Çeviri
Dile Gelen Taş
Haydi, gene bir seyrâna çıkalım. Hani, isimlerini ağaç gövdelerine kazıyan, uzun yıllardan sonra da, gidip bu hâtıraları ziyâret eden toy sevdâlılar vardır. Ammâ, biz onlar gibi yapmayalım. Yarım asır, bir asır sonra devrilip gidecek nebâtî bir âbideye, ya da taşa toprağa emânet vermek bize göre değil. Haydi seninle isimlerimizi göklere yazalım Yok, yok. bu da olmaz, Sana söylemeye unutmuştum. Gök ehli ile aram hoş değil. Ayyûka çıkan iniltilerimden şikâyet ve ıztıraptaiarmış. Belki sana da haberi erişmiştir. Ben ağlarken ağlıyor, ben kıvranırken acı çekiyorlarmış Ammâ ben de şuna şaşmaktayım ki, yanımda, tâ yanı başımda olanlar, bir iniltimi duymuyorlar da, o gayb erlerinin, sesi ve soluğu olmayan feryatlarımdan rahat yüzü görmemeleri ne demek Ey mesâfeleri aşıp, gönlü ile gönlümü tutan! O yanı başımda olanlara, içimden hiç, ammâ hiçbir renk, bir koku vermek istemiyorum. Ne çâre ki, kaptan kaba boşaltırken etrâf a damlayan su gibi, senden bana, benden sana durmadan aktarılan o seyyâleden, sağa sola damlalar sıçramaması da mümkün değil Ammâ bu yüzden pek de tasalandığım yok. Zîrâ, dünyânın şu kızgın gaflet güneşi, o damlacıkları çarçabuk buhara çevirip ellerinden alıyor. Boşuna kuşkulanıp telâşlanmayalım. Dile Gelen Taş
Samiha Ayverdi
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.