Print Friendly and PDF

HADÎKA .Huzur ve İhlas Hakkında

Bunlarada Bakarsınız

 


O halde, arzu nesnesi hiçbir yerde bulunmadığına göre, O'na yürüyerek nasıl ulaşmayı umabilirsin?

Ruhunun ve dualarının Allah'a varacağı yol, gönül aynasının cilasındadır.

Kalp aynası, küfür ve nifakla paslanır. Muhalefet, ağır ve yorucu emekle parlatılamaz.

Aynanın parlatıcısı sizin sarsılmaz inancınızdır; (bu kesinlik) nedir? Bu, dininizin lekesiz saflığıdır.

Kalbinde bir şüphe olmayana ayna ve suret aynı şey olarak görünmeyecektir;

Suret olarak aynada olsan da, aynadaki sen değilsin, ayna olarak sen birsin.[Yani, aynada görünüyorsanız, aynadaki odur, siz değilsiniz.]

-Çünkü ayna farklıysa sen de farklısın, o zaman ayna senin görüntünden habersizdir.

Suretin aynası öznitelikten uzaktır, çünkü (aynanın) görüntü yeteneği nur iledir.

Aynanın kendisinde  olan nur  güneşten başkası olmaz. [ayna, görüntüyü ışık aracılığıyla aldığından ve ışık güneşten ayrılmamalıdır] Burada bir kusur varsa aynada ve görüştedir.

Bie kimse perdenin arkasında ebedî kalırsa, onun sureti baykuş ve güneş gibi ölümsüzdür.

Baykuş güneşten acizse, bu güneşten değil, kendi zayıflığındandır;

Güneşin ışığı dünya üzerinde parlıyor, musibet yarasanın gözünün zayıflığından gelir.

Hayal ve duyu dışında görmezsin, çünkü çizgiyi, yüzeyi ve noktayı dahi bilmiyorsun;

Ve sen ilim yolunda yanılıyorsun ve boş bir mahluk sözüyle aylarca ve yıllarca tartışmada oyalandın;

Ve fuzuli/merakla bu şekilde konuşan kişi, çözümlerin tecellisini bilmez.

Eğer sana içgörü verilmesini/yüzü yansıtmasını istiyorsan, aynaya hatalı bakma/ eğri tutma ve temiz tut.

Güneşin nuru için günah yoktur ve sen şişeni bulutların altına (koy)ma.

Melekten daha güzel bir Yusuf, bir hançerin içinde bir şeytanın yüzüne sahip gibi görünür.

O, hakikati (ki kimdir) kendi içinde görmezse, hançeri  hakkı batından ayıramaz ayna gibi iş yapmaz.

Çünkü çamurunuzda (bedeninizde) görebildiğiniz en iyi şey, kalbinizin aynasında kendi görüntünüzü görebilmenizdir;

Bağlandığın zincirden kurtul, çünkü çamurundan kurtulduğun zaman özgür olacaksın;

Mademki çamur karanlık, gönül nurdur, senin çamurun çöplük, kalbin gül bahçesidir.

Kalbinizin yüzeyi ne kadar safsa, Allah'ın tecellisini sana yaklaştırır;

Hz. Ebû Bekir'in ihlası/ kalb temizliği ümmetten daha fazla olduğu için, tecelliside özel oldu.

***

صل فى الصفاء والإخلاص

-       إذن فمادام المطلوب لا يوجد فى مكان، فمتى كان بفرك إليه بالقدم ؟

-       فالطريق ا لمباشر إلى الحق هو النفس والنفس،وأن تخلص مرآة القلب من الصدأ فحسب.

- فمرآة القلب من صدأ الكفر والنفاق، لا تكون مضيئة من الخلاف والشقاق.

١٤٥-وجلاء ا لمرآة يقنيكم،وماهو( هذا اليقين )؟هو محض صفاء دينكم.

-       وذلك الذى لا يسكن الشك فى قلبه، لاتكون الصورة والمرآة لديه سواء.

-                  ذلك أنه إذا كنت أنت فى المرآة ظاهرا، فهو الذى فى المرآة ولست أنت.

-       ذلك أنك تختلف إذا اختلفت المرآة، فلا علم للمرآة إذن بصورتك.

-       فمرآة الصورة بعيدة عن الصفة، ذلك أن قابلية ( المرآة ) للصورة تكون من النور.

١٥٠-   والنور فى حد ذاته ليس منبتا عن الشمس، والعيب فى المرآة وفى البصر.

-       وكل من هو فى الحجاب خالد، مثله كمثل البومة والشمس.

-       فإذا كان البوم بلا قوة أمام الشمس، فذلك من ضعف وليس منها.

-       فنور الشمس ساطع عل العالم، أما الآفة فهى من ضعفها عين الخفاش.

-        فأنت لاترى إلا الخيال والحواس،مادمت لست عارفا بالخط والسطح والنقطة.

١٥٥ - وأنت مخطئ فى الطريق الى المعرفة، وقد قضيت السنين والشهور فى حديث

فارع.

-       وذلك الشخص الذى يتحدث فى هذا الطريق بالفضول، لا يعرف التجلى من الحلول.

-       وإذا كنت تريد أن تعطى البصيرة، فلا تنظر فى مرآة معيوبة بل عليك بالمضيئة.

-       فلا ذنب هناك لنور الشمس، وأنت ( تضع ) قارورتك تحت السحاب.

-       فيوسف وهو أكثر جمالاًمن الملك، أظهر وجها( كوجه ) الشيطان على نصل خنجر.

١٦٠- فلا يعاين الحق (من هو) في الباطن، وخنجرك لا يقوم بعمل المرآة.

-       ذلك أنك تستطيع أن ترى صورتك فى مرآة قلبك، أفضل ما تستطيع أن تراها فى طينك ( جسدك ) .

-       فاقطع هذا القيد الذى قيدت به، فمتى ابتعدت عن الطين نجوت.

-       ذلك أن الطين مظلم والقلب مضىء ، وطينك مجمرة والقلب روضة.

-   وكلما كان سطح قلبك أكثرصفاء ، كان منه التجلي اكثرلك تهيأ.

١٦٥-     وقد صار أبوبكر خاصا فى التجلى، وأليس ذلك لأنه كان زائدا فى إخلاصه عن الأمة.

***

On Purity of Heart.

Then, since the object of desire exists not in any place, how canst thou purpose to journey towards Him on foot ? The highroad by which thy spirit and prayers can travel towards God lies in the polishing of the mirror of the heart. The mirror of the heart become not free from the rust of infidelity and hypocrisy by opposition and hostility ; the burnisher of the mirror is your steadfast faith ; again, what is it ? It is the unsullied purity of your religion. To him in whose heart is no confusion the mirror and the form imaged will not appear as the same thing ; although in form thou art in the mirror, that which is in the mirror is not thou,—thou art one, as the mirror is another. The mirror knows nothing of thy form ; it and thy form are very different things ; the mirror receives the image by means of light, and light is not to be separated from the sun ;—the fault, then, is in the mirror and the eye.

Whoso remains for ever behind a veil, his likeness is as the owl and the sun. If the owl is incapacitated by the sun, it is because of its own weakness, not because of the sun ; the light of the sun is spread throughout the world, the misfortune comes from the weak­ness of the bat’s eye.

 Thou seest not except by fancy and sense, for thou dost not even know the line, the surface and the point ;  thou stumblest on this road of knowledge, and for months and years remainest tarry­ing in discussion ; but in this matter he utters only folly who does not know the manifestation of God through his incarnation in man.

 If thou wishest that the mirror should reflect the face, hold it not crooked and keep it bright ; for the sun, though not niggardly of his light, seen in a mist looks only like glass, and a Yusuf   more beauti­ful than an angel seems in a dagger to have a devil’s face. Thy dagger will not distinguish truth from falsehood ; it will not serve thee as a mirror. Thou canst better see thy image in the mirror of thy heart than in thy clay ; break loose from the chain thou hast fettered thy­self with,—for thou wilt be free when thou hast got clear from thy clay ; since clay is dark and heart is bright, thy clay is a dustbin and thy heart a rose-garden. Whatever increases the brightness of thy heart brings nearer God’s manifestation of Himself to thee ; because Abu Bakr’s purity of heart was greater than others’, he was favoured by a special manifestation.  

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar