Print Friendly and PDF

YENİ ÇIKMIŞ GÖRÜNEN ESKİ “TARZ”LAR



“-Bardaki bal tuzağına dikkat eti
-Gerçekten mi?
-Mutlaka gözüne ilişir, takılmadan edemezsin”
Munich-2005
“Honey Trap” kelimesinden Türkçeye Bal Tuzağı olarak çev­rilen yöntem, tarih boyunca istihbarat örgütleri tarafından kul­lanıldı. Her dönemde etkili ve her dönemde başarılı olan bu yöntem, kişinin kontrol altına alınabilmesi için cinsel arzuların kullanılmasına dayanır. Çoğunlukla kadın kullanılarak, erkek­lerin düşürüldüğü bu tuzakta, tersi durumlar da söz konusudur. Bazen bir kadını ağa düşürmek için yakışıklı bir erkeğin kullanıl­ması ya da eşcinsel eğilimlerden yararlanılması da söz konusudur.
Bal Tuzağı yönteminde genel olarak fahişeler işin içindedir. Zaman içerisinde mankenler, oyuncular, dansözlerin kullanıl­dığı da olmuştur. Yöntemi profesyonel olarak uygulayan bazı ülkelerde ise istihbarat örgütleri kadın personelleriyle hedef erkeğin yakınlaşmasını sağlarlar. Musa Peygamber’den sonra Musevilerin kralı olan Jashua döneminde yaşayan Fahişe Rabah, resmi kayıtlarda Bal Tuzağı’nı kullanan ilk kadın casus olarak bilinir. Yöntemi sistemli ve uzun vadede sonuç almak üzere kul­lanan Çin ise bu alanda tam bir fenomendir. Tehlike oluşturan ülkelerin veliahtları, prensleri ve krallarına reddedilemeyecek güzellikte kızlarını sunan Çin, Bal Tuzağı yöntemini uzun yıl­lara yayan ve etkisi kolay kolay kesilmeyecek sonuçlar alan ilk ülkedir. İngiltere, aradan yüzyıllar geçtikten sonra Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği 1900’lü yıllarda Arap Liderleri’ne eş olarak verdiği sarışın İngiliz kadınlarında bu uzun vadeli Bal Tuzağı yöntemini uyguladı.
Zamanın hızlı akmaya başladığı Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve sonrasında, Bal Tuzakları da hızlandı. Artık uzun vadeli değil, ani ve hızlı sonuçlar verecek Bal Tuzakları kurulma­ya başlandı. Profesyonel birer kuruma dönüşen, dünyayı saran ağlar haline gelen istihbarat örgütleri, Bal Tuzağı yöntemleri için eğitim birimleri kurmaya, ekipler oluşturmaya başladılar. Gizli kamera teknolojilerinin gelişimini zorlayan modern atılımlar da bu nedenle oldu. Hedef seçilen kişilerden çok azı tuzağa düşmekten kurtulabildi. Bu kimi zaman Amerika Birleşik Dev­letleri Başkanı Bili Clinton gibi üst düzey bir isim, kimi zaman Filistin’deki sıradan bir Hamaslı oldu.
Bu yöntem, tuzağa düşenin ilişkisinin deşifre edilerek ailesi, yakınları ve toplumdaki itibarının yok edilmesi esasına dayanır. Tarihte bir şekilde deşifre olan, yargıya intikal eden ve yıllar sonra anılarla ortaya çıkan çok az sayıda Bal Tuzağı’nı bilebi­liyoruz. Tuzağa düşenlerin çoğu, çaresizce boyun eğip, kendi­sinden istenenleri yerine getirirler. Özellikle Müslüman nüfusa sahip ülkelerde Bal Tuzağı’na düşenler için bu durum fazlasıyla geçerli. Türkiye’de son yargı süreçleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yüzlerce subayının ve astsubayının Bal Tuzağı’na sapla­nıp kaldığını ortaya çıkardı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Bal Tuzağı konusunda uzmanlaşan Rus istihbaratının, TSK’yı adeta ablukaya aldığını görüyoruz. Slav ırkı kızların tüm güzelliğini ve soğukkanlılığını kullanan KGB, (Sonraki dönemde FSB ve SVR) TSK arşivlerini sır tutamaz hale sokmuş görünüyor.
Ekonomik gelişme ve Türkiye’nin kabuğunu kırma çabalarına giriştiği 2000 sonrası ise yeni bir sosyal sınıfın Bal Tuzağı’nın hedefinde olduğunu görüyoruz: İslamcılar...
“Çevre”de kendi halinde ve ikincil rollerde yaşayan muhafazakâr Anadolu tabanının evlatları, değişen zaman ve şartlarla birlikte “merkez”e geldikçe, yeni bir kadın tipolojisiyle tanışmaya başladılar. Modern kadının çarptığı ve kendi için­de çelişkilere düşürdüğü İslamcılar, artık statü-para-güç sahibi olmaları nedeniyle profesyonel Bal Tuzakları’nın da birincil hedefleri haline geldiler.
“Çevre”deyken görücü usulüyle evlendiği -çoğunlukla başör­tülü- resmi nikâhlı eşinin üstüne, “merkez”e geldiğinde kokla­dığı başı açık yeni sevgilisini, imam nikâhlı eş statüsüne sokup vicdanını rahatlatabilir. Ancak masasına konulan gizli kamera görüntüsü, aynı rahatlıkla kamuoyuna açıklayamaz. Kendili­ğinden gelişen evlilik dışı ilişkileri görüntüleme, Bal Tuzağı’nın modern teknolojilerle örgütlenen yeni ve en risksiz yöntemidir.
Tüm bunların sosyolojik temelleri ve Bal Tuzağı’ndaki pro­fesyonellik, “sadakat” duvarını her gün başka bir yerinden de­liyor. Tarihin bu en eski yöntemi ise insanın temel zaafından yararlanarak uygulanmaya devam ediyor.
İstihbarat örgütleri neden fahişelere el atar?
“Tarih boyunca kendilerinin toplamları tarafından sefil bir ya­şama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır. ”
Aytunç Altındal
Sh: 14-16

Bal Tuzağı yöntemlerinde kadın personellerini kullandığı­nı açıklamaktan çekinmeyen İsrail yönetiminin dışında, bilgi toplamada mahir ülkelerin çoğu bu iş için “uygun” kadınlarla çalışmayı tercih eder. İnsanların rahatlayıp resmiyetten çıktıkları, kalkanlarını indirdikleri mekânlar, Bal Tuzakları için en uygun yerlerdir. Birinci Dünya Savaşı’nda askerlerin sık gittiği barlar ve genelevler kullanılırken, zaman içerisinde sauna ve masaj solanları devreye girdi.
Günümüzde ise bilinen yöntemlerin dışında deşifre olmamış profillerden yararlanılıyor. Yöntemin vazgeçilmez unsuru “güzel kadın” olduğundan Bal Tuzağı kurmak isteyenlerin tercihleri bu yönde gelişir.
Manken ajansları günümüzde çok uluslu şirketler gibi faa­liyet sürdürüyor. Birden fazla ülkede hatta Avrupa ve Amerika kıtasında aynı anda faaliyet gösteren büyük manken ajanslarının yanında İstanbul, Ankara, İzmir gibi il bazında çalışan yerel ajanslar da var. Uluslararası çalışan ajansların özellikle Slav ül­kelerinde çok güçlü olduklarını görüyoruz.
Emniyetin fuhuş operasyonlarına çok sayıda mankenin ta­kılmasından anlaşılabileceği gibi manken ajanslarının fuhuş sektörüyle ilişkisi inkâr edilemez bir gerçek. Tamamı olmasa bile büyük çoğunluğu “elit fuhuş” denilen işi yapmakta. En güzel kızlar fuhuş sektörüne bu ajanslar marifetiyle sokuluyor. Sektörde fuhuştan gelecek gelir, güzellikle değil şöhretle doğru orantılı. Bir kız ne kadar ünlüyse, gece mesaisinde o kadar pahalı oluyor.
Geceliği 20 Bin dolara varan ünlü mankenlerin, oyuncuların pazarlandığı sektörde, olay paradan ibaret değil elbette. Bu tip ajansları yönetenler, hem kendilerini koruyabilmek için hem güç edinebilmek için hem de mecburen istihbarat örgütleriyle işbirliği yapmak durumunda.
Rusya, İsrail ve Amerika kökenli gizli servisler, manken ajans­larını birer İstihbarat Ofisi gibi kullanır. Astronomik fiyatlı eskortlar demek, bu parayı ödeyebilen erkekler demektir. Böylesi maddi güce sahip erkekler de sıradan tipler değildir. Geceliği, yüzlerce hatta binlerce dolarla ifade edilen ünlü kadınlarla bera­ber olanlar genelde işadamlardır. Böylesi kadınların sunulduğu bürokratlar, siyasiler ve kilit konumdaki insanlar da yok değildir. -Burada yeni çıkan kamera teknikleri çok önemlidir ki ilerleyen bölümlerde değineceğiz-
Büyük paraların döndüğü elit fuhuş sektörünün kaçınılmaz gerekliliği güzel kadınlardır. Manken ajansları bu gereklilik için alternatifi olmayan mecralardır. Sistemin işleyişi aslında her şeyi açıklıyor:
Kendisini güzel gören kızların, kendiliğinden manken ajans­larına başvurduğu da olur. Ama asıl tespit etme noktası, giyim fuarlarıdır. Güzel genç kızlar, güzel giyinmeye de meraklıdır. Giyim fuarları, takı fuarları gibi dış imaja yönelik kalabalık et­kinliklerde manken ajansları ava çıkarlar. Bu herkes tarafından da bilinir. Manken olmak isteyen genç ve güzel kızlar, bir ajans temsilcisi yanlarına gelip iletişim kursun diye beklerler. Ajans temsilcileri beğendikleri kızlara kartlarını verir, görüşmeye çağırır, mümkünse o an iletişim bilgilerini alırlar.
Bu kartları alan ya da manken ajansıyla kendiliğinden irti­bata geçen güzel kızların sisteme katılması için tek adım kalır: SÖZLEŞME...
Genç kızlar manken ajansına kaydolabilmek için sözleşme imzalamak durumundadır. Bu sözleşmelerin olmazsa olmazı ise tazminattır. Sözleşmede genel olarak başka ajansın bir projesin­de ya da kendi inisiyatifiyle farklı bir projede yer almayla ilgili tazminat maddeleri vardır. Bunun yanında ajansın verdiği işe git­meme de tazminata bağlanır. Sözleşme düz mantıkla okununca genç manken adayı için problem oluşturmaz. İş olduktan sonra başka ajansla neden çalışayım diye düşünür. Ama asıl vurucu madde, ajansın verdiği işe gitmeme maddesidir. Bu maddedeki tehlikenin farkına varılmaz.
İşte fuhuş sektörüne sürüklenme adımı bu maddeyle başlar. Genç ve güzel kızımız birkaç normal defileye katılır. Dekol­te dozu yükseltilerek utangaçlığı kırılır ve sözleşmenin kritik maddesini teste sıra gelir. Genç manken, “ev defilesi” ya da çok dar kapsamlı iç çamaşırı defilelerine gönderilmek istenir. Buna karşı koyabilir ama direndiğinde karşısında 20 bin dolardan 100 bin dolara kadar değişen rakamlar içeren sözleşmesi çıkartılır. Verilen işe gitme maddesi imzalanmıştır bir kere. Noter tespiti için düzenek hazırdır bile. Sözleşmenin tek taraflı feshi daha yüksek tazminatlar içerir.
Ev defilesi, genç mankenin zengin erkeklerle doğrudan te­mas kurduğu ve yoldan çıkmaya çok yaklaştığı noktadır. Söz­leşmelerin neredeyse tamamı aileden gizli ya da aileye rağmen imzalandığı için, gidip durumu anlatamaz. Verilen işi kabul ettiğinde döngü başlar.
Zengin erkekler, yakışıklı playboylar, magazin sayfaları, ün, şöhret ve bunu sürekli devam ettirmek, güzel elbiseler, güzel arabalar, güzel evler, kısacası elit hayatı ayakta tutma gerekliliği döngüsüdür bu. Bir kereden bir şey olmazla başlar.
Magazin ve şov dünyasının ünlü manken ve oyuncuları, azım­sanmayacak ölçüde çok fuhuş operasyonlarında gözaltına alınıyor ve sorgulanıyorlar. Ancak bu durum bir skandal ya da rezaletle son bulmadığı gibi ilginç biçimde daha çok ün ve sansasyon olarak geri dönüyor.
Elit fuhuş sektöründe ise şöhret her şeyden önemli görülüyor. Sektördeki bir kadın ne kadar ünlüyse fiyatı da aynı oranda yükseliyor.
Uzun yıllardır İstanbul’da görev yapan bir Emniyet yetkilisi bu durumu şöyle anlatıyor:
“Uyuşturucu ve fuhuş ortak işleyen çark. Bu çarkın içerisindeki insanların bazıları yetenekli; bazı­sının sesi güzel, bazısının fiziki özellikleri var. Çevrelerindeki insanlar tarafından televizyona çıkmaya teşvik edilip ünlü olu­yorlar. Fuhuş piyasasında ne kadar ünlü olursanız fiyat o kadar artar. Fuhuştan kazanılan para ise uyuşturucu için kullanılıyor. Ünlüler uyuşturucuyu performansı artırıcı bir unsur olarak görür. Çevrelerinde samimi oldukları kişiler zaten adı suça ka­rışan insanlar. İstedikleri zaman bu maddeleri kendilerine bu arkadaşları sağlıyor”
İstanbul’da manken ajansı adı altında faaliyet gösteren birçok fuhuş merkezi olduğunu belirten bir diğer Emniyet yetkilisi ise, “Manken olmak için ajanslara gelen gençler, ilk olarak fuhşa itiliyor. Kızlar ve erkekler bilinçli olarak aynı odalarda, birlikte yatırılıyor. Manken olacağım diye buralara başvuran gençler fuhuş pazarına itilmiş oluyor” diyor. Bir başka Emniyet yetkilisi ise bir oyuna dikkat çekiyor: “Birileri ünlü olmak isteyen genç kızları fuhşa sürüklemek için öncelikle uyuşturucuya alıştırıyorlar. Bu sayede hem uyuşturucu pazarı oluşturup hem de fuhuştan para kazanıyorlar. İçlerinden yetenekli olanların televizyon­larda, yarışmalarda görünmesini teşvik ederek kamuoyunun gündemine girmesini sağlıyorlar. Bir insan ne kadar ünlü olursa fuhuş yaparken fiyatı o kadar çok artar. Fuhuştan kazanılan para da uyuşturucuya gidiyor. Polisin yakalaması bu insanları çok rahatsız etmiyor. Kendilerini kötü yollara sürükleyen insanla­rın telkini ile reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düşünüyorlar.”
Manken ajanslarındaki kızların psikolojisini ise kendi ağız­larından anlamak mümkün. İstanbul’da polisin 6 aylık teknik ve fiziki takip sonucu çökerttiği, ünlü mankenlerin içinde bu­lunduğu fuhuş çetesi, elit yaşamın, fuhuş sarmalındaki rolünü gözler önüne sermişti.
Sosyetenin ünlülerine, işadamlarına ve spor dünyasında ta­nınmış kişilere “etiketli kız” olarak adlandırılan tanınmış man­kenleri göndererek para karşılığında pazarlayan çetenin listesi oldukça kabarıktı.
10 bin sayfayı bulan fuhuş dosyası 30 klasörden oluştu. Dos­yalarda geçen ifadeler, renkli ve pahalı dünyada yaşama isteğini gözler önüne serdi. İfade veren mankenler, lüks hayat yaşamak istedikleri için bu işe girdiklerini anlatırken polise verdikleri ifa­delere de bu durum yansıdı: “Biz para karşılığı bu işi yapmasak nasıl lüks yaşarız, pahalı eşyaları, elbiseleri nasıl alırız? Pahalı yaşamaya alıştık” (Kaynak: Habertürk)
İstihbarat Ofisi Olarak Manken Ajansları
Manken ajanslarındaki kızların güzelliği, açılması zor kapılar için hayati önemde. Rus istihbaratı, ajansların topladığı güzel kızları dünyanın pek çok ülkesinde etkili birer personel olarak istihdam etmekte, Bal Tuzağı’nın en etkili örneklerini sergile­mektedir. Slav ırkının güzelliği, burada kilit roldedir. Türkiye, yöntemin en etkili ve yaygın kullanıldığı ülkelerden birisidir.
İsrail ve ABD istihbaratının da bu konuda geri kalır yönü yok. Çok uluslu manken ajansları, farklı ülkelerde farklı milletlerden kızları bu konuda istihdam etmektedir. İsrail istihbaratı, bir Türk kızını, Türkiye’de bir Türk’e karşı kullanabilmektedir örneğin.
Manken ajansları eliyle güzel kızlara ulaşıp kullanabilmenin yanında ünlü mankenlerin kullanımı da söz konusudur. Ünlü mankenler elit mekânlarda bulunur, ünlü insanlarla zaman geçirirler. Elit mekânlara yemeğe giden önemli kişi, burada alanıyla hiç ilgisi olmadığı halde ünlü bir mankenle tanışabilir. Tesadüfen gerçekleşen bu tanışmayı başka tesadüfler izleyecek ve tüm Türkiye’nin tanıdığı ünlü manken, ünlü siyasetçi, bürokrat ya da başka bir önemli kişinin koynuna girecektir. Elbette ki odadaki gizli kameranın şahitliğinde!
Elit fuhuş sektörüyle uyuşturucu sektörü, paralel dönerken devlet için ağı çözmek ve çökertmek oldukça basittir. Bu durum manken ajansları için korunma mecburiyeti doğurur. Fuhuşa bulaşan basit bir pavyonun… ’da tanıdık bir polis memuru ara­ması gibi bir durumdur bu. Manken ajansları da korunma için Gizli Servislerin şemsiyelerinden istifade etme yoluna giderler. Karşılıklı yarar üzerine ilerleyen sistemde; Gizli Servislerin hedef aldığı isimler için düşündükleri uygun kızlar, manken ajansları tarafından anında temin edilir.
Manken ajanslarının dışında, saunalar ve masaj solanları da yeni kamera teknikleriyle birlikte tuzaklara elverişli mekânlar haline geldiler. Ünlü Sauna Operasyonu sırasında Ankara’daki 300’e yakın masaj salonu ve saunanın neredeyse tamamında fuhuş yapıldığı ortaya çıkmıştı.
Eğlence sektörü de aynı biçimde Bal Tuzakları’nın bolca kurulduğu ve istihbarat örgütleriyle içli dışlı alanlardan. Birinci Dünya Savaşı’nda Berlin’in ünlü mekânlarından Salon Kity’den beri eğlence dünyası istihbarat birimleri tarafından boş bırakıl­madı. İstanbul’un Ortaköy’deki ünlü mekânlarının güvenlik şirketlerinin yöneticilerinin isminin Ergenekon Operasyonla­rında bolca geçmesi bu nedenle tesadüf değil.
İnsanlar eğlence mekânlarında rahatlar, sosyal açıdan ken­dilerini deşifre eder ve güçlerini kaybedecekleri noktaya iler­lerler. Normal hayattaki statülerinin güçlü duvarları eğlence mekânlarında tuz buz olur. Eğlence sektöründeki isimler de bu nedenle güç odaklarının ilgi alanındadır. Toplumun moral değeri olarak nitelenen sanatçıların; mafya, derin devlet ve istihbarat örgütleriyle zaman zaman deşifre olan ilişkileri bu nedenle te­sadüf değil, planlamanın sonucudur.
Önemli bir diğer sektör de turizm ve otelcilik sektörüdür. Otel sahipleriyle mafya gruplan aşırı iç içe geçmiş durumdadır.
Oteller, Bal Tuzağı açısından bu özellikleri nedeniyle ‘Trol Avcılığı’ denilen yöntemle kullanılır. Trol gibi süpürme olur ve kim denk gelirse kayda girer. Bu amaçla istihbarat örgütleriyle profesyonel olarak çalışan oteller vardır.
Bu amaçla, büyük ülkeler uluslararası otel zincirlerini des­teklemede, devletin bütün imkânlarını kullanırlar. Otelcilik ve Turizm sektöründe insanların sponten ilişki geliştirmeleri kolay olduğundan, Bal Tuzağı daha kolaydır. Otelin lobisinde ya da havuzunda anlık ilişkiler gelişebilir ve erkekler çoğunlukla bunu bir kazanım gibi görür. O an yaşanan ve geçen ilişkide aşk yoktur, sıkı tanışma yoktur ve devamlılık yoktur. Zafer hava­sında yaşanan ve unutulan bu ilişkinin kaseti, hayatın ilerleyen bölümlerinde önünüze konduğunda gerçeği fark edersiniz. Tabi paraya, güce ve makama hükmeden bir konuma gelmişseniz eğer bu konumdaki herkes Bal Tuzağı için hedeftir.
Sh: 35-41
Kaynak: Cevheri GÜVEN, BAL TUZAĞI Bel Altı İstihbarat Timaş, 2013, İstanbul



Ortadoğu, Bal Tuzakları’nın atom bombası etkisi yaptığı nadir coğrafyalardandır. Bölgede top koşturan güçlü ülkeler, Bal Tuzağı’nı bütün şekilleriyle bu topraklarda kullandılar. Ingilizler, güçlü devlet başkanlarıyla evlilik tipi ilişkiler üzerinden ilerlerken, İsrail daha sert yöntemlere başvurdu. Araplar birbirlerine karşı kadın ve eşcinsel ilişkiler tabanlı Bal Tuzaklarım kullanırken, Müslüman ülkeler arasında bölgenin en etkili aktörü kuşkusuz İran...
Muta Nikâhı’mn (Saat-gün-hafta-ay gibi belli süreler için kıyılan nikâh) yaygın olduğu Pers coğrafyasında, İran istihbarat örgütünün geniş bir kaset arşivi olduğu biliniyor. Şah dönemi­nin istihbarat örgütü SAVAK’tan günümüzdeki Ettelaat’a kadar devam eden bir gelenek bu.
İran istihbaratının kaset yöntemini çözmek için İsrail’in uygu­lamalarına göz atmak gerekiyor. Ortadoğu’da birbirine düşman algılanan iki zıt devlet İsrail ve İran’ın, ülke menfaatleri adına Bal Tuzağı yönteminde birleştikleri ve bölgeyi benzer yöntemler kullanarak domine etmeyi seçtikleri görülüyor.
Arap coğrafyasındaki değerler dizilimini çözen ve buna yö­nelik yöntemler geliştiren ana devlet İsrail’dir. Gözaltına alman Filistinli mahkûmların çırılçıplak soyularak birbirine bakmaya zorlanmasının, kaba işkenceden daha etkili olduğu, İsrail is­tihbaratının çalışma belgelerinde geçmekte. Amerika Birleşik Devletleri, Irak’ı işgal ettiğinde benzer yöntemler kullandı.
Çırılçıplak soyulup kadın askerlerin karşısında konuşmaya zorlanan Filistinliler, aşırı derecede utanmakta, onurları kırıl­maktadır. Bunun ikinci adımı ise saatler boyu porno filmle­re maruz bırakılma. Hücresine konulan demir kafes içindeki televizyondan gün boyu yüksek sesli porno yayınına maruz bırakılan mahkûmlar, önce bakmamak için direnirken bir süre sonra durumu kanıksamaya ve dizi izler gibi saatlerce porno yayına bakmaya başlamaktadır. Süreklilik arz eden bu durumun sonunda mahkûmlar kendilerine olan saygılarını kaybetmektedir. Bu aşamaya gelindikten sonra sorguda çözülmesi daha kolay hale gelirler.
İsrail, Filistinlilere yönelik bu tip uygulamalarını kullanabil­diği kadar yaygın kullandı. Tekstil ürünleri satan mağazaların giyinme kabinlerine yerleştirilen gizli kameralardan elde edilen görüntüler bile İsrail istihbaratının malzemesi oldu. Hamas ve El Fetih yöneticilerinin eşleri, kızları, kız kardeşlerinin görüntü­lerini bu şekilde kaydeden MOSSAD, bunları ya şantaj unsuru olarak kullandı ya da direkt olarak dolaşıma sokup hedef aldığı isimlerin itibarını sarstı.
Dört dörtlük Bal Tuzakları da İsrail tarafından yaygın bi­çimde kullanıldı. Güçlü teknik takip imkânlarına sahip olan MOSSAD, evlilik dışı ilişkilerini tespit ettiği Filistinli hedef kişileri gizlice görüntüledi. Herhangi bir Hamas ya da FKÖ yöneticisinin kasetinin çıkması, siyasi hayatının bitmesi belki de öldürülmesi demekti. Pek çok yöneticinin şantaja boyun eğdiği ve Filistinlilerin yaptığı anlaşılmaz hataların altında bu tip göbek bağlarının olduğu iddia edilir.
İsrail, kaset arşivini bizzat kullanmanın yanında Filistinlileri birbirine düşürmek için de devreye soktu. Hamas, Gazze’yi ele geçirdiğinde El Fetih üslerinde Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yöneticileri ve komutanlarına ait çok sayıda gizli çekim seks kaseti bulmuştu.
Kasetlerin içinde El Fetihli bakanlardan birinin bile görün­tüleri vardı. Kadınlardan bazılarının Avrupa ve Amerika kökenli olmaları, bir organizasyonun varlığına işaret ediyordu. Hatta Hamas, kendi yöneticilerinin kasetlerini bile bulmuştu arşivde. MOSSAD’ın yurt dışından kadın getirterek, önde gelen Filis­tinlileri tuzağa düşürdüğü Filistin medyasında günlerce haber yapıldı. Kasetlerin bu biçimde ortaya çıkması belki de arzulanan bir durumdu. Kaseti olmayan Filistinli önde gelenler hakkında bile söylentiler çıkmış, tabanda güven duygusu ciddi biçimde örselenmişti.
Onlarca kaset böylece açığa çıksa da MOSSAD’ın arşivinin oldukça geniş olduğu İsrail televizyonlarından kritik zamanlarda yayınlanan kasetlerden anlaşılıyordu. Bunlardan biri de Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın en yakınındaki isme aitti. Abbas’ın Özel Kalem Müdürü Refik El Hüseyni’nin iki kadınla görün­tülerini, İsrail Kanal 10 televizyonu yayınladı.
İsrail televizyonu haberinde, Hüseyni’nin kadınlara iş karşılı­ğında cinsel ilişki teklif ettiğini iddia ediyor, özel kalem müdürü­nün nüfuzunu cinsel çıkar için kötüye kullandığı belirtiliyordu. Hikâyenin bu kısmının ardından kasetin görüntüleri ekrana bütün açıklığıyla getiriliyordu.
Refik El Hüseyni, İsrail istihbaratı için çalışan bir çete ta­rafından siyasi tuzağa düşürüldüğünü söylese de kaset yayına girdikten sonra bunun anlamı yoktu. İsrail’in Ortadoğu coğraf­yasında acımasızca kullandığı bu yöntemlerin Filistin’le sınırlı olmadığı, problem yaşanılan hemen her Arap devletine karşı belli ölçülerde kullanıldığı farklı örnekleriyle ortaya çıktı. Bal Tuzağı’nı yasal çerçeveye oturtarak kullanan İsrail, Arap liderlere ve önderlere karşı yaptığı bu uygulamaları çoğunlukla gizleme gereği duymadı.
İsrail’in bu uygulamaları coğrafyadaki diğer istihbarat ör­gütlerine de örnek oldu. Baas Rejimlerinin kontrolündeki El Muhaberat gibi istihbarat örgütleri, yıpratmak istedikleri isimlere yönelik çeşitli Bal Tuzakları kurdular ya da üretilmiş delillerle kamuoyunda yasak ilişki algısı oluşturdular. Çok sayıda lider adayı, alternatif hareket önderi bu şekilde yok edildi.
Arap Baharı sürecinde Ortadoğu Liderlerinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’e karşı yükselen tepkileri sonrası Esed’in başvurduğu kart oldukça dikkat çekiciydi.
Arap Liderlerin Esad’a sırtlarını döndüklerinin net olarak ortaya çıktığı günlerde Ürdün merkezli Kuwait Times ve El Bavaba çarpıcı bir habere imza attı:
“Esad yönetimi, Arap liderleri ‘Elimizde seks görüntüleriniz var. Bunları yayınlarız’ diyerek tehdit ediyor. Görüntülerin bu liderlerin Şam’a yaptığı ziyaretler sırasında Suriye istihbarat ser­visinin otel odalarına yerleştirdiği gizli kameralarla elde edildiği de belirtiliyor. Esad’ın bu mesajım liderlere, özel danışmanı Buteyna Şaban tarafından ilettiği öğrenildi. Suriyeli yönetici­lerin yöntemi sadece yabancı liderlere karşı kullanmadığı, ülke içinde de birçok yetkiliye benzer şantajlar yapıldığı öne sürüldü”
Haber Arap dünyasında oldukça ses getirdi. Suriye’nin bu haberden sonra katliamlarını artırmasına karşılık, Arap Lider­lerin Esed’e baskısındaki düşüş ilginçti. Esed’in kontrolündeki El Muhaberat’ın kaset arşivinin sırrı ise İran istihbaratında ya­tıyordu. İran ile Suriye arasındaki on yıllardır devam eden bir iş birliği söz konusu. Suriyeli istihbaratçıların eğitimi de İran tarafından sağlanıyor. Suriye’de devlet sisteminin ve gündelik hayatın seküler olması diğer Arap ülkelerine göre, bazı kolay­lıklar sağlıyor. Bu kolaylık ve rahatlıklara kapılan Ortadoğulu devlet adamları, Şam otellerinde kapılarını tıklatan genç ve güzel kızların sadece para peşinde olduğunu ya da kendilerine sunulmuş birer ikram olduklarını düşünüp içeri davet ederken, Bal Tuzağı’na da kapı aralamış oluyorlardı.
İran ve Suriye coğrafyasında hem devlet adamları hem de ge­lecek vadeden isimlerin Bal Tuzağı’na düşürülmesinde kullanılan ana yöntem Muta Nikâhı. İran ya da Suriye’ye dil öğrenmek için giden, görev gereği bulunan ya da kısa süreli ziyaretler yapanlar Muta teklifleriyle karşılaşıyor.
Şiilere göre Muta nikâhının üç şartı var:
-            Ücretin ve sürenin belirlenmesi gerekir.
-            Kadın, ücretin tamamını peşin alabilir.
-            Şahit bulundurmak şart değildir.
Şartların bu kadar kolay olması nedeniyle İran’da muta nikâhı son derece yaygındır. İran’a giden parlak gelecekli isimleri hedef alan ülke istihbaratının kullandığı yöntem ise genel olarak iki türlü. Dil öğrenmek, eğitim ya da görev gereği ülkede bulunan isimlerin yanma yaklaşan, yakın isimlerle kontağa geçen istih­barat görevlileri muta fikrini hedef kişinin zihnine eker. Ülkede uzun süre kalacağını, yalnızlığın zor olacağını, bu süre zarfında muta nikâhıyla bir eş ayarlanabileceğim duyan kişiler çoğun­lukla bu teklife “evet” der. Tereddüt edenlere ise konu farklı biçimlerde tekrarlanarak olgunlaştırılır ve aslında İslamiyet’te böyle bir açık kapı olduğu fikri kolayına gelecek biçimde telkin edilir. İstihbarata bu noktada düşen asıl görev, ülkeye gelmiş olan yabancılardan gelecek vaat edenlerin tespit edilmesidir. Bal Tuzağı bu kişilere yönelik kurulur.
Diğer yöntem ise “Muta turları” olarak biliniyor. Fuhuş sektörüne yönelik sıkı yasaklamaların konulduğu Ortadoğu ülkelerinden İran’a giden varlıklı kimseler, kendilerini gecelik ya da bir iki günlük Muta’nın kollarına bırakırlar.
İran’da bir devlet politikası olarak yaygınlaştırılan ve hatta Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani tarafından 90’lı yıllarda teşvik hutbeleri okutulan mutanın İran İstihbaratı tarafından kullanılış biçimi diğer ülkelerin istihbaratlarının da dikkati­ni çekiyor kuşkusuz. Bu konudaki en açık ifadeleri Wikileaks Belgeleri’nde “İran, mutayı diplomatik amaçlı kullanıyor” başlığı altında gördük.
Wikileaks’ta yer alan ABD Bağdat Elçiliği’nin belgelerinde, İran’ın mutayı Irak coğrafyasına doğru yaygınlaştırmak istediği, Arap aşiret şeyhlerine mutayla kadın temin ettiği yer alıyor.
İran’ı ziyaret eden Iraklı aşiret liderlerinden birinin belgeler­deki ifadeleri şöyle: “İran’ı ilk ziyaretimizin ardından bu ülkeyi ziyaret eden tüm aşiret önderlerinin mutadan istifade ettiklerinin farkına vardım. İran’a her gittiğimde akrabalarımıza tedavi için oraya gittiğimizi söylüyorduk. İran’da bizler İranlı yetkililerin sağladığı imkânları kullanıyor, mutanın keyfini çıkarıyorduk.”
İranlı yetkililerin imkân sağlarken ve muta ayarlarken bunu iyilik olsun diye yapmadıkları açık. Muta kasetleri İran İstihbaratı tarafından kullanılacağı zamanı beklemek için uzun yıllardır arşivlendi ve nüfuz için çeşitli biçimlerde kullanıldı. Türkiye’nin dâhil olduğu yakın coğrafyadaki Müslüman ülkelerde, İran’ın devlet kademelerinden çeşitli bilgiler sızdırabilmesinde, ken­disi adına Sünni ülkelerde lobi oluşturabilmesinde arşivlerin kullanıldığı yaygın kanı. Bunu destekleyen en önemli veri ise kritik konularda ve zamanlarda şaşılacak biçimde İran’a destek veren isimlerin geçmişine bakıldığında belli süreliğine İran’da bulunmuş olmaları.
Bal Tuzağı’nı Ortadoğu’da acımasızca kullanan MOSSAD’ın, İran’ın bu konuda aldığı mesafeden rahatsız olduğu da rapor­larına yansıyor. Kirli oyunda, Ortadoğu’nun bu iki aktörü bir- birleriyle neredeyse yarış halinde.
Sh: 77-82
Kaynak: Cevheri GÜVEN, BAL TUZAĞI Bel Altı İstihbarat, Timaş, 2013, İstanbul

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar