Print Friendly and PDF

Bir Saatte Şifa




Bisillahirrrahmanirrahim
Ondan yardım dileriz.

Ebu Bekr Muhammed bin Zekeriyya er-Râzî -Allah ondan razı olsundedi ki: Vezir Ebu’l-Kâsım bin Abdullah’ın8 -Allah ondan razı olsunyanında idim. Vezirin huzurunda, tıbba dair iddiaları bulunan bir topluluk tıbla ilgili bir takım şeyleri zikrettiler. Onlardan her biri ilimlerinin yettiği kadar tıb ilmi hakkında konuştu. Öyle ki bazıları şunu söyledi: “Günler ve aylar boyu bazı maddelerin biraraya gelmesiyle oluşan hastalıklar günler ve aylar boyu sürebilir. Bu yolla meydana gelen hastalıkların bir saatte iyileşmesi neredeyse mümkün olmayıp, bu tür hastalıklarda hastanın iyileşmesi günler ve aylar sonra tamamlanır.” Bu sözü orada bulunan tabiblerden bir topluluk da işitti. Bunların hepsi hastaya gidip gelerek (vizit) ondan birşeyler koparmak istiyorlar. Vezirin günlerdir birçok hastalıkla boğuştuğu ve bir saatte iyileştiği biliniyordu. Onlar bundan dolayı hayrete düşmüşlerdi. Vezir benden, bir saatte iyileşebilen bütün hastalıkları içine alan bir kitabı kendisi için yazmamı istedi. Hemen evime dönüp bu kitap için çalışmaya başladım. Bu konudaki çalışmamı “Bur’u’s-Sa‘at: Bir Saatte İyileşme” diye isimlendirdim. Bu kitab “es-Sırru fi’s-San‘ati: Tıb Sanatının Sırrı”99 kitabına benzemektedir. Çünki bu kitap da tıb konusunda bir düsturdur. Doğruya muvaffak kılan Allah’tır; dönüş ve varış da O’nadır.
Ebu Bekr -Allah ondan razı olsun-telif ettiği bu kitabın önemi hakkında dedi ki: “Bu kitapta baştan sona zikredeceğim hastalıklar bütün hastalıklar içinde bir saatte iyileşebilenlerdir.”



8 P. Guigues neşrinde: “Ebu’l-Kasım Abdullah” şeklindedir.
9 Bu kitap da müellifin, “Kitabu Sirru Sinaʿati’t-Tıbb” ismiyle, İskenderiye Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Halid Harbi tarafından tahkik edilerek basılmıştır. Daru’s-Sekafeti’l-İlmiyye, İskenderiye. H.A.


1.  Bölüm Baş ağrısı
Eğer baş ağrısı, başın ön tarafı ve alın yönünde ise, bunun sebebi kan fazlalığı10 olabilir.
Tedavisi: Hacamat veya fasd11 yoluyla bir miktar kan almaktır. O anda, ağrıyan yeri hemen rahatlatır.12 Veya bir miktar siyah haşhaşı (Papaver somniferum L. nigrum) iyice koklamalıdır. Bir miktarını da burna çekmeli ve şakaklara sürmelidir. Ya da biraz hünnap (Ziziphus zizyphus) yemeli veya şurubundan almalıdır. Yahud mercimek (Lens culinaris) suyu içmelidir. Veya bir miktar kişniş (Coriandrum sativum) almalıdır. Çünkü o sinirleri sakinleştirir.
Eğer baş ağrısı, başın ortasında olursa, bu hararetten olur.
Tedavisi: Ketenden bir bez parçasını gül yağı ve yeni açılmış üzüm13 sirkesine batırıp, başta ağrıyan yere yapıştırmalıdır. Derhal iyileşir. Veya taze sağılmış bir süte, gül yağı karıştırmaksızın keten bez parçasını batırıp ağrıyan yere sürülür. Bu da ağrıyan yeri hemen sakinleştirir. Ya da ayakların altı menekşe yağı ve tuzla ovulur. Yahut nilüfer koklanır. Veyahut hıyar keskin sirke içine konarak yenir. Veya safrayı söndürme özelliği olan ekşi meyve peltesi/şurubu alınabilir. Bu da inşaallah aynı anda ağrıyı durdurur.
Eğer baş ağrısı, başın arka tarafındaki tepe noktasında ise, bu balgamdan kaynaklanır.
Tedavisi: Sekencebin14 ve turp (Raphanus sativus) suyu ile kusturmak, karnında bulunan bütün balgamı kusuncaya kadar dereotu (Anethum graveolens) suyu içirmektir. Sıcak suyun içinde oturmaya çalışmak da ağrıyan yeri15 derhal rahatlatır. Yahut bir miktar kara helile (Terminalia chebule retz) marmelatı veya Hind Bektaşi üzümü

10 C nüshasında “قبل من” şeklindedir.
11 Hacamat: Vücûdun arka bölgesinde, deriye önce ısıtılmış şişe, bardak v.s.  vurarak, yüzeydeki  kirli kanın toplanmasını sağlayarak, daha sonra kesici bir aletle (jilet veya bistüri) çok hafif kesikler oluşturarak kanatıp, ardından yine aynı aletle kanı toplama işlemidir.  Günümüzde  kupa  terapisi  ismiyle  yeniden  yaygınlaşan   hacamat   ikibin   yıllık   bir   tedavi   şeklidir.   Fasd: Damarı yararak, damardan kan almaya denir ki, hacamattan farkı vücudun ön yüzeylerine de uygulanabilmesi, daha derin kesik oluşturması, damara doğrudan bir müdahale olmasıdır. H.A.
12 P. G. neşrinde “المكان على” şeklindedir.
13 P. G. Neşrinde “خمر”şeklindedir.
14 M2 nüshasında, العسل بالخلو: sirke ve balla” şeklindedir. Sekencebin: Sirke, bal ve su ile yapılan bir çeşit şuruptur. İçeriği şöyledir: Bal: 2 birim; sirke: 1 birim; su: 4 birim. Karıştırılarak şurup kıvamına gelinceye kadar hafif ateşte pişirilir. Soğutulduktan sonra kullanılır. Sekencebin şeklinde İslam tıbbı kitaplarında geçen tüm terkipler sirkeyle yapılmaktadır. H.A.
15 P.G. neşrinde: “المكان على” şeklindedir.


(amla: Phyllanthus embelica) marmelatı alınır. Bu da aynı anda ağrıyan yeri rahatlatır. Ayaric-i faykara16 ile gargara yapmak da aynı anda iyileştirir.

2.  Bölüm
Göz tahrişi (irritasyon)
Göz tahrişi güneşde yürümekden olur.
Tedavisi: Siyah haşhaş koklamalı ve onu gözünün etrafına sürmelidir. Veya ateşin yanında oturmaktan olur.
Tedavisi: Soğuk tabiatlı gıdalardan bir miktar yemelidir. Yine bir miktar kara helile gözüne sürme gibi çekmelidir. O anda iyileşir.

3.  Bölüm Soğuk algınlığı
Soğuk algınlığı, tedavisi bir saatde olabilen en zor hastalıktır. Bu hastalıkta hastanın kafatasından son derece sıcak bir ter boşanır. Eğer hissettiği hararet dimağına hakim olursa, derhal o saatte iyileşir.
Tedavisi: Bir keten bez parçası alıp ateşe tutarak kafatası üzerine koymaktır. Isıyı hissettiğinde o vakit rahatlar.

Tedavisi: Hastaya iki veya üç mevzek tohumu17 (bitotu: Delphinium staphisagria) alması ve bunu pamukla sararak, suyla ıslatıp iki taşın arasında ezmesi söylenir. Hastalıklı dişinin üzerine koyduğu anda ağrısı yatışır. Ya da iki kırat18 ağırlığında eski mağrib kudret helvasından19 alınır, bir pamuğa sarılarak ağrıyan yere konur ve sıkıca

16 فيقرا ايارج: Ayaric, mürekkep ilaçlara verilen isimdir. Ayaric-i faykara ise, baş ağrısı, mide asidi fazlalığı, eklem ağrıları, kolunc ağrıları, kısmi felç, azaları rahatlatmak için kullanılan bir  terkiptir. İçeriğinde şu maddeler vardır: Mestaki, zaferan (safran), sünbül-i tayyib (Hind  sünbülü: nardostachys grandiflora), belesan tohumu (pelesenk), asarun (Sünbül-i Rumi: asarum europaeum L ), mürver, Çin tarçını (dar-ı Çini) bunların hepsinden birer dirhem; sarısabır (sabru uskutri: aloe perryi) onaltı dirhem (bazı tabibler buna izhir (cymbopogon schoenanthus veya andropogon schoenanthus, deveotu olarak da bilinir), kebabiye ve küçük Hindistan cevizi de eklerler) birbirine karıştırılıp iyice dövülüp, elenir, kullanılacağı zaman iki dirhem içilir veya balla birlikde yenir. (Bir dirhem: 2,975 gr’dır, terkiblerde 3 gr olarak alınabilir.) H.A.
17 P.G. neşrinde: “ميوزاج” şeklindedir. Ancak yazılış yanlıştır: Doğrusu “مويزج”dir. H.A.
18 Günümüzde, bir kırat: 0,20 gr. olarak kabul edilir. H.A.
19 Mağrib kudret helvası, ipek otu veya sodom elması (asclepias procera veya calotropis procera)


ısırılır. O anda ağrısını keser. Burada galiye,20 katran, ateşle dağlama (koterizasyon) ve afyon gibi birçok şey tedavide kullanılabilir.

5.  Bölüm
Kerpeten kullanmadan diş çekimi
Tedavisi: Akır-ı karha (Anthemis pyrethrum) alınır ve üzüm sirkesi içerisinde hamur gibi yumuşayıncaya kadar bir ay bekletilir. Sonra ondan bir arpa tanesi ağırlığında bir parça alınır ve hasta21 diş üzerine konursa, dişi o vakit düşürür. Veya yazın dut (Morus nigra) kökünün suyu güneşte pelteleşinceye kadar koyulaştırılır ve ondan bir parça alınarak ağrıyan diş üzerine konur, o vakit derhal dişi yerinden çıkarır.

Tedavisi: İyi kırmızı Tebriz üzümü22 alınır, taze mersin dallarıyla (Myrtus communis) birlikte dövülür ve fındık tanesi haline getirilerek alınır. Derhal ağız kokusunu giderir.

Tedavisi: Dut pekmezini harnup pekmeziyle23 gargara yapmaktır. Derhal rahatlatır.

denilen bitkinin sütlü özsuyundan elde edilen şeker. Aslında kudret helvası tatlı lezzete sahip birçok bitkiden elde edilen usarelere verilen umumi bir isim olup, meşe, ılgın, söğüt, adi deve dikeni (alhagim aurorum) gibi bitkilerden elde edilmektedir. İbnu’l-Baytar, mağrib kudret helvasının, Trablusgarb’taki bitkilerden elde edildiğini söyler. P.Guigues’in notundan.
20 Büzüştürücü etkiye sahip misk, amber, şebboy yağı, bal, tarçın, kuru üzüm, karanfil ile yoğrulup kaynatılıp, güneşte kurutularak, hap şekline getirilen terkip. H.A.
21 P.G. neşrinde “عليل ضرس” şeklindedir.
22 P.G. neşrinde: زبيب بزورى جيد”: İyi çekirdekli kuru üzüm, Fransızca baskısındaki nota göre diğer M2 nüshasında: “جديد” şeklinde. O zaman mana, “taze çekirdekli üzüm.” şeklinde olur ki doğrusu bu daha uygundur. H.A.
23 Hem İzzet el-Attar neşrinde, hem de P. Guigues neşrinde köpek dışkısı manasındaki “خرء الكلب” şeklinde verilmiştir. M2 nüshasındaki, “زبل” yine zibil, dışkı manasına gelir. Fransızca tercemede de bu şekilde mana verilmiştir. Ancak biz burada bir yazım hatası olduğunu düşünüyoruz. Muhtemelen “خروب الكلب”: Harrûbu’l-Kelb kelimesi hatalı olarak “خرء الكلب” şeklinde yazılmış olmalı. Harrûbu’l-kelbin (köpek harnubu: anagyris foetida) denilen Mısır’da yetişen, meyveleri böbreğe benzeyen bir çeşit bitki olduğu İbn Baytar tarafından ifade edilmiştir. Ancak Arapça bazı luğatlerde keçiboynuzu karşılığı da verilmiştir. Bizce keçiboynuzu çeşididir ki, anjin, bademcik iltihabı gibi hastalıklarda kullanılması da, bizim metinde verdiğimiz mananın doğru olduğunu gösterir. H.A.

Boğaza sülük yapışması
Tedavisi: Bir dirhem ağırlığında üzüm alınır, bakla (Aphis ulmariae) içerisinde dövülür, elenir ve üzüm sirkesinde24 eritilerek gargara yapılır. Hemen boğaza yapışan sülüğü ayırır.

Tedavisi: Ceylan25 gübresiyle buğu yapılırsa derhal iyileştirir. Veya köpek kemikleriyle buğu yapmalıdır. Eğer yüz felcine yol açmışsa, bir avuç arpa alınır, su kabının altına konur ve üzerine su damlatılarak yumuşatılır. Sonra biraz (yarım ratl)26 sıkılarak suyu alınır, kabukları soyulur, bunun üzerine bir danik27 çadıruşağı (çadırkuşağı: Dorema ammoniacum) ve bir danik çakşır (Opopanax cheironium) eklenerek dövülür. Elde edilen toplamdan bir veya iki danik ağırlığında burna çekilir. Eğer başta ağrı ortaya çıkarsa, ister yaz olsun, ister kış olsun başa soğuk su dökülür. İnşaallah o anda bu ağrılar giderilir.


24 M2 nüshasında, “بخل الخمر” şeklindedir.
25 Fransızca tercemeli metinde, عرطنيثا şeklinde okunmuşdur. Bu da metinde okumakla ilgili bir işkal olduğunu gösteriyor. ʿArtanisa, Arabların Bahûr-ı Meryem (Buhurumeryem: cyclamen europeum) dedikleri bitkidir. Fransızca baskıda Artanisa’nın arslan kuyruğu (leontice leonpetalum) olarak da tanımlandığı belirtilmiştir. Bu takdirde mana: “Buhur-ı Meryem buğusuna durmakdır.” olur. Mısır baskısı esas alınırsa, o zaman bu yazmanın esas alındığı nüshada ببعر طابيثا yerine بعرطنيثا yazılmış olmalı. طابيثا”de Aramice ceylan demekdir.   Zannederim mesele ببعر deki harf-i cer olan ba’nın sehven yazılmamasından kaynaklanmaktadır. H.A.
26 P.G. neşrinde رطل نصف şeklindedir. Ratl: Ratl-ı Şer’i-i Bağdadi: 408 gr, ratl-ı Şami: 2.564 kg, ratl-ı Mısri: 449.28 gr. ağırlığında bir ölçü birimi. Burada ratl-ı Bağdadi esas alınırsa, yarım ratl: 204 gr’a tekabül eder. H.A.
27 Danik: Dirhemin 1/6 sı olup, 0.495 gr. kadardır. H.A.

Sara (epilepsi)
Tedavisi: Eftimon28 (küşüd: Cuscuta epithymum), akırı karha, lavanta (Lavandula officinalis),29 eğrelti otu (Polypodium vulgare) öğütülüp, elenir ve Taif yağıyla yoğrulur. Yemeklerden önce30 bir ceviz büyüklüğünde alınır. Bu terkip, sarayı bir haftada def eder.

11.   Bölüm
Kulakta uğultu ve çınlama (tinnitus)
Tedavisi: Siyah haşhaş31 suda güzelce demlenir ve kulağa damlatılır. Rahatsızlık derhal geçer.

12.   Bölüm
Burun kanaması (epistaksis)
Tedavisi: Yemen şabını32 burna çekmektir. Veya kanama olan tarafa hacamat aleti vurulur, o anda rahatlatır.

13.   Bölüm
Basur (hemoroid)
Tedavisi: Bir danik ağırlığında Şam yılanyastığının (Arum vulgare) buharına durulur. O vakit rahatlatır. Eğer bu hap olarak yapılır ve ondan bir danik ağırlığında alınırsa, bu derhal ağrıyı giderecek etkidedir.


28 C nüshasında “afyon” şeklindedir.
29  P.G.  neşrinde “اسطوخدوس” kelimesi karabaş otu ( lavandula stoechas) olarak terceme edilmişse  de, “ustuhdus” Farsça’da lavanta (lavandula officinalis) olup, Arapça’da karabaş otu (زهرة الخزامى) olarak isimlendirilir. H.A.
30 Diğer bir nüshada, “قبل النوم: uykudan önce” şeklindedir.
31 C nüshasında “االفيون المصرى: siyah haşhaş” şeklindedir.
32 Eskiler, arsenikasiti, sodyum karbonat, tartar kalsine krem(potasyum karbonat), vb. gibi farklı ürünlere şap adını verirdi. (P.G.) Şap tuz içeriği yoğun bileşiklere verilen bir isim olup, genel olarak alüminyum ve potasyum sülfatı bileşikleridir.

Makat kenarında iltihab ve yarılma (fistül)
Tedavisi: İltihap olan yere yeşil çinko33 sürülür. Bu derhal iyileşdirir.34

15.  Bölüm
Bir veya daha fazla senedir akıntısı durmayan eski35 cerahat (iltihap)lar Tedavisi: Üzerinden üç veya daha fazla sene geçen eritilmiş inek yağı alınır, pamuktan bir fitil yapılarak yağa batırılır ve yaranın üzerine konur. Tedaviden sonra üç gün içinde irin akıntısı kesilerek cerahat tamamen kapanır.

16.  Bölüm
Yeni cerahat (iltihap)lar
Tedavisi: Meşe zamkı ve kara helile (Terminalia chebule retz), bir misli kadar kuhl36 ve kafur37 suyuyla sürme gibi ezilir, yağ ve balla yumuşatılarak cerahatın üzerine konur. Aynı vakit tedavi eder.

17.  Bölüm
Düşme veya darbe sebebiyle azalarda oluşan ağrıyı giderme
Tedavisi: Akasya (Acacia nilotica), sarısabır (Aloe vera), maş fasulyesi (Phaseolus mungo), yabani nar (Punica granatum), kil-i Ermeni alınarak, hepsi dövülüp-ezilir ve taze mersin suyu ile nemlendirilir (karıştırılır),38 sonra bundan ezilen yere ince bir şekilde sürülür. Derhal ağrıyı iyileştirir ve morarmayı39 giderir.



33 Adı tutiya olan metal oksit içeren çeşitli uygulamalı ürünler vardır. Râzî’nin bahsettiği tutiya bakır içerikli Doğu Asya’dan gelen bir mineral olmalı. Nitekim Berthelot’a göre (Ortaçağ Kimyasına Giriş) tutiya bakır içeren çinko cevherleridir. Günümüzde kullanılan göz damlalarında da çinko ve bakır tuzları vardır. Benim tahlilime göre, beyaz tutiya çinko oksit olup, mavi tutiya ise bakır sülfattır. P.G. (Türkçe’de göztaşı dediğimiz bileşik ki bunun susuz şekilleri soluk yeşil renktedir.)
34 C nüshasında يقطع المدة فى الحال” şeklindedir.
35 C nüshasında “العسيرة: zor” şeklindedir.
36 Açık konuşmak gerekirse, kuhl, antimona dayalı göz damlası, anlamına gelir. Antimon ancak, basitçe damladır. Basitçe kuhl, bütün Müslüman ülkelerde göz kuruması için kullanılan antimon sülfür ve siyah karbon esaslı bir damladır. P.G.
37 M2 nüshasında “من الكافور” şeklindedir.
38 M2 nüshasında “ و يخلط بماء اآلس: mersin suyu ile karıştırılır” şeklindedir.
39 P.G. neşrinde “الخضرة: yeşilliği” şeklindedir.

Ateş yanığı ve ağrısı
Ateş yanığından dolayı şiddetli ağrı ortaya çıkar.
Tedavisi: Yara saf gül yağıyla nemlendirilir. Birer parça İsfehan mürdesengi,40 kireç, dövülmüş41 gül, kına (Lawsonia inermis) ile hazırlanan karışım dövülüp un edilerek yanığın üzerine serpilir. Ağrıyı giderir ve üç günden daha kısa sürede tamamen iyileştirir.

19.   Bölüm
Makad sarkması (rektal prolapsus)
Tedavisi: Bir koyun tırnağı veya boynuzu alınır, yakılır, dövülür, elenir ve bir avuç narçiçeği, şap, meşe mazısı,42 gül unu, nar kabuğu, taze mersin ile karıştırılır. Bunların hepsi biraz su ile özü çıkana kadar pişirilir. Hasta makad sarkması olan yeri bununla sararak üzerine oturur. Sonra bunu tekrarlar. Böylece makadı sağlamlaşır ve yerinden çıkmaz.

20.   Bölüm
Şiddetli karın ağrıları (kolik)
Tedavisi: Macûn-ı mulûkiden43 alınır, bu derhal ishal eder. Veya ebu cehil karpuzu (Citrullus colocynthis) alınır, etli kısmı çıkarılır, bir fitil yapılarak hastaya tatbik edilir ve acısına tahammül etmesi söylenir. Derhal bağırsaklarını boşaltır, ancak bu ilaç ona çok şiddetli bir acı verir44 ve karın sancısına yol açar.
Bu sancının tedavisi: Bir avuç kişniş (Coriandrum sativum), biraz kimyon (Cuminum cyminum), Karaman kimyonu (Carum carvi), bir avuç arpa,45 bir avuç nar çekirdeği hep birlikte güzelce pişirilir. Sonra bunun suyundan yarım ratl alınır ve üzerine bir okka46 süzme bal dökülerek çırpılır ve içilir. Hemen iyileştirir.


40 PbO (kurşun-2oksid) bileşiği. Günümüz kimyasında litarj denilir. Sarı kristalize bir bileşiktir.
41 C nüshasında “مطحون: un edilmiş” şeklindedir.
42 M2 nüshasında “و عفص بلوط: meşe mazısı” şeklindedir.
43 Mesir macunu benzeri birçok bitki, baharat, sakız v.s. maddenin un halinde bal ile karıştırılmasıyla yapılan macun. H.A.
44 C nüshasında “حدر: şişkinlik” şeklindedir.
45 M2 nüshasında “زعتر و حزاة: kekik ve hazzat (bir çeşit bakla” şeklindedir.
46 Bir okka: Takriben 1282 gr. mikdarındaki ağırlık ölçüsü.

Küçük çocuklarda kanlı ishal (dizanteri)
Tedavisi: Bir miskal47 tere tohumu (Lepidium sativum) alınır, üzerine üçte ikisi kadar Kirman kimyonu48 (Cuminum cyminum) eklenir ve dövülerek elenir. Eski eritilmiş inek yağıyla macun haline getirilir, anne, sütüyle çocuğa verir. Hemen iyileştirir.

22.  Bölüm
Küçük çocuklarda ishal (diyare)
Tedavisi: Keçi peyniri mayası, anne sütüyle birlikte verilir. Derhal iyileştirir.

23.  Bölüm Bünye zayıflığı49
Tedavisi: Sandal (Santalum album) veya kafur ve şahtere (Fumaria officinalis) –ki reyhan-ı Süleymani de denirsuyuyla karın bölgesi ve çevresini yağlamak ve kendir hapları fayda verir. Biz bunu Mansûri kitabında “Bünye Zayıflığı” bölümünde anlattık.

24.  Bölüm Kalb ağrısı50
Tedavisi: Bir avuç dolusu Şam fıstığı içi (Pistacia vera), bir avuç andız otu (zencebil-i beledi: İnula helenium) ve bir avuç su teresi (Eruca sativa) alınır, taze dövülerek balla karıştırılır ve bir kaşık yenir. Hemen kalb ağrısını giderir; sürekli kalb ağrısına da faydalıdır. Allahu Teala’nın izniyle sıcak balgamı da söker.

25.  Bölüm
Karnı büzüştürmek/mideyi sıkılaştırmak
Tedavisi: Haşhaş kabuğu alınır, taze olarak dövülür ve gül suyu ile macun yapılır. Yarım dirhem sabah, yarım dirhem akşam yatarken kullanılır. Anında şifa verir.


47 Bir miskal: Takriben 4,80 gr mikdarındaki ağırlık ölçüsü.
48 Kirman kimyonu bizdeki Karaman kimyonunun aynısıdır. H.A.
49 Bu bölüm P.Guigues neşrinde yok. H.A.
50 23 ve 24. Bölümler sadece M2 nüshasında var.

Siyatik
Bu hastalık çok tehlikeli olup, halk bununla ilgili bilgi azlığından dolayı telef olmaktadır. Kuyruk sokumundan başlayıp ayaklara kadar inen, vücudun dış yüzeyinde beliren bir hastalıkdır. Hakkında etraflıca konuşsaydık şüphesiz iyi olurdu, ancak kitabımızın maksadını aşmak istemediğimden kısa ifade ediyorum.
Tedavisi: Bir dirhem Sukutra51 sarısabır (Aloe vera), onun kadar sarı helile (Terminalia citrina) ve acı çiğdem (Colchicum variegatum) alınır, hepsi dövülerek elenir ve hap haline getirilerek kullanılır. İshal yapar, beş-altı defa alınmakla derhal iyileştirir. Bu ilaçla siyatik hastalığı senelerce52 sürmüş, ayağa kalkamamış, bir tarafından öbür tarafına dönemeyen çok yaşlı birini tedavi ettim, Allahu Teala’nın izniyle derhal iyileşti.

27.  Bölüm Uyuşma/uyuşukluk/hissizlik53
Tedavisi: Kerevit külü alınır, yağ ile karıştırılır ve uyuşan yere sarılır, anında giderir. Katran da içilerek ve sürülerek uyuşmaya karşı kullanılır. Hastanın çokça yıkanması fayda verir. Yine ebu cehil karpuzunun etli kısmı yağda kızartılarak uyuşan yer bununla yağlanır. Derhal iyileşir. Yine yeşil ebu cehil karpuzuyla uyuşan yer ovulduğunda, bu da anında fayda verir. Ve yine kayışkıran kökü (Ononis antiquorum) dövülerek damıtılmış alkol ruhu, kuru ve yaş üzüm eklenerek kullanıldığında uyuşan ve ağrıyan yere fayda verir. Bedeninin herhangi bir yeri uyuşan kimse, bunları denerse faydasını görür.


51 Yemen’e bağlı endemik bitkiler yönünden zengin bir adadır. Burada bulunan bitkilerden üçte birinden fazlası başka hiçbir yerde bulunmuyor. H.A.
52 C nüshasında سنين كثيرةşeklindedir.
53 Bu bölüm sadece M2 nüshasında vardır. Belki de aslına eklenmiştir. Çünkü burada damıtılmış alkolden bahsedilmektedir. Bilgin Berthelot bunu, Râzî’nin bilmediği gerekçesiyle şüpheyle karşılamaktadır. (P. Guigues.) İzzet el Attar ise Dr. P.Guigues’in bu değerlendirmesiyle ilgili şu açıklamayı yapar: “Fransız tıb mektebi hocası ve “Burʾu’s-Saat: Bir Saate İyileşme” kitabını yayınlayan Dr. Guigues’e göre, bu bölüm Râzî’nin kitabına eklenmiştir. Çünkü Râzî uyuşma konusunda damıtılmış alkolle tedaviyi bilmiyordu. Biz, bazı nüshalarda “Uyuşma” ve “Uyuz” bölümleri zikredilmemekle beraber, bazı nüshalarda zikredildiğine muttali olduk.” Râzî’den daha önce Cabir bin Hayyan’ın damıttığı maddeler arasında alkolün de bulunduğu, Cabir’de kalma bazı risalelerde mevcuttur. Dolayısıyla kimyada Cabir’in bir izleyicisi olan er-Râzî’nin alkolün damıtından haberdar olması uzak bir ihtimal değildir. İzzet el-Attar’ın önsözünde de belirttiği gibi, Râzî de alkolü damıtmıştır.

Bitkinlik ve yorgunluk
Mesela, on veya daha fazla fersah54 yol yürüyen bir adamın, düçar olduğu yorgunluk ve mafsallarında meydana gelen sertleşmeden dolayı artık ilerlemesi mümkün olmaz.
Tedavisi: Oturduğu bir vakitte tırnaklarına herhangi bir yağ sürmelidir.55 Bu takdirde aynı şekilde yürümesi mümkün olur. Yine eğer yaz ve sıcak ise, adamın ayağını soğuk suya tutması da fayda verir. Eğer kış ise, suyu bedenine değdirmeden, topuklarına kadar tutmalıdır. İnşaallahu Teala bitkinliği o vakit götürür.

Tedavisi: Yabani acı bakla (Lupinus perennis) alınır, güzelce dövülür, sonra suyun içinde bir veya iki gün bekletilir. Uyuz olan yer yıkandıktan sonra, elde edilen bu sıvıyla yağlanır. İnşaallahu Teala bu fayda vericidir.

30.  Bölüm
Kışın soğuk suyla yıkanan ellerde oluşan kaşıntı
Tedavisi: Çok sıcak bir su hazırlanır ve içerisine bir avuç tuz koyulur. Eller tuzlu suyun içinde bir saat tutulur, o vakit hemen iyileşir.

Nihayet maksadımıza ulaşdık; o halde deriz ki: Büyük ve Yüce olan Allah’tan başka dönüştürecek ve kuvvet sahibi yoktur. Allah bize yeter, O ne güzel Vekil’dir. Allah’ın salat ve selamı bol bol ve ebediyen Efendimiz, sevgilimiz ve kıyamet gününde şefaatçımız Muhammed’in üzerine olsun.
“Tıbda Bir Saatte İyileşme” ismi verilen risale burada tamamlandı.

Telif: Şeyh Ebu Bekr Muhammed bin Zekeriyya er-Râzî Allah ondan razı olsun ve Meva cennetine koysun.

Kaynak: Ebu Bekr Muhammed bin Zekeriyya/ er-Râzî, Tabibin Ahlâkı ve Bir Saatte Şifa Risaleleri, Yayınlayan Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği, 2013, İstanbul



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar