‘Her Zaman Kullanılan Numara: Anti-semitizm!’
Yazan: Mehmet Ali Gönül
Gazeteci Amy
Goodman(soruyor): “Burada İsrail'in politikalarını eleştirenlere ‘anti-semitik’
deniyor. Bir İsrail Yahudisi olarak bu konuda sizin görüşünüz ne?
“Evet, bu her
zaman kullandığımız bir numara. Avrupa’dan birileri İsrail'i eleştirdiğinde
hemen Yahudi soykırımından bahsediyoruz. Bu ülkeden(ABD) birileri İsrail'i
eleştirdiğinde ise anti-semitik diyoruz. Lobi örgütlerimiz güçlü ve çok
paraları var.”
Aloni, 1992-93 yılları arasında İsrail Eğitim
Bakanlığı, 93-96 yılları arasında ise İletişim Bakanlığı yaptı. İsrail'in
politikalarını en yakından gözlemleme fırsatı bulmuş eski bakana göre lobiler
bu karalamayı bilinçli olarak yapıyor. Böylece İsrail'in Filistin’e yönelik
şiddet politikalarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
“Bunlar için İsrail'i eleştiren insanlara
‘anti-semitik’ demek çok kolay ya da Yahudi soykırımını ve Yahudilerin çektiği
acıları gündeme getirmek… Böylece Filistin’e yaptığımız her şeyi
meşrulaştırabiliyorlar.”
Anti-semitizm bir çeşit ırkçılık. İnternetten
ulaşacağınız kısa tanımıyla “Yahudi milletine karşı duyulan düşmanlık,
nefret, önyargı veya ayrımcılık.” Her ırkçılık gibi anti-semitizm de
insanlığa pek çok acı ve utanç bıraktı. Geçmişe göre az olmasına rağmen bugün
de dünyanın çeşitli yerlerinde anti-semitik ırkçılıktan kaynaklı şiddet ve
ayrımcılık olaylarına rastlamaktayız. Ancak eski bakan Aloni’nin bahsettiği
gibi anti-semitizm suçlaması, İsrail ve İsraile bağlı lobiler için işlevsel bir
anlama daha geliyor: Sansür!
İsrail kendisini Yahudi ulusunun tek temsilcisi olarak
sunuyor. İsrail'i veya Siyonist politikaları eleştiren herkesin de aslında
Yahudi düşmanı olduğunu söyleyerek bu karalama kampanyasını yürütüyor.
Macron: “Antisemitizme tolerans göstermeyeceğiz.
Çünkü bu antisemitizmin bir başka yüzü.”
İsrail lobisi için “anti-semitizm” ile etiketlemek
tahmin ettiğinizden çok daha geniş sınırlara sahip.
Bu konu üzerine araştırma yapan gazeteci Dan Glass,
Almanya’da faaliyet gösteren ve anti-semitizm’i raporlayan RIAS adlı kuruluşu
arayarak şu soruyu soruyor: “Bir kafede insanların İsrail ürünlerini boykot
etmek üzerine konuştuklarını duydum. Bu anti-semitik mi?” (diye sordum.
Verilen cevap): “Kamuya açık alanda İsrail ürünlerini boykot etmeyi konuşmak
anti-semitiktir.” Böyle bir konuşmaya denk gelmenin anti-semitik olabileceğini
söyledi. Bu şu demek: Yani kafede arkadaşlarınızla sohbet etmeniz anti-semitik
olabilir.
Sınırı bu derece muallak hale gelmiş bu karalamanın
hedefinde bazen sıradan insanlar, bazen sivil toplum kuruluşları, bazen
siyasetçiler, hatta bazen de sanatçılar yer alıyor. Filistin’i anlatan bir
şarkı bestelemesi ardından yaşadıklarına inanamayan Nirit Sommerfeld, bu
isimlerden biri. (Şöyle diyor): “İnsanlara işkence ediyorsun, çocukları
öldürüyorsun, kendi çocukların bile acı çekiyor.” dedim. Bu kısımdan dolayı
anti-semitik söylemlere hizmet etmekle suçlandım.”
Almanya’da yaşayan Somerfeld, İsrail'in şiddetini
anlattığı şarkısı sebebiyle anti-semitik olmakla suçlandı. Konser vereceği
Gasteig Kültür Merkezi kendisine bir mektup göndererek anti-semitik söylemde
bulunması halinde konserin yarıda kesileceğini belirtti. (Somerfeld ise şunu
söyledi): “Hayatımı zorlaştıracak güce sahipler ve bu hiç adil değil.”
İşi daha trajikomik hale getiren ise şu: Somerfeld İsrail
doğumlu bir Yahudi. Büyükbabası Nazi Almanya’sında toplama kampında öldürülmüş.
Annesi ise Holokost’tan kurtulmuş bir isim.
Aslında Somerfeld bir istisna değil. Oluşturulan
propagandanın aksine İsrail, Yahudilerin tek temsilcisi değil. Aksine dünyanın
pek çok yerinde yüzbinlerce Yahudi, kendisini eleştirenlere anti-semitik diyen İsrail'in
savaş suçlarına karşı çıkıyor.
2015 yılında İsrail'in Filistin halkına yönelik
orantısız şiddetini ve Mescid-i Aksa baskınını protesto etmek isteyen binlerce
Yahudi, New York’ta bulunan ünlü Times meydanında bir araya geldi. “İsrail
Yahudi halkını temsil etmiyor.” Ve “İsrail işgaline son” pankartları taşındı.
2016 yılında İsrail karşıtı binlerce Ortadoks Yahudi,
bu kez Birleşmiş Milletler 71. Genel Kurulu devam ederken binanın önünde
protesto gösterisi düzenledi ve isralin başta Filistin olmak üzere Ortadoğu’da
uyguladığı politikalara tepki gösterdi.
2017 yılında ise protestoların merkezinde bizzat İsrail'in
başkenti Tel Aviv vardı. Doğu Kudüs işgalinin 50. Yılı dolayısıyla Tel
Aviv’deki Rabin meydanında toplanan binlerce İsrailli, Netanyahu hükümetini ve
Filistinlilere yönelik uygulamalarını protesto etti.
Protestolara öncülük eden Peace Now adlı isailli sivil
toplum kuruluşunun başkanı Avi Buskila konuşma yaparak “50 yıl önce demokrat
bir devlettik. 50 yıl sonra diğer insanları zorla yöneten bir devlete
dönüştük.” dedi.
Haziran 2020’de de binlerce İsrailli Yahudi,
Netenyahu’nun daha önce seçim vaadi olarak açıkladığı Batı Şeria’yı ilhak etme
planını protesto etmek için bir araya geldi.
İsrail ve zengin lobisi, İsrail'i Yahudi ulusunun tek
temsilcisi gibi sunmaya, İsrail'i eleştiren herkesi “anti-semitizm”
karalamasıyla susturmaya çalışırken bu kirli propaganda her geçen gün biraz
daha deşifre oluyor. İnsanlar maskenin arkasındaki gerçeği görüyor ve sadece
Müslümanlar değil, Yahudiler dahil her dinden binlerce kişi tüm karalama
kampanyalarına rağmen İsrail şiddetine karşı sesini yükseltiyor.
Kaynak:
https://twitter.com/gztcom/status/1396830087186685952
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar