Vaynahlarda Tarikat ve Selefilik…
“Bizim halk”,
“bizim insanlar”, “halkımız” anlamına gelen “Vaynah” terimi, Kuzey 262
Kafkasya halklarından olan ve birbirlerinden lehçe farklılıkları ile ayrılan Çeçen,
Inguş ve Kistleri ifade etmek için kullanılmaktadır.[1] [2] Nahlar olarak da geçen
Vaynahlarla ilgili, Kafkasya'nın birçok toplulukları gibi dış dünyadan izole
olmuş, ulaşılması zor dağlık bir bölgede yaşamış olmaları nedeniyle eski kaynaklarda
sınırlı bilgi bulunmaktadır. Bu yüzden Vaynah halklarının kökeninin nereye dayandığı,
Kuzey Kafkasya bölgesine nereden geldikleri gibi konular tam olarak netlik kazanmamıştır.
Bununla birlikte, var olan sınırlı kaynak ve verilerden hareketle Vaynahlann
Kuzey Kafkasya'nın otokton (yerli, kadim) halkı olduğunu söylemek mümkündür.[3] [4] [5]
Vaynahlann
İslam ve Hıristiyanlık dininden önce genel itibariyle pagan inançlara sahip
oldukları bilinmektedir. Günümüzde dahi Vaynah kültüründe pagan kültüründen
izler bulmak mümkündür.
Vaynahlann da
içinde bulunduğu Kafkasya bölgesinin İslam ile tanışması her ne kadar Hz. Ömer
dönemine dayandınlsa da geleneklerine ve kültürel değerlerine bağlı olan bölge
halklarının İslam dinini benimsemesi kolay olmamış, bölgede Müslüman- laşma
süreci uzun süreli bir zaman kesiti içinde gerçekleşmiştir? Bununla birlikte,
11. yüzyıldan itibaren Gürcü misyonerlerin pagan Vaynah toplumunda
Hristiyanlığı yayma çabasının büyük ölçüde başarısızlıkla sonuçlanmasını da
Vaynahlann kimlik özelliklerine düşkün olmalarına bağlamak mümkündür.
Vaynah
halklarının Müslümanlığı kabul etmeleri onlara yeni bir kimlik boyutu kazandırmıştır.
Bu halkların Müslümanlaşmasında öncelikli olarak Nakşibendî, daha sonra Kadiri
tasavvuf akımlan önemli rol oynamıştır. 18. yüzyıldan itibaren İslam'ın Vaynah
top- lumlannda pekişmesi, ilerleyen dönemlerde Rus yayılmacılığına karşı
mücadelelerinde bu toplamlara ideolojik ve manevi bir güç kazandırmıştır.
Böylece yakın tarihte Vaynahlann Ruslara karşı varlık mücadelesinde her iki
tarikatın önemli rolü olmuş, sonraki aşamalarda da tarikat akımlarına bu
mensubiyet Vaynah kimliğinin bir parçası olma özelliğini korumuştur. Vaynahlar
arasında söz konusu kimlik özellikleri ile ön plana çıkan Çeçenle- rin,
günümüzde karmaşık bir uluslaşma mücadelesi verdiği görülmektedir.
Vaynah toplamlarında tarih boyunca Nakşibendî ve Kadiri tarikatlarının etkin olduklan bilinmektedir. Bu tarikatlar Çeçen- lerin ve Dağıstanlıların mücadeleci ve heyecanlı karakterleri ile uyumlu olduğundan, özellikle Kafkasya'nın doğusundaki bu halklar arasında yayılmıştır/ Çeçenleri ve Dağıs- tanlılan Rus yayılmacılığına karşı sistemli bir şekilde organize bir direnişe yönlendirecek olan tasavvuf alarm ise daha çok Nakşibendî tarikatının Halidiye kolu olmuştur.[6] Nakşibendî tarikatı, Kafkasya’da 1783’te imam Mansur’dan 1920-1921’de imam Najmudin Gotsinski’ye (Hotsalı Necmeddin) kadar, Ruslara karşı direnişi örgütlemesiyle bölgede saygınlık kazanmıştır.[7] [8]
Vaynahlar ve
genel olarak Kuzey Kafkasya dağlıları arasında tarikatların Rus yönetimine
karşı mücadelede oynadıkları rolü daha yalandan anlamak için Rusların Kuzey
Kafkasya’ya yönelik işgal hareketlerinin gelişim seyrine kısaca göz atmakta
yarar vardır. Rusların Kuzey Kafkasya’ya karşı yayılma hareketinin başlangıç
tarihi olarak kimi kaynaklar IV İvan’ın (Korkunç İvan) 1552’de Kazan Hanlığı
ve 1556’da Astrahan Hanlığı’nı almasından sonra Kuzey Kafkasya’ya yöneldiği
1500’leri göstermektedir.’ Bunun yanında, Rusya'nın Astrahan’ı kendi
topraklatma katması ve böylece Kafkasya bölgesinin sınır komşusu haline
gelmesinin ardından, Büyük Petro zamanında 17. yüzyılın sonundan itibaren
Kafkasya bölgesiyle ilgilenmeye başladığı da öne sürülmektedir.[9]
Kuzey
Kafkasya özelinde Rus yayılmacılığının başlaması H. Katerina zamanına,
1776’lara dayandınlabilir.[10] Bu
tarihlerde Rus işgali karşısında Kuzey Kafkasya’da Halidi tarikatının ilk
müntesiplerinden olan imam Mansur (Mansur Uşurma), daha sonra Mü- ridizm
hareketine dönüşecek olan direniş hareketinin temellerini atmıştır.[11] Bölgede Ruslara
karşı Müslümanları cihada davet eden ilk Nakşibendî şeyhi olan İmam Mansur,
1782’den Anapa’da yakalanmasına (1791) kadar, daha sonra Müridizm hareketine dönüşüp
sistemleşecek olan gazavatı yönetmiştir.[12] imam Mansur’dan sonra ön plana
çıkan tasavvuf temelli Müridizm hareketi, Çeçen- lerin Ruslara karşı
mücadelesinde önemli bir yere sahip olmuştur. Özellikle Şeyh Şamil döneminde
oldukça gelişen bu hareket, Rusların Kuzey Kafkasya’da hâkimiyet kurmasını
uzun bir süre engellemiştir.[13] [14] [15]
Müridizm
hareketinde klasik tarikat yapısındaki şeyhlik kurumana paralel olarak, silahlı
direnişi örgütleyecek bir lider olarak imamlık müessesesi oluşturulmuştur.[16] Bu çerçevede
ilk imam olarak Gazi Muhammed seçilmiş, böylece eylemsel Müridizm dönemi
başlamıştır. Bu eylemsel direnişin fikrî yapışım oluşturan en önemli
isimlerden birisi Nakşibendî şeyhi Muhammed Yarâgî olmuştur. 1821 yılında
talebesi Has Muhammed vasıtası ile tanıştığı İsmail Şirvanî’den tasavvuf
ilimlerini öğrenen ve Şirvanî tarafından Dağıstan'ın baş mürşidi ve tarikat
imamı tayin edilen Yarâgî, Dağıstan’da îslami hayatın gelişmesi ve tasavvufun
yayılmasında önemli bir role sahip olmuştur. Muhammed Yarâgî, Şeyh Şamil’in
yetişmesinde de etkili olmuştur. Yırâgî, Ruslarla silahlı mücadeleye fetva
vererek, Dağıstan ulemasını bir araya getirip cihat karan aldırmış, Gazi
Muhammed’in bu mücadelenin imamı seçilmesini sağlayarak Müridizm hareketinin
oluşmasında önemli rol oynamıştır.1'’
Gazi
Muhammed, ondan sonra gelen imam Hamzat ve imam Şamil dönemleri, Kafkasya’da
Ruslara karşı direnişin en şiddetli olduğu dönemlerdi, “imamlar dönemi” de
diyebileceğimiz bu süreçte en çok öne çıkan isim Müridizm hareketinin kurumsallaşmasını
en üst düzeye çıkaran ve bir İslam devletine yakın kurumlan oluşturan imam
Şamil’dir.15 1832 yılında Gazi Muhammed’in ölümünün
ardından Müridizm hareketinin yeni imamı olan Şamil, hem dini, hem de
politik ve askeri bir lider konumunda olduğu Kuzey Kafkasya’da İslam hukuku
(Şeriat) kurallarının geçerli olduğu teokratik bir yönetim kurmuştur.[17] imam Şamil
döneminde Ruslara karşı direnişin en kanlı ve en şiddetli günleri yaşanmıştır.
Ruslarla banş yapma Önerilerini hiçbir şekilde kabul etmeyen Şamil, bu mücadelede
kararlı bir direniş göstermiştir. Bununla birlikte Şamil, uzun süren direnişin
ardından Kafkas halklarının bitkin düşmesiyle savaşacak asker bulmakta zorluk
çekilen bir döneme girilmesi sonucunda Ruslara teslim olmak zorunda kalmıştır.[18]
Şeyh Şamil’in
Ruslara esir düşmesi neticesinde Ruslara karşı direniş 1859’da mağlubiyet ile
sona erince, Kafkasyah Müslümanların bir kısmı kitleler halinde Türkiye’ye göç
etmiş, geride kalanlar ise Rusların işgali ve baskısına maruz kalmış, tarikatın
bazı liderleri öldürülmüş, birçoğu ise hapishanelerde veya Rus kamplarında
ölmüştürler. Fakat bu zor şartlara rağmen bölgede tarikatların etkisi sona
ermemiş, bu kez Ruslara karşı direnişte Kunta Hacı Kişiyev önderliğinde
Kadirîye tarikatı öne çıkmaya başlamıştır.[19] “Kunta Hacı
Tarikatt” diye de anılan tarikat, Çeçenistan, Avaristan ve Dağıstan gibi Rus
baskısının daha şiddetli olduğu bölgelerde hızlı bir başan elde etmiştir. Kunta
Hacı’nın 1867’de bir Rus hapishanesinde vefat etmesinin ardından tarikat
resmen yasaklanmasa da Kadirîlerin en önemli ritüellerinden birisi olan cehri
(sesli) zikir yasaklanmış ve Rus yönetimi Kadirîleri kitleler halinde
Türkiye’ye göçe zorlamıştır.[20]
1877’de
Osmanh ile Rusya arasında savaşın başlamış olması, Kuzey Kafkasya’daki bölge
halkım tekrar hareketlendirin iştir. 1877’de Çeçenistan ve Dağıstan’da Rus
yönetimine karşı devam eden İsyan aralık ayında şiddetli bir şekilde
bastırılmış, KafkasyalIların ileri gelenleri idam edilmiş ve on
binlerce aile Sibirya’ya sürgün edilmiştir.[21] Tüm bunlara rağmen
yine de Kuzey Kafkasya halldan arasında dinsel ve milliyetçi kökleri olan
bağımsızlık ruhu ve tarikatlara bağlılık sona erdirilememiştir.
Rus
esaretinden kurtulmak için tarih boyunca adeta ellerine geçen her fırsatı değerlendirmeye
çalışan Kuzey Kafkasyalılar için 1917 yılında gerçekleşen ve Çarlık rejiminin
sonunu getiren ihtilal, bağımsızlık mücadelesini tekrar ateşlemek içimbüyük bir
fırsat oluşturmuştur.[22] Çarlık
rejiminin sona ermesinin ardından Rusya imparatorluğu sınırlan içinde bulunan
milletler kendi kaderlerini tayin etme ve bağımsızlık talepleri ileri sürmeye
başlamışlardır. Kuzey Kafkasyalılar da bu amaçla 1917’de Terekkale’de büyük bir
kongre düzenleyip bağımsızlık yolunda çalışmalar yürütmüşlerdir. O zamanlatın
Nakşibendî Şeyhi Uzun Hacı, şeriat monarşisi kurmanın ve Ruslan bölgeden
çıkarmanın gerekliliğini vurgulayarak tasavvuf temelli direnişin karakterini
ve hedeflerini bir kez daha ortaya koymuştur. Yine bu dönemde, Ağustos 1917’de
yapılan ikinci büyük kongre ile Najmudin Gotsinski, Dağıstan ve Çeçe- nistan’ın
imamı ilan edilmiş ve böylece Şeyh Şamil’in 1859’da esir düşmesi ile terk
edilen imamlık geleneği tekrar kabul edilmiştir.[23] Sonunda, 11 Mayıs
1918’de kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ile Kuzey KafkasyalIlar
bağımsızlığa kavuşmuşlardır. [24] 1917’den
192l’e kadar devam eden bunalımlı ve kanlı dönemde tarikatlar, özellikle
Nakşibendîlik, tıpkı Müridizm hareketi dönemindeki gibi, direnişte birinci
derecede rol oynamıştır. 1918’de imam Najmudin Gotsinski ile Şeyh Uzun Hacı’nın
emrindeki Nakşibendî müritlerinden oluşan on bin kişilik bir ordu ile Uzun
Hacı, Beyaz Ordu birliklerini mağlup etmiş ve 1919’da Çeçenistan’da
Kuzey Kafkasya Emirliği ilan edilmiştir.[25] Bolşeviklerin Kafkasları
istilasından sonra ateist ideolojiye sahip yönetim, Müslümanlara din ve kültürlerini
özgürce yaşayabileceklerini vaat etmesine rağmen din, inanç ve ibadet
özgürlüğünü kısıtlayan politikalar yürütmüştür.[26] Sovyet döneminde İslam dinine
karşı direkt saldın 1928’de başlamış ve Sovyet rejimi ülkedeki Müslümanlara ve
İslami kurumlara karşı sert bir politika izlemiştir. Bu dönemde Sovyetler
Birliği içerisindeki camilerin hemen hemen tamamı ya yıkılmış ya da kapatılmış,
camilerin yanında bulunan ve ilkokul işlevi gören medreseler kapatılmış ve
birçok din adamı öldürülmüştür.[27] Ancak tüm
bunlara rağmen Sovyet rejimi gerek Kuzey Kafkasya halktan gerekse Sovyeder
içerisindeki diğer Müslüman halklar üzerinde dinin etkisini ortadan
kaldıramamıştır. Müslüman toplundan içinde uygulanan tarikat pratikleri bu
etkinin devam etmesinde önemli yere sahip olmuştur.
Özetle,
İslam’m tasavvuf yorumu Kafkasya’da kendisine uygun ortam bulmuştur. Rusların
istilasına karşı toplumda oluşan öfkenin harekete geçirdiği dağınık direniş hareketi,
tasavvuf içerisindeki disiplinli yapının direnişe uyarlanmasıyla organize bir
hale getirilmiştir. 1859 yenilgisinden ve 1864 göçlerinden sonra Kuzey
Kafkasya’da direniş tasavvuf temelli olarak devam etmiş, 1877’de ve 1917-1921
yıllan arasında gerçekleşen ayaklanma ve direnişlerde de tarikatlar bu mücadeleyi
örgüdemiş ve yönlendirmişlerdir.[28] Söz konusu
tarikatlar, Rus istilasına karşı zaten başlamış olan direnişi tasavvuf
ideolojisi içerisinde başarılı bir şekilde düzene sokarak ve meşrulaştırarak sosyal
tabana yaymışlardır.[29] Tarikatlar
sadece Ruslara karşı direnişi örgütlemekle kalmamış, aynı zamanda Kafkas
toplumlannın kimliklerinin şekillenmesinde önemli bir unsur haline gelmiştir.[30]
Tarikatlar,
Vaynah toplumlannda sosyal bütünleşmenin vücut bulduğu önemli
yapıtaşlanndandır. Araştırmacılara göre genel olarak “virt kardeşliği” 19.
yüzyıl içerisinde, 1960’h yıllardan itibaren görülmeye başlanmıştır. Tarihsel
süreç içinde senede yerel sufi cemaaderin sosyal örgüdenme şekli ve rolü önemi
ölçüde değişmiştir. Bu değişimde virtlere dâhil olan ailelerdeki yüksek sosyal
birliktelik, ayrıca özellikle sürgün dönemlerinde bu birliktelikteki gerileme,
ayrıca Isla- mi maarif seviyesinin yükseliş vs. faktörlerin rolü büyüktü. 20.
yüzyılın sonlarına doğru virt kardeşliği kurumunda tekrar bir yükseliş
yaşanmıştır.[31] [32]
Virt
kardeşliğinin Vaynah toplumlann- daki etnik, sosyal ve kültürel rolü son derece
kapsayıcı olup, toplumun günlük yaşamında pek çok alanda kendini
göstermektedir. Aile ve nikâh törenleri, bayramlar, doğum, ölüm, cenaze
merasimleri, ayrıca günlük ibadederin bir parçasını oluşturan zikir törenleri
dikkate alındığında tasavvufi pratiklerin, dolayısıyla virt kardeşliğinin ne
kadar etkili olduğu gözlemlenebilir. Tasavvuf pratiklerinin sadece erkeklere
özgü olmadığı, kadınların da toplu zikir törenleri organize ettikleri
bilinmektedir. Örneğin Çeçenistan’da yaygın olan Çin Mirza ve Vis Hacı
virtlerinde kadınların da toplu zikirlere katıldığı bilinmektedir.3*
Benzer şekilde, Inguşetya’da yapılan bir saha araştırmasında kadın ve
erkeklerin bir arada toplu olarak (Vis Hacı virdi), kadınların kendi
aralarında (Kunta Hacı virdi) veya erkeklerin kendi aralarında (Hüseyin Hacı
virdi) yaptıkları zikir örnekleri gözlemlenmiştir. Aile yapısı içinde gençlerin
de zikir törenlerine ahştınlması da yaygın pratiklerdendir.
266
Genç Erkek ve
kızlara yönelik tasavvufi eğitimde çoğu zaman nine ve dedeler önemli rol
oynarlar. Ayrıca her bir aile reisi, kızı ve eşinin virt törenine katılıp
katılmaması konusunda karar vermekte serbesttir?2 1990’larda Kuzey
Kafkasya’daki bağımsızlık mücadelesinde din temelli mücadeleye yeni bir unsur
dâhil olmuştur. Bu unsur, düşünce ve eylem düzeyinde bölgede varlık göstermeye
çalışan Vehabbilik/Selefilik akımıdır. Gittikçe güçlenen Selefi tabanlı
radikal İslamcılık Rusya’ya karşı mücadelede zaman zaman elde ettiği
başarılarıyla geniş halk tabanım etkileyebilmiştir. Radikal Vehhabi/Selefî
çizgisini takip eden silahlı örgütler zamanla ulusal mücadele çizgisinden
saparak küresel cihat hareketi safına kaymışlardır. Bu gelişme bir taraftan
Rusya'nın bölgedeki askeri eylemlerini şiddetlendirirken diğer taraftan
Selefi/Vehhabi grupların bölgede yerel unsurlar arasında taraftar toplamasını
zorlaştırmaya başlamıştır. Bölgede tarih boyunca varlığını sürdürmüş geleneksel
İslam’dan çok farklı olan bu “yenilikçi” çizgi, toplumu bir arada tutan İslami
dogmaları, adet ve gelenekleri, dini pratikleri kırmaya çalışmış,
halkın inanç sisteminde pekişmiş birçok inanç ve ibadet unsurunun “din dışı”
olduğunu ilan etmiştir. Kısacası bu hareket yine dini motivasyonlu bir direniş
Örgütlemekle birlikte, Kafkas toplumunda yer etmiş tasavvuf temelli direniş
kimliğinden oldukça farklı bir anlayış ortaya koymaktadır. Bu nedenle
Selefi/Vehhabi hareket bölgede sosyal tabanda karşılık bulamamıştır?’ Fakat bu
tespit, Kuzey Kafkasya’da Vehhabi/Selefi yapısının son bulduğu anlamına
gelmemektedir. Sayıca nispeten az, fakat “bastırılmış” ve “uyumuş” bir inanç
ve eylem sistemi olarak Vehhabilik/Selefilik bugün varlığım sürdürmektedir.
Mevcut koşulların değişmesi halinde bu sistemin yeniden güç kazanması
ihtimal dışı değildir. 1990’lardan günümüze kadar devam eden ve zaman zaman
yoğun bir biçimde sürdürülen “gelenekçi” (tarikat) ve “yenilikçi” (Selefilik)
tartışmaları bugün de devam etmektedir. Rus yönetiminin söz konusu “gelenekçi”
tarikat çizgisini “yenilikçiliğe” tercih etmesi sosyal gerçekliği yansıtmasının
yanı sıra siyasi ve stratejik bir tutumdur.
Vaynah
toplulukları 1934’ten itibaren Çeçen-İnguş Özerk Vilayeti, 1936’dan itibaren
ise Çeçen-İnguş Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak Sovyetler Birliğinin
dağılmasına dek bir arada yaşamışlardır. 1991 yılında Çeçenlerin
bağımsızlıklarım ilan etmesinden sonra özerk cumhuriyet fiilen parçalanmış ve
1992 yılında İnguş cumhuriyeti Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir cumhuriyet
olarak ilan edilmiştir. Çok büyük siyasi olayların ve Ruslarla iki büyük savaşm
yaşandığı Çeçenistan’da hızla yükselen Vehhabi/ Selefi akımı zamanla küresel
cihat hareketinin bir parçası haline gelmiştir. Buna karşılık Moskova'nın
Ramzan Kadirov iktidarına sağladığı büyük destek bir taraftan Vehhabi/ Selefi
gücünü kırarken diğer taraftan geleneksel tarikat yapışım güçlendirmeye başlamıştır.
Tarihsel süreç içinde daha çok manevi mücadeleye önem vermesi ve sivil
başkaldırı yöntemleriyle tanınan Kunta Hacı virdi yeni Çeçen yönetimi
tarafından benimsenmiş, ülkede adeta resmi mezhep seviyesine yükselmiştir.
Günümüzde,
bazı uzmanlar tarafından ortaya konulan verilere göre Çeçenistan’da inançlı
insanların %80’i bir virde bağlılık gösterirken, bunların %60’ı Kadiri
virdini, %20 ’si ise Nakşibendî virdini takip etmektedir. Herhangi bir virde
bağlılığı bulunmayanlar arasında %15’lik bir kesim bir virde bağlı bulunmasa
da şeriat kurallarına uyarak yaşamaya dikkat ederken, %5’lik bir kesim ise din
meselesinde kayıtsızdır?4 Günümüzde bölgede Nakşibendî ve Kadirî
şeyhlerinden Taşu Hac, Deni Arsanov, Solsa Hacı, Dokku Hacı, Kunta Hacı,
Bammat-Girey Hacı ve oğlu [33] [34] [35]
Ali Mitaev’in vs. virtleri etkisini korumaktadır. Bununla birlikte birçok
Çeçen üstat ve şeyhlerinin soyundan gelen saygın kişiler kan davası, kavga ve
düşmanlıkların ortadan kaldırılmasında arabuluculuk yaparken, aynı zamanda
çeşitli siyasi figürlerin desteklenmesinde etkisini göstermektedir.[36]
Çeçenistan,
Rusya bünyesindeki diğer Müslüman ülkelere oranla seküler devlet niteliğini
son derece esnek hale getirmiş bir cumhuriyettir. Dini tören ve ayinler, devlet
kuramlarının din ile ilişkisi, din eğitimi, ayrıca ülke liderinin konuşmaları
ve bir bütün olarak ülkenin imajı bu tespiti açık bir şekilde doğrulamaktadır.
Bu politika Rusya’nın Çeçenistan’ı kazanmak stratejisi kapsamında
değerlendirilebilir. Dine bu kadar geniş bir alanın açılması bir taraftan
Ramzan Kadırov iktidarının İslâmî imajım şekillendirirken diğer taraftan
radikallerin elini zayıflatmaktadır. Bir zamanlar Kuzey Kafkasya'nın istikrarsız
ve tehlikeli bir ülkesi olan Çeçenis- tan’da son dönemlerde güvenlik ve
asayişin sağlanmış olması dikkat çekici bir başarıdır. Bir zamanlar güvenlik
endişesiyle geçilmesi zor dağ yollarında bugün güvenli bir şekilde seyahat
edilmektedir. Son üç yılda radikal silahlı gruplar tarafından sadece iki
saldın olayı meydana gelmiştir.[37] Ramzan
Kadırov, Moskova tarafından ülkesinde tam olarak denetimi sağlayabilecek
potansiyelle donatılmıştır. Bu yüzden olsa gerek Çeçenistan’daki insan haklan
ihlaline ilişkin Rusya’daki sivil toplum örgütlerinin eleştiri ve itirazlan
Moskova yönetimi tarafından pek de tepki görmemiştir.[38]
Inguşetya’da
da Nakşibendî ve Kadiri tarikatlarının çok sayıda virdi faaliyet
göstermektedir. Kadiri tarikatına mensup Batal Hacı, Hüseyin Hacı Belhoroev,
Hayr- bek Hacı Yevloev virtleri örnek gösterilebilir. Özellikle Batal Hacı ve
Hüseyin Hacı Belhoroev virtlerinin Inguşetya’da çok sayıda müritleri
bulunmaktadır. Nakşibendî tarikatına mensup virtler arasında Naurah Novr Hacı,
Açaluklu İsaak Molla, Şalaji’den Deni Arsa- nov ve Bahauddin Arsanov virtleri
ön plana çıkmaktadır. Çeçenistan’dan farklı olarak Inguşetya’da Selefilik çok
daha serbesttir. Inguşetya’nın Başkam Yunus Bek ^evrkurov devlete karşı
ayaklanan her türlü silahlı örgütlenmeye karşı acımasız olacağım, fakat
barışçıl bir şekilde inanç ve ibadetlerini gerçekleştirme amacında olan
Selefilerin faaliyetlerini yasaklamayacağım, hatta resmi dini kuramlarla
Selefi cemaatler arasındaki tartışmalara hiçbir şekilde müdahale etmeyeceğini
bildirmiştir. Ayrıca Din işleri idaresinden tüm Selefi camilerinin Müftülüğün
faaliyet alanına kaydettirilmesini, bu camilerin tüm imamlarının yeterlilik
testinden geçirilmesini, ayrıca onlara kadro ayrılmasını ve Alimler Meclisi
üyeliğine alınmasını talep etmiştir. Yevkurov’un bu tutumu hiçbir şekilde ılım-
h-radikal ayırımı yapmadan her türlü Selefi grubun faaliyetlerim yasaklayan
Ramzan Ka- dırov tarafından eleştirilmiş, iki akraba cumhuriyet arasında
gerilim[39] yaşanmasına
neden olmuştur.[40]
Gürcistan’ın
Pankisi Vadisinde yaşayan ve diğerlerine göre sayılan az olan Vaynahla- nn
üçüncü kolu Kistlerde ise durum tamamen farklıdır. Öncelikle Kistlerde de
tarih boyunca Nakşibendî ve Kadiri tarikatlarının bölgedeki hâkim dini çizgiyi
oluşturduğu belirtilmelidir. Pankisi’de İslam, İsa Efendi vasıtasıyla
Nakşibendî tarikatı, Kunta Hacı ile de Kadiri tarikattan olmak üzere iki koldan
ilerlemiştir. Nakşibendîlik 1909 yılında İsa Efendi’nin Duisi’ye gelmesiyle
Pankisi’de yayılmaya başlamıştır. Kadirîlik ise 1927 yılında Kunta Hacı’mn
müritlerinden Şeyh Oda Hacı ile yayılmaya başlamıştır. Rus-Çeçen savaştan
sonucunda Çeçenlerin bölgeye göç etmesiyle ve Suudi menşeli grupların Pankisi’de
varlık göstermeye başlamasıyla bu gruplar Kistlere kendi din
anlayışlarım “saf İslam”
268
YENİ TÜRKİYE 98/2017
olarak sunmuş
ve bu nedenle birçok Kist genci, Selefi anlayışı benimsemiştir. Bölgedeki
Selefi kimliğinin çeşitli siyasi ve toplumsal dinamiklere bağlı olarak
değişkenlik göstermesi Kist kimliğinin gelecekte farklı bağlamlarda ne
şekilde evirileceğine ilişkin tahminde bulunmayı zorlaştırmaktadır.’'0
Pankisi Vadisi Rusya ve Gürcistan arasındaki gerilimlerde en çok gündeme gelen
konulardandı. Rusya'nın iddialarına göre bu bölge radikal Veh- habi/Selefi
güçlerinin örgütlendiği ve hazırlık yaptıkları bir bölgedir. Buna karşılık
Gürcistan yönetimi bölgede herhangi bir radikal örgütlenmenin olmadığım ve
yaşanan olayların (son dönemde Suriye’deki olaylarla ilgili) münferit
nitelikte olduğu ifade etmiştir. Her şeye rağmen Kist toplumunda tarikat yapısının
gittikçe zayıfladığı, Selefilerin güçlendiği, bu durumun geleneksel tarikat
mensuplan tarafından kabullenildiği gözlemlenmektedir.
Kaynakça
Asker Ali, İç
Savaş Eşiğindeki Kuzey Kafkasya, 21. Yüzyıl Dergisi, Ekim 2009, Sayı:
10 ( s.43-52)
Aydıngün,
Ayşegül, Asker Ali ve Üner Aml. “Pankisi Vadisi'nde Kistler: Selefilik,
Gelenekçilik, Kimlik ve Siyaset", İçinde: Gürcistan’daki Müslüman
Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset, (Ed. Ayşegül Aydıngün, Ali
Asker ve Aslan Yavuz Şir), AVİM (Avrasya İncelemeleri Merkezi), Ankara 2016
(s. 347-370).
Barlas,
Cafer. Dünü ve Bugünü ile Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, İnsan Yayınlan,
İstanbul 1999.
Başer Alev
E.. Ele Geçirilemeyen Toprak: Kuzey Kafkasya: Şeyh Şamil'den Şamil
Basayev’e Çeçenis- tan-Dağtstan Direniş Hareketleri, Fecr Yayınlan, Ankara
2002, s. 54.
Bennigsen
Alexandre ve Lemercier-Quelque- jay Chantal. Sufi ve Komiser: Rusya’da İslam
Tarikatları (Çev. Osman Türer), Akçağ Yayınlan, Ankara 1988.
Çapraz,
Hayri. “Rusya’nın Kafkasya Mücadelesi (XVHI-XIX. Yüzyıl)", İçinde: Rusya
Çalışmaları: Stratejik Araştırmalar -2, (Ed. İhsan Çomak), TASAM, İstanbul
2009 (s. 207-224).
Hayit,
Baymirza. Sovyetlerde Türklüğün ve İslam'ın Bazı Meseleleri, Türk Dünyası
Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2000.
Hızal, Ahmet
H. Kuzey Kafkasya Hürriyet ve İstiklâl Dâvası, Orkun, Ankara 1961.
Kaflı,
Kadircan. Kuzey Kafkasya (Haz. Erol Cihangir), Turan Kültür Vakfı,
İstanbul 2004, s. 192.
Kanbolat,
Yahya. Bin Sekiz Yüz Altmış Dörde Kadar Kuzey Kafkasya Kabilelerinde Din ve
Toplumsal Düzen, Bayır Yayınlan, Ankara 1989.
Kömürcü,
Ahmet. "Lezgi Alimi Muhammed Yaragi'nin Kafkasya Bağımsızlık
Mücadelesindeki Rolü”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı: 33,2007 (s.
171-172).
Kuznetsov, VA.. “Vayn ahlar: Çeçenler ve Inguş- lar”, Çev. Murat
Papşu, İçinde: Tank Cemal Kutlu Armağanı (Ed. Erol Yıldır), Lowzar-Yeni
Dünya Yayıncılık, İstanbul 2009, s. 37-53. t
Lemercier-Quelquejay,
Chantal. “Kuzey Kafkasya’da Tarikatlar” (Çev. Osman Türer), Atatürk Üniversitesi
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, Sayı: 11, 1993 (s. 226-242).
Schaefer, R.
W. The Insurgency in Checbnya and the North Caucasus: From Gazavatto Jihad.
Praeger, Ca- lifomia 2010.
Temizkan,
Abdullah. “Kuzey Kafkasya’da Mü- ridizmin Kurumsallaşması ve Gazavat”, Karadeniz
Araş- tırmalan Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 25, Bahar 2010 (77-92).
Tombak,
Fatma. “20. Yüzyıl Sovyet Rusyası’nda Din, İslamiyet ve Nüfus Üzerine Bir
Değerlendirme", History Studies, Vol. 3, No. 2, 2011 (s. 359-370).
Wimbush,
S.Enders. Sovyet Orta Asyası'nda Soysuzlaştırma Politikası, Çev: Dr
Yasin Ceylan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Asya - Afrika Araştırmaları
Grubu'Yayın No:34, Ankara 1984.
Yarlykapov,
Akhmet A.. “Kuzey Kafkasya’da Köktendincilik ve Vahabilik Sorunu”, Avrasya
Dosyası, Cilt:6, Sayı: 4, 2001 (s. 214-215).
KepıiMOB
MaxMya M., HcnaM b KOHTeKCTe
TpaauuuoHHoii KyjıtTyptı ue^eHtiee (Hoa
penarajııeH B.X. Aıtaesa), JOnatopoccHİicKoe oöospeHiıe IfeHTpa ctiCTeMHbtx
pemoHanbHbtx ııccjıenoBaHiıiı u nporHOBHpoBaHHn H1111K KOOY ıı HCITH
PAH. Btın. 44. Poctob h/R., 2007.
Teecuee
Eaü-Ajuı,
HcTaMyıtOB Aonyıuıa, XaxtSarapOB AjniMxaH, BııpnoBas crpytcrypa, kük crepateHb ceMeiiHbix ueHHocreii
‘leueucKoro Hapona, http://www. grozny-inform.ru/news/analitics/44860/.
27.07.2013.
TpotJiHMOB
Fpocnaa, Ments: ncnaMCKoe rocyjıapCTBO b
Pocchm?, http://inosmi.ru/poli-
ric/20160603/236751576.html, 03.06.2016.
XH3pneBa
fannua A., Bııpnosbie üpatCTBa b ftaymerim,
OmuozpatfıiHecnoe oöospemıe, N° 2,2006 (c. 47-58), s.47.
lOcynoB
Tirntyp, Henna H Karymerna. Koh^jihkt
nepexortHT b ayxoBnoe none, https://onkav-
kaz. com/blogs/117-chechn j a-i-
ingushetija-konflikt-pe- rehodit-v-duhovnoe-pole.html, 29.12.2015.
(40)
Ayjegül Aydıngün, Ali Asker ve Anıl Üner,
a.g.c., s. 366.
Kaynak: YENİ TÜRKİYE 9 /2017
(*) Doç. Dr Karabük Üniversitesi ÎİBF Uluslararası İlişkiler
Bolümü. (**J Karabük Üniversitesi İİBF Uluslararası ilişkiler Bölümü,
Ar. Gör.
[2] Ayşegül Aydıngün, Ali Asker ve Anıl Uner, uPankisi
Vadisinde Kistler Selefilik, Gelenekçilik, Kimlik ve Siyaset”, İçinde: Gürcistan'daki
Mûsiûntan Topluluklar: Azınlık Haklan, Kimlik, Siyaset, (Ed. Ayşegül
Aydıngün, Ali Asker ve Aslan Yıvuz Şir), AVIM (Avrasya İncelemeleri Merkezi),
Ankara 2016 (s. 347-370), s. 347.
[3] VA Kuznetsov, “Vıynahlar; Çcçcnler ve İnguşlar” (Çev. Murat
Papşu), içinde: Tank Cemal Kutlu Armağanı, (Ed. Erol Yıldır),
LowzarAfeni Dünya Yıyınohk, İstanbul 2009, (s. 37-53).
[4] Aydıngün vd-, a.g.e., s. 350*351.
[5] Cafer Badas, DjTw ve
BugM ile Kafkasya Özgürlük Mücadelesi, İnsan Yayanları, İstanbul 1999, s.
38-40.
[6] Abdullah Temizkan, “Kuzey Kafkasya'da Müridizmin Kurumsallaşması
ve Gazavat", Karadeniz Araştırmaları Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 25,
Bahar 2010, s. 77.
[7] Alexandro Bennigsen vc Chantal Lemercier-Quelqucjay, Sııfi ve
Komiser Rusya'da Islâm Tarikatları (Çev. Osman Türer), Akçağ Yayınlan,
Ankara 1988, s. 81.
[8] Barlas, a.g.e., s. 50-52.
[9] Hayri Çapraz, “Rusya’nın Kafkasya Mücadelesi (XVIII-XDC
Yüzyıl)", içinde: Rusya Çalışmaları: Stratejik Araştırmalar - 2,
(Ed. İhsan Çomak), TASAM, İstanbul 2009 (s. 207-224), s. 207.
[10] Schaefer, R. W The Insurgency in Chechnyaandthe North Caucasus:
From Gazavatto Jihad. Praeger, Califbmia 2010, s. 161; Çapraz, a.g.e., s.
210.
[11] Ahmet Kömürcü, “Lezgi Alimi Muhammed Yıragi’nin Kafkasya Bağımsızlık
Mücadelesindeki Ro\ün ,Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı:
33,2007, s. 171-172.
[12] Chantal Lemeraer-Quclquejay, “Kuzey Kafkasya'da Tarikatlar"
(Çev. Osman Türer), Atatürk Üniversitesi üâhiyât Tetkikleri Dergisi,
Sayı: 11, 1993, (s. 226-242), s. 227.
[13] Çapraz, a.g.e., s. 212.
[14] Temizkan, a.g.e., s. 176.
[15] Kömürcü, a.g.e., s. 165-174.
[16] Temizkan, a.g.e., s. 82-83.
[17] Çapraz, a.g.e., s. 212.
[18] ¥ıbya Kanbolat, Bjm Yîfîz A/4wqr Dörde Kadar Kuzey
Kî/ferr-
ya Kabilelerinde Din ı/e Toplumsal Düzen, Bayır Yıyınlan,
Ankara 1989. s. 72.
[19] Schaefer, a.g.e., s. 148.
[20] Benningsen ve Lemerder-Quelquejay, a.g.e., s. 97-100.
[21] Ahmet H. Hızal, Kuzey Kafkasya Hürriyet ve İstiklâl Dâvast,
Or- kun, Ankara 1961, s. 53.
[22] Hızal, a.g.e., s. 57.
[23] Benningsen ve Lemerder-Quelquqayf a.g.e., s. 103-104.
[24] Kadircan Ka£b, Krcey Ktf/Lııyj (Haz. Erol Cihangir), Turan Kültür
Vakfı, İstanbul 2004, s. 192.
[25] Benningsen vc Lemerder-Quelquejay, a.g.e., s. 105.
[26] Fatma Tombak, “20. Yüzyıl Sovyet Rusyası’nda Din, İslamiyet vc Nüfus
Üzerine Bir Değerlendirme*, History Studies, Vol. 3, No. 2,2011, s. 360-362.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Baymirza Hayit, Sovyederde Türklüğün
ve İslam'ın Bazı Meseleleri, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul
2000; S.Enders Wimbush; Sovyet Orta Asyası'nda Soysuzlaştırma Politikası
(Çev: Dr Yısin Ceylan), Orta Doğu Teknik Üniversitesi Asya - Afrika Araş tırmalan
Grubu T&yın No:34, Ankara 1984.
[27] Tombak, a.g.e., s. 357.
[28] Alev Etkilet Başer, Ele Geçirilemeyen Toprak: Kuzey Kafkasya:
Şeyh Şamil'den Şamil Basayev'e Çeçen islan-Dağıstan Direniş Hareketleri, Fecr
\aymlan, Ankara 2002, s. 42-43.
[29] Temizkan, a.g.e., s. 188.
[30] Lemerder-Quelquejay, a.g.e., s. 226.
[31] ramına A. XinpiieBa, BnpAOBbie 6parcraa b IİHiyıneniH,
DmnoepaipiwecKoe oüospenue, Ns 2,2006, (cc. 47-58), s.47.
[32] Eaû-Ajiu Teacuee, AOjjynna licra-MynoB, Ajihmxhh XaxöanıpoB, Bııpnosaa
crpyKrypa, Kak crepACHL ccmchhijx
uchhoctch HCTCHCKoro Hapoaa, httpy/www.grozny-inform.ru/newVanaliti-
cs/44860/, 27.07.2013.
(32)
Tanıma A. Xinpiiesa, a.g.e., s. 56.
(33)
Akhmeı A Yarlykspov, “Kuzey Kafkasya'da
Kökıendincîlik ve Va-
(34)
Maxstya M. KepıiMOB, lIcna.M b koktckctc TpaamiMOHHoft KyjibTyptı
«jeqeRUCB (Don pcnaKuııcn BJC. AKaeaa), 10/KHopoccmlcKoe oBcrapeıme IJeurpa
CHCTeMHMx penioHMiHMX ııccneflOBaHîîH ı/ nporHosnpouamuı IHTITK 10 W ıı liCUM
PAH. B₺m. 44. Poctob h/A> 2007i
s. 70.
[36] MaxMya M. KepHMOB, a.g.e., s. 66.
[37] Tpo$ıtMOB Mpocnaa, Hcmhjl
ncna>tcKoe rocynapcTBO b
Poccıı»?, httpyAnosmi.ru/politic/20160603/236751576.html, 03.06.2016.
[38] Bu konuda bkz. Ali Asker, İç Savaş Eşiğindeki Kuzey Kafkas-
ya, 21.YiayılDergisi, Ekim 2009, Sayı: 10 ( s.43-52), s. 49-50.
[39] Şunu da vurgulamak gerekir ki gerilimin başka bir nedeni de iki
cumhuriyet arasındaki sınır uyuşmazlıklarıdır.
[40] lOcynoB Tii.xtyp, Hchhji
H HHiytncnw. Kob$shkt nepexo/urr b jiyxoBHoe none,
hnps-.//onkavkaz.com/b!og*/117-chechnja-i-in-
gushetija-konflikt-perehodit-v-duhovnoc-pole.html, 29.12.2015.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar