Mu’allaka Şairlerinden ANTERE
M. VI. asırda
yaşamış 6. tabaka şairlerinin[1] [2] en
büyüklerinden, Necd’li bir cengâver ve şairdir. Nesep silsilesi umumiyetle şu
şekildedir: ‘Antere[3] b. Şeddâd b.
‘Amr b. Mu’âviye el-’Abbî[4]. Künyesi
Ebu’l-Mugallis idi[5]. Arap
menkıbelerinde bir sima olarak, manzumesindeki her iki meşhur yönü ile ‘Antere,
Ahd-i Atîk’deki Samson’a veya Herkül’e benzetilir[6]. Zebîbe[7] namında zenci bir cariyenin
oğludur[8] ve
bundan dolayı, Ağribute’l-’Arab (Arap kargalan) arasında adı geçer[9]. ‘Antere,
Dîuân’ında yer‘yer annesinden söz eder[10]. Geniş açıklamalarla ‘Antere
Mu’allaka’sını Almancaya tercüme etmiş olan Th.Nöldeke[11]’nin mütalaasına göre, Mu’allaka’smın
25. ve 27. beyitlerinde[12] melez
olduğunu itiraftan çekinmeyen ‘Antere, zenci kölelerinden istihfaf ile bahseder[13]. Eski
kaynaklarda, şairin, alt dudağı yank olduğu için “el-Felhâ” lâkabını aldığı
söylenir[14]. Ancak
C.Brockelmann: “el-Felhâ’ lâkabını taşımış olması pek muhtemel değildir. Zira
bu takdirde Mu’af/aka’sında[15] (41.
beyit) böyle bir kusur ile malûl bir adam tasvir etmezdi”[16] diyerek bu rivayeti kuşku ile
karşılar. Fakat şunu hatırlatalım ki, burada “el-Felhâ”’ değil, “Üst dudağı
yank” anlamına gelen “el-A’lem” kelimesi geçmektedir.
' Babası Şeddâd ise, Necd’de oturan ‘Abs kabilesinin ileri
gelenlerinden olup, . kahramanlığı ile tanınmıştı. ‘Antere siyahî bir kadından
doğduğu için, babasının nesebine ilhak edilmiyor ve hür sayılmıyordu.
Kölelerin hürriyetlerine kavuşabilmeleri için büyük işler başarması gerekirdi.
‘Antere’nin şiirlerinin birinde anlatıldığı gibi, kabilesine hücum edildiğinde
ve şiddetli bir çarpışma anında, babası Şeddâd ona-, “Hücum et!” der. Fakat
‘Antere: “Bir köle nasıl savaşacağını bilmez; onun işi develerden süt sağmak
ve onlann memelerini bağlamaktır”[17] diyerek
harbe girmeyi reddeder. Bunun üzerine babası: “Hücum et, hürsün!” der.
Muharebede muvaffak olan ‘Antere, böylece hürriyetine kavuşur[18].
‘Antere, Benî ‘Abs’ın
kahraman ve binicilerindendi[19]. Arapların
tanınmış binicileri (Fursânu’l-’Arab) arasında onun da adı geçer. Bu itibarla
ona “‘Anteretu’l-Fevâris” adı da verilmiştir[20]. Eski kaynaklarda, onun,
el-Ebcer[21], el-Ağarr ve
el-Edhem isimli atlarının olduğu[22] söylenir.
Bir defasında, Benî ‘Ukayl’ın şairi ve kahramanı ‘Uveymir, ‘Antere’yi
mübarezeye davet etmiş fakat o, buna yanaşmamıştır[23].
‘Antere, Zubyân ve ‘Abs
kabileleri arasında cereyan eden Dâhıs ve el-Gabrâ’ muharebesinde[24] mühim bir
rol oynadı[25] ve
ihtiyarlığında Tayyi’ kabilesine karşı yapılan bir savaşta öldü[26]. Rivayete
göre, 90 sene yaşamış ve takriben hicretten 22 yıl önce[27] (M. 600), Benî Nebhân’dan
el-Esedu’r-Rahîs (Ibn Selmâ) namı verilen Vizr b. Câbir tarafından okla
vurularak öldürülmüştür[28]. Tanınmış
dilci Ebû ‘Ubeyde (öl. 210/825) bu görüşte olmayıp, onun, oldukça yaşlı olduğu
halde, normal bir ölümle öldüğünü söyler[29].
‘Antere, Arap kahramanlan arasında, halk tarafından en ziyade
sevilen bir kimse olmuştur. Hatırası ‘Anter hikâyesinde ve birçok yer
isimlerinde halâ yaşamaktadır. Bazılan ancak parça parça muhafaza edilmiş
olmasına rağmen, şiirleri o kadar beğenilmişti ki, tanınmış Endülüslü dilci
el-A’lem eş-Şentemerî (öl. 476/1083) bunlan altı şairin eserlerinden mürekkep
mecmuasına ithal etmiştir[30]. Tam olarak
muhafaza edilen tek şiiri (ki bu şiir, bilhassa onun sevgilisi ‘Able’ye olan
aşkı[31] ve mücadeleleri
ile ilgilidir) Mu’allakat[32] arasında
bulunmaktadır. Ebul’Ferec
el-lsfahânî (öl. 356/967)’nin kaydettiğine göre, ‘Antere’nin: “Karnım belime yapışmış da olsa meşru bir yiyecek buluncaya
kadar aç yatar, aç kalkanm” beyti Hz.
Peygamber salla'llâhü aleyhi ve selleme inşat
edildiğinde: “Hiçbir bedevi ‘Antere kadar bende görme arzusunu uyandırmamıştır”
buyurmuştur[33].
‘Antere’nin
baştan sona gazel ve hamasî beyitlerinden meydana gelmiş olan Mu’allaka’sı
“kâmil” bahrindedir. Güzelliği sebebiyle “el-Müzehhebe” diye de şöhret
kazanmıştır[34]. Mu’allaka’smın
ilk yansında aşk ve sevda hatıralannı, ikinci yansında ise cesaretini,
kahramanlığını, cömertliğini ve iffetini dile getirmiştir. 86 beyit kadar olan
ve birçok kişi tarafından şerh edilen Mu’allaka'sının diğer Mu’allaka’larla
birlikte çeşitli zamanlarda şerhli ve şerhsiz neşirleri yapılmıştır. Mu’allaka'sının
önemli bir kısmı, Mehmed Fehmi’nin Târîh-i Edebiyyât-ı ‘Arabiyye adlı
eserinde (s. 795-822) Türkçe tercüme ve açıklamalarıyla birlikte yer almaktadır. Şerefeddin Yaltkaya tarafından
diğer Mu’al/aka’larla birlikte Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştır (Yedi
Askı, İstanbul 1943). Son zamanlarda İsmet Zeki Eyuboğlu Yedi Askı, Arap
Şiirinin İlk Parlak Dönemi (İstanbul 1985, s. 51-55) adlı kitabında, bu
kasideyi manzum olarak Türkçeye çevirmiştir. Mu’allaka’smın çeşitli Batı
dillerine tam veya kısmî tercümeleri de yapılmıştır[35]. Diğer taraftan, Doğu dillerinden
Farsçaya, Urducaya ve Hint diline de tercüme edilmiştir[36]. Aynca Habeşî Seyyid Nasr, Mu’allaka
üzerinde müstakil bir çalışma yapmıştır (Mu’allakatu ‘Antere, Dirâse
fi’n-Nesîci’l-Lugavî, Kahire 1985[37]).
Genellikle, Arap
şiirinin vasf (tasvir) türünde büyük bir başan gösteren ‘Antere, isminin
anlamına uygun olarak, sinek (zubâb) tasvirinde eşsizdir[38].
‘Antere’ye isnat edilen ve
el-A’lem eş-Şentemerî[39] ve Ebû Bekr
el-Batalyevsî (öl. 494/1100)’nin rivayet ve şerhleri[40] ile son şeklini alan Dîvân,
günümüze kadar gelmiştir. Ancak buradaki şiirlerin bir kısmının mevsukiyetinden
şüphe edilmiştir[41]. ‘Antere’nin
şiirleri (Dîvânı) gerek müstakil olarak gerekse şerhleriyle birlikte muhtelif
tarihlerde yayımlanmıştır[42] (Munyetu’n-Nefs
fî Eş’âri ‘Anteri ‘Abs adı ile nşr. İskender Ağa, Beyrut 1864, 1881; The
Diuıans of the Six Ancient Arabic Poets (= el-IIkdu’s-Semîn ft
Devâvîni’ş-Şu’arâ’i’s-Sitteti’l-Câhiliyyîn), nşr. W. Ahlwardt, London 1870,
s. 33-52. ilâveler: s. 178 v.dd.; nşr. el-Hûrî, Beyrut 1888, 1901; L. Şeyho, Şu’arâ’u’n-Nasrâniyye,
Beyrut 1890, I, 794-882; nşr. ve şerh: Reşîd ‘Atıyye, Beyrut 1893; nşr. ve
şerh: Muhammed el-Inânî, Kahire 1315, 1329/1911; Beyrut 1914; nşr. ‘Abdulmun’ım
Şelebî, Abrâhîm el-Ebyârî, Kahire 1957; el-A’lem eş-Şentemerî, Eş’âru’ş-Şu’arâ’i’s-SittetiTCâhiliyyîn,
şerh ve ta’lîk: M. ‘Abdulmun’ım Hafâcî, Mısır 1377/1958, II, 107-165; Beyrut
1958, 1966 (Dâru Beyrut-Dâru Sâdır neşri) Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe,
Antere, Beyrut 1968; nşr. Muhammed Sa’îd Mevlevî, Dimaşk 1970; Ebû Bekr
el-Batalyevsî, Şerhu’l-Eş’âri’s-Sitte, Bağdad 1979).
‘Antere’nin esfanevî kahramanlıktan
daha sonra, genel olarak ‘Anter Hikâyesi (Sîretu ‘Anter) adı ile anılan
bir destanın meydana gelmesine sebep olmuştur[43]. Bu hikâye, şifahî ah’ane ile
uzun zaman nesilden nesile nakledilmiş ve çok geniş nisbette yayılmıştır[44]. ‘Anter
hikâyesinin ilk defa ne zaman ve kim tarafından ortaya konulduğu tam olarak bilinmemektedir.
Her ne kadar eserde, hikâyenin anlatımı sırasında derleyenin ‘Antere’den iki
yüz yıl sonra yaşamış bulunan Asma’î (öl. 216/831) olduğu[45] ifade edilmekteyse de hikâye
Asma’î’nin ölümüyle son bulmayıp M. XII. yüzyıla kadar hikâyeye yapılan ilâve
unsurlar devam etmiştir[46].
Sîretu ‘Anter’de esas
konu açık bir şekilde görülmektedir. Bu numune olmağa lâyık bedevinin hayatına
ait başlıca noktalar, daha önce Kitâbu’l-Ağânî[47]’nin
şair ‘Antere hakkındaki bir hikâyesinde mevcuttur: cariye Zebîbe’den dünyaya
gelmesi, yaptığı muharebeler neticesinde, babasının nesebine ilhak edilmesi,
‘Able’ye olan aşkı ve el-Esedu’r-Rahîs namı verilen Vizr b. Câbir tarafından
haince öldürülmesi... içine muhtelif menşe’lerden birçok parçalar giren bu
hikâyenin, daha mufassal olan Hicaz metni (es-Sîretu’l-Hicâziyye) ile
daha muhtasar Bâbil metni (es-Sîretu’l-’Irâkıyye) ile aynı olması
muhtemel olan Suriye metni (es-Sîretu’ş-Şâmiyye) olmak üzere, iki metni
mevcuttur. Beyrut baskısında[48] (1869-1871)
Sîre’nin mülellifi olmak üzere, Yûsuf b. Îsmâ’îl el-Mısrî (M. X. yüzyıl)
namında bir zat gösterilmiştir. ‘Anter hakkındaki hikâyelerin yaklaşık olarak
570/1175’de ölmüş olan Ebû Mu’eyyed Muhammed b. el-Mucellî b. es-Sâ’iğ
el-’Anterî tarafından toplanılmış olduğunu[49] kaydeden Ibn Ebî Usaybi’a[50] (öl.
668/1270)’nın açıklaması dikkate şâyan'dır[51].
Sîretu
Anter’in başlıca baskılan şunlardır:
Kahire (1286, 1306-1311), 32 cüz; Beyrut (1869-1871), 154 cüz (10 cilt),
(1883-1885), 6 cilt[52]i.
Bu eserin tamamı
Avrupa’da büyük bir ilgi görmüş ve bir kısmı çeşitli Batı dillerine
çevrilmiştir. Aynca hakkında müteaddit araştırmalar yapılmıştır. Hikâyenin
takriben üçte biri Terrick Hamilton tarafından, Antar, a Bedueen Romance
(London 1819-1920, 4 cilt) adı altında, İngilizceye ve L.M. Devic tarafından, Les
Aventures d Antar, Fils de Cheddad, Roman Arabe des Temps Ante,Islamiques
(Paris 1864, 2. baskı: Paris 1878) ismi ile Fransızcaya tercüme edilmiştir[53].
Bu hikâyenin, el
yazması halinde bulunan ve Kıssa-yi Anter, Anter(e)nâme[54] veya
Anter Hikâyesi adlanyla tanınan fakat mütercimi bilinmeyen bir Türkçe
tercümesi de vardır. 1477’de Fatih Sultan Mehmed’in emriyle yapılan bu
tercümenin tamamına yakın bir kısmı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde
bulunmaktadır[55].
‘Anter
hikâyesi müzisyenlerin de ilgisini çekti. Rimsky-Korsakov 1874’te ‘Antar adlı
senfonik bir şiir besteledi. Şukrî Gânim (ö. 1351/1932) bu bestenin ilk dört
kısmını drama haline getirerek 1910’da Odeon Tiyatrosu’nda sahneye koydu[56]. Adı geçen
oyun îzmet Melih (Devrim) tarafından An tere adı ile Türkçeye tercüme
edildi (İstanbul 1327/1911). Bu tercümeyi İnci Koçak sadeleştirdi ve eser
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınlan arasında
neşredildi56 (Antara (Oyun, Beş Perde), Ankara 1983, 64. s.).
56)
Krş.
Cemâl Muhtar, “Antere Kıssası”, DİA, IH, 238.
‘Antere ve şiirleri hakkında aynca bk. Ebû Zeyd el-Kureşî, Cemheretu
Eş’âri’l-’Arab, nşr. ‘Alî Fâ’ûr, Beyrut 1406/1986, s. 211-222; Ebû Ca’fer
en-Nahhâs, ŞerhuTKasâ’idi’t-TisTI-Meşhûrât, nşr. Ahmed Hattâb, Bagdad
1393/1973, H, 453-537; el-Hafib et-Tibrizî, Şerhu’l-Kasâ’idi’l’Aşr,
Kahire 1384/1964, s. 18 v.dd.; C.de Perceval, Essai sur l'Historie des
Arabes, Paris 1847, D, 441 v.dd., 514-521; H.Thorbecke, Antarah, ein
vorislamischer Dichter, Leipzig 1867; W. Ahlwardt, Bemerkungen über die
Aechtheit der alten arabischen Gedichte, Greifswald 1872, s. 50-57;
Galâyînî, Ricâlu’l-Mu'allakâti’l-’Aşr, s. 208-225; Corcî Zeydân, Törîhu
Âdâbi’l-Lugati’l-’Arabiyye, Beyrut 1983,1, 113-116; Ahmed Haşan ez-Zeyyât, Târihu’l-Edebi’l-’Arabî,
Kahire, ts., s. 58-60; Fu’âd Efrâm el-Bustânî, ‘Antere b. Şeddâd,
Beyrut; Butrus el-Bustânî, eşŞu’arâ’u’l-Fursân, Beyrut 1944, s. 160
v.dd.; M.Ferîd Ebû Hadîd, Ebu’l-Fevâris ‘Antere b. Şeddâd, Kahire 1947;
C.-A. Nallino, La Litterature Arabe, trad, Fr. Ch. Pellat, Paris 1950,
s. 4445; R.Blachere, Histoire de la Litterature Arabe, Paris 1952,1,
272-273; es-Sibâ’î Beyyûmî, Târîhu’l-Edebi’l-'Arabî, Kahire, ts., I,
172-175; Edîb Ferhat, ‘Antere b. Şeddâd, Beyrut; Haşan Cevher v.dğr., ‘Antere
b. Şeddâd, Kahire 1956; Haşan ‘Abdullah el-Kureşî, Fârisu Benî ‘Abs, Kahire
1957; Yûsuf b. Ismâ’îl, ‘Antere b. Şeddâd, Kahire 1957; Şevkî Dayf, Târîhu’l-Edebi’l’Arabî,
I. el-’Asru’l-Câhilî, Kahire 1960, s. 369-374; ‘Inâd Gazvân ismâ’îl v.dğr.,
el-Edebu'l-IArabî, Bağdad 1394/1974, s. 72-74; GAS, II, 113-115; Dırâr
Salih Dırâr, Hel Kâne ‘Antere Sûdâniyyen?, Câmi’atu'l-Hartûm, 1976; ‘Abdulhamîd
el-Aktaş, el-Ebniyetu’s-Sarfiyye fîDîvânı ‘Antere, Master Tezi,
Câmi’atu’l-Kâhire, 1978; Süleyman Tülücü, Mu'allakât ve Şâirleri Üzerinde
İncelemeler, Basılmamış Y.L.Tezi, Erzurum 1979, s. 65-71; Sabrî İbrâhîm
es-Seyyid, Dîuânu ‘Antere, Mu'cem ve dirâse Delâliyye, Master Tezi,
Câmi'atu ‘Ayni Şems, Kahire 1979; Mevlâna M. ismha’îl es-Selefî, ŞerhuTMu’allakâti’s-Seb’,
Lahor 1399/1979, s. 281-322; ‘Afîf ‘Abdurrahmân, Mu’cemu’ş-Şu’arâ’,
Beyrut 1403/1983, s. 258-259; a.mlf., Mektebetu’l-'Asri’l-Câhilî ve Edebihî,
Beyrut 1404/1984, bk. İndeks (“Antere b. Şeddâd", s. 156); Mahmûd Haşan
Ebû Nâcî, Şu’arâ’u’I-’Arabi’l-Fursân, Dimaşk 1404/1984, s. 51-76; Reşîd
Yûsuf ‘Atallâh, Târîhu’l-Âdâbi’l’Arabiyye, nşr. ‘Alî Necîb ‘AtaVî,
Beyrut 1405/1985,1, 67-76; H.Derenbourg, Le Poete Anteislamique Antar, Opuscules
d'un Arabisant, Paris 1905, s. 3-9; A.Boudot-Lamotte, Lexique de la Poesie
Guerriere dans le Dîwân de ‘Antara b. Shaddâd al-'Absî, Arabica, XI/I
(Janvier 1964), s. 19-56; K.A. Fariq, Pre-Islamic Arabic Poetry and Poets, Studies
in İslam, IV/4, New Delhi 1967, s. 211-212; ‘Afîf ‘Abdurrahman, ‘Antere b.
Şeddâd beyne'l-Vekâ'i’ ve’l-Ustûre, el-Aklâm, Bagdad, yıl: 11 (Ağustos
1976), s. 80-85.
‘Anter hikâyesi için aynca bk. V. Chauvin, Bibliographie
des Ouurages Arabes ou Relatifs aux Arabes, İÜ; Louqmâne et les Fabulistes,
Barlaam, ‘Antar et les Romans de Chevalerie, Lieege-Leipzig 1898, s. 113-126;
B.Heller, Der Arabische Antarroman, Ungarische Rundschau, V, 83107;
a.mlf., Az Arab Antarregeny, Budapest 1918; a.mlf., Der Arabische
‘Antarroman, ein Beitrag zur Vergleichenden Litteraturgeschichte, Hannover
1925; a. mlf., Die Bedeutung des Arabischen ‘Antar Romans für die
vergleichende Litteraturkunde, Leipzig 1931; G.Rouger, Le Roman d’Antar
d’Apres les Anciens Textes Arabes, Paris 1923; Mahmûd el-Hanefî Zihnî, Sîretu
'Anter, Doktora Tezi, Câmi’atu’l-Kâhire, 1968; H.T.Norris, The
Adventures of Antar, London 1980; Bemhand Heller, “Sîret-i Anter”, 1A,
X, 703-707; Peter Heath, A Critical Review of Modem Scholarship on Sîrat ‘Antar
Ibn Shaddâd and the Popular Sîra JAL, XV (1984), s. 19-44; keza biç.
‘Abdulhamîd Yûnus, Sîretu ‘Antere, Turâsu’l-însâniyye, Kahire 1971, IV,
421-434.
* Atatürk
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslâm Bilimleri Bölümü Arap Dili ve
Belâgati Anabilim Dalı Başkanı.
[2] Cumahî, Tabakâtu’ş-Şu'arâ',
nşr. J. Hell, Beyrut 1402/1982, s. 64.
[3] “‘Antere” yerine
“‘Anter’ şekli de kullanılmaktadır ve ‘“Anter", “cesur, yiğit, kahraman”,
“(mavi) sinek” mânâlarını ifade etmektedir. Bk. Ebû Bekr İbnu’l-Enbârî, Şerhu’l-Kasâ’idi's-SebTt-Tıvâl
elCâhiliyyât, nşr. ‘A.M. Harun, Kahire 1963, s. 294; İbn Fâris, Mu'cemu
MekâyîsiTLuga, nşr. ‘A.M. Hârun, Kahire 1391/1971, IV, 366; Cevheri, es-Sıhâh,
nşr. A. ‘A. ‘Attâr, Mısır 1377, n, 759; İbn Sîde, el-Muhkem, nşr.
Mustafâ es-Sakkâ v. dgr., Kahire 1377-92/1958-72, II, 322-323; İbn Manzûr, Lisânu’l-'Arab,
nşr. Dâru Sâdır, Beyrut, ts., IV, 610; Mustafâ b. Şemseddîn el-Karahisârî, Ahterî-i
Kebîr, İstanbul 1310, II, 75; F.Steingass, A Learner’s Arabic-English
Dictionary, Beyrut 1989, s. 730; krş. bir de ed-Demîrî, Hayâtu'l-Hayavâni’l-Kubrâ,
Kahire 1390/1970, n, 82.
[4] ‘Antere’nin
geniş nesep silsilesi için bk. Ya’kûbî, Târih, Beyrut 1379/1960,1,
263-264; Ebu’l-Ferec el-lsfahânî, Kitâbu’I-Ağânî, nşr. Dâru’s-Sekâfe,
Beyrut 1957, VHI, 235.
[5] Zevzenî, Şerhu’l-Mu’allakâti’s-Seb',
Beyrut 1382/1963, s. 136; Suyûtî, el-Muzhir, nşr. M.A. Câdelmevlâ v.
dğr., Mısır, ts., II, 426.
[6] Edward Selim
Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.
[7] Zebîbe hakkında
bk. H. Mehmed Zihnî, Meşâhîru’n-Nisâ, sad. Bedreddin Çetiner, İstanbul
1982, I, 313-314.
[8] Kitâbu Dîvânı
‘Antere, Mısır 1329/1911, s. 2; Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe, ‘Antere,
Beyrut 1968;'-|bn Kuteybe, eş-Şi’r ve’ş-Şu’arâ’, nşr. Mufîd Kumeyha,
Beyrut 1401/1981, s. 110.
[9] Se’âlibî, Simâru'l-Kulûb,
Kahire 1326/1908, s. 125; Şinkîtî, Şerhu TMu’allakâti’l-’Aşr ve Ahbâru
Şu’arâ’ihâ, Beyrut, ts., s. 44.
[10] Msl. bk. ‘Antere, Dîvân,
Beyrut 1385/1966, s. 46, 210; keza bk. Ebû Ubeyde, KitâbuTHayl,
Haydarâbâd
ed-Dekken 1358, s. 2. .
[11] Fünf Mo’allaqat,
Übers. und erki., SBAW Wien, CXLII (1900), II, 1-49.
[12] Zevzenî, s.
142-143.
[13] C.Brockelmann,
“Antere", lA, I, 463.
[14] Muhammed b. Habîb, Elkâbu’ş-Şu’arâ’,
Nevâdiru’l-Mahtûtât VII, nşr. ‘A. Hârûn, Kahire 1374/1954, s. 310; Kitâbu’l-Ağânî,
VHI, 235; Sâmî Mekkî el-’Ânî, Mu’cemu Elkâbi’ş-Şu'arâ, Necef 1971, s.
178; keza bk. İbn Fâris, IV, 450; Lisânu’l-’Arab, H, 548; Cl.Huart, Arab
ve Islâm Edebiyatı, çev. Cemal Sezgin, Ankara 1971, s. 22.
[15] Zevzenî, s. 146.
[16] C. Brockelmann,
“Antere”, lA, I, 463.
[17] R.A. Nicholson, A
Literary History of the Arabs, Cambridge 1969, s. 115; I. Goldziher, A
Short History of Classical Arabic Literatüre, trans. Joseph Desomogyi,
Hildesheim 1966, s. 15.
[18] Kitâbu Dîvânı
'Antere, s. 3; Şerha Dîvânı ‘Alkame, Tarafe, ‘Antere, s. 149; Kitâbu’l-Ağânî,
VIII, 237-238; Suyûtî, Şerhu Şevâhidi’l-Muğnî, nşr. Ahmed Zâfir
Kûcân, Dimaşk 1386/1966,1, 481-482; H. Mehmed Zihnî, I, 313; Nicholson, s. 115;
Şinkîtî, s. 45-46; Mehmed Fehmî, Târîhi Edebiyyât-ı ‘Arabiyye İstanbul
1917, s. 796; Edward Selim Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.
[19] Asma’î, Fuhûletu’ş-Şu’arâ',
nşr. C. Torrey, Beyrut 1389/1971, s. 14,18. '
[20] İbn ‘Abdi Rabbih, el-'Ikdu'I-Ferîd,
nşr. Ahmed Emîn v.dğr., Kahire 1384/1965,1, 117.
[21] Zâvî, Tertîbu’l-Kâmûsi’l-Muhît,
Kahire 1390/1970,1, 216.
[22] İbnu’l-Kelbî, Kitâbu
Nesebi’l-Hayl fi’l-Câhiliyye ve’l-lslâm ve Ahbârihâ, nşr. G.Levi Della
Vida, Leyde 1928, s. 22; İbnu’l-A’râbî, Kitâbu Esmâ’i Hayli'l-’Arab ve
Fursânihâ, nşr. G.Levi Della Vida, Leyde 1928, s. 69, 70.
[23] Merzubânî, Mu’cemu'ş-Şu’arâ',
nşr. F.Krenkow, Kahire 1354, s. 246; Ibn Hazm, Cemheretu Ensâbi’l-’Arab,
nşr. ‘A.M.Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 290-291.
[24] Bu muharebe için
bk. Ebû ‘Ubeyde, Kitâbu Eyyâmi'l-'Arab kable’l-JsIâm, nşr.
‘Â.C.el-Beyâtî, Beyrut 1407/1987, II, 177 v.dd.; el-’Ikdu’l-Ferîd, V,
150 v.dd.
[25] ‘Abdulkâdir
el-Bağdâdî, Hızânetu’l-Edeb, Bulak .1299, I, 62; A. Müller, Der İslam
im Morgen und Abendland, Berlin 1885,1, 15 v.dd.
[26] Nicholson, s. 115;
G.Brockelmann, “Antere”, İA, I, 463.
[27] Şinkîtî, s. 44;
Ziriklî, el-A’lâm, nşr. Zuheyr Fethullâh, Beyrut 1989, V, 91.
[28] Kitâbu Dîvânı
‘Antere, s. 4; Muhammed b. Habîb, Esmâ’u’l-Muğtâlîn, Nevâdiru’l-Mahtûtât
VI, s. 211; krş. Ibn Dureyd, el-İştikâk, nşr. ‘A.M.Hârûn, Kahire
1378/1958, s. 396; Âmidî, el-Mu’telif ve'l-Muhtelif, nşr. F.Krenkow,
Kahire 1354, s. 99; Şerefeddin Yaltkaya, Yedi Askı, İstanbul 1943, s. 101;
Bemhard Heller, “Sîret-i Anter", İA, X, 704; keza bk. Mehmed Fehmî,
s. 799-800.
[29] el-İştikâk,
s. 280.
[30] C.Brockelmann,
“Antere”, İA, I, 463.
[31] ‘Antere amcasının
kızı ‘Able’yi seviyordu. Onun sevgisi ile, birçok kasideler söylemiştir. Fakat
‘Able’nin babası Mâlik, kızının, ‘Antere ile evlenmesini istemiyordu. Ancak
uzun bir gayretten sonra, ‘Antere, ‘Able ile evlenebildi. ‘Antere’nin ölümünden
sonra ‘Able, az bir müddet daha yaşadı. Bk. Kitâbu,-Dîvânı ‘Antere, s.
4; Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe, ‘Antere, s. 150; krş. Bemhard Heller,
“Sîret-i Anter”, İA, X, 703.
[32] Mu’allakât,
Kabe’nin duvarlanna asıldığı rivayet olunan meşhur kasidelere verilen isimdir.
Bu hususta bk. Galâyînî, Kicâlu’l-Mu’allakâti’l-’Aşr, Beyrut 1912;
Bedevi Tabâne, Mu’allakâtu’l’Arab, Kahire 1387; Süleyman Tülücü, Mu’allakât
ve Şâirleri Üzerinde İncelemeler, Basılmamış Y.L. Tezi, Erzurum 1979;
A.F.L. Beeston, Mu’allakât, çev. Süleyman Tülücü, AÜ1İFD, IH (1979), s.
419-427; Süleyman Tülücü, Mu’allakât, Şerh ve Baskılan, Tercümeleri, AÜ1FD,
VI (1986), s. 253-266-, a.mlf., Mu’allakât’ta “Nesib”, TDED, XXIV-XXV
(1980-86), s. 429-440.
[33] Kitâbu'l-Ağânî,
VIII, 240; Şerhû Dîvânı 'Alkame, Tarefe, 'Antere, s. 151; Mehmed Fehmî,
s. 797-798; Butrus es-Bustânî, Udebâ’u’l-’Arab fi’l-Câhiliyye ve
Sadri’l-lslâm, Beyrut 1989, s. 163; Yedi Askı, s. 101; Haydar
Bammat, İslamiyetin Manevî ve Kültürel Değerleri, çev. Bahadır 'Dülger,
Ankara 1963, s. 218; ‘Abdulhamîd eş-Şelkânî, Mesâdiru’l-Luga, Tarabulus
1391/1982, s. 241; krş. İsmet Zeki Eyuboğlu, Yedi Askı, Arap Şiirlerinin ilk
Parlak Dönemi, İstanbul 1985, s. 50.
[34] eş-Şi'r
ve’ş-Şu’arâ’, s. 111; Yedi Askı, s. 100.
[35] Bk. GAS, II,
48-49.
[36] Süleyman Tülücü,
Mu’allakât, Şerh ve Baskılan, Tercümeleri, AÜ1FD, VI (1986), s. 263-264.
Arapça şerhle Urducaya çevirisi: Mevlânâ M. Ismâ’îl es-Selefî, Şerhu'l-Mu'allakâti’s-Seb’,
Lahor 1399/1979, s. 281-322.
[37] Cemâl Muhtar,
“Antere”, DİA, ffl, 237.
[38] Husrî, Zehru’l-Âdâb,
nşr. ‘A.M.el-Bicâvî, Kahire 1389/1969, n, 740.
[39] İsmail Hakkı
Sezer, “A’lem eş-Şentemerî”, DlA, ü, 363.
[40] Süleyman Tülücü, Zuheyr
b. Ebî Sulmâ ve Edebî Kişiliği, Basılmamış Doktora Tezi, Erzurum 1982, s.
133-134.
[41] Bk. Mehmed Fehmî,
s. 802; R. Blachere, “‘Antara", EP (ing.), I, 521.
[42] Krş. A.S.
Fulton-A.G.Ellis, Supplementary Catalogue of Arabic Printed Books in the
British Museum 1901-1926, London 1926, s. 254; Serkîs, Mu’cemu’l-Matbû’âti’l-’Arabiype
ue’lMu'arrabe, Kahire 1930, II, 1387; GAL, I, 22, Suppl., I,
45; R. Blachere, '“Antara”, EP (ing.), I, 521-522; ‘Ömer Ferrûh, TârihuTEdebiT’Arabî,
Beyrut 1388/1969, I, 211-212; GAS, II, 114; ‘Abdulvehhâb es-Sâbûnî, Şu’arâ’
ue Devâuîn, Beyrut 1978, s. 38-39; ‘Afif 'Abdurrahmân, MektebetuT’Asri’l-Câhilî
ve Edebihî, Beyrut 1404/1984, nr. 245, 330, 336; Cemâl Muhtar, “Antare”, DİA,
III, 237.
[43] Cemâl Muhtar,
“Antare Kıssası”, DİA, IH, 237.
[44] Edward Selim
Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.
[45] Huart, s. 377;
Nicholson, s. 459.
[46] Cemâl Muhtar,
“Antere Kıssası”, DİA, III, 237.
[47] Vffl, 235 v.dd.
[48] Serkîs II, 1388.
[49] Safedî, el-Vâfî
bi’I-Vefeyât, nşr. S.Dedering, Beyrut 1974, IV, 384; el-A’lâm, VII,
19.
[50] Ibn Ebî Usaybi’a, ‘UyûnuTEnbâ’
fi Tabakâti’l-Etıbbâ’, Beyrut 1401/1981, II, 314.
[51] M. Hartmann,
“Anter”, 1A, I, 462-463.
[52] A.S.
Fulton-A.G.Ellis, s. 254; Serkîs, n, 1387-1388; H. Hartmann, “Anter”, 1A,
I, 463; Cemâl Muhtar, “Antere Kıssassı”, DİA, İÜ, 238.
[53] M. Hartmann,
“Anter", İA, I, 463.
[54] Krş. Fuad Köprülü,
Edebiyat Araştırmaları, Ankara 1966, s. 371, 381; Agâh Sim Levend, Türk
Edebiyatı Tarihi I, Ankara 1973, s. 128, 200; Özdemir Nutku, Meddahlık
ve Meddah Hikâyeleri, Ankara 1997, s. 82-83.
[55] Cemâl Muhtar,
“Antere Kıssası”, DİA, III, 238. .
[56] Krş. el-A’lâm,
Di, 171.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar