Eski Bir Diziden Yeni Dizilere Bakış
“ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN
Kİ” DİZİSİNİN PSİKANİLİZİ VE POLİTİK SEMBOLİZM
Drama
Koordinatörü: Elif Ayşe DURMAZ
Yönetmen: Zeynep GÜNAY TAN
Öykü Ve
Senaryo: Coşkun IRMAK
Oyuncular:
- Erkan Petekkaya (Ali)
- Ayça Bingöl (Cemile)
- Wilma Elles (Caroline)
- Yıldız Çağrı Atiksoy
(Berrin)
- Aras Bulut İynemli
(Mete)
- Farah Zeynep Abdullah
(Aylin)
- Emir Berke Zincidi
(Osman)
- Meral Çetinkaya
(Hasefe)
- Mete Horozoğlu (Soner)
- Orhan Alkaya (Balıkçı)
- Mehmet Sezai Gürhan
(Kemal)
- Zeyno Eracar (Neriman)
- Nilperi Şahinkaya
(Mesude)
- Dila Akbaş (Ayten)
- Tolga Güleç (Ahmet)
- Salih Bademci (Hakan)
- Ferit Kaya (Kürşat)
- Simay Küçük
- Sercan Badur (Necati)
- Yeliz Kuvancı (İnci)
- Şenay Aydın (Amina)
GENEL HİKAYE
Hikaye, 1967 yılında,
İstanbul’un eski semtlerinden birinde başlayan ve günümüze kadar sürecek olan
bir zamanı dilimini içerir.
Hikayenin odağında
Akarsu ailesi vardır. Anılan zaman içinde bu ailenin dağılması, aile
bireylerinin bu dağılmadan aldıkları etkiler ve her birinin bu etkiler altında şekillenen
hayat hikâyeleri sergilenir.
Denizci olan Ali
Akarsu’nun, Hollandalı Carolin’le olan aşkı, karısı Cemile Akarsu tarafından
öğrenilince, yaşanan büyük sıkıntılar ve bu durumun yarattığı olumsuz şartlar,
Cemile, Ali ve çocukları üzerinde, hayatlarının geri kalanını şekillendirecek
kalıcı etkiler bırakır. Hayatla ve birbirleriyle olan mücadeleleri, birçok
travmanın izlerini taşıyarak, sürer.
Ali ve Cemile’nin
üniversiteye gitmekte olan büyük kızı Berrin, liseye gitmekte olan küçük kızı
Aylin, Aylin’le aynı liseye gitmekte olan oğlu Mete, bu travmayı kendi
hayatları içinde hissederler ve kendi hayat hikâyeleri de bu etki altında
gelişir.
Ailenin en küçük bireyi
olan 6 yaşındaki Osman, bütün bu sürecin içinde olan, etkilenen, gözleyen bir
kişi konumundadır. Küçük olduğu için, korunan kollanan, olayların dışında
tutulmaya gayret edilen bir durumdadır. Ama bu sebeple, aslında, olayların
bütününü görebilen, gözleyebilen ve diğer aile bireylerine oranla, yaşananlara
en bütüncül yorumu yapabilecek verilere sahip olarak gelişen biridir. Bu
özelliğiyle Osman, 1967’den günümüze uzanan hikâyenin, odağında olan kişidir. Ve
hikayenin bütünü, aslında Osman’ın hikayesidir. Osman’ın bu niteliği, hikayenin
gelişimi içinde derinde olgunlaşacak ve ancak günümüz aşamasına gelindiğinde
kendini net bir şekilde açığa vuracaktır.
Ali’nin annesi Hasefe
Hanım, hikâyedeki en yaşlı kişidir. Dobra, mert, görmüş geçirmiş bir kadındır.
Oğlu’nun yanlış yaptığına inandığı için, gelini Cemile’nin tarafını tutacak
kadar açık sözlü ve yüreklidir. Diğer oğlu Kemal ve gelini Neriman, çıkarcı, rüzgâra
göre davranan kişiler olarak, Hasefe Hanım’ın gözünde değer taşımazlar.
1967’den başlayarak,
sürecin siyasal-toplumsal olayları, değişim ve dönüşümleri, hikâyenin
gelişimindeki toplumsal zemini oluşturacağı için, önemlidir. Yukarda kısaca
değinilen kişiliklerin hayat hikâyeleri, ilişkileri ve çatışmaları, bu
toplumsal zemin üzerinde gelişecektir.
YORUM
Türkiye, 2002 yılından
sonra sürekli bir diziler bombardımanına uğratıldı. Sürekli bir bilinçlendirme
ile insanlar TV başında artık düşünce ve eylem bazında “gizli bir ikna edici”
ile olması gereken alternatifin içine itilmektedir. Bu durum masa başında mı
olur. Yoksa birileri kasıtlı mı yapar? Diye düşünmeden gördüklerimizi ve
düşündürdüklerini açıklamak istiyoruz.
PSİKANALİZ DEĞERLENDİRME
Dizlerin uzunluğu, bölüm
ve sezon sayısını geniş tutmak için psikanaliz ilmine ihtiyaç duyarız.
“Öteki Kadın-Erkek”
“Haz”
“Öteki Haz”
“Öteki olma arzusu”
“Karakteri ödünç alma”
“Bir’in ikili ilişkisi”
Bahse konu dizide
bulunan karakterlerde ve ilişkilerinde sürekli olarak sayılan hususlar tekrar
edilmektedir. Her karakter üzerinde bu hususlar zaman içerisinde harekete
geçirilip diziler uzadıkça uzuyor. Ancak insanlarda bıkmadan usanmadan
izlemekten vazgeçmiyorlar.
Bu diziden örnek verecek olursak;
“Ali” karakteri iki kadınla;
“Cemile”, Ali ve balıkçıyla,
“Berrin” zıt kutuplu Ahmet ve
Hakan ile…. İlişkilendirilmiştir.
“Bir”in “ikili ilişkisi”
içerisinde, ikililer kendi aralarında sürekli “ötekisi olma” ile uğraşıp
durmaktadır. Bu şekilde dizi her karakteri birkaç bölümde öne çıkararak
insanları kendine çekmeyi başarmaktadır. Bu nedenle, sonuçlanmayan olaylar
zinciri ve birbirleri arasında gidip gelişi ancak dizi karakterlerini “öldürmek”
ile ancak finale ulaşacağı kesin görülmektedir.
Dizideki vaktinden
önce şöhret olmuş (!) “Küçük Osman” da olayları anlatırken
sürekli kaderi takip eden biri olması açısıyla “köken” i irdeleyen
psikanaliz yorumcusu durumdadır. Onun “Baba” simgesiyle ile olan
ilişkisi ileriki dönemlerde “Tanrı” yı sorgulamaya başlayacağını
söyleyebiliriz. “Köken sorunu” ile meşgul olan zihniyetin temsili, düşeceği açmazlarla “bütünlüğü parçalayıp”
“ümitsizliğe düşeceği” “kaderin, bir kurgu olduğuna inanmasıyla” “mistik
değerlerini kaybedip, dinsizliğe kadar sonucu vardıracaktır.
Diziler, psişik alt
yapısıyla normal hayatta insanların ilişkilerinde “tek” “bir” olma denilen
bütünü yıkmasıyla birçok sakıncaları da beraber getirmektedir. Hayali olan
senaryo sürekliliğini ise “ölümsüz kişi ile ilişkili çiftli
karakterler” barındırmasınında bilinçaltını çok kötü şekilde yıktığını
düşünmemek elde değildir. Farz edelim ki bahse konu dizi karakterlerinden “Ali”
yle ilişkili iki kadından biri ölse muhakkak “Ali” karakteri de sanal olarak vasfıyla
ölecektir.
Eğitim amaçlı olmayan TV
dizileri, insanları oyalama taktiği ve para kazanma hesapları ile bunları on
yıl daha bıkmadan seyredebileceğiz.
Ayrıca diziler senaryo alt
yapısını psikanaliz teorileri üzerine kurdukları ve insanların düşünüp te
yaşayamadıklarının hazzının bir şekilde tatmin edilmelerini sağladıkları için çok
seyredilmesi de bu sebeptendir.
POLİTİK SEMBOLİZM
OLARAK DEĞERLENDİRME
Dizinin politik
sembolizm olarak işlenişinde politik olarak şu tezleri sürebiliriz. Dizi
“Kurtlar Vadisi” kadar ilgi çekiciliği altında politik bir işleyişi de dolaylı
barındırmaktadır. Bu günlük olaylar hakkında bir ev kadını veya gencin
düşüncelerinde ulaşacağı yargıya dizideki karakterlerle ulaşmak da etkili ve
kalıcıdır, felsefesiyle hareket
etmekten ileri gelir. Yani “Gizli ikna ediciler” dediğimiz hususlar
devreye girmektedir. Bu şekilde birileri
tenkit yaptıkları gibi, istedikleri imaj faktörünü de kabul ettirmiş olurlar.
Dizideki olayalar güncel
hayata yakın bir şekilde geçerken toplumun yorumlarındaki verdiği tepkinin
istatiksel hesaplanınca ileriki zamanda verilecek politik bir kararın tayin
edilme arifesinde ön hazırlık yapılmış olur.
İşte bu bilgilerle ne şekilde
düşünmemiz ve kişilerin olaylara bakış açısında geniş ufka sahip olmayı hatırlatmak
istiyoruz. Örnekler ile dizinin politik sembolizmi hakkındaki içerik açığa
çıkacaktır.
Diziyi sürekli takip edemiyorum
fakat izlediğim kısımlar için yorum yapmanız için ipuçları verelim. (Yorumlar
daha da artırılabilir.)
“Ali” Devlet İdaresi
“Cemile” Türkiye
Cumhuriyeti Devleti
“Caroline” Avrupa Birliği
“Ekber” Azınlıklar.
“Mete” Türkçü
fikirler taşıyan ve günümüz siyasetinin güncel politikalarına itiraz eden
kesim.
“Berrin” Siyasî hayat
“Ahmet” Sol görüşü
“Hakan” Sağ
görüşü
“Ayten” Siyasi görüşlerin içeriğini bilmeden taklit eden halk
“Aylin” Ekonomi
“Soner” El altından olaylara müdahale Kapitalist sermaye
“Murat” Dışa
bağımlı yerel sermaye
“Hasefe” Etkisini kaybetmiş gelenek
“Balıkçı” Hikmete
ulaşmış güngörmüş kişiler
“Kemal” Siyasi görüşü günü birlik olup, rüzgâra göre yelken açan yalaka
takımı
“Neriman” Medya, menfaatçi guruplar
“Mesude” Uzantılar
“İnci” Milli duyguları gelişmiş fedakâr halkçı öğretmen
“Osman” Olayları
seyreden ve yorumlayan saf akıl ve kader çizgisi, tarih.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar