İNCİR
Gül gülüp
“Doğru
sözden incinmeyiz ama
hiç bir âşık da sevgiliye ağır söz söylememiştir”
diye cevap verdi. [72]
-Ey
şeyh! Pîr-i Mugânın müridiyim, incinme
-Neden
mi diyeceksin?
-Çünkü
sen vadettin, fakat o yerine getirdi [126]
-Bana
ayrılıkla da eziyet etsen, beni zorla da incitsen faydasız. Rintlikten tövbe
etmeyeceğim! [255]
Pîri
Mugân, tövbemizden incindiyse, de ki:
-Şarabını
bulandırma, sâf tut., özür dilemek için huzurunuzdayız. [371]
Ben
talihimden incinmekteyim... yoksa zaten senin civarından muradına erişen kişi
yok! [66]
Huzurunda
mum gibi eriyip can versem sabah gibi elemime güler; bu halinden alınıp
incinsem nazik hatırı incinir. [389]
Zülfüne
el atsam incinir, kızar. Uzlaşmak istesem darılır, azarlar. [156]
Boyuna
selvi dedim de kızıp çekildi gitti.
-Dostlar,
sevgilim doğru sözden inciniyor, ne yapayım, ne işleyeyim? [363]
Vara,
yoğa gönül koyup incinme, yüreğini hoş tut. Dünyadaki her kemalin sonu,
nihayet yoktur. [47]
Meyhane
Pîrine “Kurtuluş yolu nedir?” diye sordum. Şarap kadehini istedi, “Sır örtmek”
dedi. [392]
Kimseyi
incitme de dilediğini yap. Şeriatımızda bundan başka günah yok. [24]
Bizim
ümidini kesmeyen hatırımıza kötülük gelmez. [152]
Hâfız,
dünya yeşilliğinde güz rüzgârından incinme... makul düşün, dikensiz gül nerde
ki? [77]
Hâfız,
incinme ve güzellerden pek o kadar vefa umma. Ot bitmediyse bağın ne suçu var?
[51]
Hâfız,
incinme, padişahların işi böyledir. [Kıta,13]
- Ey seçilmiş sevgili
Elinden
geldikçe nazar ehlini incitme sakın ., dünyanın vefası yoktur. O gönül aldatan
gözünün azarını niceye bir çekeyim?
Ne
olur ey iki gözümün nuru, bir gün de bir göz ucuyle, bir işveyle bakıver!
Eğer
mübarek hatırın Hâfız’dan incindiyse lütfet, söylediklerimize, duyduklarımıza
tövbe ettik, yine gel! [420]
Beni
yolunun toprağı gibi cefa ayağının altına alan sevgilinin ayağını bastığı
toprağı öpüyor, kademini incittiğinden dolayı özürler diliyorum. [340]
Hâfız,
sevgilinin gönlünü ağlayıp inlemenle incitme... yeter artık. Ebedî kurtuluş,,
kimseyi incitmemededir. [28]
Kaynak: HÂFIZ DİVÂNI ŞİRÂZÎ Çeviren: ABDÜLBÂKIY
GÖLPINARLI, MEB, 1992, İstanbul
Not: Numaralar beyitlerin bulunduğu gazeli işaret eder.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar