Print Friendly and PDF

HADÎKA...Keyfiyeti Meçhul Akla Uygun İstiva Hakkında

 


- Biri dedi ki:

O bir adam gibi, diğeri de: Bir el gibi, dedi ve hepsi hadsiz/sınırsız konuşmada karıştılar.

- Ve bir başkası da iki parmağıyla hareket eden ve aşağı inen dedi ve hulul yolunu tercih ettiler.

Bir başkası "istivasını/yerleşmesini" takdir ederken, ilmiyle yayılması/arzıdır…

Biri de cahilce dedi ki: O "arşına" oturdu diyerek, cahillikten kendi boynuna bir çıngırak bağladı.

Biri yüz dedi, diğeri iki ayak dedi ve kimse ki onlara: Bu gidiş/bu nasıl söz?' demedi.

Bütün bu konuşmalardan münakaşa çıkar ve kör adamlar ve fil olayında ne olduğu ortaya çıkar. .

“Ne” ve “nasıl”dan muaf olanın Allah celle celâlühüyü –anlatmak yüzünden- peygamberlerin ciğerlerine kan yürüdü.

Onlar bu konuşmalarla  akıllarının izini sürmüşler ve bütün alimler ilimlerini kat kat katmışlardır. (Sözü büyütmüşlerdir)

- Ve herkes acizliğini kabul etti. Cahillikte ısrar edenin vay haline.

De ki, bu müteşabih/ alegoriktir deyin; ancak onunla bağlantı kurmayın [öyledir] ve aptalca kavramlardan kaçın.

Kuran'ın metni—hepsine inanıyoruz - haberlerde de (bahsettiklerini) kabul ettik.

Kötülük Dileyen Kişiler Hakkında.

Aklı başında bir adam, çok aptal ve düşüncesiz gördüğü gafillerden birine sormuş:

"Hiç safran gördün mü yoksa sadece adını mı duydun?

Yanımda var ve çok fazla yedim, sadece bir değil, yüz kez ve daha fazla dedi.

Bilge ve anlayışlı adam ona dedi ki, Ey Mekin ve kalbi selim sahibi…

Sen de, soğanı bilmiyorsun

 Ve neyin ne olduğu hakkında çok fazla fazla konuştun.

Kendi ruhunu bilmeyen, başkasının ruhunu nasıl bilecek?

ve sadece eli ve ayağı bilen, Allah Teâlâ'yı nasıl bilecek?

Peygamberler dahi bu meseleyi anlamakta aciz kaldılar; neden aptalca böyle iddia ediyorsun?

Bu konuda bir delil getirmen istendiği zaman, imanın saf özünü bileceksin;

- Yoksa o nerede ve sen neredesin, saçma sapan konuşmamaktansa susmak daha hayırlıdır.

Bütün âlimler boş ve saçma konuşurlar, çünkü hak din herkese layık değildir.

**

فصل فى أن الاستواء معقول والكيفية مجهولة

-       قال ذاك : هو رجل وقال الآخر: يد، وقد خلطوا جميعا فى الكلام إلى غيرحد.

-       وذلك الآخر قال بالأصبعين والنقل والنزول وسار فى طريق الحلول.

١٩٠-            والثالث قدر الاستواء فى علمه بالعرض والسرير.

-       وقال واحد جهلا : قعد وجلس، وقد ربط جرسا فى رقبته من الجهل.

-       قال واحد وجه وقال ا لآخر قدمين، ولم يقل له شخص ما : إلى أين ؟

-       فمما قالوه جميعا جاء القيل والقال، وأصبح حالهم كحال العميان والفيل.

-     فهو منزه - جل ذكره - عن الكيفية والسببية، وقد صارت أكباد الأنبياء من هذا دما.

-     ١٩٥- وقد تتبعوا فى هذا الحديث عقولهم، وطوى جميع العلماء علومهم.

-       وأقر الجميع بعجزهم، فويل للذى يصر على الجهل.

-       فاقرالمتشابه ولكن لا تتعلق به، واهرب من لخيالات الفارغه.

-       فقد آمنا بما هو موجود بالنص بأكمله، وسلمنا أيضا ( بما ورد ) فى الأخبار.

التمثيل فى أصحاب تمنى السوء

-       سأل رجل أريب أحد الغافلين حين رآه شديد الغلظة جاهلا.

٢٠٠-        قال (له):ألمتر الزعفران قط ؟ أو لم تسمع عنه إلا الإسم ؟

-       فأجاب : لقد أكلته كثيرا مع = الزبادى= ، أكثر من مائه مرة لا مرة واحدة.

-       فقال له الحكيم : هذا أنت يا مكين يا صاحب القلب السيم.

-       أنت أيضا لا تعرف البصل، وتثرثر  كثيرا فيما لا نفع فيه.

-       وذلك الذى لا يعرف نفسه، كيف يشعر بنفوس ا لآخرين.

٢٠٥-      وذلك الذى يعرف اليد والقدم، كيف تتبسر له معرفة الله.

-       والأنبياء عاجزون عن هذا المعنى، فكيف تدعى أنت ذلك جزافا ؟

-       فإذا كنت تريد البرهان لهذا الكلام، فحسبك أن تعلم أنه الإيمان.

-       وإلا فأين هو وأين أنت، فالصمت خير لك ولا تكثر من الثرثرة.

-       والعلماء جميعا يثرثرون بلا جدوى، فليس الدين جديرا بكل شخص.

**

On the above- Allegory.  

One talks of ‘ the foot ’, the other of ‘ the hand3, pushing beyond all limits their foolish words; that other speaks of ‘ fingers ’ and ‘ change of place ’ and ‘ descending ’, and of His coming as an incarnation. Another considers in his science His ‘ settling himself ’ and ‘ throne ’   and ‘ couch ’, and in his folly speaks of   He sat ’ and   He reclined ’, making of his foolish fancy a bell to tie round his neck. ‘ His face * says one ; ‘ His feet ’ another ; and no one says to him, ‘ Where is thy object ?’ From all this talk there comes altercation, and there results what happened in the case of the blind men and the elephant.           .

Exalted be the name of Him who is exempt from ‘ what ’ and ‘how’ I the livers of the prophets have become blood. Reason hamstringed by this saying ;      the sciences of the learned are folded up. All have come to acknowledge their weakness ; woe to him  who persists in his folly ! Say, It'is allegorical ; depend not on it, and fly from foolish conceptions. The text of the Qur’an—we believe it all ; and the traditions—we admit the whole of them?

Of those who Heed not.                       

A discerning man questioned one of the indifferent, w’hom he saw to be very foolish and thoughtless, saying, Hast thou ever seen saffron, or hast thou only heard the name ? He said, I have it by me, and have eaten a good deal of it, not once only, but a hundred times and more. Said the wise and discerning man to him, Bravo,  wretch! Well done, my friend ! Thou knowest not that there is a bulb as well ! How long wilt thou wag thy beard in thy folly ?  

He who knows not his own soul, how shall he know the soul of another ? and he who only knows hand and foot, how shall he know the Godhead ? The prophets are unequal to understanding this matter ; why dost thou foolishly claim to do so ? When thou hast  brought forward a demonstration of this subject, then thou wilt know the pure essence of the faith ;  otherwise what have faith and thou in common ? thou hadst best be silent, and speak not folly. The learned talk nonsense all; for true religion is not woven about the feet of everyone.                  

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar