Print Friendly and PDF

Vuslat

 


Kâh bir fil kamında otağ kurmuşum,

Kâh hakir bir karıncadan doğmuşum,

Birgün baktım ben de insan olmuşum.

Birbirine benziyordu sabahlar,

Her gün öğleleri acıkıyordum,

Gecelerim uykuyla geçiyordu .

Bir sabah ufkumda beliriverdin

Günah kadar cazip bir şaheserdin.

Siyah kehrübalardandı göz kapakların

Dudakların erguvan.

Sen aşk, sen rüya, sen gerçek, sen yalan.

Göğsünde güneşler parıldıyordu.

Sen kıyısı olmayan umman.

Anladım ki deli dünya bir pazar,

O pazarda nice mecnunlar gezer,

Kapıldım onlara ben de kul oldum,

Mihman oldum sağlık denen zindanda,

Yokluk denen cehennemde yaşadım.

Vahada yaşadım, çölde yaşadım,

Hazlar yalancıydı, ıstıraplar boş.

Kırıldı kolum, kanadım,

Nihayet Tanrı’yı buldum içimde

Sonsuz ve tek.

Dostlar, Tanrı yok dediler

Dost değil davar sürüsü,

Kurtuluş çilede, dedi Brahman,

Kendini Tanrı’ya ver, dedi kimi

Bir akşam Veda’lar çaldı kapımı,

Bir kasırga gibi uğuldayarak,

Yılan, itizâlin zehrini sundu.

Islık çalarak.

Hatalar kuşattı dört bir yanımı,

Raks ettim, yalvardım, ağladım.

Tanrı gülümsüyordu.

Dediler ki filin dişi yamandır

Dediler ki güven olmaz kadına.

Rüzgâr gibi doldum damarlarıma

Gönlümde binlerce çiçek açıldı.

Manikavacakar

Not: Tamul edebiyatından” örnek…Cemil Meriç’in Bir Dünyanın Eşiğinde adlı kitabından alıntı

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar