين دامگه حادثه چون افتادم
من ملک بودم و فردوس برين جايم بود
آدم آورد در اين دير خراب آبادم
سايه طوبی و دلجويی حور و لب حوض
به هوای سر کوی تو برفت از يادم
نيست بر لوح دلم جز الف قامت دوست
چه کنم حرف دگر ياد نداد استادم
کوکب بخت مرا هيچ منجم نشناخت
يا رب از مادر گيتی به چه طالع زادم
تا شدم حلقه به گوش در ميخانه عشق
هر دم آيد غمی از نو به مبارک بادم
می خورد خون دلم مردمک ديده سزاست
که چرا دل به جگرگوشه مردم دادم
پاک کن چهره حافظ به سر زلف ز اشک
ور نه اين سيل دمادم ببرد بنيادم
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.