Ey Yusuf, Sonucu Şu Gözleri Görmeyen Yakub’a Gel
XIII
Ey Yusuf, sonucu şu gözleri
görmeyen Yakub’a gel. Ey gizlenmiş İsa, şu gök kubbenin üstünde bir görün.
Ayrılıktan günüm karardı.
Gönlüm yay gibiydi, kıla döndü. Yoksul Yakub ihtiyarladı, ey genç Yusuf, gel.
*
Ey İmranoğlu Mûsa, sana gönlümde ne Turusînalar var.
Öküz Tanrılık etmede, gel artık Turusîna’dan.
*
Benzim safran gibi sarardı, boynum büküldü, çenge döndü.
Beden mezarında daraldım, sıkıldım, gel ey genişlik, ferahlık veren can.
*
Muhammed’i gözleyen gözüm gamınla, müştakım sana diyor;
“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” âyetinin sırrı, o dağınık
saçlardan yüzünü göster, gel.
Güneş sana karşı
sanki akşam kızıllığı, ey padişahlardan bile öndülü kapan er, ey Tanrı’yla
bakan, Tanrı’yla gören göz, ey her şeyi bilen gönül, gel.
Bütün canlar
sana karşı sanki beden, sense cansın. Cansız beden neye yarar? Çoktandır gönül
verdim sana, gel ey sevgili de canımı da vereyim gitsin.
Gönlümü aldığın
günden beri can ekinim biçildi gitti; sonucu dert sensin, git; sonucu derman
sensin, gel.
Ey sevgili, ilacım da
sensin, çarem de sen, yüz parça olmuş gönlümün ışığı da sen; çaresiz gönlümde
senden gayrı ne varsa yok oldu, gel.
Senin kadrini bilmedim de
felek, inadına var diyor, okla gönlünü, vur başını taşlara; gel.
*
Ey mertebesi, “Aralarında iki ok atımı kadar yer kaldı”
âyetiyle bildirilen, ey o yücelik devletine sahip olan; ey padişahım, kimsecik
mahrem olamaz sana, “Belki de daha yakın” makamından gel.
Ey ay gibi güzel padişah, ey
yüzlerce güzelden güzel, ey su, ey ateş, gel. Gel ey inci, gel ey deniz.
*
Ey kendisine canımın kul köle olduğu Şemseddin, ey
Rûhü’l-Emin, Tebriz senin yüceliğin yüzünden oturamaklı Arş’a döndü, Mescid-i
Aksâ’dan gel.
Kaynak:
Cilt 1
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar