Print Friendly and PDF

Onlar İşini de Vaktini de Bilir



Birinci Mektup

“Bizden tasayı, üzüntüyü gideren Allah’a hamd olsun (Fatır - 34].”
Saygıyla, sevgiyle ve size ihtiyacımızla başlayıp arz ederiz ki. Molla Tâhir ile, hâli hep üzüntülü olan bu miskine gönderdiğiniz saygıdeğer, kemâl-i kerem ve sevgi ile kaleme aldığınız lutüfkâr mektubunuzun teşrifi ile ayn bir seâdet ve mutluluk verdiniz. Lutüf ve terbiye usûllerinin inceliklerini taşıyan tatlı ve okşayıcı ifâdelerinizi, muhabbet ve aşkı kamçılayan, yerli yerinde kullanılan hakimâne sözlerinizi okuyunca, sizi çok özlemiş oian bu garibin, görme ve görüşme arzusu şevk ateşi hâlini aidi ve katlandı, hatta alevleri âfâkı sardı. Mısra':
Su ve ateşe yardım etti, benzin gibi.
Evet, maşukun lütfü, istiğnası gibi, aşk ateşini alevlendırir. Muhabbet ve aşk ile kavrulmuş bu âşıkın hâli, şu Hındce beyitteki gibidir.
Aşıkın kalbi ateşi andırır,
Üzerine su döksen ses çıkarır.
Zavallı âşıkda, ne serzenişe takat, ne yardıma kuvvet, ne hakarete tahammül ve ne de sevgiye dayanacak güç vardır. Mısra’:
Kavuşmak ayrılıktan daha zor.
Hadîs-i şerifte geldi ki:
"Hak teâlânın perdesi nurdur. Eğer bu perde kaldırılırsa, Allahu teâlânın nurları ulaştığı gözleri yakardı."
Şu beyitteki ma'nâ sanki buna işârettir:
Tutalım gamhânemize geliyor naz ile yar,
Ama ona bakacak kuvvet hangi gözde var.
Evet, sultanın yükünü ancak onun vâsıtaları taşır. Âşıkın arada oldukça varlığı, yüz belâ ve mihnettedir. Salâhı, iyiliği yokluktadır ve felâhı varlığı terktedir. Mümkinden çok murâdsızlık içinde olan yoktur. Kemâl onun için terk-i kemâldir. Hayır, hayırsızlıktadır. Cemâli ve varlığı nasıl düşünülebilir. Ancak yokluk tuzağında varlığı yakalar ve mevhub vucûdla mevcûd olur. Bu itibârla ârif ma’rûf, vâcid mevcûd olur. Sözü çok uzattık.
Mısra’ı’
Kula yakışan haddini bilmektir.
Bu fakîrin yolunu gözetlemekte olduğunuzu buyurmuşsunuz.
Mısra’:
Dosttan bir işâret, bizden başla koşmak.
Huzûrunuza kavuşmak ve çok bereketli sohbetiniden faydalanmak, bu fakîr için büyük seâdettir.

Kaynak:Mektûbât-ı Ma’sumiyye, trc: Süleyman Kuku, 2017, İstanbul, cilt 3, sh:266


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar