Bir Dünya Say Beni, Sen Güneşsin, Sen Olmasan
XIV
Sevgili, senin otağınım ben, kurarsın,
söker, yıkarsın. Elinde bir kalemim ben, yonarsın, kırarsın.
Bayrak başlığıyım ben, gâh baş aşağı edersin
beni, gâh dağın başına çıkarsın, oraya dikersin beni.
Havadaki o zerreyim ben ki pencereden vuran ışığın içindeyim;
pencereye doğru onun için giderim ki pencerenin üstünde sen varsın.
Hele hele zerre deme bana, bir dünya say beni, sen güneşsin, sen
olmasan iki âlem de nerden ışıklanır, nerden aydın olur?
Hepimiz de deriden ibaretiz amma gene de sen öz gör, iç say bizi;
fakat özler de, içler de tamamıy la kurudur, sen onlara bir yağ bağışlamazsan.
Padişah olsam da sensiz bulunsam, varlığım ne de yalan, ne de
yalan. Toprak olsam da seninle bulunsam o varlık, ne de lâtiftir, ne de lâtif.
Sana feryat ediyorum, sen, ben seni uzaklaştırdım kendimden,
bakayım a zerre, şu havada ne yapacaksın diyorsun.
Güneş bir tek zerreyle ne diye görüşür, danışır? Sen öldür, sen
dirilt, ne yapmak gerekse a dostum, sen yap.
Nasıl bir şarap sundun gönüle ki sağa sola
yalpalayıp gitmede; bâzı bâzı da ne sağa gidiyor, ne sola, ne korkudan haberi
var, ne eminlikten.
Kaynak:
Cilt 3
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar