Padişahın Günahkârıyım Ben, Hadi Kırın Elimi
LXVIII
Seni inkâr edenler, sarhoş
canıma düşman oldular amma senin güzelliğin kâfi bir cevaptır onlara bence.
Kınayanın hayalini defetmek,
kulağını burup gerçeği anlatmak için uzaktan yüzünü bir gösterdim mi hemencecik
kurtuldum gitti.
Ne incidir, ne mücevher
derse inanmam ona, fakat olmazsa da olmasın a kardeş, ben neysem oyum, nasılsam
öyleyim işte.
Dün bir güzelin yüzünden
gönül sarhoş oldu, öylesine esridi ki padişahın huzurunda bile bir kadeh
kırdım.
Ben o ay yüzlünün
sarhoşuyum, o günahtan dolayı neşeliyim, padişahın günahkârıyım ben, hadi kırın
elimi.
Çok rindim, pek kalleşim,
aşk dinine girmişim, bu yüzden yayılmış adım ortaya, kim oluyorum ben ki
padişaha bir armağan yollayayım?
Gönül bir hırsız, hem de
hırsız oğlu hırsız; haznenin kapısında durmuş da bekliyor. Hırsızın elini
bağladım da ondan sonra haznenin kapısı açıldı.
Ey o padişahtan haberi bile
olmayan, ne yoldasın, nereye gidiyorsun diyorsun; balık gibi hani, ağ nereye
sürükler götürürse oraya gidiyorum.
Tanrı Şems’idir sırrım,
Tebriz’edir niyazım, odur namazda kıblem, odur abdestimin nuru.
Kaynak:
Cilt 1
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar