Abdulbakiy Gölpınarlı’nın Adını Doğru Yazmak
Abdulbâkiy Gölpınarlı hakkında birkaç kelamdan sonra isminin konusunu ele
alacağım.
Hikmet İlaydın’a göre Abdulbâkiy Gölpınarlı, bir “maneviyat
yolcusu” olarak, yaşamının uzunca bir bölümünde zikzaklar yapmaktan
kurtulamamıştır.
Mevlevilik gibi, Bektaşîlik gibi apayrı târikatların dervişi
olmuş, sonraları Melâmîliğe ilgi duymuştur.
Hatta bir zamanlar Atheisme’e saptığını bile söylemiştir.
Fikir ve sanat alanlarındaki çalkantılara da, uzunca bir süre karşı
koyamamıştır. Kopmadığı eksen, Mevlânâ Celâleddin kaddese’llâhü
sırrahu’l-azizin coşkusu ve onun büyük temsilcisi saydığı Yunus Emre
kaddese’llâhü sırrahu’l-aziz sevgisidir.
Dört beş ay önce, ömrünün seksen ikinci (kendi hesabıyla) seksen üçüncü
yılında, şimdiki huzuruna, ancak bu çelişkileri yaşamak suretiyle erdiğini
söylemiş ve hamdetmiştir.[1]
Cemil Meriç, Abdülkadir Gölpınarlı’yı anlatırken joker bir cümleyle hükmünü
söyler: “Neyi yıkacağını iyi görür!” (Cemil Meriç ile Sohbetler, Halil Açıkgöz,
Doğu Kütüphanesi)
Ahmed Yüksel Özemre, Gölpınarlı hakkında şu anektodu kitabında
zikretmiştir.
“Bu isim, genellikle, yanlış bir şekilde "Abdülbâki" olarak
yazılmaktadır. Hâlbuki eski Türkçe’de "kef” harfiyle yazılan baki
"bükâ"dan türemiş olup "ağlayan" demektir.
"Kaf' harfiyle yazılan bâkiy ise "bekâ"dan türemiş olup
Allah Teâlâ’nın isimlerinden biridir ve "Her şey zeval bulduktan sonra var
olmaya devam eden Zât" demektir.
Gölpınarlı hayatının son
döneminde bunu farkederek o zamana kadar hep Abdülbâki diye yazdığı ismini
Abdülbâkıy diye yazar olmuştu.
[Hasretini çektiğim Üsküdar, Yazar: Ahmed Yüksel Özemre, Dipnot 16]
[1] ÇİFÇİ
Adil Abdulbâki Gölpınarlı'nın Hayatı ve Eserleri [Kitap]. - Sivas : Cumhuriyet
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü -Y. Lisans Tezi 136948, 2003., s.45
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar