Fâtiha Sûresinin Kelime ve Harflerinden İşaretler Çıkarması
Gazzîzâde,
Fâtiha sûresindeki harflerin sayısından, cifir olarak karşılığından ve
kelimelerin başındaki harflerin benzerliğinden birtakım işaretler
çıkarmaktadır. Fâtiha sûresindeki kelimelerin ve harflerin işareti ile ilgili
şu açıklamayı yapmaktadır: “Yirmi beş kelime yüz yirmi üç harftir. “ Bu
hurufat-ı celile Fâtiha’nın her biri bir sır ve bir manasına delil ve
işarettir.” Kelimenin başındaki harf benzirliğine örnekler: “Elif eman veya
emine işarettir. Çünkü Fâtiha sûresi Allah’tan onu okuyup onunla amel eden
müminlere bir emandır.[1]
“ Üç ba var denildi. Ba-i evvel Belde-i Tayyibe olan Mekke’ye işarettir
ki Fâtiha Mekkidir. İkinci ba Beled-i Taybeye işarettir ki taybe Medine-i
münevvere ismidir. Fâtiha bir defa da Medine’de nazil oldu. Medenidir. Üçüncü
ba beytü’l-ma’mura işarettir ki kenz-i arştan nazil olmuştur.”[2]
“Ra cenab-ı hakkın rahmetine ha hayatın ism-i hayden olduğuna rahmet-i amme
olmasaydı hayat-ı amme olmazdı. Mim malikü’l-mülk olduğuna, elif uluhiyyet, nun
ism-i nura, rahimin sonudaki mim Hz. Muhammed’in a.s kıyamette şefaat kapısını
açacağına işarettir.”[3]
“Âmin” harflerin işareti “tefsîr-i letaifte, elif emane işarettir. “Mim”
mağfirete işarettir. “Ya” yüsre işarettir. “Nun” nusrete delalettir.”[4]
Cifir
ve Fâtiha harfleri
Gazzîzâde,
harflerle ilgili yakın ve uzak bütün ihtimalleri sıralıyor ve bazı tarihi
olaylarla da irtibat kurup, cifirle tarihler çıkarıyor. Mesela Osmanlı’nın
Mekke ve Medine’yi fethettiği tarihe işaret eden şu örneğe yer veriyor: Üç “ta”
harfi 1200 eder. 22 elif ve altı “ye” eklenince (1228) Osmanlı’nın harem-i
şerifi fethine işaret eder.[5]
Ayrıca her yüzyılda gelecek olan müceddidlerin varlığına da şu açıklamasıyla
örnek veriyor: “Yahut min ciheti’l-aded kaf yüzdür. Her yüz yıl başında hak
Tealâ’nın Kadir ismine mazhar bir sahibu’z-zaman zuhuruna işaret olur.”[6]
Mehdi’nin
aleyhisselâm. geliş tarihi
Gazzîzâde,
Fâtiha sûresindeki harflerden cifir yoluyla gelecekle ilgili birtakım işaretler
çıkarmakta, hatta bazen kesin tarih vermektedir.
On
iki mim on iki imama işarettir. Aynı zamanda Mehdi’nin geliş tarihine de işaret
vardır.
“Her
mimden on iki imam feyiz aldı. On iki mim Hz. Muhammed (salla'llâhü aleyhi ve
sellem) hulefası on iki imama işaret eder.” Gazzîzâde buradan yola çıkarak son imam
olan on ikinci imam Muhammed el-Mehdi’nin zuhuruna işaret çıkarmakta ve
mehdinin geliş tarihine açık bir ifade ile vurgu yapmaktadır:
“Azizim,
mimat Fâtiha hesabıyla on iki mim dört yüz seksen eder. Çünkü on iki imamda üç
Muhammed vardır. İmam mehdi üçüncü Muhammed’dir. Üç kere dört yüz seksen, bin
dört yüz kırk eder. El-ilmu indellah bin dört yüz kırkta zuhuru mehdiye işaret
vaki oldu.”[7]
Dünyanın ömrü
ve ümmetin bekası
Gazzîzâde,
Mehdinin geliş tarihi ve ümmetin bekası ile ilgili şu çıkarımları yapmaktadır:
Dünyanın ömrü yedi bin senedir. Buna kameri takvime göre iki yüz on iki sene
daha eklenirse yedi bin iki yüz on iki olur. Bu da hicri bin altı yüz on iki
tarihine tekabül eder ki, bu tarih (Allahu a’lem) kıyametin kopma tarihidir.[8]
Gazzîzâde
bu bilgilerin bir ilham olarak kendisine bildirildiğine şu sözleriyle işaret
etmektedir: “Fakire mîmât-ı Fâtiha lisanından böyle söylendi. Hamden lillahi
Tealâ feyz-i berekat-ı Fâtiha’dan bu sırla mübeşşer olduk”.[9]
Gazzîzâde’nin
gelecekle ilgili vermiş olduğu bu bilgiler onun şahsi kanaatıdır. Kiyametin ne
zaman kopacağına dair hiç kimseye bilgi verilmediği konusu ise Kur’an-ı
Kerim’de açıkça ifade edilmektedir. “Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi
Allah katindadır...”[10]
Bizim burada bu bilgileri aktarmamızın sebebi eserin içeriği hakkında bilgi
vermek ve Gazzîzâde’nin eserinde ne gibi konulardan bahsettiğini aktarmaktır.
Kaynak: Ramazan ÖNAL, Gazzîzâde
Abdüllatîf Efendi’nin Fütuhâtu Kenzi’l-Kur’ân Adlı Fâtiha Sûresi Tefsîrinin
Tahlili Ve Değerlendirilmesi
[1] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 84b.
[2] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 85b.
[3] Gazzîzâde, Fütuhat,
II, 19b-20a.
[4] Gazzîzâde, Fütuhat,
II, 152b.
[5] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 86b.
[6] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 88b.
[7] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 91b.
[8] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 92a.
[9] Gazzîzâde, Fütuhat,
I, 91b- 92a.
[10] Lokman, 31/34
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar