Fuat Sezgin ve Oryantalizm
Fuat
Sezgin 60 yıllık çalışma hayatı boyunca Avrupa-Batı için ‘Karanlık Çağ’ olarak
adlandırılan dönemin aslında Müslümanlar için ‘Aydınlık Çağ’ olduğunu
ispatlamak üzerine çalışmalar yapmıştır. Üstelik bu çalışmalarını 40 yıl görev
yaptığı Frankfurt-Goethe Üniversitesi vasıtasıyla tüm dünyaya güçlü argümanlarla
ilan etmiştir. Fuat Sezgin, Batı-Batı zihniyetini iyi tanımış bir
‘oksidentalist’tir. ( Kendi değerleri ve paradigmalarından hareketle Batı’yı
iyi tanıyan Müslüman âlim-bilim insanı.) O, Bir nevi şarkiyatçıdır. Sezgin’e göre
İslâm âlimlerinin bilimler tarihindeki yeri, Avrupalı oryantalistler tarafından
göz ardı edilmektedir. Bu konu ile ilgili bir röportajında “Günümüz bilimler
tarihi başlangıç olarak Mısırlıları kabul ediyor. Babillileri de kabul etmeye
başladı ama Müslümanların bir şeyi icat ettiğini söylediğinizde hemen hücuma geçiyorlar!
Avusturyalı büyük bir bilgin vardı, diyor ki: ‘Yunanlıların bilimler tarihinin
başlangıcında değil — 264 —gelişmesinin ortasında
olduğunu söylediğimiz zaman büyük hücumlarla karşılaşıyoruz!’ Bu fikir hâlâ
devam ediyor. Belki yavaş yavaş değişmeye başladı ama o değişmeyen kafaların
yanında değişme oranı çok küçük kalıyor.”
demiştir.45
45 Turan, 55-56: Hıdır, Özcan, “Keşf-i Kadîm”i “Vaz-ı Cedîd” Kılmak:
Fuat Sezgin’in İslâm Bilim Tarihine Katkısı”, Diyanet Aylık Dergi, 2019,
(26), 28-31.
Sezgin,
oryantalistlere karşı daima önyargısız ve objektif bir tavır takınmıştır.
Sezgin, oryantalistlerin iyisine iyi kötüsüne de kötü demekten asla çekinmemiştir.
“ O, Yarım asra yakın oryantalistlerin arasında kalmış, yeri geldiğinde onların
büyük çoğunluğunun, İslâm bilginlerinin dünya bilim tarihine yaptıkları
hizmetleri, olduğu haliyle doğruyu söylemekten çekinmekte ve gerçekleri gizlemekte
olduklarına dikkat çekmiştir.”46
46
Karakaş,108. Sezgin, en iyi oryantalistlerin bile,
zaman zaman gerçek yüzleri ortaya çıkmakta ve bilinçleri altına yerleşen İslâm
karşıtı duygularının ortaya çıktığına vurgu yapmıştır. Bu konu hakkında hocası
Ritter ile arasında geçen şu sözleri aktarmaktadır:
“Hocam
Ritter, 1960 tarihinde Frankurt’ta verdiği bir konferansta, İslâm kültür
medeniyeti hakkında konuşurken, İslâm kültür dünyasında her şeyin yerinde saydığını
ve hiçbir şeyin gelişmemiş olduğunu söyledi. Kendisine :‘Hocam! Bunları siz
söylemiş olamazsınız. Siz, bana 1943 yılında yardımcı dal olarak matematiği
almamı söylediniz. O zaman bana İslâm matematikçilerinin, dünyanın en büyük
matematikçileri olduğunu söylediniz ve bunlardan el-Biruni, el-Harezmi, İbn
el-Heysemi ve İbn Yunus gibi kişilerin isimlerini saydınız. Bana bir zamanlar
bunları anlatırken, şimdi İslâm kültür dünyasının geri olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz?’
deyince hocam o an kızardı, bir çocuk gibi utandı ve Arap dili ile şöyle cevap
verdi: ‘Bu birden aklıma gelen bir düşünce idi. Bu fikir o an için hoşuma gitmişti.
Ben de dile getirdim. Şimdi o düşüncenin şeytani bir vesvese olduğunu görüyor
ve Allah’tan mağfiret diliyorum.’”47
47
Karakaş, 108-109.
Başka
bir örnekte Fuat Sezgin, en büyük oryantalist kabul edilen Goldziher’in
metodunu fıkıh sahasına uyarlayan ve İslâm hukuk sisteminin aslında Kur’an ve sünnete
değil yabancı unsurlara dayandığını iddia eden Joseph Schact’ı, eserlerinde
ciddi derecede tenkit etmiştir. İlginçtir ki Sezgin’in hocası Ritter ise
Schact’a övgüler yağdırmıştır.48
48
Kuzudişli, Bekir, “Oryantalizm ve Hadisle İlgilenen Bazı Oryantalistler”, İstanbul
Üniversitesi İFD, (7), 153-154.— 265 —
Sezgin,
her oryantalistin önyargılı olmadığını, bazı oryantalistlerin İslâmî ilimlere
ve Doğu’ya karşı ılımlı bakış açısına sahip olduklarını dile getirmiştir.
Sezgin, özellikle bazı oryantalistlerin çok samimi bir şekilde İslâm kültürünü öğrendiklerini,
İslâm kültür dünyasına son derece bağlı olduklarını, İslâm bilim tarihinde var
olan çeşitli belgeleri ortaya koymaya çalıştıklarını anlatmıştır. O, Fransız
oryantalist Joseph Toussaint Reinaud ve Rus oryantalist Ignatij Krackockij
isimli şahısları İslâm tarihinde coğrafya ile alakalı gizli kalan bazı
belgeleri araştırarak ortaya koydukları için her zaman saygı, minnet ve hayranlıkla
anmış ve şöyle demiştir: 49
49 Karakaş, 107.
“Kraçkovski’nin
kitabı sürekli masamın üstünde durur. Ben daima bu adamla konuşuyorum. Benim
onlarla ayrı bir ilişkim var. Enstitüme geldiğimde daima onlardan bir şeyler
öğreniyorum. İslâm dünyasına karşı gösterdikleri bu sempatiyi ruhumda, tüm
canlılığımla hissediyorum.”50
50
Turan, 135-136.
Sezgin,
Fransız oryantalist Joseph Toussaint Reinaud ve Rus oryantalist Ignatij
Krackockij dışında Avrupa’daki bilim ve teknolojik kalkınmanın İslâm bilim dünyasının
temelleri üzerine inşa edildiğini savunan şu oryantalistleri de övmüştür:
Johann Gottfried Herder, Johann Wolfgang von Goethe, Alexander von Humbolt,
Jean Etienne Montucla, Kurt Sprengel, Jean Jacques Sedillot, George Sarton ve
Otto Neugebauer.51
51
Saygılı, Serdar, “Doğu ve Batı Düalizminde İslâm Medeniyet Tarihinin
Oksidentalist Düşünürü Fuat Sezgin ve Bilim Tarihi Anlayışı”, Temaşa,
2019, (9), 21.
Sonuç
İslâm
dünyasının Hıristiyan bölgelerde hızla yayılması Batı dünyasının doğu ve İslâm
dini ile ilgilenmesine sebep olmuştur. Batı dünyası, İslâm ve Doğu üzerine
olumlu ve olumsuz pek çok araştırma yapmaya başlamıştır. Daha önceleri
kurumsallaşmadan devam eden araştırma faaliyetleri Kilise’nin ve güçlü
devletlerin desteğini alması üzerine akademik bir dala dönüşerek “oryantalizm”
ismini almıştır. Fransızca kökenli oryantalizm kelimesi, Türkçede “şarkiyat” ve
“doğu bilimi”, Arapçada “istişrak” olarak ifade edilmiştir. Doğu üzerine
inceleme yapan kişilere oryantalist, şarkiyatçı ya da müsteşrik denilmektedir.
Oryantalizm kelimesinin terim anlamı Batının doğuyu inceleme, algılama,
anlama, açıklama ve tanımlaması olarak tanımlanırken, kelime zaman — 266 — içerisinde anlam değişikliğine uğramış ve doğu oryantalist
faaliyetlerle siyasi ve iktisadi alanlarda emperyalist güçlerin sömürüsüne
maruz kalmıştır. 1973 tarihinde literatürden resmen kaldırılan oryantalizm, günümüzde
farklı isimlerle faaliyetlerine devam etmektedir.
Oryantalist
faaliyetlerin sömürgeci tutumuna karşı, İslâm ülkelerinde oksidentalizm adı
verilen faaliyetler başlamıştır. Oksidentalizm kelimesi, Fransızca kökenli
olup, Türkçede garbiyatçılık, Arapçada İstiğrab kelimesi ile ifade edilmiştir.
Terim anlam olarak doğunun batıyı bir bütün olarak akademik bir uslüp ile inanç,
ibadet, kültür, tarih, coğrafya, ekonomik, iktisat, siyaset, örf ve adet açısından
değerlendirmesidir. Oksidentalizm, oryantalizm kadar sistemleşememiş ve Müslüman
devletlerin desteğini alamamıştır. Bu yüzden; oksidentalistik faaliyetler
bireysel yürütülmeye çalışılmıştır.
Fuat
Sezgin oksidentalist faaliyetleri bireysel yürüten öncü kişilerden biri olmuştur.
Sezgin, 60 senelik çalışma hayatı boyunca, Müslümanların şu anki bilim ve
teknolojinin temellerini atan kişiler olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. Birçok
oryantalistle çalışma ortamında bulunmuş olan Sezgin, oryantalistlere karşı
daima önyargısız ve objektif bir tavır takınmıştır. Sezgin, oryantalistlerin
iyisine iyi kötüsüne de kötü demekten asla çekinmemiştir.
Kaynak: KSÜ Siyer-i Nebi
Araştırmaları…Uygulama ve Araştırma Merkezi SAMER Yayınları I. Ulusal Genç
Akademisyenler Sempozyumu Prof. Dr. Fuat Sezgin ve İslâmî İlimler, Kahramanmaraş
2019
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar