Çiftçiler "Seneye seneye" Diyerek Ömür Tüketmelerinin Nedeni Öşür Vermedikleri mi?
Öşre
Tabi Ürünler Konusundaki Farklı Görüşler
Öşür konusundaki farklı görüşler, İslam hukuku ve
tarihi boyunca önemli tartışmalara neden olmuştur. Sizin de belirttiğiniz gibi,
bu konuda tek bir yaklaşımdan ziyade, mezhepler arasında ve hatta aynı mezhep
içindeki alimler arasında bile farklılaşan görüşler mevcuttur. Mevcut kaynaklar
ve önceki sohbetlerimize dayanarak, öşürle ilgili temel tartışma konularını ve
bu konulardaki farklı görüşleri kapsamlı bir şekilde inceleyebiliriz.
1.
"Öşür" Kavramının Farklı Anlamları
Öncelikle, kaynaklarda "öşür" kelimesinin üç
farklı mali yükümlülük için kullanıldığı görülmektedir. Bu anlam farklılığı,
konunun en temel tartışma zeminini oluşturur:
- Toprak Mahsullerinin Zekâtı: Öşrün en temel ve fıkhî anlamı budur. Anlamı "onda bir"
olan bu kelime, Hz. Peygamber'in "Yağmur ve nehir sularıyla sulanan
toprak mahsullerinde 'uşr' (onda bir), kovayla sulananlarda ise
'nısfu'l-'uşr' (yirmide bir) zekât vardır" hadisiyle terimleşmiştir.
Bu, zekâtın bir türüdür ve bir ibadettir.
- Toprak Vergisi (Haraç): Özellikle Osmanlı Devleti'nde, devlete ait (mîrî) arazilerden alınan
ve aslen haraç olan vergiye halk arasında "öşür" veya
"âşâr" denilmiştir. Şeyhülislam Ebüssuûd Efendi, bu verginin
şer'î anlamda öşür olmadığını, arazinin kira bedeli niteliğinde bir haraç
olduğunu fetvalarıyla açıkça belirtmiştir. Bu iki vergi arasındaki en
temel farklardan biri oranlarıdır; zekât olan öşür %5 veya %10 iken, vergi
olan öşür %10 ila %50 arasında değişebiliyordu. Bu ayrım, öşürle ilgili
birçok fıkhî tartışmanın temelini oluşturur.
- Gümrük Vergisi (Ticaret Malları Vergisi): Klasik fıkıh literatüründe, İslam ülkesine giren ticaret mallarından
alınan vergiye de "öşür" (çoğulu uşûr) denilmiştir. Bu verginin
oranı tüccarın statüsüne göre değişiyordu: Müslüman tüccarlardan zekât
oranında (%2,5), zimmîlerden (%5) ve harbîlerden (%10) alınırdı. Alay
Müftüsü Harun Hilmi'nin aktardığı fetvalarda, Müslüman tüccarın ödediği bu
gümrük vergisini zekâta niyet etmesi halinde, zekât borcunun
düşeceği kabul edilmiştir.
2. Öşre Tabi
Ürünler Konusundaki Farklı Görüşler
Hangi tarım ürünlerinden öşür alınacağı, mezhepler
arasında ve özellikle Hanefî mezhebi içinde en temel görüş ayrılıklarından
biridir.
- Ebû Hanîfe'nin Geniş Kapsamlı Görüşü: Ebû Hanîfe'ye göre, topraktan elde edilen ve ondan yararlanma
kastıyla ekilen her türlü üründen öşür alınır. O, "Yerden
sizin için çıkardıklarımızdan infak edin" (Bakara 2/267) ve
"Hasat günü de hakkını verin" (En'âm 6/141) gibi ayetlerin ve
ilgili hadislerin genel (umûmî) anlamını esas alır. Bu görüşe göre ürünün
dayanıklı olup olmaması, sebze, meyve veya hububat olması fark etmez. Bu yaklaşım, günümüzde
ticari değeri çok yüksek olan yaş sebze ve meyvelerin de zekât kapsamına
alınması gerektiğini savunan modern alimler tarafından daha isabetli
bulunmaktadır. Mısır Dâru'l-İftâ, Sudan ve Kuveyt gibi kurumlar da bu
görüşü benimsemiştir.
- İmâmeyn (Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed) ve
Cumhurun Sınırlayıcı Görüşü: Ebû Hanîfe'nin iki
öğrencisi ve fakihlerin çoğunluğu ise, bir üründen öşür alınabilmesi için
o ürünün bir yıl dayanabilen ve saklanabilen bir ürün olmasını şart
koşarlar. Bu görüşlerini "Yaş sebzelerde zekât yoktur"
anlamındaki rivayetlere dayandırırlar. Bu yaklaşıma göre, çabuk bozulan
yaş sebze ve meyvelerin çoğu öşre tabi değildir. Şâfiîler ve Mâlikîler bu
şartlara ek olarak ürünün "temel gıda maddesi" (kût) olması gibi
ilave şartlar da öne sürmüşlerdir.
3. Nisap
Miktarı Konusundaki Farklı Görüşler
Öşrün farz olması için ürünün ulaşması gereken asgari
miktar (nisap) konusunda da temel bir ihtilaf vardır.
- Ebû
Hanîfe'ye Göre Nisap Şart Değildir: Ebû Hanîfe, yukarıda belirtilen ayet ve hadislerin genel anlamını
esas alarak, yerden çıkan ürünün azından da çoğundan da öşür
verilmesi gerektiği görüşündedir. Ona göre öşür, toprağın bir nevi
vergisidir ve diğer zekât mallarından bu yönüyle ayrılır.
- İmâmeyn ve Cumhura Göre Nisap Şarttır: Fakihlerin çoğunluğu ise, "Beş veskten aşağısında zekât
yoktur" hadisini delil alarak, toprak ürünlerinde de nisap ararlar.
Bu nisap beş vesk'tir. Bu görüş, günümüz fetva kurullarının da
genel kabulüdür.
4. Masrafların
ve Borçların Öşürden Düşülüp Düşülmeyeceği
Günümüzdeki en önemli tartışmalardan biri de artan
tarım masraflarının (gübre, ilaç, tohum, mazot, işçilik vb.) ve çiftçinin
borçlarının, öşür hesaplanırken brüt üründen düşülüp düşülmeyeceğidir.
- Klasik Görüş (Masraflar ve Borçlar
Düşülmez): Hanefî, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerindeki
hakim görüşe göre, sulama masrafı zaten oranla (%10'dan %5'e düşürülerek)
dikkate alındığı için, bunun dışındaki tohum, işçilik, gübre gibi
masraflar ve çiftçinin borçları brüt üründen düşülmez. Bu görüş, öşrün malın
aynına (ürünün kendisine) taalluk eden bir hak olduğu ilkesine dayanır.
- Çağdaş Yaklaşım (Masraflar ve Borçlar
Düşülür): Günümüzdeki fetva kurulları ve alimler,
modern tarımdaki masrafların geleneksel tarıma göre çok artmış olmasını
dikkate alarak farklı bir yaklaşım sergilemektedir. Diyanet İşleri
Yüksek Kurulu (DİYK), günümüz şartlarının getirdiği gübre, ilaç, mazot
gibi ekstra masraflar çıkarıldıktan sonra kalan ürün üzerinden
öşrün hesaplanması gerektiğine karar vermiştir. Kuveyt Beytü'z-zekât ve
Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi gibi kurumlar da, çiftçinin borçlanarak
yaptığı masrafların üründen düşülebileceği görüşünü benimsemiştir.
Bu farklı görüşler, öşür konusunun ne kadar dinamik
olduğunu ve zamanın değişmesiyle ortaya çıkan yeni durumlara göre İslam
hukukçularının farklı çözümler üretebildiğini göstermektedir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder