Fal Sanatı: Tarih, Yöntemler ve İnanç Sistemlerindeki Yeri
1. Giriş: Bilinmeyeni Anlama Arayışı
İnsanlık tarihi, en temelinde,
belirsizliğin perdesini aralama ve evrenin karmaşık desenleri içinde kendi
yerini anlama çabasının bir öyküsüdür. Bu evrensel arayışın en eski ve en
yaygın yansımalarından biri, geleceği yorumlama sanatı olan falcılıktır. Fal,
basit bir kehanet tekniğinin çok ötesinde, insanın kaderin gizemli akışını
çözme, bilinmeyenin getireceği endişeleri azaltma ve görünmez güçlerle bir
diyalog kurma arzusunu temsil eder. Bu belge, falcılığın antik Mezopotamya’nın
kil tabletlerinden modern dünyanın dijital platformlarına uzanan zengin ve çok
katmanlı tarihini, çeşitli yöntemlerini ve farklı kültürlerdeki felsefi
temellerini kapsamlı bir şekilde ele alacaktır. Özellikle İslami gelenek içinde
falın nasıl hem reddedildiğini hem de dönüştürülerek kurumsallaştığını analiz
edecek, bu karmaşık ve çelişkili ilişkiyi aydınlatmaya çalışacaktır. Bu
yolculuk, falcılığın temelinde yatan derin felsefeleri ve dünya görüşlerini
anlamakla başlayacaktır.
2. Falcılığın Temelleri: Evren, Doğaüstü ve İnsan Zihni
Farklı coğrafyalarda ve çağlarda ortaya
çıkan sayısız fal pratiğinin ardında yatan temel felsefeleri anlamak, bu olguyu
bütüncül bir perspektifle değerlendirmenin anahtarıdır. Bu bölümde, falcılığın
neden sadece bir dizi teknikten ibaret olmadığını, aynı zamanda evrenin
işleyişine, doğaüstü güçlerle olan ilişkiye ve insan zihninin derinliklerine
dair köklü bir dünya görüşü sunduğunu inceleyeceğiz. Bu temel paradigmalar,
genellikle birbirini dışlamayan ve sıklıkla iç içe geçen modeller olarak, falın
kültürel DNA'sını oluşturan en temel kodlardır.
2.1. Kozmik Düzen ve Desen Felsefesi
Falcılığın en temel dayanaklarından biri,
evrenin rastlantısal bir olaylar yığını değil, her parçasının birbiriyle
bağlantılı olduğu devasa bir düzen veya desen olduğu inancıdır. Bu görüşe göre,
gökyüzündeki yıldızlardan yeryüzündeki en küçük nesneye kadar her şey, bu büyük
kozmik dokunun bir ipliğidir. Çin düşüncesinde bu felsefe, I Ching
(Değişimler Kitabı) ve Tuibei-Tu gibi kehanet sistemleriyle somutlaşır;
burada atılan çubuklar veya çizilen heksagramlar, o anki evrensel desenin bir
yansıması olarak görülür. Benzer şekilde, numeroloji her bir sayıyı, evrensel
bir senfoninin parçası olan kozmik bir titreşim olarak kabul eder. Osmanlı
kültüründeki Yıldızname geleneği de, yıldızların ve gezegenlerin
konumlarını, insanların kaderi üzerine yazılmış göksel bir metin olarak okuma
çabasıdır. Bu perspektifte falcı, geleceği "yaratmaz" veya
"tahmin etmez"; yalnızca evrenin zaten var olan düzenini okuyan ve
yorumlayan bir aracıdır.
2.2. Doğaüstü Güçlerle İletişim
Bir diğer temel falcılık modeli, ilahi
veya doğaüstü varlıklarla doğrudan bir iletişim kanalı kurma anlayışına
dayanır. Bu modelde, falcılık tanrıların, ruhların, ataların veya diğer
görünmez güçlerin iradesini ve bilgisini öğrenme aracıdır. Antik Babil'de
krallar, bir sefere çıkmadan veya önemli bir karar almadan önce, adalet tanrısı
Samaş ve fırtına tanrısı Adad'a sorular yönelterek onların onayını ararlardı.
Afrika'daki birçok toplulukta, ataların ruhlarıyla iletişim kurmak için
düzenlenen ruh çağırma seansları, toplumsal sorunlara çözüm bulmanın merkezi
bir yoludur. Benzer şekilde, Çin'deki Wenchang tanrısı adına yapılan ruh
yazıcılığı (spirit-writing) seanslarında, tanrının ilahi mesajları bir aracının
eliyle kâğıda dökülür. Bu yöntemin temel amacı, insanın kendi aklıyla
ulaşamayacağı üstün bir bilgeliğe, yani ilahi iradeye erişmektir.
2.3. Psikolojik ve Sezgisel Modeller
Modern yorumlar, falcılığı daha çok insan
psikolojisi ve sezgisel yetenekler üzerinden açıklamaya yönelir. Bu görüşe
göre, fal seansları aslında bilinçaltının derinliklerine inen bir yolculuktur.
Carl Jung gibi düşünürlerin de ilgisini çeken I Ching, bilinçaltında
saklı olan bilgilerin ve desenlerin semboller aracılığıyla yüzeye çıkmasını
sağlayan bir araç olarak görülebilir. Fal seansı, sadece bireyin değil, aynı
zamanda toplumun da bir yansımasıdır; bireyin kimliği ile toplumsal deneyim
arasında bir diyalektik oluşturur. Afrikalı şifacılar, fal sırasında transa
geçerek zihin durumlarını değiştirdiklerini ve beyin dalgalarının alfa
ritimlerine geçtiğini belirtirler. Bu durum, falcının rasyonel zihni bir kenara
bırakarak "altıncı his" olarak adlandırılan sezgisel yeteneklerini
kullandığını düşündürür. Dolayısıyla psikolojik model, diğerlerini zorunlu
olarak geçersiz kılmaz; aksine onları yeniden çerçeveler. Bu bağlamda, I
Ching'in "kozmik desenleri" veya şamanik geleneklerdeki
"ruhlardan gelen mesajlar", kolektif bilinçdışının sembolik
tezahürleri olarak anlaşılabilir.
3. Küresel Bir Panorama: Dünyadan Fal Yöntemleri
Farklı kültürlerdeki kehanet tekniklerinin
çeşitliliği, evrensel insan arayışlarının belirli ekolojik, materyal ve
kozmolojik bağlamlara dikkat çekici bir adaptasyonunu yansıtır. Bu bölüm, söz
konusu yöntemlerin birincil bilgi kaynaklarına göre —doğal dünyanın doğrudan
gözlemlenmesinden, stokastik sistemlerin ve insan bedeninin yorumlanmasına
kadar— sistematik bir sınıflandırmasını sunmaktadır. Her bir yöntem, farklı bir
"okuma" biçimini ve kendine özgü bir bilgi kaynağını temsil eder.
3.1. Doğayı ve Canlıları Gözlemleme
En kadim fal yöntemleri, doğanın kendisini
ilahi mesajlar taşıyan bir metin olarak okumaya dayanır.
- Hayvan Davranışları: Kuşların uçuş yönü ve seslerinden
anlam çıkarma (tıyare), İslam öncesi Arap toplumunda yaygın bir
kehanet biçimiydi. Hititlerin başkenti Hattuşa'da bulunan tabletler,
yılanların hareketlerinin yorumlandığı fallardan bahseder. Modern
yorumlarda ise Animal-speak gibi kavramlar, hayvan totemlerinin
bireylere ruhsal mesajlar getirdiğine olan inancı yansıtır.
- İç Organlar (Haruspikasyon): Kurban edilen
hayvanların, özellikle karaciğer ve bağırsaklarının incelenerek kehanette
bulunulması, Mezopotamya ve Roma'da son derece gelişmiş bir sanattı.
Organların rengi, şekli ve üzerindeki lekeler, tanrıların gelecekle ilgili
mesajları olarak yorumlanırdı. Bazı aşırı durumlarda, bu yöntemin insan
kurbanlar üzerinde dahi uygulandığına dair kayıtlar bulunmaktadır.
- Elementler ve Cisimler: Doğanın cansız unsurları da
birer kehanet aracı olmuştur. Ateşin alevlerinin şekillerini yorumlama
sanatı Piromansi, külleri inceleme Tephramancy, bulutların
desenlerinden anlam çıkarma ve su üzerindeki köpükleri yorumlama
(Kırgızlardaki Köpük Falı gibi) bu türün en bilinen örnekleridir.
3.2. Rastlantısal Seçim ve Yorumlama
(Sortilege)
Bu kategori, kura çekme, nesneleri
rastgele atma veya seçme prensibine dayanır. Temel felsefesi, rastlantı gibi
görünen olayların dahi kozmik bir düzenin veya ilahi bir iradenin yansıması
olduğudur.
3.2.1. Yazılı ve Sembolik Sistemler
- I Ching (Değişimler Kitabı): Antik Çin'in bu köklü
kehanet sistemi, 64 heksagramdan oluşan sembolik bir yapıya dayanır.
Soruyu soran kişinin rastlantısal olarak çektiği çizgilerle oluşturduğu
heksagram, evrenin o anki durumunu yansıtan bir bilgelik metni sunar. Bu
yönüyle, belirli cevaplara yönlendiren 32 soruluk bir sistem üzerine
kurulu olan Napoleon'un Kader Kitabı gibi daha basit Batılı
sistemlerden ayrılır.
- Runeler ve Ogam: Cermen kabilelerinin kullandığı Elder
Futhark runeleri ve Keltlerin ağaç alfabesi olan Ogam, her biri
derin sembolik anlamlar taşıyan harflerden oluşur. Bu sembollerin rastgele
seçilmesiyle geleceğe dair yorumlar yapılırdı.
- Jeomansi (Toprak Falı): Bu teknikte, kum veya toprak
üzerine rastgele noktalar çizilir. Bu noktaların tek veya çift sayılı
olmasına göre on altı farklı geometrik şekil oluşturulur. Oluşturulan bu
şekiller, on iki astrolojik ev ile ilişkilendirilerek yorumlanır ve
sorulan sorulara cevap aranır.
3.2.2. Fiziksel Okumalar: Beden Bir
Metindir
- El Falı (Chiromancy): İnsan bedeninin en karmaşık
haritalarından biri olan el, iki ana başlıkta incelenir: elin ve
parmakların şeklini inceleyen Chirognomy ve avuç içindeki çizgileri
yorumlayan Chiromancy. Başlıca çizgiler şunlardır:
- Hayat Çizgisi: Fiziksel canlılığı ve yaşam
enerjisini temsil eder.
- Akıl Çizgisi: Düşünce yapısını, zekayı ve
zihinsel eğilimleri gösterir.
- Kalp Çizgisi: Duygusal yaşamı, aşk
ilişkilerini ve kalp sağlığını yansıtır.
- Kader Çizgisi: Hayatın akışını ve dış
etkenlerin birey üzerindeki etkilerini belirtir. Ayrıca, avuç içindeki
tepeler (Venüs, Merkür, Jüpiter vb.) gezegensel enerjileri temsil eder ve
kişinin karakteri hakkında derin bilgiler sunar.
- Yüz Okuma (Fizyonomi): Özellikle Çin'de gelişmiş olan
bu sanat, yüz hatlarını bir kader haritası olarak okur. Kulakların şekli
ve konumu, kaşların uzunluğu ve kalınlığı, gözlerin parlaklığı ve ten
rengi gibi özellikler, kişinin karakteri, sağlığı ve geleceği hakkında
önemli ipuçları taşıdığına inanılan unsurlardır.
3.2.3. Modern Araçlar ve Gündelik
Nesneler
- Kartlar: En popüler fal araçlarından olan kartlar, iki
ana kategoriye ayrılır. Tarot, Büyük ve Küçük Arkana olarak
adlandırılan 78 kartlık sembolik bir sistem üzerine kuruludur. Standart
oyun kartlarıyla bakılan fal (Kartomansi) ise her kartın belirli
bir anlama geldiği daha basit bir yoruma dayanır. Alsanç falı gibi
özel sistemler de bu kategoriye girer.
- Sarkaç ve Çubukla Arama (Dowsing): Sarkaçlar,
genellikle "evet/hayır" formatındaki sorulara cevap vermek için
kullanılır. Sarkaç hareketinin, bilinçaltından veya evrensel enerjiden
gelen bir tepki olduğu düşünülür. Benzer şekilde, L-çubuklar yeraltı su
kaynaklarını veya kayıp nesneleri bulmak için kullanılır. Bu yeteneğin,
beynin sezgisel merkezi olarak kabul edilen pineal bez (epifiz bezi) ile
ilişkili olduğu öne sürülmektedir.
- Taseografi (Kahve ve Çay Falı): Özellikle Türk ve
Ortadoğu kültüründe yaygın olan bu yöntemde, fincanın dibinde kalan
telvelerin oluşturduğu şekiller yorumlanır. Fincandaki yel değirmeni
mevsimlik işe, üzüm salkımı büyük bir ekipte çalışmaya, kuş
ise iyi habere yorulur.
- Astrolojik Sistemler: Göksel cisimlerin yeryüzündeki
olaylar ve insanlar üzerindeki etkilerini inceleyen astroloji, en karmaşık
kehanet sistemlerinden biridir. Mezopotamya kökenli Batı astrolojisi, Çin
astrolojisi ve Hint astrolojisi, farklı zodyak sistemleri ve yorumlama teknikleri
kullanmalarına rağmen, gezegenlerin ve burçların kader üzerindeki etkili
olduğu temel fikrini paylaşırlar.
- Mum Büyüsü ve Falı: Belirli bir niyet veya amaç için
renkli mumların kullanıldığı bir ritüeldir. Mumlar, niyet doğrultusunda
özel yağlarla "giydirilir" (ovulur), bir sunakta yakılır ve
alevin hareketi, mumun yanma şekli ve eriyen balmumunun bıraktığı izler
yorumlanarak sonuca dair kehanette bulunulur.
4. Fal ve Semavi Dinler Arasındaki Karmaşık İlişki
Falcılığın tek tanrılı inanç sistemleriyle
olan ilişkisi, genellikle basit bir ret veya kabulden çok daha karmaşık bir
etkileşim ve dönüşüm süreci olarak karşımıza çıkar. Özellikle Hristiyanlık ve
İslamiyet, ilahi iradenin yalnızca peygamberler aracılığıyla bildirildiğini
savunarak falcılığa teolojik bir mesafe koymuş, ancak bu pratikler halk
kültüründe ve hatta bazen kurumsal düzeyde varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Bu
bölümde, bu çelişkili ve çok katmanlı ilişki derinlemesine incelenecektir.
4.1. Hristiyanlık ve Teolojik Muhalefet
Hristiyan teolojisi, özellikle Orta
Çağ'dan itibaren falcılığı şeytani güçlerle işbirliği olarak görmüş ve şiddetle
mahkûm etmiştir. 15. yüzyılda yazılan Malleus Maleficarum (Cadıların
Çekici) gibi metinler, falcılığı ve benzeri okült sanatları doğrudan
"şeytanın sanatı" olarak tanımlamıştır. Lüteriyen demonologlar ve
kilise yetkilileri, bu tür pratiklerin ilahi takdire bir isyan olduğunu ve ruhu
tehlikeye attığını savunmuşlardır. Bu teolojik muhalefet, Hristiyan
imparatorların falcılığı yasaklayan kanunlar çıkarmasına zemin hazırlamıştır.
Ancak bu katı yasağa rağmen, Kelt mitolojisinden gelen Merlin gibi figürler,
Hristiyanlaştırılmış bir anlatı içinde bir peygamber ve sihirbaz olarak
varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu durum, resmi doktrin ile halk inançları
arasındaki derin ayrımı ve çelişkili etkileşimi gözler önüne sermektedir.
4.2. İslam Perspektifinden Fal
İslam'ın falcılığa yaklaşımı, tek boyutlu
bir yasaklamadan ziyade, belirli pratikleri reddeden, bazılarını ise
dönüştürerek kendi kültürel ve inançsal yapısına entegre eden karmaşık bir yapı
sergiler. Bu yaklaşım, teolojik olarak gaybı bilme iddiasını kesin bir dille
reddederken, aynı zamanda bu pratiklerin devlet yönetiminde kurumsallaşmasına
izin veren merkezi bir paradoks barındırır.
4.2.1. İslam Öncesi Arap Gelenekleri
İslamiyet öncesi cahiliye Arap toplumunda
fal, sıradan bir batıl inanç değil, yüksek bir değere sahip, saygın bir
"ilim mahiyetinde" görülürdü. Kabile reisleri ve toplumun önde
gelenleri, önemli kararlar öncesinde kâhinlere başvurur, kuşların uçuşundan
veya atılan oklardan geleceğe dair işaretler ararlardı. Fal, toplumsal ve
siyasi yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı.
4.2.2. İslami Terminoloji ve Hükümler
İslam, falcılıkla ilgili kavramları
dikkatle ayırt etmiş ve her birine farklı bir hüküm getirmiştir. Bu ayrım,
olayın yorumlanma niyetine ve psikolojik etkisine dayanır.
Kavram |
Açıklama ve Hüküm |
Tıyare (Uğursuzluk Yorumu) |
Kuşların uçuşu gibi olaylardan kötüye
yorma pratiğidir. İslam inancında, kötümserliğe (teşاؤم) yol açarak tevekkül (Allah'a güven)
ilkesiyle çeliştiği için yasaklanmıştır. |
Fe'l (İyiye Yorma) |
Duyulan güzel bir söz gibi olayları
iyiye yorma pratiğidir. İyimserliği (tefe'ül) teşvik ederek psikolojik bir
rahatlama sağladığı için teşvik edilmiştir. |
4.2.3. Kabul Gören ve Dönüşen Pratikler
İslam kültürü, bazı kehanet biçimlerini
kendi manevi çerçevesi içinde yeniden yorumlayarak benimsemiştir:
- Rüya Tabiri: Rüyalar, ilahi mesajların veya geleceğe
dair işaretlerin bir aracı olarak kabul edilmiştir. Özellikle Osmanlı
Sultanı II. Abdülhamit ile ilgili aktarılan rüyalar, bu inancın ne denli
güçlü olduğunu gösterir. Medine'deki alimlerin gördüğü ve sultanın Osmanlı'yı
yeniden güçlendireceğine işaret eden rüyalar, siyasi ve manevi birer mesaj
olarak yorumlanmış ve büyük önem atfedilmiştir.
- Bibliyomansi (Kitap Falı): Kutsal metinlerin veya Hafız
Divanı gibi saygı duyulan edebi eserlerin rastgele bir sayfasının
açılarak, karşılaşılan ilk ifadenin sorulan niyete bir cevap olarak
yorumlanması pratiğidir. Osmanlı paşasının önemli bir sefer öncesi Hafız
Divanı'ndan fal açarak kararını şekillendirmesi, bu yöntemin üst düzey
yöneticiler arasında dahi ne kadar yaygın olduğunun somut bir örneğidir.
4.2.4. Osmanlı İmparatorluğu'nda
Kurumsallaşma
Falcılık, Osmanlı İmparatorluğu'nda sadece
halk arasında değil, aynı zamanda devlet yapısı içinde de kurumsal bir yer
edinmiştir. Bu durum, falın ne denli ciddiye alındığının en net göstergesidir.
- Her
padişahın sarayda görev yapan bir müneccimbaşı (baş astrolog)
bulundurması, devlet geleneğinin bir parçasıydı. Müneccimbaşı, savaş,
evlilik, tahta çıkma gibi önemli olaylar için en "uğurlu" zamanı
belirlemekle görevliydi ve kararları devlet politikalarını doğrudan
etkilerdi.
- Toplumda ise falcılar resmi loncalar halinde örgütlenmişti.
Remilciler loncası (esnaf-ı remmalan) ve resimler üzerinden fal
bakan ressam falcılar loncası (Esnaf-ı Falcıyan-ı Musavver) gibi
esnaf grupları, devlet tarafından tanınan ve belirli kurallara göre
çalışan profesyonellerdi. Bu loncaların varlığı, falcılığın bir zanaat ve
toplumsal bir hizmet olarak kabul edildiğini göstermektedir.
Bu veriler ışığında, Osmanlı devletinin
teolojik yasakları pragmatik bir şekilde aştığı görülmektedir. Astrolojiyi (ilm-i
nücûm) yasaklanmış halk kehanetlerinden ayırarak bir "ilim" dalı
olarak sınıflandırması, bu çelişkiyi yönetmesine ve müneccimbaşılık gibi bir
kurumu en üst düzeyde meşrulaştırmasına olanak tanımıştır.
5. Sonuç: Kader, Kehanet ve Özgür İrade
Antik mediyetlerin kurban sunaklarından
günümüzün dijital tarot destelerine uzanan bu uzun yolculuk, falcılığın
insanlığın en kalıcı ve evrensel olgularından biri olduğunu açıkça
göstermektedir. Kültürden kültüre, inançtan inanca form değiştirse de, temelinde
yatan insanın anlam arayışı, belirsizliği yönetme ve evrenle bir diyalog kurma
ihtiyacı hiç değişmemiştir. Bu kadim sanat, bir yandan kaderin önceden
yazıldığı fikrini güçlendirirken, diğer yandan sunduğu bilgilerle bireye seçim
yapma ve geleceğini şekillendirme imkânı tanıyarak özgür iradeyi de gündeme
getirir. Yöntemlerin kendisi bile bu gerilimi bünyesinde barındırır: astroloji
ve fizyonomi gibi sistemler, yıldızlarda veya yüzde yazılı bir karakter ve
kader önerirken; psikolojik modeller ve "iyiye yorma" (fe'l)
gibi pratikler, bireyi kendi gerçekliğini yorumlamaya ve şekillendirmeye teşvik
eder.
Bu ebedi ikilem, kader ile özgür irade
arasındaki o hassas ve gerilimli çizgide var olmaya devam etmektedir. Belki de
en derin bilgelik, kehanetlerin birer yol haritası olduğunu kabul etmek, ancak
nihai kararı verecek olanın insanın kendi iradesi olduğunu unutmamaktır.
Nitekim binlerce yıl önce Göktürk harfleriyle yazılmış kadim bir fal kitabı
olan Irk Bitig'in son sözü, bu gerçeği özetler niteliktedir:
"Amma yenə də hamı öz taleyində güc
sahibidir." (Ama yine de herkes kendi talihinin efendisidir.)
Ebussuud
Efendi'nin Fal Hakkındaki Görüşleri
Ebussuud Efendi'nin fal hakkındaki
görüşleri ve Kur'an falı örnekleri ile yapılma şekilleri aşağıda kaynaklara
dayanılarak sunulmuştur:
Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin fal
konusundaki görüşleri kaynaklarda farklı şekillerde yer almakla birlikte, genel
olarak İslami inanç çerçevesinde temkinli bir duruş sergilediği
anlaşılmaktadır.
- Kur'an Falına Yaklaşımı: Ebussuud Efendi'nin, Kur'an falı (Fal-ı Kur’an)
ile ilgili "şer’an
bir şey lazım gelmeyeceği" (dinen bir sakınca doğmayacağı) yönünde
fetva verdiği ve bu durumun Kur'an falının dinen caiz sayılmasına neden
olduğu belirtilmektedir. Hatta bazı kaynaklar, kendisinin
Kur'an'dan fal bakılabileceğini söylediğini ifade eder. Bu durum, Fal-nâme-i
Kur’ân-ı Azım adlı eserin yazarının (Fedayi) eserini yazma
sebeplerinden biri olarak gösterilmiştir.
- Tefe'üle (Hayra Yormaya) Dair Uyarısı: Ancak Ebussuud
Efendi'nin, kutsal kitabın gayrı ciddî amaçlarla kullanılmasına karşı
çıktığı da kaydedilmiştir. Ünlü bir fetvasında, "Olur olmaz niyet için Kur’ân-ı Azîm
tefe’ül edilmez" (Yüce Kur'an, önemsiz niyetler için tefe'ül amaçlı kullanılmaz)
diyerek bu olumsuz tavrın temsilcisi olmuştur. Bu, Sünnî inancın
temsilcisi olan şeyhülislâmlık makamının tefe'ül (hayra yorma)
hususundaki kat'i hükmünü göstermektedir.
Kur'an Falı (Falü'l-Kur'an) Örnekleri
ve Yapılma Şekilleri
Kur'an falı (Falü'l-Kur'an veya Tefe'ülnâme),
doğrudan Kur'an-ı Kerim'in kendisinden açılan fal tarzıdır. Fal çeşitleri
arasında en yaygın olanı ve "en efdal" kabul edileni Kur'an falıdır.
Bu falın temelinde, gelecekle ilgili kesin yargılarda bulunmak yerine, hayra
yorma (tefe'ül) amacı yatmaktadır.
Falnameler fal bakmakta kullanılan
metinler olmaları bakımından üç ana gruba ayrılır; bunlardan en yaygını Falü-l
Kur’an adı verilen Kuran Falnameleridir.
1. Kur'an Falı Genel Yapılış Şekli
Kur'an falı genellikle belirli ritüellere
bağlıdır:
- Hazırlık: Fala bakacak kişi abdest alıp temizlenir.
- Niyet ve Dua: Bir niyet tutulur. Eûzü besmele ile
birlikte bazı ayetler ve üç İhlâs okunur.
- Salavat: On kere salavat-ı şerif getirilir (İbn
Arabi'ye göre), ya da üç kere salavat getirilir.
- Açılış: Mushaf-ı Şerif herhangi bir yerinden açılır.
- Harf Tespiti: Açılan sağ sayfadaki yedinci satırda
göze çarpan ilk harf dikkate alınır. Bu harfin manası, fal
cetvellerinden yararlanılarak yorumlanır.
- Tekrar Sayma: Bazı yöntemlerde, ilk harf tespit
edildikten sonra sağa doğru yedi sayfa daha çevrilir ve yine yedinci
satırın ilk harfine bakılır.
2. Ca'fer-i Sadık'a İzafe Edilen Kur'an
Falı Metotları
Risale-i Falname li Ca’fer-i Sadık
adlı eserdeki usul, bir niyetin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini öğrenmeye
dayanır ve şöyledir:
- İlk olarak dileğin kayıtlı olduğu daire bulunur.
- Fala bakan ve baktıran kişi ellerini yumarak bir Fatiha ve üç
İhlas okur, salavat getirir.
- Parmaklarından istedikleri kadarını açarak bunların sayısını
toplar.
- Bu sayı, niyet dairesinin sağ tarafından sayılarak ilerlenir.
- Sonuçlanan bölümde hangi sure varsa, kitaptaki o surenin
kayıtlı olduğu bölüm açılır. Aynı sayı kadar satır yukarıdan aşağı
sayılır.
- Sonuçlanan yerde hangi ayet varsa, onun karşısındaki Türkçe
fal metni kabul edilir.
3. Harf Yorumlama Örnekleri
Kur'an falında çıkan harflere göre çeşitli
yorumlar yapılır. Harfler, harf-i evvelin tefsirini içeren cetvellerden manzum
veya mensur olarak okunur. Harflerin bazılarına olumlu, bazılarına ise olumsuz
anlamlar yüklenir:
Harf |
Anlamı ve Te'vili |
Elif |
Olumlu. Hayırdur ve şâzılıkdur
(sevinçtir). Falın mübarek olduğu, sevinç, yardım ve kederin dağılacağı.
Ancak tekrar gelirse, Mekirdür, hâsıl olmaz. |
Be |
Olumlu. Şâzılıkdur ve hayırla
ni’met hâsıl olmakdur. Makam mevki kazanacağı anlamına gelir. Eğer tekrar
gelse: Bir kişi yardım etmeyince hâsıl olmaz. |
Hı |
Olumsuz. İstiğfârdur vü niyyet
sabrdur ve katlanmakdur (Sabır ve tövbe tavsiye edilir). Tekrarında ise Ahz-i
nasîb tarafından hîle ola (hisseden hile olur). |
Şın |
Olumsuz. Korkudur ve avrat
mekridür ve kendi dili ucundan incinmekdür. Ammâ sabırla zafer bula
düşmanları üzerine (Korku ve düşmanlık işareti, sabır tavsiyesi). |
Gayın |
Olumsuz. Gayet ola teşviş,
çöpürdek olıserdür cümle bu iş (işlerin karmakarışık ve çöp gibi olacağı). Teşvîş
(karmaşa) ve nahsdur (uğursuzdur), işlemeye. Hayır kapuları
açılmakdur, inşaallâhu ta’alâ (Bazı kaynaklarda olumlu). |
Lamelif |
Olumsuz. İşleri teşvîş olmakdur
ve zahmet çekmekdür ve tevbe ve istiğfârdur (İşlerin karışacağı, zahmet
çekileceği, tevbe ve istiğfar gerektiği). Falın teşvîş olacağı ve yaramaz
olduğu, kişinin gâfil olmaması gerektiği belirtilir. |
4. Uygur Türklerinde Kur'an Falı
Yöntemi
Uygur Türkleri arasında İslamiyet'ten
sonra gelişmiş bir yöntem şöyledir:
- Falcı, Kur'an'ın rastgele üç sayfasını fala baktırana
açtırır.
- Her sayfanın 41. harfini ya da 7. satırın ilk
harfini kâğıt üzerine yazdırır.
- Bu üç harf ebced hesabıyla hesaplanır ve buna göre fala
bakılır.
Bu fal, Fal-i Hemze şeklinde de
isimlendirilebilmektedir.
5. Mehmet Akif Ersoy'un Eleştirisi
İran'da basılan Kur'an'ların sonuna 10-15
sayfalık bir falnâmenin konulduğu bilinmektedir. Şair Mehmet Akif Ersoy,
Kur'an'dan fal bakılmasını hoş karşılamamış ve şu beytiyle bu uygulamalara
karşı tepkisini dile getirmiştir:
***"İnmemiştir hele Kur’ân bunu
hakkıyla bilin, / Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için."***.
Falcılıkta
Başarı Sıralaması
Gelecek öngörüsünde kullanılan fal
sistemlerinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir başarı sıralaması
bulunmamaktadır ve kaynaklar genel olarak kehanet ve falcılığın bilimsel bir
dayanağı olmadığını belirtmektedir.
Ancak, kaynaklarda bazı sistemlerin
diğerlerine göre daha güvenilir veya şaşırtıcı derecede doğru sonuçlar
ürettiği yönünde iddialar ve gözlemler mevcuttur.
İşte kaynaklara göre gelecek öngörüsünde
başarı iddiası yüksek olan sistemler:
1. Fal Kitabı (The Book of Fate)
- Kirchenhoffer tarafından çevrilen "Fal Kitabı"
(The Book of Fate) ile elde edilen cevapların "inanılmaz
derecede alakalı" olduğu belirtilmiştir.
- Yapılan tekrarlanan testler sonucunda, sorulan beş yüz
sorudan "tek bir örnekte dahi soruyla ilgisi olmayan bir cevap
bulunmadığı" kaydedilmiştir.
- Bu sistemin dikkate değer doğruluğu, özgür irade kavramını
şansın matematiksel olasılığıyla ince bir şekilde birleştiren karmaşık
hesaplamalara işaret etmektedir.
- Sistemin basitleştirilmeye çalışılması, doğruluk oranını
ciddi ölçüde düşürmüş, bu da sistemin karmaşık yapısının doğruluğu korumak
için gerekli olduğunu göstermiştir.
- Bazı araştırmacılar, bu sistemde duyular dışı algının
(Extra-Sensory Perception - ESP) rol oynadığını ve bu durumun I
Ching'e göre bu kitapta daha belirgin olduğunu* öne sürmüşlerdir.
Ayrıca, uygulayıcıların ne kadar yüksek konsantrasyon sağlarsa, o
kadar şaşırtıcı ve doğru sonuçlar elde ettikleri konusunda fikir birliği
vardır.
2. Kalde Numerolojisi
- Sayı falı (Numeroloji) alanında, Kalde sisteminin daha
eski olduğu ve bu nedenle "daha güvenilir" olduğu iddia
edilmiştir.
- Kalde sisteminin, Pisagor sistemine göre "muhtemelen
daha yüksek bir doğruluğa" sahip olduğu ve tarihte "en
kabul gören olaylardan bazılarını tahmin etmesiyle" bilindiği
için yüksek derecede güvenilir olduğu öne sürülmektedir.
- Genel olarak, Kalde yöntemi, en eski ve en yaygın kullanılan
yöntem olduğu için "en doğru yöntem" olarak kabul
edilmektedir.
- Numeroloji, uzmanlık bilgisi gerektiren astroloji ve el
falının aksine, "kullanımı kolay ve matematiksel olarak
kesin" bir şekilde kişinin yaşam seyrini anlama gücü verdiğini
vaat eder.
3. El Falı (Chiromancy)
- El falı (Chiromancy) taraftarları, bu yöntemin kişinin
karakteri, zihinsel eğilimleri ve hayattaki olası olayları kesin bir
şekilde belirleyebildiğini iddia etmektedir.
- Bir kaynak, el falı biliminin, kişinin karakter
özelliklerini, zeka
seviyesini, geçmişini, bugününü ve gelecekteki yaşamını "mutlak
%100 güvenilirlikle" yansıtan "kesinlikle tarafsız bir
psikolojik portre" sunduğunu iddia etmektedir.
- El falının, kehanet amacıyla yüz falından (fizyonomi) daha
doğru olduğu düşünülür, çünkü avuç içi çizgilerinin istemsiz olduğu kabul
edilirken, yüz ifadeleri kontrol edilebilir.
4. I Ching (Değişmeler Kitabı)
- Çin kültüründe I Ching (Değişmeler Kitabı), kadim Çinli
bilginler tarafından geliştirilen "ilk ve muhtemelen en iyi erken
astroloji sistemlerinden biri" olarak kabul edilir.
- Bu sistem, gelecekle ilgili kesin yargılar yerine, kişinin
durumunu analiz etmesine ve kendi kaderini şekillendirmede "bilinçli
bir rol almasına" yardımcı olacak talimatlar sağlayan karmaşık
bir bilgelik kaynağıdır.
Genel Değerlendirme ve İhtimaller
Fal sistemlerinin başarısı, sıklıkla
yöntemin kendisine değil, uygulayıcıya (falcı veya kâhin) atfedilen özel
yeteneklere bağlanır:
- Duyular Dışı Algı ve Konsantrasyon: Bazı sistemlerin
(örneğin The Book of Fate) başarısı, tahmin yeteneği olan kişilerin
(medyumların) daha kullanışlı cevaplar almasına bağlanır. Ayrıca, fal
bakıcının veya baktıranın yoğun konsantrasyonu ne kadar yüksek
olursa, sonuçların o kadar şaşırtıcı derecede doğru olduğu kabul edilir.
- Rastlantısal Doğruluk: Falcıların bir gün içinde çok
sayıda kehanette bulundukları göz önüne alındığında, bazı tahminlerin matematiksel
olarak gerçekleşmesinin olağan olduğu belirtilmiştir.
- İlahi Kaynaklar: Manevi âlemden gelen vahiylere
dayanan üçüncü tip kehanetlerin (kehanetler), kaynaklarının manevi
olması nedeniyle en doğru olduğu iddia edilir; ancak insan
iradesinin bu tahminlerin gerçekleşme şeklini ve zamanını etkileyebileceği
de eklenir.
- İyimser Yorumlama: İslam kültüründe yaygın olan ve
"hayırlı fal" (fe'l-i hayr) olarak adlandırılan Tefe'ül
(hayra yorma) sistemi, geleceği bilmekten ziyade, kişiyi umutsuzluktan
kurtarıp psikolojik rahatlama sağlaması yönüyle başarılı kabul edilir.
"Fal Kitabı" (The Book of Fate)
Herman Kirchenhoffer
tarafından çevrildiği iddia edilen "Fal Kitabı" (The Book of
Fate) adlı eserin orijinali ve kökeni hakkında kaynaklara dayalı
detaylı bilgiler aşağıdadır:
1. Napolyon'a Dayandırılan Köken Efsanesi
"Fal Kitabı"
popüler olarak "Napolyon'un Fal Kitabı" (Napoleon's Book of
Fate) adıyla bilinmektedir. Kitabın kökeni, 19. yüzyılın başlarında,
yayınlanmasını meşrulaştıran sansasyonel bir hikâyeye dayanır:
• Antik Mısır Kaynağı İddiası: Kitabın,
kadim bir Mısır eseri olan "The Written Roll of Man’s Fate" (İnsanın
Kaderinin Yazılı Tomarı) adlı el yazmasından türetildiği iddia edilmiştir.
• Napolyon'un Keşfi:
İddiaya göre, Napolyon Bonapart 1798'de Mısır'a yaptığı seferde yanında
götürdüğü arkeolog ekibiyle birlikte Teb (Thebes) yakınlarındaki Mount
Libycus'ta eski bir kraliyet mezarında bir papirüs keşfetti.
• Gizli Çeviri:
Bu hiyeroglifler, "bilgili bir Kıptî" tarafından çözüldü.
Napolyon'un, içeriğin mümkün olduğunca gizli kalması amacıyla, sekreterine bunu
Almancaya tercüme ettirdiği söylenmiştir.
• Napolyon'un Muska
Olarak Kullanımı: Napolyon'un bu gizli kitaba çok değer verdiği ve her
önemli kararından önce ona danıştığı iddia edilmiştir.
• Kaybı ve Yeniden
Ortaya Çıkışı: El yazmasının (Almanca çevirisinin), Napolyon'un Leipzig
Savaşı'ndan sonra (1813) kaybettiği eşyaların arasında bulunduğu ve bir
Prusyalı subay tarafından ele geçirildiği öne sürülmüştür.
• Yayınlanma İzni:
Kitabın çevirmeni Herman Kirchenhoffer, eseri Napolyon'un ikinci eşi olan eski
İmparatoriçe Marie Louise'e ithaf etmiş ve eseri onun izniyle yayınladığını
iddia etmiştir.
2. Akademik İncelemeler ve Gerçek Köken
Tartışmaları
Modern araştırmacılar,
Kirchenhoffer'in hikayesinin büyük ölçüde bir aldatmaca (hoax) ve uydurma
olduğunu düşünmektedirler.
• Mısır
Bağlantısının Çürütülmesi: Fransız edebi çevreleri ve Napolyon uzmanları,
bu iddia edilen eser hakkında kesinlikle hiçbir bilgiye sahip değildir.
Ayrıca, Kirchenhoffer'in papirüsü bulduğunu iddia ettiği M. Sonnini,
Napolyon'un o seferindeki görevlilerden biri değildi. Antik Mısırlıların
(özellikle Firavunlar döneminde) geleceği tahmin etme pratiğine çok az ilgi
gösterdiği de bu hikâyenin Mısır kökenli olma ihtimalini düşürmektedir.
• Kirchenhoffer'in
Şüpheli Kimliği: Herman Kirchenhoffer isminin bir takma ad
(pseudonym) olduğu neredeyse kesindir. Kendisinin Pavia Üniversitesi Üyesi,
Sardinya Annunziade Büyük Haçı Şövalyesi gibi verdiği unvanların hiçbirinin
kaydı bulunamamıştır.
• Gerçek Kaynaklar
ve Benzerlikler: Kitabın kökeni büyük olasılıkla daha karmaşıktır ve eski
kehanet sistemlerinden uyarlanmıştır:
◦
Astrampsychus Bağlantısı: Bazı akademisyenler, kitapta kullanılan
sistemin temellerinin, en azından M.S. üçüncü yüzyıla ait olduğu düşünülen,
Frigyalı olduğu söylenen hayali bir kişi olan Astrampsychus'un kehanet
kitabına dayandığını öne sürmektedir.
◦
I Ching Etkisi: Bazı uzmanlar, "Fal Kitabı"nın, "uyumsuz
unsurların bir melezi—Mısır'dan çok Çinli" olduğunu, Rosicrucian, Cermen
pratikleri ve biraz da Yunan okültizmi ile harmanlandığını belirtmiştir.
Kitabın, Çin'in I Ching (Değişiklikler Kitabı) sisteminden esinlenerek
yapılmış çok zekice bir taklit (very clever fake) olduğu
düşünülmüştür.
◦
Hollandalı Kaynak İhtimali: Bir görüşe göre, kitabın asıl kaynağı
Almanca değil, Hollandalı maceraperest Bakerstendht tarafından edinilen eski
bir Çin eserinin Hollandaca çevirisi olabilir.
3. Kitabın Karakteristik Özellikleri
Kitap, kökeni belirsiz
olmasına rağmen, içerdiği tahminlerin şaşırtıcı derecede doğru olmasıyla ün
kazanmıştır.
• Yöntem: Kitap,
fal bakmak için rastgele çizgiler çizme gibi yöntemler kullanmayı
(yarrow sapı prensibine dayalı olarak) tavsiye etmiştir; bu yöntemlerin amacı,
sorulara verilebilecek cevapların matematiksel olasılığı ile kişinin serbest
irade kavramını birleştiren karmaşık hesaplamalara yol açmaktır.
• Ticari Başarı:
Napolyon'un ölümünden kısa bir süre sonra 1822'de İngilizce olarak yayınlanan
eser, hızla popülerlik kazanmış ve birkaç yıl boyunca en çok satanlar
arasında kalmıştır.
• Felsefi Karakter:
Kitap, geleceğe dair kesin tahminler vermekten çok, soranın nasıl hareket
etmesi gerektiği konusunda tavsiyeler ve talimatlar sunan bir bilgelik
kaynağı olarak görülmüştür.
Herman Kirchenhoffer
tarafından çevrildiği iddia edilen ***"Fal
Kitabı" (The Book of Fate)***, kaynaklarda hem yöntemi hem de
şaşırtıcı doğruluğuyla dikkat çeken, ancak kökeni tartışmalı olan bir kehanet
sistemi olarak açıklanmaktadır.
İşte kitaba dair
örnekler, yöntem ve özellikler:
1. Kitabın Kökeni ve
Amacı
Kirchenhoffer,
çevirisinin neredeyse bir tıpkıbasım olduğunu, ancak İngiltere'nin örf ve
adetlerine uyarlamak için bazı pasajlarda serbest davrandığını belirtmiştir.
Hikayeye göre, bu eserin kökeni Mısır'da bulunan ve Sonnini tarafından
Napolyon'a gösterilen bir papirüse dayanmaktadır. Napolyon, içeriğin gizli
kalması amacıyla eseri bir katibi aracılığıyla Almancaya çevirtmiştir.
Kitabın Amacı:
Kitabın temel amacı, gelecekteki olayları tam olarak tahmin etmekten ziyade,
sorgulayan kişiye rehberlik etmek, olası eğilimleri belirtmek, tuzaklara
işaret etmek ve umutların haklı olduğu yerleri göstermektir.
Kirchenhoffer, kitabın
şu konularda bilgi verebileceğini özetlemiştir:
·
Gelecekteki eş veya koca.
·
Çocuk sayısı ve cinsiyeti
(kız mı erkek mi olacağı).
·
Evliliğin refahı.
·
Dileklerin gerçekleşip
gerçekleşmeyeceği.
·
Yabancı ülkelerde ikamet.
·
Arkadaşların sadakati ve
rüyaların anlamı.
2. Sistemin
Doğruluğu ve İşleyişi
Bu eser, kendisinden
önceki kehanet sistemlerine göre muazzam bir gelişme göstermiştir, çünkü
cevaplar ve sorular arasındaki uyumsuzluk neredeyse tamamen ortadan
kaldırılmıştır.
·
Yüksek Alaka Düzeyi:
Tekrarlanan testler sonucunda, kitaptan alınan cevapların "inanılmaz
derecede alakalı" olduğu tespit edilmiştir. Yapılan bir analizde,
sorulan 500 sorudan hiçbirinin cevabının soruyla alakasız olmadığı görülmüştür.
·
Zorlayıcı Sorun Çözümü:
500 sorudan 482 tanesinin cevabı tamamen makul ve uygulanabilir bulunmuştur.
Kitabın tahmin sistematiğinin, serbest irade kavramını şansın matematiksel
olasılığıyla birleştiren derin hesaplamalara dayandığı düşünülmektedir.
3. Örnek Sorular ve
Cevaplar
Kirchenhoffer,
Napolyon'un bizzat sorduğu soruları ve aldığı cevapları, çevrilmiş el
yazmasının boş bir sayfasında bulunduğunu kaydetmiştir. Bu cevaplar,
Napolyon'un hayatındaki önemli olaylarla "çok güçlü bir benzerlik, hatta
ayniyet" taşıdıkları için seçilmiştir.
Örnek 1: Napolyon'un
Siyasi Kehaneti
·
Soru 15: Mevsimlerin
görünümü nedir ve ne gibi siyasi değişiklikler olması muhtemeldir?.
·
Cevap: "Kuzeyin
kartalının kanatları kırılacak ve pençeleri körelecektir." (Bunun
Rusya'a bir gönderme olduğu varsayılmıştır).
Örnek 2: Mecazi ve
Sonradan Anlaşılır Cevaplar
Cevaplar bazen hemen
anlaşılmasa da, soranın aklında tutması tavsiye edilir, çünkü bu cevaplar
günler, haftalar, aylar, hatta yıllar sonra tam olarak netlik kazanabilir.
·
Gecikmeli Haber: Bir
genç adamın sorusuna, "daha ilginç bir şey bekliyordum"
şeklinde yorumlanabilecek bir cevap gelmiştir. Ancak ertesi sabah gecikmiş bir
mektup alması, o gün öğleye kadar Londra'ya seyahat etmesini gerektiren bir iş
teklifi içeriyordu; bu da cevabı "sansasyonel bir şekilde uygun"
kılmıştır.
·
"Zindan"
Metaforu: Cevaplarda "zindan" kelimesi geçebilmektedir. Bir
sorgulayıcının, "zindanın kapısı çok çabuk açılacak" cevabını
alması, kelimenin tam anlamıyla bir hapishane kapısının açılmasını değil,
hafızasını kaybetmiş bir kişinin zihninin hızla düzelmesini ifade etmiştir.
·
"Altın
Anahtar" Metaforu: Bir savaş esiri, serbest bırakılmasıyla ilgili
sorduğu soruya karşılık "altın anahtar"a atıfta bulunan bir
cevap almıştır. Bu cevap, bir arkadaşının bunun rüşvet anlamına gelebileceğini
söylemesi üzerine anlam kazanmıştır.
Örnek 3: Genel Niyet
Sorgulaması
Kitap, niyet edilen bir
işin sonucunu öğrenmek amacıyla da kullanılabilir. Örneğin, "Evimi satacak
mıyım?" diye sormak yerine, "Mevcut girişimimde başarılı olacak
mıyım?" sorusunun seçilmesi tavsiye edilmiştir (Eğer ev satışı o anki en
önemli girişimi ise).
·
Koşullu Başarı: Bir
arkadaşının "Mevcut girişimimde başarılı olacak mıyım?"
sorusuna, "Eğer kitaplarla uğraşırsan, bu mümkün olacaktır"
gibi şarta bağlı bir cevap gelmiştir.
4. Kullanım Şekli ve
Kurallar
"Fal
Kitabı"nın kehanet yöntemi, rastgele çizgi çizme esasına dayanır.
·
Rastgele Çizgi Çizme:
Kitaba başvurmak için madeni paraları kullanmak sistemin şaşırtıcı derecede
doğru olan yapısını bozabilir. Bu nedenle yarrow sapı (ılgın otu sapı)
prensibine dayalı olarak rastgele çizgiler çizme yöntemi temel unsur
olarak görülmüştür.
·
Konsantrasyon:
Sistemin doğruluğu büyük ölçüde uygulayıcının yoğun konsantrasyonuna
bağlıdır. Ne kadar çok konsantre olunursa, o kadar doğru cevaplar elde edilir.
·
Sınırlı Kullanım:
Bazı uzmanlar, aynı kişinin aynı gün iki soru sormaması ve aynı soruyu bir
takvim ayı içinde iki kez sormaması gerektiğini belirtmiştir.
·
Uğursuz Günler:
Kirchenhoffer, fal bakılmaması veya hiçbir işe girişilmemesi gereken
"uğursuz günler" listesi vermiştir (örneğin: 1, 2, 4, 6, 10, 20, 21
Ocak; 6, 17, 28 Şubat; 24, 26 Mart vb.). Ancak bu tarihlerde yapılan testler
kesin sonuç vermemiştir.
·
Ayın Evresi: Eski
Mısırlıların kurallarından hareketle, kitabın sadece dolunay olduğu
zamanlarda (Isis tüm güzelliğiyle parladığında) veya Osiris'in (gündüzü
yöneten) ya da Kraliçenin (geceyi yöneten) yüzlerini ölümlülerden gizlemediği
günlerde kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
Kutadgu
Bilig Adlı Eserin Fal ve Geleceğe Yönelik Yaklaşımı
Yusuf Has Hacib
tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig, İslami Türk edebiyatının ilk
yazılı eserlerinden biri olup, Türk kültür tarihinde önemli bir köşe taşıdır.
Eser, Türk toplumunun geleceğine dair kesin kehanetler sunmaktan ziyade,
bireyin ve devletin geleceğini şekillendirecek ahlaki, felsefi ve idari ilkeleri
ortaya koyar.
1. Türkler
Hakkındaki Temel Görüşleri ve Ahlaki Çerçeve
- Dört Temel Kavram: Kutadgu Bilig adlı eser,
dört önemli temel üzerine inşa edilmiştir: Doğruluk (Doğruluk),
Saadet (Mutluluk/Baht), Akıl (Bilgelik) ve Kanaat
(Yetinme). Yazar, bu kavramları sırasıyla padişah, vezir, vezirin
oğlu ve vezirin kardeşi olarak kişileştirmiştir.
- Değer ve Bilgi: Eserde insandan bahsedildikten sonra,
insanın değerinin bilgi, akıl ve anlayış olduğu belirtilmiştir.
2. Fal (Baht/Uğur)
ve Gelecek Kavramına Yaklaşımı
- Fal Kelimesinin Anlamı: Kutadgu Bilig’de
"fal" kelimesi, günümüzdeki kehanet veya tahmin anlamından çok, iyi
talih, baht ve uğur kavramlarını ifade etmek için kullanılmıştır.
Örneğin: "Kupa körklügüğ kör kılın özke fal, İşinğ edgü bolgay kamuğ
sözni üz" (Kumral
güzelini gör, onu kendine uğur say; işin iyi olur, başka sözü bırak)
veya "Koni Sözledihg söz aya edgü fal" (Doğru söz söyledin, ey
güzel fal/uğur) şeklindeki beyitler bu kullanımı gösterir.
- Yıldız Bilimine İlgi: Eserin beşinci bâb'ı
(bölümü) yedi yıldız ve on iki burca (yedi yıldız ve on iki burç)
ayrılmıştır. Bu durum, Türklerin 11. yüzyılda astronomi ile
ilgilendiklerini ve gök cisimlerinin etkilerine dair bir bilince sahip
olduklarını gösterir. Eser, burçları dört ana bölüme ayırır: Bahar, yaz,
sonbahar ve kış yıldızları; bunlar toprak, hava, su ve ateş elementlerini
temel alarak insanların karakter ve mizaçlarını etkiler.
3. Geleceğe Yönelik
Öngörüler ve Öğütler
- Tedbir ve Hesaplama: Kutadgu Bilig, gelecek
hakkında bilgi edinme çabasında bilgiyi ve aklı esas alır. Herhangi
bir işe başlamadan önce, zamanın uğurlu (iyi) veya uğursuz (kötü)
olup olmadığının sorulması tavsiye edilir. Yazar, işe bilgi ile
başlayan kişinin her işinde muvaffak olacağını belirtir.
- Beyitlerde şöyle denir: "Gerek dünya işi, gerek ahiret işi
olsun, inan ki, âlim bunları hesap ile birbirinden ayırarak zapt eder.
Hesap bozulursa dünya ve ahiret işi de onunla birlikte bozulur, ey iyi
insan".
- Nihai Otorite: Falcılık ve kehânet konusunda kesin
hükmü şarta bağlar ve gaybı yalnızca Allah'ın bileceği inancını
vurgular. Her ne kadar falcıya veya müneccime danışılması tavsiye edilse
de, son kararın alınmasında ilahi kudrete sarılmak esastır: "Sözü onlara sor,
fakat hemen inanıverme; her şeyi bilen Tanrı’dır ve ancak ona kuvvetle
sarılmalıdır". Bu yaklaşım, İslami kaideye göre gaybı
Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği prensibini yansıtır.
- Efsunculuk ve Geleneksel İnançlar: Eserde, cin ve
periden gelen hastalıkları tedavi eden efsuncular ile de görüşüp
tanışmanın ve onlara iyi davranmanın faydalı olacağı belirtilir. Bu,
Türklerin İslamiyet'i kabulünden sonra bile eski inançlarını (Şamanizm'in
kalıntıları) tamamen terk etmediklerini gösteren önemli bir detaydır.
- Müneccimlere Yaklaşım: Müneccimlere (astrologlara)
danışmak eski bir Türk geleneği olmasına rağmen, eserdeki ruh, fala
inanmak yerine, hayra yormayı (tefe'ül) teşvik eder.
Irk
Bitig
Eski Uygurca Fal Kitabı olarak bilinen eser, Irk Bitig'dir. Bu eser, Uygur edebiyatının
önemli bir parçası olup, Türk kültür tarihi açısından en eski yazılı fal
kaynaklarından biri kabul edilir.
İşte Irk Bitig hakkındaki temel bilgiler, fal
bakma usulleri ve geleceğe dair öngörüleri:
I.
Irk Bitig Hakkında Genel Bilgiler
• Adı ve Anlamı: Eserin adı "Irk
Bitig" olup, ırk kelimesi eski Türkçede "fal"
veya "kâhinlik" anlamına gelirken, bitig ise "kitap"
(yazılı metin) demektir.
• Yazı Dili ve Tarihi: Kitap, Köktürk
harfleriyle (Türk damğaları) yazılmıştır ve tahmini olarak M.S. 930
yılına tarihlendirilmektedir (Bazı araştırmacılara göre 8. veya 9. yüzyılın
ortaları). Eser, Mani dininin yayıldığı coğrafyada (Mani muhitinde) kaleme
alınmıştır. Eserin sonunda, Taygüntan manastırında (məbədində) Sanqun İtəçuk
için yazıldığı belirtilir.
• İçeriği: Eser, toplam 67 pasajdan
oluşur, ancak bunlardan 65'i esas fal metnidir (ırk), geri kalan ikisi
ise sonuç niteliğindedir. Metinler sıklıkla masal ve efsane motifleri içermekle
birlikte, gelecekle ilgili kesin yargılardan ziyade kader ve baht
(taleden, bəxtdən) konularına odaklanmıştır.
II.
Irk Bitig’de Fal Bakma Usulleri
Irk Bitig'de fal bakma yöntemi, zar veya çubuk atma
esasına dayanır (Zar-Domino Falı veya Lithomancy kategorisine
girer).
1. Çubuk Kullanımı: Fal bakmak için dikdörtgen
biçiminde, her yüzüne birden dörde kadar dairelerin çizili olduğu (4 yüzlü) bir
çubuğun (veya aşık kemiği) üç kez atılması gerekirdi. Her atışta
gelen daire sayısı (olcay sayıları), üçlü bir kombinasyon oluştururdu.
2. Numara Tespiti: Her falın başında, siyah
mürekkeple çizilmiş, üç sıra halinde dizilmiş daire grupları bulunur. Atılan
çubuklardan gelen bu üç sayı, falın hangi metne karşılık geldiğini belirlerdi.
Örneğin, bir bölümde 2-2-4 daire grubu varsa, bu o falın numarasıydı.
3. Yorumlama: Elde edilen numaraya göre ilgili ırk
metni okunur ve falın sonucunda bir hüküm verilirdi. Her fal metni, "der"
veya "diyor" kelimesiyle bitmekte, ardından "Belə
bilin ki" (an͡ça bilin͡qler) ifadesiyle
hüküm bildirilirdi.
Not: Matematiksel
olarak 4x4x4=64 olası ırk bulunması gerekirken, eserde 65 ırk'ın
bulunması, eserin düzenlenme aşamasında olduğunu düşündürmüştür.
III.
Gelecek Öngörüleri ve Örnekler
Irk Bitig'deki fal sonuçları genellikle kısa ve kesin
hükümler içerir. Toplam 65 ırk'ın %60'ı müspet (iyi), %29'u
menfi (kötü) ve %11'i ise şerhsizdir.
• Müspet Hükümler: "Çok iyidir" (an͡yıg edgü ol),
"iyidir" (edgü ol), "qazancı var, yaxşıdır" (asıqı
bar edgü ol).
• Menfi Hükümler: "Çok pisdir" (an͡yıg yablak ol),
"pisdir" (yablak ol), "bərbaddır" (yabız ol).
• Şerhsiz: Yorum yapılmadan bırakılan 7 ırk
vardır.
Örnek
Fal Metinleri ve Öngörüleri
Metinler genellikle kısa, mecazi anlatımlar ve
hayvanlar veya mitolojik figürler içerir:
Irk No. |
Metin Özeti |
Hüküm ve
Öngörü |
Kaynak |
1. Irk |
"Mən
tənsiyəm. Gecə gündüz qızıl taxt üzərində oturub xoşbəxt oluram." (Ben
Tanrı'nın oğluyum. Gece gündüz altın taht üzerinde oturarak eğlenirim.) |
Yaxşıdır (edgü ol) |
|
7. Irk |
"Bir
kişi tələsik gəlir, yaxşı söz-söhbət gətirib." (Biri aceleyle geliyor,
iyi haber getiriyor.) |
Yaxşıdır (edgü ol) |
|
15. Irk |
"Yuxarı
duman qalxdı, aşağı toz basdı... Quş balası azdı, insan oğlu yeriyib azdı.
Yenə Tanrı şans verdi, üçüncü ildə hamısı sağ-salamat görüşdü, hamısı
sevinir." (Kaos ve kayboluş sonrası Tanrı yardımıyla üçüncü yılda
sevinçle kavuşma.) |
Yaxşıdır (edgü ol) |
|
22. Irk |
"Uzundonlu
(qadın) güzgüsünü göldə itirib, səhər deyinir, axşam sızlayır." (Uzun
elbiseli kadın aynasını gölde kaybetmiş, sabah söyleniyor, akşam inliyor.) |
Kədərlidir,
çox pisdir (mun͡qluq ol an͡yıq yablak ol) |
|
32. Irk |
"Bir
innab ağacı yüz oldu, yüz innab ağacı min oldu, min innab ağacı on min
oldu." (Bereketin katlanarak artması.) |
Qazancı var,
yaxşıdır (asıqı bar edgü ol) |
|
44. Irk |
"Şahin
su quşu ovuna çıxıb. Qarşı tərəfdən yırtıcı qara quş uçub gəlib." (Şahin
su kuşu avına çıkmış, karşısından yırtıcı kara kuş gelmiş.) |
Bərbaddır (yabız
ol) |
(Metin özeti hatalı, 44. ırk metni tavşan ve
şahin kavgasıyla ilgili olmalı, ancak kaynakta hükmü yabız ol) |
57. Irk |
Su qabı
tükənmiş, donmuş... Necə dona bilər; o ki, günəşin altında olur. |
Bu ırkın
başında az kədər var, sonra yenə yaxşıdır (bu ırk basınta āz emgeki
bar kin yana edgü bolur) |
|
65. Irk |
"Pisdir"
(yablak ol) şeklinde hükmü verilen bu fal, Irk Bitig'deki
olumsuz sonuçların sonuncusudur. |
Pisdir (yablak
ol) |
Gelecek öngörüleri genellikle kısa vadeli bir
olayın sonucu (sefer, hastalık, kavuşma, zenginlik) hakkında yorumlar sunar
ve kişiye sabır veya dikkatli olma tavsiyelerinde bulunur. Örneğin, kişinin
düşmanlarının tuzağından kaçınması gerektiği, sabretmesi gerektiği veya
yolculukların uğurlu olup olmadığı gibi konular ele alınır. Eserin genel ruhu,
kaderi pasifçe kabullenmek yerine, kişinin kendi hayatını şekillendirmede bilinçli
bir rol almasına yardımcı olacak talimatlar sağlamasıdır. Falın sonucu ne
olursa olsun, metin "yenə də hamı öz taleyində güc sahibidir"
(Amma yenə də hamı öz taleyində güc sahibidir) diyerek bireysel iradenin
önemini vurgulayan bir cümle ile biter.
Kartlarla
Fal Bakmak Gibi, Sıralama Ve Dizilimin Kişinin Elinde Olduğu Düşünülen
Yöntemlerin Geleceğe Dair İşaretler Sunması
Kartlarla fal bakmak
gibi, sıralama ve dizilimin kişinin elinde olduğu düşünülen yöntemlerin
geleceğe dair işaretler sunması, falcılık geleneği ve okült bilimler
çerçevesinde çeşitli mantıksal ve felsefi açıklamalarla ele alınmıştır.
Kaynaklar, bu görünürdeki rastlantısal eylemlerin aslında saf bir tesadüf
olmadığını öne sürmektedir:
1.
Tesadüfün ve Rastgeleliğin Kontrolü (Bilinçaltı Etki)
Kartların karılması ve
dizilmesi gibi manuel işlemler rastgele görünse de, bu durumun ardında yatan
mekanizmanın kişinin bilinçaltı veya ruhsal durumu tarafından kontrol edildiği
iddia edilmektedir:
- Bilinçaltı Mekanizması: Fal sistemi, kart çekme veya
işaretleri çizme gibi rastlantısal eylemlerin (yarrow saplarının rastgele atılması
veya çizgi çekme gibi) aslında bilinçaltı zihin tarafından
kontrol edildiğini varsayar. Bu sistemlere göre, falcının ya da fal
baktıranın bilinçaltında derinlerde gömülü olan bilgiler, bu
rastgele eylemler aracılığıyla yüzeye çıkar.
- İstemsiz Hareketler: Bazı açıklamalar, bu tür
yöntemlerin, operatörün (falcı veya danışan) bilinçsiz motor
reaksiyonlarına dayandığını belirtir. Falcıların el kaslarının
istemsiz ve kontrolsüz mikro kasılmaları, çekilen kartların veya atılan
çubukların sonucunu etkileyebilir.
- Yoğun Arzu ve Manevi Güç: İnsan ruhunun "tanrısal erdem,
kavrama ve her şeyi kapsama gücüne" sahip olduğu ve kartlar gibi araçların ruhun
derin arzularına hizmet ettiği düşünülür. Fal baktıran kişinin
zihni bir arzuya aşırı derecede yoğunlaştığında ("aşırı arzuya
kapıldığında"), kart seçimi bu yoğun arzuya yardımcı olur ve o
andaki "göksel fırsatla" hizalanır.
- Eşzamanlılık (Synchronicity): Fal sistemlerinin,
Jung'un eşzamanlılık (synchronicity) teorisine benzer şekilde çalıştığı
ileri sürülmüştür. Bu teoriye göre, sistemin ortaya çıkardığı tesadüfler
ve rastlantılar, kişinin bilinçaltında saklı olan anlamlı bir düzenle
bağlantılıdır. Rastlantısallık gibi görünen şey, aslında durumun
gerçekliğini yansıtan rastgele olmayan bir süreçtir.
2.
Kader ve Özgür İrade Dengesi
Bu tür fal sistemleri,
determinizm (kader) ve özgür irade ikilemi arasında bir denge kurarak,
tahminlerin rasyonel zeminini oluşturmaya çalışır:
- Kaderin Önceden Yazılı Olması: Bazı fal sistemlerinde,
kişinin kaderinin kartlar serilmeden önce zaten tezahür etmiş olduğu
ve kartların sadece bu kaderi açığa çıkardığı fikri mevcuttur.
- Özgür İradeyi Kullanma Aracı: Falcılık, geleceği tam
olarak bilmekten ziyade, eylemlerin bir seyrini belirlemeye
yardımcı olmak için kullanılır. Kehanet, insana eylemlerini koşullara
göre ayarlama fırsatı ve zamanı sunar. Özgür irade (free will)
inancına göre, gelecekle ilgili bilgi sahibi olmak, kişinin bu bilgiyi
kullanarak kendi kaderini yönlendirmesine ve potansiyel
tehlikelerden kaçınmasına olanak tanır.
- Kaçınılmazlık değil, Eğilim: İnsanın iradesini doğru
kullanmaması durumunda karşılaşabileceği durumlar, el falında olduğu gibi
kart falında da "ön uyarılar" olarak görülür; bunlar
mutlak kader değil, kişinin yatkınlıklarını gösterir. Kişi bu uyarıları
dikkate alarak yanlış gidişatı durdurabilir.
3.
Sistemin Yapısı ve Geçerliliği
Kartların rastgele
diziliminden anlam çıkarılmasının mantıksal dayanağı, sistemin matematiksel ve
dilsel yapısında aranır:
- Matematiksel Kesinlik İddiası: The Book of Fate
gibi karmaşık kehanet sistemlerinde, soyut hesaplamaların özgür irade
kavramını şansın matematiksel olasılığıyla incelikli bir şekilde
birleştirdiği öne sürülmüştür. Bu sistemlerin, şansa dayalı olduğu iddia
edilse bile, doğru cevap verme yüzdesinin "sadece tesadüfle
açıklanmayacak kadar yüksek" olduğu savunulur.
- Sembolik Dil: Tarot kartları gibi destelerdeki
semboller, iç düşüncenin resim çerçeveleri olarak kabul edilir ve ezoterik
bilimlerin (büyü, simya, astroloji, Kabala) anahtarını veren sembolik bir
dil içerir. Bu sembolik dil, bilincin ötesindeki bilgileri yorumlama
imkanı sağlar.
- Yorumlama Sanatı: Kehanet mesajları nadiren açıkça
ifade edildiğinden, falcı, oracle mesajlarından kullanılabilir bilgi
oluşturmak için hayal gücünü, algılarını ve geleneği anlama yeteneğini
kullanır. Falcı, danışanla diyalog yoluyla fikir veya görüntü dizileri
oluşturur ve böylece duruma uygun bir anlamlandırmaya ulaşır.
Sonuç olarak, kartların
fiziki olarak insan tarafından sıralanması gerçeği, falcılık geleneğinde, bu
eylemin ruhsal veya bilinçaltı güçler tarafından yönlendirildiği ve
rastgeleliğin sadece bir görünüm olduğu, dolayısıyla akıl ve mantık açısından
bir "yönlendirilmiş rastgelelik" olarak kabul edilebileceği
argümanıyla aşılmaya çalışılır.
Nümerolojinin
Kökenleri ve Temel Felsefesi
Nümeroloji, yaşamımızdaki sayıların
anlamını, ilişkisini ve önemini inceleyen antik bir bilim ve sanat
dalıdır. Özünde, sayıların esoterik yorumu veya titreşim çalışması
olarak tanımlanır.
Nümerolojinin temelleri binlerce yıl
öncesine dayanır; Babilliler, Çinliler, Mısırlılar ve İbraniler gibi eski
kültürlerde yaygın olarak kullanıldığı belirtilir.
- Pisagor'un Rolü: Modern nümerolojinin
"babası" olarak kabul edilen Yunan matematikçi ve filozof
Pisagor (M.Ö. 6. yüzyıl), evrenin temelinin sayılar üzerine kurulduğuna
inanmıştır. Pisagor'a göre, sayılar evrenin düzen ve harmonisinin nihai
ilkelerini yansıtır ve tüm evrensel rakamlar, diğer tüm sayıların
türetilebileceği 1'den 9'a kadar olan sayılara indirgenmiştir.
- Titreşim Teorisi: Nümeroloji, sayıların sadece nicel
(sayısal) değerlere değil, aynı zamanda yaratıcı güçlerin veya titreşim
frekanslarının sembolleri olan nitel değerlere de sahip olduğu
önermesine dayanır. Her sayı, benzersiz bir kişilik özellik zincirini
temsil eder.
- Kozmik Kodlar: Sayılar ve harfler, yaşamlarımızı ve
kaderimizi tanımlayan ve açıklayan kozmik şifreler olarak hizmet
ederler.
- Sistem Çeşitleri: Başlıca üç nümeroloji formu vardır:
Kabalistik, Kalde ve Pisagor (Batı) sistemleri. Pisagor sistemi en yaygın
olanıdır. Kalde sistemi ise en eski ve en zor olduğu iddia edilmesine
rağmen, daha "kesin" kabul edilir ve 1'den 8'e kadar olan sayıları
kullanır, 9'u ise kutsal sayar.
Hayatımızdaki
Önemli Nümeroloji Sayıları
Nümeroloji, bir kişinin hayatı, kişiliği,
yetenekleri ve kaderi hakkında bilgi edinmek için doğum tarihi ve adının
harflerini kullanarak hesaplanan bir dizi temel sayıya odaklanır.
1. Yaşam Yolu Sayısı (Destiny/Life Path
Number)
- Hesaplama: Bu, doğum tarihinin (gün, ay ve yıl) tüm
rakamlarının toplanıp tek bir haneye indirgenmesiyle bulunur.
- Anlamı: Nümeroloji tablosundaki en önemli sayıdır.
Bu sayı, kişinin bu hayatta yürüyeceği yolu, öğrenmeyi seçtiği dersleri ve
deneyimleyeceği olayları ve zorlukları gösterir.
2. İfade Sayısı (Destiny/Expression
Number)
- Hesaplama: Kişinin tam adındaki harflerin sayısal
değerlerinin toplanmasıyla elde edilir.
- Anlamı: Kişinin dışsal doğasını, yeteneklerini,
becerilerini ve kamuya sunduğu kişiliği ortaya koyar. Yaşam Yolu
Sayısı ile birlikte meslek seçimlerinde dikkate alınır.
3. Gönül Arzusu Sayısı (Heart/Soul Urge
Number)
- Hesaplama: Kişinin adındaki ünlü harflerin
sayısal değerlerinin toplamından elde edilir.
- Anlamı: Bireyin gizli arzularını, duygularını,
ideallerini ve fantezilerini ortaya çıkarır.
4. Uğurlu ve Karmik Sayılar
- Uğurlu Sayılar: Nümeroloji, şanslı günleri ve
tarihleri bulmaya yardımcı olur. Bir günün titreşiminin kişinin doğum
sayısı ile uyumlu olması durumunda o günün şanslı olduğu düşünülür. Ancak,
bazı nümerologlar uğurlu veya uğursuz sayı diye bir şey olmadığını,
inancın gücünün bir sayıyı şanslı kıldığını savunur.
- Karmik Borç Sayıları: 13, 14, 16 ve 19 gibi bazı çift
haneli sayıların karmik borç taşıdığına inanılır. Bu sayılar Yaşam Yolu
Sayısı, İfade Sayısı veya Gönül Arzusu Sayısı olarak ortaya çıkarsa,
kişinin önceki yaşamlarından kalan borçlarla yüzleşeceğini gösterir.
5. Gezegen İlişkileri ve Anlamları
Nümerolojide, her temel sayının bir
gezegenle ilişkilendirildiğine inanılır ve bu gezegenlerin etkileri kişinin
kaderini ve karakterini büyük ölçüde etkiler.
Sayı |
Gezegen |
Temel Özellikler |
Kaynaklar |
1 |
Güneş |
Atılganlık, liderlik, yaratıcılık,
özgünlük, cesaret. |
|
2 |
Ay |
Sakinlik, işbirliği, sanatsal
mükemmellik, duyarlılık, uyum arayışı, pasiflik. |
|
3 |
Jüpiter |
İstikrar, verimlilik, sorumluluk,
entelektüel yetenek, şans, derin düşünür. |
|
4 |
Plüton/Dünya |
Sağlamlık, bilgelik, güç, güvenilirlik,
pratiklik, düzen. |
|
5 |
Merkür |
Çeviklik, zekâ, seyahat, değişim, risk,
sinirlilik. |
|
6 |
Venüs |
Mükemmeliyetçilik, güzellik, uyum,
ilişki, güvenilir, sanatsal tat. |
|
7 |
Neptün/Dolunay |
Gizemli özellikler, özgürlük sevgisi,
ruhsal arayış, koruyucu, psişik. |
|
8 |
Satürn |
Maddi başarı, güç, adalet, otoriter,
karmaşık. |
|
9 |
Mars |
Yüksek zihinsel ve ruhsal aktivite,
evrensellik, tutku, Mars'ın etkisi. |
|
11 ve 22 |
Uranüs (Özel) |
Bu sayılar mistik özelliklere sahiptir
ve genellikle büyük ruhsal veya pratik başarıları işaret eder. |
Nümerolojinin
Yaşamımızdaki İşlevi
Nümeroloji, kişinin kendisi ve çevresiyle
ilgili sorulara yanıt bulmasına yardımcı olan bir araç olarak işlev görür.
- Karakter Analizi: Nümeroloji, kişilik özelliklerimizi,
yeteneklerimizi, güçlü ve zayıf yönlerimizi ortaya çıkarır. Bu bilgi,
kişinin kendi doğasını tanımasına ve eksikliklerini gidermesine yardımcı
olur.
- Kader ve Özgür İrade: Nümeroloji, hayatın bir planı
veya yol haritası olduğunu gösterse de, her şeyin taş üzerine
yazılmadığını vurgular. Yaşam Yolu Sayısı sabit olsa da, kişi adını
değiştirerek veya bilinçli eylemlerle kaderinin yönünü değiştirebilir.
Fal sistemlerinin pasif duyurucu olmasının aksine, nümeroloji bireyin
kaderini değiştirmesine olanak tanıyan benzersiz bir yöntemdir.
- İlişkiler ve Uyum: Hangi partnerlerin, iş yerlerinin
veya adreslerin kişisel sayısal titreşimimizle uyumlu olduğunu bulmaya
yardımcı olur.
- Zamanlama ve Karar Alma: Nümeroloji, kişinin hareket
etmesi için uygun (uğurlu) tarihleri belirlemesine yardımcı olabilir ve
hayatın zorlu döngülerine veya dönemlerine (number-rhythms) karşı
hazırlıklı olmayı sağlar.
- Temel Bilimlerle İlişkisi: Nümeroloji, matematiksel
kesinliğe dayandığını iddia ederek, fizik, matematik, genetik ve felsefe
gibi diğer bilimlerle tek bir zincirde birleşir ve birbirini tamamlar.
Çift Haneli Sayıların (Bileşik
Köklerin) Önemi
Dokuz temel sayının ötesindeki çift haneli
sayılar (bileşik kökler), kişinin varlığının karmaşık yapısını ele almak
için çok önemlidir.
- Daha Zengin İfade: Basit sayılar (1-9) sınırlı bir
ifade sunar, ancak çift haneli sayılar, birincil renklerin karışımı gibi, daha
zengin ve ayrıntılı bilgi sağlayan daha geniş bir titreşim yelpazesi
aktarır.
- Kökün Rengi (Coloring): Her çift haneli sayı (örneğin
10, 19, 28, 37, 46, 55, 64, 73, 82, ve 91), temel sayıyı (bu örnekte 1)
farklı yoğunluklar ve tonlarla renklendirir; bu da aynı temel sayıya sahip
bireylerin neden farklı özellikler taşıdığını açıklar. Örneğin, 3+5=8
(eğlence ve seyahatle güç), 6+2=8 (başkalarıyla ilişkiler yoluyla güç)
veya 7+1=8 (tekil zihinsel güç) farklı titreşimler taşır.
- İkincil Sayılar: Bu sayılar, temel enerjiyi (ilk hane)
ve ardından odağı (ikinci hane) belirleyerek yorumlanır.
- Örnekler: Bazı çift haneli sayıların özel anlamları
vardır; örneğin, 12, zihinsel acı ve fedakarlığı temsil ederken, 23,
planların başarısı ve üst düzeydekilerden yardım anlamına gelen "Aslan'ın
Kraliyet Yıldızı" olarak bilinir.
Doğum
Tarihlerinin Hayatımıza Etkisi
Doğum tarihlerinin insan yaşamı üzerindeki
etkisi, genellikle Nümeroloji (Sayı Falı) ve Astroloji sistemleri
aracılığıyla incelenir. Bu sistemlere göre, doğum anında belirlenen sayılar ve
göksel konumlar, kişinin karakterini, yeteneklerini, kariyerini ve yaşamındaki
temel olayları ("kaderi") şekillendirir.
I. Nümerolojide Doğum
Tarihlerinin Hayatımıza Etkisi
Nümeroloji, Pisagor’a kadar uzanan kadim
bir bilimdir ve evrenin düzeninin sayılar üzerine kurulu olduğunu savunur. Bu
sistemde, doğum tarihindeki her bir rakamın kendine özgü bir titreşim
frekansına sahip olduğuna ve bu titreşimlerin kişinin kimliğini ve kaderini
belirleyen "kozmik şifreler" olarak işlev gördüğüne inanılır.
A. Hesaplanan Temel Sayılar ve Etkileri
Doğum tarihinizden türetilen en önemli
sayı Yaşam Yolu Sayısıdır (Life Path Number), bazen de Kader Sayısı
(Destiny Number) olarak adlandırılır.
Sayı Türü |
Hesaplama Kaynağı |
Hayata Etkisi |
Yaşam Yolu Sayısı |
Doğum tarihinin (gün, ay, yıl) tamamı. |
Kişinin bu hayatta yürüyeceği ana yolu,
yaşam amacını, en sık karşılaşacağı zorlukları ve fırsatları gösterir. |
Doğum Günü Sayısı |
Doğum ayının sadece günü. |
Bireyin doğal yeteneklerini ve
kabiliyetlerini, ayrıca kişiliğin güçlü ve zayıf yönlerini ifade eder.
Genellikle hayatın orta yıllarındaki etkileri daha belirgindir. |
Bileşik Sayılar (Örn: 11, 22) |
Doğum tarihinden elde edilen çift haneli
sayılar. |
Kişinin yüksek potansiyelini, üstün
yeteneklerini veya önceki yaşamlardan gelen karmik derslerini (Karmik Borç)
gösterir. |
B. Doğum Tarihinin Hesaplama Yöntemi
Nümerolojide Yaşam Yolu Sayısı
hesaplanırken temel kural, doğum tarihinin tüm bileşenlerini (gün, ay, yıl)
alıp, rakamları toplayarak tek bir haneye (1 ile 9 arası) indirgemektir. Bu
işleme "indirgeme" (reducing down) veya "yan yana
toplama" (adding across) denir.
Hesaplama Adımları (Yan Yana Toplama
Metodu):
Bu yöntem, çift haneli ara toplamların
(bileşik kökler) getirdiği ek anlamları koruduğu için bazı numerologlar
tarafından tercih edilir.
- Tüm Rakamları Yazın: Doğum tarihinizdeki (Ay, Gün,
Yıl) her bir rakamı sırayla yazın ve aralarına artı işareti koyun.
- Toplayın: Tüm rakamları toplayın. Çıkan sonuç iki
haneli bir sayı olacaktır (ara toplam veya bileşik kök).
- Tek Haneye İndirgeme: Çıkan iki haneli sayının
rakamlarını tekrar toplayarak tek bir haneye indirgeyin (1-9).
Örnek Hesaplama: 16 Haziran 1984
doğumlu biri için:
- Rakamlar: Ay (6) + Gün (1+6) + Yıl (1+9+8+4)
- Toplama: 1 + 6
+ 6 + 1 + 9 + 8 + 4 = 35 .
- İndirgeme: 3 +
5 = 8 .
- Yaşam Yolu Sayısı: 8.
Not: Hesaplama yaparken sıfırların
(0) değeri sayılmaz.
C. Master (Üstat) Sayılar Kuralı
11, 22 ve 33 sayıları Master Sayılardır
ve bu sayılar, tek haneye indirgenmemelidir. Bu sayılar, potansiyel olarak
üstün yetenek ve başarı anlamına gelir, ancak kişi, bu yüksek titreşimleri
taşıyamadığında, bunlar bazen daha düşük taban sayılarına (sırasıyla 2, 4 ve 6)
indirgenerek yorumlanır.
II. Astrolojik Sistemlerde Doğum
Tarihinin Etkisi
Doğum tarihi, sadece numerolojik
titreşimleri değil, aynı zamanda kişinin karakterini, kaderini ve yaşamdaki
potansiyelini belirleyen astrolojik konfigürasyonları da tespit etmek için
kullanılır.
A. Çin Astrolojisi
Çin astrolojisinde kişiliğin analizinde
Güneş'in etkisi yerine Ay'ın durumu ve doğum yılı önemlidir.
- Doğum Yılı Burcu (Öz Burç): Doğum yılı (örneğin Fare,
Yabanöküzü, Kaplan) kişinin Öz Burcu'nu belirler. Bu burç, kişinin
karakteristik özelliklerini, yeteneklerini ve yaşam seyrini etkiler.
- Aynı yıl doğan herkesin aynı özelliklere sahip
olmaması, Güneş'e göre düşülen burçla (doğum ayı) Yükselen Burcun (doğum
saati) etkisiyle açıklanır.
- Element Etkisi: Doğum yılı burcunun yanı
sıra, her yıl belirli bir element (Ateş, Su, Toprak, Maden, Tahta) de söz
sahibi olur ve bu elementler kişinin özelliklerini kat kat güçlendirir
veya hafifletir. Örneğin, Fare normalde Su grubundandır, ancak Tahta
yılında doğarsa Tahta Faresi olur.
- Doğum Ayı (Güneş Burcu): Doğum ayının belirlenmesi,
kişinin Güneş'e göre hangi burçtan sayıldığını gösterir ve bu durum yıllık
burcun özelliklerini güçlendirir veya hafifletir.
- Doğum Saati (Yükselen Burç): Doğum anındaki saat, yükselen
burcu belirler ve bu burç, kişinin dış görünüşü, konuşma tarzı, hal ve
tavırları gibi kişiliğini etkiler.
B. Batı/Hint Astrolojisi
- Evler ve Kader: Doğum haritası (horoskop),
kişinin doğduğu andaki gezegenlerin ve burçların konumunu gösteren stilize
bir haritadır. Burçların on ikiye ayrıldığı ve her birinin insan hayatının
farklı bir yönünü (ev) etkilediği kabul edilir.
- Doğum yılı burcunun haritada düştüğü ev (Ay
konumu) kişinin talihi, kariyeri, evliliği ve mali durumu hakkında bilgi
verir. Örneğin, Ay'ın 2. evde yer alması para, servet gibi konuları
temsil eder.
- Gelecek Öngörüsü: Doğum anındaki yıldızların durumu
kişinin kaderini belirler. Astrologlar, kişinin doğduğu zaman,
tarih ve yeri dikkate alarak, diğer burçlar, gezegenler, Güneş ve Ay'ın
etkilerini koordine eder ve bu sayede yaşam boyunca olacakları tahmin
ederler.
- Yaşam Çevrimleri (Kişisel Yıllar): Doğum tarihi,
kişinin hayatındaki olumlu, olumsuz veya nötr dönemleri belirleyen yedi
yıllık ana döngülerin (Major Life Cycle) başlangıcını hesaplamada
kullanılır. Her bir gezegenin yönetimindeki bu döngüler, kişinin Yaşam
Yolu Sayısına bağlı olarak farklı bir etki (şanslı, kötü veya nötr)
yaratır.
III. Önemli Bir Nokta: Karma ve Değişim
Fal sistemleri genellikle, doğum
tarihinizle belirlenen kaderinizin değişmez olduğunu söylese de, kişinin özgür
iradesiyle bu durumu yönetebileceği veya değiştirebileceği vurgulanır:
- Nümerolojide
İsim Değişikliği: Nümeroloji, Yaşam Yolu Sayısı değişmez olsa bile, kişinin adını
değiştirerek veya takma ad kullanarak, hayatındaki deneyimleri ve
kişiliğini değiştirebileceğini öne sürer.
- Astrolojik Etkileşim: Astroloji, kişinin doğum
anındaki gezegenlerin etkilerinin karakter ve mizaç üzerinde büyük bir
etkisi olduğuna inanır. Ancak bu bilgiler, kişinin bu etkileri en iyi
şekilde kullanmasına ve zorluklardan kaçınmasına yardımcı olacak bir araç
(yol haritası) olarak sunulur.
Fallar
ve Çin Falı
1. Eskiçağ Uygarlıkları ve Fal
Yöntemleri (Hititler)
Fal geleneğinin ne kadar köklü olduğunu
gösteren, Hititler gibi eski Anadolu uygarlıklarında uygulanan fal ve kehanet
sistemleri daha detaylı incelenebilir:
- Falın Amacı ve Dini Temeli: Hititlerde her problemin
temelinde tanrıya karşı işlenen bir suçun olabileceği düşünülmüş ve bu
nedenle fal soruşturmaları yapılmıştır. Fal, tanrıların gönderdiği
işaretleri beklemeden, onların niyetlerini ve öfke sebeplerini tespit
etmek amacıyla geliştirilmiş bir yöntemler bütünüdür.
- Kehanet Türleri: Hitit metinlerinde fal, siyasi,
askeri ve kült (ayin) alanları gibi birçok hususta kullanılmıştır.
Kullanılan başlıca fal türleri şunlardır:
- Et Falı (KUŠ/SU): Hayvan iç organlarına ve
özellikle karaciğere bakılarak bakılan fal türüdür. Bu teknik
Hurrice terminoloji kullanılarak LÚAZU ve LÚHAL uzmanları tarafından
gerçekleştirilirdi.
- Talih Falı (KIN): Bu fal çerçevesinde
tanrı, insan ve çeşitli soyut kavramları temsil eden nesneler alınıp
verilmekteydi. Falın gerçekleştiği alan, iki bölüme ayrılmış bir çeşit
oyun tahtasını andırmaktaydı.
- Kuş Falı (MUŠEN): Kuşların hareketleri
gözlemlenerek, örneğin bir kuşun uzaktan alçak uçuşla gidip sonra daha
uzak bir yere gitmesi gibi durumlar yorumlanırdı.
- Yılan Falı (MUŠ): Su yılanlarının
hareketlerini gözlemleyerek fal soruları sorulurdu. Yılanlara
"hayatın yılanı," "Nerik'in yılanı" gibi sembolik
isimler verilirdi.
2. Osmanlı Dönemi Yazılı Fal Türleri
(Falnameler)
Daha önce Kur'an Falı'na değinilmişti,
ancak Osmanlı yazılı kültüründe falın diğer alt türleri de mevcuttur:
- Melhemeler: Ay veya güneş tutulması, yeni ayın
görünmesi, yıldız kayması, şiddetli yağmur veya dolu yağması gibi tabiat
olaylarından hareketle gelecekte meydana gelebilecek gelişmelerden
haber vermeyi amaçlayan kehanet içerikli eserlerdir. Falnamelerden farklı
olarak, Melhemeler için niyet tutma söz konusu değildir.
Melhemeler, tabiat olaylarının oluşlarından hareketle geleceği tahmin
ettiğinden fala göre daha sistemli kabul edilir.
- Kıyafetnâmeler (İlm-i Sima): İnsanın dış görünüşünden,
yüzünden, şeklinden ve organlarının durumundan onun huy ve karakterini
anlamayı amaçlayan ilimdir. Bu ilmi bilen kimseye "kâif" denir.
Kıyafet, bir zamanlar nesep tayini işinde de başvurulan bir
metottu.
- İhtilâçnâmeler (Seğirmeler): Vücuttaki bazı organların
hareketinden, seğirmesinden geleceğe ait anlam çıkarmak demektir.
Örneğin, kulağın çınlaması anılmaya, sol avucun kaşınması para geleceğine
işaret sayılır. Bu konuda yazılmış birçok eser vardır.
- Yıldıznâme ve Tâlinâme: Yıldızların durumundan
geleceği ve kaderi anlamaya çalışan eserlerdir. Yıldızlar, ateş, hava, su,
toprak tabiatlı olarak bölümlere ayrılır ve burçların bu yapılara
uygunluğu evlenmeler ve arkadaş seçimlerinde dikkate alınıp uygulanır.
3. Falcılığın Psikolojik ve Sosyolojik
Yönleri
Falcılığa duyulan ilgi, sadece gelecek
merakıyla açıklanmaz; bunun psikolojik, sosyolojik ve hukuki yönleri de vardır.
- Psikolojik Motivasyon: İnsanların geleceği öğrenme,
kaderini yönlendirme ve değiştirebilme arzusu ön plana çıkar. Fal, günlük
hayatın problemleri karşısında köklü bir çözüm yolu bulamayan kişiler için
geçici bir rahatlama veya oyalanma aracıdır.
- Başvuru Amaçları: Falcılara en sık yöneltilen sorular
arasında, kiminle ne zaman evleneceğini öğrenme, hastalığın çaresini
anlama, maddi refaha ne zaman ulaşacağını bilme ve eşler arasındaki
anlaşmazlıkların (başka kadın/erkek) gizli sebeplerini öğrenme istekleri
yer alır.
4. Çin Astrolojisinde İlişki
Uyumsuzlukları
Çin Astrolojisi'nde burçların
birbirleriyle olan ilişkileri ve olası sorunlar detaylandırılmıştır:
- Uyumsuz Tipler: Burçlar arasındaki uyumsuzluklar,
evlilikte kaçınılması gereken tehlikeleri gösterir. Örneğin:
- Fare burcunun, At burcu insanından
daima kaçınması gerekir, çünkü At idealleri olan, özgür bir tiptir ve
çıkarına düşkün birini değerli bulmaz. Fareler ayrıca Kedi
(Tavşan) burçlarından da kaçınmalıdır.
- Yabanöküzü burcunun, Koyun burcu
insanından kaçınması istenir, zira Koyun kaprisli, havai ve yuvaya
bağlanamayan bir tiptir. Yabanöküzü için Maymun ise "gerçek
bir tehlikedir" ve Maymun kolay sıkılan bir tip olduğu için
Yabanöküzü'nü bırakıp gidebilir.
- Koyun burcu insanı için Horoz, açık
sözlülüğü ve hayalleri nedeniyle uygun değildir ve Horoz, Koyun'a
sorumluluk yüklemeye kalkabilir.
5. El Falında Ellerin Karşılaştırılması
El falı incelenirken, yalnızca aktif ele
(genellikle sağ el) bakılmaz; pasif el (genellikle sol el) ile
karşılaştırma yapılması esastır:
- Edilgen (Pasif) El: Bu el, kişinin bilinçaltını,
refleksif ve en içteki benliğini temsil eder. Çocukluktan kalma gizli
kırgınlıkları, sevinçleri ve ebeveynlerin etkisini yansıtır. Pasif elin
özellikleri genellikle belirgin değildir ve yalnızca kişisel deneyimde
bulunurlar.
- Gelişim Göstergesi: İki el arasındaki fark ne kadar
büyükse, kişinin o kadar değiştiği ve geliştiği kabul edilir. Zamanla iki
el de değişir.
- El Tipleri ve Çizgiler: El falı, avuç içindeki tepelerin
(Venüs, Jüpiter, Satürn, Ay vb.) ve temel çizgilerin (Hayat, Kalp, Akıl,
Kader, Sağlık, İlham) analizine dayanır.
Çin
Astrolojisi
(Çin falı) sisteminde, modern Batı
astrolojisinin aksine, Güneş'in (Solar) önemi ikincil planda kalır ve Güneş'in
yerine başka gök cisimleri ve döngüler merkezi bir rol oynar.
Çin astrolojisinde Ay (Lunar) ve Ay'ın
evreleri hayati derecede önemlidir:
1. Ay'ın Merkeziliği
Çin astrolojisinde, modern astrolojide
vazgeçilmez bir güç sayılan Güneş'e pek aldırılmaz. Bunun yerine,
Çinliler için önemli olan Ay'dır.
- En Önemli Güç: Doğu astrolojilerinde (Çin ve Hint
astrolojisi dahil), Ay en önemli güç olarak kabul edilir ve kendini
yaşamın her yönünde belli eder.
- Davranış Üzerindeki Etki: Ay, diğer tüm gök
cisimlerinden daha fazla, yeryüzündeki davranışları etkilediğine inanılan,
Çin burçları için hayati derecede önemli bir unsurdur.
- Kişisel Yorumlama: Bir kişinin doğum anındaki Ay'ın
durumu (Ay'ın konumu), burç yılının özelliklerini oldukça
değiştirebilir. Eski Çin astrologları, Ay'ın devrelerine büyük değer verir
ve hesaplarını buna göre yaparlardı. Ay'ın durumu yorumlanarak, harita
sahibinin dış görünüşü, talihi ve geleceği hakkında bilgiler elde edilir.
2. Yin ve Yang Dengesi
Çin felsefesinin temelini oluşturan kozmik
ilkeler, Güneş ve Ay'ın önemini belirler:
- Yin ve Yang: Çin evrenbiliminde, her şey Yin ve
Yang adı verilen iki karşıt enerjinin etkileşimiyle açıklanır.
- Yang (Erkek Güç): Güneş, ışık, aktivite ve
pozitifliği temsil eder.
- Yin (Dişi Güç): Ay, karanlık,
pasiflik, alıcılık ve formu temsil eden tamamlayıcı güçtür.
- Ay'ın Konumu: Çinliler için Güneş, Yang enerjisinin
bir temsilcisi olup daima ikincil kalmıştır; çünkü Ay ve Ay döngüsü
egemendir. Ay'ın bu döngüsü, Yin'in tezahürü ve formun desteğidir. Bu
Yin ve Yang ilkeleri, Çin tıbbının ve Feng Shui gibi geleneksel
uygulamaların da teorik temellerini oluşturur.
3. Yükselen Burçların Rolü
Çin astrolojisinde, Batı astrolojisinde
olduğu gibi yükselen burçlar önemli bir rol oynar, ancak bunlar Güneş'in
konumundan bağımsız olarak belirlenir.
- Doğum Saati ve Yükselen Burç: Yükselen burçlar,
kişinin doğum saatine göre belirlenir ve doğum anındaki saatler,
burçların yöneticisidir; bu durum yılın on iki ayında da, her günde de
geçerlidir ve hiçbir zaman değişmez.
- Kişiliğe Etkisi: Yükselen burç, kişinin dış
görünüşüyle birlikte kişiliğini de etkiler.
Bu üç ana unsur (Ay, Yin-Yang ve Yükselen
Burçlar), Çin astrolojisinde bireyin karakteristik özelliklerini, kaderini ve
yaşam yolunu belirlemede Güneş'in etkisini dengeleyerek veya gölgede bırakarak
temel alınır.
Numerolojiye göre Kader Sayısı
(Destiny Number veya Life Path Number) kişinin doğum tarihinden yola
çıkılarak hesaplanan ve hayat amacını, potansiyelini ve karşılaşacağı
zorlukları simgeleyen en önemli sayıdır.
Bu sayı, doğum tarihinin tüm rakamlarının
toplanarak tek bir haneye (1 ile 9 arası) indirgenmesiyle bulunur.
Kader
Sayısı Hesaplama Yöntemi
Kader Sayısı (Life Path Number)
hesaplamasında temel amaç, doğum tarihinin (gün, ay ve yıl) tüm rakamlarını
toplayıp tek bir basamağa düşürmektir. Bu işleme "indirgeme"
(reducing down) veya "yan yana toplama" (adding across) adı verilir.
1. Adım: Tüm Rakamları Yan Yana Toplama
Doğum tarihindeki her bir rakam (ayın, günün ve yılın tüm haneleri) yan yana
yazılır ve toplanır.
2. Adım: Tek Haneye İndirgeme Elde
edilen toplam (genellikle çift haneli bir sayıdır), rakamları tekrar toplanarak
(örneğin: $3+5=8$) tek bir basamağa indirgenir. Bu işlem, nihai sonuç 1 ile 9
arasında bir sayı olana kadar devam eder.
Hesaplama Örnekleri
Örnek 1: Basit İndirgeme (Pythagorean
Sistemi)
16 Haziran 1984 tarihinde doğan biri için
Kader Sayısı hesaplaması:
- Toplama: $1 + 6 + 6 + 1 + 9 + 8 + 4 = 35$.
- İndirgeme: $3 + 5 = 8$.
- Kader Sayısı: 8.
Örnek 2: El Falı ve Numeroloji
Kaynağına Göre
25 Ağustos 1962 tarihinde doğan biri için
Kader Sayısı hesaplaması:
- Toplama: Doğum günü $(2+5=7)$, doğduğu ay $(0+8=8)$ ve
doğduğu tarih $(1+9+6+2=18)$ olarak bulunur. Ara toplam: $7 + 8 + 18 =
33$.
- İndirgeme: $33$ sayısı $9$'dan büyük olduğu için,
rakamları tekrar kendi içlerinde toplanır: $3 + 3 = 6$.
- Kader Sayısı: 6.
İstisnalar: Master Sayılar
Hesaplama sırasında elde edilen sonuç çift
haneli olsa bile, 11, 22 ve 33 sayıları Master Sayılar (Üstat Sayılar)
olarak kabul edilir ve genellikle tek basamağa indirilmezler.
- Eğer doğum tarihinin toplamı 11 veya 22 ise, bu
sayılar olduğu gibi kalır ve sırasıyla 11/2 veya 22/4 olarak
yorumlanır.
- Örneğin, 10 Ekim 1964 tarihi toplanınca 22
sonucunu verir ve bu doğrudan $22/4$ Kader Sayısıdır.
Kaynaklar, Master Sayıların yüksek
titreşimleri nedeniyle özel anlamlar taşıdığını ve kişinin yüksek potansiyelini
veya karmik borçlarını gösterdiğini belirtir.
Kader Sayısının Anlamı
Kader Sayısı (Destiny Number), kişinin
yaşam amacını, bu hayatta öğrenmesi gereken dersleri, karşılaşacağı zorlukları
ve edineceği deneyimleri simgeler. Nümeroloji, kişinin bu sayının enerjisine
uygun hareket ederek hayatını daha başarılı ve tatmin edici hale
getirebileceğine inanır.
Numeroloji sisteminde, kaderin
değiştirilemez olduğu kabul edilirken, bu sayı kişinin elindeki
"kartları" veya "yaşam senaryosunu" (Lifepath) gösterir. Bu
bilgi sayesinde kişi, kaderin getirdiklerine karşı nasıl tepki vereceğini kontrol
edebilir ve yaşam yolunu daha bilinçli bir şekilde ilerletebilir.
Çin astrolojisi, bireyin karakterini,
yeteneklerini, potansiyelini ve başkalarıyla olan ilişkilerini belirlemek
amacıyla kullanılan karmaşık ve kadim bir kehanet sistemidir. Batı
astrolojisinin aksine, Çin falı Ay'ın evrelerine büyük önem verir ve
kişinin doğum yılı, ayı ve saati gibi faktörleri hesaba katar.
Çin
Falına Göre İnsan Tipleri
Çin falına göre insan tipleri, sadece
doğum yılına atfedilen 12 Hayvan Burcu (Öz Burç) ile değil; aynı zamanda
Yin/Yang ilkeleri ve Beş Element (Gruplar) tarafından da
şekillendirilir.
1. Temel Yapı: Hayvan Burçları ve
Etkileri
Çin astrolojisi, 12 yıllık döngülere
dayanır ve her yıl bir hayvan burcu tarafından yönetilir. Belirli bir yılda
doğan çocuklar, o burcun etkisinde kalır ve o hayvanın sembolize ettiği
özellikleri taşır.
Burç (Yıl) |
Temel Kişilik Özellikleri |
Fare |
Neşeli, cazibeli, zeki, çıkarcı,
endişeli, çabuk sinirlenen ve dedikoduya düşkündür. Dış görünüşüyle iç
dünyası farklıdır. |
Yabanöküzü |
Sakin, sabırlı, dikkatli, disiplinli ve
dengelidir. Yeniliklerden çekinir. Sadık, çalışkan ve bolluk getirir.
Sevdiğini sahiplenir ve kıskançtır. |
Kaplan |
Gururlu, üstünlüğünden emin, dik başlı,
inatçı ve atılgandır. Emir almaktan hoşlanmaz, kurulu düzenden nefret eder.
Cesur, sabırsız ve duyguları yoğundur. |
Kedi (Tavşan) |
Sevimli, cana yakın, hoş ve çekicidir.
Ticarette başarılı, zeki ve sezgisi güçlüdür. Olayların derinliğine inmez,
görünüşe kanar. Aileye ve çocuklara pek bağlanmaz. |
Ejderha |
Canlı, cömert, dürüst ve güçlüdür;
yorulmadan çalışır. Çok gururludur, öfkelendiğinde hata yapabilir. İyi veya
kötü her alanda başarılı olabilir. Evlenmeden bekâr kalabilir. |
Yılan |
Çekici, akıllı, olgun ve akılcıdır.
Sezgi gücü çok fazladır. Paraya büyük önem verir, sıkı elli ve hatta
cimridir. Tehlikeden kaçınır. |
At |
Neşeli, hareketli, konuşkan,
bağımsızlığa düşkün ve zekidir. Çabuk öfkelenir ama çabuk yatışır. Zekâsı
kaypaktır (işine yarayan sonuçları kolay çıkarır). |
Koyun |
Rahatına düşkün, güvende olmayı ister ve
sorunlardan kaçar. Fevkalade duygulu ve zevklidir; sanatta çok yeteneklidir.
Güvensizlik nedeniyle yeteneklerini gizleyebilir. |
Maymun |
İnanılmaz zeki, yetenekli ve
beceriklidir. Yaratma gücü yüksektir, taklidi sevmez. En zor sorunları kısa
sürede halledebilir ancak sıkılıp cayma eğilimi vardır. Üstün zekâsı
nedeniyle ahlak kurallarına aldırmayabilir. |
Horoz |
Açık sözlü ve dürüsttür, gösterişi
sever, dikkati çekmek ister. Disiplinli, eskiye bağlı ve tutucudur.
Gururludur ve kendisini beğenir. |
Köpek |
Epey karamsar ve endişelidir. İnatçı,
sebatlı ve dürüsttür. Ezilenleri ve çaresizleri korumak ister. Maddi şeylere
önem vermez. |
Domuz |
Dostluğa önem veren, neşeli, tatlı
sözlü, uyumlu, duygulu ve iyi niyetli bir tiptir. Rahatını ve huzurunu
kaçıracak şeylerden kaçınır. |
Yükselen Burcun Etkisi
Doğum saatine göre belirlenen Yükselen
Burç, kişinin dış görünüşünü, hal ve tavırlarını, konuşma şeklini ve
talihini etkileyerek, Öz Burç özelliklerini değiştirir.
- Örneğin, Yabanöküzü burcundan biri, Fare'nin yükseldiği
saatte doğmuşsa, tipi ve tavırları Fare'yi andırır.
- Yükselen burç, kişinin talihini (gelecek, başarı)
belirlemede de rol oynar.
2. Yin ve Yang Enerjilerinin Karakter
Üzerindeki Etkisi
Çin astrolojisinin merkezinde Yin
(dişi, pasif, karanlık) ve Yang (erkek, aktif, aydınlık) kavramları
bulunur. Bu iki karşıt ve tamamlayıcı enerjinin oranı, kişinin doğasında,
düşünce yapısında ve davranışlarında kendini gösterir.
- Yang (Erkek Enerjisi): Pozitif, güçlü, aktif, hareket
ettirici, ateş, gökyüzü ve yaratıcılığı temsil eder. Çin burçlarından Fare,
Kaplan, Ejderha, At, Maymun ve Köpek Yang (Erkek, Pozitif) burçlardır.
- Yin (Dişi Enerjisi): Negatif, zayıf, pasif, alıcı,
form, su, Ay ve dünyayı temsil eder. Yabanöküzü, Kedi, Yılan, Koyun,
Horoz ve Domuz Yin (Dişi, Negatif) burçlardır.
- Denge: Yin ve Yang, birbirine bağlıdır ve daima denge
arayışındadır. Doğum gününün Ay takvimindeki konumu, Yin ve Yang dengesini
etkiler: Yeni Ay'dan Dolunay'a kadar doğanlar (Ay'ın ilk yarısı) hareketli,
atılgan, cesur olurken; Dolunay'dan sonraki günlerde doğanlar sakin,
sabırlı, dikkatli ve kararlı kimselerdir.
3. Beş Elementin (Grupların) Karakteri
Şekillendirmesi
Çin astrolojisinde burçlar, modern
astrolojideki dört elementin aksine Beş Element (Ateş, Su, Maden, Tahta,
Toprak) grubuna girer. Her hayvan burcunun bir değişmez grubu (fixed
agent) vardır, ancak her yılın elementi de değişir (movable agent), bu da aynı
burcun farklı yıllarda doğanlarına farklı özellikler verir.
Grup |
Temsil Edilen Burçlar (Değişmez Grup) |
Kişilik Üzerindeki Etkileri |
Su |
Fare, Horoz |
Sakin, içe kapalı, duygularını belli
etmeyen, uyum arzulayan; ancak kuruntucu, kuşkucu ve kıskanç olabilirler.
Bolluk ve bereketi simgeler. |
Ateş |
Kaplan, Ejderha, At |
Cesur, atılgan, güçlü, dirençli, dışa
dönük, zeki ve heveslidir. Çabuk sinirlenir, öfkelenir. Başarıya dönüktür ve
ilgi çekmeyi sever. |
Maden |
Yılan, Maymun, Köpek |
Duygulardan çok akıl egemendir;
somut değerler, para ve mevki önemlidir. Hırslı, kararlı, tutucu ve
dirençlidir. |
Tahta |
Kedi, Domuz |
Akılcı, ihtiyatlı ve duygularını kontrol
eder. Toplumu bir arada tutan güçtür. Genellikle umutludur ve yaratıcılığı
baharda artar. |
Toprak |
Yabanöküzü, Koyun |
(Kaynaklarda doğrudan kişilik analizi
eksik olsa da) Güven, sağlamlık ve bolluk ile ilişkilidir. |
Bu elementlerin ve Ay'ın konumunun
birleşimi, kişinin karakteristik özelliklerini güçlendirir veya hafifletir.
Örneğin, Aslan burcunda doğan bir Fare'de, Fare'nin özellikleri Aslan'ın cesur,
gururlu ve liderlik yönüyle birleşerek hata yapmaya eğilimli, çok yetenekli bir
tip ortaya çıkar. Balık burcunda doğan bir Kedi ise, fevkalade duygusal ve
hassas bir Kedi tipi olur.
Çin astrolojisi, doğum yılını 12 farklı
hayvan burcuna (Öz Burç) ve her bir yılı sırayla yöneten Beş Element
(Su, Tahta, Ateş, Toprak, Maden) döngüsüne dayandırarak, 60 farklı insan tipi
oluşturur.
1930'dan günümüze (kaynaklarda mevcut olan
en yakın yıllara kadar) Çin Astrolojisine göre bu hayvan ve element
kombinasyonlarının belirlediği insan tipleri ve karakteristik özellikleri
aşağıda özetlenmiştir.
Not: Çin takvimi yılı, Batı takviminde genellikle Ocak sonu
veya Şubat başında değişir. Aşağıdaki tarihler, Çin Yeni Yılı başlangıç ve
bitiş tarihlerine göre yaklaşık yıl aralıklarını göstermektedir.
Yıl Aralığı (Çin Takvimine Göre) |
Burç ve Element Tipi |
Temel Karakteristik Özellikler |
1930-1931 |
Maden Atı |
Çıkarcı, kaypak zekâlı, yeni tiplere
ilgi duyan, bağımsızlığa düşkün ve neşeli bir tiptir. Parayı sever ve
zekâsını olaylardan kendine yarayacak sonuçları çıkarmakta kullanır. |
1931-1932 |
Maden Koyunu |
Çekingen, içine kapalı olabilir; ancak
diğer Koyun tiplerine göre daha cesur ve kararlıdır. İş yaşamında başarılıdır
fakat para harcama konusunda bocalayabilir; yine de çıkarlarının farkındadır. |
1932-1933 |
Su Maymunu |
Gizemli ve anlaşılması zor bir
tiptir. İçinde gizli ajandalar ve karmaşık sırlar barındırır. Aşırı zeki,
yetenekli ve beceriklidir; en zor sorunları kısa sürede halledebilir.
Maymun'un havailiği Ay'ın etkisiyle azalır. |
1933-1934 |
Su Horozu |
Bilgili, deneyimli, zeki, akılcıdır ve
sezgi gücü yüksektir. Su, Horoz'un değişmez grubudur ve bu yılda etkisi kat
kat artar. Derin duyguları bulunur, haksızlığı sevmez. |
1934-1935 |
Tahta Köpeği |
Toplumu ve insanları seven, yardımsever,
dürüst ve sadık bir tiptir. Kendini kolay kolay açmaz, karamsar eğilimli
olabilir. Bu tip, kendi çabasıyla yaşamda yükselebilir. |
1935-1936 |
Tahta Domuzu |
Sakin, akılcı, iyi niyetli ve uyum
isteyen biridir. Toplumda iyi bir yer edinmek ister ve çok çalışkandır.
Yaşamında güzelliklere büyük yer verir. |
1936-1937 |
Ateş Faresi |
Çok canlı, hareketli, atılgan ve
cesurdur. Boş durmayı sevmez ve her gününü türlü şeyle doldurmak ister.
Disiplinden hoşlanmaz ve sinirlendiği zaman bağları kopartabilir. |
1937-1938 |
Ateş Yabanöküzü |
Hırslı ve üstün olmayı ister.
Yaşamında maddi değerlerin büyük önemi vardır. Kolay sinirlenir, öfkelenir ve
tepki gösterebilir. Sevgiye büyük değer verir, sevdiğini benimser, kıskanç ve
kuruntucu olabilir. |
1938-1939 |
Toprak Kaplanı |
Gururlu, dik başlı, inatçı,
üstünlüğünden emindir. Düşüncelisinizdir ve sadece kendinizle değil,
başkalarıyla da ilgilenirsiniz. Ani çıkışlar yapabilir ve yeteneklerini ziyan
edebilir. |
1939-1940 |
Toprak Kedisi |
Cana yakın ve sevimli, fakat mantıklı ve
tutumludur. Maddi güvene değer verir ve kazancını artırmayı bilir.
Olayların derinliğine inmekten kaçınır, görünüşe kanabilir. |
1940-1941 |
Maden Ejderhası |
Kişiliği son derece güçlüdür ve başarıya
gitmeye kararlıdır. Büyük servet ister ve altından kalbi vardır. Kinci
değildir ama hakkını korurken haşin davranabilir. Zenginler arasına
girebilir, insanları yönetmekten zevk alır. |
1941-1942 |
Maden Yılanı |
Yılan burcunun en güçlüsü ve tam
anlamıyla Gümüş Yılanı'dır. Cana yakın, çekici, alımlı, zarif ve
naziktir. Parayı harcamayı pek sevmez, bu yüzden cimri olarak algılanabilir.
Aşkta kıskançtır. |
1942-1943 |
Su Atı |
Gerçekten sanatsal bir At'tır. Çok
konuşkandır, esprili ve eğlence duygusu yüksektir. Cazibeli olmasına rağmen biraz
duyarsız olabilir. |
1943-1944 |
Su Koyunu |
Muhafazakâr olup değişim veya kargaşadan
hoşlanmaz. Çok sempatiktir, başkalarının sıkıntılarını omuzlama eğilimi
vardır. Duyarlı ve duygusal olarak algılayıcıdır. |
1944-1945 |
Tahta Maymunu |
Kaynakları gerçekten iyi kullanan, en
zeki Maymun tipidir. Çok yetenekli, sanatsal ve yaratıcıdır. Arkadaş
canlısı, sıcak ve sevimlidir. |
1945-1946 |
Tahta Horozu |
İyi niyetli, cömert, mert ve insanları
seven biridir. Başkalarının iyiliğini ister, bu yüzden hataları yüzlerine
vurabilir ve öğüt verebilir. Dışa dönük, yeniliklerden hoşlanan ve iyi bir
araştırmacı olabilir. |
1946-1947 |
Ateş Köpeği |
(Genel) Cesur, sadık, dürüst ve karamsar
değil. Paraya önem vermez, toplum hizmetine adanmıştır. |
1947-1948 |
Ateş Domuzu |
Cesur ve maceracıdır. Risk almayı
sever, başlangıçta küçük görünen riskler alsa da bunlar daha sonra
büyüyebilir. |
1948-1949 |
Toprak Faresi |
Parayı kolay kazanır ve tutmasını bilir.
Gerektiğinde atılgan, gerektiğinde sabırlıdır. Uzun vadeli planlar yapar.
Yeni tanıştığı kimselere pek güvenmez. |
1949-1950 |
Toprak Yabanöküzü |
Sabırlı, çalışkan, içine kapalı ve maddi
güvene büyük değer verir. Para kazanmak için tek düze işlere dayanır. İnatçı
ve tutucudur. |
1950-1951 |
Maden Kaplanı |
Hırslı, kararlı, dirençli ve tutucudur.
Para ve mevki, yaşamının en büyük amaçlarıdır. Durumları incelemekte ve kendi
lehine sonuç çıkarmakta ustadır. |
1951-1952 |
Maden Kedisi |
Sanatsal, zevkli, sezgisel ve biraz
inzivacıdır. Maddi değerlere önem verir ve zengin olmayı ister. Sezgi gücü
fevkaladedir ve bu gücü hayat boyu yardımcısı olur. |
1952-1953 |
Su Ejderhası |
İdealisttir ve çok egolu olabilir;
dünyanın sorunlarının çözümünün kendinde olduğuna inanır. Cömert ve
çalışkandır. Sevgide duygusuzluğu ortadan kalkar ve bağlanır. |
1953-1954 |
Su Yılanı |
Dürüstlük, onur ve adalet duygusu
gelişmiştir. Bilge bir danışman veya psikolog olabilir, çünkü başkalarının
sorunlarını tüm yönleriyle görebilme yeteneği vardır. |
1954-1955 |
Tahta Atı |
Sakin ve diğer At tiplerine göre daha
çekingendir. Kolay kanabilir ve alay edilebilir, ancak neşelidir ve nadiren
bunalıma girer. |
1955-1956 |
Tahta Koyunu |
Rahatına düşkün, hayal gücü güçlü ve
sanatsal yeteneklidir. Maddi başarı için desteğe ihtiyaç duyar, liderlik
nitelikleri yoktur. |
1956-1957 |
Ateş Maymunu |
Son derece zeki, akıllı, akılcı ve
çıkarlarını iyi bilir. Riskli konulara ilgi duyar ve büyük kazançlar sağlar.
Kendini çok beğenir ve etrafındakilere üstün olduğunu kabul ettirmeye kalkar. |
1957-1958 |
Ateş Horozu |
Kendini aşırı beğenir, çok konuşkandır
ve herkesi eleştirir; eleştirilerinde kendisini övmeyi unutmaz. İşinde
başarılı ve disiplinlidir. Aşkta havai, duyguları yoğun, kıskanç ve
kuruntucudur. |
1958-1959 |
Toprak Köpeği |
Karamsar ve endişelidir, fakat
yeteneklidir. Parayı önemsememeyi tamamiyle ortadan kaldıran (Köpek'in Toprak
elementinden etkilenmesiyle) bir tiptir. Maddi güveni önemser. |
1959-1960 |
Toprak Domuzu |
(Genel) Dürüst, iyi niyetli, duygularını
gizleyen, çalışkan. Zevklerine düşkündür, rahat bir yaşam ister. |
1960-1961 |
Maden Faresi |
Bolluk, fırsatları değerlendirme ve
zengin olma potansiyeli yüksektir. Huzurlu ve dengeli davranır. |
1961-1962 |
Maden Yabanöküzü |
Maddi açıdan çok hırslı bir tiptir,
büyük servet sahibi olmayı hedefler. Yaşama madde açısından bakar, yaratma
gücü vardır. |
1962-1963 |
Su Kaplanı |
Yüksek ahlaki sorumluluk bilinci taşır.
Sakin, adil ve iyi bir örnek teşkil eder, ancak biraz gösterişli ve kendinden
emin olabilir. |
1963-1964 |
Su Kedisi |
İki kat sezgisel ve duyarlıdır.
Başkalarının dertlerini omuzlama eğilimi olabilir ve mantıksız korkulara
kapılıp inzivaya çekilebilir. |
1964-1965 |
Tahta Ejderhası |
Zarif, takdir edilen ve güzel bir
tiptir. İyi plan yapar ve kaynaklarını iyi kullanır. |
1965-1966 |
Tahta Yılanı |
Yazar, idealist, cömert ve bilgilidir.
Hızlı karar verir ve dikkatlidir. |
1966-1967 |
Ateş Atı |
60 yılda bir gelen ender bir burçtur;
At'ın tüm üstün özellikleri ve kötü yönleri (aşırı ateşli duygular,
kurnazlık, bencillik) onda toplanmıştır. |
1967-1968 |
Ateş Koyunu |
Çekingen, içe kapalıdır ama Ateş'in
etkisiyle biraz daha cesur ve dışa dönük olabilir. İş yaşamında uyumlu
ve başarılıdır. |
1968-1969 |
Toprak Maymunu |
Öğrenmeyi, eğitime inanmayı isteyen,
zeki, sözü etkileyici bir tiptir. Kinci olabilir. |
1969-1970 |
Toprak Horozu |
İşine düşkündür, iyi plan yapar ve
yönetici olabilir. Maddi konulara odaklıdır. |
1970-1971 |
Maden Köpeği |
Çalışkan, hırslı ve hedeflerine ulaşır.
Maddi konulara önem verir. |
1971-1972 |
Maden Domuzu |
Çekici, zarif, alımlıdır; dostluğa ve
sevgiye önem verir. Paraya düşkündür ve lüks zevkleri vardır. |
1972-1973 |
Su Faresi |
Sezgisel ve maceracıdır; seyahati sever
ama yerleştiğinde sadık kalır. Yuvayı kurduktan sonra kolay kolay ayrılmaz. |
1973-1974 |
Su Yabanöküzü |
Kararlı, çalışkan, iyi niyetli ve
tutucudur. Geçmişe bağlıdır ve yeni yöntemlerden hoşlanmaz. Kuşkucu ve
kıskançtır. |
1974-1975 |
Tahta Kaplanı |
İyi niyetli, mert ve uygar biridir.
Bağımsızlığı ve özgürlüğü büyük değer taşır. Havaidir ve cinsellikte
güçlüdür. |
1975-1976 |
Tahta Kedisi |
Akılcı, ihtiyatlı, duygularını kontrol
etmede ustadır. Uyum isteyen, yaratıcı ve toplumu bir arada tutan bir güçtür. |
1976-1977 |
Ateş Ejderhası |
Başarılı, göz kamaştırıcı ve
pırıltılıdır. Gururlu ve dikkati çekmeyi sever. |
1977-1978 |
Ateş Yılanı |
Yazar ve bilge bir tiptir. Para
konusunda hırslı ve cimri olabilir. Güçlü duyguları yüzünden aşkta hata
yapmaya eğilimlidir. |
1978-1979 |
Toprak Atı |
Güvenilir, çalışkan ve başarıyı arayan
bir tiptir. Duygusaldır, dışa dönüktür ve sabırsız olabilir. |
1979-1980 |
Toprak Koyunu |
Maddi güven arar ve parayı çalışması
sayesinde elde edeceğine inanır. Karamsar, duygulu ve sabırlıdır. |
1980-1981 |
Maden Maymunu |
Hırslı, çıkarcı ve kurnazdır. Parayı ve
mevkiyi yaşamının en büyük amacı olarak görür. Güveni zordur, duygularını
gizler. |
1981-1982 |
Maden Horozu |
Maddeci, paraya önem veren ve görünüşe
büyük önem veren bir tiptir. Mükemmeliyetçidir, bu yüzden aşık olması ve
evliliğe karar vermesi zordur. |
1982-1983 |
Su Köpeği |
Ciddi ve dürüsttür. Kendi gayretiyle
yaşamda yükselebilir. Toplumun yararına çalışır. |
1983-1984 |
Su Domuzu |
Kararlı, çalışkan, iyi niyetli, sezgisi
güçlü biridir. Huzur, anlayış ve sevgi dolu bir yuva ister. |
1984-1985 |
Tahta Faresi |
Uyumlu, yaratıcı, sosyal ve yenilikçi
bir tiptir. Parayı kolaylıkla elde edebilir ve tutabilir. |
1985-1986 |
Tahta Yabanöküzü |
Sakin, akılcı, iyi niyetli, uyum isteyen
ve güçlüdür. Çıkarlar söz konusu olduğunda inattan vazgeçebilir. |
1986-1987 |
Ateş Kaplanı |
Çekici, cana yakın ve duygusaldır;
maceradan maceraya koşar. Cömerttir ve kolaylıkla sinirlenir. |
1987-1988 |
Ateş Kedisi |
Dışa dönük, neşeli, cömert ve havai bir
tiptir. Cinsellikte güçlüdür ve kolay sinirlenir. |
1988-1989 |
Toprak Ejderhası |
Güçlü, kararlı, engel tanımayan bir
kişiliğe sahiptir. Büyük servet peşindedir ve herkesten üstün olduğuna
inanır. |
1989-1990 |
Toprak Yılanı |
Güvenilir, çalışkan, paraya düşkün ve
sıkı ellidir. |
1990-1991 |
Maden Atı |
Çıkarcı, kaypak zekâlı, bencil ve yeni
tiplere düşkündür. |
1991-1992 |
Maden Koyunu |
Çekingen, kararlı, cesur ve iş yaşamında
başarılıdır. |
1992-1993 |
Su Maymunu |
Gizli planları olan, karmaşık, sevecen
fakat mesafeli ve endişeli bir tiptir. |
1993-1994 |
Su Horozu |
Sezgisel, bilgili, araştırmacı ve huzur
arayan bir tiptir. |
1994-1995 |
Tahta Köpeği |
Toplumu ve insanları seven, yardımsever,
dürüst ve karamsar eğilimli. |
1995-1996 |
Tahta Domuzu |
İyi niyetli, cömert, insanları seven,
araştırmacı ve hataları yüzüne vuran biridir. |
1996-1997 |
Ateş Faresi |
Canlı, hareketli, atılgan ve cesurdur;
disiplinden hoşlanmaz. |
1997-1998 |
Ateş Yabanöküzü |
Hırslı, üstün olmayı isteyen, maddi
değerler önemli olan bir tiptir. |
1998-1999 |
Toprak Kaplanı |
Çekici, cana yakın ve cömerttir. |
1999-2000 |
Toprak Kedisi |
İçe dönük, mantıklı, tutumlu ve
çalışkandır. |
2000-2001 |
Maden Ejderhası |
Kararlı, çalışkan, yetenekli, büyük
servet ister ve gururludur. |
2001-2002 |
Maden Yılanı |
En güçlü Yılan, çekici, zarif, kurnaz,
hırslı ve parayı pek harcamaz. |
2002-2003 |
Su Atı |
Eğlenceli, neşeli, konuşkan ve biraz
duyarsız bir tiptir. |
2003-2004 |
Su Koyunu |
Duygusal, sempatik ve uyumsuzluktan
kaçınan bir tiptir. |
2004-2005 |
Tahta Maymunu |
Kaynakları iyi kullanan, yetenekli,
yaratıcı, arkadaş canlısı ve sıcakkanlıdır. |
2005-2006 |
Tahta Horozu |
İnsanların iyiliğini isteyen,
yeniliklere düşkün ve araştırmacı bir tiptir. |
2006-2007 |
Ateş Köpeği |
İdealleri olan, atılgan, maceradan
hoşlanan, dürüst ve sadık bir tiptir. |
2007-2008 |
Ateş Domuzu |
Cesur, maceracı ve risk almayı seven bir
tiptir. |
2008-2009 |
Toprak Faresi |
Başarılı, sabırlı, tutumlu ve güvenilir
bir tiptir. |
2009-2010 |
Toprak Yabanöküzü |
Çalışkan, sakin, inatçı ve amaç odaklı
bir tiptir. |
2010-2011 |
Maden Kaplanı |
Hırslı, kararlı, otoriter ve geçmişe
bağlı bir tiptir. |
2011-2012 |
Maden Kedisi |
Sezgisel, duyarlı, sanatsal ve şık,
sessiz bir tiptir. |
2012-2013 |
Su Ejderhası |
İdealist, çok egolu, cömert ve çalışkan
bir tiptir. |
2013-2014 |
Su Yılanı |
Dürüst, onurlu, adil ve bilge danışman
bir tiptir. |
2014-2015 |
Tahta Atı |
Sakin, çekingen, kolay kanabilen ve
neşeli bir tiptir. |
2015-2016 |
Tahta Koyunu |
Rahatına düşkün, hayalperest ve sanatsal
yetenekli bir tiptir. |
2016-2017 |
Ateş Maymunu |
Zeki, akılcı, çıkarcı ve kusursuz
planlar yapan bir tiptir. |
2017-2018 |
Ateş Horozu |
Kendini aşırı beğenir, çok konuşkandır
ve eleştirir. |
2018-2019 |
Toprak Köpeği |
Karamsar, endişeli, dürüst ve sadık bir
tiptir. |
2019-2020 |
Toprak Domuzu |
Zevk seven, uyumlu, duygularını saklayan
ve çalışkan bir tiptir. |
2020-2021 |
Maden Faresi |
Hırslı, kararlı, üstün olduğuna inanan,
gösterişi seven, bolluk arayan. |
2021-2022 |
Maden Yabanöküzü |
Maddi başarıya ve servete odaklı,
çalışkan ve inatçı bir tiptir. |
2022-2023 |
Su Kaplanı |
Yüksek ahlaki sorumluluk sahibi, sakin,
adil ve kararlı bir tiptir. |
2023-2024 |
Su Kedisi |
İki kat sezgisel, duyarlı ve inzivaya
çekilme eğilimi olan bir tiptir. |
2024-2025 |
Tahta Ejderhası |
Zarif, takdir edilen, kaynakları iyi
kullanan ve iyi plan yapan bir tiptir. |
2025-2026 |
Tahta Yılanı |
Yazar, idealist, cömert, bilgili,
dikkatli bir tiptir. |
Fallarda
İsimlerin Hesaplanması
Fallarda isimlerin hesaplanması,
genellikle Numeroloji (Sayı Falı) adı verilen ve harflerin sayısal
değerlere dönüştürülmesine dayanan yöntemlerle yapılır. Bu hesaplamalar,
kişinin karakterini, potansiyelini ve gelecekteki eğilimlerini belirlemek
amacıyla kullanılır.
İsimlerin hesaplanmasında kullanılan
başlıca metotlar ve bu metotların adları temel olarak şunlardır:
1. Numeroloji Sistemleri
Farklı kültürel kökenlere dayanan çeşitli
nümeroloji sistemleri bulunmaktadır.
a. Pisagor Sistemi (Pythagorean System)
Bu sistemde, harflere sırasıyla 1'den 9'a
kadar olan sayılar atanır.
- Temel Felsefe: Yunan matematikçi Pisagor'a (M.Ö. 550
civarı) göre, bütün evrensel rakamlar 1'den 9'a kadar olan sayılara
indirgenmiştir.
- Harf Değerleri: Bu sistem Latin alfabesini kullanır ve
harflere sıra ile değerler verir:
- A, J, S = 1
- B, K, T = 2
- C, L, U = 3
- D, M, V = 4
- E, N, W = 5
- F, O, X = 6
- G, P, Y = 7
- H, Q, Z = 8
- I, R = 9
- Kullanım: Bu sistem genellikle kişinin doğum
belgesinde (birth certificate) yazan tam adını kullanır.
b. Kalde Sistemi (Chaldean System)
- Farkı: Kalde sistemi, Pisagor sisteminden daha eski
kabul edilir. Harf ve sayılar arasındaki ilişkiyi sesler ve tonlar
üzerinden kurar (titreşimleri koordine eder).
- Sayı Kullanımı: Kalde sistemi, 9 sayısını kullanmaz,
çünkü 9'un sonsuzlukla (infinity) bağlantılı olduğuna inanılır. Bu
sistemde 1'den 8'e kadar olan sayılar kullanılır.
- Kullanım: Bu sistem, kişinin doğum adından ziyade halen
kullandığı ismi dikkate alır, çünkü kişinin etrafında oluşan
titreşimlerin mevcut isme dayandığına inanılır.
c. Kabalistik Sistem
- Köken: İbrani alfabesine (Kabala) dayanır.
- Yöntem: Harflere sayısal değerler atanır. Bazı
sistemler, her harfin kendine has bir kuvveti olduğuna inanarak, harfleri
1'den 1400'e kadar değerlerle ilişkilendirmiştir.
- Amaç: Harfleri ve karşılık gelen sayıları
birleştirerek geleceği bilmeye ve hatta onu etkilemeye inanılırdı. Bazı
Kabalistik sistemlerde, 400 sayı ve 22 alfabe doğum adı üzerinden analiz
edilir.
d. Cifr ve Ebced (Mistik/İslami
Sistemler)
Bu metotlar harfleri sayılara dönüştürme
esasına dayanır ve mistik düşünceli Müslümanlar arasında yaygınlık kazanmıştır.
- Ebced Hesabı: Arap alfabesindeki her harfin belirli
bir sayısal karşılığı vardır ve bu sistem genellikle olmuş olayların
ilmi olarak görülür.
- Cifr/Cefr: Harflerin ve sayıların oluşturduğu
biçimlerden yararlanarak olması muhtemel olaylar hakkında tahminde
bulunma ilmidir.
- Uygulama (Yıldızname/Astroloji): Yıldızname
hesaplamalarında, fal baktıracak kişinin kendi isminin ve annesinin
isminin harflerine denk gelen Ebced değerleri toplanır. Ardından çıkan
toplam 12'ye bölünerek (zodyak burçlarına atıfla), kalan sayıya göre
kitabın ilgili bölümü okunur.
- Hurufat Cetveli: İki kişi arasındaki sevgi veya
muhabbetin derecesini belirlemek için kullanılan bir metottur. Her iki
kişinin isimlerinin sayısal değerleri toplanır ve bu toplamdan dokuzar
çıkartılarak kalan sayıların karşılıkları (galip/mağlup gibi ifadelerle)
cetvelde bulunur.
e. Mısır Kehaneti (Zar ve İsim)
Bir Mısır kehaneti yönteminde,
sorgulayıcının Hristiyan ismindeki harf sayısı, haftanın gününün sayısı ve
Ay'ın yaşına denk gelen sayı toplanır. Bu toplam daha sonra 30'a bölünür ve
kalan sayı yorumlanır.
2. İsim Bileşenlerinin Hesaplanması
Numerolojide, bir kişinin tam adındaki
harfler, genellikle farklı kişisel yönleri temsil eden üç ana sayı elde etmek
için kullanılır:
a. Gönül Arzusu Sayısı (Soul Urge /
Inner Nature)
Bu sayı, ismin tamamındaki ünlü (sesli)
harflerin sayısal değerlerinin toplanmasıyla elde edilir. Bu sayı, kişinin içsel
kişiliğini, gizli arzularını, duygularını ve motivasyonlarını ifade eder.
b. Kişilik Sayısı (Personality
Vibration / Outer Persona)
Bu sayı, ismin tamamındaki sessiz
(ünsüz) harflerin sayısal değerlerinin toplanmasıyla elde edilir. Bu sayı,
kişinin dışa yansıttığı kişiliğini, yeteneklerini ve başkalarına göründüğü
yönünü simgeler.
c. İfade Sayısı/Kader Sayısı
(Expression Number / Destiny)
Bu sayı, ismin tamamındaki tüm
harflerin sayısal değerlerinin toplanıp tek bir haneye indirgenmesiyle
bulunur. Bu, kişinin gelişmiş kişiliğinin bir ifadesi ve başarıya
giden anahtarı olarak kabul edilir.
Hesaplama sırasında, elde edilen çift
haneli sayıların (örneğin 10 veya 13) tekrar toplanarak (örneğin $1+0=1$ veya
$1+3=4$) tek bir basamağa indirilmesi gerekir. Master Sayılar (11, 22, 33) ise,
genellikle indirgenmeden özel mistik anlamlarıyla tutulur.
Kabala'nın
Temel Prensipleri ve Amacı
Kabala, temelde Yahudi geleneklerine
dayanan ve İbranice alfabenin harfleri ile sayıların mistik yorumlanmasına
odaklanan ezoterik bir bilgi sistemidir. Numerolojiyle Kabalistler de
ilgilenmişlerdir ve onların yöntemi genellikle daha karmaşık bir yapıya sahiptir.
İşte kaynaklarda belirtilen Kabala'daki
isim ve numeroloji hesaplamaları ile ilgili bilgiler:
1. Kabala'nın Temel Prensipleri ve
Amacı
Kabala, kelimenin tam anlamıyla "alınan
şey" anlamına gelen İbranice bir terimdir ve bilgiye duyusal algıdan
değil, ruhtan ulaşıldığı inancına dayanır.
- Evrenin Kodlanması: Kabalistlere göre Tanrı, evreni İbranice
alfabenin 22 harfi ve sonsuz sayı dizisinin ilk on sayısı
(Sephirot) yardımıyla yaratmıştır. Bu sistemin temel modeli, 22 harf ve 10
Sephirot'tan oluşan Hayat Ağacı'dır (Tree of Life).
- Gizli Anlam: Kabalistik öğretiler, kelimeleri ve
sayıları ilişkilendirerek, metinlerde gizlenmiş hakikatleri ve mesajları
ortaya çıkarmayı amaçlayan karmaşık bir sistem geliştirmiştir.
2. İsim Hesaplama Metodu (Gematria)
Harflerin sayısal değerlere
dönüştürülmesine dayanan bu metoda Gematria adı verilir. Bu, aynı
zamanda numerolojinin bir varyasyonu olarak da bilinir.
a. Hesaplama Usulü
İsimlerin hesaplanmasında, isminizdeki her
harfe bir sayısal değer atanır.
- Harflerin Sayısal Değeri: Kişinin tam adındaki (doğum
belgesindeki) harflere Kabalistik sistemde sayısal değerler atanır ve bu
sayılar toplanır.
- Karakter Yansıması: Elde edilen toplamın, kişinin
karakteri ve kaderi üzerinde bir yansıma oluşturduğuna inanılır (örneğin,
bir şifacı, sanatçı veya öğretmen olup olmadığı).
- Karmaşıklık: Kabalistik nümeroloji, diğer sistemlere
göre daha karmaşık kabul edilir ve bazı Kabalistik sistemlerde bir kişinin
doğum adının 400 sayı ve 22 alfabeyle analiz edildiği belirtilir.
b. Hesaplama Kuralları ve Sayısal
Değerler
Kabala'ya göre harflere sayısal değerler
atanmasında farklı kaynaklarda çeşitli listeler sunulur:
- Genel Sayısal Değerler (Pisagor/Agrippa Etkisi):
Kabala'yı benimseyen Cornelius Agrippa'nın sistemi, 9 sayısını hariç
tutar, çünkü bu sayının sadece ilahi meselelerle ilişkilendirildiğine
inanılırdı. Bu sistemde harflerin karşılıkları şöyledir:
- 1: A, I, Q, J, Y
- 2: B, K, R
- 3: C, G, L, S
- 4: D, M, T
- 5: E, H, N
- 6: U, V, W, X
- 7: O, Z
- 8: F, P
- Daha Kapsamlı Kabalistik Değerler: Daha eski ve
karmaşık bir sistemde ise harflere 1'den 1400'e kadar değerler atanmıştır.
Örneğin, bir harf tablosunda $A=1$, $H=28$, $M=30$, $Z=500$ gibi değerler
bulunabilir.
- Eğer isim toplamı tablodaki en yüksek sayıyı
aşarsa, en baştaki (soldaki) rakam çıkarılır ve sadece kalan
kullanılır.
- $W$ harfi aslen iki $V$ harfi olarak kabul
edildiği için, eğer $V$'nin değeri 700 ise, $W$'ye $1400$ değeri
verilmiştir.
- Kişilik Bileşenlerinin Hesaplaması (El Falı Kaynağında):
El falı numerolojisinde, Kabala'dan türetildiği söylenen bir sistemde,
ismin harflerinden "doğum sayısı", "gönül sayısı" ve
"kişilik sayısı" gibi sayılar çıkarılır. İsimdeki sesli
harflerin toplamının gönül sayısını (gizli arzu) ve sessiz
harflerin toplamının kişilik sayısını (dışarıya yansıyan görünüm)
vereceğine inanılır.
c. Kader Sayısının Kabalistik Hesaplama
Örneği
Bir kaynakta (Richard King), Kabalistik
sayıyı bulmak için isminizin alfabedeki karşılıklarının toplamını 9'a bölüp,
kalan sayıyı (remainder) alıp buna 1 ekleyerek Kader Sayınızı bulma yöntemi
gösterilir.
3. Tarihi Uygulama Örneği
Tarihsel bir örnek olarak, komplocuların
astrolojik bir çizelgenin en iç çemberine gizlice yerleştirdiği bir bilgiye
göre, Kabalistik
terimlerle Napoleon Bonaparte isminin 13 sayısına eşit olduğu ve bunun ölüm, aldatma ve
yıkımı simgelediği belirtilmiştir.
4. Kabala ve Diğer Sistemlerin
Karşılaştırılması
- Pythagoras ve Kabala: Numerolojinin köklerinin Eski
Yunanlılar (Pythagoras) ve Yahudiler (Kabala) yoluyla başladığı
söylenmektedir. Pisagorcular, alemin esasının sayı ve sesten ibaret
olduğunu ve sayıların ilminin, felsefi bilginin esas anahtarı olduğunu
ileri sürmüşlerdir.
- Master Sayılar: Kabalistik sistem, $11, 22$ ve $33$
gibi Master Sayıları (Üstat Sayılar) tanır ve bu sayılar indirgenmeyerek
özel anlamlarını korur.
- Doğum Tarihi vs. İsim: Kabalistik sistem, diğer
sistemlerin (Çin, Kalde, Pisagor) aksine doğum tarihlerini dikkate
almaz ve sadece kişinin ismini esas alır. Ancak ismin analizi,
doğum tarihi ve doğum anının da yorumlanması için kullanılır.
Yıldızname
ve Ebced (Ebced Hesabı)
Yıldızname ve Ebced (Ebced Hesabı),
geleneksel Türk-İslam kültüründe fal ve kehanet amacıyla kullanılan, harflerin
sayısal değerlerine dayanan ve astrolojik ilkelerle harmanlanmış temel
hesaplama yöntemleridir.
Bu iki yöntem hakkındaki hesaplama
usulleri ve felsefi arka planları aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır:
1. Yıldıznâme ve İlm-i Nücum (Yıldız
İlmi)
Yıldıznâme genel olarak fal
kitaplarına (falname) verilen isimlerden biridir ve geleceği yıldızların
konumundan okumayı amaçlayan ilm-i nücum (astroloji) ile yakından
ilgilidir.
Yıldıznâme’nin Kapsamı ve Amacı
Yıldıznâmeler, kişisel talihi, devletin
veya milletin geleceğini ve herhangi bir isteğin hayırlı olup olmayacağını
tahmin etmek amacıyla kullanılmıştır.
Yıldıznâmeler, kişinin doğum anındaki
yıldızların konumunun kaderi etkilediği inancına dayanır. Bu eserler, kişinin
fiziksel özellikleri, maddi durumu, seyahatlerinin uğurlu olup olmadığı,
karşılaşabileceği hastalıklar, giymesi gereken renkler ve ölüm tehlikesi gibi
konularda yorumlar içerir.
Yıldıznâme Hesaplamalarında Ebced’in
Rolü
Doğum tarihi bilinmeyen kişilerin
burçlarının ve kaderlerinin belirlenmesinde veya genel kehanetlerde, Ebced
Hesabı kritik bir rol oynar.
Hesaplama Yöntemi (Burç Tespiti):
- İsimlerin Sayısal Karşılığı: Fal baktıracak kişinin
kendi isminin ve annesinin isminin harflerine denk gelen Ebced
değerleri (Ebced-i kebîr veya Ebced-i sagîr) bulunur ve toplanır.
- Bölme İşlemi: Elde edilen toplam sayı, burçların
sayısına atıfla 12'ye bölünür.
- Yorumlama: Bölme işleminden kalan sayı (kalan
sayı), kitabın ilgili bölümüne (bâb) veya burca karşılık gelir
ve yorum buna göre yapılır.
Bazı durumlarda ise (örneğin sözün gerçek
mi yalan mı olduğunu anlamak için), söylenen kişinin ismiyle sözü söylediği
günün isminin Ebced karşılığı toplanır ve beşe bölünür; çıkan sonuç tek
ise sözün gerçek, çift ise yalan olduğu yorumlanır.
2. Ebced ve Cifr Hesapları
Ebced Hesabı, numerolojinin (Sayı
Falı) İslam kültüründeki karşılığıdır. Bu sistem, Eski Yunanlılardan (Pisagor)
ve Yahudilerden (Kabala) yola çıkarak kullanılmaya başlanmıştır.
Ebced ve Cifr Kavramlarının Farkı
Harfleri sayılara dönüştürme işlemi (cifr'i
doğurmuştur).
- Ebced Hesabı: Daha çok olmuş olayların ilmi
olarak görülmüştür. Her harfi bir sayıyı karşılayan sekiz sözcükten
oluşmaktadır.
- Cifr (İlm-i Cifr/Cefr): Sayıların ve harflerin
oluşturduğu biçimlerden yararlanarak olması muhtemel olan olaylar
hakkında tahminde bulunma ilmidir.
Kullanım Alanları
Ebced ve Cifr hesapları, sadece falcılıkta
değil, aynı zamanda çeşitli pratik ve mistik amaçlarla da kullanılmıştır:
- Gizli İlimler: Büyü, muska (tılsım) yazmada.
- Sosyal İlişkiler: Eş seçimi ve iki kişi arasındaki sevgi/muhabbetin
derecesini belirlemede.
- Şiir ve Edebiyat: Şiir sahasında ve Kur'an yorumlamada
karmaşık işlemlere yol açmıştır.
- Yıldıznâme: Astroloji ve yıldızname çalışmalarında.
Hurufat Cetveli (Eş Seçimi Örneği)
İki kişi arasındaki sevgi ve muhabbetin
derecesini anlamak için Hurufat Cetveli kullanılırdı.
- İsim Değerleri: İki kişinin isimlerinin karşılık
geldiği sayısal değerler toplanır.
- Dokuzar Çıkarma: Toplamdan dokuzar çıkartılarak
geriye kalan sayıların karşılıkları cetvelde bulunur.
- Sonuç: Sonuç, galip veya mağlup gibi
ifadelerle yorumlanırdı.
3. Kur'an Falı ve Ebced İlişkisi
Ebced hesabı, Kur'an Falı (Tefe'ülnâme
veya Fal-ı Kur’ân) türlerinde de sıklıkla kullanılmıştır.
- Usul: Abdest alınıp dualar okunduktan sonra Kur’an-ı
Kerim açılır. Sağ sayfadaki ayetlerin veya besmelelerin sayısına göre
belirli bir harf seçilir.
- Harfin Yorumu: Seçilen bu harfin Ebced sistemindeki
sayısal karşılığı ve yorumu (örneğin "elif" harfinin "çok
mal ve nimet" vereceği ya da "emek" gerektireceği) fala
esas alınırdı.
- Önemli Bir Fal Kitabı: Risâle-i Falnâme li Ca’fer-i
Sâdık gibi eserler, Kur'an'dan harf harf veya sure numarasına göre fal
bakma metotlarını içerir ve bu falın yüksek bir dini kimlik taşıdığı
düşünülerek doğru çıkma ihtimalinin yüksek olduğuna inanılırdı.
İslam alimlerinin bir kısmı, Ebced ve
Yıldızname gibi bu tür sistemlerle uğraşmanın ve gaybı bilme iddiasında
bulunmanın dinde yasaklanmış olduğunu (şirk ve batıl inanç) belirtmişlerdir,
ancak bu uygulamalar halk ve saray arasında varlığını sürdürmüştür.
Tarot,
Kartomansi (Kart Falı)
Tarot, kartomansi (kart falı) yöntemleri
arasında en çok rağbet gören ve en karmaşık sistemlerden biri olup, gizemli
imgeleri ve sembolizmiyle yüzyıllardır ilgi çekmektedir.
İşte Tarot'un tarihi, sistemi ve genel
olarak dikkat edilmesi gereken hususlar:
1. Tarot'un Tarihi ve Kökeni
Tarot, Batı ezoterik geleneğinin en önemli
yollarından biri olmuş mistik 78 kartlık bir destedir.
- İlk Ortaya Çıkışı: Kartlarla kehanet yapmanın geçmişi
yüzyıllar öncesine dayanmakla birlikte, çoğu kaynak ilk Tarot destelerinin
14. yüzyılın başlarında ortaya çıktığını belirtir. İskambil
kartlarının en eski kesin kaydının 1377 yılında İsviçre'de Brother
Johannes von Rheinfelden tarafından yapıldığı bilinmektedir.
- Erken Kullanım: En eski Tarot kartları, İtalyan
asilzadeleri için el yapımı ve altın varaklarla süslenmiş, pahalı sanat
eserleriydi. 15. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan erken Tarot'lar,
öncelikle kumar oynamak ve tarocchi gibi oyunlar oynamak
için kullanılmıştır.
- Avrupa'ya Yayılış: Tarot'un Avrupa'ya ne zaman ve
nasıl geldiği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bazı görüşler,
14. yüzyılın sonlarında İspanyol çingeneler tarafından getirildiğini öne
sürerken, bazıları ise Hindistan veya Çin'den haçlı seferleri sırasında Avrupa'ya
taşınmış olabileceğini belirtir.
- Kehanet Aracına Dönüşüm: Tarot'un kehanet amacıyla
kullanıldığına dair kesin kanıtlar 18. yüzyılın ortalarına kadar net
değildir. 1781 yılında Fransız din adamı Court de Gébelin, Tarot'un, İskenderiye
Kütüphanesi'nin yanmasından kurtulan, Mısırlıların kadim bilgelik kitabı
**"Thoth Kitabı"**nın bir kalıntısı olduğunu iddia etmiştir. Bu
olay, Tarot'un kehanet aracı olarak kullanılmasına yol açan ilk büyük
devrim olarak kabul edilir.
- Modern Sistemlerin Kuruluşu:
- Etteilla: Court de Gébelin'den ilham alan
Jean-Baptiste Alliette (Etteilla), 1788'de spesifik olarak kehanet
için yayımlanan ilk Tarot destesinin tasarımcısıdır.
- Eliphas Lévi: 19. yüzyılın ortalarında
yaşamış Fransız okültist Eliphas Lévi, 22 Büyük Sır kartı ile İbrani
alfabesinin 22 harfi (Kabala) arasındaki sembolik bağlantıyı
sağlamlaştırmış ve popülerleştirmiştir.
- Rider-Waite: Arthur Edward Waite ve Pamela
Colman Smith tarafından 1909'da yayımlanan Rider-Waite destesi,
Küçük Sır kartlarının tamamının resimlendirilmiş olduğu ilk destedir. Bu
deste, günümüzde dünyada en popüler olan Tarot destesi haline gelmiştir.
2. Tarot'un Sistemi ve Yapısı
Tarot destesi, bir kişinin yaşam
yolculuğunu ve evrenin gizli güçlerini temsil eden iki ana bölüme ayrılmış 78
karttan oluşur.
A. Büyük Sırlar (Major Arcana)
- Kart Sayısı: 22 karttan oluşur (21 numaralı
kart ve numarasız "Deli" kartı).
- İsimlendirme: Major Arcana (Büyük Sırlar)
terimi, Greater Trumps (Daha Büyük Kozlar) olarak da anılır ve arcana
"sırlar" anlamına gelir.
- Temsil Ettikleri: Kişinin hayatındaki önemli dönüm
noktalarını, zaferlerini ve trajedilerini yansıtır. Bir yoruma göre bu
kartlar, insanın entelektüel, ahlaki ve maddi yaşam
olaylarını temsil eden üç gruba (her biri yedişer kart) ayrılabilir.
- Sembolizm: Bu kartlar, simya, psikoloji, astroloji,
numeroloji ve Kabala gibi birçok ezoterik gelenekle bağlantılı mistik
ve sembolik imgelerle doludur.
B. Küçük Sırlar (Minor Arcana)
- Kart Sayısı: 56 karttan oluşur.
- İsimlendirme: Minor Arcana (Küçük Sırlar) veya Lesser
Arcana (Daha Küçük Sırlar) olarak da anılır.
- Temsil Ettikleri: Kişinin hayatının daha ince ve gündelik
ayrıntılarını, tanıdığı insanları, sık ziyaret ettiği yerleri ve
günlük olayları tamamlar.
- Takımlar (Suits): Dört takımdan oluşur ve her takım 14
kart içerir (As'tan Ona kadar 10 sayı kartı ve Kral, Kraliçe, Şövalye
ve Sayfa olmak üzere 4 saray kartı). Bu takımlar, modern iskambil
kartlarının öncülüdür.
- Kupalar (Cups): Su elementini yansıtır.
- Kılıçlar (Swords): Hava elementini
yansıtır.
- Değnekler (Wands / Batons): Ateş elementini
yansıtır.
- Tılsımlar (Pentacles / Coins): Toprak
elementini yansıtır.
3. Tarot Okumalarında Dikkat Edilmesi
Gereken Hususlar
Tarot, geleceği tahmin etmenin yanı sıra,
kişinin kendini anlama yolculuğuna rehberlik etmeyi amaçlayan bir
kehanet biçimidir.
- Kaderin Kontrolü: Tarot kartlarının okuması, değiştirilemeyecek
sabit bir geleceği veya önceden belirlenmiş bir kaderi göstermez.
Tarot, kaderi kontrol etmez, ancak kişinin durum hakkında daha net bir
resim elde etmesine yardımcı olur. Kartların, kişinin kendi seçimleri
ve sorumluluğu inkar edilmediği sürece geçmiş, şimdiki ve gelecekteki
davranışları ortaya çıkarabileceği belirtilir.
- Sezgi ve Yorumlama: Kartların anlamı konusunda genel
yönergeler olsa da, nihai amaç sezgisel becerileri geliştirmek ve
kendi sonuçlarına ulaşmaktır. Kartların sezgisel anlamının ortaya
çıkmasına izin verilmelidir. Falcının (okuyucunun) ruh haline uygun olarak
en uygun yorumu iç sesinin söyleyeceği kabul edilir.
- Hazırlık ve Ortam: Kartları okumaya başlamadan önce zihni
netleştirmek ve öğrenilmek istenen konuya açıkça odaklanmak
önemlidir. Okumalar genellikle sessiz bir yerde yapılmalıdır. Sakin
bir ortam yaratmak (yumuşak aydınlatma, tütsü veya yatıştırıcı müzik)
tavsiye edilir.
- Sınırlamalar: Aynı konu hakkında bir günde çok
fazla okuma yapmaktan kaçınılmalıdır, çünkü bu kafa karışıklığına yol
açar. Ayrıca, sorular açık ve net bir şekilde formüle edilmelidir.
- Kartların Düzenlenmesi (Spread): Okuma, kartların
belirli bir düzene (spread) göre serilmesiyle başlar. Tarot'un
birçoğu, kartların sırasına göre geçmişi, şimdiyi, geleceği, sonucu veya
mevcut durumu temsil eden kartları barındırır.
- Kartlara Bakım: Okültistler, kartların titreşimlerden
etkilendiğine inanırlar. Bu nedenle, kartları ipek bir bezle sararak gümüş
veya ahşap bir kutuda saklamak gibi özel önlemlerle bakılmalıdır.
Kartları mümkün olduğunca az kişinin ele alması tavsiye edilir.
- Ters Kartlar: Kartlar serilirken düz (upright) veya
ters (reversed) yönde bulunabilirler. Ters yön, kartın anlamını önemli
ölçüde değiştirebilir.
- Deli Kartı (The Fool) ve Ölüm Kartı (Death): Ölüm
kartı (Death), kelimenin tam anlamıyla ölümü değil, genellikle dönüşüm
ve değişimi temsil eder. Deli kartı (The Fool), genellikle
numarasızdır ve Tarot serisinin sonunu veya kişinin kendisini
sembolize eder.
2026
Yılını Çin Astrolojisine Göre Nasıl Geçecek
Mevcut kaynaklar, 2026
yılını Çin astrolojisi sistemine göre ele almakta ve bu yılın At Yılı
döngüsünün özel bir elementi olan Ateş Atı yılı olduğunu kesin olarak
belirtmektedir.
İşte kaynaklardan çıkarılabilecek
öngörüler ve bu yıla ait önemli hususlar:
I.
Çin Astrolojisine Göre 2026 Yılı: Ateş Atı Yılı
2026 yılı, 60 yılda bir tekrar eden özel
ve ender bir döngüye denk gelmektedir.
- Yılın Tipi: 2026 yılı, 1906 ve 1966 yıllarını da
kapsayan Ateş Atı (Fire Horse) Yılı'dır.
- Genel Etkisi: Ateş Atı yılları At burcu insanları için
iyi sayılmaz.
- Uğursuzluklar: Böyle Ateş Atı yıllarında, gerek At
burcu insanı gerekse ailesi problemlerle karşılaşır. Bu devrede hastalıklar
ve kazalar ortaya çıkabilir.
- Karakter Gelişimi: Bu ender burçta, At burcunun hem
iyi hem de kötü yönleri çok daha belirgindir. Ateş Atı insanı daha
çalışkan, daha bağımsız ve daha yeteneklidir, ancak zekâsı kurnazlık
hâlini almıştır ve çok daha bencildir. Ayrıca fazla ateşli
olduğu için aşkta büyük hatalar yapabilir.
Çinlilerin, Ateş Atı yıllarının genel
olarak uğurlu olduğuna inandığı da belirtilmiştir.
II.
Bütün Burçlar İçin Genel Öngörüler
At Yılı, bütün burçlar için bazı önemli
gelişmelerin ve davranış kurallarının geçerli olduğu bir dönem olarak
tanımlanır.
A. Toplumsal ve Maddi Alan
- Yardım Etme Zorunluluğu: Bu yıl herkese yardım
etmeye çalışılmalıdır, çünkü başkalarına yardım etmek, en nihayetinde
kişinin kendisine kazanç getirebilir.
- Toplumsal Odaklanma: Toplantılara ve davetlere
katılarak toplum ilişkileri güçlendirilmeli ve çevre
genişletilmelidir.
- Başarı Yolu: Kişi, siyasetle, sporla, günlük konularla
ilgilenerek zamanını değerlendirmelidir.
B. Duygusal ve Zihinsel Durum
- Akıl ve Yumuşaklık: Başarılı olmak için dikkatli
davranmak, yumuşak sözler söylemek ve akıldan yararlanmak önemlidir.
Bu yıl biraz politikacılar gibi davranılmalıdır.
- Huzursuzluk ve Sonuç: Zaman zaman olaylar sinirlenmeye,
aksileşmeye, hırçınlaşmaya yol açabilir ve tatsız bir olayla
karşılaşılabilir. Ancak sonunda her şey düzelecek ve hatta çok daha iyi
olacaktır.
III.
Önemli Olaylar ve Dünya Üzerindeki Etkiler
Kaynaklar, 2026 yılının sadece bireysel
kaderleri değil, küresel durumu da etkileyecek önemli gelişmelere sahne
olacağını öngörmektedir.
- Global Çalkantılar: Bu yılki olaylar sadece bireyleri
değil, dünyayı da çok etkileyecektir.
- Siyasi Değişiklikler ve Devrim: Kaynaklardan birinde,
"ihtilal fırtınası dünya çapında yayılacaktır" ve bu
durum bir süre devam edecektir. Ancak, kehanetin sonunda uluslar
arasında barış ve bolluğun yayılacağı belirtilmiştir.
- Felaketler Dizisi: Nostradamus kehanetlerini
yorumlayan bazı uzmanlara göre, yüzyıl bitmeden (21. yüzyıl
kastediliyorsa) bir dizi felaket beklenebilir. Ayrıca, yıldızların
durumu hakkında bir fal sorusu, siyasi değişikliklerin olacağını
öngörmektedir.
- Uzun Süreli Savaş Uyarısı: Başka bir kehanet
yorumunda, küresel savaşın 25 yıl süreceği ve ardından aydınlanma geleceği
öngörülmüştür.
IV.
Çin Astrolojisi Yıllık Öngörüsü Detayları
2026 yılı At Yılı'nın getireceği koşullar
nedeniyle, her burç, At yılına özgü tepkiler ve tedbirler
sergilemelidir:
- Fare: Bu yıl tehlikeli işlere girişme olasılığı
fazladır. Özellikle Fare insanından (kurnaz ve çıkarcı kimselerden)
çekinilmelidir.
- Yabanöküzü: İş bakımından talihli bir yıldır. Arka
arkaya iki yenilik maddi bakımdan çok daha iyi bir duruma gelmeyi
sağlayabilir.
- Kaplan: Tembelliği bir yana bırakıp çalışması
şarttır. Yeni başlanacak işler sürprizli olmakla birlikte büyük
bolluk getirebilir.
- Kedi: Evle ilgili hoşunuza giden eşyalar alınabilir
veya güzel bir ev sahibi olunabilir. Uzaklarla veya uzun yollarla
ilgili kısmetler de beklenebilir.
- Ejderha: Bu yıl hırslı, istekleri çok olan Ejderha'ya
uygundur. Aranan üne kolaylıkla kavuşulabilir. Sevgide kısa süre
bocalama olsa da sonuç iyidir.
- Yılan: Para konusunda endişe olmayacaktır. Ummadığınız
yerlerden paralar gelebilir.
- At: Kışın doğmuş Atlar daha talihlidir. Sorunlar olsa
da üstesinden gelinebilir.
- Koyun: Maddi durum eskisinden daha iyi olacaktır. Yaratıcı
bir konuyla ilgileniliyorsa başarıya erişilmesi çok kolaydır.
- Maymun: İşlerde engeller ve rekabet belirebilir. Ancak
zekâ sayesinde bütün rakipler yenilebilir ve eski durumdan çok daha
fazla para getiren bir iş yapılabilir.
- Horoz: Toplum ilişkilerine dikkat edilmelidir.
Yapılacak yatırım sayesinde ilerideki yıllarda sıkıntı çekilmez. Sevgide
ani mutluluk ve heyecan var.
- Köpek: Toplumla olan ilişkilere dikkat edilmezse zor
durumda kalınabilir. İş, toplum ve aşk hayatı tamamiyle birbirinden
ayrılmalıdır.
- Domuz: Olumlu planlar sayesinde yaşam, eskiye kıyasla
çok daha iyi olacaktır. Para konularına önem verilmeli ve yeni
dostluklar kurulmalıdır.
Psikanalizin
Tarot, Fal Ve Gelecek Öngörüleri Hakkında
Psikanaliz, psikoloji ve ezoterik
yöntemler (Tarot, fal ve kehanet) arasındaki ilişki, kaynaklarınızda özellikle Carl
Gustav Jung'un arketip teorisi ve genel olarak karakter analizi ile psikolojik
rahatlama işlevleri üzerinden ele alınmaktadır.
I.
Carl Jung ve Tarot: Arketipsel Yolculuk
Tarot'un Batı ezoterik geleneğinde en
önemli yollardan biri olduğu ve simya, numeroloji ve psikoloji ile
bağlantıları olduğu belirtilir. Ünlü psikiyatrist Carl Gustav Jung,
Tarot'un sembolizmini psikanalitik yaklaşımla ilişkilendiren en önemli isimdir.
- Dönüşüm Arketipleri: Jung, Tarot kartlarındaki resim
setinin, dönüşüm arketiplerinden uzaktan türemiş gibi göründüğünü
yazmıştır. Jung, bu sembolik sürecin, kişinin genellikle "bir
çıkmaz sokağa veya imkansız bir duruma saplanıp kalması" deneyimiyle
başladığını ve amacının, başlangıçtaki durumun daha yüksek bir düzeyde
aşılması için "aydınlanma veya daha yüksek bilinç"
olduğunu belirtmiştir.
- Kolektif Bilinçaltı ve Sembolizm: Jung'a göre,
arketipler veya "proto-imgeler," ilkel düşüncenin, folklorun ve
mitolojinin oluşumunda ifade edilen ilk şemalardır. Jung'un ana
arketiplerinin (Animus, Anima, Gölge ve Benlik), Tarot'ta ifade edilen
hermetik sembollerle örtüştüğü görülmüştür. Örneğin, Büyücü
kartı aktif, eril ilkeyi (Animus) temsil ederken, Rahibe kartı
dişil ilkeyi (Anima) temsil eder; Şeytan kartı ise kötü, hayvani
başlangıcı (Gölge) simgeler.
- İçe Dönüş ve Meditasyon: Jung, kehaneti (fal) bir meditasyon
ve iç gözlem biçimi olarak görüyordu. Tarot'un, bireyin kendi
bütünlüğü içinde dünya hakkındaki bilgi ve kendini tanıma yönündeki
gerçek ihtiyacının dolaylı bir ifadesi olduğu düşünülmüştür.
- Senkronisite: Jung, Tarot'u ve kehaneti "nedensel
olmayan bağlantı ilkesi olan senkronisite" kavramıyla
ilişkilendirmiş, ancak bu teoriyle kehaneti ilişkilendirmekte zorluklarla
karşılaşmıştır.
II.
Psikanalizin Kapsamı ve Falcılığın Psikolojik İşlevi
Kaynaklar, modern psikoloji ve
psikanalizin fal ve kehanet yöntemlerini nasıl yorumladığına veya falcılığın
psikolojik işlevine dair çeşitli görüşler sunar:
A.
Psikanalistler ve Fal Bilimi İlişkisi
- El Falı (Chiromancy) bilimi, psikologlar, psikanalistler
ve psikoterapistler için bir referans kitabı haline gelmesi gerektiği
iddiasıyla sunulur, çünkü el falı, bu bilimlerin temeli olarak
olanaklarını sınırsız bir şekilde genişlettiği düşünülmektedir.
- Modern psikoloji ve modern astroloji "ikiz
kardeşler" olarak nitelendirilir, zira her ikisi de bir temel gerekçe
olmaksızın belirli bir soruya net bir cevap verememekte ve havada asılı
kalmaktadır. El falı, bu bilimlere net bir gerekçe ve temel
sağlayabileceğini iddia eder.
- Psikoloji, bir kişinin davranışsal tepkileri
aracılığıyla karakter özelliklerini anlamaya ve genel bir psikolojik
portre oluşturmaya çalışır. Ancak el falı, kişinin karakterinin tüm
özelliklerinden ve ortaya çıkan herhangi bir çatışma durumundan
bahsettiği iddiasıyla daha ileri bir yöntem olarak öne sürülür.
B.
Falcılığın Psikolojik Rahatlatıcı Rolü
- Falcılar, genellikle insanlara telkin gücü yüksek, pratik
zekâlı ve dilbaz kişilerdir. Bu kişiler, insanların zayıf yönlerini
yakalayarak onları kullanma yoluna gidebilirler.
- Falcılık, sosyal-ruhi bir subap görevi görmektedir.
Falcılar, müşterilerinin ruh hallerini tahmin edebildikleri için, onlara
genellikle duymak istedikleri müjdeli ve ferahlatıcı haberleri
verirler.
- Günlük hayatın problemleri karşısında köklü bir çözüm yolu
bulamayan kişiler için fal, bir teselli ve iç rahatlığı aracıdır.
Sıkıntılı kehanetin sıkıntı getireceği inancı yaygın olduğundan, falcılar
müşterilerini karamsarlığa düşürmekten kaçınırlar.
- Eski zamanlarda bu tür medyum, kâhin ve
peygamberlerin, modern psikologların yerini aldıkları söylenmiştir.
- Bazı yaklaşımlar, fal okumalarının (özellikle kahve falının),
kişinin yabancısı olduğu kendi bilinmezliğini bir oyuna dönüştürmesi ve
yapılan yorumlarla olası yaşam deneyimlerini kendisi için
kurgulanabilir hale getirebilmesi olarak tanımlandığını belirtir.
Okuyucunun iç sesinin, en uygun yorumu faldaki işaretlere uygun olarak
söyleyeceği varsayılır.
C.
Kehanet ve Gelecek Öngörülerinde Psikolojik Faktörler
Fal ve kehanetin geleceğe yönelik
tahminlerinde, psikolojik durum ve inancın rolü vurgulanır:
- Bilinçaltının Rolü: I Ching'in şekillerinin bilinçaltını
harekete geçirici bir özelliğinin olduğuna inanılır. Ayrıca, falcılık
sürecinin, bilinçaltı ile bilinç arasında bir bağlantı kurduğu ve
bilincinden gizlenen fırsatları ortaya çıkardığı düşünülür.
- İradenin Rolü: Tarot ve diğer kehanet araçlarının,
kişinin seçimleri ve sorumluluğu inkar edilmediği sürece geçmiş, şimdiki
ve gelecekteki davranışları ortaya çıkarabileceği belirtilir. Fal,
kişiye sadece potansiyelini göstermekle kalmaz, aynı zamanda geleceği
şekillendirme gücüne sahip olduğunu da gösterir, çünkü gelecek sadece muhtemeldir
ve değiştirilebilir.
- Yetenek ve Sezgi: Bazı fal çeşitlerinde (El Falı
gibi), falcının sezgi gücünün ve hayal gücünün gelişmiş olması önemlidir.
Bir kişinin, geçmişi, bugünü ve geleceği bir araya getirme yeteneğini,
yani içsel vizyonu geliştirmek için falcılık tekniklerinin
kullanılabileceği düşünülür. Falcılık, telepati ve basireti teşvik
ederek bireysel ruhsal gelişim için bir fırsat sunar.
- Bilinçaltı Tahmini: Bir kaynak, herhangi bir kazanın
olmadığını ve bilinçaltı düşüncemizin olası bir olayın olasılığını,
olaydan üç ay önce (ve hatta bazen yıllar önce) küçük bir çizgi olarak
elimize kazıyarak bize her zaman bilgi verdiğini ileri sürer. Bu,
"altıncı his" dediğimiz duygularımızın sesi olarak yansır.
- Rüyalar: Rüyalar (Oneiromancy), Eski Yunanlılar ve
Yahudiler tarafından uygulanan ve gelecekten haber alma yolu olarak kabul
edilen bir fal çeşididir. Bazı görüşlere göre, rüyaların psikolojisi ile
"psişik" rüyalar arasında ince bir çizgi vardır. Psikanalist
Carl Jung da rüyalar ve fanteziler üzerine çalışmış ve kolektif
bilinçaltının (ancestral memory) bir tür kalıtsal hafıza, yani
"arketip yuvası" olduğunu savunmuştur.
Kabalistik
Sistem (Kabala)
Kabalistik sistem (Kabala), kökenleri
antik dönemlere uzanan ve harflere sayısal değerler atama (Gematria)
ilkesine dayanan derin bir mistik geleneğe sahiptir. Kabala'nın kendisi İbrani
mistisizmine dayanmakla birlikte, oluşumu ve gelişimi sırasında çeşitli antik
kültür ve sistemlerden etkilenmiştir.
Kabala'yı etkileyen veya onunla
ilişkilendirilen başlıca antik sistemler şunlardır:
1.
Eski Yunan Uygarlığı ve Pisagorculuk (Pythagoreanism)
Numerolojinin kökleri, Kabala'nın sayısal
yorumlama yönteminin (Gematria) dayandığı temel sistemi oluşturur ve bu
sistemin en önemli kaynağı Eski Yunan filozofudur.
- Numerolojinin köklerinin Eski Yunanlılar (Pisagor)
yoluyla başladığı söylenir.
- Yunan matematikçi ve mistik Pisagor'un (M.Ö. 550
civarında) teorisi, evrendeki her şeyin sayılarla sembolize edildiği ve bu
sayıların tüm bilgeliğin anahtarı olduğu inancına dayanır. Pisagor, bu
usulü Mısır ve bazı Asya ülkelerini dolaştıktan sonra Yunanistan'a
getirmiştir.
- Kabalistik numeroloji, Pisagor'un 1'den 9'a kadar olan
sayılara indirgenen temel ilkeleriyle yakından ilişkilidir.
- Pisagor'un Kabalistik hesaplamaları (Cabalistic Calculations
of Pythagoras) özellikle kehanet sistemlerinde anılmıştır.
- Helenistik/İskenderiye geleneği (Alexandrian Hermetic
Gnosis) de Kabala'nın sonraki gelişimini etkilemiştir. Bu gelenek,
Pisagor'un M.Ö. 600 civarında yerleştirdiği ve M.Ö. 300'den sonra
İskenderiye kültürünün gelişimi sırasında yeniden canlandırılan astro-alfanümerik
karşılıklara dayanır.
2.
Eski Mısır ve Hermetik Gelenek (Thoth/Hermes Trismegistos)
Kabala'nın ezoterik sırlarının kökeni,
sıklıkla Mısır bilgeliğine atfedilir.
- Mısır'da bilgelik, bilim ve büyünün tanrısı Thoth'a
atfedilen bilginin, Yunanlılar için Hermes Trismegistos ("üç
kez büyük Hermes") olduğu düşünülür.
- Kabala ile yakından ilişkili olan Tarot'un (Büyük
Sırlar/Major Arcana), Mısırlıların kadim bilgelik kitabı olan
**"Thoth Kitabı"**nın kalıntıları olduğu iddia edilmiş ve modern
okültizmde bu bağlantı kabul görmüştür.
- Okültist Eliphas Lévi, Harflerin Hiyeroglif Alfabesinin
(Tarot), Musa'nın Kabala'sının büyük sırrı olduğunu ve Musa'nın bunu Mısırlılardan
aldığını belirtmiştir.
- Bazı numeroloji kaynakları, Kabalistik hesaplamaların
temelinin, Musa'nın Mısır'dan çıkış sırasında getirdiği gizli bilgiye
dayandığını öne sürer.
3.
Mezopotamya ve Kalde (Chaldean) Sistemi
Numerolojinin en eski formu, Kabala'nın
sayısal ilişkilendirme yöntemini etkilemiştir.
- Numerolojinin Kalde (Chaldean) formu, köklerini antik
Babil'den alır ve numerolojinin en eski biçimi olarak kabul edilir.
- Babil'de Kral II. Sargon zamanında (M.Ö. 8. yüzyıl) Gematria'nın
bir kehanet yöntemi olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Gematria,
kelimeleri ve cümleleri sayısal değerlere dönüştürerek gizli anlamlar
bulma yöntemidir ve Kabalistler tarafından da benimsenmiştir.
- Kabalistik teolojideki bazı ilkelere göre, ilahi isimlerin
kullanılmasının Kalde'den bile daha eski bir geleneğe dayandığına
inanılırdı.
4.
Diğer Etkileşimler
- İslam Bilginleri: Orta Çağ'da, Basra'da $X.$ yüzyılda
kurulan İhvan-ı Safa gibi gruplar, Pisagor'u Harranlı bir bilge
olarak görmüş ve Hermes Tris-megistos'un sayı mistisizminde usta
olduğunu düşünerek numerolojiyi "birlik ilkesini" anlamanın yolu
olarak kabul etmişlerdir.
- Rönesans Dönemi: Kabala, Orta Çağ'da İspanya ve Güney
Fransa'da geliştirildikten sonra, Rönesans döneminde Hristiyan
mistikler ve Hermetik büyücüler tarafından benimsenmiştir. Bu dönemde,
klasik ezoterik metinlerin İbranice ve Arapça çevirileri yoluyla
yeniden Batı'ya girmesi, astroloji ve simya gibi Kabala ile ilişkili
disiplinleri canlandırmıştır.
Ses
(Akustik Dalgalar)
Ses (akustik
dalgalar) ve frekans (titreşimsel durum) insanın fizyolojisi, psikolojisi
ve enerjisi üzerinde köklü etkilere sahiptir. Kaynaklar bu etkileşimi hem kadim
mistik sistemler hem de modern bilimsel araştırmalar bağlamında ele almaktadır.
İşte sesin ve frekansın insan üzerindeki
etkilerine dair detaylı bir analiz:
1.
Titreşim ve Sesin Evrensel Doğası
Numeroloji ve ezoterik öğretilere göre,
evrendeki her şey titreşimsel bir durumda oluşur ve sürdürülür; evrenin doğası
titreşimseldir.
- Yaratıcı Güç: Her madde, renk, şekil, koku ve ses,
titreşim tarafından yaratılır.
- İlahi Bağlantı: Ses, insanlık ve ilahi olan arasındaki
doğrudan bir bağ olarak kabul edilmiştir. Kadim gizem okulları,
öğrencilerine sesi, farklı yaşam ve bilinç dünyaları arasında köprü kuran
yaratıcı ve iyileştirici bir güç olarak öğretmiştir.
- Mantra Yoga: Yoga felsefesinde (Mantra Yoga),
tekrarlanan sözcüklerin (Mantra), evreni oluşturan gücün titreşimleri
olduğu öne sürülür. Bu titreşimler belirli bir şekilde sürekli
söylendiğinde, evren üzerinde belirli bir etki yaratmak, hatta bir cismi
yerinden oynatmak veya oluşturmak olasıdır.
2.
Biyolojik ve Nörolojik Etkileşim
İnsan vücudu, özellikle ses
titreşimleri olmak üzere, dış titreşimlere karşı keskin tepkilere sahip,
hassas ayarlanmış bir enstrümandır.
- Frekansın Biyolojik Önemi: Spesifik frekansların
biyolojik önemi vardır; bunlar çakraları ve akupunktur
noktalarını uyarabilir.
- Beyin Dalgaları: Gezegen kabuğunun doğal küresel
rezonans frekansları ve iyonosferin Schumann Rezonansları, beynin dalga
spektrumuyla yakından eşleşir.
- 7.8 Hz Frekansı: Schumann Rezonansı'nın 7.8 Hz
frekansı, kalpteki çakrayı ve ellerdeki kalp akupunktur noktalarını (He9)
uyarır.
- Elektromanyetik Algı: İnsan beyni, duymanın alt sınırı
olan 20 Hz'den, görmenin üst sınırı olan 800 THz'e kadar çok
geniş bir aralıkta elektromanyetik dalgaları algılayabilen eşsiz bir
organdır.
- Eddy Akımları: Yüksek manyetik alanlar ve dış alanlar,
beynin derin katmanlarında Eddy akımları oluşturarak, beynin
temporal lobları ve limbik bölgeleri gibi manyeto-hassas alanları biyokimyasal
ve elektrokimyasal olarak uyarır. Bu akımlar, sinir hücrelerinin
ritmik olarak depolarize olmasına neden olabilir.
- Fiziksel Hareketin Etkisi: Sufilerin dönüş dansları
veya belirli inançlardaki ritmik baş hareketleri gibi vücudun dönmesi veya
sürekli yukarı-aşağı hareket etmesi, beyinde akımlar (elektriksel alanlar)
üretir. Bu hareketler, davulların ritmik sesi ve müzik ile birleştiğinde değişmiş
bilinç durumları meydana getirebilir.
3.
Psikolojik, Duygusal ve İçsel Etkiler
Ses ve titreşim, insanların duygusal
durumlarını ve içsel yaşamlarını doğrudan etkiler.
- Uyum ve Uyumsuzluk: Uyumlu bir titreşimle
karşılaşıldığında anlık bir esenlik hissi oluşurken, uyumsuz bir
titreşim memnuniyetsizlik yaratır. Uyumsuz bir isim, rahatsızlık,
kısıtlama ve dengesizliğe neden olan uyumsuz bir müzik notası gibidir.
- Duygusal Tepkiler: Sesler ve müzik, eski zamanlardan
beri belirli duyguları ortaya çıkarma yeteneğine sahip olarak
bilinir. Örneğin, bazı müzikler dinlendiğinde güçlü duygusal tepkiler ve
ağlama krizleri yaşanabilir.
- Ruh Hâli Yansıtma: Avuç içi çizgilerinin, desenlerin,
şekillerin ve seslerin bir kişinin ruh haline karşı hassas olduğu
belirtilir. Duygular müzik ve şiir gibi şeylerle ifade edilebilir.
- İçsel Ses (Clairaudience): Bazı mistik geleneklerde,
seslerin veya konuşmaların "gerçek dünyada" olmasa bile
duyulması (clairaudience—açık işitme) mümkündür. Bu, içsel bir
ses aracılığıyla sağduyu veya bilgelik sözleri olarak algılanabilir.
Bu, fiziksel işitme merkezlerinin daha yüksek titreşim hızları tarafından
uyarılmasıyla açıklanır.
- Sezgi ve Bilgi: Canlı varlıklardan gelen sesler,
psişik içgörü için bir anahtar olarak görülür. Kişi, çevresindeki sesleri
duygularıyla ve düşünceleriyle "işitmeye" başlayabilir. Sese
odaklanmak ve diğer duyuları kapatmak (örneğin göz bağlamak) işitme
duyusunun hassasiyetini artırır ve nesnelerin sesindeki nüansları fark
etmeyi sağlar.
4.
Sesin Tılsımlı ve İyileştirici Kullanımı
Ses, sadece tanı koyma ve kehanet
sistemlerinde değil, aynı zamanda iyileştirme ve ruhsal gelişimde de önemli bir
rol oynamıştır.
- Hastalık ve Şifa: Bazı eski uygulamalarda, fal ve
hastalıkları iyileştirme işlemleri bir arada yürütülmüştür. Şamanistik
uygulamalarda ise, hastaların tedavi edilmesi amacıyla hançer veya kuş
tüyü gibi nesneler hastanın vücuduna sürülerek özel nağmeler (efsunlu
koşuk) okunur ve tef çalınır.
- Çakra Canlandırma: Mantra Yoga'ya göre, vücuttaki her
çakranın kendine özgü bir sesi vardır ve bu sesin belirlenmiş bir şekilde
sürekli söylenmesi o çakranın canlanmasına ve harekete geçmesine
neden olur.
- Tedavi Amaçları: Ses, rezonans ve müzik kullanımına
dayanan tekniklerin; ağrıları hafifletmek, kan basıncını düşürmek ve
çocuklarda hiperaktiviteyi dengelemek gibi fiziksel faydalar sağladığı
belirtilmiştir.
- Zihinsel Değişim: Ses teknikleri, ayrıca değişmiş
bilinç durumlarını tetiklemek, yeni farkındalık düzeyleri açmak, sezgiyi
uyarmak ve yaratıcılığı artırmak gibi metafiziksel amaçlarla da
kullanılmıştır.
- Koruma: Bir fal sistemi olan Filloromansi'de
(gül falı), gül yaprağının alına vurulmasından çıkan sese göre yorum
yapılırdı. Bazı kehanet usulleri ise, bir bardağın veya kavanozun kulağa
tutulup rezonatör görevi görmesiyle, uzaktan gelen seslerin veya
cümlelerin yakalanabileceğine inanır.
İsimlerin
Karaktere Etkisi
İsimlerin bireyin karakteri, potansiyeli
ve nihayetinde kaderi üzerindeki etkisi, eski kültürlerden günümüze kadar gelen
fal, nümeroloji (sayı falı) ve astroloji sistemlerinin temel inançlarından
biridir. Kaynaklar, bu etkinin harflerin titreşimlerinden, isimlerin sayısal
değerlerinden ve kültürel/dini yorumlardan kaynaklandığını belirtmektedir.
İşte isimlerin kadere etkisi hakkındaki
temel prensipler:
1.
Numerolojik ve Kabalistik Etki (İsim Sayısı ve Titreşim)
Numeroloji, harflerin sayısal değerlere
dönüştürülmesi yoluyla ismin kişinin kaderiyle ilişkisini kurar.
- Sayısal Kod ve Titreşim: Bazı görüşlere göre her ismin
titreşimsel bir sayısı vardır. Bu sayı, ismin harflerini rakamlara
çevirip toplayarak 1'den 9'a kadar olan temel sayılara indirgeme yoluyla
elde edilir.
- Kişilik ve Başarı Anahtarı: İsim numarası, insanın gelişmiş
kişiliğinin bir ifadesi ve onun arzularına veya başarıya götüren
anahtarıdır. Bu sayıların sembolik olduğuna ve belirttikleri şeylerin
kişilerin karakterleri ile bağlantılı olduğuna inanılmıştır.
- Doğum Sayısıyla Uyum: İsim numarasının, doğum
sayısıyla (kader sayısıyla) uyumlu olması veya ona ahenk
sağlaması, kişinin hayatının ne kadar mutlu ve tatmin edici
olacağını belirler. Doğum tarihi ile isim sayısının uyuşmaması veya
çelişmesi ise kötü olarak yorumlanır.
İsim Bileşenlerinin Rolü
İsmin tüm harflerinin yanı sıra, ismin
bileşenleri de farklı kader yönlerini etkiler:
- Gönül Sayısı (Gizli Kişilik): İsimdeki sesli (ünlü)
harflerin toplamı, kişinin görünmeyen kişiliğini, gizli
arzularını, duygularını ve motivasyonlarını ifade eder.
- Kişilik Sayısı (Dış Görünüm): İsimdeki sessiz
(ünsüz) harflerin toplamı, kişinin dışa yansıttığı kişiliğini
ve yeteneklerini gösterir.
- Soyadının Etkisi: Soyadı, kişinin karmasını ve
öğrenme aracını temsil eder. Soyadı, genetik ağacın kalıtsal
kodunun iletilmesini ve görevini belirler. Evlenen ve soyadını değiştiren
bir kadın, sayısal ifadesini ve dolayısıyla kaderini etkileyen gezegeni
değiştirir.
2.
Yıldıznâme ve Çin Astrolojisindeki İsim/Kader İlişkisi
Geleneksel fal sistemlerinde isim, kişinin
kaderini belirlemede kritik bir giriş noktasıdır:
- Ebced Hesabı: Yıldıznâme'de, fal baktıran kişinin kendi
isminin ve annesinin isminin harflerine denk gelen Ebced
değerleri toplanır. Bu toplam 12'ye bölünerek çıkan kalan sayı, kişinin
kader burcuna ve buna göre yapılan yoruma karşılık gelir. Bu hesaplamalar,
kişinin kişiliğinin temel eğilimlerini ve soydan gelen kalıtımsal
yeteneği vereceğine inanıldığı için önemlidir.
- İsim Analizi: Ebced (olmuş olayların ilmi) ve Cifr
(olması muhtemel olayların ilmi), harfleri sayılara dönüştürerek
gelecekten haber vermede kullanılmıştır. Ayrıca eş seçimi, büyü ve
muskalarda da isimler kullanılır.
- Gezegenler ve İsim: Numerolojiye göre elde edilen isim
sayıları, kişinin kaderini ve mesleğini belirlemede etkili olan gezegenlerle
ilişkilendirilir.
3.
İsim Değişikliği ve Kaderin Yönlendirilmesi
Ezoterik sistemler, isimlerin
değiştirilerek kaderin seyrinin etkilenebileceği fikrini savunur:
- Kaderin Değişimi: Numeroloji, kişinin adını
değiştirerek yaşam deneyimlerini değiştirebileceğini ve
düzeltebileceğini belirtir.
- İyileştirme Amacı: Yetişkinler, doğum tarihleriyle
uyumsuzluk gösteren yönleri dengelemek için isimlerini değiştirebilirler
ve bu, yaşamlarındaki sorunların hafifletilmesine yardımcı olabilir.
- Master Sayılar: İsim, başarılı olması için doğum günü
numarasına denk gelmesi veya onu geliştirmesi için takma ad seçen yazarlar
ve sanatçılar gibi yaratıcı meslek sahipleri için önemlidir.
İslami
Yaklaşımda İsim ve Uğur
İslamiyet'te fal, büyü ve geleceği bilme
yasaklanmış olmasına rağmen, isimlerin hayıra yorulması (tefa'ül) teşvik
edilmiştir.
- Kötü İsimler: Hz. Muhammed salla'llâhu aleyhi ve
sellem'in, tefa'üle imkan tanımayan kötü isimlerden hoşlanmadığı ve
bu isimleri güzelleriyle değiştirdiği bilinmektedir.
- Uğursuzluk Kaygısı: Kötü isimlerin bazen kadere
tevafuk ederek kişiye uğursuzluk ve zarar getirebileceği inancı
vardır. Bu, Resulullah'ın güzel isim tercih etmesinin, uğursuzluk çıkarma
geleneğiyle mücadele etme gayesini de taşıdığını gösterir.
Sonuç olarak, eski kültürel sistemler ve
ezoterik inançlar, ismin kişinin kaderini etkileyen bir "kod"
olduğu ve bu kodun çözümlenerek kişinin potansiyelini anlaması ve yaşam
yolculuğunu yönlendirmesi için kullanılabileceği görüşünde birleşir.
Çingenelerin
(Romany) Fal Bilgisi
Bu kaynaklar ışığında, Çingenelerin (Romany) sahip olduğu bilgeliği ve
kehanet ilimlerini nasıl edindikleri sorusu, onların kadim Hint kültüründen
gelen kökenleri, göçebe yaşam tarzları ve özel sezgisel yetenekleri
bağlamında açıklanmaktadır.
Esasen Çingeneler, bu bilgileri sıfırdan
keşfedenler değil, binlerce yıllık kadim bilgeliği ve pratikleri taşıyıp yayan,
yani uluslararası dağıtıcılar (colporteurs) olarak kabul
edilirler.
İşte Çingenelerin bu bilgileri edinme ve
yayma yöntemlerine dair kaynaklarda bulunan açıklamalar:
1.
Kadim Kökenleri ve Bilgeliği Aktarmadaki Rolleri
Çingenelerin, kehanet ve büyücülükle olan
ilişkisi köklüdür ve bu özellikler hafızalarda onlarla özdeşleşmiştir.
- Doğudan Geliş: Çingeneler, tarihsel olarak nispeten
yakın zamanda Hindistan'dan gelmişlerdir. Onların, falcılık ve büyücülüğün
anavatanı olan Uzak Doğu'dan geldikleri belirtilir.
- Gizli Bilgilerin Koruyucuları: Onlar, binlerce yıldır
Avrupa'daki baskı ve şiddete rağmen gizli bilgi yollarının kaybolmamasını
sağlayan, nomadik, korunaklı ve sır tutan bir grup olarak
tanımlanır. Çingeneler, kadim sırların koruyucuları ve Eski Doğu'nun
ezoterik bilgilerinin yayıcıları olarak görülürler.
- Taşıyıcı ve Yayıcı Olmaları: Avrupa'da, el falı
sanatının, Bohemyalılar olarak adlandırılan çingeneler tarafından Hindistan'dan
Batı'ya taşınmış olabileceği ihtimali üzerinde durulur. Tarot'un da
onlarla birlikte Mısır'dan (Bohemya'dan) gelerek uzun süre ayrıcalıklı bir
kehanet payına sahip olduğu kabul edilir.
- Dönüşüm ve Adaptasyon: Çingeneler, enerjileri
birleştirerek sonuçları yaratmak ve değiştirmek için ortaya çıkan
çeşitli becerilerin öğrencisi olmuşlardır. Ayrıca yerel halkların zayıf
yönlerini yakalamakta usta, pratik zekalı ve dilbaz kişilerdir.
2.
İlim Edinme Yöntemleri ve Kaynakları
Çingenelerin bu bilgileri edinme ve
sürdürme yolları, genellikle formel bilimsel yöntemlerden çok, sezgiye,
pratiğe ve sözlü aktarıma dayanır.
- Sözlü Gelenek ve Nesilden Nesile Aktarım: Çingene
halkı, biriktirilmiş bilgiyi nesilden nesile aktararak korumuştur.
Özellikle kadınları, çocukluktan itibaren anneleri tarafından tıp ve
sihir konusunda eğitilmişlerdir. Bu eğitimin büyük bir kısmı,
ezberlenmesi gereken büyü veya formüllerden oluşur.
- İlkel Şamanizm Etkisi: Çingene büyüsünün ve
falcılığının önemli bir kısmı, en ilkel Tatar tipindeki Şamanizm'den
gelmiştir. Şamanizm, hastalıkları, bozuklukları veya sıkıntıları kötü
bir ruhun işi olarak ele alır ve bu etkileri kovmak veya kontrol etmek
için törenler kullanır.
- Sezgi ve Karakter Okuma Sanatı: Çingene kadınlarının okült
güce sahip olduğu iddia edilmiştir. Zekalarını ve gözlem
yeteneklerini kullanarak, karakter okuma ve hatta düşünce okuma gibi
belirli bir sanatı fiilen edinmişlerdir. Falcı, danışanın gözlerinin içine
keskin ve ciddi bir şekilde bakmaya alışkındır ve bu, karakteri
veya zihni okuma becerisini geliştirir.
- Gözlem ve Çeviklik: Onların parlak Hint gözleri
ile Bilinmeyen'in gölgesine girip çıkmaları, kendilerine büyücü ismini
kazandırmıştır. Bu, hızlı algılama yeteneği ve gelişmiş bir
sezgiye dayanır. Falcılık becerileri, büyük pratik deneyimin ve
gelişmiş bir sezginin sonucu olabilir.
- Fal Malzemelerinin Taşınması: Çingeneler, bakla
falı usulünü (Kumalak Falı) Hindistan'dan Avrupa'ya taşımışlardır.
Ayrıca el falı (chiromancy) en sevdikleri yöntem olup, elin
çizgilerinde geçmiş, şimdi ve geleceğin yazılı olduğuna inanırlar.
Özetle, Çingeneler, bu bilgileri akademik
veya bilimsel bir kurumdan değil, yüzyıllar boyunca Hint coğrafyasından
ve ilkel Şamanizm gibi ezoterik kaynaklardan miras alıp, sözlü
gelenek ve gözleme dayalı pratik zekâ ile geliştirerek Avrupa'ya
taşımışlardır.
Hurufat
Cetveli
Hurufat Cetveli, geleneksel
fal ve kehanet sistemlerinde, özellikle iki kişi arasındaki duygusal ve ilişki
uyumunu ölçmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir.
Kaynaklarda belirtilen Hurufat Cetveli'nin
temel amacı ve kullanım şekli şunlardır:
Temel Amaç
Hurufat Cetveli, iki kişi arasında
sevgi ve muhabbetin olup olmadığını, eğer varsa, bu duyguların hangi
kişide daha fazla olduğunu anlayabilmek için kullanılır. Bu yöntem, eş
seçimi gibi sosyal ilişkilerin değerlendirilmesinde kullanılan metotlardan
biridir.
Hesaplama Yöntemi
Hurufat Cetveli, harflerin sayısal
değerlere (numeroloji veya Ebced hesabı esas alınarak) dönüştürülmesine dayanır
ve şu adımlar izlenir:
- Sayısal Değerlerin Tespiti: Cetvel, harflerin karşılık
geldiği sayısal değerleri verir.
- Toplam Hesaplama: Her iki kişinin isimlerinin
karşılık geldiği sayısal değerler bulunur ve bu değerler toplanır.
- Dokuz Çıkarma: Elde edilen toplam sayıdan dokuzar
çıkartılır.
- Karşılık Bulma: Geriye kalan sayıların karşılıkları
(yorumu) cetvelde bulunmaya çalışılır.
- Sonuç: Sonuç, genellikle "galip"
(üstün gelen) veya "mağlup" (yenik düşen) gibi ifadeler
kullanılarak kısa ve öz şekilde yorumlanır.
Bu sistem, harflerin sayılarla
irtibatlandırılması ilmine dayanır ve bu, mistik düşünceli Müslümanlar arasında
yaygınlık kazanmış olan Ebced hesabının bir uygulamasıdır.
Numeroloji
(Sayı Falı)
Numeroloji (Sayı Falı), harflerin sayısal
değerlere dönüştürülmesi temeline dayanan ve kökenleri binlerce yıl öncesine
uzanan kadim bir kehanet sistemidir.
Kaynaklar, numerolojinin gelişimine
katkıda bulunan veya köklerini oluşturan birden fazla eski kültüre işaret
etmektedir:
1.
Antik Yunan Uygarlığı ve Pisagor Sistemi
Numerolojinin modern formlarının en yaygın
kabul gören kaynağı, M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren çalışmalar yapan Pisagor'dur.
- Numerolojinin köklerinin Eski Yunanlılardan
(Pythagoras) yola çıkarak kullanılmaya başlandığı söylenmektedir.
- Yunan matematikçi ve filozof Pisagor, genellikle
numerolojinin kavramsal babası olarak görülür.
- Pisagor, yaklaşık M.Ö. 550 yıllarında bu yöntemi daha
basit bir hale getirmiştir.
- Pisagor'un teorisine göre, bütün evrensel rakamlar 1'den
9'a kadar olan sayılara indirgenmiştir.
- Pisagor, "Dünya sayıların üzerine kurulmuştur"
inancını savunmuş, sayılarının evrendeki düzenin ve ahengin nihai
ilkelerini yansıttığına inanmıştır.
- Pisagor'un M.Ö. VI. yüzyılda Mısır'ı ve bazı Asya ülkelerini
dolaştığı ve Kaldelilerin ve Mecusi Rahiplerin gizli ilimlerini
inceleyerek nümerolojiyi Yunanistan'a getirdiği belirtilmiştir.
2.
Mezopotamya Uygarlıkları (Babil ve Kalde)
Numerolojinin kökleri, Pisagor'dan daha
eskiye, Mezopotamya'daki uygarlıklara dayanır.
- Numerolojinin en eski formunun, antik Babillilerde
başladığı düşünülmektedir.
- Falcılığın muhtemelen en eski kaynağı Mezopotamya'dır.
Milattan en az 4000 yıl önce Babil ve Kalde medeniyetlerinde
falcılık uygulanmıştır.
- Kalde sistemi (Chaldean system), numerolojinin üç ana
biçiminden biridir ve antik Babil'de ortaya çıkmıştır.
- Kalde sistemi, Batı sisteminden daha eski kabul edilir ve
numeroloji bilimine paha biçilmez katkılarda bulunan Kaldelilerin
M.Ö. 625 ile 539 arasında antik Babil'de yaşadığı belirtilmiştir.
- İsimlerin sayısal değerlere dönüştürülmesi yöntemi olan Gematria,
M.Ö. 8. yüzyıl başlarında Babil Kralı Sargon II tarafından bir
kehanet yöntemi olarak kullanılmıştır.
3.
İbrani Gelenekleri ve Kabala
Numeroloji, harflerin sayısal anlamlarını
yorumlama konusunda Yahudi mistisizmiyle güçlü bir bağa sahiptir.
- Numeroloji, Yahudilerden (Kabala) yola çıkarak
kullanılmaya başlanmıştır.
- Kabalistik form (Kabbalic Form), İbrani alfabesine
(Kabala) dayanır ve kökleri Yahudi geleneklerine dayanır.
- Kabala'da, her harfin (İbrani alfabesinin 22 harfi)
bir sayısal değeri vardır ve buna göre hesaplamalar yapılır.
- yüzyıldaki mistikler Kabala'yı takip etmiş ve
İbranice kelimeleri ve ifadeleri sayısal mesajlara veya kehanetlere
dönüştürmüşlerdir.
4.
Hint Uygarlığı
Hint kültüründe de numeroloji ve fal
sistemlerinin kadim kökleri bulunur.
- Numerolojinin M.Ö. 6500 yılına kadar uzanan astrolojik
çalışmalarla birlikte Hindistan'da doğduğuna dair bazı bilgiler
bulunmaktadır.
- Hintlilerin, astrolojinin sekiz bin yıllık bir geçmişi
olduğunu ve buna sahip çıktıklarını ileri sürdükleri belirtilir.
- El falının (Chiromancy) beşiği Hindistan olarak
görülmüştür. Hintliler, M.Ö. 3000 yıl önce yazılmış olan Vedalar
kitabında el falına yer vermişlerdir.
5.
Mısır Uygarlığı
Mısır, gizli bilimlerin ve kehanet
sistemlerinin geliştiği kadim bir merkezdir.
- Numerolojinin kökeninin, yaklaşık 10.000 yıl önce Mısır ve
Babil'e kadar uzandığı kaydedilmiştir. Bazı araştırmacılar,
numerolojinin Mısır'da 13.000 yıl öncesine kadar uygulandığına dair
kanıtlar bulduklarını iddia etmişlerdir.
- Eski Mısır, büyü ve sihirde büyük bir gelenek kurmuş ve bütün
Akdeniz havzasını etkilemiştir.
- Pisagor, bilgisini Mısır'dan ve Yakın Doğu'dan
aldığını kabul etmiştir.
- Tarot'un (bir kehanet sistemi) kökeninin Eski Mısır'a
dayandığına ve Thoth Kitabı ile ilişkilendirildiğine inanılır. Eski
Mısır'da da rüya yorumu, gezegen ve yıldız gözlemleri gibi çeşitli fal
yöntemleri kullanılmıştır.
6.
Çin Uygarlığı
Çin kültürü, numerolojinin ve kehanetin
karmaşık sistemlerini geliştirmiştir.
- Falcılığın Çin medeniyetinde M.Ö. en az 4000 yıl önce
uygulandığı bilinmektedir.
- Çin'de I Ching (Değişmeler Kitabı) gibi fal
sistemlerinin kökeni M.Ö. 2852-2738 yıllarında yaşadığı söylenen efsanevi
bilge İmparator Fu Hsi'ye kadar dayanır.
- Çin numerolojisi sisteminin de diğer numeroloji
biçimleri arasında yer aldığı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, modern numeroloji çoğunlukla Yunan
(Pisagor) ve İbrani (Kabala) sistemlerine dayansa da, en eski
kökleri Mezopotamya (Babil, Kalde), Hint ve Mısır gibi
antik kültürlere uzanmaktadır..
"Divining
the Future" (Geleceği Keşfetmek)
"Divining the Future" (Geleceği
Keşfetmek) başlığıyla anılan kapsamlı referans kitabı hakkında, kaynaklarınızda
yer alan geniş bilgi, eserin yapısını, amacını ve kapsadığı geniş kehanet
yöntemleri yelpazesini ortaya koymaktadır.
Not: Kaynaklarda, Eva Shaw'a ait Divining
the Future: Prognostication from Astrology to Zoomancy adlı kapsamlı
bir ansiklopedi ile Sally Morningstar'a ait ve daha önce aynı başlıkla
yayımlanmış olan başka bir esere atıflar bulunmaktadır. Aşağıdaki bilgiler Eva
Shaw'un eserini temel almaktadır.
I.
"Divining the Future" Kitabının Kapsamı ve Amacı
Eva Shaw tarafından kaleme alınan bu eser,
Astrology to Zoomancy başlığını taşımaktadır.
A.
Eserin Niteliği ve Yapısı
Bu kitap, kehanet (prognostication) ve
tahmin ile ilgili yöntemlerin, tekniklerin ve kişilerin yer aldığı kapsamlı bir
A'dan Z'ye ansiklopedi olarak sunulmaktadır.
- Amaç: Kitabın birincil amacı, geleceği
tahmin etmekten ziyade, metafizik bilgi için bir kaynak dizini
görevi görmektir. Kehanet hakkında bilgi ve faydayı metafizik bir
görüşten ziyade akademik bir bakış açısıyla genişletmeyi amaçlar.
- İçerik: Kitap, tahmin alanında kullanılan
terimlerin ve kelimelerin özlü tanımlarını, kavramlar, teknikler ve tahmin
biçimleri hakkında kısa bilgileri ve tahminle ilgili kişi ve yerleri
içermektedir.
- Kapsam: Girişler çok bilinenlerden
belirsiz ve az tanınanlara kadar çeşitlilik gösterir.
- Yapısal Özellikler: Her bir giriş,
okuyucunun konuyu daha derinlemesine araştırmasına yardımcı olmak için
"Daha Fazla Okuma" bölümleri içermektedir.
B.
Kehanete Dair Felsefi Yaklaşım
Kitap, kehanet tekniklerinin işe yarayıp
yaramadığına dair kesin bir kanıt olmadığını belirtir, ancak insanların
geleceği tahmin etme yöntemlerine inanma arzusunun insan psikolojisinde
bulunduğunu vurgular.
- Yorumun Önemi: Kitabın içindeki mesajlar nadiren açık
İngilizcedir; bu, her türlü kehanetin, alınan mesajların nasıl
yorumlandığına ne kadar bağlı olduğunu göstermektedir.
- Kader ve Özgür İrade: Aritmancy ve numerolojiyi kabul
edenler, geleceğin planlandığına inansa da, insanların bilinçli
değişiklikler yapma yeteneğine sahip olduklarını ve sayıların geleceği
bildirdiğini düşünürler.
II.
Kapsanan Başlıca Kehanet Yöntemleri ve Metafizik Konular
"Divining the Future", Latince
"-mancy" (kehanet) ekiyle biten çok sayıda yöntemi, kadim kehanet
uygulamalarını ve ezoterik disiplinleri içermektedir:
Kehanet
Türü |
Açıklama
ve Kullanım Alanı |
Kaynaklar |
Astroloji
(Astrology) |
Yıldız
falı (horoscopy) ve yıldızların ve gezegenlerin hareketlerinin kişinin
hayatını nasıl etkilediğinin incelenmesi. Horoskoplar, bir kişinin doğum
anındaki gök cisimlerinin haritasıdır. |
|
Numeroloji
(Numerology) |
Harflere
veya sayılara belirli bir değer atanarak geleceğin tahmin edilmesi. Arithmancy
olarak da adlandırılır. |
|
El
Falı (Palmistry/Chiromancy) |
Elin
şekli, boyutu, avuç içindeki çizgilerin, tepelerin ve parmak uzunluğunun
analizi yoluyla kehanet ve karakter analizi yapılması. Chiromancy'nin
başlangıçta insan yeteneklerini saptamak için kullanıldığı, ancak giderek
kehanet şekline dönüştüğü belirtilir. |
|
Tarot
Kartları (Tarot/Cartomancy) |
78
özel işaretli kart kullanılarak kehanette bulunulması. Bu yöntem, antik
Mısır'a kadar uzanır ve Thoth Kitabı'ndan (Tar Ro, "kraliyet
yolu" anlamına gelir) adını almış olabilir. |
|
I
Ching (Değişmeler Kitabı) |
Çin
kehanet sistemidir; kişinin iş ve kişisel sorularına bilgi sağlamak için
nesnelerin atılması veya seçilmesiyle kullanılır. |
|
Kristal
Küre ve Scrying |
Crystallomancy
(kristal küreye bakma) ve Scrying (parlak bir yüzeye odaklanarak
vizyonları yorumlama) en eski kehanet biçimlerindendir ve 3000 yıl öncesine
dayanır. |
|
Antik
Hayvan ve İç Organ Falları |
Anthropomancy
(insan kurbanlarının iç organları), Hepatoman-cy (hayvan karaciğerleri
incelenerek) ve Scapulomancy (koyun kürek kemiği çatlaklarının
incelenmesi) gibi yöntemler Mezopotamya, Sümer, Yunan ve Roma uygarlıkları
tarafından kullanılmıştır. |
|
Doğal
Olaylar ve Elementler |
Geomancy
(toprakta, çakıl taşlarında veya kumda oluşan desenleri yorumlama), Austromancy
(rüzgâr seslerini dinleme), Nephelomancy (bulut oluşumlarını inceleme)
ve Pyromancy (ateş alevlerini analiz etme) yöntemleri. |
|
Rüyalar
(Oneiromancy) |
En
derin uyku durumunda deneyimlenen vizyonların yorumlanmasıdır. Kadim
İbraniler tarafından uygulanmıştır. |
|
Vücut
Falı |
Physiognomy
(yüz hatları), Metopomancy (alın çizgileri) ve Moleomancy
(vücuttaki benlerin yorumlanması) gibi yöntemler, karakter analizi ve
geleceğin tahmini için kullanılır. |
III.
Divining The Future (Sally Morningstar)
Kaynaklarda, Sally Morningstar'ın
kitabının da daha önce Divining The Future adıyla yayımlandığı ve daha
sonra How to Tell the Future adını aldığı belirtilir. Bu kitap,
okuyucuya karakterini keşfetme ve geleceğini şekillendirme konusunda
rehberlik etmeyi amaçlar.
Bu eser şu konulara odaklanır:
- Uygulamalı Yöntemler: El falı, Tarot, astroloji, Çin
sanatları, I Ching ve rünler yoluyla kaderi keşfetme ve şekillendirme.
- İçsel Keşif: Bireyin iç karakterini ve kişiliğini
ortaya çıkarmak için Batı ve Çin astrolojisinin kullanılması.
- Sezgi ve Karar Verme: Kişinin sezgisine ulaşmasına,
kararlar almasına ve kaderini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için
evrenin kozmik gücünden faydalanılmasını önerir.
- Düşler ve Şamanizm: Rüyalarla çalışma (dreamwork),
scrying (suyun yüzeyine odaklanma) ve Kabala gibi araçların,
zaman ve mekân içinde diğer boyutlara erişmek için yararlı olduğu
belirtilir.
Oneiromancy
(Rüya Yorumlama)
Rüyalar, tarih boyunca bilinmeyeni anlama
ve geleceğe dair öngörülerde bulunma amacıyla kullanılan en kadim kehanet
yöntemlerinden biri olmuştur. Bu uygulama, genellikle Oneiromancy (Rüya
Yorumlama) terimiyle anılır.
İşte kaynaklara göre rüyaların tabir
edilmesi ve gelecek öngörüleri çıkarma yöntemleri:
1.
Rüyaların Tanımı, Doğası ve Kaynağı
Rüyalar, gizemli doğaları nedeniyle
yüzyıllardır araştırma konusu olmuştur.
- Rüyaların Tanımı: Rüya, uyku sırasında veya
bir tür trans halindeyken deneyimlenen istem dışı zihinsel imgelerdir.
- İlahi ve Ruhsal Bağlantı: Erken tarihlerde
rüyaların, Yaratıcı ile insanlar arasındaki doğrudan bağlantı
olduğu düşünülüyordu. Kadim Mısırlılar, uykuyu bir tür ölüme benzetirlerdi
ve rüyaların, ruhun bu dünyadan ayrıldıktan sonra deneyimlediği olaylara
benzediğine inanırlardı.
- Metafizik Görüş: Metafizik inançlara göre,
uykunun en derin aşamalarında (REM uykusu), astral ve zihinsel
bedenler fiziksel formdan ayrılır ve bu durum, uyuyan kişinin geçmiş
yaşamları düşünmesine ve uyanık saatlerde zihnin sansürleyebileceği sezgisel
bilgileri almasına olanak tanır.
- Bilinçaltı ve Sezgi: Rüya gücü veya
"Alter-Ego", hafızadaki tüm kişi, sahne ve olayları fantastik ve
kaprisli bir şekilde birleştirir ve bu süreç anlık akıl yürütme veya sezgi
yoluyla uyanık sağduyunun algılayamadığı şeyleri algılayabilir. Bazen
bilinçaltı, olası bir olayın olasılığını, olaydan üç ay veya hatta yıllar
önce bir çizgi olarak ele kazıyarak bilgi verir; bu, altıncı his veya içsel
sıkıntı olarak kendini gösterir.
2.
Rüyaların Kehanetteki İşlevi ve Önemi
Rüyalar, sadece psikolojik dengeyi yeniden
sağlamakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe yönelik öngörüler sunar.
- Geleceğin Yansıması: Bazı insanlar,
gelecekteki olayların şaşırtıcı tasvirlerini rüyalarında görebildiklerini
iddia etmişlerdir. Rüyaların tamamen olduğu gibi gerçekleştiğini
iddia eden tanınmış şahsiyetler olmuştur.
- Potansiyel Tehditleri Önleme: Rüyalar,
yaşamsal koşullara dair içgörüler sağlar, problemleri çözmeye yardımcı
olur ve gelecekteki olaylarla ilgili mesajlar iletebilir. Rüyalar,
beynin mevcut uyanık endişelere dayanarak gelecekteki olasılıkları simüle
etme yeteneğinin bir doğal sonucu olarak hayatta kalma ve adaptasyon
için senaryoları güvenli bir alanda keşfetmesini sağlar.
- İncil'deki Örnekler: Hristiyan İncili,
rüyaların gelecek olayları haber verdiğine dair pek çok referansla
doludur. Yusuf'un (Joseph), rüyaları aracılığıyla geleceği
öngördüğü ve Firavun'a tavsiyelerde bulunduğu kaydedilmiştir.
- Hüküm Sorma: Kader Kitabı gibi
eserlerde, "Rüyam iyi talihe mi yoksa kötü talihe mi işaret
ediyor?" gibi sorular sorulurdu.
3.
Rüya Tabir Etme Yöntemleri ve Kuralları
Rüya yorumlamak zor ve potansiyel olarak
tehlikeli kabul edilir. Rüyaların yorumlanabilmesi için bazı kurallar vardır:
A. Yorumlama Zorlukları
- Tek Bir Anlam Zorluğu: Rüyaların anlamını tek bir
cümle veya birkaç satırda vermek çok zordur. Yorumlar genellikle koşullu,
nitelikli olmalı ve rüyayı deneyimleyen kişi tarafından
yorumlanması gereken ince anlam nüansları içermelidir.
- Sezgi ve Sembol: Rüya dili, yabancı bir dil gibi
tercüme edilmesi ve yorumlanması gereken metafor ve sembollerden
oluşur. Falcının (yorumcunun) ruh haline uygun olarak en uygun yorumu iç
sesinin söyleyeceği kabul edilir.
B. Hazırlık ve Kaydetme
- Zihinsel Hazırlık: Rüyalarla ilgili gelecek vahyini
arayanların, tutkularını ve iştahlarını yönetmeyi öğrenmeleri ve
yatmadan önce dua etmeleri gerekir. Zihinlerini temizlemek için yemek
yememeleri ve içki içmemeleri tavsiye edilir, aksi takdirde sadece boş
hayaletler musallat olacaktır.
- Rüya Kuluçkası (Dream Incubation): Kişi, belirli bir
soruya cevap almak için bilinçli zihnini uyku sırasındaki zihniyle
birlikte çalıştırmak üzere rüya kuluçkası sürecini kullanabilir.
Yatmadan hemen önce meditasyon yapmak ve bilinçaltına rüyanın
hatırlanacağını söylemek önerilir.
- Kaydetme: Uyanır uyanmaz rüyaların çoğu kaybolduğu
için, yanına kalem ve defter koymak ve hemen not almak çok
önemlidir.
C. Rüyaların Zamanı ve Kategorileri
- Zamanın Önemi: Rus fal sistemine göre, akşam
uykusunun önemi yoktur; gece yarısı uykusu önemlidir; sabah uykusu ise
yeni evli çiftler için özel bir öneme sahiptir.
- Antik Kategoriler: Rüyalar, anlamsız
fiziksel deneyimlerden kaynaklanan insomnium (anlamsız) ve en açık
vahiyleri içeren oraculum (kehanet, en güvenilir) dahil olmak üzere
beş kategoriye ayrılabilir.
4.
Örnek Rüya Yorumları
Bazı rüyalar tersine çıkabilirken,
bazıları belirli sonuçları doğrudan işaret eder:
Görülen İmge (Rüya) |
Tabiri ve Öngörüsü |
Kaynak |
Kedi |
Çinliler için sihirli bir yaratık
sayılır; Kedilerde insanüstü güçler ve inanılmaz bir sezgi bulunur. |
|
Pek çok yabancı yüz |
Mevcut ikamet yerinde değişiklik ve
çevrenin değişimi. |
|
Ayna (Kendi yüzünü görmek) |
Gizli planların keşfedileceği ve kınanma
veya işlerin sağlam ilkelere dayanmadığı ve düzeltilmezse başarısız olacağı. |
|
Yükseklerden uçmak |
Yer değişikliği ve yabancı bir ülkeye
yolculuk. |
|
Kötü Rüyayı Kovma Büyüsü |
Nazik kelimelerle, tılsım veya mistik
parşömen (charm) aracılığıyla kötü rüyanın neden olacağı tüm kötü etkilerin
uzaklaştırılması amaçlanır. |
|
Ölmek/Ölü Görmek |
Gerçekleşmekte olan tasarımın başarılı
olacağı; ya da keder, hastalık ve bazen ölüm habercisi; veya bir düğün. |
|
Çin İmparatoru görmek (Uygur) |
Varlanmak ve uzun ömür. |
|
Pelin, güzel ilahiler duyarak org
görmek |
İş hayatında büyük refah, denizciler
için iyi yolculuk, sevenler için kısmetli evlilik. |
|
Tavus kuşu görmek |
Ticarette ve dostlukta istikrarsızlık;
aşıklar için kibirli, çabuk sinirlenen ve kötü huylu biriyle evlilik. |
|
Birinin sadakatsiz olduğunu rüyasında
görmek |
Tersine çıkan bir rüyadır; o kişi tam
tersi olacaktır. |
Harf
Falı
Harf Falı,
geleceği harfler aracılığıyla tahmin etmeye dayanan, farklı kültürlerde çeşitli
isimler ve yöntemlerle uygulanan kehanet türlerinden biridir. Bu yöntemler
genellikle harfleri bir dizi sembolik eyleme tabi tutarak anlamlı bir cevap
çıkarmayı amaçlar.
Kaynaklarda geçen başlıca Harf Falı
(Jiromansi) yöntemleri ve uygulanış biçimleri şunlardır:
1.
Jiromansi (Dairede Dönerek Fal Bakma)
Bu usulde, falcının fiziksel hareketleri
ve düşüş pozisyonu, kehanetin kaynağı olan harflere yönlendirilir.
- Daire Çizme: Falcı öncelikle yere geniş bir daire
çizer.
- Harflerin Dizilmesi: Alfabenin harfleri bu dairenin
kenarlarına dizilir.
- Dönüş ve Düşme: Falcı dairenin ortasında dönmeye
başlar. Falcının dengesini kaybedip düştüğü zaman, üzerine düştüğü
harfler birleştirilir.
- Yorumlama: Bu birleştirilen harflerden bir takım
anlamlar ve sonuçlar çıkarılmaya çalışılır.
2.
Daktiliomansi (Yüzükle Harf Seçimi)
Bu yöntem, ipe asılı bir nesnenin
hareketleriyle harf seçmeye dayanır.
- Harflerin Serilmesi: Bir masanın üzerine alfabenin
bütün harfleri serilir.
- Yüzüğün Kullanımı: İpe asılı durumdaki bir yüzüğün bu
masa üzerine sıçratılması sağlanır.
- Birleştirme ve Yorum: Yüzüğün üstüne düştüğü harfler
bir araya getirilerek bunlardan yorumlanmaya çalışılan bir takım anlamlar
çıkartılır.
- İlgili Metot (Yüzük Falı): Antik Yunanistan'da
uygulanan benzer bir yöntemde, su dolu bir kabın etrafına alfabenin
harfleri dizilir ve ipe bağlı yüzük sallandırılırdı. Yüzüğün çarptığı
harfler birleştirilerek anlamlı sözcükler kurulmaya çalışılırdı.
3.
Tefromansi (Kül ve Rüzgâr Falı)
Bu metot, harflerin silinme direncini
yorumlamaya dayanır.
- Yazı Yazma: Herhangi bir şeyin üzerine külle
yazı yazılır.
- Rüzgâr Etkisi: Yazı, daha sonra rüzgâra
tutulur.
- Kehanet: Rüzgârın silemediği harflerden
kehanette bulunma yoluna gidilir.
4.
Alektriomansi (Horoz Falı)
Bu eski Yunanlılarda ve Rusya'nın kırsal
kesimlerinde kullanılan bir fal çeşididir.
- Hazırlık: Yere bir daire veya dörtgen
çizilir ve 24 kısma ayrılır.
- Harf ve Buğday: Her kısma bir harf ve
bir buğday tanesi yerleştirilir.
- Horozun Seçimi: Alana bırakılan bir horozun,
yemeye başladığı buğday tanelerinin yer aldığı bölmelerdeki harfler
sırasıyla not edilir.
- Yorumlama: Not edilen bu harfler
birleştirilerek yorumlanır. Bu fal genellikle genç kızlar tarafından koca
bulup bulamayacaklarını merak ederek bakılırdı.
5.
Kur'an Falnameleri ve Harflere Dayalı Tefe'ül
İslam kültürü etkisinde gelişen
falnameler, Kur'an'dan harfler seçerek geleceğe yönelik niyetleri öğrenmeye
odaklanır.
- Abdest ve Niyet: Bu fal için abdest alınır
ve bir niyet tutulur. Fatiha ve İhlâs sureleri okunur.
- Harf Tespiti: Kur'an rastgele açılır ve sağ
sayfadaki yedinci satırın ilk harfi dikkate alınır. Bazen buradan yedi
sayfa daha çevrilir ve yine yedinci satırın ilk harfi alınır.
- Tabir: Tespit edilen bu harfler, önceden
hazırlanmış fal cetvellerinden veya falnamelerden bulunur. Bu harflere
yüklenen anlamlar, genellikle o harfle başlayan Kur'an ayetlerinin
te'viline dayandırılır.
- Örneğin, Arapça harflerden "elif"
gelirse "Hayırdur ve şâzılıkdur" ve "be"
gelirse "Şâzılıkdur ve hayırla ni'met hâsıl olmakdur" şeklinde
yorumlanırdı.
- Tekrar Falı: Aynı harfin üst üste iki kez
gelmesi durumunda yapılan "Fâl-i Tekrâr" yorumları da bulunur.
6.
Niyet Yazılarıyla Fal
Bir niyetin gerçekleşip
gerçekleşmeyeceğini öğrenmek için harfler ve sayılar karmaşık bir düzende
kullanılır.
- Malzemeler: Daha önceden hazırlanmış 171 harf,
9 tane nokta ve çizgi bulunur. Ayrıca, 9 cevabın 20 kez geçtiği bir tablo
mevcuttur.
- İşlem: Kişi aklından herhangi bir harf tutar. Bu
harfin etrafındaki sayılar belli kurallara göre sıralanır.
- Sonuç: Çıkan sayı, o kişinin sorusunun cevabını
aldığına inanılan tabloya yönlendirir.
7.
Mısır Kehanet Tekniği (Zar ve Harf İsimleri)
Antik Mısır kehanetinde, harf adları ve
harf numaraları da sonuçları belirlemede dolaylı rol oynar.
- Gezegen ve İsim: Kehanet sırasında, kişinin isminin
ilk harfinin sayısı, gezegenin sayısı ve haftanın gününün sayısı
toplanarak 30'a bölünür. Elde edilen sonuç, kişinin aşk hayatının
keyfini çıkarıp çıkaramayacağını belirlemek için kullanılır.
- Heliogabalus'un Sihirli Tabletleri: Başka bir
yöntemde, kişi gözleri kapalıyken Tablet No. 1'deki herhangi bir harfin
üzerine parmağını koyar. Ardından Tablet No. 2'deki aynı harfin altında
bulunan sihirli figüre başvurulur ve bu figürün karşılığı olan kehanet
okunur.
Görüldüğü gibi, harf falı yöntemleri,
harfleri doğrudan bir alfabe diziliminde kullanarak, ya da harflere sayısal
değerler atayarak (numeroloji yoluyla) kehanet süreçlerinin ayrılmaz bir
parçası haline getirmiştir.
Şamanizm
Şamanik ritüeller ve gelecek öngörüsü
(kehanet), kaynaklarda Kuzey Amerika, Sibirya, Afrika ve eski Türk inançları
(Şamanizm'den kalma) bağlamlarında geniş bir şekilde ele alınmaktadır. Şamanın
rolü, yalnızca gelecekten haber vermekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal ve
ruhsal dengeyi yeniden kurmak için bir aracı olmaktır.
İşte şamanik ritüeller ve gelecek öngörüsü
hakkında kapsamlı bilgiler:
1.
Şamanın Rolü ve Kehanetin Amacı
Şaman (Kam), geleneksel topluluklarda ruhani
lider, hekim, şifacı, büyücü ve medyum gibi birçok vasfı birleştiren bir
figürdür.
- Aracılık ve Bağlantı: Şaman, görünür ve görünmez
dünyaları birbirine bağlayan iplikler üzerinde yürüme yeteneğine
sahiptir. Temel görevi, ruhlar, atalar ve Tanrılar ile insanlar arasında aracılık
yaparak, topluluk üyelerinin ulaşamadığı kutsal bir alana erişebilmektir.
- Kehanetin Amacı: Kehanet ritüellerinin temel amacı,
toplumsal gerçekliğin sembolik yönetimini ve kontrolünü
sağlamaktır. Şaman, hastayı iyileştirmek, gizli bilgileri ortaya çıkarmak
ve kötü ruhları kovmak için çalışır. Sibirya'daki Şamanizm, her
hastalığı ve sıkıntıyı bir kötü ruhun işi olarak ele alır ve bu
etkileri ayinler yoluyla ortadan kaldırmaya çalışır.
- Gelecek Öngörüsü: Şamanlar, doğa olaylarını
gözlemleyerek geleceği tahmin etme yeteneğine sahip olabilirler. Türk
Şamanları, karşılaştıkları sorunları çözmek için falcılardan yardım
istemişlerdir.
2.
Kehanet Yöntemleri ve Trans Hali
Şamanın kehanet ve iyileştirme gücünün
temeli, değişmiş bilinç durumlarına (trans) girme yeteneğine dayanır.
- Transa Girme Yolları: Şamanın gücü, bilinç
durumunun değiştirilmesine dayanır. Bu durum, genellikle davul çalma,
ilahiler okuma, oruç tutma veya halüsinojenik bitkilerin (peyote,
ojo ampulleri, jimson otu vb.) kullanımıyla sağlanır.
- Davulun Rolü: Davul (tef), şamanik ayinlerde
vazgeçilmez bir araçtır. Düzenli ritmi (dakikada 200 vuruş civarında) beynin
sağ ve sol yarımkürelerini senkronize ederek trans haline geçişi
kolaylaştırır. Davul sesi, bireyi büyüsel bilinç durumlarına bağlar
ve ruhun yolculuk etmesini sağlar.
- Vizyoner Yolculuk: Şaman, bu trans hali sırasında "yolculuk"
(journeying) yaparak sıradan olmayan gerçeklik âlemlerinde bilgi
toplayabilir. Bu yolculuklar, topluluk için bilgi toplama, hastalıkları
iyileştirme veya gelecekteki olaylar hakkında ipuçları getirme
amacı taşır. Yaka şamanları bu yolculuğu, kendilerini orman
çalılıklarına fırlatma veya kulübe çatısına sıçrama gibi coşkulu
davranışlarla gösterir.
3.
Ritüel Araçları ve Sembolik İfadeler
Şamanik kehanet, doğa unsurlarına ve
hayvanlara atfedilen sembolik anlamlarla zenginleştirilmiştir.
- Hayvan Totemleri: Şamanlar, belirli
enerjilerle bağlantı kurmak için hayvan postları veya maskeleri
giyerler. Hayvan imgeleri, normal bilinci aşarak eterik âlemlere uyum
sağlamaya yardımcı olur. Hayvan totemleri veya ruh rehberleri,
rüyalar aracılığıyla insana amaçlarını iletebilir.
- Kemik ve İç Organ Falları: Eski Türklerde,
falcılık için kürek kemiği (scapulimancy) ve diğer kemikler
kullanılırdı. Koyun, sığır, at veya geyik gibi hayvanların kürek
kemiklerine bakarak gelecek okunurdu ("yağrıncı" denirdi). Moğolistan'da
ve diğer bölgelerde kemikler ateşte yakılır ve üzerindeki çatlaklar,
lekeler, benekler ve renkler incelenerek yorumlanırdı.
- Ok ve Yay: Altay Şamanları, dokuz ok
("Yebe") ve yay ("Ya") sembollerini Tanrı'dan
uzatılan şeyler olarak görürlerdi ve yayı fala bakmak ve yağmur
yağdırmak için kullanırlardı.
- Ateş ve Duman (Pyromancy): Türk hakanları
döneminde yakılan ateşin alevlerinin rengi haberlere işaret ederdi
(kırmızı savaş, siyah ölüm). Dumanın rengi ve yönü de kehanette
kullanılırdı (Kapnomansi).
4.
Kehanetin Gelecek Öngörüsüne Dönüşümü
Şamanik gelenek, geleceğin tahmin
edilmesini, kişinin davranış kalıplarını görebilme yeteneğine bağlar.
- Örüntüleri Görme (Prophecy): Gelecek tahminleri yapan
medyumlar, kişinin mevcut bulunduğu noktaya getiren ilişki örüntülerini
görebilme yeteneğine sahiptirler. Kişi aynı davranış kalıplarını
sürdürürse, tahminlerin doğru çıkma yüzdesi yüksek olabilir. Bu, daha
yüksek kehanetin (prophecy) bir parçasıdır.
- Öngörülebilirlik: Rüyalar gibi psişik aktiviteler,
kişinin serbest irade eylemiyle değiştirilebilecek potansiyel bir
geleceğe dair bir bakış sunar. Şamanik ritüeller, kehaneti sabit bir
kader olarak değil, kişinin bilinçli değişiklikler yapabileceği
olasılıklar olarak sunar.
- İçsel Bilgelik: Kehanet (fal), sezgi ve içgörüyü
geliştirmeye yardımcı olarak kişinin içindeki "gizli güç
kaynağıyla" temasa geçmesini sağlar. Bu sayede kişi kendi hayat
yolunun efendisi olabilir.
İsim
Değiştirme
İsim değiştirme eylemi,
nümeroloji (sayı falı), Kabala, astroloji ve geleneksel kehanet sistemlerinde,
bireyin karakterini, kaderini ve yaşam yolculuğunu doğrudan etkileme
potansiyeli taşıyan çok önemli bir eylem olarak kabul edilir.
İsim değiştirmenin amaçları, mekanizmaları
ve bu sürece dair dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda detaylı olarak
sunulmuştur:
1.
İsim Değiştirmenin Amacı ve Numerolojik Mekanizması
Numerolojiye göre, her isim harflerin
sayısal değerlerinden oluşan titreşimsel bir kod taşır. Bu kodun
değiştirilmesi, kişinin hayatına akan enerjiyi yeniden yönlendirir.
Temel Amaçlar
- Kaderi İyileştirme: İsim, kişinin gelişmiş
kişiliğinin bir ifadesi ve başarıya ulaşma anahtarıdır. Numerolojiye
göre, kişi adını değiştirerek yaşam deneyimlerini iyileştirebilir ve
değiştirebilir.
- Uyum (Accord) Sağlama: İsim numarasının,
değiştirilemeyen doğum sayısı (kader sayısı) ile uyumlu (ahenkli)
olması esastır. İsim numarasını değiştirmek, bu uyumu sağlamak veya
geliştirmek için en önemli yoldur.
- İçsel Denge (Ego ve İd): İsim, kişinin görünen
(ego, sessiz harfler) ve görünmeyen (id, sesli harfler)
kişilikleri arasındaki uyumu temsil eder. Uyumsuzluk durumunda, yeni bir
isim, zihinsel durumu iyileştirerek kişinin daha mutlu ve uyumlu
bir birey olmasına yardımcı olabilir.
- Kişisel Nitelikleri Güçlendirme: İsim
değiştirmek, kişinin kendisinde eksik olduğunu düşündüğü veya geliştirmek
istediği yaratıcılık, zenginlik, bilgelik gibi nitelikleri aktive
edebilir.
- Kariyer ve Meslek: Sanatçılar, yazarlar veya
din görevlileri gibi meslek sahipleri, meslekleriyle uyumlu titreşimler
sağlamak ve başarı potansiyellerini artırmak için takma adlar
(pseudonyms) kullanabilirler.
Yöntemler ve Çeşitleri
İsim değişikliği her zaman yasal ve
radikal olmak zorunda değildir; çeşitli şekillerde yapılabilir:
- Tam İsim Değişikliği: Yasal olarak tamamen
yeni bir isim alınması.
- Yazım Değişikliği: Mevcut ismin telaffuzu
aynı kalsa bile, bir harf eklenerek, çıkarılarak veya değiştirilerek
titreşimin değiştirilmesi (en iyi alternatiflerden biri).
- Takma Ad/Kısaltma Kullanımı: Doğum isminden
farklı bir takma ad, kısaltma (örneğin Elizabeth yerine Liz) veya göbek
adı kullanmak. Numerolojiye göre, en çok kullanılan ismin titreşimi
kişinin hayatını en çok etkileyen güce sahiptir.
- Gizli İsim Seçimi: Kişinin kimseye
söylemediği, sadece kendisinin bildiği bir "gizli isim" seçmesi;
bu, aradığı nitelikleri kendine çekmesi için mistik bir yol olarak
görülür.
2.
İsim Değişikliği ve Toplumsal/Karmik Sonuçları
Evlilik
ve Soyadı Değişimi
Evlenen bir kadının kocasının soyadını
alması, numerolojik olarak önemli bir dönüm noktasıdır:
- Karmik Yük: Soyadı (last name), kişinin karmasını
ve genetik ağacının görevini belirler. Kadın evlenip soyadını
değiştirdiğinde, yeni soyadının sayısal ifadesini ve dolayısıyla kaderini
etkileyen gezegeni değiştirir ve kocasının ailesinin karmasını miras
alır.
- Psikolojik Dönüşüm: Soyadı değişikliği,
kadının yaşamındaki değişiklikleri yansıtır ve kişinin farklı bir
insana dönüşmesine neden olabilir.
Kader
ve İlahi İrade Tartışması
İsim değiştirme eylemi, kişinin kendi
kaderini belirleme iradesini vurgulasa da, bazı mistik görüşler bu konuda
ihtiyatlıdır:
- Kaderi Manipüle Edememe: Bazı görüşlere
göre, ismimizi değiştirerek kaderimizi manipüle edemeyiz. Tam tersine, kaderin
gerçekleşebilmesi için ismin değişmesi gerekebilir; isim değişikliği
bir neden değil, kaderin bir sonucudur.
- Ego ve Risk: Şöhret veya zenginlik gibi ego
güdümlü amaçlarla isim değiştirmek, beklenenin tam tersi sonuçlar
doğurabilir veya negatif karma yaratabilir. Keyfi bir isim
değişikliği, kişinin hayat performansını büyük bir kolaylık ve neşeden, trajedi,
talihsizlik ve kargaşa dolu bir duruma taşıyan vahim bir hata
olabilir.
3.
İsim Değiştirme Sürecinde Tavsiyeler
İsim değiştirmenin etkileri karmaşık
olduğundan, bu süreçte dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır:
- Uzman Danışmanlığı: Bu tür değişiklikler karmaşık
sonuçlar yaratabileceğinden, bir uzman numerolog/astrolog ile
çalışmak ve nihai değişiklikten önce kapsamlı bir analiz yapmak önerilir.
- Uyum Analizi: Yeni isminizin numarasının, Doğum
Yolu, Kader, Ruh ve Olgunluk sayıları gibi mevcut temel
numaralarınızla uyumlu olduğundan emin olun.
- Zamanlama: İsim değişikliğini, yeni başlangıçları
temsil eden 1 döngüsü veya değişimi temsil eden 5 döngüsü
gibi uğurlu bir zamanda gerçekleştirmek faydalı olabilir.
- Yavaş Etki: Yeni ismin titreşimlerinin kişiliği
etkilemesi birkaç ay ile üç yıl arasında sürebilir; tam etkinin
görülmesi ise beş ila dokuz yıl sürebilir.
- Uygulama: Yeni ismin titreşimlerini aktive etmek için
ismin günlük hayatta tam olarak benimsenmesi ve kullanılması (imza,
hesaplar, e-posta, sosyal medya dahil) ve duygusal olarak isme
bağlanılması gereklidir.
- İslami Perspektiften İsim: İslam geleneğinde, ismin
kader üzerindeki etkisi nedeniyle Hz. Muhammed'in kötü ve uğursuz
isimleri değiştirdiği (tetayyur'u engellemek için) ve iyi isimleri
tercih ettiği bilinmektedir. Kötü isimlerin bazen kadere tevafuk ederek
kişiye uğursuzluk ve zarar getirebileceği inancı mevcuttur.
Mistik
Dünya ve Gelecek Öngörüleri
Mistik Dünya ve Gelecek Öngörüleri
konusu, kaynaklarınızda hem kadim uygarlıkların kehanet yöntemleri hem de
modern psikolojinin ve fiziğin ezoterik sistemlere bakışı çerçevesinde geniş
bir şekilde ele alınmıştır. İnsanoğlunun bilinmeyeni anlama ve geleceğini
öğrenme arzusunun temel bir merak olduğu ve bu amaçla binlerce yıldır çeşitli
yöntemlere başvurulduğu görülmektedir.
I.
Kehanetin Tanımı, Kapsamı ve Tarihsel Kökeni
Kehanet (Divination), bireyin
geleceği, kaderi ve talihi hakkında bilgi edinmek amacıyla çeşitli metotlar
kullanılarak yapılan bir kehanet türü olarak tanımlanır.
- Evrensellik ve Tarih: Geleceği tahmin etme
çabası insanlık tarihi kadar eskidir. Falcılık, dinin ve hekimliğin
tamamlayıcı bir bölümü olarak rahipler tarafından yürütülmüştür. Mısır,
Babil, Çin ve Kalde gibi antik çağlarda astroloji ve el falı gibi metotlar
uygulanmıştır.
- Kehanet ve Kapsamı: Batı'da gelecekten haber
vermede Latince mantika veya Grekçe manteia (kehanet)
kökünden gelen kelimeler kullanılır. Bakıcılık ve kehanet,
faldan daha kapsamlıdır ve özel birtakım yeteneklerle veya ruhlar
(cinler) vasıtasıyla gelecekten haber alma çalışması yönüyle faldan
ayrılır.
- Sosyal Rol: Tarih boyunca krallar ve üst
düzey yöneticiler (örneğin Roma İmparatoru Justinianus, Osmanlı
Padişahları) geleceği öğrenmek için kâhinlere ve müneccimlere
başvurmuştur. Falcılar, müşterilerine teselli ve iç rahatlığı sağlayarak
bir sosyal-ruhi supap görevi görmüşlerdir.
II.
Gelecek Öngörülerinin Mekanizmaları ve Zaman Kavramı
Mistik dünya görüşüne göre, geleceği bilme
yeteneği, zamanın ve gerçekliğin bilinen fiziksel sınırlarının ötesine geçişle
ilişkilidir.
A.
Zamanın Doğası ve Kaderin Değişebilirliği
- Geleceğin Önceden Var Olması: Bazı post-Einstein
alimleri, Görelilik Teorisi'ni ileri taşıyarak zamanın ebedi bir
şimdiki zaman olduğuna veya geleceğin zaten var olduğuna
inanmaktadır. Kadim alimler, özellikle erken Çin alimleri, geleceğin
önceden görülebileceğini ve doğru tahmin edilebileceğini kabul
etmişlerdir.
- İkiz Zaman Akışı: El falı teorisine göre, ellerimizde
zamanın doğrudan geçişi (şimdi-gelecek) ve ters zaman akışı (gelecekten
geçmişe) mevcuttur. Gelecekten geçmişe yönelen bu akış sayesinde, önceden
belirlenmiş olayları bilmek ve gerekirse onları değiştirmek veya
ortadan kaldırmak mümkündür.
- Kader ve Özgür İrade: Kehanet, genellikle
değiştirilemeyecek sabit bir kaderi veya belirlenmiş bir sonucu göstermez.
Tarot ve I Ching gibi yöntemler, ne olmasının muhtemel olduğunu ve
kişinin kendi seçimleri ve sorumluluğu inkar edilmediği sürece
davranışların ve olayların potansiyel seyrini ortaya çıkarabilir.
B.
Mistik Bilgi Kaynakları (Psişik Alanlar)
Gelecek öngörüsü, kişinin fiziksel
duyularının ötesindeki psişik yetenekler ve alanlarla bağlantı kurmasına
dayanır.
- Yüksek Akıl ve Ruh Dünyası: En doğru
kehanetler, kaynağı manevi dünyada olan ilhamlar veya vahiyler
aracılığıyla alınır. Bazı mistikler, sözlerin, insanlığın omuzlarının
yakınında oturan "İlahi Varlıktan" geldiğine inanır.
Mistik, gizli bilgeliği (mystico) aktarabilen kişidir.
- Bilinçaltı ve Rüyalar: Rüyalar (Oneiromancy),
geleceğe dair vizyonlar edinmenin en eski yöntemlerinden biridir. Rüyalar,
beynin mevcut kaygılara dayanarak gelecekteki olasılıkları simüle etme
yeteneğinin doğal bir sonucudur. Bilinçaltı düşüncemiz, bir olaydan aylar
önce bile, olayın nedenleri ve sonuçları hakkında bizi uyarmaya başlar.
- Sezgi ve Bilinmezlik: Sezgi çizgisine sahip
insanlar, gelecekteki olayları yüksek bir olasılıkla tahmin
edebilirler. Falcılık süreci, bilinçaltı ile bilinç arasında bir bağlantı
kurar ve bilincinden gizlenen fırsatları ortaya çıkarır. Tibet Budizmine
göre, bilinmeyen, bilgeliğin kapılarını açan şeydir.
- Başkasının Gözüyle Görme: Sibylline
Kâhinleri ve Nostradamus gibi bazı kâhinler, bilginin, ruhların gökyüzünün
altındaki havada süzülerek Tanrı'nın takdir ettiği şeyleri
görebilmeleri yoluyla kendilerine ulaştırıldığını iddia etmişlerdir.
III.
Başlıca Kehanet Yöntemleri
Geleceği öngörme çabası, farklı kültür ve
coğrafyalarda sayısız teknikle kendini göstermiştir. Bu teknikler genellikle "mancy"
ekiyle (kehanet anlamına gelen Grekçe manteia'dan türemiştir)
isimlendirilir.
A.
Astroloji ve Yıldız İlmi (İlm-i Nücum)
- Astroloji, gök cisimlerinin yerlerini ve
hareketlerini izleyerek gelecekteki olayları tahmin etmeye çalışan bir
ilim dalıdır. Osmanlı'da bu işle uğraşanlara müneccim denirdi.
- Çin Astrolojisi: Her yıl bir burçla (hayvan)
temsil edilir ve bu, kişinin karakterini, talihini ve gelecekteki yıllarda
karşılaşabileceği durumları açıklar. Gelecek yılların hepsinin başında
bütün burçlar için geçerli genel bilgiler verilir.
- Yıldıznâmeler: Yıldızların bir kişinin
kaderini etkilediği, talihin yıldızlar tarafından belirlendiği inancına
dayanır. Yıldıznâmeler, kişinin fiziksel özellikleri, hastalıkları ve ne
zaman ölüm tehlikesi geçireceği gibi konularda bilgiler içerir.
B.
Mistik Objeler ve Vizyon
- Tarot ve İskambil: Tarot, arketiplerle dolu
78 kartlık bir destedir. Tarot'un kehanet gücü, kartların ardındaki simya,
psikoloji, astroloji ve numeroloji ile olan sembolik bağlantılarından
gelir. İskambil kâğıtlarının da Mısır Tarotu'ndan geldiği düşünülmektedir.
- Kristal Küre ve Scrying: Kristal küreye
bakma (Crystallomancy) veya yansıyan parlak bir yüzeye odaklanma (Scrying)
en eski kehanet biçimlerindendir ve M.Ö. 3000 yılına kadar uzanır. Bu,
uyanıkken rüya görmeyi andırır ve olan ya da olacak olayları
bildirdiğine inanılır.
- Su Falı (Hydromancy): Su dolu bir kaba
bakılarak vizyon görme veya suya yağ dökülerek şekillerin yorumlanması
(Lecanomancy) gibi çeşitli usulleri vardır.
C.
Doğa ve Vücut Esaslı Yöntemler
- Melhemeler: Ay veya Güneş tutulması,
yıldırım, dolu, deprem gibi tabiat olaylarından hareketle
gelecekteki gelişmelerden haber vermeyi amaçlayan kehanet içerikli
türlerdir. Melhemeler, genellikle büyük savaşlar, kıtlık ve felaketler
gibi olumsuz öngörüler içerir.
- Rüya Yorumu (Oneiromancy): Uyku esnasında
zihinde beliren imge ve şekiller yorumlanır. Rüyalar, eski çağlardan beri
önem taşımış ve yorumu hayatın önemli olaylarında rol oynamıştır (örneğin
Yusuf'un rüyası).
- El Falı (Chiromancy): Eldeki çizgilerin
(kader, akıl, hayat çizgileri) ve tepelerin, kişinin karakteri, sağlığı ve
gelecekteki olaylar üzerindeki etkisinin tahmin edilmesidir. Mars
tepesinden başlayan kader çizgisi, zorlukların üstesinden gelebilecek bir
kudrete işaret eder.
- Kemik Falları: Eski Türklerde, koyunun kürek
kemiğine (İlm-i Ketf / Scapulimancy) bakılarak çizgiler, lekeler ve
benekler incelenir ve gelecek yorumlanırdı. Bu, Türk kültüründe geniş bir
alana yayılmış bir fal bakma yöntemidir.
- Doğa Olaylarından Kehanet: Rüzgârın esişi
(Aeromansi), bulut oluşumları (Nephelomancy), ateş ve meşale alevlerinin
(Linkomansi, Pyromancy) incelenmesi ve gül yaprağının sesinden yorum
çıkarma (Filloromansi) gibi doğa temelli birçok yöntem kullanılmıştır.
Afrika'da
Falın (Kehanetin) Kapsamı ve Rolü
Afrika kıtasındaki çeşitli topluluklar
arasında fal, büyü ve ritüeller, binlerce yıldır varlığını sürdüren, karmaşık
ve hayati öneme sahip sistemler bütünüdür. Bu uygulamalar, bireysel
talihsizliklerin nedenlerini tespit etmeyi ve toplumsal dengeyi yeniden kurmayı
amaçlar.
İşte kaynaklarınızda Afrika büyüleri,
falları ve diğer ritüeller hakkında yer alan kapsamlı bilgiler:
I.
Afrika'da Falın (Kehanetin) Kapsamı ve Rolü
Afrika kehanet sistemleri, Burkino Faso,
Kenya, Madagaskar, Sierra Leone, Güney Afrika (Zulu), Sudan, Togo, Uganda ve
Zaire (Yaka, Luba, Chokwe) gibi Sahra Altı Afrika kültürlerinin yanı sıra Fas
(Batı Afrika) ve Zulu (Güney Afrika) gibi daha modern görünümlü halkların
geleneklerinde de yaygındır.
Temel Rol ve Amaç:
- Bilgi Edinme: Afrika kehanetinin birincil amacı,
olayların gerçek nedenlerini bilmek ve eyleme geçmeden önce ilgili
tüm bilgileri ortaya çıkarmaktır. Fal, görünüşlerin ardındaki başka bir
bilgi kaynağına ulaşma yoludur.
- Toplumsal Denge: Kehanet, bir sosyal sistemin yönetici
normlarını sürdürme aracıdır. Aynı zamanda yasal sistemlerin ve siyasi
yapıların uygulanmasında ve doğrulanmasında önemli bir rol oynar.
- Tıbbi Tanı ve Şifa: Kehanet, sıklıkla fiziksel
rahatsızlıkları tedavi etmeye ve hastalıklarla mücadele etmeye odaklanır.
Geleneksel tanı ve tedavi yöntemlerinin incelenmesine yardımcı olabilir.
II.
Falcılar (Kâhinler) ve Ritüel Durumları
Afrika'da falcılar ve medyumlar genellikle
nganga veya inyanga (Zulu'da) olarak adlandırılır ve hekimlik,
şifacılık ve büyücülük gibi işlerle uğraşarak bir tür din adamı görevi
görürler.
A.
Kâhin Olma ve Trans Ritüelleri
- Zulu: Falcı (inyanga) olma durumu, atalar (Amatongo
veya Itongo) tarafından etkilenme (affected by the Itongo)
yoluyla başlar. Kişi başlangıçta hassaslaşır ve yiyecek konusunda seçici
olur. Falcılar, net ve dürüst rüyalar görmelerini sağlamak için impepo
(beyaz bitki) kullanır ve başlarının altına koyarlar.
- Yaka (Zaire): Medyumik kehanet (ngoombu),
genellikle matrilineal (ana soyu) geçişli kalıtsal bir musibetle
tetiklenir. Adayın hastalığı ve trans durumu (değişmiş bilinç
hali), kişinin bilme ve gizleneni algılama yeteneğini güçlendirir. Transa
geçiş, davul sesleri, şarkılar, oruç tutma, duyusal yoksunluk ve halüsinojenik
bitkiler (peyote, jimson otu veya bazı mantar türleri) kullanılarak
sağlanabilir.
- Bilinç Değişikliği: Zulu inançlarında, içsel görüşün "donukluğunu"
(dimness) gidermek için siyah impepo kusmaya neden olan bir
ilaç olarak kullanılır, ardından aydınlanmayı teşvik etmek için
beyaz ilaçlar ve fedakarlıklar yapılır.
B.
Ritüel Alanının Liminalitesi (Sınır Durumu)
Kehanet olayı, normal aktiviteden
ayrılmasını sağlamak için zaman ve mekân açısından sınırlanır.
- Zaman Kısıtlamaları: Madagaskar'da kehanet
asla geceleri gerçekleşmezken, Azande'de ise günün sıcağında fal bakılmaz.
- Mekân Kısıtlamaları: Ritüeller genellikle
köyün kenarı, yol kavşağı veya orman sınırı gibi ortak işaretlenmiş
alanların sınırlarında gerçekleşir. Yaka falcıları öldüğünde, köyü
çeşitli etkinlik alanlarına bağlayan bir yol kavşağına gömülürler.
- Sembolik Farklılıklar: Afrika kehanet
sistemlerinde, genellikle kötü özelliklerle ilişkilendirilen sol elin
bilinçli olarak kullanılması (sağ elin mutlak yasak olduğu kültürlerde)
kehanetin sınırlı/özel durumunu belirlemeye yardımcı olur.
III.
Önemli Fal (Kehanet) Yöntemleri
Afrika kehanet sistemlerinde çok çeşitli
teknikler kullanılır, bazıları endemik, bazıları ise Arap ve İslami
sistemlerden (örneğin sikidy) etkilenmiştir.
A.
Hayvan ve Doğa Temelli Fallar (Zoomancy)
Hayvanlar, kehanet aparatlarının bir
parçası olarak, ruhi dünyalar arasında iletişim kurmayı kolaylaştıran özel
duyusal yetenekleri ve bilgelikleri nedeniyle kullanılırlar.
- Kaplumbağa Falı: Günümüzde Afrika'nın birçok yerinde
uygulanmaktadır. Kasai yerlileri, kaplumbağa kabuğuna soruları
yazar, ateşe atar ve kabuk yanıp kırılmaya başladığında şekillere göre
yorum yaparlardı. Kaplumbağalar aynı zamanda bilgelikleri nedeniyle
Nijerya'da da kehanetle ilişkilendirilir.
- Çakal/Tilki Falı (Dogon): Batı Afrika'daki Dogon
kabilesi, gece çölde dolaşan çakalların veya tilkilerin kumdaki
fıstıkları yerken bıraktıkları pati izlerini yorumlayarak kehanette
bulunur.
- Yengeç Falı: Bazı Afrika bölgelerinde büyücüler, ıslak
kum dolu bir kapta dolaşan bir yengecin bıraktığı izleri
yorumlayarak fal bakarlar.
- Örümcek Falı (Kaka Tikar): Kamerun'daki Kaka Tikar,
örümceğin yuvasının yanına yerleştirilen özel işaretli tahta kartların
arasında gezinmesini izleyerek fal bakar, çünkü örümceğin atalara yakın
olduğuna inanılır.
- Kertenkele (Chameleon): Bukalemun, Senufo falcıları
tarafından kullanılan bir motiftir ve genellikle ikizleri temsil eden çift
bantlı yüzüklerde yer alır.
- Kuşlar: Kuşların uçuş yönleri (Ornithomancy) ve
seslerinden anlam çıkarma, Roma ve Yunanlılarla birlikte Mısır ve
Mezopotamya'daki uygarlıklarda da görülmüştür. Kâhinler, kuşların
hareketlerinden hareketle dini ve dünyevi kararlar çıkarırdı.
B.
Obje ve Vücut Temelli Fallar
- Kemik ve İç Organ Falları (Osteomancy /
Hepatoscopy): Kurban edilen hayvanların, özellikle koyunun kürek
kemiği (scapulimancy veya ilmü’l-ketf), iç organları
(özellikle karaciğer, safra kesesi, bağırsaklar) incelenerek fal
bakılmıştır. Güney Afrika'da Zulu'lar zarla veya hayvan kemikleriyle (amatambo)
fal bakarlar.
- Luba Gourd (Mboko): Luba ve Songye
falcıları, içine küçük aletler, hayvan kemikleri, tohumlar ve minyatür
ahşap figürler konularak hazırlanan mboko adlı su kabağını
sallar ve yüzeye çıkan objelerin düzenini yorumlar.
- Yaka Yarık Davul (Slit-Drum): Yaka
falcıları, n-kooku adı verilen oyuk davul kullanır; davulun ritmik
sesi, ataların sesini aktararak kehanet mesajlarını iletir.
C.
Geleceği Etkileme Amaçlı Büyü ve Tılsım Uygulamaları
Afrika'da büyü ve sihir işleri çok
yaygındır. Büyü (wanga), kötü niyetli olabilir (kara büyü) veya koruma
amaçlı (ak büyü) olabilir.
- Zulu Ritüelleri (Aktif Büyü): Güney
Afrika'da Zulu kabilesi, kızgın kömür üzerine su dökerek fırtınayı
önleyen aktif büyüye başvurur.
- Büyücülük Malzemeleri: Büyücülükte
kullanılan malzemeler arasında hayvanların iç organları, vücut kısımları
(saç, tırnak gibi) ve muskalar bulunur. Zulu'lar, sorcer'ların (mulozi)
kurbanlarını yok etmek için kurbanlarının saç veya tırnağı gibi vücut
parçalarını veya cilde değen eşyalarını aldıklarına inanır.
- Tütsü (Lebanomancy): Tütsü (Lebanomansi),
hastalıkları iyileştirme tekniklerinde de kullanılmaktadır. Bu işin
uzmanları olarak genellikle zenci kadınlar (Godya)
görülmüştür.
- Koruyucu Tılsımlar: Fas ve Yeni Zelanda
yerlileri gibi halkların gelenekleri arasında kristal küreye bakarak
vizyon görme usulleri bulunur. Tılsımlar, zehirli hayvan sokmalarına,
nazara ve hastalıklara karşı koruma sağlamak için hayvan parçaları (ayı
pençesi, yılan boynuzu, kurt dişi, balık vb.) kullanılarak yapılır.
- Kötülük Kovma: Zaire'deki Bena Lulua'nın
ayrıntılı inisiyasyon törenlerinde, ölüm ve yeniden doğuş sembolleri
hakimdir. Zulu'lar, hastalığı veya uğursuzluğu uzaklaştırmak için bazen koç
kurban ederler ve kurbanın kanı etrafa serpilerek kötü ruhları kovar.
Falcılık
Ve Kehanet Gibi Uygulamalarda "Şeytanın Etkisi"
Falcılık ve kehanet gibi uygulamalarda
"şeytanın etkisi" (diabolizm/satanizm), özellikle Hristiyanlık ve
İslamiyet gibi tektanrılı dinlerin bakış açılarından yola çıkarak kaynaklarda
hem teolojik hem de psikolojik/sosyal bir olgu olarak genişçe yer almaktadır.
İşte falcılıkta şeytanın rolüne ve
etkisine dair kaynaklardan çıkarılabilecek kapsamlı bilgiler:
I.
Teolojik ve Okült Yaklaşım: Şeytani Köken
Özellikle Hristiyanlık ve İslamiyet gibi
büyük dinler falcılık, sihirbazlık ve kehânet gibi eylemleri kesin bir dille
yasaklamış ve bunların kaynağını doğrudan şeytan ile ilişkilendirmiştir.
A.
Fal ve Kehanetin Şeytan İşi Olması (İslamiyet ve Hristiyanlık)
- İslamiyet'teki Yasaklama: Kur'an-ı Kerim,
fal okları (ezlâm) ile kısmet arama, içki ve kumar gibi eylemleri "şeytan
işi birer pislik" olarak vasıflandırarak şiddetle yasaklamıştır.
Fal, içki, kumar ve putlarla aynı kategoriye konularak, bu davranışların İslam'ın
temel akideleriyle bağdaşmadığı vurgulanmıştır.
- Hristiyanlık'taki Kınama: Erken dönem Kilise
otoriteleri, özellikle Augustine, falcılığın şeytani kökenli
olduğunu savunmuştur. Augustine, pagan tanrılarının boş putlar olduğunu,
dolayısıyla kehanet yoluyla elde edilen herhangi bir bilginin şeytanla
örtülü bir anlaşmaya dayandığını iddia etmiştir.
- Cehennem Kavramı: Falcılık, insanı helak
eden yedi büyük günahtan biri olan sihir ile ilişkilendirilmiştir.
Falcılık, Allah'a şirk koşmak anlamına geldiği ve insanların
kaderine hükmettikleri inancını taşıdığı için, yapanlar ve yaptıranlar
bile bile kendilerini ateşe atmış ve cennette yerleri olmayan kâfirler
sınıfına katılmışlardır. Tibet astrolojisinde dahi, Akrep burcunda gizli
olan olumsuzlukların, dünya zevklerine aşırı düşkünlük yüzünden insanın cehennem
kavramıyla ilgisi olduğu düşünülmüştür.
B.
Şeytanların Bilgi Kaynağı Olarak Rolü
Kehânetin ve falın bir kısmının, doğrudan cin
ve şeytanların ruhları ile temas kurmak suretiyle meydana geldiğine
inanılmıştır.
- Kulak Hırsızlığı: İslam inancına göre, melekler gökte
kaza ve hükmolunan bazı şeyleri kendi aralarında görüşürken, şeytanlar
kulak hırsızlığı yapar, işittiklerini kâhinlere gizlice ulaştırır
ve bu haberlere yüzlerce yalan eklerler. Bu durumun, vahyin
nüzulünün başlangıcında, vahye şüphe düşürmemek için şahaplarla (ateş
parçaları) engellendiği belirtilmiştir.
- Cinlerin Yardımı: Kehânetin, özel birtakım
yeteneklerle ve cinler vasıtasıyla gelecekten haber alma çalışması
yönüyle faldan ayrıldığı ifade edilmiştir. Cahiliye döneminde, putların
içinde "Hatif" denilen cinlerin olduğuna ve
bunların kâhinlerle konuşup gökte olup bitenleri haber verdiklerine
inanılırdı.
- Tarot Sembolizmi: Tarot kartlarında yer alan Şeytan
(The Devil) kartı, okültizmde kötülüğün dehasını veya kötülük
dehasını tasvir eder ve cinsel tutkuyu sembolize eder. Bu kart,
gölge, kötülük, depresyon, ışığın kararması ve sert uyumsuzluk gibi
kavramları temsil eder. Şeytan kartının ters çıkması, kötülük için
kaderi ve körlüğü ifade eder.
C.
Şeytani Anlaşma ve Zarar Verme
Falcılık ve sihrin, insanları günaha sevk
ederek onlara zarar vermesi temel bir temadır.
- Hastalık ve Cinayet: Erken şamanik inançlara
göre, her hastalık, vücuda giren kötü bir ruhun neden olduğu bir
durumdur ve sadece sihirle dışarı atılabilir. Fal ve büyü, cinayetlere,
intiharlara, aile kavgalarına ve huzursuzluğa neden olan şeytanın fiilleri
olarak nitelendirilmiştir.
- Yasak Sanatlar: Orta Çağ'da, el falı da
dâhil olmak üzere kehanet biçimleri, Katolik Kilisesi tarafından
pagan bir hurafe olarak bastırılmış ve diabolizmle
ilişkilendirilmiştir. Falcılık, büyücülükle birlikte yedi "yasak
sanattan" biri olarak kabul edilmiştir. Bu işlerle uğraşanlar
Hristiyan cemaatinden ayrı duran kafirler olarak görülmüşlerdir.
- Sihir ve Şeytanlar: Kur'an'da belirtildiği
üzere, sihir yapanlar kâfir olmuşlardır; şeytanlar kendi
uydurmaları olan sihir ile insanlara öğretmiş ve kâfirler sınıfına
katılmışlardır.
II.
Psikolojik ve Sosyal Etkiler: Aldatma Mekanizması
Kaynaklar, falcıların kehaneti nasıl
kullandıklarını ve şeytan figürünün, falcının müşterileri manipüle etmesi için
psikolojik bir araç olarak nasıl işlediğini de açıklar.
- Aldatma ve Subjektiflik: Falcılar, pratik zekâlı,
telkin gücü yüksek ve dilbaz kişilerdir. Müşterilerinin zayıf
yönlerini yakalayarak ve onlara ferahlatıcı haberler vererek
onları kullanma yoluna gitmişlerdir. Şeytan figürünün Hristiyan
folklorunda "aptallar" olarak temsil edilmesi, falcının aldatma
yeteneğiyle ilişkilendirilmiştir.
- İstenmeyen Sonuçlar: Ters Merkür durumu, kişinin
sinsi, çıkarcı, yalancı ve hatta hırsız olabileceğine, tatlı
sözlerle çevresindekileri kandırabileceğine ve bu durumun karmasını
etkileyerek ruhun tekrar bedenlenmesini gerektirebileceğine işaret eder.
Tibet astrolojisinde, Akrep burcunun aşırı duygulara ve zevklere
düşkünlüğü teşvik ederek ruhun cehennemi dünyadayken tatmasına
neden olabileceği belirtilir.
- Kişilik Çözümlemesi: El falında Ay Tepesi
üzerindeki işaretler, kişinin hayal, kendini beğenmişlik veya aşırı
duygusal hayal gücü gibi şeylere eğilimini gösterir. Ay Dağında
bulunan haç işareti, hayal ve kendini beğenmişliğe işaret eder.
Fazla gelişmiş Ay Tepesi'nin olmadığı durumlar ise hoppalık, gösterişli
şeylerden zevk alma, maddiyatçılık ve manevi ilgisizliği gösterir.
- Okültizmde Şeytanın İfadesi: Tarot'ta Şeytan kartı, dünyevi
gücü ve kudreti deviren kaderi sembolize eden Yıldırım Çarpması kartı
(Kule) ile yakından ilişkilidir. Bazı kaynaklar, Satürn'ün ters konumunun,
harita sahibinin iradesizliği ve korkaklığı temsil ettiğini
ve bu durumun yaşamda başarıyı güçleştirdiğini belirtmiştir.
Evlilikte
İki Kişi Arasındaki Uyumun Olup Olmadığını Tespit Etmek
Evlilikte iki kişi arasındaki uyumun olup
olmadığını tespit etmek, kadim kehanet sistemlerinin merkezinde yer alan hayati
bir konudur. Kaynaklarınız, bu uyumu ölçmek için çeşitli yöntemler sunmaktadır;
bunlar arasında Çin Astrolojisi (Hayvan Burçları), Numeroloji (Sayı ve İsim
Uyumları) ve El Falı (Avuç İçi Çizgileri) öne çıkmaktadır.
İşte uyumun çözümlenmesi ve buna dair
örneklemeler:
I.
Çin Astrolojisine Göre Burç Uyumları
Çin'de, bir çiftin evlenmesinden önce burçları,
etkenleri ve değiştirici faktörleri saatlerce incelenir. Evliliğin başarılı
olması için yeterli uyumlu etkinin bulunmaması durumunda, çiftin evlenmesine
izin verilmemesi muhtemeldir.
A.
Uyumlu Burç Kombinasyonlarından Örnekler (Sevgi ve Ahenk)
Çin burçları (Yıllık Burçlar), karakter
özelliklerinin yanı sıra, partnerlerin birbirleriyle nasıl anlaşacağını da
belirler:
Burç |
Uyumlu Olduğu Partnerler |
Gerekçe ve Sonuç |
Fare |
Yabanöküzü, Ejderha, Maymun, Köpek,
Domuz |
Yabanöküzü'nün gücü sayesinde Fare
güvende olur ve ömür boyu sadık kalır; bu tam anlamıyla mutlu bir ilişkidir.
Fare, Ejderha'ya hayran olur, onu över ve ilişki başarıyla devam edebilir.
Fare, Maymun'a hayran kalır ve onun sayesinde yükselebilir; bu eşsiz bir aşk
olabilir. |
Yabanöküzü |
Fare, Yılan, Horoz |
Yabanöküzü ve Yılan, yuvaya önem
verdikleri için iyi anlaşır; Yılan, kararları Yabanöküzü'ne bırakacaktır.
Horoz, Yabanöküzü'ne pırıltılı kişiliğiyle neşe ve canlılık katarken,
Yabanöküzü de huzur ve güven verir. |
Kaplan |
At, Ejderha, Köpek |
Kaplan ve At, macera ve heyecan arayışı
nedeniyle birbirine yakışır; At, Kaplan'a hayran olur ve birbirlerine destek
olurlar. Kaplan ve Köpek birbirini tamamlar; Köpek, en güç durumlarda bile
Kaplan'ı bırakmaz. |
Kedi |
Koyun, At, Domuz, Köpek |
Kedi, duygulu ve güzelliklere önem veren
Koyun ile çok mutlu olabilir. Canlı At ile iyi anlaşır, zira Kedi kadını,
At'ın dolaşıp yine eve döneceğini bilir. |
Ejderha |
Fare, Yılan, Maymun |
Ejderha ve Yılan, zevkli ve şiddetli bir
aşka dönüşebilir; Yılan, Ejderha'ya her şeyiyle destek olur. Maymun,
Ejderha'nın idealidir ve Maymun kadını ile Ejderha erkeği ideal bir çift
oluşturabilir. |
Köpek |
Kaplan, At, Domuz, Köpek |
Köpek ve Domuz, dürüstlük, iyi niyet ve
karşılıklı saygı sayesinde birbirlerini çok iyi anlar; bu ilişki mutluluk
getirebilir. |
Koyun |
Kedi, At, Domuz |
Koyun ve At iyi anlaşır, çünkü ikisi de
dostluğa düşkündür ve bu ilişki uzun ömürlü olabilir. |
B.
Uyumsuz Burç Kombinasyonlarından Örnekler (Anlaşmazlık ve Zorluk)
Uyumsuzluk, evliliğin huzurunu kaçıracak
sorunlara, tartışmalara ve hatta ayrılıklara yol açabilir:
Burç |
Uyumsuz Olduğu Partnerler |
Gerekçe ve Sonuç |
Fare |
At, Yılan, Kedi |
At bencildir ve Fare'nin duygularını
anlamaz. Yılan, akıl ve bilgi bakımından üstündür ve eninde sonunda Fare'yi
mahvedecektir. Kedi, Fare'yi yutar ve ezer. |
Yabanöküzü |
Kaplan, At, Koyun, Maymun |
Kaplan, Yabanöküzü'nü yaralamaya kalkar
ve bu sevgi yürümez. Bencil At tam anlamıyla bağımsızdır ve Yabanöküzü'nün
yaşamını sıkıcı bulur. Maymun, Yabanöküzü için gerçek tehlikedir ve
onu mutsuz edecektir. |
Kaplan |
Yabanöküzü, Yılan, Maymun, Kedi |
Kaplan ve Yabanöküzü anlaşamaz;
Yabanöküzü Kaplan'ı yavaş yavaş öldürecektir. Maymun, Kaplan'ı kandırmaktan
ve aldatmaktan hoşlanır; bu büyük hayal kırıklığına yol açar. |
Kedi |
Kaplan, Horoz, Fare |
Kedi, yoğun hislere ve tehlikelere
düşkün olan Kaplan için ideal âşık değildir. Horoz, övünmeye meyillidir ve
Kedi'nin rahat yaşamına uygun değildir. |
Ejderha |
Yabanöküzü, At, Koyun, Köpek |
At, bencildir ve Ejderha kısa süre sonra
sıkılıp onu ortada bırakabilir. Köpek, gerçekçidir ve Ejderha'nın
yeteneklerini anlamayacaktır. Koyun, Ejderha'yı anlayamaz ve büyük işlerin
insanı değildir. |
Yılan |
Kaplan, Koyun, Domuz |
Kaplan, Yılan'ın hayatını cehenneme
çevirecek güçtedir ve Yılan ondan uzak durmalıdır. Koyun, Yılan'ın değerini
anlamaz ve Yılan'ın parasına düşkündür. Domuz, Yılan kadar güçlü değildir ve
Yılan, Domuz'u emrine alıp hareketlerini kısıtlayacaktır. |
At |
Fare, Yabanöküzü, Yılan, Maymun |
Fare, At'ın bencilliğine dayanamaz.
Yabanöküzü, At'ın bağımsızlığını elinden almaya kalkar. Maymun, At'ın
duygularıyla oyalanıp sonra onu bırakacaktır. |
II.
Numeroloji ve İsim Uyumları
Numeroloji, harflerin sayısal değerlerini
ve gezegensel etkileri kullanarak iki kişi arasındaki ahengi ve uyumu tespit
etmeyi amaçlar.
A.
Kader ve İsim Sayılarının Uyumu
İlişkinin temeli, ortakların bireysel
titreşimlerinin (sayılarının) birbirini desteklemesine bağlıdır.
- Zıt Kutuplar: En güçlü ilişkiler, tek ve
çift sayı kombinasyonlarında olduğu gibi, zıt, tamamlayıcı
enerjilere sahip olanlar arasında oluşur; bu durum yaratıcı güç ve
denge getirir.
- Ahenk Grupları: Aynı concord (ahenk) grubuna
ait olanlar (örneğin 2, 4, 6, 8 veya 1, 3, 5, 7, 9) arasındaki evlilikler soğuk,
duygusallıktan uzak ve konforludur; genellikle dostluk yasasına
dayanır. Bu tür evliliklerde büyük duygu iniş çıkışları yaşanmaz, ancak
bazen eksik bir şeyler olduğu hissiyle huzursuzluk duyulabilir.
- Uyumsuz Kutuplar: Kişilik veya ruh
titreşimlerinin zıt olması, uyumsuzluk yasası anlamına gelir; bu
evlilikler, eşlerin birbirinden farklı konularla ilgilenmesi nedeniyle,
genellikle çekişme ve çatışmalarla dolu olur.
B.
Hurufat Cetveli Yöntemi (İsim Karşılaştırması)
Geleneksel fal sistemlerinde, iki kişi
arasında sevgi ve muhabbetin olup olmadığını anlamak için Hurufat
Cetveli kullanılır.
- Uygulama: Her iki kişinin isminin
harflerinin sayısal değerleri bulunur, toplanır ve bu toplamdan dokuzar
çıkartılır.
- Yorum: Kalan sayının cetveldeki karşılığına
bakılarak "galip" (sevgi ve muhabbette üstün) veya "mağlup"
(yenik düşen) gibi ifadelerle sonuç kısa ve öz bir şekilde belirtilir.
III.
El Falına Göre Evlilik Uyumunun Tespiti
El falı (Chiromancy), avuç içindeki
çizgilerin ve işaretlerin evlilik hayatının niteliği, süresi ve olası sorunları
hakkında bilgi verdiğini iddia eder.
A.
Evlilik Çizgisi (Merkür Tepesi)
Evlilik çizgisi (Gönül İlişkileri
Çizgisi), serçe parmağının altında, elin dış kenarında Kalp çizgisi ile serçe
parmağı arasında paralel olarak yer alır.
- Uyumlu Evlilik İşaretleri:
- Tek ve Derin Çizgi: Mutlu bir evliliğin
işaretidir.
- Yukarı Kıvrılma: Çizginin ucunun yukarı
doğru kıvrılması çok güzel bir evliliğe işaret eder; bu kişiler
maddi şartlar ne olursa olsun mutlu olmayı bilirler.
- Güneş Tepesine Uzama: Çizginin Güneş
(Apollon) tepesine uzanması, evlilik hayatında para bakımından refahın
habercisidir.
- Kare İşareti: Evlilik çizgisindeki kare
işareti sağlam bir eşe ve iyi bir evliliğe işaret sayılır.
- Uyumsuzluk ve Ayrılık İşaretleri:
- Çatal Şeklinde Bitme: Çizginin çatal
şeklinde bitmesi boşanmaya işaret eder. Çatalsız olarak aşağı
inmesi de aynı anlama gelebilir.
- Kıvrımlı Çizgi: Aldanmaya, aldatmayla
gelebilecek bir ayrılığa veya zihinsel düzeyde başka biriyle olma
fantezisine yatkınlığı gösterir.
- Kalp Çizgisine Değme: Çizginin kalp
çizgisine değmesi, bu insanın evlilik hayatında pek mutlu
olamayacağına işaret sayılmıştır.
B.
Kalp Çizgisi ve Sevgideki Karakter Uyumları
Kalp çizgisi, kişinin duygusal
derinliğini, sadakatini ve ilişkilerden beklentisini yansıtır:
- Kıskançlık ve Sadakatsizlik İşaretleri: Kalp
çizgisinin Mars Tepesi'nin ortasında bitmesi veya o yöne doğru
düşmesi, kıskançlık, şüphe, aldatma veya duygusal karışıklık gibi
sorunlara işaret eder. Özellikle Ay Tepesi'nde son bulan Kalp çizgisi,
kıskançlık duygusunu patolojiye kadar şiddetlendirebilir (eşini
öldürme eğilimi dahil).
- Bağlılık ve Kararlılık: Kalp çizgisinin akıl
çizgisiyle hemen hemen yan yana ve paralel ilerlemesi, kişinin hem
iş hem de his hayatında ne istediğini çok iyi bildiğini ve her iki alanda
da son derece kararlı olduğunu gösterir.
- Evliliğe Engel Olan İşaretler: Venüs
Tepesi'ndeki Venüs Hilali (ya da Venüs Halkası), insanı evlenmekten
alıkoyabilir. Bu kişiler evliliğe fazla ihtiyaç duymazlar ve evlenmeleri
genellikle çevre baskısıyla olur.
IV.
Örnek Kehanet Yorumları (Book of Fate)
Bazı kehanet yöntemleri, evlilik niyeti
sorulduğunda genel tavsiyeler sunar:
- Mutluluk Tavsiyeleri:
- "Bu birliktelik gerçek mutluluğa yol
açacaktır".
- "Sadece erdemli olmak mutluluk için
gereklidir".
- "Sadece erdem ve ihtiyat için çabala, o
zaman evliliğin mutlu olacaktır".
- "Karşılıklı hoşgörü, evlilik mutluluğunun
en güçlü bağıdır".
- "Sevdiğiniz kişinin sevgisi sizden
başkasına verilmeyecektir".
- "Bu birliği geciktirmeyin, aksi takdirde
mutluluğunuz gecikecektir".
- Partner Hakkında Öngörüler (Kadınlar İçin):
- "Kocanız bilgili, iyi huylu ve açık tenli
olacaktır".
- "Saygın bir adam sizinle evlenecek".
- "Eşinizle birlikte zenginlikten çok,
sağlam erdem ve ihtiyat deposu için çabalayın".
- Uyarılar:
- "Eşiniz sadık kalacaktır, eğer ihmalkâr
olmazsanız".
- "Sadece sevdiğiniz kişi değil, sizi
yüceltebileceğine inandığınız biriyle evlenmelisiniz".
"Tılsım"
(Talisman) ve "Muska" (Amulet)
"Tılsım" (Talisman) ve
"Muska" (Amulet) kelimeleri, farklı amaçlar için büyülü enerjilerle
donatılmış nesneleri tanımlar ve kadim kültürlerde, korunma, iyileştirme ve
geleceği yönlendirme amacıyla yaygın olarak kullanılmıştır.
Kaynaklar, bu iki terimi genellikle
birbirinin yerine kullansa da, aralarındaki temel farkı belirtmektedir:
- Tılsım (Talisman): Arapça tilsam kökünden gelir
ve bir nesneye, belirli bir amaca ulaşmak (iyi şans getirme, sevgi
sağlama, zenginlik elde etme) için büyülü enerjilerle yüklenmesi
(kutsanması) anlamına gelir. Tılsım, genellikle yıldızların, unsurların ve
sayıların özelliklerinden faydalanılarak düzenlenmiş şekiller ve yazılar
içerir.
- Muska (Amulet): Latince amolior ("kovmak,
defetmek") kelimesinden türemiştir ve temel işlevi, taşıyıcısını kötülükten
ve zarardan korumaktır.
I.
Tılsımların Amacı ve Fonksiyonları
Tılsım ve muskalar, sadece bireysel kaderi
etkilemekle kalmayıp, toplumsal yaşamı ve fiziki çevreyi korumak için de
kullanılmıştır.
A.
Korunma Amaçlı Tılsımlar (Muska Fonksiyonu)
Tılsımların en yaygın kullanımı, taşıyanı
veya bulunduğu mekânı her türlü felaket ve zararlı etkenden korumaktır.
- Doğaüstü ve Kötü Enerjilerden Korunma: Kötüyü
uzaklaştırıcı bir özelliğe sahip olduğu düşünülür. Şeytani güçlerin
saldırılarını etkisiz hâle getirmek.
- Hastalık ve Afetlerden Korunma: Veba (taun),
sıtma (humma), sara hastalığı gibi hastalıklardan korunmak ve
ağrısız doğum yapmak.
- Hayvan ve Haşerattan Korunma: Yılan, çıyan, akrep,
kurt gibi zehirli ve tehlikeli hayvanların zararlarından korunmak.
Şehirlerde ve saraylarda sinek, karınca, sıçan, karga ve leylek gibi
zararlıların girmesini engellemek için de tılsımlar yapılmıştır. Örneğin,
İstanbul Altımermer'de sivrisineğin asla şehre girememesi için
tunçtan kara sinek resmi yapıldığı iddia edilen tılsımlar vardı.
- Savaş ve Tehlikelerden Korunma: Düşman şerrinden
korunmak. Tılsımlı gömlekler, padişahların ve şehzadelerin savaş
zamanında kendilerini türlü belalardan korumak için giydiği ve üzerinde
koruma duaları ile vefkler bulunan giysilerdir.
- Nazar ve Kem Göz: Nazar değmesine karşı koruyucu bir
tılsım olarak kullanılır ve bu amaçla tavşan tüyü, mercandan
yapılmış muska, boncuk taşı ya da yılan kemiği
kullanılabilir.
B.
Faydalanma Amaçlı Tılsımlar (Talisman Fonksiyonu)
Bu tılsımlar, kişinin hayatına olumlu
etkiler çekmek veya belirli hedeflere ulaşmak için hazırlanır.
- Bolluk ve Bereket: İş hayatında bol kazanç ve refah
getirdiğine inanılır. Özellikle çekirge tılsımının çiftçilikle
uğraşanlara bol ürün getirdiğine inanılırdı.
- Aşk ve Cinsellik: Cinsel iktidarsızlığa, kısırlığa
karşı keçi boynuzu ve balık tılsımı kullanılırdı. Çocuksuz kadınlar
için yalnız oğul ağacı altında kucaklama ritüeli yapılırdı.
- Deniz ve Avcılık: Denizcileri kazalara karşı korumak
için Yunus tılsımı. Balık avının bereketli olması için tılsımlar
yapılırdı.
- Hazine ve Kayıp Eşya: Definelerin bulunmasını önlemek
veya çalınan şeyleri bulmak için. Eski kaynaklara göre, tılsım, gömülen
değerli şeylerin (mücevher, para) bulunmaması için okunan dualar ve
şekiller olup, yaklaşana ejderha veya korkunç bir zenci
görünerek korku vereceğine inanılırdı.
II.
Tılsımların Yapılışı ve Çeşitleri
Tılsımlar, tabiat ürünleri, insan yapımı
objeler ve yazılı metinler olmak üzere geniş bir yelpazede karşımıza çıkar.
A.
Hayvan ve Bitki Temelli Tılsımlar
Hayvanlar, organları veya figürleri
aracılığıyla tılsım gücünü aktarır.
- Postlar ve Organlar: Kötü ruhlardan korunmak
için yengeç kıskaçları, kurt dişleri, ayı pençesi, kaplumbağa
kabuğu, geyik derisi ve deve yünü kullanılır.
- Hayvan Figürleri: Antik çağlarda şehirleri
korumak için sütunlar üzerine zararından korunulmak istenen hayvanın
sureti kazınırdı. Bokböceği (Skarabe) tılsımı, Eski Mısır'da
kutsal olup, yaratılışı, erkeklik gücünü ve ölümsüzlüğü temsil eden en
eski tılsımlardandır. Japonların en gözde uğuru Neko (Kedi) tılsımı
şans ve zenginlik getirir.
- Bitkiler: Üzerlik otu (nazara karşı
yakılır), sarımsak (vampirlerden ve gece ağlayan bebeklerden
koruma), defne (bereket ve kötü ruhlardan koruma).
B.
Yazılı ve Sayısal Tılsımlar (Muskalar)
Yazılı tılsımlar, harflerin, sayıların ve
duaların gücünden yararlanır.
- Muskalar (Tumar): Kötü unsurlardan korunmak
amacıyla hazırlanan ilahi objelerdir. Uygur Türklerinde, geyik derisiyle
kaplanan muskanın kuvvetinin arttığına inanılırdı.
- Vefk ve Cifr: Yıldızların, unsurların ve sayıların
hassalarından faydalanılarak düzenlenen birtakım şekiller ve yazılar muska
olarak taşınırdı.
- Tılsımlı Gömlekler: Dualar, sureler ve geometrik
şekiller ile donatılmış, savaştan ve beladan koruyucu nitelikteki
giysilerdir.
C.
Maddi Nesneler ve Ritüel Aletleri
Fal bakma ve büyü işlemlerinde kullanılan
araçlar da tılsım niteliği taşır.
- Tütsü (Lebanomansi): Tütsü dumanından anlam çıkarma ve
hastalıkları iyileştirme tekniklerinde kullanılır.
- Kurşun Dökme (Molibdomansi): Eritilmiş kurşunun suya
atılarak aldığı şekillerin yorumlanması ve kötü varlıkların korkutulup
kaçırılması amacıyla kullanılır.
III.
Tılsımların Bozulması ve Etkisini Kaybetmesi
Tılsımın etkisi mutlak ve sonsuz
değildir; çeşitli yollarla bozulabilir veya ortadan kalkabilir.
- Fiziksel Yıkım: Tılsım yapılan sütunların
yıkılması (deprem veya kasıtlı olarak) genellikle tılsımın bozulmasına
yol açmıştır. Örneğin, İstanbul'da vebaya karşı tılsımlı olan sütunun
yıkılmasıyla şehirde veba salgını başlamıştır.
- Dini Değişim: Hz. Muhammed'in doğduğu
gece, İstanbul'daki deniz ve kara tılsımları da dahil olmak üzere pek
çok tılsım yerle bir olmuş ve etkilerini kaybetmiştir.
- Yasakların İhlali: Mısır'daki Zuveyle
Kapısı'ndaki tılsım, kötülük yapmak isteyenlerin girmesini engellerken,
Melik Kamil'in bir eşkiyayı öldürmek maksadıyla kapıdan atıyla geçmek
istemesi üzerine, kapıdaki taşta koyun kurban edilmesiyle tılsım
bozulmuştur.
- Görülme: Bazı tılsımların insan gözüyle
görülmesi sonucunda sihrinin bozulduğuna inanılırdı.
- Gizliliğin Bozulması: Uygur kast büyüsünde, kastın
başkaları tarafından bilinmesi durumunda gücünü kaybedeceğine
inanılırdı.
IV.
Tılsımların Eski Türk Kültüründeki Karşılıkları
Eski Türk inançlarında "tılsım"
kelimesi doğrudan kullanılmasa da, benzer fonksiyonlara sahip objeler ve
ritüeller mevcuttu.
- Bügü: Türkçe'deki "büyü" kelimesi gibi,
tılsım anlamını da içeren sihir kelimesinin Eski Türkçedeki
karşılığıdır.
- Monçuk: Hayvanları korumak için hayvanın boynuna
takılan aslan tırnağı veya muska gibi uğurluklardır.
- Yada Taşı (Yağmur Taşı): Eski Türk kamlarının havayı
kontrol etme (kar, yağmur, rüzgâr getirme) gücüne sahip olduğu inanılan
sihirli taştır. Yada taşının dışsallık, uzaklık ve gizem
anlamlarını içerdiği belirtilir.
- Koruyucu İnanışlar: Türklerde, kötü ruhlardan
(cin/yel/kovuç) korunmak için üzerlik otu ve öd ağacı ile tütsüleme
yapılırdı. Göz değmesine karşı "kösgük" ve "abakı"
adlı korkuluklar dikilirdi.
Tılsımlı
Sözler
Tılsımlı sözler, ezoterik sistemlerde,
falcılıkta, büyüde ve dini ritüellerde belirli bir amaca ulaşmak; bir sonucu
tahmin etmek, bir durumu değiştirmek, bir kişiyi etkilemek, kötülükten korunmak
veya şifa sağlamak için kullanılan, enerji yüklü, ritmik veya ritüelistik
ifadeler, dualar ve efsunlardır.
Kaynaklarda bu tılsımlı sözlerin kullanım
alanları ve örnekleri geniş bir yelpazede ele alınmıştır:
I.
Mistik ve Ezoterik Disiplinlerde Tılsımlı Sözlerin Rolü
Tılsımlı sözler, evrenin ve insan ruhunun
gizli yönlerine erişim sağlamak amacıyla kullanılır.
- Evrensel Güç: Sözün yaratıcı, koruyucu, iyileştirici,
kötülüğü kovan ve hatta ölüm getirebilen tartışılmaz bir gücü olduğuna
dair inançlar mevcuttur.
- Enerji Yönlendirme: İnsan enerjisi belirli zamanlarda
bedenden çıkar, yükselir ve olacakları görebilir; bu enerji, Altıncı
His olarak bedene geri döner. Tılsımlı sözler, bu enerjiyi yönlendiren
şifreler olarak kabul edilir.
- Gezegensel Güç Çağırma: Babil hava tanrısı Ellil'e
hitaben yapılan çağrıda, Ellil'in kaderin efendisi olduğu ve
ölümlülere krallık bahşeden tanrı olduğu belirtilerek, tılsımın
kutsal güçle yüklenmesi istenir. Benzer şekilde, dolunay sırasında yapılan
bir tılsımda, Ay’a "Levanah'a selam olsun" sözleriyle yardım
istenir.
- Rünik Güç: Rünik ritüellerde, sözcük ve ifadelerin,
tekrar yoluyla zaman ve mekan boyunca yankı taşıdığı ve bu sayede
odaklanma ve niyet oluşturma sağladığı belirtilir. Başarı ve zafere
ulaşmak için rünik mantralar söylenir: "Hız bende fetheder!
Sovilo'nun (Güneşin) yol gösterici gücü beni başarıdan başarıya
götürür".
II.
Şifa, Korunma ve İyileştirme Amaçlı Sözler
Manevi veya fiziksel rahatsızlıkları
gidermek için kullanılan sözler, genellikle hastalığı bedenden kovma veya ilahi
yardımı çağırma şeklindedir.
- İyileştirme Duaları (Rukye): Hoşlanılmayan
veya kötü bir durumla karşılaşıldığında okunması tavsiye edilen dua şudur:
"Allahım! Hayrı
ancak sen verebilirsin, kötülükleri de ancak sen defedebilirsin. (İbadet,
çalışma, korunma vs. için muhtaç olduğumuz) güç ve kuvvet de ancak
sendendir".
- Ateş Efsunları (Şamanik/Çingene): Ateşin
gücünü kullanarak kötülüğü uzaklaştırma amaçlanır: "Yedi kötü ruh, yedi hastalık / tarlaya
geliniz, / Yanınız, yanınız, ey ateş / Tatlı çocuğu yok
edersiniz".
- Hastalık ve Ağrı Efsunları: Çingeneler,
diyalog kurarak hastalığı vücuttan atmayı amaçlayan sözler kullanır.
Örneğin, gözdeki ağrıyı ayaklara, oradan toprağa ve nihayetinde ölüme
gönderme amaçlı efsunlar mevcuttur: "Duy yakha hin mange / Duy punra
hin mange / Dukh andral yakha / Ja andre punra / Ja andral pçuva / Andro
meriben".
- Büyü ve Zehirden Korunma: Özellikle
Sarımsak, Antik Yunanlılar ve Türkler arasında kötülükten korunmak için
güçlü bir tılsım olarak görülürdü. Büyü ve zehirden korunmak için yüksek
sesle "Sarımsak!" diye bağırmanın bile yeterli olduğuna
inanılırdı.
- Hayvanları Koruma: Çingeneler, hayvanları
hırsızlıktan veya hastalıktan korumak için ritüeller sırasında dualar
okurlardı: "Ey hırsız, gitme, / Daha uzağa gelme! / Ellerin ve
ayakların çürüyecek / Eğer bu hayvanı alırsan!".
- Mülk Tılsımı: Domuzları hırsızlardan korumak
için söylenilen sözler: "Bu senindir, / Bize gelme / Ne yapabilirsem
onu sana veririm / Ey Yer Ruhu, duy / Hırsızın gitmesine izin verme".
III.
Kehanet ve Niyet Tespiti İçin Sözler
Tılsımlı sözler, belirsiz bir durum
hakkında bilgi edinmek veya istenen sonucu garanti altına almak için kehanet
metinlerinde doğrudan yorum olarak da yer alır.
A.
Fal Kitaplarından Çıkarılan Sözler (Kehanet Cümleleri)
- Olumlu Fal Metinleri (Irk Bitig): Eski Uygur fal
kitabı Irk Bitig'de falın sonucu kısa ve kesin ifadelerle
bildirilir: "Belə bilin ki, yaxşıdır" veya "Belə
bilin ki, çox yaxşıdır". Örneğin, "Adam Tanrının qonağı
olmuş [Ona] yaxınlaşmış, ondan şans istəmiş: [O da] vermiş. Ağılında
ilxı olsun, ömrün uzun olsun".
- Olumsuz Fal Metinleri (Irk Bitig): Kötü sonuçlar da
net ifadelerle sunulur: "Belə bilin ki, pisdir (yablak
ol)" veya "çox pisdir (an͡yıg yablak ol)".
- Kader Kitabı (The Book of Fate): Bu kitapta, belirli
bir soruya yanıt olarak doğrudan öğütler ve öngörüler verilir: "Hırsız
en sonunda tespit edilecektir". "Sevgiline bağlılık ve
sadakat göster, karşılığını göreceksin". "Planlarınızı
açık, ihtiyatlı ve dürüstçe yapın". "Maden ve toprağa
gömülü olan gümüş ve altın, görüş alanınızdan sonsuza dek gizlenecektir".
- Kur'an Falnameleri: Bu sistemde, Kur'an'dan rastgele
açılan ayetlerin ilk harfleri veya yedinci satırları yorumlanır. Harflerin
karşılıkları şiirsel metinlerle açıklanır: "Eğer elif gelse: Te'vil 'Hayırdur ve
şâzılıkdur'". Harflerden olumsuza işaret edenler (örneğin lâmelif)
tavsiye içerir: "İşleri teşvîş olmakdur ve zahmet çekmekdür ve
tevbe ve istiğfârdur".
B.
Aşk ve Evlilik Niyeti Sözleri
- Rüya Görme Büyüsü: Gelecekteki eşi rüyada
görmek için yatarken okunan şiirler: "Azize Agnes bana dost ol, /
Senden istediğim hediye için; / Bu gece kocamı görmeme izin ver—".
Bu tılsım sırasında niyetin kimseye söylenmemesi ve sol tarafa yatılması
gerekir.
- Niyet Manileri: Hıdrellez gibi törenlerde
maniler eşliğinde küpün içinden eşyalar çekilir; mani, çekilen eşyanın
sahibinin niyetinin cevabı olur. Bu maniler arasında aşk, kısmet ve baht
temalı dizeler yaygındır.
IV.
Tılsımlı Sözlerin İslami Değerlendirmesi
İslami literatürde, fal ve kehanet büyük
ölçüde yasaklansa da, Fe'l adı verilen "güzel sözle hayra
yorma" (tefe'ül) uygulaması teşvik edilmiştir.
- Hz. Muhammed salla'llâhu aleyhi ve sellem'in, bir iş için
yola çıktığında "Yâ râşid (doğru yolda olan) yâ necîh
(muradına eren)" gibi ifadeleri duymaktan hoşlandığı rivayet
edilmiştir. Bu sözler, duaya ve nezakete dayalı temenni cümleleri olarak
kabul edilir.
- Hz. Peygamber, hoşuna giden bir kelime işittiğinde,
"Senin uğurunu kendi ağzından işittik" buyurarak, duyulan güzel
sözün hayra yorulmasını tavsiye etmiştir.
- Kur'an'dan fal tutmak (Fâl-i Kur'ân) ise, bu
"güzel sözle hayra yorma" geleneğine dayanır ve uygulamaya
başlarken abdest alınması ve dualar okunması gerekir. Falnamelerin başında
daima "Gaybı ancak Allah bilir" hükmü kaydedilir.
Uzaktan
Etkileme (Veya Uzaktan Algılama)
Uzaktan etkileme (veya uzaktan
algılama), kehanet ve ezoterik bilimlerin temelini oluşturan, bir kişinin
bilinci, bilinçaltı veya enerji gücü aracılığıyla fiziksel mesafeye
bakılmaksızın diğer bir kişiyi, nesneyi veya durumu etkileme veya ondan bilgi
alma yeteneğidir.
Kaynaklarınız, bu olgunun hem kadim okült
sistemlerdeki inanışlarını hem de modern psişik/bilimsel araştırmalar
çerçevesindeki mekanizmalarını detaylıca açıklamaktadır:
I.
Uzaktan İletişim ve Algılama (Telepati ve Uzak Görüş)
Uzaktan iletişim, genellikle telepati
veya uzak görüş (remote viewing) terimleriyle açıklanır ve temelinde
zihinsel enerji ve bilinçaltının evrensel bağlantısı yatar.
A.
Telepatinin Mekanizması ve Kaynağı
- Tanım ve Köken: Telepati, dışarıdan herhangi bir
yardım almadan zihinler arasında düşünce, duygu veya vizyon transferi veya
farkındalık sağlamaktır. Bu terim, "uzaktan hissetmek" anlamına
gelen Grekçe tele ve pathe kelimelerinden türetilmiştir.
- Bilinçaltı Bağlantı: Bilinçaltının uzaydaki tüm
noktalarla mükemmel bir bağlantıya sahip olduğu düşünülür. Bu yasa,
telepatinin temelini oluşturur ve kişinin gerçek Öğretmeniyle
temasa geçmesini sağlar.
- Enerji Transferi: Bir kişi bir telefon numarasını
bulmak için çabalarken, aradığı arkadaşının enerjisiyle kendi enerjisi
arasında telepati kurulabilir ve bu, arkadaşının onu aramasını
sağlayabilir. Bu, enerji dalgasının olayları görmesi ve hisler yoluyla
bedene yansıtmasıdır.
- Hassasiyet: Alıcı ve gönderici arasındaki kişisel bağ
ne kadar güçlüyse, telepatik olayların o kadar açık ve sık
gerçekleşeceğine inanılır.
B.
Uzak Görüş (Remote Viewing/Sensing)
- Tanım: Uzak görüş, binlerce kilometre uzaktaki veya
normal algının dışında olan kaynaklardan bilgi alma ve nesnelerin görsel
imgelerini algılama yeteneğidir.
- Bilimsel Araştırmalar: Amerikalı bilim insanları,
uzaktan izleme (remote viewing) yeteneğinin, insanların zihinsel süreçler
sayesinde, sıradan algıya kapalı kaynaklardan bilgi alması olduğunu
araştırmışlardır. Stanford Araştırma Enstitüsü'nde yapılan kontrollü
deneylerde, deneklerin binlerce kilometre uzaktaki topoğrafik ve
mühendislik nesnelerini başarıyla tanımlayabildikleri görülmüştür.
- Zamanın Ötesinde Algı: Bu yetenek sadece mekânı değil,
aynı zamanda kronolojiyi de aşar: kişi, uzak geçmişten ve hatta
gelecekten bilgi edinebilir.
II.
Nesneler Üzerinde Uzaktan Etkileme (Telekinezi ve Beyin Gücü)
Telekinezi (veya Psikokinezi), nesneleri
sadece zihinsel enerji ve düşünce gücüyle hareket ettirme yeteneği olup, büyü
ve kehanetin de temelini oluşturur.
A.
Mekanizma ve Fiziksel Temeller
- Telekinezinin Tanımı: Telekinezi, uzaktan
hareket anlamına gelen antik Yunanca kelimelerden türemiştir ve
düşünce veya vücut enerjisi kullanılarak nesnelerin hareket ettirilmesi,
şeklinin değiştirilmesi veya taşınmasıdır.
- Enerji Yapısının Değişimi: Bir teoriye göre,
kişinin zihninden gelen enerji yoğunlaşması, odaklanılan nesnenin enerji
yapısını değiştirir. Nesne, gönderilen enerji desenlerine göre yeniden
şekillenir (bükülme veya havada süzülme gibi).
- Ters Yerçekimi Alanları: İnsan beyni, ters
vektör yönelimli manyetik ve yerçekimi alanları yaratma yeteneğine
sahiptir. Bu yetenek, ışık hızından onlarca kat daha hızlı hareket
edebilecek uzay gemilerinin inşası gibi bilim kurgu görünen olasılıkları
bile gerçek kılabilir.
- Gözlemlenen Etkiler: Bazı durumlarda, ahşap
yığınlarının elektrikli testereye göre daha hızlı bir şekilde, muazzam
bir enerji ile avuç içi darbesiyle kırıldığı gözlemlenmiştir. Avuç içi
kenarının kullanılmasıyla güçlü, kontrollü ve dar yönlü ters yerçekimi
alanı oluşturulur.
B.
Ritüeller ve Uygulamalar
- Mantra Yoga: Mantra Yoga felsefesine göre,
yogilerin sihirli sözcükleri (mantra), belirli titreşimlere sahiptir. Bu
titreşimleri sürekli yineleyerek evreni belirli bir şekilde etkilemek,
hatta bir cismi yerinden oynatmak veya oluşturmak mümkündür.
- Büyüsel Etki: Büyücülerin bazı nesneleri
havada uçurduğu (küp, post, teneke) anlatılmıştır. Ural-Altay Şamanları
ise yay (Ya) sembollerini fal bakmak ve yağmur yağdırmak
için kullanırlardı.
- Sempatik Büyü: Bu yöntemde, bir kişi uzaktan
etkilemek veya zarar vermek istediği kişinin temsili bir figürünü yapar ve
bu figüre iğne veya ok saplar. Bu, uzaktaki şeylerin gizli bir sempati
ile birbirini etkilediği inancına dayanır.
III.
Uzaktan Bilgi Alma Araçları ve Yöntemleri
Gelecek öngörüsü için kullanılan araçlar
(aksesuarlar), kullanıcının farkında olmadığı bilgileri ortaya çıkarmasına
yardımcı olur.
A.
Sarkaç ve Dowsing (Su Aramacılık)
- Sarkaç (Pendulum): Sarkaç, kehanet için kullanılan
nesnelerdendir. Sorulan soruların cevabını kişinin kendi bilinçaltı
zihni aracılığıyla evrensel enerjiden aldığı düşünülür. Sarkaç,
harflerle çevrili bir daire üzerinde sallanarak anlamlı cevaplar
oluşturabilir.
- Biyo-Geribildirim: Dowsing (su arama) çubukları veya
sarkaç, operatörün vücudunun algıladığı ancak bilinçli olarak fark
etmediği elektromanyetik alan değişikliklerini (örneğin yer altındaki su,
petrol veya kayıp nesneler) gösteren bir biyo-geribildirim göstergesi
görevi görür.
- Haritalı Dowsing: Bu yöntemle, kayıp bir kişi veya
nesnenin yeri coğrafi bir harita üzerinde sarkaç veya çubuklar yardımıyla
tespit edilebilir.
B.
Aynalar ve Kristaller
- Kristal Küre/Ayna Falı (Scrying):
Falcı, parlak bir yüzeye (ayna, kristal küre, su dolu kap) dikkatle
bakarak transa geçer ve gördüğü görüntüleri yorumlar. Bu süreç, uyanıkken
rüya görmeyi andırır.
- Ruhla Görme: Bazı yaklaşımlarda kâhin, bu
görüntüyü sıradan görme ile değil, ruhla görür. Rusya'da, rezonatör
görevi görebilecek bir bardak veya kavanozu kulağa tutarak uzaktan gelen
seslerin ve cümlelerin yakalanabileceğine inanılırdı.
IV.
Modern Bilim ve Uzaktan Etkileme
El falı ve modern psikolojinin keşifleri,
beynin uzaktan etkileme yeteneğini elektromanyetik ve manyeto-yerçekimsel
alanlarla ilişkilendirir.
- Elektromanyetik
Alanlar (EMF): İnsan vücudu elektromanyetik alanlara karşı son derece hassastır.
Dowsing (biolocating) yapanlar, hidrojenden gelen rezonansa (1,420 MHz)
karşı 0,01 mikroV/m'nin çok altındaki bir hassasiyetle tepki verebilirler.
Vücut, Dünya'nın ve yapay enerjileri toplayan bir anten görevi
görür.
- Beyin
Dalgaları:
Dünya'nın doğal enerji bantlarının, insan beyninin dalga frekanslarıyla
aynı olduğu tespit edilmiştir.
- İmprint
(Enerji Aktarımı): Günlük hayatta insanlar tanıştıkları kişilerle enerji
alışverişinde bulunurlar; bu enerji yayılımı imprint olarak
adlandırılır.
Hipnoz
(Hipnotizma)
Hipnoz (Hipnotizma), kaynaklarınızda hem
eski kehanet ve büyü pratiklerinin bir parçası olarak hem de modern psikolojik
bilimlerin sezgisel yetenekleri geliştirmek için kullandığı bir yöntem olarak
ele alınmaktadır.
Hipnozun temel tanımı ve mekanizması
şunlardır:
I.
Tanım ve Tarihsel Kökenler
Hipnoz, zihinsel gücün sağlıklı etkilerini
araştıran ve bunun temellerini ilk kez fark eden Friedrich Anton Mesmer
(Mesmerizm) ile ilişkilendirilir.
- Mesmerizm: Mesmer, görünmeyen bir manyetik
gücün hipnoz yapan kişinin gözlerinden, ellerinden, hareketlerinden ve
yoğunlaşmış düşünce kalıplarından yayıldığına inanmıştır. Bu manyetik
gücün akışkan olduğu ve insan sinir sistemi tarafından çekildiği
düşünülüyordu.
- Telkinin Gücü: Mesmer başlangıçta
mıknatıslarla çalışmış, ancak daha sonra hastaları mıknatıs olmadan
iyileştirebildiğini görmüştür. İyileşmenin, aslında hipnoz altındaki telkin
gücü sayesinde gerçekleştiği, mıknatısların gücüyle olmadığı
belirtilmiştir.
- Mesmer, kendi vücudundan gelen yaşam gücünün
iyileştirici enerjiyi hastalara aktardığına inanıyordu. Bazıları Mesmer'i
gerçek psişik güçleri olmayan, gösterişli bir şovmen olarak görse de, bu
suçlama büyük olasılıkla haklıydı.
II.
Bilinç Durumu, Sezgi ve Bilinçaltı
Hipnoz, bilinçli düşüncenin ötesindeki
yeteneklere erişimi sağlayan bir yöntem olarak kabul edilir.
- Sezgisel Yeteneklerin Gelişimi: Hipnoz,
insanda sezgisel yeteneklerin (intuitive faculties) var olduğunu ve
bunların patolojik bir durumun indüksiyonu yoluyla geliştirildiğini
gösteren tanınmış bir örnektir.
- Bilinçaltına Erişim: Hipnozun gücü ve
kapsamı, zihni yeni, yüksek farkındalık seviyelerine ulaştırabilir.
Hipnotik durum, bireye "burada ve şimdiden" kaçma özgürlüğü
veren yeterince derin bir düzeye sürüklenmesine izin verir.
- Ruhani Güçler: Hipnoz durumunda, trans,
durugörü (clairvoyance), uzaktan görme, duyuların dönüşümü ve bir zamanlar
"Büyüsel Güç" olarak adlandırılan diğer tezahürlerin
ortaya çıktığı belirtilmiştir.
- Medyumluk ve Astral Dünya: Bazı kehanet
yöntemleri (psikometri), kişinin kendini hipnotize ederek astral
dünya ile bağlantı kurmasını ve kahve telvesi, yumurta akı veya su gibi
nesnelerde astral görüntüler görmesini içerir.
- Uzaktan Hissetme: Hipnotizma, eski fascinatores'ların
veya modern mesmeristlerin ortaya çıkardığından çok daha büyük harikaları
ortaya çıkarmıştır.
III.
Hipnozun Uygulanışı ve Etkileri
Hipnoz uygulaması, bireysel kontrol ve
bilinçaltı tepkilerle yakından ilişkilidir.
- Öz-Hipnoz: Tüm hipnozun aslında öz-hipnoz olduğu
kabul edilir; yani, kişi hipnoz yapanın söylediklerinin kendisini
etkilemesine kendi isteğiyle izin verir. Birey, eğer süreçten zevk
almıyorsa her zaman durma seçeneğine sahiptir.
- Fiziksel Tepkiler: Klinik hipnoz uygulayıcıları,
hastaları test ederken bilinçaltı tarafından kontrol edilen bir kas
tepkisi olan ideomotor kas tepkisini (genellikle bir parmak tepkisi)
kullanırlar.
- Uzak Hafıza (Past Life Recall): Hipnoz teknikleri,
kişinin kendini veya başkalarını güvenli ve kolay bir şekilde hipnotize
etmesine ve geçmiş yaşamlara gerileme veya uzak hafızayı
(far memory) uyandırma yoluyla bilgi edinmesine olanak tanır.
- Büyüsel Yöntemler: Eski Törensel Büyü, hipnoz için tılsımlar
gibi okült güce sahip olduğu varsayılan bahaneleri kullanırken, aktif büyü
yöntemlerinde ise hipnotizma gibi yöntemlerle karşıdaki kişinin
zihnine ve vücuduna hükmetme şeklinde etkili güç kullanıldığı iddia
edilir.
- Tedavi Amaçları: Hipnoz, sigarayı bırakmak, migreni
kontrol etmek veya ruh rehberleriyle iletişim kurmak gibi çeşitli amaçlar
için kullanılabilir. Mesmer'in kliniği, rahatlama ve iyileştirme için
müzik, resim ve çiçekler gibi unsurları kullanmıştır.
Mistik
Sistemlerde Cinsel Büyüler
Mistik sistemlerde cinsel büyüler,
hem bir kişinin duygusal olarak bağlanması/çekilmesi hem de cinsel güç,
doğurganlık, sadakat veya ilişkilerin bozulması gibi konuları kapsayan geniş
bir alana yayılmıştır.
Kaynaklar, bu tür uygulamaları özellikle
antik büyü pratiklerinde, Çingene geleneklerinde ve el falı (chiromancy)
analizlerinde detaylandırmaktadır.
I.
Aşk, Cazibe ve Bağlama Büyüleri
Cinsel büyünün en yaygın amacı, istenen
kişiyi çekmek ve bağlamak veya kişinin kendi çekiciliğini artırmaktır.
A.
Tılsımlar ve Ritüeller
- Kişisel Çekiciliği Artırma: Büyü, kalbinizin
arzuladığı kişinin gözdesi olmak için kendi üzerinizde
kullanılabilir; kendinizi sevilebilir, tapınılabilir ve arzulanır
hale getirmek amacıyla büyünün gücünü kullanabilirsiniz.
- Sevgi Kazanma Yiyecekleri/İçecekleri:
- Bir kadının terle ıslanmış, hatta saç teli
yapışmış yanık elbise parçasının külü, sevdiği erkeğin yiyecek
veya içeceğine katılarak sevgi kazanılır (Tuskan ve Çingene büyülerinde).
- Bir erkeğin sevdiği kızın yiyeceğine kestiği ot
sapı karıştırılırsa, kızın sevgi dolu ve sadık olacağına inanılır.
- Çingeneler, sevilen kişiye uyarıcı bitkilerin
(örneğin Orchis maculata) sarı köklerini kurutup ezerek kendi tohumlarıyla
karıştırıp yemeğine katarlardı.
- Salyangoz Kabuğu: Cinsel zevk ve üreme
sembolü olarak kabul edilen bir salyangoz kabuğu, büyücülüğe karşı
bir tılsım ve fetih nesnesi olarak görülür. Bir kız, bir erkeğin
kendisine yasadışı sevgi duyması için üzerinde taşıdığı salyangoz kabuğunu
gizlice adama verebilir.
B.
Evlenecek Eşi Rüyada Görme Ritüelleri
Genç kızlar, gelecekteki kocalarını
rüyalarında görmek için özel tılsımlı sözler ve ritüeller uygulardı:
- Defne Yaprağı ve Dua: Beş taze defne yaprağı
alınır, dördü yastığın köşelerine, biri ortasına çengelli iğne ile
tutturulur. Yatarken sol tarafa yatılır ve niyet kimseye söylenmez,
aksi halde büyü bozulur.
- Adaçayı Ritüeli: Üç, beş veya yedi genç kadın gün
batımından hemen sonra bahçeden kırmızı adaçayı dalı toplar. Gül
suyu dolu bir leğene koyar ve tabure üzerine ters çevrilmiş temiz bir
gömlek asarlar.
C.
Cinsel Birlik Üzerine Büyüler
- Cinsel Güç Aktarımı: İnsanlar, kan, ter veya saç
gibi biyolojik maddelerini başka birinin vücuduna naklederek sevgiyi
yayabileceklerine inanırlardı.
- Hayvan Postu Tılsımı: Bir nesne ipek ve düğümle
dikildiğinde, gelin yatağını büyülü bir güce kavuşturur ve cinsel
birleşmenin gerçekleşmesini önler.
- Cinsel Coşku Çağırma: Bir aşık, köpekler
çiftleşirken üzerlerine bir bez atarak, bu bezi niyet ettiği kıza
vermeyi hedefler ve "Ben köpek, o dişi köpek, ben balta, o sap, ben
horoz, o tavuk. İstediğim budur!" gibi tılsımlı sözler söyler.
II.
El Falında Cinsellik ve Şehvet (Chiromancy)
El falı ve astroloji, kişinin cinsel
yapısını, potansiyel sapmalarını ve şehvet düzeyini ellerdeki tepeler ve
çizgiler aracılığıyla analiz eder.
A.
Şehvet ve Libido Göstergeleri
- Venüs Tepesi (Zühre Dağı): Başparmağın
üçüncü kemiği ve etli kısmı olan bu tepe, aşkı, kadını, şehveti ve
hazları ve cinsi kudreti temsil eder.
- Bu tepenin aşırı büyük ve etli olması, kişinin cinsel
kudretine ve şehvet düşkünlüğüne işaret eder.
- Venüs Dağının aşırı kabarık olması ve üzerinde çok
çizgi bulunması, günümüzde hayat kadını olarak adlandırılan
kadınlarda görüldüğü iddia edilen bir işarettir.
- Bu tepedeki ızgara işareti, mühlik
derecede şehvet düşkünlüğüne ve özgür bir cinsellik anlayışına
işaret eder.
- Ay Çizgisi (Şehvet Çizgisi): Nadir görülen
bu çizgi, yoğun bir hayat gücüne ve imaja, özellikle de erotik
imajlardan kaynaklanan bir sanat anlayışına ve şehvetperest
insanlara işaret eder. Hayat çizgisinin içerisinden başlaması parlak ve
büyük bir cinsel hayal gücüne işaret sayılır.
- Kalp Çizgisi: Kalp çizgisinin işaret ve orta
parmak arasında bitmesi, cinsel aşkı ve mutlu olmaya müsait
bir insanı ifade eder.
B.
Cinsel Düzensizlikler ve Sapmalar
- Venüs Hilali (Venüs Halkası): Bu yarım daire
şeklindeki çizgi, aşırı derecede şehvet düşkünlüğüne ve cinsel
sapmalara işaret edebilir. Serçe parmağına tırmanması tutkulu bir
asabiyete ve cinsel sapmalara işaret sayılmıştır.
- Şehvet Yolu (Ay ve Venüs Tepesi Arasındaki Çizgi):
Venüs ve Ay tepelerini bir yay şeklinde birleştiren çizgiye El Falı'nda Şehvet
Yolu denir. Bu çizgi, kişinin karakter özelliklerinde olumsuz
değişiklikler yapar ve cinsel sapıklık, pedofili eğilimi
ve alkol/uyuşturucu bağımlılığı gibi en kötü ahlaksızlıkları ortaya
çıkarır.
- Cinsel Bozukluklar: Bilezik çizgilerinden birinin
kırık, adalı veya zincir şeklinde olması, genellikle cinsel organlarda
görülecek arızalara ve psikolojik rahatsızlıklara işaret eder.
Tıbbi hipotezlere göre ise, parmakların uzunluk oranları, doğum öncesi
testosteron ve östrojen salgıları ile ilişkili olarak homoseksüellik
ve biseksüellik eğilimini gösterebilir.
III.
Evlilik Dışı İlişkiler ve Sadakatsizlik
Kehanet ve fal, sadakatsizliğin
belirtilerini de ortaya koyar.
- Evlilik Dışı İlişkilere Eğilim: Yılan burcu insanının
evlenince ayrılmaya yanaşmadığı, bunun yerine evlilik dışı ilişkilere
girmeyi uygun bulduğu ve bu durumun pek çok evli Yılan erkek ve kadınında
görülebileceği belirtilmiştir.
- Kıskançlık ve Sınırlama: Yılan tipi, sevgide benimseme
huyuna sahiptir ve bıraktığı kimsenin başkasına ilgi duymasına dayanamaz.
- Fal İhanet Öngörüleri:
- Küp Falı: Balmumunun su dolu kaba
atılmasıyla yapılan falda, balmumundan bir kuğu ve vinç (al
kırmızı boyalı) yapılır. Birlikte yüzerlerse evlilik hayatı uyumlu,
ayrılırlarsa düşmanlık olacağı yorumlanır.
- Tarot: Tarot'ta Aşıklar kartı, erdem
ve ahlaksızlık arasında kalmış genç bir adamı tasvir eder ve özgür
irade ile cazibeyi sembolize eder. Şeytan (The Devil) kartı
ise cinsel tutkuyu sembolize eder.
- El Falı: Gönül ilişkileri çizgisi kıvrımlı
ise, aldanmaya veya aldatmakla gelebilecek ayrılığa eğilim
anlamına gelir. Gönül çizgisi zincirli olanların ise sadakat
beklenmemelidir ve flörtten öteye geçmeyen ilişkiler yaşarlar.
IV.
Okültizmde Cinsel Enerji Kullanımı
Yüksek okült sistemlerde ve Tantrik
Yoga'da cinsel enerji ve yoga uygulamaları, mistik güce ulaşmak için bir yol
olarak görülür.
- Cinsel Büyü (Sexual Magic): Okültist Aleister
Crowley'in, cinsel büyünün bir takipçisi olduğu ve bu bilginin
Mesmerizm yoluyla Orta Doğu'dan geldiği, tüm Masonik ve Hermetik
sırları açabileceğine inanıldığı belirtilmiştir.
- Tantrik Yoga: Tantrik Yoga'yı uygulayan
yogi, doğayla birleşmek için vücudu kutsal bir tapınak olarak kabul eder
ve kutsal sözcüklerin sürekli tekrarı (zikr) yoluyla ruhunu
doğayla birleştirmeye çalışır.
- Biseksüel Sembolizm: Afrika kehanetinde,
diviner'ların (kâhinlerin) geçici veya kalıcı olarak cinsiyetsiz bir
duruma (aseksüel) ulaştıkları veya kıyafet ve davranışları tersine
çevirerek iki cinsiyetin özelliklerini tek bir bireyde sembolik
olarak sentezledikleri belirtilir.
- Fallik Semboller: Maymun Burcu erkeği, kadın
Maymun karşısında çaresiz kalabilir ve Maymun onu adeta
büyüleyebilir. Serçe parmağı da fallik bir sembol olarak
görülmektedir.
- Venüs ve Aşırı Düşkünlük: Hint
astrolojisinde ters durumdaki Venüs ve doğum yılının 8. eve
düşmesi, harita sahibinin cinselliğe aşırı ilgi gösterdiğini ve
zevklerine aşırı düşkünlük nedeniyle hatalar yapabileceğini gösterir.
Ruhun bu günahı affettirmek için tekrar bedenleneceği düşünülür.
Exorcism,
Banishing, Purification
Silinmiş veya pislik çıkarma ritüelleri
(exorcism, banishing, purification), eski mistik geleneklerin, özellikle de
Şamanizm ve Afrika/Orta Doğu büyü pratiklerinin temel unsurlarındandır. Bu
ritüellerin temel amacı, kişiye veya ortama yerleştiğine inanılan kötü ruhları,
hastalıkları veya negatif enerjileri kovarak arınmayı sağlamaktır.
Kaynaklarınızda cin çıkarma, bedenden
hastalık/pislik çıkarma ve arındırma ritüellerine dair geniş kapsamlı bilgiler
yer almaktadır:
I.
Afrika ve Şamanik Cin Çıkarma/Ruh Geçirme Ritüelleri
Afrika ve eski Türk (Uygur/Şamanik) inanç
sistemlerinde hastalıklar genellikle kötü bir ruhun veya cinin (jok,
pçuvushi, miseçe) vücuda girmesiyle ilişkilendirilir ve tedavisi
bu varlıkların kovulmasına dayanır.
A.
Ruh Geçirme ve Kovma Yöntemleri
- Azâim Kuklası ve Yemek Ritüeli (Uygur Türkleri): Uygur
Türklerinde, zayıf kalan çocukların (avaḳ hastalığı) veya cin girenlerin tedavisi
için "ruh geçirme" ritüeli yapılır.
- Kukla Hazırlama: Hastanın cinsiyetine uygun
bir azâim kuklası (cin kuklası) beyaz bezle dikilip içine pamuk
konur.
- Cin Yemeği: "Cin yemeği"
(umaç), evlenmiş yedi çiftin evinden toplanan unun tuzsuz olarak
kaynatılan suya konmasıyla yapılır. Ayrıca daha önce kullanılmamış
"cin kabı" ve "cin kaşığı" da hazırlanır.
- Kuklanın Asılması: Ruh geçirme faaliyeti
(okumalar) bittikten sonra, hasta çocuk kazanın buğusuna tutulur
ve tuzsuz avak aşı içirilir. Yemeğin kalanı, kukla ve kap-kaşık, dört
yol kavşağındaki bir ağacın yanına götürülüp bırakılır ve hasta
yakını arkasına bakmadan geri gelir.
- Geri Dönüş Riski: Arkanı dönüp bakmak,
kuklaya geçirilen kötü ruhun tekrar hastanın vücuduna girmesine neden
olabilir.
- Yetişkinler İçin: Yetişkinlerdeki avak
hastalığında ise, ruhun geçtiği kukla, mezarlıktaki bir ağacın dalına
asılır veya ağaca yaslanır.
- Hançer ve Kuş Tüyü ile Okuma (Uygur Türkleri): Vücudu
ağırlaşan veya belli bir yeri ağrıyan hastalar için hançer veya doğan/şahin/kırlangıç
tüyü kullanılarak okuma yapılır.
- Hançer Sürülmesi: Bahşı (périhon),
tütsü yapıp iyi ruhlara dua eder, sonra uzun saplı hançeri
hastanın vücuduna baştan ayağa sürerek **"Azâim Duası"**nı
okur. Son aşamada hançerin ucu hastanın ağrıyan yerine doğrultulur ve seri
bir şekilde batırır gibi yapılır.
- Kuş Tüyü Kullanımı: Hançer yerine kuş tüyü
kullanılırsa, dua okunurken tüy hastanın vücuduna sürülür ve tedavinin
sonunda tüy ile hastanın vücuduna vurulur.
- Peri Oyunu (Tuğ Bağlama - Uygur Türkleri): Aşk
derdinden sinir hastalığına yakalanmış veya aniden ruhunda değişiklik olan
(çoğu zaman kadın) kişileri tedavi etmeyi amaçlar.
- Tuğ (Urgan) Ritüeli: Büyük bir odaya urgan
(tuğ) bağlanır; bir ucu kazığa, diğer ucu tavana. Tavana bağlanan uca çeşitli
renkte kumaş parçaları, elma ve söğüt dalları bağlanır.
- Transa Geçiş: Üç veya beş bahşı (périhon)
elbise giyip tef çalarak efsunlu koşuk okur. Hasta, tuğu sıkıca tutup tef
eşliğinde dönmeye zorlanır. Baş périhon da döner. Hasta bayılıp
düşerse iyiliğe işarettir ve cinlerin mağlup olduğu anlamına gelir.
Bu işlem, kötü ruhları cehenneme kovmak için yapılır.
- İp Çekme (Yaka - Afrika): Ruha tutulmuş kişinin
tedavisinde kullanılır (wuseyekuse, "ip çekme").
- Yöntem: Şifacı, hastanın başparmağına
bağlanmış bir rafyadan yapılmış ipi parmakları arasında, hastadan uzaklaşarak
kendisine doğru çeker. Şifacı, trans halindeyken kötü ruhun adlarını
çağırır. Doğru ad çağrıldığında kurbanın doğrulması iyileşme anlamına
gelir.
B.
Hastalıkların Kovulması ve Vücuttan Uzaklaştırılması
- Davul ve Efsunlama: Şamanizm'in temelinde her
hastalığın bir kötü ruhun işi olduğu inancı yatar. Bu ruhları kovmak için davul
çalınır ve efsunlar okunur.
- Kan, Tırnak ve Saç Kullanımı: Büyücü, düşmanına zarar
vermek veya hastalığı kovmak için kurbanının saç teli, tırnak veya
vücuduna değmiş bir eşya parçasını alır.
- Scapegoat (Günah Keçisi) Yaratma: Hastalığı
ağaçlara aktarma (ağaca delik açıp hastanın tükürmesi) veya hayvanlara
geçirme ritüelleri. Örneğin, bir çocuğu iyileştirmek için kara bir
tavuk kesilip yarık karnı kaynamağa (çıbana) konur.
- Kül ve Saç Yakma (Çingene/Uygur): Uykusuzluk çeken
çocuklar için annenin yatağından alınan saman (hasır) parçası anne
tarafından ağza konur. Ardından kurutulmuş inek gübresi ve baba-annenin
saçları ile birlikte tütsülenir ve şu efsun okunur: "Saç, saç
yan! Kir ve saç yan! Hastalık yanıp kül olsun!".
II.
Arındırma ve Temizlenme Ritüelleri (Purification)
Negatif enerjilerden, büyülerden ve kirli
addedilen durumlardan kurtulmak için çeşitli arındırma uygulamaları mevcuttur.
A.
Duman ve Tütsü ile Temizlik (Smudging)
- Amaç: Büyüden, nazardan, zararlı
hayvanlardan ve kötü ruhlardan korunma.
- Malzemeler: Genellikle üzerlik otu
(Anadolu'da nazara karşı), adaçayı (sage), sedir (cedar), tatlı
ot (sweetgrass) veya günlük/mür (frankincense/myrrh) gibi
kokulu otlar veya reçineler kullanılır.
- Uygulama: Tütsü dumanının bedenin etrafında
gezdirilmesi (smudging), negatif titreşimleri kovmak ve
aurayı temizleyip arındırmak için yapılır. Mısır'da kurban ayinleri
sırasında tören gereği tütsü kullanılırdı.
- Afrika Uygulaması (Lebanomansi): Tütsü
dumanından anlam çıkarma ve hastalıkları iyileştirme teknikleri vardır. Bu
işin uzmanları "Godya" denilen zenci kadınlardır.
B.
Su ve Abdest ile Temizlik
- Nazardan Kurtulma: Nazar değen bir kişi,
gözü değdiren kişinin abdest suyunu alarak yıkanırsa nazardan kurtulur.
- Ruhun Temizlenmesi (Karma): Hint inançlarına
göre ruh, yoga (Karma Yoga, Raja Yoga, Tantrik Yoga) veya sürekli
iyilik yaparak bedensel ve ruhsal temizlenmeyi hedeflemelidir.
- Ritüel Yıkama: Yaka inisiyasyon
ritüellerinde, aday inzivadan çıktıktan sonra gölet veya deredeki
durgun suyla yıkanır. Bu, ngoombu'nun (ruhun) düşmesinden
korktuğu için (ngoombu aborts) bir temizlik eylemidir.
- Büyüyü Çözme: Kuyuya veya akan suya rüya
anlatma veya kötü büyüyü "akıtma" geleneği. Yaka
ritüellerinde suyun bir laneti veya musibeti temizleme gücü olduğuna
inanılır.
C.
Kurşun Dökme (Molibdomansi)
- Amaç: Hastalığın sebebi olan kötü varlıkların
korkutulup kaçırılması veya nazarın etkilerinin giderilmesi.
- Yöntem: Eritilmiş kurşun suya atılır ve aldığı
şekiller yorumlanır. Bu işlem, hastanın eşikte veya üstünde
duran kötü varlıkları kaçırmak için yapılır.
III.
İslami ve Okült Arınma Sözleri
Bu ritüellerde, arınma ve kovma
eylemlerine eşlik eden özel sözler (efsun, dua, mantra) kullanılır.
- Koruma Duaları (Rukye): İslam'da büyü ve sihirden
korunmanın yolu, Felâk, Nâs ve İhlas gibi surelerin okunmasıdır (Muavvizât).
Bu dualar, şeytanın, büyücülerin ve cinlerin şerrinden korunmak
için kullanılır.
- Hristiyan İfrit Çıkarma: Hristiyan teolojisinde, kötü
olaylar ve medyumluk, cinlerin işi sayılmış ve bunlara karşı
ruhların kutsanması (Benedictio) ve iblis çıkarma (Exorcismus)
uygulamaları yapılmıştır.
- Kabalistik Haç (Banishing): Negatif enerjileri kovmak
için Qabalistik Haç ritüeli yapılır. Bu ritüel sırasında "'Ateh Malkuth, ve
Geburah, ve Gedulah, Le olahm, Amen' (Sen Krallık, Güç ve
İhtişamsın, sonsuza dek, Âmin)" sözleri söylenir. Bu, Büyücüye bu
güçleri talep etme isteğidir.
- Rünik Ritüeller: Zararlı güçleri kovmak için Çekiç
Ayini (Hamarssetning) yapılır ve thurisaz veya isa
rünleri ile düşmanın ezilmesi ve kısıtlanması hedeflenir. Ritüel, Hamarr
yfir mér helga vé thetta ok hald vördh (Çekiç üstümde, bu kutsal yeri
kutsasın ve korumayı tutsun) gibi ifadelerle başlar.
Kaderin
(Yazgının) Değiştirilip Değiştirilemeyeceği
Kaderin (yazgının) değiştirilip
değiştirilemeyeceği sorusu, kadim kehanet ilimleri ve teolojik sistemlerin en
temel tartışma konularından biridir. Kaynaklar bu konuda iki ana görüş
sunmaktadır: İlahi ilim açısından kaderin değişmezliği ve insanın iradesiyle
kaderini değiştirme/yönlendirme potansiyeli.
I.
Kaderin Değişmezliği ve İlahi İlim Açısından Yaklaşım
İslam teolojisi ve bazı mistik sistemler,
kaderi Allah'ın ezelî ilmi olarak tanımlar; bu ilim, zaman ve mekânla sınırlı
olmadığı için değişmesi mümkün değildir.
A.
Kader İlahi İlimdir
Kader, Allah'ın (celle celâluhû) olmuş ve
olacak her şeyi, sebepleri ve sonuçlarıyla birlikte, zamandan bağımsız olarak
bir anda bilmesidir. Allah'ın ilmi, kaza ve hükmün nasıl olacağını önceden
tespit etmiştir.
- Zorlayıcı Güç Değildir: Kader, insanı
herhangi bir şeyi yapmaya zorlayan bir güç değildir. Aksine, kişinin
meyilleri ve iradesi hesaba katılarak takdir edilir.
- Değişmezlik: Bir kişinin yaşamı, doğmadan
çok önce önceden belirlenmiş, kurulmuş ve yazılmıştır. Falcı veya kâhine
uyarak bir kişinin tutumunu değiştirmesi, kaderde veya Allah’ın ilminde
bir değişiklik yaratmaz. Çünkü Allah, o kişinin yapacağı
değişikliği zaten ezelden beri bilmektedir.
B.
Numerolojik ve İsimsel Değişmezlik
Numerolojiye göre, kişinin doğum sayısı (kader sayısı) değiştirilemez.
Bazı okült görüşlere göre, isim değişikliği yeni bir kader yaratmaz; kader,
yerine getirilebilmesi için isim değişikliğini yaratır. Tıpkı bir
binanın iskeleti kurulduktan sonra ancak yıkılıp yeniden inşa edilebileceği
gibi, hayatımız da kozmik bir yapıdır ve ego güdümlü insan iradesiyle
değiştirilemez.
II.
Kaderin Değişebilirliği ve İnsan İradesinin Rolü
Ezoterik sistemlerin ve modern
falcılık/astroloji yorumlarının çoğu, kaderin önceden bilinen bir potansiyel
olduğunu ve kişinin gayretiyle (kesb) ve bilinçli seçimleriyle bu potansiyeli değiştirebileceğini
veya yönlendirebileceğini savunur.
A.
İnsan Seçimi ve Cüz-i İrade
İnsanın özgür iradesi (cüz-i irade),
Allah'tan aldığı en büyük hediyedir. Mistik sistemler, insanın kendi iradesi,
aklı, imanı, ahlakı ve gayreti sayesinde kendini değiştirme ve mükemmele
ulaştırma yeteneğine sahip olduğunu kabul eder.
- Sınavın Anlamı: İnsanın doğasında bulunan
iyi ve kötü yetenekler/eğilimler, başlangıç şartını oluşturur; gerisi
tamamen gayrettir. İnsan, zorlayıcı bir programla hareket eden bir
hayvan değildir, kendini eğiterek ve düzelterek kaderini değiştirebilir.
- Akıl ve Tevazu: Akıl nimetini kullanmak
esastır. Eğer insan aklını kullanmaz ve "Kaderim buymuş" derse,
olaylar daha da şiddetlenerek önüne çıkar. Ancak akıl ve irade doğru
kullanıldığında, evrenin hadiseleri insanın elinde bir oyun hamuruna
dönüşebilir.
- Çin Astrolojisi ve I Ching: I Ching'e
göre, birey, olayların akışına dünyayla ve gökyüzüyle eşit, aktif bir
güç olarak katılır. Durum değişmez olduğunda, kişi kendi tutumunu
veya pozisyonunu değiştirmelidir.
B.
Kaderi Değiştirmenin Yöntemleri
Kişinin kaderinde olası olumsuz bir sonucu
değiştirmek için belirli eylemler ve müdahaleler gereklidir.
- El Falı (Chiromancy) ve Çizgi Değişimi:
- Kaderin Yansıması: El çizgileri, insanın
kaderini önceden yazılmış komutlar değil, iradeyi doğru yönde harekete
sevk edecek uyarılar olarak gösterir.
- Değişim Mekanizması: İnsan kendini
değiştirdiği zaman, sağ eldeki (sağlaklar için) kader çizgisi de
değişebilir. Örneğin, bir insan kaza sonucu ölmekten kurtulmayı
başarırsa, o kazayı ifade eden çizgi elinden kaybolur veya dönüşür.
- Sol El ve Sağ El: Sol el, kalıtsal
özellikleri (mirası) gösterirken, sağ el kişinin hayattaki amaçlarına ve
eylemlerine göre kendi inşa ettiği kaderi yansıtır.
- Erken Teşhis: El falı, erken teşhis
yaparak, olası tehlikelerden kaçınma fırsatı sunar; eğer kişi kaza
olacağını bilirse, serbest iradesini kullanarak uçağa binmeyebilir.
- Dua ve Sadaka:
- İlahi Müdahale (Ata): Kader bahsinde,
verilmiş hükmün infazının iptal edilmesi anlamına gelen "Ata"
kanunundan bahsedilir.
- Kazayı Defetme: Peygamber'in (s.a.v.)
"Sadaka kazayı defeder, ömrü uzatır" buyurduğu ifade
edilmiştir.
- Tövbe ve İyileşme: Kişi bir yanlışlık veya
günah işleyip sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ın çok bağışlayıcı olduğu
ve vücudun/hayatın kendini onardığı belirtilir.
- Bilinçli Eylem ve Tedbir:
- Tembellikten Kaçınma: Geleceği bilmenin en
büyük zararı, insanı tembelliğe sevk etmesidir. Eğer kişi tembellik
yapmaz, aklını kullanırsa, sürüklenip gittiği hayatın içinden kendini
pekâlâ çekip çıkarabilir.
- Davranış Örüntülerini Değiştirme: Kişi,
kendisindeki arızaları ve hastalıkları nasıl tedavi etmeye çalışıyorsa,
kötü sıfatlarıyla da öylece mücadele edebilir ve onların etkisinden
kendini kurtarabilir.
C.
Kaderin İyileştirilebileceğini Gösteren Fal Örnekleri
Fal metinlerinde, zorluklarla karşılaşılsa
bile sonucun iyilikle bitebileceğine dair ifadeler yer almaktadır:
- Su Kabı Falı (Irk Bitig): "Su qabı tükənmiş,
donmuş. Necə tükənə bilər, o ki bəyindir. Necə dona bilər; o ki, günəşin
altında olur. Belə bilin ki, bu falın başında bir az kədər var sonra
yaxşıdır.".
- Savaş Falı (Irk Bitig): "Düşman bir
ordunun üzerine gitmiş, düşmanı yakalamış... Belə bilin ki, yaxşıdır.".
- Zor Durumdan Kurtulma: Bir düşmanın tehdit
ettiği zor bir durumda bile, fal sabrı tavsiye ederek, kederden kurtulup
selametle murada erişileceğini söyler.
Bozulmayan
Sihirler
Tılsım ve büyü sistemleri, genel olarak,
her büyünün karşıt bir güç veya ilahi bir müdahale ile bozulabilir
olduğu fikrine dayanır. Kaynaklar, bir sihrin veya tılsımın varlığının
genellikle kalıcı olmaktan ziyade, belirli şartlara, zamanlamaya, fiziksel
korumaya veya ilahi iradeye bağlı olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte, mutlak manada
"bozulmaz" bir sihir tanımı yerine, bozulması zor olan, şartlı
olarak kalıcı olan veya yıkımı büyük çaba gerektiren uygulamalar ve
etkiler mevcuttur:
I.
Yıkıma ve Bozulmaya Karşı Dirençli Etkiler
Bir tılsım veya büyünün fiziksel
nesnesinin yok edilmesine rağmen etkisini sürdürdüğü veya etkisini kaybetmesi
için özel bir çaba gerektiği durumlar kaydedilmiştir:
- Devam Eden Etki (Tılsımlı Heykeller): İstanbul'daki
eski tılsımlı sütunların ve suretlerin yıkılıp yerle bir olmasına
rağmen veya denize düşmesine rağmen, tılsımlı suretlerin denize ait olup
yine denize düşmekle tesirlerinin devam ettiğine inanılmıştır. Bu,
sihrin fiziksel nesne ortadan kalktıktan sonra bile etkisini
sürdürebildiğini göstermektedir.
- Gizli Tutma Şartı: Uygur Türklerinde uygulanan kast
büyüsü, genellikle kadın-erkek ilişkilerinde kullanılmakla birlikte, kastın
başkaları tarafından bilinmesi halinde gücünü kaybedeceğine inanılır.
Bu durum, büyünün gizliliği korunduğu sürece bozulmaz kalabildiğini
gösterir.
- İsim
ve Soyadı Kalıcılığı: Soyadı değişikliği, kadının kaderini etkileyen gezegeni ve
kocasının ailesinin karmasını miras almasını sağlar. Tılsımlı isimler ve
takma adlar (özellikle okültistler tarafından seçilenler), kişinin kaderi
üzerinde güçlü bir enerji titreşimini uzun yıllar sürdürür; bu, esasen değiştirilmesi
zor bir etkiye sahiptir.
- Ruhani Sırlar: Kabalistik gelenekteki Theomancy
(Kutsal İsimlerle kehanet), gizli bilgeliğin tüm pratik bilimlerinin en
yükseği olarak kabul edilmiştir. Bu tür ritüelistik sözlerin (Mantra)
evreni belirli bir şekilde etkilediği söylenir.
II.
Büyüyü Bozmanın Şartları
Tarihsel ve dini kaynaklar, genellikle
sihrin mutlak değil, şartlı olduğunu ve bozulabileceğini vurgular. Bir sihrin
"bozulmaması" için, genellikle bozulmaya yol açacak eylemlerden
kaçınılması gerekir:
- Tılsımın Bozulma Nedenleri:
- Fiziksel Müdahale: Tılsım yapılan sütunların
yıkılması veya üzerindeki yazıtların kazınması tılsımın
hükmünü kaybetmesine yol açar.
- Kurban ve Dini İhlal: Mısır'daki Bâb-ı Zuveyle'de bulunan tılsımın,
Melik Kamil'in kapı eşiğinde yüz koyun kurban etmesiyle bozulduğu ve
siyah taşın çıkarıldığı anlatılır.
- Görünme: Tılsımlı bir resmin veya gemi
şeklindeki havuzun altındaki vefkin bir insan tarafından görülmesi sonucu
tılsımın bozulduğu iddia edilmiştir.
- Peygamberin Doğumu: Hz. Muhammed salla'llâhu aleyhi ve sellem'in
doğduğu gece meydana gelen büyük zelzelede İstanbul'daki birçok Bizans
tılsımı yıkılmış ve etkilerini kaybetmiştir.
- Kara Büyünün Geri Tepmesi: Kara büyünün
genellikle "bozulmaz" olmaktan ziyade, kötü sonuçları ile
öne çıktığı belirtilir. Kara büyünün, ilahi iradeye aykırı olduğu için,
büyüyü yapan kişiye geri tepme (boomerang) ve zarar verme
eğiliminde olduğu ve bu durumun sihri yapanın ceza almasına yol açtığı
düşünülür.
III.
Dini Perspektifte Mutlak Değişmezlik
İslamiyet gibi tektanrılı dinler, mutlak
ve bozulmaz gücün yalnızca Allah'a ait olduğu inancıyla, esasen hiçbir
sihrin kalıcı olamayacağını kabul eder:
- Sihrin Sınırlı Gücü: Bakara Suresi'nden
yapılan bir alıntıda, büyücülerin Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar
veremeyecekleri ve sihrin kötülük ve zarar veren şey olduğu belirtilir.
- Tedavi Yoluyla İptal: Büyüye maruz
kalındığında bile, bunun çözümü sihirle değil, dua, tevekkül ve
Allah'ın şifasına sığınmakla mümkün olur. Rukye adı verilen koruyucu
duaların okunması, kötü ruhların şerrinden korunmak için tavsiye
edilmiştir.
Ruhsal
Evlilikler, Ruh Eşleri Ve Spiritüel Cinsel Birleşme
Bu konu, kaynaklarda mistik geleneklerin,
Tarot, numeroloji ve astroloji gibi kehanet sistemlerinin en derin ve kutsal
yönlerini oluşturmaktadır. Ruhsal evlilikler, ruh
eşleri ve spiritüel cinsel birleşme, hem kişisel bütünlüğe ulaşma
yolculuğunu hem de ilahi âlemle birleşme potansiyelini ifade eder.
İşte bu kavramlara dair kaynaklarda yer
alan kapsamlı bilgiler:
I. Ruhsal Evlilikler ve Mistik Birlik
(Spiritual Marriage / Divine Union)
Ruhsal evlilik, fiziksel evliliğin ötesine
geçen, ruhun kendi yüksek benliğiyle veya kozmik güçlerle bütünleşmesini temsil
eden okült ve mistik bir kavramdır.
1.
Tarot ve Birliktelik Sembolizmi
- Aşıklar Kartı (The Lovers - Key VI), ruhsal
evliliği ve insanın kendi ruhuyla birliğini simgeler.
- Bu kart, aynı zamanda dönüşüm (conversion) durumunu da
ifade eder.
- Karttaki çıplak erkek ve kadın figürleri, zıtların
tamamlayıcı olduğu fikrini öne sürer; bu zıtlar, öz-bilinç
(self-consciousness) ile bilinçaltının (subconsciousness) doğru ve
dengeli ilişkisini sembolize eder.
- Aşıklar kartının numarası olan 6, karşılıklılık
(reciprocation) anlamına gelir; bu, iki ayrı varlık (veya bilincin iki
kutbu) arasındaki uyumlu ilişkiyi ifade eder.
- Bu uyumlu karşılıklılık, Sevgiye benzer, ve Özgürlüğe
giden yol Sevgi Yoludur.
- Dünya Kartı (The World - Key XXI), Albion'un
Birleşmiş Hali'ni, ferdin dinde ulaşma durumunu ve nihai olarak
Tanrı ile insanın mistik evliliğini temsil eder.
- Tarot'taki Hiyeofant (Key V), Doktrine götüren
yaşamı ve bireyi tüm gerçeğe götüren gücü sembolize eder; bu da
mistik bir birleşmeye giden yolu işaret eder.
- Kether (Kabala): Kabalistik Kether Sefirot'unun temel
amacı, birlik (unity), süreklilik, mükemmellik ve saf maneviyat
için tılsımlar yaratmak ve ilahi olanla birliğe ulaşmaktır.
2.
Sembolik ve Mistik Birleşme
- Mistik Evlilik (Afrika): Afrika kehanet sistemlerinde
(Luba), çırağın inisiyasyonunun ikinci aşaması "mistik
evlilik" olarak adlandırılır; bu, çırağı gizli güçlerle temasa
geçirerek kâhinin "gözlerinin açılmasını" sağlar.
- Karşıtların Evliliği: Dinsel metotlar arasında, davul
çubuğu (erkek) ve fetiş kasesinin (kadın) kombinasyonu, yeni ifade ve
uyum getirmek için zıtların evliliğini (tanrı ve tanrıça, güneş ve ay,
cennet ve dünya) simgeleyen kutsal bir evlilik olarak görülür.
- Cinsiyetlerin Sentezi: Kehanet uygulamalarında,
diviner'ın (kâhinin) ruhlar âlemiyle iletişim kurabilmesi için geçici
olarak aseksüel bir duruma ulaşması ya da her iki cinsiyetin
özelliklerini tek bir bireyde sembolik olarak sentezlemesi gerekir.
Yaka diviner'ı, androjin (çift cinsiyetli) bir şekilde kendini
üreterek veya davul sesiyle aşkın kucaklaşmasını çağırarak bu
birliği gerçekleştirir.
- Yaka Kültüründe Birlik Arzusu: Yaka toplumunda,
durugörü ve kâhinin sözleri, rahme geri dönme arzusunu, cinsiyetlerin
birliğini ve evrenin ilk birliğini temsil eder.
II.
Ruh Eşleri, Aşk ve Karmik Bağlantı
Ruh eşi kavramı, kişisel gelişim ve karmik
borçların ödenmesi amacıyla birbirlerinin yaşamına giren bireyleri kapsar.
1.
Ruh Eşlerinin Çeşitliliği ve Amacı
- Hayatınızda
tek bir ruh eşiniz yoktur; bir ruh grubunun parçası olan birçok ruh
eşiniz olabilir.
- Ruh eşleri; arkadaşlar, akrabalar, eşler, kocalar, iş
arkadaşları ve sevgililer olabilir.
- Ruh eşleri, yaşamımızda çeşitli koşullar aracılığıyla bize
ders vermek ve rehberlik etmek için görünürler.
- Sorunlu bir ilişki bile, iki ruh eşinin karmik bir
yükümlülüğü çözmeye çalışması anlamına gelebilir.
- Hint inancına göre, Rahu ve Kethu (Ay'ın Düğümleri)
bir ruhun tekrar tekrar bedenlenmesiyle ilgilidir. Ruh, önceki
yaşamlarında yaptığı hataları onarmak için tekrar dünyaya gelir.
- Bazı astrolojik kombinasyonlar, ruhun bu hayatta aşkla ve
cinsellikle aşırı ilgilenmek gibi geçmiş yaşam günahlarını
affettirmeye çalıştığını gösterir.
2.
Uyum ve Uyumsuzluk
- Numeroloji: Numerolojide 3 sayısı, erkeğin
(1) kadınla (2) birleşerek bütünleşmiş bir bağ veya
evlilik (3) yarattığı varlığı yönetir. Tek başına var olmaları
kutupsallığı temsil eder (1 eril, 2 dişil, 1 ateş, 2 su).
- Çin Astrolojisi: Uyum, burçların element uyumuna
dayanır; örneğin, Maden erkeği Su kadınıyla tatlı bir uyum
sağlayabilir. Bazı burçlar (örneğin At ve Fare) ise doğaları gereği hiç
anlaşamaz.
- El
Falı:
Psişik elde (Sivri uçlu el), ruh ve cinsiyet zayıflığına işaret
eden ince eller görülebilir. Bu tür ellerin sahipleri, iffetli bir eş
ve iyi bir anne olamayacağı fakat iyi bir metres olabileceği
söylenir. (Ancak bu tip bir kadının iyi bir anne olabilmesi için köşeli
elli bir erkekle evlenmesi tavsiye edilir).
- Evlilik Çizgisi: Tek ve derin bir evlilik çizgisi, mutlu
bir evliliğin işaretidir. Bu çizginin çatal şeklinde bitmesi boşanmaya
işaret edebilir.
III.
Spiritüel Cinsel Birleşme ve Cinsellik Enerjisi
Cinsel birleşme, mistik ve okült
geleneklerde sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda ruhani gelişimi
hızlandırma, bilince ulaşma ve kozmik enerjiyi yükseltme aracı olarak da ele
alınır.
1.
Cinselliğin Mistik Gücü
- Kutsallık ve Enerji: Yaşam gücü enerjisi kutsaldır
ve cinsellik de kutsal ve güzel kabul edilir. Cinsel enerjinin bilinçli
olarak yönlendirilmesi, dönüştürücü bir güçtür.
- Kundalini: Hindu felsefesindeki Kundalini
(yılan gücü), Aşıklar kartında yılan olarak temsil edilir. Bu üreme gücü,
ilk başta yanılsamaya yol açsa da, doğru anlaşıldığında bizi önceki
hataların sefil sonuçlarından kurtarır.
- Tantrik Yoga ve Cinsel Enerji: Tantrik Yoga,
IV. yüzyıldan beri uygulanmakta olup, yoginin vücudu kutsal ruhu
barındıran bir tapınak olarak görmesine dayanır.
- Cinsel Maji (Ritual Sexual Magic): Franz Hartmann'ın
kurduğu ve Aleister Crowley'in takipçisi olduğu Ordo Templi
Orientis (OTO) örgütü, bir tür ritüel cinsel maji uygulamaktadır. Karl
Kellner'in cinsel yoga yoluyla öğrendiği bu bilginin, tüm Masonik ve
Hermetik sırları açabileceğine inanılıyordu.
- Yoga ve Ojas: Yogiler, Divine Breath (Prana)
enerjisinin üreme merkezlerinde aktif olduğunu ve bu enerjinin Ojas
adı verilen aydınlatıcı (illuminating) bir güce
dönüştürülebileceğini savunur; bu güç, zihni duyusal yaşamın
yanılsamalarından kurtarır.
- Duygusal ve Cinsel Tatmin: Yüksek duygusal tatmin
halleri, Sufi şairlerin veya Süleyman'ın Neşideleri'nde (Song of
Solomon) bulunan erotik imgelerle tanımlanır, çünkü Mutlak ile
en yoğun vecd birleşimi, yoğun fizyolojik zevk ile yakından
ilişkilidir.
- Zevklere Aşırı Düşkünlük: Hint astrolojisinde, Kritika
bölümünde doğan kadınların aşırı derecede cinselliğe önem vermeleri,
havailik ve süse düşkünlük gibi olumsuz özellikler taşıdığı
belirtilir. Ters durumdaki Venüs de aynı şekilde zevklere ve cinselliğe
aşırı düşkünlüğe işaret eder.
2.
Cinsiyet Rollerinin Tersine Çevrilmesi ve Büyü
Afrika ve okült geleneklerde, belirli
durumlarda cinsiyet rollerinin tersine çevrilmesi, ruhani güce erişimin bir
göstergesi veya ritüel bir eylem olarak kabul edilir.
- Androjin Görüntüsü: Luba ve Senufo
diviner'ları, kehanet seanslarında geçici olarak karşı cinsin
kıyafetlerini giyerek veya iki cinsiyetin sembolik özelliklerini
birleştirerek androjin/hermafrodit bir figür oluştururlar; bu, çapraz
dünyalar arası iletişim için elzemdir.
- Ruhun Cinsel Kimliği: Tarot'un bazı
sistemlerinde, erkek (animus) aktif ve dişi (anima) pasif/alıcı
prensibi temsil eder. Erkek elinin maddeyi yaratmayı amaçladığı,
kadının bilincinin ise maddeyi elde etmeyi amaçladığı (aile için)
ve kadının duygusallığı temsil ettiği belirtilir.
3.
Tılsımlı Cinsel Maddeler
- Tükürük (Saliva): Cinsel olarak uyarılmış bir kadının
tükürüğünün büyük güce sahip olduğu ve iyileştirme ile büyülü
tılsımları şarj etme yeteneği taşıdığı düşünülür. Ayrıca öpüşme (ve
tükürük), psişik enerji verir ve cinsel aktivite sırasında aşk
enerjisinin daha geniş dağılımını teşvik eder.
- Erkek ve Kadın Özlerinin Birleşimi: Üreme sağlamak için,
erkeğin yumurta akı ve sarısını üfleyerek karısının ağzına boşaltması veya
bir kadının terle ıslanmış giysi parçasının külünü sevdiği erkeğin
yiyeceğine katması gibi ritüeller mevcuttu.
- Şehvet Yolu (Via Lasciva): El falında Ay Tepesi
(hayal gücü) ve Venüs Tepesi'ni (aşk ve şehvet) bir yay şeklinde
birleştiren çizgiye Şehvet Yolu (via lasciva) denir. Bu çizgi, cinsel
sapıklık ve pedofili eğilimi ile alkol veya uyuşturucu bağımlılığı
gibi en kötü ahlaksızlıkları ortaya çıkarır.
Cinlerin
ve Ruhların İnsanlarla Etkileşimine Dair
Mistik inanç sistemlerinde ve halk
inançlarında cinler, şeytanlar ve ruhlar ile insanlar arasındaki ilişkiler,
genellikle evlilikten ziyade etkileşim, büyü, musallat olma ve kehanet
bağlamında ele alınmıştır. Kaynaklarınız, cinlerin ve ruhların insan hayatı
üzerindeki güçlü etkisine ve bu durumun belirtilerine dair çeşitli bilgiler
sunmaktadır.
I.
Cinlerin ve Ruhların İnsanlarla Etkileşimine Dair İnançlar
Kadim inançlara göre ruhani varlıklar
insan yaşamının farklı yönlerine müdahale edebilir ve özellikle fal ve kehanet
yoluyla onlara bilgi aktarabilir.
A.
Cinlerin Rolü ve Bilgi Kaynağı
- İslamiyet öncesi Arap toplumunda, Tanrı'nın yardımcıları
olarak bilinen ruhların dünyanın idaresinde olduğu ve insanların mutluluk
veya felaketine müdahale ettiği düşünülmüştür.
- Putların içinde "Hatif" denilen cinlerin
bulunduğuna ve bu cinlerin kâhinlerle konuşarak gökte olup bitenleri
haber verdiklerine inanılırdı.
- Kâhinlik, cinlerden dostu olan kişinin, cinler
aracılığıyla gökyüzünden veya yeryüzünde olup biten gizli şeyleri haber
alması şeklinde açıklanmıştır.
- İslami rivayetlere göre, melekler gökte hükmolunan şeyleri
görüşürken, şeytanlar kulak hırsızlığı yaparak bu bilgileri
kâhinlere gizlice ulaştırır ve buna yüzlerce yalan eklerler.
- Se'âli (cinlerin sihirbazları), insanın gözlerini
boyayarak bir kısım yanılsamalara (iltibas) yol açabilir.
B.
Mistik Birleşme ve Cinsel Etki
Kaynaklarda doğrudan "cinlerle
insanların evliliği" terimi yerine, ruhani varlıklarla fiziksel veya
sembolik birleşme örneklerine rastlanmaktadır:
- Şamanizm'de Ruhani Eşler: Sibirya ve eski Türk
inançlarında, Kam'ın (Şaman) seçici ruhlarının karşı cinsten olup şamana
göründüğü ve ona yardımcı ruhları bularak eşinin görevini üstlendiği
inancı mevcuttu (Ayami).
- Gizli İlişkiler: Bir efsanede, bir gencin çıplak
bir kader tanrıçası heykeline duyduğu aşk nedeniyle onunla rüyalarında
yattığı ve ondan hazine yerlerini öğrendiği anlatılır. Bu durum,
kişinin artık insanlar arasında yaşamadığı ve kiliseye girmediği mistik
bir birleşme olarak görülür.
- Cinsel Sapmalar: El falı çizgi analizlerinde, Venüs
Hilali'nin aşırı belirgin olması (özellikle Ay Tepesine tırmanıyorsa),
cinsel sapmalara, histeriye ve cinsel bunalımlara
işaret eder. Bu durumlar, kişinin bilincini ve iradesini kaybetmesine
neden olabilecek sorunları gösterir.
- Aşıklar Kartı: Tarot'ta Aşıklar kartı, kişinin
kendi kişiliğinin eril (animus) ve dişil (anima) yönlerinin
dengeli birliği olan ruhsal evliliği simgeler.
II.
Cin ve Kötü Ruhların Musallat Olma ve Hastalık İşaretleri
Cinlerin veya kötü ruhların bir kişiye
musallat olması, kişinin bedensel veya ruhsal durumunda belirgin değişikliklere
yol açar; bu durum, bir tür zorunlu ve kötücül bir "ilişki" olarak
algılanır.
A.
Ruhsal ve Fiziksel Bozukluklar
- Ani Ruh Değişiklikleri: Uygur Türklerinde, aşk
derdinden sinir hastalığına yakalanmış veya aniden ruhunda
değişiklik olan (çoğu zaman kadınlar) kişilerin tedavi edilmesi için
"Peri Oyunu" ritüeli yapılırdı.
- Cin Çarpması: Cinlerin veya kötü ruhların (yel,
kovuç/kovuz) bir insana çarpması (musallat olması) sonucu oluşan
hastalıklar için şamanlara başvurulurdu. Bu durumda, hasta çocuk kazanın
buğusuna tutulur ve kötü ruhun geçtiği bir cin kuklası
hazırlanır.
- Eşeğe Dönüşme: Bazı sihirli uygulamalarla
bir Tatar adamın yedi yıl boyunca eşek olarak yaşadığı, ot yediği
ve insanlara karışmadığı kaydedilmiştir. Bu tür bir dönüşüm, yoğun bir
ruhani müdahalenin veya büyünün sonucudur.
- Kötü Koku ve Sesler: Bir odaya gelen nişanlı
hayaletinin yaklaştığının alametleri arasında rüzgarın pencereler
altında ıslık çalması ve kötü koku sayılmıştır.
B.
El Falındaki Büyü İşaretleri
El falı, bir kişinin ruhani güçler
tarafından etki altında olup olmadığını gösterebilecek bazı işaretlere
sahiptir:
- Venüs Hilali: Bu çizgi (işaret ve orta parmak arasında
yarım dairesel) büyük medyumların, sihirbazların ve düşünce
gücüyle insan ve eşyaya hükmeden olağanüstü tiplerin çizgisi olarak
görülür. Bu çizginin varlığı, kişinin ruhani veya hipnotik güce
yatkınlığını gösterir.
- Ay Tepesindeki İşaretler: Ay tepesindeki (el bileğine
yakın kısım) çizgiler, kuvvetli önsezilere, korkulu rüyalara,
kâbuslara, hayali hislere, halüsinasyonlara, gaybdan ses duymaya açık
bir bünyeyi yansıtır. Bu durumlar, kötü ruhlarla iletişim kurma
potansiyeli anlamına gelebilir.
- Beyaz Ay/Kara Ay (Kâhinlikte): Kahve falında Kara
Ay (Lilith) işareti, kişinin hayatında negatif enerji taşıdığı,
hasar ve nazar bandına düştüğü konusunda uyarır. Bu durum, ruhu yok
eden ve ölümcül olayları çeken bir enerji ile ilişkilendirilir.
Aksine Beyaz Ay (Selena) ise koruyucu melekle bağlantıyı ve
daha yüksek güçlerin himayesini temsil eder.
III.
Evlilik ve Çocuklarla İlgili Kehanetler
Mistik sistemler, bir evliliğin kötü
ruhların etkisi altında olup olmadığını veya sonuçlarını tahmin etmeye
odaklanmıştır.
- Cinlerin Neden Olduğu Huzursuzluk: Halk arasında,
karı-kocanın sürekli "kedi ve köpek gibi" davrandığı
görüldüğünde, onlara büyü (cadu) yapıldığı düşünülür.
- Çocukların Meşruluğu: Eski zamanlarda, evlilik dışı
doğan bir çocuğun babasını tespit etmek için kehanet yöntemleri
kullanılmıştır. Örneğin, İtil kabilesinde çocuğa verilen elmayı hangi
babalık iddia edene vurursa, çocuk onun olurdu. Eski Mısır'da, doğumun
meşru olup olmadığını anlamak için yılanların çocuğa dokunup
dokunmayacağına bakılırdı.
- Evlilik Dışı İlişkiler: El falında Evlilik Çizgisi'ndeki
zincir şekli sadakatsizliğe, çatallı bitiş ise boşanmaya
işaret eder. Bu tür sorunlar, cinlerin veya kötü güçlerin dolaylı etkisi
olarak yorumlanabilir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder