Print Friendly and PDF

Efendim Sen Varken Başka Şeyh Aramam ki


Efendimiz salla'llâhü aleyhi ve sellem’in Vucüd u Mübarekesi

Üçüncü suâl:

Server-i kâinâtın (aleyhi ve alâ âlihi efdalüssalavât ve ekmelüt-tehiyyât) sohbeti, âhırete intikalinden sonra, uyanıklıkta vâki’ midir? Eğer vâki’ ise O mukaddes kabrinin mubârek cesedinden boş kalması lâzım gelir ki, bu da muhaldir?

Cevab:

Evvela deriz ki, boş kalmak, ya’nî kabrinden başka yere gitmek yoktur. Zirâ bu ümmetin meşâyıhı, bir anda çeşitli yerlerde hazır olmuşlardır. Nitekim Hâce-i Büzürkten [Şâh-i Nakşibend Hazretlerinden] bildirilir ki, bir iftâr vaktinde yedi yerde bulundular ve hepsinde de iftar ettiler. Şah Kemâl hazretlerinden de nakl olunur ki, namaz vaktinde bir yerde oturuyordu ve namaz vakti geçinceye kadar oradan kalkmadılar. İnsanlar namaz kılmadığını düşündüler. Ama aynı anda başka bir yerdeki insanlar namaz kıldığını gördüler. İkinci olarak deriz ki, istihalet-i mezkûr [zikr olunan imkânsızlık] söz konusu olmayabilir. Çünkü kabri mubârek cesedlerinden boş kalırsa, O münevver ravdada ruhu hâzırdır. Ama işin esası şudur ki, bedenin orada bulunmaması, cesed-i şerifin bir başka yere intikali ile olur. Ama vâki’ olan, Allahu teâlâ en iyisini bilir, ruhânî bir mulâkat ve görüşmedir; her ne kadar cesed şeklinde görünür ve ruh mütecessid olursa da, hakîkî değil, ruhânîdir.

Dördüncü suâl:

Enbiyâ [Peygamberler] aleyhimüssatavâtü vet-teslîmât kabirlerinde canlı mıdırlar? Eğer canlı iseler, dünyadaki gibi midirler, yoksa bir başka hayatları mı vardır?

Cevab:

 Hayattadırlar, canlıdırlar.
Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem):
“Dikkat buyurun! Allahın velî kulları ölmezler. Lâkin bir evden bir eve geçerler” buyurdu. Fakat hayatları, dünya hayatı gibi değildir. Zirâ dünyadan intikal edip âhırete göçmüşler, kurb derecelerinde lezzet ve zevk içindedirler.
“Peygamberler kabirlerinde namaz kılarlar” hadîs-i şerifini duymuşsunuz. Bu büyükler için nerede ölüm kelimesi kullanıldıysa, bu fânî dünyadan intikal ettikleri için kullanılmıştır. Bu konuda şehîdler bir adım daha ileridedir ve onların hayatı daha kuvvetlidir. Zirâ ölmek kelimesi peygamberler için kullanıldı, ama Allah yolunda şehîd olanlar için gelmedi: “Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilâkis onlar diridirler. Lâkin siz anlayamazsınız” [Bakara-154] bu ma’nâyı haber vermektedir.
Kaynak:Mektûbât-ı Ma’sumiyye, trc: Süleyman Kuku, 2017, İstanbul, Cilt II, sh.64, 36. Mektup

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar