İNGİLİZ GİZLİ BELGELERİNDE TÜRKİYE
The British Documents on the origin of the war
1896 - 1914
His Majesty’s stationary office
London - 1927
BİRİNCİ KISIM
1896 - 1908
İncelemeyi yapan:
EKOL ULÜBELEN
Satış Yeri :
AYKAÇ KİTABEYİ
İSTANBUL - 1967
Bu kitabın hazırlanmasında büyük yardımları
geçen? , ablam Profesör Dr. Ayhan Ulubelen’e teşekkür ederim*’ 5.8.1967
Erol ULUBELEN ,
YAYLACIN
MATBAASI
İSTANBUL — 1967
Aşağıda
okuyacağınız belgeler kırkaltı büyük cilt tutan ve ortalama biner sahifelik
İngiliz gizli belgelerinden alınmıştır. Bu kitaplar iki kısım olup birinci
grubu teşkil edenler 1896 dan Kurtuluş Savaşımıza kadar geçen devrede Osmanlı
İmparatorluğunu parçalamak için başta İngiltere olmak üzere Avrupamn
emperyalist devletlerinin, çevirdiği bütün oyunları en açık şekilde ortaya
koymaktadır, İkinci grup ise II nci Cihan Harbi arifesinde çevrilen oyunları
göstermektedir.
Bu
belgelerin bize öğreteceği pek çok şey vardır: İlki emperyalizmin gerçek
karekteri, dün, bugün ve belki yarın da aynı kalacak karekteri; İkincisi
devletler arası ilişkileri mutlaka şahıslar arası dostluklardan ayırmak
gerektiğidir. Devletler arası ilişkilerde devamlı dostluklar ve devamlı
düşmanlıklar yoktur, olamaz da. Akıllı idareciler için sadece millî menfaatler
vardır, diğer bütün münasebetler bu nihaî gayeye varmak için birer vasıtadır.
Devlet adamları için büyüklükte, ebedîlikte ancak bunu anlamakla mümkündür. Ve
nihayet bu vesikalar bize halklarına ihanet eden devlet adamları ile gerçek
vatanperverler arasındaki farkı açıkça göstermektedir.
Bu
belgeler için neler söylediler :
İlhan
Selçuk:
Cumhuriyet
gazetesinde defalarca bu belgeleri konu olarak aldı ve 7 Ocak 1967 de yazdığı
gibi: «Çök önemli bir tarih döneminde yaşıyoruz ve yaşadığımız günlerin
4
değerini
gereğince tartacak bilinçten yoksun görünüyoruz. Çünkü Millî Kurtuluş
Savaşımızın anlamını kavramakta yetersizlikler içindeyiz.
Dün
çıkan Yön dergisinde İngiliz dış politikasının gizli belgeleri yayınlanmaya
başlamıştır. İngiliz Dışişleri
•
Bakanlığıyla çeşitli başkentlerde bulunan İngiliz yetkilileri arasındaki gizli
yazışmalarda açığa vurulan korkunç plânları okumak ve dünden alacağımız
derslerin ışığında ^günümüzü değerlendirmek bizleri uyaracaktır...»
15 Temmuz 1966 Yön
«... Bu
belgeler günümüzün ışığında bizim tarafımızdan değerlendirilince ortaya
korkunç hakikatler çıkmaktadır ki bunların üzerinde düşünmek ve durmak
gerekir.
Ülkemizde
devlet bilincine ve toplum mutluluğuna kendilerini adamış olan aydınlar Yön’de
çıkan belgeleri okumak ve üzerinde düşünmek zorundadırlar.
Şimdi bu
belgelerden kaderimize ışık tutar diye bir kaç örnek alalım...»
Çetin
Altan :
«Büyük
İhanet, isimli makalesinde :
Batı
emperyalizmi 1918 den beri gözlerini dikmiştir Türkiyeye. Ve hep hesaplı bir i
plânı hiç bir direnç görmeden adım adım uygulamaktadırlar. Bu konuda birçok
belge yayınlanmıştır. Bu arada YÖn’ün son sayısında yayınlanan belgeler Batı
emperyalizminin Türkiye hakkın- daki kanaatini iyice açığa çıkartmaktadır.»
5 Ağustos 1966 Yön Başyazı D. Avcıoğlu’ıum
yazdığına göre:
Hüseyin
Pesviz Halemi, emperyalizmi din istirmar-
5
cılığım
ve komprador oyunlarını YÖn’deki vesikalara dayanarak açıklamıştır.
...
Tarih tekerrür eder mi etmez mi tartışmasını yetkililerine bırakarak, biraz
kendi tarihimize bakmakta fayda olduğunu sanıyoruz. Geçenlerde sözünü
ettiğimiz yarım yüzyıl öncesine ait Ingiliz Devlet arşivlerinin yayınlanmakta
olduğu gizli belgeleri tarihin tekerrür edip etmediği hususundaki tartışmalara
ışık tutacak ölçüdedir ...»
Ayrıca,
muhtelif makale ve kitaplara atıflar hâlinde girmiş olan bu belgelerin bize
öğretmesi gereken en büyük gerçek Türk ulusunun savaşarak çok az şey kaybettiği,
fakat hile ile ve başka devletlere güveni yüzünden çok fazla şey kaybettiğidir.
Bunu bir kere daha anlamak için 1916 senesinde harpte müşahit olarak bulunmuş
olan bir Amerikan Kurmay Heyeti tarafından yazılan Çanakkale Muharebesini
okumak faydalı ve Öğretici olacaktır. Aynı konuları işleyen Emperyalizm ve
Milliyetçilik isimli kitabı da okumak, nerelerden geçerek bugüne geldiğimizi
göstermesi bakımından ilginçtir.
Erol ULUBELEN
1 Ağustos
1967
İSTANBUL
CİLT I
'Sahife
No 1 Vesika
No 1
14 Ocak
1905
Mr.
J.A.C. Tilley tarafından :
................... Çin ve Japonya aralarında sulh yaptıktan sonra,
Majestenin Hükümeti Çin Hükümetine 35 milyon Sterlin borç vereceğini söyledi.
Fransa ve Almanya da borç vermeği çok istiyorlar. Rusya da, 16 milyon Sterlin
borç vermeği taahhüt etti
Sahife No: 3 Vesika
No 2
1 Arahk 1897
Sir. E.
Satovv’dan Markiz Salisbury’ye :
................... Kiao - Chan körfezinin Alman misyonerlerinin
öldürülmesi gerekçesi ile işgali, Çin Hükümetinde karışıklıklara sebeb oldu.
Gazeteler İngiltere de dahil bütün ; Avrupanm Çin’i parçalamak istediğini
yazıyorlar.
Sahife No 5 Vesika
No 5
17 Ocak 1898
Markiz
Salisbury’den Sir. N. O’Conor’a :
................... ((Gizlidir) Çin mevzuunda İngiltere ve Rusya
birlikte çalışmağa karar verdiler ......
jr Sahife No 8 Vesika No-9
I 25 Ocak
1898
I Markiz Salisbury’den Sir. N.
O’Conor’a :
- .... (Gizlidir) ... Bizim fikrimize
göre; Çin ve Türk
İmparatorlukları öylesine zayıftır ki, bütün
hayatî meselelerde bizim hâriciyemizin tavsiyelerine tamamen uyacaklardır.
Fakat İngiltere ve Rusya tavsiyelerde bulunurken hep birbirlerine zıt hareket
ediyorlar. Şayet Rusya ile anlaşırsak bunda her iki memleketin müşterek menfaatleri
vardır. Kendimi hiç bir kayda bağlamadan sırf gerçekleri teslim etmek için
şöyle söyliyebilirim: Türkiye’nin Karadeniz’e çıkan boğazları ve Bağdad’a
kadar olan Fırat vadisi Rusları ilgilendirir. Diğer taraftan Türkiye’nin
Afrika toprakları ve Bağdat’tan aşağıda kalan, kısımları bizi ilgilendirir;
buralarda İngiliz menfaatleri, vardır.
Aynı
şekilde Çin’de de Hoango vadisinde ve Kuzey Yangtze vadisinde müşterek
menfaatlerimiz vardır. \
Şayet
biz iki memleket birbirimizle anlaşır ve müşterek hareket edersek çok iyi
olur. Zira bu iki memleket, söz konusu bölgelerdeki kendi menfaatlerinden
haberdar değillerdir...
2 Şubat 1898
Sir. N. O’Conor’dan Markiz Salisbury’ye :
.................. (Gizlidir) İmparator (Rus) dün geceki baloda r
teklif ettiğiniz anlaşmanın çok gizli tutulmak kaydı ile,
yapılabileceğini söyledi
2 Şubat 1898
Markiz Salisbury’den Sir. H. MacDonelFe:
.................. Bu gün Portekiz Vekili, Almanların Portekiz’i;
Afrikadaki kolonileri yüzünden tazyik ettiklerini söyledi. Ben ise
Portekizlilerin yeni gümrük kanunlarını kabul edemeyeceğimizi söyledim. Zira
Türk İmparatorluğunda,.
Brezilyada, ve birçok yerlerde gümrük
menfaatlerimiz vardır. Bu gümrük ipotekleri verdiğimiz borçlarla ilgili olup,
doğrudan doğruya bizi ilgilendirir ■
Sahife No 208 Vesika
No 254
26 Mayıs
1899
Markiz
Salisbury’den Anthopoul Paşaya :
................. Sizin, Majestelerinin Hükümetine ve Fransız;
Cumhuriyetine yolladığınız notaları almak şerefine nail olduk. Majeste Sultanın
Devletinden elde ettiğimiz toprakları derhal iade edeceğiz. Mısır’a gelince
Majestelerinin hükümeti burada kalmak kararındadır ..............................................................
Sahife No 249 Vesika
No 310
2 Şubat 1900
Sir. H.
Kumbold’dan Markiz Salisbury’ye :
................. (Gizlidir) ... Güney Amerikada harp mühim
hâdiselere doğru gidiyor. Ruslar ise Afganistan ve Iran üzerinde askerî
hazırlıklara girişiyorlar. îngilterenin en küçük bir zaafiyeti dünya kuvvet
muvazenesini bozabilir. Ingiltere Donanmasını derhal Selanik ve Besika körfezlerine
göndermelidir. Ecnebi basında aleyhimizdeki neşriyat artmaktadır, bu ilerde
bize bir felâket hazırlıyabi- lir
Sahife No 290 Vesika
No 360
7 Mart 1902
M. Lansdovvne’den Lord Curre’ye :
................. Majestelerinin Hükümeti Fransız Hükümeti kadar
hevesli olmasa hile, İtalyanların Trablusgarp ve Ben- gazi üstündeki
isteklerini dosthane bir şekilde karşılıya-* çaktır. Anlaşmalar Italyan
Hükümeti lehine değiştirilebilir
Vesika No 367
10
Sahife No 296
15 Şubat
1898
............. (Çok gizlidir) .......... Balkanlarda
Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlılar arasındaki anlaşmazlıklar çok yakınlarda
Mekadonya’da hâdiselere sebep olabilir. Ruslar en çok Yunanlılara ehemmiyet
veriyorlar. Bulgaristan çok fazla kuvvetlenirse Ruslar boğazlardan hak elde etmek
şartiyle Türklerle Bulgarların aralarına girebilir
Sahife No 20 Vesika
No 24
31 Ekim 1900
Sir. E.
Laseells’den Markiz Salisbury’ye :
............. Ruslar bütün anlaşmalara rağmen Çin’den büyük
parça koparmağa çalışıyorlar. Avrupanm büyük devletlerinden başka Amerika ve
Japonya da Çin’le ilgilidir. Çin’le herkesi tatmin edici bir anlaşmaya
varılmalıdır
Sahife No 53 Vesika
No 72
11 Nisan
1901
Sir. F. Laseells’den Markiz Landsdowne’e :
............. İngiltere’nin prestiji kendisine takdim edilen
fırsatlardan istifade etmediği için azalmaktadır ve bunu görmek çok acıdır
Sahife No 73 Vesika
No 94
9 Kasım 1901
............. Almanya’nın Türkiye ile olan dostluğu çok
önemlidir. Bu dostluk Almanlar a İktisadî menfaatler sağlamaktadır. Küveyt
meselesinde hem Türkiye’yi hem de Rusya ile Avusturya’yı bize karşı kullanmağa
çalışıyorlar. Şayet Almanlar Akdenizde bir liman ele geçirirlerse bizim bahri
durumumuz bozulabilir
«0
12
Sahife No 94 Vesika
No 104
11 Eylül
1901
M. Lensdovvne’den Sir. F. Lascelles’e :
............ Türk Hükümetine, Küveyt meselesinde İngiliz
menfaatleri olduğu anlatıldı. İran körfezi ve Küveytte Majestelerinin
Hükümetinin menfaatleri vardır, bu bölgelerde Sultan’ın başkalarına haklar
vermesine tahammül edemeyiz ve bu durumlar Türk menfaatleriyle de çatışabilir.
Bütün bunlar Türk Hariciye Vekiline Bildirildi
Konu ile
ilgili vesikalara yer yer rastlıyacağız, biz anevzuun önemi sebebiyle
-Emperyalizm ve Milliyetçilik- isimli kitabın bu konudaki fikirlerini buraya
almayı faydalı gördük, '
Ortadoğu
Avrupalı emperyalist devletlerin dünyayı kontrol amacıyla yaptıkları büyük
mücâdelelere sahne oldu, bu bölgenin zengin tabiî kaynakları, Uzak doğunun
ticaret yollarını kontrol eden stratejik değeriyle birleşin- •ce, batıkların
onu derhal yutmak istedikleri büyük bir mükâfat haline geldi. 1889 da Alman
İmparatoru II nci William’ın îstanbulu ziyareti Ortadoğu’da yeni bir devrin
başlangıcı oldu. Bu ziyaret emperyalist Almanya’nın Ortadoğu’ya duyduğu ilginin
bir delilidir.
Almanya
birliğini çok geç elde etmişti. 1871 de Almanya siyaset sahnesine çıktığı
zaman dünyanın kıymetli kolonileri çoktan paylaşılmıştı. 1886 da bir Alman
âlimi: (Doğu ihtiraslı milletlerin kontrolü altına girmeyen tek yerdir, orası
kolonileşmek için şahane bir alandır, şayet Almanya bu fırsatı kaçırmazsa,
dünyanın paylaşılmasından en iyi parçayı almış olacaktır) dedi, Bu fikir
Kayzer’in dikkatini Ortadoğu’ya çevirmiştir. Kayzer Türklerin desteğini
sağlamak için: (Dünyada yaşıyan 300 milyon îslâm Almanların kendilerinin dostu
olduğunu bilsin) dedi. G. P. Gboch Modern Avrupa tarihi S. 262 bu ziyaretin
neticesi olarak Haydarpaşa istasyonu bir Alman firmasına yaptırıldı ve bunu
Bağdad demir yolu
izledi. Bu yolun geçtiği yerler dünyanın en
önemli yerleriydi, zengin maden stokları, ziraî maddeler ve stratejik önemi
vardır. Avrupalı devletlerin bu yolu kontrollerinde tutmalarında hayatî
menfaatleri vardı ........... (fazla bilgi
için
Emperyalizm ve Milliyetçilik)
............. 1888 de İstanbul nihayet Orta Avrupaya de-
miryoluyla bağlanınca Türk Hükümeti başta Deutsche Bank olmak üzere bir grup
maliyeciyle temasa geçip,. Haydarpaşa, İzmit ve Ankara’ya kadar demiryolu döşetmeğe
karar verdi. 1889 da Anadolu demiryolu şirketi kuruldu. 1890 da İngiliz
kapitalistleri de bir milyon yatırım yaptılar. 1892 de Ankara’ya ulaşıldı. 1893
de Eskişehir- ile Konya arasında yeni bir hat garantisi alındı. 1896 da.
tamamlandı. 1899’da Bağdad Basra demiryolu yapımı garanti altına alındı,
1903’de Bağdad demiryolu kumpanyası kuruldu. Bu hat Konya, Adana, Musul ve
Bağdat’ı, geçerek gidecekti. Bu yeni anlaşma geniş kilometre garantileri
yanında maden hakları, liman kolaylıkları ve iç topraklarda araştırma
imtiyazları veriyordu. İngiliz raporları Bağdad demiryolu adı altında
Quarterly - Revieıv 1917 Ekim ve Prof. E. M. EARL’nün Türkiye büyük kuvvetler
ve Bağdad demiryolu isimli ve 1923’de New Yor lita çıkan araştırmasında
yazıyor
Sahife No 174 Vesika
No 202'
29 Nisan
1903
Sir. N. O’Conor’dan Sir T. Sanderson’a :
............. Bu sahada Türkiye’nin ciddî bir rakibi
yoktur.. Ingiliz iş adamları bu projeyi hattâ Almanların kabul ettikleri
şartlarla bile kabule yanaşmıyorlar. İlk olarak belli, bir kilometre garantisi
yoktur, Sultan’m bu yolu yaptırmak fikri komiktir. Ben Almanlarla anlaşarak
Ingiliz kapitalistlerini korumayı tercih ederim. Almanlar bir
uzmanlar heyeti, göndermişler, müzakereyle
meşguller,, ençok kilometre garantisi üstünde duruyorlar. Dr. von. Siemens
Küveyt’e gidecek demiryolunu yapmağa çalışıyor, zira Şeyh ile Majestelerinin
hükümeti arasındaki dostluğu sezdi. Almanların dostluklarını minnetle karşılarız
fakat İngiliz kapitalistlerini de tehlikeye atamayız. Şayet Osmanlı Hükümeti
kilometre garantisi verirse o zaman 20 milyon Sterlin borç verilebilir. Yoksa
gümrük vergilerini arttırmanın bize faydası yoktur, İngiliz mallarının satışını
zorlaştırır. Diğer taraftan Anadoluyu baştan başa geçen ve İran körfezine giden
bir demiryo-.. lunda bizim de hissemizin bulunmaması gayet tatsız bir şey olur.
Benim inancıma göre Türkiye bir parça gelişirse; bizim de
ticaretimiz çok artar. Aydın demiryolu başlangıçta, karanlık görünüyordu,
fakat şimdi ne kadar kâr-, Iıdır. Hazır elimizde fırsat varken gümrük
resimlerinin, arttırılmasına karşılık demiryolunun yarısını istiyelim. (Gümrük
resimlerinin arttırılması bizden çok alıcıya zararlıdır.)
Sahife No 191 -
Vesika No 221
28 Nisan
1903
Sir N. O’Conor’dan M. Landsüovvııe’a :
............. Unutmıyalım ki bu demiryolu projesi kıymetli,
avantajlar ve imtiyazlar taşımaktadır. Bu yolun inşaası için ısmarlanacak
yığınla malzemeden başka, yolun iki tarafında maden hakları olacaktır. Ayrıca
inşaat sırasında Dicle ve Fırat kıyısında her türlü araştırma hakkımız
olacaktır. Ayrıca bu proje Kuveyt ve İran körfezinde sonsuz ticaret imkânları
hazırlamaktadır. Mezopotam- yanm sulanmasında da istikbâlde bize üstün bir yer ha-
zırlıyacaktır. Bütün bu sularda Ingiliz gemilerine fırsatlar çıkacaktır .............
Sahife No 44 Vesika
No 34
10 Ocak
1903
Sir R. Rodd’dan M. Landsdowne’ye:
Rus harp
gemilerinin boğazlardan geçtiğini size haber verdirdim. Avusturya ile Rusya’nın
arası iyi görünüyor. Şimdi İngiltere, Avusturya, İtalya ve Rusya birleşirse
hem Türk Hükümetini idare etmek hem de Balkanlardaki esas kuvvetleri elde
tutmak bakımından çok iyi olur. Dört devletin aralarındaki anlaşmazlıklar izale
edilirse bu hepimizin menfaatine olacaktır ......
.Sahife No 50 Vesika
No 43
29 Nisan
1904
M. Landsdovvne’den Sir E. Monsson’a :
............. Fransa, Ingiltereyle Rusya’nın münasebetlerini
sordu. Ben, yegâne tehlikeli noktanın Boğazlardan geçen Rus gemilerinin bizim
uzak deniz filomuzu vurması ihtimalidir, dedim ......
Sahife No 50 Vesika
No 44
29 Mayıs
1904
Sir F. Plunkett’ten M. Landsdowne’a :
............. Japon Vekili Petresburg’dan gelen iki vesikayı
gizlice bana verdi. Bu vesikalara göre Rus Hükümeti gemilerini Karadeniz’den
Akdeniz’e geçirmek için müsaade istemiş, Türk Hükümeti çok gizli tutulmak kaydı
ile bunu kabul etmiş. Japonlar buna mani olunmasını istedikler
17
Sahife No 51 Vesika
No 46
7 Haziran
1904
M. Landsdowne’den Sir N. O.('onor”a :
............ Şayet bize verilen haberler doğruysa bunu Türk
Hükümetine baskı yapmakta kullanabiliriz. «Bizim yatımızda iki top var diye
durdurdunuz, başkalarının harp gemilerinin geçişine müsaade ediyorsunuz» deriz.
-Sahife No 56 Vesika
No 53
7 Kasım 1904
Mr. Townley’den M. Landsdovme’a :
............ Sizin telgrafınızı Majeste Sultan’a
aksettirdim. Majeste Sultan* Rusların ricası üzerine sadece iki harp gemisinin
Boğazlardan geçişine müsaade ettiğini söyledi .............
Sahife No 178 Vesika
No 172
9 Eylül 1905
Sir C.
Haydinge’den M. Landsdowne’a :
............... Ruslar Ortadoğu’daki menfaatlerinin henüz farkında
değiller, fakat yakın bir gelecekte bunu fark edebilirler
Sahife No 228 Vesika
No 213
26 Mart
1906
Sir E.
Grey’den Mr. S. Rice’e :
............ Rusya, bizim Japonyayla birlikte Türkiye’nin
toprak bütünlüğünü garanti ettiğimizi sanıyor. Biz hiç bir şekilde Türkiye’nin
toprak bütünlüğünü garanti etmedik. Bu mevzunda Ruslara istedikleri her
garantiyi vermeğe hazırız
18
Sahife No 236 Vesika
No 220)
28 Mayıs
1906
Sir E.
Grey’den Sir C. MacDonal’a : x
............. Japon Hükümetine Ruslarla yaptığımız anlaşmayı
bugün söyledim. Biz Girit, Mekadonya ve Türk ~ İran sınırı için Ruslarla
anlaşmağa vardık. Türkiye hususunda senelerce önce Ruslarla yaptığımız
haritada olduğu gibi her ikimizin menfaatine uygun hareket ediyoruz
Sahife No 289 Vesika
No 267:
30 Nisan
1907
Sir N.
O’Conor’dan Sir E. Grey’e :
............. Sultan’m yardımcılarından Galip Paşa sekizinci
defadır ki % 3 ile ilgili olarak beni aradı. Ayrıca Sul- tan’m İngiliz - Rus
münasebetlerinden şüphelendiğini söyledi. Ben «Türkiyeyle ilgili hiç bir şey
konuşmadığımızı» söyledim. Sultan’m Boğazlardan hiç bir harp gemisini geçireceğini
sanmıyorum
Düşüş akşamında Türk İmparatorluğu :
Mr. G.
Barclay’m 18 Ocak 1907’de yazdığı 43 No’lu rapordan: Türk Hükümet mekanizması
Ronald Macleay tarafından yazılmıştır. Sir E. Grey rapor için «Epey malûmat
var fakat tam değil, çok enteresan» demiştir.
1906
senesinde Türkiye hakkında verilen senelik rapordan alman kısımlar.
A —
Osmanlı İmparatorluğu tam bir monarşidir. Sultan bütün devlet otoritesini ve
dinî kudreti elinde tutar. Tebaasının hayat ve serveti elindedir. II nci
Abdül- hamid aynı zamanda halife olarak bütün İslâm dünyasının dinî lideridir.
Türk Sultanı teorik olarak mutlak hâkim olmasına rağmen pratikte bazı
tahtitlere tâbidir. İlk olarak Avrupalı devletlerin baskı ve direk müdahaleleri
vardır. Ayrıca millî âdetler, az da olsa halkın fikri, dinî kâideler
hareketlerini tahdit eder. Hilâfet OsmanlIlara 1517’de Sultan Selim devrinde
geçmiştir. Halife yalnız Osmanlı tebaasına değil aynı zamanda Hindistan, Arabistan
ve Afrikadaki îslâmlara da hükmeder. Son zamanlarda Türkiye ile İngiltere
arasındaki Sınaî hududu yüzünden meydana gelen çatışmada Misır’lı İslâmlar
İngiliz- lere karşı gösteriler yapmışlardır, bu da Sultan’ın durumunu
güçlendirmiştir.
Türkiye’de
şu sırada divan denilen bir konsül vardır. 16 ve 17 nci yüzyılda İmparatorluk
Divanı, İçişleri Bakanlığı, Defterdarlık, Reis Efendi, Şeyhül İslâm’dan meyda-
na
gelirdi. Baş Vezir Sultan tarafından rastgele seçilirdi. Bir zamanlar bu çok
önemli bir makamdı. Dahiliye Nezareti ilk defa 1860’da kuruldu ve her zaman
Sadrazamlığa bağlı kaldı. 1864’de Mithat Paşa tarafından Valilikler kuruldu.
Vilâyetler Vali veya askerî vali, sancaklar vali veya mutasarrıf, Kazalar
Kaymakam tarafından idare olunur. Adliye Vekâleti ilk defa 1879’da kuruldu (S.
4) Türkiye’nin deniz kuvvetleri fevkalâde önemsiz olmasına rağmen bir de
bahriye nezareti vardır.
Sultan
Abdülhâmid uzun saltanatı sırasında bütün kudreti eline geçirdi. Onun iradesi
dışında hiç bir iş yapılamaz oldu. (S. '5) Sultan’m kudretini en iyi tahtit
eden şey ecnebilere fevkalâde haklar veren kapitülasyonlardır. Avrupalı
devletler yeni bir kanunu beğenmezlerse veya kendi millî menfaatlerine aykırı
görürlerse onu derhal reddederler. Devletlerin yaptığı müdahalelerden bazıları
:
Lübnan’a
Hristiyan bir vali tâyini, Somas adasına İngiltere, Fransa ve Rusya’nın
müdahalesiyle özel hürriyetler verip bir prensi vali tâyin ettirdiler.
Yenilerde Girit adasına Ingiltere, Fransa, Rusya ve İtalya müdahale ederek
adayı Yunan Kralının emrine verdiler. Şimdi Sultanın Giritteki hâkimiyeti
sadece bir isimden ibarettir. Mekadonya’da, Selânik, Kosava ve Manastır için
ecnebi subaylar yerli jandarmayı organize ettiler.
Bir mali
müessese olan Osmanh Bankası çok öze! müsaadelere sahiptir. Bu banka İngiliz ve
Fransız menfaat grupları tarafından idare edilir. Gerçekte Osmanlı
İmparatorluğunun bütün malî kaynakları ecnebiler tarafından kontrol edilir.
1'903’da vergilerin arttırılması Erzurum ve Kuzey Anadoluda îslâmların
isyanına sebeb olmuştur.
B '— Saray memurları . 7)
Baş
kâtip : Tahsin Paşa Türk 47 yaşında Müsteşar
Ahmet
beyin kızıyla evli. Ahmet bey Mahmut Nedim Pa~ şa’nm damadı, Mahmud Nedim Paşa
Başvezir, Rus Partizanı îgnatieff’in âleti. Tahsin Paşa Sultan’m tam istediği
itimad edilir bir adam. Şâhane bir kâtip ve jurnalci, Sultan’m her istediği
anda vazifeye hazır, en büyük düşmanı îzzet Paşa, evine su gibi akan parayı
gayet müsrif bir ev halkı etrafa saçmakta...
İkinci
kâtip İzzet Paşa : Halk
tarafından Arap îzzet diye isimlendiriliyor; Kürt asıllı olduğu sanılıyor. Beyrut’ta
Jesvit Kolejinde okudu, güzel Fransızca konuşuyor. Sultan’m üstünde çok tesiri
var. Sultan’m boş gururunu ve şahsî korkularını çok iyi kullanıyor. Birkaç
kere yaptığı korkunç hatâları efendisinin karakterini çok iyi bilmesi sayesinde
savuşturmuştur. İş hayatında en büyük başarısı Hicaz demiryolu projesiyle
olmuştur. Sultanla îzzet Paşa birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Sultan’m
kulağına bütün İdarî mekanizmada olanları fısıldar.
Mabeyinciler
(Chamberlain) :
I nci
Mabeyinci Hacı Ali Paşa tipik bir eski Türk- tür. Budala, hemen hemen kara
cahildir. (S. 9) çok yüksek mevkiine rağmen bir hiçtir.
Nuri
Paşa : n nci Mabeyinci : Yeni
Mektepte okumuş askerî bir şahıstır. Alman modasına uygun çok doğru, sert bir
şahıstır. Az zekîdir. Sultan’a veya etrafına tesir etmek arzusunda değildir.
Mehmet
Arif Bey : Eski
Mabeyincilerin en tesirli- siydi, fakat kayınbiraderleri Riza Paşa ve Ahmet
Paşa Avrupaya kaçtıklarından beri gözden düşmüştür. Sıhhatinin çok bozuk
olduğunu sanıyorum.
Ragıp
Paşa : Sultan’a tesir edecek şahısların en
önemlilerinden biridir. Ticarî, endüstrü yolları ve saray-
da.ki
nüfuzunu kullanarak ve pratik oyunlarla büyük bir servet kazanmıştır. Muktedir
ye oldukça şerefli bir adamdır. îstanbuldaki İngiliz ticaret gruplarıyla yakın
ilgisi vardır, İngiliz menfaatine mütemayildir. (S. 9)
Faik ve
Emin Beyler : Ragıb’ı taklit ederler, Türkiye’deki sanaî işleriyle olduğu
kadar İngiliz tüccarlarıyla da yakın münasebetleri vardır. Her ikisi de İngiliz
partizanı sayılır.
Galip
bey: Malî Komitede âza olan Fahrettin efendinin
oğludur. 1857’de doğdu 17 yaşından beri hükümette çalışıyor. 18 ay Belgrad’da
kaldı. 1905’de Roma’ya gönderildi, bunlardan başka İstanbul’un dışına, hiç
çıkmadı. Vazifesi Büyükelçileri Sultan’a takdimden ibarettir. Fev-. kalâde
nazik ve centilmendir. İngiltere’ye meyilli görünürse de politikayla hiç
ilgisi yoktur.
Hayrettin
bey: Büyük bir vatanperverdir. Başvezirin en büyük
düşmanlarından biridir. Bu vazifeye Başvezirin muhalefetine rağmen gelmiştir.
İyi huylu, iyi tahsilli, medenî bir adamdır. Liberal fikirleri vardır, İngilizleri
sever görünür fakat gayet keskin görüşlü bir politikacıdır. Geçmişte çok
tehlikeli durumlardan sıyrılmasını bilmiştir.. Özel hayatında haremlik selâmlık
ayırmadan bir Avrupalı gibi yaşar.
Memduh
bey: Hoş, kibar, fakat renksiz bir adamdır.
Hilmi bey: Eski Bahriye Nazırı Haşan Paşa’nm oğludur.
Haşan Paşa Bahriye Nezaretinden bir hayli servet dde etmiştir. Hilmi bey
önemli bir şahıs değildir.
C — Hükümet memurları: (S. 10)
Başvezir
Ferit Paşa : 55 yaşındadır, Mustafa Paşa-
f 23
tim
oğludur. Hükümette kâtip olarak işe başlamıştır, Dahiliye ve' Adliye
Nezaretlerinde çalıştıktan sonra 1898’de Konya Valisi olmuştur. Tahsili kısmen
Yunan tahsili olduğu için oldukça süratli çalışan aydın modern fikirli bir
-adamdır, sulama;-, ziraat ve ulaştırmada bir hayli gelişmeler yapmıştır.
Alman Büyükelçiliği tarafından devamlı ; desteklenmektedir. îyi bir Bakan
olarak bazı kaliteli tarafları vardır. Hâdiseleri çabuk kavrar ve çabuk karar
verir. Mamafi politik ve genel bilgisi hudutludur. Bazı durumlarda ona itimat
edilemez, devamlı Almanya’yı des- l tekler, iki kardeşi İstanbul Hükümetinde
vazife almıştır, J bunlar Süreyya ve Namık beyler’dir.
Meclis
Reisi Sait Paşa : 77 yaşında
bir Kürttür. De- t vamlı ve samimî bir İngiliz dostudur. Sultan’a sadıktır, i
Takat politik tesiri yoktur. (S. 11)
Hariciye
Nâzın Ahmet Tevfik Paşa : 65 yaşında
bir l Arnavut’tur. Hayatının çoğu elçiliklerde geçmiştir. îyi r kalpli bir
centilmendir. Büyük bir diplomatik kaabiliyeti ( yoktur. Hâdiseler hakkında da
bilgili değildir. Fakat şimdiye kadar hiç bir krizde vekânnı kaybetmemiştir.
Karı- t sı Alman olmasına rağmen Almanlardan şüphelidir, în- ■< filizlere karşı
bir şüphesi yoktur. Peşin hükümleri yok- tur, geniş fikirlidir.
Harici
İşler Nazır Yardımcısı Naoun Paşa : Gabriel
t Duhany isimli bir Suriyeli bir doktorun oğludur. Amcası Pera’daki İtalyan
tiyatrosunun sahibidir. İstanbul'daki L bütün ecnebi sefirlerin itimadını
kazanmıştır. Bundan ötürü 1892’de Lübnan'a Genel Vali tâyin ettirilmiştir. L
Doktor Franko Paşa’nın kızıyla evlidir, onun akrabası 5 olan Yasef
Franko ise Lübnan’a Vali olarak tâyin edile- j bilecektir.
24
Mehmet
Nuri bey : Chateauneuf isimli bir Fransız’ın,
oğludur. Babası İzmir - Aydın Demiryolunda İmparatorluk Komseriydi. Fransa’da
tahsil yapmıştır. Maden, Orman ve Ziraat Vekâletinde çalışmıştır. Hamid
idaresinden başka bir idarede olsaydı zekâsı çok faydalı olabilirdi. Bugün
ise Saray casuslarının en önemlilerinden biridir. Raporlarının kalitesi
Sultân’ı memnun etmek ve ilgisini çekmek için hazırlanır. Harici görünüşünün
bütün, güzelliğine rağmen tamamen çürümş bir insandır. (S. 12). 1
İbrahim
Hakkı bey: Remzi
efendinin oğludur. Mülkiye Mektebi mezunudur. Gayet kabiliyetlidir. Türklerde
çok az rastlanan hakiki bir mantığı vardır. Çok iyi bir İslâm ve çok kuvvetli
bir vatanperverdir. Karısı yenilerde ölmüştür. Bir kızı vardır, müzikten
hoşlanır, Siyasî: İlimler okulunda hocadır. Milletler Hukuku mevzuunda bir çok
eseri vardır.
Gabriel
efendi: 55 yaşında
bir Ermenidir. imparator- : luk askerlerinin ekmekçibaşı olan ve bu yoldan
büyük bir servet yapan Kirkor efendinin oğludur. 19 yaşında kâtip, olmuş 22 yaşında
Paris’e ateşe olarak gönderilmiştir. Malî işlerde çok akıllıdır. Osmanlı Genel
Sosyete Sigorta Şirketi ve Şirketi Hayriye’nin üyesidir. Ayrıca bir çok ticarî
şirketlerde ortaklıkları vardır. (S. 13) Şu ara hükümette bulunan en önemli
Ermenilerden biridir ve Pat- rikâne konsülünde üyedir.
Mehmet
Ali bey : Arap izzet Paşa’nm oğludur. Meslektaşlarını
casuslamakla vakit geçirir.
Dahiliye
Nâzın Memduh Paşa : 70 yaşında
bir Türk- tiir. Sivasta Valilik yapmıştır. Utanmaz derecede rüşvet.
/yemesiyle
şöhretlidir. Gayet dar kafalı ve Hristiyanlara karşıdır. Muhtelif zamanlarda İngiliz
menfaatleri lehine hareket ettiği görülmüştür. Hükümet içindeki Alman aleyhtarı
bütün vekilleri başvezire karşı birleştirmek istemektedir.
Makamı
olmıyan Nazırlar :
Şeyh-ül
İslâm Mehmet Cemalettiıı efendi : Avrupalılarla
az temasa geçer, fevkalâde aydın ve şahsiyet sahibidir, fikirlerini oğlu
Muhtar vasıtasıyla söyler, oğlu modern fikirlidir itimat telkin etmez.
Harp
Bakam : Mehmet Rıza Paşa : Ordu
arasındaki şöhretinden dolayı bu mevkie gelmiştir. Başlangıçta çok: kuvvetli
bir İngiliz dostuyken yavaş yavaş Almanların tarafına dönmüştür. Essen ile olan
münasebeti müthiş servetinin kurulmasında yardımcı olmuştur. İstanbul'un en
güzel evlerinden birine sahiptir, sofrası İstanbul'un en zengin sofrasıdır.
Siemens ve Halske ona çok faydası olan tesisler kurmuşlardır.
Mustafa
Zeki Paşa : Kuvvetli
bir Alman dostudur. Fransızca, İngilizce ve Almanca bilir. Zekî değildir, kendini
beğenmiş dar kafalı, gösterişçi bir adamdır.
Adliye
Vekili : Abdurrahman Nurettin Paşa : Bir çok
valiliklerde bulunmuştur. İngiliz kumpanyasının Fırat vadisindeki demiryoluna
şiddetle itiraz etmiştir. Ayrıca 1906'da İzmir - Aydın demiryoluna en fazla
itiraz, edenlerden biridir. Menfaatini görmekten âciz son derece de dik kafalı
tipik bir eski Türk’dür. Kuvvetli bir Avrupa düşmanıdır, fakat yabancılarla
münasebetinde çok ciddî ve terbiyelidir. Dış politikaya karşı çok zekîce olmasa
bile dikkatli bir ilgi gösterir. Para işlerinde ki namusuyla şöhret yapmıştır.
Evkaf
Nâzın : Türkhan Paşa : 64 yaşında bir Arnavut’tur. (;S. 15) iyi kalpli bir
centilmendir, uzun boylu ve yakışıklıdır, ticarî kapasitesi yoktur. Muhtelif
memleketlerde elçilik yapmıştır. Kardeşlerinden biri Arnavut harekâtına
katıldığından beri mevkiini kaybetmiştir.
Gümrük
İşleri Müdürü : (S, 16)
Haşan Fehmi Paşa : Mısır müzakereleri sırasında Ingiltere’ye
gönderilmiştir, îyi tahsil görmüş zekî bir adamdır. Hangi mevkii işgal ederse
etsin liberal, ilerici ve halk tarafından sevilmiştir.
Maden* Orman
ve Ziraat Nâzın : Selim Paşa Malha- me :
Beyrutlu bir tefecinin oğludur. Akıllı ihtiraslı bîr adamdır, ilerleme yolunun
Saray vasıtasıyla mümkün olduğunu anlayınca jurnalciler arasına katılmış ve
Sul- tan’m gizli ajanlarına dahil olmuştur. Bir ara Lübnan Vali adayı idi.
Osmanh Borçları Dairesine girdi buradan Sir Vincent Caillard tarafından
kovuldu. 1893’de Nazır oldu. Türkiye’nin bütün maden zenginliklerini kendi
kontrolünde tuttu, Türkiye’yi ikinci bir Tfansval olmaktan korumağa çalıştı,
ecnebi maceracıların topraktan ve halktan istifade etmesine mani oldu. Bu
yüzden memleketin müthiş maden kaynaklarının gelişmesine mani oldu. Bu ara
kendisine ve bir grup yakınma müthiş maddî menfaat sağlamayı başardı. (S. 17)
Cesur burjuva rolü oynamaktan hoşlanırdı. Kardeşi Necip Paşa Malhame ise gizli
polisin resmî olmıyan başıydı. Ağbeysi Selim Suriye- den İstanbul’a gelince
Necip Tunus’a gitti orada ticaret ve gazetecilikle meşgul oldu. Kuvvetli bir
Ingiliz düşmanı olarak bilinir.
Eski
Başvezirler : (S. 19)
Sait
Paşa : Buna küçük Said Paşa da denir. Ceride-i 'Havadis gazetesinde mesleğe
atılmış, çok enerjik hırslı bir adamdı. Padişahın en yakın dostlarından
biriydi, hü-
kûmetin
bütün işleri elindeydi. Üç defa baş nâzır olmuştur. Vatanı müthiş sever ve
aşırı derecede zekîdir. Halen bütün devlet memurları tarafından aranmaktadır.
İngi- lizleri sevdiği söylenmiştir, marnafi son zamanlarda Rus dostu diye
tanınmıştır. Öyle sanıyorum ki İngiltere’ye 'karşı tutumu ne dostluk ne de
düşmanlık açısından olmuştur. Memleketinin menfaatini herşeyin üstünde
tutmasını bilmiştir. Türkiye’nin menfaatlerine hizmet ettiği müddetçe İngiliz
dostu bir politika izlemiş, fakat 1896’da artık İngiltere’ye itimat
edilemiyeceğine karar verdikleri zaman Rusya’ya yakınlık göstermiştir. En büyük
hatâsı sabırsız oluşu ve Sultan’a karşı çok açık davranışıdır. Kabinedeki
nazırların çoğunu açıkça hakir görmüş ve doğu’nun bir Bismark’ı olmak
istemiştir. İstifası İmparatorluk için son derecede önemlidir. 1880’de
Duleigmo hâdisesinde Sultan’ı ikne edemediği için, 1885’de Doğu Ru- meliye
orduları yürütmek fikrini Sultan’a kabul ettiremediği için ve 1903’de Avrupa
bölgesinde reformlara ihtiyaç olduğunu Sultan’a kabul ettiremediği için istifa
etmiştir.
Kâmil
Paşa : 79 yaşında Kıbrıs asıllı bir musevidir. Küçük
Said Paşa’dan sonra Başnâzır olmuştur. Bir hayli iyi tahsili vardır.
Kabiliyetli ve namusludur. Sultan onu ihtilâlci olmakla itham edip Suriye’ye
sürmüştür. Daha sonra da İzmir’e Vali olmuştur. Oğlu Sait ve damadı Faik
Paşa’lar son derece çürümüş şerefsiz insanlardır. (S. 20) Kâmil Paşa
Mısır’da Pan Islâmik ve İngilizlere karşı olan hareketi yürütme emrini
almıştır. Fakat birdenbire işinden alınıp Rodos adasına sürülmüş o da oradaki
Ingiliz Elçiliğine iltica etmiştir.
E — 1907
senesinde İstanbuldakî olaylar :
Sultan
rahatsız yorgun ve zayıf görünüyor. Son senelerde kabinede iki değişiklik
oldu. Haşan Fehmi Paşa Sa-
28 it Paşa’nm yerine geçti.
Bahriye Nezaretinde ise Celâl' Paşa’nm yerine Haşan Rahmi Paşa tâyin edildi.
Elçiliğimizin gümrük idaresindeki gelişmelerle ilgili gayreti Haşan Fehmi
Paşa tarafından desteklendi. Haşan Rahmi Paşa ise Yunanistanla harp hâlinde
oldukları için işe yaramaz bir grup gemiyi gösteri yaptırmak üzere Boğazlara
yolladı. Haşan Rahmi Paşa evvelce de söylendiği gibi 5 yıl İngiliz Bahriyesinde
çalışmış olup bir Almanla evlidir.
Gümrüklerin
başına Raif Paşa getirildi. Bu 70 yaşında ve zekî bir adamdır. Üstelik namuslu
ve doğru sözlüdür. Mithat Paşa’nm hususî kâtibi olduğu için uzun zaman yarı
sürgün hayatı yaşamıştır. (S. 21)
Bu sene
her kez Fehim Paşa’nm şöhretini kaybettiğini gördü. Gizli polisin başı olan bu
adam, halkı uzun zaman dehşet içinde tutmuş, hırsız, jurnalci, katil ve dehşetli
bir adam olup uzun zaman Sultan’ın iltifatlarına mashar olmuş ve cinai
mesleğini sürdürmüştür .Fakat Almanlara ait bir yük gemisine el koyduğu için
Alman Hükümetinin İsrarıyla mesleğinden uzaklaştırılmış ve İstanbul’dan
sürülmüştür. Bir sefer de bir İngiliz’e 700 Sterlin vermezse derhal
öldüreceğini söylemişti. Bu sebep-, le ben de Alman meslektaşımı destekledim.
Sayısız
Valiler değiştirmiştir. Kâmil Paşa Konsolosluğumuza sığınmıştır. Bu hâdise
bizi bir hayli müşgül durumda bırakmakla birlikte Mr. Barcly’in zekâsı sayesinde
halledilmiştir. Ayrıca Bulgarlar Türklerden demiryolu yapımı için müsaade
almışlardır.
E —1907
yılında Edirne hâdiseleri:
Bu yıl
mahsûl çok kötü olmuş ve köylüler fecî duruma düşmüştür. Hükümet 50 bin
Sterlin tutarında yardım yapmış olmasına rağmen durum vehametini muhafaza
O Q
[ etmektedir. Bu bölgedeki Bulgarların acıklı
durumu be- nim ve Alb. Samson tarafından Başvezire İsrarla duyurul- muştur,
fakat bir netice alınamamıştır. Bu bölgelerdeki
| Bulgar çeteleri Türk Hükümetinin bu tutumunu
haklı I göstermektedirler.
KISIM II
Türkiye’de
tahsil ve halkın fikrî yapısı (S. 24) 1906 -1907 A — Türk basını ve tesiri :
(G. H.
Fitzmaurice tarafından rapor)
Türkiye’de
Batı memleketlerinde olduğu gibi bir basın tesiri yoktur. Sultan her çeşit
basın özgürlüğünü kısıtlamıştır, böylece basın bir nevi gözü kapalı bağlılık
organı hâline gelmiştir. İlk Türk gazetesi olan Ceride-i Hava- I dis Kırım
Harbi sırasında Churchill isimli bir İngiliz tarafından yarı İngilizce ve yan
Türkçe olarak çıkarılmıştı. Bundan sonra Türkçe gazeteler çıkmağa başlamıştır.
Bunlar çok süslü Arapça ve Farsça terimlerle doludur. Bir milyon mil karelik
toprak işgal eden imparatorluktaki bütün gazeteler 4 günlük gazete ve iki
haftalık yapraktan ibarettir. Bu gazeteler devamlı olarak Batı aleyh- £ tan
yazı yazarlar, Japonya’nın kapitülasyonlardan nasıl kurtulduğunu anlatırlar. İngilizlerin
Mısır’ı işgallerindeki ı kötü niyeti protesto ederler. Bunların haricinde
İzmir, I; Selânik, Beyrut ve Lübnan’da Türkçe, Yunanca - Fransızca, Arapça ve
diğer lisanlarda çıkan bazı günlük gazeteler vardır. Fakat bunların hiç bir
tesirleri yoktur.
I İstanbul
gazeteleri üç’e ayrılır.
I’ 1
— Yukarıda sayılan gazeteler
E 2 — Altı adet haftalık, onbeş günlük ve aylık
mec-
30
mua ki
bunlar Harp Bakanlığı, Bahriye Nezareti gazeteleriyle resimli bir gazete ve
Tiirk Kadınları için çıkan Hanım dergisidir.
3 —. Bir düzine Türkçe
olmıyan gazete bunların 5 adedi Rumca, 2 tanesi Ermenice, 1 adedi Fransızca
diğerleri İngilizce, İtalyanca gazetelerdir.
(S. 26)
Türk basınının rolü sıfırdır. Siyasî askerî hiçbir mühim havadisi yazamazlar.
İstanbul gazetelerinin isimleri:
İkdam:
7000 İstanbul 2000 îstaıîbul harici satış yapar.
Sabah :
5000 İstanbul 1500 İstanbul harici taşrada satar.
Saadet
ve Tercüman-ı Hakikat ancak 1000’er adet satabiliyorlar.
Dahilî
ve haricî politikada havadisleri ve Özgürlüğe? ait en küçük fikirler korkunç
bir sansür tarafından ezilmektedir. Sabah, İkdam ve Saadet gazeteleri
Yıldızdan 600 Sterlin, Tercüman-ı Hakikat ise 1440 Sterlin para almaktadır.
Gazetelerde kullanılması yasak olan kelimeler, ihtilâl, halk hareketi, grev,
müstebit, iktidar değişmesi, söz özgürlüğü ve bunlara benzer daha binlerce
kelimedir. Gazetelerin havadisleri Mekke’de su çeşmesi yapımı için para
verenlerin isim listesi, Hicaz demiryolu ve din. ile ilgili bütün havadisler en
ince teferruatına kadar yazılır. Gazeteler Padişahın cami, çeşme ve okul
tamiri için verdiği paraları en büyük cömertlik gibi gösterirler. Halbuki Türk
gazetecileri isteselerdi dış Müslüman dünyasına çok fazla tesir edebilirlerdi.
Fakat Sultan buna dahi müsaade etmemektedir. Türklerin çoğu kahvehanelerde
vakitlerini öldürürler. Haberler kulaktan kulağa inanıl- mıyacak kadar hızla
yayılır.
B — Tahsil (s. 29)
Türkiyede
teorik olarak tahsil mecburiyeti vardır,., çocuklarını mektebe göndermeyen
aileler cezai andınla-, çaktır. Türk Ordusu Subaylarının bir kısmı okuma yazma
bilmez tamamen cahil valiler vardır. Buna karşı memleketteki Hıristiyanların
hemen hepsi tahsillidir, bu tahsilleri de onları îslâmlara üstün yapmaktadır.
İslâm dini bilhassa bu Sultan’ın idaresi altında Türkiye’deki her çeşit
ilerlemeği durdurmuştur. Mekteplerde ise süslü İslâm kaideleri öğretilir. Türk
tarihi sadece bir kronoloji olarak okutulur ve ancak zafer kısımları öğretilir
Tarihi filozofi Türk mekteplerinde yer almaz. Kapitülasyonlara hiç dokunmadan
devletler hukuku öğretilir. Bu bilgiler ise Sultan’a hiçbir zarar vermez. (!)
Üst tabaka, Türkler bir yabancı dil öğrenebilir. Şayet Türkler de tahsil
yapabilselerdi diğer insanlar gibi zekî olabilirlerdi,
Türk
kızlarının tahsili ise çok kötüdür. Hiç bir işe yaramıyan Fransız romanlarını
edebiyat diye öğrenirler..
İmparatorluktaki
ilkokul sayısı 24.000’dir. Bunlarda, okuma yazma, basit aritmetik, Kuran ve
Arapça Öğretilir. Haftada 24 saat tutan eğitimin 9 saati din’e ayrılmıştır. Rüştiye
sayısı 500 kadardır. Bunlarda Türkçe, Arapça, Farsça, Aritmetik, Türk ve İslâm
Tarihi, coğrafya,, ahlâk, yazı, resim, geometri öğretilir.
İdadi
sayısı 70 tanedir. Bunlarda kimya, fizik, kozmoloji, matematik, politik
ekonomi ve bioloji Öğretilir. Galatasaray idadisi Fransızca tahsil yapar.
İstanbul Üniversitesi memleketin tek üniversitesi olup 5 yıl önce kurulmuştur.
Fen, Edebiyat ve Teoloji olarak üç kısma ayrılmıştır. Bunlara pek ilgi duyan
yoktur, hattâ bunların binaları bile yoktur. îstanbulda ayrıca bir Mülkiye-
mektebi vardır. Burada hukuk, politik, ekonomi ve Fram
32
sızca
öğretilir. 16 tane öğretmen okulu vardır. Bunlarda pedagoji öğretilir.
DarÜşafaka yetim çocuklar için kurulmuştur. Bir de Hamidiye Ticaret Mektebi,
Tıp ve Mühendislik Mektebi vardır.
Hristiyan
çocukları için ise Fransız, İngiliz, Amerikan ye İtalyan mektepleri vardır.
«Bulgaristan bugünkü mevcudiyetini bu mekteplere borçludur» Sözü bu mekteplerin
tesirini göstermek bakımından gerçeğe en yakın ifadedir. (S. 31)
Türk İmparatorluğunun
Hükümet şekli :
(S. 32)
İmparatorluk 30 vilâyete ayrılmıştır. Bunlar askerî valiler tarafından
yönetilir. (Vali Generaller) Ayrıca 7 hür sancak vardır, bunlar da valiler
tarafından, idare edilir. Rumeli vilâyetleri Avrupanın ilgisini çekmiş olup
özgürlükleri için savaşmaktadırlar. Avrupa Me- kadonya’nm geliştirilmesi için
İsrar edince hükümet hemen hemen Asya Vilâyetlerini tamamen soymuş ve Me-
kadonya’yı kalkındırmağa çalışmıştır. Fakat saray kendi öz. halkının
mahvolmakta olduğunu görmüş ve üstelik Avrupalıların memnun edilmediğini de
fark etmiştir. Valiler ve diğer memurlar sarayın himayesini satın almağa
mecburdurlar. Şüphesiz bunun için de birşeyler ödemelidirler, bölgelerindeki
kaynaklara dalanlar tabii bu ara kendilerini de zengin etmeleri lâzımdır. Bu
işin ise sayısız yolları vardır. Umumi İşleri üstlerine almak, her cins
komisyonlar, adâlet mevkilerini satmak, günlük işlerin icrası sırasında
halktan para almak örneğin: îstanbulda mühim bir mevkii işgâl eden birisinin
ekmeklerin gramajını azaltmakla mühim bir servet yaptığı söylenir. Onu
şiddetle tenkid eden bir hükümet adamı ise yakacak üstünden para
yapmaktadır. Bir batılı için’ bu durumu anlamak çok zordur. Fakat Türk resmî
dairele-
£ r ■ f 33
iri
kâtiplerle şu veya bu iş için pazarlık eden halkla do- g lup taşmaktadır.
|;İ
Türkiyede vali olan adamın kuvvetli karakter sahi- bi olması istenmez,
umumiyetle zayıf bir adam tâyin edi- ; lir. Valiler sık sık yer değiştirirler,
şu anda idarenin her I yönünde mutlak bir anarşi vardır. Halk vergi vermeği,
askere gitmeği reddetmektedir. Valiler şehirlerin dışına sürülmekte bazen de
öldürülmektedir. Sultan ise bütün bu işlerin üstesinden geleceğine rahatça
inanmaktadır...
f' ' ' '
p KISIM
4 (S. 34)
P Türk Ordusu ve Bahriyesi : (1906, -1907)
| (Albay H. C. Surtees tarafından rapor)
| A — Askeri bakımdan Türk İmparatorluğu :
■
P Türk
Ordusu bir milyon yüzbin askerden meydana p gelmiştir. 1700 adet sahra topu
vardır. Subayların tah- £ ~ sili bütün Türkiye’nin vasat tahsilinin üstündedir.
Oku- f madan subay olanlara alaylı denir, fakat okumuşların t sayısı gittikçe
artmaktadır. İmparatorlukta devamlı hu- p. zursuzluk olduğundan ordu Yunan,
Bulgar ve Rus böl- | gelerine yığılmış vaziyettedir. Yemen’deki 7 nci Ordu’nun
Ş- malzemeleri hemen hemen bitmiştir. Bir harp aracı ola- Ş rak kıymetini
kaybetmektedir. Sultan çok şüpheci oldu- L ğu için subayların
birbirlerini ispiyon etmelerini teşvik I eder.
J Türk
askerinin çok büyük ismi olmasına rağmen | bu kabiliyetlerini yeniden
gösterecekleri şüphelidir. Türk | askeri birçok kere malzemesiz, yiyeceksiz,
ayakkabısız, | barmaksız, yaşamış, yürümüş ve savaşmıştır.
|
Avrupadaki bütün Türk kuvveti 345 bin kişi ve 700 r top’tur. İstanbul Çatalca
hattında 100 bin kişi vardır. I Fakat Türklerin hareket kabiliyeti çok
yavaştır. Erzin-
F. — 3
can, Harput, Diyarbakır bölgesinde 1-2-3 üncü
Ordu'da 108 bin kişi vardır. Şayet İngiltere Mısır’daki garnizonunu
kuvvetlendirirse Türk İmparatorluğunun diğer taraflarına taarruza geçebilir.
İngiliz filosunun Selâmkte görülmesi Mekadonyayı derhal ateşe verebilir. Bu
şekilde Bulgar Ordusu harekete geçer. Ayrıca Hindistandakf kuvvetlerimiz İran
körfezinden Bağdad’a yürüyebilirler, bu Araplar tarafından iyi
karşılanacaktır. (S. 39) Ayaz Körfezi veya İskenderiye’den harekete geçen bir;
birliğimiz Suriye ile İstanbul arasındaki bütün bağlan kesebilir...
B — Ordu (1907)
Türk
Ordusunda son zamanlarda. Kurup’tan geleni yeni silâhlar yer almaktadır. Doğu
bölgesinde Ermeni; mıntıkalarında bazı harp hazırlıkları görülmektedir. Yüzbaşı
Dickson Van’dan bana yolladığı haberde Muş bölgesinde 5 inci Ordu’nun
geleneksel düşmanları olan Ruslar a karşı harp hazırlığı yaptığını bildirdi.
O — Türk Bahri politikası ve silâhlanması:
(Kaptan Taylor tarafından rapor)
Türkiyede
modern bir filoya sahip olmak fikri ilk. defa Kırım Harbinden sonra Abdülmecid
tarafından düşünüldü. Onun tarafından başhyan donanma Abdülaziz tarafından
geliştirildi. 1874’de Türk Donanması Avru- pada 3 cü idi. Öyle ki Rus harbi
sırasında Türk Donanması Karadenizi tamamen kontrolü altında tuttu. Fakat
Sultan Abdülhamid Dolmabahçe Sarayı karşısında kuvvetli bir donanma görmekten
müthiş korktu. Ve donanmayı Halice iki köprü arasına çekip yürümeğe terk etti.
Silâhları ve makinaları söküldü. 1897’de Yunan Donanması Türk kasabalarını
bombalamağa, başlayınca halkta.
35-
müthiş
bir reaksiyon oldu ve Sultan donanmanın Akdeniz e çıkmasına karar verdi. Halk
donanmayı seyir için toplandı ve zafer çığlıkları içinde yola çıkan donanma
Sultan’m iradesine itaat edemedi (!)
Amiral
Haşan Tahsin Paşa 25 yıldır Bahriye Nâzın olup .3 milyon Sterlin servet
toplamıştır. Her yıl gemi yaptırmak için para ve müsaade alır fakat hiçbir şey
yaptırmazdı. 1900 yılında Almanya’dan yeni bir torpido bot gelince Sultan’m
donanmaya karşı yeniden hevesi arttı. Bu ara Ermeni hâdiselerini bahane eden
Amerika İsrarla para istiyordu. Bunun üstüne Amerika’ya, İngiltere’ye,
İtalya’ya, Almanya’ya ve Fransa’ya gemiler ısmarlandı. Ölen Haşan Paşa’mn
yerine Celâl Paşa isimli bir sivil, Bahriye Nezaretine tâyin edildi. Daha sonra
bir Amerikan olan Bucknam Paşa Amiral olarak Türk Donanmasının başına
getirildi. Bu şahıs Türk gemilerinin yapımından çok büyük kârlar elde etti.
(S. 41) Böy- lece gemi yapımına müsaade eden Sultan onların denize açılıp
manevra yapmasına hiç bir zaman izin vermedi.
Şu anda
Türk Donanması :
1. Harp
gemisi Messudiye 8972 ton.
4 küçük silâhlı kravazör: Fethi -
Bülent 2761 tonluk, Avni - İlâh. 2362 ton, Muinî-Zafer 2362 ton ve Asar-ı
Tevfik 4613 ton.
iki tane
ikinci smıf kravazör Abdülhamid 3830 ton ve Abdülmecid 3250 ton, 3 adet torpido
bod: Peyki Şevket ve Peyi e-i Savet T000 ton, Peleng-i Derya 850 ton, 3 adet
Desturyel: Tayyar 270 ton, Bursa ve Samsun 290 ton, 15 tane birinci smıf
torpido bod: Ankara, Urfa, Antalya, Tokat, Sivas, Kütahya, Mesrur, Akhisar,
Alpazat, Hamidiye, Yunus, Hamid, Abad, Sultanhisar, Tümürhi-
sar, Sivrihisar...... ,
Ayrıca 1 destroyd 15 tane birinci sı
nıf
gemi, iki tane işe yaramaz denizaltı, 8-9 tane küçük gambot Fransa’ya ısmarla
nmıştır. Türkiye’de 80 tane 40 cm. lik torpido vardır, fakat gemiler 45 cm. lik
torpido kullanacak şekilde yapılmıştır. Dolayısıyla bunları kullanamazlar ve
iki sene içinde bunları elde etmelerine de imkân yoktur.
Türk
Donanmasının Haliçten çıkıp çıkmayacağı, Türk subaylarının birşeyler öğrenip
öğrenemiyecekleri şüphelidir. Almanya son zamanlarda genç deniz subaylarının
Alman bahriyesinde talim görmesine müsaade etmiştir.
İngiltere
ve Amerika’nın da bu mevzuda teklifte bulunması yerinde bir hareket olur. (S.
42)
Sultan
Hamid’in idaresinin bilhassa son 10 yılı Pan Islâmik esaslara dayanmaktadır.
Hicaz demiryolunu yaptırarak tebasma gelecek hayatın ve cennetin zevklerini
aşılamıştır. Zavallı İslâm halkı, zalim hareketleri devlet memurlarına atfeder
ve Halifeden hiç bir kötülük beklemezler. Dış politikanın en önemli kısmı
Alınanlara yaklaşmak olmuştur. Girit halkı bu arada OsmanlIlara karşı
ayaklandı. Almanlar ise hem Bağdad demiryolunun yapımım ellerine geçirmişler ve
hem de Türk Ordusunu idareleri altına almışlardır. Endüstriyel ve ticarî birçok
imtiyazlar elde etmişlerdir. Sultan’m Mekadonya ve Ermenistan’daki politikası
nefret edilecek kadar çirkindir. Sultan Rusya’ya karşı düşman olarak
yetiştirilmesine rağmen son Rus - Japon harbinden beri Rusları tehlikeli
37
•görmemektedir. Almanların teşvikiyle Avusturyaya karşı tutumu oldukça
yumuşaktır.
îtalyanlara
güvenmez ve onların Trabulusgarp hak- kmdaki fikirlerini bilir, fakat kendisi
hayatta olduğu müddetçe oraya birşey yapamıyacaklarmdan emindir. Ölümünden
sonra olacak hâdiseler ise Sultan’ı hiç ilgilendirmez. Fransızlarla dosttur.
Fransız maliyecilerinin desteği sayesinde imparatorluğun ayakta kaldığına inanmıştır.
Amerikalılara karşı tarafsızdır. Fakat Amerikan misyonerlerinin kendisinin
karanlıkta kalmış topraklarına Hristiyanlığı ve medeniyeti yaymalarından
çekinir. Romanya ve Bulgaristan’dan müthiş korkar ve onlara hiç itimat etmez,
Yunanlılara ise aldırmaz onlara karşı bir korku duymaz. Sırbistan’a fazla
ehemmiyet vermez... Sultan’m belli bir dış politikası olduğunu sanmıyorum,
hâdiseleri gelişine göre ayarlamağa çalışır. (S. 44)
Türkiye
kapitülasyonlar haricinde Yunanistan, İran, Romanya, Sırbistan, ve
Bulgaristan’la ticarî münasebetlerde bulunur. Bunların haricinde kalan bütün münasebetler
büyük devletler tarafından yürütülür.
G — Türk Mâliyesi ve Şirketleri: (1907)
a —
Maliye : Türk bütçesi hiçbir zaman kati olarak bilinmemektedir fakat 20 milyon
Sterlin civarında olduğu sanılmaktadır. Bunun 3.8 milyonu dış borçların faiz ve
amortismanı olarak, 350 bin Sterlin’i Ruslara harp tazminatı olarak ve 691 bin
Sterlin’i yabancı demiryolları şirketlerine Türk borçları olarak gitmektedir.
Türk borçları 88 milyon tutmaktadır. Bu borçlar belli şirketlerin
kontrolündedir. Bu borçlar tuz, tütün, pul.
38 ipek, içkiler, balıkçılık v.b. kaynaklardan
garanti altına alınmıştır. Ruslara olan harp borçları 27 milyon’dur. Böylelikle
bütün ödeyecekleri borç yekûnu 130 milyon olacaktır.
b —
Diğer devletlerin sahip oldukları şirketler : Anadolu demiryolu şirketi
Konya’ya kadar olan bölgede menfaatler sağlamaktadır. Şirket yeni hisse
senetleri çıkararak sermayesi 67.500.000 frang’a yükselmiştir. Italyan
Hükümetinin baskısıyla Ansaldos firmasına bir kruvazör ısmarlanmıştır, gemi
yapıldığı zaman diğer Türk gemileri gibi Haliç’te çürümeğe terk edilecektir. Bu
örnek bile Osmanlı maliyetinin tutumunu gösteren güzel bir örnektir. Almanlar
eski tahta köprünün yerine bir yenisini yapmak için baskı yapmaktadırlar.
Fransızlar ise Heraklea vadisinde haklar elde etmek için baskı yapmaktadırlar.
Osmanlı şirketi aslen bir Fransız grubu olup bütün kömür sahalarını elinde
tutmaktadır. Diğer bütün milletler de bunlara benzer haklar elde etmişlerdir.
1903
-1904 Mr. Maxwell’in Mekadonya’da milletlerarası kontrol ve yapılacak
reformlar hakkmdaki raporu : (S. 49)
1 Şubat
1904, son üç senedir, Mekadonya’daki huzursuzluk arttı. 1901' yılının Ocak
ayında Kosova vilâyetinde ciddî hâdiseler oldu. Majeste’nin büyükelçisi aldığı
talimat üzerine diğer devletlerin duruma dikkatini çekti. (Sir N. O’Cconor 19
Şubat 190!)
Mekadonya’daki
Bulgar çetecilerinin hareketleri tehlikeli .şekilde artmaktadır. Majestenin
Sofya’daki genel konsülü ve ajanı bu konu üstünde durmaktadır. (Mr.r: Elliot
27 Şubat 1901)
1901
-1902 senelerinde durumda hiçbir gelişme olmadı. Avusturya ve Rusya
Hükümetleri İngiliz Hükümetinin politikasını destekliyerek İstanbul ve
Sofya’ya
39
bu
durumun düzeltilmesi için tazyik yaptılar. Ayrıca va- }■; lilere özel reformlar
için talimatlar gönderildi. (Mr. de
’Bunsen
23 Temmuz 1903)
Rus
Büyükelçisi Sultanla görüşerek Arnavutlukta- t ki karışıklığa ve Mekadonya’daki
duruma dikkati çekti.
Genel
durumun mutlaka düzeltilmesi gerektiğini, jan~ darma ve memurların aylıklarını
muntazam almalarının icap ettiğini ve jandarmaya Hristiyan grupların katıl-
ması gerektiğini bildirdi. Sultan Mekadonya Reform Ko- mitesine Hilmi Paşa’yı
müfettiş olarak tâyin etti. (Sir.
I N. O’Conor 1 Aralık 1902)
r
Hristiyanlarm jandarma teşkilâtına katılmaları bü- | yük devletlerin daha fazla
müdahale imkânını sağlıyabi- I lir. Sir N. O’Conor Hristiyanlarm komiteye
katılmala- f .imi ve belli bir ücret almalarım teklif etti. Bu teklifi kabul
edilmedi. (Sir N, O’Conor 9 Aralık 1902)
j; . ■ .
I 20 Şubat
1903
Sir E. Monson’dan Markiz Landsdowne’ye :
S ...
(Gizlidir) ... Mekadonya durumunu öğrendim.
i
.Avusturya ve Rusya’nın İstanbul'a yapacakları baskıyı ■duydum. Majeste bu
konuyu politik olmaktan çok İnsanî telakki ediyor. Aslında politik olan bütün
meseleleri şim-
İ; dilik gizleyiniz, gayemiz orada yaşayan
insanlara adâlet - prensiplerini götürmek ve her adamın tabii hakkı olan
çalışma imkânını sağlamaktır. Her insan işinin karşılığı t olan meyvelerden
rahatça faydalanmalı ve bu yüzden k kötü davranışlara uğramamalıdır. Bütün Avrupa
Hükû- s metleri bu fikirleri müşterek olarak istiyeceklerdir. Sul- tan
kendisini birleşmiş bir Avrupayla karşı karşıya bu-
?.
lacaktır. Politik bakımından Mekadonya suali çok zor ve
karışık bir sorudur. Zira burada çok çeşitli
milletler yaşamaktadır
Sahife No 57 Vesika
No 11
22 Nisan
1903
Sir C. Scott’tan Markiz kansdovvne’ye :
............. Arnavutlukta hâdiseler olmakta ve Bulgar çeteleri
Selânikte bombalar patlatmaktadır. Rus Konsolosu Mitrovitza’ya hücum edilmiş ve
aldığı yaralardan Ölmüştür. Avrupalı subayların idaresindeki jandarmaların bir
gelişme yapamadıkları ortadadır. Bu vaziyet Türk Hükümetine yeniden baskı
yapmak gerekir
Sahife No 59 Vesika
No 13
28 Ağustos
1903
Sir N. O’Conor’dan Markiz Lansdovvne’ye :
............. (Gizlidir) ... Mekadonya’da olan hâdiseleri biliyorsunuz,
Türklerin arasında huzursuzluk büyüyor.. Türkler Avrupa topraklarını yavaş
yavaş kaybetmekte maddî, mânevi çöküntüye uğramaktadırlar. Türkler bunu göze
almaktansa Bulgaristan’la savaşa hazırlanıyorlar. Şayet Rus’lardan korkmasalar
derhal harbe girecekler. Bugün Mekadonya’daki Türk kuvvetinin 200 bin olduğunu
sanıyorum. Türk Ordusunda disiplini iyi olmakla birlikte, beslenme ve malzeme
vaziyeti çok kötüdür. Rusya ise yakın doğu’da harbe girmek niyetinde değildir.
Osmanlı İmparatorluğu gözleri önünde eriyor ve onlar bunu seyrediyorlar.
Üstelik Ruslar Bulgar’ların da çok kuvvetlenmesini istemiyorlar .........................................
41.
Sahife No 69 Vesika
No 25'
23 Şubat
1904
Markiz
Laıulsdovvııe’den Sir F. Bertie’ye :
............. Fransız ve İtalyan Hükümetleri de Balkanlardaki
durumun kötüye gittiğini, Berlin anlaşmasını imzalamış olan devletlerin
müdahalesi gerektiğini, söylediler. Biz, Mekadonya için Sultan tarafından bir
vali tâyinini ve bütün malî meselelerin milletlerarası bir komisyona
bırakılmasını teklif ediyoruz bu mevzuda İtalyanlarla işbirliği yapmaktan
çok memnun olacağız ........................
Sahife No 74 Vesika
No 34
11 Mayıs
1904
Sir N.
O’Couor’dan Markiz Lansdowne’ye :
............. Sultan Rus - Japon harbinin neticesinden çok
mesut oldu. Yunanlıların Rusların elinde âlet olduğunu, söyledi. Kendisini bu
görüşü sebebiyle tebrik ettim. O, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan
gibi küçük devletlerin Rusların emriyle hareket ederek imparatorluğa
güçlükler çıkarttıklarını söyledi. Ve bütün Islâm-, Dünyasının Rusyadan nefret
ettiğini, buna mukabil Güney Afrika harplerinde İngiltere’ye sempati
duyduklarını ilâve etti
(S. 76)
Mekadonya’daki malî reformlar ve büyük devletlerin talepleri :
Sahife No 77 Vesika
No 37
3 Şubat 1905
Markiz Lansdowne’den Sir E. Bertie’ye :
............. Fransız Büyükelçisi bugün benimle görüştü.
Osmanlı Bankasının iştirakiyle süslü bir malî reform: plânı hazırlandı. Şu
sırada kuvvetlerin birbirlerine düş--
■42
.memeleri için başka bir plân teklif
edilmemelidir. Esasen yapılan plân becerikli memurların eline bırakılmazsa
zaten yürümez. Halbuki müfettiş olarak seçilen Hilmi Paşa ve altı yardımcısı
Türk’tür .........
1905 yılında
büyük devletlerin donanma gösterisi :
Not : 8
Mayıs’ta 6 devlet Mekadonya’da malî reformlar yapılması için bir nota
verdiler. Bu notada Fransa, Almanya, İngiltere ve İtalya’nın malî delegeler,
Avusturya - Macaristan’dan genel müfettiş ve Rusya’dan da bir sivil memur
yollanacağı bildirildi. Osmanlılar bu notaya cevap vermediler. İstanbul’a
yapılan büyükelçi baskıları da neticesiz kaldı. Büyük devletler şartlarını
kabul ettirmek için hep birlikte donanma gösterisine karar verdiler
24 Arahk
1905
Markiz Lansdoıvne’den Sir N. O’Conor’a :
(Gizlidir) ... Amirallikle donanma gösterisinin
en uygun olanı hakkında görüştüm. Mytelene ve belki de Lemnos adalarının
işgâlinin en kolay olacağı, dört büyük dörtte küçük geminin bu görevi rahatça
başaracağım söylediler. Bu malumat sırf sizin içindir. Diğer devletlerin
büyükelçileri ile konuşmadan önce Avusturya ve Rus tekliflerini bekleyiniz ve
bize telgrafla derhal bildiriniz
6 Kasım 1905
Markiz Lansdowııe’deıı Mr. Spring - rice’e :
............. Rus Büyükelçisiyle görüştüm, bana aşağıdaki
durumu bildirdi:
Sultan kuvvetlerin büyükelçileriyle toplu halde
görüşmeği reddetmiş, bu yüzden Viyana ve Petersburg’da donanma gösterisine
karar verdi. Gösteriye katılacak devletlerin herbiri en az bir gemi temin
etmelidir. Toplantı Pire limanında olacaktır. Pire’de toplanan gemilerin
İstanbul üzerine ciddî baskı yapacağı meydandadır. Gemiler orada üç gün
bekliyecekler ve İstanbul’dan müs- bet bir cevap gelmediği takdirde Mitylene
hareket edeceklerdir. Orada 8 gün kalınacak ve daha sonra Tene- dos’a hareket
edilecektir. Burada posta ve gümrük daireleri işgal edilecektir. Bu yoldan
Sultan’ın Mekadonya için teklif edilecek malî komisyonu kabul edeceği meydandadır
Sahife No 93 Vesika
No 65
15 Kasım
1905
Sir N.
O’Conor’dan Markiz Lansdowneye :
______ (Gizlidir) ... Öğrendiğime göre Almanlar ne
Pire’ye ne de Mitylene gemi yollamıyorlar .......................................................
Sahife No 97 Vesika
No 70
25 Kasım
1905
Mr.
Yaung’dan Markiz Laıısdovvne’ye :
............. Milletlerarası gemiler Pire’yi terk ettiler.
Yarın sabah 8’de Mitylen’de olacaklar ...................................................
Sahife No 97 Vesika
No 71
25 Kasım
1905
Sir N.
O’Conor’dan Markiz Lansdowne’ye :
............. Türk Hariciye Vekili beni çağırarak, kuvvetlerin
tâyin edecekleri malî müşavirleri Türklerin emrine
44
verirlerse,
devletlerin diğer şartlarını da kabul edeceklerini söyledi.
Ben, bunun artık çok geç olduğunu bizi donanma,
gösterisine mecbur ettiklerini ve henüz vakit varken bütün şartları derhal
kabul etmeleri gerektiğini bildirdim
Sahife No 98 Vesika
No 7‘>
27 Kasım
1905
Sır N. O
'Conor Man Markiz Lansdowne*ye :
............. Majestelerinin gemisi Laneaster’den: Milletlerarası
filo buraya geldi, gümrük ve posta idareleri işgâi edildi. Vali bu hareketleri
protesto etti. Herşey yolunda
Sahife No 98 Vesika
No 75
27 Arahk
1905
Sir N.
OConor’dan Markiz Lansdowne’ye :
............. Türk Büyükelçisi Malî Komisyonu kabul edeceklerini
ve Sultan’ın herkezin menfaatlerine uygun bir şekilde bazı değişiklikleri
müzakereye hazır olduğunu bildirdi.
Not: Sultan kuvvetlerin isteklerini 2 Ocak
1906’da tamamen kabul etmiştir
(S. 100)
Bulgar, Sırp, Yunan ve Romanya’hlarm Mekadonya’daki faaliyetleri:
1 — Bulgar faaliyetleri 1906 senesi
yıllık raporundan :
A — Yunan
ve Sırp propagandası : 1896’da Yunan ve Bulgar Hükümetleri bir anlaşma
yaptılar; Yunanlılar yeni bir hamle yapmak ve Mekadonya’yı elde etmek is-
diyorlardı.
Ancak bu iş için Türklerle yapılacak bir harp felâketleri olurdu. Mekadonya’da
belirsiz bir tarihten beri kilisenin de gözü vardı. Patrik Yunan ırkmdandı, bu
sebebi e Bulgaristan ve Romanya’dan da toprak talebinde bulunuyordu. 1897’deki
korkunç yenilgiden sonra Yunanlılar Helenizme hizmet edecek en iyi yolun
Türklerle Bulgarları birbirlerine düşürmek olacağına karar verdiler.
Aynı
şekilde de Sırbistan Kosava Vilâyetinin kuzeybatı kısmını istiyordu. 1888 ve
1898’de Papazlarla mektep hocaları kesif bir propagandaya başladılar.
B —
Dahili organizasyonların faaliyeti ;
Vinitza
hâdisesinin neticeleri £<
Mekadonya’da
1896 - 1897’de kurulan dahili teşkilât gizlice isyanı yayıyordu ve ülkeyi
askerî bölgelere ayırıyor, köylüleri devamlı talim ettiriyordu. Türkler bu
vaziyetin farkında değillerdi. Fakat Bulgar çeteciler Vinitza’da zengin bir
Türk beyini öldürünce yapılan aramalarda bir silâh ve mühimmat deposu bulundu.
Bu vaziyette Türkler kütle tevkiflerine başladılar, bilhassa papazlar ve
öğretmenler tevkif ediliyordu. Bu durum karşısında teşkilât çete hareketine
döndü etrafa dehşet saçmağa başladı. Bu teşkilâtın baş vazifesi katliamdı. Yunanlıların
bu ara Türkler hesabına gizli polislik vazifesi yapıyorlardı. Çeteler halktan
zorla para alıyor, ve onlara işkence ediyordu. Dinine bağlı olan Bulgarlar
Yunanlı papazlarla çeteciler arasında en büyük acıyı çekiyorlardı. 1898’den
1903’e kadar çetelerle Türk askerleri 130 defa savaşmışlardır.
1898’de
kendisini başkan seçtiren Boris Sarafof’un
kurduğu
Merkez Komitesi veya dış teşkilât derhal cinai metodları tatbike başladı. Bu
komitenin gayesi bölgeyi hür bir hale getirip ilhak etmekti.
D —
Bulgar Hükümetinin tutumu ve PanisBmik ajanların tesiri:
Bulgar Hükümeti görünüşte çeteleri tenkid
ediyordu. Gerçekte ise çetelerin faaliyeti kendi gayesiyle aynıydı. Zahiren çetelere
silâh satışını yasak etmişti, fakat askeri depolardaki silâhlar çetelere
akıyordu. Rus Generali Ignatieff ise Bulgarlara millî ruhlarım canlı tutmalarını
tavsiye ediyordu
Sahife No 103 Vesika
No 70'
28 Mart
1903
Sir N. O’Conor’dan Markiz Laıısdovvne’ye : /
............. Bugün Bulgar baş papazını ziyaret ederek size
bir rapor göndermesini rica ettim. Baş papaz Avusturya - Rus reformlarının çok
tesirsiz olduğunu, çetelerin yaptığı mezalimin orta sınıf halkta iyi tesir
bırakmadığını ve Sultanin kendilerine iyi davrandığım; Rus tebası olmaktansa
Türk Bayrağı altında yaşamayı tercih: ettiklerini söyledi. Devamla Prens
Ferdİnan’m politikasının fırsatçılığa dayandığını, çetelere yardım ederek boş
yere kan akıttığını ve Mr. Stambuloff’un prensiplerine dayanarak Türklerin
büyük devletlerin müdahalesinden meydana gelen korkularından faydalanıyor,
çeteciler ise Bulgarlardan farklı mezheplerde olanlara çok kötü davranıyor,
dedi. Ben, bu kötülüğün ölçüsünü sordum ve büyük devletlerin Osmanlı
İmparatorluğuna baskı yapmasının uygun olacağını söyledim. (S. 110) 1907
senesinde. Bulgaristan için verilen rapordan :
Majestelerinin Hükümetinin dostane
münasebetleri n Bulgar
çetecileri Albay Elliot’u elde etmeğe çalıştılar, fakat Majestelerinin
Hükümetinin dostane temasları bu bölgelerde çetecilerin dehşet salan
hareketlerine son verdi. (S. 111) Majestelerinin ajanları Mekadonya’daki hareketin
Türk idaresine karşı olduğu ve Yunanlılara kötülük yapılmaması gerektiğini
bildirdi. Bulgarların Meka- donya’da çok fazla yayılmaları Yunanlıların
Helenizm gayelerini tehlikeye sokar
2 Aralık 1908
Sir G. Buchanon’daıı Sir E. Grey’e :
............. Yapılan müzakerelerle İngiliz - Rus anlaşmasına
varıldı. Rus sivil ajanlarından M. Demeric îstanbuldaki bir Bulgar ajanına;
Rusya’nın Mekadönya’da tek bir devletin hâkimiyetine tahammül edemiyeceğini,
Rusya ile İngiltere’nin aralarında anlaşmış olduklarını ve her iki devletin de
Bulgaristan'ı kaderiyle başbaşa bırakabileceğini söyledi. Öte yandan Yunan
Kralı İngiliz - Rus anlaşmasının Bulgurlardan çok Helenizm’in lehine olduğunu
söyledi
Hiçbir İngiliz Hükümetinin Balkanlarda harp
etmek istiyeceğini sanmıyorum. Bulgarlarla Yunanlılar arasındaki zıtlığı
ortadan kaldırıp fırsat çıkınca İstanbul’a, müşterek baskı yapmalarını
istiyoruz .........
(S. 116) Sırp faaliyetleri 1906 yılında
Sırbistan hakkında verilen rapordan :
Sırbistan
tarafından organize edilip ve malî yardım yapılan çetelerin sayısını kestirmek
zordur. Bunlar Koso- va Vilâyetinde faaliyet göstermektedirler. Emekli olmuş
bütün, subaylar Belgrad’daki Mekadonya Komitesine
4.8
mensupturlar.
Üç Kasım’da aldıkları para yardımı 300 bin frang’dı. Mama.fi bu yardım
1.350.000 frang’a kadar ■çıkmaktadır; bu yardımlar bütçede millî menfaatle
ilgili sarfiyatlar hanesinde gösterilmektedir. Propaganda için 300.000 frang,
gizli servise ise 800 bin frang verilmekte' dir. Ayrıca zengin banker ve
tüccarlar devamlı olarak para vermektedirler. Mekadonya Komitesi başında profesörler,
meslek adamları, subaylar, bankerler ve hattâ kral’ın kayın biraderi vardır,
(S. 119)
Yunan faaliyetleri 1906 yılında Yunanistan hakkında verilen rapordan :
Yunan
çeteleri 1906 yılında Bulgarlara ve Romen- lere karşı çok faaliyet
göstermişlerdir. Yunan çetelerinin yaptığı rezaletler öylesine fazladır ki;
Helenizme karşı duyulan sempati Avrupa’da hükümetlerin olduğu kadar 'halkın da
desteğini kaybetmektedir. Ve Yunan Hükümetine baskı başlamıştır. Yunanlılar
Bulgar vatandaşlarına Yunanlı olmalarını teklif ediyorlar. Bu teklifi kabul
etmeyenlerin evleri, mektepleri ve kiliselerini yakıyorlar.
(S. 119)
1907 senesine ait Yunanistan raporundan :
1907
senesi Yunanlıların daha az cinayetlerine sahne oldu. Şubat ayında çeteler
Volo’ya gelmeğe başladılar, Mekadonya’da Yunan çetelerinin yaptığı tesir
nisbeten azaldı. 15 Bulgar öldürüldü. Bulgarlar ise 6 kişiyi öldürdüler.
Çetelerin başına tâyin edilen Yunan subayları tecrübesiz ve bilgisiz çıktı.
Nisan ayında çete hareketleri arttı. Rusya ile Avusturya Yunanistan’a baskı
yapıyor. Teselya’da ise idareciler çeteleri teşvik etmiyorlar. Ma- yıs’ta çete
hareketleri her iki tarafta da arttı. Haziran-. da Bulgar çeteleri Yunanlılara
saldırdı. Temmuz’da OsmanlI İmparatorluğu ve diğer devletler Atina’ya baskı
49
yaptılar. Ağustos’ta Bulgar çeteleri faaliyetlerini arttırdılar. Türk
askerleri bilhassa Bulgar çetelerine karşı savaşıyor. Eylül’de Yunan çeteleri
Selânikte katliama girişti. Ekim’de Bulgar çetelerinin cinayeti arttı.
Kasım’da Bulgarların cinayeti nisbeten azaldı. Yunan çeteleri Bulgar
işçilerini kestiler. Yunanlılar Türklerden kendi çetelerine dokunmamalarını
istiyorlar.
1905
yılında Sultan bir iradesiyle Romen kilise ve mekteplerini Patriğin emrinden
çıkartıp özgür hale getirdi. Bu hareket Helenizm’e büyük bir darbe oldu. Patrik
Sultan’m emrini kanunsuz olarak nitelendi...
Romenler
dinlerini kendi dilleriyle icra etmek istiyorlar, Yunanlılar ise bunu
Helenizme aykırı görüyorlar. ..
(S. 124)
Sırbistan ve büyük devletler :
Sahife No 135 Vesika
No 111
23 Haziran
1903
Sir N.
O’Conor’dan Markiz Lansdovme’ye :
............. Ecnebi basında Yıldız’da Sultan’a karşı bir
darbe teşebbüsü yapıldığı yolunda çıkan haberler Sultan’ı çek rahatsız etti.
Bu haberin aslı Weissmen isminde ve kendisini Rus ajanı olarak tanıtan biri
tarafından yazılmış. Majeste Sultan bu haberin Sırp trajedisini örtmek için
uydurulduğunu söyledi. Böylelikle kral ve kraliçe’nin şkatlinin tesirinin
azaltılmak istendiğini ileri sürdü ......................
.Sahile No 136 Vesika No
lll’e ilâve
23 Haziran
1903
Levant
Herald ve Doğu Ekspresinde çıkan haber :
F. — 4
.................. Bütün medenî memleketler ve bütün devletler
Belgrad’da Konak’ta olan hâdisenin faillerinin cezalandırılmasını
istemektedirler. Sırp Kral ailesini öldürmek’Allahın iradesine karşı
gelmektir. Bu katiller medenî dünyanın düşmanıdırlar, caniler
cezalandırılmalıdır. Yeni: Kral ancak caniler cezalarını gördükten sonra tanınacaktır;
bunda bütün devletler ittifak halindedirler ......
23 Mayıs
1906
Sir E. Grey’den İngiliz Kralına rapor :
.................. Suçlular kâfi derecede cezalandırıldıktan;
sonra: yeni Sırp Kralı ve Hükümetiyle diplomatik münasebetler yeniden
kurulmalıdır. Hareketi hazırlıyanlar 6 Albay ve bir Yarbay’dır. Bunlardan bir
kısmı derhal istifa et? miş diğerleri ise suçsuz oldukları iddiasıyla
görevlerinde: kalmışlardır. Hakiki kaatil Alb. Solorevitek’tir. Bu. zat Askerî
Akademi’nin Komutanı’dır. Bu adamlar tekaüd’e sevkedildikten sonra Sırbistan’la
diplomatik münasebetleri yeniden kurmakta hiçbir sakınca yoktur.
(S. 168) Türkiye ve Büyük Devletler î
1906 yılı
raporundan alınmıştır :
.................. Gümrük vergilerinin arttırılması müzakereleri:
Büyükelçiliğimiz gümrük vergilerinin % 8’den % H'e çıkarılmasını teklif etti.
İngiltere’nin. Türkiye’deki prestiji bugün en yüksek noktasındadır. Türk
Hükümeti bu % 3’lük arttırmayı elde etmek için çok gayret sarf etmiştir.
Ecnebi hükümetler bu arttırmayı kabul etmek için maden kanunu garantisi
istemişlerdi. Gümrüklerdeki bu artış ise Mekadonya’ya gidecektir. Kuvvetlerin
şimdiki talepleri şöyledir :
1 —
Maden Kanunu ve kimyevi analizler büyük
î devletlerce hazırlanacaktır.
2 — Mekadonya bütçesindeki açık
Osmanhlar tara-
■ tından kapanacaktır.
j 5 —
Osmanlı askerî masrafları için Mekadonya büt-
?
çesinden para almmıyacaktır.
? 6 — Kuvvetlerin teklif ettiği jandarma
icabında si-
f lâhlı
olarak müdahale edecektir.
l (S.
172) Başvezir Patriğin Yunan çeteleriyle ilgisi £ olduğunu ve aşırı
milliyetçilik yaptığını söylüyor. Fazla t olarak da Romenlere verilen dinî
serbestliğe Patrik inat- | la karşı koyuyor ................
| Sahife No 174 Vesika
No 147
3 Temmuz 1906
j Sir
N. O’Conor’dan Sir E. Grey’e :
| Osmanlı
Borçları İdare Meclisinin İngiliz üyesi
f olan Mr. Black Türklerin Fransız ve Alman
maliyecile- j- riyle işbirliği yaptığını ve bu durumun İngiliz menfaatle- |
rine zarar verebileceğini, Alman ve Fransız kapitalistle- E rinin Türkiye’de
üstün durumda olduklarını, İngiliz kapi- j; talistlerinin bu işte çekingen
davranmalarının zararlı ol- f duğunu, bilhassa maden sahasında çok büyük ticarî
kâr- | 1ar olduğunu söylüyor. Size Mr. Block’un raporunu gön- deriyorum
| Vesika No 147’e ilâve Mr. Block’un raporu :
|
Alman maliyecileri Türkiye’ye 1888’den beri
I
sızmağa başladılar. Almanlar şimdiye kadar Osmanlı Hü- I kûmetine her sahada
yatırım yaptılar 1888’de Mr. A. I Kaulla württembergische Vereinsbank’m direktörü
% 5 | ile bir buçuk milyon borç verdi. Bu borca karşılık balıkhane ve bazı
diğer iş gelirlerinin paralarım toplama hak- I' kını elde etti. Bu borca
balıkçılık borcu adı verilmekte-
52
dir.
Bundan başka % 5 ile 7.427.240 ve % 4 ile 7.827.240 Osmanlı borcu % 4 ile
4.545.000 borç (Hepsi Sterlin’dir) verildi. 1894*de demiryolları için 40 milyon
frang borç verildi. Buna koyanlardan alınacak 163.636 Sterlin tutarındaki
vergi karşılık gösterildi. Ayrıca aynı banka 1.140.000 Sterlin borç vererek
bazı bölgelerden vergi toplama hakkını elde etti. 1903 Mart ayında Türk
Hükümeti Alınanlardan. % 4 ile 2.160.000 Sterlin Bağdad demiryolu için aldı.
Buna karşılık da bazı bölgelerin vergilerinin toplanmasını Alınanlara bıraktı.
Bu işe Fransızlar % 40 ile iştirak ettiler. 1903 Kasım’ında askeri teçhizat
ismi altında c/o 4 faizli 2.424.240 dolar borç alındı. Buna
karşılık da bazı gümrük vergilerini toplama hakkı verildi. 1905’de % 4 ile
2.424.240 Sterlin’e çıkarıldı, (bu bir Fransız borcudur) Böylece Türk Hükümeti
% 4 faizli 29.762.520 Sterlin ile Fransızlara borçlanmış oldu. Fransız konsor-
siyom’u tek başına Türklerle birçok meseleyi halledecek durumdadır. Fransa ve
Almanya’dan gayri diğer pazar- . lara stokların ne Ölçüde gittiğini söylemek
mümkün değildir. Şüphesiz Osmanlı Bankasına baskı yaparak bu öğrenilebilirse
de asıl insiyatif Paris’tedir.
Fransa
ve Almanya bu memleketteki malî kudretini gittikçe arttırmakta ve malî ipi her
gün biraz daha germektedir. Borç zinciri borçlunun ödeyemiyeceği kadar ağır
bir hale gelince Hidiv İsmail devrinde Mısır’da olanın aynının
tekrarlanmasından korkuyorum. Bugün Almanya o gün Fransa’nın oynadığı malî
rolü aynen oynamaktadır. Türkler başka borç almazlarsa bu borcun ödenmesi
1932’ye kadar sürer. Fransız konsorsiyum’u yeni malî faaliyetlere girmiş ve
Almanya’da bunu % 25’i- ni talep etmiştir. Sultan ve Başvezir bu yeni oyunu
fark etmedikleri için henüz itiraz etmemişlerdir. Her iki taraf da Türk
Hükümetine yüksek faizli yeni borçlar teklif et- mpkfp ise varamaz atıl kapitali
arttırarak Türk Hükû-
53
metini
ellerinde tutmaktadırlar. Bu borçların sağladığı faydalar birkaç hafta veya
birkaç ay zarfında bitmekte, halbuki bu borçlara karşılık bu iki devlete
verilen menfaatler 50-60 sene sürmektedir. Türkler sarfiyatlarını kontrol
etmezlerse bu dahilde iflas’a kadar gidecektir, böylece bu iki devlet
bekledikleri fırsatı elde edeceklerdir.
Demiryollarına
gelince : 1888’de Almanlar Haydarpaşa - Ankara demiryolunu yaptılar. (Bu
hattın İzmit’e kadar olan kısmı şimdiye kadar İngiliz grubunun elindeydi)
Hattın İzmit’e kadar olan kısmı 10.300 frang’a ve ; İzmit Ankara bölgesi 15.000
frang’a (kilometresi) garanti edildi, ilk iki senede şirketin topladığı
ortalama vergi 200.399 Sterling’dir. Eskişehir - Konya bölgesi 445 kilometre olup
kilometre başına 13.727 frang’a garanti edilmiştir. 1893’de aynı şirket
tarafından yapılmıştır. Şirket buna karşılık Gümüşhane - Haydarpaşa bölgesinin
vergilerini toplıyacaktır. iki senede 53.091 Sterlin vergi toplanmıştır. Ve
ayrıca demiryolu üstünden 5 yılda 16.276 Sterlin toplanmıştır.
1890’da
Alman Grubu Başkanı olan Mr. Kaulla Selanik - Manastır demiryolunun 99 yıllık
işletme hakkım aldı. 219 kilometre olan bu yol için Km. başına 14.300 frang
garanti verildi ve Selânik - Manastır bölgelerinin vergi toplama hakkı elde
olundu. Son iki yılda vergilerden 152.132 Sterlin, demiryolundan da 5 yılda
52.165 Sterlin topladılar. Selânik - İstanbul demiryolu bir Fransız şirketine
ait olup 1892’de M. R. Bandouy tarafından 99 yıllık işletme hakkı elde
edilmiştir. 5!0,5 Km. olup, Dedeağaç, Gümülevne, Serez ve Draman bölgelerinin
vergi toplama hakkı ile kilometre başına 15.500 frang garanti alınmıştır. İki
yılda toplanan vergilerden 132.296 Sterlin elde edilmiştir. 1893’de M. G.
Nagelmackeres İz-
54
mir, Kasaba, Alaşehir demiryolunun 99 yıllık
işletme hakkım elde etti. Bu bir İngiliz firması olmasına rağmen 1894’de bir
Fransız firmasına satıldı. 266 km? olan bu yola Türk Hükümeti 2.310.000 frang
senelik garanti verdi. Bu yolun Alaşehir’den Afyon’a uzatılması halinde,
Aydın, Denizli ve Sarukhan bölgelerinin vergi toplama garantisi verildi. Bu
gelir iki senede 130.702 Sterlin’dir. 1893’de bir Fransız Şirketi Beyrut - Şam
arası demiryolu garantisini aldı. Rayak - Hamak* $ arası km. si 15.000
frang’dan Hamak - Aleppo (Halep) arası Km. si 13.600 frang’tan garantilendi bu
garantiler Şam, Hamak ve Ak- hiah bölgelerinin vergileriyle garanti edildi, iki
yılda toplanan vergi 166.717 Sterlin’dir.
1902 yılında bir Alman firması Konya - Bağdad
yolunun 99 yılhk işletme hakkım elde etti. Türk Hükümeti bu yol için 54 milyon
frang garanti verdi. Ödemeler Konya, Halep, Urfa bölgelerinin vergileriyle
garanti altına alındı. Demiryolunun ilk kısmı yapıldığından beri Türk Hükümeti
şirkete 26.863 Sterlin para ödedi. Bağdad demiryolunun % 40 hissesi
Fransızlara aittir. Bu iki hükümet 2.657 Km. lik demiryolunu trafiğe açmışlar
ve halktan 828.210 Sterlin para toplamışlardır. Bu iki devletin Türkiye'nin
sırtından kazancı gittikçe artmaktadır. İngiltere ve İngiliz Mâliyesi açıkta
bırakılmıştır. Bu iki memleketin ekonomik tesiri şimdilik sadece malî menfaatler
gibi görülmekteyse de çok yakında politik ve askerî tesir ve kontrol hâlini
alacaktır.
İngiltere Ortadoğu’dan elde ettiklerini
kaybetmek üzeredir. Bir iş ya yürümeli veya çökmelidir. Yerinde du- Jp- ramaz.
Diğer devletler ilerlerken İngiltere geriliyor, gö- | zümüzü açalım ve
hakikatleri görelim; Alman ve Fransız Ji tesiri doklara, rıhtımlara ve
tramvaylara girmeğe başla- |
55
■ Osmanlı İmparatorluğunun akılsızca
borçlanması ve p korkunç israfı yüzünden Türk Devleti mahvolmakta ve ; korkunç
malî kaosu meydana gelmektedir. İngiliz evleri [ bu hâdiseden hiçbir kâr ve
hisse alamayacaklardır ve bu £ ekonomik temeller üstünde yükselen Alman -
Fransız k -durumu çok yakında politik gelişmeler de gösterecek- i’ tir .................. (S. 175-180)
(S. 189)
Sınaî hudut hâdisesi ve İngiliz bahrî göste- j risi 1906 senesi raporundan (G.
H. Fitzmourice tarafın- P (dan)
Ş 3
Mayıs’da OsmanlIlara bir ültimatom verildi. Mısır [ .askerlerinin komutanı olan
Bramley bey (bir İngiliz su- Ş bayı) Akabe’den Gazze bölgesine yakın bir yerde
bir f kamp kuruyor ve Türk bölgesinde bir karakol kurmak j istiyor. Sultan bu
vaziyeti İngiliz Büyükelçisine şikâyet » ediyor, .kuvvetlerin Türk hududundan
çekilmesini rica [ «ediyor. Mısır kuvvetleri ve Hıdiv Başvezir’den Türk - j.
.Mısır hududunun münasip bir tarzda görüşülmesini talep ettiler. Bu «ara Türk
kuvvetleri bir Mısır sahil muha- t faza gemisinin Taba’ya yanaşmasına mani
oldular ve I bölge Türklerce işgâl edildi. İngiltere derhal bunu proli testo
etti. Türkler ise bölgenin kendilerine ait olduğunu i iddia ettiler. Hidiv
Başvezir ile telgrafla görüştü ve Lord > Curomer’in
isteği üzerine tahkikat açıldı. Hidiv hudu-
■ dunun
Akabe’nin üç kilometre batısında olduğunu söyle- di. Başvezir bunu kabul
etmedi. Bu vaziyette Majestelerinin Hükümeti OsmanlIların kendileriyle
oynadığını bildirerek Türklerin Taba’yı 10 gün içinde boşaltmalarını istedi.
Fransız ve Rus Büyükelçileri de İngiliz taleplerimin kabulü gerektiğini
bildirdiler. Bu vaziyette İngiliz Donanması Pire, Portsait ve Süveyş’ten
hareket etti. Başvezir Mısır ile müzakereye çalıştıysa da 11 Mayıs’ta Amirallik
.gemileri,
56
1 — Mitylene, Lemnos, İmroz, Sarnotherce
ve Thasos
2 — Rodos ve Chaios’un işgâline
3 __ Akdenizde bütün Türk ulaşımının
durdurulması emri verildi. Aynı gün akşam üstü Baş vezir Tabaîyr
boşaltacaklarını bildirdi. Fakat Ingiltere Akabe körfezinde çizilecek düz bir
hattın hudut olmasında İsrar ediyordu. Nihayet Ingiliz’lerin bütün istekleri
kabul edildi..
1 — Marakeş, Akabe körfezinde hudut
noktası olacak.
2 — Mafrak Mısır’a bırakılacak, Nagd - Al
- Akabe Türklerde kalıyor.
3 — Muğdaba, Kosaima, Ain, Kadis, Ain -
Dede - îrad ve Mayein Mısır’da kalacak.
4 — Mısırlı delegeler bu toprakların
tesbitinde müşahit olacaklar.
Sahife No 200 Vesika
.No 156
13 Mayıs
1907
Sir N. O’Conor’dan Sir Grey’e :
............. (Gizlidir) ... Başvezirle görüştüm
Ingiltere’nin, tutumu Türkiye’de, huzursuzluk yaratıyor. Ben, kendisine
Ingiliz kapitalistlerinin sabit ve istikrarlı bir hükümetleri olmadığı için
güvenemediklerini, Türkiye’nin gelişmesini ve ilerlemesini arzu ettiğimizi
ancak ticarî ve sanaî yatırım yapabilmemiz için garantilere sahip olmamız
gerektiğini, anlattım. Kapitalistlerin her çeşit korku
. ST ve baskıdan uzak tutulmaları gerektiğini
söyledim. OsmanlI Hâzinesi her yıl 4-5 milyon Sterlin açık vermektedir.
İdaresi müthiş bir çöküntü içindedir, borçlan hesapsızdır. Tabii kaynakları
böylesine zengin olan bir memleketin en kısa zamanda durumunu düzelteceğini,
birkaç dürüst ve namuslu memur işe el koyarsa, bilhassa ecnebiler, durum
düzelir dedim.
Başvezir
sözlerimi Sultan’a arz edeceğini söyledi. Sultan beni bu konuda görüşmeğe
çağırdı. Bu durumdan istifade edebiliriz.
‘Sahife No 247 Vesika No 196
12 Nisan
1908
Mr. G. H. Fit'zmourice’den Mr. Tyrrell’e :
............. Son bir kaç senedir Mekadonya, Ermenistan ve
Türk - İran sınırındaki ticarî ilişkilerimizi takip etmek çok zorlaştı. Sultan
bizim gayretimizi düşmanca telâkki ediyor. Bizim gayemizle Sultanın
hareketleri uz- laşamaz haldedir. Merkezi bir teokrasi olan bu Sultanlıktaki
ilkel ekonomik kavramlarıyla her büyük iş ve ticaret anlaşması bir lutuf
telâkki ediliyor ve biz bu lütfün -dışında bırakılıyoruz. 1878 deki Berlin
anlaşmasına göre İngiltere moral bakımından Mekadonya reformlarının öncüsü
olmuştur. Türkler bunu bu bölgelerin kendilerinden ayrılışı saymaktadırlar.
Şüphesiz Türkler bu görüşlerinde haklıdırlar. İngiliz hükümetleri ister
liberal isterse muhafazakâr olsun. Mekadonyadaki tutumlarına devam
etmelidirler
Buradaki
İngiliz büyükelçisinin tutumu hem Sultanı idâre etmek ve hem de Sultanın İyi
niyetlerine bağlı olan ticarî ilişkileri yürütmek olmalıdır. Sir. W. White’m dediğine
göre burada çok kudretli bir elçi İngiliz menfaatlerini yürütebilir. Mekadonya
vaziyeti hallonana kadar buraya şöhret peşinde koşmayan, ciddi, sempatik ve Sultana
tesir edip onun itimadını kazanacak bir elçi lâzımdır. Böyle bir adam hiç
olmazsa bizim ticarî işlerden emin -olmamızı temin edebilir. îyi niyet ve iyi
hükümleriyle Sul-
tanın
itimadını kazandıktan sonra Mekadonya ile ilgili diğer meselelerde müdahale
edebilir.
Sultan
bir kaç sene içinde ölebilir veya rejim değişebilir. Böyle bir adam’m aklı
rejim değişikliği sırasında paha biçilmez bir rehber olabilir.
Biz Ingiliz menfaatleri üstüne felâket
gelmesini istemiyoruz onun için ne yaptığını bilir kurnaz bir adamı kuvvetli
veya dahî bir adama tercih ederiz
Sahife No 248 - 249 Vesika No 105
1 Mart 1905
Sir.
J.A.C. Tilley tarafından rapor :
............. Son bir kaç senedir Türkiyenin içinde ve dışında
genç Türkler denilen ihtilâlci bir hareket vardı. Sultana çok teşekkür edilir
ki; kurduğu çok mükemmel casus teşkilâtı sayesinde bu hareketin halka
yayılmasını önledi. Türkiye de her hareket her söz kontrol edildi, bütün Türkler
bundan ıstırap çektiler.
Bu
hareketi yapanlar ordu kendi taraflarında olursa muaffak olacaklarını, aksi
halde başarı sağlamalarına imkân olmadığını biliyorlardı.
Mekadonyadaki Jandarma teşkilâtı ve malî
kontrol halen Türklüğün şerefli fikirlerine sahip olan gençlerin gururlarını
çok derinden yaralamıştı. Gizli toplantılarında Ingiliz - Rus plânı tatbike
konulursa Mekadonya ’ya veda edeceklerini konuşuyorlardı Burada 1908 ihtilâli teferruatiyle anlatılmaktadır. E.U
Sultanın
2. nci Sekreteri olan izzet Paşa Ingiliz Maria gemisiyle kaçarken Çanakkalede
gemi durduruldu, izzet Paşa kanunsuz olarak çok büyük bir servet yapmış-
ti. Biz İzzet Paşayı vermedik buna rağmen
Türkler bize sevgi gösterdiler, Kırım harbini bir türlü unutamıyorlar
Sahife No
252 Vesika
No 198
G. H.
Fitzmaurice tarafından :
Küçük
Sait Paşa, eski bir vezir, benimle acele görüşmek istedi. «Beni anayasaya
aykırı davranışlarımdan mahkeme edecekler bilhassa Lord Currie zamanında İngiliz
elçiliğine sığınmakla itham ediliyorum» dedi.
Eski
vezirlere çok kötü davranıldığını söyledi. Durumunun uygun otoritelere
anlatılması için yalvardı. «Devlet arşivlerinde 50 yıllık memuriyetime ait
saklıya- cağm hiç bir pey yok özel evrakımı da elimden alamazlar» dedi.
Ben
üyelerle dolaylı temasa geçip Paşaya birşey y'a- pılmıyacağına söz aldım.
31 Temmuz
1908
Sir. E. Grey’den Sir. G. Lovvther’e :
........... Özel........
İstanbul’a çok iyi bir zamanda gittiniz. Benim parlementoda yaptığım konuşma
ve telgrafım bizim tutumumuzu size izah edecektir. İstemediğimiz mevzulara el
atıp Türkleri şüphelendirmiyelim, fakat onlara işlerini iyi idare ederlerse
bizim yardımımızı ve desteğimizi Bağlıyacaklarını anlatalım. Bundan Türkleri
himaye edeceğimiz mânâsı çıkmasın, fakat himayekâr davranacağınız anlatılsın.
Şüphesiz
işler her zaman şimdi olduğu kadar iyi gitmeyecektir. Önümüzde bizi beklemekte
olan tehlikeleri bilemiyoruz. Türk halkma, bizim kavgalarımızın kendile-
61 riyle
olmadığını, şimdi kendilerinin de protesto ettikleri iktidardaki mahlûklarla
olduğunu anlatalım.
Şayet
Türkler anayasayı tam olarak ayakta tutar ve kendileri de kuvvetlenirse bunun
sonuçları bizim şimdi göremiyeceğimiz kadar uzaklara gidebilir. Bu hareketin
Mısırdaki tesiri inanılmıyacak kadar büyük olacaktır; kendisini Hindistanda da
hissettirecektir.
Biz
şimdiye kadar idaremiz altında bulunan Islâm- lara kendi dinlerinin başkanı
plan milletin kötü bir despot tarafından idâre edildiğini söylüyorduk. Halbuki
biz idare ettiğimiz İslâmlar için iyi bir despottuk ve bizim idâremiz altında
daha mesuttular zira bu insanlar mukayese imkânına sahip değillerdi,
dolayısiyle farkın kendi lehlerine olduğunu kabule hazırdılar.
Fakat
şimdi Türkiye biç anayasa yapar, parlemento kurar ve hükümet şeklini
geliştirirse Mısırlılar da bir anayasa istiyeceklerdir. Bizim bu kuvvetle karşı
koymamız çok güç olacaktır. Şayet Türkiye de anayasa iyi işler ve Türkiye de
işler iyi giderse Mısır da ayaklanmalar olanaktır, bu vaziyette bizim
durumumuz çok garip kaçacaktır.
Biz asla
ne Mısır halkıyla ve np de Türk hükümetiyle mücadeleye girmiyeceğiz. Bizim
mücadelemiz Türk hükmin hisleriyle olacaktır. Bunu yakın veya uzakta
-çok dikkatle ele alınacak bir konu olarak veriyorum.
Bu hususun haricinde bütün reform hareketlerini
tutuyor görünün ve bana bilgi verin..................................................................
Sahife No 264 Vesika
No 205
4 Ağustos 1908
Sir. G. Lowlher’den Sir E. Grey’e :
............ Geri dönüşümde değişiklik beni çok şaşırttı.
İşlerin bu kadar iyi gitmesi ve bir damla kan akmaması
harikulade.
Gayeleri çok ciddî ve milliyet hisleri çok: kudretli.
Bizim durumumuz da çok iyi tebrikler ve
gösterdiğimiz sempati minnetle karşılandı. Tam bu sırada İzzet Paşa
hâdisesi çıktı. Önce Alman sefaretine sığınmış Almanlar onu bize yollamışlar........................... Bıraktığımız
bu kötü,
intibayı
zamanla telâfi ederiz sanıyorum.
Sultanın
bu gün kalabalık arasında seven bir baba, gibi hareket ettiğini görünce çok
güldüm ve onun yaşayan komedyenlerin en büyüğü olduğunu düşündüm.
Sahife No 265 Vesika
No 206’
11 Ağustos
1908
Sir. G.
Lovvther’den Sir. E. Grey’e r
............. özel.......
Bu gün başvezirle uzun bir görüşme yaptım, imparatorluğun bir ucundan öteki
ununa kadar* îngilterenin tabii dost ve Rusya’nın da düşman olduğunu1,
söyledi. Rusya’nın Mekadonyada büyük bir Slav Krallığı1, kuracağını
sanıyor, buna karşı îngiltereden yardım istedi. Ben, Rusya ve Bulgaristandan
korkmamanın en iyi yolu dahilde yapacağınız reformlardır, bu şekilde hareket
ederseniz büyük devletlerin müdahalesine luzum kalmaz., dedim, ilk iş olarak da
polis ve adliyede temizlik yapmalarım tavsiye ettim.
Şimdi en önemli mesele Alman büyükelçisinin
nasıl karşılanacağıdır. Fransızlardan da kurtulacağımızı ümid ediyorum. Şimdi
Ingiliz iş âlemi için çok büyük açılmalar olacaktır, paralarının karşılığını
rahatça almalarına mâni hiç bir şey yoktur. Türkler muhtemelen gemi almak is-
tiyeceklerdir
Sir. E. Grey’den Sir. ,G. Lovvther’e :
............. Özel......
Türkiye de olanlar öylesine harikadır? ki anayasayı uzun müddet devam,
ettireceklerini sanmıyorum. Irklarının ve dinlerinin tesirinde yeniden şiddete
ve düzensizliğe kayacaklardır; Bu vaziyet kudretli bir askerî diktatörlük
doğurabilir, fakat şimdiden bunu kestirmek zordur.
Kudretli
ve reformlar yapmış bir Türkiye Avrupa: diplomasisinde çok kudretli tesirlere
sahip olabilir. Yapılan reformları tutuyor görünüp onlara,cesaret verelim,,
fakat Ruslara da Türkleri tutuyor intibaını vermiyelim..
Biz her fırsatta Ruslarla müşterek harekete
hazır olduğumuzu göstermeliyiz
25 Ağustos
1908
Mr. G. H. Fitzmourice’ten Mr. Tyrell’e :
............. Türkler kendilerini muhafaza edebilmenin ümitsiz
gayreti içindeyken, otuz yıldır süren şeytanî bir zekânın Ördüğü örümcek
ağının karanlığında, mahvoldular.. Fakat daha da büyük felâketlere
gidebilirler.
Bu hareketin ölen Türkün kendilerindeki' son
parlama olduğunu ispat edebilirler
Türklerin ilkel ekonomik hayatı Batının
ekonomik güçlerinin tehdidi altındadırlar............................................................
Bu gün Türklere
bakanlar,
onların hâlâ- hayatta olduğunu ve hâlâ hayatiyete sahip olduğunu görürler.
Türkler durumlarının ve- hametini görüp ümitsizce bir tedaviye başladılar. Re--
val’deki toplantıda İngiltere ile Rusyanm
arasındaki irtibatı sezip bu darbeyi yaptılar......................................................
Hükümette çalışan ve
kendisini
Ermeni millî teşkilâtından tanıdığım bir erme- niye (Ben o zamanlar Birejikte
Ermeniler için çalışıyordum) Willcock’un Mezapotamya ’ hakkmdaki plânlarını
anlattım. Ve Sir W. Willcock’un plânlarını ona tevdi ettim.
Şayet Mezapotamya’da demiryollarından sonra
sulama tesislerini de yaparsak, Musul da her istediğimizi elde etmek şansına
sahip olacağız. Haraketle ümit ederim ki halkımız bu kadar uzun yıllar
soğukta bekledikten sonra eline geçirdiği bu altın fırsatı kaçırmayacaktır. Demir
şimdi sıcaktır onu biz şimdi elde edebiliriz, ilerde soğuyacaktır, (S. 279)............................... Yâni
hükümette en çok iti
madı Ermeniler kazandı. Ermeniler büyük bir
akıllılıkla derhal Taşnak cemiyetinden vazgeçmiş göründüler. Böy- lece bütün
Hristiyanlardan fazla haklar elde ettiler
Sahife
No 320 Vesika
No 219’a ilâve
30 Nisan
1908
Sir. E. Grey’den Sir. G. Lowther’e :
............ Şayet tahminlerimde yanılmıyorsam Türkiye-
deki en iyi elemanlar orduda bulunur zayıflık sivil idare dedir. Maliye,
gümrükler v.b. memleketi idâ/re edecek insanda askerî gayeler olmalıdır.
Askerler ise hükümette ne şekilde reform yapılacağım bilmezler, muaffakiyet-
lerinin sırrı, güçlerinde ve kendi zayıf taraflarını bilme- lerindedir. Kudret
ellerinde olduğu için yabancı uzman çaliştjjrmakta sakınca görmezler...
Bunları yazmanın sebebi: Türkiye için ümit olan
tarafı bilmeniz ve bütün gücümüzle o tarafa tesir etmeğe çalışmamız içindir Bana açıkça fikirlerinizi yazımız
I; ■
1908 İhtilâline Muhtelif Devletlerin
İngiliz
gazeteleri |
: Yeni hükümetin muvaffak olmasına imkân
yoktur. Türkler için parlementer hayat gülünç bir şeydir. |
Alman
Basını f |
: Türkiyede anayasa uygulanırsa Mısır ve
Hindistan da birer anayasa istiyeceklerdir. |
•
Avusturya Basını |
: Türkiyenin kuvvetlenmesi Avus- turyamn
menfaatlerine aykırıdır, bilhassa sarayın ticarî meselelerdeki hissi
hareketini tercih ediyor |
L |
lar. |
•.Rusya’da |
: Oldukça sempatik karşılandı. Bilhassa
Balkanlardaki kritik durumdan çok memnunlar. Büyük elçileriyse bu işin
yürümiyeceğin- den emin. |
^Bulgaristan’da £ |
: îyi karşılandı zira İngilterenin İstanbul’a
daha çok nüfus etme imkânım bulup kendilerine daha |
|
fazla yardım edeceğinden emin görünüyorlar. |
f'Yunanistanda |
: Halk ve basın çok neşeliydi bu hâdise
Helen ırkının Türkler’e olan |
i |
üstünlüğünü göstermişti. F. — 5 |
(Vesika
No 198) Bu hareketin hususiyetlerinden biri de Türkiyeyi bir türlü düzene
sokamayışıdır. Malî vaziyetleri çok bozuktu, yardım almak için Fransaya yöneldiler,
Cour des Comptes’in başkanı olan Mr. Laurent Türkiye’ye gelip iki ay malî
vaziyeti tetkik etti. Ingil- tereden ise çürümekte olan donanmalarını düzeltmek
için bir amiral istediler, ayrıca gümrüklerin başına Mr. Craw- ford getirildi.
Orduyu düzene koymak için Alman generali von der Goltz getirildi. Bu ara
Anayasa fikri halk arasında yavaş yavaş yayılıyordu, fakat muhtelif din ve
mezhep grupları arasında anayasanın dinle bağdaşa- mıyacağı propogandası da
yayılıyordu. Van’da Ermeni- ler anayasaya karşı ayaklandılar, bir kısım insanda
Aya- sofya önünde toplanıp Şehülislam’ın başı için gösteriler yaptılar*. Bunlar
muhtemele nasılmış olmalıdırlar bir daha kendilerinden haber alamadım.
Sahife 304 Dahili Kaynaşmalar :
............. Doğu Anadoluda Majestenin konsülü tarafından
verilen raporda durum olduğundan karanlık gösterilmiştir. Van, Ermeni
ihtilâlcilerinin merkezi haline geldi. Şubat ayında bu şehirde büyük sayıda
mühimat ve silâh ele geçirildi. Ermeni fedailer dinamitle yirmi askeri öldürdüler.
Mart ayında da elli kişiyi öldürdüler. Bunun üstüne Türk otoriteleri harekete
geçtiler. Vali on sekiz Ermeni başkanıyla yüz adamını tevkif etti. İki yüz kilo
dinamit ve silâh ele geçirdi. Fedailer harikulâde bir teşkilâtla Türk
otoritelerini tehlikeye koyuyorlar. Hareketleri gayet hesaplı bir genel
katliam gayesi taşıyor. Bütün bu işler aynen köylerde de ceryan etti.
Tevkifler üstüne diğer ihtilâlciler kaçtılar. Bütün bu vaziyetler karşısında
Türk otoriteleri gayet itidali hareket ediyor.
1907’de
Dersimde Kürtler etraftaki köylere baskın-
lar
yapıyorlardı, bu yıl da aynı şeyi tekrarladılar. Fakat çok ileri gittiklerinden
üstlerine kuvvet gönderildi.
Mekadonya
olayları: Mayıs ayında 187 kişi Öldürüldü. Papazlar tarafında 26 kişi, Yunan
çeteleri tarafında da, 5 erkek 10 kadın ve 2 çoeuk öldürüldü. Rutbarzi Patrikleri
25 kişi öldürdü. Pazar’da Yunan çeteleri 14 kişi öldürdü. Ayıyani de Yunan
çeteleri 4 çobanla 3800 koyun öldürdüler. Bu hâdiseler üstüne îzmirden
Selaniğe- 10.000 asker gönderildi. Mekadonya’da Türklere karşı girişilen
tecavüzler ve kaçırmalar devam ediyor.
Sahife
No 298, Selânikte seçimlerde 6 Türk, 3 Yunan, 2 Bulgar ve 1 Musevi seçildi neticeden
hiç biri memnu değil.
Sahife
No 290, Bulgarlar gizli bir komite kurup; Türklerin aleyhine faaliyete
geçiyorlar.
Sahife
No 299, Edirne birliklerinde ayaklanmalar oluyor.
Sahife No 300, Arabistanda, Araplar
hacı kervanlarına hücum ediyorlar.
Sahife
No 368 Vesika
No 271
29 Eylül
1908
Sir A.
Nicholsen’den Sir E. Grey’e Tel No: 180 :
...
Benim intibağıma göre, Türkiye ile Bulgaristanın arasındaki meselelerde Ruslar
Bulgarları tutmaktadırlar. Avusturya da Sofya’nın lehine görünüyor. Ruslar
Türkiyedeki yeni durumu beğenir gibi görünmelerine rağmen gerçekte
beğenmediklerini sanıyorum. Çünkü eski sistemin Türkiyeyi batıracağım
biliyorlardı, bu da Slav ırkı için çok iyi olacaktı. Diğer taraftan kuvvetli
bir Türkiye’nin Rusyada yaşayan Müslümanlar arasında
Çok tesirli olacağını biliyorlar, böyle bir
vaziyet Rusları kötü duruma sokar. Ruslar luzumlu meselelerde Türkler den çok
Bulgarları tutacaklardır. Bunlarr sırf şahsî düşüncelerim olarak bildiriyorum......
Sahife No 370 Vesika
No 272
30 Eylül
1902
Sir C.
Ilardinge’den Sir A. Nicholson’a :
............. Özel........
Türklerle Burgarlar arasındaki münasebet bizi üzüyor. Biz mümkün olduğu kadar
Ruslarla iş birliği yapmak istiyoruz. Bilhassa şu ara Bulgarlar tecavüze
niyetli görünüyorlar. Kim tehlikeli sularda avlanmak ister, durum henüz
tehlikeli değilse bile çok yakında tehlikeli olacaktır. Bulgarlar
hürriyetlerini ilan edebilirler, Yunanistan ve Sırbistan da aynı şeyi yapabilir.
Bu durumu fırsat bilen Avusturya da Bosna ve Herseği ilhak edebilir..
Sahife No 376 Vesika
No 384
3 Ekim 1908
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e : Tel No: 289;
............. Dün Başvezirle görüştüm Bulgaristanla itilafları
sulh yoluyla halletmek istiyor. Fakat. Bulgarlar mâkul olmayan taleplerde
bulunuyorlar. Başvezir halkı ve basını kontrolda güçlük çektiğini, bunun da
sulbü zorlaştırdığını söyledi Sizin
Bulgaristanla ara bulma
teşebbüsünüzü minnetle karşıladı.......
Sahife No 388 V
Vesika No 296
5 Ekim 1998.
Sir E.
Grey’den Sir G. Lowther’e Tel No: 184;
............. Türk B. Elçisine Bulgar hürriyeti ile Avustur-
yanın Bosna ve Herseği ilhakının anlaşmalara
aykırı olduğunu bunları tanımayacağımızı bildirdim. Bizim bütün sempatimizin
kendilerinden yana olduğunu da ilâve ettim. Türkiye harbe, girmelimi diye
sordu. Buna karşılık ta: Türkiye’nin zamana ve paraya ihtiyacı olduğunu bir
harbin bunların her ikisini de yok edeceğini söyledim. Bunlar Türkiye için
birer maddî kayıp olmayıp sadece hissi kayıptır, dolayısıyla bir konferans bile
teklif etmemelerini söyledim. Şimdiki durumda bu güçlükler unutul uncaya
kadar Türkiyenin ilgilerine mümkün olduğu kadar itina gösteriniz
6 Ekim 1908
Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e Tel No: 287;
...... Bugün Türk Büyük Elçisi bir konferansın
mümkün olup olmıyacağını sordu. Ben, bunun mümkün olabileceğini fakat Önceden
münakaşa edilecek mevzuun ne olduğuna karar vermek lâzım geldiğini söyledim.
Türk hükümeti Berlin anlaşması hükümlerinde bazı değişiklikler yaparsa iyi
olur, dedim. Muhtemelen para istiyecek- dir. Türklerin en çok ihtiyacı olan şey
budur......................................
9 Ekim 1908
Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :
............. Türk Büyükelçisi Avusturalyamn hareketini
pretosto eden bir nota verdi. Bundan bazı pasajlar okuyarak Avusturyamn
hareketinin Berlin anlaşmasına aykırı olduğunu söyledi. Ayrıca Girit meselesini
sordu. Ben, kendisine Girit’in Yunanistanla birleşmesine razı olmayacağımızı
söyledim. '"Yunan askerlerinin adaya çıkmasına imkân yoktur, bizim
gemilerimiz Türk halkının menfaat-
lerini koruyacaktır, dedim. Elçi; bir konferans
fikrinin gelişip gelişmediğini sordu. Ben, hayır, dedim. Zira boğazlar
meselesinin görüşüleceği bir toplantıda kendimizi kötü duruma sokmak
.istemiyorum.....................
Sahife No 438 Vesika
No 374
13 - 14 Ekim
1908
Mr. VVhitehead’den Sir E. Grey’e :
............. Müslüman Bosnahlar tedricen göç ediyorlar,
yerlerine derhal Alman, Macar ve Ortodoks Sırplılar yerleştiriliyor
Sahife No 439 Vesika
No379
13 Ekim 1908
Sir. G. Lovvther’den Sir E- Grey’e :
............. Alman Büyük Elçisi Yakın Doğu siyasetlerinin
tıpkı Ingiliz siyaseti gibi olduğunu söyledi. Marschall bana, Türkler bir
konferansa giderken daha fazla top- kaybma uğramıyacaklarından emin
olmalıdırlar dedi.
Türkler hâdiseleri şimdilik çok soğuk kanlı
karşılıyorlar. Konferansta menfaatlerini tehlikede görürlerse Avrupaya karşı
hoş olmıyacak hareketlerde bulunabilirler. Kâmil şimdilik çok kuvvetli
görünüyor. Komitenin kudretinde bir zayıflama yar. Ahmet Riza’nm onlar için pek
kıymeti yok onun üstünde pek fazla zaman kaybetmenize değmez. Memleketin
kaderine, tesiri olacağını san- mıyorujn..
Girit probleminin de Türkler için pek faz
la bir
şey ifade ettiğini sanmıyorum. Kaybın mesuliyetini kuvvetlere atarak ve
yüklüce bir tazminat alarak tatmin olacaklarını sanıyorum. Bu iş için yirmi
milyon Frangın uygun rakkam olduğunu duydum. Bulgaristan, Doğu Rumeli ve
demiryolu için de yüz milyon... Gözden kaçırmıyacağımız bir husus da dış
tehlikenin reaksiyo-
71
■ Derlerinin sayısını arttırdığıdır. Kaba bir
tahininle nü- ? fusunun % 20 si böyledir. Şayet Türkler tatmin edilmez-
se bu durum çok fazlalaşabilir............
İ Sahife No: 447 Vesika No. 382
{ 15
Ekim 1908
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e :
.............. Başvezir artık anlaşmalara hiç itimadı kalmadığını
Giridin Yunanistan’la birleşmesi fikrinden çok ha- ' yal kırıklığına uğradığını
söyledi. Kıbrıs gibi Giridin de i İngiliz işgalinde kalmasını tercih ettiğini,
şayet Yuna- î nistan Giridi elde
ederse Eğedeki bütün adaları da isti- !■ yeceğini ve Ruslara boğazlarda hiç bir
hak vermiyece- j, ğini söyledi...
Sahife No. 447 Vesiko
No: 383
16 Ekim
1908
Sir E.
Grey’den Sir G. Lovvther’e :
i: ...... Türk Büyükelçisi benden, şayet
Ruslar kon-
£
feransta boğazlar sorusunu sorarsa ve Türkiye bunu red
■ ederse, Ruslarla aralarının bozulup
bozulmıyacağını sor
du. Ben, hayır, dedim. Şayet Türkiye bu mevzuyu
şimdi değil ilerde görüşürüz derse aranız bozulmaz...........................................................
Sahife No: 452 Vesika
No: 388
16 Ekimi
1908
Sir E,.
Grey’den Sir G. Lovvther’e :
■ ...... Rusların konferansa boğazlar
sorusunu getirmemelerini sağladım. Şu ara bu mevzuyu münakaşa et- menin
Rusların lehine olmadığına onları ikna ettim. Böy-
JUelikle boğazlar mevzuunu ileri.bıraktık..........
72 r-
Sahife No: 454 Vesika
No: 391 j
16 Ekim 1908
Sir A. Nicholson’dan Sir E. Grey’e :
............. Novea Vremya’da çıkan baş makalede, Balkan j
meselesinde Türkiye ile bir anlaşma yapılmasını, boğaz- 1- lar meselesinin dostça
bir ruh içinde halli lâzım geldiği- ; ni, yazıyor. Bu muhtemelen îkdam’da çıkan
ve Rus po- ■ litikasmın Petro’ya dayandığını bildiren makaleye karşı- ■: İlktir
Sahife No: 455 Vesika
No: 392 J
17 Ekim 1908
Sir E. Egerton’dan Sir E. Greye : J
............. İtalyan dışişleri bakanlığı, Türk hükümetinin
t konferansı derhal kabul etmesi için baskı, yapılması ge- rektiğini söyledi
Sahife No: 456 Vesika
No: 394
19 Ekim 1908 [
■S. t.
Sir E. Grey’den Sir A. Nicholson’a : , L
............. Türklere boğazlarda bir açma yapmanın lüzu- muna
inandığımı söyledim. Şayet Rusyayla iyi mima.se- betler istiyorsanız bu
şarttır, dedim. Bu ara bunu Türk- lere tazyik etmektense ileri bırakmak daha
iyi olacağı kanaatindeyim.
i
Sahife No: 457 Vesika
No: 395 (
19 Ekim 1908 £
. ■ • ?
Sir E. Grey’den Sir E. Egerton’a : f
............. İtalyan Büyük Elçisi ile Girit mevzuunda go- (
rüştük. Elçi bunun mühim bir soru olduğunu, Türklerin | Giridin Yunanistana
katılmasında inatçı davrandıkları-j
m, bu iş gerçekleşene kadar sulh olamayacağını
ve bizle- rin uygun terimlerle bu bağlantıyı temin etmemiz gerektiğini söyledi
26 Ekim
1908
Sir E.
Grey’den Sir G. L<owther’e :
............. Türk Büyük Elçisi ayın 24 ünde bana geldi.
Aşağıdaki bildiriyi gizli olarak verdi: Türk Hükümeti diğer devletlerden çok
bize itimat etmektedir. Bize danışmadan ve bizim tavsiyemizi almadan hiç bir
karara var- mıyacaktır. Türkiye ile Avusturya-Macaristan arasında, hiç bir
müzakere olmadı. Avusturya elçisi her gün gelip Türkiyeyi durumu kabule
zorladı. Türk hükümeti ise bunu reddedip protestolarını yeniledi
Sahife
No: 466 Vesika
No: 407'
26 Ekim 1908
Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :
............. Bugün Kont Mensdorff’a Avusturya ile Türkiye
arasında direk konuşma yapılmasına muhalif olmadığımızı ve Türklerin
müzakereyi kabule tamamen kendilerinin karar vereceğini söyledim. Kendisinden
Bosna, ve Herseği neden Türklere haber vermeden ilhak ettiniz diye sordum.
Cevaben, şayet Türklere haber verseydik bunu reddedeceklerdi ve Avusturya’nın
bu arzusunu yerine getirmesi imkansızlaşacaktı, dedi. ......
Sir E.
Grey’den Sir A. Nicholson’a :
Sahife
No: 468 Vesika
No: 409’
...
îsvolsky ile görüştüm, boğazlar meselesi güç bir?
sual. Harp esnasında bütün kuvvetlere aynı,
hakların verilmesini istedi. Türkiye ile Rusya arasında iyi münasebetler
mümkün olduğuna inanıyorum. Ruslar boğazlardaki durumlarını geliştirirlerse bu
Türkiyenin durumunu kuvvetlendirir. Fakat Türkler bu mevzuda çok şüpheci.
Ruslar mevcut güçlüklerde Türklere yardım ederlerse itimatlarını
kazanabilirler......................................
28 Ekim 1908
Sir G. Hardinge’den Sir A. Nicholson’a :
............. Balkan krizleri hakkında ne söyliyeceğimi bilemiyorum.
Türklere nasihat vermeğe çalışıyoruz Avusturya ve Bulgaristanla anlaşma
yapmalarını istiyoruz. Diğer taraftan Türkler tıpkı çocuklar gibi, inanıl-
mıyacak tekliflerde bulunuyorlar. Bu tekliflerini de buradaki Büyük Elçilerine
bildirmeden yapıyorlar. Neticede işlerin iyi olacağma inanıyorum.
Pariste Bertie’den öğrendiğime göre, îsvosky
çok aptalca bir teklifte bulunmuş. Biz Giride karşılık Kıbrısı Türklere
vermeliymişiz. Halbuki şimdiden adada bir Türk’e karşı üç rum var, bu da adanın
Türklere verilmemesi için en iyi sebebi teşkil eder
13 Kasım
1908
Mr. VVhitehead’den Sir E. Grey’e :
Belgrad
— Çok gizli —
............. Bugün Türk" Sırp askeri anlaşmasının
metnini gördüm. Türkiye ile Sırbistan Bulgaristanı işgal edip paylaşacaklar.
Fakat Sırp hükümeti bunu kabul edemez. .Zira Hristiyan mıntıkaların Türklerin
idaresine girmesine hiç bir devlet müsaade edemez. Müsait an gelince
Türk
hükümeti üstüne mümkün olduğu kadar baskı yapınız, yalnız şimdilik Majestenin
Elçisi durumu Türk hükümetine belli etmemelidir. Zira Sırp hükümeti bu gizli
anlaşmayı göstermekle şerefsiz duruma düşmüş olabilir.
Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :
............... Türklerin Avusturya gemilerine ve mallarına ;
boykot etmeleri gittikçe kuvvetlendi. Avusturya sefiri Başveziri ziyaret ederek
gümrüklerde çalışan hamalların devlet memuru olduğunu, onlara emir verilmesi
gerektiğini söyledi. Başvezir gereken emirleri verdi fakat halkın nefreti
okadar kuvvetli ki bu emirlerin yürüyeceği belli değil. Alman Büyükelçisi de
AvusturyalI meslektaşını destekliyor......
4 Arahk
1908
Sir F. Cartvvright’den Memerandum : Paris —
............... Avusturya ile Türkiyenin arasının düzelmesi
için M. Clemencean’a dedim ki: Birini Genç Türk komi- tesindenmiş gibi
yollarsanız ve bu ajan Avusturyamn Bosnayı almasının iyi olduğunu söylerse
işler düzelir. Fakat Avusturya elçisinin bunu başaracağını sanmıyorum Büyükelçi Kâmil Paşayı boykotu durdurmaya
razı etti fakat halk bir türlü boykotu
durdurmuyor..............
6 Arahk 1908
Sir O. Hardinge’den Sir A. Nicholsen’e :
............... Ahernthal, bana, Türklerin borçlarından hiç
bi-
rini kaldırmıyacaklarm ve Türkiyeye hiç hir
malî tâviz vermiyeceklerini bildirdi
8 Aralık 1908
Sir E.
Grey’deıı Sir E. Goschen’e :
............. Türk elçisi hiç bir resmî memurun boykotta.'
yer almadığını söyledi. Boykottan hükümetin mes’ul tu- tulamıyacağını bildirdi.
Kont Methernich şüphesiz halk sorumlu tutulamaz, fakat hamallar hükümete
tabidirler ve gemileri boşaltmağa mecburdurlar, dedi. Hükümet- ten daha
kuvvetli olan Genç Türk Komitesi boykotu teşvik ediyor......
Sahife
No 830 Vesika
No 5 inci ilâve
25 Aralık
1908
Sir E.
Grey’den Sir F. Cartwright’a :
....... AvusturyalIların şüphesi yanlıştır,
Majestenin hükümeti onlara karşı daima iyi hisler beslemiştir. Türkiyenin
Avusturya ile bu kadar kolay müzakereye yanaşmasında bizim büyük rolümüz
'olmuştur. Ve gene bizim tesirimizle Türkiyede mutedil hisler
yaratılmıştır....................................................................
■W
1908
İHTİLALİ İÇİN NELER SÖYLENDİ
THE LIVING AGE :
Yıl: 1908 Cilt: 259 Sahife: 67
Yazan: ALFRED de BILINSKI :
.................. Benim aşağıdaki sözlerim acaba Türk milleti
tarafında da biliniyor mu? ABDULHAMİD, ben kullarımın mutlak hakimi olduğum
müdetçe, isterse imparatorluk tek bir vilâyet kalıncaya kadar küçülsün,
diyordu, înce bir hesapla imparatorluğu tahribe sürükledi. Öyle ki: Ölümüyle
birlikte herşey bitecek, imparatorluk batacaktır.
Tarihin
hiç bir devrinde hiç bir kimse (Apres moi le deluge) lafını Abdulhamid kadar
sadakâtle tatbik etmedi.
Cilt 262, Yıl: 1909, Sahife: 759
Eski bir diplomat :
İngilizler Türk düşmanı hristiyanlara iyi davranır,
Türk köpeğini dövmek için her kırbaç mübahtır derdi. Londradaki Türkler için
olmıyacak yalanlar uydururdu. Ön Asyada zengin madenler, İzmirde altın gümüş
var. Kürtler Diyarbakır ve Musulda huzursuzlar...............
Yıl: 1911', Cilt: 267, Sahife: 50
GENÇ TÜRKİYE ve üçlü anlaşma :
.................. Anadoluda Ermeni bölgelerinde güçlükler yayılabilir,
bu bir iç harbe dönebilir, bu iç harp genç Türkleri alaşağı edebilir.
- -- ■
Yıl: 1911, Cilt: 271, Sahife: 241,
H. N.
Brailsfrod :
................................ (Arnavutlukta milliyet hislerinin nasıl
yaratıldığını anlattıktan sonra):
Türkler
anayasa kurarak Avrupanm müdahalesinden ebediyen kurtulacaklarını sandılar.
Türk olmayanların kurtarılması bizim vazifemizdir. Misal olarak: Arnavutluğu
verebilirim. Yakında harbe girip hürriyetlerini alacaklardır.
Netice
olarak şunu söyliyebiliriz ki: Türk imparatorluğu bitmiştir. Zaten onun
kaderini AbdülHamid çizmiş- ; tir.
Yıl: 1911, Cilt: 269, Sahife: 177,
/ Lord
Salisbury.
................................ TÜRK İHTİRASI VE ÎNGİLİZ MENFAAT-.
hV LERİ
:
! S '
Genç Türkler, hürriyet eşitlik diye bağırmaya
: başlayınca, herkes Türklerden
özür dileyip dost oldular..
Halbuki:
Bunlar Hristiyan mekteplerine baskı yapıyor-
j ■ 1ar.
Tren yollarına jandarmalar koymuşlar, paralarını •j' ;; hep silâha yatırıyorlar. Aynı maskara Osmanlılık de-'
| vam ediyor. Fanatik cahil insanlar.
Barbar millet. Kapi-
f tilasyonlarm
da kalkmasını istiyorlar.
? Türkler
daima Türk kalacaklar, hiç bir zaman Av-
ı rupalılaşamıyacaklar
bir tek hususiyetleri iyi asker ol-
< malarıdır.
e Türk bütçesinin kötü
durumunu maliye vekili Cavit bey açıkladı o da Türk değil Yahudi.
İrana da kötü gözle bakıyorlar. İngiltere ve
Fransa
:■ bunu derhal protesto etti.
îranhlara İngiliz ve Rusların
i kötülüğünü
söylüyorlar, İranlılar da buna inanıyor. Allahtan Hint müslümanları Genç
Türkleri sevmiyorlar..
İranda
Parlemento hareketleri olursa Ruslardan çok bizim için kötü olur. Bağdat
demiryolu tamamlanınca durum daha da kötü olabilir.
Parlâmentoları var diye Türklere zaaf
göstermeyelim. Ne tip insan olduklarını daima hatırlıyalım.
İS Mart
1914 de avam kamarasında yaptığı konuşmada: (Türk hükümetleri her zaman
çürümüş olmakla;, itham edilmiştir. Ben, Avrupalı devletlerin bu çürümeğe
Türkleri zorla ittiklerini söylüyorum, Öyle sanıyorum ki Avrupalı maliyecilerin
Türkiyede yaptıklarını sinsi bir vahşet olarak isimlendirmek hatalı olmaz. Eski
ve yeni, hiç bir Türk idaresi bu Ölçüde kötü olmamıştır.) dedi.
Avrupa
diplomasisinin Türkiyedeki tarihçesi bahşiş çamuruyla ifade edilir. Hiç bir Avrupalı
temsilci yoktur- ki, geçmişinde bu hasta yolu denemiş olmasın.
Mücadelenin
hikâyesi, hile, yalan ve tâmahtan ibarettir. Avrupalılar Allahın kendilerine
verdiği hak teorisine dayanarak sinsi diplomasilerini siyah, sarı ve esmer-
insanlara zorla uyguladılar.
Anayasalı Türkiyenin istikbali :
Biz
sadece kendimizi Tanrının yegâne kulları kabul edip başkalarının da hür
olabileceğini kabul etmeyiz. Japonya’nın inanılmaz kalkınması, Çin’in kendine
düzen vermesi ve Türk anayasası. Ben, Hüseyin Danî Paşanın evinde oturdum ve
ilk özgürlük hareketlerini gördüm. Bu hareket Mısır, Rusya, Hindistan ve
Japonyada tesirini
gösterecektir.
Şayet Türkler Asyadaki ırkları bir arada tutabilirlerse iyi günler
başlıyabilir.
The living Age (1908 Boston :
Avrupalı
diplomatlar Türk ihtilâli hakkında konuşmaktadırlar. Bu sahiden inanılmıyacak
kadar muvaffak, bir ihtilâl kansız ve. uzun zamanda hazırlanmış. Türkler
Mekadonya’da uygulanmakta olan İngiliz plânından çok aşağılık duygusuna
kapıldılar. Bu uygulamayla Mekâ- donya’nm büyük kısmının kontrolü diğer
devletlerin eline geçiyordu. Sir E. Grey’in çete hareketlerini bastırmak için
yaptığı teklifler ki bunlar ecnebi mütehassıs ve memur kullanmaktır, böylece
bunlar suya düşecektir.
Selânik
Genç Türklerin propoganda merkezi oldu. Bu teşkilâtta herkes bedava çalışıyor.
Yeni fikirler süratle yayılıyor, Türkler tekrar Avrupada birinci plânda rol
oynamak istiyorlar.
îngilterenin
şimdiye kadar olan düşmanca hareketleri sultana karşıydı, şimdi Türklerle iyi
münasebetler kurmalıyız. Aksi halde Türkler ordularını Mısıra gönderirler ve
sonucu şimdiden göremiyeceğimiz karışıklıklar meydana gelebilir. Biz
Amerikalılar İngilizlerin eski politikasını tasvip etdiğimizi, fakat şimdi
Türkleri tuttuğumuzu söyliyelim. Türkleri tutan devletler şimdi bize: Türkler
iyi insanlardır, siz hatalısınız diyeceklerdir. Biz de Türkler için eskiden
beri öyle düşünürdük, bilhassa köylüleri iyi kalitelere sahiptir, eskiden
Türkleri tutanlar kötü bir sultanlığı tutarlardı, diyelim. Biz ve İngilizler
Türk halkım tuttuğumuzu söyliyerek, iyi durumlar elde edebiliriz.
Cilt 266 sene 1909 sahife 329 :
Herkes
neşeyle hürriyeti kutluyor. Okul çocukları sesleri kısılana kadar hürriyet diye
bağırıyor, papazlar ve imamlar sokaklarda kucaklaşıyor. Vakur Türkün sokaklarda
nutuk söylemesi insana garip geliyor, yeni bir mucize doğuyor. En Önemli olan
da Genç Türklerin hasta adamı kurtarmış olmasıdır. Şimdi gözlerimizin önünde
olan bu değişikliği beş ay önce kim tahayül edebilirdi. Şimdi iki soru var:
1) Genç Türkler hakikaten reformcu mu?
2) Bunu yapabilecek kudretleri var mı?
Birleşme
ve kalkınma komitesinde (îtihat ve Te- i rakkî) askerler, denizciler,
gazeteciler ve toprak sahipleri y var. Hepsi memleketlerini moral ve
ekonomik çöküntüden i? kurtarmak ve politik bakımdan Özgür yapmak istiyor- 1ar.
Şahsen tanıdığım Türkler bile beni şaşırtıyor. Şim- >di prensip sahibi,
samimî ve iyi niyetli vatanperver ol- ••dular. Hamide devriyle kıyaslanınca,
çürümüşlük, insanların özel hayatına karışma, şantaj, zulüm, sürgün ve i-
rüşvetin bir gecede sona erdiği görülüyor. Şehülislâm şa- hane bir cesaretle
Genç Türkleri tutuyor. Bu ihtilâl öyle l- inanılmaz bir karekter taşıyor
ki, Anayasa istiyen Rus’la lan bile kıskandırabilir. Enver bey ve diğer komite
azalt lan inanılması güç bir tevazu içindeler, alkıştan bile ka- | çıyorlar.
Türklerin şimdi ençok mücadele etmesi gereken « şey, cehalet ve vatanlarım Avrupalı
hırsızlardan koru- L'.inaktır. İngilizlerin eski düşmanlığı sultanın şahsmaydı,
r şimdi bu güzel bir propoganda vesilesi olarak kullamla- | bilir. Bir Türk
subayı bana İngilizlerin Türkleri haritadan £ .silmek istediklerini biliyoruz,
fakat şimdi yeni rejmi tut-
F. —- 6
tuğunuza
inanıyoruz, dedi. Mekteplerde resmî ditin Türkçe olması isteniyor, parlâmento
kurulursa prensin partisi aşırı solcu görülebilir. Genç Türkler Makedonya
işini büyük devletlere bırakırlarsa muvaffak olabilirler. Şimdi Ermenilere
tesir ederek Türklere bir şans tanımalıyız. Belki İslâm ve Hristiyanlar
birlikle muvaffak olabilirler. Amerikan kolejinde Türklerle Hristiyanlar
birlikte dua etmiyorlar mı?
KISIM m
BALKAN HARPLERİNDEN 1914’E
KADAR OLAN DEVRE :
i Sahife No 2 Vesika
No 3
15 Nisan
1909
Sir F. Carturight’tan Sir C. Hardinge’e :
!
Viyanada İstanbul olayları alarm" yarattı. Tür-
;■
kiyede ciddî tehlikeler başlarsa bu Balkanlara yayılabilir.
; Bu
durum Avusturya - Macaristan imparatorluğunda da büyük huzursuzluk
yaratacaktır. Almanlar Ingilizle-
f rin Balkanlarda faaliyet gösterdiklerini
yayarak burada ? huzursuzluk yaratıyorlar..................................................
16 Nisan
1909
Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e :
................. Rus elçisi Bulgarlara sabır tavsiye diyor,
zira
' Türkiye bütün baskılara rağmen durumu kabul
etmezse kuvvetler müdahale edemez, diyor.........................................................
Sir F. Cartwrighften Sir E. Grey’e :
................. Yunan delegesi Mr. Monos bana şunları söyle-
di: Genç Türk partisi bir avuç enerjik ve kararlı adamdan meydana gelmiş ve
tesadüfen kudreti ele geçirmiş -
■ tir.
Müslüman toplulukları onları istemezler. Yavaş yavaş eski rejim gibi çökmeğe
mahkûmdurlar. Hakiki
't.
Türkler müteasıp ve kırtasiyeci yaratılışta insanlardır,
şimdi küçük Balkan devletleri birleşip
İstanbul’daki ge- , Üşmeleri tâkip etmelidirler. Yunan ordusu ancak sene
sonunda hazır olabilir. Yunanlıların Selâniği işgali Avus- turyaya ziyan vermez
ve onların ticarî işlerine mani ol-. maz, Arnavutlar Genç Türkleri
sevmemektedirler ve Arnavutlarla Yunanlılar arasında büyük bir yakınlık vardır.
Genç Türkler Giritin Yunanistana ilhakına mani olmaktadırlar fakat Kayzer de
Yunanistana sempati göstermektedir......
7 Temmuz
1909
Mr.
Findlay’den Sir E. Grey’e :
................................ Balkanlardaki politik durum şöyledir:
1 — Türkiyedeki
rejimin sabit olacağı şüphelidir. Bulgarlar Türklerle dostluk istemektedirler
ve her iki millet için de en büyük düşman Yunanistandır.
2 — AvusturyalIlar,
Balkanlarda tehlikeli işler ya-
, Piyor-
3 "
Balkanlardan AvusturyalIların alacağı yerle
rin Bulgaristana hiç bir faydası yoktur.
Bulgarlar Türkiyedeki rejimin çömesinden istifade etmeği düşünüyorlar
6 Ağustos
1909
................................ Alman imparatoru Yunanistana sempatisini
belirterek Giritin Yunanistana verilmesi icap ettiğini bildirdi. Ve Giritin
Suda körfezine Alman donanmasını yollamaya karar verdi
85'
Sahife No 38 Vesika
No 33
6 Ağustos 1909
Sir E. Grey’den Not:
.................. Türkiyedeki rejimin görünüşü hiç emin değil,
şayet yeni rejim de çökerse Balkanlar büsbütün karışa- cak, şu sırada Ruslarla
Bulgarlar arasında yapılacak bir anlaşma Türkiyenin çökmesi sırasında çok işe
yarıyabi- lirse de şüphe uyandırır. Benim anladığıma göre Ruslar samimî bir
şekilde kuvvetli bir Türkiye istiyorlar. Zayıf bir Türkiye Balkanlarda
AvusturyalIların ilerlemesine sebep olacak, diğer taraftan Ruslar Türklerin
İrandaki durumundan da şüpheleniyorlar. Türkler Iranın en önemli kalesini
işgal etmiş dürümdalar. Ruslar çekilmeden kendi askerlerini de çekmiyorlar
Sahife No 53 Vesika
No 46
21 Ağustos
1909
Sîr G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
.................. Rus Çarı boğazların ya bütün devletlere veya
yalnız Karadeniz devletlerine açılmasını istedi. Türkler bunu tamamen
reddettiler, mamafi Türk gazetelerinden biri bunun olabileceğine ait yazılar
yazıyor.....................
Sahife No 55 Vesika
No 49
4 Eylül 1909 -
Sir F. Cartwrighftan Sir E. Grey’e :
...... Çar’m İstanbulü ziyaret edeceği haberi
Rus hâriciyesi tarafından hayretle karşılandı. Mamafi Çarın İstanbul’u ziyaret
etmeden boğazlardan geçmesinin Genç Türk çevrelerinde acı bir tesir
bırakacağına da inanıyorlar .’
86
Sahife No
67 Vasika
No 60 <
28 Eylül
1909
Mr. Findlay’deû Sir E. Grey’e — Gizli —
................................. Bulgar
orduları kumandanı General Dimitriefî ile enteresan bir konuşma yaptım.
1 — Ingilizlerin
Bulgarlara vereceği borcu arttırmak ; .
2 — Bulgarların
îngiltereden satın aldığı harp malzemesinin Majestenin hükümetinin yardımıyla
boğazlardan geçirilmesi.
ilâve:
Türkler boğazlardan Bulgar harp malzemesi-' hin geçmesine müsaade etmiyor.
Türkler Bulgarların istediği kadar malzeme almasına mâni olamaz. Bulgarları
bizden malzeme almağa teşvik etmeliyiz. Askerî Ateşe H. D. Napier.
Sahife No 75 Vesika
No 65
4 Ekim
1909
................................. Boğazlardan tüccar gemilerinin geçmesi hakkında:
1823 te Sultan boğazlardan tüccar gemilerinin geçmesine mâni olunca, Majestenin
hükümeti Türkleri tehdid ederek durumu düzeltmişti. 1881 de ise Türk hükümeti
bir Alman gemisini durdurup cephane aramıştı. Kapitülasyonlar Türk hükümetinin
gemilerde dinamit aramasına mâni olamaz. Nitekim Nobel patlayıcı maddeler
şirketi 1893 te ve 1903 te boğazlar yoluyla Bulgaris-, tana patlayıcı maddeler
göndermişti. Türkler bunu da bırakmadılar, onun için şimdilik bu mevzu zor
olacak....?.
f 87
Sahife No 56 Vesika
No 51
f 6
Eylül 1909
Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :
.................... Türk hâriciyesi bana, Mr. Crawford’un elinde
reformları yapacak bütün kuvvetin bulunduğunu söyledi. (Gümrüklerin başına
getirdiğimiz adam E.U.)
Sahife No 97 Vesika
No 88
5 Ocak 1910
Sir B.
VVhitehead’den Sir E. Grey’e :
.................... Türk Maliye Vekili CavitjBey Belgrad’ı ziyaretinde
Yugoslavya ile Bulgaristanın arasındaki münasebeti sordu. Kendisine yapılan
anlaşmanın Türklere karşı olmadığı söylendi. Sırp hükümeti Avrupa Türkiyelindeki
durumun eskiden bile kötü olduğunu gizli olarak söyledi. Yugoslav ve Bulgar
hükümetlerinin hiç tatmin olmadığını ve oradaki Hristiyan halk için birşeyler
yapmak lâzım geldiğini bildirdi......
Sahife No 102 Vesika
No 93
14 Ocak 1910
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e :
.................... Bulgarlar Türklerle iyi münasebet kurmak istiyorlar
ve Türk ordusunun vaziyetinden istifade edip ■onlara hücum etmek istemiyorlar
Sahife No 103 Vesika
No 94
15 Ocak 1910
Sir F. Cartwrighftari Sir E. Grey’e :
' .................. Türk rejiminin sallantıda olması Viyanada dik
katle
takip ediliyor. Türk politikacılarını mühim krizler beklemekte, Türk - İran
hududunda, Mezapotamyada ve
Makadonyada çeşitli karışıklıklar mevcut,
Istanbulda bu işi halledecek kuvvetli bir el yok. Genç Türk komitesi ordu
arasındaki durumunu kaybediyor. Ve prestijini kurtarmak için Giritin
Yunanistana gitmesini önlemeğe çalışıyorlar. Bulgarlarla araları gittikçe
bozuluyor ve İs- tanbulda işler iyiye gitmiyor
Sahife No 107 Vesika
No 9fi
19 Ocak
1910 ;
Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e :
................................. Avrupanın düzelmesi için Rusyayla Avusturya, -
Macaristan Osmanlı İmparatorluğunun çökmesi gerektiğine karar verdiler......
Sahife No 117 Vesika
No 105
6 Şubat
1910
Sir E.
Cartvvright’dan Sir E. Grey’e :
................................. Sırp hariciye vekiliyle görüştüm. Türk rejiminin
mutlaka çökeceğini söyledi. Zira Türkiyeyi kurtarabilecek olan kaliteli
elemandan mahrumlar. îdarî mekanizma diye birşeyleri yok. Türk toprağını
milliyetçi bir rejim altında birarada tutmak bir hayaldir. Zira Türklerce Türk
teriminin bir mânâsı yoktur, Müslümanlık esastır.......................
Sahife No 132 Vesika
No 123
28 Şubat 1910
Sir A.
Nicholsen’den Sir E. Grey’e :
...... Bulgarlar Türklerle iyi münasebetler
istiyorlar. Yunanlılar ve Girit problem yaratabilir. Bizim gayemiz
Mekadonyadakî Hristiyanları korumaktır. Türkiyenin iç durumu çok karışıktır.
Kuvvetler Türkiye ile Yunaııista- nın çatışmasına mutlaka mani olmalıdır..............................................................................
L’ ■
L ’ ' . . 89-
: Sahife No 134 •
Vesika No 126:
f 2
Mart 1910
i; Sir A. Nicholson’dan Sır E. Grey’e :
..................... Bulgarlar Türklere güvenemiyor, Türkler Av-
J.. rupada Bulgar ırkını ezmek iztiyor, diyorlar.
< Sahife No 135 Vesika No 137
J 2
Mart 1910
v Sir. E. Grey’den, Sir F. Cartwrighfa :
L ......
Avusturya ile Rusya Orta Doğu problemini' tetkik ediyorlar. Ben de onlara bütün
devletlerin bu mev- zuyla ilgilendiklerini bildirdim......
fc'-
I' Sahife No 174 Vesika No 155’
| 1
Haziran 1910
| Mr.
Findlay’den Sir E. Grey’e :
N ................. Türk Elçisi Asım Bey ile görüştüm. Bulgaris-
ip. . • '
| tanın durumundan şüpheleniyor. Hakikatte de
Bulgarlar | Türkiyenin her zor zamanından istifade edip sertleşiyor- t 1ar.
Bulgarların gözünde Türk ordusunun kıymeti disip- I linine bağlı olarak düşüyor
veya artıyor. Bir şeyler ola- | bilir
| Sahife No 177 z Vesika No 157
I 8
Haziran 1910
’ Mr. Findlay’den. Sir E. Grey’e :
I ................... Sırp vekili bana: Bulgarlarla görüştüğünü ve'
Bulgarların
Türklere saldıracaklarım öğrendiğini, fakat, bu emellerini tasvip etmediklerini
söyledi. Ancak bu du-
I rumda tarafsız kalamıyacaklarını ya Türklerle
birleşijr | Bulgarlara karşı savaşacaklarını veya Avusturyayla bir- leşip
Türklere karşı savaşacaklarım söyledi.....................................................................................
90
Sahife No 179 Vesika
No 159
21 Temmuz
1910
Mr.
Findlay’den Sir E. Grey’e :
.................................. Şayet
1909 senesi baharında İstanbul’da hâdiseler patlak verip Türk ordusu ikiye
ayrıldığı vakit Bulgarlar Türkiyeye hücum etselerdi İstanbul’a kadar gitmeme-
- teri için hiç bir sebep yoktu. Bugün ise Türkler Edilmeyi muhkem mevki
haline getirdiler. Burası ikinci bir Plev- ne olabilir. Bulgarların çok büyük
bir şansa sahip olaca- •;ğmı sanmıyorum..............
; Sahife No 180 Vesika
No 161
30 Temmuz
1910
; Sir G. Ijovpther’den, Sir E. Grey’e :
.................................. Türkiyede anayasa hareketinden beri iki sene
'geçti. Ingiltere ve Fransa anayasa rejimini en iyi karşı- ' lamış gibi
göründüler. Zira biz Ingiltere anayasa hükümetlerinin öncüsü olarak ve Hamid
rejimine çok fazla muhalefet ettiğimizden, Fransızlar ise Genç Türk 'hareketinin
hazırlandığı memleket olduğundan... Bir memleketin politikasını onun
menfaatlerinden çok şahsî irisleriyle idâre etmeği düşünenler Ingiltereye çok
Önemli bir . mevki verdiler. îngilterenin bir zamanlar Türk imparatorluğunun
yardımına geldiğini hatırhyanlar Ingiltere lehine : gösteriler yaptılar. Fakat
Girit meselesinde Türkiye’nin .aleyhine olan durumu îngilterenin hazırladığım
görüyorlar. Genç Türklerdeki aşın milliyetçilik yüzünden în- : gilterenin
Mezapotamya ve Iran körfezindeki durumu onları rahatsız ediyor. Başvezirin bana
söylediği gibi: (Rus- yadan gelecek herhangi bir protestoya çok az katılın'bırakın
bunlar Rusyadan gelsin, zira- Türkler için her Rus bir düşmandır. Ve biz hiç
bir zaman Ruslarla dost olamayız.) Diğer taraftan pan islamizm ve Osmanlılık
her-
nekadar
bu memleketteki insanları birleştiriyorsa da henüz İngiltere her yerde iyi
karşılanmıyor. Bütün netice şudur ki: Genç Türkler İngilizlerin İran ve Giritte
takındığı tavrı İmparatorluk için bir tehdit sayıyorlar.
Fransızlara gelince burada mekteplere, tütün
rejisine ve Osmanlı bankasına çok para akıttılar. İmparatorluğun her
tarafından Fransız propagandası yapıyorlar. Aslında Fransız maliyecileri
Türkiyenin hayat kanını emmektedirler. Son iki senedir Rusyamn buradaki durumu
çok değişmedi. Sade aralarındaki büyük düşmanlık hafifledi, bir birlerine iyi
dilekler temenni ediyorlar. Geçen .sene Ruslar kapitülasyonların kalkmasını
istedilerse de bu çabuk söndü. Diğer taraftan Türk subaylarının çoğu Almanyada
okumaktadır ve kuvvetli bir Türkiye' istemektedirler. Bu bakımdan Almanların
durumu Türkiye'de çok yüksektir.......................
2 Ağustos 1910
Mr.
Findlay’den Sir E. Grey’e — Gizli —
................... Burada hoş olmıyan söylentiler dolaşıyor. Meşhur
Mekadonyalı çete reisleri Bulgarlar tarafından serbest bırakılmış, Türk
mıntıkalarında faaliyete geçmiş. Bulgar hâriciyesi ise Türk hükümetini itham
ediyor, Türk hükümeti çetelere karşı hiç bir şey yapmıyor. OsmanlIların kötü
idaresi yüzünden Bulgarlar sıkıntı çekiyor diyorlar, Bulgar hükümeti Türklerin
ümitsiz olduğunu ve kuvvetlerin de müdahale etmiyeceğini söyledi. Asım
Bey Türk bakanlarından Bulgarların şikâyet ettiği vahşeti durdurmalarını
istedi. Aslında Bulgarların şikâyete hiç hakları yok. Bütün vahşeti yapan
kendileri Türk hükümetinin ve Bulgaristandaki Türklerin hiç suçu yok. Şimdi
Türkler bu suçlamalarla Avrupadaki bütün prestejini kaybedecek
92
Sahife No 189 Vesika
No 164
3 Ağustos
1910
Mr. Barclay’den Sir E. Grey’e :
................................. Kosava vilâyetinde Sırp halkına kötü muamele
edildiği haberi basını hâlâ işgal ediyor. Türkler Mekadon- ya halkının
silâhlarını alıyorlar. Ve bu ara da Arnavut- lara dokunmuyorlar, herhalde bir
harbe gidilecek....
Sahife No 190 . Vesika No 165
5 Ağustos
1910
Sir F.
Cartwright’teıı Sir E. Grey’e :
................................. Avusturya Büyük Elçisi altı devletin Türklere
baskı yaparak Yunan mallarına yapılan boykotu durdurmalarının teminini istedi.
Girit hakkında bizim kararlarımızın kabul edildiğini bildirdi................
Sahife No
194 Vesika
No 171
9 Ağustos
1910
Sir A.-
Nicholsen’den Sir E. Grey’e :
................................. Rus hâriciyesiyle yakın ve Uzak Doğu meselelerini
görüştük. Ruslar Türkiyenin bugünkü halini muhafaza etmesini istiyor,
Bulgaristandan şüpheleniyorlar ve Önümüzdeki 3-4 sene için harp etmeği
düşünmüyorlar.. Şayet Türkiye çökerse o zaman îstanbulu istiyorlar. Aksi halde
Türkiyenin rejiminin devam edeceğinden eminler. Yunanistan, Girit ve Mekadonya
durumunu rahatsız edici buluyorlar................ '.
Sahife No 195 Vesika
No 172
12 Ağustos
1910
Sir F.
Cartwrighftan Sir E. Grey’e :
......
Sırp hariciye vekiliyle görüştüm. Şayet Türk
t . . .
93
t rejimi gelişirse Balkanlar kuvvetli bir
Türkiye idârcsin- de kalabilir. Fakat hükümet çürüklük ve malî işlerde
| -çıkmaz var. Sırp ve Yunan orduları Bulgar
ordulariyle de birleşirse Türkleri yener. Türk ordusunda ise subaylar
i arasında zıtlıklar var. Üstelik Alınanlara da
çok fazla V"-' • • .
güveniyorlar.......
".Sahife No: 200 , Vesika
No: 176
18 Ağustos
1910
| Mr. Fnıdlay’den Sir E. Grey’e : ...
1 ....... 1 — Türkler Bulgarlarla anlaşmaya
çalıştılar
bu boşa gitti.
I; 2 —
Makedonyanm silâhsızlandırılın asında Sırplar 'Türkleri vahşetle itham
ediyorlar.
| 3 ~ Bulgarlar Türklerin kendi
gelişmelerine engel
I olduklarını söylüyorlar.
' 4 — Müslüman muhacirler bile silâhsızlandırıyor. I
Bulgarlar silâhları alman müslümanlardan kolayca kur- I tutacaklarından
eminler.
5 — Asım Bey mutedil hareket etmeğe çalışıyor, ; .
Makedonya suali tek bir yoldan çözülebilir o da harptir.... t Sahife No: 201 .. Vesika
No: 177
I". 30
Ağustos 1910
Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e:
.................. Türkler Almanyadan iki harp gemisi aldılar,
ayrıca îngiltereye de iki gemi ısmarladılar. Rusya bundan telâşa düştü donanma
üstünlüğünün Türklere geçmesini istemiyor. Tanın gazetesi Karadenizin tarafsız
ol- maşım istiyor. Karadeniz bir Türk - Rus gölü haline gel- sin ve hiç harp
gemisi ihtiva etmesin, görüşü yayılıyor.
İlâve:
Türk' donanması şimdilik Rus donanmasına
eşit olamaz. Gemileri kullanacak subay ve
askeri bile yok
Sahife No: 206 Vesika
No: 178
4 Eylül 1910
Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
...... Türklerin harp gemisi almaları Rusları
telâşlandırdı. Şimdiye kadar Karadenizde elde ettikleri üstünlüğü
kaybetmekten korkuyorlar. îngilterenin Türk donanmasına yardım etmesi burada
iyi karşılanmayacaktır
Sahife No: 208 Vesika
No: 180-
6 Eylül
1910
Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
................................ Rosia gemisi Türk donanmasına katıldı. Rus-
lar derhal Karadeniz filosunu silâhlandırdılar. Biz istesek te istemesek te
Türkler bir donanmaya sahip olmak için karar verdiler. İngiltere Türk ordusu
gibi Türk donanmasının da Almanlaşmasına müsaade etmemelidir. ...
Sahife No: 207, Vesika
No: 181
6 Eylül
1910
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
................................ Manastır ve Selânikte Birleşme ve İlerleme Komitesi
gizli iki toplantı yaptı. Bu toplantılarda Talât ye Cevdet Beylerin iktidarda
kalması için her şeyi yapmağa karar verdiler. Ordu komitenin yanında olduğu
müddetçe bir Anayasa değişikliğiyle Talât ve Cevdet Beylerin ortadan
kaldırılmasına imkân yoktur. Komitede 80 - 90’ mason, Halk îşleri Vekili ve
yeni Şehül İslâm var. Son zamanlardaki söylentilere göre komite âzaları
valilik, mutasarrıflık v.b. gibi yerlere yüksek ücretlerle tayın ediliyorlar.
Komitenin Osmanlılaştırmak iddiası aslında Türkleştirmektir
İlâve:
Mr. Geary’den Sir G. Lowther’e :
................... Selânikte Birleşme ve ilerleme Komitesi gizli
bir toplantı yaptı. Talât bu toplantıda: Avrupadaki prestijimizi korumak için
birleştik bir cephe olarak hareket etmeliyiz, dedi. Kabine tamamen bizim
kontrolümüzde- dir. Ordu tamamiyle bizim arkamızdadır. Biz memleketimizdeki
islâmlara ve gayrı müslimlere eşit haklar veriyoruz. fakat gayrı müslimler
sadık birer Osmanlı olamı-/ yorlar, Yunanlılardan korkmuyoruz, Girid meselesi
yakında bizim kanunî haklarımızı yerine getirecek şekilde çözülecektir.
Sırbistan ekonomik bakımdan bize bağlı ol- / duğu için bir şey
yapamaz v.b. dedi. (Bu ilâve Ingiliz;
casuslarının çalışmasına örnektir.) ......
14 Eylül
1910
Sir E.
Grey’den Sir F. Cartwrighfa :
................... Giridi tekrar işgal ederek Türklere karşı olan
mükellefiyetlerimizi yerine getirmeliyiz. Fakat Türkler* Gir idin dışında bir şey
yaparlarsa meselâ Yunanistana hücum ederlerse biz yerimizde bekleriz, şayet
altı devlet müdahale ederse biz de müdahale ederiz. Girid yüzünden mes’uliyet
almak istemiyoruz. ■.
Sahife No: 212 Vesika
No: 184’
20 Eylül
1910
Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :
................... Türk donanmasının gelişmesi karşısında Rusya’da
meydana gelen rahatsızlığı yazıyorsunuz. Türkler donanmalarını geliştirmeğe
karar verdiler Türk donanmasına da. ordusuna olduğu gibi Alman tesirinin
girmesi ni istemiyoruz ı
.Sahife No: 216 Vesika
No:'188
6 Ekini
1910
Sir G.
Lmvther’den Sir E. Grey’e :
...... Türkiye üçlü anlaşmaya katılıyor. Bu
Türkiyenin lehine olmasına rağmen Almanya için deliliktir. Zira Türkiye’nin
içte ve dışta çözmesi lâzım gelen pek çok problem vardır. Türk yeni rejiminin
yaptığı bütün hareket ordusunu karışık bir durumdan düzgün bir hale getirmek
oldu........................ . -
.Sahife No: 219 Vesika
No: 191
12 Ekim
1910
Mr.
Fîndîay’den Sir E. Grey’e :
................................ Türkler son zamanlarda Fransızlardan aldıkları
borçlarla Rusya üstüne baskı yapıyorlar. Ruslar bilhassa Türklerin satın
aldığı Alman harp gemilerinden rahatsız oldular. Türkler Rusların kendilerinin
tabiî düşmanı olduklarını biliyor, aynı zamanda Almanların da kendilerini
diğer devletlere karşı bir koz olarak kullandıklarının farkındalar.
Fransızlarla kendilerine faydalı olduğu için dost kalmak arzu ediyorlar.
îngilterenin kendilerine zarar vereceklerinin farkındalar. Fakat onlar da
îngiltereyi incitebilecek mevkidedirler. Asım Bey Fransız elçisiyle olan
konuşmasında Rusyamn tarihî düşmanları olmasına rağmen, îngilterenin de Mısır
ve Kıb- rıstaki durumundan dolayı Türkiyenin tabiî düşmanı olduğunu söylemiş.
Başvezir Hakkı Paşa Türkiyenin du-, rumunu çok karanlık görüyor. Ve Fransız
malî yardımı -olmazsa Türkiye batmıştır diyor.......................
97
■Sahife No: 231 Vesika No: 200
7 Arahk 1910
Mr. Fiıullay’den Sir E. Grey’e :
............... Balkanlarda yapılan toplantıda sorulan sualleri
derhal size gönderiyorum.
1 — Hakikat şudur ki: İstikbaldeki
Türk politikası : Osmanlı İmparatorluğunda Türk ırkmm hâkimiyeti ve
; Pan-îslâmizmin gelişmesi üstüne dayanacaktır. Bu vazi- . yet karşısında
Balkanlardaki Hristiyan devletleri menfaatlerini nasıl koruyacaklardır?
2 — Hristiyan devletler tek başlarına
Türkiyeye : karşı savaşacak kadar kuvvetli midirler?
; 3 — Balkan devletleri dışardan yardım
alırlarsa
hangi gruba doğru eğileceklerdir?
Bu
sorulara şu cevaplar verilmiştir:
j 1 —
Balkan devletleri Türkiyeye karşı birleşecek- . . lerdir.
2 —
Kendi aralarında birleşseler bile yalnız hareket edemezler.
f 3 — Balkan devletleri üçlü itilâf
devletleriyle birle- ₺ şeceklerdir
Sahife No: 237 Vesika
No: 204
f 22
Aralık 1910
< Sir E. Cartwrighften Sir E. Grey’e :
............... Türkiye ile Bulgaristan arasında bir hâdise £
çıkması mümkündür. Paris ve Londra hazırlıklı bulun- L malıdır. Ruslar ise
bunun bir Avrupa harbine sebep ola- I cağından korkmaktadırlar. Ben, Rus
elçisine Türkiye’de rejim çökerse bunun anarşiye sebep olacağını ve muzaf- fer
Bulgar ordularının İstanbul’a kadar gidebileceğini F söyledim. îsvosky,
Rusların buna hiç bir şekilde müsaa- £ de etmiyeceklerini söyledi ve Bulgarlara
çok kızdı...............................................................
F. — 7
98
Sahife No: 243 Vesika
No: 207
4 Ocak
1911
Sir F.
Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e :
................................ Yeni Türk rejimi çok yakında aşırı milliyetçi
temayüller'gösterebilir ve Mısır, Girid, Bosna bölgelerinde Türk hakları iddia
edilebilir................................
Sahife No: 253 Vesika
No: 213
19 Şubat
1911
Sir F. Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e (çok
gizli) r
................................ Kont Aehrenthal bana ve Fransız elçisine şunları
söyledi. Biz genç Türk rejimine bütün manevî desteği verdik, fakat hatâları o
kadar çok ki artık sonları yakındır. İstanbul’da kuvvetli bir hükümet
istiyoruz bütün ümidimiz Mahmut Şevket’in üstünde toplanmıştır. Genç Türkler
ise Mahmut Şevketi ortadan kaldırmak istiyorlar. O ise bunu biliyor ve
tedbirini aldı. Bize göre Avrupa sulhü küçük Balkan devletlerinden ziyade
İstanbul'daki anarşi yüzünden tehlikededir. Ümid ederiz ki Majestenin
hükümeti Balkanlarda Türkler hakkında yaptığı aktif propagandayı durduracak ve
işleri büsbütün karıştırmayacaktır.
Bağdad
demiryoluna gelince: Tamamen İktisadî olan bir meseleyi neden bu derecede
politik bir mevzu haline getirdiğinizi anlıyamıyoruz.
İlâve: J.D.G.
1 — Türkiye hakkında
tamamen karanlıktayız. Mahmut Şevket’in hakikî karakteri hakkında hiç bir şey
bilmiyoruz. Mahmut Şevketin diktatör olması mı yoksa komitenin kuvvet kazanması
mı daha iyi bilemiyoruz.
2 — Yazan: L.M.
Şimdiki vaziyette İngiliz menfaatleri çok kötü vaziyette. Askerî bir dikta
belki daha da kötü olabilir. Cartwrighfin ajanlarına göre: Türk împa-
■ ratorluğu dağılmak üzeredir. Durumu bu açıdan
tetkik et- j meliyiz. Mısır, İran körfezi ve Girid üstünde dikkatle dü- ■;
şünmeliyiz
: Sahife No: 255 Vesika No: 216
21 Şubat
1911
Sir G. Lowtherklen Sir E. Grey’e :
?
îstanbuldaki krizler devam etmekte, Mahmut
k. Şevket
kabinedeki aşırı insanları temizlemeğe çahşmak- ’ tadır. Tanin gazetesi
yazarlarından Hüseyin Cahit ve îs- mail Hakkı gibi yazarlar yeni kabinedeki
maliye ve da-
İ biliye vekillerinden takdir ile
bahsetmektedirler.............
Kısım: 74
Sahife No: 59
1 —
Ültimatomdan önce Şubat 1910 Eylül 1911
7 Türkiye ile İtalya arasındaki münasebetler son
zamanlarda
samimî değildi. Türkler ne İtalyanlara, ne de onların devletlerine hürmet
göstermiyorlardı. İtalya’nın büyük devletler seviyesine yükselmesi son birkaç
sene içinde oldu. Küçük devletlerin hassasiyetiyle Türklerin bu durumuna
kızıyordu. Trablusgarp harkkmda bir niyetleri olup olmadığı da belli değildi.
Buradaki İtalyan sayısı kimsenin dikkatini çekmemişti. Türklerin ise deniz
kuvvetleri bir tecavüzü önliyecek durumda değildi.
8 — Eski Sultan
Abdülhamid devrinde imparatorlukta açmak istedikleri posta ofisine mâni
olunması İtalyanları kızdırdı. Zira bu başka bir büyük devletin talebi olup
reddedilseydi derhal donanmalarını yollarlar ve arzularını zorla kabul
ettirirlerdi.
9 __ Türkiyedeki
ihtilâl Türk İtalyan münasebetlerini kısa bir zaman için düzelttiyse de 1910
yılında Trab- lusgarptaki İtalyan menfaatlerini İtalyanlar korumağa karar
verdiler.
10 — Romada elçi olan
Hakkı Paşa Türk - İtalyan münasebetlerini geliştirecek hiç bir şey yapmadı.
Abdülhamid devrinde bir donanma gösterisi kâfi geldiği halds Genç Türkler yeni
bir silâh keşfettiler: BOYKOT... Bu da durumu çok tehlikeli bir hale
getiriyordu. 2 Temmuzda Türk Prensi Yusuf İzzettin Ronıayı ziyaret etti.
11' —
Büyük devletler Arnavutluk dolayısiyle Türkiye üstüne baskı yaparken İtalya
Trafolusun işgali için en iyi zaman olduğunu düşündü.
12 — Roma bankası, Vatikan
maliyecileri, hariciye vekâleti ve bankanın para ile elde ettiği basın büyük
bir kampanyaya giriştiler. Bu hareketin sadece sosyalist basın aleyhindeydi.
13 — İtalyanlar soldan gelen bu
muhalefeti dikkate almadılar.
14 — Eylül ortalarında sosyalist ve
radikal basın hariç, bütün basın tek bir ses haline geçti. Balkanlarda durumun
karışması İtalya için iyi şartları hazırlıyordu.
15 — İtalyanlar Türklere karşı millî
prestijlerini kurtarmak ve Akdenizde Fransız üstünlüğüne mâni olmak için büyük
devletlere Trablusu işgal edeceklerini bildirdiler.
16 — İtalyanlar Türk hükümetine 28 Eylülde
Trafo- hısgarb’ın ihmal edildiğini, düzensiz olduğunu ve İtalyan menfaatlerinin
ihmal edildiğini bildiren bir nota verdiler. Türkler derhal müzakereye razı
olduklarım bildirdilerse de böyle bir müzakerenin hiç faydası yoktu.
17 — İtalyanlar aynı anda Atina,
Belgrad, Sofya,
Budapeşte ve diğer Avrupa şehirlerindeki Türk
konsolosluklarına, İtalyan menfaat ve şerefni korumak üzere Trablusgarb’m
işgal edildiğini bildirdiler
Sahife No: 262 Vesika
No: 219
15 Şubat
1910
Şir K.
Rodd’dan Sir E. Grey’e :
................ Dışişleri bakanları toplantısında OsmanlI İmparatorluğunun
Afrika toprakları söz konusu edildi. İtalyanlar OsmanlIların toprak
bütünlüğüne hürmet ettiklerini bildirdiler. ....................
102
Sahife No: 263 VesikoNo:
220
31 Aralık
1910
Sir R.
Rodd’dan Sir E. Grey’e :
.................................. îtalyanlar Girid meselesinde Türkleri tutma-
yor ve ayrıca İtalyanların Kızıl denizde Massowah’ı işgalini kabul etmeyişleri
İtalyanları kızdırıyor, Türkler başka büyük bir devlete bize hareket ettiği
gibi hareket edemez diyorlar, en büyük korkuları boykottan...................................................................
Sahife
No: 264 Vesiko
No: 221
28 Temmuz 1911
Sir E.
Grey’den Sir R. Rodd’a :
.................................. Markis di Sandiuliano Trablusgarpta İtalyanların
büyük güçlüklerle karşılaştığını söyledi. Türkler İtalyanların arazi satın
almalarına müsaade etmiyorlarmış. Halbuki Alınanlara müsaade ediyorlar......
Sahife No: 264 Vesika
No: 222
31 Temmuz
1911
Sir E.
Rodd’dan Sir E. Grey’e :
.................................. îtalyanlar Türk hükümetinden Trablustaki valinin
değiştirilmesini istediler. Diğer taraftan öteki kuvvetlerle de anlaşıp
durumlarını garanti altına aldılar. Türk hükümetinin şu ara zayıf olduğunu
biliyorlar................................
Sahife No: 266 Vesika
No: 223
30 Ağustos 1911
Sir E.
Grey’den Sir G, Lovvther’e :
.................................. Italyan hükümetiyle Türk hükümeti arasındaki
açıklığı anlatan yazınızı aldım. Size Mısır ve Sudan hak- kındaki gizli yazıyı
gönderiyorum. Türk hükümetinin Trablusta îtalyanlara daha az haklar tanıdığını
görüyoruz. Ve İtalyanların durumunu anlıyoruz.
103
Sahife No: 270 '
Vesika No: 227
14 Eylül
İMİ
Sir R.
Rodd’dan Sir E„ Grey’e :
.................... Italyan bakanlarını çok nikbin buldum. Bilhassa
Fransızların Marocco meselesi halledildikten sonra... Trablus limanlarında
İtalyan mallarına boykotun başlaması onları çok kızdırıyor. Sosyalist parti
ise İtalyanların sömürge macerasına atılmasını istemiyor. Boykot devam ederse
italyanlar için korkunç olur, hem de OsmanlI imparatorluğundaki İtalyanların
durumu fenalaşır, ve son yıllarda fevkalâde bir pazar olan Türkiyeyi kaybedebilirler.
Italyan donanması manevra yapmak üzere toplandı
ve yola çıktı
Sahife No: 272 Vesika
No: 228
18 Eylül
1911
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e :
..................... Yeni gazete İtalyanlarla Başvezirin görüştüğünü
yazıyor. Italyan gazeteleri ise Trablusa bir şey yapıl- mıyacağını, sadece
boykotun kaldırılması gerektiğini yazıyorlar
Sahife No: 274 Vesika
No: 233
22 Eylül 1911
Sir K.
Rodd’daıı Sir E. Grey’e :
.................... Gazeteler Italyan halkını Trablustaki durum
hakkında aydınlatıyorlar. Ayrıca Kızıl Haç bültenleri de devamlı yayınlanıyor.
Italyan donanmasını veriyorum, (26 parça gemi ismi E.U.) ................
104
Sahife
No: 276 Vesika
No: 236
24 Eylül
1911
Sir R. Rodd’dan Sir E. Grey’e :
................................ Trablustaki bütün Türk kuvveti 6 bin kişiden:
ibarettir. Türkiyeye hiç bir haber vermek niyetinde de- ğiller, Din adamlarının
ve subayların kendilerine karşı, ayaklanacağından korkuyorlar...
Sahife No: 277 Vesika
No: 238
26 Eylül
1911
nü i Sir R. Rodd’dan Sir E. Grey’e :
................................ Üç torpido bot ve Napoliden kalkan 4 gemi da- !ı
1' ha yola çıktı. Gazeteler ise
donanmanın İtalyan sularında
■I olduğunu söylüyor........
Sahife No: 278 Vesika
No: 240
26 Eylül
1911
Mr. W. Churchill’den Sir A. Nicholsen’e :
i i
1 ..... İtalyanların Trablus meselesi
Türkleri Almanla
rın
kollarına büsbütün atacaktır. İtalya macerası çok de- â rine gidebilir, bizim
tutumumuz ise bize hem kazanç hem
'1-^) '
de zarar sağlıyabilir. Maamafih biz her şart
altında ister ahlâkî olsun isterse ahlâksızlık olsun İtalyayı Türkiyeye tercih
etmeliyiz. Öyle görülüyor ki muvazene bizim menfaatimize doğru dönecektir. ..........................
Sahife No: 280 Vesika No: 24-1
27 Eylül
1911
Sir E. Goschen’den Sir E. Grey’e :
................................ Türklere yapılan bütün baskıya rağmen, ticarî
ş meselelerde İtalyaya yanaşmak
istemiyorlar, Türklerin
büyük dostu olan Almanlar belki onları mutedil
bir yola
105'
sevk edebilir. Türkiyede heyecan o kadar fazla
ki belki bir iç harbe gidebilirler. Bulgarlar henüz Türklerin bu. durumundan
istifade etmediler
Sahife No: 283 Vesika
No: 249:
28 Eylül
1911
Sir P. Poget’ten Sir E. Grey’e :
................... îtalyayla Türkiye arasındaki durum Balkanlarda
endişeyle takip ediliyor. Türkler Trablusta İtalyan taleplerini kabule
mecburdurlar. Bir silâhlı çatışmayı mutlak kaybedecekler ve bunu gören Balkan
devletleri yer kapacaklardır
Sahife No: 286 Vesika
No: 253
30 Eylül 1911
Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :
................... Lütfen
Fransız ve Rus hükümetlerine Türk îtal~ yan harbinde tarafsız kalacağımızı
bildiriniz...................................................
Sahife No: 289 Vesika
No: 257"
30 Eylül 1911
Sir R. Rodd’daıı Sir E. Grey’e :
...b. İtalyanların Trablustaki durumu çok
garip, bütün inkârlara rağmen Trablusta Türk idaresinin dehası mutlaktır.
Trablusta birçok İtalyan değirmeni var. Türkler bütün diğer milletlere haklar
verirken İtalyanlara hiç hak vermediler ve bu da onların sabrını taşırdı. Güney
Afrika harbinde Ingiltereye anlayış gösteren tek devlet İtalya idi şimdi de
biz onlara anlayış göstermeliyiz...............................................
1 Ekim
1911
Mr.
O’Beirne’den Sir E, Grey’e :
............................... Rusya da Türk - İtalyan harbine karşı tarafsızlığını
ilân etti. Türkler Trablus’un işgaline karşı Kuşlardan yardım istediler.
Ruslar ise Balkanlardan Türkiye’ye gelecek her türlü tecavüze karşı oldukları
halde İtalya’ya karşı hazırlıksız olduklarını söylediler...............
2 Ekim
1911
Sir E. Cartvvright’ten Sir . Grey’e : —Çok
gizlidir—
......
İtalya Türkiyeye karşı harbi sade Trablusgarp'- : ta değil Adriyatikte de
yürütüyor, Arnavutlukta İtalyan- lar geçit resmi yapıyorlar. Avusturya müthiş
telâşta.
İlâve:
îtalyanlar Türk gemilerinin kendi kasabalarını bombardıman etmesinden
korkuyorlar. Bu mevzuda Türklere fikir vermemek için hiç bir şey söylemiydim.
...
2 Ekim
1911
Sir E.
Grey’den Sir R. Rodd’a :
İngiliz basını îtalyanın hareketini çok iyi
karşıladı ve daima îtalyanın tarafını tuttu............................................................................
3 Ekim
1911
Sir E.
Grey’den Sir G. Lovvther’e :
Türk hükümeti İngiltere’nin müdahalesini istedi.
Böyle bir şey îtalyanlara karşı düşmanca olur. Üstelik bize bir fayda da
sağlamaz. Fransa, Rusya ve Avusturya .hükümetleri de aynı şekilde hareket
ediyorlar. Alman îm-
paratorluğu da biraz daha dostane olmakla
beraber aynı cevabı verdi
11 Ekim
1911
Sir E.
Grey’den Sir R» Rodd’a :
..................... Italyan elçisi Trablus’un bütün Türk haklarından
sıyrılmış olarak kendilerine terkini istedi, Türkler bunu kabul ederlerse
maddî ve manevî destek bulacaklarını, aksi halde Italyan vatandaşları Türkiye’den
kovulursa kendilerinin de misilleme yapacaklarını söyledi...............................................
11 Ekim
1911
Sir E.
Grey’den Sir R. Rodd’a :
..................... Harbin gayesi: İtalyanlar Trablusu zaptetmekle
Kızıldenizden Türk filosunu atmak istediklerini bildirdiler, İngilizlerin ise
Kızıldenizde serbestçe ticaret yapabileceklerini söylediler
12 Ekim
1911
Sir F.
Cartwright’ten Sir A. Nicholsen’e :
..................... İtalyanların Türkiyeye verdiği ültimatom, Aeh-
renthal (Avusturya dışişleri bakanı)’ı çok şaşırttı. Fakat Bosna krizi
sırasında İtalya Avusturya tarafını tutarken Avusturya da Trablus meselesine
muhalefet etmiyeceğini söylemişti. Aehrenthall Avusturyanın menfaatlerini şahsî
düşüncelerinin çok üstünde tuttuğundan daha büyük bir devlet adamı kalitesi
göstererek, îsvolsky’nin İtalyanlara gösterdiği şiddeti göstermedi, sükûnetini
muhafaza etti. ...
108
Sahife No: 310 Vesika
No: 387
16 Ekim
1911
Sir A.
Nicholsen”den Sir E. Grey’e :
............................... Mr. Cambon (Türkiyedeki İngiliz malî müşaviri)
Gizli tutulması ricasiyle aşağıdaki malûmatı verdi: îstanbuldaki Rus
büyükelçisi boğazlardan serbest geçiş hakkı verilirse, Rusyanın Türk
topraklarının bütünlüğünü diğer devletlere karşı garanti edeceğini,
kapitülâsyonların kaldırılmasına razı olduğunu, demir yolu haklarını geri
vereceğini, Balkan devletlerinin Türkiyeye karşı saygılı olmasını temin
edeceğini, söyledi. Bu mesele derhal müzakere edilmelidir
t-
Sahife No: 319 Vesika
No: 301
6 Kasım
1911
Sir E.
Grey’den Sir K. Rodd’a :
............................... Italyan Büyükelçisi bugün Trablusun İtalya’ya
ilhak edildiğini bildirdi. Trablus’tan bizim ticarî menfaatlerimizi
karşılamalarına rağmen, şüphesiz artık kapitülâsyonlar kalkmıştır, dedi........................
I Sahife No: 322 Vesika No:
306
7 Kasım
1911
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
............................... İtalyan hükümeti Rus hükümetine Türk donanmasını
tahrip etmek üzere müştereken boğazlara hücum. etmek teklifini yapmış Rus
hükümeti bunu red etmiş.
Sahife No: 333 Vesika
No: 323
27 Kasım
1911
Kont de Saiis’ten Sir E. Grey’e:
............................... Kral, İtalya ile Türkiyenin arasındaki müca-
'delenin çok üzücü olduğunu Türklerin
Kosovadaki kuvvetlerini de çektiklerini ve harbin kısa zamanda biteceğe
benzemediğini söyledi
Sahife No: 339 Vesika
No: 334
1 Arahk
1911
Sir F.
Cartwright’ten Sir E. Grey’e :
.................. Harb bahara kadar uzarsa ve Türkler bu harpten
zayıf çıkarlarsa durum çok tehlikeli görülüyor. Şimdiden durum Bulgaristanda
karışık gözüküyor. Bombalar patlamağa, gösteriler yapılmaya başladı................
Sahife No: 340 Vesika
No: 336
2 Aralık
1911
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
.................. İtalyanların ve kuvvetlerin Türklere karşı düşmanca
hareketlerine karşılık Rusların yardım teklif etmesi Hüseyin Cahit tarafından
boğazların Rus gemilerine açılması gerektiği yolunda müdafaa edildi. Bütün bu
hâdiselere rağmen bu memlekette İngilizlere karşı sevgi çok fazladır ve herkes
boğazların Ruslara açılmasına muhalefet etmektedir. Rusların boğazları açtırmak
fikri aptalcadır. Biz Türklere hiç yardım etmememize rağmen boğazların
açılmasını önlemeliyiz
Sahife No: 349 Vesika
No: 345
11 Arahk 1911
Sir G.
Buchanoıı’daıı Sir E. Grey’e :
..................... Movea Vremyada çıkan makaleyi size yolluyorum
: Biz Ruslar Boğazlardan serbest geçme. hakkı talep edersek Paris ve Londra
anlaşmalarına göre diğer
kuvvetler de aynı hakkı talep edeceklerdir.
Türkiye şu anda zayıftır biz ona dostluk elimizi uzatmalıyız..............................................................................
Sahife No: 352 Vesika
No: 35#
26 Arahk
1911
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
................................ İtalya Türkiyeye bir miktar para öderse ve
kuvvetler de ciddî, sert ve fakat dostane baskıda bulunurlarsa îtalyanm
Trafolusu kaptığı Türklerce kabul edilecektir.........................
Sahife No: 363 Vesika
No: 361
20 Ocak
1912
Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :
............................... Tanin gazetesinde çıkan haberler Türkiye’nin
bu ilhakı hiç bir zaman kabul etmiyeceğini yazıyor......................................................
Sahife No: 380 Vesika
No: 383
15 Mart
1912
Sir G. Eowther’den Sir E. Grey’e :
............................... Buradaki Rus elçisinin vazifesi Türklere Balkanlarda
Türk ve Rus menfaatlerinin aynı olduğu intibaını vermekti. Şimdi bu elçi geri
çağırılıyor. Tanin gazetesi bu elçinin geri alınmasıyla Türk - Rus dostluğunun
yıkılmak mı istendiğini soruyor...............................
Sahife
No: 400 Vesika
No: 413'
16 Haziran
1912
Sir E.
Rodd’dan Sir E. Grey’e :
............................... Türk - Arap kuvvetlerinin Trablusta büyük yenilgiye
uğramaları Arapların mağlûbiyeti kabul ettiğini mi gösterir, dedim. Hariciye
vekili şimdilik bunun doğ-
/ ru olmadığını, Türklerin Arap kabileleriyle
kendi temas- , larına mani olduklarını ve Arap askerlerin Türk subay- ;
lara itaat edip etmiyeceklerinin henüz bilinmediğini söy- i" ledt İngiliz
ve Alman hükümetlerinin Türk hükümetine < baskı yaparak durumu kabul ettirmelerinin
gerektiğini ■ de ilâve etti. Ayrıca bazı İstanbul gazetelerinin İtalyan- ; lara
karşı daha mutedil bir dil kullanması da dikkati çe- i kiyor
} Sahife No: 401 Vesika No: 419
20 Haziran
1913
[ Mr.
O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
| ... Bir sırp delegesi Rusyaya geldi. Ve
Rusların?
Balkanlarla
artık ilgilenmeyişinin Slav ırkı için çok kötü olduğunu söyledi. Buna bir misal
olarak da Türkiyenin
| güçlüklerini artırmamak için boğazlar
meselesini ortaya, ş çıkartmadıklarını söyledi....................................................
İ7
I Sahife No: 413 Vesika No: 429
t 28
Haziran 1913
| Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :
| ... Italyan Büyükelçisi bana aşağıdaki
raporu
verdi:
t 1 —
Türkler Ege adalarından dolayı endişeye düş- I memelidirler harpten sonra
onları geri vereceğiz.
2 — İtalyanlar İngilizlerin Bardia limanını
işgalini kabul .ederler.
3 — İngilizler İtalyanların Trablusu
ilhak ettiklerini kabul etmeli ve diğer milletlere de bunu kabul ettirmelidirler.
4 — Baron Marschall Bağdad demir yolu
ve İskenderun meselesini Almanların istedikleri gibi kabule ha--
zırdır.
Fakat buna karşılık da Cyrenick’nın Mısıra ilhakını kabul etmelidir.
5 — Fransız ve İngiliz
hükümetleri Trablusun ilhakını kabul etmiyeceklerine dair herhangi bir söz
vermemelidirler.
Not: Ben
böyle bir sözü kat’iyyen vermiyeceğimizi söyledim.
6 — Mısırın tarafsız olarak kalması zira Türk donanmasının
Mısırı korumağa muktedir olmadığı...............................................................
Sahife No: 413 Vesika
No: 430’a ilâve
29 Haziran
1912
Amirallikten
Harp Bakanlığına:
İtalyanların
adaları işgalinin bahrî politikamıza'' tesiri :
1 — Amiralliğin
Akdenizde politikası senelerden beri menfaatimize uygun şekilde olmuştur.
Şimdi yabancı filolar bizi tehdid etmektedir. 1872 Navarino’dan beri Türk
filosu ehemmiyetsizdir. Yunan filosunu ise tesirsiz şekilde kurduk.
2 — Ege Denizinde durumu
muhafaza etmek yalnız bir asırlık İngiliz politikası değil, aynı zamanda bütün
Avrupanın da politikasıdır. Şüphesiz zaman zaman Türklere baskı yapmak için
bir ada veya bir liman Avrupalı devletlerce işgal olunmuştur. Şöyle ki: 1887 de
Avusturya Küçük Asya bölgesindeki Mersini geçici olarak işgal etmiştir.
1901’de Fransa Mitylene’i işgal etmiştir. 1905 te İngiltere, Fransa, Avusturya,
İtalya ve Rusya’dan müteşekkil milletlerarası bir filo Lemnos ve Mitylene’i
işgal etmişlerdir. . Kıbrıs, Hindistanla olan münasebeti bakımından
İngilizlerce işgal edilen yegâne adadır. Şa-
{ yet Suda körfezi olmasaydı Girid suali bu
kadar tehli- J keli bir sual olmazdı. Şimdi de Ege adalarına İtalyanla- K rın
tamamen sahip olma ihtimali var. Bu adaların ^ir ? kısmı çok önemlidir. Ve
bahrî üsler olarak kullanılabilir- { 1er. Diğer bir 'kısmı da boğazlara çok
yakındır. Ayrıca f. hu adaları ele geçiren kuvvetler bütün Karadeniz tica-
retini de ele geçirebilir. Bu sayede Mısırdaki durumumu- l’.zu da sarsabilir.
Veya ilerde bu kuvvetle birleşip Mısıra I asker yolhyabilir. V.b
f Sahife No: 431 Vesika No: 459
17 Ekim
1912
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e :
............... Türk - İtalyan sulh protokolü imzalandı. Böy-
l'lece bir senedir devam etmekte olan harp bitti. Komite ' harbin devamını
istiyorduysa da hükümet sulhu kabul «etti. Komitenin gazetesi olan Tanin bunu
vatan ihaneti i olarak bildirdi. Buraların kayıbı Türklere senede bir mil- yon
sterline mal oluyor. Ayrıca dinî bakımdan da çok r§ey kaybettirir. Bu,
Pan-Islâmizmin sonu demektir...................
F. —— 8
KISIM:
75 ARNAVUT İSYANI
30 Mart
- 21 Aralık 1911
Yazarın
Notu: Genç Türklerin merkezleştirme politikası, Arnavutlar arasında ve
bilhassa kuzeydeki kato- likler arasında, memnuniyetsizlik yarattı. Ve 27
Martta; muhtelif kabileler isyan ettiler. Haziranda da Katolikler bu isyana
katıldı, muhtelif köyleri tahrip ettiler.
Sahife No: 449 Vesika
No: 469
30 Mart 1911
Mr.
Barclay’den Sir Grey’e .— Gizlidir —
................................. Arnavutluk isyanının Sırbistanda bir tesir yaratıp
yaratmıyacağmı sordum. Hariciye vekili her gelişmenin Türklerin durumu kontrol
edip edemiyeceklerine bağlı olduğunu söyledi. Şayet Türkler durumu sür’atle
kontrol edebilirlerse o zaman bir şey olmaz. Üstelik Sırp bakanı şu ara Avrupa
durumunun müsait olmadığını, bu: vaziyette harekete geçmenin akılsızlık
olacağını bildirdi
Sahife
No: 452' Vesika
No: 471 ■
13 Nisan
1911
Sir F.
Cartvvright’tan Sir A. Nicholsen’e :
................................. Arnavutluktan gelen haberler birbirlerini tekzip
ediyor. Fakat durum Türklerin lehine değil. Halk arasında Genç Türk rejimine karşı
müthiş bir nefret'van :
Turgut
Paşayı da isyanı bastırmak için yollamak büyük akılsızlıktır. Papalık şüphesiz
katolikleri korumak için harekete geçecektir. Ve şüphesiz Avusturya - Macaris-
tanda Hristiyanları korumak için harekete geçecektir....
1 Haziran 1911
Mr. Bax
- îronside’den Sir E, Grey’e :
.................... Türk Arnavut meselesinden istifade ederek Yunanlılar
Girid meselesini halletmek istiyorlar. Bütün Gi- rid problemi Çar’m önüne
serildi. M. Panos’a göre, Çar ; durumu çok karışık buldu. Anladığıma
göre Ruslar bir hareket yapsalar bile pratik bir önemi bulunmıyacak. ...
8 Haziran 1911
Sir F.
Cartwrighften Sir E. Grey’e :
.................... Türkleşin Arnavutluktaki hareketleri burada
halkı ilgilendirmeğe başladı. Basında Türklerin kiliseleri . ve evleri yaktığı
haberleri çıkıyor. Kilise basını çok ses ■ çıkartıyor, Avusturya hariciye
vekiliyle Türk hükûme- tinin aptallığı hakkında konuştum. İsyanı bastırmak için
baş vurdukları metodları çok kanlı buluyor
i 8
Haziran 1911
> Mr.
Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :
!; ...... Fremdenblatt’ta çıkan bir makale
Sof yada
J
sürprizle karşılandı. Bu, OsmanlIların iç işlerine karış- I mak hakkıymış gibi
intiba veriyor. Muhtemelen Türki- t yede de kötü karşılanacaktır. Avusturya
basınına göre Ş Türkler Arnavutlarla Sırpları birbirlerine düşürmeğe ça-
Aşacaklardır. Arnavutlukta îtalyanm olduğu
kadar Avus- turyanm da gözü var
2 Temmuz
1911
Sir G.
Lo w t her İlen Sir E. Grey’e —-çok gizli —
................................ Dün gece Fransız Büyükelçisi ile görüştüm.
Sizin Arnavutluk hakkmdaki fikirlerinize şu bakımdan itiraz: ediyor:
' a — Bu hal isyankârları daha çok teşvik
edecek, b — Türkler iç işlerine yapılan bu müdahaleden çok gücenecekler.
c — Almanya
bu birliğe dahil olmıyacak.
29 Temmuz
1911
Sir F. Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e :
................................ Kont Aehrentheal Montenoğro Kralının gururunu
okşıyarak Arnavut göçmenlerine yardıma çalışıyor. Gelecek sene Balkanlarda
mühim bir hâdise bekliyorlar. Kont, çok yakında Türkleri büyük bir felâketin
beklediğini söyledi. ...
KISIM: 76 BALKAN BİRLİĞİNİN HAZIRLANIŞ!
23 Ekim
1911 - 22 Ağustos 1912
Sahife No: 513 . Vesika No: 525
23 Ekim 1911
Sir H.
Bax - îronside’den Sir A. Nicholsen’e :
' ..... Balkan devletleri alacakları
yerleri müzakere
i ediyorlar. Bulgaristan Selanik ve Manastırı,
Sırbistan ğ Üskübü alacak. Yugoslavya Türkiyeyi zayıflatacak ,ha- roketlerden
kaçınmalı zira kuvvetli bir Avusturya ye- • rine zayıf bir Türkiye daha iyidir,
diyor. ...........................
i/ Sahife No: 517 1 Vesika No: 528
5 Aralık 1911
Sir F.
Cartwrighften Sir E. Grey’e :
îstanbuldaki Rus Büyük Elçisinin Türklere karşı
aşırı sempati göstermesi ve Türk dominyonlarını ; garanti
ettiklerine söz vermesi, Bulgaristanda büyük bir telâşla karşılandı. Kont
Aehrentheal Genç Türk rejimmiş den tatmin olmuyor ve Mahmut Şevketle askerî
parti ta- ti rafından yapılacak bir hükümet darbesi umuyor. Avus- j turya
ordusu yürümeğe hazırdır küçük Balkan devletleri rinin istikbali tayin
edilecek Avrupada Türk hâkimiyeti [ sona erecektir, İngiltere, Fransa ve Rusya
bu mevzuda fikirlerini söylerlerse memnun oluruz diyor....................
118
Sahife
No: 524 Vesika
No: 534
23 Aralık
1911
Sir H.
Bax - îronside’den Sir E .Grey’e:
............................ Majestenin askerî ataşesi Albay Lyon, Ruslarla
Bulgarlar arasında yapılan gizli bir anlaşmayı bildirdi. Bir harp halinde
Bulgar sahilleri Türk donanmasına açık olacağı için Ruslar bu mevzuda
Bulgarlara yardım edecekler. Bulgarların ümidi bu durumda Türklerle Rusların
savaşa tutuşmasındadır
Sahife No:
533 Vesika
No: 540
16 Ocak
1912
Mr.
Barclay’den Sir E. Grey’e :
............................ Avusturya devamlı olarak Arnavutluk hareketine
yardım etti. Gayesi Balkanlara biraz daha el atabilmekti. Mühim miktarda silâh
ve cephane Arnavutluğa kaçırıldı. Halbuki tarihin hiçbir devrinde bir Arnavut
devleti ve milleti olmamıştı. AvusturyalIların bu hareketi Sırpları
telâşlandırıyor, onlar Selâniği ele geçirmeden rahat edemezler. Bu da Rusların
îstanbulu işgaline sebep olabilir. İngiltere bu mevzuda ne düşünmektedir? ...
24 Şubat
1912
Sir H.
Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :
............................ Beş veliaht prens Sofyada bir toplantı yaptı.
Bunların içinde en önemlisi Yunan prensidir. Kral Fer- dinandm en büyük
ihtirası İstanbul merkez olmak üzere büyük Bizans imparatorluğunu kurmaktır, ve
kendisi de imparator olmak arzusundadır. Bu rüya yavaş yavaş solduğu için şimdi
Balkan imparatorluğunu kurmak isti- i yor. Avusturya İmparatorunun oğlu Rus
imparatorunun 1
kızıyla evlenmek arzusunda ve Sırbistanla
Yunanistan! da dostluğuna alarak bir imparatorluk kuracak..........................................................
Sahife No: 564 Vesika
No: 567
8 Nisan 1912
Sir H.
Bax - îronside’den Sir A. Nicholsen’e :
................ Balkan Birliği Rusya ve Avusturyamn tasdikiyle
kuruldu. Şayet bir felâket olursa Rusya seyirci kalmıyacaktır. Son yıllarda
Rusya Jâponlara yenildi ve Avusturyamn Balkanlara karşı duyduğu iştaha karşı
koymak arzusu öldü. îstanbuldaki merkezi hükümetin zayıflaması hesaplarımızı
alt üst edebilir. Ve işin en karanlık tarafı Bulgarlarla Sırplâr birleşerek
Türklere karşı çok tesirli olabilirler. Yeni Balkan politikası Balkanlar
Balkan devletlerinindir. Şimdilik Avrupa Türkiyenin çözülmesini bekliyor, o
zaman vilâyetler kucaklarına düşecek
Sahife No: 572 Vesika
No: 576
17 Haziran
1912
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
................ Tanin gazetesinde Hüseyin Cahit belki on beşinci
keredir inamlmıyacak bir samimiyetle Avrupalıların Türkiyeye karşı
birleştiğini yazıyor. Gerek üçlü itti- ; fakın ve gerekse üçlü itilafın
Türklerin aleyhine birleş- ' fiğini söylüyor. Türkiye hiç bir tarafta yer
almamalıdır. Ancak menfaatlerimize uygun şerefli bir anlaşma yap- ? malıdır ve
memleketin iyiliği için her fedakârlığa katlan- ■' malıdır, diyor
120
Sahife No 603 Vesika
No 607
10 Ağustos
1912
Mr. Barciay’den Sir E. Grey’e :
................................. Cocbana’da Bulgar hududuna 35 kilometrede bir
bomba patlaması hâdisesi havadisi Sofya’ya geldi.. Bu havadise göre bomba
patladıktan 20 dakika sonra. Türk askeri ve polisi hâdise yerine gelmiş halka
ateş etmiş, yüz on iki kişinin ölümüne sebep olmuş, bunlardan 6 sı Türk ikisi
musevi ve gerisi Bulgarmış. Bulgar hükümeti bunu katliâm olarak adlandırdı ve
basın Hristiyan halkın eziyet gördüğünü ve Avrupanm derhal müdahale etmesi
gerektiğini yazıyor. Bu bomba hâdisesi de Me- kadonya Komitesinin plânlarını
tamamlamak üzere yaptığı vahşi bir kasaplıktır. Hesaplı bir şekilde ortalığı
karıştırıp Türkiyeye karşı Bulgaristanı harekete geçirmek istiyorlar...................
Sahife No 604 Vesika
No 608
10 Ağustos
1912
Mr.
Marling’ten Sir E. Grey’e :
................................. Selanik ve Üsküpte Pazar yerlerinde bombalar
patlamaktadır..................................
Sahife No 655 Vesika
No 672
29 Ağustos
1912
Sir E.
Cartvvright’ten Sir E. Grey’e :
.................................... Avusturya hariciye vekiliyle Avrupanm Türkiyeye
karşı olan durumunu tetkik ettik. Ona göre Avrupalı kuvvetler Orta Doğu
hususunda birlikte hareket edebilirler. Ve İstanbul’da bir kargaşalık olduğu
zaman hepsi kendi menfaatlerine göre hareket edebilirler. Ve İstan- bula baskı
yaparak parlementoya Hristiyan azınlık temsilcilerini sokabiliriz
121
Sahife No 673 Vesika
No 696
3 Eylül
1912
Mr.
Marling’ten Sir E. Grey’e :
..................... Komite üyesi olmayan Kâmil Paşanın idaresinde
bir kabine kurulabilir. Diğer taraftan ise Kâmil Paşaya. Şehül İslam ve Harp
Bakanı baskı yapabilir. Şimdilik seçim hazırlıklarıyla meşguller. Tanin
gazetesinden anladığımıza göre komitenin politikası Avrupanm aleyhine olacaktır.
Şimdiki durum yalnız
Balkanları ve Avrupayı değil fakat Arapları, Ermenileri, Kürtleri ve diğer
ırkları, da imparatorluktan ayırmağa çalışmak olmalıdır. Tür- kiyede
yapacağımız propoganda komitenin Türkiyeyi uçuruma sürüklediği ve mutlak
ortadan kalkmaması icap> ettiği yolunda olacaktır
Cilt 9’b Balkan Harplerine devam:
Sahife No 4 Vesika
No 6
8 Ekim
1912
Sir H.
Bax - îronside’den Sir E. Grey’e : -Çok gizlim
............................ Belgrad’da Balkan devletlerinin Türklere ve-'
reeekleri ültimatom hazırlandı ve Bulgar Kralına takdim edildi. Kral bunu
tastik etti hükümetler bu gün harp ilân etmeği düşünüyorlardı, fakat birkaç gün
geri bırakıldı. ...
■ Sahife No 6 Vesika
No 9
9 Ekim
1912
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
............................ Şayet Türkler Balkan reformlarını büyük devletlere
devrederlerse harp açılmasına mâni olunulabili- nir. Bu vaziyette Bütün Avrupa
Türkiyesi Hristiyanlara .ait olmalıdır. Şayet Müslümanlar da orada kalacaklarsa
mutlak kuvvetlerin tastikinden geçmelidir. Ve bu ara Girit suali de Yunanistamn
lehine çözülmelidir
Sahife No 6 Vesika
No 10
9 Ekim 1912
Sir A.
Nicholsen’den Lord Hardînge’ge :
............................ îstanbuldaki kuvvet temsilcileri Türklere karışı
dikkatli bir dil kullanarak kendilerine zarar verecek bir durum
yaratmamalıdırlar. Hristiyanlarm Türkiyeye yapacakları saldırı İngiliz
demiryollarında karışıklık çı- kartabilir
133
10 Ekim
1913
Sir F. Cartvvrighf ten Sir A. Nisholsen’e :
................... Orta Doğuda durum öyle süratle değişiyor ki,
uzun bir mektup yazmamın mânâsı bile kalmadı. Selanik Bulgarların eline geçerse
Sancak’ta Yugoslavlarm eline geçecek. Avusturya - Macaristan Osmanlı demir
yollarına tamamen göz koymuş vaziyette. Ben kendimi hasta bir adamın
.başındaki doktora benzetiyorum, nabzı elimde durduğu an düşüreceğim..................
13 Ekim
1912
Sir H. Bax-İronside’deıı Sir E. Grey’e :
................... Osmanlı imparatorluğuna verilen ültimatom:
1 — İmparatorluktaki bütün
milletleri etnolojik ka- rekterine göre tanımak ve bütün neticelerini kabul, etmek,
2 — Osmanlı parlâmentosuna her
milliyetin temsilcisini oran dahilinde sokmak.
3 ’— Hristiyanların bulunduğu
yerdeki bütün devlet memurunu Hristiyanlardan tâyin etmek.
4 — Hristiyan mekteplerini Osmanlı
mektepleriyle eşit saymak.
5 —■ Muhtelif bölgelerde Müslümanların olması bu bölgelerin
etnolojik karakterine tesiri olamaz.
6 — Hristiyanların, Hristiyan halk tarafından askerî
birlikler kurması.
7 — İsviçre ve Belçikalı
organizatörler tarafından jandarmanın yeniden orgahize edilmesi.
8 - Bu vilâyetlere İsviçreli ve
Belçikalı valilerin tâyin edilmesi.
9 —: Baş Vezarette eşit
sayıda Müslüman ve Hristi-
124
yandan bir konsül kurulması ve 4 Balkan
devletinin elçiliklerinin bu konsülü kontrol etmesi.........................................................................
Sabite No 36 Vesika
No 47
18 Ekim
1912
Lord Granville’den Sir A. Nicholsen’e :
............................... Bu toplantıda Rus elçisiyle aramda şiddetli
bir münakaşa geçti. Ruslar İngiltereyi İstanbul ve boğazları istemekle itham
ettiler, ben bunu şiddetle reddettim................
Sahife No 55 Vesika
No 70'
28 Ekim
1912
Sir E.
Grey’den Sir E. Goschen’e :
............................... Sanıyorum ki, Balkan devletleri Türklere karşı
büyük bir zafer kazanacaklardır. Ancak bunun aksi olursa her şey korkunç bir
hâl alır. Balkan devletleri İstanbul’u bile zaptedebilirler, fakat biz buna
müsaade etmeyiz. İstanbul büyük Avrupa devletlerine aittir....
Sahife No 58 Vesika
'No 72
28 Ekim 1912
Sir H,
Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :
............................... Nüfusu 4 milyon olan Bulgaristan 434 bin kişilik
bir ordu hazırladı. Sırp ve Yunanlılar tarafından da buna yakın bir ordu
hazırlandı. Bu orduların muvaffakiyeti halinde Avrupayı ciddî problemler
beklemektedir.......................
Sahife No 66 Vesika
No 79
30 Ekim
1912
Sir R. JPaget’ten Sir E. Grey’e :
.....YTürk
ordusu Balkan kuvvetleri karşısında da-
= yanamıyacak kadar zayıftır. Kumanova’da
30.000 Türk ve karşısında 80.000 Hristiyan askeri vardır................................................................
1 Kasım
1912
Sir E.
Grey’den Kont Benckendorff’a :
Sofyadan
aldığım habere göre Bulgarlar ilerlemeğe devam ediyorlar Türklere Çatalca
hattında bile kendilerini toplama imkânı verilmedi. Mr. Poincare kuvvetlerin
müdahale etmesini istiyor......
2 Kasım
1912
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
.................. M. Sazanow İstanbul’un mutlak Türklerde kalması
gerektiğini aksi halde Ruslara geçmesi icap ettiğini ve herhangi bir devlet
İstanbul’a girmeğe kalkarsa Rusların derhal müdahale edeceğini bildirdi.
Bulgaristana da İstanbul yürüyüşünü durdurmaları için nota verdiler. İstanbul’a
diğer kuvvetlerle birlikte donanma yollıyacaklar ve Bulgarlara açıkça
İstanbul’u işgal ederlerse bunun Çok kısa süreceğini anlatıyorlar..................
3 Kasım
1913
Lord
Kitchener’den Sir E. Grey’e :
.................. Türklerin çöküşü tamamlanmış görünüyor. Artık
ne Avrupada ne de başka bir yerde eski durumlarını muhafaza edemezler. Kahirede
bir Müslüman bana şayet Türkler Avrupada kuvvet kullanarak kalamazlarsa Islama
hükmetmek hakları da artık olamaz dedi. Halk Türkleri sevmemekle beraber bir
Müslüman kuvvetin yenilgisine çok üzülüyorlar, imparatorluğun diğer tarafla-
rında da
yakında çözülme bağlıyacaktır. Benim Mısır hakkındaki. tavsiyelerim şunlardır:
1 — Sultanın hâkimiyeti kabul edilmeli fakat dai-
ma Majestenin hükümetinin tavsiye ve müsaadesiyle hareket edilmelidir.
2 — Hidivler Majestenin
hükümeti tarafından tâyin edilmelidir.
3 — Bütün beratlar
konsül tarafından ilân edilmelidir.
4 — Şimdiye kadar
Türkler tarafından tâyin edilen ve Türk olan Başkadı yerine Mısır hükümetinin
tâyin edeceği birini geçirmek gerekir.
5 — Türk yüksek komiserliği ilga edilmelidir. Mısır
üstünde Türklerin hak diye ileri sürdüğü her ne varsa Majestenin hükümetine
geçmelidir.
6 — Sudanda Türklerin
hak diye iddia ettikleri ne
varsa îngiltcrcye geçmelidir. Bütün bu hususlar
tatminkâr bir şekilde çözüldükten sonra, Mısır’ın İngiltere,ye geçtiği lâfı
şimdilik kullanılmıyabilir
Sahife No: 93 Vesika
No: 1214
4 Kasım
1912
Sir G.
Lowtherden Sir E. Grey’e :
.............................. Bulgarlar Çatalcada hiç bir mukavemetle karşılanmadılar
Nazım Paşanın ordusu bozuldu ve kendisi esir edildr Sultan ve hükümeti Bursaya
kaçmak istiyor bu durumda binlerce kayıkçı ve aşağı tabakadan softalar ■- camilerde,
mezarlıklarda toplanıyorlar, zira Bulgar kralı Hilâlle Haç arasında savaş ilân
etti.
Bulgarlar bütün şehri yakabilir Türkler de
bütün . Hristiyanları kesebilir. Pera’daki büyük elçilikleri. ve- Hristiyanları
korumak için şehirdeki askerlere emir ve--
rildi. Avusturya ve Almanya boğazların
milletler arası olmasını istiyor, tam bir anarşi havası var..................................................................
Sahife
No: 100 Vesika
No: 131:.
5 Kasım
1912
Sir Bax
- îronside’den Sir E. Grey’e - Gizli ve özeldir
............... Balkan galipleri aşağıdaki bildiriyi yayınladılar:
1 — Balkan devletlerinin galibiyeti
sayesinde Türklerin Avrupadaki hakimiyetleri sona ermiştir.
2 — Sonra göndereceğim bir tel
hududları gösterecektir.
3 — Balkan devletleri buraya derhal
sulh ve sükûn getirecekler ve ilerleme yolunu kendi menfaatlerine göre
açacaklardır.
4 — Dört hükümet teferruatı
aralarında görüşeceklerdir
5 Kasım
1912
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
............... Türkiye kendisini tamamen Avrupalı kuvvetlerin
eline bırakmalıdır. Avrupadaki bütün topraklarından vaz geçmeli, Bulgarlara
.Yeşilköy’den ilersin! alacaklarını bildirmelidir
5 Kasım
191.2
Sir M. -
îronside’den Sir E. Grey’e : — Gizli ve özeldir —•
............... Türklere İstanbul’dan başka Avrupada hiç bir
yer bırakılmamalıdır. Boğazlar................ hakkında
* karar ancak
üçlü
anlaşmaya göre verilebilir. Bu mevzuda bazı güçlükler meydana çıkmaktadır.
Manastır ve Selâniği hem Yunanlılar ve hem de Bulgarlar istemektedirler ve
küçük bir Arnavutluk meydana getirilecektir.
7 Kasım 1912
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
........................... Türk Hariciye Vekili beş büyük devletin elçilerine
müracaat ederek aşağıdaki beyanatta bulundu:
Hürk
Hükümeti Çatalca hattını sonuna kadar müdafaaya karar verdi. Zaferi ümit
ediyoruz fakat aksi de olabilir. Bu taktirde Bulgar orduları şehrin kapılarına
dayanabilir ve Bulgar Kralı daha önce ilân ettiği gibi muzaffer orduları
başında şehre girebilir. Bulgar Kralı bu harbin bir Haçlı seferi olduğunu ilân
etti. Bulgarlar yolları üstündeki İslâmları öldürüyor, İstanbul şehri Halifeliğin
merkezidir. 650 bin İslâm ve 350 bin Hristiyan vardır. Hükümet bütün
azınlıkları korumağa azimlidir fakat Bulgarlar şehre girdikleri taktirde
durumun ne olacağı bilinemez. Sultan ve veliaht sarayda kalacaktır. Ve icap
ederse vazifeleri başında öleceklerdir. Avrupayı nihai durumdan haberdar ettik,
şayet Avrupa Bulgar Ordularını durdurmazsa vaziyet çok vahim olabilir.
İlâve : Türklerin
Çatalca hattını müdafaa edebileceklerine kimse inanmıyor
11 Kasım
1912
Sir R.
Poget’ten Sir E. Grey’e :
........................... Avusturyanın istekleri :
1 —
Arnavutluktaki Sırplar çekilmelidir ve Sırbistan Arnavutluğun hiçbir kısmını
talep edemez.
2 — Avusturya ve İtalya da dahil bütün
devletler Arnavutluktan ellerini çekmelidir.
3 — Sırbistan Arnavutluğu idare
edemez, bu ilerde ; büyük karışıklıklara sebep olur.
4 _ Sırbistan Rusların tesirinde
kalarak Adriyatik- te bir liman istiyor, bu Avusturya için tehlikelidir.
5 — Harp sırasında Avusturya
Sırbistan’a tam bir dostluk gösterdi, şimdi bu hareketleri krallığımızın menfaatlerine
aykırıdır.
6 — Sırbistanın Adriyatik sahilinde bir
limana ihtiyacı yoktur. Fakat isterse Selâniği veya Ege’de başka bir limanı
alabilir.
1 — Sırbistan Türklerle harptedir.
Arnavutlukta zaptettiği her yeri muhafaza edecektir.
2 - - Türkler Avrupa’dan atılmıştır,
Avusturya ve İtalya’nın Arnavutluk hakkında söylediği sözlerin hiçbir kıymeti
yoktur.
3 — Arnavutlar kendi kendilerini
idareye muktedir değillerdir.' Bu şartlarda Avusturya’nın tesirinde kalıp
■
Sırbistan’a karşı harekete geçmemeleri için biz onları idare edeceğiz.
- 4..... Sırbistan Rusların tesirinde değildir,
Sırbistan î çok hayat ve para kaybetmiştir ve onun meyvelerini toplamak ister
17 Kasım
1912
Sir E.
Grey’den Sir E. Bertie’ye :
................ Poincare’nin Ege adaları' hakkında Italyanlara
söylediği fikri beğenmedim. Bu adaları ele geçiren her- : kez Boğazları kontrol
edebilir
130
Sahife No: 190 Vesika
No: 25®
22 Kasım
1912
Sir F.
Cartvvright’ten Sir A. Nicholsen’e :
................................ Son bir kaç 'sene içinde düşünülmesi bile
imkânsız harika şeyler gördük. Genç Türk ihtilâli, Türk Ordusunun çöküşü, Çin
ihtilâli ve Manchu Krallığının ortadan kalkışı. Bütün bunlardan sonra Rusya’da
olan olaylar insana basit geliyor. Balkan birliğinin gayesi Türk
İmparatorluğunu Avrupadan atmaktı. Halbuki bu birlik yapıcı olmaktan ziyade
tahrip edicidir. Türk Ordusu , f1 ise
gitgide daha fazla çökmektedir. Balkan Devletleri î
$ Türk askerî prestijini sıfıra indirmekle
Alman askeri ,
J ’ prestijine de darbe indirdiler ..........
Sahife No: 209 Vesika
No: 286'
26 Kasım
1912
L Sir
A. Nicholsen’den Sir H. Bax - İronside’e :
................................ Öyle sanıyorum ki Bulgurlar Çatalca hattinı
> geçip İstanbul’a varamayacaklardır. Bulgurlar son adam- larına kadar savaş
meydanlarındadırlar. Türkler bir haf- ? ta öncesine kadar ümitsiz ve teslim
olmaktan memnun ! olacak bir durumdayken kendilerini topladılar, yeni bir ;
cesaret kazandılar. Times gazetesinde dün çıkan dökü- : manlar fevkalâde aptalca
ve tehlikelidir. Beni korkutan. • diğer bir nokta ise Avrupadaki merkezî
kuvvetlerin Türklere destek olmaları ihtimalidir. Böyle bir destekle Türk- =
ler müttefiklerin şartlarım kabul etmiyebilirler ........ j
Sahife
No: 210 Vesika
No: 287 -i
Mr. Fitzmaurce’nm memerândumu :
................................ Doğru veya yanlış olarak İngiliz taraftarı tanınan
Kâmil Paşa Başvezir oluyor fakat1 o mevkide uzun:
müddet kalacağını sanmıyorum, Türkler San
Stephano anlaşmasında muaf fak olurlarsa arkasından bir Berlin anlaşması
isteyebilirler. Şehül İslâmî ziyarete gittim. Hasta olduğu için beni kabul
etmedi, yerine damadı İstanbul Valisi Cemil Paşa tarafından kabul edildim. Son
askerî felâket üstüne müthiş bir sinirlilik içinde olduğu belliydi. Mısır ve
Hindistan durumunu hatırlatarak İngiltere’den yardım istedi. Ben kendisine
böyle anlarda hakikatlere göğüs germek lâzım geldiğini, ne İngiltere .ve ne de
başka bir devletin Türkiye’ye yardım edemiye- eeğini bildirdim. Ayrıca
Türklerin Yunan’lılara yaptıkları boykotu ve bütün saçma hareketleri durdurmalarını
tavsiye ettim. Türklerin artık’gururdan vaz geçip Avru- payla pazarlığa
girmesini, ve artık komşusu olan Balkan Devletleri adına birçok fedakârlık
yapmaları gerektiğini, " Orta Doğu’nun büyük kuvvetinin artık Balkan
Devletleri olduğunu, söyledim, iki gün sonra görüştüğüm kayın pederi
Cemaleddin efendiye bu son krizlerin Araplar, Kürtler ve Ermeniler üstünde de
tesir yarattığını söyledim
9 Aralık
1912
Sir F.
Ellîot’tan Sir E. Grey’e:
................ Mr. Venizelos’a müttefiklerin Türkiye’nin parçalanmasında
bir anlaşmaya varıp varmadıklarını sordum. Rivayete göre Bulgarlar Edirne’den
vaz geçeceklermiş, o zaman Selânik çok mühim bir soru haline gelecektir. Mr.
Venizelos Bulgarlar’dan müthiş şüphede ....................................................................
11 Aralık
1912
Sir G.
Lovrther’den Sir E. Grey’e :
■■
Türk Hükümeti hakikatleri kabul edip Balkan
komşulariyle daha sağlam anlaşmalar yapıyor.
Benim işittiğime göre Edirne ve Kırklareli Türklerde kalacak, buna mukabil
Bulgarlar Rhodope, Nevrokopo ve Cuma mıntıkalarım alacaklar. Sırbistan ise
Sancak ve Kosova bölgelerini ele geçirecek. Buna mukabil Selânik, Manastır, ve
bunlara bağlı bölgeler bir Avrupalı veya Mısırlı prens’in idaresinde kalacak,
Yunanistan’ın nereleri alacağı bu anlaşmada gösterilmemiş
Sahife
No: 285 * Vesika No: 382
Sir E.
Grey’den Sir R. Rodd’a :
.............................. İtalyan Elçisi Ege adalarının bizim tarafımızdan
Yunanistan’a verilmek istendiğini bildiğini ve fakat Balkan meselesi
halloluncaya kadar adaların Sultan’ın idaresinde kalmasının daha iyi olacağını,
sonra tıpkı Girifte olduğu gibi Yunan’hların adaları Türklerden alabileceklerini
söyledi
18 Aralık
1912
Sir E.
Grey’den Sir F. Cartwright’e :
.............................. Bugün’Büyükelçiler Hariciye Vekâletinde toplandılar.
Arnavutluk ve Sırbistan hududları konuşulduktan sonra söz Ege adalarına geldi.
Rus Büyükelçisi Hükümetinin Lemnos, Tenedos, İmroz ve Samothrce adalarının
mutlaka Türklerde kalmasını istediğini söyledi. Ben, ya Yunanlılar adaları
ilhak ederlerse durum ne olur dedim. O zaman oradaki Türk askerleri Türk
bayrağım korurlar cevabım verdi. Ya Türkler Yunanlı ada halkına ateş ederlerse
ne olur dedim. Hükümetime danışmadan bîrşey söyliyemem, dedi. Fransız
Büyükelçisi ise adaların Yunanlılara gitmesine razıyız. Rusya’nın bahsettiği
133
[ dört ada da tarafsız hale getirilebilir dedi.
Rus Büyükel- L çişi buna razı olmadıklarını bildirdi .........................................................
Sahife No: 356 Vesika
No: 454
6 Ocak
1913
Sir G.
Lowther’den Sir E. Grey’e :
................ Londra’daki Osmanlı Büyükelçisinin getirdiği
rapor kabinede konuşulmaktadır. Bu raporda siz, Rusya ve Fransa’nın Edirneyi
Bulgaristan’a vermek niyetinde olduğunu söylüyorsunuz. Ve Dedeağaçta tarafsız
bir böl- i ge meydana getirilerek Bulgurlara kolay geçiş temin edilmelidir
diyorsunuz. Türk Elçisi belki adaları tutabilecekleri kanaatinde. Türkler hâlâ
acı hakikatleri göre- 1 iniyorlar. Ve hâlâ pazarlık etmek amacındalar. Genç ordu
subayları ise Çatalcadan hücuma geçmek ve ordunun i şerefini kurtaracak bir
zafer elde etmek istiyorlar ...............
Sahife No: 376 Vesika
No: 471
8 Ocak
1913
Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e :
................ Tevfik Paşa ile Reşit Paşa Mr. Cambon’u ziya-
L ret ettiler, Türklerin Edirne’yi terk etmiyecekleri hususunda uzun bir
konuşma yaptılar. Bu yeni bir harp demektir. Türkler buna hazır mı Sanıyorum
ki Türkler böyle bir harbe hazırlardır
f Sahife No: 395 Vesika No; 495
11 Ocak
1913
Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :
>.
Türk Büyükelçisi Reşit Paşayla görüştüm.
Türklere
İstanbul’u kurtarmak için Edirne’den, vaz geç- I melerinin gerektiğini, harp
olursa Türklerin elinde kalan
134
her şeyi kaybedeceklerini söyledim. Bütün
lâflarım boşa gitti. Reşit Paşa Türk delegelerinin konferansı terk edeceğini
bildirdi
Sahife
No: 397 Vesika
No: 498
13 Ocak
1913
Sir F.
Cartwrîght’ten Sir E. Grey’e :
............................... Rusların İstanbul veya Ermenistan mevzuunda
tarafsızlıklarını terk edecekleri söylentileri var. Böyle bir durum olursa
Avusturya da kendi menfaatleri için derhal harekete geçecektir ...........................
Sahife No:
438 Vesika
No: 532
20 Ocak
1913
Sir E. Grey’den Sir G. Loıvther’e :
............................... Sulh Konferansındaki Reşit ve Nizami Paşalar
beni ziyarete geldiler. Onlara bütün kuvvetlerin Edirneyi ve Ege adalarını terk
etmelerini istediklerini söyledim. Buna mukabil Türkler bazı maddî menfaatler
elde edeceklerdir ve kendilerine tavsiye olarak Edirneyi mutlak bırakmalarım,
adaların ise Türkiye için hiçbir kıymeti i olmadığını söyledim. Delegelerin
bende bıraktığı intiba diğer kuvvetlerin haklarında söylediklerinin doğru olduğudur
Sahife No: 435 Vesika
No: 542
22 Ocak
1913
Sir E.
Grey’den Sir G. Goschen’e :
............................... Alman Büyükelçisinin bana gönderdiği Herr
Bassermann’m Rusya, Fransa ve İngiltere’ye gönderdiği ve Ön Asya’da Suriye,
Arabistan, Ermenistan bölgelerinin menfaat sahalarına bölünmesi hakkmdaki
raporu
135
üstünde görüştük. Ben böyle bir raporun mevcut
olmadığını, sadece İtalya’nın Ön Asya’daki Türk dominyonlarına yeni
garantiler istediğini söyledim
.'Sahife
No: 438 Vesika
No: 544
23 Ocak
1913
Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :
................. Türk Hükümeti bugün toplandı. Adalar ve Edirne
hususunda kuvvetlerin isteklerine uygun kararlar aldılar. Ben en iyi yolda
tesirimi kullanıyorum
Sahife
No: 457 Vesika
No: 571’e ilâve
İngiliz Askerî Ateşesi General Tyrreli’den Sir
G. 'Lovvther’e :
...... Mahmut Şevket Paşa’yı ziyaret ettim. Kendisini
her zaman iş yapılacak bir adam olarak görürüm, Kendisi aynı zamanda Harp
Bakanı da olacağım bana bildirdi. 3 - 4 yüz bin kişilik bir orduyu Edirne’de
topluyor. Bu kadar büyük bir Türk Ordusu bu civarda hazır olursa diğer
orduları rahatça mağlup edilebilir. Mahmut Şevket’in Nazım’dan daha fazla
muvaffak olacağını sanmıyorum. Daha sonra îzzet Paşa’yı gördüm bana şerefini
daha fazla kaybetmeden tekaüt olmak istediğini söyledi. Kendisine Çatalca
hattmdaki ordunun durumu kötü mü dedim. Hayır çok iyi bir-ordumuz var fakat
kötü po litika yüzünden hiç bir şey yapamıyoruz dedi ......................
İKİNCİ BALKAN HARBİ
3 Şubat
31 Mart 1913
Sahife No: 486 Vesika
No: 602:
10 Şubat
1913
Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :
.............................. Türk Başveziri Türk meselelerinin hallini ecnebi
kuvvetlere bırakmak İstiyor. Türklerin istediği sadece bazı ekonomik
faydalardır. Meselâ: Türk Pullarının yabancı postahanelerde satılması ve
ekonomik özgürlük gibi. Buna mukabil adli kapitülasyonlar verilecektir .......................................................
Sahife No: 496 Vesika
No: 616
14 Şubat
1913
Sir F.
Elliot’tan Sir E. Grey’e :
.............................. Venizelos beni ziyarete geldi. Kendisine
dokuz; seneden beri Girit işinde Yunanistan’ın lehine çalıştığıpu- zı söyledim.
Bulgarların Türklerle savaşı durdurmalarını hatâ olarak sayıyor. Çatalca ve
Boğazlarda Bulgarla- ra yardım teklifinde bulunmuş. İtalyan işgalindeki adaların
ve Selâniğin kendilerine verilmesini istiyor. Ve Türk borçlarından kendi
hisselerine düşecek miktarın çok az olmasını talep ediyor ..............................
19 Şubat
1913
Sii' A. Nieholsen’den Sir F. Cartwrighfe :
.............................. Durum biraz daha iyi görünüyor. Romanyayla
Bulgaristan’ın arasındaki ihtilâfın mühim
olacağını sanmıyorum. Rusya ve Avusturya Arnavutluğa hürmet ediyor. Artık
Türklerle kuvvetler hesabına müzakerelere; başlıyabiliriz. Türkler Edirneyi
Bulgurlara bırakmalıdırlar ve Avrupadaki Türk hududu İstanbul civarına kadar
gelmelidir. İstanbul ve Boğazların idaresi Türklere bırakılabilir. Türkler
böylelikle Mekadonya’nm yükünden kurtulmuş olurlar
Sahife No: 581 Vesika
No: 710
13 Mart 1913
Sir E.
Grey’den Sir F. Bertie’ye :
.................. Fransız, Rus, Avusturya ve Alman Büyükelçileriyle
görüştüm. Türklere Enos'- Midia hattının batısını bırakmalarını ve adaları da
büyük devletlerin arzusuna, terk etmelerini tavsiye ediyoruz ..............
Sahife No: 596 Vesika
No: 728
17 Mart 1913
Sir A.
Nîchoîsen’den Sir F. Cartvvright’e :
.................. Ruslarla Bulgarlar mevzuunda görüşüyoruz;
Türkiye büyük arazi kayıplarına uğradı, fakat bir kere sulh yapıldıktan sonra
Asya Türkiyesinde de ayaklanmaların başlamıyacağmı kimse temin edemez... Bütün
diğer ırklar da bundan istifade edeceklerdir. Osmanlı İmparatorluğunun
parçalanması büyük devletlerin de kendi aralarında savaşmalarına sebep
olacaktır. Güney Doğu Avrupa tarihinde yeni bir yaprak çeviriyoruz. Önemli
bir faktör olan Türklerin ortadan kalkması oldukça karışıklıklara sebep
olabilir. Sonra gelen önemli noktalar' İran ve Tibet’tir
138
Sahife No: 627 İkinci Balkan Savaşının sonu: Nisan,
Mayıs 1913
/Sahife
No: 627 Vesika
No: 769
31 Mart
1913
Sir
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
......................... Selânik yüzünden Bulgaristan’la Yunanistan’ın
çarpışması tehlikesi var. Yapılacak müzakerelerle bu ortadan kaldırılmalıdır
Sahife No: 633 Vesika
No: 777
1 Nisan 1913
Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :
......................... Harpten sonra Türk gümrük vergilerinin arttırılması
lüzumludur. Ancak bu para Türkiye’nin gelişmesinden ziyade, müttefiklere harp
borçlarını ödemeye gitmelidir ......
Sahife No: 636 Vesika
No: 783
1 Nisan 1913
Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :
......................... Mr. Cambon, Rusların Bulgarları sulhe zorladıklarını
söyledi. Bulgurlar düşmanlıklarını kesmediler ve Bulgar Kralı mutlak İstanbul’a
girmek istiyor. Bulgurlar Çatalca hattını geçtikleri taktirde Ruslar Hristi-
yan halkı korumak için İstanbul’a donanma yollıyabilir. Bu taktirde derhal
Ingiltere ve Fransa da filo göndermelidir. Mr. Cambon, Bulgarlar İstanbul’a
girdikleri taktirde derhal bir Avrupa kongresi toplanmalıdır di- ;yor
139
Sahife No: 655 Vesika
No: 807
5 Nisan
1913
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
................... Notanızı verdim. Rus Hariciye Vekili milletlerarası
bahri gösteriden memnun olduğunu söyledi. Kendisinden Montenogro’ya silâh
verip vermediklerini soldum, bir yıl önce verdiklerini söyledi. —Çok Gizli—
Bulgarlar Çatalca hattına hücum etmek üzereler. İstanbul işgâl edilirse ne
yapacaklarını sordum, donanma yol- Uyacaklarını tekrarladı ..............
19 Nisan
1913
Sir H.
Bax îronside’den Sir A. Nicholsen’e :
...................... Türkler Bulgarların istikbaldeki tecavüzlerinden
çok korkuyorlar. Sulh anlaşması imzalandıktan sonra Yunanlıların da Türklere
dosthane hareket etmeğe çalışacaklarını sanıyorum. OsmanlIlar durumlarının ne
derecede korkunç olduğunun farkındalar. Bulgarlar Rus muhalefetine rağmen
İstanbul ve Boğazları elde etmek istiyorlar ....
Sahife No: 774 Vesika
No: 958
6 Mayıs 1913
Sir H. Bax — îronside’den Sir E. Grey’e :
................... Bulgar Vekiliyle görüştüm. Bulgarlar, Yunanlılar
ve Sırplardan korkmuyorlar. Bütün bunlara rağmen Bulgar Ordusu ağır kayıplara
uğramış dövüşecek durumu yok
140
Sahife No: 790 Vesika
No: 978’e ilâve
32 No: lu
Gizli Vesikadır.
Yazan :
Sir H. Bax — İronside :
1 — Sırplar askerlerini
toplamağa başladılar. Bulgarların iki yüz bin ve Sırpların yüz elli bin askeri
var. Şayet Sırplar Türklerin hücumuna uğrarsa Bulgarlar yüz bin kişiyle yardım
edecekler. Türkler bozulup güneye doğru kaçarlarsa Bulgarlar Selâniği işgal
edecekler.
2 — Mekadonya’da yapılan
gizli anlaşmalarda Şar dağı bölgesi muvazaalı bir vaziyettedir.
3 —■■ Bulgarlar Edirne’de
Sırplardan yardım istiyorlar. Müttefikler arasında yapılan anlaşmaların
gayesi, müşterek menfaatlerin korunmasıdır. Türkler zafer kazanırsa bunun
zararı her iki ülkeye de olur.
4 — Bulgar Ordusundan 84
bin kişi ölmüş, yaralanmış veya kaçmıştır. Sırp Ordusunda bu yekûn 25 bin kişidir.
Sahife No: 798 Vesika
No: 980
19 Mayıs
1913
Sir E. Grey’den Sir SI. Bax —
İronsîde’e :
......
Dr. Danef beni görmeğe geldi, şunları söyledi:
Yunanistan ve Sırbistan kendi menfaatleri için
Bulgarların aleyhine olarak sulhü geciktiriyorlar. Bulgaristan Çatalca
hattında çok fazla asker bulunduruyor. Türklerle sulh anlaşmasını tek
başlarına imzalıyabilirleı. Ben, Yunanlılara bu mevzuda tesir edeceğimi
söyledim. Ve Yunanlıların arzusunun daha ziyade adalar ve güney Arnavutluk
üstünde olduğunu anlattım ........................................................
141
Sahife No: 799 Vesika
No: 981
19 Mayıs
1913
Sir E. Grey’den Sir R. Paget’e :
.................. Şırp delegeleri bugün beni ziyaret etti. Kuzey
Arnavutluk hakkmdaki arzularını ileri sürdüler. Ve Türkiye ile yapılacak
anlaşma hakkında görüştüler
20 Mayıs
1913
Sir E.
Grey’den Sir E. EHiot’a :
.................. M. Skouloudis, A. Nichalsen’i ziyaret etti,
Türklerle imzalanacak sulh anlaşması hakkında görüştüler. İmzalanacak
anlaşmadan Yunanistan büyük bir menfaat -elde edebilir. Ancak Türklerin
Yunanlılara düşmanca hareketleri Yunan hâzinesine büyük bir yük olmaktadır.
Ayrıca Kara Denizde ve Osmanlı İmparatorluğunun diğer yerlerinde Yunan
ticaretine mani olmaları, Yunanistan için bir felâkettir. Onun için bir
anlaşma imzalamakla Yunanistan çok şey kazanır hiç bir şey kaybetmez, dedi
3 ÜNCÜ BALKAN HARBİ
Sahife No: 834 . Vesika No: 1003
8 Haziran 1913
Sir H.
Bax — îronside’den Sir E. Grey’e :
........................... Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan’a kargı:
harbe hazır
Sahife No: 835 Vesika
No: 1034
8 Haziran İ913
Sir F.
EJlsot’tan Sir E. Grey’e '
........................... Mr. Venizelos, Türkiye ile yapılacak anlaşmanın
müttefikler arasında harbe sebep olacağından çok korkuyor
Sahife No: 837 Vesika
No: 1038
10 Haziran
1913
Sir E.
Grey’den Sir F. Bertie’ye :
........................... İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere Tenados
ve İmroz hariç bütün adaların Yunanistan’a verilmesine karar verdik. Thasos
Bulgaristan’a verilecek. Yunanistan Arnavutluk’tan daha fazla toprak talep
edebilir. Fransa, İngiltere ve Rusya Yunanistan’a karşı kuvvet kullanmak
istemiyor
143
Sahife No: 875 Vesika
No: 1095
30 Haziran
1913
Sir F. EMiot’tan Sir E. Grey’e :
................ Dün gece Bulgarlar Sırbistan ve Yunanistah’a
hücum etti. Yunanlılar geri çekiliyor, Kral Selâniğe gitti
Sahife No: 907 Vesika
No: 1139
13 Temmuz 1913
Sir H. Bax — İronside’den Sir E. Grey’e :
......
Türk Ordusu Edimeyi geri almak için yavaş yavaş güneye doğru ilerliyor. Bulgar
Krah Ingiliz Hükümetinden Türkleri Londra anlaşmasına sadık tutmalarını rica
etti.
Sahife No: 914 Vesika
No: 1148:
16 Temmuz 1913
Lord
Granville’den Sir E. Grey’e :
................... Alman Hükümeti Türklere Enos - Midias hattını
geçmemeleri için her türlü baskıyı yapıyor. îstanbuldaki Alman Elçisinin
korkusu Türk Ordusunun şu ara çok kuvvetli olması ve şayet hükümetleri Edirneyi
almalarına mani olursa bir hükümet darbesinin yapılacağıdır. Şu sırada tek
bir Avrupalı kuvvet Türkleri durdurmaya çalışırsa mağlûp olacaktır ......................................
Sahife
No: 915 Vesika
No: 1151
Sir E.
Grey’den Mr. Marling’e :
................... Türk Hükümetini Enos - Midias hattının dışına
çıkmaması için zorlayınız. Bunun Türkiye için çok tehlikeli olacağını,
kuvvetlerin İstanbul’u mesul tutacağını ve-
■ 144
Londra Anlaşmasına bağlı kalması gerektiğini
bildiriniz
Sahife No: 925 Vesika
No: 1165
21 Temmuz
1913
Sir E.
Grey’den Sir F. Cartwrighfta :
......................... Bu gün Rus, Alman, Fransız, İtalyan ve Avusturya
Büyükelçileriyle görüştüm. Hepsi donanma gösterisine razı. Ancak bu sökmezse
ne gibi tedbir alacağız? Fransız Büyükelçisinin bu sorusuna ben malî baskı yaparız,
dedim. Fakat Türk Hükümetinin malî baskıdan da. çok korkmıyacağını söyledi.
Türkler Avrupalıların Tür- kiyedeki büyük malî menfaatlerinin olduğunu fark
etti- . let :
Sahife No: 929 Vesika
No: 1169
22 Temmuz
1913
Lord
Granville’den Sir E. Grey’e :
......................... Türklerin Enos - Mideas hattında kalması için
donanma gösterisi yapmak tehlikeli bulundu. Almanların korkusu Ruslar baskı
yapmak için Ermenistan’ı işgal edebilirler ..........
Sahife No: 936 Vesika
No:. 1178
25 Temmuz
1913
Lord
Granville’den Sir E. Grey’e :
......................... Şayet Türkler Bulgaristan’ı işgâl ederlerse
Rusya’nın tarafsız kalması imkânsızdır. Fakat Rusların Ermenistan’ı işgâlindense
Türklerle Avrupada çarpışması daha iyidir .......
145
Sahife No: 939 Vesika
No: 1183
26 Temmuz
1913
Sir E.
Grey’den Mr. Marling’e :
i ............ Başvezire Trakyadaki Türk hareketini beğen-
rmediğimizi, Türkler Bulgaristan’ı işgâl
ederlerse İngiltere’nin müdahale edeceğini, bütün kuvvetlerin de aynı şekilde
hareket edeceğini, kendi tehlikeli hareketleriyle ; haşlarım belâya
sokacaklarını söyledim .........
Sahife No: 963 Vesika
No: 1213
7 Ağustos
1913
Sir H. Bax — tronside’den Sir E. Grey’e :
■
Güney Bulgaristan’ın Türkler tarafından işgâl
/tehlikesi, Bulgaristan tarafından büyük
devletlere bildi- rildi. Türklerin Londra anlaşması içinde de kalması için ;
baskı yapılmalıdır
Sahife No: 969 Vesika
No: 1222
r 8
Ağustos 1913
Sir E. Grey’den Lord Ganville’ye :
;
Şimdi yapacağımız Türklerin Bulgarlara kar-
j şı yeni adımlar atmalarına meydan
vermemektir. Bulgar- i f 1ar tek başlarına Türklerden hiç bir şey
alamazlar ...........................................
Sahife No: 987 Vesika
No: 1242
L 18
Ağustos 1913
l Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
ğ ............ Dün gece Hariciye Vekiliyle yaptığım konuş-
ğ mada
Türklerin Maritsa ve Mustafa Paşa hattının ileri- > sine geçmesinden çok
üzgün buldum. Türklerin ne yapa- / cağı bilinmez. Şimdi Türkler Avrupayı tehdid
ediyorlar, ğ Hepimizin Türkiyede ayrı ayrı menfaatlerimiz var. İn-
F. — 10
giltere, Fransa ve Rusya müştereken Türkiye’ye
karşı, bir şeyler yapmalıdır. Biz Müslüman tebamız dolayısiyle Türklere daha
fazla baskı yapmağa çekiniyoruz
Sahife No: 989 Vesika
No: 12U
19 Ağustos 1913
Sir G. Buehanon’dan Sir E. Grey’e :
................................ Türkler Dede Ağaç’a doğru ilerliyor. Dikkatli
davranmazlarsa kendilerini Ruslarla harp halinde bulabilirler. İngiltere,
Fransa ve Rusya müştereken birşey yapmalıdır. Avrupa Türklerin ilerlemesine
seyirci kalamaz. Rusya belki Kara Denizde bazı limanları işgal edebilir.
Diğer kuvvetler de yardım etmezse: Rusya da tek başına birşey yapmağa muktedir
değildir. Avrupa Türklerin Edirrıeye sahip olduğunu kabul etmeli ve sonra.
Bulgaristan'a yardıma koşmalıdır
Sahife No: 1002 Vesika
No: 1259
2 Ekim
1913
Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e :
................................ Türkiye ile Bulgaristan arasında sulh anlaşması
yapıldı. Türkiye Edirne ve civarım elde etti. Bulgaristan ve Avrupaya karşı bu
Türk zaferi milliyetçilik hislerini körüklüyor. Derhal kapitülasyonlar
meselesini ortaya çıkarttılar. Türk basını Bulgarların yaptığı kötü-, lükleri
anlatıyor. Türklerin Trakyadaki muaffakiyeti Bulgar zulmü ve Türk Ordularının
bölge halkı tarafından; sevilmesindendir. Ş-imdi Yunanistan’dan adaları geri
is> teyebilirler
CtLT 10
8 Ekim
1913
Mr. Craekaııthorpe’den Sir E. Grey’e :
■—Belgrat!—
................ Yüz yirmi üç bin kişilik Sırp Birliği harbe hazırdır.
Türklerle Bulgarlar arasında Yunanistan’a karşı anlaşma yapıldığını sanıyorlar.
Sırpların Yunan Ordusuna hiç güveni yok. Şayet müttefikler yardım etmezlerse .
Yunan Ordusunun Türklerin elinde mahvolacağından korkuyorlar. Romanya da aynı
korku içindedir, Sırplara bu korku içinde yardıma hazırdırlar. Sırplar Türk
tehlikesinden korunmak için Arnavutluğa karşı tetbir alıyor- 1ar
29 Ekim 1913
f Sir A.
Nichoison’dan Sir G. Hardinge’ye :
£
Eminim ki Türkiye, Scio ve Mityleni ya zorla
veya diplomatik yolla almağa çalışacaktır.
Anayurduna jp çok yakın olan bu adaların Yunanlılar tarafından işgali |
Türkleri çok üzdü. İmroz ve Tenedos adaları hariç bütün I adaların Yunanlılara
bırakılmasını sağlayalım. Venize- | \los, bize bu adalara çok kıymet verdiğini
bildirdi. Diğer r" taraftan İtalyanlar ellerindeki adaları Türklere geri
verti - meği düşünüyorlarsa da ben bunun Rodos’un işgaline , t karşı bir oyun
olduğunu sanıyorum ........................................................
148
Sahife No: 52 Vesika
No: 61
30 Ekini
1913
Mr.
O’Beirııe’den Sir. E. Grey’e :
............................. Rusların Ortadoğu politikasında değişiklikler V
var. Ruslar İstanbul’un mutlak Türklerde kalmasını istiyorlar, bu olmadığı
takdirde Ruslafa geçmesini istiyorlar. İstanbul için tehlikeli olabilecek
herhangi bir devlet ister Avusturya, ister Bulgaristan veya Yunanistan olsun
çok kıskanç gözlerle seyrediliyor
Sahife No: 71 Vesika
No: 87
5 Aralık
1913
Sir M.
de Bunsen’den Sir E. Grey’e : (Viyana)
............................. Fransa Büyükelçisi M. Dumain, Balkan krizi
esnasında hükümetini şiddetle tenkid etti. Önce Türkiye ile sonra
Bulgaristan’la dost olmaları, kendilerini hakikatleri görmez duruma soktuğunu,
Romanya’nın hislerini incilttiklerini bildirdi. M. Dumaine çok kuvvetli bir
Yunan taraftarı.
Hüseyin
Hilmi Paşa, Mekadonya halkının Türkiye- den ayrılışına yakında çok pişman
olacaklarını söyledi.
Sahife No: 74 Vesika
No: 90
10 Arahk
1913
Sir E.
Elliot’dan Sir E. Grey’e : (Atina)
............................. Bu sabah M. Venizelos’u ziyaret ettim. Epira-
tes’e silâh yollamasını tenkit ettim. Bunların sadece beş yüz silâh olduğunu ve
Albay Spiromillios’a .verildiğini, eski Yunan Ordu silâhları olduğunu söyledi.
Türk esirlerine bir şey yapılmayacağına söz verdi, Italyan Vekili Kont
Bozdari, bana gizlice Korfu adasında bile silâhlar olduğunu, ayrıca zengin bir
Rum’un M. Venizelos’a Epi- rus için topçu bataryası verdiğini ve bunun minnetle
kar-
şılandığmı
söyledi. M. Venizelos’un doğruyu söylemediğini bildirdi.
Ben de
Yunanistan’ın kendini büyük bir tehlikeye attığına inanıyorum. Bunu M.
Venizelos’a söylediğim zaman bana Avrupa’nın kendilerini yalnız
bırakmıyacağını zira Yunanistan sadece beş yüz sene Türk kudretine karşı
koymakla kalmadı fakat Arnavutluktaki müslüman- ların despotluklarına da maruz
kaldı, şimdi bir kere istiklâllerini kazandıklarını ve Avrupamn kendilerini
Müslüman idaresine bırakmıyacağına inandığını söyledi.
Şimdi sizden hem adâlar meselesini hem de Arnavutluk
hudutlarını yoluna koymanız için yalvarıyor...........................................................................
Sahife No: 86 Vesika
No: 1052
27 Aralık
1913
Sir E.
Grey’den Sir M. de Bunsen’e :
................... Yunanistan’ın adaları almasına karar verildi.
Arnavutluk için de anlaşmağa varıldı... Adaların gitmesi Türklerin gururunu
İnciltecek, Prens Liehnowsky bütün mesele uygun bir formül bulmaktır dedi .....................
Sahife No: 135 Vesika
No: 150
27 Eylül
1913
Sir E. Grey’den Sir E. Elliot’a :
................... Yunan Kralı bugün Hariciye Vekâletine geldi,
benimle heyecanlı bir şekilde konuştu, Ege adalarında Türklerin karşı bir
hareket yapmasından çekiniyorlar. Kuvvetlerin Ege adaları hususunda
Yunanistan’ı desteklemesini istiyorlar. Kuvvetlerin aktif bir müdahalede bulunacağını
sanmıyorum. Avrupa mümkün olduğu kadar silâhlı müdahaleden kaçınıyor ........................
150
Sahife No: 136 '
Vesika No: 151'
16 Ekim 1913
Sir E. Grey’in vesikaya ilâvesi :
(İlâve I),
.......................... Eğer İtalya Asya Türkiyesindeki demiryollarından
kâr almak istiyorsa bu herhalde Türkiyedeki İngiliz; demiryolları aleyhine
olmamalıdır
(İlâve H)
.......................... İtalya ile yaptığımız Akdeniz anlaşması
Italya- nın Tripoli durumunu bozmamaktı. Biz onların bu anlaşma ile. tatmin
olmalarını istedik, fakat onların Tripoli yanında adalardan ve Küçük Asya’dan
da bazı yerler istemesi olmaz, buna cesaret vermeyelim. Fakat İzmir ve Aydın
demiryolu haricinde Anadoludaki isteklerine de karşı koymayalım, ....
Sahife No: 139 Vesika
No: 153
29 Ekim
1913
Sir E. Grey’den Mr. Dering’e :
.......................... İtalyan Hükümeti bize iki sual soruyor:
1 — Altı kuvvete göre
adalar meselesi halloldu mu?,
2 — Şayet Türkiye adaları
Yunanistan’dan geri alırsa İngiltere ne yapacaktır?
Bunlara cevabımız bir iki ada haricinde
kalanların Yunanistanla birleşeceğidir. Bu tek çözüm yoludur. Yunanistan
Arnavutluğa bazı toprak terki mecburiyetinde kaldığından, Yunanistan’a
yapılacak en iyi iş bu olacaktır. İkinci -soruya karşı şimdiden bir şey
söyieneıhez......................................................................................
Sahife No: 145 Vesika
No: 161
22 Kasım 1913
M.
Dering’den Sir E. Grey’e : (Koma) —Çok Gizli—
.......................... Türk Büyükelçisi adaları çok fazla ele
geçirmek
istediklerini
söyledi. Hariciye Vekili adaların 'Türklere iade edileceğini söylemiş, İtalyan
Başvekili de şayet diğer devletler müsaade ederlerse adaların Türklere iade :
edileceğini söylemiş. Ve bu iadeye İngiltere, Fransa ve Rusya mani oluyor,
demiş.
Büyükelçi
İngiltere'nin dostluğuna güvendiklerini, Takat Fransa’ya inanmadıklarını
söyledi. Ben de şüphesiz Yunanlılar adaları almak isteyeceklerdir, fakat bu
adaları Yunanlıların alması demek değildir, dedim.
Ayrıca İtalyanların da Türkiye’ye borç vermek
istediklerini söyledi. Ben bu borcun adaları korumak için mi istendiğini sordum.
Türk Elçisi kesin olarak hayır dedi
Sahife No: 150 Vesika
No: 167
25 Kasım
1913
Sir E.
Grey’den Sir F. Elliot’a :
............... Yunan Elçisi Eğe adalarım sordu. Bu mevzuun bu
günlerde konuşulmadığını söyledim. Yunanlıların adaları fiilen işgal etmiş
olduğunu görüyoruz, Yunanistan adalara sahiptir, böyle bir sorunun şimdi
sorulması akılsızlık olur, dedim
Sahife No: 150 Vesika
No: 165
25 Kasım
1913
Sir E. Mallet’teıı Sir E. Grey’e :
............... Büyük kuvvetler adalar hakkında Türklerin
lehine bir karar vermezlerse Türkler Yunanistan’a yürüyeceklerdir, Balkanlar
ateş içinde kalacak. Bulgar meslektaşım Tocheff kuvvetlerin Türkiye lehine bir
karar vereceklerini ümit ettiğini söyledi. Zira bu ara kopacak bir harpten
kendileri hiç faydalanamıyacaklar.
Alman ve
AvusturyalI meslektaşlarım açıkça Türk-
152
Jeri
tutuyorlar. Fransız ve Rusların bu mevzudaki fikir-4 lerini öğrenmek isterim.
Türklere karşı açıkça düşman ’ ■ bir cephe aldığımızı belli etmiyelim. Türkler
son iki se- j; ne içinde çok yer kaybettiler ve daha fazlasına tabam- j i mül
edemezler .U
Sahife No: 152 Vesika
No: 167: j
Sir K. Rodd’dan Sir E. Grey’e :
6 Aralık 1913 _
kendilerine izah .ettim, şayet îtalyanlar daha
bazı men- Ş faatler elde ederlerse adaları Türklere verebilirler |
............................. İtalyanların Türkiye’de ekonomik menfaatleri f
var. İzmir - Aydın demiryolundaki bizim menfaatlerimizi * ‘
Sahife No: 155 '
Vesika No: 171 j
16 Arahk
1913 1
Sir E. Grey’den Sir E. Mallet’e : W
............................. Türk Büyükelçisi kuvvetlerin İmroz ve Tene- j
£ dos haricindeki adaların Yunanlılara bırakıldığını işib ; miş. Anavatanlarına
çok yakın olan Sicio ve Mitylene. ? adalarının da kendilerine bırakılmasını
rica ediyor ........ ; İ
Sahife No: 157 Vesika
No: 173'; t
17 Aralık
1913 ' j |
Sir I- Mallet’ten Sir E. Grey’e : j
............................. Türk Hükümeti Majeste’nin Hükûmeti’nin Te- t
nedos ve İmroz haricindeki adaların Yunanistan’a veril- mesi için teklifte
bulunduğunu öğrenmiş. Başvezir bana,'i böyle bir duruma rakı olmaktansa
Yunanistan’la harp 4 ederiz dedi.............................. j |
Türkler deniz harbinde Yunanlılarla
savaşamıyacak- j £ larma göre,, karadan Yunanistan’a girip Selânik ve Me- j|
kadonya’nm bir kısmım işgal edebilirler. Böyle
bir durumda Bulgarlar da Türklere yardım edebilirler. Ve hattâ Arnavutluk
bile bu işe karışabilir. Türklerin söyledikleri söz ile yaptıkları iş arasında
uzun bir yol vardır, Majestenin Hükümeti Türkleri bu kararından vaz geçirmek
için her şeyi yapmalıdır
Sahife No: 158 Vesika
No: 174
17 Aralık
1913
Sir L.
Mallet’ten Sir E. Grey’e :
............. Durum çok güç, Bütün devletler biz de dahil’,
olmak üzere Türklerden daha çok şey kapmak istiyoruz.. Hepimiz Türkiye’nin
toprak bütünlüğünden bahsediyoruz, fakat pratikte hiçbirimiz sözümüzü
tutmuyoruz. Bu hükümetin çökmesi ise bizim menfaatlerimize çok ay kındır.
Fakat bu hükümete para vermek te kötüdür, belki Yunanistan’a karşı kullanırlar.
Bu gün hazırlıkları görmek için Trakyaya hareket ediyorum, yeni gelen askerî
ateşeye de Türk Ordusunun durumunu yakından tetkik etmesi için emir verdim.
Ingiltere’nin menfaatleri yanında benim şahsî
durumumun hiçbir ehemmiyeti olmamasına rağmen, Başve- zirin ve Talât’ın benim
şahsıma, iyi niyetime ve İngiltere’nin samimiyet ve dostluğuna güvenmeleri
yanında. Majeste’nin Hükümetinin Türkler aleyhine devamlı kararlar alması,
beni kısmen rahatsız ediyor
Sahife No: 159 , Vesika No: 175-
19 Aralık 1913
Sir. E.
Mallet’ten Sir E. Grey’e :
............. Majeste’nin Hükümetinin tutumu basında kötü
karşılandı ve Türkleri manevî bakımdan çok sarstı,.
İngiltere’nin dostluğunun tamamen aksine olan
bu politikasını fark etmek, Türkler için çok istiraplıdır .............................................................................
Sahiffe
No: 164 Vesika
No: 180
23 Aralık
1913
Sir E. Grey’deıı Sir L. Mallet’e :
........................ Güney Arnavutluk hâdisesinden sonra Yunanistan’ın
adaları alacağı hususunda anlaştık. Size söyli- yeceğim en iyi husus
kuvvetlerin Yunanistan lehine ' Türkleri oyalamakta olduklarıdır. Türkiye’deki
Alman .n kumandasına ait telgrafım gereken izahatı veriyor. Ermeniler hakkında
yapacağımız tekliflerin Türkleri himaye etmek olduğunu sanmalıdırlar. Alman
kumandasını reddedişimiz ve Ermenistan’a yaptığımız tâyinler Asya Türkiye’sinin
dağılmasını önlemek içindir. Çünkü Almanlar Türkleri Ruslara karşı
korumıyacaklardır, Türkiye dağıldığı zaman Almanlar da kendi hisseleri
alacaklardır.- (19 Aralıkta Temps gazetesinde Türklerin üçlü ittifaka olan
borçları hakkında güzel bir makale çıktı.) Burada ii;; neşredilen vesikalara
göre, Türkiye yeni borçlar bulamazsa çökecektir. Fakat bu doğu milletleri hiç
belli olmaz parasız da yaşayabilirler .
27 Aralık
1913
: Sir EL
Grey’deıı Sir E. Goschen’e :
i ...... Türk kaynaklarından işittiğime
göre, diğer,
.adalar Yunanistan’a giderse İtalyanlar
ellerindeki adaları boşaltmıyacaklardır. Halbuki İtalyanlar ellerinde tuttuğu
adalardan Yunan işgalinde olanları Yunanlılara 1 vereceğine söz
vermişti. Bu havadisin mânâsı İtalyanların Türkiye'de yeni bir oyun çevirmekte
olduğudur .........................................................................................
155
Sahife No: 167 Vesika
No: 184
28 Aralık
1913
Sir M. de B ünsen’d en Sir E. Grey’e :
..................... Türk Büyükelçisi adalar Yunanistan’a giderse
•’ kuvvete baş vuracaklarını söyledi. Bulgaristan’ın da Türklerin yanında yer
alacaklarını ve Sırbistan’ın da işe İ karışacağını, Arnavutluğun Epurus’u işgâl
edeceğini, bu ' vaziyette büyük devletlerin de kendi aralarında sulhÜ i.
koruyamıyacaklarmı, söyledi. Ben kendisine Türkiye’nin : işlerini büyük devletlere
bıraktığını söyledim. Cevaben, Türkiye’nin hayatî menfaatleri söz konusu olunca
duru- ■ mim değiştiğini söyledi ......................
[
f Sahife No: 168 Vesika No: 185
i 29
Aralık 1913
Sir E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :
i; .................... Bugün. Albay
Cemal bey İle görüştüm. Adala-
| nn
Yunanistan’a verilmesine muhalif. Kendisine Türki- I ye’nin zayıflık sebebinin
büyük çoğunluğu Yunan olan I adaların Türklerin elinde olmasından meydana
geldiğini Ş. anlattım. Ve Majeste’nin Hükûmeti’nin Türkiye’nin as- L kerî ve
bahri bir mâceraya atılmasına karşı olduğunu söyledim. Albay Cemal bey
Türkiye’nin emniyetinin hef £ şeyin, üstünüde olduğunu, adaları ve Edirne’si
olmıyan bir Türkiye’nin hırsızlara açık kapısız bir ev gibi olduğu- İ'. nu,
söyledi. Kendisine, Türkiye’nin kuvvetli bir orduya J ve donanmaya sahip olacak
parası olmadığını hatırlat- ■' tim. Cevaben Türklerin kendi kendisini müdafaa
edecek i-- kuvvet ve kabiliyette olduğunu söyledi. Ve bunu her- j kezin bize
karşı olduğu bir harpte yaptık dedi. Ve Tür- •i’ kiye’nin bütün arzusunun
Yunanistan’dan daha kuvvetli bir donanmaya sahip olmak olduğunu söyledi. Daima
în- | giltere’nin yanında olacak kuvvetli bir donanma istemez
misiniz,
dedi. Ingiltere ve Fransa'nın çok kuvvetli bir j dostu görünüyor. J
Ona
nüfusu iki milyon olan Ermenileri sordum. Çok :i
• • • * rica etti ve samimiyetle bana sordu:
Majeste’nin Hüku- meti son iki yıldan beri Türkiye'ye karşı takındığı bu j
menfi tavrı değiştiremez mi? Sözlerime mümkün olduğu j kadar dostluklarımıza
sâdıkmışız hissi verdim, Cemal ■ Bey’in durumu ve karekteri bakımından bu çok
mühim- ; di
Sahife No: 173 Vesika
No: 183 ;
1 Ocak
1914
Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e : j
.............................. Adalar mevzuunda Türkiye kuvvetlere güçlük 1
çıkartıyor. Boğazları ve İzmir’i tehdid eden adaları Türk- 1 ler kendileri için
istiyorlar. Türk Elçisine Yunanistan’a verilecek adaların
silâhsızlandırılacağım söyledim. Türk basını ise Yunanlılar aleyhine harp
istiyen yazılar yazı- : yor. Türkler adaları Yunanlılardan geri alabilir, bunu
şu ■ an yapmasalar bile altı ay sonra yapabilirler. Bu vaziyette Bulgaristan
da Kavalayı zaptedecektir ye Arnavut kabileleri de Yunanistan ve Sırbistan
aleyhine harekete geçeceklerdir. Türkleri tehdid olsun diye Fransız Sefiri i
malî yardımı keseceklerini bildirdi. İtalya'dan yardım umuyorlar ve şu veya bu
yoldan para bulabileceklerini' söylüyorlar. Mamafi üçlü kuvvetler birbirlerine
yardım ' edeceklerdir. Zira İtalya Akdeniz bölgesinde, Almanya küçük Asya’da ve
Avusturya Balkanlarla ilgilidir.
Mr. Jagow, bir Türk - Yunan harbine her ne
şekilde olursa olsun mani olmamız lâzım dedi ....................................................................................
157
Sahife No: 178
Vesika No: 191
4 Ocak
1914
Sir R. Rodd’dan Şir E. Grey’e :
................. Dün
gece gizlice Alman Büyükelçisi adalar hak- kındaki teklifimizin Berlin’de
tetkik edildiğini ve adala-
• rm Yunanistan’a ilhakının uygun görüldüğünü
söyle- î di
[ Sahife No: 180 Vesika No: 193’e ilâve
[ 6
Ocak 1914
j Sir E.
Grey tarafından :
f .............. Adaların Yunanistan’a ilhakı hususunda kuv-
vetlerin filolarının kuvvete baş vurup
vurmıyacagı hu- ; susunda henüz bir anlaşmaya varılmadı. Fakat Fransa ile bizim
kuyvete baş vuracağımız hususunda hiç bir şüp- i; he yoktur ................
7 Ocak
1914
Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :
ı ............... Trabulus hakkında
İtalyanlarla birkaç sene ev-
i’ vel
yaptığımız gizli anlaşma, İtalyanların bu yeri alma- r larmı uygun görüyordu.
Fakat onlar bununla yetinme- [ yip adaları da işgâl ettiler. Şimdi Türklere bir
karşılık î; vermek istiyorlar, bir İngiliz ŞİRKETİNDEN çıkmamak şartıyla ne
verirlerse biz muhalefet etmeyiz. İzmir - Ay- l dm demiryolunu bütün
masrafları vermeleri şartıyla | îtalyanlara devredebiliriz. îtalyanlar Türkleri
şüphelen- i dirmemek şartıyla adaların Yunanlılara verilmesine mu- î- halif
değildir ......
Sahife No: 183
Vesika No: 198
8 Ocak 1914
Sir E.
Grey’den Sir G. Buchanon’a : —Gizli—
Rus istihbaratı çok gizli olarak
hükümetleriyle
Türk
Hükümeti arasındaki görüşmeyi bildirdi:
1 — Türkler Çanakkale civarındaki
dört adaya sahip olacaklar.
2 — Türkler Asya sahilindeki
adalara sahip olacak-
3 — Türkler Italyan işgalindeki
adaları geri alacaklar? I
Bu vaziyette İngiltere ve Fransa da" aynı
yolu takip etmelidir
Sahife No: 188 Vesika
No: 202?
12 Ocak
1914
Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e :
................. Hilmi Paşa ile adalar meselesini görüştüm. Ayrıca.
bana Enver Paşa’nm çok ihtiraslı bir genç olduğunu söyledi. Tek bir kalem
darbesiyle yüzlerce subayı aktif vazifeden çekmeye cesaret etmiştir, dedi ...................
Sahife No: 195 Vesika
No: 208
12 Ocak
1914
Sir E.
Mallet’ten Sir E. Grey’e :
................. işittiğime göre Mr. Crowford ve Gunter % 4 lük
bir arttırma için Türk Hükümetini tazyik ediyormuş?
Bu günlerde Ermeni reformları hakkında kat’i
bir şey ■ söylemeği ümit ediyorum ..............................................................
Sahife No: 198 Vesika
No: 211
................. 17 Mayıs 1913 Londra anlaşmasının beşinci
maddesine göre, altı kuvvet yaptıkları tetkikten sonra. E}ge adalarının âkfbeti
hakkında karara vardı:
159"
Yunanistan Tenados ve İmroz’un haricindeki
bütün adalara sahiptir. Bu adaları askerî ve bahri gayelerle kullanmıyacaktır.
Türkiye ile adalar arasında kaçakçılık yapmıyacaktır. Altı devlet
Yunanistan’dan bu hususlara riayet edeceklerine dair garanti isterler. Ve altı
kuvvet Türklerin bu kararlara hürmet edeceklerini ümit eder ler
Sahife No: 201 Vesika
No: 215
27 Ocak
1914
Sir M.
de Bunsen’den Sir E. Grey’e :
................ Türk Büyükelçisi Hilmi Paşayla tekrar görüştüm.
Adaların Yunanistan’a ilhakı hususunda biraz yumuşamış gibiydi. Bundan
Türklerin harp İsteklerinin söndüğü hissine kapıldım. 12 adayı da îtalyanlardan
al mak hususunda acele etmiyorlar, İtalyanların adaları1 şimdi
verip ilk fırsatta tekrar kavga mevzuu yapacaklarını biliyorlar. Hilmi Paşa
kuvvetlerin fikirlerini değiş - tirmiyeceklerini biliyor, mamafi Türkler tatmin
edilmezse ilerde Yunanistan’ın başına dert açabilirler
Sahife No: 202 Vesika
No: 216
28 Ocak
1914
Sir E.
Grey’deıı Sir R. Rodd’a :
................ İtalyan Elçisi Türklere adalar mevzuunda Yunanlılar
lehine tazyik yapacaklarını bildirdi ................................................
Sahife
No: 203 Vesika
No: 217
28 Ocak
1914
Şir E.
Grey’deıı Sir R. Rodd’a :
................ İtalyan Büyükelçisi benim son notamın gazetelerde
görülmesine çok üzüldüklerini söyledi, zira esas gayenin Türkiye’den birşeyler
elde edilmesidir. Bana çok
gizli olarak bir nota gösterdi. Türklere
adaları verirken yaptıkları bütün masrafları istiyec eklerini, Türklerin bu
masrafları ödemelerine imkân olmadığı için İtalyan ideâlindeki adaları
alamayacaklarını anlattı. Halbuki şimdi yazım gazetelerde çıktıktan sonra
Türklerin belki uyanacaklarını ve İngiltere’nin yarattığı bu intihayı silmelerinin
lâzım geldiğini anlattı ..................................
Sahife No: 204 Vesika
No: 218
28 Ocak 1914
Sir L.
ftlallet’ten Sir E. Grey’e :
................. Türklere büyük bir borç verilirse şimdiki ha-
letiruhiyeleri içinde ne yapacakları hiç belli olmaz. Türk Bakanları düşüncesiz
ve ümitsiz dürümdalar. Alttan alta bir propaganda Yunan dükkânlarına boykot
şeklinde belirdi. Aldığım istihbaratlara göre bu hareket bütün Hristiyanlara
karşı dönebilir. Şayet daha fazla ileri gitmeğe hazırlıklı değilsek durumu
tetkik edelim .......................
Sahife No: 215 Vesika
No: 226
2 Şubat 1914
Sir E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :
................. Türk Başveziri, Majeste'nin Hükûmeti’nin do-,
nanmalarıyla Yunanistan’ı korumasına ve kuvvetlerin Türkiye aleyhine almış
oldukları kararları Türklere zorla kabul ettirmeğe kalkmasına hayret ettiğini
söyledi. Almanya, Avusturya ve İtalya’nın sizin bu tekliflerinizi
reddettiklerini söyledi. Ingiliz politikasının Türkler aleyhine bu sinsi
dönüşünü yerdi.
Ben, bir şeyden haberim olmadığını ve durumu
size arz edeceğimi, söyledim
161
Sahife No: 217 Vesika
No: 229
3 Şubat 1914
Sir E.
Grey’den Sir E. Goschen’e :
.............. Türk Hükümeti, Elçiliğimize Türkiye’ye karşı
yapılacak bir bahri gösteri olduğunu ve bunun diğer kuvvetler tarafından kabul
edilmediğini söylemiş. Üçlü ittifaka 23 Ocak’ta yazdığım yazıya müspet veya
menfi bir cevap henüz almadığıma göre, Başvezirin bu malûmatı inerden
öğrendiğini anlıyamıyorum.
Not : Bu
telgrafın örnekleri İstanbul, Roma ve Belgrad’a gönderilmiştir
■ Sahife No: 220 Vesika No: 234
7 Şubat 1914
Sir L. Mallet’ten Sir E. Grey’e:
.............. Başvezir hasta. Talat Bey ile adalar
meselesini i görüştük. Bana çok gizli olarak ve hiç bir yerde tekrar- | lamamam
için adeta yalvararak şunları söyledi: Italyan ? hükümeti Ingiltere ve Fransaya
verilen hakların kendi- ? derine de verilmesini istiyor. Ingiltere ile
yaptığımız an- [ Jaşmalar her iki memleket için de iyidir, halbuki Italyan- [
lar bizden çok geniş arazi kapmıştır.........
Sahife No: 224 Vesika
No: 240
9 Şubat 1914
Sir. E.
Grey’den Sir L. Mallet’e :
.............. Türklerin malî durumları bu derecede bozuk- f
ken Yunan mallarına boykot etmeleri bana delilik gibi görünüyor. Malî
durumlarını nasıl düzelteceklerini an- | lıyamıyorum. Pan Islamik ve anti grik
bir ruh taşımak Ş; Türkler için fantazidir. Bizim yapacağımız hiç bir şey yok
böyle bir durumda Türklerin bize muhtaç olması in-
F.— 11
162
sana
dokunuyor, biz sadece bekliyeceğiz, onlara para veremeyiz......
Sahife
No: 228 "
Vesika No: 247
10 Şubat 1914
Sir İL.
Mallet’ten Sir E. Grey’e :
............. Talat ve Cemal Beyler ile görüştüm. Her ikisi-
de mâkul insanlar bilhassa Cemal* bende namuslu bir insan tesiri bıraktı. Yanılmış
olabilirim.
Şayet
onlara gururlarım kurtaracak birşeyler yapabilirsek adalar işinde güçlük
kalmaz. Başvezire gelince- onun İngilizlere karşı olan tutumu korkarım bir
müddet daha devam edecek. Zira biz halen Yunanlıları tutup onların
menfaatlerini baltalıyoruz.
Başvezir Ermeni reformlarını müzakereden . çok
memnun kaldı. Kendi hesabına iki koyun kestirip bu hâdiseyi kutladı, Ruslar da
iki koyun kestirerek bu kutlamaya iştirak ettiler............................
18 Mart
1914
Sir E. Grey’den Sir L. Mallet’e :
............. Türklerle Yunanlıları adalar için karşılıklı
müzakereye zorlıyamam zira bu Yunanlılara bir baskı olur,, ben bunu yapamam
Sahife
No: 253 ,
Vesika No: 274
28 Mayıs 1914
Sar T.
Elliot’tan Sir E. Grey’e:
............. Venizelos bana yalvararak Türklerle başabaş ;
konuşurlarsa -durumlarının nekadar zor olacağını size ; izah
etmemi istedi. Genç Türkler Edirneyi Avrupadan tek
bir ses
çıkmadan geri aldılar, bütün adaları, Girit’e kadar elde - edebilirler hülyası
içindeler. Yunanistana harp ilân etmek için ilk dretnotlarının gelmesini
bekliyorlar.
Venizelos, bir dretnota sahip olmazlarsa bir
harp olacağını, bunun Avrupanm gözleri Önünde tamamen bir deniz harbi olacağını
söyledi. Türk ve Bulgar ordularının ise kendileriyle çarpışamıyacağmı kendi
ordularının çok daha kuvvetli olduğunu söyledi. Ayrıca Yunanistanın 12 adayı da
alması icap ettiğini ve sizin dikkatinizi bu nok-r taya çekmemi istiyor. Şayet
Türkler Yunanistana karşı bir zafer kazanır ve yeniden karşılarında birleşmiş
-bir Avrupa bulamazlarsa, bütün îslâmlarda tehlikeli bir ruh doğacaktır ve
Avrupadan yeni topraklar elde edeceklerdir
Sahife No: 255 Vesika
No: 275
30 Mayıs
1914
Sir G. Barcley’den Sir E. Grey’e :
...... Türkiye Yunanistana karşı bir harp
yaparsa Romanya buna müdahale edecektir. Talât Bey iki dretnotları gelene
kadar Yunanistanla müzakere, yapmıya- caklarmı söyledi.....................
Sahife
No: 255 ' ' ,
Vesika No: 276
Sir G.
Barcley’den Sir E. Grey’e :
.............. Romanya Dış îşileri Bakanlığı, Majestenin hükümetinden
dretnotların Türkiyeye yollanmamasını, rica ediyor
164
Sahife No: $85 Vesika
No: 279
4 Haziran 1914
Sir M.
de Bunsen’den Sir E. Grey’e :
............. Hilmi Paşa Balkanlarda rahat bir durum olması
için Türklerin adalar mevzuundaki taleplerinin kabul edilmesi icap ettiğini
söyledi. M. Dumaine, hükümetini zorhyarak Yunanistana dostça tavsiyede
bulunulmasını istiyor. M. Gryaris Hilmi Paşanın İsrarı karşısında bir hayli
tesir altında kaldı, durumu Venizelos’a ciddî şekilde anlatacak. Türklerin
durumunu anlamak Yunanistan için daha faydalı olabilir
Sahife No: 262 Vesika
No: 286
16 Haziran 1914
Mr.
Erskine’den Sir E. Grey’e :
............. Amiral Kerr bana gizlice Türk donanmasını
mahvetmek için plânları olduğunu anlattı. Yunan hükümetinin bu plânlan
kabul-etmesi gerektiğini söyledi. Yunan hükümeti kendi cahil subaylarını
dinliyor ve ayrıca kâfi derecede yetişmiş elemanı da yok, dedi...... Bunu
teklif dâhi etmemesini yoksa şüphe uyandıracağını söyledim
1913 - 1914 GENEL BALKAN POLİTİKASI :
Sir E- Grey’den Sir G. Goschen’e :
...... Herr Von Kullman’a îstanbuldaki Alman subaylarının
Rusları çok rahatsız ettiğini, bunların Tahrandaki Rus subayları gibi olduğunu
söyledim. Herr Von Kullmann bunun Tahran’daki Rus subayları için doğru
olabileceğini, fakat Türklerin hiç bir birliklerini yabancı kumandası altına
bırakmıyacaklarmı söyledi
Sahife No: 381 Veskia
No: 429
14 Arahk
1913
Mr.
O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
............. Ermeni ayaklanması Türklere bir harp ilân etmenin
en iyi vasıtasıdır. Bu da Rusların silâhla müdahalesini temin edebilir. Alman
ordularının Türklerin yanında olması üçlü anlaşmayı kuvvetlendirecek, bu da
reformlara yol açacak ve bunu takiben de bir Ermeni isyanı olacaktır ‘
Sahife No: 390 Vesika
No: 440
19 Arahk
1913
Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
............. Ruslardan elde edilen intibaa maalesef savaş-
mıyacakları merkezindedir. Mamafi üç yol takip
edebiliriz :
1 — Malî baskı,
2 — Ermenistana Rus ve Fransız
müfettişlerini göndermek,
3 — Rusların Beyazıt ve Erzurumu işgalini
temin:
Sahife No:
394 Vesika
No: 446
23 Aralık
1913
Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
............. Majeste Rus Çarı îstanbuldaki Alman askeri'
heyetinden çok fazla kötümserliğe kapıldı. Üçlü anlaşmanın kuvvetlerden de
daha güçlü olabileceğini söylüyor. Almanların Türk ordusunu hakiki bir kuvvet
haline ge- tirmiyeceklerini biliyorsa da îstanbuldaki Alman generalinin ve
Alman büyük elçisinin hakiki bir diktatör durumuna geçmesinden korkuyor.
Kendisine,
Rusya’nın menfaatlerini desteklediğimizi ve Alman Generalleri mevzuunda
Türklere baskı yaptığımızı söyledim. Fakat Amiral Limpus’un Türk donanma-,,
sının başında bulunması ve Türklerin Almanların arkalarında olduğunu bilmeleri
onları daha kararlı yapıyor.
Konuşmamız sırasında Majeste Çar, Türklere malî
baskı yapılması fikrini müdaafa etti. Bizim gümrük yergilerine c/c
4 lük zammı kabul etmeyişimizi tasvip etti. Ayrıca Ermeni meselesinde bir Rus
müfettişin kabul e- , dildiğini ve Erzuruma bir general göndermekten hoşlanmamasına
rağmen, mecbur kalırsa bunu yapabileceğini söyledi...................
'! ‘ 167
Sahife
No: 397 Vesika
No: 443
25 Aralık 1913
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
...... Gazeteler Rus politikasını tenkit edip
Almanların boğazlardaki, İstanbul ve Edirnedeki üstünlüklerine kızıyorlar.
Mamafi Almanların Türk İmparatorluğunun çöküşünü biraz geçiktirmekten başka bir
işe yaramıyaca- ğını söylüyorlar. Rusya Alman bankalarındaki paralarım çekerek
Türkleri Rusları dinlemeğe mecbur edebilir görüşü müdafaa ediliyor. Almanların
Anadoluyu elde ettikten sonra îstanbulu da elegeçirmeleri büyük Alman
imparatorluğunun esas hedefidir, bu zincirin kırılması Rus politikasının esas
hedefi olmalıdır diye yazıyorlar. Bu fikir Ingiliz ve Oransızlar
tarafından da desteklenecektir
1913 - 1914 ERMENİ REFORMLARI :
(Günümüzde
özellikle Amerikada Türkler aleyhine yürümekte olan Ermeni propagandasını daha
yakından* anlıyabilmek için hir iki küçük ilâve yapmayı uygun gördük. E.U.)
............. Avrupalı emperyalistler gayelerine varmak için
bütün insanları yok etmeğe hazırdılar. Kendi haksız menfaatlerini tahakkuk
ettirmek için, insanlar sanki hayvan sürüleriymiş gibi ordular gönderdiler.
(Müslüman Asyada kuvvetlerin mücadelesi. S. 14-14)
............. Profesör Philip Marshall Brown: Avrupalı devletler
emperyalist gayelerine varmak için, Orta Doğu halklarının ihtiyaçlarına kulak
tıkadılar, hatta bu insanları kuvvet muvazenesi için kurban gibi feda ettiler^
(Hâdiseli seneler cilt 2, Sayfa 148 - 149)
............. Standford Üniversitesi profesörlerinden Mearsı
Ermenilerin bugünkü durumundan tamamen mes’ul olanlar Avrupalı emperyalist
milletler ve onların diplomatlarıdır, der.
............. Colombia Üniversitesi profesörlerinden! John
Dewey Ortadoğuyu ziyaretten sonra: Bu insanların ıstıraplarıyla yakından temas
etmek insanı titretiyor, azınlık, çoğunluk bütün halka merhamet duyuyorsunuz.
Şimdi bu halkın nefret ettiği yabancı kuvvetler, bu memleketlerden elde
ettikleri kukla hükümetleri öyle haince kullandılar ki, işte emperyalizm..,.,,
(Politik yeni Cumhuriyet sayfa 268 12 Kasım 1924).
169"
............. Türkiyede Amerikan Protestan misyonerleri:
Orta Doğuya Misyonerler îslâmlar ve Museviler için gitti. Fakat üç faktör
yüzünden çalışmalarım Hristiyanla- ra teksif ettiler.
1 s— Müslümanları Hristiyan yapmanın
zorluğunu gördüler.
2 —. Yerli Hristiyanlarm arasında
çalışmalarının parlak neticesini fark ettiler.
3 — Hristiyanlığm o günkü haliyle İsa’nın
hakiki? dinini temsilden uzak olduğunu gördüler.
Misyonerler bütün faaliyetlerini Rum ve
Ermenilere: yönelttiler. Başlangıçta Ermeni kilisesi buna direndi, fakat
1850’de Türk hükümeti Protestan Ermeni kilisesini tanıdı. Fakat Amerikan Misyonerlerinin
en büyük başarısı Robert Kolejler vasıtasıyla oldu.' îstanbuldaki Kolej
1840’ta Cyrüs Hamlin tarafından kuruldu sonradan Robert Kolej adını aldı. İlk
talebelerinin hepsi Ermerifgenç- lerindendi. Bir kaç yıl sonra boğazdaki şahane
yerine geçti. Bu kolejin mevzunları zamanla bir çok milletin lideri durumuna
geldiler. Buradan mevzun olan Bulgar talebeleri Bulgaristandaki millî
hareketin başına geçtiler. Bu. teşkilât Türk ihtilâli sırasında çok müşkilât
geçirdi. İstiklâl harbinden sonra milliyetçiler misyonerlere cephe aldı ve
sadece 6 tane misyoner doktor bırakıldı
............. Türkiyede Amerikan Misyonerleri :
Kapitülasyonlardan
istifade eden Amerikan misyonerleri tamamen Osmanlı devletinin aleyhine
çalışıyorlardı. Bunlar Ermenilerin Gregorian kilisesini Pretostan yapmağa
uğraşıyorlardı. Amerikan Protestanlarına göre Müslümanlar kâfirdir, bu yüzden
onların aleyhine sistemli propaganda yapıp insan kasabı oldukları efsane-
sini,
yayıyorlardı. Ermenİlere ise sunî olarak evliyalık pa- ;yesi veriyorlardı. (The
Rebirt Turkey - Clair Price).
............. Ön Asyadâ Amerikan Misyonerleri: .
Misyonerler
tamamiyle din tesirinde kalarak l5rme- nileri Müsliimanlara karşı hazırladılar,
dinamit yapmasını öğrettiler ve her fırsatta onları îslâmlara karşı kullandılar.
(Forein affairs Cilt 7 Sayfa 398 E. M. Earle)
1913 - 14 ERMENİ REFORMLARI:
«Sahife
No: 424 Vesika
No: 475
23 Ocak 1913
Sir E.
Grey’den Sir' F. Bertie’ye :
............. Ermeni meselesinin şu sırada ortaya çıkarılması
uygun değildir. Küçük Asya meselesini daha uygun bir zamanda ele alırız.
Sahife No: 425 Veskia
No: 477
17 Nisan 1913
SirA.
Nicholsen’den Sir E. Goschen’e :
............. Jagow bana iki kere ön Asyadan bahsetti. Bu
Türkiyenin Asyadaki mülkünün parçalanmasından başka bir şey ifade etmiyor.
Almanlar hisselerini almak istiyorlar. Jagow, Anadoludaki sonsuz Alman
menfaatlerinden bahsediyor. Bu zengin, memleket Almanların' göz diktikleri
olgun bir meyve gibidir. Sanıyorum ki îstanbulda karışıklıklar ümit ediyorlar
ve bu karışıklıkların ardından, Kürtlerin Ermenileri veya Ermenilerin Kürtleri
kesmesini bekliyorlar. Bu durumda da Rusların müdahale edeceğini umuyorlar.
Böyle bir vaziyette Almanlar da derhal kendi menfaat bölgelerine gireceklerdir.
Almanların niyeti bu olduğuna göre Rusların Ermeni meselelerinde daha dikkatli
davranacaklarını ümit ederim.
Jagow’a
göre Türkiyenin parçalanması üç yoldan olabilir.
1 —• ~ Adalarda ve Anadoluda
yaşayan Rumlar vasi- tasiyle.
2 ....... Bulgarların Çatalca hattını geçip İstanbul’a-
yürümesiyle.
3 îstanbulda başlayan
sıkıntılar neticesi Ana
doluda ayaklanmalar ve Asya Türkiyesinde
katliâm ile
Sahife No: 426 Vesika
No: 478;.
24 Nisan
1913
Sir G.
Lovvther’den Sir E. Grey’e :
.................... Majestenin Anadoludaki Viskonsülü, Ermeni
papazlarıyla görüşerek bölgelerine bazı Almanların geldiklerini ve bunlardan
şüphede olduklarını, zira Almanların bu bölgelerde reform istediklerini
söyledi..............
Sahife No: 434 Vesika
No: 485
21 Mayıs
1913
Sir E.
Grey’den Sir E. Bertie’ye :
.................... Rusya ve Fransayla Ermenistanda derhal reform
yapılması için anlaşmaya varıldı. Fakat Türkler bundan şüphe etmemelidirler :
Sahife No: 438 Vesika
No: 492
26 Mayıs
1913
Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
.................... Rus elçisi Ermeni vilâyetlerini reorganize
eden İngiliz memurlarından memnun değil. Ermenilerden temsilci bir grup
Rusyaya giderek Ermenistamn Rusyaya katılması için ricada bulundular. Ruslar
Ermeni meselelerinde ikinci plânda kalmak istemiyorlar. Şayet Türkler
f ■ '
173 r. ■ ‘ . ■
> ecnebi müfettiş fikrini kabul etmezlerse,
herhangi bir dü- " zensizlikte Ruslar müdahale edebilir.........................................
Sahife No: 441 Vesika
No: 494
t 27
Mayıs 1913
Mr. G.
Beirne’den Sir E. Grey’e :
f ' ...... Rus hariciye vekili Ermeni
temsilcilerinin de
vamlı olarak Rusyayla birleşmek istediklerini
söyledi. Zira Türkiyenin bu doğu bölgesinde Ermeniler en fazla nüfusun %
30’unu teşkil ettiklerinden kendi başlarına bir t devlet kurmalarının mümkün
olamıyacağını ve bu sebep- le Rusya ile devamlı olarak birleşmek istediklerini
söyle- di. Rusya bu katılmanın imkânsız olduğunu ve kendileri 1 tek başlarına
mes’uliyet almak istemediklerini bildirmiş. L Buna rağmen Ermeni temsilcileri
devamlı müracaatlarla £ Ruslara mes’uliyetlerim hatırlatıyor. Ben de bir Ermeni
katliâmı olursa Rusların seyirci kalmalarının doğru ol- Imıyacağını hatırlattım.................................................
Sahife No: 443 .
Vesika No: 496
28 Mayıs 1913
Sir E.
Grey’den Sir F. Bertie’ye :
..................... İngiliz jandarmaları tek başlarına Ermenistana
gidemezler. Fakat İstanbul ve civarındaki vilâyetlerde
■ kalıp yavaş yavaş yayılabilirler. Rusya
Ermeni reform- < lanm üstlerine alırsa çok memnun olacağız. Bir kaç hafta •
zarfında bir katliam olabilir, Türkler bu mevzuda bizden yardım istediler.
Sağlam bir durumda olmak istiyoruz.
L Sahife No: 444, Vesika No: 499
t 2
Haziran 1913
Sir E.
Grey’den Sir G. Goschen’e :
■—■
Alman büyükelçisi Türkiyenin bütünlüğünü işteşi . diklerini, fakat diğer
kuvvetler Türkiyeyi bölerlerse Al-
manyanın da kendi hissesini alacağını söyledi.
Ben kendisine, İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Türkiyeyi bölme
plânlarının yapılmadığını sadece Ermeni vilâyetleri hakkında konuşulduğunu,
söyledim..............................
Sahife No: 460 Vesika
No: 516'
19 Haziran 1913
Sir E. Grey’den Sir G. Eowther’e :
.................. Fransız büyükelçisi Ermeni reformlarının altı:
vilayette bugünlerde bir katliama sebep olacağım söyledi. Bu sebeple
reformların haricinde yüksek bir komserin Sultana kabul ettirilmesi gerektiğini
söyledi............
Sahife No: 463 Vesika
No: 523
24 Haziran
1913
Sir E.
Grey’den Sir E. Goschen’e :
.............. Alman büyükelçisi kuvvetler kendi aralarında.
Ermeni meselelerini görüşürken, büyükelçilerin de hiç değilse durumu Türk
hükümetine bildirmeleri gerekir, dedi.......
Sahife No: 465 > Vesika No: 526
27 Haziran
1913
Sir E.
Grey’den Sir E. Goschen’e : .
.................. Asya TürkiyeSinin parçalanması kuvvetlerin
menfaatine bağlıdır. Bu da Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması veya tamamen
ortadan kalkması şeklinde olacaktır. Fransa birinci durumu tercih ediyor. Alman
elçisiyle bu mevzuu görüştüm, Türklerin hakimiyetini tercih ettiklerini
söyledi. Fakat Türkiye tamamen çökerse’ Almanya kendi menfaati olan bölgelerde
ilerliyecektir,.. ■ dedi.
Ben, bizim en. çok istediğimiz yerlerin Basra
ve Iran körfezi bölgeleri olduğunu söyledim....................................................
Sir E.
Goschen’den Sir E. Grey’e :
............. Alman
büyükelçisi Rusların Ermenistan plânlarını beğenmediklerini, Osmanlı
İmparatorluğunun Asya toprak bütünlüğünü muhafaza etmek istediklerini, fakat
Türk "yurdu parçalanırsa kendi hisselerini almak istediklerini söyledi
2 Haziran
1913
Mr.
Marling’ten Sir E. Grey’e :
............. Türklerin verdiği sözlü nota yalnız Ermeni bölgelerini
değil bütün İmparatorluğu kaplıyordu. Fakat biz Rusların tekliflerinin ötesine
gidemeyiz.:....
3 Haziran
1913
Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :
............. Alman büyükelçisi Rusların Ermenistan hak-
kmdaki tekliflerinin çok ileri gittiğini Asya Türkiyesinde- ayrı bir devlet
kurduğunu ve Lübnanı bile içine aldığını söyledi. Şimdilik Fransız teklifinde
yer alan yüksek kom- . ser ile iktifa etmenin gerektiğini söyledi...........................................
Sahife No: 482 Vesika
No: 542'
6 Haziran
1913
Ssr G. Buchanon’dan Sir E, Grey’e :
............. Rus hariciye vekili Osmanlı İmparatorluğunun.
176
bütünlüğünü
muhafazanın en samimi arzulan olduğunu .söyledi. Kuvvetler Mekadonyada
yaptıklarını Asya Tür- kiyesinde de tekrarlarsa Osmanlı İmparatorluğunun geri i
kısmının çöküp gideceğini, Ermenistan durumunun gittikçe ciddileştiğini,
kuvvetler tarafından buraya devamlı ■ olarak silâh kaçırıldığım 've Rusyanm
hudutlarında bir ihtilâle tahammül edemiyeceğini, durumun 1895’ten çok farklı
olduğunu Türkiyeniri parçalanmasında rol almıya- . caklarmı ve hatta buna mani
olacaklarını, bildirdi.
Majestenin hükümetinin Türkiye üstünde ,
şeytanî bir plânının bulunmadığını, Arnavutluk ve Adriyatik meselesinde olduğu
gibi Ermeni meselesinin de Rusya için hayatî menfaatleriyle ilgili olduğunu
söyledim.............
Sahile No: 486 Vesika
No: 545
8 Haziran 1913
*
4 Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
................... Ruslar Türkiye hududunda bir anarşiye tahammül
edemiyeceklerini bize bildirdiler. Majestenin hükümeti Türk hududunda yaşayan
Kürtler arasında huzursuzluklar çıkartıyorlar, zayıf Türk otoriteleri, bunu
bastı- ramaz ve biz buna tahammül edemeyiz, dediler...........................................................
S '
Sahife No: 501 Vesika
No: 562
22 Haziran
1913
Sir E.
Grey’den Lord Granville’ye :
, Alman hükümeti Asya Türkiyesi hakkmdaki
plânlarım
bana verdi. Alman hükümeti Ermeni reformlarında Rusları tatmin edecek projeyi
iyi karşılıyor. Ancak altı vilayetin birleşik bir Ermenistan için ayrılması
Asya Türkiyesindeki diğer ırkların da aynı yolu tutmasına sebep olacaktır, bu
sebeple Türklerin verdiği projeyi .de tet-
kiketınek ve bu yürümediği taktirde tadilât
yapmak uy- ,gun olur, diyorlar
27 Ağustos
1913
Mr.
Marling’ten Sir E. Grey’e : — Çok gizli —
............... Altı devletin elçileri altı Ermeni vilâyeti
hakkında Rus teklifini esas alarak Türklerin yeni vilâyet kanununu tatbike
başladılar. Almanların Ermenilere acıma hissi duymaları daha çok politiktir.
Ermeni bölgelerinin Rus tesirine girmesini istemiyorlar. Biz Alman
büyükelçisine baskı yaparak Türklere tazyik etmesini sağlamalıyız. Yeni Türk
kanunu Ermenilere bir çok haklar veriyorsa da bu ancak Abdül Hamit devrindeki
Ermehileri tatmin ederdi. Etmeniler şimdi kendi millî mevcudiyetlerine sahip
olmak istiyorlar. Almanya şu ara Türkiyenin parçalanmasını istememekte samimî
olabilir, Türkiyeden en büyük parçayı kapmak için zamana ihtiyacı var, daha
kuvvetlenmesi gerek .........
Vesika
No: 567’ye Mr. Fitzmaurices’in eki:
............... Türkler
memleketlerinde reform yapmak yani iyi hükümet kurmak istiyorlar kitap rafları
kanun ve reform projeleriyle dolu, fakat devamlı olarak kötü sonuç alıyorlar.
Bunun sebebi Türklerin arasında karakter sahibi insan olmaması ve reformları
tarafsız olarak uygulayacak insan yokluğudur. Türkler bu eksikliklerini kısmen
bildikleri için Avrupalı memurları kullanıyorlar. Benim tavsiyem, yeni
reformlar teklif etseler bile Türk hükümet mekanizmasını Ermeni ve Kürt
bölgelerine sokmamaktır. 35 senedir bekleyen Ermenilerin bu bekleyişi ve
arzulan özel reformlarla karşılanamaz
1880
senesinde Asya Türkiyesindeki Ermenilerin du-
F. — 1.2
rumunu
ilk defa İngiliz büyükelçisi bildirmiştir. Ayrıca. 1876 da Lord Salisbury
Türkiyede reform yapılması gerektiği fikrini Avrupaya bildirdi. Ermeniler 35
seneden beri ihtilâlci gruplar kuruyorlar veya onlarla birleşiyorlar. Ve
Ermenilerin Rusların tesirinde kalacağı doğru değildir. Ermeni ve Kürt
bölgeleri Türk bölgelerinden ayrıdır, ye batı Anadoludan farklıdır. Ermeni
ileri gelenleri Adana vilâyetini de istemektedirler. Ermeniler yakında
Almanların'. Türk dostluğu maskesini atıp Anadoludan büyük bir parça
koparacaklarına inanıyorlar. Ruslarla Almanlar arasında, bir tercih yapmak icap
ederse Rusları tercih ediyorlar.. Balkan zaferinden sonra haklı olarak
Ermeniler ümide kapılmıştır. Ve Hakkı Paşanın reformları onları sinirlendiriyor.
Kendileri için en büyük ziyanın İngilizlerle Rusların' müşterek çalışmamasından
meydana geleceğini söylüyorlar. Kürtler. ve Ermeniler birbirlerini sevmemekle
beraber aynı şeyi istiyorlar.
Hint Müslümanları îngilterenin aldığı sert
kararlardan rahatsızlık duyuyorlar. Bu neticede Ermeniler için çok feci
olabilir. Eski Sultan arada bir Panislâmizimden bahsederdi, ben bunun tamamen
bir blöf olduğunu biliyorum.. Şimdiki idareciler daha modern...............................................................
Eski süvari birlikle
rinde Ermeni ve Kürt subaylar vardı, şimdi bunların
işlerine son verildi, biz bunları Ermeni ve Kürt bölgelerinde kullanabiliriz,
bu çok normaldir
31 Ekim 1913
Sir L. MaHet’ten Sir E. Grey’e :
.................. Mr. Crawford bana Talat’ın hakiki reformlar
yapmak kararında olduğunu söyledi. Fakat en çok ekonomik ve malî suallerle
karşı karşıyadır, bu bakımdan büyük devletlerin lâflarını dinliyecektir. Türk
hükümeti Mr.
Crawford’a tamamen inandığı için onun
tavsiyelerini tamamen tutacaktır, durum harikûlâde iyi.................................................... (Gümrük
lerin başına getirdiğimiz adam. E.U.)
4 Kasım
1913
Sir E.
Grey’den Sir E. Goeshen’e :
............. Türk hükümeti imparatorluğun çeşitli dairelerinde
çalışan İngiliz memurların, Ermenistanda devamlı vazife almalarını istiyor.
Ben, ancak yeni hariciye memurları tâyin edebileceğimizi, aksi halde diğer
devletlere danışmadan memur yollıyamıyacağımızı söyledim.................................
Sahife
No: 534, Vesika
No: 586
1 Aralık 1913
Sir L.
Mallet’teıı Sir E. Grey’e :
............. Başvezirle
görüştüm ve şayet Ermeni grupları iyi bir tarzda idare edilirse Türk hükümeti
için bir kuvvet kaynağı olacaktır dedim. Ermeni papazları beni ziyaret ederek
kafiyen özgürlük istemediklerini söylediler, Sultanın sâdık bir tebası olarak
yaşamayı ter cih ettiklerini söylediler, yalnız reformların çok mühim olduğunu
bütün Avrupanm bunu takip ettiğini, söyledim. Ermeni problemi tatminkâr bir
tarzda çözülürse bunun İmparatorluğunun doğu vilâyetlerini kuvvetlendireceğini
ve yeni projeyi kabul etmelerinin lâzım geldiğini İsrarla bildirdim.
Ayrıca şu ara Türklerde Ermeni lere karşı
düşmanca hisler kuvvetlenmekte, gazeteler Müslümanların hislerini
ateşlendirmektedir
İlâve :
Majestenin
hükümetine Ermeni Patriyarkınm gönderdiği rica:
180
Bu doküman 1878 - 1895 ve 1908 senelerinde
Ermenİlere verilen sözleri hatırlatıyor. Ve Majestenin hükümetinin hâlâ Türk
hükümetinin itimadını taşıdığına göre kendilerine yardım etmelerini rica
ediyor...........................
9 Aralık 1910
Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :
................... Ruslar
genel politikasını değiştirmektedir. İran'ın tarafsız bir bölge olmasını
îngiltereyle müzakereye hazırdırlar. Almanya Rusların İranda demiryolu yapmak
arzusunu iyi karşılamaktadır, fakat Bağdad demiryolundaki Alman menfaatlerinin
de dikkate alınmasını istemektedir. Almanya Türk politikasına karışmıyacağını,
fakat Türkler Avrupa veya Asyada sulhu bozarlarsa onlara yardım etmiyeceğini
açıklamaktadır....................
9 Kasım 1910
Mr. O’Beirne’den Sît E. Grey’e :
................... İngilterenin Bağdad demiryolunun yapımına razı
geldiğini fakat körfez bölgesinin İngiltereye geçeceğini söyledim. Buna razı
olduiar. Bu durumda Ruslar da Sadijeh’ten Khanikin’e kadar olan bölgeyi
istediklerini bildirdiler.
Postdam konferansında Almanlar daha fazla
istekte bulunabilirler
15 Haziran
1910
Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a :
................... Rusların Trans-Persian demiryoluna razı oldu-
ğumuzu
bildirdik. Ruslarla aramızda böyle iyi bir anlaşma olursa uzak bir ihtimal de
olsa Hindistanı işgal fikirlerini Önliyebiliriz.
Bağdad demiryoluna gelince, İran demiryoluyla.
binleşerek Türk - îslâm askerlerini Hindistanla, birleştirmek tehlikesi
vardır. Bu tehlikeyi hatırlatınca Kont Benckön- dorff bunun ciddî bir husus
olduğunu ve bu sebeple Kha- nik’in’e bağlayacak hattın yapılmayacağım söyledi.......................................................
Sahife No: 583 Vesika
No: 623'
15 Aralık
1910
Sir G.
Buchanon’dan Sir E. Grey’e :
................... Bugün Çar ile görüşmek şerefine eriştim. Kendisi
Rus - İngiliz dostluğunun nasıl şahane meyveler vermeğe başladığını söyledi.
Asyada büyük toprak sahibi iki İmparatorluğu da aynı tehlikelerin beklediğini,
Ingiltere- nin Hindistanda karşılaştığı güçlüklere yakında Rusya’nın da
Türkistanda karşılaşacağını söyledi.. Majeste Çar Pan îslâmik bir hareketten
korkmaktadır. Gerçi Hindi standaki güçlükler îslâmlardan çok Hindulardan
gedmektedir ve bu hareketi Genç Türklerin başlattığına dair rivayetler vardır..........
Sahife No: 601 Vesika
No: 638
6 Ocak 1911
Evening
Times Gazetesinden îranm Akıbeti:
................... Postam
toplantısında Almanlar ve Rusların vardıkları anlaşmaya göre, Almanların
Türkiyede Bağdad demiryolunu yapması kabul edildi
Sahife No: 619 Vesika
No: 651
17 Ocak 1911
Mr. Marlîng’den Sir E. Grey’e :
................... Evening Times’deki yazı Türk hükümetini çok
Tahatsız etti. Türkleri ilgilendiren bir
mevzuda Almanların Ruslarla pazarlık etmesi, Türk hükümetinin şerefini ve
özgürlüğünü tahdid eder, dediler. Alman büyükelçisi Türk hâriciyesiyle çok
akıllıca konuşarak durumu düzeltti. Türk hâriciyesi tamamen tatmin olduğunu
bildirdi ise de, Türk basını hakikatleri halkın gözünden saklamakta epeyce
güçlük çekti..............................
Sahife No: 624 Vesika
No: 654
18 Ocak 1911
Sir E.' Grey’den Sir F. Bertie’ye — Gizli —
................... Fransa ve Rusyayla Bağdad demiryolu hakkında
görüşmeler yapıyoruz. Mr. Cambon’a Alınanlardan veya Türklerden bir teklif
alırsak en iyi şartlarla Bağ- daddan körfeze kadar olan bölgeyi ele
geçirmeliyiz, dedim. Cavit Bey’e bu yol Türkler tarafından kullanıla,- ocaksa
mutlak İngiliz malzemesi ve mühendisinin kullanılması lüzumunu anlattık. Biz
Türklerin Kuveyt üstündeki haklarını kabul ediyoruz. Ancak Türkler de Şeyhin durumunu
kabul etmelidirler. Şeyh daha şimdiden limanda geniş bir sahayı bize kiraladı..............................
"Sahife No: 642 Vesika No: 669
1 Şubat 1911
Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a — Gizli —
................... Şayet Almanlar hattı tek başlarına yaparlarsa Türkler
bunu mütecaviz gayeler için kullanabilirler. Ben Ruslara bu hattın (Tahran -
Khanikin) Fransız paradiyle yapılmasını teklif ettim. Bunun % 30'nun Almanlar
verebilir. Türk tehlikesini çok fazla büyük gösterdim, :ümid ederim ki bu mevzu
üstünde düşüneceklerdir
184
Sahife No: 645 Vesika
No: 677
4 Şubat
1911
Sir F. Bertie’den Sir E. Grey’e:
................... 1 Şubatta gönderdiğimiz telgraf üstüne Rus-
lar, Tahran - Khanikin hattının milletler arası bir lıale.; getirilmesini
kabul ettiler
Sahife No: 665 Vesika
No: 689‘
15 Şubat
1911
Sir A.
Nicholsen’den Sir G. Barclay’e :
...... Sizin bana gönderdiğiniz çantaya çok
teşekkür ederim. (Bu Sir Barclay’m 27 Ocak 1911’de İranın içişlerini anlatan
bir mektubu olup açıklanmamıştır.)
Sahife No: 692 Vesika
No: 715
6 Nisan 1911
Sir A.
Nicholsan’den Sir E. Grey’e — Özel —
................... Bizim dış politikamız Rusya ve Fransayla iş
birliğine dayanmakla birlikte, Rusların Golf bölgesinde yer almaya kalkmalarını
derhal reddetmeliyiz. Bilmiyorum Rusya, Fransa, Almanya Türkiye ve biz
aramızda Küveytin bütün kontrolü bizde kalacak bir şekilde anlaşma yapabilir
miyiz? Türkler Rusların işe dahil edilmesine itiraz edeceklerdir dolayısıyla
kendileri de açıkta kalacaklardır. Böylece paylaşmayı kendi aramızda
yapabiliriz................................................................
Sahife
No: 693 Vesika
No: 717
10 Nisan
1911
Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a :
................... Türk hükümetine Bağda,d demir yolu ile
ilgili,' bir cevabı henüz vermedik. Fakat vereceğimiz cevap Cavit beyin geçen
yaz bize hatırlattığından biraz farklı olacaktır. Şayet demiryolu hissesinin
en az % 50 sini ala-
185 mazsak İngiliz halkı çok büyük hayal
kırıklığına uğruyacaktır. Almanya geri kalan % 50 yi Türklerle paylaşabilir.
Türkiye para veremiyeceğine göre mesele Almanlarla bizim aramızda kalacaktır.
Biz Rusya ve Fransayla bu mevzuda anlaştıktan sonra, derhal Türklerin gümrük
'vergilerini arttırmasına razı geldiğimizi bildiririz. Bu . Türklerde
harikulade bir tesir bırakacak ve böylece demiryolu meselesi lehimize
hallolacaktır.
23 Mayıs
1911
Sir E.
Grey’den Sir O. Buchanon’a — Gizli —
Demiryolu
Bağdattan daha ileri gitmeyecek dendiği halde şimdi neden daha ilerlere
gittiğini Rus büyükelçisi bizden soruyor. Bunun sebebini anlıyamadıklarmı söyledi.
Rusların bu mevzunda bu şekilde hareketi hayal kırıcıdır. Rusya Türk gümrük
vergilerinin artmasına itiraz edebilirdi, fakat kendisini şimdi bu haktan
mahrum : etti.
Sahife 724: İran üstündeki İngiliz - Rus
münasebetleri : ■ Sir A.
Nicholsan’ın 1908’de Rusya hakkmdaki senelik raporundan:
.Sahife No: 724 ' Vesika No:
745'
............. 1908’de Ruslar İrana çok önem veriyorlardı,
bilhassa Türk îran hududuna Şah hayatını tehlikede görerek Ruslar ve
İngilizlerle anlaşmalar yaptı. Ve Rus İngiliz müşterek tedbirleriyle hayatını
emniyet altına aldı...
İrandaki
İngiliz ajanları milliyetçilere sempati gösterdiler. Buna karsı Kuşlar da Şahı
tuttular. Bu vaziyet İngiliz ve Rusların devamları çekişmesine sebep oldu.
28 Eylül’de
Şah Azarbeycan seçimlerinin yapılmıya- cağını tebliğ etti. Şaha verilen
tavsiyelerin hiç birini tutmadı, ve kasımda anayasayı kaldırdı. Bu vaziyette
Ruslar ve İngilizler kuzey ve güney gümrüklerine el koymayı düşündülerse de, bu
durumun İranın iç işlerine çok açık bir müdahale teşkil edeceğini düşünerek
bundan vazgeçtiler. Tabrizde Sattar Han Genç Türkler tarafından cesaretlendirildi.
Ve İran Milliyetçileri ile genç Türkler arasında bir münasebet olduğu
düşünülmeğe başlandı. Bu ..Rus hükümetini ciddi endişelere şevketti. Majestenin
hükümeti Sattar Han’ı Rusyamn niyetlerinin iyi olmadığından haberdar
etmelidir.
Nahife No: 729 Vesika
No: 716
1909 yılma ait Rusya hakkmdaki rapor:
Sir A. Nichoîsan’ııı hazırladığı senelik rapor:
............. Majestenin hükümeti Rus hükümetinin İran
..hakkmdaki raporuna istinaden îran işlerine derhal müdahale etmelidir. İranda
durum okadar vahimdir ki: Şah’a baskı yaparak tebaasını tatmin edecek bazı
tedbirler aldırmahdır. Rus raporuna göre, Iranın malî durumu felâkettir, bu
sebeple karışıklıklar ve anarşi beklenmek- > tedir. Rus hükümeti Iranın iç
işlerine karışmadan dost- I hane tavsiyelerde bulunmuştur. Ve hükümetin başına
getirilmesi icap eden iki adam tavsiye etmiştir. Saadet - Dowlek, Nasr-Ul~Mulk,
İngiliz bankası 1906’da kabul edilen şartlarla borç teklifinde bulunmuştur.
Majestenin hükümeti Şahtan kendisine verdiği sözleri tutmasını talep edebilir.
Maamafih bir anayasa hükümeti olursa borç .almak istemiyebilirler. Bizim
tekliflerimiz şöyledir:
187
1 — Şah sadrâzamı ve amir Bahadur Jank’i
derhal işlerinden uzaklaştırmahdır.
2 — Yeni kabineyi iki devletin tavsiye
edeceği şahıslardan kurmalıdır.
3 — Şah Anayasa rejimini geri
getirmelidir.
4 — İmparatorluğun aydın kişilerinden
iki devletin tavsiye edeceği kişileri meclise getirmelidir.
5 — Kendisine karşı silâhla ayaklanmış
olanların hepsini af etmelidir.
6 — Halkına seçim gününü ve genel
seçimlerin olacağını bildirmelidir.
7 — Bu tedbirler alınır alınmaz Iran
hükümetine derhal bir miktar para verilecektir. Bu paranın sarfiyatı 16 Ocakta
Rusların teklif ettikleri komisyon tarafından kontrol edilecektir.
8 — Bir Fransız maliye müfettişi ve iki
asistanı vergi toplanmasını kontrol edecektir.
Not:
10’uncu cildin geri kalan kısmı (iki yüz sayfa) İran siyasetine aittir.
Documents on British Foregien Policy 1919-1939
E. L. Woodward ve R. Bulter
Hiz Majesty’s Stationary Office
London 1947
İkinci
grup dokümanlar 1919-1939 yılları araşma aittir ve aşağıdaki isim altında 1947
senesinde neşredilmiştir. E.U.
İngiliz
Dış Politikası Dokümanları 1919-1939 üstünde bir inceleme.
Sayfa 22, 5 Temmuz 1919 Villa Majestik Paris.
Mr. Hoo- ver’den Wilson’a yazılan mektupta Ermeniler için toplantı yapılması
teklif ediliyor. Türk ve Rus Er- menistanı için tavsiyeler soruluyor... General
Har- bord’a göre bir Amerikalı bu iş için ideal bir adamdır.........
Sahife 86. 12 Temmuz 1919 tarihli memerandum:
Türklerin zoruyla I Temmuz’da Yunanlılar Aydım boşalttılar, fakat 5 Temmuzda
yeniden işgal ettiler. Yunanlılar Aydında boş yere kan döktüler, biz onlara
îzmirden ileri gitmeyin dedik, Yunanlılar bizi dinlemiyorlar, İngiliz
kumandasına itaat etmiyorlar...............
Sahife
95. Venizelos’un mektubundan İngiliz kumandasını dinlemiyecekleri anlaşılıyor
ve İtalyan birliklerinin daha çok gönderilmesini istiyorlar. Türkler ise
sadece Yunanlıların istilâsına uğradıklarını sanıyor-
189
lar ve onlarla savaşmaya hazırlanıyorlar, fakat
Yunanlılar müttefik plânının bir parçasıdır onu anlayıp ona göre hareket
etmeleri lâzımdır. Mr. Clemenceau Türklerin 30Ö bin kişilik orduları olduğunu
söylemesine rağmen, İngiliz askerî uzmanları bu miktarın sadece 60 bin kişi
olduğunu söylüyorlar................
Sahife
105. Venizelos, Türkler hazırlık yapıyor bunu önlemek için biz ilerliyeceğiz
diyor.
Sahife 106. Yunanlılar önemli yerleri işgal
ediyorlar, beş Yunan birliği var. Mr. Clemenceau, Yunanlıların işgal ettiği
yerleri tetkik etti ve Yunanlılar daha fazla ilerlemiyeceklerine dair söz
verdiler. Yunanlılar îşgal ettikleri yerlerin Yunan olduğunu burada 230.000
Yunanlının yaşadığını buna karşılık 95.000 Türk bulunduğunu söyledi. Anadoluda
yaşayan Yunanlılar en iyi Yunanlılardır, bunları Türklerin eline bırakamayız,
diye ilâve etti. Diğer kuvvetler artık Türkleri rahatsız etmiyelim ve Türklere
harbin bittiği intibaını verelim, Yunanlılar oldukları yerde dursun diyorlar
Sahife 132. Yunanlılarla îtalyanlar aralarında
anlaşıp nerelerini işgal edeceklerine karar veriyorlar. Fakat Mr. Balfour’a
göre Yunanlılar lâf dinlemiyorlar, Türklere bu işlerin duracağı hissini
vermeliyiz. Mr. Whit’e göre İtalyan - Yunan anlaşması Türkleri tatmin etmez.
Mr. Tittan ise İtalyan askerlerinin Tür- kiyeye gönderilmesinden mes’uliyet
kabul etmiyor. Venizelos’a müracaat edip Rumların rahat durmasını istiyorlar
Sahife 138. Yunanlılar îzmirde katliâm
yapıyorlar.
Sahife
142. Mr. Clemenceau bir heyet gönderip katliâmı tetkik ettiriyor. Bu heyet İngiliz,
Fransız, îtelyan ve Amerikanlardan kuruluyor.
Sahife
145. Rus Ermenistanmda ölen Ermeniler için 56 bin ton yiyecek gönderiliyor.
Sahife 165, Venizelos, Anadolu tahkik heyetine
bir de? Yunanlının katılmasını istiyor. Bütün mesele Türklerle Yunanlılar
arasında olmuştur, diyor ve bu teklifini kabul ediyorlar......................................
Sahife
140, Venizelos, Trakya Türklerine seçim hakkı veremeyiz bize katılmak
istemezler diyor.
Sahife 330. Venizelos Türklerden ve
Bulgarlardan korkuyor, Trakyada Türklerin sesi çok çıkıyor...............................................................................
Sahife
343. İzmir işgal komisyonu raporu Başveziri ve' Hükümeti tatmin ediyor.
Sahife 348. Venizelos, Balkanlardaki Türklerin
güç durumu için beğenmiyen göç etsin diyor.......................................................................
Sahife 371. Türk hükümeti malî bakımdan iflâs
ettiği için. Osmanlılar bazı malî kararlar almak istiyorlar. Mr. Cheysson,
devlet mallarının satılmasına müsaade edemeyiz, diyor, Mr. Tittoni, bir rapor
hazırlayıp Sultanın şahsî mallarını satalım diyor. Neticede müttefiklerin el
koymak ve harp tazminatı alabilmeleri için devlet mallarının satılmadan
bekletilmesine karar veriliyor
Sahife
383. Efkâf mallarının satılması görüşülüyor.
Sahife 389. Rus Ermenistanmda binlerce Ermeni
açlıktan, ölüyor. 1918’de Lloyd George tarafından Ermenis- tana gönderilen W.
Haskell Ermenilerin hayatının, tehlikede olduğunu bildiriyor. İtalya sadece
Türk. Ermenileriyle ilgileneceğini ve Rus Ermenilerine ka- rışmıyacağinı
söylüyor. Amiral Koltehak ise bu bölgelere hürriyet vermiyeceğini kat’î olarak
bildirdi.. Ermeniler hakkında Amerika ne yapabilir sorusuna karşılık Başkan
Wilson, bu bölgeleri himayesine almak için harekete geçiyor
Sahife 413. İzmir tahkikat heyetine Amerika
adma, Amiral Bristol, Fransa adına General Bunousa, İngiltere adma General
Hare İtalya adına General Dall’olio ve Yunanistan adına Albay Mazurakis geliyor.............................................
Sahife
508. Amiral Bristol Başvezire bir tehdid mektubu yazıyor. Müttefikler bu
mektubu Başkan Wilson’un tasvip etmiyeceğini sanıyorlar veya hiç değilse şartların
yüksek komiser heyeti tarafından kararlaştırılmasını istiyorlar. Zira Amerika
harpte bile değildi. Bristol ecnebi ve Hristiyanlarm hayatına bir şey yapılmamasını
istiyor, halbuki Türkler öyle halsiz ki hiç bir şey yapacak halleri yok. Belki
Amerikan askerleri Ermenistana gidip onlara yardım edebilir, herkes Ermenileri
korumaktan söz ediyor. Mr. Cle- menceau Fransız birliklerini yollamıyacağını
söylüyor ve kendi evlerinde ellerinden bütün hakları alınanlar da insandır,
diyor.
Sahife 524, 23 Ağustos 1919’da Amiral Bristol
Türk hükümetine şu telgrafı gönderiyor: Şayet siz Türkler, Kürtler veya diğer
Müslümanlar Ermenİlere bir şey yaparsanız Başkan Wilson sert tedbirler alacak.
Kudretimiz yok diye bir bahane de dinlemeyiz. Şayet Ermenİlere en küçük bir hâl
olursa ilerde Türk hükümranlığı diye birşey kalmaz... Başvezir bu telgra- rafı
İngiliz ve Fransızlara gösterip, bizimle harpte olmıyan bir hükümet nasıl olur
da bu ölçüde sert bir nota verebilir. Benim elimde hiç kuvvet yok ne
yapabilirim ben, diyor...................
Sahife
591. Venizelos bütün Yunanlılar Yunanistan’a, dönerse İstanbul ve cıvan bizim
olur, dedi. Başkan
Wilson bunu kabul etti.................
; Sahife
23. İtalyanların, Anadolu, Arabistan ve Kızıldeniz üstündeki menfaatleri Fransa
ve İngiltere tarafından kabul edilmişti, kendilerine hatırlatırız
Sahife 25. İtalyanların Antalya ve Konyayı
işgali Lloyd George ve Mr. Balfour tarafından kabul edildi.............................................................
Sahife No: 55, Vesika
No: 21
31 Ağustos
1919
Mr.
Kerr’in notları :
................. Başvekil ile ön Asya Türkiyesi, ve Adriyatik
meselesini münakaşa ettik. İtalyanlar Güney Anadoluyu istiyorlar. Burada hem
Arap ve hem de Türkler vardır buna karşı İtirazlar ileri sürüldü. Araplar
asırlardır yabancı bir devletin idaresinde yaşamışlardır, idare eden kuvvetin
değişmesi onlarda büyük bir tesir yapmaz. Türkler ise asırlardır idare eden bir
millet olmuşlardır, her nekadar kötü olursa olsun bir dış kuvVet olmadan
asırlardır büyük bir imparatorluk idare etmişlerdir. Şayet İtalyanlar Güney
Anadoluyu işgal ederlerse başka bir kuvvetin de Kuzey Anadoluyu işgal etmesi
gerekir. Bu vaziyet ise devamlı karışıklık ve ihtilâller yaratacaktır. Bunun
için İtalyanlar güneyden elde ettikleri malî menfaatlerle yetinmelidirler.
İtalyanlar güneyden elde ettikleri malî menfaatlerle yetinmelidirler.
İtalyanların orada barınabilmesi için enaz 200 bin kişilik bir ordu beslemesi
icap eder
Sahife
241. Mekke’de Şerif Hüseyin 1915 - 1916*da İngi-
lizlerie
bir anlaşma yaptı. Ayrıca 2 Kasım 1917’de Palestinde bir Musevi devleti
kurulması için beyanname imzaladı (Balfour beyannamesi). 1918’de Ekim ayında
General Allenby Emir Faysal’a garanti verdi. Ayrıca Fransız büyükelçisi ile Rus
hâriciyesi arasında 13-1'6 Nisan 1916’da Sykes-Picot anlaşması yapıldı, buna
göre:
1 — Erzurum, Trabzon, Van ve
Bitlis Rusyaya katılıyor.
2 — Van, Bitlis, Siirt,
Aladağ, Akdağ, Yıldız-
dağ, Zara ve Harput bölgesinde bir Kürt devleti
kuruluyor
Sahife
254. İngiliz temsilcisi, Fransaya İstanbul, Anadolu, Ermenistan (Şayet
Amerikaya verilmezse) ve Su- riyenin mandasını teklif etti. İki gün sonra ise
ters bir teklifle Asya ve Avrupa Türkiyesinin mandası Amerikaya teklif edildi. 30
Mayıs 1919’da en büyük ■münakaşa mevzuu İstanbul’un işgali sırasında askerî ve
sivil idarenin taksimi konusunda oldu. Buna göre Avrupanın Fransızlar ve Asya
kısmının da în- gilizlerde kalıyordu.
Sahife No: 256 Vesika
No: 174
30 Mayıs 1919
General Allenby’den Mr. Balfour’a :
................. İngiliz birliklerinin Suriyeden çekildiği
söyleniyor, Emir Faysal bundan çok korktu. Şayet kendisini garantiye almazsak
bütün Arapları bize ve Fransızlara karşı ayaklandıracak. Bedevî ayaklanması
bizi Mısır ve Suriyeden çok Sudanda rahatsız ediyor.......
194
Sahife No: 263 Vesika
No: 18T
1 Haziran 1919
General
Clayton’dan :
............... Emir Faysal’a haber vermeden Suriyenin bölünmesini
kararlaştırıldı. Faysal bunu duyarsa, Süriye- deki durumumuz çok tehlikeli
olabilir
Sahife No: 301 Vesika
No: 211
26 Haziran
1919
Lloyd
George’den Memerandum:
............... 1 — Arapça konuşan her yer Osmanlı İmparatorluğundan alınmalı ve manda
haline getirilmelidir.
2 — Fransızlar Suriyenin mandasını
alacaklardır;,
İngilizler
Mezapotamyayı. Amerika veya Ingilizler Er- menistanı, boğazlar ve îstanbulu.
îtalyanlar belki Cau- casus’u
3 ;— Filistinde Zionist
politika buranın İktisadî gelişmesine çok yardım eder.
4 — Fransızların Anadolu
sahillerinden alacakları, yerler İtalyanları çok kızdırabilir..
5 — Türkler Anadolunun büyük bir
kısmına. sahip< olacaklar, fakat Avrupada hiç bir toprak sahibi olamayacaklardır.
Türklere boğazlarda ve denizlerde hiç bir yer verilmiyecektir.
Türklerin
manda yapılmasını istemem nasıl olsa, ilerde bizden ekonomik yardım
istiyeceklerdir. Onları Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası veya zaptedilmiş
bir koloni telâkki etmiyelim, Bulgaristan veya Macaristan gibi telâkki edelim
daha iyidir. (A.J.B)
Sahife
No: 380 ' Vesika
No: 271.
11 Eylül
1919
Mr.
ClempKicuo’dan Mr. Lloyd George’ye:
............... Amerikan
ve İngiliz delegeleri Ermenileri ko-
rumak
için asker göndermiyeceklerini söylediler. Türk millî hareketinin başlaması
onları korkutuyor.
11 Eylül
1919
Albay
Memertzhagen’den Lord Curzon’a :
............. Faysal, Gazadan Toroslara kadar bir Suriye
olursa Zionizmi kabul ediyor. Fransız hükümeti isteklerini yaparsa Fransız
mandasını da kabul ediyor
31 Ağustos
1919
............. Bütün
Müslümanların gözleri îngiltereye dikilmiştir. Türk Müslüman imparatorluğunun
yıkılmasında asıl kuvvet olan Araplar şimdi mükâfaatlarmın ne olacağını bilmek
istiyorlar. Babam İngilizlerin vaatlerine inanarak Türklere karşı savaştı.
Şayet isteklerimiz yapılmazsa sîzlere karşı da savaşırız. Halifelik ve
mukaddes yerlerimiz Allahın izni ve Türkler sayesinde bütün kaldı, şimdi
Müslümanların içinde El Hüseyin Bin Âli diye biri vardır. (Hicaz kralı) Açıkça
İngilizlerle bir olduğumuzu ve İngilizlerin mukaddes yerlerimizin koruyucusu
olduklarım ilân ediyor, bu adam şimdi İngilizlerin aleyhine de dönebilir
21 Eylül
1919
Emir
Faysal’dan Lloyd George’ye :
............. 1 — Araplar halifeye karşı savaştıkları, halde
İngiliz ve Fransızlar bizim aleyhimize anlaşmalar yapmaktadır.
196
2 — Araplar hiçbir hatâ ve cinayeti
kabul etmezler.
3 — 1916*da yaptığınız gizli
anlaşma Arapları ilgilendirmez. Üstelik bütün bu anlaşmaların iptal edileceğinden
bahsetmiştiniz. Babam Cemal Paşa’nm Suriyede bu gizli anlaşmalardan
bahsettiğini Paris’te çıkan Arap gazetesinden öğrenmişti. Ve bunu hükümetiniz
nezdinde şiddetle protesto etmişti. Ve şu cevabı almıştı: Bolşevikler İngiliz,
Fransız ve Ruslar arasında Türkiyeyi parçalamaktaki zorlukları anlatan bir
anlaşma buldular... Cemal ya cehaletinden veya kötülüğünden bunu yanlış tefsir
etti. Ve zaten Arap ihtilâliyle Rus’ların harpten çekilmesi farklı bir durum
yarattı
23 Eylül 1919
Albay Meinertzhagen’den Lord Curzon’a :
................ Faysal için yazılan Emir Zeid’in telgrafı : ,
İşittiğime
göre bu bölgelerden İngiliz Birlikleri çekilecekmiş. Bu durumda kuzeyden El
Saadun ile Kürtler birleşerek hücum edebilir. Ve bunlar Mustafa Kemal ile
anlaşma yapmış olabilirler.
Not: Mustafa
Kemal Türkleri, Arapları ve Kürtleri birleştirerek yabancıları yurdundan atmağa
çalışıyor
................ T — Kral Hüseyinle henüz kati bir anlaşmaya
varılamadı.
2 -
Arapların iç işlerine karışmak istemiyoruz.
3 — Majestenin hükümeti Basrayı ne
zaman işgal edeceğine henüz karar vermedi.
4 — Kral Hüseyin’in istediği parayı
vermeği kabul etmedik.
5 — Hükümetimiz Araplara Mekke Şerifi
vasıtasıyla silâh verdi
Sahife No: 442 Vesika
No: 305
4 Aralık
1919
Sir M.
Cheetham (Ramleh)’den Lord Curzon’a :
................. Arap halkı Avrupa basınının Araplar hakkın-
daki neşriyatından çok rahatsiz oluyorlar. Kral Hüseyin ve diğer Araplar Arap
ihtilâlinden önce Haşimi Hükümetiyle Majeste’nin Hükümeti arasında
kararlaştırılan şartlara göre hürriyetlerini bekliyorlar. Şimdi Londra’da olan
Emir Faysal’a bizim bütün ümitlerimizi yerine getirecek şekilde tesir etmeliyiz
....................................................
Sahife No: 490 Vesika
No: 337
20 Aralık
1919
Earl Derdy’den Lord Curzon’a :
................. Fransanm, Suriye, Ermenistan, Anadolu ve
İstanbul üstündeki taleplerine İngiltere artık mani olmamalıdır. Faysal komedisi
artık çok ileri gitmiştir. Faysal bize ve Suriyelilere göre bir hiçtir.
İngiltere tarafından yaratılmış çöpten bir adamdır. Bir sıfatı ve tesiri
yoktur. Şayet İngiltere bu adama bir Krallık vermek istiyorsa Bağdatı versin'.................
Sahife No: 501 Vesika
No: 347
30 Ekim 1919
Lord Curz'on’dan Viskont Grey’e :
................. Ellerinde Türk Hükümetinin müsaadesi olan
ve kendilerine Amerikalı Arkeoloji uzmanı adını
takan bir grup insan burada standart petrol şirketi hesabına petrol arıyorlar
Sahife
No: 522 Vesika
No: 353
10 Kasım
1919
Albay
Meinertzhagen’den Eord Curzon’a :
................. Suriye'de Türk propagandası gittikçe artıyor,
Avrupaya karşı hisler gelişiyor. Suriye’nin en önemli adamı Yasin Paşa Mustafa
Kemal’e mektuplar yazıyor .................
29 Kasım 1919
................. Fransızların Antep ve Maraş’ı işgâlleri üzerine
80 şehir ve kasabada gösteriler yapılıyor..............................................................
Sahife No: 560 Vesika
No: 385
29 Kasım
1919
Albay Meînertzhagen’den Lord Curzon’a :
.................. îki Fransız subayı Picon ile beraber Mustafa
Kemalle görüşmek üzere Anadoluya gidiyorlar. Fransız- lar Türkleri ve Arapları
tngilizlere karşı kazanmak istiyorlar ........
................. Arap meselesiyle ilgili 1*2 Aralık 1919
tarihli yazıda, Fransızlar da Kürt ve Mezopotamya petrolünden hisse istiyorlar
199
Sahife No: 633 Vesika
No: 424
10 Şubat
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............. Maraş halen yanmaktadır. Antep Fransızlara
karşı isyan etti. Milliyetçi haydudlar muhtemelen Araplarla da işbirliği
yapacaklardır. Maraş, Bahçe ve Bilecik halkı isyan etti. Yedi Ermeni köyü
basıldı, Anadolu- dan milliyetçiler üç kol halinde Maraş’a yürüyorlar, Er-
meniler için çalışan iki Amerikalı Kilis ve Antepte öldürüldü. 31 Ocak’ta
Ermeniler Adana’da toplanarak .aşağıdaki kararları aldılar:
1 — Ermeni askerî teşkilâtı kurulması.
2 —Jandarmaların bütün şüpheli
müslümanları yok etmesi. Ve kuvvet üstünlüğünün Hristiyanlara geçmesi.
3 — Hristiyanları korumak için
silâhlanılması.
4 — Türk taraftarı gibi bir his
uyandıran Maraş 'Valisi Andre’nin azli.
Bütün bu talepler telgrafla General Gouraud’a
bil- ^dirildi ve tatminkâr cevap alındı ...............................................................
Nahife No: 635 — 25 Haziran 1919, 12 Şubat 1920
arası konferansta Türk meselesi :
............. Majeste’nin Hükümeti Türk küçük Asyasına
4 .gizli anlaşmaya dayanarak girdi. Bunlar
şöyledir:
1 — 1915 Mart ve Nisanında yapılan
İstanbul anlaşması. İngiltere, Fransa ve Rusya arasında.
2 — 26 Mart 191'5'teki Londra anlaşması.
İngilte- ıre, Fransa ve İtalya arasında.
3 — 1'916'da Sykes - Picot anlaşması.
İngiltere, Fransa ve Rusya arasında.
4 — 1917’de St. Jean de Meaurienne
anlaşması. İngiltere, Fransa ve İtalya arasında.
Sahife No: 636 — 27 Şubat 1915’te İngiltere’nin
Rus
............. Şu anda Çanakkale’de meşgulüz, bu hareketimizin
meyveleri sizi yakından ilgilendirir, dolayısıyla sizin müttefiklerinize
yardım etmeniz gerekir. Yunan donanması da bize yardım edecektir. Harbin
sonunda Rus- lar İstanbul’u alacaklardır, bu mevzuda Sir E. Grey müzakere
istemektedir. Rusya, Fransa ve İngiltere’nin arasında yapılan anlaşmalar sır olarak
kalacaktır... 1917 Rus ihtilâli İstanbul’un alınmasını suya düşürdü .............
25 Haziran
1919
Amerikan Cumhurbaşkans Wilson’un evinde yapılan
toplantı :
.......... Lloyd George Başkan Wilson’a Türklerin İstanbul’da
kalıp kalmıyacaklarını sordu. Wilson, şayet benim hükmüm isteniyorsa Türkler
Avrupada çok uzun zaman kaldılar ve oradan tamamen temizlenmelidirler, dedi
Sahife
No: 645 '
Vesika No: 426
............. Herkez Ermenilerin katlinden bahsediyor, fakat
aynı yerde yaşayan Müslüman Türklerin çok daha, fazla öldürüldüğünden kimsenin
söz ettiği yok.
201
; Sahife No: 651 Vesika No: 428
; 26
Haziran 1919
Amiral
Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :
................. Amerikan yardım grupları Küçük Asya’da i
Amerikan ticaretini geliştirmeğe çalışıyorlar. Kuvvetli ; Amerikan grupları
Türkiyede ticareti ele geçirmek için : propagandalara başladılar.
Mamafi İngiliz grupları da. , faaldir
Sahife No: 651 Vesika
No: 427
25 Haziran
1919
Sir A.
Cathorpe’den Lord Curzon’a :
‘ ..... 12 Amerikalı Mühendis Marmara
bölgesinde
Standart Petrol Şirketi için petrol aramak
müsaadesi istediler
Sahife No: 654 Vesika
No: 433
< 28
Haziran 1919
Amiral
Webb’ten Sir R. Graham’a :
............... Vesikanın notu : Çanakkale çarpışmalarında ; bir hayli şöhret yapan
Mustafa Kemal Başvezir tarafın- • dan Samsun’a müfettiş olarak gönderildi.
Vezirin niyeti : kötü değildi ama Mustafa Kemal Samsun’a gittiğinden beri
milliyetçi hareketlere girişti. Vezir onu geri çağıra- ; cağına söz
verdi. Diğer tehlikeli şahıslardan bir de Bandırma Mıntıka Kumandam Rauf
Bey’dir .....................
; Sahife
No: 663 Vesika
No: 441
25 Haziran 1919
■ ..... Amerikan Bahriyesinden Amiral
Bristoi, Stan-
*202
dart Petrol Şirketinden Mr. Thomas ve New York
Millî Bankasından Mr. Hutchins’in buraya geldiğini bildiririm. Yerli Kumlardan
birini % 3 komisyonla petrol işinin başına getirdiler, ayrıca tütün depolarını
ve tütün -mahsulünü incelediler
•Sahife No: 668 . Vesika No: 447
8 Haziran 1919
Amiral
Sir A. Calthorpe’den Lord Curzon’a :
............. Ermeniler Erzurum’a hücuma hazırlanıyorlar.
Yunanlılar İzmir’i bir mezbaha hâline getirdiler ..................................................................
Sahife No: 678 Vesika
No: 451
10
Haziran 1919
Amiral
Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :
............. Binbaşı Noel Kürt şefleriyle görüş birliğine
varırsa bundan büyük faydalar sağlıyacağını söylüyor. Bunlar İstanbul’da
Abdülkadir ve Bedir Han ile daha az meşhur bazı kimselerdir. Bunlar ^şüphe
uyandırmamak için Noel’den ayrı olarak Kürt bölgelerine gidecekler, Türkler
sulh konferansına Kürtlerin de getiril eceğinder korkuyorlar. Kürtler henüz
Mustafa Kemal’e karşı ayaklanmadı ama Noel bunu temin edeceğinden emin ..........................................................
Vesika
No:
Sahife
No: 693
21 Temmuz 1919
Mr. Hohler’den Sir F. Tilley’e :
................ Benim problemim Kürtler. Noel Bağdad’tar
buraya geldi, çok iyi bir insan, çok kudretli biri, faka' diğer bakımdan da
Kürtlerin peygamberi olmak istiyor Kürtler gibi kimse yoktur, onlar çok asil,
çok iyiler di yor. Ermeniler ise değersiz ve hilekâr görüşünde. Kürtle
"hiç Ermeni öldürmedi bilakis onları
korudular, fakat Er- meniler Kürtleri öldürdüler, diyor. Korkarım ki Noel bir
Kürt Lawrence’i olabilir. Mezapotamya şimdi bizim olacağına göre ona bir Kürt
Devleti kurdurup kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz. Abdül Kadir ve onun
gibilerle konuştum, Kürdistan’a gidip tesirlerini kullanmalarını istedim. Onlara
tesir edebilmek için biz de Türklere hile yapıyoruz diye belki beş defa
tekrarlamak mecburiyetinde kaldım. Mamafi Kürtlere fazla itimat edilmez.
Majes- te’nin Hükümetinin amacı Türkleri azami derecede zayıflatmak olduğuna
göre Kürtleri bu şekilde harekete getirmek fena bir plân değil
Sahife
No: 695 Vesika
No: 464'e ilâve
Kürt Partisinde aktif rol alan tanınmış Kürtler
:
: ...... Şeyh Said Abdül Kadir (Başkan)
Mevlân
Zâde Rifat Bey (Gazeteci)
Emin Bey( Edirne Adliyesinde Memur.) Bunlar
Wil- son prensiplerine göre hak iddia ediyorlar ...............................................................
Sahife No: 764 Vesika
No: 469
29 Temmuz
1919
Amiral Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :
.............. Beyazıt ve Kara Kilisede on bin Kürt Ermenilere
karşı ayaklandı. Biz şimdi çok garip durumdayız. Bu uzak bölgelere ve bu
kuvvetlere karşı bir şey yapamayız. Sulh şartları müslümanların çok aleyhine
ve hristiyanların çok lehine olması üstelik Büyük Ermenistan hakkındaki
söylentiler, Kürtleri Türklerin yanma itiyor ......
204
Sahife No: 712 Vesika
No: 472-
1 Ağustos 1919
Amiral
Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :
............ Ordu’nun başı olan Cevat Paşa ve onun gibi
yüksek rütbeli subaylar bütün güçleriyle millî hareketi destekledikleri için
işlerine Son verildi
Sahife
No: 723 Vesika
No: 478’e ilâve
9 Ağustos
1919
■...........
Avrupalıların.. verdikleri raporlara
göre İzmir-
de ilk adımda Yunanlılar 20.000 Türk’ü
öldürmüşlerdir
Sahife No: 733 Vesika
No: 477
17 Ağustos
1919 ■s
Amiral
Webb’den Sir E. Crowe’e :
............ Yunanlıların İzmir’i işgâlinden beri Türkiye -
deki iç durum gittikçe rahatsız hale gelmektedir. Burası Türkiye’den başka bir
yer olsaydı müthiş bir ayaklanmanın eşiğindeyiz derdim. Fakat bu garip
memlekette her şey aksi istikamette gelişiyor. Onun için de birşey tahmin
etmeğe imkân yok. Yunan Orduları İzmir ahalisini sindirmeğe çalışıyorlar.
Bütün bölgeyi bir harabe haline getirdiler. İzmir’i biz işgâl etseydik durum
böyle olmazdı. Amerikalılar Türkiye için ne yapmak istediklerine bir an önce
karar verseler de durum bir neticeye varsa
Sahife No: 734 Vesika
No: 483:
18 Ağustos 1919
Mr. Baifour’dan Lord Curzon’a :
............ Mr. Polk ile yaptığım konuşmadan öğrendiği-
205
me göre Amerikan Senatosu bütün Türkiye’nin
mandasını kabul edecek
Sahife No: 735 Vesika
No: 492
19 Ağustos
1919
Amiral Webb’den Lord Curzon’a :
............. Amerika, Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir
Ermenistan’ı himaye edecek. Geri kalan dört vilâyeti de bir Kürt Devleti olarak
İngilizlerin himayesine bırakıyor. Ben Amerikan misyonerlerinin tehlikeli
hareketlerinden korkuyorum, din tesirinde kalıp halkın büyük çoğunluğunu
teşkil eden müslümanlara kötü davranacaklardır
Sahife No: 736 Vesika
No: 493
22 Ağustos
1919
Amiral VVebb’den Lord Curzon’a :
............. Başvezir’e Amerikan Büyükelçiliği Amiral Bris-
tol’ün bir notasını verdi. Buna göre Başkan Wilson Türklerin, Kürtlerin veya
diğer Müslümanların Ermenileri korumalarını aksi halde Türk imparatorluğunun
orta- . dan kaldırılacağını kendilerine çok kötü sulh şartlarının zorla kabul
ettirileceğini, söylüyor. Başvezir bundan çok telâşa kapıldı. Bana Erzurum
Valisinden aldığı hakaret dolu bir mektubu gösterdi, onda burada halkın sesi hükümetin
sesinden farklıdır ve halkın sesi hakiki sestir, yazılıydı
Sahife No: 742 Vesika
No: 498
27 Ağustos
1919
Mr. Hohler’den Mr. C. Kerr’e :
............. Kürtlerin ve Ermenilerin durumu beni hiç ilgilendirmez.
Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet
Mezapotamya bakımındandır. Diğer taraftan
Wilson beni korkutuyor ajanları devamlı hatâlar yapıyorlar. Noel’e gelince
fanatiğin biri. Ermenistan’ın ve Kürdis- tan’m hududlarının kat’i olmadığında
sizle aynı fikirdeyim
İngiliz Yüksek Komisyonunun Raporu :
............. Kürt meselesi Mezapotamyada tatminkâr bir
sınır içindir. Şerif Paşa’nın konferansa gelip Kürtleri temsil etmek arzusu
ciddiye alınamaz
Sahife No: 744 Vesika
No: 500
31 Ağustos
1919
Mr. Russell’den Lord Curzon’a :
...... İzmir’de oturan İngilizler Yunanlıların
İzmir’i idaresinin çok kötü ve çok hainane olduğunu söylüyorlar. Bunun
sebebinin Yunanlıların çok kötü yaradılışta insanlar olmasından ileri geldiğini
ve Türklerin karekter kuvvetinin İngiüzleri cezbettiğini söylüyorlar ..............................................................
Sahife No: 745 Vesika
No: 501
31 Ağustos
1919
Mr. Balfour’dan Lord Curzon’a :
............. Amerikalılar Türkleri tehdid ederek şayet Er-
menilere birşey olursa kendilerinin de son adamlarına kadar ortadan
kaldırılacağını söylüyorlar,
Sahife
No: 756 Vesika
No: 509
Akhisar kontrol memuru tarafından
bildirilmiştir : Türk askerlerinin sayısı günden güne artıyor,.
fakat
aralarında bir teşkilât yoktur, hattâ telefonları bi-, le yoktur.
Muhtelif bölgelerdeki komutanların isimleri :
Bergama : Kel Ali Bey
Soma : Hulusi Bey
Akhisar
: Ethem Bey Askerî, Baki Bey sivil
Salihli : Reşit Bey ve kardeşi Ethem
Ödemiş : Mustafa Bey ve Mestan Efendi
Alaşehir : Mustafa Bey
Aydın :
Hacı Şükrü Bey Askerî, Hacı Şükrü efendi, Hacı Süleyman bey sivil.
Bu
kuvvetlerde askerler günde 50 kuruş, Subaylar 100 kuruş almaktadır. Silâhları
Alman, İngiliz, Fransız ve Rus yapısı olmak üzere çok değişiktir. Bu insanlar
Yunanlılardan nefret etmektedir ve kahramanlıkları da bilinmektedir. Bilhassa
dağlık bölgelerdeki zeybek ve yürükler korku nedir bilmezler. Moralleri ise çok
yüksek olup Yunanlıları yurtlarından atacaklarına eminler.
Dahildeki durum : Yol boyunca konuştuğum insanlar
düşmanlıklarının Yunanlılara olduğunu ve sulh konferansı ilân edilene kadar
başka kimseyle alış-verişleri olmadığını İsrarla söylediler. Hattâ Yunanlıların
memleketi işgal ettiği zaman bile hiçbir reaksiyon göstermediklerini, fakat
Yunanlılar köyleri yakıp kadın ve çocukları Öldürünce, kadınlara tecavüz edince
harekete geçtiklerini söylediler... Yunanlılara olan nefretleri öyle büyük ki
onları kontrola imkân yok. îşgâl kuvvetleri arasında en çok İngiliz ve Amerikan
olanları tercih ediyorlar ...............................
.208
Sahife No: 761. Vesika
No: 51.2
17 Eylül 1919
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............. Başvezir milliyetçilere karşı asker göndermeyi
teklif etti. Fakat bu akıllıca bir hareket olmaz, en azından bir iç harp
başlatır. Ve daha fenası fen gruplar Mustafa Kemal’le birleşebilir. Bu mevzuda
saray ve müttefikler zayıf durumdadır. Biz Mustafa Kemal’e aracı göndermeyi
düşünüyoruz
Sahife No: 763 Vesika
No: 513
17 Eylül 1919
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a.:
............. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâli üzerine
Mustafa Kemal’in başkanlığında Milliyetçi Partinin Erzurum’da başlıyan,
Ankara’ya, Sivas’a yayılan, Kastamonu ve Harputu içine alan bir harekete
giriştiler. Bize gelen haberlere göre Anadoluda hür bir cumhuriyet kurma
yolundalar. İstanbul’da bir çok kimse ve bilhassa Harp Bakanlığı onlarla
beraber. Bu hükümetin kabul edeceği sulhu milliyetçiler kabul etmiyeceklerdir.
Bu hareket te 1908’deki Genç Türk hareketine benzer bir şey. O zaman da şimdi
de Başvezirler bizim dostumuzdu, Başvezir İtalyan Komserinden şehir
milliyetçiler tarafından tehdid edilirse ne yapacağız diye sordu ...........
Sahife No: 772 Vesika
No: 517
21 Eylül
1919
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............... Aydm Vilâyetinde İngiliz teba’lı olan kimselerin
menfaatlerini ve tesislerini bildiriyorum.:
209
.1 —
Demiryolları
2 — Gaz
3 — Madenler
■4 — »
5 — Altın a • • rr * o — Krom
7 — Gümüş
8 — Muhtelif
9 — Kömür, demir
10 — Cıva
11 — Kireç taşı
12 — Mermer
.13 — Mermer
14 — Kalamin
15 — Krom
Tesisler :
1 — Valonia Ekstresi Fab.
■2 — Demir işleri
3 — Foundry
■5 — »
6 — Yağ presi
7 — » »
8 — Un değirmeni
9 — Halılar .
10 — Boya işleri
: Aydın Osmanlı
Kumpanyası.
: Osmanlı Gaz
Şirketi İzmir ve sayfiyeleri için.
: Çakmaktaşı
Şirketi. Abbot’s Emery Mines Ltd.
: Edward
Hadkinson (Karataş ve Güztepe).
: P. G. Barff
ve Şirketi.
: Peterson ve
Şirketi.
: Edward
Hadkinson (Ören Aydın Sancağı) (Mesçitli Köy Ödemiş).
: Mrs. Wilson.
: Torbalı
civarında üç kömür madeni, (Ayazmada demir madeni.)
: J.W.
Whittali.
: Edwart
Hatkinsin.
: Alfred
Charnaud.
: C.H. Wilkin
(Kulluk).
: C. Whittali
ve şürekası.
: Peterson ve
şürekası.
C. Whittali ve şürekası.
D. Essingnis.
Rankin ve
Demas.
Risse
Kardeşler.
Alfert Sanson.
Albert iSmith
(Bergama) R. Hatkinson (Aydın) Whiteman (Menemen) Şark Halı İmalâthanesi.
Peterson ve şürekası.
F. — 14
210
Aydın’m haricindeki İngiliz menfaatlerini
bildiriyorum : : /; ;■
1 — Osmanh Bankası.
2 — Türkiye Millî Bankası.
3 — Mersin Adana demiryolu. (Bazı hisseleri.)
4 — Boraks Şirketi. Bursa, Karahisar, Sultan
Sancak.?
5 — Keşan Kömür Madenleri. (Eğedeki Kömür Ma
denleri.)
6 — Bursa civarındaki Krom Madeni. Peterson ve
or
takları.
7 — Troad’di Altın Madeni Alexsandir Hill.
8 — Trabzon civarındaki Bakır Madeni. 4 ayrı
şirket.
9 — Mermer Ocakları.
10 — îstanbuldaki Soğukhava Şirketi
11 — îstanbuldaki Telefon Şirketi.
12 — îstanbuldaki Doklar.
1’3 — îstanbuldaki Pamuklu Fabrikaları .......
Sahife No: 792 Vesika
No: 523:
27 Eylül 1919
Albay
Meîııertzhageıı’den Lord Curzon’a.:
............ Noel gayet tehlikeli bir şekilde Türklerin.
aleyhine çalışıp Kürt propagandası yapıyor
Sahife No: 782 Vesika
No: 529
29 Eylül
1919
Lord
Curzon’dan Sir E. Conve’e :
................ Standart oil Türk Hükümetinden harpten önce
müsaade aldığı' iddiasıyla Marmara bölgesinde petrot aramaya başladı
211
Sahife No: 785 Vesika
No: 530
30 Eylül
1919
Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
............. Mustafa Kemal’in tesiri gittikçe yayılıyor. Sultan
Ingiliz otoritelerinden kuvvet kullanarak milliyetçileri durdurmalarını istedi
Sahife No: 788 Vesika
No: 533
4 Ekim 1919
Mr. Hohler’den Mr. Kidston’a :
............. ,
Bizim bataryanın Samsun’dan çekilmesine çok müteessirim. Sanki Mustafa Kemal’in
önünden çekiliyor- muş gibi oldu, ve bir Şarkh’nın gözünden bu zayıflık alâmeti
asla kaçmaz ........
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............. Başvezir ve içişleri Bakanı durumun vahametini
kabul ediyorlar ve âsileri bastırmak için müttefiklerden müsaade istiyorlar.
Sivas Kongresinin en enteresan tarafı, Avrupa Türkiye’sinin de millî hududlar
içine katılmasıdır.
Türk
hududları içinde hür bir Ermenistan’a ve Kumlara müsaade edemiyeceklerini
söylüyorlar. Ferit Paşa Hükümeti milliyetçilere karşı ilân edildi. İzmit
civarında yarı bolşevik tipi haydud çeteleri türedi. Başvezir milliyetçilerle
konuşulamıyacağma karar verdi... Bütün Türk gazeteleri Sivas Kongresinin aldığı
kararları bir zafer gibi gösteriyorlar. Mustafa Kemal ve Rauf Bey’in asil
bakışlı portreleri gazeteleri süslüyor. Aynı milliyetçi gazeteler ordunun başı
olan Cevat Paşa’mn vazifesinden atılmcaya kadar milliyetçilere yardım ettiğini
yazdılar.
.212
Yerli hr
is tiy anlar milliyetçi hareketten müthiş korkuyorlar...
İngiltere Türklere karşı olan harpte baş rolü
oynadığı halde bugün Türk gazetelerinde ve hattâ milliyetçi gazetelerde bile
İngiltere iyi bir yer işgal ediyor
Sahife No: 817 Vesika
No: 548’e ilâve
10 Ekim 1919
.............. İstanbul’dan Mardin’e kadar olan bütün bölgeleri
gezdik. Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şerefini kurtarmaktır. Türkiye
hastalık ve harplerden nüfusunun %■ 20’sini kaybetmiştir. Yerlerinden
çıkarılan Er- meniler yavaş yavaş ve hiç bir korku duymadan yerlerine
dönüyorlar. Bütün seyahatimiz boyunca Türklerin Ermenileri öldürmek
istediklerine dair bir işaret görmedik. Ermeniler, Kürtler ve Tatarlar
arasındaki düşmanlık eski zayıf idareler yüzündendi. Ermenistan’da gördüğümüz
bazı insanlar istikbâl hakkında bizi şüpheye düşürdü, çoğunlukla çürümüş
insanlardı...
Uç ay önce Ermeni’lerin tek bir adam kalmaymca-
ya kadar kesildiğini duymuştuk, halbuki duyduklarımızın hiçbiri doğru değildi.
Zaten ben bu, katliamı her zaman şüpheyle karşılamıştım. Fransızlar Türkleri
mandaları altına almak istiyorlardı bunun için de dünyanın şüphesini Türklerin
üstüne çekmek gerekirdi
15 Ekim 1919
Amerikan Radyosu konuşmasından :
.............. Mustafa Kemal bana dedi ki:
Bizim
Hükümetimiz yabancı hile ve müdahaleleriyle
213 zayıflatılmıştır.
Milliyetçilerin İngiliz ve Fransızlardan yardım aldığı yalandır. İngiliz
sermayesi Türkiye’yi mahvediyor. Biz İngiltere’deki eski Türk Dostları
Cemiyeti Başkanı'Adil Bey’in iki yüz bin sterling, Konya Valisinin yüz elli
bin sterling ve belki de Ankara Valisinin bu miktar para aldığım biliyoruz
Sahife No: 827 Vesika
No: 552
19 Ekim 1919
Amiral Sir JF. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............. Ermeni ve Rum Patrikleri yüksek komisyona
müracaatla, Türk Milleti hareketi muvaffak olursa hris- tiyanlar için çok kötü
olacağını ve bu sebeple kendi sürülerinin menfaatlerini ve güvenliklerini
korumalarını talep ettiler
Sahife No: 828 Vesika
No: 553’e ilâve
19 Ekim 1919
Mr.
Ryan’dan rapor :
............... Millî kuvvetler gittikçe geliştiği için,
silâhları bırakılmasına rağmen kırk bin kişilik bir hükümet kuvvetinin
milliyetçilere karşı kullanılması istendi. Başve-. zir bu talebi derhal kabul
etti. Fakat İzmir’de cinayetlere ve kadınlara yapılan tecavüzlere karşı
kurulan kuvvetleri bunlarla karıştırmamak gerekir dedi. Ben İzmir-, deki Yunan
kuvvetlerinin İngiliz Generali Milne’nin komutasına' verildiğini, bundan böyle
kadınlara tecâvüz olmıyacağım bildirdim
Sahife No: 830 Vesika
No: 554
19 Ekim 1919
Amiral
Sİr E. de Koheck’ten Lord Curzon’a :
'
Size Tasviri Efkâr’da çıkan bir karikatürü yol-
214
luyorum: Karikatür çok çarpıcı bir şekilde
milletin ruhunu ve idealini aksettiriyor. Bunda bir ayağı Trakya- da olan ve
Orta, Anadolu üstüne rahatça ve erkekçe uzanıp dinlenen çekilmiş süngüsüyle
Konya, Adana ve İzmir’den düşmanları temizleyen, sol kolunu kuvvetle Ermenistan
ve Kürdistan’a uzatan, Van’ı parmakları arasında tutan yenilmemiş bir Türk
var. Gölgesi Diyarbakır ve Suriye üstüne düşüyor. Harita İran hududundan, Ka-
radenizden Adana bölgesinden Mezapotamya içlerine kadar uzanıyor
Sahife No: 831 Vesika
No: 511
14 Ekim
1919
İngiliz Yüksek Komiserliğinden Amiral Sir de
Eo- beck’e :
................... İtalyanlar İzmir’deki Müslümanların dinlerini
'değiştirip İtalyan vatandaşı yapmak istiyorlar. Askerleri hergün ellerinde
Küçük Asyadaki İtalyanlar çok yaşayın yazılı bayraklar taşıyarak geziyorlar.
Fakat benim anladığım Türklerden çok korkuyorlar ve bu bölgelerde
kalabilmelerinin Türklerin lütfuna bağlı olduğunu biliyorlar
<** •
Sahife No: 835 Vesika
No: 558
21 Ekim 1919
................... Mr. Venizelos İngiltere’yi ziyareti sırasında
Mustafa Kemal hareketinin mutlak suretle ve derhal ezilmesi lâzım geldiğini
söyledi. Avrupa yeniden Türklerin ve İslamların eline teslim edilemez .........................
r.......... -
215 E':
■ Sahife
No: 873 Vesika
No: 585
': 11 Kasım 1919
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a:
.................. İstanbul’a Ermeni ve Rum göçmenler geliyor, f
Bunlar çadırlara yerleştiriliyor durumları iyi değil. Ame- y nikahlar bunlara
yardım ediyorlar. Yunan mültecilerin i .gelmesine müsaade ettiğimiz için milliyetçiler
bize kızı- | yorlar. Ermeni ve Rum Patrikleri beraberce beni Ingiliz |
Elçiliğinde ziyaret ettiler. Mustafa Kemal bir iş karış- k tırmadıkları
müddetçe hristiyanların hayatının emniyet- f te olduğunu söylediyse de bu
mesuliyetsiz milliyetçi li- f. dere kim inanır, dediler. Ayrıca İzmir
havalisinde evleri yandığı ve yıkıldığı için evsiz barksız kalan Müslümanların
durumu da bizi hayli utandırıyor. Şimdi her tarafta milliyetçi adı altında
çeteler türedi. Mustafâ Kemal ve adamları bütün yabancıların ve bilhassa
İngilizlerin gitmesini istiyor
17 Aralık 1919
Sir E. Crowe’den Mr. Kidston’a :
.................. Mustafa diye biri var Kürtleri
ayaklandırabilir ve Erzurum ile merkezî Anadolu köylülerinin çarpışa- '
mıyacağı bir güç haline getirebilir
28 Kasım
1919
Mr. Kitston’dan Sir E. Crowe’a :
Ermenilerin
Müslüman komşularını kesmesinden hiç şüphe etmem ve Erivan’ı kontrol altında
tutan Taşnak çetesine en küçük bir itimat göstermemek lâzım-
211? -
dır. Bu
Taşnaklar müthiş bir vahşetle çalışıyorlar ve talihsiz Ermenilerin hiçte
yararına hareket etmiyorlar.
Sulh konferansının Türkiye hakkmdaki yayınları'
Mustafa Kemal harekâtını yarattı. Rum’ların İzmir’e çıkıp orada yaptıkları da
bu harekâtı körükledi. Kültlere, her ne kadar inanmazsak da onları kullanmamız
menfaatimiz icabıdır. Doğu Vilâyetlerine gelince Türklerle harp etmeden o
bölgeleri Ermenistan ve Kürdistan diye bölemeyiz. Çok korkarım ki geçen
Haziran’da aldığımız; kararları Türklere kabul ettiremiyeceğiz, keşke aksini
düşünebilseydim ..
Sahife
No: 917 Vesika
No: 613»
28 Ekim
1919
27 köyün eşrafından Konya’daki İngiliz Yüksek
Komiserinin aldığı mektup :
................... Millî Kuvvetler adı altında bir grup Müslüman
ve Hristiyanları öldürmektedir. Hayvanlarımızı elimizden alıyorlar, telgraf
hatlarımızı kesip bizim sizlere haber vermemizi önlüyorlar. Bizim hükümetimiz
zayıf olduğu için milliyetçileri ezemez. Milliyetçileri ezmek için. Ingiliz
Hükümetinin bize yardım elini uzatması için yalvarırız... -
Aşağıdaki köylerin eşrafı tarafından
imzalanmıştır :
Soğuçak, Kovanlı, Hacı Yunuslar, Dumnu, Karaba-
yır, Huluslar, Seyit, Gİtret Bekle, Sat, Yalnızca, Kiraz, Elma ağaç,Beybahin,
Fakirtepesi, Ekitse, Sarıca, Sarış- tat, Akçapınar, Ahırlı, Günce Gün, Ali
Çerçi, Fatma, Sorkom, Mervesti
Sahife
No: 921 Vesika No: 618
4 Aralık 1919
................... Reşit Paşayla Kürt meselesini görüştüm ve Al-
21T bay
Noel’in Malatya’yı ziyaretinin yanlış tefsir edildiği-- ni söyledim. Gerçi
Majeste’nin hükümetinin Kürt meselesinde büyük menfaati olduğu doğrudur, fakat
bu sadece Mezapotamya ile ilgilidir ve sırf orayı korumak içindir,
Diyarbakır’daki Türk memurların Bedir Han’ı ve hattâ Albay Noel’i tevkiflerinin
kötü bir şey olduğunu Albay Noel’in Kürt meselesinde bir mütehassıs olduğunu,
propaganda yapmadığını, Bedir Han’ın da Albay Noel’e kılavuzluk ettiğini,
gayelerinin o bölgelere sulh ve; sükun götürmek olduğunu, söyledim
Sahife No: 925 Vesika
No: 620?
9 Aralık 1919
Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
.................. Mr. Hohler Kürt meselesi hakkında Kürt Baş--
kanı olan Şeyh Sait Abdül Kadir Paşayla görüştü. Kürt'ler bütün ümitlerini
İngiliz Hükümetine bağlamış dürümdalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe
tehlikeli olmaya 'başlıyor. Kuvvetler Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı kullanmak
için her parayı ödemeğe hazırlardır
Sahife No: 931 Vesika
No: 624
11 Aralık
1919
Amiral Sir F. de Kobeck’teıı Lord Curzon’a :
.................. İngiliz Birliklerinin Samsun’dan çekilmesi milliyetçiler
tarafından kullanıldı. Şimdi de demiryollarından çekilirsek bu hâdiseyi
milliyetçiler bir zafer olarak ilân edeceklerdir. Mustafa Kemal’in kuvvetleri
bir köprüyü havaya uçurup bir treni tahrip ettiler. Mustâfa Kemal’in
İngiltere’ye ne kadar düşman olduğunu Harp Bakanlığı herhalde anlıyamıyor ..........................
"218
Sahife No: 932 , Vesika No: 625
12 Aralık
1919
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
.................. ;
İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali her tarafta protestolara sebep oluyor.
Tahkikat Komisyonu uzaklaşır uzaklaşmaz Yunanlılar Müslümanlara eziyetlere
lıaşlachlar. Her Camiin başına bir jandarma koymuşlar, Yunanlıların işledikleri
suçların ahlâk cezasını onları teşvik eden kuvvetler de çekeceklerdir
Sahife No: 956 Vesika
No: 632
22 Aralık
1919
Türk meselesi hakkında ikinci toplantı :
....................... Türk
Hükümetinin malî bakımdan iflâs ettiğini, İstanbul’daki memurlara maaş
verilmemesinin tehlikeli neticeler doğuracağı, Çatalca hattı dışında Türklere
yer verilmemesini, kapitülasyonlara çok benzer bir sistemin kurulmasını, Türk
Ordu ve Donanmasının ancak Jandarma teşkilâtı haline getirilmesini, Erzurum’un
Ermenistan’a verilmesini, 12 ada’nm Yunanlılara verilmesini, demiryolları
v.b, konuşuldu
Sahife
No: 966 Vesika
No: 633
26 Aralık
1919
Türk meselesinde üçüncü toplantı:
.................. Kürt kabileleri Ingiliz ve Fransız
hâkimiyetine 'konacak, Kürdistan’da hiçbir şekilde Türk bırakılmıya- cak. Bir
tek Kürt devleti mi yoksa bir çok küçük Kürt devletleri mi kurulacağı
düşünülecek. Ermenilere Amerikalılar kanalıyla silâh temin edilecek ......
219
Sahife No: 975
Vesika No: 637
26 Aralık
1919
Amiral
Sir F. de Kobeck’ten Eord Curzon’a :
............. Kâzım Karabekir Paşa Kürtlerin Kerkük ve
Süleymaniye’de İngilizlere karşı ayaklandığını Harp Bakanlığına haber verdi.
Mustafa Kemal Sivas’ta Türk; Kürt ve Arap şefleriyle bir Ermeni Devleti
kurulmasına karşı toplantı yaptı.
13’üncü
Kolordu’dan Cevat Bey.
20’inci » Ali Fuat Paşa.
3’üncü » Selâhaddin Paşa.
15’inci » Kâzım Karabekir Paşa, - Hadi
Paşa, Abuk Paşa, Abdur rahman Şeref Paşa, ve
Salih Paşalar Harp Bakanlığında Cemal Paşa’nm Başkanlığında toplanarak yeni
bir asken organizasyonun projelerini hazırladılar. Mustafa Kemal Kuvayi
Islâmiye adında bir teşkilât kurdu. Bu teşkilât Kürtlerden, Araplardan ve
Mardin bölgesindeki şeyhlerden müteşekkil... Türk. Subayları bunlan idare
edecekler ve Baş Komutan Mustafa Kemal olacak. Burada İstanbul'da gizli bir
teşkilât kuruldu. Milliyetçileri vatan haini ilân ediyor
Sahife No: 900 Vesika
No: 643
30 Aralık
1919
Amiral Sir F. de Robeck ’ten ILord Curzon’a :
............. Yunan Birlikleri kendilerine verilen bölgeyi geçtiler.-Şimdi
muntazam hale gelen Türk Birlikleri de Afyon Karahisar’a ilerliyor •
220'
4 Ocak
1920 J
.............. Türkler Avrupa’dan atılmalıdır. Amerikalı Senatör
Lodge’m dediği gibi İstanbul Türklerden tamamen 'alınmalı, bir veba tohumu olan
harplerin yaratıcısı^ komşuları için bir küfür olan Türkler Avrupa’dan silin-
melıdir
Sahife
No: 1003 Vesika
No: 647
............. Milliyetçiler şimdi iki yol kullanıyor:
Milliyetçi ol'çünkü İslâmî kurtaracak yegâne yol odur. îslâma sâdık ol çünkü
senin millî varlığını kurtaracak yegâne yol odur.
Bazı
kuvvetler ezilebilirse de bolşeviklik ezilemez. Bu fikirlerin her ikisi de
İslâm dünyasındaki İngiliz hâkimiyetini mahvedebilir. Biz, gerçek ideali
dinmiş gibi davranacak menf aatçi bir grubu idareci olarak taktime çalışacağız.
Panislâmizm! ezemeyiz bu tıpkı Batı’daki
milliyetçilik gibidir. Bizim şimdiki gayemiz bölmek, arkadaş gibi davranıp
kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır
Sahife No: 1011 Vesika No: 652
6 Ocak
1920
Amiral
Webb’deu Lord Curzon’a :
............. Maliye Bakanlığı Fransızların 1
idaresine bırakılır, borç işlerini ve bütçeyi onlar ayarlarlar, Ekonomi
Bakanlığı İngilizlerde kalır .ve şu kısımlara ayrılır:
221
1 — Ticaret ve sanayi
2 — Madenler
3 — Ziraat :
4 — Ormancılık
5 — Malzeme
6 — Ulaştırma
ve haberleşme.
Bunların herbirinin başına bir ecnebi müdür
getirilir, bütün bu müdürlere birer yardımcı Türk verilir ve bu sayede durum
kurtarılır
Sahife No: 1016 Vesika
No: 658
11 Ocak
1920
Mr. Vansittart’tan Lord; Curzon’a :
.......... Türklerle yapılacak sulh 4 esas ihtiva eder :
t —
İstanbul ve Boğazlar.
2 — Anadolu ve Küçük Asya.
3 — Ermenistan.
4 — Suriye, Mezapotaıhya ve Arabistan.
1 — İstanbul’un Müslümanlardan
temizlenmesi: Müslüman dünyası gözünde Osmanoğullarının, îstanbulu .zaptla
kazandıkları o esrarengiz kuvvet silinecektir. Türkler İstanbul’u
alarak'Ortaçağı kattılar. Ve yeni bir devir açtılar. Bütün bunlar düşünülürse
800.000 Türk’ü burada bırakarak Boğazları kontrol edemeyiz. Diğer taraftan
halifenin İstanbul’dan sürülmesine karşı çok cereyanlar var. 30.000 kişilik
bir müttefik ordusu tutarak ve hiçbir Türk askerinin İstanbul'a girmesine
müsaade «etmiyerek Türkler İstanbulda kalabilir.
2 — Anadolu ve Küçük Asya : Türkler
Anadolu’da
222 '
bir
uçtan Trabzon ve diğer uçtan Adan aya kadar olan bölgelerde kalabilirler.
Erzurum yeni kurulacak Ermeni devletinin baş şehri olacaktır. Türklerin idaresi
İngiliz, Fransız ve İtalyanların elinde olacaktır. İtalyanlar işgal ettikleri
Güney Anadolu bölgesinde ve bilhassa ekonomik menfaatleri olan bölgelerde
kalacaktır. Meselâ:
Haraclea’daki
kömür madeni gibi yerlerdeki menfaatleri korunacaktır.
3 — Ermenistan: Anadoluya dağılmış
500.000 Er- meniyle, Amerika, İran, İstanbuldaki Ermeniler Rusya Ermenistanındaki
1,5 milyon Ermeniyle birleşip büyük Ermeni Krallığını maydana getireceklerdir.
En büyük zorluk Ermenistanda hiç bir yerde Ermenilerin çoğunlukta olmamasıdır.
Hakiki bir seçim yapılırsa çoğunluk daima Ermenilere düşman grupların eline
geçecektir. Hakikat ve mantık Trabzondan,.Adanaya kadar uzanan büyük
Ermenistan rüyasına karşıdır. Dünyanın dört bir tarafına dağılmış bir kaç yüz
bin Ermeni işlerini ve yerlerini bırakıp buralara gelirler mi? Bu yerlere yüz
milyonlar sarf edip onarmak lâzım. Ve hepsinden daha mühim olanı burada
yaşayan enerjik bir Türk toplumuna. karşı savaşmaları lâzım, Ermenilerin
kendilerine güvenleri yoktur, böyle bir savaşı yapamazlar. Bu problem ancak
ve çok zor olarak Amerika ve milletler teşkilâtınca, çözülebilir
16 Ocak 1920
Amiral WebbMen Lord Curzon’a :
............. Bolşevikler medeniyet ile savaşta Türk
milliyetçileri ile işbirliği yapıyorlar.............
223-
Sahife No: 1062 Vesika
No: 667
22 Ocak
1920
Amiral Webb’den Lord Curzon’a :
............. Bayburt’ta Şeyh Kürt Ali milliyetçilere karşı
harekete geçti
Sahife No: 1074 • Vesika. No: 673
22 Ocak
1920
Amiral VVebb’den Lord Curzon’a :
............. Bolşevikler Müslümanları kendileriyle birleşmeğe
çağırıyorlar... Cevat Paşa, Kara^ Vasıf Bey, Belin■ Sami Bey, Prens Abdülrahim
ve Sultan adına Damat İsmail Hakkı’dan müteşekkil bir grup toplanarak Pan İs-
lâmizm hakkında konuştular
17 Haziran
İran 191'9, 12 Şubat 1920i Konferansta ı İngiltere ve Fransanın görüştüğü
mevzular:
............. Petrol kaynaklarındaki menfaatleri, Romanya,
Küçük Asya, Galiçya, ayrıca Türk petrol şirketinin bütün haklarının İngiltereye
geçtiği
Sahife No: 1093 Vesika
No: 684
17 Haziran 1919
......... Majestenin hükümeti Türk,petrol şirketinde
Fransızların % 10, % 20 hisse almaları için şu şartları ileri sürer:1
Boru döşenmesi işine yardım, edilmesi ve Ce- zair petrol sahalarından hisse
senedi satın alınması şartı: ile
” Sahife
No: 1111 Vesika
No: 703
■ 13 Aralık 1919 ■
............... İngiliz petrol şirketleri kendilerini Amerikan
petrol şirketlerinden kurtarmak istiyorlarsa Batum, Tiflis, Bakü’den başka
yeni kurulacak Ermeni devletindeki petrol işini de üstlerine alır. Bundan başka
Musul, Kerkük ve' Mezapotamyadaki petroller İngilizlerin tesirinde olacaktır.
Mezapotamyadaki Türk petrol şirketinden Fransızlara verilecek hak Türk
hükümetinin hissesinden , verilmelidir
Not: Bu
cildin geri kalan 250 cayfası İran olayları- ..na aittir. E. U.
j.
Sahife No: 42 Vesika
No: 6
K 14 Şubat 1920
; Londra
Konferansa :
............. a — Türkiye mağlûp olmasına rağmen hür bir
devlet olmalıdır,
b —
Boğazlar milletler arası olmalıdır.
c ___
Türkiye dünya sulhünü tehdit eden hiç bir /askerî güçe sahip olamaz.
d —
Türkiye hür bir Ermenistan! tanıyacaktır.
e — Türkiye, Suriye,. Mezapotamya, Filis tindeki
bütün haklarından vaz geçecektir. Bütün azınlıklar kuvvet- > lerin
himayesinde olacaktır. Ayrıca Sultan’ın İstanbulda kalıp kalamıyacağı
düşünülecektir. Edirne ve Avrupa ’Türkiyeyesi Yunanistana verilecektir.
Türkiyenin
borçları meselesi; ve Türkiyenin deniz : kuvveti bulunamıyacağı meselesi
görüşüldü. Fransızlar, istanbulun Türklerde kalmasını istiyorlar ve İstanbul
halkının % 80’i Türktür diyorlar. Lloyd George ise nu- fusün % 40’1 nın
Türk olduğunu iddia ediyor, (Bu sebeple Türkler İstanbul’dan çıkartılmalı)
diyor. Japon delegesi Chinda bu mevzuda söz söylemiyor.
Lloyd
George’ye göre Türkler yüzlerce sene Avrupa- da kaldılar ve Avrupadaki bütün
belaların başı oldular. İstanbul Türk değildir Yunandır, Türkler oradan atılmalıdır.
İtalyan delegesine göre: Türkler İstanbul’dan çıkartılırsa bütün İslâm dünyası
ayaklanır. Boğazları
F. — 15
30.000 askerle işgal edelim boğazlar işgal
edilirse Türkler merhametimize kalır
Sahife 54 — Yunanlıların İzmir’e çıkışma biz
müsaade: ettik, Yunanlıların orada oluşu en dikenli meseledir; diyorlar. Lloyd
George, Yunanlıların İzmir’de ticarî, menfaatleri vardır, orada kalmaları
gerekir... Mr. Cambon Türkiye’de 7 sene kalıp Abdülhamid’e malî' reform
plânları yapmıştır. Cambon’a göre: Türklerin malî kontrolü mümkündür,
Türklerden hiç kimse bu işi anlayamaz, dolayısıyla sesleri çıkmaz
Sahife 58 — Türkler ecnebi kontrolünü kabul
ederler.. Türk memurları maaşlarını aldıkları müddetçe sesleri çıkmaz. Mr.
Cambon’a göre: Biz'bu durumdan yararlanarak Türkleri malî ve İdarî kontrole
alırsak, durum her bakımdan hallolur
Müttefiklerin Tür-
kiyede çok mühim malî ve politik menfaatleri
vardır., Boğazlan kontrol edip para alsak senede bir milyon, sterlin toplarız
Sahife
63 — İstanbul ve İzmir meselesi görüşülürken: Lloyd George Venizelos’u çağırdı,
Venizelos İstanbul’daki Patriğin Türk ve Rum sayısını bulduğunu, bildirerek
aşağıdaki listeyi verdi.
Yeri |
Türk |
Rum. |
Çatalca |
86.000 |
145.000 |
Çanakkale
. |
26.000 |
64.000 |
Aydın |
350.000 |
590.000 |
Adalar |
380.000 |
1.000.000 |
İzmir |
100.000 |
240.000 |
Burla |
4.000 |
40.000 |
Çeşme |
7.000 |
50.000 |
Karaburun |
8.000 |
15.000 |
Sivrihisar |
9.000 |
11.000 |
Foça |
2.000 |
19.000. |
fT”
227
Tire |
20.000 |
5.000 |
Menemen |
10.000 |
11.000 |
Kuşadası |
8.000 |
6.000 |
Bayındır |
9.000 |
7.000 |
Ödemiş |
19.000 |
25.000 |
Sahife
No: 81 |
16 Şubat 1920 |
Vesika No: 10 |
j ..... Ermenistana 6 vilâyetten başka
Trabzon ve
1 Adana’da
verilmelidir. Amerika Ermenistana yardım ede- çektir ve mandası altına almağı
kabul ediyor. Fransa ise £ Adana’yı
kendisi için istiyor. Trabzonda bir tane bile Er-
| meni yok, Ermenisiz bir Ermenistan biraz
gülünç olmu-
yor mu? deniyor..............
f Türkler için bir malî komisyon tertipleniyor......................
| Sahife 88 — Aynı toplantı: Küçük bir Türk
devleti kur- I malı, kapitülasyonlar adlî işlere de uzatılabilir. Ja- ponyadan
kapitülasyonları kaldırdık zira onlar kuv- Ivetliydi başka çaremiz yoktu.
Türklerin kafası Ja- ponlarmkinden çok daha az işler (Turkish mind Was far less
precise than the Japanes) dolayısıyla kapitülasyonlar adlî işlere de
uzatılabilir......................................................................
* 'M
I Sahife No: 99 Vesika No: 12
. ..... Lloyd George ile Amerikalıların
Türkiye üstün-
; de münakaşası: Lloyd George ve Lord Curzon
biz neye ; karar verirsek Türkler onu kabule mecburdur, diyorlar ve Türkiyeye
teknik uzmanlar da göndereceklerini açıklıyorlar............
L Sahife 183 — Amerikalı Yahudiler de Lloyd
George’a telgraf gönderip parçalanan Türk yurdundan hisse J istiyorlar
Sahife 178' — Türkleri yatıştırmak iğin İzmir
üstündeki taleplerini kabul etmiş görünelim, Yunanlılar daha fazla asker
çıkartsınlar sonra vazgeçeriz
Sahife
191 — Italyan S. Nitti, Türklerin bütün arazilerini ellerinden aldık bari ağır
borç altına sokmıya-, lım, diyor.
Sahife 231 — İzmir’e bir Türk bayrağı asarak
Türk varlığını kabul etmiş görünelim, diyorlar.....................................................................
Sahife 258 — Venizelos, Türk bayrağı şehrin
dışına asılsın Giritte’de Türk bayrağı ada dışında bir kayalıkta asılıydı,
diyor
Sahife 258 — İngilizler Kürt devleti kurmak
istedikleri bölgede çok fazla maden olduğundan eminler..............................................................
Sahife
280 — Lord Curzon, Erzincanın da Ermenilere verilmesini istiyor. Ve Karadenizde
bir Lazistan kurup Ermenilerin mandasına vermek istiyor, bu teklifi diğer
delegeler tarafından kabul edilmiyor.
Sahife
293 — Lord Curzon, İstanbul’u boşaltmak için bahane olarak Mustafa Kemal’in
adamları olduğu ve . şehrin bu yüzden boşaltıldığını söyleriz, diyor.
Sahife
No: 291 Vesika No: 36
İngiliz hariciye vekâletindeki toplantı :
.................... Lloyd George, İstanbul’dan Türkleri çıkartmalı...
Mr. Cambon, Ermeni Patriğinin sözüne göre, Ma- râş’ta Ermeniler kesildi. Fakat
Majeste Bogos Nubar Paşa bu haberi yalanladı... Şimdi düşman Türklerin muntazam
askerleri ve milliyetçi çetelerdir. İstanbul’da olan İngiliz donanmasının bir
kısmını Mersine sevkedelim ve Türklere oradan müdahale edelim. İtalyan elçisi
Türk-, ler bu barbar davranışlarına devam ederlerse biz de daha sert tedbirler
alırız, diyor. Ve Yunanlılara daha geniş
229' haklar
vermeği ve bahri gösteriler yapmayı teklif ediyor. Mr. Cambon’a göre ise bütün
sıkıntı Mustafa. Kemal Paşa tarafından yaratılıyor ve Sultan onu kontrol edemiyor..................
Sahife No:
297 Vesika No: 37
■ 1
.................. Maalesef milliyetçi Türkler Fransız
birliklerinden çok fazladır. Fransız gruplarının 1/3 ü Fransız askerlerinden
gerisi yerli Ermenilerdendir. Ermeni askerleri 18 bin kişidir.
Bütün Anadolu hâdiselerinden Başveziri mes’ul tutalım... İstanbul’daki
komserimiz Sultam bu hâdiseleri önliyemezse İstanbul’dan atacağımızı bildirerek
tehdit etsin..................
Sahife
No: 300 Vesika No: 38
.................. Mustafa Kemal kendi kendisini Erzurum valisi
ilân etmiş, Erzurum’un yeni kurulacak Ermeni devletine katılacağı bir sırada bu
çok manâlı bir harekettir. Bu adam olmasaydı Ermenilerin bir şansı olurdu.......................
Lloyd
George, Bogos Nubar Paşa’dan bir mektup aldı. Bu mektupta papaz Narayon’un
telgrafı ekliydi. Bu tele göre: Fransız kuvvetlerinin hiç bir haber vermeden
Maraş’ı terk etmelerinden habersiz bin beş yüz Ermeni askeri ertesi gün
Türklere karşı bir çıkış yapmaları sonucu hepsi ölmüştür... Türkler muhtemelen
bazı Arap- larca da desteklenerek Fransızları Maraş’tan atmışlardır. Bu ara
Türk askerlerinin yirmi bin kadar Ermeni askerini öldürdüğünü söylemesine
rağmen hakikat böyle değildir.
230
Türklerle
sulhe hazırlanan müttefikler kendilerini çok müşkül bir durum içinde
bulmaktadırlar.
Türk
millî hareketi gittikçe büyüyor, tehlikeli karek- teri gittikçe artıyor.
Muhtemelen Fransız üniforması gi- yen Ermenilerin aşırı hareketleri Türkleri
tahrik etmiş olmalıdır. Türkleri uyarmamız kâfi değildir daha sert hareket
etmemiz lâzımdır. Türkler Ermenilerden nefret ediyorlar ve bu nefret onları
sokaklarda Fransız ünifor- masiyle görünce büsbütün arttı. Fakat Maraş’ta yirmi
bin Ermeninin öldürüldüğü tamamen hayaldir. Donanma gösterisi de yapamayız
Mustafa Kemal’e bu yoldan tesir edemeyiz. Fakat Emir Faysal vasıtasıyla bir
şeyler yapmağa çalışıyoruz. Mustafa Kemal’in askerleri nasıl yaşıyor? Bunları
acaba İstanbul mu besliyor? Mr. Bert- helöt’a göre Mustafa Kemal’in askerleri
hiç para almıyor onları harekete getiren vatan aşkıdır.
Sahife No: 313 Vesika
No: 40
1 Mart 1920
................ Lord
Curzon, Boğazları ve Marmara denizini içine alan bir teşkilât yapılıyor, ancak
Yunanistan ve Romanya gibi küçük devletleri de bu teşkilâta alalım, belki
ilerde Bulgaristanı da bu teşkilâta alırız... Boğazlarda kat’î olarak Türk
bayrağı bulunmıyacaktır.....................................................
Sahife No: 338 Vesika
No: 42
2 Mart
1920 /
Aynı
toplantı :
................ Lloyd George, Bahriye uzmanlarının hazırladığı
şu maddeleri ileri sürdü:
1 —
Türkiye kendi sahillerini müdaafa edecek bir donanmaya sahip olamaz.
2 — Türk donanması sadece balıkçı gemilerini
koruyacak bir polis kuvveti haline getirilecektir.
3 — Türk sahilleri nereye kadar
uzanacaktır?
Lloyd George, Türk Malî Komitesi Başkanı olan
Mr. Blackett ile görüşerek Türkiye’nin malî kontrolünün nasıl yapılacağını
tetkik etti. İlk iş olarak gümrükler kontrol altına alınmalıdır. Malî Komisyon
Maliye Vekâletinin hür ve Türklerden kurulmasına tamamen karşıdır. Gümrüklerin
başında da bir genel müfettiş konacaktır
Netice:
Malî işler Türklerin eline hiç bir şekilde bırakılamaz. Ayrıca bütün işgal masraflarını
ve toplanan bu komisyonların masraflarını da Türkler verecek.
Sinyor
Nitti, meselâ, Türkler İzmir’i istiyeceklerdir biz de pekâlâ İzmir’i işgal için
yaptığımız bütün masrafsan verin deriz, tabii Türkler bunu Ödeyemiyeceklerine
.göre İzmir de bize kalır, dedi. Buna karşılık:
Lloyd George, bizim Suriyedeki birliklerimiz
oradan çıkacak, yani bunun masrafını biz mi ödiyeceğiz? Hiç böyle saçma şey
olur mu hepsini Türkler ödemelidir, dedi. İngiliz vergi mükellefleri bu iş
için 750 milyon Sterlin ödediler, bütün bunları Türklerden altın olarak
alacağız, Türklerin altm stoklarım ele geçirmeliyiz, diye devam ?etti
3 Mart 1290
......
Türkiye’de silâh yok deniyor halbuki Anadolu .silâh doludur. Millî harekette İzmir’de
Yunanlılara ve Doğuda Ermenilere karşı bu silâhlar kullanılıyor. Türklere
karşı mutlâk silâhla savaşmak lâzımdır, Bulgar ordusunu silâhsızlandırdık
neden Türklere aynı şeyi yapa- ırnadrk?
Mr,
Cambon, ilk yapacağımız iş bunların milliyetçi liderlerini yok etmek olmalıdır.
Türkler de bütün diğer şarklılara benzerler başları ezilirse sinerler...
Sultana bu adamları tevkif etmesi için baskı yapalım, müttefikler kendi
aralarında kararlı olup sağlam hareket etmezlerse Türkler harekete geçeceklerdir,
dedi.
Lloyd George, Sultana söyle deriz: Biz bütün
etleri alıyoruz sen de bir kaç kemikle iktifa et. Hakikatte Tahkiyeden geri ne
kaldı? En zengin en verimli topraklarının hepsi ve imparatorluğun yarısı
gitti. Bütün bunlara; ilâveten boğazlar işgal edildi üstelik bütün masrafları
da. Türkler ödeyecek. Şimdi Sultana müjde verir gibi seni İstanbul’da
bırakıyoruz, demenin mânâsı var mı? Mustafa Kemal’e gelince, Yunanlılar hariç
Türkler herkezdes dayak yediler. Kendilerinin 1/3 ü kadar olan Bulgaristan tarafından
bile dövüldüler. Türklerin şöhreti yalancı: bir şöhrettir ve müttefikler hâlâ
bu şöhretten dehşet duymaktadırlar. İngiltere kendi hissesine düşeni yapmağa
hazırdır. Ve Türklerle ancak savaşarak başa çıkılabi- lir
Sahife
No: 411 Vesika
No: 50'
5 Mart 1920
Aynı
toplantı :
................. Lord Curzon, Millî hareketlerin gelişmesi karşısında
Türklerin İstanbul’da kalmasına müsaade edelim.. Ve Yunanlıları İzmir’den
çıkartalım (Bu çok zor olacaktır.) Türklerin Trakya’da kalmasına müsaade
edelim;. (Bu bizim politikamıza tamamen terstir.) Fakat sulh şartlarına bütün
bunları koyarsak bir Ermenistan kurma hülyası tamamen ölecektir. Fakat bu bir
Kürdistan kurulması mânâsı taşır.
Lloyd
George, Müttefik kuvvetler Türk kuvvetlerini
gözlerinde
fazla büyütüyorlar. Geçen harpte İngi Özler Hintli askerleri kullandılar böyle
olmasına rağmen Türk- ieri yendiler. Şimdi bizim 160 bin ve Türklerin 80 bin
askeri var. Fransız, İngiliz, İtalyan ve Yunanlılardan müteşekkil her iki asker
bir Türk askerini yenemez ise.- bu konferansı durdurup Türklerin bütün
isteklerini kabul edelim.
Mr.
Cambon, ■ Türklerle gözü kapalı bir savaşa atılmamamız için yalvarırım,
Türklerin hiç bir kaynakları yoktur derken yanılıyorsunuz, şayet Türkler
kızarlarsa. Yunanlıları İzmir’den denize dökerler...
Sahife No: 450 Vesika
No: 55>
10 Mart
1920
Aynı toplantıda alman kararlar :
................. 1 — İstanbul resmen işgal edilecek ve buna,
bahane olarak Türkiyedeki azınlıkları kötü davranıldığı ileri sürülecek.
2 — Türklere sulh şartlarını kabul
ettirirken çıkacak ayaklanmalara karşı koymak için İstanbul’daki milliyetçi
liderler tevkif edilecek. Ve İstanbul hükümetine 24 saat mühlet verip Mustafa
Kemal’i ve bütün kuvvetlerini dağıtması istenecek. Aksi halde Yunanlıların bu
işi. yapacağı söylenecek.
Mr.
Churchill, Mr. Venizelos yanlış haber almış Ingiliz istihbaratına göre Aydm’da
Mustafa Kemal’in 2b00 kişisi vardır. Asıl kuvveti ise Ermenistan civarında
olup- 12 bin kişi kadardır. Biz bir taraftan Mustafa Kemal’e bir mektup
gönderelim, diğer taraftan da Yunanlılara fırsat verip Mustafa Kemal’in
adamlarını yakalatalım, böylelikle Türklerin prestijini sıfıra indiririz.
234
Vesika
No: 62
Sahife
No: 506
16 Mart
1920
Akşam
üstii saat 4 :
Lord
Curzon arkadaşlarına dışarda açıklanma- _ması şartı ile bu sabah 11 de
İstanbul’un fiilen işgal edildiğini, harbiye ve bahriye nezaretlerine el
konduğunu ve bütün ulaşımın kontrol altına alındığını, örfî idâre ilân
edildiğini ve karaya asker çıkarıldığını bildirdi.
Ermeni
meselesi ise milletler topluluğunca halledilecektir ve bütçelerine onlar
tarafından yardım yapılacaktır. Paristen arkeoloji mütehassısları getirilerek
bütün tarihî eserlere kıymet konacaktır. Kıymet tespit heyeti şu şahıslardan
müteşekkildir:
İngiltere |
adına |
Kumandan |
Hogarth. |
Fransa |
» |
Prof. |
Cagnat. |
İtalya |
» |
Senyor |
Parabeni |
Amerika |
» |
Mr. |
Butler. |
Vesika
No:v63
Tarihî
ve artistik değeri olan mallar alınıp götürülecektir. îtalyanlar kendileri
için istediklerinin listesini veriyorlar.
Sahife
No: 523
18 Mart 1920
............... Venizelos Marmara adalarını tekrar talep ediyor.
Bu talep bu adaların Yunanlılaştırılmasma imkân olmadığı gerekçesiyle
reddediliyor. Hakiki sebep ise boğazlar civarında Yunanlı istememeleridir......
235
Sahife No: 536 Vesika
No: 63’e 3’üncü ilâve:
..'
...Venizelos’un Marmara adaları hakkında verdiği rakamlar :
Yer |
Yunan |
Türk |
Palotia |
3750 |
20 |
Aftoni |
2000 |
■—- |
Klosati |
350 |
— |
Prostia |
2700 |
— |
Marmara |
4600 |
150 |
Galini |
2000 |
"---- ■- |
Paşa
Limanı |
3007 |
37 |
Bori |
2500 |
— |
Skopi |
3700 |
— |
Aloni |
2500 |
3 |
Bükhalia |
1900 |
5 |
Jutali
adası |
2000 |
— |
Apasia
adası |
1800 |
—• |
Kolonus
adası |
1’805 |
— |
Sahife
No: 570 |
20
Mart 1920 |
Vesika
No: 66 |
Aynı
toplantı : |
|
|
............. Lord Curzon, Türkler için askerlik mesleği tamamen
kapanmıştır. Şüphesiz Türkler askerlik yapmak isterlerse başka bir yere
gidebilirler. Fransız Legionü onları kabul edecektir. Mamafi İngiltere buna
dahi itiraz eder.' Çünkü Türkler diğer düşmanlarımızdan çok farklıdır, başka
bir yerde bile askerî terbiye görmeleri iyi değildir. Yeniden Türkiye’de askerî
bir devre açılabilir. Şu anda Fransa için en büyük tehlike Adana’dan çıkıyor.
Fransız üniforması giymiş Afrikalılar ve Ermeniler
236
Türkleri
müthiş kızdırıyor, bu ilerde de devamlı tehlike: teşkil edeceklerdir......
Sahife No:
601 Vesika No: 69’a
üçüncü ilâve
11 Mart 1920
Mr,
Camboıı’dan Mr. Lloyd George’a —Gizli—
................. Türklere verilecek cevaplar. Bu vesika açıklanmamıştır.)
5 inci
ilâve: Türkiye, Mısır, Sudan ve Kıbrıs üstündeki bütün haklarından vaz
geçecektr.
6 mcı ilâve: Türkiye Libya ve Ege
denizindeki bütün haklarından vaz geçecektir
Sahife No: 628 'Vesika
No: ÎOe beşinci ilâve
14 Şubat
1920
Patrik
L, Doretheos’dan Lloyd George’a :
................. Patrik sulh konferansına bir mektup gönderdi;
Türkiyenin akıbetinin tâyin edildiği şu günlerde, doğu meselesiyle 'çok yakın
ilgileri ve menfaatleri olan Patrik, İstanbulla ilgili olan ve millî arzuları
açıklıyan bir beyan- ’ name verdi. Bunda zavallı milletlerin selâmeti ve Doğunun
sulhu için ilk önce bu meselenin halli isteniyor. (Bu mektubun aslı
açıklanmamıştır fakat özet olarak)-:
Türklerin
kötü idaresi devam ediyor. İstanbul hiç bir vakit ne kültür ne de nüfus olarak
Türk olmamıştır. Müslümanlar için değil fakat Yunanlılar için mukaddes bir
şehirdir. Kuvvetlerin Türkleri İstanbul’dan atmaması bir zaaf telâkki
edilecektir. Halbuki İstanbul Yunanis- tanla kuvvetli bir bağla bağlanmazsa
Yunanlıların arzuları hiç bir vakit yerine 'getirilmemiş olacaktır. Türkler
boğazları müdafaa edemedi halbuki Yunanlılar milletlerarası bir rejimde ve
kuvvetlerin de menfaatlerini koruyarak müdafaa edebilir. Bütün bu sebeplerden
İstanbul ana-
237
vatanla
birleştirilmelidir. Bunu boğazların milletler arası olması şartiyle en iyi bir
çözüm yolu olarak teklif ediyoruz. Biz İstanbul’a self determinasyon ve
kuvvetlerin İ menfaatlerini garanti ediyoruz. Bu kabul edilmez | ise
İstanbul’un mandasını da almağa razıyız. Artık [ yeniden dünyaya gelen
Yunanistan Türk mayasına ta- f hammül edemez, İstanbul’dan Türk hükümeti ve
Türk
Sultam
atılmalıdır. Sulh konferansının en âdil hareketi, doğudaki cinayetlerin yeniden
tekrarına mâni olmaktır, medeniyetin ve sulhun haklarını vermesidir.
Sahife
No: 642 Vesika
No: 71’e ikinci ek
................... İstikbaldeki Ermeni devletinin teşekkülü hakkında
rapor :
Ardahan,
Batum ve îmer vadisi verilecektir. Erme- nistanın Kürdistan ve Türkiyeyle olan
hududu söyledim Karadenizde Yan batı deresinin bir kilometre batısı, Er-
zurumda Zelfek dağına kadar olan yer. Güney batıda Hatap dağı, Erzurum
vilâyetinin batı hududu. Karasu, Paluk çayı, Bağır Paşa Çayı. Büyük Sultan Su,
Aktaş, Maşla Deresi, Murat Suyu, Güldore, Bitlis Suyu, v.b.
29 Mart 1920
................... Başkan Wilson bütün Türklerin Avrupa’dan
atılıp Edirne ve havalisinin de Bulgarlara verilmesini istiyor
- CİLT 8
Sahife No: 1 Vesika
No: I
18 - 26
Nisan 1920
San Remo Konferansı :
............................... Türklere anlaşmayı derhal kabul ettirmenin.
Sili1 icap ettiğine karar verildi. Ayrıca
Türklerin hangi tarih -
te Paris’e geleceği ve Başkan Wilson’a
verilecek cevap kararlaştırıldı
............................... Mezapotamya ve Filistin, İngiliz, Suriye Fransız
j mandasına girecek. Mr. Lloyd George, Amerikan S tam dart petrol şirketinin
işleri karıştırmasını ve Fransızların petrolden % 50 hisse istemelerinden
hoşlanmıyor
......
Wilson’un Türklerle yapılacak sulh anlaşması hakkındaki notasının müzakeresi
yapıldı.
Lloyd
George, Amerikanın İstanbul, Trakya ve Ermenistan hakkında bir çok sual
sorduğunu açıkladı. Ve Amerikalıların bu bölgelerde diğer kuvvetler dan daha kötü
yer kapmaması lâzım geldiğini anlattı.
Mr. Berthelot,
Amerika Türklere harp ilân etmedi- - ğine göre birinci derecede rol oynamaya
kalkması saçmadır.
Lloyd
George ve Lord Curzon, biz Türk meselesine çok fazla para sarf ettik bu
bakımdan Amerika’dan önce kendimizi düşünürüz, tezini savundular.
Türk delegesi sulh için Paris’e 10 Mayıs
1920’ye kadar gelmiş olmalıdır. Türklere sulh şartlarını zorla kabul ettirmek
için icap ederse mühim limanlar zaptedilecek, ve askerî gösteriler
yapılacaktır. Ayrıca Osmanlı borçlarının tahsili için bir komisyon kuruldu..................................................................................
Sahife
No: 31 Vesika
No: 4’e ikinci ilâve
A.................... Amerikan notasına
verilen cevap :
1 — Sultanın İstanbul’dan
çıkarılmasının faydalı ve zararlı tarafları vardır. Bu konuyu çok dikkatli
tetkik etmek lâzımdır. Her memleket menfaatleri ölçüsünde bu meseleyi tetkik
edip tehlikeyi ve mes’uliyetleri paylaşmaktadır. Ve Amerikayı da arzu ettiği
taktirde bu mes’uliyetleri paylaşmağa çağırmaktadır.
2 — Türkiye’nin güney
hududu.Adana bölgesi hakkında bir çok coğrafik mahallî ve ekonomik faktörler
vardır. Bütün bunları çok dikkatli tetkik etmemiz icap, eder.
3 — Müttefikler boğazlar
komisyonunda Rusya’nın da bulunması teklifinizi memnuniyetle kabul eder.
4 — Boğazlar ve serbest geçiş
hakkında çok dikkatli inceleme yapmış vaziyetteyiz. Türklerle yapılacak nihai
anlaşmada Ruslara danışmak çok hayatidir.
5 — İstanbul’un dışında kalan
Trakya hakkında Yunan Kralının Amerikayla konuştuğu anlaşılıyor. Mamafi Edirne
ve Kırk kilise’nin Bulgaristana verilmesi fikriniz hatalıdır. Zira orada Bulgar
sayısı çok azdır.
6 — Türk hükümetinin Avrupalı
kuvvetleri birbirine düşürmesi fikrinize gelince: Biz Avrupalı kuvvetler
240
ticarî
ve ekonomik meselelerde bir birimizle rekabet etkiyeceğimize anlaşmış
vaziyetteyiz.
7 — Müttefikler Amerikanın
Ermenistan hakkında- ki bütün arzularını iyi karşılar. Ermenistamn istikbaldeki
gelişmesi için teklif ettiğiniz yerler maalesef Türk ^askerlerinin işgâlinde
bulunuyor. Müttefikler Ermeni- lerin azami arzuları ve kendi sempatileri
ölçüsünde olmasa bile, Ermeni potansiyelinin son hududunda olan yerleri onlara
vereceklerdir. Sürmene, Of ve Karadeniz'de serbest bir liman Ermenilere
vereceklerdir. Ayrıca yeni devletin selâmeti için Erzincan bölgesi de askersiz
hale getirilecektir.
8 — Mezapotamya, Arabistan,
Filistin, ve adalarda Türkiye’nin bütün haklarından vaz geçmesi gerekir. Bu
mevzuda Amerika’nın bizimle aynı fikirde olduğunu öğ- rendimize çok memnun
olduk.
9 — İzmir meselesi
müttefiklerin karşılaştığı en zor ısualdir. Bu bölgenin Yunanlılara verilmesine
bizi zorla-
< yan
muhtelif âmiller oldu. Mamafi bütün Batı Anado- lunun hayatı buraya bağlı
olduğundan bu çok zor halledilecektir. îzmir Limanında Türklere bir hak
tanımak şartıyle bu bölge Yunanlılara verilecektir.
10 — Yeni kurulacak Türk
Devletiyle ekonomik anlaşmaları yoluna koymak gereklidir.
11 —■ Müttefik Hükümetler Türk
anlaşmasında imtiyazlı şahıslardır. Amerîkan vatandaşları ve şirketleri de
korunacaktır.
Not : 1
— Amerikalıların bizim memleketlerimizin istifade ettikleri avantalardan ve
üstünlüklerden istifade edeceklerini sanmıyoruz.
2 —
Kapitülasyonlar imzası olan memleketler lehine geliştirilecektir. Almanya’nın
menfaatlerini düşünmüyoruz. Amerikalılar bundan istifade edebilirler.
3 — imzası olan devletler her türlü
masrafım alacaklardır.
4 — imzası olan devletler Türkleri yeni ekonomik
şartlan kabule zorlıyabilirler ...............
Nahife No: 35 Vesika
No: 5
19 Nisan
1920
Aynı toplantı :
................... Amerika’nın müdahalesi üstünde münakaşalar
yapılıyor. Bundan pek memnun değiller. Şayet Edirneyi de Yunanlılar almağa
kalkarsa işler bozulabilir.
Italyan
Nitti, OsmanlIların en zengin yerleri Yunanlılara verilmeli, diyor. Türk
borçlarına ait mesele görüşülürken 1908’de Türk Hükümetine malî müşavirlik yapmış
olan Mr, Laurent çağrılıp, OsmanlIlardan en iyi na- ;sıl para
alınabileceğini öğreniyorlar.
Sir Adam
Block’a göre: Ancak
müttefiklerin kont- rolunda bir Türk mâliyesi olabilir. Türkler hiçbir zaman
kendi mâliyelerini organize edemezler. Şayet Türkler :zenginleşirse biz de
zenginleşiriz...
Belçika
da malî komisyonda yer almak istiyor. Kür- distan meselesine gelince:
Lord Curzon, bunun çok mühim bir soru olduğunu,
İstanbul’dan Bağdad’a kadar bütün bölgelerde yaptığı incelemede Kürtleri
temsil edecek hiç bir kimseye rashyamadığmı, Şerif Paşa’mn kendisini Kürt
temsilcisi gibi göstermesine rağmen bundan emin olmadığım, esasen Kürtlerin
Türklerle beraber yaşamaya alışmış olduğunu, Türklerle Kürtler’i
birbirlerinden ayırmanın çök zor olduğunu, ancak Ingiliz ve Fransızların manda
yoluyla bu işi başarabileceklerini, Musul’da yaşayan Kürt- lerin Ingiliz
mandasına girdiğini söyledi ....................................................
F. — 16
242
Sahife No: 62 Vesika
No: 6
20 Nisan
1920
Aynı toplantı:
............................. Amerika Ermenistan için on bin veya daha fazla
insanla 4-5 milyon sterlin verebilir.
Lloyd George, biz Amerika’dan derhal gelip
yardım etmesini istemeliyiz. Aksi halde bizlerin Ermenîleri koruyamadığımızdan
şikâyet etmemelidir. Böyle bir durumda Kanada’nın da yardım yapacağına dair
çok iyi' sebeplerim var
Sahife No: 93 Vesika
No: 10)
22 Nisan 1920
Aynı toplantı :
............................. Türkiye’nin sınırlan : Erzurum Ermenilere verilecektir, böylece büyük
Ermeni Devleti teorisi tahakkuk edecektir. İtalyan Nitti, Erzurumda 637 .bin
Türk,, 8.500 Rum ve 135 bin Ermeni olduğunu söyledi. Ve Türkler çoğunlukta
olduğu için bir yolunu bulup Türkleri oradan atmalıyız. Son zamanlarda Erzurum
Millî hareketin merkezi olmuştur .......
............................. Mr. Berthelot (Fransız temsilcisi) Bolşeviklerle
Mustafa Kemal birleşerek Batum’daki askerlerimizi sarabilirler
............................. Lloyd George, Ermenilerin böyle lüzumsuz
ümitler beslemeğe hiç haklan yok. Ermenilere kâğıt üstünde, haklar vermenin ne
mânâsı olabilir. Sanıyorum ki.
Amerika
da Erzurum’u fethetmek için asker göndermez, belki biraz para tophyacaklardır,
hepsi okadar.
Mr. Berthelot, Mustafa Kemal ve kuvvetleri
rüşvet vermek veya başka bir yoldan ortadan kaldırılabilir, bu sebeple Erzurum
meselesinde acele etmemek gerekir, dedi .................
23 Nisan
1920
................. Mr. Aharonian, Mustafa Kemal’in Ordusu sizin
sandığınızdan çok daha küçüktür. Ve başıboş bir ordudur, bin veya iki bin Kürt
veya köylüden müteşekkildir. Nüfus hakkında hazırlanan istatistikler ise yalandır.
Ermenilerin istatistikleri Avrupa ayarında olup bunlara göre Hristiyanlar
çoğunluktadır.
Mareşal Foch, Ermeni Devleti başı bozuk ve
düzensiz bir teşkilâttır, şimdiki Ermeni idareciler ise millî duyguları
tahrik edilmiş sinirli bir sistemdir. Gayet iyi teşkilâtlı Türkler karşısında
hiç birşey yapmalarına imkân yoktur. Türklerin en kuvvetli kalelerinden biri
olan Erzurum’u elde etmelerine imkân yoktur
................. Lloyd George, şayet Erzurumsuz Ermenistan
olmıyacaksa bu hiç bir zaman bir Ermenistan olamıya- caktır mânâsına gelir,
dedi
Sahife
No: 141 Vesika
No: 13’e ilâve
................. Ingiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetleri sami-
mi
olarak Türkiye’nin gelişmesi ve tabii kaynaklarım geliştirmesini arzu ederler.
Şöyle ki : Bunun için Türk Hükümetinin
Adliyesini, i Mâliyesini, Jandarmasını ve Polisini yeniden organize
edeceklerdir. Azınlık gruplarının her türlü hakları korunacaktır. İlerde hür
bir Kürdistan kurulması temin edilecek, Güney Anadolu’da İtalyan menfaatleri,
Dicle’nin batısında İngiliz menfaatleri en müessir şekilde korunacaktır.
Mersin, Tarsus, Adana demiryolu bu üç devletin idaresinde kalacaktır.
Yunanlıların menfaati olan bölgeler Yunanlılara verilecektir. Türkiye’nin
herhangi bir yerinde Özel menfaati olan büyük devletler o bölgedeki azınlıkları
da idaresi altına alacaktır
20 Haziran
1920
Lympne’de
yapılan ikinci toplantı :
............................... Lloyd George, Mr. Venizelos’un Yunan Generali
Paraskevopulos’tan aldığı şu haberi bildirdi: Yunan kuvvetleri Bandırma hattını
kolayca geçebilir. Türklere karşı derhal harekete geçmeliyiz. Her geçen gün
alcy- himizedir...
Mareşal Foch, bu Yunan Generalinin iyi bir adam
olduğunu söylüyor. Yunanlılara harekete geçmeleri için' izin verelim. Gayemiz
Mustafa Kemal’e bir darbe indirmektir. Ve gayemiz Mustafa Kemal’e, Adana’dan
Fransızların, İzmit’ten İngilizlerin çıkmıyacağım hatırlatmaktır. Bizim bir
iş yapacağımızı anlasın. Bu teklife Fransız delegesi razı oldu ve Yunanlıların
derhal ilerlemesi için telgraf çekildi
Lloyd
George, Mr. Chamberlain’e :
Mustafa
Kemal’e çok kuvvetli bir yumruk indirelim, bu şarttır, dedi.
Mr.
Millerand, şayet becerebilirlerse Yunanlılar bunu yapacak, dedi.
Lloyd George, Mustafa Kemal’in muvaffakiyeti
Araplara da sirayet edebilir, bu sebeple mutlaka ezilmesi gerekir, dedi
21 Haziran
1920
.................. Lloyd George, Türkiye’deki son birkaç günlük
gelişmeler çok tehlikeli olmaya başladı, son zamanlara kadar bu hareket
İstanbul’u tehdid etmiyordu. Şimdi îz- mitte mühim miktarda Mustafa Kemal
kuvveti var. Mustafa Kemal hemen hemen Çanakkale’ye ulaştı. Çok büyük bir
Yunan Birliğini Bandırmaya gönderip Mustafa Kemal’i arkadan çevirelim...
Paris’e gelmekte olan Türk delegesiyle görüşme yapmanın hemen hemen mânâsı
kalmamıştır. İstanbul'daki kumandanlarımızdan Mustafa Kemal’in ilerlemesinden
duyulan telâşı bildiren telgraflar almaktayız.
Kont
Sforza, Yunan kuvvetlerinin hiç bir zaman Türkleri yenmesine imkân olmadığım
söyledi...
Lloyd
George, belki Yunanlıların çarpışma kabiliyetini büyüttük ve Türkierinkini de
küçülttük, durum tehlikeli olabilir, dedi.
Fransız
delegesi, Türk sulh anlaşmasını geri bırakalım, dedi.
Lord
Curzon, Mustafa Kemal maalesef çok kuvvetli durumda...
Lloyd
George, Türklere bir milyon Ermeni öldü dediğim zaman cevaben iki milyon da
Türk öldü diyorlar.
Mamafi Türk Hükümeti Mustafa Kemal’e karşı onun
için Damat Ferit’e anlaşmayı imzalatabiliriz. Anlaşma hiç bir sebeple geri
bırakılmamalıdır
7 Temimiz 1920
Vilia
Fraînense’deki toplantı :
............................. Türkiye’ye teklif edilen sulh anlaşmasına
cevap aldık. Sultan İstanbul’dan atılırsa bütün İslâm dünyası ayaklanabilir,
buna karşı İstanbul Hükümeti yalnız bizim için değil bütün dünya için
tehlikeli olan Türk millî hareketini bastırmakta bize yardımcı olabilir.
Mr.
Venizelos, Türkiye’de doğduğu için Türkleri iyi bildiğini söyledi. Türkleri
akıllandıracak en iyi yol Mustafa Kemal’i her cephede mağlûp etmektir, dedi.
İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal’e karşı gibiyse de onun zaferiyle çok yakından
ilgilidir...
Lord
Curzon, Boğazlar Komisyonuna ve Malî Komisyona birer Türk alabiliriz...
Yunan
kuvvetleri ilerlemektedir, daha şimdiden Mustafa Kemal’in prestijini havaya
uçurmuşlardır...
Lloyd
George, Yunan Ordusunda İngiliz subayları vardır ve bunlar Yunan Ordularını çok
beğeniyorlar... 1878’de İngiltere ve Fransa Türkiye’yi kurtarmışlardı, Avrupa
kuvvetleri Türkiye’yi malî bakımdan ayakta tutmuşlardır. Harp patlar patlamaz
kapıları suratımıza kapayıp harbin iki yıl uzamasına sebep oldular, Türklere
hiç bir şekilde merhamet edemeyiz...
Mareşal
Foch, Anadolu’daki hareketi 300 bin kişiyle durdurabiliriz...
Mr.
Venizelos, şayet mümkün olsa Türklere silâhtan başka bir yol kullanabiliriz,
fakat Türkler silâhtan başka bir şeyden anlamazlar...
Sonuç : Silâhsızlandırılmış
olan bütün Yunan bölgelerinin derhal silâhlandırılıp Mareşal Foch’un emrine verilmesi
için karar alındı
Sahife No: 553 Vesika
No: 62
11 Temmuz
1920
................... Türk Hükümetine verilen cevap : Türk Hükümetinin mesajını dikkatle tetkik
ettik. Harbin mesuliyetinin Türklerden çok müttefiklerinde olduğu kabul edilemez.
Türk Hükümeti istiyerek bütün milletlerin özgürlüklerine karşı girişilen
hiylelere karışmış ve diktatörce arzularını açıklamıştır. Türk Hükümeti 150
seneden beri 'dostu olan devletleri aldatmıştır... 1914’te harbin başında
Türkler tarafsız kalırlarsa dominyonlarının korunacağı tarafımızdan garanti
edilmişti. Fakat Türkler bunu dinlemediler ve bu müdahalesiyle insanlığın
kayıplarına ve sefaletine sebep oldular. Türkler milletlerarası su yollarını
müttefiklerin yüzüne kapıyarak milyonlarca in- jganın ölümüne ve milyarlarca
Sterlinin kaybına sebep olmuşlardır. Dünyada hürriyetin yeniden kurulması için
Türkiye’nin ödeyeceği para korkunç fazladır...
Bulgaristan,
Mekadonya ve Ermenistan’da yaptığınız zulüm insanlık vicdanını titretmiştir.
1914’te sözde isyan ettiler gerekçesiyle 800 bin Ermeni evlerinden atılmış ve
öldürülmüştür. Türklerden gayri ırklar devlet haline getirilecektir. İzmir ve
Trakya Türklerin elinden alınacak, Amerikan Cumhurbaşkanının karar vereceği sınırlar
içinde hür bir Ermenistan kurulacaktır. Boğazlara gelince, Türklerin medenî
dünyaya bir daha ihanet etmemesi için sıkı tedbirler alınacaktır, bu sebeple
Türkiye küçük bir devlet haline getirilecektir...
Malî
kontrollere gelince, bu Türkiye’nin aleyhine de-
ğil
bilakis lehinedir. Hükümetimizi düştüğü bataktan çıkaracak ve Türk halkının
emperyalist arzularını silecektir, onları iyi idare edilen bir halk haline
getirecektir.
Boğazların
hürriyet garantisine gelince :
1 — Sulhun
imzalanmasından üç ay sonra bütün askerî tesisler yıkılacaktır. Marmara
sahilleri de dahil bütün sahiller ve1 bütün adalar silâhsız hale
getirilecektir..
2 — Boğazlarda yapılacak
bütün silâhsızlandırma, masrafları Türkler veya Yunanlılar tarafından verilecektir.
3 — Adalarda müttefik
kuvvetler haricinde hiç bir asker buhmmıyacaktır.
Türk
jandarmaları bizim emrimiz altında olacaktır.
Türk borçlarına gelince, bunların hepsi Türkler
tarafından ödenecektir. Anlaşma Türklere zengin topraklar bırakmaktadır,
hattâ İstanbul’u da merkez olarak bırakmaktadır. Şayet bu anlaşmayı
imzalamazsanız Avrupa’dan nihai olarak atılacaksınız... Tetkik etmeniz için 10
gün müddet veriyoruz
22 - 23
Ağustos 1920
İngiliz
ve İtalyan Başvekilleri görüşmesi :
............................ Mr. Lloyd George, Senyor Giotti’yi Türklere
karşı daha fazla İtalyan askeri göndermesi için iknaya çalışıyor...
Mr.
Lloyd George, İstanbul’daki Türklerin artık o eski yumuşak insanlar
olmadıklarını ve İstanbul’da barınmanın zorlaştığını, söylüyor.
Senyor
Giolitti, Çanakkale’yi bombardıman ederek Türkleri yenebiliriz, demesi üzerine:
Mr. Lloyd George, biz İngilizler Çanakkaleyi
keşfettik, orada gemiierin hiç bir rolü, olmuyor, biz Türk- lere hücum
ettiğimiz zaman orada çok küçük bir kuvvetleri, vardı, şayet siz veya biz
karadan asker gönder- ■ mezsek Çanakkale Yunanlılara veya Bolşeviklere verilecektir,
ayrıca İtalyanların madenlerini koruyabilmeleri için Çanakkaleyi mutlak elinde
tutması gerekir. Mustafa Kemal ise hemen hemen bitmiştir, elinde hiç bir harp
malzemesi yoktur. Fakat bütün bunlara rağmen Türkle- rin bilinemiyeceğini,
söyledi .................
3 Arahk 1920
.................. Lloyd George, Mustafa Kemal Yunanlıları İzmir’den
atabilir. Bu sebeple Yunanlılara her türlü yardımı yapmalıyız. Şayet
Yunanlılar İzmir ve Trakya’yı kürklere geri vermek istiyorlarsa ona karışmayız.
Müttefikler Mustafa Kemal’e haber gönderseler o mutlaka bunu dinlemiyecektir
.................. Lloyd George, Bolşeviklerle Milliyetçi Türkler
arasında bir menfaat ayrılığı yaratmalı. Türk fikri Pan Turanizm’dir, yâni
Türkistan’a geri gitmektir, İzmir ve Trakya’ya bakmazlar. Bu yüzden
Bolşevikleri tehlikeli, ve kendi düşmanları sayacaklardır. Mustafa Kemal’in,
bütün ihtirası doğu’dadır, şimdi Ermenistan’ı zaptetti ve Bolşeviklerle arası
açıldı. Türkler bize ihanet ettiler, Çanakkale’de binlerce insanımız öldü,
şimdi Türklerin ölümüne kim bakar
ISahife No: 375 Vesika
No: 316
’ '
25 Mart 1920
Mr. Smart’tan (Konsolos) Lord GranvHIe’e :
............................. Yunan Mekadonyasmdaki ekonomik duruma ;göre
Selanik bizim olmalıdır. Yunanlıların buradaki idaresi gayet kötüdür.
Yunanlılara merhamet ederim fakat vatandaşlarımın Yunanlılar hakkındaki ön
fikirlerine iştirak etmiyorum, bu peşin fikirler değersizdir, Türklerin
idaresi altındayken yabancılar çok avantajlı durumdaydılar ve bu avantajlarını
da Türklerin aleyhine kötü bir yolda kullandılar, şimdi bütün bu avantajlarını
kaybettiler. Yunanlılar her şeyi kendilerine almak istiyorlar. Aniden
kazandıkları büyük topraklar gayet anormal durumlar yarattı. Eski Yunanistan’ı
canlandırmak istiyorlar, fakat bunu gerçekleştirecek idare adamlarından
ımahrumlar ..............................
Sahife No: 378 Vesika
No: 318
5 Nisan 1920
Yunanlıların
Trakya ve Koria’yı işgali hakkında Mr. Leeper’in notu :
............................. Sulh anlaşmasına göre Yunanlıları Trakyaya
.sokacağımıza söz verdik. Bunu Türkler organize olmadan bir an önce
yapmalıyız. Yunan Ordusu müttefik ordularıyla birlikte Trakya’ya girip bu
hareketin müttefikler tarafından istendiğini Türklere açıkça göstermeliyiz
......
251
.'Sahife .No: 406 Vesika No: 336
4 Haziran
1920
Lord
Granville’den Lord Curzon’a :
.................. Amiral Kelly fevkalâde politik ehemmiyeti
-olan bir mesaj gönderdi çok dikkatli okumalısınız. Doğu Akdeniz’in emniyeti
için Yunanistan’a küçük fakat çok kıymetli bir donanma kurmalıyız.
Vesika
No: 336’ya ek : —Gizlidir—
Amiralliğin Yunanistan için teklif ettiği
gemiler : 2 hafif kravüzör, 6 destroyel, 2 H sınıfı
denizaltı, 2 mayın tarayıcısı, ayrıca paravanlar, dişliler, devamlı dalga,
telsiz setleri, torpidolar, yağ yakıt püskürtücüleri motor yedekleri ve daha 3
milyon sterlin değerinde gemi malzemesi. Ve 50 adet deniz teyyaresi. Yunan
Hükümetine bütün bunların verilme sebebi Türklerle yapılacak sulh anlaşmasının
gittikçe uzaması ve Yunan Hükümetinin her gün 3 milyon drahmi masraf yapmasıdır
Sahife No: 507 Vesika
No: 434
18 Kasım
1920
Lord Derby’den Lord Curzon’a :
.................. Bolşeviklerden yardım gören Kemalistlerin durumu
gayet vahim neticeler doğurabilir
Sahife No: 512 Vesika
No: 438
19 Kasım
1920
Sir E.
Crowe’den Mr. Cambon’a :
.................. Yunanlılar Türklerle yapılacak sulh anlaşmasından
en büyük avantajı istiyorlar. Ancak Türklerin hücumu halinde Yunanlılara yardım
edecek miyiz, yoksa onları tek başlarına mı bırakacağız?
Lord Curzon’un notu : Bazıları bana
Yunanlılarla, bozuş onları Trakya’dan ve İzmir’den at diyorlar. Mustafa
Kemal’le dost ol sulh anlaşmasını yırt at yerine oldukça kuvvetli bir Türkiye
getirecek tatminkâr bir anlaşma yap diyorlar. Fakat acaba şimdi bunu yapabilir
miyiz? Artık çok geç .......................
Sahife No: 514 Vesika
No: 43$
20 Kasım
1920
Mr. Nicholsen’in Yuııaıı durumu hakkmdaki notu
:
............................ Şayet Yunan kuvvetleri tamamen harekete geçer
ve neticesinde İzmir’i kaybederlerse bu çöküş ingi- lizlerin müthiş
aşağılaşması olacaktır. Şayet Türkler Boğazları ele geçirirse biz İstanbul’da
çok komik bir durumda kalacağız. Ayrıca Türkler ve Bolşevikler bize karşı
ayaklanacak
Sahife No: 529 Vesika
No: 441
25 Kasım 1920
Mr. Keogh’dan Lord Curzon’a :
............................. Dün gece Mr. Venizelos’la konuştum her ne
pahasına olursa olsun Sevres Anlaşmasının tatbikini istiyor
Sahife No: 550 Vesika
No: 488
20 Aralık
1920
............................ Şimdi bütün gözler Ankara’da Mustafa Kemal ile
Bolşeviklerin yaptığı anlaşmaya dikilmiştir. İtalyan- lar Türkiye’de hiç bir
askerî ve politik mesuliyet almadan ticarî avantajlar istiyorlar. Türkiye’yi
bir asırdır Akdeniz’de müdafaa hattımızın Önü diye kabul ettik. Şimdi
Türkiye çökmüştür. Coğrafi bakımdan
Yunanistan’ın yeri bizim gayemiz bakımından-emsalsizdir. Poİitik bakımdan
kuvvetli olduğu vakit bizim için sulhü korur, zayıf olduğu zaman ise harpte
bizim için şahane hizmetkârdır. Bu sebeple Sevres Anlaşması mutlak tatbik
edilmelidir. Bu aptal ve bâtıl inançlı ırkın hayâl ve arzulan okadar .sonsuzdur
ki İstanbul'u istemekte ve Kral Kostantin’in zamanında bunun olacağına
inanmaktadırlar .........................................................................................
.Sahife No: 574 Vesika
No: 518
15 Mart
1920
Mr. Wardrop’tan Lord Curzon’a :
..................... Majeste’nin Hükümeti Türklerle Bolşeviklerin
arasını mutlak açmalıdır. Kafkasya’dan bildirildiğine göre Türklerle
Bolşevikler arasında bariz bir rekabet vardır. Ve her iki tarafın halkı da
yorgundur ..........................
Sahife No: 575 Vesika
No: 519
15 Mart
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
..................... Azerbeycan Hükümetiyle Türk Milliyetçileri temas
halindedir. Azerbeycan’a silâh vermiyelim ...........................................
Sahife No: 586 Vesika
No: 531
6 Nisan
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
..................... Dağistan’da durum üçe ayrılmıştır. Türk taraftarları,
Bolşevikler ve Milliyetçiler ......
Sahife No: 589 Vesika
No: 533
11 Nisan
1920
Lord Curzon’dan Mr. Wardrop’a :
..................... Bogos Nubar Paşa ve Mr. Ahoroniyan beni zi-
yarete geldiler, kendilerini aptalca
hareketlerinden dolayı azarladım. Türkleri öldürmeleri için verdiğimiz silâhların
Azerbeycanhlara karşı kullanılmasının aptallığını anlattım. Şayet böyle
düzensizlik edip komşularına taarruz ederlerse Cemiyeti Akvam’m kendilerini
tutmıyaca- ğım anlattım
Sahife No: 590 Vesika
No: 534
12 Nisan
1920
Lord Curzon’dan Sir F. de Robeck’e :
—Gizlidir.—-
...... Ermenilerin kendilerini Türklere karşı
müda-, faa etmeleri için derhal Batum yoluyla silâh gönderilecektir
Sahife No: 590 Vesika
No: 53&
12 Nisan
1920
Lord Curzon’dan Mr. VVardrop’a :
............................ Ermenistan’a müttefiklerin silâh gönderdiklerini
derhal resmî olarak tekzip ediniz .......
Sahife No: 601 Vesika
No: 550
, 29
Nisan 1920
Kumandan
Luke’dan Lord Curzon’a :
............................ Ermenistan’a Türk — Bolşevik hücumu mümkündür.
Ancak Taşnakların Bolşeviklerle arası iyidir ...............................................
Sahife No: 629 Vesika
No: 590’
4 Temmuz 1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............................ Mr. Khatissian, İstanbul’dan Paris’e gitti.
Ma- jeste’nin Hükümetine Ermeniler adına derin minnet ve teşekkürlerini
bildirdi. 25.000 tüfek aldıklarını ayrıca Er-
meni Ordusunda 30.000 Rus yapısı tüfeğin ve bir
milyon: merminin bulunduğunu, Yunan ilerlemesi başlayınca Er- menilerin de
derhal taarruza geçeceklerini bildirdi ..................................................................................................
Sahife No: 635 Vesika
No: 602:
1 Aralık 1920
Albay
Stoks’dan Lord Curzon’a :
.................. Türkler Sarıkamış’ı, Kağızman’ı aldılar, İğdır’a
hücum ediyorlar. Ermenüer acele müdahale istiyorlar
Sahife No: 637 Vesika
No: 605
8 Ekim 1920
Albay Stoks’dan Lord Curzon’a : —Çok Gizlidir.—
.................. Bolşevikler Ermeni hududuna yığınak yapıyorlarmış,
bu Türk — Bolşevik plânının bir kısmı olacak. Bugün Fuat Bey ve Sait'Şâmil ile
görüştüm. (Büyük Şâ- mil’in torunu) Kuzey Kafkasya’da anti Bolşevik hareket
için para istediler. Bana kalırsa Türk — Bolşevik plânına mani olacak her şeyi
desteklemeliyiz. Fuat Bey anlaşmamızın çok gizli tutulmasını istedi .........................................
Sahife No: 645 Vesika
No: 615’e ilâve
6 Kasım 1920
Akdeniz Donanması Komutanlığından :
.................. Türkler Kars’ı aldılar, Türkleri doğu’da durdurmanın
en iyi yolu Yunanlıları Eskişehir’den Ankara-- ya yollamaktır
CİLT xm
(Bu cildin tetkiki tahditlidir. E.U.)
Sahife No: 1 Vesika
No: 1
12 Şubat
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............................... Müttefiklere karşı olan Türk millî hareketi
bir felâket halini alıyor, bu hareket doğu sualini tamamen ve yeniden ortaya
çıkarabilir. Bu hareket derhal, durdurulmalıdır. Şayet İstanbul ve İzmir’i
Türklerin elinden almağa karar verdikse bana müsaade buyrun halkı yapıştırıcı
beyanlarda bulunayım. Fransız ve Italyan meslektaşlarım da aynı şekilde teller
çekiyorlar .............................
Sahife No: 1 Vesika
No: 2
13 Şubat
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
General Milne, Konya’dan yolladığı haberde dinî
liderler halkı helecanlandırıyor, diyor. Marag hâdisesinden beri durumu
tehlikeli görmeğe başladım ........
Sahife No: 2 Vesika
No: 3
16 Şubat
1920
Lord
Curzon’dan, Amiral Sir F. de Kobeck’e :
............................... Açıkça Türkleri İstanbul’dan atacağımızı söyleyiniz,
Şayet Anadolu’daki gruplarımıza dokunurlarsa sulh şartları daha da ağır
olacaktır
257
Sahife No: 2 Vesika
No: 4
17 Şubat
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
..................... Fransızlarla aynı fikirde olmayı isterdim. Fakat
Fransızlar Türkleri tutar gibi görünüyorlar. Mustafa ; Kemal bir bildiri
neşrederek halkı şiddete dâvet etti. [ Türkler Fransızların yaptıkları
vahşetlerden şikâyet edi- l yorlar
I Sahife No: 4 Vesika No: 5
[ 22
Şubat 1920
I
Lord Curzon’dan, Amiral Sir F. de Robeck’e :
.................... Yunan Ordusuna Türklere taarruz etmeleri için
gerekli emir verildi .....................
Sahife No: 4 Vesika
No: 6
23 Şubat
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
►
Anadolu’daki bütün hareketler Mustafa Kemal
Paşa
tarafından millî hareketin parçaları olarak tertip- j lenmektedir. Müttefiklere
hücum edenler yalnız munta- ■> zam askerler değil, ayrıca milliyetçi çeteler
de var. Mil- i’ liyetçiler memleketlerine hiçte iyilik yapmıyorlar, kendi :
Sultanlarına ihanet ediyorlar. Halkın sulh içinde yaşamasına mani olup
müttefikleri kızdırıyorlar., Damat Ferit
j.
milliyetçilere karşı asker göndermek istiyor... Bizim al- f dığımız kararlara
hürmet etmiyen yegâne halk Türk hal- : kidir.
' Konya gazetesine Mustafa Kemal Paşa bir
mektup [ yazdı, Akbaş hâdisesini, Balıkesir’de müttefik nöbetçile- ■ rin
tevkifini milliyetçi arkadaşlarının zaferi olarak ilân ' etti. Milliyetçi
harekete hücum eden iki Ermeni gazeteci öldürüldü
F. — 17
258
Sahife No: 8 Vesika
No: 7'
24 Şubat
1920
.................................. İzmir bölgesinde Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi
bizi memnun ediyor ...................
x Sahife
No: 9 Vesika
No: 10
5 Mart
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
.............................. Bütün müttefik kumandanları aşağıdaki meseleleri
görüşeceğiz ;
1 — Adana
havalisindeki durum vahamete gidiyor;
2 — Fransızlarla
milliyetçiler arksında olan hâdiselerden İstanbul’daki Türkleri mesul tutmak
karışıklık çıkartır.
3 — Adana bölgesinde
(Mersin) bahri gösteri yap*- mak hiçbir fayda sağlamaz.
Türkiye’nin mukavemeti dahildeki hristi'yanîar
için* tehlike yaratıyor. îtalyanlar ve Fransızlar Türklere karşı: bir tedbir
alamıyorlar. İstanbul’un işgalinde büyük fayda. vardır ...............................
Sahife No: 10 Vesika
No: İli
5 Mart
1920
Lord
Derby’den Lord Curzon’a : —Çok
gizli ve
.............................. Fransız Hariciye Vekiliyle görüştüm, İstanbul’un
işgâlinden müthiş korkuyor ve bütün Türkiye’de karışıklıklar olur diyor. Bu
mevzuda size bu gece yazacağım. (Sözü geçen mektup açıklanmamıştır.)
259
Sahife No: 11 Vesika
No: 12
5 Mart
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a : —Çok acele’dir.—
.................. Türk Hükümeti istifa etti. Tevfik Paşa’ya hükümet
kurması teklif edildi. Bu teklifi kabul etmedi. İzzet Paşa Milliyetçiler’den
müteşekkil bir hükümet kurabilir. Fransızlar en emin insan olarak Bahriye
Nâzın Salih Paşa’yı teklif ediyorlar
Sahife No:
11 Vesika
No: 13
5 Mart
1920
Lord Curzon’dan Fransız Büyükelçisine :
.................. Fransız Hükümetinin müttefiklerden ayrı hareket
etmeğe çalışıp Türk menfaatlerine yakm hareket ettiğini, ayrıca Filistin’de
Siyonist politikaya karşı çıkıp Suriye’nin birleşmesi > lehinde olduğunu
görüyoruz. Müşterek menfaatlerimizi düşünelim.
İlâve :
1 — Fransızlar Türk sulhü ile ilgili olarak şunu
söyledi: Biz Türk — Fransız dostluğunu unutmuyoruz. Türkiye’nin en talihsiz
olduğu şu günde yardım elimizi uzatmak istiyoruz, Fransa ananelerine ihanet et-
miyecektir...
Bu
propaganda Türkler’in gözünde Fransız prestijini arttırıp İngiliz prestijini
düşürmektedir.
2 — Fransız Devlet Reisi Pichone,
Türk tahtının varisine telgraf göndererek, Fransa ananelerini unutmayıp Türk
menfaatlerini koruyacaktır, dedi.
3 — İstanbul’daki Fransız kumandanı
İngiliz kumandanını küçük düşürmeğe çalışıyor.
4 — Fransız kumandanı, Peyam ve
Sabah gazetele
rine demeç vererek müttefiklerin Fransız
görüşünü kabul ettiğini ve Türklerin İstanbul’da kalacağını söyledi .................................................
260
Sahile 'No: 14 Vesika
No: 14
7 Mart 1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a : —Çok acele’dir.—
............................. Başvezir milliyetçi hareketlere karşı çaresiz
olduğunu söyledi. İstikbal gittikçe karanlık görünüyor. İstanbul’u derhal
işgâl edip polis, jandarma, posta idaresi v.b., yerleri kontrol altına almak
lâzım ..............
Sahife No: 17 Vesika
No: 17
9 Mart
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............................. Boğazların milletlerarası bir hale getirilmesi
ve Türkiye’nin tamamen malî kontrol altına alınmasına razıyım. Fakat İzmir’in
ve Trakya’nın Yunanlılara verilmesi beni ciddi şekilde endişelendiriyor. Bütün
bunlar ön Asya’da çok fazla kanlı olaylara sebep olacaktır. Türkler Yunan
idaresi ~ altına girmezler, bilhassa Yunanlıların İzmir’de yaptıkları
kepazeliklerden sonra. Mr. Venizelos Yunanlıların kudretini bu yoldan ispat
edemez, kendisi tam bir Yunanlı bile değildir. İngiliz subayları ve bizim
adamlarımız Türkleri öldürmekte, Yunanlılarla iş . birliği yapıyorlar. İngiliz
halkı bunu öğrendiği zaman rahatsız olacaktır. Biz Yunan menfaatini böyle
korumağa devam ettikçe Türkler Bolşevikler’den silâh alacaklardır ve Ön Asya
ateş içinde kalacaktır. Bizim Türklere gösterdiğimiz bu şiddet anlaşılır şey
değildir. Bizim iyi ismimiz, şerefimiz ve Orta Doğu’daki bütün menfaatlerimiz
tehlikededir, bana inanınız .............................
Sahife No: 20 Vesika
No: 18
9 Mart 1920
Mr. Kerr’den Mr> CampbelFe :
............................. Venizelos, Türklere sulhü zorla kabul ettir-
inekte İsrar ediyor. Mustafa Kemal bir
blöf’tür, diyor. Türkler bir zamanlar Balkanlar’da ve Asya’da milletlerarası
bir kuvvettiler ve şimdi nihai olarak ezilmelidir- ler. Şayet İtalya ve Fransa
asker göndermekten korkuyorsa Yunanlılar İngilizlerle birlikte Türkleri
ezebilir, Yunanlılar Afyon’a ilerler ve Türk Hükümetinin sulhu imzalamasını
sağlar ..............................................
Sahife No: 22 Vesika
No: 20
12 Mart 1920
Lord
Curzon’dan Mr. Lindsay’a : (Washington)
................... Adana”da iki Amerikan vatandaşı öldürüldü ve
Fransızlar Maraş’ı terk mecburiyetinde kaldılar. Fran- sızlar Adana’ya (Mersin)
donanma yolladılar. Milliyetçilerin lideri sulh şartlarını çok ağır
bulduğundan direniyor. Türklere İzmir’i, Doğu Trakya’yı ve Ermenistan’ın bir
kısmını bırakarak Sultan’m milliyetçilerden kurtulmasını istiyelim mi?
Amerikan Hükümeti Türkiye’deki menfaatleri dolayısıyla mesuliyetlerin de bir
kısmına iştirak etmelidir. Biz bunu çok iyi karşılarız
Sahife No: 26 Vesika
No: 23
15 Mart 1920
Türkiye’deki genel durum hakkında Generallerin
bildirisi : —Gizli—
................... a — Politik durum : Bütün politik
kudret milliyetçi liderdedir.
b —
Moral durum : Halkın
çoğu harplerden yorgundur. Bununla birlikte vatanlarını korumak için müthiş
bir şekilde savaşacaklardır.
e — Malzeme :
1 — Susan : Bütün ordu birlikleri milliyetçilerle birleşmişlerdir.
2 —
Malzeme : Norma! birlikler (iyi silâh!’. iyi besili) 3-6 ay dayanabilirler.
’ 3 —
Haberleşme : Telgraf tesisi fena değildir. Doğu ile-Batı arasında haberleşme
vardır. Erzurum, Van, Ka- rakilise ve Beyazıtta 4 adet telsiz vardır.
4 — Uîaşım : Ankara
demiryolu ■ Türklerin kontro- lündedir. Fakat yakında malzeme sıkıntısı
çekeceklerdir. Bunlarda Ereğli kömürü ve odun yakıt olarak kullanılmaktadır.
Motorlu vasıtaları hiç yoktur, at ve katır çok az'dır.
d — Askerî kontrol ve teşkilât: Ankara, Sivas ve
Erzurum’da kâfi derecede organize olmuş vaziyetteler. Konya’yı terk edersek
orayı da üst olarak kullanacaklardır.
e—
Milliyetçi hareketlerin genişlemesi : İzmir, Trakya ve Adana gibi Ermeni ve Avrupalı
askerlerin baskı yaptığı yerlerde bilhassa artmaktadır.
f — Komşu halk : Araplar, aynı
dinden olan Türklere sempati gösteriyorlar, milliyetçi hareket onlara tesir
ediyor. Fakat Türklere yardım edecekleri sanılmıyor.
Kürtler : İki
kısımdır. Türkleri tutanlar ve İngiliz, Fransız tesirinde kalanlar.
Azarbeycan : Türklere
sempati duyuyorlar. Ermenilere çok teşekkür edilir ki, bunların ve Tatarların
Türklerle birleşmesini önlüyorlar.
II — Psikolojik ve hissi:
a —
İstanbul’un Türklerin elinde kalmasını isteyen Müslümanların düşüncesini
anlamak çok zor. Herhalde Hindistan, Mısır, Arabistan, Afganistan, Mezapotamya,
Suriye, ve Azerbeycan’da üstün zümreyi teşkil eden Türkler propaganda yapıyor
olmalı. Şüphesiz mahallî hâdiselerin esas sebebi, İzmir’e Yunanlıların
çıkması, Büyük
263
'Ermenistan’ın
kurulması fikri ve Adana’ya Hristiyan askerlerin sokulması olaylarıdır.
b —
Karakteristikleri : Türkler müthiş savaşçıdır. Bilhassa memleket müdafaasında.
Ordudaki subaylar çok iyi yetişmişlerdir ve iyi organize olmuşlardır.
Milliyetçi çetelerin silâhları vardır, cephaneleri azdır. Hiç ulaştırma vasıtaları
yoktur, buna rağmen inanılmaz bir hareket kabiliyetleri vardır.
4 — Milliyetçilerin yapabilecekleri
hareketler : Milliyetçi çeteler haberleşme imkânsızlıkları ve maddî güçlüklere
rağmen aşağıdaki yerlere hücum edebilirler.
a — Trakyadaki Yunanlılara.
b —
İstanbul’da ayaklanmalar, İzmir’deki Yunanlılara hücum.
e — Adana’daki Fransızlara hücum.
d — Ermenistan’a hücum.
e — Mezapotamya’ya hücum.
f —y Gerilla metotları tatbiki.
5 —
İstanbul ve Trakya :
1) Batı Trakya: 9 Yunan bölüğü,
Xanthİ’de 3500 silâh.
2) Gümülcüne’de 3 batarya 3500 silâh ve
3 squad- ron, bir batarya Italyan bir kampani.
3) Doğu Trakya : Türkler 2500 silâh ve
kaba bir tahminle 30.000 silâh çetecilerin elinde.
Müttefikler
: İstanbul demiryolu üstünde bir Yunan bataryonu.
Edirne’de 2 Fransız Squadron’u, Edirne halkının % 75 Türk olup
silâhlanabilirler.
İstanbul
bölgesi : Umumî bir ayaklanma halinde . 20.000 kadar
silâh çıkartabilirler. Müttefikler karada 24.000 silâh ve denizde bütün
donanma.
6 — Aydın Vilâyetinde Yunanlılar : Türkler 17.000 kişiye sahip fakat Anadolu
demiryolu üstünde 60.000 kişi olabileceği tahmin ediliyor. Yunanlıların 60.000
Ba-
Türklerin
üstün durumu : ......
a —
Yunanlıların stratejik durumu iyi değil.
b — Yunanlıların işgal sırasında kullandığı
metotlar' bütün halkı milliyetçilerle birleştirdi, ayrıca Yunanlıların moral
durumu iyi değil.
Türklerin dez avantajları :
a — İzmir bölgesinde çok fazla yerli Rum
olması.
b — Yunan kuvvetlerinin iyi organize olması.
c —
Müttefikler tarafından her çeşit yardımın yapılması.
7 — Adana Bölgesi:
7.000 milliyetçi var, bir ayaklanmada 20.000 olabilir. Müttefikler ise 30.000
kişi.
8 — Ermenistan: T8.500
milliyetçi kuvvete karşı 20.000 kişilik Ermeni ordusu ve 36 dağ topları (80.000
tüfek) leri var.
9 — Kuzey Mezapotamya:
Türkler 2.400 kişi, müttefikler bir Hint bölüğü. (Divişion)
10 — Pasif Mukavemet ve
Gerilla tehdidleri: Zaman Mustafa Kemirin lehinedir. Yunanlıların Anadolü- da
savaşması, depolara hücum, demiryolunu bloke etmek, Rus Ermeni sınırını kontrol
etmek, müttefiklerin karaya asker çıkartmasına mani olmak, Fırat’ta İngilizlere
karşı Araplarla birleşmek ve Adanada Fransızlarla savaş, bütün bunlara mani
olmak istiyorsak tam teşekküllü ordular göndermemiz gereklidir.
1) Türklerle
yapılacak sulh anlaşması:
1 — Bütün Avrupa
Türkiyesi Yunanlılara verilecek.
2 — İzmir Yunanlılara
verilecek.
265'
3. —
Kürdistanda Türklerin hiç bir hakları kaimi- yaeak.
5 __ Trabzonla Erzincan arasında
40 mil mesafe askersiz hale getirilecek. Bütün bunlara ilâveten Türkiye
Mezapotamya, Suriye, Filistin ve Arabistan üstündeki haklarından vaz geçecek.
2) Türkler bunlara karşı ne
yapabilir:
a —
Sulhu imzalamaz.
b —
Genel bir ayaklanma olur ve Anadoluyla Trak- yadaki bütün Hristiyanları
keserler.
c —
Türkler Avrupada Bulgarlarla hirleşip Yunanlılara karşı harekete geçerler.
d —
Asya'da Araplarla ve Bolşeviklerle birleşebilir- ler.
3) Müttefiklerin müşterek
hareketi:
a —
Trakya’daki Hristiyanları Fransızlar koruyacaktır.
b —
Yunanlılar îzmirden Konya ve Eskişehir’e İler-' liyeceklerdiı.
c —
Fransızlar Adana’dan Maraş istikâmetine iler- liyeceklerdir.
d —
Aydında İtalyanların Türklere karşı ilerlemesi beklenemez. Kafi ölçüde kuvvet
bile temin edemediler.
e —
İstanbul, boğazlar ve Karadeniz İngilizler tarafından korunacaktır.
f —
Kürdistanda durumdan emin olamayız, Kürt- ler bile ne istediklerini
bilmiyorlar.
g —
Ermenistan, İErzurum Türklerin en kuvvetli kalelerinden biridir ve çok büyük
bir Türk toprağının Er- menilere verilmesine göz yummazlar. Üstelik Ermeni ordusunun
çarpışma kabiliyeti çok azdır. Şayet bu bölgeyi Ermenilere vermek İstiyorsak
mutlak silâhla müdahale * etmemiz lâzımdır. Blokaj ve ticareti kesmek Anadolu
gibi fazlasıyla kendi kendine yeten bir memleket için
hiç bir
şey ifade edemez. 1916’da Ruslar iki misli kuvvetle bile bu bölgelerde ile
diyemediler. Şimdi bizim ilerlememiz için Türklerden çok daha fazla kuvvetli
olmamız zaruridir. Bu bölgeler bizi yıllarca uğraştırır,
4) İngiliz kaynakları :
Ermeniler
İçin lüzumlu askerî malzemeyi nereden bulacağımızı söyliyemeyiz. Bugünkü
İngiliz kuvvetleri İngiliz imparatorluğuna zorlukla yetmektedir,
5) Karşı koyma
hareketlerinin birden patlaması hali :
Yunanlılar
Anadolu demiryolunda ilerlemeğe başlarsa Türkler Aııadoluda yaşayan
Hristiyanları Öldürebilirler. Aynı derecede eminiz ki Ermeni ve Rum’lar da silâhsız
Müslümanları öldüreceklerdir. Bu hâdiseler bir ;kere başladımıydı artık
durduranlayız.
6) Diğer Müslümanlara tesiri :
Filistin,
Mezapotamya ve Hindistan müslümanları Türklere imzalatılan bu çok ağır
anlaşmayı iyi karşıla- mıyacakl ardır. Bu sebeple imzadan çok evvel bunları
tehdid etmeliyiz.
7) Netice :
Müttefikler hazır olmadıkları bir askerî
durumla ^karşılaşabilirler. Sulh şartları bu memlekete sulh getir- miyecek
kadar ağırdır. Ingiliz imparatorluğu bir zamanlar Türk imparatorluğunun olan
bütün bölgeleri elde etmiştir. Ve bütün mes’uliyetlere hazır olması gerekir.....................................................................................
Nahife No: 38 Vesika
No: 24
16 Mart
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............................. 16 Mart
sabahı İstanbul işgal edildi :
1 — Saat 10 da
müttefikler İstanbul’u işgal ettiler.
2 —> Askerî otoriteler
her tedbiri aldı.
267
3 — Harbiye ve bahriye nezaretleri
işgal edildi. Postahaneler, telefon ve telgraflar kontrol altına alındı. Baş
vezir büyük bir hayrete düştü. Sultan müttefiklerle çalışmaktan hoşlandığını,
fakat işgale üzüldüğünü bildirdi. Muhtelif tevkifler yapıldı, mukavemet
gösteren beş Türk askeri öldürüldü. Bir de İngiliz öldü. General Wilson, karşı
koyan herkezin en şiddetli cezalandırılacağını bildiren bir beyanname yayınladı.
Türk halkı şimdilik iyi hareket ediyor
Sahife No: 40 Vesika
No 25
17 Mart 1920
Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
.................... Trakyadaki Türk birliklerinin kumandam olan
Albay Cafer Tayyar, İstanbul’un işgali üzerine :
1 — Edirne’nin kontrolünü üstüne
aldığını ve İstanbul’un emrini dinlemiyeceğini,
2 — Aynı şekilde İzmit’i de
kontrol ettiğini,
3 — İstanbul’a giden bütün telgraf
hatlarını kestiğini bildirdi.
Ayrıca
General Milne’ye şu haberi gönderdi.
1 — Edirne vilâyeti sulhü kabul
etmez.
2 — Kuvvet yolanmağa kalkarsa
karşı koyacağı.
3 — Bu hür vilâyette
Hristiyanlarm hayatını korumayı ümit ettiğini,
4 — Bütün kuvvetiyle karşı
koymaya devam edeceğini, bildirdi
Sahife No: 43 Vesika
No: 27
18 Mart 1920
Amiral
Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
.................... Anadolu hareketinin sebebi Yunan işgali ve
yaptığı dehşet verici hareketlerdir. Ayrıca büyük Erme-
268
ııistan
ve Rum Pontus devletlerinin kurulması bu hareketin sebebidir.
Sahife No: 44 Vesika
No: 29
21 Mart
1920,
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
............................... Müttefik komserinin yayınladığı bildiri :
z Türk hükümeti 5,5 sene önce birleşme ve
ilerleme (İttihat ve Terakki partisi) komitesi tarafından harbe sokuldu. Ve
sonra ateş kes sırasında memleketten kaçtılar. Şimdi gene bu komite
milliyetçiler adı altında sul- he ve hükümete karşı koyuyor, yorgun Türk
halkını harbe sürüklüyor. Biz Osmanlı kalplerine huzur vermek İstiyoruz,
milliyetçiler bir türlü durmak bilmiyorlar. Şayet Allah saklasın Hristiyan
katliâmı devam ederse sizi İstanbul’dan atacağız ve bu şahısları tevkif
edeceğiz, sultanın vaziyeti tehlikeye girecek..................................................................................
Sahife No: 47 Vesika
No: 31
25 Mart
1920
Lord
Curzon’dan Amiral Sir F.de Kobeck’e :
............................... İstanbul’a yiyecek yollıyabilmemiz çok şüphelidir,
Türkler İstanbul halkını açlıktan öldürmek istiyorlarsa bize ne. Yalnız
İngilizler için nasıl bir tedbir alabiliriz ?...................
Sahife No: 47 Vesika
No: 32
25 Mart 1920
Amiral
Sir F. de Robeczk’ten Lord Curzon’a :
Türklerle
yapılacak sulh konuşmasının gene geri bırakıldığı haberini aldım. Amerikan
hükümeti öncülük yapmak istiyor. Wilson Türklerin İstanbul’dan atık
| 269 ması için İsrar ediyor,
bukadar şiddetli tedbirler silâhlı
• çatışmaya sebep olur........
Sahife No: 49 Vesika
No: 33
26 Mart
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
.................... Kürdistan Türkiye’den tamamen ayrılıp hür
olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin menfaatlerini bağdaştırabiliriz. îstanbuldaki
Kürt Kulübü başkanı Said Ab- dül Kadir veya Paristeki Kürt delegesi Şerif Paşa
emri- . mizdedir
Sahife No: 49 Vesika
No: 34
29 Mart
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
................. Kürtlerin çoğu bir başkan tarafından idare
edilmek ister, buna rağmen Şerif Paşa Kürtler üstünde hiç bir tesiri yoktur.
Şerif Paşa üstünde hiç vakit kay- \ betmeyiniz.................
; Sahife No: 51 Vesika
No: 36
30 Mart
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
L .............. Başvezirden Mustafa Kemal’i kötüleyen ve on-
lann hükümetin emrine karşı gelen asiler
olduklarım bildiren ve halkın hükümete iteati gerektiğini anlatan : bir yazı
aldık
Sahife No; 52 Vesika
No: 37
30 Mart
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
................. Şimdiki kabine mümkün olduğu kadar yerinde
kalmağa
uğraşıyor. Millî harekete muhalif olanlar ise» bunları yerlerinden
uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Muvaffak olurlarsa :
1 — Tevfik Paşa veya
onun kadar ehemmiyetsiz bir kabine kurabilir.
2 — Kabine millî
harekete tam mânâsiyle karşı koyabilir bu taktirde Damat Ferit başa
geçecektir.
3 — İstanbul’da hiç
hükümet olmaz ki, bu bizim işimize gelmez.
İstanbul’un işgal şoku geçmek üzeredir, Türkler
harekete geçtiler Yunanlıların ilerlemesi nefreti büsbütün ; arttırdı. Sulh
biran Önce imzalanmalıdır
1 Nisan
1920
Türklerle
yapılacak sulh anlaşması hakkında, generallerin toplantısı :
1 — Sulh konferansı
biran önce yapılmalıdır.
2 — Türklerin
tahammül edecekleri bir sulh tercih ederiz.
3 — Türklerin
tahammül edecekleri sulh: İzmir,. Doğu Trakya ve Doğuda bazı bölgeleri içine
alır.
4 — Yunanlılar büyük
bir ihtirasa sahip oldukları halde umumî durumda bir değişiklik yapamazlar,
ancak mahallî tesire sahip olabilirler. Türkiye’nin çok uzak bölgelerinde olan
Ermeniler için hemen hemen hiç ümit yoktur.
6 — Türkiyeye tesirli bir blokaj koymamıza imkân
yoktur.
7 — Yunan ordusunun
Anadoluyu işgali Türkleri müthiş rahatsız etmekte ve bunu çok şerefsiz bir
askerî hareket saymaktadırlar. Ermenistan için yapacağımız; hiç bir şey yoktur
ancak silâh yollarız.
8 —• Ermenistan’a samimî bir
şekilde kendi kendilerine yetmeleri tavsiye edildi. Adanadaki Etmenden Fran- -
sız himayesi altındadırlar.
9 — Bizler Yunan menfaatlerinden çok Ingiliz menfaatlerini
düşündüğümüzden Yunan ihtiraslarına bir son verilmelidir. Aksi halde
müttefikler büyük bir askerî harekete hazırlanıp Türkiyeyi tamamen ortadan kaldırmalıdırlar.
10 — Türkiye ile derhal sulh
imzalanmalı aksi hal
de Türklerin bile tahayyül edemiyecekleri kadar
çok Hris- tiyan öldürülür ve bu da İngiltere’nin prestijinin sıfıra in- -
diğini gösterir
Sahife No: 57 Vesika
No: 41
3 Nisan
1920
Lord Curzon’dan Amiral Sir F.de Kobeck’e :
................ Mustafa Kemal’e Ermeni hayatlarına karşı bir
çok arkadaşının rehine olarak elimizde olduğunu hatırlatırız
Sahife No: 57 Vesika
No: 42'
3 Nisan
1920
Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
................ Türk hükümeti istifa etti yeni başvezir henüz
seçilmedi, Tevfik Paşa veya Damat Ferit olabilir...........................................................
Sahife No: 60 Vesika
No: 46
5 Nisan
1920
Mr. Lindsay’dan (Washington) Lord Curzon’a :
................ Amerikan senatosu Ermenistanın mandası işini
görüştü. Beş yılda 757 milyon dolar verecekler, ilk başlangıçta 59.000 kişilik
bir ordu yollanacak daha sonra.
:272
200.000
kişiye çıkacak. Amerikan kuvvetlerinin başına General James G. Harbord
getirilecek, ayrıca bütün Türkiye’nin mandası için de müzakereler
yapılmaktadır......
s
Sahibe No: 61 Vesika
No: 48
11 Nisan
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
.......................... Damat Ferit 7 nisanda bana geldi, millî hareketi
bastırmak için her çeşit moral baskıyı kullanacağını söyledi. Millî harekete
karşı organize edilen Aznavur hükümetin elinde ilk silâhtır. Aznavur Bandırmayı
istilâ etti. Hükümet onu Balıkesir valisi tâyin etti ve ayrıca İngilizlerden de
yardım istedi. Ben, milliyetçileri ezmek için yeni hükümete her yardımı
yapacağımı söyledim...........................
Sahife No: 62 Vesika
No: 50
15 Nisan 1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
.......................... ı
Hükümet milliyetçileri lânetleyen bir bildir yayınladı. Ve millî harekete
karşı bir seri Fetva ilân etti. Tercümelerini gönderiyorum. Diğer taraftan
Aznavur Bandırmada ilerlemektedir....
Sahife No: 64 Vesika
No: 54
23 Nisan
1920
Amiral
Webb’den Lord Curzon’a :
.......................... Aznavur Gönende büyük bir yenilgiye uğradı, kendisini
bir daha toparlıyacağmı sanmıyorum... Cafer Tayyar İstanbul’a gelmiş,
Trakya’nın Yunan işgaline tahammül edemiyeceğini söylüyor...
m
‘Sahife No: 67 Vesika
No: 58
30 Nisan
1920
Mustafa
Kemal Paşadan Lord Curzon’a :
........................ Büyük Millet Meclisini Ankarada açtıklarına f
ve İstanbul hükümetini tanımadıklarına dair Fransızca I' yazılmış bir
mektup’tur
Sahife No: 70 Vesika No: 62
11 Mayıs
1920
Sir A.
Geddes’ten Lord Curzon’a (Washington)
İ ..................... Amerikan Reisicumhuru ve Devlet Bakanı
i;
Türkiye”nin mandasını almağa pek hevesli
görünüyor- > lar
f Sahife No: 71 Vesika
No: 63
16 Mayıs
1920
Sir A.
Geddes’ten Lord Curzon’a :
........................ Amerikan
hükümeti Ermenistamn Adana’da dahil korunmasını istiyor. Silâh, cephane,
Demiryolu ve her türlü malzemeyi buraya sevk edecekler. Boşaltım Karadeniz
limanlarına Amerikan bahriyesi tarafından ve Amerikan donanmasının himayesinde
yapılacak. Amerikan hükümeti resmen Ermeni mandasını kabul etmiyorsa da
hudutları her türlü garanti altına almaktadır. Türklerin yapacağı en ufak bir
hareket Amerikalılar tarafından bastırılacaktır. Ben bu hareketin daha çok hir
iç politika olduğunu sanıyorum.........................................
Safihe No: 81 Vesika
No: 76
4 Haziran
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
........................ Mustafa Kemal ile Fransızlar ateşkes konuş-
F. — 18
ması yapıyorlar, Fransızlar Mustafa Kemal’e
Adanayı istemediklerini söylüyorlar.....................................................................
Sahife No: 83 Vesika
No: 79'
10 Haziran
1920
Amiral
Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :
................................ İzmitte hükümete sâdık askerler
milliyetçilerle İngilizleri yüz yüze bırakıp çekildiler. İzmit’i terk eder-,
sek İstanbul milliyetçilerin eline düşer
Sahife No: 84 Vesika
No: 80
10 Haziran
1920
Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a
—Gizli—
................................ Başvezir istikbaldeki Türk devleti için
İngiliz himayesini istedi. Ve yeni yetişecek Prensin tamamen İngiliz dostu
olarak yetiştirileceğini söyledi...;..
Sahife No: 85 Vesika
No: 81
13 Haziran
1920
Amiral
Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
................................ Başvezir millî hareketi bastırmak için 7 ilâ,
50.000 arası bir kuvvet çıkaracağını söyledi. Biz bunu ancak sulh imzalandıktan
sonra kabul edebiliriz................................
Sahife No: 86 Vesika
No: 84
16 Haziran
1920
Amiral
Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
................................ Biz, Türklerle savaşa başladık bu savaşa devam
edecek miyiz? Yunanlıları derhal harekete geçirmek lâzımdır, bu şekilde milliyetçileri
İzmitten uzaklaştırırız..,
275
Sahife No: 87 Vesika
No: 86
17 Haziran
1920
Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
......................... Müttefikler şunu anlamalı ki: Hemen hemen
bütün Türkler milliyetçidir. Bu hükümeti atıp yerine milliyetçileri getirelim.
Mustafa Kemal’in askerleri Gebze’ye kadar geldi. Haydarpaşa ve Üsküdar’ı
Kemalistlerin basmasından korkuyoruz.......
Sahife No: 91 Vesika
No: 90
23 Haziran
1920
Lord Derby’den Lord Curzon’a :
......................... Fransızlar İzmit’i milliyetçilere karşı
müdafaaya karar verdiler bunu milliyetçilerden çok korktuklarından yapacaklar
Sahife No: 95 Vesika
No: 9-1
26 Haziran
1920
Amiral Sir F. de Roberck”ten Lord Curzon’a :
— Çok aceledir. —
......................... Biz şimdi Türklerle savaş halindeyiz Türklere
yenilirsek bütün tesirimizi kaybedeceğiz, Fransızlar birinci plâna çıkacak.
Fransızlar ateş kes için Adanada Mustafa Kemal’le temas halindeler....
Sahife No: 96 Vesika
No: 96
27 Haziran
1920
Lord Derbey’den Lord Curzon’a :
......................... Türklere karşı birleşecek savaşacak askerler
100.000 Yunan 30.000 İngiliz, 18.000 Fransız ve 2.000 İtalyan’dır
:276
Sahife No: 98 Vesika
No: 98
Lord
Curzon’dan Sir Buchanon’a :
................................ îtalyanlar Mustafa Kemal île temasa geçtiler.
Bu milliyetçi lider İtalyan generaline şunları söyledi: Harbin en felâketli
neticesi İngiltere’nin üstün bir kuvvet haline gelmesidir. Fakat bu üstünlük
yanlış anlaşılmaktadır. Bugün kudretinin en yüksek noktasında görünen
İngiltere düşmeğe hazırdır, sallanmaktadır. Ve İs- lâmm vazifesi onu yere
sermektir îtalyanlar Almanya ile birlikte îngiltereye karşı Avrupa dengesini
kurabilirler. Asya’nın her tarafındaki ve Mısır’daki müslümanlar bu sonu
getirmek için çalışmalıdırlar...................................
Sahife No: 101 Vesika
No: 99
17 Temmuz
1920
Amiral
Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
................................ Ferit Paşa beni ziyaret etti. Türkiyeye imza
ettirilmek istenen sulh şartlarının bir ölüm fermanı olduğunu söyledi. Halkın
bütün ümidi İslâm dünyasınca ve Bolşeviklerdedİr, Kemalistlerin Yunan
ilerlemesine dayanmasına imkân yoktur. Köylüler çok yorgundur, Yunanlılar
Ankaraya, Sivas’a hatta Erzurum’a kadar mukavemet görmeden gideceklerdir. Bunun
için hiç bir çare görmediğimden anlaşmayı imzahyacağım, dedi
Sahife No: 103 Vesika
No: 100
21 Temmuz
1920
Mr.
Fitzmaurîce’in Türk esirleri hakkmdaki notu:
................................... Buradaki esirlerin hepsi Kemalist milliyetçilerden
tarafadır. Şayet bunları serbest bırakırsak İngiltere’nin düşmanı
Kemalistlerin bir zaferi sayılacaktır................
m'
Sahife No: 108
Vesika No: 103
28 Temmuz
1920
Amiral
Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
' .......................... Kürt meselesi
hakkında sizin fikrinizi biliyo
rum, daha kat’î bir karara varmanız için bunu
yazıyorum. Damat Ferit bana geldi, sulh anlaşmasına göre Kürtler ayrı bir
devlet olacaklardır, Kürt liderleri Mustafa Kemal’i sevmezler çünkü o
Bolşevikliği getirmek istiyor. Siz Mustafa Kemal’den nefret ediyorsunuz çünkü
o sizin yaptığınız anlaşmayı kabul etmiyor, o halde Kürt- leri Mustafa Kemal’e
karşı birlikte kullanalım, dedi...........................................
Sahife No: 109 Vesika
No: 105
20 Temmuz
1920
Sir G.
Buchanon’dan Lord Curzon’a :
......................... Kıbrıs adası Yunanlılara verilirse Majestenin
hükümetine her hizmeti yapmağa söz veriyorlar............................................................
Sahife No: 112 * Vesika No: 108
29 Temmuz
1920
Lord
Grandville’den Lord Curzon’a :
......................... Yunanlıların Doğu Trakya’da sür’atle ilerlemeleri,
Edirne’nin zaptı ve Albay Tayyar’m esir edilmesi burada korkunç şenliklere
sebep oluyor. Bir nevlî delilik buhranı içindeler. Bütün gazeteler İstanbul’u
Yunanistan için istiyor, Majeste’nin hükümeti en yüksek prej- tisini yaşıyor.
Yunanlılar Trakya’da ve Anadolu’da İngiltere’nin sayesinde ilerlediklerini
biliyorlar ve halk sokaklarda beni alkışlıyor
278
Sahife No: 113 Vesika
No: 110
1 Ağustos 1920
Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
.................................. İstanbul’da vaziyet karışık, herkez Başvezir’e
hücum ediyor. Şehül İslâm ve Ticaret Bakanı (Geçen sene Konya Vahşiydi, Milliyetçilerin
baş düşmanı) Şayet Damat Ferit yerinde kalabilirse bize çok faydalı olabilir.
Fakat halk çok muhalefet gösterirse onu orada tutmanın faydası yoktur
Sahife No: 114 Vesika
No: 111
1 Ağustos
1920
Sir G. Buchaııon’dan Lord Curzon’a :
.................................. Kıbrıs ancak İtalyanların müsadesiyle Yunanlılara
verilebilir. Her halde 5 ile 25 sene arasında plebisit yapılacak, Kıbrıs’ı
Yunanistan’a verebiliriz
Sahife No: 115 Vesika
No: 112
3 Ağustos
1920
Lord
Curzoıı’dan Sir G. Bııchanon’a :
.................................. Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesi İtalya’nın
mü- sadesi olmadan gerçekleşemez, yakın bir gelecekte bu gerçekleşecektir.
Bundan ürkmesinler
Sahife No: 122 Vesika
No: 120
12 Ağustos
1920
Lord
Curzon’dan Lord Granville’ye :
.................................. Yunanlılar divanı harp tehdidiyle İzmir’de Yunan
parası kullanıyorlar. Sulh anlaşmasının 77 inci maddesine aykırı olan bu
durumda İsrar etmemelerini Yunanlılara hatırlatırız
279
Sahife
No: 124 Vesika
No: 122’ye ilâve
4 Ağustos 1920
Kraliyet Adliyesinin tebliği :
Mazlum.
Edip Bey, Abdullah Cemal Efendi, İbrahim Hakkı Bey, Tevfik Mehmet, Tevfik Ahmet
Beylerin harp kanunlarına göre idamlarına karar verildi.
Sahife No: 132 Vesika
No: 130
28 Ağustos 1920
Amiral
Sir E. de Roberck’ten Lord Curzon’a :
.......................... Başvezir’in İsrarla para istemesi üzerine,
Fransız, İngiliz ve İtalyan komserleri Türkiye’nin malî durumunu tetkike
başladılar. Türk memurları maaş almazlarsa rahatsızlık ve karışıklık
çıkacaktır, buna müsaade edemeyiz
Sahife No: 153 Vesika
No: 132
3 Eylül 1920
Lord Curzon’dan Sir G. Buchanon’a ve Amiral
Hobeck’e :
.......................... Hükümetimiz bazı çevrelerin aracılığıyla Mustafa
Kemal’le müzakereler yapmaktadır. Mustafa Kemal tarafından gönderilen Suphi
Bey’e şu şartları ileri sürdük :
1 — Mustafa Kemal Trakya’da hiç bir hak talep etkiyecektir.
2 — Türklere İzmir’de bir
kısım yer verilecektir.
3 — Yunan askerleri
Türkiye’den çekilecek ve yerlerine îtalyanlar getirilecektir.
4 — Mustafa Kemal İngiliz
teknik müşavirlerini kabul edecektir.
„5 —
Boğazlar sade İngiliz kontrolünde kalacaktır.
280
ö — Damat Ferit istifa edecektir..
7 — Mustafa Kemal
kuvvetlerini dağıtıp silâhlarım’ teslim edecektir.
8 — İngilizler
Yunanlıları desteklemekten vaz geçecektir.
9 — Mustafa Kemal
Mısır, Hindistan, Mezapotam- ya ve diğer yerlerde yürütmekte olduğu Ingiliz
aleyhtarı propobandadan vaz geçecektir.
10 — Mustafa Kemal
Italyan hükümetiyle aleyhimi
ze anlaşmaktan vaz geçecektir... Şayet bunlar
kabul; edilmezse kendisiyle başka yollardan anlaşmağa çalışacağız
Sahife No: 146 Vesika
No: 144’e ilâve
23 Eylül
1920
Mr. Ryan’ın Anadolu millî hareketi hakkmdaki
notu: *
Türkler yapılan sulhü çok sert ve çok adalet
siz
buldular. İstanbul hükümeti son derecede zayıf ve iflâs etmiş durumdadır.
Milliyetçiler zayıf, Yunanlılar ise zırhlar içinde pırıl pırıl ve hazır.
Majestenin hükümeti hangi politikayı takip edeceğini bilmiyor. Fransızlar iki
kampa ayrıldılar, îtalyanlar politik ve ekonomik bakımdan Türkiyeyi emmek
istiyorlar. Kürtlerin Türklerden ayrılmaları çok güç. Böyle olmakla beraber
Majestenin hükümeti onları Kemalistlerle Bolşeviklere karşı kullanabilir.
Anadoluyu milliyetçilere karşı cesaretlendirmeliyiz. Halkın milliyetçilerden
bitkin olduğu teorosini yaymalıyız. Ferit Paşa Anadolu’ya bir grup gönderip
halkı kandırmağa çalışacak..
Sahife No: 151 Vesika
No: 147
1 Ekim
1920
Amiral
Sir F.de Robeck’ten Lord Curzon’a —Gizli—
..................... Ferit şahsî emniyetinden, Sultanın emniyetinden
ve kendi adamlarının hayatlarının emniyetinden korkmaktadır. Bana müsaade eder
misiniz, şayet milliyetçiler Türkiye’de idareyi ele geçirirlerse kendisinin ve
sultanın hayatının himayemiz altında olduğunu söyliye- yim
Sahife No: 154 Vsika
No: 150
4 Ekim 1920
Amiral Sir F.de Kobeck’ten Lord Curzon’a :
........................ Çok gizli ve şahsîdir... Ferid’e göre: Kendisi
istifa ederse yerine gelecek hükümet her şeye rağmen sulh anlaşmasını
imzalamıyacak ve milliyetçileri tutacak.. Kendisi ise sultana tesir eden tek
insan olduğunu ve İngiliz dostluğunu kendisinin yarattığını söylüyor.
Ferid’in
istifası halinde onun ve Sultanın yurt dışına, şerefli bir şekilde çıkmasını
temin edebiliriz.
1 — İstifası halinde Ferid’in
memleketi terk etmesine yardım edebilirim.
2 — Sultan ve Ferit
Türkiye’de kalırlarsa onları korumak için her şeyi yaparım.
3 — Sultana tahtını
terketmesinin memleketi için çok kötü olduğunu bildirdim.
4 — Herşeye rağmen Sultan
tahtını terkederse ona.. Türkiye’den çıkması için gereken her yardımı yaparım.
Siz bütün bunların aksini istiyorsanız o zaman
başka
Sahife No: 157 Vesika
No: 152
5 Ekim 1920
........................ Tel... Türk hükümetinin Mustafa Kemal’i ortadan
kaldıramıyacağına kanaat getirdim. Sultan’m da-
ha fazla
asker göndermesi milliyetçileri kuvvetlendiriyor. Kemal’e karşı tedbir olarak:
1 — Bütün Türkleri
İstanbul’dan atalım.
2 — Karadenizde
Pontus Rum devletini kuralım.
Bunlar islâmiyete karşıdır............................
Sahife No: 163 Vesika
No: 161
23 Ekim 1920
Lord Curzon’dan Lord Derby’e :
.................................... Damat Ferit istifa etti şimdi yeni başveziri
ve rsultan’ı elde etmeliyiz.....................
Sahife No: 170 Vesika
No: 171
6 Kasım
1920
Albay Stokos’tan Lord Curzon’a :
.................................... Türklerin
Ermenistam muvaffakiyetle işgali ;Orta Doğu’nun çehresini
değiştirmiştir. Türkler şimdi Azarbeycan’ı da kontrol etmek istiyeceklerdir ve
bu durumda da Bolşeviklerle çatışmaları kaçınılmaz hale gelecektir. Biz
bunların ikisine de düşmanız fakat hiç biriyle savaşmıyacağız. Bir fırsat anında
biriyle birleşip diğerine karşı olalım. Şayet Bolşeviklerle birlik olursak onların
Doğuya ve Güneye inmelerini önliyebiliriz, fakat probogandaları devam eder. Biz
bu yoldan endüstrimizin ihtiyacı olan ham maddeleri ve pazarları elde
edebiliriz. Fakat Bolşevik rejmin uzun müddet kalacağına güvenile- :mez ki.
Diğer
taraftan Türklerle Bolşeviklere karşı birleşirsek Yunanlıların Türkiye
aleyhine geliştirilmesi politikamızı terk etmeliyiz. Böyle hareket edersek
Islâm dünyası bizim yanımızda olur. Bu bizim Doğu imparatorluğumuzun devamı
için hayati bir sorudur. Islâm devletlerin
383 bize
katşı birleşmeleri korkusunu ortadan kaldırmalıyız.
Sunnîler İle Şiiler arasındaki zıtlık büyüktür,
biz hu zıtlığı daha da geliştirebiliriz. Mustafa Kemal ile Tiflis*- ■ ten temas
kurabiliriz, emrinizi bekliyorum
Sahife No: 174 Vesika
No: 174
10 Kasım 1920
Amira! F.de Robeck’ten Lord Curzon’a :
........................ Kemalistler.. Ermenistanı
aldılar bu bölge bizler için kaybolmuş sayılır. Batum”da da aynı tehlikeye uğramak
üzereyiz. Kemalist - Bolşevik muvaffakiyetinden sonra milliyetçiler Sevres
anlaşmasını büsbütün kabul et- miyeceklerdir. Yunan ordusunu tam mânâsiyle
harekete geçirmek lâzımdır. Bolşevikler Kemalistlere yardım ediyorlar......
Sahife No: 181 Vesika
No: 179
22 Kasım
1920
Sir H. Kumbold’dan Lord Curzon’a :
..................... İzmir’den gelen askerî raporlar iyi değildir,
Yunanlılar bile askerî disiplinleri olmadığını itiraf ediyorlar. Üçüncü
birliğin komutanı olan Kondylis Salihliden kömür vagonları altnıa saklanarak
kaçmış, öyle görülüyor ki Yunanlılar tek başlarına bu işi yürütemiyecek- ler
Sahife
No: 183 Vesika
No: 181
22 Kasım
1920
Türkiye - Kusya ve Yunanistandaki hâdiseler :
........................ Türk lideri Kâzım Karabekir Ermenistana girdi.
Kars’ı Sarıkamış’ı vb, yerleri aldı, Türkler şimdi Er- menileri yendiler ve
WrangeFi elemine ettiler. Venizelbs’-
un politik hayatını mahvettiler... Türkler
şimdi bir avuç, muktedir ve inatçı maceracı tarafından idare ediliyorlar..
Şimdi onlara teklif edeceğimiz bütün fırsatları reddedeceklerdir. Milliyetçi
ordular iki kısma ayrılmış Doğu ordusunun başına Kâzım Karabekir ve Batı
ordusunun basma da Mustafa Kemal geçmiş. Mustafa Kemal’in ordusu Yunanlılarla
çarpışmağa hazırdır ve hatta îzmitte İn- gilizleri bile tehdid etmektedir.
Ayrıca Adana’da İngilizlerle çarpışmakta ve Jezireh’deki İngilizleri tehdid
etmektedir. Erzurum üstünde Ruslar ile Türklerin çarpışmasını temin
etmeliyiz, Türkler Ruslarla olan anlaşmalarını, bozarlarsa İzmir’i, Kars’ı, ve
hatta Trakya’da bazı hakları tanıyacağımızı söyliyelim. Türkiye bizlerle
Ruslar arasında tarafsız bir bölge haline gelirse İngiltere’nin Mısır,
Hindistan gibi dominyonları rahatsız hale geleceklerdir....................................
Sahife No: 192 Vesika
No: 185
26 Kasım
1920
Sir H. Rumboid’dan Lord Curzon’a :
..................................... Kral Kostantinin bütün orduların kumandam
olması bekleniyor. General Nieder 'askerlerin morallerinin iyi olduğunu
söyledi. Fakat cephe çok uzun diyor. Milliyetçiler ise Ali Fuat’in liderliğinde
yeni bir ordu kuruyorlar
Sahife No: 193 Vesika
No: 186
27 Kasım
1920
Sir H. Rumbold'dan Lord Curzon’a :
.................................... Şayet çok şiddetli askerî harekete geçmezsek
milliyetçiler kudreti ele geçirecekler, üstelik korkumuz halkm çoğunluğunu
tatmin edici Bolşevik prensiplerin Türkiye’ye sızmasıdır. Biz kendimizi
Bolşevizme karşı
İsi âmin koruyucusu gibi göstermeliyiz. Mümkün
olduğu kadar Bolşeviklerle Mustafa Kemal’in arasını açmalıyız. .Ayrıca şimdiye
kadar Rusları İslâm’ın düşmanı zanneden İslâm dünyası yavaş yavaş uyanıp gerçek
düşmanlarının İngiltere olduğunu anlamaya başladı. Hindistanda dinî liderler ve
çok tesirli bir şahıs olan Gandi Türklere, imzalatılan Sulh anlaşmasının
karşısına çıkıyorlar..............................
Sahife No: 201 Vesika No: 194
12 Kasım
1920
Lord
Hardinge’den Lord Curzoıı’a :
...................... Mustafa Kemal ile Bolşevikler anlaşma yapıyorlar.
Müttefikler acele olarak Mustafa Kemal’e Sevres anlaşmasında bazı değişiklikler
teklif etmelidirler.......................
iSahife No: 208 Vesika
No: 200
20 Aralık
1920
Lord
Hardinge’den Lord Curzon’a :
...................... Faysal Yunanlıların Türklere karşı çarpışmasını
teşvik ediyor. Fransızlar daha fazla çarpışamadıkla- rmdan Adana’yı boşaltıp
Suriye’nin kuzeyine çekiliyorlar......
(Bağımsızlık
devri dokümanlarını görmeden önce bit arada incelediğimiz Türk Kurtuluş savaşı
hakkında söylenen bir kaç sözden örnekler vermeği faydalı saymaktayız E.U.)
.................................. OsmanlIlar Birinci Dünya Harbinden sonra Sev-
res anlaşmasını imzaladılar. Bu anlaşma sâde adaletsiz değil aynı zamanda
maskaralıktı. Hür bir Ermenistan ve muhayyel bir Kürdistan kuruyor, Türkiye’nin
bütün iç işlerine karışan komisyonlar meydana getiriyordu. Mustafa Kemal bu
şerefsizliğe tahammül edemiyerek Türk leri ayaklandırdı. Ruslardan maddî ve
manevî destek sağlayarak, Türklerden nefret eden ve Venizelos’a hayran olan
Lloyd George’un- Akdenizde sonunu hazırlamış oldu................................... (Britain and Russia on Historical
essay K.W.
B.
Middleton - Hutchinson Co. London S. 126)
.................................. 10 Ağustos 1920’de Sevres anlaşmasını Türk-
lere imzalattılar. Bu anlaşma Türkiye’nin ekonomik hayatını boğazhyarak tutma
hakkım müttefiklere veriyordu. Yabancıların uzun zamanlardan beri istifade
ettikleri kapitülasyonlar daha da genişletiliyor ve müttefikler arası bir
komisyon Türk bütçesini üstüne alıyordu. Bu tam mânasiyle bir Kartaca sulhu idi
ve müttefikler kendi ifadeleriyle bütün bunları Türklerin iyiliği için yaptıklarını
söylüyorlardı. Gayeleri Türk kaynaklarını geliştirmek ve ona yardım etmekti
(!) Türk milliyetçilerinin bunu kabule asla niyeti yoktu. Bu 1919 da başlıyan
Mustafa,
287
Kemal
önderliğinde Türk reformlarına yol açtı. Türklerin bu dramatik uyanışı batılı
kuvvetleri kendi aralarında, paralize etti. (Emperyalizm ve milliyetçilik.
Kirby Page),
....................... 1920 de Türkiye müesseselerini Batılılaştırma,
yoluna girdi. Hatta bu mevzuda Türkiye birinci memlekettir denilebilir. Türk
idâresindeki değişiklik şaşılacak kadar mükemmeldi. Sanayi hareketine 1930
yılında başladılar, ilk beş yıllık plân 1934’te uygulandı. Çimento, demir,
kâğıt ve çelik fabrikaları bu arada kuruldu. 193S' de ikinci bir beş yıllık
plân yapıldıysa da harp başladığından uygulanamadı. (Türkish Village S. 9)
....................... Mütarekeden beri Amerikalı servet avcıları
dünyanın her yerinde faaliyettedirler. Bunlardan en önemlisi Chester isimli ve
hükümetçe de desteklenen bir firma tabii kaynakları 10 milyarın çok üstünde
olan Türkiye’de haklar elde etmeğe çalışmaktadır. (Emperyalizm ve milliyetçilik
S. 79)
....................... Türkiye işgale uğrayınca Amerikan kapitalistleri
de bu yağmadan hisse kapmak için İstanbul^ doldular. (The Rebirth Turkey Clair
Price S. 1'25)
....................... 1914 yılında pek az Amerikan vatandaşı Tür-'
kiyeye ilgi duyabileceğimizi bilebilirdi. 1920 de Amerikan Devlet Bakanı
Bainbridge Colby, Lord Curzon başkanlığındaki İngiliz hükümetini uyararak
Amerikan halkının. Mezapotamyaya ilgi duymakta olduğunu anlattı. Petrol
meselesi çok önemliydi ve Amerikanın menfaati bur aday - dı. (Political Science
Quarte.rly C. 39 S. 265, Mead Earle)
i
DOKÜMANLARIN
ÜÇÜNCÜ SERİSİ :
CİLT 5
Sahife No: 57 Vesika
No: 25
7 Nisan
1939
Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
.................................... Türk büyükelçisi davetim üzerine geldi. Kendisine
Polonya Hariciye Vekiliyle olan görüşmemizi bildirdim.'
1 — Kendisi bizim
Polonya hükümetine garanti verdiğimizden şüphesiz haberdardı.
2 — Polonya ve
Romanyayla anlaştıktan sonra Türkiye ve Yunanistanla da anlaşmağa
çalışacağımızı bildirdim.
3 — Romanya
meselesini münakaşa ettik ve bu mevzuda fikir birliğine vardık.
4 — Büyükelçi,
verdiğim mâlûmata teşekkür etti. Türk hükümetinin Romanya büyükelçisi
tarafından haberdar edildiğini söyledi. Romenler Türk ve Yunan yardımından
çok istifade edeceklerini söylemişler. Türk hükümeti de bir Balkan devleti
olarak vazifesini yapacağına söz vermiş.
6 — Elçi, şayet
Türk hâriciyesiyle elçiniz görüşmek istiyorsa, Majestenin hükümetinin bütün
politikasını *tam olarak bilmeliyiz, dedi. Kendisine bu mevzuda teminat verdik.......
289
."Sahife
No: 74 Vesika
No: 37
10 Nisan
1939
BÜKREŞ
Lord
Halifax’tan Sir E. Hoare’a :
.................... 1’4 — Türk durumuna gelince: Bu çok önemlidir
şayet Bulgaristan Romanyaya hücum ederse Türkler de Bulgaristan’a hücum
edebilirler. Yunanlılar çok zayıftır. Yugoslavlar teslim oldu. Türkiye
Romanya’ya yardım etmek için boğazlardan gemilerin ve malzemelerin geçmesine
yardım edebilir
Sahife No: 82 Vesika
No: 42
11 Nisan
1939
Lord
Halifax’tan Sir W. Seeds’e :
.................... 4 — Bizim için en önemli mesele Akdeniz ve
Romanya bölgeleridir. Bu sebeple Türkiye’nin durumu çok önemlidir. Ve biz Türk
hükümetiyle bu bölgelerde meydana gelebilecek durumlar hakkında devamlı temas
halindeyiz.
5 — Büyükelçiye Türk Rus plaktı
hakkında sual sordum. Bu paktın bir saldırmazlık paktı olduğunu, iki tarafa da
bir mecburiyet yüklemediğini fakat Türk hükümetiyle Rus hükümetinin arasının
çok iyi olduğunu, Türkiyeye şu veya bu taraftan bir saldırı olursa Rusya’nın
kendilerine yardım edeceğini söyledi
Sahife No: 91 Vesika
No: 91
12 Nisan
1939
Sir H.
Hoare”dan Lord Halifax’a :
5 - Dış İşleri Bakam
İstanbul’u ziyaretten
F. — 19
döndü, Türk dışişleri bakanıyla olan
konuşmalarını bana, anlattı. Romanya’nın İngiltere ve Fransa tarafından desteklenmesine
her iki devletin görüş birliğinde olduğunu söyledi.
6 — Ben bundan
Türklerin Doğu Akdenizin korunmasında derhal destek olacakları mânâsını
çıkarttığımı söyledim
Sahife No: 95 Vesika
No: 48
12 Nisan
1939
Lord HalifaxTan Sir E. Phipps’e :
................................. 3 — Büyükelçiye Romanya meselesinde Tür--
kiye’nin takınacağı tavrın ne kadar büyük önemi olacağını anlattım. Bu sebeple
Türk hükümetine daha geniş bir şekilde yanaşıyoruz. Türklere Akdenizde İtalya
ve îngil- terenin de dahil olacağı bir savaşta Türk - İngiliz iş birliğinin
Önemini anlatıyoruz.
4 — Romanya için
Türklerin aktif iş birliğinin Önemi açıktır. Bu sebeple Türk hükümetinin
fikrini tam olarak öğrenmeden bir açıklama yapmıyacağız
Sahife No: 97 Vesika
No: 50
12 Nisan
1939
Lord
HalifaxTan Sir H. Kensıard’e :
................................. 3 — Fransız parlementosuyla birlikte Yunanistan
için bir açıklama yaptık. Türk hükümeti de bu mevzuda yumuşak görünüyor. Fakat
kendilerine danışmadan Türk durumu hakkında fazla bir şey söylemiydim.
4 —
Türkiye coğrafî bakımdan kilit, noktadadır.
Türklerden
Romanyaya doğrudan doğruya veya dolaylı bir tecavüz olursa ne gibi bir tavır
takınacaklarını soruyoruz.
5 — Polonya, Hollanda, Yunanistan
ve Romanya’ya bir tecavüz olursa Türk hükümetinin ne yapacağını en kısa
zamanda Öğreneceğimizi ümit ediyoruz,
13 Nisan
1939
Lord Halifax’tan Sir Ek Phipps’e :
..................... 10 — Türk hükümetiyle Fransız Büyükelçisinin
Ankara’daki son konuşmasında,’ Türk Dışişleri Bakanı Batılı devletlerin
Balkanlar ve Türkiye hakkmdaki tutumları tam mânâsiyle açıklanmadıkça,
Türkiye’nin hiç bir şey yapmıyacağım söyledi. Romanya Hariciye Vekili Türk
Hariciye Vekilinden Romanya bir hucuma uğrarsa ne yapacaklarını sorması
üzerine, şayet Romanya Bulgaristan’ın tecavüzüne uğrarsa Türkiye’nin bir
Balkan devleti olarak vazifesini yapacağım, fakat Macaristan’ın hücumuna
uğrarsa, İngiltere ve Fransa durumlarını tam olarak açıklamadıkça Türkiye de
nasıl hareket edeceğini söylemez, dedi.
İlâve: Yunanistan hücuma uğrarsa kuvvetler onu
kurtaracaklardır. Türkiyenin de bu garantiye iştirakini öğrenmekle çok
bahtiyarız
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
..................... 2 — Bir harp halinde Türkiye’nin nihai politikasından
tamamen eminim fakat Hariciye Vekilinin şu sıradaki tutumu kolay anlaşılır gibi
değildir.
4 — Türk
hükümetinin bugün sahip olduğu avantaj komşuları arasında ona itimadı
arttırıyor.
5 — Turklere açıkça bir
harp halinde kendileriyle iş birliği yapmak istediğimizi bildirelim. Size
yazdığım gizli mektubumda Türklerin durumunu izah ettim. (Bu mektup
açıklanmamıştır fakat hülaseten, Türklerin sadece iyi niyetine güvenmenin
doğru olmıyacağını bu harpte herkesin Türkleri kendi yanlarına çekmek için
müthiş baskı yapacaklarım, Ingiltere Türkleri kendi yanma çekmese bile
tarafsız kalmalarını temin etmesinin icap ettiğini anlatan, bir mektuptur.)
Sahife No: 107 Vesika
No: 128
11 Nisan
1939
Lord HalifaxTen Sir Knatchbull Hugessen’e :
............................. 5 — Türk -
Yunan anlaşmasına göre Yunanistan sadece bir Balkan devletinin taarruzuna
uğrarsa Türkiye ona yardım edecektir. Bir İtalyan tehdidinde de Türkiye
Yunanistan'a yardım ederse Majestenin hükümeti bundan çok bahtiyar olacaktır.
7 — Şayet perşembeye kadar Türklerden müsait bir
cevap alırsak aşağıdaki bildiriyi yayınlayın (Majestemin hükümeti Türk
hükümetine danışarak bu mevzuda birlikte hareket etmek kararını almışlardır)..........
Sahife No: 178 Vesika
No: 134
12 Nisan
1939
Sir E.
Phipps’ten Lord Halifax’a :
............................. Fransız hükümeti büyükelçisi aracılığı ile durumu
Türk hükümetine bildirdi.................
Sahife No: 179 Vesika
No: 138
12 Nisan
1939
Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
............................. İtalya tehdid ettiği taktirde İngiliz hükümeti
293'
Türk hükümetine yardıma hazırdır. Buna karşılık
Türk hükümeti de bir Italyan harbinde Majestenin hükümetine yardım etmelidir.
Majestenin hükümeti için en Önemli husus Türk hükümetinin müşterek müdafaaya
iştirak etmesidir. Türk hariciye vekilinin önüne durumu bütün teferruatiyle
seriniz, Türk hükümetinin fikrini almakta acele ediniz.................................
Sahife No: 189 Vesika
No: T5!>
13 Nisan
1939
Sir
KnatchbuH Hugessen’den Lord Halifax’a :
..................... Hariciye Vekiliyle görüştüm Yunanistan’ın toprak
bütünlüğüne çok önem verdiklerini, ancak Yunanistan’a bir saldırı halinde
kararın B.M.M.’ne ait olacağını söyledi. Emniyet meselesinde Türk hükümetinin
de Majestenin hükümeti kadar hassas olduğunu bildirdi....................................................................
Sahife No: 190 Vesika
No: 155
13 Nisan
1939
Lord
Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
..................... 1 — Bizim sebeplerimizi iyi izah etmişsiniz.
2 — Şayet Türk hâriciyesi
Romanyaya garanti verirse Türkiye Almanyayla çatışma riskini göze alacaktır.
3 — Şayet biz Türkiyeye
Almanyaya karşı garanti
verirsek, Türkiyenin de bize aynı garantiyi
vermesini isteriz
Sahife No: 194 Vesika
No: 157
14 Nisan
1939
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax*a :
..................... 1 — İstediğiniz üzerine Hariciye Vekiliyle gö-
rüştüm.
2 — Türk hükümeti
durumumuzu, tamamen anlıyor, tekliflerimizi inceliyecekler.
3 — Türk hükümetini bu
mühim mevzuda acele ettirmek istemediğimizi, fakat vaziyetin vahim olduğunu
söyledim.
4 — Ekselans, cevaplarında
prensip itibariyle Türk
hükümetinin bizimle aynı fikirde olduğunu
bildirdi.....................
Sahife No: 119 Vesika
No: 162
14 Nisan
1939
Lord
Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
......................... Türk Hariciye Vekilinin teklifinin çok büyük
bir memnuniyetle karşıladım. Bu teklifi derhal bütün kudretimle destekliyorum.
Bana daha kat’î, nasıl ve ne zaman bir tavsiyede bulunmam lâzım geldiğini
bildirse memnun olacağım
Sahife No: 219 Vesika
No: 190
16 Nisan 1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
......................... Türk cevabını aşağıdaki hususlarda tetkik ediniz.
1 — Hariciye Vekili halkın
fikrine önem veriyor.
2 — Harpte Türk
hükümetiyle iş birliğimizi çok açık
göstermeliyiz, Türkler azamî gizlilik
istiyorlar......................
Sahife No: 228 Vesika
No: 201
18 Nisan
1939
Sir V.
Seeds’ten Lord Halifax’a :
......................... 8 — Ingiltere, Fransa, Rusya karşılıklı yardım
için Türkiyeyle müzakere etmeğe mecburdur. Türk hü-
kûmeti mesuliyetlerini sadece Balkanlarda
tutmak isteyebilir
Sahife No: 238 Vesika
No: 215
19 Nisan
1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax”a :
.................... Türk hâriciyesi Almanların Polonyaya taarruz
■edecekleri hususunda çok karamsar. Biz Türklerle iş birliği yapabilmek için
gerekli malzemeyi derhal göndermeliyiz........
Sahife No: 240 Vesika
No: 219
19 Nisan
1939
Lord Halifax’tan Sir KnatcbbuU Hugessen’e :
.................... 2 — îki devletin müşterek menfaatlerinin aynı
tehlike karşısında birleşmesinden çok memnun olduk. Bilhassa Türk hükümetinin
Balkanlarda olmak üzere oynı- yacağı rol çok mühimdir.
3 21 Hülasa olarak Türk notasından
kendilerine a- çıkca bir saldırı olmazsa tarafsız kalacakları mânâsını
çıkartıyoruz.
4— Fakat
Almanların Balkanlara ve İtalyanların Akdeniz’e’ uzanan tecacüzleri karşısında
Türkiye tarafsızlığını muhafaza edemiyecektir......
Sahife No: 266 Vesika
No: 247
21 Nisan
1939
Lord
Halîfav’f an Sir E. I’hepps’e :
.................... 5 —- Sovyet hükümeti batıklarla yaptığı anlaşmaya
Türkleri de dahil etmek isterse bizler için müspettir. Biz nasıl olsa
Türklerle temas halindeyiz.
9 —■ Türkiye ve Polonya kilit
noktalarındadır. Tür-
kiye mevzuunda Ruslar için hiç bir güçlük
yoktur. Türk hükümeti müşterek müdafaa hususunda Rus’larla iş birliği yapmağa
her zaman hazırdır
Sahife No: 228 Vesika
No: 271
23 Nisan 1939
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
.............................. Türk hükümeti geçikmenin sebebini ana prensipleri
B.M.M. de tastikten geçirmekten ileri geldiğini: söyledi. İki memleket arasında
bir anlaşmaya varılırsa bunu derhal açıkhyacaklar...........
Sahife No: 293 Vesika
No: 276'
24 Nisan 1939
Lord
Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
.............................. Sovyet hükümeti Batıklarla yaptığı anlaşmayı
açıkladı. Bu anlaşmaya Türkleri de dahil etmek isterlerse bizler için daha
iyi. İtalya ile Yugoslavya arasında yapılan anlaşmanın metnini Türklere
rahatça verebiliriz...
Sahife No: 295 Vesika
No: 278:
23126 Nisan 1939
Romanya Hariciye Vekilinin ziyareti hakkında konuşma:
.............................. Mr. Gafeneu’nun Türk, Alman ve Polonya hükümetleriyle
yaptığı konuşmaları Lord Halifax’a tekrarladı. Ve bunların gizli kalmasını
rica etti. Türk Hariciye Vekiliyle yaptığı konuşma: Türk hükümetinin kat’î yardımı
olup olmıyacağmı anlamak için İstanbul’a gitti, sözlü ve yazılı anlaşmalara
vardılar. Bu anlaşmaların hepsini Londra’daki elçilerine de bildirildi.
Romanya Hariciye Vekili Ingiliz ve Fransız hükümetleriyle olan görüş-
melerini
Türk hâriciyesine anlattı, buna karşılık Bulgar1 hükümetiyle Türk
hükümetleri arasındaki görüşmeler hakkında malûmat aldı. Konuşmalar 7 noktada
toplandı:
1 — Türk ve Romanya hükümetleri
Balkanlarda, sulhü korumak için her şeyi yapacaklar. Kültürel, ekonomik vb.
2 — Her iki devlette sulhçü bir
politika takip edecekler ve büyük devletlerin garantisini isteyecekler.
3 — Her iki devlet her şart
altında birbirlerine karşı olmıyacaklar.
4 — Balkan paktım en geniş
anlamıyla tefsir edecekler.
5 — Türkiye, Romanya hucuma
uğrarsa faydalı ve; dostça bir tarafsızlık içinde kalacak. Ve boğazlardan Romanya
ya yardım gitmesine müsaade edecek.
6 — Türkiye ve Romanya müşterek müdafaa içim her
türlü askerî yardımı temin edecekler.
7 — Türkiye ve Romanya büyük
devletlerden gelen;
teklifleri birbirlerine bildirecekler..............
İngiltere
ve Türkiye arasındaki görüşmeler :
Lord Halifax Gafencu’ya Türk hükümetiyle olan
konuşmasını anlattı. Balkan birliğinde Türk hükümetinim rolü çok önemlidir. Ve
İngiliz hükümeti Türklerin durumunu tam olarak bilmek ister, bu mevzuda Türk
hükümetinden cevap beklenmektedir. Türklerin boğazlarda takınacakları tavır
en Önemli noktalardan biridir
Sahife
No: 321 „
Vesika No: 285’
23 - 26
Nisan 1939
Aynı
ziyaret üçüncü toplantı :
..................... Türk hükümeti Mr. Gafencu’ya Türkiyenim
Romanya için olduğu kadar İngiltere için de çok önemli olduğunu bildirdi. Alman
hükümetinin Türkler üstüne^
'298
her türlü baskıyı yapmağa çalıştıklarım
söyledi. Bunun için diğer kuvvetler Ankara’da diplomatik faaliyetlerini
artırmalıdırlar, dedi. Şüphesiz Türkler fikirlerinin kolaylıkla değiştiren
kararsız insanlar değildirler. Fakat kuvvetlerin Türkiyeyi sık sık ziyaret
ederek ilgilerini göstermeleri gerekir. Türkiyenin hiç değilse faydalı bir tarafsızlık
içinde kalmasını temin etmeliyiz.............................................
Sir
Knatchbulî Hugessen’den1 Lord Halifax’a :
.......................... Türk hâriciyesi cevabını dün gece verdi:
1 — îtalyanın da dahil
olacağı bir harp Türk - İngiliz iş birliğine sebep olur.
2 — Mihver kuvvetlerinin
Balkanlara yayılan tecavüzü İngiliz işbirliğine sebep olur.
3 — Türk - Sovyet anlaşması
Türk - İngiliz anlaşmasıyla aynı ruhu taşımaktadır.
4 — Türkiye ve İngiltere
Bulgaristan ve Romanya- nın çatışmasına mani olmağa çalışacaklardır.
5 — Türkiye’nin ekonomik menfaatleri ve boğazların
müdafaasının büyük ehemmiyeti dolayısıyla, İngiltere Türkiyeye ekonomik, malî
ve askerî yardım yapmalıdır.
6 — Yukardaki maddeler hiç bir gizli madde ihtiva
etmeden açıklanmıştır.
28 Nisan
1939
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
.......................... Herr Von Papen buraya geldi.
6 —Almanların Türkleri sevdiğini ve Almanyanm :
hiç bir dostunun İtalya, da dahil Türkiyeye taarruz edemi- yeccğini söyledi.
299
7 — Türk hariciye vekili Herr Von
Papen’e Türkiye’nin bir dosta bu şekilde bağlı olamıyacağmı bildirdi ve şayet
Almanlarla dost olmazsak îtalyanlar bize taarruz eder mi demek istiyorsunuz,
dedi. Von Papen özür diledi ve yanlış anlaşıldı, dedi.
8 — Dış İşleri Bakanı Türkler
îtalyanlardan korkmaz, onlardan üstün tarafımız, onlar İtalyan biz Türküz,
dedi.
9 „ Von Papen Herr Hitlerin Türk -
İngiliz ve Rus anlaşmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
10 — Hariciye Vekili sulbü korumak
istediklerini fakat Romanya’ya verilen ültimatomla Arnavutluğun işgalinden
üzüntü duyduklarını bildirdi.
11 — Alman büyükelçisi Senyor
Missolini’nin Türkiye hakkında bir dostluk bildirisi yaymlıyacağmdan
bahsetmesi üzerine, Türk Hariciye Vekili bu Türkiye’yi çok müteessir eder
cevabını verdi.
12 — îtalyanlar adalarda yığmak
yaptıkça ve Ar
navutluk işgal altında kaldıkça Türkiye tatmin
olmaz, dendi
Sahife No: 364 Vesika
No: 310
29 Nisan
1939
Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hııgessen’e :
.................. 3 — Türk hükümeti Ruslarla ve Bulgarlarla
müzakereler yapmaktadır.
4 — Türk hükümeti Balkanlar
kelimesinin yanma Türkiye’nin güvenliği tehdid edildiği zaman kelimesini
koydurmak istiyor.
5 —• Türk hükümeti hakkımızda bazı
yanlış zanla- rın tesirinde olabilir Varşova’dan aldığımız telgrafı çok gizli
olduğunu soyliyerek hariciye vekiline gösteriniz.
6 — Türk hükümeti Majestenin
hükümetinin malî güçlükler içinde bulunduğunu her halde biliyordur..........................................
300
Sahife No: 380 ' Vesika No: 322”
30 Nisan
1939
Sir KnatehbuH Hugessen’den Lord Halifax’a :
.............................. Aşağıdaki telgraf Sovyet elçisinin telgrafının
hülasasıdır.
a —
Potemkin, Türk - Sovyet politikasını armonize etmeğe çalışıyor. Türk - Fransız,
Türk - İngiliz müzakerelerinden haberdar.
d — Türk
- Sovyet müzakerelerini Fransız, İngiliz,. Türk müzakereleriyle aynı şekilde
yürütmeğe çalışıyor.
e — Türk
hükümeti Bulgurlardan şüpheleniyor..................................
Sahife No: 433 Vesika
No: 378
5 Mayıs 1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :
.............................. Rus hükümeti Türklerin Akdeniz ve Balkanlardaki
tutumlarını çok iyi karşıladı. Türklerden, Almanya Romanya’ya taarruz ederse
harbe girip girmiyecekleri-, ni sordu. Türkler, Bulgarların durumundan tamamen
emin olmadıkça cevap veremeyiz dediler........................................
Sahife No: 444 Vesika
No: 38T
6 Mayıs
1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :
.............................. Romadaki Türk büyükelçisi, kendileriyle çok
dost olduklarından bahseden Kont Ciano’ya elçi sert ve kat’î cevap vermiş.
Alman elçisi ise Almanların Türklere garanti vermek için fırsat aradıklarını
söyledi ..............
Sahife No: 452 Vesika
No: 400
6 Mayıs
1939
Sir A. Cadogan’ın notu:
—
Yellilerde Ankarada olan general Weygand, Ge~
ne rai İsmet İnönü ile çok önemli bir görüşme
yaptı. General İnönü, Rusların mutlak harpte yer almaları lâzım .geldiğini
aksi halde harpten sonra hiç dokunulmamış bir Rus ordusunun çok tehlikeli
olacağından bahsetmiş......................
.Sahife No: 459 Vesika
No: 405
7 Mayıs 1.939
Lord Halifax’tan Sir E. Phipps’e :
.................. 2 — Türk hükümetinin Akdenizdeki tutumu halen
müzakere konusu. Türklerin gayet ciddî itirazları var. Bu mevzuda tazyik yapmak
akılsızlık olur.
5 — Majestenin hükümetiyle Türk
hükümeti anlaşmaya vardıktan sonra Fransa’da Türklerle benzer bir anlaşma
yapabilir
Vesika No: 475
Sahife No: 465
8 Mayıs 1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
.................. 2 — Türk Hariciye Vekili Hatay mevzuunda
benimle görüştü. Türk hükümeti Fr ansızlara çok kızgın, Fransa Türk hükümetiyle
oynadı ve bizi kandırdı diyorlar. Bundan böyle Fransızların yapacağı hiç bir
teklife ihanamayız, diyorlar.
3 — Fransız hükümeti Hatayda bazı
köyleri elinde tutmak istiyor. Ve garanti almadan kuvvetlerini çekmek
istemiyor.
4 „ Hariciye vekili, biz Tür ki
yenin bütün kuvvetleriyle batı için iş birliğine hazırlanırken Fransa’nın bir
kaç köy için pazarlık etmesine çok kızdıklarını anlattı..
6 „ Türk Fransız münasebetlerinde bu en korkunç
tesiri yapacaktır, dedi.
Vesika No: 478
302
Sahife No: 518
11 Mayıs
1939
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :
............................ Türk hükümeti Hatay hakkında kat’î bir netice
almadan Türk - Fransız anlaşmasını yapmayı red- etti
Sahife No: 526 Vesika
No: 490
11 Mayıs
1939
Sir E. Phipps’teu Lord Halifax’a :
............................ Hariciye Vekili Genel Sekreteri bana telefon
ederek Türk hükümetini tatmin edecek emirleri büyük elçilerine verdiklerini söyledi
Sahife No: 533 Vesika
No: 498
12 Mayıs
1939
Sir E. Phipps’ten Lord Halifax’a :
............................ Fransız Büyükelçisine telefon ederek durumu:
sordum. Mr. Bonnet ümitsiz görünüyor. Türkler kendi tekliflerinden başka hiç
bir şey dinlemiyorlar, diyor. Halbuki Fransa Hatay’daki Ermenilerin
korunmasında İsrar' ediyor
Sahife No: 537 Vesika
No: 506
12 Mayıs
1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
............................ Türk
başvekili B.M.M. de yaptığı bir konuşmada: Türk dış politikasının şimdiye
kadar tarafsızlık üstüne dayandığını, ancak Akdeniz ve Balkanlarda bir te
cavüz olursa Türkiyenin kendi menfaatlerini korumak için îngiltereyle bir sulh
ve emniyet anlaşması yaptığım, buna benzer bir anlaşmanın da Fransayla
yapıldığım,,,
303
Rusyayla münasebetlerin iyi yürüdüğünü ve
Balkanlarla esasen iyi olan münasebetlerin devam ettiğini, Refik Saydam,
söyledi
17 Mayıs
1939
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
...................... 2 — Von Papen, Türkiyenin îngiltereyle ciddî
bir anlaşmaya girmemesini tavsiye etti.
3 —> Von Papen’in ricaları
tehdid mahiyetini almağa başladı. Ve Almanya Türk mallarım almazsa haliniz ne
olur dedi. Türk Hariciye Vekili de cevaben Almanya mallarını bize fahiş fiyatla
satıyor. Siz bizden almazsanız biz de sizden almayız, şahane bir pazar kaybedersiniz,
dedi.
4 — Almanlar İtalyanları
Türkiyeye hücum ettirmeğe çalışıyor.
5 _ Almanya Türk - İngiliz
anlaşmasını mutedil karşılıyacağa benzer.
6 — Alman büyük elçisi ticaret
anlaşması için Ber
lin’e Numan Menemenci oğlunu gondertmeğe
çalışıyor. Halbuki Türk hükümeti bütün siyasî münakaşayı yasakladığı bir
ticaret mütehassısını Almanyaya gönderdi
18 Mayıs
1939
Sir
Knatchbuil Hugessen’den Lord Halifax’a :
...................... 1
— Türk Hariciye Vekili Saraçoğlu beni aydınlatacak kadar nazikti.
2 — Von Papen burada iyi
karşılanmadı. Bu adama burada kimse inanmıyor.
7 — Von Papen’in Türkiye’den
alış verişi kesmek.
şantajına
karşılık Almanların bundan daha ziyanlı çıkacağı hatırlatıldı.
g — Saraçoğlu, Von Papen’e Wilhelm II nin 1911
yılında kendisini Müslümanların koruyucu olduğunu ilân ■ettiği bir sırada
İtalyanların bizden yer kaptıklarını, durumun bugün de aynı olduğunu, söyledi................................
20 Mayıs
1939
Sir A.
Cadoğan’dan Sir Knatchbull Hugessen’e :
......................... Türk - Ingiliz beyannamesi Ingilterede çok sıcak
karşılandı. Türkiyenin prestiji bugün Ingilterede çok yüksektir. İki devlet
arasındaki dostluk Atatürk zamanında başlamış, kıymetli Reisicumhur General
ismet İnönü zamanında kuvvetlenmiştir
CÎLT 6
I Sahife No: 82 Vesika No: 64
i 15 Haziran
1939
I Lord Halifax’tan Sir Knatcbull
Hugessen’e :
|
2 — Türk büyük elçisi muhtelif itirazlar ileri
|;sürdü. Türkiye Rusyaya karşı Romanya’yı
korumak istemiyor.
3 — Mr. Araş (Tevfik Rüştü)
Majestenin hükûme- . tine Yunanistan ve Romanya için garanti verebileceğini.
■ancak
bu tip anlaşmaların Türk ve Rus hükümetlerince birbirlerine haber vermek zorunu
vardır, Rusya Roman- yaya taarruz ettiği taktirde bu garantinin muteber olmı- j
yacağını, söyledi.
j 5 — 17 Aralık 1925 tarihli Türk - Rus anlaşmasına
j göre, Türkiyenin Ingiltere ve Romanyayla yaptığı anlaş- l
malar Rusya ile dostluğa mani olmamalıdır
' '
■Sahife No: 146 Vesika
No: 130
? 22
Haziran 1939
■j
j Sir K.
Hoare’den Eord Halifax’a :
j .................. Hariciye Vekiliyle
görüştüm. Ankara dönüşün-
F. — 20
j den
getirdiği en iyi intibaın Türkiyenin birinci sınıf bir I kuvvet oluşudur.
Bulgarların Balkan komşuları yerine | uzak komşularıyla dostluk yapmaları
hatalıdır. Birinci • Cihan Harbinde de aynı hatayı yaptılar; bunu ödediler, ş
Yunanistan da aynı hatayı Türklerle harp ederek yap- anıştır, fakat Yunanlılar
akıllı olduklarından Türklerle
!
dostluk yaptılar bundan hem maddî hem de manevî
kazanç sağladılar. Ingiltere ve Türkiyenin müşterek beyanları Balkanlarda
sulh aradıklarını gösterir
Sahife
No: 188 Vesika
No: 168’
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
............................. Türklerin daha açık olması ve gecikmenin se-
bebini anlamak için son iki gündür Başvekil ve Hariciye^ Vekiliyle görüştüm.
Malzemenin gelmeme sebebini bizden çok kendi liman durumlarından ileri
geldiğini anlattım.
2 — Korkarım ki malzemenin
gecikme sebebini bizden biliyorlar.
3 — Hariciye Vekili Türk -
İngiliz beyanından beri altı hafta geçtiğini ve hâlâ bir tek harp malzemesinin
gelmediğini söyledi. Ben, öncelikle istediğiniz malzeme- listesini vermediniz
deyince, size ilk listeleri verince bunu neden söylemediniz, şaşıyorum,
herhalde malzemeler* gelmeli, dedi.
5 — Almanların kendilerine
İsrarla yardım etmek istediklerini bilhassa belirtti. Malzemenin gelmemesi politik
bakımdan bizim aleyhimize oluyor
29 Haziran
1939
Lord
Halîfax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
........................... Türk hükümetinin ekonomik ve malî istekleri
çok çeşitli ve çok zordur. Müzakere mevzuları aşağıdakilerdir:
1 — Majestenin hükümeti
uzun veya kısa vadeli bir programla sulh zamanı gelişmelerine de borç
verebilir- mİ?
307
2 — Majestenin hükümeti Almanların almadıkları Türk
mallarını satacak bir pazar bulabilir mi ?
3 — Türk mallarına karşılık
Türklerin askerî ve sivil malzeme ihtiyaçlarını temin edebilir mi?
a) Majestenin hükümeti ciddî malî
problemlerle karşı karşıyadır.
b) Majestenin hükümeti millî
müdafaa için on milyon sterlin Temmuz sonuna kadar verecektir.
5 — Türklerin istedikleri hava
kuvvetleri ve bahri malzemeler isteklerinin onda birini teşkil eder.
6 — General Orbay’a hükümetimizce almak istedikleri
malzemelerin satabileceğimiz söylendi.
8 — Türk hükümeti Londraya bir malî
müşavir yol- lamalıdır.
10 — Türk hükümeti Brasserts
fabrikalarını almak için gayret gösteriyor fakat şu ara makinaları memleket
dışına çıkartmak güçtür.
11 — Almanlar Türk mallarını
almazlarsa Ruslar çok iyi bir kaynak olabilir.
Sahife No: 313 Vesika
No: 282
10 Haziran 1939
Sir W. Seeds’ten Lord Halifax’a :
................... Üç hükümet Rusya, Fransa ve Ingiltere anlaşmaya
vardılar. Bu anlaşma aşağıdaki Avrupa devletlerini de içine almaktadır.
Türkiye, Yunanistan, Romanya, Polonya, Belçika, Estonya, Latvia, Finlandiye,
İsviçre ve Hollanda bu devletlerden İsviçre ve Hollanda, Rusyayla Polonya ve
Türkiyenin karşılıklı yardımı halinde dahil edileceklerdir...........
308
Sahife Nö: 353 Vesika
No: 320
14 Temmuz
1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
........................... Türk cevabını gönderiyorum Türklerin sulh
cephesiyle iş birliği ancak askerî, malî ve ekonomik yardımla mümkündür.
1 — Harp malzemesi için
istenen kredi 35 milyon sterlindir. Bu para cephane endüstrisinin kurulması, yeniden
organize edilmesi ve inşası için lâzımdır. Ordu kumandanları tarafından
hazırlanan plânın masrafları Türk bütçesinde ne bugün ne de yarın mevcut
olabilecektir.
2 — Millî parayı ve
ekonomiyi sıhhatte tutabilmek için altın stokumuz yerinde olmalıdır. Bunun için
on milyon dolar kredi isteniyor.
5 — Türk hükümeti on beş
milyonluk borcu tütünle karşılıyacaktır.
6 — Türk hükümetinin şimdiye kadar Almanyaya
sattığı mallar serbest para memleketlerine yöneltilecektir.
8 — Türk hükümetinin bu
taleplerini karşılamak üzere İngiliz ve Fransız hükümetleri bir anlaşmaya varmalıdırlar
Sahife No: 361 Vesika
No: 331
15 Temmuz 1939
Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
........................... 2 — 35 milyon sterlin Türkiye’nin modern silâhlarım
karşılamak için ancak yeterlidir. Türk hükümeti parasının kıymetini
düşürmekten bahsetmekte ve mahallî gazeteler bunu teşfik etmektedir. Bu hal
Türkiye- nin ticarî güçlüklerini azaltacaktır. Türk tütününü satın almak ve onu
Ingilterede reklâm etmek için şimdi en iyi fırsattır, Türklerin korkusu tam
mevsiminde Almanların
309
ticareti kesmeleridir. Şu anda Pariste bir Türk
ticaret heyeti vardır. Türk hükümeti parasının kıymetini düşürmeğe henüz hazır
değildir
Sahife No: 403
Vesika No: 36«
20 Temmuz
1939
Lord
Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
...... Türk - Rus hükümetleri arasındaki
münasebetler çok iyidir. Türklerin yardımının değerine Rusları i- nandırarak
samimiyetimizi gösterebiliriz
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :
.................... Cumhurbaşkanı İsmet’in bize ve Fransızlara
karşı tutumu sert ve acıdır Türkiye iki ay öncesine nazaran daha zayıftır.
îngiltereyle müzakerelere başlamadan önce Türk malları karşılığı Almanyaya
ısmarladıkları ağır silâhlar muntazaman gelmekteydi şimdi bunlar durdu.
Ayrıca General Orbay ve asker otoriteler durumun farkındalar. Almanlar ise bu
müzakerelerin kesilip Türklere kendi teklifleriyle yanaşmak için önemle ve dikkatle
bakıyorlar
Sahife No: 598 Vesika
No: 551
4 Ağustos 1939
Lord
Halifax’tan Mr. CampbeJFe (Paris)
.................... 1 — Fransız hükümetinin cevabına teşekkür
ederiz, onu Türk hükümetine göndereceğiz.
310
2 — Türk hükümeti Romanya
ve Yunanistana verilen garantiyi kâfi bulmamakta, Bulgarların Türkiyeye hücumu
halinde de garanti istemektedir.
3 — Yugoslavya’ya Almanlar
tarafından bir taarruz olursa Türkiye kendini tehlikede görmedikçe yardım
etmiyecektir.
6 — b) Türk hükümeti
Akdeniz mıntıkasına Adriyatik ve boğazları katmakta fakat Karadeniz’i buna dahil
etmemektedir
Sahife No:
601 Vesika
No: 552
4 Ağustos 1939
Lord HaSifaxTan Mr. CampbelFe :
......................... Türkiye, İngiltere ve Fransa’nın aralarındaki
anlaşma aşağıdaki gibidir.
1 — İngiltere ve Fransa
Akdenizde bir Avrupa kuvvetinin saldırısına uğrarsa Türkiye bunlara yardım edecektir.
2 — Türkiye Akdenizde
tecavüze uğrarsa Ingiltere ve Fransa yardım edecektir.
1 — Türkiye bir Avrupa
kuvvetinin tecavüzüne uğrarsa İngiltere ve Fransa yardım edeceklerdir.
2 —■ İngiltere ve Fransa
bir tecavüze uğrarsa Türkiye yardım edecektir.
7 Ağustos
1939
Sir Knatclıbull Hugesseıfden Lord Halifax’a :
......................... Türkiye ile Rusya arasında gizli ve özel bir
an-
311
İaşrna
yapmaktadır. Potemkin Ankarayı ziyaretinde şu üç nokta üstünde durdu:
1 — İngiltere, Fransa, Rusya ve
Türkiye arasında bir anlaşma.
2—
Rusya, Türkiye ve Balkan devletleri arasında bir anlaşma.
3 — ilk ikisi yürümediği
taktirde Türkiye ile Rusya arasında bir anlaşma.
Saraçoğlu Moskovaya giderse İngiltere ile Rusya
aracında iyi bir aracı rolü oynıyabileceğini söyledi.....................................................
CIET 7
Sahife No: 10 Vesika
No: 9l |
15 Ağustos
1939 |
Sir KnatchbalFdan Lord Halifax’a : I
1 ...................... Türk Hariciye Vekili, Sovyet hükümetinden: <5 kendileriyle bir anlaşma
yapmağa hazır olduklarım bil- |
diren
teklif aldıklarını söyledi. Ancak Sovyet hükümeti 1 aşağıdaki beş soruya cevap
istemektedir. 1
1 — Anlaşma sırf bir
tecavüze karşı mı olacak? |
2 — Anlaşma sırf denizler
için mi, yoksa hem deniz;
ve hem
de kara için mi olacak? -d
3 —• Anlaşma sırf
Türklerle Ruslar arasında mı ola- -i cak, yoksa Ingiltere ve Fransayı da ihtiva
edecek mi? 3
4 — iki devletin
mütecavize karşı müdafaalarını mı ihtiva edecek, yoksa taraflar başka
taahhüdleri yüzünden de harbe girerlerse de muteber olacak mı?
5 — Bu sonuncu durumda
Türkiyenin başka hangi,
devletlerle bu tip anlaşmaları vardır?........................
Sahife No: 26 Vesika
No: 28
16 Ağustos 1939
Lord Halifax’tan Sir KnatchbulFa :
......................... Aşağıda yazılı sebeplerle Türk İngiliz ticaret
anlaşmasını geliştirmek imkânsızdır.
Özet:
Yeni bir durum olana kadar Majestenin hükümetinin anlaşmayı uzatmasına imkân
yoktur.
313
Madde e
— Tüccarlar şikâyet ediyorlar. Majestenin hükümeti tüccarlarının menfaatlerini
korumak ister ve Takas usulüyle ticaret yapmaktan hoşlanmaz.
Netice : Bir delege gönderin müzakere yapalım.......................
Salıife No: 131 Vesika
No: 152
22 Ağustos 1939
Mr. CampbelFden Lord Halifax’a :
..................... Alman ve Rus saldırmazlık paktını Ingiltere ve
Fransa korkuyla gözlüyör.....................
Sahile No: 140 Vesika
No: 161
23 Ağustos 1939
Sir Knatchbull’dan Lord Halifax*a :
..................... Alman hükümeti Türk hariciye vekâletine aşağıdaki
üç maddelik notayı vermiştir:
1 — Türk hükümeti dış politikası
yüzünden Alman.' firmalarına ısmarladığı bütün malları almaktan vaz geçsin.
2 — Alman hükümeti Türkiyeye
kredi vermiyecek- tir. Bilhassa 60 milyon marklık harp malzemesi veril-
miyecektir.
3 — Türk hükümeti bu şartlara
razı gelmezse Alman hükümeti Türkiyeyle olan ticaret anlaşmasını yeni--
lemiyecektir. Diğer taraftan Türkler razı olurlarsa Alman hükümeti derhal
müzakerelere ve Gölcükte bir de- nizüstü yapmağa hazırdır.
Türk Hariciye Vekili bundan sonra Alman
baskısına, dayanmanın çok zor olduğunu söyledi...............................................................
25 Ağustos
1939
Sir,
Knatchbull’dan Lord Halrfax’a :
............................ Türk Hariciye Vekili Alman büyükelçisiyle çok
. sert bir konuşma yaptı. Türk hükümeti kendisini ekonomik bir dominyon
yapmayacaktır, Türk hükümeti kendisini serbest hale getirecek adımları atacak,
Alman hükümeti silâhlar mevzuunda sözünü tutmadı. Türk hükümeti de Almanyadaki
askerî ve teknik elemanlarını geri çekecektir, dedi..........
Lord
Halifas’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :
......................... Alman hükümetinin Türk hükümetine müthiş bir
baskı yaptığı meydanda. Acaba Fransız hükümeti Türk tütününün bir kısmını alsa
bir yardımı olur mu? Türkler belki de tarafsızlıklarını Almanyaya veya Rusya’ya
yüksek bir fiyatla satabilirler. Türk hükümetinin durumundaki en küçük
değişikliği bana derhal bildiriniz.........................
Sir
Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax*a :
............................ 1’
— Hariciye Vekiline mesajınızı verdim, telgraftaki son cümle faydadan çok
zarar getirir.
2 — Bizim sadece dostluk
ifadelerimiz ve hislerimiz maalesef burada sadece tehlikeli bir şüphe
uyandırıyor. Türkler Majeste bizim dostluğumuza kıymet veriyorsa bunu maddî
olarak ispat etsin diyorlar.
4 — Fransız meslekdaşım
ve ben Türk hükümetinin herşeye rağmen bugünkü politikasına devam edeceğini
315
.sanıyoruz. Yunan elçisi de aynı kanaatte Alman
elçisi her ■çeşit hileyi çevirmeğe çalışıyor...................................................
■Sahife
No: 242 . Vesika
No: 300
2S Ağustos
1939
Lord Halifas’taıı Sir Knatehbull Hugessen’e :
...................... Şu. sırada Türkiyeyi sulh cephesinde tutmak hayatîdir.
■ Majestenin hükümeti bunun için her fedakârlığı yapacaktır, bu sebeple Türk
hükümetinin her istediğini yapmağa çalışacağız. Ümit ederim ki Von Papen’le re-
kâbet ederiz
Sahife No: 243 Vesika
No: 301
25 Ağustos 1939
Lord
Halifax’tan Sir Knatchbull Hugesseu’e :
...................... Bana verilen bir fikre göre politik, askerî ve
bahri yüksek rütbeli şahıslardan kurulu bir heyet bir iyi niyet jesti olarak
derhal Türkiye’ye gönderilmelidir.
2 — Bu mevzuda fikrinizi
bildiriniz, Türklere kendileriyle iş birliği yapmağa ne kadar önem verdiğimizi
gösteriniz.
3 — Şayet bu fikri iyi
bulursanız Türk hükümetine böyle bir heyeti iyi karşılayıp karşılamıyacağmı
sorunuz.
4 — Böyle bir misyon işe yarar
mı? Yoksa Türklere on milyon sterlin’in üstünde fayda ve silâh sağlıyacak bir
yetki de verelim mi?
5 — Şüphesiz bu işin tehlikeli
tarafı şudur ki, Türk
hükümeti kapılarına kadar gelen böyle bir
heyetten daha fazla talepte bulunabilir ve bir anlaşma yapmadan bırakmazlar.
Ve üstümüze daha fazla baskı yapabilirler
316
26 Ağustos
1939
Sir
Knatchbul Hugessen’den Lord Halifax’a :
....................... Bahsettiğiniz misyon bir panik yaratabilir ve
Türk hükümetine itimatsızlık gibi telâkki edilebilir.
2 — Böyle bir misyon
Türkleri daha fazla talebe sevk edecektir.
3 — Alman büyükelçisi
Cumhurreisi ile bir görüşme yapacak, fakat Reisicumhur'un Alman tehdid veya
rüşvetine teslim olacağını sanmıyorum.
4 — Türk hükümetine malî ve
ekonomik yardım
borç vermek, tütünlerini satın almak veya her
ikisi etkili olabilir
Sir
Knatchbul Hugessen’den Lord Halifax’a :
....................... Hariciye Vekiliyle konuşmam, çok tatminkârdı..
Türk hükümeti politikasını değiştirmiyeceğe benziyor.
4 — Von Papen’in
faaliyetlerini sordum. Hariciye: Vekili bana teminat verdi.
5 — Von Papen Cumhurbaşkanı
ile bu akşam görüşecek
Lord
Halifax’tan Sir Kiıatchbull Hugesseıı’e :
....................... Rus - Alman anlaşması üzerine meydana gelen
yeni durumu Türk hükümetiyle müzakere ediniz.
6 — Türk hükümeti Ruslardan
çekinebilir, fakat eminim ki İngiltere ve Fransayla dost olan yeni Türkiye
Rus
düşmanlığıyla başa çıkabilir. (Eğer bu düşmanlık bir gün meydana çıkarsa),
7 — Bir harp halinde Türkiye de yer alacaktır ve
Rusya’nın yardımına rağmen karşı taraf çökecektir. İngiltere Türkiyenin lıemen
arkasında olacaktır
Sahife No: 276 Vesika
No: 341
26 Ağustos 1939
Sir
Kuatehbul Hugessen’den Lord Halifax’a :
.................... Fransız Büyükelçisi Molotov’a Türklerle müzakere
edip etmediklerini sormuş, Molotov, cevaben inisiyatifin Türklerin elinde
olduğunu söylemiş ve başka eevap vermemiş.
2 —•■ M. Naggiar, Türk
büyükelçisine Türk Hariciye Vekilinin Moskova’yı ziyaretinin iyi olacağını
söyledi.
3 — Buradaki Sovyet elçisi de
hariciye vekâletine
aynı şekilde söyledi............
Sahife No: 320 Vesika
No: 404
28 Ağustos
1939
Lord
Halifax’tan Sir Kııatchbull Hugessen’e :
.................... Ekonomik ve malî problemler çok mühim olmasına
rağmen şu ara borç vermemize ve Türk tütününü satın almamıza imkân yoktur.
3 — Hazine memurlarımız
kendilerinin eski arkadaşları olan Hali t Nazmi Keşmir ile uzun ve dosthane
bir görüşme yaptılar ve Türk heyeti Majestenin hükümetinin elinden geleni
yaptığını ilân etti..............
Sahife No: 383 Vesika
No: 439
29 Ağustos
1939
Sir W.
Seeds’den Lord Halifax’a :
.................... Alman Rus anlaşması imzalandı :
318
4 — Türk Cumhurreisi Mr.
Molotov’a Rus - Ingiliz:
- Fransız anlaşmasını sür’atle bitirmeyi
arzu eden bir mesaj gönderdi. Ve aynı şekilde bir cevap aldı. Bu da , Rusya’nın
mütecaviz olmıyan milletlerin arasında .yer aldığını gösteren en açık bir
delildir..................................................................... #
Sahile No: 409 Vesika
No: 535 1
30 Ağustos 1939 |
Lord Halifax’taıı Sir Kuatchbull Hugessen’e : 1
........................... Anlaşmada aşağıdaki değişiklikler yapılmıştın
İ metnini veriyorum:........................... I
2 — Başlangıç şöyle olacaktır. Fransa Curnhurbaş- |
kanı, Ingiltere - İrlanda - Denizaşırı İngiliz
dominyonları | Kralı ve Hindistan İmparatoru Majeste ve Türkiye Cum- |
hurbaşkanı 1
7 „ Anlaşma 15 yıl
yürürlükte kalacak ve ancak | tarafların birinin 6 ay önceden ihbarıyla ilk 5
veya 10’un- cu yıllarda biterecektir.
Bu anlaşma Ankara’da imzalanmıştır..................................................... J
Sahife No: 462 Vesika
No: 623 j
31 Ağustos 1939
Lord Halifax’tan Sir P. Lorine’e (ROMA)
........................... Türkiye ile anlaşmayı bir kaç güne kadar imza-
j lamayı ümid ediyoruz. Bu anlaşmanın çok nazik hususları hakkında
Italyan hükümetine anlaşma yapılmadan. j önce izahat vermek akıllılık
olur, , Ş
2 —
Şöyle ki: Bazı hususlar hakkında karşılıklı |
yardım anlaşmasıdır. Bu anlaşma hiç bir devlete
karşı değildir. Majestenin hükümeti îtalyayla iş birliğine devam edecektir. Bu
anlaşmanın yapılması bunun değişeceğini ,i göstermez.
319;
3 — Fransız hükümeti 23 Haziranda
yaptığı anlaşmayı size bildirmişti. Bu da aynı anlamı taşımaktadır..........................................................
Sahife No: 471 Vesika
No: 635
1 Eylül 1939
Lord Halifax’taıı Sir KnatchbulPHugessen’e :
................... Hariciye vekiline lütfen aşağıdaki hususları
bildirin :
1 — 35 milyon sterlin silâh kredisi :
a —■
Majestenin hükümeti Türkiyeye verdiği 10 milyon sterlin silâh kredisini
silâhları ancak bizden almak şartiyle vermektedir.
b —• Majestenin hükümeti Türk hükümetine maalesef
başka memleketlerden silâh alması için para veremez
Yakın tarihimizin olaylarının perde arkasını
vesikalarından görmüş bulunuyoruz. Bu vesikaların ışığı altında Kıbrıs
olaylarını incelemekte fayda olacağı mütaala- sıyla Orta Doğu Enstitüsünün 1966
Kış dergisinde çıkan bir yazıdan (16 sayfalık bir yazıdır), yaptığımız incelemeyi
Türk okuruna sunar müttefikimiz olan bazı devletlerin bugünkü politikalarıyla
dünkü politikaları arasında. Türkiyemiz lehine nasıl bir fark olduğunun
taktirini okuyucuya bırakırız. E.U
THE MIDDLE EAST INSTITUTE
Cilt 20, No: 1, 1966 Kış, Basıldığı yer
Washington D. C.
Yazarı : Stephan G. Xaydis
.......................... Yunan hükümeti Girit adasına sığındığı zaman
işgal altındaki Yunan halkının moralini yükseltmek ve Yunan hükümetinin
sığınacağı kendisine ait bir yer bulması için Kıbrıs adasının Yunan Kralı II.
George’a hediye edilmesi lüzumunu İngiliz hükümetine bildiriyordu.
.1941
Şubatında Atina’ya ikinci defa gelen Eden, Kıbrıs’ın istikbali İngiltere ve
Yunanistan arasında halledilecektir, diyor ve Churchill Kıbrıs’ın Yunanistan’a
verilmesi fikrini savunuyordu. Sürgündeki zayıf hükümetler bütün varlıklarıyla
Ingiltereye bağlı oldukları halde ağır basamadılar.
1942’de
Yunan hükümeti Amerikaya müracaatla Kıbrıs konusunda dikkatini çekti. Ve bu
mevzuun Yunanis- tanla İngiltere arasında halli lâzım geldiğim bildirdi.
1945’de
Yunan Dışişleri Bakanı Kıbrıs asıllı Alexis A. Kyrcu, Ehosis’in baş savunucusu
olmasına rağmen, bu ara tehlikeli olabileceği düşüncesiyle Kıbrıs meselesini
kurcalamadı.
1946*da
Ingiltere ve diğer emperyalistlere karşı olan KKE, hükümetleri Kıbrıs konusuna
ihanet etmekle suçlu-
321
ycıdu.
Bunlar Türk Trakyasını bile istiyorlar ve în- giltereye Enosis için delegeler
gönderiyorlardı.
1’947’de
Yunan hükümeti Kıbrıs konusunda îngiltereyle dosthane konuşma1 ara
başladı. Bu arada ortaya çıkan Truman doktrini Yunanistamn daha rahat hareket
etmesini sağladı. Nitekim:
1948’de
Yunan Kralı Paul Amerikalı gazetecilerle yaptığı bir konuşmada Kıbrıs'ı
istediklerini ve Amerika ile îngiltereye istedikleri yerlerde üstler vermeğe ha
■ zır olduklarını bildirdi.
1949
senesindeki malî güçlükler sebebiyle mesele geri bırakıldı, fakat Kıbrıs’ın
başına getirilen papazlar ve bilhassa Makarios Enosis’ten konuşmaya başladı.
Ve bir
konuşmasında ana Yunanistanla birleşinceye kadar bize rahat yoktur, dedi.
1951’de
sahnede üç aktör var. Makarios, Yunan hükümeti ve Koministlere karşı savaşmış
olan Grivas. Bunların her üç de Kıbrıs’ın Yunanistanla birleşmesini"
Birleşmiş Milletlerden talep ettiler. Amerikaya ve insan hakları komitesine
durumu bildirdiler. Eden Ro- ma’da bir konuşma tertipliyerek bunda Kıbrıs’tan
hiç bahsetmemelerini Yunan ılara teııbih etti. Fakat Yunanlılar bunu
dinlemeyerek Kıbrıs’tan söz acınca bu Eden”i kızdırdı. Böylece Kıbrıs mevzuu
görüşülemedi.
Yunanistan
ve Türkiye Nato’ya kabul edildikten sonra ada Yunanistana verilirse bunu Nato
emrine tahsis edeceğiz, dediler. Eylül ayında Makarios Birleşik Amerikaya ve
Birleşmiş Milletlere gitti. Grivas ise adaya giderek dağlık bölgede
mücadelenin esasını tespit etti.
322
1953
Şubat’mda Atina’ya dönen Grivas askerî bir komiteye mücadelenin esasını an1
attı. Adada çatışmak suretiyle Birleşmiş Milletlerin dikkatini adaya çekebileceklerini
anlattı, bunu kabul ettiler.
7 Mart 1953’te Makarios ve bir
grup adam Atina’da hayatlarını Enosis’e vakfedeceklerine ve yapacakları her
hareketi büyük bir gizlilik içinde yürüteceklerine yemin ettiler.
Türk -
Yunan - -Yugoslav hükümetleri arasında beş yıllık bir dostluk anlaşması imza
edilirken General Papagos Kıbrıs meselesini Yunan hükümeti adına Birleşmiş
Milletlere getirdi. Grivas ise ilk malzemeyi 2 Martta adaya çıkarttı.
Atmadaki
İngiliz elçisi Başvekil Papagos’a bazı İngilizlerin Kıbrıs hakkmdaki
fikirlerini bildirdi. Aslında bu fikirler resmî kaynaklardan gelmesine rağmen
gayri resmî gibi hareket edilmesini ve bir anlaşmaya varıhncaya kadar çok gizli
tutulmasını istiyorlardı. Bu konuşmaya göre aşağıdaki kararlar verildi:
a — İngilizler
Kıbrıs halkı için selfdeterminasyonu kabul ediyorlar.
b —
Yunan hükümetinin kabul edeceği bir anayasayı Kıbrıs için garanti ediyorlar.
e —
Sekiz.seneden daha uzun bir zaman geçmemek şartıyla selfdeterminasyon
zamanının geldiğini haber verecekler
Nihayet
Kıbrıs’ta ayaklanmalar başladı. Bütün bu mücadele 19’uncu asırda Osmanlı
İmparatorluğunda yapılanların aynı şekilde yürütülüyordu. O zaman da şahıslar
çarpışır ve bunlar hükümetçe desteklenirdi. Yunan hükümeti Grivas’a her türlü
yardımı yaptı. Yunanistan’ın politik ve moral desteği her zaman onunla beraber
oldu...
Önsöz 3
Cilt' I 1895 senesi .................................................................. 7
Cilt 2 1900 senesi ................................................................ 11
Kısım III Bağdat Demiryolu..................................................
13
Cilt 4 1903 senesi ................................................................. 16
Cilt 5
Kısım 30 Düşüş akşamında Türk İmpara
torluğu 19
Saray memuran .................................................................... 20
Hükümet memurları ............................................................. 22
1907 senesinde
İstanbul olayları ............................. 27
1907 senesinde Edirne olayları ............................... 28
Kısım
III Türkiyede tahsil ve halkın fikrî yapısı 29
Türk ordusu ve bahriyesi ................................................... 33
Türk donanması ... ............................................................... 35
Hamid diplomasisi ............................................................... 36
Ticarî münasebetler ............................................................. 37
1905 yılında büyük devletlerin donanma
gösterisi 42
Bulgar, Sırp, Yunan faaliyeti hakkında rapor... 44
Dahilî organizasyonların faaliyetleri ................................... 45
Sırp faaliyeti hakkında rapor ............................................... 47
Yunan faaliyeti hakkında rapor ........................................... 48
Türkiye ve büyük devletler 1906 yılı raporundan 50
Mr. Block’un Osmanlı mâliyesi hakkmdaki raporu 51
Sınaî hudud hâdisesi ............................................................ 55
Cilt 5 1908 senesi vesikaları ................................................ 58
Anayasa hareketi ................................................................. 59
1908 ihtilâline muhtelif devletlerin
reaksiyonları 65
Dahilî kaynaşmalar .............................................................. 66
1’908 ihtilâli için neler söylendi .......................................... 77
Balkan harblerinden 1914’e kadar geçen devre 83
Trablusgarp Harbi .............................................................. 100
Arnavut isyanı .................................................................... 114
Balkan Birliğinin hazırlanması ...................................... ,... 117
Balkan Harbi devamı ......................................................... 122
324
Sahif^
İkinci Balkan
Haroı .-. 136 j
Üçüncü Balkan
Harbi 142 î
Cilt 10 Balkan
Harbi devamı 147 |
Adaların
Yunanistan’a verilişi ile ilgili dokümanlar 1'53 1913 - 14 Genel Balkan
politikası 165 |
1913 -14 Ermeni
reformları 168 £
1913 -14 Ermeni
reformları 171
Postdam
toplantısı ... 181
İran - Rus
münasebetleri -. 185 >
Kurtuluş Savaşı
dokümanları 1’88 {
İngiltere’nin Rusya’ya gönderdiği nota .................................. 200 [
Wilson’un evinde ................................................................... 200 i
Türk Milliyetçileri ................................................................ 207 [
Dahilî durum hakkında rapor ................................................. 207 i
Aydın vilâyetindeki İngiliz menfaatleri ................................. 208 J
Aydın vilâyeti haricindeki ngiliz menfaat1
eri ... 210 İ Harbord’un raporu ......................................................... ... ... 212 <
Tasviri Efkârdaki karikatür için rapor .................................... 213
27 köyün
eşrafı tarafından İngiliz yüksek komi
serliğine
yazılan yazı „ 216 Ş
Türk meselesi hakkında ikinci toplantı .................................. 218
Ermenistan ........................................................................... 222 s
14 Şubat
1920 Londra konferansı .......................... 225
Îngüîz Hariciye Vekâletindeki toplantı ...................... '......... 228]
(10 Mart 1920) Alınan kararlar .............................................. 232 j
Patrik L. Doretheos’un mektubu ......................................... . 236
San Remo Konferansı ............................................................ 238'
Lympne’de yapılan toplantı .................................................. 244;
ViVa Belle’deki toplantı ....................................................... 245 j.
Villa Fraîneuse’deki toplantı ................................... .-........... 246
Türk hükümetine verilen cevap ............................................. 247'
Cilt 13 ...................... ............................. 256 f
Türkiyedeki genel durum . 2611
Sulh anlaşması ... . 264^
Bağımsız Türkiye ... . 286
1939 senesi dokümanları . f 288 J
Kıbrısta güç günlere doğru ................................................... 320/:
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar