Print Friendly and PDF

Mu’allaka Şairlerinden ANTERE

Prof. Dr. Süleyman TÜLÜCÜ (*)
EKEVAKADEMİ DERGİSİ c. 1 sy. 4 (Mayıs 1999)

M. VI. asırda yaşamış 6. tabaka şairlerinin[1] [2] en büyüklerinden, Necd’li bir cengâver ve şairdir. Nesep silsilesi umumiyetle şu şekildedir: ‘Antere[3] b. Şeddâd b. ‘Amr b. Mu’âviye el-’Abbî[4]. Künyesi Ebu’l-Mugallis idi[5]. Arap menkıbelerinde bir sima olarak, manzumesindeki her iki meşhur yönü ile ‘Antere, Ahd-i Atîk’deki Samson’a veya Herkül’e benzetilir[6]. Zebîbe[7] namında zenci bir cariyenin oğludur[8] ve bundan dolayı, Ağribute’l-’Arab (Arap kargalan) arasında adı geçer[9]. ‘Antere, Dîuân’ında yer‘yer annesinden söz eder[10]. Geniş açıklamalarla ‘Antere Mu’allaka’sını Almancaya tercüme etmiş olan Th.Nöldeke[11]’nin mütalaasına göre, Mu’allaka’smın 25. ve 27. beyitlerinde[12] melez olduğunu itiraftan çekinmeyen ‘Antere, zenci kölelerinden istihfaf ile bahseder[13]. Eski kaynaklarda, şairin, alt dudağı yank olduğu için “el-Felhâ” lâkabını aldığı söylenir[14]. Ancak C.Brockelmann: “el-Felhâ’ lâkabını taşımış olması pek muhtemel değildir. Zira bu takdirde Mu’af/aka’sında[15] (41. beyit) böyle bir kusur ile malûl bir adam tasvir etmezdi”[16] diyerek bu rivayeti kuşku ile karşılar. Fakat şunu hatırlatalım ki, burada “el-Felhâ”’ değil, “Üst dudağı yank” anlamına gelen “el-A’lem” kelimesi geçmektedir.

' Babası Şeddâd ise, Necd’de oturan ‘Abs kabilesinin ileri gelenlerinden olup, . kahramanlığı ile tanınmıştı. ‘Antere siyahî bir kadından doğduğu için, babasının ne­sebine ilhak edilmiyor ve hür sayılmıyordu. Kölelerin hürriyetlerine kavuşabilmele­ri için büyük işler başarması gerekirdi. ‘Antere’nin şiirlerinin birinde anlatıldığı gibi, kabilesine hücum edildiğinde ve şiddetli bir çarpışma anında, babası Şeddâd ona-, “Hücum et!” der. Fakat ‘Antere: “Bir köle nasıl savaşacağını bilmez; onun işi de­velerden süt sağmak ve onlann memelerini bağlamaktır”[17] diyerek harbe girmeyi reddeder. Bunun üzerine babası: “Hücum et, hürsün!” der. Muharebede muvaffak olan ‘Antere, böylece hürriyetine kavuşur[18].

‘Antere, Benî ‘Abs’ın kahraman ve binicilerindendi[19]. Arapların tanınmış bini­cileri (Fursânu’l-’Arab) arasında onun da adı geçer. Bu itibarla ona “‘Anteretu’l-Fevâris” adı da verilmiştir[20]. Eski kaynaklarda, onun, el-Ebcer[21], el-Ağarr ve el-Edhem isimli atlarının olduğu[22] söylenir. Bir defasında, Benî ‘Ukayl’ın şairi ve kahra­manı ‘Uveymir, ‘Antere’yi mübarezeye davet etmiş fakat o, buna yanaşmamıştır[23].

‘Antere, Zubyân ve ‘Abs kabileleri arasında cereyan eden Dâhıs ve el-Gabrâ’ muharebesinde[24] mühim bir rol oynadı[25] ve ihtiyarlığında Tayyi’ kabilesine karşı yapılan bir savaşta öldü[26]. Rivayete göre, 90 sene yaşamış ve takriben hicretten 22 yıl önce[27] (M. 600), Benî Nebhân’dan el-Esedu’r-Rahîs (Ibn Selmâ) namı verilen Vizr b. Câbir tarafından okla vurularak öldürülmüştür[28]. Tanınmış dilci Ebû ‘Ubeyde (öl. 210/825) bu görüşte olmayıp, onun, oldukça yaşlı olduğu halde, normal bir ölümle öldüğünü söyler[29].

‘Antere, Arap kahramanlan arasında, halk tarafından en ziyade sevilen bir kim­se olmuştur. Hatırası ‘Anter hikâyesinde ve birçok yer isimlerinde halâ yaşamakta­dır. Bazılan ancak parça parça muhafaza edilmiş olmasına rağmen, şiirleri o kadar beğenilmişti ki, tanınmış Endülüslü dilci el-A’lem eş-Şentemerî (öl. 476/1083) bunlan altı şairin eserlerinden mürekkep mecmuasına ithal etmiştir[30]. Tam olarak mu­hafaza edilen tek şiiri (ki bu şiir, bilhassa onun sevgilisi ‘Able’ye olan aşkı[31] ve mü­cadeleleri ile ilgilidir) Mu’allakat[32] arasında bulunmaktadır. Ebul’Ferec el-lsfahânî (öl. 356/967)’nin kaydettiğine göre, ‘Antere’nin: “Karnım belime yapışmış da ol­sa meşru bir yiyecek buluncaya kadar aç yatar, aç kalkanm” beyti Hz. Peygamber salla'llâhü aleyhi ve selleme inşat edildiğinde: “Hiçbir bedevi ‘Antere kadar bende görme arzusunu uyandırmamıştır” buyurmuştur[33].

‘Antere’nin baştan sona gazel ve hamasî beyitlerinden meydana gelmiş olan Mu’allaka’sı “kâmil” bahrindedir. Güzelliği sebebiyle “el-Müzehhebe” diye de şöh­ret kazanmıştır[34]. Mu’allaka’smın ilk yansında aşk ve sevda hatıralannı, ikinci ya­nsında ise cesaretini, kahramanlığını, cömertliğini ve iffetini dile getirmiştir. 86 be­yit kadar olan ve birçok kişi tarafından şerh edilen Mu’allaka'sının diğer Mu’allaka’larla birlikte çeşitli zamanlarda şerhli ve şerhsiz neşirleri yapılmıştır. Mu’allaka'sının önemli bir kısmı, Mehmed Fehmi’nin Târîh-i Edebiyyât-ı ‘Arabiyye adlı eserinde (s. 795-822) Türkçe tercüme ve açıklamalarıyla birlikte yer almaktadır. Şerefeddin Yaltkaya tarafından diğer Mu’al/aka’larla birlikte Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştır (Yedi Askı, İstanbul 1943). Son zamanlarda İsmet Zeki Eyuboğlu Yedi Askı, Arap Şiirinin İlk Parlak Dönemi (İstanbul 1985, s. 51-55) adlı kita­bında, bu kasideyi manzum olarak Türkçeye çevirmiştir. Mu’allaka’smın çeşitli Ba­tı dillerine tam veya kısmî tercümeleri de yapılmıştır[35]. Diğer taraftan, Doğu dille­rinden Farsçaya, Urducaya ve Hint diline de tercüme edilmiştir[36]. Aynca Habeşî Seyyid Nasr, Mu’allaka üzerinde müstakil bir çalışma yapmıştır (Mu’allakatu ‘An­tere, Dirâse fi’n-Nesîci’l-Lugavî, Kahire 1985[37]).

Genellikle, Arap şiirinin vasf (tasvir) türünde büyük bir başan gösteren ‘Antere, isminin anlamına uygun olarak, sinek (zubâb) tasvirinde eşsizdir[38].

‘Antere’ye isnat edilen ve el-A’lem eş-Şentemerî[39] ve Ebû Bekr el-Batalyevsî (öl. 494/1100)’nin rivayet ve şerhleri[40] ile son şeklini alan Dîvân, günümüze kadar gelmiştir. Ancak buradaki şiirlerin bir kısmının mevsukiyetinden şüphe edilmiştir[41]. ‘Antere’nin şiirleri (Dîvânı) gerek müstakil olarak gerekse şerhleriyle birlikte muh­telif tarihlerde yayımlanmıştır[42] (Munyetu’n-Nefs fî Eş’âri ‘Anteri ‘Abs adı ile nşr. İskender Ağa, Beyrut 1864, 1881; The Diuıans of the Six Ancient Arabic Poets (= el-IIkdu’s-Semîn ft Devâvîni’ş-Şu’arâ’i’s-Sitteti’l-Câhiliyyîn), nşr. W. Ahlwardt, London 1870, s. 33-52. ilâveler: s. 178 v.dd.; nşr. el-Hûrî, Beyrut 1888, 1901; L. Şeyho, Şu’arâ’u’n-Nasrâniyye, Beyrut 1890, I, 794-882; nşr. ve şerh: Reşîd ‘Atıyye, Beyrut 1893; nşr. ve şerh: Muhammed el-Inânî, Kahire 1315, 1329/1911; Beyrut 1914; nşr. ‘Abdulmun’ım Şelebî, Abrâhîm el-Ebyârî, Kahire 1957; el-A’lem eş-Şentemerî, Eş’âru’ş-Şu’arâ’i’s-SittetiTCâhiliyyîn, şerh ve ta’lîk: M. ‘Abdulmun’ım Hafâcî, Mısır 1377/1958, II, 107-165; Beyrut 1958, 1966 (Dâru Beyrut-Dâru Sâdır neşri) Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe, Antere, Beyrut 1968; nşr. Muhammed Sa’îd Mevlevî, Dimaşk 1970; Ebû Bekr el-Batalyevsî, Şerhu’l-Eş’âri’s-Sitte, Bağdad 1979).

‘Antere’nin esfanevî kahramanlıktan daha sonra, genel olarak ‘Anter Hikâyesi (Sîretu ‘Anter) adı ile anılan bir destanın meydana gelmesine sebep olmuştur[43]. Bu hikâye, şifahî ah’ane ile uzun zaman nesilden nesile nakledilmiş ve çok geniş nisbette yayılmıştır[44]. ‘Anter hikâyesinin ilk defa ne zaman ve kim tarafından ortaya konulduğu tam olarak bilinmemektedir. Her ne kadar eserde, hikâyenin anlatımı sı­rasında derleyenin ‘Antere’den iki yüz yıl sonra yaşamış bulunan Asma’î (öl. 216/831) olduğu[45] ifade edilmekteyse de hikâye Asma’î’nin ölümüyle son bulma­yıp M. XII. yüzyıla kadar hikâyeye yapılan ilâve unsurlar devam etmiştir[46].

Sîretu ‘Anter’de esas konu açık bir şekilde görülmektedir. Bu numune olmağa lâyık bedevinin hayatına ait başlıca noktalar, daha önce Kitâbu’l-Ağânî[47]’nin şair ‘Antere hakkındaki bir hikâyesinde mevcuttur: cariye Zebîbe’den dünyaya gelmesi, yaptığı muharebeler neticesinde, babasının nesebine ilhak edilmesi, ‘Able’ye olan aşkı ve el-Esedu’r-Rahîs namı verilen Vizr b. Câbir tarafından haince öldürülmesi... içine muhtelif menşe’lerden birçok parçalar giren bu hikâyenin, daha mufassal olan Hicaz metni (es-Sîretu’l-Hicâziyye) ile daha muhtasar Bâbil metni (es-Sîretu’l-’Irâkıyye) ile aynı olması muhtemel olan Suriye metni (es-Sîretu’ş-Şâmiyye) olmak üzere, iki metni mevcuttur. Beyrut baskısında[48] (1869-1871) Sîre’nin mülellifi ol­mak üzere, Yûsuf b. Îsmâ’îl el-Mısrî (M. X. yüzyıl) namında bir zat gösterilmiştir. ‘Anter hakkındaki hikâyelerin yaklaşık olarak 570/1175’de ölmüş olan Ebû Mu’eyyed Muhammed b. el-Mucellî b. es-Sâ’iğ el-’Anterî tarafından toplanılmış ol­duğunu[49] kaydeden Ibn Ebî Usaybi’a[50] (öl. 668/1270)’nın açıklaması dikkate şâyan'dır[51].

Sîretu Anter’in başlıca baskılan şunlardır: Kahire (1286, 1306-1311), 32 cüz; Beyrut (1869-1871), 154 cüz (10 cilt), (1883-1885), 6 cilt[52]i.

Bu eserin tamamı Avrupa’da büyük bir ilgi görmüş ve bir kısmı çeşitli Batı dille­rine çevrilmiştir. Aynca hakkında müteaddit araştırmalar yapılmıştır. Hikâyenin takriben üçte biri Terrick Hamilton tarafından, Antar, a Bedueen Romance (London 1819-1920, 4 cilt) adı altında, İngilizceye ve L.M. Devic tarafından, Les Aventures d Antar, Fils de Cheddad, Roman Arabe des Temps Ante,Islamiques (Pa­ris 1864, 2. baskı: Paris 1878) ismi ile Fransızcaya tercüme edilmiştir[53].

Bu hikâyenin, el yazması halinde bulunan ve Kıssa-yi Anter, Anter(e)nâme[54] veya Anter Hikâyesi adlanyla tanınan fakat mütercimi bilinmeyen bir Türkçe ter­cümesi de vardır. 1477’de Fatih Sultan Mehmed’in emriyle yapılan bu tercümenin tamamına yakın bir kısmı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunmakta­dır[55].

‘Anter hikâyesi müzisyenlerin de ilgisini çekti. Rimsky-Korsakov 1874’te ‘An­tar adlı senfonik bir şiir besteledi. Şukrî Gânim (ö. 1351/1932) bu bestenin ilk dört kısmını drama haline getirerek 1910’da Odeon Tiyatrosu’nda sahneye koydu[56]. Adı geçen oyun îzmet Melih (Devrim) tarafından An tere adı ile Türkçeye tercüme edildi (İstanbul 1327/1911). Bu tercümeyi İnci Koçak sadeleştirdi ve eser Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınlan arasında neşredildi56 (Antara (Oyun, Beş Perde), Ankara 1983, 64. s.).

56)    Krş. Cemâl Muhtar, “Antere Kıssası”, DİA, IH, 238.

‘Antere ve şiirleri hakkında aynca bk. Ebû Zeyd el-Kureşî, Cemheretu Eş’âri’l-’Arab, nşr. ‘Alî Fâ’ûr, Beyrut 1406/1986, s. 211-222; Ebû Ca’fer en-Nahhâs, ŞerhuTKasâ’idi’t-TisTI-Meşhûrât, nşr. Ahmed Hattâb, Bagdad 1393/1973, H, 453-537; el-Hafib et-Tibrizî, Şerhu’l-Kasâ’idi’l’Aşr, Kahire 1384/1964, s. 18 v.dd.; C.de Perceval, Essai sur l'Historie des Arabes, Paris 1847, D, 441 v.dd., 514-521; H.Thorbecke, Antarah, ein vorislamischer Dichter, Leipzig 1867; W. Ahlwardt, Bemerkungen über die Aechtheit der alten arabischen Gedichte, Greifswald 1872, s. 50-57; Galâyînî, Ricâlu’l-Mu'allakâti’l-’Aşr, s. 208-225; Corcî Zeydân, Törîhu Âdâbi’l-Lugati’l-’Arabiyye, Beyrut 1983,1, 113-116; Ahmed Haşan ez-Zeyyât, Târihu’l-Edebi’l-’Arabî, Kahi­re, ts., s. 58-60; Fu’âd Efrâm el-Bustânî, ‘Antere b. Şeddâd, Beyrut; Butrus el-Bustânî, eşŞu’arâ’u’l-Fursân, Beyrut 1944, s. 160 v.dd.; M.Ferîd Ebû Hadîd, Ebu’l-Fevâris ‘Antere b. Şed­dâd, Kahire 1947; C.-A. Nallino, La Litterature Arabe, trad, Fr. Ch. Pellat, Paris 1950, s. 44­45; R.Blachere, Histoire de la Litterature Arabe, Paris 1952,1, 272-273; es-Sibâ’î Beyyûmî, Târîhu’l-Edebi’l-'Arabî, Kahire, ts., I, 172-175; Edîb Ferhat, ‘Antere b. Şeddâd, Beyrut; Haşan Cevher v.dğr., ‘Antere b. Şeddâd, Kahire 1956; Haşan ‘Abdullah el-Kureşî, Fârisu Benî ‘Abs, Kahire 1957; Yûsuf b. Ismâ’îl, ‘Antere b. Şeddâd, Kahire 1957; Şevkî Dayf, Târîhu’l-Edebi’l’Arabî, I. el-’Asru’l-Câhilî, Kahire 1960, s. 369-374; ‘Inâd Gazvân ismâ’îl v.dğr., el-Edebu'l-IArabî, Bağdad 1394/1974, s. 72-74; GAS, II, 113-115; Dırâr Salih Dırâr, Hel Kâne ‘Antere Sûdâniyyen?, Câmi’atu'l-Hartûm, 1976; ‘Abdulhamîd el-Aktaş, el-Ebniyetu’s-Sarfiyye fîDîvânı ‘An­tere, Master Tezi, Câmi’atu’l-Kâhire, 1978; Süleyman Tülücü, Mu'allakât ve Şâirleri Üzerinde İncelemeler, Basılmamış Y.L.Tezi, Erzurum 1979, s. 65-71; Sabrî İbrâhîm es-Seyyid, Dîuânu ‘Antere, Mu'cem ve dirâse Delâliyye, Master Tezi, Câmi'atu ‘Ayni Şems, Kahire 1979; Mevlâna M. ismha’îl es-Selefî, ŞerhuTMu’allakâti’s-Seb’, Lahor 1399/1979, s. 281-322; ‘Afîf ‘Abdurrahmân, Mu’cemu’ş-Şu’arâ’, Beyrut 1403/1983, s. 258-259; a.mlf., Mektebetu’l-'Asri’l-Câhilî ve Edebihî, Beyrut 1404/1984, bk. İndeks (“Antere b. Şeddâd", s. 156); Mahmûd Haşan Ebû Nâcî, Şu’arâ’u’I-’Arabi’l-Fursân, Dimaşk 1404/1984, s. 51-76; Reşîd Yûsuf ‘Atallâh, Târîhu’l-Âdâbi’l’Arabiyye, nşr. ‘Alî Necîb ‘AtaVî, Beyrut 1405/1985,1, 67-76; H.Derenbourg, Le Poete Anteislamique Antar, Opuscules d'un Arabisant, Paris 1905, s. 3-9; A.Boudot-Lamotte, Lexique de la Poesie Guerriere dans le Dîwân de ‘Antara b. Shaddâd al-'Absî, Arabica, XI/I (Janvier 1964), s. 19-56; K.A. Fariq, Pre-Islamic Arabic Poetry and Poets, Studies in İslam, IV/4, New Delhi 1967, s. 211-212; ‘Afîf ‘Abdurrahman, ‘Antere b. Şeddâd beyne'l-Vekâ'i’ ve’l-Ustûre, el-Aklâm, Bagdad, yıl: 11 (Ağustos 1976), s. 80-85.

‘Anter hikâyesi için aynca bk. V. Chauvin, Bibliographie des Ouurages Arabes ou Relatifs aux Arabes, İÜ; Louqmâne et les Fabulistes, Barlaam, ‘Antar et les Romans de Chevalerie, Lieege-Leipzig 1898, s. 113-126; B.Heller, Der Arabische Antarroman, Ungarische Rundschau, V, 83­107; a.mlf., Az Arab Antarregeny, Budapest 1918; a.mlf., Der Arabische ‘Antarroman, ein Beitrag zur Vergleichenden Litteraturgeschichte, Hannover 1925; a. mlf., Die Bedeutung des Arabischen ‘Antar Romans für die vergleichende Litteraturkunde, Leipzig 1931; G.Rouger, Le Roman d’Antar d’Apres les Anciens Textes Arabes, Paris 1923; Mahmûd el-Hanefî Zihnî, Sîretu 'Anter, Doktora Tezi, Câmi’atu’l-Kâhire, 1968; H.T.Norris, The Adventures of Antar, London 1980; Bemhand Heller, “Sîret-i Anter”, 1A, X, 703-707; Peter Heath, A Critical Review of Modem Scholarship on Sîrat ‘Antar Ibn Shaddâd and the Popular Sîra JAL, XV (1984), s. 19-44; keza biç. ‘Abdulhamîd Yûnus, Sîretu ‘Antere, Turâsu’l-însâniyye, Kahire 1971, IV, 421-434.


 

 



* Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslâm Bilimleri Bölümü Arap Dili ve Belâgati Anabilim Dalı Başkanı.

[2]      Cumahî, Tabakâtu’ş-Şu'arâ', nşr. J. Hell, Beyrut 1402/1982, s. 64.

[3]      “‘Antere” yerine “‘Anter’ şekli de kullanılmaktadır ve ‘“Anter", “cesur, yiğit, kahraman”, “(mavi) sinek” mânâlarını ifade etmektedir. Bk. Ebû Bekr İbnu’l-Enbârî, Şerhu’l-Kasâ’idi's-SebTt-Tıvâl elCâhiliyyât, nşr. ‘A.M. Harun, Kahire 1963, s. 294; İbn Fâris, Mu'cemu MekâyîsiTLuga, nşr. ‘A.M. Hârun, Kahire 1391/1971, IV, 366; Cevheri, es-Sıhâh, nşr. A. ‘A. ‘Attâr, Mısır 1377, n, 759; İbn Sîde, el-Muhkem, nşr. Mustafâ es-Sakkâ v. dgr., Kahire 1377-92/1958-72, II, 322-323; İbn Manzûr, Lisânu’l-'Arab, nşr. Dâru Sâdır, Beyrut, ts., IV, 610; Mustafâ b. Şemseddîn el-Karahisârî, Ahterî-i Kebîr, İstanbul 1310, II, 75; F.Steingass, A Learner’s Arabic-English Dictionary, Beyrut 1989, s. 730; krş. bir de ed-Demîrî, Hayâtu'l-Hayavâni’l-Kubrâ, Kahire 1390/1970, n, 82.

[4]      ‘Antere’nin geniş nesep silsilesi için bk. Ya’kûbî, Târih, Beyrut 1379/1960,1, 263-264; Ebu’l-Ferec el-lsfahânî, Kitâbu’I-Ağânî, nşr. Dâru’s-Sekâfe, Beyrut 1957, VHI, 235.

[5]      Zevzenî, Şerhu’l-Mu’allakâti’s-Seb', Beyrut 1382/1963, s. 136; Suyûtî, el-Muzhir, nşr. M.A. Câdelmevlâ v. dğr., Mısır, ts., II, 426.

[6]      Edward Selim Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.

[7]      Zebîbe hakkında bk. H. Mehmed Zihnî, Meşâhîru’n-Nisâ, sad. Bedreddin Çetiner, İstanbul 1982, I, 313-314.

[8]      Kitâbu Dîvânı ‘Antere, Mısır 1329/1911, s. 2; Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe, ‘Antere, Beyrut 1968;'-|bn Kuteybe, eş-Şi’r ve’ş-Şu’arâ’, nşr. Mufîd Kumeyha, Beyrut 1401/1981, s. 110.

[9]      Se’âlibî, Simâru'l-Kulûb, Kahire 1326/1908, s. 125; Şinkîtî, Şerhu TMu’allakâti’l-’Aşr ve Ahbâru Şu’arâ’ihâ, Beyrut, ts., s. 44.

[10]    Msl. bk. ‘Antere, Dîvân, Beyrut 1385/1966, s. 46, 210; keza bk. Ebû Ubeyde, KitâbuTHayl,

Haydarâbâd ed-Dekken 1358, s. 2.                                                                    .

[11]   Fünf Mo’allaqat, Übers. und erki., SBAW Wien, CXLII (1900), II, 1-49.

[12]   Zevzenî, s. 142-143.

[13]   C.Brockelmann, “Antere", lA, I, 463.

[14]   Muhammed b. Habîb, Elkâbu’ş-Şu’arâ’, Nevâdiru’l-Mahtûtât VII, nşr. ‘A. Hârûn, Kahire 1374/1954, s. 310; Kitâbu’l-Ağânî, VHI, 235; Sâmî Mekkî el-’Ânî, Mu’cemu Elkâbi’ş-Şu'arâ, Necef 1971, s. 178; keza bk. İbn Fâris, IV, 450; Lisânu’l-’Arab, H, 548; Cl.Huart, Arab ve Islâm Edebiyatı, çev. Cemal Sezgin, Ankara 1971, s. 22.

[15]   Zevzenî, s. 146.

[16]   C. Brockelmann, “Antere”, lA, I, 463.

[17]   R.A. Nicholson, A Literary History of the Arabs, Cambridge 1969, s. 115; I. Goldziher, A Short History of Classical Arabic Literatüre, trans. Joseph Desomogyi, Hildesheim 1966, s. 15.

[18]   Kitâbu Dîvânı 'Antere, s. 3; Şerha Dîvânı ‘Alkame, Tarafe, ‘Antere, s. 149; Kitâbu’l-Ağânî, VIII, 237-238; Suyûtî, Şerhu Şevâhidi’l-Muğnî, nşr. Ahmed Zâfir Kûcân, Dimaşk 1386/1966,1, 481-482; H. Mehmed Zihnî, I, 313; Nicholson, s. 115; Şinkîtî, s. 45-46; Mehmed Fehmî, Târîhi Edebiyyât-ı ‘Arabiyye İstanbul 1917, s. 796; Edward Selim Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.

[19]   Asma’î, Fuhûletu’ş-Şu’arâ', nşr. C. Torrey, Beyrut 1389/1971, s. 14,18. '

[20]   İbn ‘Abdi Rabbih, el-'Ikdu'I-Ferîd, nşr. Ahmed Emîn v.dğr., Kahire 1384/1965,1, 117.

[21]    Zâvî, Tertîbu’l-Kâmûsi’l-Muhît, Kahire 1390/1970,1, 216.

[22]    İbnu’l-Kelbî, Kitâbu Nesebi’l-Hayl fi’l-Câhiliyye ve’l-lslâm ve Ahbârihâ, nşr. G.Levi Della Vida, Leyde 1928, s. 22; İbnu’l-A’râbî, Kitâbu Esmâ’i Hayli'l-’Arab ve Fursânihâ, nşr. G.Levi Della Vi­da, Leyde 1928, s. 69, 70.

[23]    Merzubânî, Mu’cemu'ş-Şu’arâ', nşr. F.Krenkow, Kahire 1354, s. 246; Ibn Hazm, Cemheretu Ensâbi’l-’Arab, nşr. ‘A.M.Hârûn, Kahire 1382/1962, s. 290-291.

[24]    Bu muharebe için bk. Ebû ‘Ubeyde, Kitâbu Eyyâmi'l-'Arab kable’l-JsIâm, nşr. ‘Â.C.el-Beyâtî, Beyrut 1407/1987, II, 177 v.dd.; el-’Ikdu’l-Ferîd, V, 150 v.dd.

[25]    ‘Abdulkâdir el-Bağdâdî, Hızânetu’l-Edeb, Bulak .1299, I, 62; A. Müller, Der İslam im Morgen und Abendland, Berlin 1885,1, 15 v.dd.

[26]    Nicholson, s. 115; G.Brockelmann, “Antere”, İA, I, 463.

[27]    Şinkîtî, s. 44; Ziriklî, el-A’lâm, nşr. Zuheyr Fethullâh, Beyrut 1989, V, 91.

[28]   Kitâbu Dîvânı ‘Antere, s. 4; Muhammed b. Habîb, Esmâ’u’l-Muğtâlîn, Nevâdiru’l-Mahtûtât VI, s. 211; krş. Ibn Dureyd, el-İştikâk, nşr. ‘A.M.Hârûn, Kahire 1378/1958, s. 396; Âmidî, el-Mu’telif ve'l-Muhtelif, nşr. F.Krenkow, Kahire 1354, s. 99; Şerefeddin Yaltkaya, Yedi Askı, İstanbul 1943, s. 101; Bemhard Heller, “Sîret-i Anter", İA, X, 704; keza bk. Mehmed Fehmî, s. 799-800.

[29]    el-İştikâk, s. 280.

[30]    C.Brockelmann, “Antere”, İA, I, 463.

[31]    ‘Antere amcasının kızı ‘Able’yi seviyordu. Onun sevgisi ile, birçok kasideler söylemiştir. Fakat ‘Able’nin babası Mâlik, kızının, ‘Antere ile evlenmesini istemiyordu. Ancak uzun bir gayretten sonra, ‘Antere, ‘Able ile evlenebildi. ‘Antere’nin ölümünden sonra ‘Able, az bir müddet daha yaşadı. Bk. Kitâbu,-Dîvânı ‘Antere, s. 4; Şerhu Dîvânı ‘Alkame, Tarefe, ‘Antere, s. 150; krş. Bemhard Hel­ler, “Sîret-i Anter”, İA, X, 703.

[32]    Mu’allakât, Kabe’nin duvarlanna asıldığı rivayet olunan meşhur kasidelere verilen isimdir. Bu hu­susta bk. Galâyînî, Kicâlu’l-Mu’allakâti’l-’Aşr, Beyrut 1912; Bedevi Tabâne, Mu’allakâtu’l’Arab, Kahire 1387; Süleyman Tülücü, Mu’allakât ve Şâirleri Üzerinde İncelemeler, Basılmamış Y.L. Tezi, Erzurum 1979; A.F.L. Beeston, Mu’allakât, çev. Süleyman Tülücü, AÜ1İFD, IH (1979), s. 419-427; Süleyman Tülücü, Mu’allakât, Şerh ve Baskılan, Tercümeleri, AÜ1FD, VI (1986), s. 253-266-, a.mlf., Mu’allakât’ta “Nesib”, TDED, XXIV-XXV (1980-86), s. 429-440.

[33]    Kitâbu'l-Ağânî, VIII, 240; Şerhû Dîvânı 'Alkame, Tarefe, 'Antere, s. 151; Mehmed Fehmî, s. 797-798; Butrus es-Bustânî, Udebâ’u’l-’Arab fi’l-Câhiliyye ve Sadri’l-lslâm, Beyrut 1989, s. 163; Yedi Askı, s. 101; Haydar Bammat, İslamiyetin Manevî ve Kültürel Değerleri, çev. Baha­dır 'Dülger, Ankara 1963, s. 218; ‘Abdulhamîd eş-Şelkânî, Mesâdiru’l-Luga, Tarabulus 1391/1982, s. 241; krş. İsmet Zeki Eyuboğlu, Yedi Askı, Arap Şiirlerinin ilk Parlak Dönemi, İstanbul 1985, s. 50.

[34]    eş-Şi'r ve’ş-Şu’arâ’, s. 111; Yedi Askı, s. 100.

[35]    Bk. GAS, II, 48-49.

[36]   Süleyman Tülücü, Mu’allakât, Şerh ve Baskılan, Tercümeleri, AÜ1FD, VI (1986), s. 263-264. Arapça şerhle Urducaya çevirisi: Mevlânâ M. Ismâ’îl es-Selefî, Şerhu'l-Mu'allakâti’s-Seb’, Lahor 1399/1979, s. 281-322.

[37]    Cemâl Muhtar, “Antere”, DİA, ffl, 237.

[38]    Husrî, Zehru’l-Âdâb, nşr. ‘A.M.el-Bicâvî, Kahire 1389/1969, n, 740.

[39]    İsmail Hakkı Sezer, “A’lem eş-Şentemerî”, DlA, ü, 363.

[40]    Süleyman Tülücü, Zuheyr b. Ebî Sulmâ ve Edebî Kişiliği, Basılmamış Doktora Tezi, Erzurum 1982, s. 133-134.

[41]    Bk. Mehmed Fehmî, s. 802; R. Blachere, “‘Antara", EP (ing.), I, 521.

[42]    Krş. A.S. Fulton-A.G.Ellis, Supplementary Catalogue of Arabic Printed Books in the British Museum 1901-1926, London 1926, s. 254; Serkîs, Mu’cemu’l-Matbû’âti’l-’Arabiype ue’lMu'arrabe, Kahire 1930, II, 1387; GAL, I, 22, Suppl., I, 45; R. Blachere, '“Antara”, EP (ing.), I, 521-522; ‘Ömer Ferrûh, TârihuTEdebiT’Arabî, Beyrut 1388/1969, I, 211-212; GAS, II, 114; ‘Abdulvehhâb es-Sâbûnî, Şu’arâ’ ue Devâuîn, Beyrut 1978, s. 38-39; ‘Afif 'Abdurrahmân, MektebetuT’Asri’l-Câhilî ve Edebihî, Beyrut 1404/1984, nr. 245, 330, 336; Cemâl Muhtar, “Antare”, DİA, III, 237.

[43]    Cemâl Muhtar, “Antare Kıssası”, DİA, IH, 237.

[44]    Edward Selim Atiyah, “Antarah”, EB, I, 1032.

[45]    Huart, s. 377; Nicholson, s. 459.

[46]    Cemâl Muhtar, “Antere Kıssası”, DİA, III, 237.

[47]    Vffl, 235 v.dd.

 

[48]    Serkîs II, 1388.

[49]    Safedî, el-Vâfî bi’I-Vefeyât, nşr. S.Dedering, Beyrut 1974, IV, 384; el-A’lâm, VII, 19.

[50]    Ibn Ebî Usaybi’a, ‘UyûnuTEnbâ’ fi Tabakâti’l-Etıbbâ’, Beyrut 1401/1981, II, 314.

[51]    M. Hartmann, “Anter”, 1A, I, 462-463.

[52]    A.S. Fulton-A.G.Ellis, s. 254; Serkîs, n, 1387-1388; H. Hartmann, “Anter”, 1A, I, 463; Cemâl Muhtar, “Antere Kıssassı”, DİA, İÜ, 238.

[53]    M. Hartmann, “Anter", İA, I, 463.

[54]    Krş. Fuad Köprülü, Edebiyat Araştırmaları, Ankara 1966, s. 371, 381; Agâh Sim Levend, Türk Edebiyatı Tarihi I, Ankara 1973, s. 128, 200; Özdemir Nutku, Meddahlık ve Meddah Hikâye­leri, Ankara 1997, s. 82-83.

[55]    Cemâl Muhtar, “Antere Kıssası”, DİA, III, 238.                                                               .

[56]    Krş. el-A’lâm, Di, 171.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar