Başkasının Kalbi ile Yaşamak
Zamanında birisi
hasta olunca doktora gitmiş. Gerekli muayene ve tahliller yapıldıktan sonra,
doktor demiş ki:
“Üzülerek
söylemem gerekiyor, kalbiniz çok hasta, acilen kalp nakli olması ve ardınca çok
iyi bir tedaviden geçmeniz gerekmektedir.” Hasta, üzülmüş. Sonra
“Bana biraz
izin verir misiniz, düşünmem gerekiyor”, deyip gitmiş.
Sonra hayli
zaman geçtiği halde hastalığının artmadığını hisseden o kişi, tekrar doktora
gitmeye karar vermiş.
-Efendim,
önceden gelmiştim tekrar geldim, son durumumu merak ediyorum.
-Tabii ki,
dosyanız var, size bir daha gerekli prosedürü
uygulayalım. Bakarız, demiş. Her şey bittikten sonra doktor öncekilerle
sonrakileri karşılaştırmış. Şaşırmış.
-Nasıl olur, olamaz, böyle bir şey olamaz…
Diye dakikalarca
hayretler içerisinde söylenip durmuş. Hasta:
- Ne oldu bana
söyler misiniz, bir sorun mu var, aydınlatır mısınız beni. Yoksa ben ölecek
miyim? Doktor:
-Allah Allah!
deyip tekrar tekrar söylenip dururmuş. Doktor:
-Kardeşim, sen
ne yaptın, bu ara?
-Efendim her
zamanki şeyler.
- Yok yok, sen
değişik bir hal üzeresin, bir değişiklik olmuş hayatında.
Bir süre susmuşlar
ve doktor;
-Bakar mısın,
sana o zaman söyleyemedim, ama siz o gün
gelip muayene olduğunuzda, “yazık” dedim, kendi kendime, “bu kişi birkaç ayı,
ya görür ya görmez, ölür.” Fakat sen şu anda öyle bir kalp taşıyorsun ki,
onunla yıllarca hiç rahatsız olmadan yaşarsın. Şimdiye kadar genç dediğim
insanlarda dahi bu kadar sağlıklı bir kalp göremedim. Söyler misin, bana sen ne
yaptın.
-Doktor Bey, ben
birini sevdim, onun gönlünde yer tuttum, o da bana “kalbim senin”, “bu kalp senin”
der içini çeker, sonsuz bir şefkatle beni hoş eylerdi. Sorunsuz bir sevgimiz
vardı… kavuşmak imkanımız yoktu. Ben de onun üzülmesini hiç istemezdim. Sonra
hasta olduğumu duyduğumda çok üzüldüm. Onun hakkında, bu dünyada hiçbir iyiliğim
olmadı, şimdi birde ölürsem, onu çok üzeceğim. Bu hiç iyi olmadı, dedim. Bu iç yangınım
biraz sürdü. O durumu bilmiyordu. Fakat bana hep “kalbim senin “ diye söyledikçe, “evet senin kalbim benim kalbim”
derdim.
Rabbim onun
dualarını mı, yoksa benim üzüntüme bakıp bize acıyıp dualarımızı kabul etti,
bilemem ama, olan durum üzerine bir şey olmuş. Bence onun duası ve sevgisi daha
fazla ki, hasta kalbimin yerine onun kalbini taşımaya başlamışım. Çünkü ben
hasta bir kalbe sahiptim.
Şimdi onun kalbi
gerçekten benim kalbim olmuş. Ben ayaktayım ve onun hayatını yaşıyorum. Anladım
ki, insanın temiz ve Hakk’ın razı
olacağı bir aşkla birisini sevmesi en önemli duygu imiş. Sevmek ve aşk
birbirimize uzun ömürler vermiş oluyoruz.
…
Talmutta yazar,
mezarlıktaki yatan insanların ecelleriyle mi öldüğünü sanıyorsunuz. Yüz kişiden
biri ancak eceliyle ölmüştür, diğerleri ya nazardan, ya hasetten veya bir
kazadan vefat etmişlerdir.
Böyleyse asıl
kalbimizin yanında bir gizli kalp taşıyalım bu kalp sevgilimizin olsun. O kötüler bize bakınca yapacakları suizan ve
kötülük isabet etmeden kaybolup gitsin. Çünkü bilinmeyene zarar vermek çok
zordur. Gizemlidir…
Pek söylenmez
ama uzun ömürlü olmanın nedenleri arasında bu husus önemli yer tutar. Ancak bizler
yetişme şartlarından mı, yoksa aldığımız zamane telkinlerinden mi, narsis
duyguların kurbanı olup, benliğimizden
ve nefsimizden başkasını sevemiyoruz. Bu nedenle hem huzursuz, hem tatsız bir
hayat yaşıyoruz.
Bu
bahsettiğimiz çirkinlik bünyemizi kaplasa da yine bize ait olmayan bir kalbi
kendi kötülüklerimizle karartamayız, siyahlaştırmayız. Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellem
efendimiz buyurdular:
“Temiz ağızlarla
dua edin”
Sahabe sorunca
temiz ağzı:
“Birbirinize ağızlarınız
temizdir, Allah Teâlâ, temiz ağızlarlar ile yapılan duaları kabul eder,”
Evet,
gerçekten birbirimize kalbimiz, dilimiz, öylesine temiz ve pak ki. O halde birbirimizi çok sevmeliyiz.
…
Doktor durakalmışlıktan
çıktı ve dedi ki:
-Haklısın bunu
benim için söylüyorsun. Güzel bir nasihat ettin, ben zannediyordum ki, doğrular denen bir çok şeyi,
bizim tahsilimizde gördüğümüz ve bildiğimize göre düşüyordum. Anladım ki, asıl
doğrular, Allah'ın ve elçisinin –salla'llâhü
aleyhi ve sellem- ve vicdanımızın reddedemeyeceği güzellikler olmalıymış. Ben
kendime bir kalp bulmalıyım. Ve bunun için bir gönüle girmeliyim…İlk olarak
eşimin kalbini çok kırdım bu sıralar, onunkini kazanmalıyım, sonra binlerce kalbin
benim olacak bir mesleğim var, dualar alırım.
Ne güzel bir
şey oldu…
…
Evet…Hayat
sevince güzelmiş. Ölümde sevilince.
İlk olarak Mucella
Yapıcı’dan duyduğum bir söz “Bir insan ancak hatırlanmayınca ölür”.
İnsan için ölüm
unutulmaktır. Bazı insanlar hala anılıyorsa demek ki, onlar ölmemiş. Sonuç
olarak, kalbimize hayat vermek, uzun ve saadetli bir ömür yaşamak, bizim birbirimizi
sevmekten geçmektedir. Eğer bu zor geliyor diyorsanız, Allah için birini sevmek zor değil ya...
Alem geniş içlerinden bir kulunu sevebilirsiniz.
Alem geniş içlerinden bir kulunu sevebilirsiniz.
İhramcızâde
İsmail Hakkı
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar