Print Friendly and PDF

Sabotaj (1996) Sabotage

 


 95 dk

Yönetmen:Tibor Takács

Senaryo:Rick Filon, Michael Stokes

Ülke:Kanada

Tür:Aksiyon, Dram, Gerilim

Vizyon Tarihi:08 Kasım 1996 (Rusya)

Dil:İngilizce

Müzik:Guy Zerafa

Oyuncular

Mark Dacascos

Carrie-Anne Moss

Tony Todd

Graham Greene

John Neville

Özet

Sabotaj...

Bosna'da teröristler tarafından rehin alınan insanları kurtarmaya çalışan Michael Bishop'un öyküsü... Gelişmeler sonunda Bishop ile olayların merkezindeki bir "nişanıyı" karşı karşıya getiren büyük hesaplaşma başlar. Filmde saldırıya uğrayan özel uçak, evinde öldürülen güzel kadın ve daha birçok olay var

Altyazı

Hadi!

 Kımıldayın!

 Pozisyonumuzu aldık.

 Keşiften merkeze.

 İlk binada hareketlilik.

 Hadi!

 Herkes kımıldasın!

 - Keşif, pozisyonunuzu bildirin!

 - İlk binaya ilerliyoruz!

 - Anlaşıldı teğmen!

 - Anlaşıldı!

 Her yere kablo döşenmiş.

 Keşif, dikkat et!

 Duvarların arasındalar!

 Keşif 1'den merkeze.

 Dinliyoruz teğmen!

 İlk binada güvenliği sağladık.

 Keşif 1, Tollander konuşuyor.

 İkinci binaya ilerleyin ve pozisyon alın.

 Git uzaklaş!

 Git hadi!

 Keşif 1, duyuyor musun?

 Keşif, orada neler oluyor?

 Keşif 1'den merkeze.

 Birine nişan aldım.

 Keşif 1, Tollander konuşuyor.

 Rehineler ne durumda?

 Hayattalar.

 Pozisyonunuzu koruyun.

 BM görevlisi uzlaşma için geliyor.

 Tekrar ediyorum.

 Ateş açmayın!

 Bu da kim be?

 Tollander, içeri başka birini gönderdin mi?

 Sizden başka kimseyi göndermedim Bishop.

 Sana söylüyorum, bizden biri.

 Tekrarlıyorum.

 Sizden başkası yok.

 Çatışmaya girdi, teröristlere ateş açtı!

 Çabuk al onları oradan.

 Timi hemen içeri gönder!

 Ben giriyorum!

 Sen de kimsin be adam?

 Manyak mısın?

 - Sherwood!

 - Kişisel algılama Bishop.

 İş icabı

Üzgünüm aşkım.

 N9748 Charly, iniş 07 numaralı piste.

 Meydan turuna başlayın.

 N9748 Charlie.

 İniş 07.

 Anlaşıldı!

 Evim güzel evim!

 Senin için ev neresi Bishop?

 Şurası, beni oraya bırak.

 Teşekkürler.

 N9748 Charlie, 31A parkına ilerleyebilirsiniz.

 İyi günler!

 Size de.

 Teşekkür ederiz!

 N9748 Charlie.

 Demek iyi günler ha?

 Ama pek öyle olmayacak.

 Mark, ben Smith.

 Pozisyon alın.

 31A'ya park edilecek!

 31A onaylandı.

 Bu işte zeki görünmemiz gerek.

 Kiralık et gibi durmamalıyız.

 Ama kiralık etiz.

 Bunu avans kabul et.

 Yeni bir ayakkabı al.

 Seninkiler gibi klasik mi?

 Hayır, yeni!

 Sağ ol.

 Böyle iyiyim.

 Senatörle bağlantı kur.

 Toplantı ayarlarız.

 Afedersiniz Mr. Trent.

 Birkaç dakikaya inmiş olacağız.

 - Teşekkürler- - Michael!

 - Evet, Michael!

 - Eşimin kusuruna bakma.

 Araba sizi kulübe götürmek üzere hazır olacak.

 - Oynar mısın Michael?

 - Mr. Trent?

 - Golf, tabiki de.

 - Hayır.

 Beni karıştırdın sanırım bana Bayan Trent de.

 Michael, bana bir içki hazırla.

 Martini ve Tekila karışımı- Ben barmen değilim, Mrs. Trent.

 Kalbini koruman gerek.

 Yeleğini giydin umarım.

 Herkes giyiyoruz sanıyor.

 - Ama hepsi buna yoğunlaşıyor.

 - Onlar da kim?

 Her kimse.

 Kapıları açıyoruz.

 Arabayı getirin.

 Şimdi minik gözümü kullanıp, K harfiyle başlayan bir şey arayacağım.

 Koruma!

 Bir Mississippi İki Mississippi İki saniyede bir mil atış!

 - Gördüm!

 - Bir şey görmüyorum.

 Çatıda!

 Ateş ediyor Bishop!

 - Başınızı eğin.

 - Çatıda!

 Küçük bir piç kusuru.

 Benimsin değil mi?

 Çok iyisin bay Koruma.

 Şanslı günündesin bay Koruma.

 Dur!

 Hey, nasıl gidiyor?

 Biliyor musun, sen bayağı acelecisin.

 Otuz saniye erken geldin.

 - Dur!

 - Neden?

 - Ateş etmek zorunda kalırım.

 - Hayır hayır etmezsin.

 Hele ki şu atış mesafesinde avantaj bende.

 Hem belki de yelek giyiyorumdur ha?

 Kımıldama dedim!

 Biliyor musun, elinde horozu çekilmemiş bir altıpatlar varken kafaya sıkmak epey zordur.

 Bu da iki hamle gerektirir.

 Hayır hayır.

 Senin için kafa atışı çok zor.

 Afedersiniz!

 İki elini kullanıyorsun.

 Ben tek elimle ateş edebiliyorum.

 - Kapa çeneni, vururum!

 - Sakin ol, şuna bir bak bak ve öğren.

 Silahı var!

 Neler oluyor?

 - Gidelim!

 - Geldiğiniz için teşekkür ederim!

 - Görüşürüz!

 - Gelin!

 Dokunma!

 Lütfen, yemeğinle oynamamalısın.

 Lütfen keyfini çıkarın.

 Bunlar sizin.

 Tabakları alalım.

 Durun!

 Ben bakarım!

 Her tarafa yayılmış.

 Biliyorum dadı bugün evde.

 Alo Mrs. Nielsen.

 Mr. Putley.

 Evet efendim.

 Elbette.

 Güvendiğiniz için teşekkür ederim.

 Yirmi dakikaya oradayım.

 Teşekkür ederim!

 - Ajan Castle!

 - Mr. Putley.

 Az önce geldim.

 - Şüpheliyi kim tutuyor?

 - Dedektif çavuş Harris.

 İşi aldığımızdan haberi var mı?

 Görünüşe bakılırsa hayır.

 - Ateş edilen yeri dikkatle araştırın.

 - Pardon, dedektif Harris mi?

 Dedektif çavuş Harris!

 Şu an biraz meşgulüm.

 Özel ajan Castle, efendim.

 Federal mi?

 Araziyi temizlemeliydik.

 Soruşturma yetkisinin kimde olduğunu mu merak ediyorsun?

 Hayır efendim, bu durumda yetki çok açık.

 Atılan ilk kurşun havalimanındaki hedef.

 Bu yüzden dava FBI'ın oluyor.

 Burada yatan ölü senin o havalimanından iki mil ötede.

 Dedektif Harris, bana kahve getirir misiniz?

 Ne?

 S..tir git!

 O zaman burada işime yaramazsınız.

 Adamlarını çek.

 Çatıyı mühürle.

 FBI yirmi dakikaya burada olur.

 Teşekkürler.

 - Şüphelimiz şuradaki mi?

 - Evet o.

 9mm Baretta, JFS modeli, geniş şarjör kapasitesi.

 Otomatik ateş kabiliyeti.

 Namlu çıkış hızı?

 Saniyede 350 metre ama sokulu olduğu yerde daha etkili.

 Silahımdan mı bahsediyoruz yoksa penisimden mi?

 - Özel ajan Castle.

 - Federal mi! ?

 Korkunç!

 Ne kadar zamandır Trentler'e çalışıyorsun?

 On iki gündür.

 Kim işe aldı?

 Jack Marker, güvenlik şefi.

 Artık ölü.

 Peki düşmanları hakkında bilgin var mıydı?

 - Vardı.

 - Hiç şüphesiz!

 Kim olabilir biliyor musun?

 - Maaşım!

 - Korkarım bu hafta değil.

 Ajan Castle, bir şey sorabilir miyim?

 Notlarınızda neden dondurma var?

 Bugün kızımın doğum günü.

 Ama buradasınız.

 Adanmışlık mı yoksa merak mı?

 Mr. Bishop, çoğu başarılı suikastte korumalar kendi ilkelerince ölür.

 Ölmeyenlerin yarısı da cinayetle bağlantılıdır.

 - Hayli açık sözlüsünüz.

 - Seni nerede görürüm?

 Trent malikanesinde.

 Beni alıkoymazsanız tabi.

 Seni o kadar iyi tanımıyorum ancak silahın üzerinde inceleme yaptıracağım.

 Yani ihtiyacın olmayacak.

 - Elbette doktor.

 Üşütmesin.

 - Gidebilirsin.

 - Teşekkür ederim.

 - Ben teşekkür ederim!

 Teşekkür ederim.

 Vezir, şah'ın önüne!

 Vezir, şah'ın önüne!

 Saçma.

 Merak ediyorum deniz kuvvetlerinde ne öğrendin.

 - Her zamanki gibi iyi bir hata - Sanatta bireyselleşme.

 Michael Michael Michael

Geçmişin gölgesinden gelen bir melek gibi.

 - Nasılsın canım?

 - Yaşıyorum profesör!

 Ya siz?

 Büro ve casuslar dünyası ölmem için birlik olmuş.

 İnanmak pek de zor değil ha?

 Hatırladığım üzere en basit oyunlar, en kalabalık savaşlarda yapılır.

 Körfez savaşının canlandırması.

 Gücünü tanrıdan alan, teknoloji karşısında.

 Tanrı, Yahudiler'in yanındaydı ama saldırıya direnemediler.

 Düşmanın uçakları vardı.

 Judah, 1:19!

 Eski ahit!

 Bu sefer meleklerin safında mı yer alıyorsun?

 Benim gibi inançsız biri mi?

 Toprak figürler yerine demir adamları seçerim.

 - Simon.

 - Jeffry Trent'e olanları duydum.

 Tüm kanallar ondan bahsediyor.

 Şoke olmuşlar.

 Üstelik çok tuhaf.

 Ben bir korumayım.

 Müşterimi kaybetmemeliyim.

 Zavallı Michael, sahipsiz bir samuray.

 Marco!

 Tazele.

 Nerede görgü kurallarımız?

 Sessiz ama güzel bir çocuk.

 Pekâla Michael, şu saçma hareketini konuşalım.

 Eyaletler arası işbirliğini uçuruyoruz ha Jess?

 Merhaba Lindsay!

 Melissa ile konuşabilir miyim?

 Mr Putley, tam da her şeyi hazırlıyorduk.

 Yanında bazı adamlar olacak.

 - Birileri mi?

 - Pek bilinmedik olanlar.

 Jess, kendini kızıma tanıt.

 Elbette.

 Selam Melissa, ben Jess.

 Annenle çalışıyorum.

 Görünüşe bakılırsa CIA Jeffry Trent'i geçen yıl gözetime almış.

 Şimdi, kurumlar arası işbirliği korumak için ve bazı işgüzarları kontrol altına almak için onlara, operasyonu gözleme izni verdim.

 - Sadece gözlem, fazlası değil.

 - Anlıyorum efendim.

 Keyfine bak, Castle!

 Adamın üstünde iyi çalışmış.

 Suikastçi, kalbini delmektense parçalamayı tercih etmiş.

 Afedersiniz.

 Bu Mr. Hickey.

 Ben de Nicholas Tollander.

 Tahmin edeyim, siz de soruşturma görevlisisiniz.

 Evet, özel ajan Castle!

 Neden elimizdeki cesetle ilgileniyorsunuz?

 Trent bir serveti yedi bitirdi.

 Bilgisayarlar, füze sistemleri.

 Birkaç yanlış değerlendirilmiş savunma anlaşmaları ve rahatlık onu neredeyse yok ediyordu.

 Şah!

 Bir anda hayatını kötülere karşı adadı.

 Bosna ve Güney Afrika gibi yerlerde adını duyar olduk, buralara el atmıştı.

 Parasal sorunları da bu süreçte düzelmeye başlamıştı.

 İnanın bana ajan, silah kaçakçılığına da bulaşmıştı.

 Durumun önemini şimdi anlamışsınızdır.

 Demek silah kaçakçılığı?

 Ölmesini kim istemiştir?

 - Kısa listesi Libyalılar, İranlılar - Şah!

 Iraklılar, Almanlar.

 Bir çok karanlık iş adamı, kırık aşıklar.

 Trent'i kimin öldürdüğüne dair bu ani takıntı da nereden geldi?

 Bu kadar duygusal olacağını bilseydim seni işe hiç aldırmazdım.

 - Hayır değilim.

 - Güzel, Michael!

 Satranç sana herkesi ve her hamleyi görme şansı tanır.

 Hayat, çok da affedici değil Beni sandalyelik edecek bir tetikçiyi hiç hayal etmemiştim.

 Bizden biri miydi yoksa onlardan mıydı Bazı bürokratlar bir anda benim tarzımı beğenmediler.

 Bir güvenlik riskiymişim Kendi kurallarımız beni korur sanmıştım.

 Şansına karşı herhangi bir fark, her oyunda bir tehlike yaratır.

 - Trent, fark yaratma peşinde miydi?

 - Jeffery her konuda farklıydı.

 Gücün şehvetine kapılmıştı.

 Silah kaçakçılığının kralı olmak istedi.

 Bazı isimleri de umursamamak istedi.

 Önden giden hep kral olur.

 - Çok yaşa - Beyaz Kraliçe!

 - Ne kadar?

 - 25 Dolar!

 - İşte al.

 - Teşekkürler.

 İşte.

 Al şunu.

 Araçta beklerim.

 Kalmayacak mısın?

 Hayır!

 İlk cinayetin her zaman özel olması gerektiğini düşünürüm.

 Hem araç hazır olsun istersin.

 Bol şans!

 Endişenizi anlıyorum Ajan Castle.

 Bishop buradayken yeterince güvenli hissediyorum.

 Korkarım bu kadar basit değil Mrs Trent.

 - Soruşturmamız halen devam ediyor.

 - Bishop güvenlik şefim olsun isterim.

 Bu sabah tepki veren tek kişi oydu.

 - Diğerleri, sadece durup - Öldüler mi?

 Evet.

 Silahımı geri alabilir miyim?

 Yere yatın!

 Yatın!

 Silahını ver!

 Hangi cehennemdesin?

 - Koleksiyonunuz için yeni biri Castle.

 - Teşekkür ederim!

 Sen de iyi bir atışçısın adamım ama elimdeki tek adamı öldürmek zorunda mıydın?

 Üzgünüm, belki panikten ateş ettim.

 Kimmiş?

 Adı, Elliot Holden.

 Trentler'in eski bir çalışanı.

 Ayrıca Mrs.

 Trent'in favori oyuncaklarından.

 - Lütfen balistiğe yollayın.

 - Bakabilir miyim?

 - Mr. Bishop, bu benim soruşturmam.

 - Trent'ler benim sorumluluğum altında.

 Şunu al.

 Teşekkürler.

 - Bu patronumu öldüren adam olamaz.

 - Gerçekten mi?

 Aydınlat bizi!

 Dipçik uzunluğu ona göre fazla kısa.

 - Şu izi görüyor musun?

 - Evet, yani?

 Buna aptal kesiği deniyor.

 Ateş ederken dürbüne fazla yanaşmış.

 Amatörce bir hata.

 Bakın Mr. Bishop bu sabah hiçbir şeyden haberiniz yoktu.

 Şimdi ise cevaplarla dolusunuz.

 Bir şey göstereyim Castle.

 - Şu yeşil posta kutusunu görüyor musun?

 - Evet.

 Dürbünü ayarla ve nişan al.

 - Aldın mı?

 - Evet, ne olmuş?

 Seni orospu evladı!

 Bu önemli bir kanıttı.

 Tutuklanman gerekebilir.

 Ateş ettiğin yere bak.

 Sol açıktan.

 Dürbün merceği gözüne ayarlanmamış.

 Profesyonel biri bunu ayarlar.

 Elliot ayarlamadı.

 - Bu ne içindi peki?

 - Aptal kesiği, seninki.

 Hey Mikey, atayım mı?

 Beni daha önce atmıştın Nick.

 Bak dinle, hiçbir suçum yok.

 Mahkeme kararını ben vermedim.

 Onlara sana inandığımı söyledim birinin bedel ödemesi gerekiyordu gerginliğe hep ben katlandım.

 Sanırım oraya asıl yollanacak kişiler biz değildik.

 Evet.

 Bu yüzden seni yolladım.

 Mikey dinle, aramızda kalsın.

 O tüfekli yavşağı tanıyor musun?

 - Benden önceydi.

 - Benden önceydi.

 Güzel cevap.

 Bu işe sadece sen karışmadın Mikey.

 - Havalimanında bırakmışsın.

 - Evim güzel evim.

 Neden binmiyorsun?

 Eve bırakayım.

 Sherwood.

 Kapa şu s..tiğim ışığını.

 - Kızın, kaç yaşında?

 - Bugün beş yaşına girdi.

 Doğum gününde çikolatalı pasta yedi ha?

 Vanilya içeceği ile birlikte.

 Bu iş seni aşar.

 Birileri seninle oynuyor Castle.

 Mr. Bishop, bunu biz profesyonellere bırakın - ve şehri terk edin.

 - Evet evet biliyorum.

 Nakit mi kart mı Mr. Orsava?

 Nakit olsun.

 - 302.

 - Teşekkür ederim.

 Ne?

 Size onlarla ilgili bir şey söylemek- Ne gibi?

 Kalmamı mı istiyorsunuz?

 - Şu korumayı halletmem için mi?

 - Bu sadece şey İlave işler için fazla mesai yaptığımı söyle.

 İki günlük yeterli olur.

 Lindsey.

 Lindsey Uyan.

 Neden yatağına gitmiyorsun?

 - Saat kaç?

 - Çok geç.

 Patronun aradı.

 Yarın derhal onu görmen gerekmiş.

 - Beklesin.

 İyi geceler.

 - İyi geceler.

 Seni seviyorum bebeğim.

 Kimlerden kaçmaya çalışıyorsun Bishop?

 Mahkeme kararı.

 Nicholas Tollander.

 Onursuzca kovulmuş.

 - Rapor ve Castle!

 - Efendim!

 Ajanlar Eliot'un havalimanı otelinde fotoğraflarını çekmiş.

 Ama beni onun vurduğuna ikna etmedi.

 Ayrıca 22 kalibre- Balistik incelemeye göre mermiler onun silahından çıkmış.

 - Yanlışlıkla sıkmadığına göre.

 - Görmemişim efendim.

 Masanda bir kopya sabah 9dan beri bekliyor.

 Mrs.

 Trent ve onun bu işe karıştığını söylemiştin.

 Bir ilişkileri olmuş ama altı ay önce onu kovmuş.

 Aşk cinayetine benziyor.

 Birinci sınıf iş.

 Tebrikler!

 Trent'in korumalarından biri tutarsızlık olduğunu fark etmiş.

 Bu davaya bir korumayı tahsis ettiğimi hatırlamıyorum.

 Dava kapanmıştır.

 N'aber Lou?

 Ben iyiyim.

 Güzel.

 İlk defa bir rapora imza attığımda bir hafta rahatsız olmuştum.

 Merak ediyorum O Mikey neden insanların kıçını ısırıyor Fevkalâde!

 Sadede gelin Mr. Tollander.

 - Mikey'in dosyasına baktın yani?

 - Elbette baktım.

 Güzel, o halde Bosna'daki olayı da biliyorsun.

 Evet.

 Mikey o olayın gerçekleştiği gün müslüman teröristlerce esir alınan Sırp görevlileri kurtaracaktı.

 Talihsizlik oldu.

 İfadenizin onun ihracını sağladığını da okudum.

 Hadi ama.

 Onu sallandırabilirlerdi.

 Onu kurtardım ben.

 Mickey'i severim.

 Kaliteli biridir.

 - Tek anlamadığım ona ne olduğu.

 - Sizce ne var?

 Şunu, ajan Castle.

 Biz yani kurum, o teröristleri Trent'in silahlandırdığını biliyoruz.

 Bishop Trent'ten intikam mı almak istedi?

 Sizce bunun için Elliot Holden'ı kullanmış mıdır?

 Gerçekçi olun.

 Sadece fikirlerini genişletmeye çalışıyorum.

 Mikey'in Trent işini uygun bulabilirim.

 Onu çağırdığımda elinizdeydi.

 Onu sorgulayabilirdiniz.

 - O ateş hattındaydı.

 - Ateş hattında Anladım Biliyor musun, bunu düşünememiştim.

 Bu onu aklar, değil mi?

 İyi günler.

 Hadi ama bayan!

 Hadi!

 Acele edin.

 O da ne?

 Hadi hadi.

 Hey nasıl gidiyor?

 İştah açıcı.

 İşte gidiyor.

 Bay Koruma.

 - Evet - Ben Gamble.

 Hedef halen yaşıyor.

 - Kayıp var mı?

 - 302 numaralı oda, bir kişi.

 - Neredesin?

 - Yorkdale lnn'deyim.

 Seni 15 dakikaya alırız.

 Bir araç lazım.

 Yorkdale Inn 302 numaralı oda.

 Ne oldu?

 Gamble kaybeder, biz kazanırız?

 Olur bunlar.

 Olmadı Bir öpücükle uyandırılmış.

 Sadece ahmaklar Uyuyan Güzel'i gerçekten uyandıran neydi?

 - Prens uyandırdı ve götürdü.

 - Sen hastasın.

 Dokuz ay sonra halen uyuyordu ve ikiz doğurdu.

 Birisi süt emmek için göğsü arıyordu buldu ve parmağını ısırdı.

 Yani uyandı.

 Unutmuşsun.

 Onun hiç çocuğu olmadı.

 Ne seyretmek istersin?

 Güzel ve Vahşi mi yoksa Canavar Avı mı?

 Maxi bunu seyretmek istiyor.

 Casus filmi mi?

 Bunu nereden buldun?

 Eli verdi.

 Sean Connery bir ilahmış.

 İlah mı?

 Anne sen casus musun?

 Hayır tatlım annen bir casus değil ve sen de Kül Kedisi izlemelisin.

 Alo, Castle.

 Castle ya da Max.

 Alo?

 Girin.

 Raporu getirdim efendim.

 Holden'ın otopsisi yeni bitti.

 Castle, o korumayı en son ne zaman gördün?

 En son otele bırakmıştım.

 Ondan bir haber alırsan bana bildir.

 Sorgulamaya alınması gerek.

 - Hepsi bu kadar mı Mr. Putley?

 - Evet.

 Hey, Castle.

 Onu nereden buldun?

 Sen manyak mısın?

 Karton, makas ve bir tane fotoğraf.

 Okul için fena değil ama birazcık zor.

 Keskin nişancıyı mı buldun?

 Gerçeğini?

 - Dava kapandı Mr. Bishop.

 - Gerçekten mi?

 Ajan Castle!

 Merhaba Mr. Tollander.

 Langley'e giden uçakta olmanız gerekmiyor muydu?

 Evet ama geçen gece Bishop'ın birini hakladığını duydum.

 - Onu görmek istiyorum.

 - İç operasyonlarda yetkili değilsiniz.

 Kırmızı Kod operasyonların güzelliği budur!

 Kırmızı Kod değil.

 Beni birilerine söylemeye mecbur etmeyin.

 Beni tehdit mi ediyorsunuz ajan?

 - Gerekli mi?

 - Size bir tavsiye vereyim.

 Mikey Bishop kontrolümüz altındaki bir katil.

 Onun yanında fazla dolaşmayın ve çelik yelek giyin.

 Çünkü onun kullandığı herkes kendini ölü buluyor.

 İyi günler!

 Kimse beni kullanmıyor.

 Geçen gece biri beni temizlemeye kalktı.

 Profesyoneldiler.

 Temizlik görevlisi olarak girmişler.

 Kıyafetlerinde hiç etiket yok.

 Herşeyi mükemmel ayarlamışlar.

 Sence Trent'in katilleri mi?

 Şimdi de bir komplo mu?

 Birilerinin canını hiç sıkmadım.

 Kendini küçümseme.

 Peki sen ne düşünüyorsun?

 Bu davanın çözümü beni herkesin karşısında kahraman yapacak.

 Bir davayı çözmekle, kapatmak arasında büyük fark vardır.

 Bırak bu ayakları!

 Senin tek kapadığın şey tabutlar.

 Dosyanı okudum Mr. Bishop Resmi kayıtlara geçirilemeyecek kadar donanma istihbaratına ne yaptın?

 Üç yıl ve hiç kayıt yok.

 Ne mi yaptım?

 Bana ne emrettilerse onu.

 Bu dosyayı örtbas etmen için sana ne vaat ettiler?

 Terfi?

 Ne bekliyorsun?

 Saygı mı?

 Güvenlik.

 Bu size hayal kırıklığı mı verdi?

 Bana o seyahat çantanla dolaşırken kaç kız büyütebileceğini söyler misin?

 O yüzden bana ahkam kesme.

 O çantayı eline alıp bir aile ve arka bahçesinde, çocuğunun doğum günü pastasından kalan çikolatayı temizleyene kadar.

 Bu kurallarla ne kadar oynayabilirsin?

 Bu bir oyun değil!

 Her gece evine gelip, küçük kızının yüzüne bakmak zorunda kalan benim.

 Pekâla, devam et.

 Kirli madalyaları al.

 - Silahını ver!

 - Efendim?

Sana silahı ver dedim.

 Bu kadarı fazla.

 Evet, ben de sıkıldım.

 - Tek ihtiyacım bu diski incelemek.

 - Nereden buldun onu?

 ATM'den.

 Bir ATM'ye mi girdin?

 Ben kanun elemanıyım Bishop.

 O zaman öyle davran.

 Politikacılık yapma.

 Teşekkür ederim.

 Atışın yapıldığı an.

 Arka planda nişancı var.

 Sonraki kare.

 Devam et.

 Devam.

 Kim o?

 Sorun ne?

 Jason Jarvis Sherwood, 1974ten 1976ya kadar hava indirme eğitimi.

 1983te emekli olana kadar da özel kuvvetler.

 - Sonra özel sektöre geçti.

 - Abul Komhani, İran gizli polisi.

 Karl Borgan, Uranyum teknoloji simsarı.

 Happie Albert, Amerikan petrol zengini.

 Onu tanıyor musun?

 Sherwood benim hastanede üç yıl geçirme sebebimdir.

 Telefon etmeliyim.

 Bir çeyrekliğin var mı?

 - Eet?

 - Professor, benim, Bishop.

 Bilmece yok.

 Tollander ve Trent arasındaki bağlantı nedir?

 Bosna.

 Hatırla Michael.

 Oradaydın.

 Trent teröristleri finanse etmişti.

 Herkes biliyor.

 Ama kimse umursamıyor.

 - Trent'i kim finanse etti?

 CIA mi?

 - Kimi istersin Michael?

 Her grup, her kişinin desteğini almıştır.

 Rehineler Sırp subaylardı.

 Müslümanlara güvenmişlerdi.

 Onlar genel olarak kurtardıklarımıza benzemiyordu.

 - Bir kurtarma operasyonu yoktu.

 - Çok güzel Michael!

 Not the first time.

 Tollander ilk kez utanç verici bir olayı örtbas etmiyor.

 Dışarıdayım.

 Sizi sandalyeye mahkum eden Tollander mı?

 O olduğunu bulsam şaşırmazdım.

 Bundan uzun zaman önce Sherwood onun tetikçisiydi.

 Ambulans çağır.

 Sherwood nerede?

 Castle Castle.

 Hadi, bir şeyin kalmayacak.

 Nefes al hadi.

 İyi olacaksın Castle.

 Sakin ol, nefes al.

 İyi olacaksın.

 İyi olacaksın.

 Rahatla.

 Göğsüme balyoz inmiş gibi.

 Evet, nasıl olduğunu bilirim.

 Bir adres biliyorum.

 Sorun, beyler.

 Düşünme şeklinizde.

 Sence nasıl düşünmeliyiz?

 S..tiriboktan amatörler gibi değil!

 S..tir git.

 Bishop ve o kadını istiyorsanız size gelmelerini sağlayın.

 Sherwood Benim.

 Şu işi artık hallet.

 Kapıya götür.

 Evet orada!

 - Hey, Norm.

 - Nerede olacağız?

 Buranın keskin nişancılarla dolmasını istiyorum.

 - Öldürme alanı burası.

 - Castle bir sorun var.

 I'll say when

Nerede?

 Lanet olsun!

 Onları çıkarmalıyız.

 Tamamdır.

 İki adam yolluyorum.

 Sakin ol.

 Muhtemelen komşunun kedisidir.

 - Tatlım, arabamız.

 - Ne?

 Biri bizi izliyor.

 Dönüp arkaya bakma.

 - Kontrol et.

 Halen bakıyorlar mı?

 - Evet.

 Pekâla.

 Bu güzel öpücük için teşekkür ederim.

 - Evet?

 - Çocuklar hokey oynuyor.

 Hâlâ bakıyorlar mı?

 Güvende miyiz?

 Hayır.

 Güvendeyiz.

 - Nasılız?

 Normale döndü mü?

 - Evet.

 Çocuklar hadi gidin.

 Çabuk!

 Hadi hadi!

 Gösteri zamanı.

 Kapıyı koruyun.

 Gaz maskelerini getirin.

 Hadi hadi!

 Kımıldayın hadi!

 Çabuk, hadisenize!

 Kımıldayın!

 Lanet olsun!

 Hayır hayır, lütfen.

 Silahını bırak yoksa boynunu kırarım.

 At onu.

 Hadi hadi.

 Hayır hayır.

 Eğilin!

 Kalkın ayağa.

 Kalkın!

 - Bırak onu!

 - Hadi tatlım.

 - Durma Castle ateş et!

 - Hayır, güvenli bir atış olmaz.

 - Vur beni Castle!

 - Dikkat et!

 Hass..tir!

 Lanet olsun!

 Ateş etmeliydin.

 Gidelim.

 Sizinle konuşmak üzere Washington'dan gelmekte olan bir kaç kişi var Mr. Putley.

 Güzel.

 Onlara otoriteyi kötüye kullanma ile ilgili bir brifing vereceğim.

 Emir komuta zincirini hiçe saydın.

 Büronun güvenlik evlerinden birine baskın emrini verdiğini duymalarına sevinecekler.

 Ya da siz orada bilinen bir katili sakladığınız ev.

 Sherwood'u orada gözetimde tutuyordum.

 - Şimdi de ben sizi gözetimde tutuyorum.

 - Yeteneklerine güvenemezdim.

 Merakın, ortalığı karıştırıp Merakım mı?

 Beni bu görev için seçmediniz mi?

 Tek sebebi bu değil Louise.

 Hapı yuttu.

 Beceriksiz herifin teki, değil mi?

 Tek sebebi bu değil.

 Tehdit kokusu var.

 Beni tehdit edebileceği hiçbir şey yok.

 Evini ara Lou.

 - Max bir oyun oynamak istiyor.

 - Biraz mısır patlatayım mı?

 Evet.

 Peynirli olsun!

 Sen bir oyun seç ben de mısır patlatayım.

 Alo?

 Come on baby!

 Pick up.

 Hadi bebeğim.

 Aç telefonu.

 Come on!

 Pick up baby!

 Hadi canım aç telefonu.

 Gidelim.

 Putley'in haberini aldım.

 Tebrikler.

 Çekil yolumdan Tollander.

 Onunla ilgili ters giden bir şeyler olduğunu biliyordum.

 Bu konuda bana yardımcı olmalısın.

 Ben batarsam sen de gidersin.

 You're not going down.

 Sen batmıyorsun.

 Seni tanık koruma programına alıyoruz.

 Kredi kartı, sürücü belgesi.

 Sosyal sigorta numarası.

 - Ahmed Bekbay mi?

 - Bilgisayar seçti.

 Ben değil.

 İmzala ya da imzalama.

 Bu teklifi bir daha yapmam.

 Adı herifin tekisin Tollander.

 Hadi, durma.

 Artık benim gözetimim altındasın.

 Mr. Hickey seni istediği yere götürür.

 Thanks for no thanks!

 Sağ ol kalsın.

 Keyfini çıkar.

 - Tollander!

 - Evet.

 - Sen bir piç kurususun.

 - Evet öyleyim.

 Çok güzel Mr. Hickey.

 Fevkalâde.

 Dosya nereye gidecek biliyorsun.

 Mr Hickey, bu iş bittiğinde Mr. Sherwood ve onun kişisel eşyalarından kurtulmanı istiyorum.

 Hayır, bekle!

 Döndür döndür.

 - Döndür onu!

 - Bir kitapta okumuştum Ateş etmeyin bayan.

 - Sizi şerefsizler.

 Kızım nerede?

 - Biz sadece söyleneni yapıyoruz.

 O halde benim için hiçbir değerin yok.

 Castle Onu bulacağız.

 S..tir git!

 Bishop'ı istiyoruz.

 New Highway 9, 7 numaralı yol Kızım ellerinde.

 Seninle takas edeceğim.

 Tuzağa düşeceksin.

 Nasıl düşündüklerini anla artık.

 Kızını bir piyon olarak kullanıyorlar.

 Sen, Sherwood ve Tollander Hepiniz aynısınız.

 Beni öldürmen sorunu çözer.

 Ama Melissa'yı geri alamazsın.

 Bunu delil odasında buldum.

 Evden alınmış.

 Tollander da oradaydı.

 Bence Sherwood da işin içinde.

 Trent CIA için çalışıyordu ve kontrolden çıktığında ise Tollander'ın görevi onu ortadan kaldırmaktı.

 Elliot Holden'ı kullanarak buna bir aşk cinayeti süsü verdiler.

 Bunları kim buluyor?

 Bu oyun uzun zaman önce başladı.

 Yaklaşıyoruz.

 Yavaşla.

 Tereddüt etme.

 Fırsatını bulduğunda ateş et.

 Michael, ben Bak, hayatta kalırsak bana bir kek yapabilirsin.

 Hayatta kalırsak seni içeri tıkacağım.

 Ajan Castle kızınızı sakladıkları yeri zor buldum.

 Her neyse!

 Castle!

 Hayır bekle!

 - Melissa!

 - Anne!

 Anne?

 Gel buraya.

 Buldum seni Bırakma beni.

 Sıkı tutun.

 - Korkuyorum.

 - Geçti tatlım.

 Korkma.

 Kapı ya da pencere açarsak burası havaya uçar.

 Buraya da tel döşenmiş.

 Mr Bishop!

 Harika bir oyun çıkardınız.

 Bosna'dan geri gelmen güzel.

 - Seni kaç yerinden vurmuştum.

 - Yedi.

 Uğurlu sayımdır.

 - Anne!

 - Geçti tatlım.

 Hayal kırıklığı, Bishop!

 Böyle histerik bir hale geleceğini düşünmedim.

 Artık ölüsün.

 Michael!

 Bodrum boyunca ilerleyeceğiz.

 Işığı kapa Castle.

 Eğilin.

 Hadi!

 Hadi gidelim!

 Hadi hadi!

 Gidelim Castle, hadi!

 I'll go down first!

 Then I'll get her!

 - Yakaladın mı?

 - Başını eğ.

 Hold on to Mike Okay.

 - Başını eğ.

 Son seferinden daha keyifli.

 İyi misin Melissa?

 İyi misin Bakayım.

 Gözünü kapalı tut.

 Pekâla.

 Onu gördüm!

 S..tir!

 Anne, bu yasak değil mi?

 Bu başka bir şey tatlım.

 Bishop, mıhla şu piç kurusunu.

 Bishop?

 Bir Mississippi İki Mississippi - İyi deneme.

 - Üç Mississippi Veziri Susan Trent sanmıştım.

 Klasik yanlış yönlendirme.

 Sonunda malum oldu.

 Bosna.

 Kurtarma görevini batıran bir suikastçi.

 Sherwood'un adından bahsettiğin an bir şeyden emin oldum.

 Sadece Castle ve ben bu işe onun bulaştığını biliyordum.

 Bu büyük komplo işinde, Trent'in vurulmasını - sen önerdin.

 - Öneri, canım.

 Bu yaşlı keçi öneriden fazlasını yapabilirdi.

 tavsiye, öneri, ikna etme vs.

 Tollander'ı istedin çünkü seni sandalyeye o mahkum etti.

 Trent ve Sherwood?

 Bu üçü beni kârlı bir işten etti.

 İzi sürüp sana geleceğimi biliyordun Simon.

 Neden kendini ele verdin?

 Gel Michael!

 Halen anlayamadın mı?

 Ben hastayım Michael.

 Bu insanlar beni hasta etti.

 Ben kendimi hasta ettim.

 Ruhumdan arta kalanlar beni hasta etti.

 Tüm bunlar bitsin istedim.

 En sevdiğimin elinden, bir numaramdan çocuklarımın aletinden, karanlık meleğimden.

 Bunu yapman gerek Michael.

 Castle, o çok fazla şey biliyor.

 Başka şansın yok Michael!

 Yoksa onun da kızının da sonunu hazırlarım.

 Kaçamazsın.

 İkimiz de bu boka batmış haldeyiz Michael.

 Piyon.

 Ne büyük bir taktik

Artık tamamen özgürsün.

 Hedef olmayacağım.

 Güverteye çıkıyorum.

 Kızımı görelim.

 Bishop, sürer misin lütfen?

 Onu sandalyelik eden orospu çocuğu daha iyisini yapabilirdi.

 Keşke yapabilseydim  

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar