Print Friendly and PDF

Allah Teâlâ, Hz. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellemi Yalancı Çıkartmaz

Bunlarada Bakarsınız




Son günlerde sosyal medyada İngiltere devlet görevlileri dahil  olacak kadar ciddi tarzda “güneşte patlamalar olacak, elektrikler kesilecek, internet duracak, sosyal hayat sıkıntıya düşecek”, tarzında, kendi halkını ve dünya milletlerini korkutacak şekilde yayınlarını artırdı. Bu yayınların zamanlaması da manidar görülse de, İsrailoğullarının başının sıkıntıda oluşu bir kısım insanları meşgul etmektedir. Yani, asıl gündem olacak konular bırakılıp komplo teorisyenleri dahi bu mevzuya daldılar.

Dünya da bütün şeytani işlerin anavatanı İngiltere dir.  Şeytanın tahtı denizin ortasındadır, denilir. İngiltere her fitnenin baş verdiği yerdir. Bu nedenle, norm olmayan birşeyler olacak denildiğinde bu hinliğin ardında değil, yüzünde İngiltere varsa daha da kesin bilinmelidir ki, hedef arkaplanında tam bir hıyanetlik vardır.

Allah Teâlâ ya şükür deccalın büyük askeri 30 Kasımda -ölüm sebebi insanlardan saklandı- çukuruna yollandı. Hali hazırda onun komitesi neye nasıl karar vereceklerini bilemiyorlar. Bu ani karışıklık yahut olası pişmanlığın getirisi ile birkaç hata yapacaklar. Şu an ABD ve Rusya rulet masasında, Çin^de ben de katılacağım demekte olabilir. Daha önce  Çin’in  Covitte olduğu gibi geri zekalılık yapmazlarsa, bütün dünya üzerinde rahat bir nefes alınacak. [Ancak çok zor.]

Konumuza gelecek olursak; Güneşte patlamalar daimidir. Bunlardan dünyanın etkilenmesi tabiidir. Belirli periyotlarda normal vakalar    ve dünya düzenine dolaylı cüzi etkileri olmaktadır. 

Mevzuun metafizik boyutunda çok şanslı olduğumuz çağlarda yaşamaktayız. Çünkü rahmet peygamberi Hz. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem Efendimiz dünyaya teşrif ettikten sonra  Ümmeti Muhammed için, Allah Teâlâ dan dilekte bulunmuştur. Böyleyken zamanımız insanlığı geçmiş ümmetler gibi azami zararlı bir durumlardan azade edilmiştir.

En doğru sözün sahibi Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa salla'llâhü aleyhi ve sellem şöyle ferman buyurdu:

 “Ben Rabbimden üç şey istedim; istediklerimden ikisini verdi, birisini ise benden esirgedi:

Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim; bu isteğimi yerine getireceğine dair söz verdi.

Bir de kendisinden ümmetimi suda boğmakla helak etmemesini istedim, bu isteğimi de yerine getireceğine dair söz verdi.

Sonra ümmetimin kendi aralarında kavga edip dövüşmelerine izin vermemesini istedim, bunu benden esirgedi.” (Müslim, Fiten, 20).

İzah:  Kıtlık; yeryüzündeki mahrumiyetler, Suda boğulmak ise yağan yağmurlar ve anormal gök olayları tufan, fırtına benzeri felaketleri içine alır.

Fiziki ve doğal olayların oluşumunda güneşin ve ayın faktörü  bilinmektedir. Bu tesirlerin dünyayı global şekilde etkileyecek bir durumda zuhur etmeyecektir.

Gaybi bilgiler peygamberler, veliler ve ilim sahiplerinden, işaretleri belirmedikçe gizlenmiştir. Bazı işaret ve nedenler ile bilinenlerde, teknolojik gelişmeye rağmen günümüzde bile çok az miktardadır. İbni Sina nın dediği gibi kaos ve stres insan bağışıklık sistemini çökertmektedir. Bu nedenle, insanların güçlerinin engel olmaya yetemeyeceğimi afetler olacak rüyaları ve spritüal tarz vesveseli haberler ve bilgilerden uzak durmayı ve normal tedbirden başka bir şeyle meşgul olmamayı tavsiye edebiliriz.

Tarihi örnekler verebiliriz.

İngiltere kaynaklı 1. Dünya Harbinde  “Mehdi Gelecek, kıyamet kopacak”  bu ve benzeri haberler ile Osmanlı İmparatorluğu yıkılmasını hazırlayan etkenler arasında bu tür haberler yaygınlaştı. Osmanlı tebaasını uyuşturup,  emperyal güçlerle savaşmayı bırakmaları telkin edildi. Öyle ki,  broşürler, sigara paketleri tayyarelerden atılıp insanların gönüllerine ulaşıp pasif veya yanlış kararlara yöneltildiler.

Bilinmeyene   insanın meyli fazladır. Bu nedenle, gaybi meselelerin çok kullanılması ile kitlelerin kontrolü yapıldığı birçok misalle sabittir. Çünkü ümitsizliğe düşürülmüş toplum, makyavelist, kahredici, zalim idareciler tarafından kullanılmaktadır. Her ne olursa olsun, istilâlar, sürgünler, baskılar döneminde insanlar  bir ümide muhtaçtır. Belki o sayede kötü şartlara sabredilir, tahammül edilebilir. Bazen umut tacirliği yapanların kurtarıcılığa soyunması da bu kriz dönemlerinde istismar yolunu açmıştır. Mesela; Mehdî inancı çok defa  kullanılmıştır.

Tarihi bir misal; Osmanlı imparatorluğunun yıkılmaya başladığı dönemlerde halk düşüncesini anlatan şu pasaja bakalım.

“Bu hallerden halkın ruhundaki eski ciddiyet-i islâmiye ve cemiyet-i milliye de sene be-sene dûçar-ı zaaf ve tebeddül olup seciyelerde me’yusiyet ve zillet ve meskenet temerküz etmeye yol açılarak abes-huvârân zaviye-dârân ve tekke-nişînânın adetleri günden güne arttıkça artıp, mezarlar yanlarında kulübeler ihdâsıyla kimi

“Mekke’den, Medine’den gelen hacıların getirdikleri düş-nâmelerden gûyâ Hazret-i Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin zaman-ı âhir gelmiş ve kıyamet pek yaklaşmış olduğundan ve sâir gûne alamât-ı kıyametten bahisle akşam, sabah Mehdî-i âl-i resulün zuhûr edeceğini ve Hazret-i İsâ’nın gökten inip Mehdî ile birleşerek din-i Muhammedî üzerinde dünya ahâlisini cem’ ve icrâ-yı adalet ve gazâ ve cihadı ref’le temin-i emniyet ve selâmet eyleyeceğini destan şeklinde okumak suretiyle kadın, erkek ashab-ı hamiyet ve merhameti hasis menfaatlerine celp ve daveti iş edinmiş ve hurâfe-cû ve softa-gûların pazarı revâcına yardım ve rağbet göstermeğe çalışmış ve muvaffak olmuş bulunuyorlardı.

Hükümetin devâir-i mütenevvia-i müteşekkilesinde mevki işgal edenler ise böyle şeyleri men edip de terakkîyât-ı medeniye-i zamaniyeyi iltizam ve takibe ve cahil halkı bu yola sevk ve teşvike hasr-ı himmet ve irşad edecekleri yerde, bilakis gaflet ve cehâlet-i halktan ekseriyetle istifâde-i zâtiye yollarını arıyor ve düşünüyorlardı.[ s. 16-17]

….halk dahi bir yeis ve ümitsizlik içinde boğuluyor ve kimseye bir şey diyemeyip yalnız öteden beri kendilerine vaizler, şeyhler taraflarından telkin edilen “Mehdî“ âl-i resûlü intizâren hükümet memurlarını daima ayrı bir meslekte ve dinsizlik tavrında görüyor ve onlara asla kalben muhabbet-i ciddiye ve muâvenet-i fiiliye göstermiyordu.[ s. 109]

… zavallı halk bir şey demeye ve bir hak istemeye cesur, atılgan olamayınca hükümet ne isterse sormaksızın onu veriyor ve çoluk çocuğunu aç kalsa da ölmeyecek kadar bir ekmek parası bulabilmek gayretinden başka bir şey düşünemiyor ve gece-gündüz yakında geleceğini haber veren kerametçilerin inandırdıkları Mehdî-i Adili bekliyor. Buna da adalet ve itaat-ı kâmile manası veriliyor. Bu namla ilân ve mensubatına arz-ı şükran-ı bî-pâyân (Sonsuz teşekkür etme) olunuyordu. [s. 20]

O zaman da padişahın nüfuzu İstanbul’dan başka mahallere câri olamayacaktır. Bunun üzerine düşmanlar her taraftan baş göstererek Mehdî-i âl-i resul zuhûr edecek, bütün dünya halkı üzerinde adilâne hüküm yürütecek, kurt ile koyun o zaman yek-diğere saldırmaksızın beraber gezecek ve ondan sonra kıyamet kopacak derler. Git gide hâl bu raddeyi bulacak ve hafazanallah düşmanlar etrafından saracak olursa İstanbul sâkinleri o vakit dûçâr-ı ye’s ve nedamet olacaktır, …

[Hakayık’ül-beyân fi eşkâli’l-ezmân “Yahut”“Ne Derekeye İnmiştik Ne Dereceye Çıktık” “Üç Devirde Gördüklerim” BÖCÜZÂDE, Süleyman Sami, s. 43]

Ortadoğuyu 1900 lü yıllarda kontrol etmeye ve sömürmeyi 1917 de İsrail devletini kurmayı planlayan İngiltere -o günün şartlarını düşünecek olursak-sosyal medyayı nasıl kullandığını anlayacaksınız.

Kitaptan Alıntılar

“Mekke Şerifi'nin fotoğrafları ve onun tebliği, Arapları Türkleri terk etmeye ikna etmenin yollarından biridir. Bu kâğıtları ve sigara paketlerini uçaklardan Türk hatlarına bırakıyoruz. Bildiri, Şerif'in Araplara, Türkleri bırakıp Arabistan'ın özgürlüğü ve bağımsızlığı için onlara karşı savaşa katılmaları yönünde bir çağrıdır. Propagandamızın bir sonucu olarak pek çok kişi geliyor. 16

Photographs of the Sherif of Mecca and the proclamation by him is one of the means we have of inducing the Arabs to desert the Turks. We drop these papers—and packets of cigarettes— over the Turkish lines, from airplanes. The proclamation is an appeal from the Sherif to the Arabs to leave the Turks and join in the war against them for the freedom and independence of Arabia. A good many come in as a result of our propaganda.16 sh:141

“Filistin'de Allenby, nüfusun hatırı sayılır bir kesimi tarafından, gelenek gereği ­Kudüs'e yürüyerek girecek ve onu büyük bir refah ve güce sahip bir şehir haline getirecek olan bir peygamber, Nebi olarak selamlandı. Sokaklardan seslendiler: 'Allah Nebi'

Tüm bu olayları yakından izleyen Meinertzhagen günlüğüne şunları yazdı: Bu batıl inançlı (Müslüman ülkede) ülkede Allenby'yi bir Mesih'e dönüştürmek kısa ama garip bir adım olurdu, ama o çok dünyevi, samimi ve isteyerek bu tür iddialardan uzak. böyle bir pelerin varsayalım.' 43

In Palestine itself, Allenby was hailed by a considerable section of the population as a prophet, Nebi, who by tradi­tion was to enter Jerusalem on foot and make it a city of great prosperity and power. They called from the streets: ‘Allah Nebi’

Meinertzhagen, who was watching all these events closely, wrote in his diary: Tt would be a short but awkward step in this superstitious country to translate Allenby into a Messiah, but he is much too worldly, genuine and free of all such pretensions to willingly assume such a cloak.’43

sh:161 [Allenby of Arabia, LAWRENCE’S GENERAL, By BRIAN GARDNER, Introduction by Lowell Thomas, FIRST AMERICAN EDITION 1966]

SONUÇ: İngiltere ne zaman bir işin içinde ise, dikkatli olmak elzemdir. Allah Teâlâ, Hz. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellemi yalancı çıkartmaz. Onun şanını ve şerefini koruyacağına sözü vardır. Siz siz olun fitneden ve Allah Teâlânın emirlerine isyan etmekten uzak durun. Eğer bir bela gelecek olursa ilk terk edilen emir olan faiz belasından ceza gelecektir. Bunun için güneşteki patlamalara gerek yoktur. Faiz yiyenler şunu bilmelidir.

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın. Bunu yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir.”

Allah Teâlâ ve Hz. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem savaşın galibidir.

İhramcızade İsmail Hakkı

  




Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar