Print Friendly and PDF

N’olur Güneşin Gönlünden Bir Dışarı Çıksan



 


CLXIV

Suhen-i telh megû ey leb-i tu helvâyî

Ser foro kon be kerem ey ki berin bâlâyî

A dudakları helva satan güzel, acı söz söyleme... a bu yüceliğe ulaşmış dilber, kerem et de eğ başını.

Acı olsun, tatlı olsun, ne söylersen hoş. gözün de, gönlün de ışığısın, canısın, cana canlar katarsın sen.

Ne yücelerdensin, ne aşağılardasın, ne de altı yöne sığar bir cansın. altı yönü de ne edecekmişim? Kanlar sızan gönüldesin sen.

Başını eğ. yüzünü gördüğüm günden beri gönül de sarhoş oldu, can da. akıl da sevdalara düştü, çıldırıp gitti, fikir de.

Bedene âşık olan, candan mahrumdur. şeker, safra illetine tutulanın ağzına acı gelir.

A güzelim, güneş her akşam secde eder sana; n’olur güneşin gönlünden bir dışarı çıksan.

Bir güneşsin ki her zerreden doğarsın; zerre haline getirmek için dağları ovar, un ufak edersin.

Ne de lâtifsin; fakat ta başlangıçtan beri öylesine zorlusun, öylesine sınıkları onarırsın ki... ne de gizlisin; fakat şaşılacak şey şu ki bu kavgaya da girişmiş gitmişsin.

Yanlış söylediysem ters anlama, darmadağın sayma. lütfeder, elimi tutarsan bana yeni bir baht verirsin, devletime devletler katarsın.

Aşkın ta kendisisin sen; bizse gölgeniz senin. bir soluk çirkinleştirirsin beni, bir soluk da bezersin, güzelleştirirsin.

Öyle görünüyor, sanırım, dün gece rüyada gördüm seni; bugün dünyalara sığamıyorum çünkü.

A kervanbaşı, develeri burda ıhtırıp uyutma; konak değil burası. Yoldaşlar ilerlediler; ne diye eğleşip kalıyorsun?

Kendine gel; sus; çünkü solukla gönül ateşi daha da yalımlanır. Şu anda yalım soluk almada, yücelip durmada, sen ne buyuruyorsun ki?

 

Kaynak: Cilt 7-1

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar