Özgüven (Kendine Güven) Ve İdealizm İle Yüksek Makamın Getirdiği Yozlaşma, Korku Ve Küresel Kontrolün Karmaşık Doğası
Özgüven (kendine güven) ve
idealizm ile yüksek makamın getirdiği yozlaşma, korku ve küresel
kontrolün karmaşık doğası arasındaki çelişkiyi son derece yerinde bir
şekilde ele almaktadır. Kaynaklar, bu durumu sadece kişisel bir başarısızlık
olarak değil, aynı zamanda sistemin doğasında var olan bir tuzak ve stratejik
bir tasfiye mekanizması olarak açıklamaktadır.
İşte kaynaklardan elde edilen
bilgiler ışığında bu konulara dair kapsamlı bir analiz:
I. Yüksek Konumdaki İnsanların İdeallerinden Vazgeçmesi ve Köleleşmesi
Bir bireyin cesaret ve ideallerle
yükselirken, zirveye ulaştığında neden düşme korkusuna kapılıp köleleştiği,
kaynaklarda statü arayışı, konfor alanı ve ideolojik bağımlılık ile
açıklanmaktadır:
- Düşme Korkusu ve Konumun Yüceliği: İnsanlar
yüksek bir konuma ulaştıklarında, bu gücün kendilerinden alındığı takdirde
ne olacağını bilmek istemezler. Geçmiş ABD Senatörü William Fulbright’ın belirttiği gibi, güç,
kendisini erdemle karıştırma eğilimindedir. Bu kibir ve zafiyet,
kişinin bulunduğu yerden düşmekten kaçınmak için taviz vermesine neden
olur.
- Sistemin Köleleştirmesi: Özgür olduğumuzu
düşünme yetisinin kaybı, küresel sermayenin tasarladığı, insanları köle olduklarını
hissettirmeden köleleştiren bir düzenin sonucudur. Bu düzen, insanları markaların
esirleri ve olmayan ihtiyaçların köleleri haline getirerek dışa
bağımlı kılar. Yüksek konumdaki kişi dahi, sisteme hizmet etmezse, kendi
lüks yaşamını veya gücünü sürdüremez.
- Dış Güce Yaslanma İhtiyacı (Sömürge Kafalılık):
Yüksek makamlardaki siyasi veya askeri liderler, Türkiye deki elitler gibi
kendi başına varlığını sürdüremeyeceği saplantısıyla hareket ettiklerinde,
"muazzam bir gücün himayesine girmedikçe var olamayız"
zihniyetine düşerler. Bu, kişiyi müttefik olmaktan çıkarıp uydu veya
uşak haline getirir ve ideallerden tam bağımsızlık tutkusunun
körelmesine yol açar. Bu zihniyete sahip kurmaylar, mevcut efendiden (ABD
gibi) vazgeçip hemen bir başkasına (Rusya/İran ekseni gibi) biat etmeyi
tartışmaya başlarlar ki, bu da "Sömürge Kafalı" damgasını
hak eder.
II. Cesaret Timsallerinin Komplolarla Yıkılmasına Örnekler
Kaynaklar, özellikle ulus-devlet yapısını savunan veya
küresel güçlerin çıkarlarına karşı çıkan cesaretli aktörlerin, siyasi
sebeplerle uydurma veya zamanlaması ayarlanmış skandallar aracılığıyla
nasıl tasfiye edildiğini belirtmektedir:
- Yolsuzluk ve Seks Skandalları ile Tasfiye:
Bir makam sahibinin izlediği politika, küresel güçlerin çıkarlarıyla
çatışırsa (örneğin İran ile çatışmaya girmeyi reddetmesi gibi), o kişiyi
bertaraf etmek için yolsuzluk veya seks skandalları
kullanılır. Bu skandallar, aslında eskiden beri biliniyor olabilir, ancak zamanı kollanarak ve manşetlere taşınarak
siyasi bir operasyon haline getirilir.
- Özel Servis Operasyonları: Türkiye'ye
dışarıdan yönlendirilen yıkıcı faaliyetler, genellikle "komplo
teorisi" denerek maskelenir. Ancak kaynaklar, Uğur Mumcu, Eşref
Bitlis ve Necip Hablemitoğlu gibi isimlerin, hangi istihbarat
örgütünün operasyonu sonucu öldürüldüğünün hâlâ sır perdesi altında
olduğunu belirtir. Bu cinayetler, genellikle bir fikri yaymak veya bir
olayın üzerini kapatmak için işlenmiştir.
- Tapınak Şövalyeleri Örneği (Tarihsel Komplo):
Foucault Sarkacı üzerine yapılan analizler, Tapınak Şövalyeleri
gibi o dönemin en güçlü ve cesur örgütlerinden birinin bile, siyasi güç
(Kral Yakışıklı Philippe) tarafından korkunç suçlar işlediklerini itiraf etmeye
zorlanarak nasıl yıkıldığını gösterir. Şövalyeler, eşcinsellik ve sapkın ayinler
(Bafomet tapınımı) gibi suçlarla suçlanmışlar, işkence altında bu
iddiaları doğrulamışlardır. Bu, siyasi tasfiyenin uydurma ahlaki
skandallar yoluyla nasıl gerçekleştirildiğinin tarihsel bir örneğidir.
III. Küresel Sermayenin Etnik/Dini Kökeni Paradoksu
Küresel sermayenin Yahudi kökenli
olduğu düşüncesi ile Hristiyan kökenli oluşumların (Tapınakçılar, Opus Dei) bu
çarkın içinde yer alması arasındaki çelişki, "Küresel Sermayenin"
etnik veya dini bir grup olmaktan çıkıp ideolojik bir sisteme
dönüşmesiyle açıklanmaktadır:
- Küresel Sermayenin Kimliksizliği: Kaynaklar, küresel
sermayenin (Karunlar Ligi) tek başına Yahudi bir tezgâh olduğu fikrini
kesinlikle reddeder. Küresel sermaye, sermayenin sahibi değil, yöneticisidir
ve coğrafyaya veya dine bağlı değildir.
- İdeolojinin Özü: Şeytanın Dini: Küresel
sermayenin ideolojisi, klasik kapitalizmden farklı olarak, bencilliği
yüceltmek ve insanların arzularını kontrolsüz bırakmaktır. Bu düzenin özüne, "şeytanın
dini" demek gerekir. Bu şeytani yükseliş, kötülüklerle,
cinayetlerle ve cürümlerle sağlanır ve bu yol, hangi milletten veya
dinden olursa olsun, Karunlar Ligi'ne katılan herkesi kapsar.
- Hristiyan Kökenli Aktörlerin Araçsallaştırılması:
- Masonluk: Masonluk, her ne kadar kökenleri
Haçlı Seferleri'nden (Hristiyan şövalyeler) gelmiş olsa da, bugün
itibarıyla ulus-devletlerin işine gelmeyen projeleri
gerçekleştirmek için kurulmuş bir işbirliği kadrosu veya paravan
olarak işlev görür. İçine
aldığı kişiler Müslüman, Hristiyan veya Yahudi olabilir.
- Katolik Güçler: Vatikan ve Opus Dei gibi köklü Katolik
yapıların bile, ekonomik olarak kapitalist prensipleri harfiyen
uyguladığı ve bu sayede küresel sermaye ile ittifak halinde
olduğu belirtilir.
- Evanjelistler: Hristiyan Evanjelistler,
Tevrat'ı inançlarının temel kaynağı kabul ederek, kendi dini
vecibelerini yerine getirme düşüncesiyle (Tanrı'nın Yahudilere kutsal
bir krallık vadettiğine inandıkları için) Siyonizm’i desteklerler.
Bu durum, Hristiyan grupların dahi, küresel sistemin alt tasarılarından
biri olan Siyonizm'e hizmet etmesini sağlayan karmaşık bir ideolojik
şartlanma örneğidir.
Dolayısıyla, bu sistemin
Hristiyan kökenli oluşumları ve Yahudi kökenli aktörleri barındırması anlamsız
değildir. Aksine, ideolojiler sadece çatışan tarafların üniformalarıdır;
bu üniformaları giyenler, aslında üst akıl tarafından belirlenmiş tek bir
egemenlik mücadelesinin araçlarıdır. Mesele din veya ırk değil, para ve gücün kontrolüdür.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Yorumlar
Yorum Gönder