Canım İvmede, Sabrım Kalmadı
17
A
adı güzel Yusuf'umuz, damımıza ne de hoş çıkıyorsun,- kapıyı açtık işle, buyur,
damdan in, kapıdan gir içeriye.
230.
Ey mercanla dolu denizim, andolsun Tanrı'ya, canım ivmede, sabrım kalmadı, şu
başı dönmüş çanın, bu değirmenin dönüşünden başı döndü artık.
Kervan
başı, hatırım için olsun, Allah için olsun, sürme burdan kervanı, gitme bu
konaktan ileriye ,hele develeri bir ıhlat şurada.
Hayır
hayır, yürü ey deli, delicesine yürü, kanlar içinde bir hoş halde yürü;
nelikten nitelikten söz açma, neliksiz yürü, niteliksiz yürü, eana konak yeri
yok çünkü.
Kalıbın
toprağa girerse canın göklere ağar. Hırkan yırtılırsa meraklanma, canına yokluk
yok senin.
Gönül
sırrına bigâne değilsin sen, göster yüzünü, bir aynasın çünkü. Mademki aşka
düştün, elbette başına fitneler gelecek, sınamalar gelecek.
Bana
diyorsun ki nasıl da gitmedesin, kayıtsızca, koşa-koşa gidiyorsun; dikkat et,
kanlar içinde yelip yortmadasın, hem de nereyedek gideceksin, hiç
söylemiyorsun.
* Söyliyeyim: Gönül ateşlerinin içinden
geçerek, yerlere döşenmiş gönüllerin üstünden aşarak, gönül sevdasiyle
yuvarlanıp durarak tâ Tanrı dilediğini i?ler denizinedek.
Her
an bir elçi gelmede, canın yakasına yapışıp çekmede; her an gönülde bir hayal
belirmede; yâni canin aslına gel diyor hepsi de.
Gönül,
şu renk, şu koku âleminden ,o asıl nerde diye nâralar atıp elbiselerini
yırtarak bucak-bucak kaçıyor. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 17
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar