Print Friendly and PDF

Sorma

 




maziye bak ve acıma

yangınları sönmüş sanma

alevleri bitmez tükenmez yazıda

gün diye bir isim vermiştim bir yarıma

bilir halimi anlarda

nedendir bu sefer bilmedi

hesap soramadım dahi ona

çektim gittim ve leylama

neredeydin geç kaldın…kızamadım da ona

günleri sevmiyorum birde  uzunsa

kış benim için olsun…uzun geceleri var ya

katlanırım hayaline mecburen acılarıma

ne zaman bir kar yağsa

içimde kör alevim dönmüştür kora

seni anarım acımı ardı ardına

şimdi ise maziyi söyleme yük veriyorsun bana

en yakınımdan en uzağa

ben hep vurgunlarda

sevdam bitmez…acımı acıma

ben yanarım yine de sen yanma

yine duman ederim kendimi akşama

sensiz sabahlar ve yine sensiz uykulara

kahırlarıma yıllarıma

ne diyeyim…sensiz kalan bu yalnızlığıma

en yakınımsın ve çok uzakta

bugün farkettim

kıvrılmış bedenin ceylan gözlerin…ağlaya ağlaya

ıslatmış kalp izi gibi yapışmış yastığına

gözlerim terlemiş demişsin soranlara

neydi günahımız bir anlatsana

hangisiyim bu çelik çomak oyununda

değnek mi  küre mi ikiside vuruyor acılarıma

sormalı bunları yaradana

dursun denmez mi bu oyuna

neden devam ediyor hala

bitsin diye senin ayaklarına


değmek için kaç kere düştüm yollarına

kaldım kendime…mümkün mü ki sana vara

ah içim..beni götür bilmediğim diyarlara

belki umudum orada veya şurada

mazim yanarım…yine de ben kaldım baksana

yalnızlık acımı acıma 


İsmail Hakkı Altuntaş



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar