Print Friendly and PDF

İNGİLİZ GİZLİ BELGELERİNDE TÜRKİYE





 


The British Documents on the origin of the war
1896 - 1914

His Majesty’s stationary office
London - 1927

BİRİNCİ KISIM
1896 - 1908

İncelemeyi yapan:
EKOL ULÜBELEN

Satış Yeri :

AYKAÇ KİTABEYİ

 
İSTANBUL - 1967

Bu kitabın hazırlanmasında büyük yardımları geçen? , ablam Profesör Dr. Ayhan Ulubelen’e teşekkür ederim*’ 5.8.1967

Erol ULUBELEN ,

YAYLACIN MATBAASI

İSTANBUL — 1967

ÖNSÖZ

Aşağıda okuyacağınız belgeler kırkaltı büyük cilt tu­tan ve ortalama biner sahifelik İngiliz gizli belgelerinden alınmıştır. Bu kitaplar iki kısım olup birinci grubu teşkil edenler 1896 dan Kurtuluş Savaşımıza kadar geçen dev­rede Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için başta İn­giltere olmak üzere Avrupamn emperyalist devletlerinin, çevirdiği bütün oyunları en açık şekilde ortaya koymak­tadır, İkinci grup ise II nci Cihan Harbi arifesinde çevri­len oyunları göstermektedir.

Bu belgelerin bize öğreteceği pek çok şey vardır: İl­ki emperyalizmin gerçek karekteri, dün, bugün ve belki yarın da aynı kalacak karekteri; İkincisi devletler arası ilişkileri mutlaka şahıslar arası dostluklardan ayırmak gerektiğidir. Devletler arası ilişkilerde devamlı dostluk­lar ve devamlı düşmanlıklar yoktur, olamaz da. Akıllı idareciler için sadece millî menfaatler vardır, diğer bütün münasebetler bu nihaî gayeye varmak için birer vasıta­dır. Devlet adamları için büyüklükte, ebedîlikte ancak bu­nu anlamakla mümkündür. Ve nihayet bu vesikalar bize halklarına ihanet eden devlet adamları ile gerçek vatan­perverler arasındaki farkı açıkça göstermektedir.

Bu belgeler için neler söylediler :

İlhan Selçuk:

Cumhuriyet gazetesinde defalarca bu belgeleri konu olarak aldı ve 7 Ocak 1967 de yazdığı gibi: «Çök önemli bir tarih döneminde yaşıyoruz ve yaşadığımız günlerin

4

değerini gereğince tartacak bilinçten yoksun görünüyo­ruz. Çünkü Millî Kurtuluş Savaşımızın anlamını kavra­makta yetersizlikler içindeyiz.

Dün çıkan Yön dergisinde İngiliz dış politikasının gizli belgeleri yayınlanmaya başlamıştır. İngiliz Dışişleri

• Bakanlığıyla çeşitli başkentlerde bulunan İngiliz yetkili­leri arasındaki gizli yazışmalarda açığa vurulan korkunç plânları okumak ve dünden alacağımız derslerin ışığında ^günümüzü değerlendirmek bizleri uyaracaktır...»

15            Temmuz 1966 Yön

Profesör Cahit Tanyol :

«... Bu belgeler günümüzün ışığında bizim tarafımız­dan değerlendirilince ortaya korkunç hakikatler çıkmak­tadır ki bunların üzerinde düşünmek ve durmak gerekir.

Ülkemizde devlet bilincine ve toplum mutluluğuna kendilerini adamış olan aydınlar Yön’de çıkan belgeleri okumak ve üzerinde düşünmek zorundadırlar.

Şimdi bu belgelerden kaderimize ışık tutar diye bir kaç örnek alalım...»

Çetin Altan :

«Büyük İhanet, isimli makalesinde :

Batı emperyalizmi 1918 den beri gözlerini dikmiştir Türkiyeye. Ve hep hesaplı bir i plânı hiç bir direnç gör­meden adım adım uygulamaktadırlar. Bu konuda birçok belge yayınlanmıştır. Bu arada YÖn’ün son sayısında ya­yınlanan belgeler Batı emperyalizminin Türkiye hakkın- daki kanaatini iyice açığa çıkartmaktadır.»

5             Ağustos 1966 Yön Başyazı D. Avcıoğlu’ıum yazdı­ğına göre:

Hüseyin Pesviz Halemi, emperyalizmi din istirmar-

5

cılığım ve komprador oyunlarını YÖn’deki vesikalara da­yanarak açıklamıştır.

İlhami Soysal :

«Tarih tekerrürdür :

... Tarih tekerrür eder mi etmez mi tartışmasını yet­kililerine bırakarak, biraz kendi tarihimize bakmakta fay­da olduğunu sanıyoruz. Geçenlerde sözünü ettiğimiz ya­rım yüzyıl öncesine ait Ingiliz Devlet arşivlerinin yayın­lanmakta olduğu gizli belgeleri tarihin tekerrür edip et­mediği hususundaki tartışmalara ışık tutacak ölçüde­dir ...»

Ayrıca, muhtelif makale ve kitaplara atıflar hâlinde girmiş olan bu belgelerin bize öğretmesi gereken en bü­yük gerçek Türk ulusunun savaşarak çok az şey kaybet­tiği, fakat hile ile ve başka devletlere güveni yüzünden çok fazla şey kaybettiğidir. Bunu bir kere daha anlamak için 1916 senesinde harpte müşahit olarak bulunmuş olan bir Amerikan Kurmay Heyeti tarafından yazılan Çanak­kale Muharebesini okumak faydalı ve Öğretici olacaktır. Aynı konuları işleyen Emperyalizm ve Milliyetçilik isim­li kitabı da okumak, nerelerden geçerek bugüne geldiği­mizi göstermesi bakımından ilginçtir.

Erol ULUBELEN

1  Ağustos 1967

İSTANBUL

CİLT I

'Sahife No 1                                                     Vesika No 1

14   Ocak 1905

Mr. J.A.C. Tilley tarafından :

...................  Çin ve Japonya aralarında sulh yaptıktan son­ra, Majestenin Hükümeti Çin Hükümetine 35 milyon Ster­lin borç vereceğini söyledi. Fransa ve Almanya da borç vermeği çok istiyorlar. Rusya da, 16 milyon Sterlin borç vermeği taahhüt etti     

Sahife No: 3                                                         Vesika No 2

1   Arahk 1897

Sir. E. Satovv’dan Markiz Salisbury’ye :

...................  Kiao - Chan körfezinin Alman misyonerlerinin öldürülmesi gerekçesi ile işgali, Çin Hükümetinde karı­şıklıklara sebeb oldu. Gazeteler İngiltere de dahil bütün ; Avrupanm Çin’i parçalamak istediğini yazıyorlar.

Sahife No 5                                                          Vesika No 5

17  Ocak 1898

Markiz Salisbury’den Sir. N. O’Conor’a :

...................  ((Gizlidir) Çin mevzuunda İngiltere ve Rusya birlikte çalışmağa karar verdiler ......

jr Sahife No 8                                                      Vesika No-9

I                                         25 Ocak 1898

I             Markiz Salisbury’den Sir. N. O’Conor’a :

-             .... (Gizlidir) ... Bizim fikrimize göre; Çin ve Türk

İmparatorlukları öylesine zayıftır ki, bütün hayatî me­selelerde bizim hâriciyemizin tavsiyelerine tamamen uya­caklardır. Fakat İngiltere ve Rusya tavsiyelerde bulunur­ken hep birbirlerine zıt hareket ediyorlar. Şayet Rusya ile anlaşırsak bunda her iki memleketin müşterek men­faatleri vardır. Kendimi hiç bir kayda bağlamadan sırf gerçekleri teslim etmek için şöyle söyliyebilirim: Türki­ye’nin Karadeniz’e çıkan boğazları ve Bağdad’a kadar olan Fırat vadisi Rusları ilgilendirir. Diğer taraftan Tür­kiye’nin Afrika toprakları ve Bağdat’tan aşağıda kalan, kısımları bizi ilgilendirir; buralarda İngiliz menfaatleri, vardır.

Aynı şekilde Çin’de de Hoango vadisinde ve Kuzey Yangtze vadisinde müşterek menfaatlerimiz vardır. \

Şayet biz iki memleket birbirimizle anlaşır ve müş­terek hareket edersek çok iyi olur. Zira bu iki memleket, söz konusu bölgelerdeki kendi menfaatlerinden haberdar değillerdir...

Sahife No 9                                                        Vesika No 10

2  Şubat 1898

Sir. N. O’Conor’dan Markiz Salisbury’ye :

..................  (Gizlidir) İmparator (Rus) dün geceki baloda r teklif ettiğiniz anlaşmanın çok gizli tutulmak kaydı ile, yapılabileceğini söyledi         

Sahife No 50                                                      Vesika Nö 68)

2  Şubat 1898

Markiz Salisbury’den Sir. H. MacDonelFe:

..................  Bu gün Portekiz Vekili, Almanların Portekiz’i; Afrikadaki kolonileri yüzünden tazyik ettiklerini söyledi. Ben ise Portekizlilerin yeni gümrük kanunlarını kabul edemeyeceğimizi söyledim. Zira Türk İmparatorluğunda,.

9'<

Brezilyada, ve birçok yerlerde gümrük menfaatlerimiz vardır. Bu gümrük ipotekleri verdiğimiz borçlarla ilgili olup, doğrudan doğruya bizi ilgilendirir             

Sahife No 208                                                  Vesika No 254

26 Mayıs 1899

Markiz Salisbury’den Anthopoul Paşaya :

.................  Sizin, Majestelerinin Hükümetine ve Fransız; Cumhuriyetine yolladığınız notaları almak şerefine nail olduk. Majeste Sultanın Devletinden elde ettiğimiz top­rakları derhal iade edeceğiz. Mısır’a gelince Majesteleri­nin hükümeti burada kalmak kararındadır ..............................................................

Sahife No 249                                                  Vesika No 310

2  Şubat 1900

Sir. H. Kumbold’dan Markiz Salisbury’ye :

.................  (Gizlidir) ... Güney Amerikada harp mühim hâdiselere doğru gidiyor. Ruslar ise Afganistan ve Iran üzerinde askerî hazırlıklara girişiyorlar. îngilterenin en küçük bir zaafiyeti dünya kuvvet muvazenesini bozabilir. Ingiltere Donanmasını derhal Selanik ve Besika körfez­lerine göndermelidir. Ecnebi basında aleyhimizdeki neş­riyat artmaktadır, bu ilerde bize bir felâket hazırlıyabi- lir       

Sahife No 290                                                  Vesika No 360

7  Mart 1902

M. Lansdovvne’den Lord Curre’ye :

.................  Majestelerinin Hükümeti Fransız Hükümeti ka­dar hevesli olmasa hile, İtalyanların Trablusgarp ve Ben- gazi üstündeki isteklerini dosthane bir şekilde karşılıya-* çaktır. Anlaşmalar Italyan Hükümeti lehine değiştirile­bilir         

Vesika No 367

10

Sahife No 296

15 Şubat 1898

Mr. Mil bankeri in notları :

.............  (Çok gizlidir) ..........  Balkanlarda Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlılar arasındaki anlaşmazlıklar çok ya­kınlarda Mekadonya’da hâdiselere sebep olabilir. Ruslar en çok Yunanlılara ehemmiyet veriyorlar. Bulgaristan çok fazla kuvvetlenirse Ruslar boğazlardan hak elde et­mek şartiyle Türklerle Bulgarların aralarına girebi­lir       

CİLT II

Sahife No 20                                                 Vesika No 24

31 Ekim 1900

Sir. E. Laseells’den Markiz Salisbury’ye :

.............  Ruslar bütün anlaşmalara rağmen Çin’den bü­yük parça koparmağa çalışıyorlar. Avrupanm büyük dev­letlerinden başka Amerika ve Japonya da Çin’le ilgilidir. Çin’le herkesi tatmin edici bir anlaşmaya varılmalı­dır                  

Sahife No 53                                                 Vesika No 72

11  Nisan 1901

Sir. F. Laseells’den Markiz Landsdowne’e :

.............  İngiltere’nin prestiji kendisine takdim edilen fırsatlardan istifade etmediği için azalmaktadır ve bunu görmek çok acıdır     

Sahife No 73                                                 Vesika No 94

9   Kasım 1901

Sir. Bertie’den notlar :

.............  Almanya’nın Türkiye ile olan dostluğu çok önemlidir. Bu dostluk Almanlar a İktisadî menfaatler sağ­lamaktadır. Küveyt meselesinde hem Türkiye’yi hem de Rusya ile Avusturya’yı bize karşı kullanmağa çalışıyor­lar. Şayet Almanlar Akdenizde bir liman ele geçirirlerse bizim bahri durumumuz bozulabilir            

«0

12

Sahife No 94                                               Vesika No 104

11 Eylül 1901

M. Lensdovvne’den Sir. F. Lascelles’e :

............  Türk Hükümetine, Küveyt meselesinde İngiliz menfaatleri olduğu anlatıldı. İran körfezi ve Küveytte Majestelerinin Hükümetinin menfaatleri vardır, bu böl­gelerde Sultan’ın başkalarına haklar vermesine taham­mül edemeyiz ve bu durumlar Türk menfaatleriyle de ça­tışabilir. Bütün bunlar Türk Hariciye Vekiline Bildiril­di       

KISIM III

BAĞDAD DEMİRYOLU

Konu ile ilgili vesikalara yer yer rastlıyacağız, biz anevzuun önemi sebebiyle -Emperyalizm ve Milliyetçilik- isimli kitabın bu konudaki fikirlerini buraya almayı fay­dalı gördük, '

Ortadoğu Avrupalı emperyalist devletlerin dünyayı kontrol amacıyla yaptıkları büyük mücâdelelere sahne oldu, bu bölgenin zengin tabiî kaynakları, Uzak doğunun ticaret yollarını kontrol eden stratejik değeriyle birleşin- •ce, batıkların onu derhal yutmak istedikleri büyük bir mükâfat haline geldi. 1889 da Alman İmparatoru II nci William’ın îstanbulu ziyareti Ortadoğu’da yeni bir dev­rin başlangıcı oldu. Bu ziyaret emperyalist Almanya’nın Ortadoğu’ya duyduğu ilginin bir delilidir.

Almanya birliğini çok geç elde etmişti. 1871 de Al­manya siyaset sahnesine çıktığı zaman dünyanın kıy­metli kolonileri çoktan paylaşılmıştı. 1886 da bir Alman âlimi: (Doğu ihtiraslı milletlerin kontrolü altına girme­yen tek yerdir, orası kolonileşmek için şahane bir alan­dır, şayet Almanya bu fırsatı kaçırmazsa, dünyanın pay­laşılmasından en iyi parçayı almış olacaktır) dedi, Bu fi­kir Kayzer’in dikkatini Ortadoğu’ya çevirmiştir. Kayzer Türklerin desteğini sağlamak için: (Dünyada yaşıyan 300 milyon îslâm Almanların kendilerinin dostu olduğunu bilsin) dedi. G. P. Gboch Modern Avrupa tarihi S. 262 bu ziyaretin neticesi olarak Haydarpaşa istasyonu bir Alman firmasına yaptırıldı ve bunu Bağdad demir yolu

14

izledi. Bu yolun geçtiği yerler dünyanın en önemli yerle­riydi, zengin maden stokları, ziraî maddeler ve stratejik önemi vardır. Avrupalı devletlerin bu yolu kontrollerinde tutmalarında hayatî menfaatleri vardı ...........  (fazla bilgi

için Emperyalizm ve Milliyetçilik)

.............  1888 de İstanbul nihayet Orta Avrupaya de- miryoluyla bağlanınca Türk Hükümeti başta Deutsche Bank olmak üzere bir grup maliyeciyle temasa geçip,. Haydarpaşa, İzmit ve Ankara’ya kadar demiryolu döşet­meğe karar verdi. 1889 da Anadolu demiryolu şirketi ku­ruldu. 1890 da İngiliz kapitalistleri de bir milyon yatırım yaptılar. 1892 de Ankara’ya ulaşıldı. 1893 de Eskişehir- ile Konya arasında yeni bir hat garantisi alındı. 1896 da. tamamlandı. 1899’da Bağdad Basra demiryolu yapımı ga­ranti altına alındı, 1903’de Bağdad demiryolu kumpan­yası kuruldu. Bu hat Konya, Adana, Musul ve Bağdat’ı, geçerek gidecekti. Bu yeni anlaşma geniş kilometre ga­rantileri yanında maden hakları, liman kolaylıkları ve iç topraklarda araştırma imtiyazları veriyordu. İngiliz ra­porları Bağdad demiryolu adı altında Quarterly - Revieıv 1917 Ekim ve Prof. E. M. EARL’nün Türkiye büyük kuv­vetler ve Bağdad demiryolu isimli ve 1923’de New Yor li­ta çıkan araştırmasında yazıyor           

Sahife No 174                                             Vesika No 202'

29  Nisan 1903

Sir. N. O’Conor’dan Sir T. Sanderson’a :

.............  Bu sahada Türkiye’nin ciddî bir rakibi yoktur.. Ingiliz iş adamları bu projeyi hattâ Almanların kabul et­tikleri şartlarla bile kabule yanaşmıyorlar. İlk olarak belli, bir kilometre garantisi yoktur, Sultan’m bu yolu yap­tırmak fikri komiktir. Ben Almanlarla anlaşarak Ingi­liz kapitalistlerini korumayı tercih ederim. Almanlar bir

uzmanlar heyeti, göndermişler, müzakereyle meşguller,, ençok kilometre garantisi üstünde duruyorlar. Dr. von. Siemens Küveyt’e gidecek demiryolunu yapmağa çalışı­yor, zira Şeyh ile Majestelerinin hükümeti arasındaki dostluğu sezdi. Almanların dostluklarını minnetle karşı­larız fakat İngiliz kapitalistlerini de tehlikeye atamayız. Şayet Osmanlı Hükümeti kilometre garantisi verirse o zaman 20 milyon Sterlin borç verilebilir. Yoksa gümrük vergilerini arttırmanın bize faydası yoktur, İngiliz mal­larının satışını zorlaştırır. Diğer taraftan Anadoluyu baştan başa geçen ve İran körfezine giden bir demiryo-.. lunda bizim de hissemizin bulunmaması gayet tatsız bir şey olur. Benim inancıma göre Türkiye bir parça gelişirse; bizim de ticaretimiz çok artar. Aydın demiryolu başlan­gıçta, karanlık görünüyordu, fakat şimdi ne kadar kâr-, Iıdır. Hazır elimizde fırsat varken gümrük resimlerinin, arttırılmasına karşılık demiryolunun yarısını istiyelim. (Gümrük resimlerinin arttırılması bizden çok alıcıya za­rarlıdır.)           

Sahife No 191                                - Vesika No 221

28 Nisan 1903

Sir N. O’Conor’dan M. Landsüovvııe’a :

.............  Unutmıyalım ki bu demiryolu projesi kıymetli, avantajlar ve imtiyazlar taşımaktadır. Bu yolun inşaası için ısmarlanacak yığınla malzemeden başka, yolun iki ta­rafında maden hakları olacaktır. Ayrıca inşaat sırasın­da Dicle ve Fırat kıyısında her türlü araştırma hakkı­mız olacaktır. Ayrıca bu proje Kuveyt ve İran körfezin­de sonsuz ticaret imkânları hazırlamaktadır. Mezopotam- yanm sulanmasında da istikbâlde bize üstün bir yer ha- zırlıyacaktır. Bütün bu sularda Ingiliz gemilerine fırsat­lar çıkacaktır .............

CİLT IV

Sahife No 44                                                 Vesika No 34

10  Ocak 1903

Sir R. Rodd’dan M. Landsdowne’ye:

Rus harp gemilerinin boğazlardan geçtiğini size haber verdirdim. Avusturya ile Rusya’nın arası iyi görü­nüyor. Şimdi İngiltere, Avusturya, İtalya ve Rusya bir­leşirse hem Türk Hükümetini idare etmek hem de Bal­kanlardaki esas kuvvetleri elde tutmak bakımından çok iyi olur. Dört devletin aralarındaki anlaşmazlıklar izale edilirse bu hepimizin menfaatine olacaktır ......

.Sahife No 50                                                Vesika No 43

29  Nisan 1904

M. Landsdovvne’den Sir E. Monsson’a :

.............  Fransa, Ingiltereyle Rusya’nın münasebetlerini sordu. Ben, yegâne tehlikeli noktanın Boğazlardan geçen Rus gemilerinin bizim uzak deniz filomuzu vurması ihti­malidir, dedim ......

Sahife No 50                                                 Vesika No 44

29  Mayıs 1904

Sir F. Plunkett’ten M. Landsdowne’a :

.............  Japon Vekili Petresburg’dan gelen iki vesikayı gizlice bana verdi. Bu vesikalara göre Rus Hükümeti ge­milerini Karadeniz’den Akdeniz’e geçirmek için müsaade istemiş, Türk Hükümeti çok gizli tutulmak kaydı ile bu­nu kabul etmiş. Japonlar buna mani olunmasını istedi­kler      

17

Sahife No 51                                                Vesika No 46

7  Haziran 1904

M. Landsdowne’den Sir N. O.('onor”a :

............  Şayet bize verilen haberler doğruysa bunu Türk Hükümetine baskı yapmakta kullanabiliriz. «Bizim yatı­mızda iki top var diye durdurdunuz, başkalarının harp gemilerinin geçişine müsaade ediyorsunuz» deriz.

-Sahife No 56                                              Vesika No 53

7  Kasım 1904

Mr. Townley’den M. Landsdovme’a :

............  Sizin telgrafınızı Majeste Sultan’a aksettirdim. Majeste Sultan* Rusların ricası üzerine sadece iki harp gemisinin Boğazlardan geçişine müsaade ettiğini söyle­di .............

Sahife No 178                                              Vesika No 172

9   Eylül 1905

Sir C. Haydinge’den M. Landsdowne’a :

...............  Ruslar Ortadoğu’daki menfaatlerinin henüz far­kında değiller, fakat yakın bir gelecekte bunu fark ede­bilirler         

Sahife No 228                                              Vesika No 213

26  Mart 1906

Sir E. Grey’den Mr. S. Rice’e :

............  Rusya, bizim Japonyayla birlikte Türkiye’nin toprak bütünlüğünü garanti ettiğimizi sanıyor. Biz hiç bir şekilde Türkiye’nin toprak bütünlüğünü garanti et­medik. Bu mevzunda Ruslara istedikleri her garantiyi vermeğe hazırız     

18

Sahife No 236                                             Vesika No 220)

28  Mayıs 1906

Sir E. Grey’den Sir C. MacDonal’a : x

.............  Japon Hükümetine Ruslarla yaptığımız anlaş­mayı bugün söyledim. Biz Girit, Mekadonya ve Türk ~ İran sınırı için Ruslarla anlaşmağa vardık. Türkiye hu­susunda senelerce önce Ruslarla yaptığımız haritada ol­duğu gibi her ikimizin menfaatine uygun hareket ediyo­ruz        

Sahife No 289                                             Vesika No 267:

30  Nisan 1907

Sir N. O’Conor’dan Sir E. Grey’e :

.............  Sultan’m yardımcılarından Galip Paşa sekizin­ci defadır ki % 3 ile ilgili olarak beni aradı. Ayrıca Sul- tan’m İngiliz - Rus münasebetlerinden şüphelendiğini söy­ledi. Ben «Türkiyeyle ilgili hiç bir şey konuşmadığımızı» söyledim. Sultan’m Boğazlardan hiç bir harp gemisini ge­çireceğini sanmıyorum       

CİLT: V, KISIM: 30

Düşüş akşamında Türk İmparatorluğu :

Mr. G. Barclay’m 18 Ocak 1907’de yazdığı 43 No’lu rapordan: Türk Hükümet mekanizması Ronald Macleay tarafından yazılmıştır. Sir E. Grey rapor için «Epey ma­lûmat var fakat tam değil, çok enteresan» demiştir.

1906 senesinde Türkiye hakkında verilen senelik ra­pordan alman kısımlar.

A — Osmanlı İmparatorluğu tam bir monarşidir. Sultan bütün devlet otoritesini ve dinî kudreti elinde tu­tar. Tebaasının hayat ve serveti elindedir. II nci Abdül- hamid aynı zamanda halife olarak bütün İslâm dünyası­nın dinî lideridir. Türk Sultanı teorik olarak mutlak hâ­kim olmasına rağmen pratikte bazı tahtitlere tâbidir. İlk olarak Avrupalı devletlerin baskı ve direk müdaha­leleri vardır. Ayrıca millî âdetler, az da olsa halkın fikri, dinî kâideler hareketlerini tahdit eder. Hilâfet OsmanlI­lara 1517’de Sultan Selim devrinde geçmiştir. Halife yal­nız Osmanlı tebaasına değil aynı zamanda Hindistan, Ara­bistan ve Afrikadaki îslâmlara da hükmeder. Son zaman­larda Türkiye ile İngiltere arasındaki Sınaî hududu yü­zünden meydana gelen çatışmada Misır’lı İslâmlar İngiliz- lere karşı gösteriler yapmışlardır, bu da Sultan’ın duru­munu güçlendirmiştir.

Türkiye’de şu sırada divan denilen bir konsül vardır. 16 ve 17 nci yüzyılda İmparatorluk Divanı, İçişleri Bakan­lığı, Defterdarlık, Reis Efendi, Şeyhül İslâm’dan meyda-

•30

na gelirdi. Baş Vezir Sultan tarafından rastgele seçilirdi. Bir zamanlar bu çok önemli bir makamdı. Dahiliye Neza­reti ilk defa 1860’da kuruldu ve her zaman Sadrazamlı­ğa bağlı kaldı. 1864’de Mithat Paşa tarafından Valilikler kuruldu. Vilâyetler Vali veya askerî vali, sancaklar vali veya mutasarrıf, Kazalar Kaymakam tarafından idare olunur. Adliye Vekâleti ilk defa 1879’da kuruldu (S. 4) Türkiye’nin deniz kuvvetleri fevkalâde önemsiz olmasına rağmen bir de bahriye nezareti vardır.

Sultan Abdülhâmid uzun saltanatı sırasında bütün kudreti eline geçirdi. Onun iradesi dışında hiç bir iş ya­pılamaz oldu. (S. '5) Sultan’m kudretini en iyi tahtit eden şey ecnebilere fevkalâde haklar veren kapitülasyonlardır. Avrupalı devletler yeni bir kanunu beğenmezlerse veya kendi millî menfaatlerine aykırı görürlerse onu derhal reddederler. Devletlerin yaptığı müdahalelerden bazıları :

Lübnan’a Hristiyan bir vali tâyini, Somas adasına İngiltere, Fransa ve Rusya’nın müdahalesiyle özel hürri­yetler verip bir prensi vali tâyin ettirdiler. Yenilerde Gi­rit adasına Ingiltere, Fransa, Rusya ve İtalya müdahale ederek adayı Yunan Kralının emrine verdiler. Şimdi Sul­tanın Giritteki hâkimiyeti sadece bir isimden ibarettir. Mekadonya’da, Selânik, Kosava ve Manastır için ecnebi subaylar yerli jandarmayı organize ettiler.

Bir mali müessese olan Osmanh Bankası çok öze! müsaadelere sahiptir. Bu banka İngiliz ve Fransız men­faat grupları tarafından idare edilir. Gerçekte Osmanlı İmparatorluğunun bütün malî kaynakları ecnebiler tara­fından kontrol edilir. 1'903’da vergilerin arttırılması Er­zurum ve Kuzey Anadoluda îslâmların isyanına sebeb ol­muştur.

B '— Saray memurları .               7)

Baş kâtip : Tahsin Paşa Türk 47 yaşında Müsteşar

Ahmet beyin kızıyla evli. Ahmet bey Mahmut Nedim Pa~ şa’nm damadı, Mahmud Nedim Paşa Başvezir, Rus Par­tizanı îgnatieff’in âleti. Tahsin Paşa Sultan’m tam iste­diği itimad edilir bir adam. Şâhane bir kâtip ve jurnalci, Sultan’m her istediği anda vazifeye hazır, en büyük düş­manı îzzet Paşa, evine su gibi akan parayı gayet müsrif bir ev halkı etrafa saçmakta...

İkinci kâtip İzzet Paşa : Halk tarafından Arap îzzet diye isimlendiriliyor; Kürt asıllı olduğu sanılıyor. Bey­rut’ta Jesvit Kolejinde okudu, güzel Fransızca konuşu­yor. Sultan’m üstünde çok tesiri var. Sultan’m boş guru­runu ve şahsî korkularını çok iyi kullanıyor. Birkaç kere yaptığı korkunç hatâları efendisinin karakterini çok iyi bilmesi sayesinde savuşturmuştur. İş hayatında en büyük başarısı Hicaz demiryolu projesiyle olmuştur. Sultanla îzzet Paşa birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Sultan’m kulağına bütün İdarî mekanizmada olanları fısıldar.

Mabeyinciler (Chamberlain) :

I nci Mabeyinci Hacı Ali Paşa tipik bir eski Türk- tür. Budala, hemen hemen kara cahildir. (S. 9) çok yük­sek mevkiine rağmen bir hiçtir.

Nuri Paşa : n nci Mabeyinci : Yeni Mektepte oku­muş askerî bir şahıstır. Alman modasına uygun çok doğ­ru, sert bir şahıstır. Az zekîdir. Sultan’a veya etrafına tesir etmek arzusunda değildir.

Mehmet Arif Bey : Eski Mabeyincilerin en tesirli- siydi, fakat kayınbiraderleri Riza Paşa ve Ahmet Paşa Avrupaya kaçtıklarından beri gözden düşmüştür. Sıhha­tinin çok bozuk olduğunu sanıyorum.

Ragıp Paşa : Sultan’a tesir edecek şahısların en önemlilerinden biridir. Ticarî, endüstrü yolları ve saray-

22

da.ki nüfuzunu kullanarak ve pratik oyunlarla büyük bir servet kazanmıştır. Muktedir ye oldukça şerefli bir adam­dır. îstanbuldaki İngiliz ticaret gruplarıyla yakın ilgisi vardır, İngiliz menfaatine mütemayildir. (S. 9)

Faik ve Emin Beyler : Ragıb’ı taklit ederler, Türki­ye’deki sanaî işleriyle olduğu kadar İngiliz tüccarlarıyla da yakın münasebetleri vardır. Her ikisi de İngiliz parti­zanı sayılır.

Teşrifatçılar :

Galip bey: Malî Komitede âza olan Fahrettin efendi­nin oğludur. 1857’de doğdu 17 yaşından beri hükümette çalışıyor. 18 ay Belgrad’da kaldı. 1905’de Roma’ya gön­derildi, bunlardan başka İstanbul’un dışına, hiç çıkmadı. Vazifesi Büyükelçileri Sultan’a takdimden ibarettir. Fev-. kalâde nazik ve centilmendir. İngiltere’ye meyilli görünür­se de politikayla hiç ilgisi yoktur.

Hayrettin bey: Büyük bir vatanperverdir. Başvezirin en büyük düşmanlarından biridir. Bu vazifeye Başvezirin muhalefetine rağmen gelmiştir. İyi huylu, iyi tahsilli, me­denî bir adamdır. Liberal fikirleri vardır, İngilizleri sever görünür fakat gayet keskin görüşlü bir politikacıdır. Geç­mişte çok tehlikeli durumlardan sıyrılmasını bilmiştir.. Özel hayatında haremlik selâmlık ayırmadan bir Avrupalı gibi yaşar.

Memduh bey: Hoş, kibar, fakat renksiz bir adamdır.

Hilmi bey: Eski Bahriye Nazırı Haşan Paşa’nm oğ­ludur. Haşan Paşa Bahriye Nezaretinden bir hayli ser­vet dde etmiştir. Hilmi bey önemli bir şahıs değildir.

C — Hükümet memurları: (S. 10)

Başvezir Ferit Paşa : 55 yaşındadır, Mustafa Paşa-

r

i

I' .                            .

f                                                                                             23

tim oğludur. Hükümette kâtip olarak işe başlamıştır, Da­hiliye ve' Adliye Nezaretlerinde çalıştıktan sonra 1898’de Konya Valisi olmuştur. Tahsili kısmen Yunan tahsili ol­duğu için oldukça süratli çalışan aydın modern fikirli bir -adamdır, sulama;-, ziraat ve ulaştırmada bir hayli gelişme­ler yapmıştır. Alman Büyükelçiliği tarafından devamlı ; desteklenmektedir. îyi bir Bakan olarak bazı kaliteli ta­rafları vardır. Hâdiseleri çabuk kavrar ve çabuk karar verir. Mamafi politik ve genel bilgisi hudutludur. Bazı du­rumlarda ona itimat edilemez, devamlı Almanya’yı des- l tekler, iki kardeşi İstanbul Hükümetinde vazife almıştır, J bunlar Süreyya ve Namık beyler’dir.

Meclis Reisi Sait Paşa : 77 yaşında bir Kürttür. De- t vamlı ve samimî bir İngiliz dostudur. Sultan’a sadıktır, i Takat politik tesiri yoktur. (S. 11)

Hariciye Nâzın Ahmet Tevfik Paşa : 65 yaşında bir l Arnavut’tur. Hayatının çoğu elçiliklerde geçmiştir. îyi r kalpli bir centilmendir. Büyük bir diplomatik kaabiliyeti ( yoktur. Hâdiseler hakkında da bilgili değildir. Fakat şim­diye kadar hiç bir krizde vekânnı kaybetmemiştir. Karı- t sı Alman olmasına rağmen Almanlardan şüphelidir, în- ■< filizlere karşı bir şüphesi yoktur. Peşin hükümleri yok- tur, geniş fikirlidir.

Harici İşler Nazır Yardımcısı Naoun Paşa : Gabriel t Duhany isimli bir Suriyeli bir doktorun oğludur. Amcası Pera’daki İtalyan tiyatrosunun sahibidir. İstanbul'daki L bütün ecnebi sefirlerin itimadını kazanmıştır. Bundan ötürü 1892’de Lübnan'a Genel Vali tâyin ettirilmiştir. L Doktor Franko Paşa’nın kızıyla evlidir, onun akrabası 5 olan Yasef Franko ise Lübnan’a Vali olarak tâyin edile- j bilecektir.

24

Umum Müdürler :

Mehmet Nuri bey : Chateauneuf isimli bir Fransız’ın, oğludur. Babası İzmir - Aydın Demiryolunda İmparator­luk Komseriydi. Fransa’da tahsil yapmıştır. Maden, Or­man ve Ziraat Vekâletinde çalışmıştır. Hamid idaresin­den başka bir idarede olsaydı zekâsı çok faydalı olabilir­di. Bugün ise Saray casuslarının en önemlilerinden biri­dir. Raporlarının kalitesi Sultân’ı memnun etmek ve ilgi­sini çekmek için hazırlanır. Harici görünüşünün bütün, güzelliğine rağmen tamamen çürümş bir insandır. (S. 12). 1

Adli Müşavirler :

İbrahim Hakkı bey: Remzi efendinin oğludur. Mül­kiye Mektebi mezunudur. Gayet kabiliyetlidir. Türklerde çok az rastlanan hakiki bir mantığı vardır. Çok iyi bir İslâm ve çok kuvvetli bir vatanperverdir. Karısı yeniler­de ölmüştür. Bir kızı vardır, müzikten hoşlanır, Siyasî: İlimler okulunda hocadır. Milletler Hukuku mevzuunda bir çok eseri vardır.

Gabriel efendi: 55 yaşında bir Ermenidir. imparator- : luk askerlerinin ekmekçibaşı olan ve bu yoldan büyük bir servet yapan Kirkor efendinin oğludur. 19 yaşında kâtip, olmuş 22 yaşında Paris’e ateşe olarak gönderilmiştir. Malî işlerde çok akıllıdır. Osmanlı Genel Sosyete Sigorta Şirketi ve Şirketi Hayriye’nin üyesidir. Ayrıca bir çok ticarî şirketlerde ortaklıkları vardır. (S. 13) Şu ara hü­kümette bulunan en önemli Ermenilerden biridir ve Pat- rikâne konsülünde üyedir.

Mehmet Ali bey : Arap izzet Paşa’nm oğludur. Mes­lektaşlarını casuslamakla vakit geçirir.

Dahiliye Nâzın Memduh Paşa : 70 yaşında bir Türk- tiir. Sivasta Valilik yapmıştır. Utanmaz derecede rüşvet.

25'

/yemesiyle şöhretlidir. Gayet dar kafalı ve Hristiyanlara karşıdır. Muhtelif zamanlarda İngiliz menfaatleri lehine hareket ettiği görülmüştür. Hükümet içindeki Alman aleyhtarı bütün vekilleri başvezire karşı birleştirmek is­temektedir.

Makamı olmıyan Nazırlar :

Şeyh-ül İslâm Mehmet Cemalettiıı efendi : Avrupalı­larla az temasa geçer, fevkalâde aydın ve şahsiyet sahi­bidir, fikirlerini oğlu Muhtar vasıtasıyla söyler, oğlu mo­dern fikirlidir itimat telkin etmez.

Harp Bakam : Mehmet Rıza Paşa : Ordu arasındaki şöhretinden dolayı bu mevkie gelmiştir. Başlangıçta çok: kuvvetli bir İngiliz dostuyken yavaş yavaş Almanların tarafına dönmüştür. Essen ile olan münasebeti müthiş servetinin kurulmasında yardımcı olmuştur. İstanbul'un en güzel evlerinden birine sahiptir, sofrası İstanbul'un en zengin sofrasıdır. Siemens ve Halske ona çok faydası olan tesisler kurmuşlardır.

Mustafa Zeki Paşa : Kuvvetli bir Alman dostudur. Fransızca, İngilizce ve Almanca bilir. Zekî değildir, ken­dini beğenmiş dar kafalı, gösterişçi bir adamdır.

Adliye Vekili : Abdurrahman Nurettin Paşa : Bir çok valiliklerde bulunmuştur. İngiliz kumpanyasının Fı­rat vadisindeki demiryoluna şiddetle itiraz etmiştir. Ay­rıca 1906'da İzmir - Aydın demiryoluna en fazla itiraz, edenlerden biridir. Menfaatini görmekten âciz son derece de dik kafalı tipik bir eski Türk’dür. Kuvvetli bir Avrupa düşmanıdır, fakat yabancılarla münasebetinde çok ciddî ve terbiyelidir. Dış politikaya karşı çok zekîce olmasa bi­le dikkatli bir ilgi gösterir. Para işlerinde ki namusuyla şöhret yapmıştır.

Evkaf Nâzın : Türkhan Paşa : 64 yaşında bir Arna­vut’tur. (;S. 15) iyi kalpli bir centilmendir, uzun boylu ve yakışıklıdır, ticarî kapasitesi yoktur. Muhtelif memleket­lerde elçilik yapmıştır. Kardeşlerinden biri Arnavut hare­kâtına katıldığından beri mevkiini kaybetmiştir.

Gümrük İşleri Müdürü : (S, 16) Haşan Fehmi Paşa : Mısır müzakereleri sırasında Ingiltere’ye gönderilmiştir, îyi tahsil görmüş zekî bir adamdır. Hangi mevkii işgal ederse etsin liberal, ilerici ve halk tarafından sevilmiştir.

Maden* Orman ve Ziraat Nâzın : Selim Paşa Malha- me : Beyrutlu bir tefecinin oğludur. Akıllı ihtiraslı bîr adamdır, ilerleme yolunun Saray vasıtasıyla mümkün ol­duğunu anlayınca jurnalciler arasına katılmış ve Sul- tan’m gizli ajanlarına dahil olmuştur. Bir ara Lübnan Vali adayı idi. Osmanh Borçları Dairesine girdi buradan Sir Vincent Caillard tarafından kovuldu. 1893’de Na­zır oldu. Türkiye’nin bütün maden zenginliklerini kendi kontrolünde tuttu, Türkiye’yi ikinci bir Tfansval olmak­tan korumağa çalıştı, ecnebi maceracıların topraktan ve halktan istifade etmesine mani oldu. Bu yüzden memle­ketin müthiş maden kaynaklarının gelişmesine mani ol­du. Bu ara kendisine ve bir grup yakınma müthiş maddî menfaat sağlamayı başardı. (S. 17) Cesur burjuva rolü oynamaktan hoşlanırdı. Kardeşi Necip Paşa Malhame ise gizli polisin resmî olmıyan başıydı. Ağbeysi Selim Suriye- den İstanbul’a gelince Necip Tunus’a gitti orada ticaret ve gazetecilikle meşgul oldu. Kuvvetli bir Ingiliz düşmanı olarak bilinir.

Eski Başvezirler : (S. 19)

Sait Paşa : Buna küçük Said Paşa da denir. Ceride-i 'Havadis gazetesinde mesleğe atılmış, çok enerjik hırslı bir adamdı. Padişahın en yakın dostlarından biriydi, hü-

kûmetin bütün işleri elindeydi. Üç defa baş nâzır olmuş­tur. Vatanı müthiş sever ve aşırı derecede zekîdir. Halen bütün devlet memurları tarafından aranmaktadır. İngi- lizleri sevdiği söylenmiştir, marnafi son zamanlarda Rus dostu diye tanınmıştır. Öyle sanıyorum ki İngiltere’ye 'karşı tutumu ne dostluk ne de düşmanlık açısından olmuş­tur. Memleketinin menfaatini herşeyin üstünde tutmasını bilmiştir. Türkiye’nin menfaatlerine hizmet ettiği müd­detçe İngiliz dostu bir politika izlemiş, fakat 1896’da ar­tık İngiltere’ye itimat edilemiyeceğine karar verdikleri zaman Rusya’ya yakınlık göstermiştir. En büyük hatâsı sabırsız oluşu ve Sultan’a karşı çok açık davranışıdır. Kabinedeki nazırların çoğunu açıkça hakir görmüş ve doğu’nun bir Bismark’ı olmak istemiştir. İstifası İmpara­torluk için son derecede önemlidir. 1880’de Duleigmo hâ­disesinde Sultan’ı ikne edemediği için, 1885’de Doğu Ru- meliye orduları yürütmek fikrini Sultan’a kabul ettire­mediği için ve 1903’de Avrupa bölgesinde reformlara ih­tiyaç olduğunu Sultan’a kabul ettiremediği için istifa et­miştir.

Kâmil Paşa : 79 yaşında Kıbrıs asıllı bir musevidir. Küçük Said Paşa’dan sonra Başnâzır olmuştur. Bir hayli iyi tahsili vardır. Kabiliyetli ve namusludur. Sultan onu ihtilâlci olmakla itham edip Suriye’ye sürmüştür. Daha sonra da İzmir’e Vali olmuştur. Oğlu Sait ve damadı Faik Paşa’lar son derece çürümüş şerefsiz insanlardır. (S. 20) Kâmil Paşa Mısır’da Pan Islâmik ve İngilizlere karşı olan hareketi yürütme emrini almıştır. Fakat birdenbire işinden alınıp Rodos adasına sürülmüş o da oradaki In­giliz Elçiliğine iltica etmiştir.

E — 1907 senesinde İstanbuldakî olaylar :

Sultan rahatsız yorgun ve zayıf görünüyor. Son sene­lerde kabinede iki değişiklik oldu. Haşan Fehmi Paşa Sa-

28 it Paşa’nm yerine geçti. Bahriye Nezaretinde ise Celâl' Paşa’nm yerine Haşan Rahmi Paşa tâyin edildi. Elçiliği­mizin gümrük idaresindeki gelişmelerle ilgili gayreti Ha­şan Fehmi Paşa tarafından desteklendi. Haşan Rahmi Paşa ise Yunanistanla harp hâlinde oldukları için işe ya­ramaz bir grup gemiyi gösteri yaptırmak üzere Boğazla­ra yolladı. Haşan Rahmi Paşa evvelce de söylendiği gibi 5 yıl İngiliz Bahriyesinde çalışmış olup bir Almanla ev­lidir.

Gümrüklerin başına Raif Paşa getirildi. Bu 70 yaşın­da ve zekî bir adamdır. Üstelik namuslu ve doğru sözlü­dür. Mithat Paşa’nm hususî kâtibi olduğu için uzun za­man yarı sürgün hayatı yaşamıştır. (S. 21)

Bu sene her kez Fehim Paşa’nm şöhretini kaybettiği­ni gördü. Gizli polisin başı olan bu adam, halkı uzun za­man dehşet içinde tutmuş, hırsız, jurnalci, katil ve deh­şetli bir adam olup uzun zaman Sultan’ın iltifatlarına mashar olmuş ve cinai mesleğini sürdürmüştür .Fakat Almanlara ait bir yük gemisine el koyduğu için Alman Hükümetinin İsrarıyla mesleğinden uzaklaştırılmış ve İs­tanbul’dan sürülmüştür. Bir sefer de bir İngiliz’e 700 Sterlin vermezse derhal öldüreceğini söylemişti. Bu sebep-, le ben de Alman meslektaşımı destekledim.

Sayısız Valiler değiştirmiştir. Kâmil Paşa Konsolos­luğumuza sığınmıştır. Bu hâdise bizi bir hayli müşgül durumda bırakmakla birlikte Mr. Barcly’in zekâsı saye­sinde halledilmiştir. Ayrıca Bulgarlar Türklerden demir­yolu yapımı için müsaade almışlardır.

E —1907 yılında Edirne hâdiseleri:

Bu yıl mahsûl çok kötü olmuş ve köylüler fecî duru­ma düşmüştür. Hükümet 50 bin Sterlin tutarında yardım yapmış olmasına rağmen durum vehametini muhafaza

O Q

[ etmektedir. Bu bölgedeki Bulgarların acıklı durumu be- nim ve Alb. Samson tarafından Başvezire İsrarla duyurul- muştur, fakat bir netice alınamamıştır. Bu bölgelerdeki

| Bulgar çeteleri Türk Hükümetinin bu tutumunu haklı I göstermektedirler.

KISIM II

Türkiye’de tahsil ve halkın fikrî yapısı (S. 24) 1906 -1907 A — Türk basını ve tesiri :

(G. H. Fitzmaurice tarafından rapor)

Türkiye’de Batı memleketlerinde olduğu gibi bir ba­sın tesiri yoktur. Sultan her çeşit basın özgürlüğünü kısıt­lamıştır, böylece basın bir nevi gözü kapalı bağlılık orga­nı hâline gelmiştir. İlk Türk gazetesi olan Ceride-i Hava- I dis Kırım Harbi sırasında Churchill isimli bir İngiliz tara­fından yarı İngilizce ve yan Türkçe olarak çıkarılmıştı. Bundan sonra Türkçe gazeteler çıkmağa başlamıştır. Bunlar çok süslü Arapça ve Farsça terimlerle doludur. Bir milyon mil karelik toprak işgal eden imparatorluk­taki bütün gazeteler 4 günlük gazete ve iki haftalık yap­raktan ibarettir. Bu gazeteler devamlı olarak Batı aleyh- £ tan yazı yazarlar, Japonya’nın kapitülasyonlardan nasıl kurtulduğunu anlatırlar. İngilizlerin Mısır’ı işgallerindeki ı kötü niyeti protesto ederler. Bunların haricinde İzmir, I; Selânik, Beyrut ve Lübnan’da Türkçe, Yunanca - Fran­sızca, Arapça ve diğer lisanlarda çıkan bazı günlük gaze­teler vardır. Fakat bunların hiç bir tesirleri yoktur.

I           İstanbul gazeteleri üç’e ayrılır.

I’          1 — Yukarıda sayılan gazeteler

E 2 — Altı adet haftalık, onbeş günlük ve aylık mec-

30

mua ki bunlar Harp Bakanlığı, Bahriye Nezareti gazete­leriyle resimli bir gazete ve Tiirk Kadınları için çıkan Hanım dergisidir.

3              —. Bir düzine Türkçe olmıyan gazete bunların 5 adedi Rumca, 2 tanesi Ermenice, 1 adedi Fransızca diğer­leri İngilizce, İtalyanca gazetelerdir.

(S. 26) Türk basınının rolü sıfırdır. Siyasî askerî hiç­bir mühim havadisi yazamazlar. İstanbul gazetelerinin isimleri:

İkdam: 7000 İstanbul 2000 îstaıîbul harici satış ya­par.

Sabah : 5000 İstanbul 1500 İstanbul harici taşrada satar.

Saadet ve Tercüman-ı Hakikat ancak 1000’er adet satabiliyorlar.

Dahilî ve haricî politikada havadisleri ve Özgürlüğe? ait en küçük fikirler korkunç bir sansür tarafından ezil­mektedir. Sabah, İkdam ve Saadet gazeteleri Yıldızdan 600 Sterlin, Tercüman-ı Hakikat ise 1440 Sterlin para al­maktadır. Gazetelerde kullanılması yasak olan kelime­ler, ihtilâl, halk hareketi, grev, müstebit, iktidar değişme­si, söz özgürlüğü ve bunlara benzer daha binlerce kelime­dir. Gazetelerin havadisleri Mekke’de su çeşmesi yapımı için para verenlerin isim listesi, Hicaz demiryolu ve din. ile ilgili bütün havadisler en ince teferruatına kadar yazı­lır. Gazeteler Padişahın cami, çeşme ve okul tamiri için verdiği paraları en büyük cömertlik gibi gösterirler. Hal­buki Türk gazetecileri isteselerdi dış Müslüman dünyası­na çok fazla tesir edebilirlerdi. Fakat Sultan buna dahi müsaade etmemektedir. Türklerin çoğu kahvehanelerde vakitlerini öldürürler. Haberler kulaktan kulağa inanıl- mıyacak kadar hızla yayılır.

31

B — Tahsil (s. 29)

Türkiyede teorik olarak tahsil mecburiyeti vardır,., çocuklarını mektebe göndermeyen aileler cezai andınla-, çaktır. Türk Ordusu Subaylarının bir kısmı okuma yaz­ma bilmez tamamen cahil valiler vardır. Buna karşı memleketteki Hıristiyanların hemen hepsi tahsillidir, bu tahsilleri de onları îslâmlara üstün yapmaktadır. İslâm dini bilhassa bu Sultan’ın idaresi altında Türkiye’deki her çeşit ilerlemeği durdurmuştur. Mekteplerde ise süslü İslâm kaideleri öğretilir. Türk tarihi sadece bir krono­loji olarak okutulur ve ancak zafer kısımları öğretilir Tarihi filozofi Türk mekteplerinde yer almaz. Kapitülas­yonlara hiç dokunmadan devletler hukuku öğretilir. Bu bilgiler ise Sultan’a hiçbir zarar vermez. (!) Üst tabaka, Türkler bir yabancı dil öğrenebilir. Şayet Türkler de tahsil yapabilselerdi diğer insanlar gibi zekî olabilirlerdi,

Türk kızlarının tahsili ise çok kötüdür. Hiç bir işe yaramıyan Fransız romanlarını edebiyat diye öğrenirler..

İmparatorluktaki ilkokul sayısı 24.000’dir. Bunlarda, okuma yazma, basit aritmetik, Kuran ve Arapça Öğreti­lir. Haftada 24 saat tutan eğitimin 9 saati din’e ayrılmış­tır. Rüştiye sayısı 500 kadardır. Bunlarda Türkçe, Arap­ça, Farsça, Aritmetik, Türk ve İslâm Tarihi, coğrafya,, ahlâk, yazı, resim, geometri öğretilir.

İdadi sayısı 70 tanedir. Bunlarda kimya, fizik, koz­moloji, matematik, politik ekonomi ve bioloji Öğretilir. Galatasaray idadisi Fransızca tahsil yapar. İstanbul Üniversitesi memleketin tek üniversitesi olup 5 yıl önce kurulmuştur. Fen, Edebiyat ve Teoloji olarak üç kısma ayrılmıştır. Bunlara pek ilgi duyan yoktur, hattâ bunla­rın binaları bile yoktur. îstanbulda ayrıca bir Mülkiye- mektebi vardır. Burada hukuk, politik, ekonomi ve Fram

32

sızca öğretilir. 16 tane öğretmen okulu vardır. Bunlarda pedagoji öğretilir. DarÜşafaka yetim çocuklar için ku­rulmuştur. Bir de Hamidiye Ticaret Mektebi, Tıp ve Mü­hendislik Mektebi vardır.

Hristiyan çocukları için ise Fransız, İngiliz, Ameri­kan ye İtalyan mektepleri vardır. «Bulgaristan bugün­kü mevcudiyetini bu mekteplere borçludur» Sözü bu mek­teplerin tesirini göstermek bakımından gerçeğe en ya­kın ifadedir. (S. 31)

Türk İmparatorluğunun Hükümet şekli :

(S. 32) İmparatorluk 30 vilâyete ayrılmıştır. Bunlar askerî valiler tarafından yönetilir. (Vali Generaller) Ayrıca 7 hür sancak vardır, bunlar da valiler tarafından, idare edilir. Rumeli vilâyetleri Avrupanın ilgisini çek­miş olup özgürlükleri için savaşmaktadırlar. Avrupa Me- kadonya’nm geliştirilmesi için İsrar edince hükümet he­men hemen Asya Vilâyetlerini tamamen soymuş ve Me- kadonya’yı kalkındırmağa çalışmıştır. Fakat saray ken­di öz. halkının mahvolmakta olduğunu görmüş ve üste­lik Avrupalıların memnun edilmediğini de fark etmiştir. Valiler ve diğer memurlar sarayın himayesini satın al­mağa mecburdurlar. Şüphesiz bunun için de birşeyler ödemelidirler, bölgelerindeki kaynaklara dalanlar tabii bu ara kendilerini de zengin etmeleri lâzımdır. Bu işin ise sayısız yolları vardır. Umumi İşleri üstlerine almak, her cins komisyonlar, adâlet mevkilerini satmak, gün­lük işlerin icrası sırasında halktan para almak örneğin: îstanbulda mühim bir mevkii işgâl eden birisinin ekmek­lerin gramajını azaltmakla mühim bir servet yaptığı söy­lenir. Onu şiddetle tenkid eden bir hükümet adamı ise yakacak üstünden para yapmaktadır. Bir batılı için’ bu durumu anlamak çok zordur. Fakat Türk resmî dairele-

£ r ■ f                                                                                   33

iri kâtiplerle şu veya bu iş için pazarlık eden halkla do- g lup taşmaktadır.

|;İ Türkiyede vali olan adamın kuvvetli karakter sahi- bi olması istenmez, umumiyetle zayıf bir adam tâyin edi- ; lir. Valiler sık sık yer değiştirirler, şu anda idarenin her I yönünde mutlak bir anarşi vardır. Halk vergi vermeği, askere gitmeği reddetmektedir. Valiler şehirlerin dışına sürülmekte bazen de öldürülmektedir. Sultan ise bütün bu işlerin üstesinden geleceğine rahatça inanmaktadır...

f'                                                      '                                    '    '

p                                  KISIM 4 (S. 34)

P Türk Ordusu ve Bahriyesi : (1906, -1907)

| (Albay H. C. Surtees tarafından rapor)

| A — Askeri bakımdan Türk İmparatorluğu :

P Türk Ordusu bir milyon yüzbin askerden meydana p gelmiştir. 1700 adet sahra topu vardır. Subayların tah- £ ~ sili bütün Türkiye’nin vasat tahsilinin üstündedir. Oku- f madan subay olanlara alaylı denir, fakat okumuşların t sayısı gittikçe artmaktadır. İmparatorlukta devamlı hu- p. zursuzluk olduğundan ordu Yunan, Bulgar ve Rus böl- | gelerine yığılmış vaziyettedir. Yemen’deki 7 nci Ordu’nun Ş- malzemeleri hemen hemen bitmiştir. Bir harp aracı ola- Ş rak kıymetini kaybetmektedir. Sultan çok şüpheci oldu- L ğu için subayların birbirlerini ispiyon etmelerini teşvik I eder.

J Türk askerinin çok büyük ismi olmasına rağmen | bu kabiliyetlerini yeniden gösterecekleri şüphelidir. Türk | askeri birçok kere malzemesiz, yiyeceksiz, ayakkabısız, | barmaksız, yaşamış, yürümüş ve savaşmıştır.

| Avrupadaki bütün Türk kuvveti 345 bin kişi ve 700 r top’tur. İstanbul Çatalca hattında 100 bin kişi vardır. I Fakat Türklerin hareket kabiliyeti çok yavaştır. Erzin-

F.  — 3

can, Harput, Diyarbakır bölgesinde 1-2-3 üncü Ordu'da 108 bin kişi vardır. Şayet İngiltere Mısır’daki garnizo­nunu kuvvetlendirirse Türk İmparatorluğunun diğer ta­raflarına taarruza geçebilir. İngiliz filosunun Selâmkte görülmesi Mekadonyayı derhal ateşe verebilir. Bu şekil­de Bulgar Ordusu harekete geçer. Ayrıca Hindistandakf kuvvetlerimiz İran körfezinden Bağdad’a yürüyebilir­ler, bu Araplar tarafından iyi karşılanacaktır. (S. 39) Ayaz Körfezi veya İskenderiye’den harekete geçen bir; birliğimiz Suriye ile İstanbul arasındaki bütün bağlan kesebilir...

B — Ordu (1907)

Türk Ordusunda son zamanlarda. Kurup’tan geleni yeni silâhlar yer almaktadır. Doğu bölgesinde Ermeni; mıntıkalarında bazı harp hazırlıkları görülmektedir. Yüz­başı Dickson Van’dan bana yolladığı haberde Muş böl­gesinde 5 inci Ordu’nun geleneksel düşmanları olan Rus­lar a karşı harp hazırlığı yaptığını bildirdi.

O — Türk Bahri politikası ve silâhlanması:

(Kaptan Taylor tarafından rapor)

Türkiyede modern bir filoya sahip olmak fikri ilk. defa Kırım Harbinden sonra Abdülmecid tarafından dü­şünüldü. Onun tarafından başhyan donanma Abdülaziz tarafından geliştirildi. 1874’de Türk Donanması Avru- pada 3 cü idi. Öyle ki Rus harbi sırasında Türk Donan­ması Karadenizi tamamen kontrolü altında tuttu. Fakat Sultan Abdülhamid Dolmabahçe Sarayı karşısında kuv­vetli bir donanma görmekten müthiş korktu. Ve donan­mayı Halice iki köprü arasına çekip yürümeğe terk etti. Silâhları ve makinaları söküldü. 1897’de Yunan Donan­ması Türk kasabalarını bombalamağa, başlayınca halkta.

35-

müthiş bir reaksiyon oldu ve Sultan donanmanın Akde­niz e çıkmasına karar verdi. Halk donanmayı seyir için toplandı ve zafer çığlıkları içinde yola çıkan donanma Sultan’m iradesine itaat edemedi (!)

Amiral Haşan Tahsin Paşa 25 yıldır Bahriye Nâzın olup .3 milyon Sterlin servet toplamıştır. Her yıl gemi yaptırmak için para ve müsaade alır fakat hiçbir şey yaptırmazdı. 1900 yılında Almanya’dan yeni bir torpido bot gelince Sultan’m donanmaya karşı yeniden hevesi arttı. Bu ara Ermeni hâdiselerini bahane eden Amerika İsrarla para istiyordu. Bunun üstüne Amerika’ya, İngil­tere’ye, İtalya’ya, Almanya’ya ve Fransa’ya gemiler ıs­marlandı. Ölen Haşan Paşa’mn yerine Celâl Paşa isimli bir sivil, Bahriye Nezaretine tâyin edildi. Daha sonra bir Amerikan olan Bucknam Paşa Amiral olarak Türk Donanmasının başına getirildi. Bu şahıs Türk gemileri­nin yapımından çok büyük kârlar elde etti. (S. 41) Böy- lece gemi yapımına müsaade eden Sultan onların denize açılıp manevra yapmasına hiç bir zaman izin vermedi.

Şu anda Türk Donanması :

1. Harp gemisi Messudiye 8972 ton.

4            küçük silâhlı kravazör: Fethi - Bülent 2761 ton­luk, Avni - İlâh. 2362 ton, Muinî-Zafer 2362 ton ve Asar-ı Tevfik 4613 ton.

iki tane ikinci smıf kravazör Abdülhamid 3830 ton ve Abdülmecid 3250 ton, 3 adet torpido bod: Peyki Şev­ket ve Peyi e-i Savet T000 ton, Peleng-i Derya 850 ton, 3 adet Desturyel: Tayyar 270 ton, Bursa ve Samsun 290 ton, 15 tane birinci smıf torpido bod: Ankara, Urfa, An­talya, Tokat, Sivas, Kütahya, Mesrur, Akhisar, Alpazat, Hamidiye, Yunus, Hamid, Abad, Sultanhisar, Tümürhi-

36

sar, Sivrihisar...... , Ayrıca 1 destroyd 15 tane birinci sı­

nıf gemi, iki tane işe yaramaz denizaltı, 8-9 tane küçük gambot Fransa’ya ısmarla nmıştır. Türkiye’de 80 tane 40 cm. lik torpido vardır, fakat gemiler 45 cm. lik torpi­do kullanacak şekilde yapılmıştır. Dolayısıyla bunları kullanamazlar ve iki sene içinde bunları elde etmelerine de imkân yoktur.

Türk Donanmasının Haliçten çıkıp çıkmayacağı, Türk subaylarının birşeyler öğrenip öğrenemiyecekleri şüphelidir. Almanya son zamanlarda genç deniz subay­larının Alman bahriyesinde talim görmesine müsaade et­miştir.

İngiltere ve Amerika’nın da bu mevzuda teklifte bu­lunması yerinde bir hareket olur. (S. 42)

HAMİT DİPLOMASÎSİ (S.' 43)

Sultan Hamid’in idaresinin bilhassa son 10 yılı Pan Islâmik esaslara dayanmaktadır. Hicaz demiryolunu yap­tırarak tebasma gelecek hayatın ve cennetin zevklerini aşılamıştır. Zavallı İslâm halkı, zalim hareketleri devlet memurlarına atfeder ve Halifeden hiç bir kötülük bek­lemezler. Dış politikanın en önemli kısmı Alınanlara yak­laşmak olmuştur. Girit halkı bu arada OsmanlIlara kar­şı ayaklandı. Almanlar ise hem Bağdad demiryolunun yapımım ellerine geçirmişler ve hem de Türk Ordusunu idareleri altına almışlardır. Endüstriyel ve ticarî birçok imtiyazlar elde etmişlerdir. Sultan’m Mekadonya ve Er­menistan’daki politikası nefret edilecek kadar çirkindir. Sultan Rusya’ya karşı düşman olarak yetiştirilmesine rağmen son Rus - Japon harbinden beri Rusları tehlikeli

37 •görmemektedir. Almanların teşvikiyle Avusturyaya karşı tutumu oldukça yumuşaktır.

îtalyanlara güvenmez ve onların Trabulusgarp hak- kmdaki fikirlerini bilir, fakat kendisi hayatta olduğu müddetçe oraya birşey yapamıyacaklarmdan emindir. Ölümünden sonra olacak hâdiseler ise Sultan’ı hiç ilgi­lendirmez. Fransızlarla dosttur. Fransız maliyecilerinin desteği sayesinde imparatorluğun ayakta kaldığına inan­mıştır. Amerikalılara karşı tarafsızdır. Fakat Amerikan misyonerlerinin kendisinin karanlıkta kalmış toprakları­na Hristiyanlığı ve medeniyeti yaymalarından çekinir. Romanya ve Bulgaristan’dan müthiş korkar ve onlara hiç itimat etmez, Yunanlılara ise aldırmaz onlara karşı bir korku duymaz. Sırbistan’a fazla ehemmiyet vermez... Sultan’m belli bir dış politikası olduğunu sanmıyorum, hâdiseleri gelişine göre ayarlamağa çalışır. (S. 44)

B — TİCARÎ MÜNASEBETLER :

Türkiye kapitülasyonlar haricinde Yunanistan, İran, Romanya, Sırbistan, ve Bulgaristan’la ticarî münasebet­lerde bulunur. Bunların haricinde kalan bütün münase­betler büyük devletler tarafından yürütülür.

G — Türk Mâliyesi ve Şirketleri: (1907)

a — Maliye : Türk bütçesi hiçbir zaman kati ola­rak bilinmemektedir fakat 20 milyon Sterlin civarında olduğu sanılmaktadır. Bunun 3.8 milyonu dış borçların faiz ve amortismanı olarak, 350 bin Sterlin’i Ruslara harp tazminatı olarak ve 691 bin Sterlin’i yabancı demir­yolları şirketlerine Türk borçları olarak gitmektedir. Türk borçları 88 milyon tutmaktadır. Bu borçlar belli şirketlerin kontrolündedir. Bu borçlar tuz, tütün, pul.

38 ipek, içkiler, balıkçılık v.b. kaynaklardan garanti altına alınmıştır. Ruslara olan harp borçları 27 milyon’dur. Böylelikle bütün ödeyecekleri borç yekûnu 130 milyon olacaktır.

b — Diğer devletlerin sahip oldukları şirketler : Anadolu demiryolu şirketi Konya’ya kadar olan bölgede menfaatler sağlamaktadır. Şirket yeni hisse senetleri çı­kararak sermayesi 67.500.000 frang’a yükselmiştir. Ital­yan Hükümetinin baskısıyla Ansaldos firmasına bir kru­vazör ısmarlanmıştır, gemi yapıldığı zaman diğer Türk gemileri gibi Haliç’te çürümeğe terk edilecektir. Bu ör­nek bile Osmanlı maliyetinin tutumunu gösteren güzel bir örnektir. Almanlar eski tahta köprünün yerine bir yenisini yapmak için baskı yapmaktadırlar. Fransızlar ise Heraklea vadisinde haklar elde etmek için baskı yap­maktadırlar. Osmanlı şirketi aslen bir Fransız grubu olup bütün kömür sahalarını elinde tutmaktadır. Diğer bütün milletler de bunlara benzer haklar elde etmişler­dir.

1903 -1904 Mr. Maxwell’in Mekadonya’da milletler­arası kontrol ve yapılacak reformlar hakkmdaki rapo­ru : (S. 49)

1 Şubat 1904, son üç senedir, Mekadonya’daki hu­zursuzluk arttı. 1901' yılının Ocak ayında Kosova vilâ­yetinde ciddî hâdiseler oldu. Majeste’nin büyükelçisi al­dığı talimat üzerine diğer devletlerin duruma dikkatini çekti. (Sir N. O’Cconor 19 Şubat 190!)

Mekadonya’daki Bulgar çetecilerinin hareketleri tehlikeli .şekilde artmaktadır. Majestenin Sofya’daki ge­nel konsülü ve ajanı bu konu üstünde durmaktadır. (Mr.r: Elliot 27 Şubat 1901)

1901 -1902 senelerinde durumda hiçbir gelişme ol­madı. Avusturya ve Rusya Hükümetleri İngiliz Hükü­metinin politikasını destekliyerek İstanbul ve Sofya’ya

39

bu durumun düzeltilmesi için tazyik yaptılar. Ayrıca va- }■; lilere özel reformlar için talimatlar gönderildi. (Mr. de

’Bunsen 23 Temmuz 1903)

Rus Büyükelçisi Sultanla görüşerek Arnavutlukta- t ki karışıklığa ve Mekadonya’daki duruma dikkati çekti.

Genel durumun mutlaka düzeltilmesi gerektiğini, jan~ darma ve memurların aylıklarını muntazam almalarının icap ettiğini ve jandarmaya Hristiyan grupların katıl- ması gerektiğini bildirdi. Sultan Mekadonya Reform Ko- mitesine Hilmi Paşa’yı müfettiş olarak tâyin etti. (Sir.

I N. O’Conor 1 Aralık 1902)

r Hristiyanlarm jandarma teşkilâtına katılmaları bü- | yük devletlerin daha fazla müdahale imkânını sağlıyabi- I lir. Sir N. O’Conor Hristiyanlarm komiteye katılmala- f .imi ve belli bir ücret almalarım teklif etti. Bu teklifi kabul edilmedi. (Sir N, O’Conor 9 Aralık 1902)

Sahife No 55                                                      Vesika No 7

j;                   .                     .

I                                     20 Şubat 1903

Sir E. Monson’dan Markiz Landsdowne’ye :

S            ... (Gizlidir) ... Mekadonya durumunu öğrendim.

i .Avusturya ve Rusya’nın İstanbul'a yapacakları baskıyı ■duydum. Majeste bu konuyu politik olmaktan çok İnsanî telakki ediyor. Aslında politik olan bütün meseleleri şim-

İ; dilik gizleyiniz, gayemiz orada yaşayan insanlara adâlet - prensiplerini götürmek ve her adamın tabii hakkı olan çalışma imkânını sağlamaktır. Her insan işinin karşılığı t olan meyvelerden rahatça faydalanmalı ve bu yüzden k kötü davranışlara uğramamalıdır. Bütün Avrupa Hükû- s metleri bu fikirleri müşterek olarak istiyeceklerdir. Sul- tan kendisini birleşmiş bir Avrupayla karşı karşıya bu-

?. lacaktır. Politik bakımından Mekadonya suali çok zor ve

40

karışık bir sorudur. Zira burada çok çeşitli milletler ya­şamaktadır

Sahife No 57                                                 Vesika No 11

22  Nisan 1903

Sir C. Scott’tan Markiz kansdovvne’ye :

.............  Arnavutlukta hâdiseler olmakta ve Bulgar çe­teleri Selânikte bombalar patlatmaktadır. Rus Konsolosu Mitrovitza’ya hücum edilmiş ve aldığı yaralardan Ölmüş­tür. Avrupalı subayların idaresindeki jandarmaların bir gelişme yapamadıkları ortadadır. Bu vaziyet Türk Hü­kümetine yeniden baskı yapmak gerekir     

Sahife No 59                                                 Vesika No 13

28  Ağustos 1903

Sir N. O’Conor’dan Markiz Lansdovvne’ye :

.............  (Gizlidir) ... Mekadonya’da olan hâdiseleri bi­liyorsunuz, Türklerin arasında huzursuzluk büyüyor.. Türkler Avrupa topraklarını yavaş yavaş kaybetmekte maddî, mânevi çöküntüye uğramaktadırlar. Türkler bu­nu göze almaktansa Bulgaristan’la savaşa hazırlanıyor­lar. Şayet Rus’lardan korkmasalar derhal harbe girecek­ler. Bugün Mekadonya’daki Türk kuvvetinin 200 bin ol­duğunu sanıyorum. Türk Ordusunda disiplini iyi olmak­la birlikte, beslenme ve malzeme vaziyeti çok kötüdür. Rusya ise yakın doğu’da harbe girmek niyetinde değil­dir. Osmanlı İmparatorluğu gözleri önünde eriyor ve on­lar bunu seyrediyorlar. Üstelik Ruslar Bulgar’ların da çok kuvvetlenmesini istemiyorlar .........................................

41.

Sahife No 69                                                 Vesika No 25'

23 Şubat 1904

Markiz Laıulsdovvııe’den Sir F. Bertie’ye :

.............  Fransız ve İtalyan Hükümetleri de Balkan­lardaki durumun kötüye gittiğini, Berlin anlaşmasını imzalamış olan devletlerin müdahalesi gerektiğini, söyle­diler. Biz, Mekadonya için Sultan tarafından bir vali tâ­yinini ve bütün malî meselelerin milletlerarası bir komis­yona bırakılmasını teklif ediyoruz  bu mevzuda İtal­yanlarla işbirliği yapmaktan çok memnun olacağız ........................

Sahife No 74                                                 Vesika No 34

11 Mayıs 1904

Sir N. O’Couor’dan Markiz Lansdowne’ye :

.............  Sultan Rus - Japon harbinin neticesinden çok mesut oldu. Yunanlıların Rusların elinde âlet olduğunu, söyledi. Kendisini bu görüşü sebebiyle tebrik ettim. O, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan gibi kü­çük devletlerin Rusların emriyle hareket ederek impara­torluğa güçlükler çıkarttıklarını söyledi. Ve bütün Islâm-, Dünyasının Rusyadan nefret ettiğini, buna mukabil Gü­ney Afrika harplerinde İngiltere’ye sempati duydukları­nı ilâve etti           

(S. 76) Mekadonya’daki malî reformlar ve büyük devletlerin talepleri :

Sahife No 77                                                 Vesika No 37

3  Şubat 1905

Markiz Lansdowne’den Sir E. Bertie’ye :

.............  Fransız Büyükelçisi bugün benimle görüştü. Osmanlı Bankasının iştirakiyle süslü bir malî reform: plânı hazırlandı. Şu sırada kuvvetlerin birbirlerine düş--

■42

.memeleri için başka bir plân teklif edilmemelidir. Esa­sen yapılan plân becerikli memurların eline bırakılmazsa zaten yürümez. Halbuki müfettiş olarak seçilen Hilmi Pa­şa ve altı yardımcısı Türk’tür .........

1905          yılında büyük devletlerin donanma gösterisi :

Not : 8 Mayıs’ta 6 devlet Mekadonya’da malî re­formlar yapılması için bir nota verdiler. Bu notada Fran­sa, Almanya, İngiltere ve İtalya’nın malî delegeler, Avus­turya - Macaristan’dan genel müfettiş ve Rusya’dan da bir sivil memur yollanacağı bildirildi. Osmanlılar bu nota­ya cevap vermediler. İstanbul’a yapılan büyükelçi baskı­ları da neticesiz kaldı. Büyük devletler şartlarını kabul ettirmek için hep birlikte donanma gösterisine karar ver­diler                  

Sahife No 83                                                 Vesika No 46

24  Arahk 1905

Markiz Lansdoıvne’den Sir N. O’Conor’a :

(Gizlidir) ... Amirallikle donanma gösterisinin en uygun olanı hakkında görüştüm. Mytelene ve belki de Lemnos adalarının işgâlinin en kolay olacağı, dört bü­yük dörtte küçük geminin bu görevi rahatça başaraca­ğım söylediler. Bu malumat sırf sizin içindir. Diğer dev­letlerin büyükelçileri ile konuşmadan önce Avusturya ve Rus tekliflerini bekleyiniz ve bize telgrafla derhal bildi­riniz           

Sahife No 91                                                 Vesika No 61

6  Kasım 1905

Markiz Lansdowııe’deıı Mr. Spring - rice’e :

.............  Rus Büyükelçisiyle görüştüm, bana aşağıdaki durumu bildirdi:

Sultan kuvvetlerin büyükelçileriyle toplu halde gö­rüşmeği reddetmiş, bu yüzden Viyana ve Petersburg’da donanma gösterisine karar verdi. Gösteriye katılacak devletlerin herbiri en az bir gemi temin etmelidir. Top­lantı Pire limanında olacaktır. Pire’de toplanan gemile­rin İstanbul üzerine ciddî baskı yapacağı meydandadır. Gemiler orada üç gün bekliyecekler ve İstanbul’dan müs- bet bir cevap gelmediği takdirde Mitylene hareket ede­ceklerdir. Orada 8 gün kalınacak ve daha sonra Tene- dos’a hareket edilecektir. Burada posta ve gümrük dai­releri işgal edilecektir. Bu yoldan Sultan’ın Mekadonya için teklif edilecek malî komisyonu kabul edeceği mey­dandadır          

Sahife No 93                                                 Vesika No 65

15  Kasım 1905

Sir N. O’Conor’dan Markiz Lansdowneye :

______  (Gizlidir) ... Öğrendiğime göre Almanlar ne Pire’ye ne de Mitylene gemi yollamıyorlar .......................................................

Sahife No 97                                                 Vesika No 70

25  Kasım 1905

Mr. Yaung’dan Markiz Laıısdovvne’ye :

.............  Milletlerarası gemiler Pire’yi terk ettiler. Ya­rın sabah 8’de Mitylen’de olacaklar ...................................................

Sahife No 97                                                 Vesika No 71

25  Kasım 1905

Sir N. O’Conor’dan Markiz Lansdowne’ye :

.............  Türk Hariciye Vekili beni çağırarak, kuvvetle­rin tâyin edecekleri malî müşavirleri Türklerin emrine

44

verirlerse, devletlerin diğer şartlarını da kabul edecekle­rini söyledi.

Ben, bunun artık çok geç olduğunu bizi donanma, gösterisine mecbur ettiklerini ve henüz vakit varken bü­tün şartları derhal kabul etmeleri gerektiğini bildir­dim     

Sahife No 98                                                 Vesika No 7‘>

27  Kasım 1905

Sır N. O 'Conor Man Markiz Lansdowne*ye :

.............  Majestelerinin gemisi Laneaster’den: Milletler­arası filo buraya geldi, gümrük ve posta idareleri işgâi edildi. Vali bu hareketleri protesto etti. Herşey yolun­da   

Sahife No 98                                                 Vesika No 75

27  Arahk 1905

Sir N. OConor’dan Markiz Lansdowne’ye :

.............  Türk Büyükelçisi Malî Komisyonu kabul ede­ceklerini ve Sultan’ın herkezin menfaatlerine uygun bir şekilde bazı değişiklikleri müzakereye hazır olduğunu bildirdi.

Not: Sultan kuvvetlerin isteklerini 2 Ocak 1906’da tamamen kabul etmiştir        

(S. 100) Bulgar, Sırp, Yunan ve Romanya’hlarm Mekadonya’daki faaliyetleri:

1          — Bulgar faaliyetleri 1906 senesi yıllık raporun­dan :

A — Yunan ve Sırp propagandası : 1896’da Yunan ve Bulgar Hükümetleri bir anlaşma yaptılar; Yunanlılar yeni bir hamle yapmak ve Mekadonya’yı elde etmek is-

diyorlardı. Ancak bu iş için Türklerle yapılacak bir harp felâketleri olurdu. Mekadonya’da belirsiz bir tarihten be­ri kilisenin de gözü vardı. Patrik Yunan ırkmdandı, bu sebebi e Bulgaristan ve Romanya’dan da toprak talebin­de bulunuyordu. 1897’deki korkunç yenilgiden sonra Yu­nanlılar Helenizme hizmet edecek en iyi yolun Türklerle Bulgarları birbirlerine düşürmek olacağına karar verdi­ler.

Aynı şekilde de Sırbistan Kosava Vilâyetinin kuzey­batı kısmını istiyordu. 1888 ve 1898’de Papazlarla mek­tep hocaları kesif bir propagandaya başladılar.

B — Dahili organizasyonların faaliyeti ;

Vinitza hâdisesinin neticeleri £<

Mekadonya’da 1896 - 1897’de kurulan dahili teşki­lât gizlice isyanı yayıyordu ve ülkeyi askerî bölgelere ayırıyor, köylüleri devamlı talim ettiriyordu. Türkler bu vaziyetin farkında değillerdi. Fakat Bulgar çeteciler Vinitza’da zengin bir Türk beyini öldürünce yapılan ara­malarda bir silâh ve mühimmat deposu bulundu. Bu va­ziyette Türkler kütle tevkiflerine başladılar, bilhassa pa­pazlar ve öğretmenler tevkif ediliyordu. Bu durum kar­şısında teşkilât çete hareketine döndü etrafa dehşet saç­mağa başladı. Bu teşkilâtın baş vazifesi katliamdı. Yu­nanlıların bu ara Türkler hesabına gizli polislik vazifesi yapıyorlardı. Çeteler halktan zorla para alıyor, ve onla­ra işkence ediyordu. Dinine bağlı olan Bulgarlar Yunanlı papazlarla çeteciler arasında en büyük acıyı çekiyorlar­dı. 1898’den 1903’e kadar çetelerle Türk askerleri 130 defa savaşmışlardır.

C — Rakip Komiteler :

1898’de kendisini başkan seçtiren Boris Sarafof’un

kurduğu Merkez Komitesi veya dış teşkilât derhal cinai metodları tatbike başladı. Bu komitenin gayesi bölgeyi hür bir hale getirip ilhak etmekti.

D — Bulgar Hükümetinin tutumu ve PanisBmik ajanların tesiri:

Bulgar Hükümeti görünüşte çeteleri tenkid ediyor­du. Gerçekte ise çetelerin faaliyeti kendi gayesiyle ay­nıydı. Zahiren çetelere silâh satışını yasak etmişti, fakat askeri depolardaki silâhlar çetelere akıyordu. Rus Gene­rali Ignatieff ise Bulgarlara millî ruhlarım canlı tutma­larını tavsiye ediyordu

Sahife No 103                                              Vesika No 70'

28  Mart 1903

Sir N. O’Conor’dan Markiz Laıısdovvne’ye : /

.............  Bugün Bulgar baş papazını ziyaret ederek si­ze bir rapor göndermesini rica ettim. Baş papaz Avus­turya - Rus reformlarının çok tesirsiz olduğunu, çetele­rin yaptığı mezalimin orta sınıf halkta iyi tesir bırak­madığını ve Sultanin kendilerine iyi davrandığım; Rus tebası olmaktansa Türk Bayrağı altında yaşamayı tercih: ettiklerini söyledi. Devamla Prens Ferdİnan’m politikası­nın fırsatçılığa dayandığını, çetelere yardım ederek boş yere kan akıttığını ve Mr. Stambuloff’un prensiplerine dayanarak Türklerin büyük devletlerin müdahalesinden meydana gelen korkularından faydalanıyor, çeteciler ise Bulgarlardan farklı mezheplerde olanlara çok kötü dav­ranıyor, dedi. Ben, bu kötülüğün ölçüsünü sordum ve bü­yük devletlerin Osmanlı İmparatorluğuna baskı yapma­sının uygun olacağını söyledim. (S. 110) 1907 senesinde. Bulgaristan için verilen rapordan :

Majestelerinin Hükümetinin dostane münasebetleri n Bulgar çetecileri Albay Elliot’u elde etmeğe çalıştılar, fakat Majestelerinin Hükümetinin dostane temasları bu bölgelerde çetecilerin dehşet salan hareketlerine son ver­di. (S. 111) Majestelerinin ajanları Mekadonya’daki ha­reketin Türk idaresine karşı olduğu ve Yunanlılara kötü­lük yapılmaması gerektiğini bildirdi. Bulgarların Meka- donya’da çok fazla yayılmaları Yunanlıların Helenizm gayelerini tehlikeye sokar  

Sahife No 114                                              Vesika No 83

2  Aralık 1908

Sir G. Buchanon’daıı Sir E. Grey’e :

.............  Yapılan müzakerelerle İngiliz - Rus anlaşması­na varıldı. Rus sivil ajanlarından M. Demeric îstanbul­daki bir Bulgar ajanına; Rusya’nın Mekadönya’da tek bir devletin hâkimiyetine tahammül edemiyeceğini, Rus­ya ile İngiltere’nin aralarında anlaşmış olduklarını ve her iki devletin de Bulgaristan'ı kaderiyle başbaşa bıra­kabileceğini söyledi. Öte yandan Yunan Kralı İngiliz - Rus anlaşmasının Bulgurlardan çok Helenizm’in lehine oldu­ğunu söyledi          

Hiçbir İngiliz Hükümetinin Balkanlarda harp etmek istiyeceğini sanmıyorum. Bulgarlarla Yunanlılar arasın­daki zıtlığı ortadan kaldırıp fırsat çıkınca İstanbul’a, müşterek baskı yapmalarını istiyoruz .........

(S. 116) Sırp faaliyetleri 1906 yılında Sırbistan hak­kında verilen rapordan :

Sırbistan tarafından organize edilip ve malî yardım yapılan çetelerin sayısını kestirmek zordur. Bunlar Koso- va Vilâyetinde faaliyet göstermektedirler. Emekli olmuş bütün, subaylar Belgrad’daki Mekadonya Komitesine

4.8

mensupturlar. Üç Kasım’da aldıkları para yardımı 300 bin frang’dı. Mama.fi bu yardım 1.350.000 frang’a kadar ■çıkmaktadır; bu yardımlar bütçede millî menfaatle ilgili sarfiyatlar hanesinde gösterilmektedir. Propaganda için 300.000 frang, gizli servise ise 800 bin frang verilmekte' dir. Ayrıca zengin banker ve tüccarlar devamlı olarak para vermektedirler. Mekadonya Komitesi başında pro­fesörler, meslek adamları, subaylar, bankerler ve hattâ kral’ın kayın biraderi vardır,

(S. 119) Yunan faaliyetleri 1906 yılında Yunanis­tan hakkında verilen rapordan :

Yunan çeteleri 1906 yılında Bulgarlara ve Romen- lere karşı çok faaliyet göstermişlerdir. Yunan çetelerinin yaptığı rezaletler öylesine fazladır ki; Helenizme karşı duyulan sempati Avrupa’da hükümetlerin olduğu kadar 'halkın da desteğini kaybetmektedir. Ve Yunan Hükü­metine baskı başlamıştır. Yunanlılar Bulgar vatandaşla­rına Yunanlı olmalarını teklif ediyorlar. Bu teklifi kabul etmeyenlerin evleri, mektepleri ve kiliselerini yakıyor­lar.

(S. 119) 1907 senesine ait Yunanistan raporundan :

1907 senesi Yunanlıların daha az cinayetlerine sah­ne oldu. Şubat ayında çeteler Volo’ya gelmeğe başladılar, Mekadonya’da Yunan çetelerinin yaptığı tesir nisbeten azaldı. 15 Bulgar öldürüldü. Bulgarlar ise 6 kişiyi öldür­düler. Çetelerin başına tâyin edilen Yunan subayları tec­rübesiz ve bilgisiz çıktı. Nisan ayında çete hareketleri arttı. Rusya ile Avusturya Yunanistan’a baskı yapıyor. Teselya’da ise idareciler çeteleri teşvik etmiyorlar. Ma- yıs’ta çete hareketleri her iki tarafta da arttı. Haziran-. da Bulgar çeteleri Yunanlılara saldırdı. Temmuz’da Os­manlI İmparatorluğu ve diğer devletler Atina’ya baskı

49 yaptılar. Ağustos’ta Bulgar çeteleri faaliyetlerini arttır­dılar. Türk askerleri bilhassa Bulgar çetelerine karşı sa­vaşıyor. Eylül’de Yunan çeteleri Selânikte katliama gi­rişti. Ekim’de Bulgar çetelerinin cinayeti arttı. Kasım’da Bulgarların cinayeti nisbeten azaldı. Yunan çeteleri Bul­gar işçilerini kestiler. Yunanlılar Türklerden kendi çete­lerine dokunmamalarını istiyorlar.

(S. 121) Romanya faaliyeti :

1905 yılında Sultan bir iradesiyle Romen kilise ve mekteplerini Patriğin emrinden çıkartıp özgür hale ge­tirdi. Bu hareket Helenizm’e büyük bir darbe oldu. Pat­rik Sultan’m emrini kanunsuz olarak nitelendi...

Romenler dinlerini kendi dilleriyle icra etmek isti­yorlar, Yunanlılar ise bunu Helenizme aykırı görüyor­lar. ..

(S. 124) Sırbistan ve büyük devletler :

Sahife No 135                                             Vesika No 111

23 Haziran 1903

Sir N. O’Conor’dan Markiz Lansdovme’ye :

.............  Ecnebi basında Yıldız’da Sultan’a karşı bir dar­be teşebbüsü yapıldığı yolunda çıkan haberler Sultan’ı çek rahatsız etti. Bu haberin aslı Weissmen isminde ve ken­disini Rus ajanı olarak tanıtan biri tarafından yazılmış. Majeste Sultan bu haberin Sırp trajedisini örtmek için uydurulduğunu söyledi. Böylelikle kral ve kraliçe’nin şkatlinin tesirinin azaltılmak istendiğini ileri sürdü ......................

.Sahile No 136                                 Vesika No lll’e ilâve

23 Haziran 1903

Levant Herald ve Doğu Ekspresinde çıkan haber :

F. — 4

50

..................  Bütün medenî memleketler ve bütün devletler Belgrad’da Konak’ta olan hâdisenin faillerinin cezalandı­rılmasını istemektedirler. Sırp Kral ailesini öldürmek’Al­lahın iradesine karşı gelmektir. Bu katiller medenî dün­yanın düşmanıdırlar, caniler cezalandırılmalıdır. Yeni: Kral ancak caniler cezalarını gördükten sonra tanına­caktır; bunda bütün devletler ittifak halindedirler ......

Sahife No 142                                                  Vesika No 122

23 Mayıs 1906

Sir E. Grey’den İngiliz Kralına rapor :

..................  Suçlular kâfi derecede cezalandırıldıktan; sonra: yeni Sırp Kralı ve Hükümetiyle diplomatik münasebet­ler yeniden kurulmalıdır. Hareketi hazırlıyanlar 6 Albay ve bir Yarbay’dır. Bunlardan bir kısmı derhal istifa et? miş diğerleri ise suçsuz oldukları iddiasıyla görevlerinde: kalmışlardır. Hakiki kaatil Alb. Solorevitek’tir. Bu. zat Askerî Akademi’nin Komutanı’dır. Bu adamlar tekaüd’e sevkedildikten sonra Sırbistan’la diplomatik münasebet­leri yeniden kurmakta hiçbir sakınca yoktur.

(S. 168) Türkiye ve Büyük Devletler î

1906             yılı raporundan alınmıştır :

..................  Gümrük vergilerinin arttırılması müzakereleri: Büyükelçiliğimiz gümrük vergilerinin % 8’den % H'e çıkarılmasını teklif etti. İngiltere’nin. Türkiye’deki pres­tiji bugün en yüksek noktasındadır. Türk Hükümeti bu % 3’lük arttırmayı elde etmek için çok gayret sarf et­miştir. Ecnebi hükümetler bu arttırmayı kabul etmek için maden kanunu garantisi istemişlerdi. Gümrüklerdeki bu artış ise Mekadonya’ya gidecektir. Kuvvetlerin şim­diki talepleri şöyledir :

1 — Maden Kanunu ve kimyevi analizler büyük

51

î devletlerce hazırlanacaktır.

2             — Mekadonya bütçesindeki açık Osmanhlar tara-

■ tından kapanacaktır.

j 5 — Osmanlı askerî masrafları için Mekadonya büt-

? çesinden para almmıyacaktır.

?        6 — Kuvvetlerin teklif ettiği jandarma icabında si-

f lâhlı olarak müdahale edecektir.

l (S. 172) Başvezir Patriğin Yunan çeteleriyle ilgisi £ olduğunu ve aşırı milliyetçilik yaptığını söylüyor. Fazla t olarak da Romenlere verilen dinî serbestliğe Patrik inat- | la karşı koyuyor ................

| Sahife No 174                                                Vesika No 147

3  Temmuz 1906

j Sir N. O’Conor’dan Sir E. Grey’e :

|                 Osmanlı Borçları İdare Meclisinin İngiliz üyesi

f olan Mr. Black Türklerin Fransız ve Alman maliyecile- j- riyle işbirliği yaptığını ve bu durumun İngiliz menfaatle- | rine zarar verebileceğini, Alman ve Fransız kapitalistle- E rinin Türkiye’de üstün durumda olduklarını, İngiliz kapi- j; talistlerinin bu işte çekingen davranmalarının zararlı ol- f duğunu, bilhassa maden sahasında çok büyük ticarî kâr- | 1ar olduğunu söylüyor. Size Mr. Block’un raporunu gön- deriyorum        

| Vesika No 147’e ilâve Mr. Block’un raporu :

|                 Alman maliyecileri Türkiye’ye 1888’den beri

I sızmağa başladılar. Almanlar şimdiye kadar Osmanlı Hü- I kûmetine her sahada yatırım yaptılar 1888’de Mr. A. I Kaulla württembergische Vereinsbank’m direktörü % 5 | ile bir buçuk milyon borç verdi. Bu borca karşılık balık­hane ve bazı diğer iş gelirlerinin paralarım toplama hak- I' kını elde etti. Bu borca balıkçılık borcu adı verilmekte-

52

dir. Bundan başka % 5 ile 7.427.240 ve % 4 ile 7.827.240 Osmanlı borcu % 4 ile 4.545.000 borç (Hepsi Sterlin’dir) verildi. 1894*de demiryolları için 40 milyon frang borç ve­rildi. Buna koyanlardan alınacak 163.636 Sterlin tutarın­daki vergi karşılık gösterildi. Ayrıca aynı banka 1.140.000 Sterlin borç vererek bazı bölgelerden vergi toplama hak­kını elde etti. 1903 Mart ayında Türk Hükümeti Alınan­lardan. % 4 ile 2.160.000 Sterlin Bağdad demiryolu için aldı. Buna karşılık da bazı bölgelerin vergilerinin toplan­masını Alınanlara bıraktı. Bu işe Fransızlar % 40 ile işti­rak ettiler. 1903 Kasım’ında askeri teçhizat ismi altında c/o 4 faizli 2.424.240 dolar borç alındı. Buna karşılık da bazı gümrük vergilerini toplama hakkı verildi. 1905’de % 4 ile 2.424.240 Sterlin’e çıkarıldı, (bu bir Fransız bor­cudur) Böylece Türk Hükümeti % 4 faizli 29.762.520 Sterlin ile Fransızlara borçlanmış oldu. Fransız konsor- siyom’u tek başına Türklerle birçok meseleyi halledecek durumdadır. Fransa ve Almanya’dan gayri diğer pazar- . lara stokların ne Ölçüde gittiğini söylemek mümkün de­ğildir. Şüphesiz Osmanlı Bankasına baskı yaparak bu öğrenilebilirse de asıl insiyatif Paris’tedir.

Fransa ve Almanya bu memleketteki malî kudretini gittikçe arttırmakta ve malî ipi her gün biraz daha ger­mektedir. Borç zinciri borçlunun ödeyemiyeceği kadar ağır bir hale gelince Hidiv İsmail devrinde Mısır’da ola­nın aynının tekrarlanmasından korkuyorum. Bugün Al­manya o gün Fransa’nın oynadığı malî rolü aynen oyna­maktadır. Türkler başka borç almazlarsa bu borcun ödenmesi 1932’ye kadar sürer. Fransız konsorsiyum’u yeni malî faaliyetlere girmiş ve Almanya’da bunu % 25’i- ni talep etmiştir. Sultan ve Başvezir bu yeni oyunu fark etmedikleri için henüz itiraz etmemişlerdir. Her iki taraf da Türk Hükümetine yüksek faizli yeni borçlar teklif et- mpkfp ise varamaz atıl kapitali arttırarak Türk Hükû-

53

metini ellerinde tutmaktadırlar. Bu borçların sağladığı faydalar birkaç hafta veya birkaç ay zarfında bitmekte, halbuki bu borçlara karşılık bu iki devlete verilen men­faatler 50-60 sene sürmektedir. Türkler sarfiyatlarını kontrol etmezlerse bu dahilde iflas’a kadar gidecektir, böylece bu iki devlet bekledikleri fırsatı elde edecekler­dir.

Demiryollarına gelince : 1888’de Almanlar Haydar­paşa - Ankara demiryolunu yaptılar. (Bu hattın İzmit’e kadar olan kısmı şimdiye kadar İngiliz grubunun elin­deydi) Hattın İzmit’e kadar olan kısmı 10.300 frang’a ve ; İzmit Ankara bölgesi 15.000 frang’a (kilometresi) ga­ranti edildi, ilk iki senede şirketin topladığı ortalama vergi 200.399 Sterling’dir. Eskişehir - Konya bölgesi 445 kilometre olup kilometre başına 13.727 frang’a garanti edilmiştir. 1893’de aynı şirket tarafından yapılmıştır. Şirket buna karşılık Gümüşhane - Haydarpaşa bölgesinin vergilerini toplıyacaktır. iki senede 53.091 Sterlin vergi toplanmıştır. Ve ayrıca demiryolu üstünden 5 yılda 16.276 Sterlin toplanmıştır.

1890’da Alman Grubu Başkanı olan Mr. Kaulla Se­lanik - Manastır demiryolunun 99 yıllık işletme hakkım aldı. 219 kilometre olan bu yol için Km. başına 14.300 frang garanti verildi ve Selânik - Manastır bölgelerinin vergi toplama hakkı elde olundu. Son iki yılda vergiler­den 152.132 Sterlin, demiryolundan da 5 yılda 52.165 Sterlin topladılar. Selânik - İstanbul demiryolu bir Fran­sız şirketine ait olup 1892’de M. R. Bandouy tarafından 99 yıllık işletme hakkı elde edilmiştir. 5!0,5 Km. olup, Dedeağaç, Gümülevne, Serez ve Draman bölgelerinin ver­gi toplama hakkı ile kilometre başına 15.500 frang ga­ranti alınmıştır. İki yılda toplanan vergilerden 132.296 Sterlin elde edilmiştir. 1893’de M. G. Nagelmackeres İz-

54

mir, Kasaba, Alaşehir demiryolunun 99 yıllık işletme hakkım elde etti. Bu bir İngiliz firması olmasına rağmen 1894’de bir Fransız firmasına satıldı. 266 km? olan bu yola Türk Hükümeti 2.310.000 frang senelik garanti ver­di. Bu yolun Alaşehir’den Afyon’a uzatılması halinde, Aydın, Denizli ve Sarukhan bölgelerinin vergi toplama garantisi verildi. Bu gelir iki senede 130.702 Sterlin’dir. 1893’de bir Fransız Şirketi Beyrut - Şam arası demiryolu garantisini aldı. Rayak - Hamak* $ arası km. si 15.000 frang’dan Hamak - Aleppo (Halep) arası Km. si 13.600 frang’tan garantilendi bu garantiler Şam, Hamak ve Ak- hiah bölgelerinin vergileriyle garanti edildi, iki yılda toplanan vergi 166.717 Sterlin’dir.

1902 yılında bir Alman firması Konya - Bağdad yo­lunun 99 yılhk işletme hakkım elde etti. Türk Hükümeti bu yol için 54 milyon frang garanti verdi. Ödemeler Konya, Halep, Urfa bölgelerinin vergileriyle garanti al­tına alındı. Demiryolunun ilk kısmı yapıldığından beri Türk Hükümeti şirkete 26.863 Sterlin para ödedi. Bağ­dad demiryolunun % 40 hissesi Fransızlara aittir. Bu iki hükümet 2.657 Km. lik demiryolunu trafiğe açmışlar ve halktan 828.210 Sterlin para toplamışlardır. Bu iki devletin Türkiye'nin sırtından kazancı gittikçe artmak­tadır. İngiltere ve İngiliz Mâliyesi açıkta bırakılmıştır. Bu iki memleketin ekonomik tesiri şimdilik sadece malî men­faatler gibi görülmekteyse de çok yakında politik ve as­kerî tesir ve kontrol hâlini alacaktır.

İngiltere Ortadoğu’dan elde ettiklerini kaybetmek üzeredir. Bir iş ya yürümeli veya çökmelidir. Yerinde du- Jp- ramaz. Diğer devletler ilerlerken İngiltere geriliyor, gö- | zümüzü açalım ve hakikatleri görelim; Alman ve Fransız Ji tesiri doklara, rıhtımlara ve tramvaylara girmeğe başla- |

55

■ Osmanlı İmparatorluğunun akılsızca borçlanması ve p korkunç israfı yüzünden Türk Devleti mahvolmakta ve ; korkunç malî kaosu meydana gelmektedir. İngiliz evleri [ bu hâdiseden hiçbir kâr ve hisse alamayacaklardır ve bu £ ekonomik temeller üstünde yükselen Alman - Fransız k -durumu çok yakında politik gelişmeler de gösterecek- i’ tir .................. (S. 175-180)

(S. 189) Sınaî hudut hâdisesi ve İngiliz bahrî göste- j risi 1906 senesi raporundan (G. H. Fitzmourice tarafın- P (dan)

Ş 3 Mayıs’da OsmanlIlara bir ültimatom verildi. Mısır [ .askerlerinin komutanı olan Bramley bey (bir İngiliz su- Ş bayı) Akabe’den Gazze bölgesine yakın bir yerde bir f kamp kuruyor ve Türk bölgesinde bir karakol kurmak j istiyor. Sultan bu vaziyeti İngiliz Büyükelçisine şikâyet » ediyor, .kuvvetlerin Türk hududundan çekilmesini rica [ «ediyor. Mısır kuvvetleri ve Hıdiv Başvezir’den Türk - j. .Mısır hududunun münasip bir tarzda görüşülmesini ta­lep ettiler. Bu «ara Türk kuvvetleri bir Mısır sahil muha- t faza gemisinin Taba’ya yanaşmasına mani oldular ve I bölge Türklerce işgâl edildi. İngiltere derhal bunu pro­li testo etti. Türkler ise bölgenin kendilerine ait olduğunu i iddia ettiler. Hidiv Başvezir ile telgrafla görüştü ve Lord >         Curomer’in isteği üzerine tahkikat açıldı. Hidiv hudu-

■ dunun Akabe’nin üç kilometre batısında olduğunu söyle- di. Başvezir bunu kabul etmedi. Bu vaziyette Majestele­rinin Hükümeti OsmanlIların kendileriyle oynadığını bil­direrek Türklerin Taba’yı 10 gün içinde boşaltmalarını istedi. Fransız ve Rus Büyükelçileri de İngiliz talepleri­min kabulü gerektiğini bildirdiler. Bu vaziyette İngiliz Do­nanması Pire, Portsait ve Süveyş’ten hareket etti. Baş­vezir Mısır ile müzakereye çalıştıysa da 11 Mayıs’ta Ami­rallik .gemileri,

56

1         — Mitylene, Lemnos, İmroz, Sarnotherce ve Thasos

2         — Rodos ve Chaios’un işgâline

3         __ Akdenizde bütün Türk ulaşımının durdurul­ması emri verildi. Aynı gün akşam üstü Baş vezir Tabaîyr boşaltacaklarını bildirdi. Fakat Ingiltere Akabe körfe­zinde çizilecek düz bir hattın hudut olmasında İsrar edi­yordu. Nihayet Ingiliz’lerin bütün istekleri kabul edildi..

1         — Marakeş, Akabe körfezinde hudut noktası ola­cak.

2         — Mafrak Mısır’a bırakılacak, Nagd - Al - Akabe Türklerde kalıyor.

3         — Muğdaba, Kosaima, Ain, Kadis, Ain - Dede - îrad ve Mayein Mısır’da kalacak.

4         — Mısırlı delegeler bu toprakların tesbitinde mü­şahit olacaklar.

Sahife No 200                                             Vesika .No 156

13  Mayıs 1907

Sir N. O’Conor’dan Sir Grey’e :

.............  (Gizlidir) ... Başvezirle görüştüm Ingiltere’nin, tutumu Türkiye’de, huzursuzluk yaratıyor. Ben, kendisi­ne Ingiliz kapitalistlerinin sabit ve istikrarlı bir hükü­metleri olmadığı için güvenemediklerini, Türkiye’nin ge­lişmesini ve ilerlemesini arzu ettiğimizi ancak ticarî ve sanaî yatırım yapabilmemiz için garantilere sahip olma­mız gerektiğini, anlattım. Kapitalistlerin her çeşit korku

. ST ve baskıdan uzak tutulmaları gerektiğini söyledim. Os­manlI Hâzinesi her yıl 4-5 milyon Sterlin açık vermekte­dir. İdaresi müthiş bir çöküntü içindedir, borçlan hesap­sızdır. Tabii kaynakları böylesine zengin olan bir mem­leketin en kısa zamanda durumunu düzelteceğini, birkaç dürüst ve namuslu memur işe el koyarsa, bilhassa ecne­biler, durum düzelir dedim.

Başvezir sözlerimi Sultan’a arz edeceğini söyledi. Sultan beni bu konuda görüşmeğe çağırdı. Bu durumdan istifade edebiliriz.

CİLT V

‘Sahife No 247                                             Vesika No 196

12 Nisan 1908

Mr. G. H. Fit'zmourice’den Mr. Tyrrell’e :

.............  Son bir kaç senedir Mekadonya, Ermenistan ve Türk - İran sınırındaki ticarî ilişkilerimizi takip et­mek çok zorlaştı. Sultan bizim gayretimizi düşmanca te­lâkki ediyor. Bizim gayemizle Sultanın hareketleri uz- laşamaz haldedir. Merkezi bir teokrasi olan bu Sultanlık­taki ilkel ekonomik kavramlarıyla her büyük iş ve tica­ret anlaşması bir lutuf telâkki ediliyor ve biz bu lütfün -dışında bırakılıyoruz. 1878 deki Berlin anlaşmasına gö­re İngiltere moral bakımından Mekadonya reformları­nın öncüsü olmuştur. Türkler bunu bu bölgelerin kendile­rinden ayrılışı saymaktadırlar. Şüphesiz Türkler bu gö­rüşlerinde haklıdırlar. İngiliz hükümetleri ister liberal is­terse muhafazakâr olsun. Mekadonyadaki tutumlarına devam etmelidirler    

Buradaki İngiliz büyükelçisinin tutumu hem Sultanı idâre etmek ve hem de Sultanın İyi niyetlerine bağlı olan ticarî ilişkileri yürütmek olmalıdır. Sir. W. White’m de­diğine göre burada çok kudretli bir elçi İngiliz menfaat­lerini yürütebilir. Mekadonya vaziyeti hallonana kadar buraya şöhret peşinde koşmayan, ciddi, sempatik ve Sul­tana tesir edip onun itimadını kazanacak bir elçi lâzım­dır. Böyle bir adam hiç olmazsa bizim ticarî işlerden emin -olmamızı temin edebilir. îyi niyet ve iyi hükümleriyle Sul-

59

tanın itimadını kazandıktan sonra Mekadonya ile ilgili diğer meselelerde müdahale edebilir.

Sultan bir kaç sene içinde ölebilir veya rejim değişe­bilir. Böyle bir adam’m aklı rejim değişikliği sırasında paha biçilmez bir rehber olabilir.

Biz Ingiliz menfaatleri üstüne felâket gelmesini iste­miyoruz onun için ne yaptığını bilir kurnaz bir adamı kuvvetli veya dahî bir adama tercih ederiz         

ANAYASA HAREKETİ :

Sahife No 248 - 249                                     Vesika No 105

1  Mart 1905

Sir. J.A.C. Tilley tarafından rapor :

.............  Son bir kaç senedir Türkiyenin içinde ve dışın­da genç Türkler denilen ihtilâlci bir hareket vardı. Sul­tana çok teşekkür edilir ki; kurduğu çok mükemmel ca­sus teşkilâtı sayesinde bu hareketin halka yayılmasını önledi. Türkiye de her hareket her söz kontrol edildi, bütün Türkler bundan ıstırap çektiler.

Bu hareketi yapanlar ordu kendi taraflarında olur­sa muaffak olacaklarını, aksi halde başarı sağlamaları­na imkân olmadığını biliyorlardı.

Mekadonyadaki Jandarma teşkilâtı ve malî kontrol halen Türklüğün şerefli fikirlerine sahip olan gençlerin gururlarını çok derinden yaralamıştı. Gizli toplantıların­da Ingiliz - Rus plânı tatbike konulursa Mekadonya ’ya veda edeceklerini konuşuyorlardı     Burada 1908 ihti­lâli teferruatiyle anlatılmaktadır. E.U       

Sultanın 2. nci Sekreteri olan izzet Paşa Ingiliz Ma­ria gemisiyle kaçarken Çanakkalede gemi durduruldu, izzet Paşa kanunsuz olarak çok büyük bir servet yapmış-

60

ti. Biz İzzet Paşayı vermedik buna rağmen Türkler bize sevgi gösterdiler, Kırım harbini bir türlü unutamıyor­lar         

Sahife No 252                                              Vesika No 198

G.         H. Fitzmaurice tarafından :

Küçük Sait Paşa, eski bir vezir, benimle acele görüş­mek istedi. «Beni anayasaya aykırı davranışlarımdan mahkeme edecekler bilhassa Lord Currie zamanında İn­giliz elçiliğine sığınmakla itham ediliyorum» dedi.

Eski vezirlere çok kötü davranıldığını söyledi. Du­rumunun uygun otoritelere anlatılması için yalvardı. «Devlet arşivlerinde 50 yıllık memuriyetime ait saklıya- cağm hiç bir pey yok özel evrakımı da elimden alamaz­lar» dedi.

Ben üyelerle dolaylı temasa geçip Paşaya birşey y'a- pılmıyacağına söz aldım.

Sahife No 263                                              Vesika No 204

31 Temmuz 1908

Sir. E. Grey’den Sir. G. Lovvther’e :

...........  Özel........ İstanbul’a çok iyi bir zamanda gitti­niz. Benim parlementoda yaptığım konuşma ve telgra­fım bizim tutumumuzu size izah edecektir. İstemediği­miz mevzulara el atıp Türkleri şüphelendirmiyelim, fakat onlara işlerini iyi idare ederlerse bizim yardımımızı ve desteğimizi Bağlıyacaklarını anlatalım. Bundan Türkleri himaye edeceğimiz mânâsı çıkmasın, fakat himayekâr davranacağınız anlatılsın.

Şüphesiz işler her zaman şimdi olduğu kadar iyi git­meyecektir. Önümüzde bizi beklemekte olan tehlikeleri bilemiyoruz. Türk halkma, bizim kavgalarımızın kendile-

61 riyle olmadığını, şimdi kendilerinin de protesto ettikleri iktidardaki mahlûklarla olduğunu anlatalım.

Şayet Türkler anayasayı tam olarak ayakta tutar ve kendileri de kuvvetlenirse bunun sonuçları bizim şimdi göremiyeceğimiz kadar uzaklara gidebilir. Bu hareketin Mısırdaki tesiri inanılmıyacak kadar büyük olacaktır; kendisini Hindistanda da hissettirecektir.

Biz şimdiye kadar idaremiz altında bulunan Islâm- lara kendi dinlerinin başkanı plan milletin kötü bir des­pot tarafından idâre edildiğini söylüyorduk. Halbuki biz idare ettiğimiz İslâmlar için iyi bir despottuk ve bizim idâremiz altında daha mesuttular zira bu insanlar mu­kayese imkânına sahip değillerdi, dolayısiyle farkın ken­di lehlerine olduğunu kabule hazırdılar.

Fakat şimdi Türkiye biç anayasa yapar, parlemento kurar ve hükümet şeklini geliştirirse Mısırlılar da bir anayasa istiyeceklerdir. Bizim bu kuvvetle karşı koyma­mız çok güç olacaktır. Şayet Türkiye de anayasa iyi işler ve Türkiye de işler iyi giderse Mısır da ayaklanmalar ola­naktır, bu vaziyette bizim durumumuz çok garip kaça­caktır.

Biz asla ne Mısır halkıyla ve np de Türk hükümetiy­le mücadeleye girmiyeceğiz. Bizim mücadelemiz Türk hükmin hisleriyle olacaktır. Bunu yakın veya uzakta -çok dikkatle ele alınacak bir konu olarak veriyorum.

Bu hususun haricinde bütün reform hareketlerini tutuyor görünün ve bana bilgi verin..................................................................

Sahife No 264                                           Vesika No 205

4  Ağustos 1908

Sir. G. Lowlher’den Sir E. Grey’e :

............  Geri dönüşümde değişiklik beni çok şaşırttı. İş­lerin bu kadar iyi gitmesi ve bir damla kan akmaması

62

harikulade. Gayeleri çok ciddî ve milliyet hisleri çok: kudretli.

Bizim durumumuz da çok iyi tebrikler ve gösterdi­ğimiz sempati minnetle karşılandı. Tam bu sırada İzzet Paşa hâdisesi çıktı. Önce Alman sefaretine sığınmış Al­manlar onu bize yollamışlar........................... Bıraktığımız bu kötü,

intibayı zamanla telâfi ederiz sanıyorum.

Sultanın bu gün kalabalık arasında seven bir baba, gibi hareket ettiğini görünce çok güldüm ve onun yaşa­yan komedyenlerin en büyüğü olduğunu düşündüm.

Sahife No 265                                              Vesika No 206’

11 Ağustos 1908

Sir. G. Lovvther’den Sir. E. Grey’e r

.............  özel....... Bu gün başvezirle uzun bir görüşme yaptım, imparatorluğun bir ucundan öteki ununa kadar* îngilterenin tabii dost ve Rusya’nın da düşman olduğunu1, söyledi. Rusya’nın Mekadonyada büyük bir Slav Krallığı1, kuracağını sanıyor, buna karşı îngiltereden yardım iste­di. Ben, Rusya ve Bulgaristandan korkmamanın en iyi yolu dahilde yapacağınız reformlardır, bu şekilde hareket ederseniz büyük devletlerin müdahalesine luzum kalmaz., dedim, ilk iş olarak da polis ve adliyede temizlik yapma­larım tavsiye ettim.

Şimdi en önemli mesele Alman büyükelçisinin nasıl karşılanacağıdır. Fransızlardan da kurtulacağımızı ümid ediyorum. Şimdi Ingiliz iş âlemi için çok büyük açılmalar olacaktır, paralarının karşılığını rahatça almalarına mâ­ni hiç bir şey yoktur. Türkler muhtemelen gemi almak is- tiyeceklerdir   

Sahife No 266                                              Vesika No 207

11 Ağustos 1908

Sir. E. Grey’den Sir. ,G. Lovvther’e :

.............  Özel...... Türkiye de olanlar öylesine harikadır? ki anayasayı uzun müddet devam, ettireceklerini sanmı­yorum. Irklarının ve dinlerinin tesirinde yeniden şiddete ve düzensizliğe kayacaklardır; Bu vaziyet kudretli bir askerî diktatörlük doğurabilir, fakat şimdiden bunu kes­tirmek zordur.

Kudretli ve reformlar yapmış bir Türkiye Avrupa: diplomasisinde çok kudretli tesirlere sahip olabilir. Ya­pılan reformları tutuyor görünüp onlara,cesaret verelim,, fakat Ruslara da Türkleri tutuyor intibaını vermiyelim..

Biz her fırsatta Ruslarla müşterek harekete hazır ol­duğumuzu göstermeliyiz       

Sahife No 268                                              Vesika No 210'

25  Ağustos 1908

Mr. G. H. Fitzmourice’ten Mr. Tyrell’e :

.............  Türkler kendilerini muhafaza edebilmenin ümit­siz gayreti içindeyken, otuz yıldır süren şeytanî bir zekâ­nın Ördüğü örümcek ağının karanlığında, mahvoldular.. Fakat daha da büyük felâketlere gidebilirler.

Bu hareketin ölen Türkün kendilerindeki' son parla­ma olduğunu ispat edebilirler

Türklerin ilkel ekonomik hayatı Batının ekonomik güçlerinin tehdidi altındadırlar............................................................ Bu gün Türklere

bakanlar, onların hâlâ- hayatta olduğunu ve hâlâ hayati­yete sahip olduğunu görürler. Türkler durumlarının ve- hametini görüp ümitsizce bir tedaviye başladılar. Re--

64

val’deki toplantıda İngiltere ile Rusyanm arasındaki irti­batı sezip bu darbeyi yaptılar...................................................... Hükümette çalışan ve

kendisini Ermeni millî teşkilâtından tanıdığım bir erme- niye (Ben o zamanlar Birejikte Ermeniler için çalışıyor­dum) Willcock’un Mezapotamya ’ hakkmdaki plânlarını anlattım. Ve Sir W. Willcock’un plânlarını ona tevdi et­tim.

Şayet Mezapotamya’da demiryollarından sonra sula­ma tesislerini de yaparsak, Musul da her istediğimizi el­de etmek şansına sahip olacağız. Haraketle ümit ederim ki halkımız bu kadar uzun yıllar soğukta bekledikten sonra eline geçirdiği bu altın fırsatı kaçırmayacaktır. Demir şimdi sıcaktır onu biz şimdi elde edebiliriz, ilerde soğuyacaktır, (S. 279)............................... Yâni hükümette en çok iti­

madı Ermeniler kazandı. Ermeniler büyük bir akıllılıkla derhal Taşnak cemiyetinden vazgeçmiş göründüler. Böy- lece bütün Hristiyanlardan fazla haklar elde ettiler  

Sahife No 320                                  Vesika No 219’a ilâve

30  Nisan 1908

Sir. E. Grey’den Sir. G. Lowther’e :

............  Şayet tahminlerimde yanılmıyorsam Türkiye- deki en iyi elemanlar orduda bulunur zayıflık sivil idare dedir. Maliye, gümrükler v.b. memleketi idâ/re edecek insanda askerî gayeler olmalıdır. Askerler ise hükümette ne şekilde reform yapılacağım bilmezler, muaffakiyet- lerinin sırrı, güçlerinde ve kendi zayıf taraflarını bilme- lerindedir. Kudret ellerinde olduğu için yabancı uzman çaliştjjrmakta sakınca görmezler...

Bunları yazmanın sebebi: Türkiye için ümit olan ta­rafı bilmeniz ve bütün gücümüzle o tarafa tesir etmeğe çalışmamız içindir          Bana açıkça fikirlerinizi yazı­mız    


 

I;                 

1908 İhtilâline Muhtelif Devletlerin

>                         , reaksiyonları :

İngiliz gazeteleri

: Yeni hükümetin muvaffak olması­na imkân yoktur. Türkler için parlementer hayat gülünç bir şey­dir.

Alman Basını

f

: Türkiyede anayasa uygulanırsa Mısır ve Hindistan da birer ana­yasa istiyeceklerdir.

• Avusturya Basını

: Türkiyenin kuvvetlenmesi Avus- turyamn menfaatlerine aykırıdır, bilhassa sarayın ticarî meseleler­deki hissi hareketini tercih ediyor­

L

lar.

•.Rusya’da

: Oldukça sempatik karşılandı. Bil­hassa Balkanlardaki kritik du­rumdan çok memnunlar. Büyük elçileriyse bu işin yürümiyeceğin- den emin.

^Bulgaristan’da

£

: îyi karşılandı zira İngilterenin İs­tanbul’a daha çok nüfus etme im­kânım bulup kendilerine daha

 

fazla yardım edeceğinden emin görünüyorlar.

f'Yunanistanda

: Halk ve basın çok neşeliydi bu hâ­dise Helen ırkının Türkler’e olan

i

üstünlüğünü göstermişti.

F. — 5

 

66

(Vesika No 198) Bu hareketin hususiyetlerinden bi­ri de Türkiyeyi bir türlü düzene sokamayışıdır. Malî va­ziyetleri çok bozuktu, yardım almak için Fransaya yö­neldiler, Cour des Comptes’in başkanı olan Mr. Laurent Türkiye’ye gelip iki ay malî vaziyeti tetkik etti. Ingil- tereden ise çürümekte olan donanmalarını düzeltmek için bir amiral istediler, ayrıca gümrüklerin başına Mr. Craw- ford getirildi. Orduyu düzene koymak için Alman gene­rali von der Goltz getirildi. Bu ara Anayasa fikri halk arasında yavaş yavaş yayılıyordu, fakat muhtelif din ve mezhep grupları arasında anayasanın dinle bağdaşa- mıyacağı propogandası da yayılıyordu. Van’da Ermeni- ler anayasaya karşı ayaklandılar, bir kısım insanda Aya- sofya önünde toplanıp Şehülislam’ın başı için gösteriler yaptılar*. Bunlar muhtemele nasılmış olmalıdırlar bir daha kendilerinden haber alamadım.

Sahife 304 Dahili Kaynaşmalar :

.............  Doğu Anadoluda Majestenin konsülü tarafın­dan verilen raporda durum olduğundan karanlık gösteril­miştir. Van, Ermeni ihtilâlcilerinin merkezi haline geldi. Şubat ayında bu şehirde büyük sayıda mühimat ve silâh ele geçirildi. Ermeni fedailer dinamitle yirmi askeri öl­dürdüler. Mart ayında da elli kişiyi öldürdüler. Bunun üstüne Türk otoriteleri harekete geçtiler. Vali on sekiz Ermeni başkanıyla yüz adamını tevkif etti. İki yüz kilo dinamit ve silâh ele geçirdi. Fedailer harikulâde bir teş­kilâtla Türk otoritelerini tehlikeye koyuyorlar. Hareket­leri gayet hesaplı bir genel katliam gayesi taşıyor. Bü­tün bu işler aynen köylerde de ceryan etti. Tevkifler üs­tüne diğer ihtilâlciler kaçtılar. Bütün bu vaziyetler kar­şısında Türk otoriteleri gayet itidali hareket ediyor.

1907’de Dersimde Kürtler etraftaki köylere baskın-

67

lar yapıyorlardı, bu yıl da aynı şeyi tekrarladılar. Fakat çok ileri gittiklerinden üstlerine kuvvet gönderildi.

Sahife No 285                                             Vesika No 187

Mekadonya olayları: Mayıs ayında 187 kişi Öldürül­dü. Papazlar tarafında 26 kişi, Yunan çeteleri tarafında da, 5 erkek 10 kadın ve 2 çoeuk öldürüldü. Rutbarzi Pat­rikleri 25 kişi öldürdü. Pazar’da Yunan çeteleri 14 kişi öldürdü. Ayıyani de Yunan çeteleri 4 çobanla 3800 ko­yun öldürdüler. Bu hâdiseler üstüne îzmirden Selaniğe- 10.000 asker gönderildi. Mekadonya’da Türklere karşı girişilen tecavüzler ve kaçırmalar devam ediyor.

Sahife No 298, Selânikte seçimlerde 6 Türk, 3 Yu­nan, 2 Bulgar ve 1 Musevi seçildi neticeden hiç biri mem­nu değil.

Sahife No 290, Bulgarlar gizli bir komite kurup; Türklerin aleyhine faaliyete geçiyorlar.

Sahife No 299, Edirne birliklerinde ayaklanmalar oluyor.

Sahife No 300, Arabistanda, Araplar hacı kervan­larına hücum ediyorlar.

Sahife No 368                                              Vesika No 271

29 Eylül 1908

Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e Tel No: 180 :

... Benim intibağıma göre, Türkiye ile Bulgaristanın arasındaki meselelerde Ruslar Bulgarları tutmaktadır­lar. Avusturya da Sofya’nın lehine görünüyor. Ruslar Türkiyedeki yeni durumu beğenir gibi görünmelerine rağmen gerçekte beğenmediklerini sanıyorum. Çünkü eski sistemin Türkiyeyi batıracağım biliyorlardı, bu da Slav ırkı için çok iyi olacaktı. Diğer taraftan kuvvetli bir Türkiye’nin Rusyada yaşayan Müslümanlar arasında

68

Çok tesirli olacağını biliyorlar, böyle bir vaziyet Rusları kötü duruma sokar. Ruslar luzumlu meselelerde Türk­ler den çok Bulgarları tutacaklardır. Bunlarr sırf şahsî düşüncelerim olarak bildiriyorum......

Sahife No 370                                             Vesika No 272

30  Eylül 1902

Sir C. Ilardinge’den Sir A. Nicholson’a :

.............  Özel........ Türklerle Burgarlar arasındaki mü­nasebet bizi üzüyor. Biz mümkün olduğu kadar Ruslar­la iş birliği yapmak istiyoruz. Bilhassa şu ara Bulgarlar tecavüze niyetli görünüyorlar. Kim tehlikeli sularda av­lanmak ister, durum henüz tehlikeli değilse bile çok ya­kında tehlikeli olacaktır. Bulgarlar hürriyetlerini ilan edebilirler, Yunanistan ve Sırbistan da aynı şeyi yapa­bilir. Bu durumu fırsat bilen Avusturya da Bosna ve Her­seği ilhak edebilir..

Sahife No 376                                             Vesika No 384

3  Ekim 1908

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e : Tel No: 289;

.............  Dün Başvezirle görüştüm Bulgaristanla itilaf­ları sulh yoluyla halletmek istiyor. Fakat. Bulgarlar mâ­kul olmayan taleplerde bulunuyorlar. Başvezir halkı ve basını kontrolda güçlük çektiğini, bunun da sulbü zor­laştırdığını söyledi Sizin Bulgaristanla ara bulma

teşebbüsünüzü minnetle karşıladı.......

Sahife No 388                                          V Vesika No 296

5  Ekim 1998.

Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e Tel No: 184;

.............  Türk B. Elçisine Bulgar hürriyeti ile Avustur-

69

yanın Bosna ve Herseği ilhakının anlaşmalara aykırı ol­duğunu bunları tanımayacağımızı bildirdim. Bizim bütün sempatimizin kendilerinden yana olduğunu da ilâve et­tim. Türkiye harbe, girmelimi diye sordu. Buna karşılık ta: Türkiye’nin zamana ve paraya ihtiyacı olduğunu bir harbin bunların her ikisini de yok edeceğini söyledim. Bunlar Türkiye için birer maddî kayıp olmayıp sadece hissi kayıptır, dolayısıyla bir konferans bile teklif et­memelerini söyledim. Şimdiki durumda bu güçlükler unu­tul uncaya kadar Türkiyenin ilgilerine mümkün olduğu kadar itina gösteriniz                     

Sahife No 397                                             Vesika No 317

6  Ekim 1908

Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e Tel No: 287;

...... Bugün Türk Büyük Elçisi bir konferansın müm­kün olup olmıyacağını sordu. Ben, bunun mümkün ola­bileceğini fakat Önceden münakaşa edilecek mevzuun ne olduğuna karar vermek lâzım geldiğini söyledim. Türk hükümeti Berlin anlaşması hükümlerinde bazı değişiklik­ler yaparsa iyi olur, dedim. Muhtemelen para istiyecek- dir. Türklerin en çok ihtiyacı olan şey budur......................................

Sahife No 418                                             Vesika No 349

9  Ekim 1908

Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :

.............  Türk Büyükelçisi Avusturalyamn hareketini pretosto eden bir nota verdi. Bundan bazı pasajlar oku­yarak Avusturyamn hareketinin Berlin anlaşmasına ay­kırı olduğunu söyledi. Ayrıca Girit meselesini sordu. Ben, kendisine Girit’in Yunanistanla birleşmesine razı olmaya­cağımızı söyledim. '"Yunan askerlerinin adaya çıkmasına imkân yoktur, bizim gemilerimiz Türk halkının menfaat-

70

lerini koruyacaktır, dedim. Elçi; bir konferans fikrinin gelişip gelişmediğini sordu. Ben, hayır, dedim. Zira boğazlar meselesinin görüşüleceği bir toplantıda kendi­mizi kötü duruma sokmak .istemiyorum.....................

Sahife No 438                                               Vesika No 374

13 - 14 Ekim 1908

Mr. VVhitehead’den Sir E. Grey’e :

.............  Müslüman Bosnahlar tedricen göç ediyorlar, yerlerine derhal Alman, Macar ve Ortodoks Sırplılar yer­leştiriliyor      

Sahife No 439                                               Vesika No379

13 Ekim 1908

Sir. G. Lovvther’den Sir E- Grey’e :

.............  Alman Büyük Elçisi Yakın Doğu siyasetlerinin tıpkı Ingiliz siyaseti gibi olduğunu söyledi. Marschall bana, Türkler bir konferansa giderken daha fazla top- kaybma uğramıyacaklarından emin olmalıdırlar dedi.

Türkler hâdiseleri şimdilik çok soğuk kanlı karşı­lıyorlar. Konferansta menfaatlerini tehlikede görürlerse Avrupaya karşı hoş olmıyacak hareketlerde bulunabilir­ler. Kâmil şimdilik çok kuvvetli görünüyor. Komitenin kudretinde bir zayıflama yar. Ahmet Riza’nm onlar için pek kıymeti yok onun üstünde pek fazla zaman kaybet­menize değmez. Memleketin kaderine, tesiri olacağını san- mıyorujn..      Girit probleminin de Türkler için pek faz­

la bir şey ifade ettiğini sanmıyorum. Kaybın mesuliyeti­ni kuvvetlere atarak ve yüklüce bir tazminat alarak tat­min olacaklarını sanıyorum. Bu iş için yirmi milyon Frangın uygun rakkam olduğunu duydum. Bulgaristan, Doğu Rumeli ve demiryolu için de yüz milyon... Gözden kaçırmıyacağımız bir husus da dış tehlikenin reaksiyo-

71

Derlerinin sayısını arttırdığıdır. Kaba bir tahininle nü- ? fusunun % 20 si böyledir. Şayet Türkler tatmin edilmez-

se bu durum çok fazlalaşabilir............

İ Sahife No: 447                                          Vesika No. 382

{                                   15 Ekim 1908

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

..............  Başvezir artık anlaşmalara hiç itimadı kalma­dığını Giridin Yunanistan’la birleşmesi fikrinden çok ha- ' yal kırıklığına uğradığını söyledi. Kıbrıs gibi Giridin de i İngiliz işgalinde kalmasını tercih ettiğini, şayet Yuna- î nistan Giridi elde ederse Eğedeki bütün adaları da isti- !■ yeceğini ve Ruslara boğazlarda hiç bir hak vermiyece- j, ğini söyledi...

Sahife No. 447                                             Vesiko No: 383

16   Ekim 1908

Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e :

i:      ...... Türk Büyükelçisi benden, şayet Ruslar kon-

£ feransta boğazlar sorusunu sorarsa ve Türkiye bunu red

ederse, Ruslarla aralarının bozulup bozulmıyacağını sor­

du. Ben, hayır, dedim. Şayet Türkiye bu mevzuyu şim­di değil ilerde görüşürüz derse aranız bozulmaz...........................................................

Sahife No: 452                                             Vesika No: 388

16  Ekimi 1908

Sir E,. Grey’den Sir G. Lovvther’e :

      ...... Rusların konferansa boğazlar sorusunu getir­memelerini sağladım. Şu ara bu mevzuyu münakaşa et- menin Rusların lehine olmadığına onları ikna ettim. Böy-

JUelikle boğazlar mevzuunu ileri.bıraktık..........

72                                                                                         r-

Sahife No: 454                                          Vesika No: 391 j

16                                     Ekim 1908

Sir A. Nicholson’dan Sir E. Grey’e :

.............  Novea Vremya’da çıkan baş makalede, Balkan j meselesinde Türkiye ile bir anlaşma yapılmasını, boğaz- 1- lar meselesinin dostça bir ruh içinde halli lâzım geldiği- ; ni, yazıyor. Bu muhtemelen îkdam’da çıkan ve Rus po- ■ litikasmın Petro’ya dayandığını bildiren makaleye karşı- ■: İlktir         

Sahife No: 455                                          Vesika No: 392 J

17                                     Ekim 1908

Sir E. Egerton’dan Sir E. Greye :                                    J

.............  İtalyan dışişleri bakanlığı, Türk hükümetinin t konferansı derhal kabul etmesi için baskı, yapılması ge- rektiğini söyledi   

Sahife No: 456                                          Vesika No: 394

19  Ekim 1908                                 [

■S.                       t.

Sir E. Grey’den Sir A. Nicholson’a :                            , L

.............  Türklere boğazlarda bir açma yapmanın lüzu- muna inandığımı söyledim. Şayet Rusyayla iyi mima.se- betler istiyorsanız bu şarttır, dedim. Bu ara bunu Türk- lere tazyik etmektense ileri bırakmak daha iyi olacağı kanaatindeyim.

i

Sahife No: 457                                          Vesika No: 395 (

19  Ekim 1908                                 £

. ■ • ?

Sir E. Grey’den Sir E. Egerton’a :                                   f

.............  İtalyan Büyük Elçisi ile Girit mevzuunda go- ( rüştük. Elçi bunun mühim bir soru olduğunu, Türklerin | Giridin Yunanistana katılmasında inatçı davrandıkları-j

73:.

m, bu iş gerçekleşene kadar sulh olamayacağını ve bizle- rin uygun terimlerle bu bağlantıyı temin etmemiz gerek­tiğini söyledi         

Sahife No: 465                                          Vesika No: 406

26  Ekim 1908

Sir E. Grey’den Sir G. L<owther’e :

.............  Türk Büyük Elçisi ayın 24 ünde bana geldi. Aşağıdaki bildiriyi gizli olarak verdi: Türk Hükümeti di­ğer devletlerden çok bize itimat etmektedir. Bize danış­madan ve bizim tavsiyemizi almadan hiç bir karara var- mıyacaktır. Türkiye ile Avusturya-Macaristan arasında, hiç bir müzakere olmadı. Avusturya elçisi her gün gelip Türkiyeyi durumu kabule zorladı. Türk hükümeti ise bunu reddedip protestolarını yeniledi

Sahife No: 466                                          Vesika No: 407'

26 Ekim 1908

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :

.............  Bugün Kont Mensdorff’a Avusturya ile Tür­kiye arasında direk konuşma yapılmasına muhalif olma­dığımızı ve Türklerin müzakereyi kabule tamamen ken­dilerinin karar vereceğini söyledim. Kendisinden Bosna, ve Herseği neden Türklere haber vermeden ilhak ettiniz diye sordum. Cevaben, şayet Türklere haber verseydik bunu reddedeceklerdi ve Avusturya’nın bu arzusunu ye­rine getirmesi imkansızlaşacaktı, dedi. ......

Sir E. Grey’den Sir A. Nicholson’a :

Sahife No: 468                                          Vesika No: 409’

... îsvolsky ile görüştüm, boğazlar meselesi güç bir?

"74

sual. Harp esnasında bütün kuvvetlere aynı, hakların ve­rilmesini istedi. Türkiye ile Rusya arasında iyi münase­betler mümkün olduğuna inanıyorum. Ruslar boğazlar­daki durumlarını geliştirirlerse bu Türkiyenin durumu­nu kuvvetlendirir. Fakat Türkler bu mevzuda çok şüp­heci. Ruslar mevcut güçlüklerde Türklere yardım eder­lerse itimatlarını kazanabilirler......................................

Sahife No: 471                                          Vesika No: 414

28 Ekim 1908

Sir G. Hardinge’den Sir A. Nicholson’a :

.............  Balkan krizleri hakkında ne söyliyeceğimi bi­lemiyorum. Türklere nasihat vermeğe çalışıyoruz Avus­turya ve Bulgaristanla anlaşma yapmalarını istiyo­ruz. Diğer taraftan Türkler tıpkı çocuklar gibi, inanıl- mıyacak tekliflerde bulunuyorlar. Bu tekliflerini de bu­radaki Büyük Elçilerine bildirmeden yapıyorlar. Netice­de işlerin iyi olacağma inanıyorum.

Pariste Bertie’den öğrendiğime göre, îsvosky çok aptalca bir teklifte bulunmuş. Biz Giride karşılık Kıbrısı Türklere vermeliymişiz. Halbuki şimdiden adada bir Türk’e karşı üç rum var, bu da adanın Türklere veril­memesi için en iyi sebebi teşkil eder       

.Sahife No 496                                             Vesika No 443

13 Kasım 1908

Mr. VVhitehead’den Sir E. Grey’e :

Belgrad — Çok gizli —

.............  Bugün Türk" Sırp askeri anlaşmasının metnini gördüm. Türkiye ile Sırbistan Bulgaristanı işgal edip paylaşacaklar. Fakat Sırp hükümeti bunu kabul edemez. .Zira Hristiyan mıntıkaların Türklerin idaresine girmesi­ne hiç bir devlet müsaade edemez. Müsait an gelince

75

Türk hükümeti üstüne mümkün olduğu kadar baskı yapı­nız, yalnız şimdilik Majestenin Elçisi durumu Türk hü­kümetine belli etmemelidir. Zira Sırp hükümeti bu gizli anlaşmayı göstermekle şerefsiz duruma düşmüş olabilir.

Sahife No 504                                                Vesika No 458

23 Kasım 1908

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

...............  Türklerin Avusturya gemilerine ve mallarına ; boykot etmeleri gittikçe kuvvetlendi. Avusturya sefiri Başveziri ziyaret ederek gümrüklerde çalışan hamalla­rın devlet memuru olduğunu, onlara emir verilmesi ge­rektiğini söyledi. Başvezir gereken emirleri verdi fakat halkın nefreti okadar kuvvetli ki bu emirlerin yürüye­ceği belli değil. Alman Büyükelçisi de AvusturyalI mes­lektaşını destekliyor......

Sahife No 518                                                Vesika No 478

4  Arahk 1908

Sir F. Cartvvright’den Memerandum : Paris —

...............  Avusturya ile Türkiyenin arasının düzelmesi için M. Clemencean’a dedim ki: Birini Genç Türk komi- tesindenmiş gibi yollarsanız ve bu ajan Avusturyamn Bosnayı almasının iyi olduğunu söylerse işler düzelir. Fa­kat Avusturya elçisinin bunu başaracağını sanmıyo­rum      Büyükelçi Kâmil Paşayı boykotu durdurmaya

razı etti fakat halk bir türlü boykotu durdurmuyor..............

Sahife No 520                                                Vesika No 476

6  Arahk 1908

Sir O. Hardinge’den Sir A. Nicholsen’e :

...............  Ahernthal, bana, Türklerin borçlarından hiç bi-

76                                                                                          J

rini kaldırmıyacaklarm ve Türkiyeye hiç hir malî tâviz vermiyeceklerini bildirdi

Sahife No 523                                             Vesika No 481

8  Aralık 1908

Sir E. Grey’deıı Sir E. Goschen’e :

.............  Türk elçisi hiç bir resmî memurun boykotta.' yer almadığını söyledi. Boykottan hükümetin mes’ul tu- tulamıyacağını bildirdi. Kont Methernich şüphesiz halk sorumlu tutulamaz, fakat hamallar hükümete tabidirler ve gemileri boşaltmağa mecburdurlar, dedi. Hükümet- ten daha kuvvetli olan Genç Türk Komitesi boykotu teş­vik ediyor......

Sahife No 830                                  Vesika No 5 inci ilâve

25  Aralık 1908

Sir E. Grey’den Sir F. Cartwright’a :

....... AvusturyalIların şüphesi yanlıştır, Majestenin hükümeti onlara karşı daima iyi hisler beslemiştir. Tür­kiyenin Avusturya ile bu kadar kolay müzakereye yanaş­masında bizim büyük rolümüz 'olmuştur. Ve gene bizim tesirimizle Türkiyede mutedil hisler yaratılmıştır....................................................................

■W

1908 İHTİLALİ İÇİN NELER SÖYLENDİ

THE LIVING AGE :

Yıl: 1908 Cilt: 259 Sahife: 67

Yazan: ALFRED de BILINSKI :

..................  Benim aşağıdaki sözlerim acaba Türk milleti tarafında da biliniyor mu? ABDULHAMİD, ben kulları­mın mutlak hakimi olduğum müdetçe, isterse imparator­luk tek bir vilâyet kalıncaya kadar küçülsün, diyordu, înce bir hesapla imparatorluğu tahribe sürükledi. Öyle ki: Ölümüyle birlikte herşey bitecek, imparatorluk ba­tacaktır.

Tarihin hiç bir devrinde hiç bir kimse (Apres moi le deluge) lafını Abdulhamid kadar sadakâtle tatbik et­medi.

Cilt 262, Yıl: 1909, Sahife: 759

Eski bir diplomat :

İngilizler Türk düşmanı hristiyanlara iyi dav­ranır, Türk köpeğini dövmek için her kırbaç mübahtır derdi. Londradaki Türkler için olmıyacak yalanlar uy­dururdu. Ön Asyada zengin madenler, İzmirde altın gü­müş var. Kürtler Diyarbakır ve Musulda huzursuz­lar...............

Yıl: 1911', Cilt: 267, Sahife: 50

GENÇ TÜRKİYE ve üçlü anlaşma :

..................  Anadoluda Ermeni bölgelerinde güçlükler ya­yılabilir, bu bir iç harbe dönebilir, bu iç harp genç Türk­leri alaşağı edebilir.

- -- ■

78

Yıl: 1911, Cilt: 271, Sahife: 241,

H.                             N. Brailsfrod :

................................  (Arnavutlukta milliyet hislerinin nasıl yaratıl­dığını anlattıktan sonra):

Türkler anayasa kurarak Avrupanm müdahalesin­den ebediyen kurtulacaklarını sandılar. Türk olmayanla­rın kurtarılması bizim vazifemizdir. Misal olarak: Arna­vutluğu verebilirim. Yakında harbe girip hürriyetlerini alacaklardır.

Netice olarak şunu söyliyebiliriz ki: Türk imparator­luğu bitmiştir. Zaten onun kaderini AbdülHamid çizmiş- ;           tir.

Yıl: 1911, Cilt: 269, Sahife: 177,

/                         Lord Salisbury.

................................  TÜRK İHTİRASI VE ÎNGİLİZ MENFAAT-.

hV             LERİ :

! S '                          Genç Türkler, hürriyet eşitlik diye bağırmaya

:                 başlayınca, herkes Türklerden özür dileyip dost oldular..

Halbuki: Bunlar Hristiyan mekteplerine baskı yapıyor-

j ■ 1ar. Tren yollarına jandarmalar koymuşlar, paralarını •j' ;;       hep silâha yatırıyorlar. Aynı maskara Osmanlılık de-'

|                 vam ediyor. Fanatik cahil insanlar. Barbar millet. Kapi-

f                 tilasyonlarm da kalkmasını istiyorlar.

?                        Türkler daima Türk kalacaklar, hiç bir zaman Av-

ı                 rupalılaşamıyacaklar bir tek hususiyetleri iyi asker ol-

<                malarıdır.

e                        Türk bütçesinin kötü durumunu maliye vekili Cavit bey açıkladı o da Türk değil Yahudi.

İrana da kötü gözle bakıyorlar. İngiltere ve Fransa

:■              bunu derhal protesto etti. îranhlara İngiliz ve Rusların

i                 kötülüğünü söylüyorlar, İranlılar da buna inanıyor. Allahtan Hint müslümanları Genç Türkleri sevmiyorlar..

                  İranda Parlemento hareketleri olursa Ruslardan çok bizim için kötü olur. Bağdat demiryolu tamamlanınca du­rum daha da kötü olabilir.

Parlâmentoları var diye Türklere zaaf göstermeye­lim. Ne tip insan olduklarını daima hatırlıyalım.

Sir Mark Sykse :

İS Mart 1914 de avam kamarasında yaptığı konuş­mada: (Türk hükümetleri her zaman çürümüş olmakla;, itham edilmiştir. Ben, Avrupalı devletlerin bu çürümeğe Türkleri zorla ittiklerini söylüyorum, Öyle sanıyorum ki Avrupalı maliyecilerin Türkiyede yaptıklarını sinsi bir vahşet olarak isimlendirmek hatalı olmaz. Eski ve yeni, hiç bir Türk idaresi bu Ölçüde kötü olmamıştır.) dedi.

M. F. Abbott :

Avrupa diplomasisinin Türkiyedeki tarihçesi bahşiş çamuruyla ifade edilir. Hiç bir Avrupalı temsilci yoktur- ki, geçmişinde bu hasta yolu denemiş olmasın.

Mr. E. Alexsander Powell:

Mücadelenin hikâyesi, hile, yalan ve tâmahtan iba­rettir. Avrupalılar Allahın kendilerine verdiği hak teori­sine dayanarak sinsi diplomasilerini siyah, sarı ve esmer- insanlara zorla uyguladılar.

A. Vambrey:

Anayasalı Türkiyenin istikbali :

Biz sadece kendimizi Tanrının yegâne kulları kabul edip başkalarının da hür olabileceğini kabul etmeyiz. Ja­ponya’nın inanılmaz kalkınması, Çin’in kendine düzen vermesi ve Türk anayasası. Ben, Hüseyin Danî Paşanın evinde oturdum ve ilk özgürlük hareketlerini gördüm. Bu hareket Mısır, Rusya, Hindistan ve Japonyada tesirini

'80

gösterecektir. Şayet Türkler Asyadaki ırkları bir arada tutabilirlerse iyi günler başlıyabilir.

The living Age (1908 Boston :

Türk ihtilâlinin sırrı :

Avrupalı diplomatlar Türk ihtilâli hakkında konuş­maktadırlar. Bu sahiden inanılmıyacak kadar muvaffak, bir ihtilâl kansız ve. uzun zamanda hazırlanmış. Türkler Mekadonya’da uygulanmakta olan İngiliz plânından çok aşağılık duygusuna kapıldılar. Bu uygulamayla Mekâ- donya’nm büyük kısmının kontrolü diğer devletlerin eli­ne geçiyordu. Sir E. Grey’in çete hareketlerini bastırmak için yaptığı teklifler ki bunlar ecnebi mütehassıs ve me­mur kullanmaktır, böylece bunlar suya düşecektir.

Selânik Genç Türklerin propoganda merkezi oldu. Bu teşkilâtta herkes bedava çalışıyor. Yeni fikirler sürat­le yayılıyor, Türkler tekrar Avrupada birinci plânda rol oynamak istiyorlar.

îngilterenin şimdiye kadar olan düşmanca hareketle­ri sultana karşıydı, şimdi Türklerle iyi münasebetler kur­malıyız. Aksi halde Türkler ordularını Mısıra gönderirler ve sonucu şimdiden göremiyeceğimiz karışıklıklar mey­dana gelebilir. Biz Amerikalılar İngilizlerin eski politika­sını tasvip etdiğimizi, fakat şimdi Türkleri tuttuğumuzu söyliyelim. Türkleri tutan devletler şimdi bize: Türkler iyi insanlardır, siz hatalısınız diyeceklerdir. Biz de Türk­ler için eskiden beri öyle düşünürdük, bilhassa köylüle­ri iyi kalitelere sahiptir, eskiden Türkleri tutanlar kötü bir sultanlığı tutarlardı, diyelim. Biz ve İngilizler Türk halkım tuttuğumuzu söyliyerek, iyi durumlar elde ede­biliriz.

81

Cilt 266 sene 1909 sahife 329 :

Noel Buxton :

Herkes neşeyle hürriyeti kutluyor. Okul çocukları sesleri kısılana kadar hürriyet diye bağırıyor, papazlar ve imamlar sokaklarda kucaklaşıyor. Vakur Türkün so­kaklarda nutuk söylemesi insana garip geliyor, yeni bir mucize doğuyor. En Önemli olan da Genç Türklerin hasta adamı kurtarmış olmasıdır. Şimdi gözlerimizin önünde olan bu değişikliği beş ay önce kim tahayül edebilirdi. Şimdi iki soru var:

1)            Genç Türkler hakikaten reformcu mu?

2)            Bunu yapabilecek kudretleri var mı?

Birleşme ve kalkınma komitesinde (îtihat ve Te- i rakkî) askerler, denizciler, gazeteciler ve toprak sahipleri y var. Hepsi memleketlerini moral ve ekonomik çöküntüden i? kurtarmak ve politik bakımdan Özgür yapmak istiyor- 1ar. Şahsen tanıdığım Türkler bile beni şaşırtıyor. Şim- >di prensip sahibi, samimî ve iyi niyetli vatanperver ol- ••dular. Hamide devriyle kıyaslanınca, çürümüşlük, insan­ların özel hayatına karışma, şantaj, zulüm, sürgün ve i- rüşvetin bir gecede sona erdiği görülüyor. Şehülislâm şa- hane bir cesaretle Genç Türkleri tutuyor. Bu ihtilâl öyle l- inanılmaz bir karekter taşıyor ki, Anayasa istiyen Rus’­la lan bile kıskandırabilir. Enver bey ve diğer komite aza­lt lan inanılması güç bir tevazu içindeler, alkıştan bile ka- | çıyorlar. Türklerin şimdi ençok mücadele etmesi gereken « şey, cehalet ve vatanlarım Avrupalı hırsızlardan koru- L'.inaktır. İngilizlerin eski düşmanlığı sultanın şahsmaydı, r şimdi bu güzel bir propoganda vesilesi olarak kullamla- | bilir. Bir Türk subayı bana İngilizlerin Türkleri haritadan £ .silmek istediklerini biliyoruz, fakat şimdi yeni rejmi tut-

F. —- 6

82                                                                                                    '         :

tuğunuza inanıyoruz, dedi. Mekteplerde resmî ditin Türk­çe olması isteniyor, parlâmento kurulursa prensin parti­si aşırı solcu görülebilir. Genç Türkler Makedonya işini büyük devletlere bırakırlarsa muvaffak olabilirler. Şim­di Ermenilere tesir ederek Türklere bir şans tanımalıyız. Belki İslâm ve Hristiyanlar birlikle muvaffak olabilir­ler. Amerikan kolejinde Türklerle Hristiyanlar birlikte dua etmiyorlar mı?

83

KISIM m BALKAN HARPLERİNDEN 1914’E
KADAR OLAN DEVRE :

i  Sahife No 2                                                    Vesika No 3

15                                           Nisan 1909

Sir F. Carturight’tan Sir C. Hardinge’e :

!                 Viyanada İstanbul olayları alarm" yarattı. Tür-

;■ kiyede ciddî tehlikeler başlarsa bu Balkanlara yayılabilir.

; Bu durum Avusturya - Macaristan imparatorluğunda da büyük huzursuzluk yaratacaktır. Almanlar Ingilizle-

f rin Balkanlarda faaliyet gösterdiklerini yayarak burada ? huzursuzluk yaratıyorlar..................................................

f Sahife No 4                                                     Vesika No 5

16                                           Nisan 1909

Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e :

.................  Rus elçisi Bulgarlara sabır tavsiye diyor, zira

' Türkiye bütün baskılara rağmen durumu kabul etmezse kuvvetler müdahale edemez, diyor.........................................................

j . Sahife No 8                                                   Vesika No 11

Sir F. Cartwrighften Sir E. Grey’e :

.................  Yunan delegesi Mr. Monos bana şunları söyle- di: Genç Türk partisi bir avuç enerjik ve kararlı adam­dan meydana gelmiş ve tesadüfen kudreti ele geçirmiş -

■ tir. Müslüman toplulukları onları istemezler. Yavaş ya­vaş eski rejim gibi çökmeğe mahkûmdurlar. Hakiki

't. Türkler müteasıp ve kırtasiyeci yaratılışta insanlardır,

■ 84

şimdi küçük Balkan devletleri birleşip İstanbul’daki ge- , Üşmeleri tâkip etmelidirler. Yunan ordusu ancak sene sonunda hazır olabilir. Yunanlıların Selâniği işgali Avus- turyaya ziyan vermez ve onların ticarî işlerine mani ol-. maz, Arnavutlar Genç Türkleri sevmemektedirler ve Ar­navutlarla Yunanlılar arasında büyük bir yakınlık var­dır. Genç Türkler Giritin Yunanistana ilhakına mani ol­maktadırlar fakat Kayzer de Yunanistana sempati gös­termektedir......

Sahife No 18                                                                    Vesika No 18

7                                                        Temmuz 1909

Mr. Findlay’den Sir E. Grey’e :

................................  Balkanlardaki politik durum şöyledir:

1                            — Türkiyedeki rejimin sabit olacağı şüphelidir. Bulgarlar Türklerle dostluk istemektedirler ve her iki millet için de en büyük düşman Yunanistandır.

2                             — AvusturyalIlar, Balkanlarda tehlikeli işler ya-

, Piyor-

3                               " Balkanlardan AvusturyalIların alacağı yerle­

rin Bulgaristana hiç bir faydası yoktur. Bulgarlar Türki­yedeki rejimin çömesinden istifade etmeği düşünüyor­lar

Sahife No 37                                                                 * Vesika No 33

6                                                        Ağustos 1909

Sâr E. •, Grey’den Not :

................................  Alman imparatoru Yunanistana sempatisini belirterek Giritin Yunanistana verilmesi icap ettiğini bil­dirdi. Ve Giritin Suda körfezine Alman donanmasını yol­lamaya karar verdi

85'

Sahife No 38                                                      Vesika No 33

6  Ağustos 1909

Sir E. Grey’den Not:

..................  Türkiyedeki rejimin görünüşü hiç emin değil, şayet yeni rejim de çökerse Balkanlar büsbütün karışa- cak, şu sırada Ruslarla Bulgarlar arasında yapılacak bir anlaşma Türkiyenin çökmesi sırasında çok işe yarıyabi- lirse de şüphe uyandırır. Benim anladığıma göre Ruslar samimî bir şekilde kuvvetli bir Türkiye istiyorlar. Zayıf bir Türkiye Balkanlarda AvusturyalIların ilerlemesine se­bep olacak, diğer taraftan Ruslar Türklerin İrandaki durumundan da şüpheleniyorlar. Türkler Iranın en önem­li kalesini işgal etmiş dürümdalar. Ruslar çekilmeden kendi askerlerini de çekmiyorlar       

Sahife No 53                                                      Vesika No 46

21 Ağustos 1909

Sîr G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

..................  Rus Çarı boğazların ya bütün devletlere veya yalnız Karadeniz devletlerine açılmasını istedi. Türkler bunu tamamen reddettiler, mamafi Türk gazetelerinden biri bunun olabileceğine ait yazılar yazıyor.....................

Sahife No 55                                                      Vesika No 49

4  Eylül 1909 -

Sir F. Cartwrighftan Sir E. Grey’e :

...... Çar’m İstanbulü ziyaret edeceği haberi Rus hâriciyesi tarafından hayretle karşılandı. Mamafi Çarın İstanbul’u ziyaret etmeden boğazlardan geçmesinin Genç Türk çevrelerinde acı bir tesir bırakacağına da inanıyor­lar          .’

86

Sahife No 67                                                                      Vasika No 60 <

28                                                          Eylül 1909

Mr. Findlay’deû Sir E. Grey’e — Gizli —

................................. Bulgar orduları kumandanı General Dimitriefî ile enteresan bir konuşma yaptım.

1                              — Ingilizlerin Bulgarlara vereceği borcu arttır­mak ;   .

2                              — Bulgarların îngiltereden satın aldığı harp mal­zemesinin Majestenin hükümetinin yardımıyla boğazlar­dan geçirilmesi.

ilâve: Türkler boğazlardan Bulgar harp malzemesi-' hin geçmesine müsaade etmiyor. Türkler Bulgarların is­tediği kadar malzeme almasına mâni olamaz. Bulgar­ları bizden malzeme almağa teşvik etmeliyiz. Askerî Ate­şe H. D. Napier.

Sahife No 75                                                                     Vesika No 65

4                                                            Ekim 1909

Mr. Findlay’m notu:

.................................  Boğazlardan tüccar gemilerinin geçmesi hak­kında: 1823 te Sultan boğazlardan tüccar gemilerinin geçmesine mâni olunca, Majestenin hükümeti Türkleri tehdid ederek durumu düzeltmişti. 1881 de ise Türk hü­kümeti bir Alman gemisini durdurup cephane aramıştı. Kapitülasyonlar Türk hükümetinin gemilerde dinamit aramasına mâni olamaz. Nitekim Nobel patlayıcı madde­ler şirketi 1893 te ve 1903 te boğazlar yoluyla Bulgaris-, tana patlayıcı maddeler göndermişti. Türkler bunu da bı­rakmadılar, onun için şimdilik bu mevzu zor olacak....?.

f                                                                                                 87

Sahife No 56                                                         Vesika No 51

f                                          6 Eylül 1909

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

....................  Türk hâriciyesi bana, Mr. Crawford’un elinde reformları yapacak bütün kuvvetin bulunduğunu söyle­di. (Gümrüklerin başına getirdiğimiz adam E.U.)     

Sahife No 97                                                         Vesika No 88

5   Ocak 1910

Sir B. VVhitehead’den Sir E. Grey’e :

....................  Türk Maliye Vekili CavitjBey Belgrad’ı ziya­retinde Yugoslavya ile Bulgaristanın arasındaki müna­sebeti sordu. Kendisine yapılan anlaşmanın Türklere karşı olmadığı söylendi. Sırp hükümeti Avrupa Türkiye­lindeki durumun eskiden bile kötü olduğunu gizli olarak söyledi. Yugoslav ve Bulgar hükümetlerinin hiç tatmin olmadığını ve oradaki Hristiyan halk için birşeyler yap­mak lâzım geldiğini bildirdi......

Sahife No 102                                                       Vesika No 93

14  Ocak 1910

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

....................  Bulgarlar Türklerle iyi münasebet kurmak is­tiyorlar ve Türk ordusunun vaziyetinden istifade edip ■onlara hücum etmek istemiyorlar       

Sahife No 103                                                       Vesika No 94

15   Ocak 1910

Sir F. Cartwrighftari Sir E. Grey’e :

' ..................  Türk rejiminin sallantıda olması Viyanada dik­

katle takip ediliyor. Türk politikacılarını mühim krizler beklemekte, Türk - İran hududunda, Mezapotamyada ve

88

Makadonyada çeşitli karışıklıklar mevcut, Istanbulda bu işi halledecek kuvvetli bir el yok. Genç Türk komitesi ordu arasındaki durumunu kaybediyor. Ve prestijini kurtarmak için Giritin Yunanistana gitmesini önlemeğe çalışıyorlar. Bulgarlarla araları gittikçe bozuluyor ve İs- tanbulda işler iyiye gitmiyor

Sahife No 107                                                                 Vesika No 9fi

19                                                         Ocak 1910 ;

Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e :

.................................  Avrupanın düzelmesi için Rusyayla Avusturya, - Macaristan Osmanlı İmparatorluğunun çökmesi gerek­tiğine karar verdiler......

Sahife No 117                                                                 Vesika No 105

6                                                          Şubat 1910

Sir E. Cartvvright’dan Sir E. Grey’e :

.................................  Sırp hariciye vekiliyle görüştüm. Türk rejimi­nin mutlaka çökeceğini söyledi. Zira Türkiyeyi kurtara­bilecek olan kaliteli elemandan mahrumlar. îdarî meka­nizma diye birşeyleri yok. Türk toprağını milliyetçi bir rejim altında birarada tutmak bir hayaldir. Zira Türk­lerce Türk teriminin bir mânâsı yoktur, Müslümanlık esastır.......................

Sahife No 132                                                                 Vesika No 123

28 Şubat 1910

Sir A. Nicholsen’den Sir E. Grey’e :

...... Bulgarlar Türklerle iyi münasebetler istiyorlar. Yunanlılar ve Girit problem yaratabilir. Bizim gayemiz Mekadonyadakî Hristiyanları korumaktır. Türkiyenin iç durumu çok karışıktır. Kuvvetler Türkiye ile Yunaııista- nın çatışmasına mutlaka mani olmalıdır..............................................................................

F

L’ ■

L ’                 '                .                               .                          89-

: Sahife No 134                                             • Vesika No 126:

f                                          2 Mart 1910

i; Sir A. Nicholson’dan Sır E. Grey’e :

.....................  Bulgarlar Türklere güvenemiyor, Türkler Av- J.. rupada Bulgar ırkını ezmek iztiyor, diyorlar.

< Sahife No 135                                                  Vesika No 137

J                                         2 Mart 1910

v Sir. E. Grey’den, Sir F. Cartwrighfa :

L ...... Avusturya ile Rusya Orta Doğu problemini' tetkik ediyorlar. Ben de onlara bütün devletlerin bu mev- zuyla ilgilendiklerini bildirdim......

fc'-

I' Sahife No 174                                                  Vesika No 155’

|                                          1 Haziran 1910

| Mr. Findlay’den Sir E. Grey’e :

N .................  Türk Elçisi Asım Bey ile görüştüm. Bulgaris-

ip.        .                    '

| tanın durumundan şüpheleniyor. Hakikatte de Bulgarlar | Türkiyenin her zor zamanından istifade edip sertleşiyor- t 1ar. Bulgarların gözünde Türk ordusunun kıymeti disip- I linine bağlı olarak düşüyor veya artıyor. Bir şeyler ola- | bilir     

| Sahife No 177                        z                          Vesika No 157

I                                          8 Haziran 1910

’ Mr. Findlay’den. Sir E. Grey’e :

I ...................  Sırp vekili bana: Bulgarlarla görüştüğünü ve'

Bulgarların Türklere saldıracaklarım öğrendiğini, fakat, bu emellerini tasvip etmediklerini söyledi. Ancak bu du-

I rumda tarafsız kalamıyacaklarını ya Türklerle birleşijr | Bulgarlara karşı savaşacaklarını veya Avusturyayla bir- leşip Türklere karşı savaşacaklarım söyledi.....................................................................................

t

90

Sahife No 179                                                                 Vesika No 159

21                                                        Temmuz 1910

Mr. Findlay’den Sir E. Grey’e :

.................................. Şayet 1909 senesi baharında İstanbul’da hâdise­ler patlak verip Türk ordusu ikiye ayrıldığı vakit Bulgar­lar Türkiyeye hücum etselerdi İstanbul’a kadar gitmeme- - teri için hiç bir sebep yoktu. Bugün ise Türkler Edilme­yi muhkem mevki haline getirdiler. Burası ikinci bir Plev- ne olabilir. Bulgarların çok büyük bir şansa sahip olaca- •;ğmı sanmıyorum..............

; Sahife No 180                                                               Vesika No 161

30                                                        Temmuz 1910

; Sir G. Ijovpther’den, Sir E. Grey’e :

..................................  Türkiyede anayasa hareketinden beri iki sene 'geçti. Ingiltere ve Fransa anayasa rejimini en iyi karşı- ' lamış gibi göründüler. Zira biz Ingiltere anayasa hükü­metlerinin öncüsü olarak ve Hamid rejimine çok fazla muhalefet ettiğimizden, Fransızlar ise Genç Türk 'hare­ketinin hazırlandığı memleket olduğundan... Bir memle­ketin politikasını onun menfaatlerinden çok şahsî irisle­riyle idâre etmeği düşünenler Ingiltereye çok Önemli bir . mevki verdiler. îngilterenin bir zamanlar Türk imparator­luğunun yardımına geldiğini hatırhyanlar Ingiltere lehine : gösteriler yaptılar. Fakat Girit meselesinde Türkiye’nin .aleyhine olan durumu îngilterenin hazırladığım görüyor­lar. Genç Türklerdeki aşın milliyetçilik yüzünden în- : gilterenin Mezapotamya ve Iran körfezindeki durumu on­ları rahatsız ediyor. Başvezirin bana söylediği gibi: (Rus- yadan gelecek herhangi bir protestoya çok az katılın'bı­rakın bunlar Rusyadan gelsin, zira- Türkler için her Rus bir düşmandır. Ve biz hiç bir zaman Ruslarla dost ola­mayız.) Diğer taraftan pan islamizm ve Osmanlılık her-

91

nekadar bu memleketteki insanları birleştiriyorsa da he­nüz İngiltere her yerde iyi karşılanmıyor. Bütün netice şudur ki: Genç Türkler İngilizlerin İran ve Giritte takın­dığı tavrı İmparatorluk için bir tehdit sayıyorlar.

Fransızlara gelince burada mekteplere, tütün reji­sine ve Osmanlı bankasına çok para akıttılar. İmparator­luğun her tarafından Fransız propagandası yapıyorlar. Aslında Fransız maliyecileri Türkiyenin hayat kanını em­mektedirler. Son iki senedir Rusyamn buradaki durumu çok değişmedi. Sade aralarındaki büyük düşmanlık ha­fifledi, bir birlerine iyi dilekler temenni ediyorlar. Geçen .sene Ruslar kapitülasyonların kalkmasını istedilerse de bu çabuk söndü. Diğer taraftan Türk subaylarının çoğu Almanyada okumaktadır ve kuvvetli bir Türkiye' iste­mektedirler. Bu bakımdan Almanların durumu Türkiye­'de çok yüksektir.......................

Sahife No 185                                                 Vesika No 163

2  Ağustos 1910

Mr. Findlay’den Sir E. Grey’e — Gizli —

...................  Burada hoş olmıyan söylentiler dolaşıyor. Meş­hur Mekadonyalı çete reisleri Bulgarlar tarafından ser­best bırakılmış, Türk mıntıkalarında faaliyete geçmiş. Bulgar hâriciyesi ise Türk hükümetini itham ediyor, Türk hükümeti çetelere karşı hiç bir şey yapmıyor. Os­manlIların kötü idaresi yüzünden Bulgarlar sıkıntı çe­kiyor diyorlar, Bulgar hükümeti Türklerin ümitsiz oldu­ğunu ve kuvvetlerin de müdahale etmiyeceğini söyledi. Asım Bey Türk bakanlarından Bulgarların şikâyet etti­ği vahşeti durdurmalarını istedi. Aslında Bulgarların şikâyete hiç hakları yok. Bütün vahşeti yapan kendileri Türk hükümetinin ve Bulgaristandaki Türklerin hiç suçu yok. Şimdi Türkler bu suçlamalarla Avrupadaki bütün prestejini kaybedecek     

92

Sahife No 189                                                                  Vesika No 164

3                                                         Ağustos 1910

Mr. Barclay’den Sir E. Grey’e :

.................................  Kosava vilâyetinde Sırp halkına kötü muamele edildiği haberi basını hâlâ işgal ediyor. Türkler Mekadon- ya halkının silâhlarını alıyorlar. Ve bu ara da Arnavut- lara dokunmuyorlar, herhalde bir harbe gidilecek....

Sahife No 190                                                 .                Vesika No 165

5                                                         Ağustos 1910

Sir F. Cartwright’teıı Sir E. Grey’e :

.................................  Avusturya Büyük Elçisi altı devletin Türklere baskı yaparak Yunan mallarına yapılan boykotu durdur­malarının teminini istedi. Girit hakkında bizim kararla­rımızın kabul edildiğini bildirdi................

Sahife No 194                                                                  Vesika No 171

9                                                         Ağustos 1910

Sir A.- Nicholsen’den Sir E. Grey’e :

.................................  Rus hâriciyesiyle yakın ve Uzak Doğu mese­lelerini görüştük. Ruslar Türkiyenin bugünkü halini mu­hafaza etmesini istiyor, Bulgaristandan şüpheleniyorlar ve Önümüzdeki 3-4 sene için harp etmeği düşünmüyorlar.. Şayet Türkiye çökerse o zaman îstanbulu istiyorlar. Ak­si halde Türkiyenin rejiminin devam edeceğinden emin­ler. Yunanistan, Girit ve Mekadonya durumunu rahatsız edici buluyorlar................ '.

Sahife No 195                                                                  Vesika No 172

12                                                         Ağustos 1910

Sir F. Cartwrighftan Sir E. Grey’e :

...... Sırp hariciye vekiliyle görüştüm. Şayet Türk

t . .                                                                                 . 93

t rejimi gelişirse Balkanlar kuvvetli bir Türkiye idârcsin- de kalabilir. Fakat hükümet çürüklük ve malî işlerde

| -çıkmaz var. Sırp ve Yunan orduları Bulgar ordulariyle de birleşirse Türkleri yener. Türk ordusunda ise subaylar

i arasında zıtlıklar var. Üstelik Alınanlara da çok fazla V"-'                               .

güveniyorlar.......

".Sahife No: 200                     ,                       Vesika No: 176

18  Ağustos 1910

| Mr. Fnıdlay’den Sir E. Grey’e :                              ...

1         ....... 1 — Türkler Bulgarlarla anlaşmaya çalıştılar

bu boşa gitti.

I; 2 — Makedonyanm silâhsızlandırılın asında Sırplar 'Türkleri vahşetle itham ediyorlar.

|           3 ~ Bulgarlar Türklerin kendi gelişmelerine engel

I olduklarını söylüyorlar.

' 4 — Müslüman muhacirler bile silâhsızlandırıyor. I Bulgarlar silâhları alman müslümanlardan kolayca kur- I tutacaklarından eminler.

5              Asım Bey mutedil hareket etmeğe çalışıyor, ; . Makedonya suali tek bir yoldan çözülebilir o da harptir.... t Sahife No: 201  ..          Vesika No: 177

I".                                30 Ağustos 1910

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e:

..................  Türkler Almanyadan iki harp gemisi aldılar, ayrıca îngiltereye de iki gemi ısmarladılar. Rusya bun­dan telâşa düştü donanma üstünlüğünün Türklere geç­mesini istemiyor. Tanın gazetesi Karadenizin tarafsız ol- maşım istiyor. Karadeniz bir Türk - Rus gölü haline gel- sin ve hiç harp gemisi ihtiva etmesin, görüşü yayılıyor.

İlâve: Türk' donanması şimdilik Rus donanmasına

94

eşit olamaz. Gemileri kullanacak subay ve askeri bile yok 

Sahife No: 206                                                             Vesika No: 178

4  Eylül 1910

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

...... Türklerin harp gemisi almaları Rusları telâş­landırdı. Şimdiye kadar Karadenizde elde ettikleri üstün­lüğü kaybetmekten korkuyorlar. îngilterenin Türk do­nanmasına yardım etmesi burada iyi karşılanmayacak­tır          

Sahife No: 208                                                             Vesika No: 180-

6                                                         Eylül 1910

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

................................  Rosia gemisi Türk donanmasına katıldı. Rus- lar derhal Karadeniz filosunu silâhlandırdılar. Biz iste­sek te istemesek te Türkler bir donanmaya sahip olmak için karar verdiler. İngiltere Türk ordusu gibi Türk do­nanmasının da Almanlaşmasına müsaade etmemelidir. ...

Sahife No: 207,                                                            Vesika No: 181

6                                                         Eylül 1910

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

................................  Manastır ve Selânikte Birleşme ve İlerleme Ko­mitesi gizli iki toplantı yaptı. Bu toplantılarda Talât ye Cevdet Beylerin iktidarda kalması için her şeyi yapmağa karar verdiler. Ordu komitenin yanında olduğu müddet­çe bir Anayasa değişikliğiyle Talât ve Cevdet Beylerin ortadan kaldırılmasına imkân yoktur. Komitede 80 - 90’ mason, Halk îşleri Vekili ve yeni Şehül İslâm var. Son zamanlardaki söylentilere göre komite âzaları valilik, mu­tasarrıflık v.b. gibi yerlere yüksek ücretlerle tayın edi­liyorlar. Komitenin Osmanlılaştırmak iddiası aslında Türkleştirmektir     

95

İlâve: Mr. Geary’den Sir G. Lowther’e :

...................  Selânikte Birleşme ve ilerleme Komitesi gizli bir toplantı yaptı. Talât bu toplantıda: Avrupadaki pres­tijimizi korumak için birleştik bir cephe olarak hareket etmeliyiz, dedi. Kabine tamamen bizim kontrolümüzde- dir. Ordu tamamiyle bizim arkamızdadır. Biz memleketi­mizdeki islâmlara ve gayrı müslimlere eşit haklar veri­yoruz. fakat gayrı müslimler sadık birer Osmanlı olamı-/ yorlar, Yunanlılardan korkmuyoruz, Girid meselesi ya­kında bizim kanunî haklarımızı yerine getirecek şekilde çözülecektir. Sırbistan ekonomik bakımdan bize bağlı ol- / duğu için bir şey yapamaz v.b. dedi. (Bu ilâve Ingiliz;

casuslarının çalışmasına örnektir.) ......

Sahife No: 211                                               Vesika No: 183

14                                           Eylül 1910

Sir E. Grey’den Sir F. Cartwrighfa :

...................  Giridi tekrar işgal ederek Türklere karşı olan mükellefiyetlerimizi yerine getirmeliyiz. Fakat Türkler* Gir idin dışında bir şey yaparlarsa meselâ Yunanistana hücum ederlerse biz yerimizde bekleriz, şayet altı dev­let müdahale ederse biz de müdahale ederiz. Girid yüzün­den mes’uliyet almak istemiyoruz. ■.         

Sahife No: 212                                                Vesika No: 184’

20                                           Eylül 1910

Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :

...................  Türk donanmasının gelişmesi karşısında Rus­ya’da meydana gelen rahatsızlığı yazıyorsunuz. Türkler donanmalarını geliştirmeğe karar verdiler Türk donan­masına da. ordusuna olduğu gibi Alman tesirinin girmesi ­ni istemiyoruz    ı

96

.Sahife No: 216                                                             Vesika No:'188

6                                                         Ekini 1910

Sir G. Lmvther’den Sir E. Grey’e :

...... Türkiye üçlü anlaşmaya katılıyor. Bu Türkiye­nin lehine olmasına rağmen Almanya için deliliktir. Zi­ra Türkiye’nin içte ve dışta çözmesi lâzım gelen pek çok problem vardır. Türk yeni rejiminin yaptığı bütün hare­ket ordusunu karışık bir durumdan düzgün bir hale ge­tirmek oldu........................            .    -

.Sahife No: 219                                                            Vesika No: 191

12                                                        Ekim 1910

Mr. Fîndîay’den Sir E. Grey’e :

................................  Türkler son zamanlarda Fransızlardan aldık­ları borçlarla Rusya üstüne baskı yapıyorlar. Ruslar bil­hassa Türklerin satın aldığı Alman harp gemilerinden rahatsız oldular. Türkler Rusların kendilerinin tabiî düş­manı olduklarını biliyor, aynı zamanda Almanların da kendilerini diğer devletlere karşı bir koz olarak kullan­dıklarının farkındalar. Fransızlarla kendilerine faydalı olduğu için dost kalmak arzu ediyorlar. îngilterenin ken­dilerine zarar vereceklerinin farkındalar. Fakat onlar da îngiltereyi incitebilecek mevkidedirler. Asım Bey Fran­sız elçisiyle olan konuşmasında Rusyamn tarihî düş­manları olmasına rağmen, îngilterenin de Mısır ve Kıb- rıstaki durumundan dolayı Türkiyenin tabiî düşmanı ol­duğunu söylemiş. Başvezir Hakkı Paşa Türkiyenin du-, rumunu çok karanlık görüyor. Ve Fransız malî yardımı -olmazsa Türkiye batmıştır diyor.......................

r

97

■Sahife No: 231                                           Vesika No: 200

7  Arahk 1910

Mr. Fiıullay’den Sir E. Grey’e :

...............  Balkanlarda yapılan toplantıda sorulan sual­leri derhal size gönderiyorum.

1            — Hakikat şudur ki: İstikbaldeki Türk politikası : Osmanlı İmparatorluğunda Türk ırkmm hâkimiyeti ve ; Pan-îslâmizmin gelişmesi üstüne dayanacaktır. Bu vazi- . yet karşısında Balkanlardaki Hristiyan devletleri men­faatlerini nasıl koruyacaklardır?

2            — Hristiyan devletler tek başlarına Türkiyeye : karşı savaşacak kadar kuvvetli midirler?

;         3 — Balkan devletleri dışardan yardım alırlarsa

hangi gruba doğru eğileceklerdir?

Bu sorulara şu cevaplar verilmiştir:

j 1 — Balkan devletleri Türkiyeye karşı birleşecek- . . lerdir.

2 — Kendi aralarında birleşseler bile yalnız hareket edemezler.

f 3 — Balkan devletleri üçlü itilâf devletleriyle birle- ₺ şeceklerdir          

Sahife No: 237                                             Vesika No: 204

f                                    22 Aralık 1910

< Sir E. Cartwrighften Sir E. Grey’e :

...............  Türkiye ile Bulgaristan arasında bir hâdise £ çıkması mümkündür. Paris ve Londra hazırlıklı bulun- L malıdır. Ruslar ise bunun bir Avrupa harbine sebep ola- I cağından korkmaktadırlar. Ben, Rus elçisine Türkiye’de rejim çökerse bunun anarşiye sebep olacağını ve muzaf- fer Bulgar ordularının İstanbul’a kadar gidebileceğini F söyledim. îsvosky, Rusların buna hiç bir şekilde müsaa- £ de etmiyeceklerini söyledi ve Bulgarlara çok kızdı...............................................................

F. — 7

98

Sahife No: 243                                                             Vesika No: 207

4                                                         Ocak 1911

Sir F. Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e :

................................  Yeni Türk rejimi çok yakında aşırı milliyetçi temayüller'gösterebilir ve Mısır, Girid, Bosna bölgelerin­de Türk hakları iddia edilebilir................................

Sahife No: 253                                                             Vesika No: 213

19                                                        Şubat 1911

Sir F. Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e (çok gizli) r

................................  Kont Aehrenthal bana ve Fransız elçisine şun­ları söyledi. Biz genç Türk rejimine bütün manevî deste­ği verdik, fakat hatâları o kadar çok ki artık sonları ya­kındır. İstanbul’da kuvvetli bir hükümet istiyoruz bütün ümidimiz Mahmut Şevket’in üstünde toplanmıştır. Genç Türkler ise Mahmut Şevketi ortadan kaldırmak istiyor­lar. O ise bunu biliyor ve tedbirini aldı. Bize göre Avru­pa sulhü küçük Balkan devletlerinden ziyade İstanbul'­daki anarşi yüzünden tehlikededir. Ümid ederiz ki Ma­jestenin hükümeti Balkanlarda Türkler hakkında yaptı­ğı aktif propagandayı durduracak ve işleri büsbütün ka­rıştırmayacaktır.

Bağdad demiryoluna gelince: Tamamen İktisadî olan bir meseleyi neden bu derecede politik bir mevzu haline getirdiğinizi anlıyamıyoruz.

İlâve: J.D.G.

1                            — Türkiye hakkında tamamen karanlıktayız. Mahmut Şevket’in hakikî karakteri hakkında hiç bir şey bilmiyoruz. Mahmut Şevketin diktatör olması mı yoksa komitenin kuvvet kazanması mı daha iyi bilemiyoruz.

2                            — Yazan: L.M. Şimdiki vaziyette İngiliz menfaat­leri çok kötü vaziyette. Askerî bir dikta belki daha da kötü olabilir. Cartwrighfin ajanlarına göre: Türk împa-

99

■ ratorluğu dağılmak üzeredir. Durumu bu açıdan tetkik et- j meliyiz. Mısır, İran körfezi ve Girid üstünde dikkatle dü- ■; şünmeliyiz

: Sahife No: 255                                         Vesika No: 216

21   Şubat 1911

Sir G. Lowtherklen Sir E. Grey’e :

?              îstanbuldaki krizler devam etmekte, Mahmut

k. Şevket kabinedeki aşırı insanları temizlemeğe çahşmak- ’ tadır. Tanin gazetesi yazarlarından Hüseyin Cahit ve îs- mail Hakkı gibi yazarlar yeni kabinedeki maliye ve da-

İ biliye vekillerinden takdir ile bahsetmektedirler.............

 

Kısım: 74

Sahife No: 59

Trablusgarp Harbi

1                             — Ültimatomdan önce Şubat 1910 Eylül 1911

7                               Türkiye ile İtalya arasındaki münasebetler son

zamanlarda samimî değildi. Türkler ne İtalyanlara, ne de onların devletlerine hürmet göstermiyorlardı. İtalya’­nın büyük devletler seviyesine yükselmesi son birkaç se­ne içinde oldu. Küçük devletlerin hassasiyetiyle Türkle­rin bu durumuna kızıyordu. Trablusgarp harkkmda bir niyetleri olup olmadığı da belli değildi. Buradaki İtal­yan sayısı kimsenin dikkatini çekmemişti. Türklerin ise deniz kuvvetleri bir tecavüzü önliyecek durumda değildi.

8                             — Eski Sultan Abdülhamid devrinde imparator­lukta açmak istedikleri posta ofisine mâni olunması İtal­yanları kızdırdı. Zira bu başka bir büyük devletin talebi olup reddedilseydi derhal donanmalarını yollarlar ve ar­zularını zorla kabul ettirirlerdi.

9                             __ Türkiyedeki ihtilâl Türk İtalyan münasebetle­rini kısa bir zaman için düzelttiyse de 1910 yılında Trab- lusgarptaki İtalyan menfaatlerini İtalyanlar korumağa karar verdiler.

10                             — Romada elçi olan Hakkı Paşa Türk - İtalyan münasebetlerini geliştirecek hiç bir şey yapmadı. Abdül­hamid devrinde bir donanma gösterisi kâfi geldiği halds Genç Türkler yeni bir silâh keşfettiler: BOYKOT... Bu da durumu çok tehlikeli bir hale getiriyordu. 2 Tem­muzda Türk Prensi Yusuf İzzettin Ronıayı ziyaret etti.

101

11' — Büyük devletler Arnavutluk dolayısiyle Tür­kiye üstüne baskı yaparken İtalya Trafolusun işgali için en iyi zaman olduğunu düşündü.

12             — Roma bankası, Vatikan maliyecileri, hariciye vekâleti ve bankanın para ile elde ettiği basın büyük bir kampanyaya giriştiler. Bu hareketin sadece sosyalist basın aleyhindeydi.

13             — İtalyanlar soldan gelen bu muhalefeti dikka­te almadılar.

14             — Eylül ortalarında sosyalist ve radikal basın hariç, bütün basın tek bir ses haline geçti. Balkanlarda durumun karışması İtalya için iyi şartları hazırlıyordu.

15             — İtalyanlar Türklere karşı millî prestijlerini kurtarmak ve Akdenizde Fransız üstünlüğüne mâni ol­mak için büyük devletlere Trablusu işgal edeceklerini bildirdiler.

16             — İtalyanlar Türk hükümetine 28 Eylülde Trafo- hısgarb’ın ihmal edildiğini, düzensiz olduğunu ve İtalyan menfaatlerinin ihmal edildiğini bildiren bir nota verdiler. Türkler derhal müzakereye razı olduklarım bildirdilerse de böyle bir müzakerenin hiç faydası yoktu.

17             — İtalyanlar aynı anda Atina, Belgrad, Sofya,

Budapeşte ve diğer Avrupa şehirlerindeki Türk konso­losluklarına, İtalyan menfaat ve şerefni korumak üzere Trablusgarb’m işgal edildiğini bildirdiler  

Sahife No: 262                                               Vesika No: 219

15 Şubat 1910

Şir K. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

................  Dışişleri bakanları toplantısında OsmanlI İm­paratorluğunun Afrika toprakları söz konusu edildi. İtal­yanlar OsmanlIların toprak bütünlüğüne hürmet ettik­lerini bildirdiler. ....................

102

Sahife No: 263                                                                VesikoNo: 220

31                                                         Aralık 1910

Sir R. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

..................................  îtalyanlar Girid meselesinde Türkleri tutma- yor ve ayrıca İtalyanların Kızıl denizde Massowah’ı iş­galini kabul etmeyişleri İtalyanları kızdırıyor, Türkler başka büyük bir devlete bize hareket ettiği gibi hareket edemez diyorlar, en büyük korkuları boykottan...................................................................

Sahife No: 264                                                                Vesiko No: 221

28 Temmuz 1911

Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

..................................  Markis di Sandiuliano Trablusgarpta İtalyanla­rın büyük güçlüklerle karşılaştığını söyledi. Türkler İtal­yanların arazi satın almalarına müsaade etmiyorlarmış. Halbuki Alınanlara müsaade ediyorlar......

Sahife No: 264                                                                Vesika No: 222

31                                                        Temmuz 1911

Sir E. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

..................................  îtalyanlar Türk hükümetinden Trablustaki va­linin değiştirilmesini istediler. Diğer taraftan öteki kuv­vetlerle de anlaşıp durumlarını garanti altına aldılar. Türk hükümetinin şu ara zayıf olduğunu biliyorlar................................

Sahife No: 266                                                                Vesika No: 223

30 Ağustos 1911

Sir E. Grey’den Sir G, Lovvther’e :

..................................  Italyan hükümetiyle Türk hükümeti arasındaki açıklığı anlatan yazınızı aldım. Size Mısır ve Sudan hak- kındaki gizli yazıyı gönderiyorum. Türk hükümetinin Trablusta îtalyanlara daha az haklar tanıdığını görüyo­ruz. Ve İtalyanların durumunu anlıyoruz.

103

Sahife No: 270                                             ' Vesika No: 227

14  Eylül İMİ

Sir R. Rodd’dan Sir E„ Grey’e :

....................  Italyan bakanlarını çok nikbin buldum. Bilhas­sa Fransızların Marocco meselesi halledildikten sonra... Trablus limanlarında İtalyan mallarına boykotun başla­ması onları çok kızdırıyor. Sosyalist parti ise İtalyanla­rın sömürge macerasına atılmasını istemiyor. Boykot de­vam ederse italyanlar için korkunç olur, hem de Osman­lI imparatorluğundaki İtalyanların durumu fenalaşır, ve son yıllarda fevkalâde bir pazar olan Türkiyeyi kaybede­bilirler.

Italyan donanması manevra yapmak üzere toplandı ve yola çıktı  

Sahife No: 272                                                 Vesika No: 228

18  Eylül 1911

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

.....................  Yeni gazete İtalyanlarla Başvezirin görüştüğü­nü yazıyor. Italyan gazeteleri ise Trablusa bir şey yapıl- mıyacağını, sadece boykotun kaldırılması gerektiğini ya­zıyorlar

Sahife No: 274                                                 Vesika No: 233

22  Eylül 1911

Sir K. Rodd’daıı Sir E. Grey’e :

....................  Gazeteler Italyan halkını Trablustaki durum hakkında aydınlatıyorlar. Ayrıca Kızıl Haç bültenleri de devamlı yayınlanıyor. Italyan donanmasını veriyorum, (26 parça gemi ismi E.U.) ................

104

Sahife No: 276                                                               Vesika No: 236

24                                                         Eylül 1911

Sir R. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

................................  Trablustaki bütün Türk kuvveti 6 bin kişiden: ibarettir. Türkiyeye hiç bir haber vermek niyetinde de- ğiller, Din adamlarının ve subayların kendilerine karşı, ayaklanacağından korkuyorlar...

Sahife No: 277                                                              Vesika No: 238

26                                                         Eylül 1911

nü i                     Sir R. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

................................  Üç torpido bot ve Napoliden kalkan 4 gemi da- !ı 1'  ha yola çıktı. Gazeteler ise donanmanın İtalyan sularında

■I                olduğunu söylüyor........

Sahife No: 278                                                              Vesika No: 240

26                                                         Eylül 1911

Mr. W. Churchill’den Sir A. Nicholsen’e :

i i

1                          ..... İtalyanların Trablus meselesi Türkleri Almanla­

rın kollarına büsbütün atacaktır. İtalya macerası çok de- â rine gidebilir, bizim tutumumuz ise bize hem kazanç hem

'1-^) '

de zarar sağlıyabilir. Maamafih biz her şart altında ister ahlâkî olsun isterse ahlâksızlık olsun İtalyayı Türkiyeye tercih etmeliyiz. Öyle görülüyor ki muvazene bizim men­faatimize doğru dönecektir. ..........................

Sahife No: 280                                                              Vesika No: 24-1

27                                                         Eylül 1911

Sir E. Goschen’den Sir E. Grey’e :

................................  Türklere yapılan bütün baskıya rağmen, ticarî

ş                  meselelerde İtalyaya yanaşmak istemiyorlar, Türklerin

büyük dostu olan Almanlar belki onları mutedil bir yola

105'

sevk edebilir. Türkiyede heyecan o kadar fazla ki belki bir iç harbe gidebilirler. Bulgarlar henüz Türklerin bu. durumundan istifade etmediler       

Sahife No: 283                                                Vesika No: 249:

28                                           Eylül 1911

Sir P. Poget’ten Sir E. Grey’e :

...................  îtalyayla Türkiye arasındaki durum Balkanlar­da endişeyle takip ediliyor. Türkler Trablusta İtalyan ta­leplerini kabule mecburdurlar. Bir silâhlı çatışmayı mut­lak kaybedecekler ve bunu gören Balkan devletleri yer kapacaklardır

Sahife No: 286                                                Vesika No: 253

30 Eylül 1911

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

................... Lütfen Fransız ve Rus hükümetlerine Türk îtal~ yan harbinde tarafsız kalacağımızı bildiriniz...................................................

Sahife No: 289                                                Vesika No: 257"

30 Eylül 1911

Sir R. Rodd’daıı Sir E. Grey’e :

...b. İtalyanların Trablustaki durumu çok garip, bü­tün inkârlara rağmen Trablusta Türk idaresinin dehası mutlaktır. Trablusta birçok İtalyan değirmeni var. Türk­ler bütün diğer milletlere haklar verirken İtalyanlara hiç hak vermediler ve bu da onların sabrını taşırdı. Güney Af­rika harbinde Ingiltereye anlayış gösteren tek devlet İtal­ya idi şimdi de biz onlara anlayış göstermeliyiz...............................................

106

Sahife No: 294                                                              Vesika No: 260

1                                                          Ekim 1911

Mr. O’Beirne’den Sir E, Grey’e :

...............................  Rusya da Türk - İtalyan harbine karşı tarafsız­lığını ilân etti. Türkler Trablus’un işgaline karşı Kuşlar­dan yardım istediler. Ruslar ise Balkanlardan Türkiye’ye gelecek her türlü tecavüze karşı oldukları halde İtalya’ya karşı hazırlıksız olduklarını söylediler...............

Sahife No: 295                                                              Vesika No: 263

2                                                          Ekim 1911

Sir E. Cartvvright’ten Sir . Grey’e : —Çok gizlidir—

...... İtalya Türkiyeye karşı harbi sade Trablusgarp'- : ta değil Adriyatikte de yürütüyor, Arnavutlukta İtalyan- lar geçit resmi yapıyorlar. Avusturya müthiş telâşta.

İlâve: îtalyanlar Türk gemilerinin kendi kasabaları­nı bombardıman etmesinden korkuyorlar. Bu mevzuda Türklere fikir vermemek için hiç bir şey söylemiydim. ...

Sahife No: 296                                                              Vesika No: 264

2                                                          Ekim 1911

Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

İngiliz basını îtalyanın hareketini çok iyi karşıladı ve daima îtalyanın tarafını tuttu............................................................................

Sahife No: 298                                                              Vesika No: 268

3                                                          Ekim 1911

Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e :

Türk hükümeti İngiltere’nin müdahalesini iste­di. Böyle bir şey îtalyanlara karşı düşmanca olur. Üstelik bize bir fayda da sağlamaz. Fransa, Rusya ve Avusturya .hükümetleri de aynı şekilde hareket ediyorlar. Alman îm-

107

paratorluğu da biraz daha dostane olmakla beraber aynı cevabı verdi       

Sahife No: 306                                                   Vesika No: 280

11                                             Ekim 1911

Sir E. Grey’den Sir R» Rodd’a :

.....................  Italyan elçisi Trablus’un bütün Türk hakların­dan sıyrılmış olarak kendilerine terkini istedi, Türkler bu­nu kabul ederlerse maddî ve manevî destek bulacakları­nı, aksi halde Italyan vatandaşları Türkiye’den kovulur­sa kendilerinin de misilleme yapacaklarını söyledi...............................................

Sahife No: 307                                                   Vesika No: 282

11                                              Ekim 1911

Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

.....................  Harbin gayesi: İtalyanlar Trablusu zaptetmekle Kızıldenizden Türk filosunu atmak istediklerini bildirdiler, İngilizlerin ise Kızıldenizde serbestçe ticaret yapabilecek­lerini söylediler             

Sahife No: 307                                                   Vesika No: 283

12                                              Ekim 1911

Sir F. Cartwright’ten Sir A. Nicholsen’e :

.....................  İtalyanların Türkiyeye verdiği ültimatom, Aeh- renthal (Avusturya dışişleri bakanı)’ı çok şaşırttı. Fakat Bosna krizi sırasında İtalya Avusturya tarafını tutarken Avusturya da Trablus meselesine muhalefet etmiyeceğini söylemişti. Aehrenthall Avusturyanın menfaatlerini şah­sî düşüncelerinin çok üstünde tuttuğundan daha büyük bir devlet adamı kalitesi göstererek, îsvolsky’nin İtalyanlara gösterdiği şiddeti göstermedi, sükûnetini muhafaza etti. ...

108

Sahife No: 310                                                            Vesika No: 387

16                                                       Ekim 1911

Sir A. Nicholsen”den Sir E. Grey’e :

...............................  Mr. Cambon (Türkiyedeki İngiliz malî müşa­viri) Gizli tutulması ricasiyle aşağıdaki malûmatı verdi: îstanbuldaki Rus büyükelçisi boğazlardan serbest geçiş hakkı verilirse, Rusyanın Türk topraklarının bütünlüğü­nü diğer devletlere karşı garanti edeceğini, kapitülâsyon­ların kaldırılmasına razı olduğunu, demir yolu haklarını geri vereceğini, Balkan devletlerinin Türkiyeye karşı saygılı olmasını temin edeceğini, söyledi. Bu mesele der­hal müzakere edilmelidir    

t- Sahife No: 319                                                        Vesika No: 301

6                                                       Kasım 1911

Sir E. Grey’den Sir K. Rodd’a :

...............................  Italyan Büyükelçisi bugün Trablusun İtalya’­ya ilhak edildiğini bildirdi. Trablus’tan bizim ticarî men­faatlerimizi karşılamalarına rağmen, şüphesiz artık ka­pitülâsyonlar kalkmıştır, dedi........................

I Sahife No: 322                                                         Vesika No: 306

7                                                         Kasım 1911

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

...............................  İtalyan hükümeti Rus hükümetine Türk do­nanmasını tahrip etmek üzere müştereken boğazlara hü­cum. etmek teklifini yapmış Rus hükümeti bunu red et­miş.

Sahife No: 333                                                            Vesika No: 323

27                                                      Kasım 1911

Kont de Saiis’ten Sir E. Grey’e:

...............................  Kral, İtalya ile Türkiyenin arasındaki müca-

109

'delenin çok üzücü olduğunu Türklerin Kosovadaki kuv­vetlerini de çektiklerini ve harbin kısa zamanda bitece­ğe benzemediğini söyledi        

Sahife No: 339                                               Vesika No: 334

1                                           Arahk 1911

Sir F. Cartwright’ten Sir E. Grey’e :

..................  Harb bahara kadar uzarsa ve Türkler bu harp­ten zayıf çıkarlarsa durum çok tehlikeli görülüyor. Şim­diden durum Bulgaristanda karışık gözüküyor. Bombalar patlamağa, gösteriler yapılmaya başladı................

Sahife No: 340                                               Vesika No: 336

2                                           Aralık 1911

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

..................  İtalyanların ve kuvvetlerin Türklere karşı düş­manca hareketlerine karşılık Rusların yardım teklif et­mesi Hüseyin Cahit tarafından boğazların Rus gemileri­ne açılması gerektiği yolunda müdafaa edildi. Bütün bu hâdiselere rağmen bu memlekette İngilizlere karşı sev­gi çok fazladır ve herkes boğazların Ruslara açılmasına muhalefet etmektedir. Rusların boğazları açtırmak fik­ri aptalcadır. Biz Türklere hiç yardım etmememize rağ­men boğazların açılmasını önlemeliyiz    

Sahife No: 349                                               Vesika No: 345

11 Arahk 1911

Sir G. Buchanoıı’daıı Sir E. Grey’e :

.....................  Movea Vremyada çıkan makaleyi size yollu­yorum : Biz Ruslar Boğazlardan serbest geçme. hakkı talep edersek Paris ve Londra anlaşmalarına göre diğer

110

kuvvetler de aynı hakkı talep edeceklerdir. Türkiye şu anda zayıftır biz ona dostluk elimizi uzatmalıyız..............................................................................

Sahife No: 352                                                             Vesika No: 35#

26                                                       Arahk 1911

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

................................  İtalya Türkiyeye bir miktar para öderse ve kuvvetler de ciddî, sert ve fakat dostane baskıda bulu­nurlarsa îtalyanm Trafolusu kaptığı Türklerce kabul edi­lecektir.........................

Sahife No: 363                                                             Vesika No: 361

20                                                         Ocak 1912

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

...............................  Tanin gazetesinde çıkan haberler Türkiye’nin bu ilhakı hiç bir zaman kabul etmiyeceğini yazıyor......................................................

Sahife No: 380                                                             Vesika No: 383

15                                                         Mart 1912

Sir G. Eowther’den Sir E. Grey’e :

...............................  Buradaki Rus elçisinin vazifesi Türklere Bal­kanlarda Türk ve Rus menfaatlerinin aynı olduğu inti­baını vermekti. Şimdi bu elçi geri çağırılıyor. Tanin ga­zetesi bu elçinin geri alınmasıyla Türk - Rus dostluğu­nun yıkılmak mı istendiğini soruyor...............................

Sahife No: 400                                                             Vesika No: 413'

16                                                      Haziran 1912

Sir E. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

...............................  Türk - Arap kuvvetlerinin Trablusta büyük ye­nilgiye uğramaları Arapların mağlûbiyeti kabul ettiğini mi gösterir, dedim. Hariciye vekili şimdilik bunun doğ-

111

/ ru olmadığını, Türklerin Arap kabileleriyle kendi temas- , larına mani olduklarını ve Arap askerlerin Türk subay- ; lara itaat edip etmiyeceklerinin henüz bilinmediğini söy- i" ledt İngiliz ve Alman hükümetlerinin Türk hükümetine < baskı yaparak durumu kabul ettirmelerinin gerektiğini ■ de ilâve etti. Ayrıca bazı İstanbul gazetelerinin İtalyan- ; lara karşı daha mutedil bir dil kullanması da dikkati çe- i kiyor

} Sahife No: 401                                          Vesika No: 419

20                                      Haziran 1913

[ Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

|           ... Bir sırp delegesi Rusyaya geldi. Ve Rusların?

Balkanlarla artık ilgilenmeyişinin Slav ırkı için çok kötü olduğunu söyledi. Buna bir misal olarak da Türkiyenin

| güçlüklerini artırmamak için boğazlar meselesini ortaya, ş çıkartmadıklarını söyledi....................................................

İ7

I   Sahife No: 413                                        Vesika No: 429

t                                  28 Haziran 1913

| Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

|           ... Italyan Büyükelçisi bana aşağıdaki raporu

verdi:

t 1 — Türkler Ege adalarından dolayı endişeye düş- I memelidirler harpten sonra onları geri vereceğiz.

2             — İtalyanlar İngilizlerin Bardia limanını işgalini kabul .ederler.

3             — İngilizler İtalyanların Trablusu ilhak ettikleri­ni kabul etmeli ve diğer milletlere de bunu kabul ettir­melidirler.

4             — Baron Marschall Bağdad demir yolu ve İsken­derun meselesini Almanların istedikleri gibi kabule ha--

112

zırdır. Fakat buna karşılık da Cyrenick’nın Mısıra ilha­kını kabul etmelidir.

5                            — Fransız ve İngiliz hükümetleri Trablusun ilha­kını kabul etmiyeceklerine dair herhangi bir söz verme­melidirler.

Not: Ben böyle bir sözü kat’iyyen vermiyeceğimizi söyledim.

6                            Mısırın tarafsız olarak kalması zira Türk do­nanmasının Mısırı korumağa muktedir olmadığı...............................................................

Sahife No: 413                                                Vesika No: 430’a ilâve

29                                                      Haziran 1912

— Gizlidir —

Amirallikten Harp Bakanlığına:

İtalyanların adaları işgalinin bahrî politikamıza'' te­siri :

1                            — Amiralliğin Akdenizde politikası senelerden be­ri menfaatimize uygun şekilde olmuştur. Şimdi yabancı filolar bizi tehdid etmektedir. 1872 Navarino’dan beri Türk filosu ehemmiyetsizdir. Yunan filosunu ise tesir­siz şekilde kurduk.

2                            — Ege Denizinde durumu muhafaza etmek yalnız bir asırlık İngiliz politikası değil, aynı zamanda bütün Avrupanın da politikasıdır. Şüphesiz zaman zaman Türk­lere baskı yapmak için bir ada veya bir liman Avrupalı devletlerce işgal olunmuştur. Şöyle ki: 1887 de Avustur­ya Küçük Asya bölgesindeki Mersini geçici olarak işgal etmiştir. 1901’de Fransa Mitylene’i işgal etmiştir. 1905 te İngiltere, Fransa, Avusturya, İtalya ve Rusya’dan müteşekkil milletlerarası bir filo Lemnos ve Mitylene’i işgal etmişlerdir. . Kıbrıs, Hindistanla olan münasebeti bakımından İngilizlerce işgal edilen yegâne adadır. Şa-

113

{ yet Suda körfezi olmasaydı Girid suali bu kadar tehli- J keli bir sual olmazdı. Şimdi de Ege adalarına İtalyanla- K rın tamamen sahip olma ihtimali var. Bu adaların ^ir ? kısmı çok önemlidir. Ve bahrî üsler olarak kullanılabilir- { 1er. Diğer bir 'kısmı da boğazlara çok yakındır. Ayrıca f. hu adaları ele geçiren kuvvetler bütün Karadeniz tica- retini de ele geçirebilir. Bu sayede Mısırdaki durumumu- l’.zu da sarsabilir. Veya ilerde bu kuvvetle birleşip Mısıra I asker yolhyabilir. V.b     

f Sahife No: 431                                          Vesika No: 459

17                                       Ekim 1912

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

...............  Türk - İtalyan sulh protokolü imzalandı. Böy- l'lece bir senedir devam etmekte olan harp bitti. Komite ' harbin devamını istiyorduysa da hükümet sulhu kabul «etti. Komitenin gazetesi olan Tanin bunu vatan ihaneti i olarak bildirdi. Buraların kayıbı Türklere senede bir mil- yon sterline mal oluyor. Ayrıca dinî bakımdan da çok r§ey kaybettirir. Bu, Pan-Islâmizmin sonu demektir...................

F. —— 8

KISIM: 75 ARNAVUT İSYANI

30                                                 Mart - 21 Aralık 1911

Yazarın Notu: Genç Türklerin merkezleştirme poli­tikası, Arnavutlar arasında ve bilhassa kuzeydeki kato- likler arasında, memnuniyetsizlik yarattı. Ve 27 Martta; muhtelif kabileler isyan ettiler. Haziranda da Katolikler bu isyana katıldı, muhtelif köyleri tahrip ettiler.

Sahife No: 449                                                               Vesika No: 469

30 Mart 1911

Mr. Barclay’den Sir Grey’e .— Gizlidir —

.................................  Arnavutluk isyanının Sırbistanda bir tesir ya­ratıp yaratmıyacağmı sordum. Hariciye vekili her geliş­menin Türklerin durumu kontrol edip edemiyeceklerine bağlı olduğunu söyledi. Şayet Türkler durumu sür’atle kontrol edebilirlerse o zaman bir şey olmaz. Üstelik Sırp bakanı şu ara Avrupa durumunun müsait olmadığını, bu: vaziyette harekete geçmenin akılsızlık olacağını bildir­di   

Sahife No: 452'                                                              Vesika No: 471 ■

13                                                          Nisan 1911

Sir F. Cartvvright’tan Sir A. Nicholsen’e :

.................................  Arnavutluktan gelen haberler birbirlerini tek­zip ediyor. Fakat durum Türklerin lehine değil. Halk ara­sında Genç Türk rejimine karşı müthiş bir nefret'van :

115

Turgut Paşayı da isyanı bastırmak için yollamak büyük akılsızlıktır. Papalık şüphesiz katolikleri korumak için harekete geçecektir. Ve şüphesiz Avusturya - Macaris- tanda Hristiyanları korumak için harekete geçecektir....

Sahife No: 456                                                 Vesika No: 474

1  Haziran 1911

Mr. Bax - îronside’den Sir E, Grey’e :

....................  Türk Arnavut meselesinden istifade ederek Yu­nanlılar Girid meselesini halletmek istiyorlar. Bütün Gi- rid problemi Çar’m önüne serildi. M. Panos’a göre, Çar ; durumu çok karışık buldu. Anladığıma göre Ruslar bir hareket yapsalar bile pratik bir önemi bulunmıyacak. ...

Sahife No: 459                                                 Vesika No: 476

8  Haziran 1911

Sir F. Cartwrighften Sir E. Grey’e :

....................  Türkleşin Arnavutluktaki hareketleri burada halkı ilgilendirmeğe başladı. Basında Türklerin kiliseleri . ve evleri yaktığı haberleri çıkıyor. Kilise basını çok ses ■ çıkartıyor, Avusturya hariciye vekiliyle Türk hükûme- tinin aptallığı hakkında konuştum. İsyanı bastırmak için baş vurdukları metodları çok kanlı buluyor        

Sahife No: 466                                                 Vesika No: 483

i                                      8 Haziran 1911

> Mr. Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :

!;            ...... Fremdenblatt’ta çıkan bir makale Sof yada

J sürprizle karşılandı. Bu, OsmanlIların iç işlerine karış- I mak hakkıymış gibi intiba veriyor. Muhtemelen Türki- t yede de kötü karşılanacaktır. Avusturya basınına göre Ş Türkler Arnavutlarla Sırpları birbirlerine düşürmeğe ça-

116

Aşacaklardır. Arnavutlukta îtalyanm olduğu kadar Avus- turyanm da gözü var   

Sahife No: 484                                                             Vesika No: 504

2                                                         Temmuz 1911

Sir G. Lo w t her İlen Sir E. Grey’e —-çok gizli —

................................  Dün gece Fransız Büyükelçisi ile görüştüm. Sizin Arnavutluk hakkmdaki fikirlerinize şu bakımdan itiraz: ediyor:

' a — Bu hal isyankârları daha çok teşvik edecek, b — Türkler iç işlerine yapılan bu müdahaleden çok gücenecekler.

c — Almanya bu birliğe dahil olmıyacak.

Sahife No: 496                                                             Vesika No: 513

29                                                      Temmuz 1911

Sir F. Cartvvright’teıı Sir E. Grey’e :

................................  Kont Aehrentheal Montenoğro Kralının gururu­nu okşıyarak Arnavut göçmenlerine yardıma çalışıyor. Gelecek sene Balkanlarda mühim bir hâdise bekliyorlar. Kont, çok yakında Türkleri büyük bir felâketin bekledi­ğini söyledi. ...

KISIM: 76 BALKAN BİRLİĞİNİN HAZIRLANIŞ!

23  Ekim 1911 - 22 Ağustos 1912

Sahife No: 513                           .                        Vesika No: 525

23 Ekim 1911

Sir H. Bax - îronside’den Sir A. Nicholsen’e :

'                ..... Balkan devletleri alacakları yerleri müzakere

i ediyorlar. Bulgaristan Selanik ve Manastırı, Sırbistan ğ Üskübü alacak. Yugoslavya Türkiyeyi zayıflatacak ,ha- roketlerden kaçınmalı zira kuvvetli bir Avusturya ye- • rine zayıf bir Türkiye daha iyidir, diyor. ...........................

i/ Sahife No: 517                              1                 Vesika No: 528

5  Aralık 1911

Sir F. Cartwrighften Sir E. Grey’e :

îstanbuldaki Rus Büyük Elçisinin Türklere karşı aşırı sempati göstermesi ve Türk dominyonlarını ; garanti ettiklerine söz vermesi, Bulgaristanda büyük bir telâşla karşılandı. Kont Aehrentheal Genç Türk rejimm­iş den tatmin olmuyor ve Mahmut Şevketle askerî parti ta- ti rafından yapılacak bir hükümet darbesi umuyor. Avus- j turya ordusu yürümeğe hazırdır küçük Balkan devletle­ri rinin istikbali tayin edilecek Avrupada Türk hâkimiyeti [ sona erecektir, İngiltere, Fransa ve Rusya bu mevzuda fikirlerini söylerlerse memnun oluruz diyor....................

118

Sahife No: 524                                                          Vesika No: 534

23                                                   Aralık 1911

Sir H. Bax - îronside’den Sir E .Grey’e:

............................  Majestenin askerî ataşesi Albay Lyon, Rus­larla Bulgarlar arasında yapılan gizli bir anlaşmayı bil­dirdi. Bir harp halinde Bulgar sahilleri Türk donanması­na açık olacağı için Ruslar bu mevzuda Bulgarlara yar­dım edecekler. Bulgarların ümidi bu durumda Türklerle Rusların savaşa tutuşmasındadır          

Sahife No: 533                                                         Vesika No: 540

16                                                   Ocak 1912

Mr. Barclay’den Sir E. Grey’e :

............................  Avusturya devamlı olarak Arnavutluk hareke­tine yardım etti. Gayesi Balkanlara biraz daha el ata­bilmekti. Mühim miktarda silâh ve cephane Arnavutluğa kaçırıldı. Halbuki tarihin hiçbir devrinde bir Arnavut devleti ve milleti olmamıştı. AvusturyalIların bu hareke­ti Sırpları telâşlandırıyor, onlar Selâniği ele geçirmeden rahat edemezler. Bu da Rusların îstanbulu işgaline se­bep olabilir. İngiltere bu mevzuda ne düşünmektedir? ...

Sahife No: 550                                                         Veşiko No: 554

24                                                    Şubat 1912

Sir H. Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :

............................  Beş veliaht prens Sofyada bir toplantı yaptı. Bunların içinde en önemlisi Yunan prensidir. Kral Fer- dinandm en büyük ihtirası İstanbul merkez olmak üzere büyük Bizans imparatorluğunu kurmaktır, ve kendisi de imparator olmak arzusundadır. Bu rüya yavaş yavaş solduğu için şimdi Balkan imparatorluğunu kurmak isti- i yor. Avusturya İmparatorunun oğlu Rus imparatorunun 1

119

kızıyla evlenmek arzusunda ve Sırbistanla Yunanistan! da dostluğuna alarak bir imparatorluk kuracak..........................................................

Sahife No: 564                                              Vesika No: 567

8  Nisan 1912

Sir H. Bax - îronside’den Sir A. Nicholsen’e :

................  Balkan Birliği Rusya ve Avusturyamn tasdi­kiyle kuruldu. Şayet bir felâket olursa Rusya seyirci kalmıyacaktır. Son yıllarda Rusya Jâponlara yenildi ve Avusturyamn Balkanlara karşı duyduğu iştaha karşı koymak arzusu öldü. îstanbuldaki merkezi hükümetin zayıflaması hesaplarımızı alt üst edebilir. Ve işin en ka­ranlık tarafı Bulgarlarla Sırplâr birleşerek Türklere kar­şı çok tesirli olabilirler. Yeni Balkan politikası Balkan­lar Balkan devletlerinindir. Şimdilik Avrupa Türkiyenin çözülmesini bekliyor, o zaman vilâyetler kucaklarına dü­şecek         

Sahife No: 572                                              Vesika No: 576

17 Haziran 1912

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

................  Tanin gazetesinde Hüseyin Cahit belki on be­şinci keredir inamlmıyacak bir samimiyetle Avrupalıla­rın Türkiyeye karşı birleştiğini yazıyor. Gerek üçlü itti- ; fakın ve gerekse üçlü itilafın Türklerin aleyhine birleş- ' fiğini söylüyor. Türkiye hiç bir tarafta yer almamalıdır. Ancak menfaatlerimize uygun şerefli bir anlaşma yap- ? malıdır ve memleketin iyiliği için her fedakârlığa katlan- ■' malıdır, diyor    

120

Sahife No 603                                                                  Vesika No 607

10                                                       Ağustos 1912

Mr. Barciay’den Sir E. Grey’e :

.................................  Cocbana’da Bulgar hududuna 35 kilometrede bir bomba patlaması hâdisesi havadisi Sofya’ya geldi.. Bu havadise göre bomba patladıktan 20 dakika sonra. Türk askeri ve polisi hâdise yerine gelmiş halka ateş et­miş, yüz on iki kişinin ölümüne sebep olmuş, bunlardan 6 sı Türk ikisi musevi ve gerisi Bulgarmış. Bulgar hü­kümeti bunu katliâm olarak adlandırdı ve basın Hristiyan halkın eziyet gördüğünü ve Avrupanm derhal müdaha­le etmesi gerektiğini yazıyor. Bu bomba hâdisesi de Me- kadonya Komitesinin plânlarını tamamlamak üzere yap­tığı vahşi bir kasaplıktır. Hesaplı bir şekilde ortalığı ka­rıştırıp Türkiyeye karşı Bulgaristanı harekete geçirmek istiyorlar...................

Sahife No 604                                                                  Vesika No 608

10                                                       Ağustos 1912

Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e :

.................................  Selanik ve Üsküpte Pazar yerlerinde bombalar patlamaktadır..................................

Sahife No 655                                                                  Vesika No 672

29                                                       Ağustos 1912

Sir E. Cartvvright’ten Sir E. Grey’e :

....................................  Avusturya hariciye vekiliyle Avrupanm Türki­yeye karşı olan durumunu tetkik ettik. Ona göre Avrupalı kuvvetler Orta Doğu hususunda birlikte hareket ede­bilirler. Ve İstanbul’da bir kargaşalık olduğu zaman hep­si kendi menfaatlerine göre hareket edebilirler. Ve İstan- bula baskı yaparak parlementoya Hristiyan azınlık tem­silcilerini sokabiliriz              

121

Sahife No 673                                                     Vesika No 696

3  Eylül 1912

Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e :

.....................  Komite üyesi olmayan Kâmil Paşanın idaresinde bir kabine kurulabilir. Diğer taraftan ise Kâmil Paşaya. Şehül İslam ve Harp Bakanı baskı yapabilir. Şimdilik se­çim hazırlıklarıyla meşguller. Tanin gazetesinden anladı­ğımıza göre komitenin politikası Avrupanm aleyhine ola­caktır. Şimdiki durum yalnız Balkanları ve Avrupayı de­ğil fakat Arapları, Ermenileri, Kürtleri ve diğer ırkları, da imparatorluktan ayırmağa çalışmak olmalıdır. Tür- kiyede yapacağımız propoganda komitenin Türkiyeyi uçuruma sürüklediği ve mutlak ortadan kalkmaması icap> ettiği yolunda olacaktır

Cilt 9’b Balkan Harplerine devam:

Sahife No 4                                                                    Vesika No 6

8                                                      Ekim 1912

Sir H. Bax - îronside’den Sir E. Grey’e : -Çok gizlim

............................  Belgrad’da Balkan devletlerinin Türklere ve-' reeekleri ültimatom hazırlandı ve Bulgar Kralına takdim edildi. Kral bunu tastik etti hükümetler bu gün harp ilân etmeği düşünüyorlardı, fakat birkaç gün geri bırakıldı. ...

■ Sahife No 6                                                                Vesika No 9

9                                                      Ekim 1912

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

............................  Şayet Türkler Balkan reformlarını büyük dev­letlere devrederlerse harp açılmasına mâni olunulabili- nir. Bu vaziyette Bütün Avrupa Türkiyesi Hristiyanlara .ait olmalıdır. Şayet Müslümanlar da orada kalacaklarsa mutlak kuvvetlerin tastikinden geçmelidir. Ve bu ara Girit suali de Yunanistamn lehine çözülmelidir

Sahife No 6                                                                    Vesika No 10

9  Ekim 1912

Sir A. Nicholsen’den Lord Hardînge’ge :

............................  îstanbuldaki kuvvet temsilcileri Türklere kar­ışı dikkatli bir dil kullanarak kendilerine zarar verecek bir durum yaratmamalıdırlar. Hristiyanlarm Türkiyeye yapacakları saldırı İngiliz demiryollarında karışıklık çı- kartabilir      

133

Sahife No 11                                                       Vesika No 15

10  Ekim 1913

Sir F. Cartvvrighf ten Sir A. Nisholsen’e :

...................  Orta Doğuda durum öyle süratle değişiyor ki, uzun bir mektup yazmamın mânâsı bile kalmadı. Selanik Bulgarların eline geçerse Sancak’ta Yugoslavlarm eline geçecek. Avusturya - Macaristan Osmanlı demir yolları­na tamamen göz koymuş vaziyette. Ben kendimi hasta bir adamın .başındaki doktora benzetiyorum, nabzı elim­de durduğu an düşüreceğim..................

Sahife No 17                                                       Vesika No 24

13  Ekim 1912

Sir H. Bax-İronside’deıı Sir E. Grey’e :

...................  Osmanlı imparatorluğuna verilen ültimatom:

1               — İmparatorluktaki bütün milletleri etnolojik ka- rekterine göre tanımak ve bütün neticelerini kabul, et­mek,

2                — Osmanlı parlâmentosuna her milliyetin temsil­cisini oran dahilinde sokmak.

3                ’— Hristiyanların bulunduğu yerdeki bütün dev­let memurunu Hristiyanlardan tâyin etmek.

4                — Hristiyan mekteplerini Osmanlı mektepleriyle eşit saymak.

5                —■ Muhtelif bölgelerde Müslümanların olması bu bölgelerin etnolojik karakterine tesiri olamaz.

6                Hristiyanların, Hristiyan halk tarafından aske­rî birlikler kurması.

7                — İsviçre ve Belçikalı organizatörler tarafından jandarmanın yeniden orgahize edilmesi.

8                - Bu vilâyetlere İsviçreli ve Belçikalı valilerin tâyin edilmesi.

9                : Baş Vezarette eşit sayıda Müslüman ve Hristi-

124

yandan bir konsül kurulması ve 4 Balkan devletinin elçi­liklerinin bu konsülü kontrol etmesi.........................................................................

Sabite No 36                                                                   Vesika No 47

18                                                        Ekim 1912

Lord Granville’den Sir A. Nicholsen’e :

...............................  Bu toplantıda Rus elçisiyle aramda şiddetli bir münakaşa geçti. Ruslar İngiltereyi İstanbul ve boğazları istemekle itham ettiler, ben bunu şiddetle reddettim................

Sahife No 55                                                                   Vesika No 70'

28                                                        Ekim 1912

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :

...............................  Sanıyorum ki, Balkan devletleri Türklere kar­şı büyük bir zafer kazanacaklardır. Ancak bunun aksi olursa her şey korkunç bir hâl alır. Balkan devletleri İstanbul’u bile zaptedebilirler, fakat biz buna müsaade etmeyiz. İstanbul büyük Avrupa devletlerine aittir....

Sahife No 58                                                                   Vesika 'No 72

28 Ekim 1912

Sir H, Bax - îronside’den Sir E. Grey’e :

...............................  Nüfusu 4 milyon olan Bulgaristan 434 bin ki­şilik bir ordu hazırladı. Sırp ve Yunanlılar tarafından da buna yakın bir ordu hazırlandı. Bu orduların muvaffaki­yeti halinde Avrupayı ciddî problemler beklemektedir.......................

Sahife No 66                                                                   Vesika No 79

30                                                        Ekim 1912

Sir R. JPaget’ten Sir E. Grey’e :

.....YTürk ordusu Balkan kuvvetleri karşısında da-

135

= yanamıyacak kadar zayıftır. Kumanova’da 30.000 Türk ve karşısında 80.000 Hristiyan askeri vardır................................................................

Sahife No 75                                                      Vesika No 92

1                                          Kasım 1912

Sir E. Grey’den Kont Benckendorff’a :

Sofyadan aldığım habere göre Bulgarlar ilerle­meğe devam ediyorlar Türklere Çatalca hattında bile kendilerini toplama imkânı verilmedi. Mr. Poincare kuv­vetlerin müdahale etmesini istiyor......

Sahife No 79                                                      Vesika No 98

2                                          Kasım 1912

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

..................  M. Sazanow İstanbul’un mutlak Türklerde kal­ması gerektiğini aksi halde Ruslara geçmesi icap ettiğini ve herhangi bir devlet İstanbul’a girmeğe kalkarsa Rus­ların derhal müdahale edeceğini bildirdi. Bulgaristana da İstanbul yürüyüşünü durdurmaları için nota verdiler. İs­tanbul’a diğer kuvvetlerle birlikte donanma yollıyacaklar ve Bulgarlara açıkça İstanbul’u işgal ederlerse bunun Çok kısa süreceğini anlatıyorlar..................

Sahife No: 88                                                  Vesika No: 113

3                                          Kasım 1913

Lord Kitchener’den Sir E. Grey’e :

..................  Türklerin çöküşü tamamlanmış görünüyor. Ar­tık ne Avrupada ne de başka bir yerde eski durumlarını muhafaza edemezler. Kahirede bir Müslüman bana şayet Türkler Avrupada kuvvet kullanarak kalamazlarsa Is­lama hükmetmek hakları da artık olamaz dedi. Halk Türkleri sevmemekle beraber bir Müslüman kuvvetin ye­nilgisine çok üzülüyorlar, imparatorluğun diğer tarafla-

126

rında da yakında çözülme bağlıyacaktır. Benim Mısır hakkındaki. tavsiyelerim şunlardır:

1                          Sultanın hâkimiyeti kabul edilmeli fakat dai- ma Majestenin hükümetinin tavsiye ve müsaadesiyle ha­reket edilmelidir.

2                           — Hidivler Majestenin hükümeti tarafından tâ­yin edilmelidir.

3                          — Bütün beratlar konsül tarafından ilân edilme­lidir.

4                           — Şimdiye kadar Türkler tarafından tâyin edi­len ve Türk olan Başkadı yerine Mısır hükümetinin tâ­yin edeceği birini geçirmek gerekir.

5                           Türk yüksek komiserliği ilga edilmelidir. Mısır üstünde Türklerin hak diye ileri sürdüğü her ne varsa Majestenin hükümetine geçmelidir.

6                          — Sudanda Türklerin hak diye iddia ettikleri ne

varsa îngiltcrcye geçmelidir. Bütün bu hususlar tatmin­kâr bir şekilde çözüldükten sonra, Mısır’ın İngiltere,ye geçtiği lâfı şimdilik kullanılmıyabilir 

Sahife No: 93                                                             Vesika No: 1214

4                                                       Kasım 1912

Sir G. Lowtherden Sir E. Grey’e :

..............................  Bulgarlar Çatalcada hiç bir mukavemetle kar­şılanmadılar Nazım Paşanın ordusu bozuldu ve kendisi esir edildr Sultan ve hükümeti Bursaya kaçmak istiyor bu durumda binlerce kayıkçı ve aşağı tabakadan softalar ■- camilerde, mezarlıklarda toplanıyorlar, zira Bulgar kralı Hilâlle Haç arasında savaş ilân etti.

Bulgarlar bütün şehri yakabilir Türkler de bütün . Hristiyanları kesebilir. Pera’daki büyük elçilikleri. ve- Hristiyanları korumak için şehirdeki askerlere emir ve--

ıar

rildi. Avusturya ve Almanya boğazların milletler arası olmasını istiyor, tam bir anarşi havası var..................................................................

Sahife No: 100                                                Vesika No: 131:.

5                                            Kasım 1912

Sir Bax - îronside’den Sir E. Grey’e - Gizli ve özeldir

...............  Balkan galipleri aşağıdaki bildiriyi yayınladı­lar:

1               — Balkan devletlerinin galibiyeti sayesinde Türk­lerin Avrupadaki hakimiyetleri sona ermiştir.

2               — Sonra göndereceğim bir tel hududları göstere­cektir.

3               — Balkan devletleri buraya derhal sulh ve sükûn getirecekler ve ilerleme yolunu kendi menfaatlerine göre açacaklardır.

4               — Dört hükümet teferruatı aralarında görüşecek­lerdir 

Sahife No: 96                                                 Vesika No: 124

5                                            Kasım 1912

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

...............  Türkiye kendisini tamamen Avrupalı kuvvetle­rin eline bırakmalıdır. Avrupadaki bütün topraklarından vaz geçmeli, Bulgarlara .Yeşilköy’den ilersin! alacakları­nı bildirmelidir      

Sahife No: 101                                               Vesika No: 132

5                                            Kasım 191.2

Sir M. - îronside’den Sir E. Grey’e : — Gizli ve özeldir —•

...............  Türklere İstanbul’dan başka Avrupada hiç bir yer bırakılmamalıdır. Boğazlar................ hakkında * karar ancak

128

üçlü anlaşmaya göre verilebilir. Bu mevzuda bazı güçlük­ler meydana çıkmaktadır. Manastır ve Selâniği hem Yu­nanlılar ve hem de Bulgarlar istemektedirler ve küçük bir Arnavutluk meydana getirilecektir.

Sahife No: 111                                                        Vesika No: 147

7  Kasım 1912

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

...........................  Türk Hariciye Vekili beş büyük devletin elçi­lerine müracaat ederek aşağıdaki beyanatta bulundu:

Hürk Hükümeti Çatalca hattını sonuna kadar müda­faaya karar verdi. Zaferi ümit ediyoruz fakat aksi de olabilir. Bu taktirde Bulgar orduları şehrin kapılarına dayanabilir ve Bulgar Kralı daha önce ilân ettiği gibi mu­zaffer orduları başında şehre girebilir. Bulgar Kralı bu harbin bir Haçlı seferi olduğunu ilân etti. Bulgarlar yol­ları üstündeki İslâmları öldürüyor, İstanbul şehri Hali­feliğin merkezidir. 650 bin İslâm ve 350 bin Hristiyan vardır. Hükümet bütün azınlıkları korumağa azimlidir fakat Bulgarlar şehre girdikleri taktirde durumun ne olacağı bilinemez. Sultan ve veliaht sarayda kalacaktır. Ve icap ederse vazifeleri başında öleceklerdir. Avrupayı nihai durumdan haberdar ettik, şayet Avrupa Bulgar Or­dularını durdurmazsa vaziyet çok vahim olabilir.

İlâve : Türklerin Çatalca hattını müdafaa edebile­ceklerine kimse inanmıyor       

Sahife No: 133                                                        Vesika No: 176

11  Kasım 1912

Sir R. Poget’ten Sir E. Grey’e :

...........................  Avusturyanın istekleri :

1 — Arnavutluktaki Sırplar çekilmelidir ve Sırbis­tan Arnavutluğun hiçbir kısmını talep edemez.

129

2           — Avusturya ve İtalya da dahil bütün devletler Arnavutluktan ellerini çekmelidir.

3            — Sırbistan Arnavutluğu idare edemez, bu ilerde ; büyük karışıklıklara sebep olur.

4           _ Sırbistan Rusların tesirinde kalarak Adriyatik- te bir liman istiyor, bu Avusturya için tehlikelidir.

5           — Harp sırasında Avusturya Sırbistan’a tam bir dostluk gösterdi, şimdi bu hareketleri krallığımızın men­faatlerine aykırıdır.

6           — Sırbistanın Adriyatik sahilinde bir limana ihti­yacı yoktur. Fakat isterse Selâniği veya Ege’de başka bir limanı alabilir.

Buna Sırbistan’ın cevabı :

1           — Sırbistan Türklerle harptedir. Arnavutlukta zaptettiği her yeri muhafaza edecektir.

2           - - Türkler Avrupa’dan atılmıştır, Avusturya ve İtalya’nın Arnavutluk hakkında söylediği sözlerin hiçbir kıymeti yoktur.

3           — Arnavutlar kendi kendilerini idareye muktedir değillerdir.' Bu şartlarda Avusturya’nın tesirinde kalıp

■ Sırbistan’a karşı harekete geçmemeleri için biz onları idare edeceğiz.

- 4..... Sırbistan Rusların tesirinde değildir, Sırbistan î çok hayat ve para kaybetmiştir ve onun meyvelerini top­lamak ister      

Sahife No: 167                                              Vesika No: 221

17  Kasım 1912

Sir E. Grey’den Sir E. Bertie’ye :

................  Poincare’nin Ege adaları' hakkında Italyanlara söylediği fikri beğenmedim. Bu adaları ele geçiren her- : kez Boğazları kontrol edebilir            

E. — 9

130

Sahife No: 190                                                             Vesika No: 25®

22                                                       Kasım 1912

Sir F. Cartvvright’ten Sir A. Nicholsen’e :

................................  Son bir kaç 'sene içinde düşünülmesi bile imkân­sız harika şeyler gördük. Genç Türk ihtilâli, Türk Ordu­sunun çöküşü, Çin ihtilâli ve Manchu Krallığının orta­dan kalkışı. Bütün bunlardan sonra Rusya’da olan olay­lar insana basit geliyor. Balkan birliğinin gayesi Türk İmparatorluğunu Avrupadan atmaktı. Halbuki bu bir­lik yapıcı olmaktan ziyade tahrip edicidir. Türk Ordusu , f1     ise gitgide daha fazla çökmektedir. Balkan Devletleri î

$                Türk askerî prestijini sıfıra indirmekle Alman askeri ,

J              prestijine de darbe indirdiler ..........

Sahife No: 209                                                             Vesika No: 286'

26                                                       Kasım 1912

L                       Sir A. Nicholsen’den Sir H. Bax - İronside’e :

................................  Öyle sanıyorum ki Bulgurlar Çatalca hattinı > geçip İstanbul’a varamayacaklardır. Bulgurlar son adam- larına kadar savaş meydanlarındadırlar. Türkler bir haf- ? ta öncesine kadar ümitsiz ve teslim olmaktan memnun ! olacak bir durumdayken kendilerini topladılar, yeni bir ; cesaret kazandılar. Times gazetesinde dün çıkan dökü- : manlar fevkalâde aptalca ve tehlikelidir. Beni korkutan. • diğer bir nokta ise Avrupadaki merkezî kuvvetlerin Türk­lere destek olmaları ihtimalidir. Böyle bir destekle Türk- = ler müttefiklerin şartlarım kabul etmiyebilirler ........  j

Sahife No: 210                                                             Vesika No: 287 -i

Mr. Fitzmaurce’nm memerândumu :

................................  Doğru veya yanlış olarak İngiliz taraftarı ta­nınan Kâmil Paşa Başvezir oluyor fakat1 o mevkide uzun:

131

müddet kalacağını sanmıyorum, Türkler San Stephano anlaşmasında muaf fak olurlarsa arkasından bir Berlin anlaşması isteyebilirler. Şehül İslâmî ziyarete gittim. Hasta olduğu için beni kabul etmedi, yerine damadı İs­tanbul Valisi Cemil Paşa tarafından kabul edildim. Son askerî felâket üstüne müthiş bir sinirlilik içinde olduğu belliydi. Mısır ve Hindistan durumunu hatırlatarak İn­giltere’den yardım istedi. Ben kendisine böyle anlarda hakikatlere göğüs germek lâzım geldiğini, ne İngiltere .ve ne de başka bir devletin Türkiye’ye yardım edemiye- eeğini bildirdim. Ayrıca Türklerin Yunan’lılara yaptık­ları boykotu ve bütün saçma hareketleri durdurmalarını tavsiye ettim. Türklerin artık’gururdan vaz geçip Avru- payla pazarlığa girmesini, ve artık komşusu olan Balkan Devletleri adına birçok fedakârlık yapmaları gerektiğini, " Orta Doğu’nun büyük kuvvetinin artık Balkan Devlet­leri olduğunu, söyledim, iki gün sonra görüştüğüm kayın pederi Cemaleddin efendiye bu son krizlerin Araplar, Kürtler ve Ermeniler üstünde de tesir yarattığını söyle­dim      

Sahife No: 268                                            Vesika No: 362

9                                        Aralık 1912

Sir F. Ellîot’tan Sir E. Grey’e:

................  Mr. Venizelos’a müttefiklerin Türkiye’nin par­çalanmasında bir anlaşmaya varıp varmadıklarını sor­dum. Rivayete göre Bulgarlar Edirne’den vaz geçecek­lermiş, o zaman Selânik çok mühim bir soru haline gele­cektir. Mr. Venizelos Bulgarlar’dan müthiş şüphede ....................................................................

Sahife No: 273                                            Vesika No: 369

11                                       Aralık 1912

Sir G. Lovrther’den Sir E. Grey’e :

■■            Türk Hükümeti hakikatleri kabul edip Balkan

komşulariyle daha sağlam anlaşmalar yapıyor. Benim işittiğime göre Edirne ve Kırklareli Türklerde kalacak, buna mukabil Bulgarlar Rhodope, Nevrokopo ve Cuma mıntıkalarım alacaklar. Sırbistan ise Sancak ve Kosova bölgelerini ele geçirecek. Buna mukabil Selânik, Manas­tır, ve bunlara bağlı bölgeler bir Avrupalı veya Mısırlı prens’in idaresinde kalacak, Yunanistan’ın nereleri ala­cağı bu anlaşmada gösterilmemiş  

Sahife No: 285                       *                                  Vesika No: 382

* 13 Arahk 1912

Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

..............................  İtalyan Elçisi Ege adalarının bizim tarafımız­dan Yunanistan’a verilmek istendiğini bildiğini ve fakat Balkan meselesi halloluncaya kadar adaların Sultan’ın idaresinde kalmasının daha iyi olacağını, sonra tıpkı Gi­rifte olduğu gibi Yunan’hların adaları Türklerden alabi­leceklerini söyledi   

Sahife No: 295                                                           Vesika No: 394

18                                                     Aralık 1912

Sir E. Grey’den Sir F. Cartwright’e :

..............................  Bugün’Büyükelçiler Hariciye Vekâletinde top­landılar. Arnavutluk ve Sırbistan hududları konuşulduk­tan sonra söz Ege adalarına geldi. Rus Büyükelçisi Hü­kümetinin Lemnos, Tenedos, İmroz ve Samothrce adala­rının mutlaka Türklerde kalmasını istediğini söyledi. Ben, ya Yunanlılar adaları ilhak ederlerse durum ne olur dedim. O zaman oradaki Türk askerleri Türk bayrağım korurlar cevabım verdi. Ya Türkler Yunanlı ada halkına ateş ederlerse ne olur dedim. Hükümetime danışmadan bîrşey söyliyemem, dedi. Fransız Büyükelçisi ise adala­rın Yunanlılara gitmesine razıyız. Rusya’nın bahsettiği

133

[ dört ada da tarafsız hale getirilebilir dedi. Rus Büyükel- L çişi buna razı olmadıklarını bildirdi .........................................................

Sahife No: 356                                              Vesika No: 454

6                                          Ocak 1913

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

................  Londra’daki Osmanlı Büyükelçisinin getirdiği rapor kabinede konuşulmaktadır. Bu raporda siz, Rusya ve Fransa’nın Edirneyi Bulgaristan’a vermek niyetinde olduğunu söylüyorsunuz. Ve Dedeağaçta tarafsız bir böl- i ge meydana getirilerek Bulgurlara kolay geçiş temin edilmelidir diyorsunuz. Türk Elçisi belki adaları tutabi­lecekleri kanaatinde. Türkler hâlâ acı hakikatleri göre- 1 iniyorlar. Ve hâlâ pazarlık etmek amacındalar. Genç or­du subayları ise Çatalcadan hücuma geçmek ve ordunun i şerefini kurtaracak bir zafer elde etmek istiyorlar ...............

Sahife No: 376                                              Vesika No: 471

8                                          Ocak 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Lovvther’e :

................  Tevfik Paşa ile Reşit Paşa Mr. Cambon’u ziya- L ret ettiler, Türklerin Edirne’yi terk etmiyecekleri husu­sunda uzun bir konuşma yaptılar. Bu yeni bir harp de­mektir. Türkler buna hazır mı Sanıyorum ki Türkler böyle bir harbe hazırlardır   

f Sahife No: 395                                            Vesika No; 495

11  Ocak 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Lowther’e :

>.              Türk Büyükelçisi Reşit Paşayla görüştüm.

Türklere İstanbul’u kurtarmak için Edirne’den, vaz geç- I melerinin gerektiğini, harp olursa Türklerin elinde kalan

134

her şeyi kaybedeceklerini söyledim. Bütün lâflarım boşa gitti. Reşit Paşa Türk delegelerinin konferansı terk ede­ceğini bildirdi      

Sahife No: 397                                                              Vesika No: 498

13                                                       Ocak 1913

Sir F. Cartwrîght’ten Sir E. Grey’e :

...............................  Rusların İstanbul veya Ermenistan mevzuun­da tarafsızlıklarını terk edecekleri söylentileri var. Böy­le bir durum olursa Avusturya da kendi menfaatleri için derhal harekete geçecektir ...........................

Sahife No: 438                                                              Vesika No: 532

20                                                        Ocak 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Loıvther’e :

...............................  Sulh Konferansındaki Reşit ve Nizami Paşalar beni ziyarete geldiler. Onlara bütün kuvvetlerin Edirneyi ve Ege adalarını terk etmelerini istediklerini söyledim. Buna mukabil Türkler bazı maddî menfaatler elde ede­ceklerdir ve kendilerine tavsiye olarak Edirneyi mutlak bırakmalarım, adaların ise Türkiye için hiçbir kıymeti i olmadığını söyledim. Delegelerin bende bıraktığı intiba diğer kuvvetlerin haklarında söylediklerinin doğru oldu­ğudur      

Sahife No: 435                                                             Vesika No: 542

22                                                        Ocak 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Goschen’e :

...............................  Alman Büyükelçisinin bana gönderdiği Herr Bassermann’m Rusya, Fransa ve İngiltere’ye gönderdi­ği ve Ön Asya’da Suriye, Arabistan, Ermenistan bölgele­rinin menfaat sahalarına bölünmesi hakkmdaki raporu

135

üstünde görüştük. Ben böyle bir raporun mevcut olma­dığını, sadece İtalya’nın Ön Asya’daki Türk dominyon­larına yeni garantiler istediğini söyledim         

.'Sahife No: 438                                             Vesika No: 544

23                                         Ocak 1913

Sir G. Lowther’den Sir E. Grey’e :

.................  Türk Hükümeti bugün toplandı. Adalar ve Edirne hususunda kuvvetlerin isteklerine uygun kararlar aldılar. Ben en iyi yolda tesirimi kullanıyorum

Sahife No: 457                                   Vesika No: 571’e ilâve

28 Ocak 1913

İngiliz Askerî Ateşesi General Tyrreli’den Sir G. 'Lovvther’e :

...... Mahmut Şevket Paşa’yı ziyaret ettim. Kendisi­ni her zaman iş yapılacak bir adam olarak görürüm, Kendisi aynı zamanda Harp Bakanı da olacağım bana bildirdi. 3 - 4 yüz bin kişilik bir orduyu Edirne’de toplu­yor. Bu kadar büyük bir Türk Ordusu bu civarda hazır olursa diğer orduları rahatça mağlup edilebilir. Mahmut Şevket’in Nazım’dan daha fazla muvaffak olacağını san­mıyorum. Daha sonra îzzet Paşa’yı gördüm bana şere­fini daha fazla kaybetmeden tekaüt olmak istediğini söy­ledi. Kendisine Çatalca hattmdaki ordunun durumu kötü mü dedim. Hayır çok iyi bir-ordumuz var fakat kötü po ­litika yüzünden hiç bir şey yapamıyoruz dedi ......................

İKİNCİ BALKAN HARBİ

3                                                Şubat 31 Mart 1913

Sahife No: 486                                                           Vesika No: 602:

10                                                      Şubat 1913

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

..............................  Türk Başveziri Türk meselelerinin hallini ecne­bi kuvvetlere bırakmak İstiyor. Türklerin istediği sadece bazı ekonomik faydalardır. Meselâ: Türk Pullarının ya­bancı postahanelerde satılması ve ekonomik özgürlük gi­bi. Buna mukabil adli kapitülasyonlar verilecektir .......................................................

Sahife No: 496                                                           Vesika No: 616

14                                                      Şubat 1913

Sir F. Elliot’tan Sir E. Grey’e :

..............................  Venizelos beni ziyarete geldi. Kendisine dokuz; seneden beri Girit işinde Yunanistan’ın lehine çalıştığıpu- zı söyledim. Bulgarların Türklerle savaşı durdurmaları­nı hatâ olarak sayıyor. Çatalca ve Boğazlarda Bulgarla- ra yardım teklifinde bulunmuş. İtalyan işgalindeki ada­ların ve Selâniğin kendilerine verilmesini istiyor. Ve Türk borçlarından kendi hisselerine düşecek miktarın çok az olmasını talep ediyor ..............................

Sahife No: 511                                                           Vesika No: 632

19                                                      Şubat 1913

Sii' A. Nieholsen’den Sir F. Cartwrighfe :

..............................  Durum biraz daha iyi görünüyor. Romanyayla

137:

Bulgaristan’ın arasındaki ihtilâfın mühim olacağını san­mıyorum. Rusya ve Avusturya Arnavutluğa hürmet edi­yor. Artık Türklerle kuvvetler hesabına müzakerelere; başlıyabiliriz. Türkler Edirneyi Bulgurlara bırakmalıdır­lar ve Avrupadaki Türk hududu İstanbul civarına ka­dar gelmelidir. İstanbul ve Boğazların idaresi Türklere bırakılabilir. Türkler böylelikle Mekadonya’nm yükünden kurtulmuş olurlar    

Sahife No: 581                                                Vesika No: 710

13 Mart 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

..................  Fransız, Rus, Avusturya ve Alman Büyükelçi­leriyle görüştüm. Türklere Enos'- Midia hattının batısını bırakmalarını ve adaları da büyük devletlerin arzusuna, terk etmelerini tavsiye ediyoruz ..............

Sahife No: 596                                                Vesika No: 728

17 Mart 1913

Sir A. Nîchoîsen’den Sir F. Cartvvright’e :

..................  Ruslarla Bulgarlar mevzuunda görüşüyoruz; Türkiye büyük arazi kayıplarına uğradı, fakat bir kere sulh yapıldıktan sonra Asya Türkiyesinde de ayaklan­maların başlamıyacağmı kimse temin edemez... Bütün diğer ırklar da bundan istifade edeceklerdir. Osmanlı İm­paratorluğunun parçalanması büyük devletlerin de ken­di aralarında savaşmalarına sebep olacaktır. Güney Do­ğu Avrupa tarihinde yeni bir yaprak çeviriyoruz. Önem­li bir faktör olan Türklerin ortadan kalkması oldukça karışıklıklara sebep olabilir. Sonra gelen önemli noktalar' İran ve Tibet’tir         

138

Sahife No: 627 İkinci Balkan Savaşının sonu: Ni­san, Mayıs 1913

/Sahife No: 627                                           Vesika No: 769

31  Mart 1913

Sir Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

.........................  Selânik yüzünden Bulgaristan’la Yunanistan’ın çarpışması tehlikesi var. Yapılacak müzakerelerle bu or­tadan kaldırılmalıdır    

Sahife No: 633                                                      Vesika No: 777

1  Nisan 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

.........................  Harpten sonra Türk gümrük vergilerinin arttı­rılması lüzumludur. Ancak bu para Türkiye’nin gelişme­sinden ziyade, müttefiklere harp borçlarını ödemeye git­melidir ......

Sahife No: 636                                                      Vesika No: 783

1  Nisan 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

.........................  Mr. Cambon, Rusların Bulgarları sulhe zorla­dıklarını söyledi. Bulgurlar düşmanlıklarını kesmediler ve Bulgar Kralı mutlak İstanbul’a girmek istiyor. Bul­gurlar Çatalca hattını geçtikleri taktirde Ruslar Hristi- yan halkı korumak için İstanbul’a donanma yollıyabilir. Bu taktirde derhal Ingiltere ve Fransa da filo gönder­melidir. Mr. Cambon, Bulgarlar İstanbul’a girdikleri tak­tirde derhal bir Avrupa kongresi toplanmalıdır di- ;yor

139

Sahife No: 655                                                 Vesika No: 807

5  Nisan 1913

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

...................  Notanızı verdim. Rus Hariciye Vekili milletler­arası bahri gösteriden memnun olduğunu söyledi. Ken­disinden Montenogro’ya silâh verip vermediklerini sol­dum, bir yıl önce verdiklerini söyledi. —Çok Gizli— Bulgarlar Çatalca hattına hücum etmek üzereler. İstan­bul işgâl edilirse ne yapacaklarını sordum, donanma yol- Uyacaklarını tekrarladı ..............

Sahife No: 703                                                 Vesika No: 864

19  Nisan 1913

Sir H. Bax îronside’den Sir A. Nicholsen’e :

......................  Türkler Bulgarların istikbaldeki tecavüzlerin­den çok korkuyorlar. Sulh anlaşması imzalandıktan son­ra Yunanlıların da Türklere dosthane hareket etmeğe ça­lışacaklarını sanıyorum. OsmanlIlar durumlarının ne de­recede korkunç olduğunun farkındalar. Bulgarlar Rus muhalefetine rağmen İstanbul ve Boğazları elde etmek istiyorlar ....

Sahife No: 774                                                 Vesika No: 958

6  Mayıs 1913

Sir H. Bax — îronside’den Sir E. Grey’e :

...................  Bulgar Vekiliyle görüştüm. Bulgarlar, Yunanlı­lar ve Sırplardan korkmuyorlar. Bütün bunlara rağmen Bulgar Ordusu ağır kayıplara uğramış dövüşecek duru­mu yok

140

Sahife No: 790                                             Vesika No: 978’e ilâve

32 No: lu Gizli Vesikadır.

Yazan : Sir H. Bax — İronside :

1                       — Sırplar askerlerini toplamağa başladılar. Bul­garların iki yüz bin ve Sırpların yüz elli bin askeri var. Şayet Sırplar Türklerin hücumuna uğrarsa Bulgarlar yüz bin kişiyle yardım edecekler. Türkler bozulup güneye doğru kaçarlarsa Bulgarlar Selâniği işgal edecekler.

2                       — Mekadonya’da yapılan gizli anlaşmalarda Şar dağı bölgesi muvazaalı bir vaziyettedir.

3                       —■■ Bulgarlar Edirne’de Sırplardan yardım istiyor­lar. Müttefikler arasında yapılan anlaşmaların gayesi, müşterek menfaatlerin korunmasıdır. Türkler zafer ka­zanırsa bunun zararı her iki ülkeye de olur.

4                       — Bulgar Ordusundan 84 bin kişi ölmüş, yaralan­mış veya kaçmıştır. Sırp Ordusunda bu yekûn 25 bin ki­şidir.

Sahife No: 798                                                        Vesika No: 980

19 Mayıs 1913

Sir E. Grey’den Sir SI. Bax — İronsîde’e :

...... Dr. Danef beni görmeğe geldi, şunları söyledi:

Yunanistan ve Sırbistan kendi menfaatleri için Bul­garların aleyhine olarak sulhü geciktiriyorlar. Bulgaris­tan Çatalca hattında çok fazla asker bulunduruyor. Türk­lerle sulh anlaşmasını tek başlarına imzalıyabilirleı. Ben, Yunanlılara bu mevzuda tesir edeceğimi söyledim. Ve Yunanlıların arzusunun daha ziyade adalar ve güney Arnavutluk üstünde olduğunu anlattım ........................................................

141

Sahife No: 799                                                Vesika No: 981

19                                          Mayıs 1913

Sir E. Grey’den Sir R. Paget’e :

..................  Şırp delegeleri bugün beni ziyaret etti. Kuzey Arnavutluk hakkmdaki arzularını ileri sürdüler. Ve Tür­kiye ile yapılacak anlaşma hakkında görüştüler   

Sahife No: 801                                                Vesika No: 984

20                                          Mayıs 1913

Sir E. Grey’den Sir E. EHiot’a :

..................  M. Skouloudis, A. Nichalsen’i ziyaret etti, Türk­lerle imzalanacak sulh anlaşması hakkında görüştüler. İmzalanacak anlaşmadan Yunanistan büyük bir menfaat -elde edebilir. Ancak Türklerin Yunanlılara düşmanca ha­reketleri Yunan hâzinesine büyük bir yük olmaktadır. Ayrıca Kara Denizde ve Osmanlı İmparatorluğunun di­ğer yerlerinde Yunan ticaretine mani olmaları, Yunanis­tan için bir felâkettir. Onun için bir anlaşma imzalamak­la Yunanistan çok şey kazanır hiç bir şey kaybetmez, dedi    

3   ÜNCÜ BALKAN HARBİ

Sahife No: 834 .                                                     Vesika No: 1003

8   Haziran 1913

Sir H. Bax — îronside’den Sir E. Grey’e :

...........................  Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan’a kargı: harbe hazır        

Sahife No: 835                                                       Vesika No: 1034

8   Haziran İ913

Sir F. EJlsot’tan Sir E. Grey’e '

...........................  Mr. Venizelos, Türkiye ile yapılacak anlaşma­nın müttefikler arasında harbe sebep olacağından çok korkuyor     

Sahife No: 837                                                       Vesika No: 1038

10   Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

...........................  İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere Tenados ve İmroz hariç bütün adaların Yunanistan’a verilmesine karar verdik. Thasos Bulgaristan’a verilecek. Yunanistan Arnavutluk’tan daha fazla toprak talep edebilir. Fransa, İngiltere ve Rusya Yunanistan’a karşı kuvvet kullanmak istemiyor     

143

Sahife No: 875                                               Vesika No: 1095

30  Haziran 1913

Sir F. EMiot’tan Sir E. Grey’e :

................  Dün gece Bulgarlar Sırbistan ve Yunanistah’a hücum etti. Yunanlılar geri çekiliyor, Kral Selâniğe git­ti

Sahife No: 907                                               Vesika No: 1139

13 Temmuz 1913

Sir H. Bax — İronside’den Sir E. Grey’e :

...... Türk Ordusu Edimeyi geri almak için yavaş yavaş güneye doğru ilerliyor. Bulgar Krah Ingiliz Hükü­metinden Türkleri Londra anlaşmasına sadık tutmaları­nı rica etti.

Sahife No: 914                                               Vesika No: 1148:

16 Temmuz 1913

Lord Granville’den Sir E. Grey’e :

...................  Alman Hükümeti Türklere Enos - Midias hat­tını geçmemeleri için her türlü baskıyı yapıyor. îstanbul­daki Alman Elçisinin korkusu Türk Ordusunun şu ara çok kuvvetli olması ve şayet hükümetleri Edirneyi alma­larına mani olursa bir hükümet darbesinin yapılacağı­dır. Şu sırada tek bir Avrupalı kuvvet Türkleri durdur­maya çalışırsa mağlûp olacaktır ......................................

Sahife No: 915                                               Vesika No: 1151

16 Temmuz 1913

Sir E. Grey’den Mr. Marling’e :

...................  Türk Hükümetini Enos - Midias hattının dışına çıkmaması için zorlayınız. Bunun Türkiye için çok tehli­keli olacağını, kuvvetlerin İstanbul’u mesul tutacağını ve-

■ 144

Londra Anlaşmasına bağlı kalması gerektiğini bildiri­niz   

Sahife No: 925                                                     Vesika No: 1165

21                                                Temmuz 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Cartwrighfta :

.........................  Bu gün Rus, Alman, Fransız, İtalyan ve Avus­turya Büyükelçileriyle görüştüm. Hepsi donanma göste­risine razı. Ancak bu sökmezse ne gibi tedbir alacağız? Fransız Büyükelçisinin bu sorusuna ben malî baskı ya­parız, dedim. Fakat Türk Hükümetinin malî baskıdan da. çok korkmıyacağını söyledi. Türkler Avrupalıların Tür- kiyedeki büyük malî menfaatlerinin olduğunu fark etti- . let           :

Sahife No: 929                                                     Vesika No: 1169

22                                                Temmuz 1913

Lord Granville’den Sir E. Grey’e :

.........................  Türklerin Enos - Mideas hattında kalması için donanma gösterisi yapmak tehlikeli bulundu. Almanların korkusu Ruslar baskı yapmak için Ermenistan’ı işgal edebilirler ..........

Sahife No: 936                                                     Vesika No:. 1178

25                                                Temmuz 1913

Lord Granville’den Sir E. Grey’e :

.........................  Şayet Türkler Bulgaristan’ı işgâl ederlerse Rusya’nın tarafsız kalması imkânsızdır. Fakat Rusların Ermenistan’ı işgâlindense Türklerle Avrupada çarpışma­sı daha iyidir .......

145

Sahife No: 939                                            Vesika No: 1183

26                                       Temmuz 1913

Sir E. Grey’den Mr. Marling’e :

i ............  Başvezire Trakyadaki Türk hareketini beğen-

rmediğimizi, Türkler Bulgaristan’ı işgâl ederlerse İngilte­re’nin müdahale edeceğini, bütün kuvvetlerin de aynı şe­kilde hareket edeceğini, kendi tehlikeli hareketleriyle ; haşlarım belâya sokacaklarını söyledim .........

Sahife No: 963                                            Vesika No: 1213

7                                        Ağustos 1913

Sir H. Bax — tronside’den Sir E. Grey’e :

             Güney Bulgaristan’ın Türkler tarafından işgâl

/tehlikesi, Bulgaristan tarafından büyük devletlere bildi- rildi. Türklerin Londra anlaşması içinde de kalması için ; baskı yapılmalıdır                     

Sahife No: 969                                            Vesika No: 1222

r                                 8 Ağustos 1913

Sir E. Grey’den Lord Ganville’ye :

;              Şimdi yapacağımız Türklerin Bulgarlara kar-

j şı yeni adımlar atmalarına meydan vermemektir. Bulgar- i f 1ar tek başlarına Türklerden hiç bir şey alamazlar ...........................................

Sahife No: 987                                            Vesika No: 1242

L                                18 Ağustos 1913

l        Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

ğ ............  Dün gece Hariciye Vekiliyle yaptığım konuş-

ğ mada Türklerin Maritsa ve Mustafa Paşa hattının ileri- > sine geçmesinden çok üzgün buldum. Türklerin ne yapa- / cağı bilinmez. Şimdi Türkler Avrupayı tehdid ediyorlar, ğ Hepimizin Türkiyede ayrı ayrı menfaatlerimiz var. İn-

F. — 10

146

giltere, Fransa ve Rusya müştereken Türkiye’ye karşı, bir şeyler yapmalıdır. Biz Müslüman tebamız dolayısiyle Türklere daha fazla baskı yapmağa çekiniyoruz  

Sahife No: 989                                                            Vesika No: 12U

19 Ağustos 1913

Sir G. Buehanon’dan Sir E. Grey’e :

................................  Türkler Dede Ağaç’a doğru ilerliyor. Dikkatli davranmazlarsa kendilerini Ruslarla harp halinde bula­bilirler. İngiltere, Fransa ve Rusya müştereken birşey yapmalıdır. Avrupa Türklerin ilerlemesine seyirci kala­maz. Rusya belki Kara Denizde bazı limanları işgal ede­bilir. Diğer kuvvetler de yardım etmezse: Rusya da tek başına birşey yapmağa muktedir değildir. Avrupa Türk­lerin Edirrıeye sahip olduğunu kabul etmeli ve sonra. Bulgaristan'a yardıma koşmalıdır    

Sahife No: 1002                                                          Vesika No: 1259

2                                                          Ekim 1913

Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e :

................................  Türkiye ile Bulgaristan arasında sulh anlaş­ması yapıldı. Türkiye Edirne ve civarım elde etti. Bulga­ristan ve Avrupaya karşı bu Türk zaferi milliyetçilik hislerini körüklüyor. Derhal kapitülasyonlar meselesini ortaya çıkarttılar. Türk basını Bulgarların yaptığı kötü-, lükleri anlatıyor. Türklerin Trakyadaki muaffakiyeti Bulgar zulmü ve Türk Ordularının bölge halkı tarafından; sevilmesindendir. Ş-imdi Yunanistan’dan adaları geri is> teyebilirler

CtLT 10

Sahife No: 26                                                   Vesika No: 33

8  Ekim 1913

Mr. Craekaııthorpe’den Sir E. Grey’e : ■—Belgrat!—

................  Yüz yirmi üç bin kişilik Sırp Birliği harbe ha­zırdır. Türklerle Bulgarlar arasında Yunanistan’a karşı anlaşma yapıldığını sanıyorlar. Sırpların Yunan Ordusu­na hiç güveni yok. Şayet müttefikler yardım etmezlerse . Yunan Ordusunun Türklerin elinde mahvolacağından korkuyorlar. Romanya da aynı korku içindedir, Sırplara bu korku içinde yardıma hazırdırlar. Sırplar Türk tehli­kesinden korunmak için Arnavutluğa karşı tetbir alıyor- 1ar        

J Sahife No: 50                                                Vesika No: 59

29 Ekim 1913

f Sir A. Nichoison’dan Sir G. Hardinge’ye :

£                  Eminim ki Türkiye, Scio ve Mityleni ya zorla

veya diplomatik yolla almağa çalışacaktır. Anayurduna jp çok yakın olan bu adaların Yunanlılar tarafından işgali | Türkleri çok üzdü. İmroz ve Tenedos adaları hariç bütün I adaların Yunanlılara bırakılmasını sağlayalım. Venize- | \los, bize bu adalara çok kıymet verdiğini bildirdi. Diğer r" taraftan İtalyanlar ellerindeki adaları Türklere geri ver­ti - meği düşünüyorlarsa da ben bunun Rodos’un işgaline , t karşı bir oyun olduğunu sanıyorum ........................................................

148

Sahife No: 52                                                              Vesika No: 61

30                                                    Ekini 1913

Mr. O’Beirııe’den Sir. E. Grey’e :

.............................  Rusların Ortadoğu politikasında değişiklikler V var. Ruslar İstanbul’un mutlak Türklerde kalmasını isti­yorlar, bu olmadığı takdirde Ruslafa geçmesini istiyor­lar. İstanbul için tehlikeli olabilecek herhangi bir devlet ister Avusturya, ister Bulgaristan veya Yunanistan ol­sun çok kıskanç gözlerle seyrediliyor           

Sahife No: 71                                                              Vesika No: 87

5                                                     Aralık 1913

Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e : (Viyana)

.............................  Fransa Büyükelçisi M. Dumain, Balkan krizi esnasında hükümetini şiddetle tenkid etti. Önce Türkiye ile sonra Bulgaristan’la dost olmaları, kendilerini haki­katleri görmez duruma soktuğunu, Romanya’nın hisleri­ni incilttiklerini bildirdi. M. Dumaine çok kuvvetli bir Yunan taraftarı.

Hüseyin Hilmi Paşa, Mekadonya halkının Türkiye- den ayrılışına yakında çok pişman olacaklarını söyledi.

Sahife No: 74                                                              Vesika No: 90

10                                                    Arahk 1913

Sir E. Elliot’dan Sir E. Grey’e : (Atina)

.............................  Bu sabah M. Venizelos’u ziyaret ettim. Epira- tes’e silâh yollamasını tenkit ettim. Bunların sadece beş yüz silâh olduğunu ve Albay Spiromillios’a .verildiğini, eski Yunan Ordu silâhları olduğunu söyledi. Türk esir­lerine bir şey yapılmayacağına söz verdi, Italyan Vekili Kont Bozdari, bana gizlice Korfu adasında bile silâhlar olduğunu, ayrıca zengin bir Rum’un M. Venizelos’a Epi- rus için topçu bataryası verdiğini ve bunun minnetle kar-

149

şılandığmı söyledi. M. Venizelos’un doğruyu söylemedi­ğini bildirdi.

Ben de Yunanistan’ın kendini büyük bir tehlikeye attığına inanıyorum. Bunu M. Venizelos’a söylediğim za­man bana Avrupa’nın kendilerini yalnız bırakmıyacağını zira Yunanistan sadece beş yüz sene Türk kudretine kar­şı koymakla kalmadı fakat Arnavutluktaki müslüman- ların despotluklarına da maruz kaldı, şimdi bir kere istik­lâllerini kazandıklarını ve Avrupamn kendilerini Müslü­man idaresine bırakmıyacağına inandığını söyledi.

Şimdi sizden hem adâlar meselesini hem de Arna­vutluk hudutlarını yoluna koymanız için yalvarıyor...........................................................................

Sahife No: 86                                                   Vesika No: 1052

27  Aralık 1913

Sir E. Grey’den Sir M. de Bunsen’e :

...................  Yunanistan’ın adaları almasına karar verildi. Arnavutluk için de anlaşmağa varıldı... Adaların gitme­si Türklerin gururunu İnciltecek, Prens Liehnowsky bü­tün mesele uygun bir formül bulmaktır dedi .....................

Sahife No: 135                                                 Vesika No: 150

27 Eylül 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Elliot’a :

...................  Yunan Kralı bugün Hariciye Vekâletine geldi, benimle heyecanlı bir şekilde konuştu, Ege adalarında Türklerin karşı bir hareket yapmasından çekiniyorlar. Kuvvetlerin Ege adaları hususunda Yunanistan’ı destek­lemesini istiyorlar. Kuvvetlerin aktif bir müdahalede bu­lunacağını sanmıyorum. Avrupa mümkün olduğu kadar silâhlı müdahaleden kaçınıyor ........................

150

Sahife No: 136                                               ' Vesika No: 151'

16 Ekim 1913

Sir E. Grey’in vesikaya ilâvesi :

(İlâve I),

..........................  Eğer İtalya Asya Türkiyesindeki demiryolla­rından kâr almak istiyorsa bu herhalde Türkiyedeki İn­giliz; demiryolları aleyhine olmamalıdır         

(İlâve H)

..........................  İtalya ile yaptığımız Akdeniz anlaşması Italya- nın Tripoli durumunu bozmamaktı. Biz onların bu anlaş­ma ile. tatmin olmalarını istedik, fakat onların Tripoli yanında adalardan ve Küçük Asya’dan da bazı yerler is­temesi olmaz, buna cesaret vermeyelim. Fakat İzmir ve Aydın demiryolu haricinde Anadoludaki isteklerine de karşı koymayalım, ....

Sahife No: 139                                                       Vesika No: 153

29                                                   Ekim 1913

Sir E. Grey’den Mr. Dering’e :

..........................  İtalyan Hükümeti bize iki sual soruyor:

1                       — Altı kuvvete göre adalar meselesi halloldu mu?,

2                       — Şayet Türkiye adaları Yunanistan’dan geri alır­sa İngiltere ne yapacaktır?

Bunlara cevabımız bir iki ada haricinde kalanların Yunanistanla birleşeceğidir. Bu tek çözüm yoludur. Yu­nanistan Arnavutluğa bazı toprak terki mecburiyetinde kaldığından, Yunanistan’a yapılacak en iyi iş bu olacak­tır. İkinci -soruya karşı şimdiden bir şey söyieneıhez......................................................................................

Sahife No: 145                                                       Vesika No: 161

22 Kasım 1913

M. Dering’den Sir E. Grey’e : (Koma) —Çok Gizli—

..........................  Türk Büyükelçisi adaları çok fazla ele geçirmek

151

istediklerini söyledi. Hariciye Vekili adaların 'Türklere iade edileceğini söylemiş, İtalyan Başvekili de şayet di­ğer devletler müsaade ederlerse adaların Türklere iade : edileceğini söylemiş. Ve bu iadeye İngiltere, Fransa ve Rusya mani oluyor, demiş.

Büyükelçi İngiltere'nin dostluğuna güvendiklerini, Takat Fransa’ya inanmadıklarını söyledi. Ben de şüphe­siz Yunanlılar adaları almak isteyeceklerdir, fakat bu adaları Yunanlıların alması demek değildir, dedim.

Ayrıca İtalyanların da Türkiye’ye borç vermek iste­diklerini söyledi. Ben bu borcun adaları korumak için mi istendiğini sordum. Türk Elçisi kesin olarak hayır de­di  

Sahife No: 150                                             Vesika No: 167

25                                        Kasım 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Elliot’a :

...............  Yunan Elçisi Eğe adalarım sordu. Bu mevzuun bu günlerde konuşulmadığını söyledim. Yunanlıların ada­ları fiilen işgal etmiş olduğunu görüyoruz, Yunanistan adalara sahiptir, böyle bir sorunun şimdi sorulması akıl­sızlık olur, dedim

Sahife No: 150                                             Vesika No: 165

25                                       Kasım 1913

Sir E. Mallet’teıı Sir E. Grey’e :

...............  Büyük kuvvetler adalar hakkında Türklerin lehine bir karar vermezlerse Türkler Yunanistan’a yürü­yeceklerdir, Balkanlar ateş içinde kalacak. Bulgar mes­lektaşım Tocheff kuvvetlerin Türkiye lehine bir karar vereceklerini ümit ettiğini söyledi. Zira bu ara kopacak bir harpten kendileri hiç faydalanamıyacaklar.

Alman ve AvusturyalI meslektaşlarım açıkça Türk-

152

Jeri tutuyorlar. Fransız ve Rusların bu mevzudaki fikir-4 lerini öğrenmek isterim. Türklere karşı açıkça düşman ’ ■ bir cephe aldığımızı belli etmiyelim. Türkler son iki se- j; ne içinde çok yer kaybettiler ve daha fazlasına tabam- j i mül edemezler      .U

Sahife No: 152                                                           Vesika No: 167: j

Sir K. Rodd’dan Sir E. Grey’e :

6  Aralık 1913                           _

kendilerine izah .ettim, şayet îtalyanlar daha bazı men- Ş faatler elde ederlerse adaları Türklere verebilirler    |

.............................  İtalyanların Türkiye’de ekonomik menfaatleri f var. İzmir - Aydın demiryolundaki bizim menfaatlerimizi * ‘

Sahife No: 155                                              ' Vesika No: 171 j

16 Arahk 1913                                1

Sir E. Grey’den Sir E. Mallet’e :                                                     W

.............................  Türk Büyükelçisi kuvvetlerin İmroz ve Tene- j £ dos haricindeki adaların Yunanlılara bırakıldığını işib ; miş. Anavatanlarına çok yakın olan Sicio ve Mitylene. ? adalarının da kendilerine bırakılmasını rica ediyor ........ ; İ

Sahife No: 157                                                           Vesika No: 173'; t

17  Aralık 1913                                ' j |

Sir I- Mallet’ten Sir E. Grey’e :                                                       j

.............................  Türk Hükümeti Majeste’nin Hükûmeti’nin Te- t nedos ve İmroz haricindeki adaların Yunanistan’a veril- mesi için teklifte bulunduğunu öğrenmiş. Başvezir bana,'i böyle bir duruma rakı olmaktansa Yunanistan’la harp 4 ederiz dedi.............................. j |

Türkler deniz harbinde Yunanlılarla savaşamıyacak- j £ larma göre,, karadan Yunanistan’a girip Selânik ve Me- j|

153’

kadonya’nm bir kısmım işgal edebilirler. Böyle bir du­rumda Bulgarlar da Türklere yardım edebilirler. Ve hat­tâ Arnavutluk bile bu işe karışabilir. Türklerin söyledik­leri söz ile yaptıkları iş arasında uzun bir yol vardır, Ma­jestenin Hükümeti Türkleri bu kararından vaz geçirmek için her şeyi yapmalıdır

Sahife No: 158                                          Vesika No: 174

17 Aralık 1913

Sir L. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

.............  Durum çok güç, Bütün devletler biz de dahil’, olmak üzere Türklerden daha çok şey kapmak istiyoruz.. Hepimiz Türkiye’nin toprak bütünlüğünden bahsediyo­ruz, fakat pratikte hiçbirimiz sözümüzü tutmuyoruz. Bu hükümetin çökmesi ise bizim menfaatlerimize çok ay kın­dır. Fakat bu hükümete para vermek te kötüdür, belki Yunanistan’a karşı kullanırlar. Bu gün hazırlıkları gör­mek için Trakyaya hareket ediyorum, yeni gelen askerî ateşeye de Türk Ordusunun durumunu yakından tetkik etmesi için emir verdim.

Ingiltere’nin menfaatleri yanında benim şahsî duru­mumun hiçbir ehemmiyeti olmamasına rağmen, Başve- zirin ve Talât’ın benim şahsıma, iyi niyetime ve İngilte­re’nin samimiyet ve dostluğuna güvenmeleri yanında. Majeste’nin Hükümetinin Türkler aleyhine devamlı ka­rarlar alması, beni kısmen rahatsız ediyor       

Sahife No: 159         ,                                Vesika No: 175-

19 Aralık 1913

Sir. E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

.............  Majeste’nin Hükümetinin tutumu basında kö­tü karşılandı ve Türkleri manevî bakımdan çok sarstı,.

'154

İngiltere’nin dostluğunun tamamen aksine olan bu po­litikasını fark etmek, Türkler için çok istiraplıdır .............................................................................

Sahiffe No: 164                                                       Vesika No: 180

23 Aralık 1913

Sir E. Grey’deıı Sir L. Mallet’e :

........................  Güney Arnavutluk hâdisesinden sonra Yuna­nistan’ın adaları alacağı hususunda anlaştık. Size söyli- yeceğim en iyi husus kuvvetlerin Yunanistan lehine ' Türkleri oyalamakta olduklarıdır. Türkiye’deki Alman .n kumandasına ait telgrafım gereken izahatı veriyor. Er­meniler hakkında yapacağımız tekliflerin Türkleri hima­ye etmek olduğunu sanmalıdırlar. Alman kumandasını reddedişimiz ve Ermenistan’a yaptığımız tâyinler Asya Türkiye’sinin dağılmasını önlemek içindir. Çünkü Alman­lar Türkleri Ruslara karşı korumıyacaklardır, Türkiye da­ğıldığı zaman Almanlar da kendi hisseleri alacaklardır.- (19 Aralıkta Temps gazetesinde Türklerin üçlü ittifaka olan borçları hakkında güzel bir makale çıktı.) Burada ii;; neşredilen vesikalara göre, Türkiye yeni borçlar bula­mazsa çökecektir. Fakat bu doğu milletleri hiç belli ol­maz parasız da yaşayabilirler .

Sahife No: 166                                                       Vesika No: 182

27 Aralık 1913

: Sir EL Grey’deıı Sir E. Goschen’e :

i                 ...... Türk kaynaklarından işittiğime göre, diğer,

.adalar Yunanistan’a giderse İtalyanlar ellerindeki ada­ları boşaltmıyacaklardır. Halbuki İtalyanlar ellerinde tuttuğu adalardan Yunan işgalinde olanları Yunanlılara 1 vereceğine söz vermişti. Bu havadisin mânâsı İtalyanla­rın Türkiye'de yeni bir oyun çevirmekte olduğudur .........................................................................................

155

Sahife No: 167                                                   Vesika No: 184

28  Aralık 1913

Sir M. de B ünsen’d en Sir E. Grey’e :

.....................  Türk Büyükelçisi adalar Yunanistan’a giderse •’ kuvvete baş vuracaklarını söyledi. Bulgaristan’ın da Türklerin yanında yer alacaklarını ve Sırbistan’ın da işe İ karışacağını, Arnavutluğun Epurus’u işgâl edeceğini, bu ' vaziyette büyük devletlerin de kendi aralarında sulhÜ i. koruyamıyacaklarmı, söyledi. Ben kendisine Türkiye’nin : işlerini büyük devletlere bıraktığını söyledim. Cevaben, Türkiye’nin hayatî menfaatleri söz konusu olunca duru- ■ mim değiştiğini söyledi ......................

[

f Sahife No: 168                                                 Vesika No: 185

i                                          29 Aralık 1913

Sir E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

i; ....................  Bugün. Albay Cemal bey İle görüştüm. Adala-

| nn Yunanistan’a verilmesine muhalif. Kendisine Türki- I ye’nin zayıflık sebebinin büyük çoğunluğu Yunan olan I adaların Türklerin elinde olmasından meydana geldiğini Ş. anlattım. Ve Majeste’nin Hükûmeti’nin Türkiye’nin as- L kerî ve bahri bir mâceraya atılmasına karşı olduğunu söyledim. Albay Cemal bey Türkiye’nin emniyetinin hef £ şeyin, üstünüde olduğunu, adaları ve Edirne’si olmıyan bir Türkiye’nin hırsızlara açık kapısız bir ev gibi olduğu- İ'. nu, söyledi. Kendisine, Türkiye’nin kuvvetli bir orduya J ve donanmaya sahip olacak parası olmadığını hatırlat- ■' tim. Cevaben Türklerin kendi kendisini müdafaa edecek i-- kuvvet ve kabiliyette olduğunu söyledi. Ve bunu her- j kezin bize karşı olduğu bir harpte yaptık dedi. Ve Tür- •i’ kiye’nin bütün arzusunun Yunanistan’dan daha kuvvetli bir donanmaya sahip olmak olduğunu söyledi. Daima în- | giltere’nin yanında olacak kuvvetli bir donanma istemez

156

misiniz, dedi. Ingiltere ve Fransa'nın çok kuvvetli bir j dostu görünüyor.  J

Ona nüfusu iki milyon olan Ermenileri sordum. Çok :i

• • • * rica etti ve samimiyetle bana sordu: Majeste’nin Hüku- meti son iki yıldan beri Türkiye'ye karşı takındığı bu j menfi tavrı değiştiremez mi? Sözlerime mümkün olduğu j kadar dostluklarımıza sâdıkmışız hissi verdim, Cemal ■ Bey’in durumu ve karekteri bakımından bu çok mühim- ; di       

Sahife No: 173                                                           Vesika No: 183 ;

1                                                       Ocak 1914

Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e :                                                 j

..............................  Adalar mevzuunda Türkiye kuvvetlere güçlük 1 çıkartıyor. Boğazları ve İzmir’i tehdid eden adaları Türk- 1 ler kendileri için istiyorlar. Türk Elçisine Yunanistan’a verilecek adaların silâhsızlandırılacağım söyledim. Türk basını ise Yunanlılar aleyhine harp istiyen yazılar yazı- : yor. Türkler adaları Yunanlılardan geri alabilir, bunu şu ■ an yapmasalar bile altı ay sonra yapabilirler. Bu vazi­yette Bulgaristan da Kavalayı zaptedecektir ye Arnavut kabileleri de Yunanistan ve Sırbistan aleyhine harekete geçeceklerdir. Türkleri tehdid olsun diye Fransız Sefiri i malî yardımı keseceklerini bildirdi. İtalya'dan yardım umuyorlar ve şu veya bu yoldan para bulabileceklerini' söylüyorlar. Mamafi üçlü kuvvetler birbirlerine yardım ' edeceklerdir. Zira İtalya Akdeniz bölgesinde, Almanya küçük Asya’da ve Avusturya Balkanlarla ilgilidir.

Mr. Jagow, bir Türk - Yunan harbine her ne şekil­de olursa olsun mani olmamız lâzım dedi ....................................................................................

157

Sahife No: 178

Vesika No: 191

4  Ocak 1914

Sir R. Rodd’dan Şir E. Grey’e :

................. Dün gece gizlice Alman Büyükelçisi adalar hak- kındaki teklifimizin Berlin’de tetkik edildiğini ve adala-

• rm Yunanistan’a ilhakının uygun görüldüğünü söyle- î di           

[ Sahife No: 180                               Vesika No: 193’e ilâve

[                                      6 Ocak 1914

j Sir E. Grey tarafından :

f ..............  Adaların Yunanistan’a ilhakı hususunda kuv-

vetlerin filolarının kuvvete baş vurup vurmıyacagı hu- ; susunda henüz bir anlaşmaya varılmadı. Fakat Fransa ile bizim kuyvete baş vuracağımız hususunda hiç bir şüp- i; he yoktur ................

7  Ocak 1914

Sir E. Grey’den Sir R. Rodd’a :

ı ...............  Trabulus   hakkında İtalyanlarla birkaç sene ev-

i’ vel yaptığımız gizli anlaşma, İtalyanların bu yeri alma- r larmı uygun görüyordu. Fakat onlar bununla yetinme- [ yip adaları da işgâl ettiler. Şimdi Türklere bir karşılık î; vermek istiyorlar, bir İngiliz ŞİRKETİNDEN çıkmamak şartıyla ne verirlerse biz muhalefet etmeyiz. İzmir - Ay- l dm demiryolunu bütün masrafları vermeleri şartıyla | îtalyanlara devredebiliriz. îtalyanlar Türkleri şüphelen- i dirmemek şartıyla adaların Yunanlılara verilmesine mu- î- halif değildir ......

Sahife No: 183

Vesika No: 198

8  Ocak 1914

Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a : —Gizli—
        Rus istihbaratı çok gizli olarak hükümetleriyle

158

Türk Hükümeti arasındaki görüşmeyi bildirdi:

1                — Türkler Çanakkale civarındaki dört adaya sa­hip olacaklar.

2                — Türkler Asya sahilindeki adalara sahip olacak-

3                — Türkler Italyan işgalindeki adaları geri alacak­lar?    I

Bu vaziyette İngiltere ve Fransa da" aynı yolu ta­kip etmelidir       

Sahife No: 188                                                Vesika No: 202?

12  Ocak 1914

Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e :

.................  Hilmi Paşa ile adalar meselesini görüştüm. Ay­rıca. bana Enver Paşa’nm çok ihtiraslı bir genç olduğu­nu söyledi. Tek bir kalem darbesiyle yüzlerce subayı ak­tif vazifeden çekmeye cesaret etmiştir, dedi ...................

Sahife No: 195                                                Vesika No: 208

12  Ocak 1914

Sir E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

.................  işittiğime göre Mr. Crowford ve Gunter % 4 lük bir arttırma için Türk Hükümetini tazyik ediyor­muş?

Bu günlerde Ermeni reformları hakkında kat’i bir şey ■ söylemeği ümit ediyorum ..............................................................

Sahife No: 198                                                Vesika No: 211

BEYANNAME:

.................  17 Mayıs 1913 Londra anlaşmasının beşinci maddesine göre, altı kuvvet yaptıkları tetkikten sonra. E}ge adalarının âkfbeti hakkında karara vardı:

159"

Yunanistan Tenados ve İmroz’un haricindeki bütün adalara sahiptir. Bu adaları askerî ve bahri gayelerle kullanmıyacaktır. Türkiye ile adalar arasında kaçakçılık yapmıyacaktır. Altı devlet Yunanistan’dan bu hususlara riayet edeceklerine dair garanti isterler. Ve altı kuvvet Türklerin bu kararlara hürmet edeceklerini ümit eder ler  

Sahife No: 201                                              Vesika No: 215

27                                         Ocak 1914

Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e :

................  Türk Büyükelçisi Hilmi Paşayla tekrar görüş­tüm. Adaların Yunanistan’a ilhakı hususunda biraz yu­muşamış gibiydi. Bundan Türklerin harp İsteklerinin söndüğü hissine kapıldım. 12 adayı da îtalyanlardan al ­mak hususunda acele etmiyorlar, İtalyanların adaları1 şimdi verip ilk fırsatta tekrar kavga mevzuu yapacakla­rını biliyorlar. Hilmi Paşa kuvvetlerin fikirlerini değiş - tirmiyeceklerini biliyor, mamafi Türkler tatmin edilmez­se ilerde Yunanistan’ın başına dert açabilirler

Sahife No: 202                                              Vesika No: 216

28                                         Ocak 1914

Sir E. Grey’deıı Sir R. Rodd’a :

................  İtalyan Elçisi Türklere adalar mevzuunda Yu­nanlılar lehine tazyik yapacaklarını bildirdi ................................................

Sahife No: 203                                               Vesika No: 217

28                                          Ocak 1914

Şir E. Grey’deıı Sir R. Rodd’a :

................  İtalyan Büyükelçisi benim son notamın gazete­lerde görülmesine çok üzüldüklerini söyledi, zira esas gayenin Türkiye’den birşeyler elde edilmesidir. Bana çok

160

gizli olarak bir nota gösterdi. Türklere adaları verirken yaptıkları bütün masrafları istiyec eklerini, Türklerin bu masrafları ödemelerine imkân olmadığı için İtalyan id­eâlindeki adaları alamayacaklarını anlattı. Halbuki şim­di yazım gazetelerde çıktıktan sonra Türklerin belki uya­nacaklarını ve İngiltere’nin yarattığı bu intihayı silme­lerinin lâzım geldiğini anlattı ..................................

Sahife No: 204                                              Vesika No: 218

28 Ocak 1914

Sir L. ftlallet’ten Sir E. Grey’e :

.................  Türklere büyük bir borç verilirse şimdiki ha- letiruhiyeleri içinde ne yapacakları hiç belli olmaz. Türk Bakanları düşüncesiz ve ümitsiz dürümdalar. Alttan al­ta bir propaganda Yunan dükkânlarına boykot şeklinde belirdi. Aldığım istihbaratlara göre bu hareket bütün Hristiyanlara karşı dönebilir. Şayet daha fazla ileri git­meğe hazırlıklı değilsek durumu tetkik edelim .......................

Sahife No: 215                                              Vesika No: 226

2  Şubat 1914

Sir E. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

.................  Türk Başveziri, Majeste'nin Hükûmeti’nin do-, nanmalarıyla Yunanistan’ı korumasına ve kuvvetlerin Türkiye aleyhine almış oldukları kararları Türklere zor­la kabul ettirmeğe kalkmasına hayret ettiğini söyledi. Almanya, Avusturya ve İtalya’nın sizin bu tekliflerinizi reddettiklerini söyledi. Ingiliz politikasının Türkler aley­hine bu sinsi dönüşünü yerdi.

Ben, bir şeyden haberim olmadığını ve durumu size arz edeceğimi, söyledim     

161

Sahife No: 217                                           Vesika No: 229

3  Şubat 1914

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :

..............  Türk Hükümeti, Elçiliğimize Türkiye’ye karşı yapılacak bir bahri gösteri olduğunu ve bunun diğer kuv­vetler tarafından kabul edilmediğini söylemiş. Üçlü itti­faka 23 Ocak’ta yazdığım yazıya müspet veya menfi bir cevap henüz almadığıma göre, Başvezirin bu malûmatı inerden öğrendiğini anlıyamıyorum.

Not : Bu telgrafın örnekleri İstanbul, Roma ve Belgrad’a gönderilmiştir

■ Sahife No: 220                                          Vesika No: 234

7  Şubat 1914

Sir L. Mallet’ten Sir E. Grey’e:

..............  Başvezir hasta. Talat Bey ile adalar meselesini i görüştük. Bana çok gizli olarak ve hiç bir yerde tekrar- | lamamam için adeta yalvararak şunları söyledi: Italyan ? hükümeti Ingiltere ve Fransaya verilen hakların kendi- ? derine de verilmesini istiyor. Ingiltere ile yaptığımız an- [ Jaşmalar her iki memleket için de iyidir, halbuki Italyan- [ lar bizden çok geniş arazi kapmıştır.........

Sahife No: 224                                             Vesika No: 240

9  Şubat 1914

Sir. E. Grey’den Sir L. Mallet’e :

..............  Türklerin malî durumları bu derecede bozuk- f ken Yunan mallarına boykot etmeleri bana delilik gibi görünüyor. Malî durumlarını nasıl düzelteceklerini an- | lıyamıyorum. Pan Islamik ve anti grik bir ruh taşımak Ş; Türkler için fantazidir. Bizim yapacağımız hiç bir şey yok böyle bir durumda Türklerin bize muhtaç olması in-

F.— 11

162

sana dokunuyor, biz sadece bekliyeceğiz, onlara para ve­remeyiz......

Sahife No: 228                                  " Vesika No: 247

10                                      Şubat 1914

Sir İL. Mallet’ten Sir E. Grey’e :

.............  Talat ve Cemal Beyler ile görüştüm. Her ikisi- de mâkul insanlar bilhassa Cemal* bende namuslu bir in­san tesiri bıraktı. Yanılmış olabilirim.

Şayet onlara gururlarım kurtaracak birşeyler yapa­bilirsek adalar işinde güçlük kalmaz. Başvezire gelince- onun İngilizlere karşı olan tutumu korkarım bir müddet daha devam edecek. Zira biz halen Yunanlıları tutup on­ların menfaatlerini baltalıyoruz.

Başvezir Ermeni reformlarını müzakereden . çok memnun kaldı. Kendi hesabına iki koyun kestirip bu hâ­diseyi kutladı, Ruslar da iki koyun kestirerek bu kutla­maya iştirak ettiler............................

Sahife No: 243                                          Vesika No: 262

18  Mart 1914

Sir E. Grey’den Sir L. Mallet’e :

.............  Türklerle Yunanlıları adalar için karşılıklı mü­zakereye zorlıyamam zira bu Yunanlılara bir baskı olur,, ben bunu yapamam      

Sahife No: 253                                , Vesika No: 274

28 Mayıs 1914

Sar T. Elliot’tan Sir E. Grey’e:

.............  Venizelos bana yalvararak Türklerle başabaş ; konuşurlarsa -durumlarının nekadar zor olacağını size ; izah etmemi istedi. Genç Türkler Edirneyi Avrupadan tek

1G3

bir ses çıkmadan geri aldılar, bütün adaları, Girit’e kadar elde - edebilirler hülyası içindeler. Yunanistana harp ilân etmek için ilk dretnotlarının gelmesini bekliyorlar.

Venizelos, bir dretnota sahip olmazlarsa bir harp olacağını, bunun Avrupanm gözleri Önünde tamamen bir deniz harbi olacağını söyledi. Türk ve Bulgar ordularının ise kendileriyle çarpışamıyacağmı kendi ordularının çok daha kuvvetli olduğunu söyledi. Ayrıca Yunanistanın 12 adayı da alması icap ettiğini ve sizin dikkatinizi bu nok-r taya çekmemi istiyor. Şayet Türkler Yunanistana karşı bir zafer kazanır ve yeniden karşılarında birleşmiş -bir Avrupa bulamazlarsa, bütün îslâmlarda tehlikeli bir ruh doğacaktır ve Avrupadan yeni topraklar elde edecek­lerdir 

Sahife No: 255                                           Vesika No: 275

30  Mayıs 1914

Sir G. Barcley’den Sir E. Grey’e :

...... Türkiye Yunanistana karşı bir harp yaparsa Romanya buna müdahale edecektir. Talât Bey iki dret­notları gelene kadar Yunanistanla müzakere, yapmıya- caklarmı söyledi.....................

Sahife No: 255 ' '                                 , Vesika No: 276

30 Mayıs, 1914

Sir G. Barcley’den Sir E. Grey’e :

..............  Romanya Dış îşileri Bakanlığı, Majestenin hü­kümetinden dretnotların Türkiyeye yollanmamasını, rica ediyor       

164

Sahife No: $85                                          Vesika No: 279

4  Haziran 1914

Sir M. de Bunsen’den Sir E. Grey’e :

.............  Hilmi Paşa Balkanlarda rahat bir durum olma­sı için Türklerin adalar mevzuundaki taleplerinin kabul edilmesi icap ettiğini söyledi. M. Dumaine, hükümetini zorhyarak Yunanistana dostça tavsiyede bulunulmasını istiyor. M. Gryaris Hilmi Paşanın İsrarı karşısında bir hayli tesir altında kaldı, durumu Venizelos’a ciddî şekil­de anlatacak. Türklerin durumunu anlamak Yunanistan için daha faydalı olabilir          

Sahife No: 262                                          Vesika No: 286

16 Haziran 1914

Mr. Erskine’den Sir E. Grey’e :

.............  Amiral Kerr bana gizlice Türk donanmasını mahvetmek için plânları olduğunu anlattı. Yunan hükü­metinin bu plânlan kabul-etmesi gerektiğini söyledi. Yu­nan hükümeti kendi cahil subaylarını dinliyor ve ayrıca kâfi derecede yetişmiş elemanı da yok, dedi...... Bunu teklif dâhi etmemesini yoksa şüphe uyandıracağını söy­ledim

1913 - 1914 GENEL BALKAN POLİTİKASI :

Sahife No: 363                                          Vesika No: 410

Sir E- Grey’den Sir G. Goschen’e :

...... Herr Von Kullman’a îstanbuldaki Alman su­baylarının Rusları çok rahatsız ettiğini, bunların Tahran­daki Rus subayları gibi olduğunu söyledim. Herr Von Kullmann bunun Tahran’daki Rus subayları için doğru olabileceğini, fakat Türklerin hiç bir birliklerini yabancı kumandası altına bırakmıyacaklarmı söyledi        

Sahife No: 381                                          Veskia No: 429

14  Arahk 1913

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

.............  Ermeni ayaklanması Türklere bir harp ilân et­menin en iyi vasıtasıdır. Bu da Rusların silâhla müdahale­sini temin edebilir. Alman ordularının Türklerin yanında olması üçlü anlaşmayı kuvvetlendirecek, bu da reform­lara yol açacak ve bunu takiben de bir Ermeni isyanı olacaktır                      

Sahife No: 390                                          Vesika No: 440

19  Arahk 1913

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

.............  Ruslardan elde edilen intibaa maalesef savaş-

166                                                                     ı

mıyacakları merkezindedir. Mamafi üç yol takip edebili­riz :

1         — Malî baskı,

2         — Ermenistana Rus ve Fransız müfettişlerini göndermek,

3         — Rusların Beyazıt ve Erzurumu işgalini te­min:    

Sahife No: 394                                           Vesika No: 446

23 Aralık 1913

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

.............  Majeste Rus Çarı îstanbuldaki Alman askeri' heyetinden çok fazla kötümserliğe kapıldı. Üçlü anlaş­manın kuvvetlerden de daha güçlü olabileceğini söylüyor. Almanların Türk ordusunu hakiki bir kuvvet haline ge- tirmiyeceklerini biliyorsa da îstanbuldaki Alman gene­ralinin ve Alman büyük elçisinin hakiki bir diktatör du­rumuna geçmesinden korkuyor.

Kendisine, Rusya’nın menfaatlerini desteklediğimizi ve Alman Generalleri mevzuunda Türklere baskı yaptığı­mızı söyledim. Fakat Amiral Limpus’un Türk donanma-,, sının başında bulunması ve Türklerin Almanların arkala­rında olduğunu bilmeleri onları daha kararlı yapıyor.

Konuşmamız sırasında Majeste Çar, Türklere malî baskı yapılması fikrini müdaafa etti. Bizim gümrük yer­gilerine c/c 4 lük zammı kabul etmeyişimizi tasvip etti. Ayrıca Ermeni meselesinde bir Rus müfettişin kabul e- , dildiğini ve Erzuruma bir general göndermekten hoşlan­mamasına rağmen, mecbur kalırsa bunu yapabileceğini söyledi...................

'! ‘                                                                                    167

Sahife No: 397                                            Vesika No: 443

25 Aralık 1913

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

...... Gazeteler Rus politikasını tenkit edip Alman­ların boğazlardaki, İstanbul ve Edirnedeki üstünlüklerine kızıyorlar. Mamafi Almanların Türk İmparatorluğunun çöküşünü biraz geçiktirmekten başka bir işe yaramıyaca- ğını söylüyorlar. Rusya Alman bankalarındaki paralarım çekerek Türkleri Rusları dinlemeğe mecbur edebilir gö­rüşü müdafaa ediliyor. Almanların Anadoluyu elde et­tikten sonra îstanbulu da elegeçirmeleri büyük Alman imparatorluğunun esas hedefidir, bu zincirin kırılması Rus politikasının esas hedefi olmalıdır diye yazıyorlar. Bu fikir Ingiliz ve Oransızlar tarafından da desteklene­cektir                                            

1913 - 1914 ERMENİ REFORMLARI :

(Günümüzde özellikle Amerikada Türkler aleyhine yürümekte olan Ermeni propagandasını daha yakından* anlıyabilmek için hir iki küçük ilâve yapmayı uygun gör­dük. E.U.)

.............  Avrupalı emperyalistler gayelerine varmak için bütün insanları yok etmeğe hazırdılar. Kendi haksız menfaatlerini tahakkuk ettirmek için, insanlar sanki hayvan sürüleriymiş gibi ordular gönderdiler. (Müslü­man Asyada kuvvetlerin mücadelesi. S. 14-14)

.............  Profesör Philip Marshall Brown: Avrupalı dev­letler emperyalist gayelerine varmak için, Orta Doğu halklarının ihtiyaçlarına kulak tıkadılar, hatta bu in­sanları kuvvet muvazenesi için kurban gibi feda ettiler^ (Hâdiseli seneler cilt 2, Sayfa 148 - 149)

.............  Standford Üniversitesi profesörlerinden Mearsı Ermenilerin bugünkü durumundan tamamen mes’ul olan­lar Avrupalı emperyalist milletler ve onların diplomatla­rıdır, der.

.............  Colombia Üniversitesi profesörlerinden! John Dewey Ortadoğuyu ziyaretten sonra: Bu insanların ıstı­raplarıyla yakından temas etmek insanı titretiyor, azın­lık, çoğunluk bütün halka merhamet duyuyorsunuz. Şim­di bu halkın nefret ettiği yabancı kuvvetler, bu mem­leketlerden elde ettikleri kukla hükümetleri öyle haince kullandılar ki, işte emperyalizm..,.,, (Politik yeni Cum­huriyet sayfa 268 12 Kasım 1924).

169"

.............  Türkiyede Amerikan Protestan misyonerleri: Orta Doğuya Misyonerler îslâmlar ve Museviler için git­ti. Fakat üç faktör yüzünden çalışmalarım Hristiyanla- ra teksif ettiler.

1         s— Müslümanları Hristiyan yapmanın zorluğunu gördüler.

2         —. Yerli Hristiyanlarm arasında çalışmalarının parlak neticesini fark ettiler.

3         — Hristiyanlığm o günkü haliyle İsa’nın hakiki? dinini temsilden uzak olduğunu gördüler.

Misyonerler bütün faaliyetlerini Rum ve Ermenilere: yönelttiler. Başlangıçta Ermeni kilisesi buna direndi, fa­kat 1850’de Türk hükümeti Protestan Ermeni kilisesini tanıdı. Fakat Amerikan Misyonerlerinin en büyük başa­rısı Robert Kolejler vasıtasıyla oldu.' îstanbuldaki Kolej 1840’ta Cyrüs Hamlin tarafından kuruldu sonradan Ro­bert Kolej adını aldı. İlk talebelerinin hepsi Ermerifgenç- lerindendi. Bir kaç yıl sonra boğazdaki şahane yerine geç­ti. Bu kolejin mevzunları zamanla bir çok milletin lideri durumuna geldiler. Buradan mevzun olan Bulgar talebe­leri Bulgaristandaki millî hareketin başına geçtiler. Bu. teşkilât Türk ihtilâli sırasında çok müşkilât geçirdi. İs­tiklâl harbinden sonra milliyetçiler misyonerlere cephe aldı ve sadece 6 tane misyoner doktor bırakıldı

.............  Türkiyede Amerikan Misyonerleri :

Kapitülasyonlardan istifade eden Amerikan misyo­nerleri tamamen Osmanlı devletinin aleyhine çalışıyorlar­dı. Bunlar Ermenilerin Gregorian kilisesini Pretostan yapmağa uğraşıyorlardı. Amerikan Protestanlarına gö­re Müslümanlar kâfirdir, bu yüzden onların aleyhine sis­temli propaganda yapıp insan kasabı oldukları efsane-

İ170

sini, yayıyorlardı. Ermenİlere ise sunî olarak evliyalık pa- ;yesi veriyorlardı. (The Rebirt Turkey - Clair Price).

.............  Ön Asyadâ Amerikan Misyonerleri: .

Misyonerler tamamiyle din tesirinde kalarak l5rme- nileri Müsliimanlara karşı hazırladılar, dinamit yapmasını öğrettiler ve her fırsatta onları îslâmlara karşı kullandı­lar. (Forein affairs Cilt 7 Sayfa 398 E. M. Earle)

1913 - 14 ERMENİ REFORMLARI:

«Sahife No: 424                                          Vesika No: 475

23 Ocak 1913

Sir E. Grey’den Sir' F. Bertie’ye :

.............  Ermeni meselesinin şu sırada ortaya çıkarıl­ması uygun değildir. Küçük Asya meselesini daha uygun bir zamanda ele alırız.        

Sahife No: 425                                           Veskia No: 477

17 Nisan 1913

SirA. Nicholsen’den Sir E. Goschen’e :

.............  Jagow bana iki kere ön Asyadan bahsetti. Bu Türkiyenin Asyadaki mülkünün parçalanmasından başka bir şey ifade etmiyor. Almanlar hisselerini almak istiyor­lar. Jagow, Anadoludaki sonsuz Alman menfaatlerinden bahsediyor. Bu zengin, memleket Almanların' göz diktik­leri olgun bir meyve gibidir. Sanıyorum ki îstanbulda karışıklıklar ümit ediyorlar ve bu karışıklıkların ardın­dan, Kürtlerin Ermenileri veya Ermenilerin Kürtleri kes­mesini bekliyorlar. Bu durumda da Rusların müdahale edeceğini umuyorlar. Böyle bir vaziyette Almanlar da derhal kendi menfaat bölgelerine gireceklerdir. Alman­ların niyeti bu olduğuna göre Rusların Ermeni mesele­lerinde daha dikkatli davranacaklarını ümit ederim.

Jagow’a göre Türkiyenin parçalanması üç yoldan olabilir.

172

1                —• ~ Adalarda ve Anadoluda yaşayan Rumlar vasi- tasiyle.

2                ....... Bulgarların Çatalca hattını geçip İstanbul’a- yürümesiyle.

3                   îstanbulda başlayan sıkıntılar neticesi Ana­

doluda ayaklanmalar ve Asya Türkiyesinde katliâm ile     

Sahife No: 426                                                 Vesika No: 478;.

24                                            Nisan 1913

Sir G. Lovvther’den Sir E. Grey’e :

....................  Majestenin Anadoludaki Viskonsülü, Ermeni papazlarıyla görüşerek bölgelerine bazı Almanların gel­diklerini ve bunlardan şüphede olduklarını, zira Alman­ların bu bölgelerde reform istediklerini söyledi..............

Sahife No: 434                                                 Vesika No: 485

21                                            Mayıs 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Bertie’ye :

....................  Rusya ve Fransayla Ermenistanda derhal re­form yapılması için anlaşmaya varıldı. Fakat Türkler bundan şüphe etmemelidirler :

Sahife No: 438                                                 Vesika No: 492

26                                            Mayıs 1913

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

....................  Rus elçisi Ermeni vilâyetlerini reorganize eden İngiliz memurlarından memnun değil. Ermenilerden tem­silci bir grup Rusyaya giderek Ermenistamn Rusyaya katılması için ricada bulundular. Ruslar Ermeni mesele­lerinde ikinci plânda kalmak istemiyorlar. Şayet Türkler

f ■        '

173 r. ■                                          .                        

> ecnebi müfettiş fikrini kabul etmezlerse, herhangi bir dü- " zensizlikte Ruslar müdahale edebilir.........................................

Sahife No: 441                                                  Vesika No: 494

t                                       27 Mayıs 1913

Mr. G. Beirne’den Sir E. Grey’e :

f '          ...... Rus hariciye vekili Ermeni temsilcilerinin de­

vamlı olarak Rusyayla birleşmek istediklerini söyledi. Zi­ra Türkiyenin bu doğu bölgesinde Ermeniler en fazla nüfusun % 30’unu teşkil ettiklerinden kendi başlarına bir t devlet kurmalarının mümkün olamıyacağını ve bu sebep- le Rusya ile devamlı olarak birleşmek istediklerini söyle- di. Rusya bu katılmanın imkânsız olduğunu ve kendileri 1 tek başlarına mes’uliyet almak istemediklerini bildirmiş. L Buna rağmen Ermeni temsilcileri devamlı müracaatlarla £ Ruslara mes’uliyetlerim hatırlatıyor. Ben de bir Ermeni katliâmı olursa Rusların seyirci kalmalarının doğru ol- Imıyacağını hatırlattım.................................................

Sahife No: 443                                             . Vesika No: 496

28 Mayıs 1913

Sir E. Grey’den Sir F. Bertie’ye :

.....................  İngiliz jandarmaları tek başlarına Ermenistana gidemezler. Fakat İstanbul ve civarındaki vilâyetlerde

■ kalıp yavaş yavaş yayılabilirler. Rusya Ermeni reform- < lanm üstlerine alırsa çok memnun olacağız. Bir kaç hafta • zarfında bir katliam olabilir, Türkler bu mevzuda bizden yardım istediler. Sağlam bir durumda olmak istiyoruz.

L Sahife No: 444,                                             Vesika No: 499

t                                       2 Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Goschen’e :

■—■ Alman büyükelçisi Türkiyenin bütünlüğünü işte­şi . diklerini, fakat diğer kuvvetler Türkiyeyi bölerlerse Al-

174

manyanın da kendi hissesini alacağını söyledi. Ben ken­disine, İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Türkiyeyi böl­me plânlarının yapılmadığını sadece Ermeni vilâyetleri hakkında konuşulduğunu, söyledim..............................

Sahife No: 460                                               Vesika No: 516'

19 Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir G. Eowther’e :

..................  Fransız büyükelçisi Ermeni reformlarının altı: vilayette bugünlerde bir katliama sebep olacağım söyle­di. Bu sebeple reformların haricinde yüksek bir komserin Sultana kabul ettirilmesi gerektiğini söyledi............

Sahife No: 463                                               Vesika No: 523

24                                        Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :

..............  Alman büyükelçisi kuvvetler kendi aralarında. Ermeni meselelerini görüşürken, büyükelçilerin de hiç de­ğilse durumu Türk hükümetine bildirmeleri gerekir, de­di.......

Sahife No: 465                               >              Vesika No: 526

27                                        Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e : .

..................  Asya TürkiyeSinin parçalanması kuvvetlerin menfaatine bağlıdır. Bu da Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması veya tamamen ortadan kalkması şeklinde olacaktır. Fransa birinci durumu tercih ediyor. Alman el­çisiyle bu mevzuu görüştüm, Türklerin hakimiyetini ter­cih ettiklerini söyledi. Fakat Türkiye tamamen çökerse’ Almanya kendi menfaati olan bölgelerde ilerliyecektir,.. ■ dedi.

175;

Ben, bizim en. çok istediğimiz yerlerin Basra ve Iran körfezi bölgeleri olduğunu söyledim....................................................

Sahife No: 470                                           Vesika No: 532

2 Haziran 1913

Sir E. Goschen’den Sir E. Grey’e :

............. Alman büyükelçisi Rusların Ermenistan plânla­rını beğenmediklerini, Osmanlı İmparatorluğunun Asya toprak bütünlüğünü muhafaza etmek istediklerini, fakat Türk "yurdu parçalanırsa kendi hisselerini almak istedik­lerini söyledi   

Sahife No: 471                                           Vesika No: 533

2                                      Haziran 1913

Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e :

.............  Türklerin verdiği sözlü nota yalnız Ermeni böl­gelerini değil bütün İmparatorluğu kaplıyordu. Fakat biz Rusların tekliflerinin ötesine gidemeyiz.:....

Sahife No: 474                                           Vesika No: 537

3                                      Haziran 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Goschen’e :

.............  Alman büyükelçisi Rusların Ermenistan hak- kmdaki tekliflerinin çok ileri gittiğini Asya Türkiyesinde- ayrı bir devlet kurduğunu ve Lübnanı bile içine aldığını söyledi. Şimdilik Fransız teklifinde yer alan yüksek kom- . ser ile iktifa etmenin gerektiğini söyledi...........................................

Sahife No: 482                                            Vesika No: 542'

6   Haziran 1913

Ssr G. Buchanon’dan Sir E, Grey’e :

.............  Rus hariciye vekili Osmanlı İmparatorluğunun.

176

bütünlüğünü muhafazanın en samimi arzulan olduğunu .söyledi. Kuvvetler Mekadonyada yaptıklarını Asya Tür- kiyesinde de tekrarlarsa Osmanlı İmparatorluğunun geri i kısmının çöküp gideceğini, Ermenistan durumunun git­tikçe ciddileştiğini, kuvvetler tarafından buraya devamlı ■ olarak silâh kaçırıldığım 've Rusyanm hudutlarında bir ihtilâle tahammül edemiyeceğini, durumun 1895’ten çok farklı olduğunu Türkiyeniri parçalanmasında rol almıya- . caklarmı ve hatta buna mani olacaklarını, bildirdi.

Majestenin hükümetinin Türkiye üstünde , şeytanî bir plânının bulunmadığını, Arnavutluk ve Adriyatik me­selesinde olduğu gibi Ermeni meselesinin de Rusya için hayatî menfaatleriyle ilgili olduğunu söyledim.............

Sahile No: 486                                                 Vesika No: 545

8  Haziran 1913

*

4            Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

...................  Ruslar Türkiye hududunda bir anarşiye taham­mül edemiyeceklerini bize bildirdiler. Majestenin hükü­meti Türk hududunda yaşayan Kürtler arasında huzur­suzluklar çıkartıyorlar, zayıf Türk otoriteleri, bunu bastı- ramaz ve biz buna tahammül edemeyiz, dediler...........................................................

S '

Sahife No: 501                                                 Vesika No: 562

22 Haziran 1913

Sir E. Grey’den Lord Granville’ye :

,          Alman hükümeti Asya Türkiyesi hakkmdaki

plânlarım bana verdi. Alman hükümeti Ermeni reformla­rında Rusları tatmin edecek projeyi iyi karşılıyor. Ancak altı vilayetin birleşik bir Ermenistan için ayrılması Asya Türkiyesindeki diğer ırkların da aynı yolu tutmasına se­bep olacaktır, bu sebeple Türklerin verdiği projeyi .de tet-

177

kiketınek ve bu yürümediği taktirde tadilât yapmak uy- ,gun olur, diyorlar         

Sahife No: 504                                             Vesika No: 567

27 Ağustos 1913

Mr. Marling’ten Sir E. Grey’e : — Çok gizli —

...............  Altı devletin elçileri altı Ermeni vilâyeti hakkın­da Rus teklifini esas alarak Türklerin yeni vilâyet kanu­nunu tatbike başladılar. Almanların Ermenilere acıma his­si duymaları daha çok politiktir. Ermeni bölgelerinin Rus tesirine girmesini istemiyorlar. Biz Alman büyükelçisine baskı yaparak Türklere tazyik etmesini sağlamalıyız. Ye­ni Türk kanunu Ermenilere bir çok haklar veriyorsa da bu ancak Abdül Hamit devrindeki Ermehileri tatmin eder­di. Etmeniler şimdi kendi millî mevcudiyetlerine sahip ol­mak istiyorlar. Almanya şu ara Türkiyenin parçalanmasını istememekte samimî olabilir, Türkiyeden en büyük parçayı kapmak için zamana ihtiyacı var, daha kuvvetlenmesi ge­rek .........

Vesika No: 567’ye Mr. Fitzmaurices’in eki:

............... Türkler memleketlerinde reform yapmak yani iyi hükümet kurmak istiyorlar kitap rafları kanun ve reform projeleriyle dolu, fakat devamlı olarak kötü sonuç alıyor­lar. Bunun sebebi Türklerin arasında karakter sahibi in­san olmaması ve reformları tarafsız olarak uygulayacak insan yokluğudur. Türkler bu eksikliklerini kısmen bildik­leri için Avrupalı memurları kullanıyorlar. Benim tavsi­yem, yeni reformlar teklif etseler bile Türk hükümet me­kanizmasını Ermeni ve Kürt bölgelerine sokmamaktır. 35 senedir bekleyen Ermenilerin bu bekleyişi ve arzulan özel reformlarla karşılanamaz       

1880 senesinde Asya Türkiyesindeki Ermenilerin du-

F. — 1.2

178

rumunu ilk defa İngiliz büyükelçisi bildirmiştir. Ayrıca. 1876 da Lord Salisbury Türkiyede reform yapılması gerek­tiği fikrini Avrupaya bildirdi. Ermeniler 35 seneden beri ihtilâlci gruplar kuruyorlar veya onlarla birleşiyorlar. Ve Ermenilerin Rusların tesirinde kalacağı doğru değildir. Er­meni ve Kürt bölgeleri Türk bölgelerinden ayrıdır, ye batı Anadoludan farklıdır. Ermeni ileri gelenleri Adana vilâ­yetini de istemektedirler. Ermeniler yakında Almanların'. Türk dostluğu maskesini atıp Anadoludan büyük bir parça koparacaklarına inanıyorlar. Ruslarla Almanlar arasında, bir tercih yapmak icap ederse Rusları tercih ediyorlar.. Balkan zaferinden sonra haklı olarak Ermeniler ümide ka­pılmıştır. Ve Hakkı Paşanın reformları onları sinirlendi­riyor. Kendileri için en büyük ziyanın İngilizlerle Rusların' müşterek çalışmamasından meydana geleceğini söylüyor­lar. Kürtler. ve Ermeniler birbirlerini sevmemekle beraber aynı şeyi istiyorlar.

Hint Müslümanları îngilterenin aldığı sert kararlar­dan rahatsızlık duyuyorlar. Bu neticede Ermeniler için çok feci olabilir. Eski Sultan arada bir Panislâmizimden bahse­derdi, ben bunun tamamen bir blöf olduğunu biliyorum.. Şimdiki idareciler daha modern............................................................... Eski süvari birlikle­

rinde Ermeni ve Kürt subaylar vardı, şimdi bunların işle­rine son verildi, biz bunları Ermeni ve Kürt bölgelerinde kullanabiliriz, bu çok normaldir       

Sahife No: 522                                               Vesika No: 573

31 Ekim 1913

Sir L. MaHet’ten Sir E. Grey’e :

..................  Mr. Crawford bana Talat’ın hakiki reformlar yapmak kararında olduğunu söyledi. Fakat en çok ekono­mik ve malî suallerle karşı karşıyadır, bu bakımdan bü­yük devletlerin lâflarını dinliyecektir. Türk hükümeti Mr.

179

Crawford’a tamamen inandığı için onun tavsiyelerini ta­mamen tutacaktır, durum harikûlâde iyi.................................................... (Gümrük­

lerin başına getirdiğimiz adam. E.U.)

Sahife No: 523                                           Vesika No: 575

4  Kasım 1913

Sir E. Grey’den Sir E. Goeshen’e :

.............  Türk hükümeti imparatorluğun çeşitli dairele­rinde çalışan İngiliz memurların, Ermenistanda devamlı vazife almalarını istiyor. Ben, ancak yeni hariciye memur­ları tâyin edebileceğimizi, aksi halde diğer devletlere da­nışmadan memur yollıyamıyacağımızı söyledim.................................

Sahife No: 534,                                          Vesika No: 586

1  Aralık 1913

Sir L. Mallet’teıı Sir E. Grey’e :

............. Başvezirle görüştüm ve şayet Ermeni grupları iyi bir tarzda idare edilirse Türk hükümeti için bir kuv­vet kaynağı olacaktır dedim. Ermeni papazları beni ziya­ret ederek kafiyen özgürlük istemediklerini söylediler, Sultanın sâdık bir tebası olarak yaşamayı ter cih ettikleri­ni söylediler, yalnız reformların çok mühim olduğunu bü­tün Avrupanm bunu takip ettiğini, söyledim. Ermeni prob­lemi tatminkâr bir tarzda çözülürse bunun İmparatorlu­ğunun doğu vilâyetlerini kuvvetlendireceğini ve yeni pro­jeyi kabul etmelerinin lâzım geldiğini İsrarla bildirdim.

Ayrıca şu ara Türklerde Ermeni lere karşı düşmanca hisler kuvvetlenmekte, gazeteler Müslümanların hislerini ateşlendirmektedir

İlâve :

Majestenin hükümetine Ermeni Patriyarkınm gönder­diği rica:

180

Bu doküman 1878 - 1895 ve 1908 senelerinde Ermenİ­lere verilen sözleri hatırlatıyor. Ve Majestenin hükümeti­nin hâlâ Türk hükümetinin itimadını taşıdığına göre ken­dilerine yardım etmelerini rica ediyor...........................

POSTDAM TOPLANTISI :

Sahife No: 557                                                  Vesika No: 606

9  Aralık 1910

Mr. O’Beirne’den Sir E. Grey’e :

................... Ruslar genel politikasını değiştirmektedir. İran'­ın tarafsız bir bölge olmasını îngiltereyle müzakereye ha­zırdırlar. Almanya Rusların İranda demiryolu yapmak ar­zusunu iyi karşılamaktadır, fakat Bağdad demiryolundaki Alman menfaatlerinin de dikkate alınmasını istemektedir. Almanya Türk politikasına karışmıyacağını, fakat Türk­ler Avrupa veya Asyada sulhu bozarlarsa onlara yardım etmiyeceğini açıklamaktadır....................

Sahife No: 558                                                  Vesika No: 608

9  Kasım 1910

Mr. O’Beirne’den Sît E. Grey’e :

...................  İngilterenin Bağdad demiryolunun yapımına ra­zı geldiğini fakat körfez bölgesinin İngiltereye geçeceği­ni söyledim. Buna razı olduiar. Bu durumda Ruslar da Sadijeh’ten Khanikin’e kadar olan bölgeyi istediklerini bil­dirdiler.

Postdam konferansında Almanlar daha fazla istekte bulunabilirler

Sahife No: 581                                                  Vesika No: 621

15  Haziran 1910

Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a :

...................  Rusların Trans-Persian demiryoluna razı oldu-

182

ğumuzu bildirdik. Ruslarla aramızda böyle iyi bir anlaş­ma olursa uzak bir ihtimal de olsa Hindistanı işgal fikir­lerini Önliyebiliriz.

Bağdad demiryoluna gelince, İran demiryoluyla. bin­leşerek Türk - îslâm askerlerini Hindistanla, birleştirmek tehlikesi vardır. Bu tehlikeyi hatırlatınca Kont Benckön- dorff bunun ciddî bir husus olduğunu ve bu sebeple Kha- nik’in’e bağlayacak hattın yapılmayacağım söyledi.......................................................

Sahife No: 583                                                Vesika No: 623'

15  Aralık 1910

Sir G. Buchanon’dan Sir E. Grey’e :

...................  Bugün Çar ile görüşmek şerefine eriştim. Ken­disi Rus - İngiliz dostluğunun nasıl şahane meyveler ver­meğe başladığını söyledi. Asyada büyük toprak sahibi iki İmparatorluğu da aynı tehlikelerin beklediğini, Ingiltere- nin Hindistanda karşılaştığı güçlüklere yakında Rusya’nın da Türkistanda karşılaşacağını söyledi.. Majeste Çar Pan îslâmik bir hareketten korkmaktadır. Gerçi Hindi standaki güçlükler îslâmlardan çok Hindulardan gedmektedir ve bu hareketi Genç Türklerin başlattığına dair rivayetler vardır..........

Sahife No: 601                                                Vesika No: 638

6  Ocak 1911

Evening Times Gazetesinden îranm Akıbeti:

................... Postam toplantısında Almanlar ve Rusların var­dıkları anlaşmaya göre, Almanların Türkiyede Bağdad demiryolunu yapması kabul edildi

Sahife No: 619                                                Vesika No: 651

17 Ocak 1911

Mr. Marlîng’den Sir E. Grey’e :

...................  Evening Times’deki yazı Türk hükümetini çok

183

Tahatsız etti. Türkleri ilgilendiren bir mevzuda Almanla­rın Ruslarla pazarlık etmesi, Türk hükümetinin şerefini ve özgürlüğünü tahdid eder, dediler. Alman büyükelçisi Türk hâriciyesiyle çok akıllıca konuşarak durumu dü­zeltti. Türk hâriciyesi tamamen tatmin olduğunu bildirdi ise de, Türk basını hakikatleri halkın gözünden saklamak­ta epeyce güçlük çekti..............................

Sahife No: 624                                                 Vesika No: 654

18 Ocak 1911

Sir E.' Grey’den Sir F. Bertie’ye — Gizli —

...................  Fransa ve Rusyayla Bağdad demiryolu hakkın­da görüşmeler yapıyoruz. Mr. Cambon’a Alınanlardan veya Türklerden bir teklif alırsak en iyi şartlarla Bağ- daddan körfeze kadar olan bölgeyi ele geçirmeliyiz, de­dim. Cavit Bey’e bu yol Türkler tarafından kullanıla,- ocaksa mutlak İngiliz malzemesi ve mühendisinin kullanıl­ması lüzumunu anlattık. Biz Türklerin Kuveyt üstündeki haklarını kabul ediyoruz. Ancak Türkler de Şeyhin du­rumunu kabul etmelidirler. Şeyh daha şimdiden limanda geniş bir sahayı bize kiraladı..............................

"Sahife No: 642                                              Vesika No: 669

1  Şubat 1911

Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a — Gizli —

...................  Şayet Almanlar hattı tek başlarına yaparlarsa Türkler bunu mütecaviz gayeler için kullanabilirler. Ben Ruslara bu hattın (Tahran - Khanikin) Fransız para­diyle yapılmasını teklif ettim. Bunun % 30'nun Alman­lar verebilir. Türk tehlikesini çok fazla büyük gösterdim, :ümid ederim ki bu mevzu üstünde düşüneceklerdir     

184

Sahife No: 645                                                Vesika No: 677

4  Şubat 1911

Sir F. Bertie’den Sir E. Grey’e:

...................  1 Şubatta gönderdiğimiz telgraf üstüne Rus- lar, Tahran - Khanikin hattının milletler arası bir lıale.; getirilmesini kabul ettiler   

Sahife No: 665                                                Vesika No: 689‘

15  Şubat 1911

Sir A. Nicholsen’den Sir G. Barclay’e :

...... Sizin bana gönderdiğiniz çantaya çok teşekkür ederim. (Bu Sir Barclay’m 27 Ocak 1911’de İranın içişle­rini anlatan bir mektubu olup açıklanmamıştır.)        

Sahife No: 692                                                Vesika No: 715

6  Nisan 1911

Sir A. Nicholsan’den Sir E. Grey’e — Özel —

...................  Bizim dış politikamız Rusya ve Fransayla iş birliğine dayanmakla birlikte, Rusların Golf bölgesinde yer almaya kalkmalarını derhal reddetmeliyiz. Bilmiyo­rum Rusya, Fransa, Almanya Türkiye ve biz aramızda Küveytin bütün kontrolü bizde kalacak bir şekilde anlaş­ma yapabilir miyiz? Türkler Rusların işe dahil edilmesine itiraz edeceklerdir dolayısıyla kendileri de açıkta kalacak­lardır. Böylece paylaşmayı kendi aramızda yapabiliriz................................................................

Sahife No: 693                                                 Vesika No: 717

10  Nisan 1911

Sir E. Grey’den Sir G. Buchanon’a :

...................  Türk hükümetine Bağda,d demir yolu ile ilgili,' bir cevabı henüz vermedik. Fakat vereceğimiz cevap Ca­vit beyin geçen yaz bize hatırlattığından biraz farklı ola­caktır. Şayet demiryolu hissesinin en az % 50 sini ala-

185 mazsak İngiliz halkı çok büyük hayal kırıklığına uğruya­caktır. Almanya geri kalan % 50 yi Türklerle paylaşa­bilir. Türkiye para veremiyeceğine göre mesele Alman­larla bizim aramızda kalacaktır. Biz Rusya ve Fransayla bu mevzuda anlaştıktan sonra, derhal Türklerin gümrük 'vergilerini arttırmasına razı geldiğimizi bildiririz. Bu . Türklerde harikulade bir tesir bırakacak ve böylece de­miryolu meselesi lehimize hallolacaktır.

Sahife No: 704                                          Vesika No: 725

23 Mayıs 1911

Sir E. Grey’den Sir O. Buchanon’a — Gizli —

Demiryolu Bağdattan daha ileri gitmeyecek dendiği halde şimdi neden daha ilerlere gittiğini Rus büyükelçisi bizden soruyor. Bunun sebebini anlıyamadıklarmı söyle­di. Rusların bu mevzunda bu şekilde hareketi hayal kı­rıcıdır. Rusya Türk gümrük vergilerinin artmasına iti­raz edebilirdi, fakat kendisini şimdi bu haktan mahrum : etti.

XC KISIM

Sahife 724: İran üstündeki İngiliz - Rus münasebetleri : ■ Sir A. Nicholsan’ın 1908’de Rusya hakkmdaki sene­lik raporundan:

.Sahife No: 724     '                                   Vesika No: 745'

Iran işleri

.............  1908’de Ruslar İrana çok önem veriyorlardı, bil­hassa Türk îran hududuna Şah hayatını tehlikede göre­rek Ruslar ve İngilizlerle anlaşmalar yaptı. Ve Rus İn­giliz müşterek tedbirleriyle hayatını emniyet altına aldı...

186

İrandaki İngiliz ajanları milliyetçilere sempati gös­terdiler. Buna karsı Kuşlar da Şahı tuttular. Bu vaziyet İngiliz ve Rusların devamları çekişmesine sebep oldu.

28          Eylül’de Şah Azarbeycan seçimlerinin yapılmıya- cağını tebliğ etti. Şaha verilen tavsiyelerin hiç birini tut­madı, ve kasımda anayasayı kaldırdı. Bu vaziyette Ruslar ve İngilizler kuzey ve güney gümrüklerine el koymayı düşündülerse de, bu durumun İranın iç işlerine çok açık bir müdahale teşkil edeceğini düşünerek bundan vazgeç­tiler. Tabrizde Sattar Han Genç Türkler tarafından cesa­retlendirildi. Ve İran Milliyetçileri ile genç Türkler ara­sında bir münasebet olduğu düşünülmeğe başlandı. Bu ..Rus hükümetini ciddi endişelere şevketti. Majestenin hü­kümeti Sattar Han’ı Rusyamn niyetlerinin iyi olmadığın­dan haberdar etmelidir.

Nahife No: 729                                           Vesika No: 716

1909 yılma ait Rusya hakkmdaki rapor:

Sir A. Nichoîsan’ııı hazırladığı senelik rapor:

.............  Majestenin hükümeti Rus hükümetinin İran ..hakkmdaki raporuna istinaden îran işlerine derhal mü­dahale etmelidir. İranda durum okadar vahimdir ki: Şah’a baskı yaparak tebaasını tatmin edecek bazı tedbir­ler aldırmahdır. Rus raporuna göre, Iranın malî durumu felâkettir, bu sebeple karışıklıklar ve anarşi beklenmek- > tedir. Rus hükümeti Iranın iç işlerine karışmadan dost- I hane tavsiyelerde bulunmuştur. Ve hükümetin başına getirilmesi icap eden iki adam tavsiye etmiştir. Saadet - Dowlek, Nasr-Ul~Mulk, İngiliz bankası 1906’da kabul edilen şartlarla borç teklifinde bulunmuştur. Majestenin hükümeti Şahtan kendisine verdiği sözleri tutmasını ta­lep edebilir. Maamafih bir anayasa hükümeti olursa borç .almak istemiyebilirler. Bizim tekliflerimiz şöyledir:

187

1          — Şah sadrâzamı ve amir Bahadur Jank’i derhal işlerinden uzaklaştırmahdır.

2         — Yeni kabineyi iki devletin tavsiye edeceği şa­hıslardan kurmalıdır.

3          — Şah Anayasa rejimini geri getirmelidir.

4          — İmparatorluğun aydın kişilerinden iki devletin tavsiye edeceği kişileri meclise getirmelidir.

5          — Kendisine karşı silâhla ayaklanmış olanların hepsini af etmelidir.

6         — Halkına seçim gününü ve genel seçimlerin ola­cağını bildirmelidir.

7         — Bu tedbirler alınır alınmaz Iran hükümetine derhal bir miktar para verilecektir. Bu paranın sarfiyatı 16 Ocakta Rusların teklif ettikleri komisyon tarafından kontrol edilecektir.

8          — Bir Fransız maliye müfettişi ve iki asistanı vergi toplanmasını kontrol edecektir.

Not: 10’uncu cildin geri kalan kısmı (iki yüz sayfa) İran siyasetine aittir.

Documents on British Foregien Policy 1919-1939
E. L. Woodward ve R. Bulter
Hiz Majesty’s Stationary Office

London 1947

CİLT I

İkinci grup dokümanlar 1919-1939 yılları araşma aittir ve aşağıdaki isim altında 1947 senesinde neşredil­miştir. E.U.

İngiliz Dış Politikası Dokümanları 1919-1939 üstün­de bir inceleme.

Sayfa 22, 5 Temmuz 1919 Villa Majestik Paris. Mr. Hoo- ver’den Wilson’a yazılan mektupta Ermeniler için toplantı yapılması teklif ediliyor. Türk ve Rus Er- menistanı için tavsiyeler soruluyor... General Har- bord’a göre bir Amerikalı bu iş için ideal bir adam­dır.........

Sahife 86. 12 Temmuz 1919 tarihli memerandum: Türk­lerin zoruyla I Temmuz’da Yunanlılar Aydım boşalt­tılar, fakat 5 Temmuzda yeniden işgal ettiler. Yu­nanlılar Aydında boş yere kan döktüler, biz onlara îzmirden ileri gitmeyin dedik, Yunanlılar bizi dinle­miyorlar, İngiliz kumandasına itaat etmiyorlar...............

Sahife 95. Venizelos’un mektubundan İngiliz kumandası­nı dinlemiyecekleri anlaşılıyor ve İtalyan birlikleri­nin daha çok gönderilmesini istiyorlar. Türkler ise sadece Yunanlıların istilâsına uğradıklarını sanıyor-

189

lar ve onlarla savaşmaya hazırlanıyorlar, fakat Yu­nanlılar müttefik plânının bir parçasıdır onu anla­yıp ona göre hareket etmeleri lâzımdır. Mr. Clemen­ceau Türklerin 30Ö bin kişilik orduları olduğunu söy­lemesine rağmen, İngiliz askerî uzmanları bu mik­tarın sadece 60 bin kişi olduğunu söylüyorlar................

Sahife 105. Venizelos, Türkler hazırlık yapıyor bunu ön­lemek için biz ilerliyeceğiz diyor.

Sahife 106. Yunanlılar önemli yerleri işgal ediyorlar, beş Yunan birliği var. Mr. Clemenceau, Yunanlıların iş­gal ettiği yerleri tetkik etti ve Yunanlılar daha faz­la ilerlemiyeceklerine dair söz verdiler. Yunanlılar îşgal ettikleri yerlerin Yunan olduğunu burada 230.000 Yunanlının yaşadığını buna karşılık 95.000 Türk bulunduğunu söyledi. Anadoluda yaşayan Yu­nanlılar en iyi Yunanlılardır, bunları Türklerin eline bırakamayız, diye ilâve etti. Diğer kuvvetler artık Türkleri rahatsız etmiyelim ve Türklere harbin bit­tiği intibaını verelim, Yunanlılar oldukları yerde dur­sun diyorlar  

Sahife 132. Yunanlılarla îtalyanlar aralarında anlaşıp nerelerini işgal edeceklerine karar veriyorlar. Fakat Mr. Balfour’a göre Yunanlılar lâf dinlemiyorlar, Türklere bu işlerin duracağı hissini vermeliyiz. Mr. Whit’e göre İtalyan - Yunan anlaşması Türkleri tat­min etmez. Mr. Tittan ise İtalyan askerlerinin Tür- kiyeye gönderilmesinden mes’uliyet kabul etmiyor. Venizelos’a müracaat edip Rumların rahat durması­nı istiyorlar  

Sahife 138. Yunanlılar îzmirde katliâm yapıyorlar.

Sahife 142. Mr. Clemenceau bir heyet gönderip katliâmı tetkik ettiriyor. Bu heyet İngiliz, Fransız, îtelyan ve Amerikanlardan kuruluyor.

190

Sahife 145. Rus Ermenistanmda ölen Ermeniler için 56 bin ton yiyecek gönderiliyor.

Sahife 165, Venizelos, Anadolu tahkik heyetine bir de? Yunanlının katılmasını istiyor. Bütün mesele Türk­lerle Yunanlılar arasında olmuştur, diyor ve bu tek­lifini kabul ediyorlar......................................

Sahife 140, Venizelos, Trakya Türklerine seçim hakkı ve­remeyiz bize katılmak istemezler diyor.

Sahife 330. Venizelos Türklerden ve Bulgarlardan kor­kuyor, Trakyada Türklerin sesi çok çıkıyor...............................................................................

Sahife 343. İzmir işgal komisyonu raporu Başveziri ve' Hükümeti tatmin ediyor.

Sahife 348. Venizelos, Balkanlardaki Türklerin güç du­rumu için beğenmiyen göç etsin diyor.......................................................................

Sahife 371. Türk hükümeti malî bakımdan iflâs ettiği için. Osmanlılar bazı malî kararlar almak istiyorlar. Mr. Cheysson, devlet mallarının satılmasına müsaade ede­meyiz, diyor, Mr. Tittoni, bir rapor hazırlayıp Sulta­nın şahsî mallarını satalım diyor. Neticede müttefik­lerin el koymak ve harp tazminatı alabilmeleri için devlet mallarının satılmadan bekletilmesine karar veriliyor          

Sahife 383. Efkâf mallarının satılması görüşülüyor.

Sahife 389. Rus Ermenistanmda binlerce Ermeni açlıktan, ölüyor. 1918’de Lloyd George tarafından Ermenis- tana gönderilen W. Haskell Ermenilerin hayatının, tehlikede olduğunu bildiriyor. İtalya sadece Türk. Ermenileriyle ilgileneceğini ve Rus Ermenilerine ka- rışmıyacağinı söylüyor. Amiral Koltehak ise bu böl­gelere hürriyet vermiyeceğini kat’î olarak bildirdi.. Ermeniler hakkında Amerika ne yapabilir sorusuna karşılık Başkan Wilson, bu bölgeleri himayesine al­mak için harekete geçiyor     

191'

Sahife 413. İzmir tahkikat heyetine Amerika adma, Ami­ral Bristol, Fransa adına General Bunousa, İngiltere adma General Hare İtalya adına General Dall’olio ve Yunanistan adına Albay Mazurakis geliyor.............................................

Sahife 508. Amiral Bristol Başvezire bir tehdid mektubu yazıyor. Müttefikler bu mektubu Başkan Wilson’un tasvip etmiyeceğini sanıyorlar veya hiç değilse şart­ların yüksek komiser heyeti tarafından kararlaştı­rılmasını istiyorlar. Zira Amerika harpte bile değildi. Bristol ecnebi ve Hristiyanlarm hayatına bir şey ya­pılmamasını istiyor, halbuki Türkler öyle halsiz ki hiç bir şey yapacak halleri yok. Belki Amerikan as­kerleri Ermenistana gidip onlara yardım edebilir, herkes Ermenileri korumaktan söz ediyor. Mr. Cle- menceau Fransız birliklerini yollamıyacağını söylü­yor ve kendi evlerinde ellerinden bütün hakları alı­nanlar da insandır, diyor.

Sahife 524, 23 Ağustos 1919’da Amiral Bristol Türk hü­kümetine şu telgrafı gönderiyor: Şayet siz Türkler, Kürtler veya diğer Müslümanlar Ermenİlere bir şey yaparsanız Başkan Wilson sert tedbirler alacak. Kudretimiz yok diye bir bahane de dinlemeyiz. Şayet Ermenİlere en küçük bir hâl olursa ilerde Türk hü­kümranlığı diye birşey kalmaz... Başvezir bu telgra- rafı İngiliz ve Fransızlara gösterip, bizimle harpte olmıyan bir hükümet nasıl olur da bu ölçüde sert bir nota verebilir. Benim elimde hiç kuvvet yok ne yapabilirim ben, diyor...................

Sahife 591. Venizelos bütün Yunanlılar Yunanistan’a, dönerse İstanbul ve cıvan bizim olur, dedi. Başkan

Wilson bunu kabul etti.................

CİLT 4

; Sahife 23. İtalyanların, Anadolu, Arabistan ve Kızıldeniz üstündeki menfaatleri Fransa ve İngiltere tarafın­dan kabul edilmişti, kendilerine hatırlatırız

Sahife 25. İtalyanların Antalya ve Konyayı işgali Lloyd George ve Mr. Balfour tarafından kabul edildi.............................................................

Sahife No: 55,                                                 Vesika No: 21

31 Ağustos 1919

Mr. Kerr’in notları :

.................  Başvekil ile ön Asya Türkiyesi, ve Adriyatik meselesini münakaşa ettik. İtalyanlar Güney Anadoluyu istiyorlar. Burada hem Arap ve hem de Türkler vardır buna karşı İtirazlar ileri sürüldü. Araplar asırlardır ya­bancı bir devletin idaresinde yaşamışlardır, idare eden kuvvetin değişmesi onlarda büyük bir tesir yapmaz. Türkler ise asırlardır idare eden bir millet olmuşlardır, her nekadar kötü olursa olsun bir dış kuvVet olmadan asırlardır büyük bir imparatorluk idare etmişlerdir. Şa­yet İtalyanlar Güney Anadoluyu işgal ederlerse başka bir kuvvetin de Kuzey Anadoluyu işgal etmesi gerekir. Bu va­ziyet ise devamlı karışıklık ve ihtilâller yaratacaktır. Bu­nun için İtalyanlar güneyden elde ettikleri malî menfaat­lerle yetinmelidirler. İtalyanlar güneyden elde ettikleri malî menfaatlerle yetinmelidirler. İtalyanların orada ba­rınabilmesi için enaz 200 bin kişilik bir ordu beslemesi icap eder       

Sahife 241. Mekke’de Şerif Hüseyin 1915 - 1916*da İngi-

193

lizlerie bir anlaşma yaptı. Ayrıca 2 Kasım 1917’de Palestinde bir Musevi devleti kurulması için beyan­name imzaladı (Balfour beyannamesi). 1918’de Ekim ayında General Allenby Emir Faysal’a garanti verdi. Ayrıca Fransız büyükelçisi ile Rus hâriciyesi arasın­da 13-1'6 Nisan 1916’da Sykes-Picot anlaşması yapıl­dı, buna göre:

1                    — Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis Rusyaya katılıyor.

2                     — Van, Bitlis, Siirt, Aladağ, Akdağ, Yıldız-

dağ, Zara ve Harput bölgesinde bir Kürt devleti ku­ruluyor

Sahife 254. İngiliz temsilcisi, Fransaya İstanbul, Anado­lu, Ermenistan (Şayet Amerikaya verilmezse) ve Su- riyenin mandasını teklif etti. İki gün sonra ise ters bir teklifle Asya ve Avrupa Türkiyesinin mandası Amerikaya teklif edildi. 30 Mayıs 1919’da en büyük ■münakaşa mevzuu İstanbul’un işgali sırasında aske­rî ve sivil idarenin taksimi konusunda oldu. Buna göre Avrupanın Fransızlar ve Asya kısmının da în- gilizlerde kalıyordu.

Sahife No: 256                                               Vesika No: 174

30 Mayıs 1919

General Allenby’den Mr. Balfour’a :

.................  İngiliz birliklerinin Suriyeden çekildiği söyleni­yor, Emir Faysal bundan çok korktu. Şayet kendisini ga­rantiye almazsak bütün Arapları bize ve Fransızlara kar­şı ayaklandıracak. Bedevî ayaklanması bizi Mısır ve Su­riyeden çok Sudanda rahatsız ediyor.......

194

Sahife No: 263                                              Vesika No: 18T

1  Haziran 1919

General Clayton’dan :

...............  Emir Faysal’a haber vermeden Suriyenin bö­lünmesini kararlaştırıldı. Faysal bunu duyarsa, Süriye- deki durumumuz çok tehlikeli olabilir        

Sahife No: 301                                              Vesika No: 211

26  Haziran 1919

Lloyd George’den Memerandum:

...............  1 — Arapça konuşan her yer Osmanlı İmpara­torluğundan alınmalı ve manda haline getirilmelidir.

2              — Fransızlar Suriyenin mandasını alacaklardır;,

İngilizler Mezapotamyayı. Amerika veya Ingilizler Er- menistanı, boğazlar ve îstanbulu. îtalyanlar belki Cau- casus’u

3              ;— Filistinde Zionist politika buranın İktisadî ge­lişmesine çok yardım eder.

4              — Fransızların Anadolu sahillerinden alacakları, yerler İtalyanları çok kızdırabilir..

5              — Türkler Anadolunun büyük bir kısmına. sahip< olacaklar, fakat Avrupada hiç bir toprak sahibi olama­yacaklardır. Türklere boğazlarda ve denizlerde hiç bir yer verilmiyecektir.

Türklerin manda yapılmasını istemem nasıl olsa, ilerde bizden ekonomik yardım istiyeceklerdir. Onları Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası veya zaptedilmiş bir koloni telâkki etmiyelim, Bulgaristan veya Macaris­tan gibi telâkki edelim daha iyidir. (A.J.B)

Sahife No: 380                                              ' Vesika No: 271.

11  Eylül 1919

Mr. ClempKicuo’dan Mr. Lloyd George’ye:

............... Amerikan ve İngiliz delegeleri Ermenileri ko-

195

rumak için asker göndermiyeceklerini söylediler. Türk millî hareketinin başlaması onları korkutuyor.

Sahife No: 381                                          Vesika No: 271

11  Eylül 1919

Albay Memertzhagen’den Lord Curzon’a :

.............  Faysal, Gazadan Toroslara kadar bir Suriye olursa Zionizmi kabul ediyor. Fransız hükümeti istekle­rini yaparsa Fransız mandasını da kabul ediyor  

Sahife No: 388                                          Vesika No: 278

31  Ağustos 1919

Emir FaysaFın Mektubu:

............. Bütün Müslümanların gözleri îngiltereye dikil­miştir. Türk Müslüman imparatorluğunun yıkılmasında asıl kuvvet olan Araplar şimdi mükâfaatlarmın ne olaca­ğını bilmek istiyorlar. Babam İngilizlerin vaatlerine ina­narak Türklere karşı savaştı. Şayet isteklerimiz yapıl­mazsa sîzlere karşı da savaşırız. Halifelik ve mukaddes yerlerimiz Allahın izni ve Türkler sayesinde bütün kaldı, şimdi Müslümanların içinde El Hüseyin Bin Âli diye biri vardır. (Hicaz kralı) Açıkça İngilizlerle bir olduğumuzu ve İngilizlerin mukaddes yerlerimizin koruyucusu olduk­larım ilân ediyor, bu adam şimdi İngilizlerin aleyhine de dönebilir     

Sahife No: 406                                          Vesika No: 286

21  Eylül 1919

Emir Faysal’dan Lloyd George’ye :

.............  1 — Araplar halifeye karşı savaştıkları, halde İngiliz ve Fransızlar bizim aleyhimize anlaşmalar yap­maktadır.

196

2               — Araplar hiçbir hatâ ve cinayeti kabul etmez­ler.

3               — 1916*da yaptığınız gizli anlaşma Arapları ilgi­lendirmez. Üstelik bütün bu anlaşmaların iptal edilece­ğinden bahsetmiştiniz. Babam Cemal Paşa’nm Suriyede bu gizli anlaşmalardan bahsettiğini Paris’te çıkan Arap gazetesinden öğrenmişti. Ve bunu hükümetiniz nezdinde şiddetle protesto etmişti. Ve şu cevabı almıştı: Bolşevik­ler İngiliz, Fransız ve Ruslar arasında Türkiyeyi parça­lamaktaki zorlukları anlatan bir anlaşma buldular... Cemal ya cehaletinden veya kötülüğünden bunu yanlış tefsir etti. Ve zaten Arap ihtilâliyle Rus’ların harpten çekilmesi farklı bir durum yarattı         

Sahife No: 410                                              Vesika No: 288

23 Eylül 1919

Albay Meinertzhagen’den Lord Curzon’a :

................  Faysal için yazılan Emir Zeid’in telgrafı : ,

İşittiğime göre bu bölgelerden İngiliz Birlikleri çeki­lecekmiş. Bu durumda kuzeyden El Saadun ile Kürtler birleşerek hücum edebilir. Ve bunlar Mustafa Kemal ile anlaşma yapmış olabilirler.

Not: Mustafa Kemal Türkleri, Arapları ve Kürtleri birleştirerek yabancıları yurdundan atmağa çalışı­yor        

Sahife No: 413                                              Vesika No: 293

23 Eylül 1919

Londra’daki toplantı:

................  T — Kral Hüseyinle henüz kati bir anlaşmaya varılamadı.

2 - Arapların iç işlerine karışmak istemiyoruz.

197

3             — Majestenin hükümeti Basrayı ne zaman işgal edeceğine henüz karar vermedi.

4             — Kral Hüseyin’in istediği parayı vermeği kabul etmedik.

5             — Hükümetimiz Araplara Mekke Şerifi vasıta­sıyla silâh verdi

Sahife No: 442                                              Vesika No: 305

4                                         Aralık 1919

Sir M. Cheetham (Ramleh)’den Lord Curzon’a :

.................  Arap halkı Avrupa basınının Araplar hakkın- daki neşriyatından çok rahatsiz oluyorlar. Kral Hüse­yin ve diğer Araplar Arap ihtilâlinden önce Haşimi Hü­kümetiyle Majeste’nin Hükümeti arasında kararlaştırı­lan şartlara göre hürriyetlerini bekliyorlar. Şimdi Londra’da olan Emir Faysal’a bizim bütün ümitlerimizi yerine getirecek şekilde tesir etmeliyiz ....................................................

Sahife No: 490                                              Vesika No: 337

20  Aralık 1919

Earl Derdy’den Lord Curzon’a :

.................  Fransanm, Suriye, Ermenistan, Anadolu ve İstanbul üstündeki taleplerine İngiltere artık mani ol­mamalıdır. Faysal komedisi artık çok ileri gitmiştir. Faysal bize ve Suriyelilere göre bir hiçtir. İngiltere ta­rafından yaratılmış çöpten bir adamdır. Bir sıfatı ve te­siri yoktur. Şayet İngiltere bu adama bir Krallık ver­mek istiyorsa Bağdatı versin'.................

Sahife No: 501                                              Vesika No: 347

30 Ekim 1919

Lord Curz'on’dan Viskont Grey’e :

.................  Ellerinde Türk Hükümetinin müsaadesi olan

198

ve kendilerine Amerikalı Arkeoloji uzmanı adını takan bir grup insan burada standart petrol şirketi hesabına petrol arıyorlar         

Sahife No: 522                                               Vesika No: 353

10                                          Kasım 1919

Albay Meinertzhagen’den Eord Curzon’a :

.................  Suriye'de Türk propagandası gittikçe artıyor, Avrupaya karşı hisler gelişiyor. Suriye’nin en önemli adamı Yasin Paşa Mustafa Kemal’e mektuplar yazı­yor       .................

Sahife No: 536                                               Vesika No: 367

29                                         Kasım 1919

.................  Fransızların Antep ve Maraş’ı işgâlleri üzeri­ne 80 şehir ve kasabada gösteriler yapılıyor..............................................................

Sahife No: 560                                               Vesika No: 385

29                                          Kasım 1919

Albay Meînertzhagen’den Lord Curzon’a :

..................  îki Fransız subayı Picon ile beraber Mustafa Kemalle görüşmek üzere Anadoluya gidiyorlar. Fransız- lar Türkleri ve Arapları tngilizlere karşı kazanmak isti­yorlar ........

Sahife No: 577                                               Vesika No: 398

.................  Arap meselesiyle ilgili 1*2 Aralık 1919 tarihli yazıda, Fransızlar da Kürt ve Mezopotamya petrolünden hisse istiyorlar  

199

Sahife No: 633                                          Vesika No: 424

10  Şubat 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............  Maraş halen yanmaktadır. Antep Fransızlara karşı isyan etti. Milliyetçi haydudlar muhtemelen Arap­larla da işbirliği yapacaklardır. Maraş, Bahçe ve Bile­cik halkı isyan etti. Yedi Ermeni köyü basıldı, Anadolu- dan milliyetçiler üç kol halinde Maraş’a yürüyorlar, Er- meniler için çalışan iki Amerikalı Kilis ve Antepte öl­dürüldü. 31 Ocak’ta Ermeniler Adana’da toplanarak .aşağıdaki kararları aldılar:

1          — Ermeni askerî teşkilâtı kurulması.

2         —Jandarmaların bütün şüpheli müslümanları yok etmesi. Ve kuvvet üstünlüğünün Hristiyanlara geç­mesi.

3          — Hristiyanları korumak için silâhlanılması.

4          — Türk taraftarı gibi bir his uyandıran Maraş 'Valisi Andre’nin azli.

Bütün bu talepler telgrafla General Gouraud’a bil- ^dirildi ve tatminkâr cevap alındı ...............................................................

KISIM 3

Nahife No: 635 — 25 Haziran 1919, 12 Şubat 1920 arası konferansta Türk meselesi :

.............  Majeste’nin Hükümeti Türk küçük Asyasına

4  .gizli anlaşmaya dayanarak girdi. Bunlar şöyledir:

1          — 1915 Mart ve Nisanında yapılan İstanbul an­laşması. İngiltere, Fransa ve Rusya arasında.

2          — 26 Mart 191'5'teki Londra anlaşması. İngilte- ıre, Fransa ve İtalya arasında.

200

3         — 1'916'da Sykes - Picot anlaşması. İngiltere, Fran­sa ve Rusya arasında.

4          — 1917’de St. Jean de Meaurienne anlaşması. İngiltere, Fransa ve İtalya arasında.

Sahife No: 636 — 27 Şubat 1915’te İngiltere’nin Rus

Hükümetine yolladığı nota :

.............  Şu anda Çanakkale’de meşgulüz, bu hareketi­mizin meyveleri sizi yakından ilgilendirir, dolayısıyla si­zin müttefiklerinize yardım etmeniz gerekir. Yunan do­nanması da bize yardım edecektir. Harbin sonunda Rus- lar İstanbul’u alacaklardır, bu mevzuda Sir E. Grey mü­zakere istemektedir. Rusya, Fransa ve İngiltere’nin ara­sında yapılan anlaşmalar sır olarak kalacaktır... 1917 Rus ihtilâli İstanbul’un alınmasını suya düşürdü .............

Sahife No: 643                                          Vesika No: 426

25  Haziran 1919

Amerikan Cumhurbaşkans Wilson’un evinde yapılan toplantı :

..........  Lloyd George Başkan Wilson’a Türklerin İs­tanbul’da kalıp kalmıyacaklarını sordu. Wilson, şayet be­nim hükmüm isteniyorsa Türkler Avrupada çok uzun za­man kaldılar ve oradan tamamen temizlenmelidirler, de­di         

Sahife No: 645                                ' Vesika No: 426

23 Haziran 1919

Türk Delegesinin cevabı :

.............  Herkez Ermenilerin katlinden bahsediyor, fa­kat aynı yerde yaşayan Müslüman Türklerin çok daha, fazla öldürüldüğünden kimsenin söz ettiği yok.

r

201

; Sahife No: 651                                          Vesika No: 428

;                                  26 Haziran 1919

Amiral Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :

.................  Amerikan yardım grupları Küçük Asya’da i Amerikan ticaretini geliştirmeğe çalışıyorlar. Kuvvetli ; Amerikan grupları Türkiyede ticareti ele geçirmek için : propagandalara başladılar. Mamafi İngiliz grupları da. , faaldir     

Sahife No: 651                                            Vesika No: 427

25   Haziran 1919

Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :

        ..... 12 Amerikalı Mühendis Marmara bölgesinde

Standart Petrol Şirketi için petrol aramak müsaadesi is­tediler       

Sahife No: 654                                            Vesika No: 433

<                                 28 Haziran 1919

Amiral Webb’ten Sir R. Graham’a :

e

...............  Vesikanın notu : Çanakkale çarpışmalarında ; bir hayli şöhret yapan Mustafa Kemal Başvezir tarafın- • dan Samsun’a müfettiş olarak gönderildi. Vezirin niyeti : kötü değildi ama Mustafa Kemal Samsun’a gittiğinden beri milliyetçi hareketlere girişti. Vezir onu geri çağıra- ; cağına söz verdi. Diğer tehlikeli şahıslardan bir de Ban­dırma Mıntıka Kumandam Rauf Bey’dir .....................

; Sahife No: 663                                          Vesika No: 441

25 Haziran 1919

SAMSUN

       ..... Amerikan Bahriyesinden Amiral Bristoi, Stan-

*202

dart Petrol Şirketinden Mr. Thomas ve New York Millî Bankasından Mr. Hutchins’in buraya geldiğini bildiri­rim. Yerli Kumlardan birini % 3 komisyonla petrol işi­nin başına getirdiler, ayrıca tütün depolarını ve tütün -mahsulünü incelediler

•Sahife No: 668 .                                       Vesika No: 447

8  Haziran 1919

Amiral Sir A. Calthorpe’den Lord Curzon’a :

.............  Ermeniler Erzurum’a hücuma hazırlanıyor­lar. Yunanlılar İzmir’i bir mezbaha hâline getirdiler ..................................................................

Sahife No: 678                                           Vesika No: 451

10 Haziran 1919

Amiral Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :

.............  Binbaşı Noel Kürt şefleriyle görüş birliğine va­rırsa bundan büyük faydalar sağlıyacağını söylüyor. Bunlar İstanbul’da Abdülkadir ve Bedir Han ile daha az meşhur bazı kimselerdir. Bunlar ^şüphe uyandırmamak için Noel’den ayrı olarak Kürt bölgelerine gidecekler, Türkler sulh konferansına Kürtlerin de getiril eceğinder korkuyorlar. Kürtler henüz Mustafa Kemal’e karşı ayak­lanmadı ama Noel bunu temin edeceğinden emin ..........................................................

Vesika No:

Sahife No: 693

21                                     Temmuz 1919

Mr. Hohler’den Sir F. Tilley’e :

................  Benim problemim Kürtler. Noel Bağdad’tar buraya geldi, çok iyi bir insan, çok kudretli biri, faka' diğer bakımdan da Kürtlerin peygamberi olmak istiyor Kürtler gibi kimse yoktur, onlar çok asil, çok iyiler di yor. Ermeniler ise değersiz ve hilekâr görüşünde. Kürtle

"hiç Ermeni öldürmedi bilakis onları korudular, fakat Er- meniler Kürtleri öldürdüler, diyor. Korkarım ki Noel bir Kürt Lawrence’i olabilir. Mezapotamya şimdi bizim ola­cağına göre ona bir Kürt Devleti kurdurup kuzey dağla­rını böylece koruyabiliriz. Abdül Kadir ve onun gibiler­le konuştum, Kürdistan’a gidip tesirlerini kullanmalarını istedim. Onlara tesir edebilmek için biz de Türklere hile yapıyoruz diye belki beş defa tekrarlamak mecburiyetin­de kaldım. Mamafi Kürtlere fazla itimat edilmez. Majes- te’nin Hükümetinin amacı Türkleri azami derecede za­yıflatmak olduğuna göre Kürtleri bu şekilde harekete ge­tirmek fena bir plân değil          

Sahife No: 695                             Vesika No: 464'e ilâve

Kürt Partisinde aktif rol alan tanınmış Kürtler :

:      ...... Şeyh Said Abdül Kadir (Başkan)

Mevlân Zâde Rifat Bey (Gazeteci)

Emin Bey( Edirne Adliyesinde Memur.) Bunlar Wil- son prensiplerine göre hak iddia ediyorlar ...............................................................

Sahife No: 764                                            Vesika No: 469

29  Temmuz 1919

Amiral Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :

..............  Beyazıt ve Kara Kilisede on bin Kürt Ermeni­lere karşı ayaklandı. Biz şimdi çok garip durumdayız. Bu uzak bölgelere ve bu kuvvetlere karşı bir şey yapa­mayız. Sulh şartları müslümanların çok aleyhine ve hristiyanların çok lehine olması üstelik Büyük Erme­nistan hakkındaki söylentiler, Kürtleri Türklerin yanma itiyor ......

204

Sahife No: 712                                          Vesika No: 472-

1                                    Ağustos 1919

Amiral Sir A. Cathorpe’den Lord Curzon’a :

............  Ordu’nun başı olan Cevat Paşa ve onun gibi yüksek rütbeli subaylar bütün güçleriyle millî hareketi destekledikleri için işlerine Son verildi    

Sahife No: 723                              Vesika No: 478’e ilâve

9                                    Ağustos 1919

........... Avrupalıların.. verdikleri raporlara göre İzmir-

de ilk adımda Yunanlılar 20.000 Türk’ü öldürmüşler­dir    

Sahife No: 733                                          Vesika No: 477

17                                     Ağustos 1919 ■s

Amiral Webb’den Sir E. Crowe’e :

............  Yunanlıların İzmir’i işgâlinden beri Türkiye - deki iç durum gittikçe rahatsız hale gelmektedir. Burası Türkiye’den başka bir yer olsaydı müthiş bir ayaklan­manın eşiğindeyiz derdim. Fakat bu garip memlekette her şey aksi istikamette gelişiyor. Onun için de birşey tahmin etmeğe imkân yok. Yunan Orduları İzmir ahali­sini sindirmeğe çalışıyorlar. Bütün bölgeyi bir harabe haline getirdiler. İzmir’i biz işgâl etseydik durum böyle olmazdı. Amerikalılar Türkiye için ne yapmak istedik­lerine bir an önce karar verseler de durum bir neticeye varsa           

Sahife No: 734                                          Vesika No: 483:

18  Ağustos 1919

Mr. Baifour’dan Lord Curzon’a :

............  Mr. Polk ile yaptığım konuşmadan öğrendiği-

205

me göre Amerikan Senatosu bütün Türkiye’nin manda­sını kabul edecek

Sahife No: 735                                          Vesika No: 492

19 Ağustos 1919

Amiral Webb’den Lord Curzon’a :

.............  Amerika, Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir Ermenistan’ı himaye edecek. Geri kalan dört vilâyeti de bir Kürt Devleti olarak İngilizlerin himayesine bıra­kıyor. Ben Amerikan misyonerlerinin tehlikeli hareket­lerinden korkuyorum, din tesirinde kalıp halkın büyük çoğunluğunu teşkil eden müslümanlara kötü davrana­caklardır        

Sahife No: 736                                          Vesika No: 493

22 Ağustos 1919

Amiral VVebb’den Lord Curzon’a :

.............  Başvezir’e Amerikan Büyükelçiliği Amiral Bris- tol’ün bir notasını verdi. Buna göre Başkan Wilson Türk­lerin, Kürtlerin veya diğer Müslümanların Ermenileri korumalarını aksi halde Türk imparatorluğunun orta- . dan kaldırılacağını kendilerine çok kötü sulh şartlarının zorla kabul ettirileceğini, söylüyor. Başvezir bundan çok telâşa kapıldı. Bana Erzurum Valisinden aldığı hakaret dolu bir mektubu gösterdi, onda burada halkın sesi hü­kümetin sesinden farklıdır ve halkın sesi hakiki sestir, yazılıydı     

Sahife No: 742                                          Vesika No: 498

27 Ağustos 1919

Mr. Hohler’den Mr. C. Kerr’e :

.............  Kürtlerin ve Ermenilerin durumu beni hiç il­gilendirmez. Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet

206

Mezapotamya bakımındandır. Diğer taraftan Wilson beni korkutuyor ajanları devamlı hatâlar yapıyorlar. Noel’e gelince fanatiğin biri. Ermenistan’ın ve Kürdis- tan’m hududlarının kat’i olmadığında sizle aynı fikirde­yim         

Sahife No: 743                                           Vesika No: 498

İngiliz Yüksek Komisyonunun Raporu :

.............  Kürt meselesi Mezapotamyada tatminkâr bir sınır içindir. Şerif Paşa’nın konferansa gelip Kürtleri temsil etmek arzusu ciddiye alınamaz    

Sahife No: 744                                           Vesika No: 500

31  Ağustos 1919

Mr. Russell’den Lord Curzon’a :

...... İzmir’de oturan İngilizler Yunanlıların İzmir’i idaresinin çok kötü ve çok hainane olduğunu söylüyor­lar. Bunun sebebinin Yunanlıların çok kötü yaradılışta insanlar olmasından ileri geldiğini ve Türklerin karekter kuvvetinin İngiüzleri cezbettiğini söylüyorlar ..............................................................

Sahife No: 745                                           Vesika No: 501

31  Ağustos 1919

Mr. Balfour’dan Lord Curzon’a :

.............  Amerikalılar Türkleri tehdid ederek şayet Er- menilere birşey olursa kendilerinin de son adamlarına kadar ortadan kaldırılacağını söylüyorlar,

Sahife No: 756                                           Vesika No: 509

Akhisar kontrol memuru tarafından bildirilmiştir :  Türk askerlerinin sayısı günden güne artıyor,.

m

fakat aralarında bir teşkilât yoktur, hattâ telefonları bi-, le yoktur.

Muhtelif bölgelerdeki komutanların isimleri :

Bergama           :  Kel Ali Bey

Soma                 :  Hulusi Bey

Akhisar : Ethem Bey Askerî, Baki Bey sivil

Salihli               :  Reşit Bey ve kardeşi Ethem

Ödemiş             :  Mustafa Bey ve Mestan   Efendi

Alaşehir            :  Mustafa Bey

Aydın : Hacı Şükrü Bey Askerî, Hacı Şükrü efendi, Hacı Süleyman bey sivil.

Bu kuvvetlerde askerler günde 50 kuruş, Subaylar 100 kuruş almaktadır. Silâhları Alman, İngiliz, Fransız ve Rus yapısı olmak üzere çok değişiktir. Bu insanlar Yunanlılardan nefret etmektedir ve kahramanlıkları da bilinmektedir. Bilhassa dağlık bölgelerdeki zeybek ve yürükler korku nedir bilmezler. Moralleri ise çok yük­sek olup Yunanlıları yurtlarından atacaklarına eminler.

Dahildeki durum : Yol boyunca konuştuğum insan­lar düşmanlıklarının Yunanlılara olduğunu ve sulh kon­feransı ilân edilene kadar başka kimseyle alış-verişleri olmadığını İsrarla söylediler. Hattâ Yunanlıların memle­keti işgal ettiği zaman bile hiçbir reaksiyon göstermedik­lerini, fakat Yunanlılar köyleri yakıp kadın ve çocukları Öldürünce, kadınlara tecavüz edince harekete geçtiklerini söylediler... Yunanlılara olan nefretleri öyle büyük ki onları kontrola imkân yok. îşgâl kuvvetleri arasında en çok İngiliz ve Amerikan olanları tercih ediyorlar ...............................

.208

Sahife No: 761.                                          Vesika No: 51.2

17 Eylül 1919

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............  Başvezir milliyetçilere karşı asker göndermeyi teklif etti. Fakat bu akıllıca bir hareket olmaz, en azın­dan bir iç harp başlatır. Ve daha fenası fen gruplar Mus­tafa Kemal’le birleşebilir. Bu mevzuda saray ve mütte­fikler zayıf durumdadır. Biz Mustafa Kemal’e aracı gön­dermeyi düşünüyoruz     

Sahife No: 763                                          Vesika No: 513

17 Eylül 1919

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a.:

.............  İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâli üzerine Mustafa Kemal’in başkanlığında Milliyetçi Partinin Er­zurum’da başlıyan, Ankara’ya, Sivas’a yayılan, Kasta­monu ve Harputu içine alan bir harekete giriştiler. Bize gelen haberlere göre Anadoluda hür bir cumhuriyet kur­ma yolundalar. İstanbul’da bir çok kimse ve bilhassa Harp Bakanlığı onlarla beraber. Bu hükümetin kabul edeceği sulhu milliyetçiler kabul etmiyeceklerdir. Bu ha­reket te 1908’deki Genç Türk hareketine benzer bir şey. O zaman da şimdi de Başvezirler bizim dostumuzdu, Başvezir İtalyan Komserinden şehir milliyetçiler tara­fından tehdid edilirse ne yapacağız diye sordu ...........

Sahife No: 772                                             Vesika No: 517

21 Eylül 1919

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

...............  Aydm Vilâyetinde İngiliz teba’lı olan kimsele­rin menfaatlerini ve tesislerini bildiriyorum.:

209

.1 — Demiryolları

2         — Gaz

3         — Madenler

4   »

5         — Altın a • • rr * o — Krom

7         — Gümüş

8         — Muhtelif

9         — Kömür, demir

10       — Cıva

11       — Kireç taşı

12       — Mermer

.13 — Mermer

14       — Kalamin

15       — Krom

Tesisler :

1         — Valonia Ekstresi Fab.

2 Demir işleri

3 — Foundry

5   »

6         — Yağ presi

7         — »     »

8         — Un değirmeni

9         — Halılar .

10       — Boya işleri

: Aydın Osmanlı Kumpanyası.

: Osmanlı Gaz Şirketi İzmir ve say­fiyeleri için.

: Çakmaktaşı Şirketi. Abbot’s Emery Mines Ltd.

: Edward Hadkinson (Karataş ve Güztepe).

: P. G. Barff ve Şirketi.

: Peterson ve Şirketi.

: Edward Hadkinson (Ören Aydın Sancağı) (Mesçitli Köy Ödemiş).

: Mrs. Wilson.

: Torbalı civarında üç kömür ma­deni, (Ayazmada demir madeni.)

: J.W. Whittali.

: Edwart Hatkinsin.

: Alfred Charnaud.

: C.H. Wilkin (Kulluk).

: C. Whittali ve şürekası.

: Peterson ve şürekası.

C.        Whittali ve şürekası.

D.        Essingnis.

Rankin ve Demas.

Risse Kardeşler.

Alfert Sanson.

Albert iSmith (Bergama) R. Hatkinson (Aydın) Whiteman (Menemen) Şark Halı İmalâthanesi. Peterson ve şürekası.

F. — 14

 

210

Aydın’m haricindeki İngiliz menfaatlerini bildiriyo­rum :        : /; ;■

1   — Osmanh Bankası.

2   — Türkiye Millî Bankası.

3   — Mersin Adana demiryolu. (Bazı hisseleri.)

4   — Boraks Şirketi. Bursa, Karahisar, Sultan Sancak.?

5   — Keşan Kömür Madenleri. (Eğedeki Kömür Ma­

denleri.)

6   — Bursa civarındaki Krom Madeni. Peterson ve or­

takları.

7   — Troad’di Altın Madeni Alexsandir Hill.

8   — Trabzon civarındaki Bakır Madeni. 4 ayrı şirket.

9   — Mermer Ocakları.

10  — îstanbuldaki Soğukhava Şirketi

11  — îstanbuldaki Telefon Şirketi.

12  — îstanbuldaki Doklar.

1’3 — îstanbuldaki Pamuklu Fabrikaları .......

Sahife No: 792                                          Vesika No: 523:

27 Eylül 1919

Albay Meîııertzhageıı’den Lord Curzon’a.:

............  Noel gayet tehlikeli bir şekilde Türklerin. aley­hine çalışıp Kürt propagandası yapıyor

Sahife No: 782                                          Vesika No: 529

29  Eylül 1919

Lord Curzon’dan Sir E. Conve’e :

................  Standart oil Türk Hükümetinden harpten ön­ce müsaade aldığı' iddiasıyla Marmara bölgesinde petrot aramaya başladı           

211

Sahife No: 785                                          Vesika No: 530

30  Eylül 1919

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

.............  Mustafa Kemal’in tesiri gittikçe yayılıyor. Sul­tan Ingiliz otoritelerinden kuvvet kullanarak milliyetçile­ri durdurmalarını istedi        

Sahife No: 788                                          Vesika No: 533

4  Ekim 1919

Mr. Hohler’den Mr. Kidston’a :

............. , Bizim bataryanın Samsun’dan çekilmesine çok müteessirim. Sanki Mustafa Kemal’in önünden çekiliyor- muş gibi oldu, ve bir Şarkh’nın gözünden bu zayıflık alâmeti asla kaçmaz ........

Sahife No: 802                                          Vesika No: 543

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............  Başvezir ve içişleri Bakanı durumun vahame­tini kabul ediyorlar ve âsileri bastırmak için müttefik­lerden müsaade istiyorlar. Sivas Kongresinin en entere­san tarafı, Avrupa Türkiye’sinin de millî hududlar içine katılmasıdır.

Türk hududları içinde hür bir Ermenistan’a ve Kum­lara müsaade edemiyeceklerini söylüyorlar. Ferit Paşa Hükümeti milliyetçilere karşı ilân edildi. İzmit civarında yarı bolşevik tipi haydud çeteleri türedi. Başvezir milli­yetçilerle konuşulamıyacağma karar verdi... Bütün Türk gazeteleri Sivas Kongresinin aldığı kararları bir zafer gibi gösteriyorlar. Mustafa Kemal ve Rauf Bey’in asil bakışlı portreleri gazeteleri süslüyor. Aynı milliyetçi ga­zeteler ordunun başı olan Cevat Paşa’mn vazifesinden atılmcaya kadar milliyetçilere yardım ettiğini yazdılar.

.212

Yerli hr is tiy anlar milliyetçi hareketten müthiş korkuyor­lar...

İngiltere Türklere karşı olan harpte baş rolü oyna­dığı halde bugün Türk gazetelerinde ve hattâ milliyetçi gazetelerde bile İngiltere iyi bir yer işgal ediyor    

Sahife No: 817                              Vesika No: 548’e ilâve

10 Ekim 1919

Harbord tarafından :                                              ,

..............  İstanbul’dan Mardin’e kadar olan bütün bölge­leri gezdik. Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şere­fini kurtarmaktır. Türkiye hastalık ve harplerden nüfu­sunun %■ 20’sini kaybetmiştir. Yerlerinden çıkarılan Er- meniler yavaş yavaş ve hiç bir korku duymadan yerle­rine dönüyorlar. Bütün seyahatimiz boyunca Türklerin Ermenileri öldürmek istediklerine dair bir işaret görme­dik. Ermeniler, Kürtler ve Tatarlar arasındaki düşmanlık eski zayıf idareler yüzündendi. Ermenistan’da gördüğü­müz bazı insanlar istikbâl hakkında bizi şüpheye düşür­dü, çoğunlukla çürümüş insanlardı...

Uç ay önce Ermeni’lerin tek bir adam kalmaymca- ya kadar kesildiğini duymuştuk, halbuki duyduklarımı­zın hiçbiri doğru değildi. Zaten ben bu, katliamı her za­man şüpheyle karşılamıştım. Fransızlar Türkleri man­daları altına almak istiyorlardı bunun için de dünyanın şüphesini Türklerin üstüne çekmek gerekirdi      

Sahife No: 826                                           Vesika No: 549

15 Ekim 1919

Amerikan Radyosu konuşmasından :

..............  Mustafa Kemal bana dedi ki:

Bizim Hükümetimiz yabancı hile ve müdahaleleriyle

213 zayıflatılmıştır. Milliyetçilerin İngiliz ve Fransızlardan yardım aldığı yalandır. İngiliz sermayesi Türkiye’yi mah­vediyor. Biz İngiltere’deki eski Türk Dostları Cemiyeti Başkanı'Adil Bey’in iki yüz bin sterling, Konya Valisi­nin yüz elli bin sterling ve belki de Ankara Valisinin bu miktar para aldığım biliyoruz        

Sahife No: 827                                          Vesika No: 552

19 Ekim 1919

Amiral Sir JF. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............  Ermeni ve Rum Patrikleri yüksek komisyona müracaatla, Türk Milleti hareketi muvaffak olursa hris- tiyanlar için çok kötü olacağını ve bu sebeple kendi sü­rülerinin menfaatlerini ve güvenliklerini korumalarını talep ettiler   

Sahife No: 828                              Vesika No: 553’e ilâve

19 Ekim 1919

Mr. Ryan’dan rapor :

...............  Millî kuvvetler gittikçe geliştiği için, silâhları bırakılmasına rağmen kırk bin kişilik bir hükümet kuv­vetinin milliyetçilere karşı kullanılması istendi. Başve-. zir bu talebi derhal kabul etti. Fakat İzmir’de cinayetle­re ve kadınlara yapılan tecavüzlere karşı kurulan kuv­vetleri bunlarla karıştırmamak gerekir dedi. Ben İzmir-, deki Yunan kuvvetlerinin İngiliz Generali Milne’nin ko­mutasına' verildiğini, bundan böyle kadınlara tecâvüz olmıyacağım bildirdim        

Sahife No: 830                                          Vesika No: 554

19 Ekim 1919

Amiral Sİr E. de Koheck’ten Lord Curzon’a :

'             Size Tasviri Efkâr’da çıkan bir karikatürü yol-

214

luyorum: Karikatür çok çarpıcı bir şekilde milletin ru­hunu ve idealini aksettiriyor. Bunda bir ayağı Trakya- da olan ve Orta, Anadolu üstüne rahatça ve erkekçe uza­nıp dinlenen çekilmiş süngüsüyle Konya, Adana ve İz­mir’den düşmanları temizleyen, sol kolunu kuvvetle Er­menistan ve Kürdistan’a uzatan, Van’ı parmakları ara­sında tutan yenilmemiş bir Türk var. Gölgesi Diyarbakır ve Suriye üstüne düşüyor. Harita İran hududundan, Ka- radenizden Adana bölgesinden Mezapotamya içlerine ka­dar uzanıyor      

Sahife No: 831                                                Vesika No: 511

14  Ekim 1919

İngiliz Yüksek Komiserliğinden Amiral Sir de Eo- beck’e :

...................  İtalyanlar İzmir’deki Müslümanların dinlerini 'değiştirip İtalyan vatandaşı yapmak istiyorlar. Asker­leri hergün ellerinde Küçük Asyadaki İtalyanlar çok ya­şayın yazılı bayraklar taşıyarak geziyorlar. Fakat benim anladığım Türklerden çok korkuyorlar ve bu bölgelerde kalabilmelerinin Türklerin lütfuna bağlı olduğunu bili­yorlar     

<** •

Sahife No: 835                                                Vesika No: 558

21 Ekim 1919

Lord Curzoıı’un notu :

...................  Mr. Venizelos İngiltere’yi ziyareti sırasında Mustafa Kemal hareketinin mutlak suretle ve derhal ezilmesi lâzım geldiğini söyledi. Avrupa yeniden Türkle­rin ve İslamların eline teslim edilemez .........................

r.......... -

215 E':

■ Sahife No: 873                                           Vesika No: 585

':                                   11 Kasım 1919

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a:

..................  İstanbul’a Ermeni ve Rum göçmenler geliyor, f Bunlar çadırlara yerleştiriliyor durumları iyi değil. Ame- y nikahlar bunlara yardım ediyorlar. Yunan mültecilerin i .gelmesine müsaade ettiğimiz için milliyetçiler bize kızı- | yorlar. Ermeni ve Rum Patrikleri beraberce beni Ingiliz | Elçiliğinde ziyaret ettiler. Mustafa Kemal bir iş karış- k tırmadıkları müddetçe hristiyanların hayatının emniyet- f te olduğunu söylediyse de bu mesuliyetsiz milliyetçi li- f. dere kim inanır, dediler. Ayrıca İzmir havalisinde evleri yandığı ve yıkıldığı için evsiz barksız kalan Müslümanla­rın durumu da bizi hayli utandırıyor. Şimdi her tarafta milliyetçi adı altında çeteler türedi. Mustafâ Kemal ve adamları bütün yabancıların ve bilhassa İngilizlerin git­mesini istiyor   

Sahife No: 893                                              Vesika No: 596

17 Aralık 1919

Sir E. Crowe’den Mr. Kidston’a :

..................  Mustafa diye biri var Kürtleri ayaklandırabilir ve Erzurum ile merkezî Anadolu köylülerinin çarpışa- ' mıyacağı bir güç haline getirebilir           

Sahife No: 907                                              Vesika No: 609

28  Kasım 1919

Mr. Kitston’dan Sir E. Crowe’a :

Ermenilerin Müslüman komşularını kesmesin­den hiç şüphe etmem ve Erivan’ı kontrol altında tutan Taşnak çetesine en küçük bir itimat göstermemek lâzım-

211?                                                       -

dır. Bu Taşnaklar müthiş bir vahşetle çalışıyorlar ve ta­lihsiz Ermenilerin hiçte yararına hareket etmiyorlar.

Sulh konferansının Türkiye hakkmdaki yayınları' Mustafa Kemal harekâtını yarattı. Rum’ların İzmir’e çı­kıp orada yaptıkları da bu harekâtı körükledi. Kültlere, her ne kadar inanmazsak da onları kullanmamız men­faatimiz icabıdır. Doğu Vilâyetlerine gelince Türklerle harp etmeden o bölgeleri Ermenistan ve Kürdistan diye bölemeyiz. Çok korkarım ki geçen Haziran’da aldığımız; kararları Türklere kabul ettiremiyeceğiz, keşke aksini düşünebilseydim ..

Sahife No: 917                                               Vesika No: 613»

28  Ekim 1919

27 köyün eşrafından Konya’daki İngiliz Yüksek Ko­miserinin aldığı mektup :

...................  Millî Kuvvetler adı altında bir grup Müslüman ve Hristiyanları öldürmektedir. Hayvanlarımızı elimiz­den alıyorlar, telgraf hatlarımızı kesip bizim sizlere ha­ber vermemizi önlüyorlar. Bizim hükümetimiz zayıf ol­duğu için milliyetçileri ezemez. Milliyetçileri ezmek için. Ingiliz Hükümetinin bize yardım elini uzatması için yal­varırız... -

Aşağıdaki köylerin eşrafı tarafından imzalanmıştır :

Soğuçak, Kovanlı, Hacı Yunuslar, Dumnu, Karaba- yır, Huluslar, Seyit, Gİtret Bekle, Sat, Yalnızca, Kiraz, Elma ağaç,Beybahin, Fakirtepesi, Ekitse, Sarıca, Sarış- tat, Akçapınar, Ahırlı, Günce Gün, Ali Çerçi, Fatma, Sorkom, Mervesti         

Sahife No: 921                                               Vesika No: 618

4 Aralık 1919

Mr. Ryan’m Raporu :

...................  Reşit Paşayla Kürt meselesini görüştüm ve Al-

21T bay Noel’in Malatya’yı ziyaretinin yanlış tefsir edildiği-- ni söyledim. Gerçi Majeste’nin hükümetinin Kürt mese­lesinde büyük menfaati olduğu doğrudur, fakat bu sa­dece Mezapotamya ile ilgilidir ve sırf orayı korumak içindir, Diyarbakır’daki Türk memurların Bedir Han’ı ve hattâ Albay Noel’i tevkiflerinin kötü bir şey olduğunu Albay Noel’in Kürt meselesinde bir mütehassıs olduğu­nu, propaganda yapmadığını, Bedir Han’ın da Albay Noel’e kılavuzluk ettiğini, gayelerinin o bölgelere sulh ve; sükun götürmek olduğunu, söyledim         

Sahife No: 925                                                Vesika No: 620?

9  Aralık 1919

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

..................  Mr. Hohler Kürt meselesi hakkında Kürt Baş-- kanı olan Şeyh Sait Abdül Kadir Paşayla görüştü. Kürt'­ler bütün ümitlerini İngiliz Hükümetine bağlamış dürüm­dalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya 'başlıyor. Kuvvetler Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı kul­lanmak için her parayı ödemeğe hazırlardır     

Sahife No: 931                                                Vesika No: 624

11 Aralık 1919

Amiral Sir F. de Kobeck’teıı Lord Curzon’a :

..................  İngiliz Birliklerinin Samsun’dan çekilmesi mil­liyetçiler tarafından kullanıldı. Şimdi de demiryolların­dan çekilirsek bu hâdiseyi milliyetçiler bir zafer olarak ilân edeceklerdir. Mustafa Kemal’in kuvvetleri bir köp­rüyü havaya uçurup bir treni tahrip ettiler. Mustâfa Ke­mal’in İngiltere’ye ne kadar düşman olduğunu Harp Ba­kanlığı herhalde anlıyamıyor ..........................

"218

Sahife No: 932                     ,                           Vesika No: 625

12                                           Aralık 1919

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.................. ; İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali her taraf­ta protestolara sebep oluyor. Tahkikat Komisyonu uzak­laşır uzaklaşmaz Yunanlılar Müslümanlara eziyetlere lıaşlachlar. Her Camiin başına bir jandarma koymuşlar, Yunanlıların işledikleri suçların ahlâk cezasını onları teş­vik eden kuvvetler de çekeceklerdir          

Sahife No: 956                                                 Vesika No: 632

22                                           Aralık 1919

Türk meselesi hakkında ikinci toplantı :

.......................  Türk Hükümetinin malî bakımdan iflâs etti­ğini, İstanbul’daki memurlara maaş verilmemesinin teh­likeli neticeler doğuracağı, Çatalca hattı dışında Türklere yer verilmemesini, kapitülasyonlara çok benzer bir sis­temin kurulmasını, Türk Ordu ve Donanmasının ancak Jandarma teşkilâtı haline getirilmesini, Erzurum’un Er­menistan’a verilmesini, 12 ada’nm Yunanlılara verilmesi­ni, demiryolları v.b, konuşuldu      

Sahife No: 966                                                 Vesika No: 633

26                                           Aralık 1919

Türk meselesinde üçüncü toplantı:

..................  Kürt kabileleri Ingiliz ve Fransız hâkimiyetine 'konacak, Kürdistan’da hiçbir şekilde Türk bırakılmıya- cak. Bir tek Kürt devleti mi yoksa bir çok küçük Kürt devletleri mi kurulacağı düşünülecek. Ermenilere Ame­rikalılar kanalıyla silâh temin edilecek ......

219

Sahife No: 975

Vesika No: 637

26  Aralık 1919

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Eord Curzon’a :

.............  Kâzım Karabekir Paşa Kürtlerin Kerkük ve Süleymaniye’de İngilizlere karşı ayaklandığını Harp Ba­kanlığına haber verdi. Mustafa Kemal Sivas’ta Türk; Kürt ve Arap şefleriyle bir Ermeni Devleti kurulmasına karşı toplantı yaptı.

Toplantıda bulunanlar :

13’üncü Kolordu’dan Cevat Bey.

20’inci                  »           Ali Fuat Paşa.

3’üncü                  »           Selâhaddin Paşa.

15’inci                  »           Kâzım Karabekir Paşa, - Hadi

Paşa, Abuk Paşa, Abdur rahman Şeref Paşa, ve Salih Pa­şalar Harp Bakanlığında Cemal Paşa’nm Başkanlığında toplanarak yeni bir asken organizasyonun projelerini hazırladılar. Mustafa Kemal Kuvayi Islâmiye adında bir teşkilât kurdu. Bu teşkilât Kürtlerden, Araplardan ve Mardin bölgesindeki şeyhlerden müteşekkil... Türk. Su­bayları bunlan idare edecekler ve Baş Komutan Mustafa Kemal olacak. Burada İstanbul'da gizli bir teşkilât ku­ruldu. Milliyetçileri vatan haini ilân ediyor   

Sahife No: 900                                          Vesika No: 643

30  Aralık 1919

Amiral Sir F. de Robeck ’ten ILord Curzon’a :

.............  Yunan Birlikleri kendilerine verilen bölgeyi geçtiler.-Şimdi muntazam hale gelen Türk Birlikleri de Afyon Karahisar’a ilerliyor           

220'

Sahife No: 992                                          Vesika No: 646

4 Ocak 1920               J

Lord Curzon’un notlan :

..............  Türkler Avrupa’dan atılmalıdır. Amerikalı Se­natör Lodge’m dediği gibi İstanbul Türklerden tamamen 'alınmalı, bir veba tohumu olan harplerin yaratıcısı^ komşuları için bir küfür olan Türkler Avrupa’dan silin- melıdir                

Sahife No: 1003                                        Vesika No: 647

25 Aralık 1919

Mr. Kyan’ın raporu :

.............  Milliyetçiler şimdi iki yol kullanıyor: Milliyetçi ol'çünkü İslâmî kurtaracak yegâne yol odur. îslâma sâ­dık ol çünkü senin millî varlığını kurtaracak yegâne yol odur.

Bazı kuvvetler ezilebilirse de bolşeviklik ezilemez. Bu fikirlerin her ikisi de İslâm dünyasındaki İngiliz hâ­kimiyetini mahvedebilir. Biz, gerçek ideali dinmiş gibi davranacak menf aatçi bir grubu idareci olarak taktime çalışacağız.

Panislâmizm! ezemeyiz bu tıpkı Batı’daki milliyetçi­lik gibidir. Bizim şimdiki gayemiz bölmek, arkadaş gibi davranıp kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır

Sahife No: 1011                                         Vesika No: 652

6  Ocak 1920

Amiral Webb’deu Lord Curzon’a :

.............  Maliye Bakanlığı Fransızların 1 idaresine bıra­kılır, borç işlerini ve bütçeyi onlar ayarlarlar, Ekonomi Bakanlığı İngilizlerde kalır .ve şu kısımlara ayrılır:

221

1          — Ticaret ve sanayi

2          — Madenler

3          — Ziraat                                               :

4          — Ormancılık

5          Malzeme

6          Ulaştırma ve haberleşme.

Bunların herbirinin başına bir ecnebi müdür getiri­lir, bütün bu müdürlere birer yardımcı Türk verilir ve bu sayede durum kurtarılır   

Sahife No: 1016                                        Vesika No: 658

11  Ocak 1920

Mr. Vansittart’tan Lord; Curzon’a :

..........  Türklerle yapılacak sulh 4 esas ihtiva eder :

t — İstanbul ve Boğazlar.

2          — Anadolu ve Küçük Asya.

3          — Ermenistan.

4          — Suriye, Mezapotaıhya ve Arabistan.

1          — İstanbul’un Müslümanlardan temizlenmesi: Müslüman dünyası gözünde Osmanoğullarının, îstanbulu .zaptla kazandıkları o esrarengiz kuvvet silinecektir. Türkler İstanbul’u alarak'Ortaçağı kattılar. Ve yeni bir devir açtılar. Bütün bunlar düşünülürse 800.000 Türk’ü burada bırakarak Boğazları kontrol edemeyiz. Diğer ta­raftan halifenin İstanbul’dan sürülmesine karşı çok ce­reyanlar var. 30.000 kişilik bir müttefik ordusu tutarak ve hiçbir Türk askerinin İstanbul'a girmesine müsaade «etmiyerek Türkler İstanbulda kalabilir.

2          — Anadolu ve Küçük Asya : Türkler Anadolu’da

222                                          '

bir uçtan Trabzon ve diğer uçtan Adan aya kadar olan bölgelerde kalabilirler. Erzurum yeni kurulacak Ermeni devletinin baş şehri olacaktır. Türklerin idaresi İngiliz, Fransız ve İtalyanların elinde olacaktır. İtalyanlar işgal ettikleri Güney Anadolu bölgesinde ve bilhassa ekonomik menfaatleri olan bölgelerde kalacaktır. Meselâ:

Haraclea’daki kömür madeni gibi yerlerdeki men­faatleri korunacaktır.

3         — Ermenistan: Anadoluya dağılmış 500.000 Er- meniyle, Amerika, İran, İstanbuldaki Ermeniler Rusya Ermenistanındaki 1,5 milyon Ermeniyle birleşip büyük Ermeni Krallığını maydana getireceklerdir. En büyük zorluk Ermenistanda hiç bir yerde Ermenilerin çoğun­lukta olmamasıdır. Hakiki bir seçim yapılırsa çoğunluk daima Ermenilere düşman grupların eline geçecektir. Ha­kikat ve mantık Trabzondan,.Adanaya kadar uzanan bü­yük Ermenistan rüyasına karşıdır. Dünyanın dört bir tarafına dağılmış bir kaç yüz bin Ermeni işlerini ve yer­lerini bırakıp buralara gelirler mi? Bu yerlere yüz mil­yonlar sarf edip onarmak lâzım. Ve hepsinden daha mü­him olanı burada yaşayan enerjik bir Türk toplumuna. karşı savaşmaları lâzım, Ermenilerin kendilerine güven­leri yoktur, böyle bir savaşı yapamazlar. Bu problem an­cak ve çok zor olarak Amerika ve milletler teşkilâtınca, çözülebilir     

Sahife No: 1028                                        Vesika No:

16 Ocak 1920

Amiral WebbMen Lord Curzon’a :

.............  Bolşevikler medeniyet ile savaşta Türk milliyet­çileri ile işbirliği yapıyorlar.............

223-

Sahife No: 1062                                         Vesika No: 667

22  Ocak 1920

Amiral Webb’den Lord Curzon’a :

.............  Bayburt’ta Şeyh Kürt Ali milliyetçilere karşı harekete geçti       

Sahife No: 1074                                       Vesika. No: 673

22  Ocak 1920

Amiral VVebb’den Lord Curzon’a :

.............  Bolşevikler Müslümanları kendileriyle birleş­meğe çağırıyorlar... Cevat Paşa, Kara^ Vasıf Bey, Belin■ Sami Bey, Prens Abdülrahim ve Sultan adına Damat İs­mail Hakkı’dan müteşekkil bir grup toplanarak Pan İs- lâmizm hakkında konuştular  

Sahife No: 1089 : Kısım. 4'.

17          Haziran İran 191'9, 12 Şubat 1920i Konferansta ı İngiltere ve Fransanın görüştüğü mevzular:

.............  Petrol kaynaklarındaki menfaatleri, Romanya, Küçük Asya, Galiçya, ayrıca Türk petrol şirketinin bütün haklarının İngiltereye geçtiği 

Sahife No: 1093                                         Vesika No: 684

17 Haziran 1919

Sir G. Clark’ten Mr. Kerr’e :

.........  Majestenin hükümeti Türk,petrol şirketinde Fransızların % 10, % 20 hisse almaları için şu şartları ileri sürer:1 Boru döşenmesi işine yardım, edilmesi ve Ce- zair petrol sahalarından hisse senedi satın alınması şartı: ile     

” Sahife No: 1111                                          Vesika No: 703

■ 13 Aralık 1919 ■

...............  İngiliz petrol şirketleri kendilerini Amerikan petrol şirketlerinden kurtarmak istiyorlarsa Batum, Tif­lis, Bakü’den başka yeni kurulacak Ermeni devletindeki petrol işini de üstlerine alır. Bundan başka Musul, Ker­kük ve' Mezapotamyadaki petroller İngilizlerin tesirinde olacaktır. Mezapotamyadaki Türk petrol şirketinden Fransızlara verilecek hak Türk hükümetinin hissesinden , verilmelidir

Not: Bu cildin geri kalan 250 cayfası İran olayları- ..na aittir. E. U.

CÜLT 7

j. Sahife No: 42                                                Vesika No: 6

K                                  14 Şubat 1920

; Londra Konferansa :

.............  a — Türkiye mağlûp olmasına rağmen hür bir devlet olmalıdır,

b — Boğazlar milletler arası olmalıdır.

c ___ Türkiye dünya sulhünü tehdit eden hiç bir /askerî güçe sahip olamaz.

d — Türkiye hür bir Ermenistan! tanıyacaktır.

e — Türkiye, Suriye,. Mezapotamya, Filis tindeki bü­tün haklarından vaz geçecektir. Bütün azınlıklar kuvvet- > lerin himayesinde olacaktır. Ayrıca Sultan’ın İstanbulda kalıp kalamıyacağı düşünülecektir. Edirne ve Avrupa ’Türkiyeyesi Yunanistana verilecektir.

Türkiyenin borçları meselesi; ve Türkiyenin deniz : kuvveti bulunamıyacağı meselesi görüşüldü. Fransızlar, istanbulun Türklerde kalmasını istiyorlar ve İstanbul halkın % 80’i Türktür diyorlar. Lloyd George ise nu- fusün % 40’1 nın Türk olduğunu iddia ediyor, (Bu sebep­le Türkler İstanbul’dan çıkartılmalı) diyor. Japon dele­gesi Chinda bu mevzuda söz söylemiyor.

Lloyd George’ye göre Türkler yüzlerce sene Avrupa- da kaldılar ve Avrupadaki bütün belaların başı oldular. İstanbul Türk değildir Yunandır, Türkler oradan atılma­lıdır. İtalyan delegesine göre: Türkler İstanbul’dan çı­kartılırsa bütün İslâm dünyası ayaklanır. Boğazları

F. — 15

m

30.000 askerle işgal edelim boğazlar işgal edilirse Türkler merhametimize kalır 

Sahife 54 — Yunanlıların İzmir’e çıkışma biz müsaade: ettik, Yunanlıların orada oluşu en dikenli meseledir; diyorlar. Lloyd George, Yunanlıların İzmir’de ticarî, menfaatleri vardır, orada kalmaları gerekir... Mr. Cambon Türkiye’de 7 sene kalıp Abdülhamid’e malî' reform plânları yapmıştır. Cambon’a göre: Türkle­rin malî kontrolü mümkündür, Türklerden hiç kim­se bu işi anlayamaz, dolayısıyla sesleri çıkmaz

Sahife 58 — Türkler ecnebi kontrolünü kabul ederler.. Türk memurları maaşlarını aldıkları müddetçe ses­leri çıkmaz. Mr. Cambon’a göre: Biz'bu durumdan yararlanarak Türkleri malî ve İdarî kontrole alırsak, durum her bakımdan hallolur        Müttefiklerin Tür-

kiyede çok mühim malî ve politik menfaatleri vardır., Boğazlan kontrol edip para alsak senede bir milyon, sterlin toplarız    

Sahife 63 — İstanbul ve İzmir meselesi görüşülürken: Lloyd George Venizelos’u çağırdı, Venizelos İstan­bul’daki Patriğin Türk ve Rum sayısını bulduğunu, bildirerek aşağıdaki listeyi verdi.

Yeri

Türk

Rum.

Çatalca

86.000

145.000

Çanakkale .

26.000

64.000

Aydın

350.000

590.000

Adalar

380.000

1.000.000

İzmir

100.000

240.000

Burla

4.000

40.000

Çeşme

7.000

50.000

Karaburun

8.000

15.000

Sivrihisar

9.000

11.000

Foça

2.000

19.000.

 

fT”

227

Tire

20.000

5.000

Menemen

10.000

11.000

Kuşadası

8.000

6.000

Bayındır

9.000

7.000

Ödemiş

19.000

25.000

Sahife No: 81

16 Şubat 1920

Vesika No: 10

 

Ç Londra konferansı :

j             ..... Ermenistana 6 vilâyetten başka Trabzon ve

1     Adana’da verilmelidir. Amerika Ermenistana yardım ede- çektir ve mandası altına almağı kabul ediyor. Fransa ise £      Adana’yı kendisi için istiyor. Trabzonda bir tane bile Er-

|      meni yok, Ermenisiz bir Ermenistan biraz gülünç olmu-

yor mu? deniyor..............

f Türkler için bir malî komisyon tertipleniyor......................

| Sahife 88 — Aynı toplantı: Küçük bir Türk devleti kur- I malı, kapitülasyonlar adlî işlere de uzatılabilir. Ja- ponyadan kapitülasyonları kaldırdık zira onlar kuv- Ivetliydi başka çaremiz yoktu. Türklerin kafası Ja- ponlarmkinden çok daha az işler (Turkish mind Was far less precise than the Japanes) dolayısıyla kapitülasyonlar adlî işlere de uzatılabilir......................................................................

*                                                                                      'M

I     Sahife No: 99                                               Vesika No: 12

.             ..... Lloyd George ile Amerikalıların Türkiye üstün-

; de münakaşası: Lloyd George ve Lord Curzon biz neye ; karar verirsek Türkler onu kabule mecburdur, diyorlar ve Türkiyeye teknik uzmanlar da göndereceklerini açık­lıyorlar............

L Sahife 183 — Amerikalı Yahudiler de Lloyd George’a telgraf gönderip parçalanan Türk yurdundan hisse J istiyorlar     

328

Sahife 178' — Türkleri yatıştırmak iğin İzmir üstündeki taleplerini kabul etmiş görünelim, Yunanlılar daha fazla asker çıkartsınlar sonra vazgeçeriz       

Sahife 191 — Italyan S. Nitti, Türklerin bütün arazi­lerini ellerinden aldık bari ağır borç altına sokmıya-, lım, diyor.

Sahife 231 — İzmir’e bir Türk bayrağı asarak Türk var­lığını kabul etmiş görünelim, diyorlar.....................................................................

Sahife 258 — Venizelos, Türk bayrağı şehrin dışına asıl­sın Giritte’de Türk bayrağı ada dışında bir kayalık­ta asılıydı, diyor  

Sahife 258 — İngilizler Kürt devleti kurmak istedikleri bölgede çok fazla maden olduğundan eminler..............................................................

Sahife 280 — Lord Curzon, Erzincanın da Ermenilere verilmesini istiyor. Ve Karadenizde bir Lazistan ku­rup Ermenilerin mandasına vermek istiyor, bu tek­lifi diğer delegeler tarafından kabul edilmiyor.

Sahife 293 — Lord Curzon, İstanbul’u boşaltmak için bahane olarak Mustafa Kemal’in adamları olduğu ve . şehrin bu yüzden boşaltıldığını söyleriz, diyor.

Sahife No: 291                                                 Vesika No: 36

28 Şubat 1920

İngiliz hariciye vekâletindeki toplantı :

....................  Lloyd George, İstanbul’dan Türkleri çıkartma­lı... Mr. Cambon, Ermeni Patriğinin sözüne göre, Ma- râş’ta Ermeniler kesildi. Fakat Majeste Bogos Nubar Paşa bu haberi yalanladı... Şimdi düşman Türklerin mun­tazam askerleri ve milliyetçi çetelerdir. İstanbul’da olan İngiliz donanmasının bir kısmını Mersine sevkedelim ve Türklere oradan müdahale edelim. İtalyan elçisi Türk-, ler bu barbar davranışlarına devam ederlerse biz de daha sert tedbirler alırız, diyor. Ve Yunanlılara daha geniş

229' haklar vermeği ve bahri gösteriler yapmayı teklif edi­yor. Mr. Cambon’a göre ise bütün sıkıntı Mustafa. Kemal Paşa tarafından yaratılıyor ve Sultan onu kontrol ede­miyor..................

Sahife No: 297                                                Vesika No: 37

■ 1

Aynı toplantı :

..................  Maalesef milliyetçi Türkler Fransız birliklerin­den çok fazladır. Fransız gruplarının 1/3 ü Fransız as­kerlerinden gerisi yerli Ermenilerdendir. Ermeni asker­leri 18 bin kişidir.

Bütün Anadolu hâdiselerinden Başveziri mes’ul tu­talım... İstanbul’daki komserimiz Sultam bu hâdiseleri önliyemezse İstanbul’dan atacağımızı bildirerek tehdit etsin..................

Sahife No: 300                                                Vesika No: 38

28 Şubat 1920

Aynı toplantı :

..................  Mustafa Kemal kendi kendisini Erzurum valisi ilân etmiş, Erzurum’un yeni kurulacak Ermeni devletine katılacağı bir sırada bu çok manâlı bir harekettir. Bu adam olmasaydı Ermenilerin bir şansı olurdu.......................

Lloyd George, Bogos Nubar Paşa’dan bir mektup aldı. Bu mektupta papaz Narayon’un telgrafı ekliydi. Bu tele göre: Fransız kuvvetlerinin hiç bir haber vermeden Maraş’ı terk etmelerinden habersiz bin beş yüz Ermeni askeri ertesi gün Türklere karşı bir çıkış yapmaları so­nucu hepsi ölmüştür... Türkler muhtemelen bazı Arap- larca da desteklenerek Fransızları Maraş’tan atmışlar­dır. Bu ara Türk askerlerinin yirmi bin kadar Ermeni askerini öldürdüğünü söylemesine rağmen hakikat böyle değildir.

230

Türklerle sulhe hazırlanan müttefikler kendilerini çok müşkül bir durum içinde bulmaktadırlar.

Türk millî hareketi gittikçe büyüyor, tehlikeli karek- teri gittikçe artıyor. Muhtemelen Fransız üniforması gi- yen Ermenilerin aşırı hareketleri Türkleri tahrik etmiş olmalıdır. Türkleri uyarmamız kâfi değildir daha sert hareket etmemiz lâzımdır. Türkler Ermenilerden nefret ediyorlar ve bu nefret onları sokaklarda Fransız ünifor- masiyle görünce büsbütün arttı. Fakat Maraş’ta yirmi bin Ermeninin öldürüldüğü tamamen hayaldir. Donan­ma gösterisi de yapamayız Mustafa Kemal’e bu yoldan tesir edemeyiz. Fakat Emir Faysal vasıtasıyla bir şeyler yapmağa çalışıyoruz. Mustafa Kemal’in askerleri nasıl yaşıyor? Bunları acaba İstanbul mu besliyor? Mr. Bert- helöt’a göre Mustafa Kemal’in askerleri hiç para almı­yor onları harekete getiren vatan aşkıdır.

Sahife No: 313                                                 Vesika No: 40

1  Mart 1920

Aynı toplantı :

................ Lord Curzon, Boğazları ve Marmara denizini içi­ne alan bir teşkilât yapılıyor, ancak Yunanistan ve Ro­manya gibi küçük devletleri de bu teşkilâta alalım, belki ilerde Bulgaristanı da bu teşkilâta alırız... Boğazlarda kat’î olarak Türk bayrağı bulunmıyacaktır.....................................................

Sahife No: 338                                                 Vesika No: 42

2                                          Mart 1920            /

Aynı toplantı :

................  Lloyd George, Bahriye uzmanlarının hazırladığı şu maddeleri ileri sürdü:

1 — Türkiye kendi sahillerini müdaafa edecek bir donanmaya sahip olamaz.

231

2         — Türk donanması sadece balıkçı gemilerini ko­ruyacak bir polis kuvveti haline getirilecektir.

3         — Türk sahilleri nereye kadar uzanacaktır?

Lloyd George, Türk Malî Komitesi Başkanı olan Mr. Blackett ile görüşerek Türkiye’nin malî kontrolünün na­sıl yapılacağını tetkik etti. İlk iş olarak gümrükler kont­rol altına alınmalıdır. Malî Komisyon Maliye Vekâletinin hür ve Türklerden kurulmasına tamamen karşıdır. Güm­rüklerin başında da bir genel müfettiş konacaktır 

Netice: Malî işler Türklerin eline hiç bir şekilde bı­rakılamaz. Ayrıca bütün işgal masraflarını ve toplanan bu komisyonların masraflarını da Türkler verecek.

Sinyor Nitti, meselâ, Türkler İzmir’i istiyeceklerdir biz de pekâlâ İzmir’i işgal için yaptığımız bütün masraf­san verin deriz, tabii Türkler bunu Ödeyemiyeceklerine .göre İzmir de bize kalır, dedi. Buna karşılık:

Lloyd George, bizim Suriyedeki birliklerimiz oradan çıkacak, yani bunun masrafını biz mi ödiyeceğiz? Hiç böyle saçma şey olur mu hepsini Türkler ödemelidir, de­di. İngiliz vergi mükellefleri bu iş için 750 milyon Sterlin ödediler, bütün bunları Türklerden altın olarak alacağız, Türklerin altm stoklarım ele geçirmeliyiz, diye devam ?etti        

Sahife No: 358                                            Vesika No: 45

3  Mart 1290

Aynı toplantı :

...... Türkiye’de silâh yok deniyor halbuki Anadolu .silâh doludur. Millî harekette İzmir’de Yunanlılara ve Doğuda Ermenilere karşı bu silâhlar kullanılıyor. Türk­lere karşı mutlâk silâhla savaşmak lâzımdır, Bulgar or­dusunu silâhsızlandırdık neden Türklere aynı şeyi yapa- ırnadrk?

232

Mr, Cambon, ilk yapacağımız iş bunların milliyetçi liderlerini yok etmek olmalıdır. Türkler de bütün diğer şarklılara benzerler başları ezilirse sinerler... Sultana bu adamları tevkif etmesi için baskı yapalım, müttefikler kendi aralarında kararlı olup sağlam hareket etmezlerse Türkler harekete geçeceklerdir, dedi.

Lloyd George, Sultana söyle deriz: Biz bütün etleri alıyoruz sen de bir kaç kemikle iktifa et. Hakikatte Tah­kiyeden geri ne kaldı? En zengin en verimli toprakları­nın hepsi ve imparatorluğun yarısı gitti. Bütün bunlara; ilâveten boğazlar işgal edildi üstelik bütün masrafları da. Türkler ödeyecek. Şimdi Sultana müjde verir gibi seni İstanbul’da bırakıyoruz, demenin mânâsı var mı? Mus­tafa Kemal’e gelince, Yunanlılar hariç Türkler herkezdes dayak yediler. Kendilerinin 1/3 ü kadar olan Bulgaris­tan tarafından bile dövüldüler. Türklerin şöhreti yalancı: bir şöhrettir ve müttefikler hâlâ bu şöhretten dehşet duymaktadırlar. İngiltere kendi hissesine düşeni yapma­ğa hazırdır. Ve Türklerle ancak savaşarak başa çıkılabi- lir   

Sahife No: 411                                                Vesika No: 50'

5  Mart 1920

Aynı toplantı :

.................  Lord Curzon, Millî hareketlerin gelişmesi kar­şısında Türklerin İstanbul’da kalmasına müsaade edelim.. Ve Yunanlıları İzmir’den çıkartalım (Bu çok zor olacak­tır.) Türklerin Trakya’da kalmasına müsaade edelim;. (Bu bizim politikamıza tamamen terstir.) Fakat sulh şartlarına bütün bunları koyarsak bir Ermenistan kur­ma hülyası tamamen ölecektir. Fakat bu bir Kürdistan kurulması mânâsı taşır.

Lloyd George, Müttefik kuvvetler Türk kuvvetlerini

gözlerinde fazla büyütüyorlar. Geçen harpte İngi Özler Hintli askerleri kullandılar böyle olmasına rağmen Türk- ieri yendiler. Şimdi bizim 160 bin ve Türklerin 80 bin askeri var. Fransız, İngiliz, İtalyan ve Yunanlılardan müteşekkil her iki asker bir Türk askerini yenemez ise.- bu konferansı durdurup Türklerin bütün isteklerini ka­bul edelim.

Mr. Cambon, ■ Türklerle gözü kapalı bir savaşa atıl­mamamız için yalvarırım, Türklerin hiç bir kaynakları yoktur derken yanılıyorsunuz, şayet Türkler kızarlarsa. Yunanlıları İzmir’den denize dökerler...

Sahife No: 450                                                Vesika No: 55>

10  Mart 1920

Aynı toplantıda alman kararlar :

.................  1 — İstanbul resmen işgal edilecek ve buna, bahane olarak Türkiyedeki azınlıkları kötü davranıldığı ileri sürülecek.

2             — Türklere sulh şartlarını kabul ettirirken çıka­cak ayaklanmalara karşı koymak için İstanbul’daki mil­liyetçi liderler tevkif edilecek. Ve İstanbul hükümetine 24 saat mühlet verip Mustafa Kemal’i ve bütün kuvvetle­rini dağıtması istenecek. Aksi halde Yunanlıların bu işi. yapacağı söylenecek.

Mr. Churchill, Mr. Venizelos yanlış haber almış In­giliz istihbaratına göre Aydm’da Mustafa Kemal’in 2b00 kişisi vardır. Asıl kuvveti ise Ermenistan civarında olup- 12 bin kişi kadardır. Biz bir taraftan Mustafa Kemal’e bir mektup gönderelim, diğer taraftan da Yunanlılara fır­sat verip Mustafa Kemal’in adamlarını yakalatalım, böy­lelikle Türklerin prestijini sıfıra indiririz.

234

Vesika No: 62

Sahife No: 506

16  Mart 1920

Akşam üstii saat 4 :

Lord Curzon arkadaşlarına dışarda açıklanma- _ması şartı ile bu sabah 11 de İstanbul’un fiilen işgal edil­diğini, harbiye ve bahriye nezaretlerine el konduğunu ve bütün ulaşımın kontrol altına alındığını, örfî idâre ilân edildiğini ve karaya asker çıkarıldığını bildirdi.

Ermeni meselesi ise milletler topluluğunca halledile­cektir ve bütçelerine onlar tarafından yardım yapılacak­tır. Paristen arkeoloji mütehassısları getirilerek bütün tarihî eserlere kıymet konacaktır. Kıymet tespit heyeti şu şahıslardan müteşekkildir:

İngiltere

adına

Kumandan

Hogarth.

Fransa

»

Prof.

Cagnat.

İtalya

»

Senyor

Parabeni

Amerika

»

Mr.

Butler.

 

Vesika No:v63

Tarihî ve artistik değeri olan mallar alınıp götürü­lecektir. îtalyanlar kendileri için istediklerinin listesini veriyorlar.

Sahife No: 523

18 Mart 1920

Aynı toplantı :

...............  Venizelos Marmara adalarını tekrar talep edi­yor. Bu talep bu adaların Yunanlılaştırılmasma imkân olmadığı gerekçesiyle reddediliyor. Hakiki sebep ise bo­ğazlar civarında Yunanlı istememeleridir......

235

Sahife No: 536                     Vesika No: 63’e 3’üncü ilâve:

8 Mart 1920

..' ...Venizelos’un Marmara adaları hakkında verdiği rakamlar :

Yer

Yunan

Türk

Palotia

3750

20

Aftoni

2000

■—-

Klosati

350

Prostia

2700

Marmara

4600

150

Galini

2000

"---- ■-

Paşa Limanı

3007

37

Bori

2500

Skopi

3700

Aloni

2500

3

Bükhalia

1900

5

Jutali adası

2000

Apasia adası

1800

—•

Kolonus adası

1’805

Sahife No: 570

20 Mart 1920

Vesika No: 66

Aynı toplantı :

 

 

 

.............  Lord Curzon, Türkler için askerlik mesleği ta­mamen kapanmıştır. Şüphesiz Türkler askerlik yapmak isterlerse başka bir yere gidebilirler. Fransız Legionü onları kabul edecektir. Mamafi İngiltere buna dahi iti­raz eder.' Çünkü Türkler diğer düşmanlarımızdan çok farklıdır, başka bir yerde bile askerî terbiye görmeleri iyi değildir. Yeniden Türkiye’de askerî bir devre açıla­bilir. Şu anda Fransa için en büyük tehlike Adana’dan çı­kıyor. Fransız üniforması giymiş Afrikalılar ve Ermeniler

 

 

 

 

 

 

236

Türkleri müthiş kızdırıyor, bu ilerde de devamlı tehlike: teşkil edeceklerdir......

Sahife No: 601                        Vesika No: 69’a üçüncü ilâve

11 Mart 1920

Mr, Camboıı’dan Mr. Lloyd George’a —Gizli—

.................  Türklere verilecek cevaplar. Bu vesika açıklan­mamıştır.)

5              inci ilâve: Türkiye, Mısır, Sudan ve Kıbrıs üstün­deki bütün haklarından vaz geçecektr.

6              mcı ilâve: Türkiye Libya ve Ege denizindeki bü­tün haklarından vaz geçecektir               

Sahife No: 628                        'Vesika No: ÎOe beşinci ilâve

14 Şubat 1920

Patrik L, Doretheos’dan Lloyd George’a :

.................  Patrik sulh konferansına bir mektup gönderdi; Türkiyenin akıbetinin tâyin edildiği şu günlerde, doğu meselesiyle 'çok yakın ilgileri ve menfaatleri olan Patrik, İstanbulla ilgili olan ve millî arzuları açıklıyan bir beyan- ’ name verdi. Bunda zavallı milletlerin selâmeti ve Doğu­nun sulhu için ilk önce bu meselenin halli isteniyor. (Bu mektubun aslı açıklanmamıştır fakat özet olarak)-:

Türklerin kötü idaresi devam ediyor. İstanbul hiç bir vakit ne kültür ne de nüfus olarak Türk olmamıştır. Müslümanlar için değil fakat Yunanlılar için mukaddes bir şehirdir. Kuvvetlerin Türkleri İstanbul’dan atmama­sı bir zaaf telâkki edilecektir. Halbuki İstanbul Yunanis- tanla kuvvetli bir bağla bağlanmazsa Yunanlıların arzu­ları hiç bir vakit yerine 'getirilmemiş olacaktır. Türkler boğazları müdafaa edemedi halbuki Yunanlılar milletler­arası bir rejimde ve kuvvetlerin de menfaatlerini koruya­rak müdafaa edebilir. Bütün bu sebeplerden İstanbul ana-

237

vatanla birleştirilmelidir. Bunu boğazların milletler ara­sı olması şartiyle en iyi bir çözüm yolu olarak teklif edi­yoruz. Biz İstanbul’a self determinasyon ve kuvvetlerin İ menfaatlerini garanti ediyoruz. Bu kabul edilmez | ise İstanbul’un mandasını da almağa razıyız. Artık [ yeniden dünyaya gelen Yunanistan Türk mayasına ta- f hammül edemez, İstanbul’dan Türk hükümeti ve Türk

Sultam atılmalıdır. Sulh konferansının en âdil hareketi, doğudaki cinayetlerin yeniden tekrarına mâni olmaktır, medeniyetin ve sulhun haklarını vermesidir.

Sahife No: 642                                  Vesika No: 71’e ikinci ek

25 Mart 1920

...................  İstikbaldeki Ermeni devletinin teşekkülü hak­kında rapor :

Ardahan, Batum ve îmer vadisi verilecektir. Erme- nistanın Kürdistan ve Türkiyeyle olan hududu söyledim Karadenizde Yan batı deresinin bir kilometre batısı, Er- zurumda Zelfek dağına kadar olan yer. Güney batıda Hatap dağı, Erzurum vilâyetinin batı hududu. Karasu, Paluk çayı, Bağır Paşa Çayı. Büyük Sultan Su, Aktaş, Maşla Deresi, Murat Suyu, Güldore, Bitlis Suyu, v.b.

Sahife No: 664                                                    Vesika No: 74

29 Mart 1920

...................  Başkan Wilson bütün Türklerin Avrupa’dan atılıp Edirne ve havalisinin de Bulgarlara verilmesini is­tiyor

- CİLT 8

Sahife No: 1                                                                    Vesika No: I

18  - 26 Nisan 1920

San Remo Konferansı :

...............................  Türklere anlaşmayı derhal kabul ettirmenin.

Sili1          icap ettiğine karar verildi. Ayrıca Türklerin hangi tarih -

te Paris’e geleceği ve Başkan Wilson’a verilecek cevap kararlaştırıldı     

Sahife No: 5                                                                    Vesika No: 2

Aynı toplantı :

...............................  Mezapotamya ve Filistin, İngiliz, Suriye Fransız j mandasına girecek. Mr. Lloyd George, Amerikan S tam dart petrol şirketinin işleri karıştırmasını ve Fransızların petrolden % 50 hisse istemelerinden hoşlanmıyor 

Sahife No: 20                                                                  Vesika No: 4

Aynı toplantı:                                                                                             '

...... Wilson’un Türklerle yapılacak sulh anlaşması hakkındaki notasının müzakeresi yapıldı.

Lloyd George, Amerikanın İstanbul, Trakya ve Er­menistan hakkında bir çok sual sorduğunu açıkladı. Ve Amerikalıların bu bölgelerde diğer kuvvetler dan daha kö­tü yer kapmaması lâzım geldiğini anlattı.

Mr. Berthelot, Amerika Türklere harp ilân etmedi- - ğine göre birinci derecede rol oynamaya kalkması saç­madır.

239

Lloyd George ve Lord Curzon, biz Türk meselesine çok fazla para sarf ettik bu bakımdan Amerika’dan önce kendimizi düşünürüz, tezini savundular.

Türk delegesi sulh için Paris’e 10 Mayıs 1920’ye ka­dar gelmiş olmalıdır. Türklere sulh şartlarını zorla kabul ettirmek için icap ederse mühim limanlar zaptedilecek, ve askerî gösteriler yapılacaktır. Ayrıca Osmanlı borç­larının tahsili için bir komisyon kuruldu..................................................................................

Sahife No: 31                                    Vesika No: 4’e ikinci ilâve

Aynı toplantı :

A.................... Amerikan notasına verilen cevap :

1                  — Sultanın İstanbul’dan çıkarılmasının faydalı ve zararlı tarafları vardır. Bu konuyu çok dikkatli tetkik et­mek lâzımdır. Her memleket menfaatleri ölçüsünde bu meseleyi tetkik edip tehlikeyi ve mes’uliyetleri paylaş­maktadır. Ve Amerikayı da arzu ettiği taktirde bu mes’u­liyetleri paylaşmağa çağırmaktadır.

2                  — Türkiye’nin güney hududu.Adana bölgesi hak­kında bir çok coğrafik mahallî ve ekonomik faktörler vardır. Bütün bunları çok dikkatli tetkik etmemiz icap, eder.

3                  — Müttefikler boğazlar komisyonunda Rusya’nın da bulunması teklifinizi memnuniyetle kabul eder.

4                  — Boğazlar ve serbest geçiş hakkında çok dik­katli inceleme yapmış vaziyetteyiz. Türklerle yapılacak nihai anlaşmada Ruslara danışmak çok hayatidir.

5                  — İstanbul’un dışında kalan Trakya hakkında Yu­nan Kralının Amerikayla konuştuğu anlaşılıyor. Mamafi Edirne ve Kırk kilise’nin Bulgaristana verilmesi fikriniz hatalıdır. Zira orada Bulgar sayısı çok azdır.

6                  — Türk hükümetinin Avrupalı kuvvetleri birbiri­ne düşürmesi fikrinize gelince: Biz Avrupalı kuvvetler

240

ticarî ve ekonomik meselelerde bir birimizle rekabet et­kiyeceğimize anlaşmış vaziyetteyiz.

7                      — Müttefikler Amerikanın Ermenistan hakkında- ki bütün arzularını iyi karşılar. Ermenistamn istikbal­deki gelişmesi için teklif ettiğiniz yerler maalesef Türk ^askerlerinin işgâlinde bulunuyor. Müttefikler Ermeni- lerin azami arzuları ve kendi sempatileri ölçüsünde ol­masa bile, Ermeni potansiyelinin son hududunda olan yerleri onlara vereceklerdir. Sürmene, Of ve Karadeniz­'de serbest bir liman Ermenilere vereceklerdir. Ayrıca yeni devletin selâmeti için Erzincan bölgesi de askersiz hale getirilecektir.

8                      — Mezapotamya, Arabistan, Filistin, ve adalarda Türkiye’nin bütün haklarından vaz geçmesi gerekir. Bu mevzuda Amerika’nın bizimle aynı fikirde olduğunu öğ- rendimize çok memnun olduk.

9                      — İzmir meselesi müttefiklerin karşılaştığı en zor ısualdir. Bu bölgenin Yunanlılara verilmesine bizi zorla-

< yan muhtelif âmiller oldu. Mamafi bütün Batı Anado- lunun hayatı buraya bağlı olduğundan bu çok zor halle­dilecektir. îzmir Limanında Türklere bir hak tanımak şartıyle bu bölge Yunanlılara verilecektir.

10                     — Yeni kurulacak Türk Devletiyle ekonomik an­laşmaları yoluna koymak gereklidir.

11                     —■ Müttefik Hükümetler Türk anlaşmasında im­tiyazlı şahıslardır. Amerîkan vatandaşları ve şirketleri de korunacaktır.

Not : 1 — Amerikalıların bizim memleketlerimizin istifade ettikleri avantalardan ve üstünlüklerden istifa­de edeceklerini sanmıyoruz.

2 — Kapitülasyonlar imzası olan memleketler lehi­ne geliştirilecektir. Almanya’nın menfaatlerini düşün­müyoruz. Amerikalılar bundan istifade edebilirler.

241

3               — imzası olan devletler her türlü masrafım ala­caklardır.

4               imzası olan devletler Türkleri yeni ekonomik

şartlan kabule zorlıyabilirler ...............

Nahife No: 35                                                      Vesika No: 5

19 Nisan 1920

Aynı toplantı :

...................  Amerika’nın müdahalesi üstünde münakaşalar yapılıyor. Bundan pek memnun değiller. Şayet Edirneyi de Yunanlılar almağa kalkarsa işler bozulabilir.

Italyan Nitti, OsmanlIların en zengin yerleri Yunan­lılara verilmeli, diyor. Türk borçlarına ait mesele görüşü­lürken 1908’de Türk Hükümetine malî müşavirlik yap­mış olan Mr, Laurent çağrılıp, OsmanlIlardan en iyi na- ;sıl para alınabileceğini öğreniyorlar.

Sir Adam Block’a göre: Ancak müttefiklerin kont- rolunda bir Türk mâliyesi olabilir. Türkler hiçbir zaman kendi mâliyelerini organize edemezler. Şayet Türkler :zenginleşirse biz de zenginleşiriz...

Belçika da malî komisyonda yer almak istiyor. Kür- distan meselesine gelince:

Lord Curzon, bunun çok mühim bir soru olduğu­nu, İstanbul’dan Bağdad’a kadar bütün bölgelerde yap­tığı incelemede Kürtleri temsil edecek hiç bir kimseye rashyamadığmı, Şerif Paşa’mn kendisini Kürt temsilcisi gibi göstermesine rağmen bundan emin olmadığım, esa­sen Kürtlerin Türklerle beraber yaşamaya alışmış oldu­ğunu, Türklerle Kürtler’i birbirlerinden ayırmanın çök zor olduğunu, ancak Ingiliz ve Fransızların manda yo­luyla bu işi başarabileceklerini, Musul’da yaşayan Kürt- lerin Ingiliz mandasına girdiğini söyledi ....................................................

F. — 16

242

Sahife No: 62                                                               Vesika No: 6

20                                                     Nisan 1920

Aynı toplantı:

.............................  Amerika Ermenistan için on bin veya daha faz­la insanla 4-5 milyon sterlin verebilir.

Lloyd George, biz Amerika’dan derhal gelip yardım etmesini istemeliyiz. Aksi halde bizlerin Ermenîleri ko­ruyamadığımızdan şikâyet etmemelidir. Böyle bir du­rumda Kanada’nın da yardım yapacağına dair çok iyi' sebeplerim var      

Sahife No: 93                                                               Vesika No: 10)

22 Nisan 1920

Aynı toplantı :

.............................  Türkiye’nin sınırlan : Erzurum Ermenilere ve­rilecektir, böylece büyük Ermeni Devleti teorisi tahak­kuk edecektir. İtalyan Nitti, Erzurumda 637 .bin Türk,, 8.500 Rum ve 135 bin Ermeni olduğunu söyledi. Ve Türk­ler çoğunlukta olduğu için bir yolunu bulup Türkleri ora­dan atmalıyız. Son zamanlarda Erzurum Millî hareketin merkezi olmuştur .......

Sahife No: 99                                                               Vesika No: 10

.............................  Mr. Berthelot (Fransız temsilcisi) Bolşevikler­le Mustafa Kemal birleşerek Batum’daki askerlerimizi sarabilirler     

Sahife No; 110                                                             Vesika No: 11

.............................  Lloyd George, Ermenilerin böyle lüzumsuz ümitler beslemeğe hiç haklan yok. Ermenilere kâğıt üs­tünde, haklar vermenin ne mânâsı olabilir. Sanıyorum ki.

243

Amerika da Erzurum’u fethetmek için asker göndermez, belki biraz para tophyacaklardır, hepsi okadar.

Mr. Berthelot, Mustafa Kemal ve kuvvetleri rüşvet vermek veya başka bir yoldan ortadan kaldırılabilir, bu sebeple Erzurum meselesinde acele etmemek gerekir, de­di .................

Sahife No: 119                                                 Vesika No: 11

23  Nisan 1920

Aynı toplantı :

.................  Mr. Aharonian, Mustafa Kemal’in Ordusu si­zin sandığınızdan çok daha küçüktür. Ve başıboş bir or­dudur, bin veya iki bin Kürt veya köylüden müteşekkil­dir. Nüfus hakkında hazırlanan istatistikler ise yalan­dır. Ermenilerin istatistikleri Avrupa ayarında olup bun­lara göre Hristiyanlar çoğunluktadır.

Mareşal Foch, Ermeni Devleti başı bozuk ve düzen­siz bir teşkilâttır, şimdiki Ermeni idareciler ise millî duy­guları tahrik edilmiş sinirli bir sistemdir. Gayet iyi teş­kilâtlı Türkler karşısında hiç birşey yapmalarına imkân yoktur. Türklerin en kuvvetli kalelerinden biri olan Er­zurum’u elde etmelerine imkân yoktur    

Sahife No: 139                                                 Vesika No: 13

Aynı toplantı :

.................  Lloyd George, şayet Erzurumsuz Ermenistan olmıyacaksa bu hiç bir zaman bir Ermenistan olamıya- caktır mânâsına gelir, dedi           

Sahife No: 141                                     Vesika No: 13’e ilâve

Aynı toplantı : —Çok Gizli—

.................  Ingiliz, Fransız ve İtalyan Hükümetleri sami-

244

mi olarak Türkiye’nin gelişmesi ve tabii kaynaklarım geliştirmesini arzu ederler.

Şöyle ki : Bunun için Türk Hükümetinin Adliyesini, i Mâliyesini, Jandarmasını ve Polisini yeniden organize edeceklerdir. Azınlık gruplarının her türlü hakları koru­nacaktır. İlerde hür bir Kürdistan kurulması temin edi­lecek, Güney Anadolu’da İtalyan menfaatleri, Dicle’nin batısında İngiliz menfaatleri en müessir şekilde koruna­caktır. Mersin, Tarsus, Adana demiryolu bu üç devletin idaresinde kalacaktır. Yunanlıların menfaati olan bölge­ler Yunanlılara verilecektir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde Özel menfaati olan büyük devletler o bölgedeki azınlıkları da idaresi altına alacaktır   

Sahife No: 307                                                              Vesika No: 26

20 Haziran 1920

Lympne’de yapılan ikinci toplantı :

...............................  Lloyd George, Mr. Venizelos’un Yunan Gene­rali Paraskevopulos’tan aldığı şu haberi bildirdi: Yunan kuvvetleri Bandırma hattını kolayca geçebilir. Türklere karşı derhal harekete geçmeliyiz. Her geçen gün alcy- himizedir...

Mareşal Foch, bu Yunan Generalinin iyi bir adam olduğunu söylüyor. Yunanlılara harekete geçmeleri için' izin verelim. Gayemiz Mustafa Kemal’e bir darbe indir­mektir. Ve gayemiz Mustafa Kemal’e, Adana’dan Fran­sızların, İzmit’ten İngilizlerin çıkmıyacağım hatırlatmak­tır. Bizim bir iş yapacağımızı anlasın. Bu teklife Fransız delegesi razı oldu ve Yunanlıların derhal ilerlemesi için telgraf çekildi    

Sahife No: 313                                                              Vesika No: 27

Aynı toplantı :

Lloyd George, Mr. Chamberlain’e :

245’

Mustafa Kemal’e çok kuvvetli bir yumruk indirelim, bu şarttır, dedi.

Mr. Millerand, şayet becerebilirlerse Yunanlılar bu­nu yapacak, dedi.

Lloyd George, Mustafa Kemal’in muvaffakiyeti Araplara da sirayet edebilir, bu sebeple mutlaka ezilmesi gerekir, dedi     

Sahife No: 346                                                 Vesika No: 33

21 Haziran 1920

Villa Belle’deki toplantı:

..................  Lloyd George, Türkiye’deki son birkaç günlük gelişmeler çok tehlikeli olmaya başladı, son zamanlara kadar bu hareket İstanbul’u tehdid etmiyordu. Şimdi îz- mitte mühim miktarda Mustafa Kemal kuvveti var. Mus­tafa Kemal hemen hemen Çanakkale’ye ulaştı. Çok bü­yük bir Yunan Birliğini Bandırmaya gönderip Mustafa Kemal’i arkadan çevirelim... Paris’e gelmekte olan Türk delegesiyle görüşme yapmanın hemen hemen mânâsı kalmamıştır. İstanbul'daki kumandanlarımızdan Musta­fa Kemal’in ilerlemesinden duyulan telâşı bildiren telgraf­lar almaktayız.

Kont Sforza, Yunan kuvvetlerinin hiç bir zaman Türkleri yenmesine imkân olmadığım söyledi...

Lloyd George, belki Yunanlıların çarpışma kabiliye­tini büyüttük ve Türkierinkini de küçülttük, durum teh­likeli olabilir, dedi.

Fransız delegesi, Türk sulh anlaşmasını geri bıra­kalım, dedi.

Lord Curzon, Mustafa Kemal maalesef çok kuvvetli durumda...

Lloyd George, Türklere bir milyon Ermeni öldü de­diğim zaman cevaben iki milyon da Türk öldü diyorlar.

246

Mamafi Türk Hükümeti Mustafa Kemal’e karşı onun için Damat Ferit’e anlaşmayı imzalatabiliriz. Anlaşma hiç bir sebeple geri bırakılmamalıdır      

Sahife No: 443                                                            Vesika No: 47

7  Temimiz 1920

Vilia Fraînense’deki toplantı :

.............................  Türkiye’ye teklif edilen sulh anlaşmasına cevap aldık. Sultan İstanbul’dan atılırsa bütün İslâm dünyası ayaklanabilir, buna karşı İstanbul Hükümeti yalnız bi­zim için değil bütün dünya için tehlikeli olan Türk millî hareketini bastırmakta bize yardımcı olabilir.

Mr. Venizelos, Türkiye’de doğduğu için Türkleri iyi bildiğini söyledi. Türkleri akıllandıracak en iyi yol Mus­tafa Kemal’i her cephede mağlûp etmektir, dedi. İstan­bul Hükümeti Mustafa Kemal’e karşı gibiyse de onun zaferiyle çok yakından ilgilidir...

Lord Curzon, Boğazlar Komisyonuna ve Malî Ko­misyona birer Türk alabiliriz...

Yunan kuvvetleri ilerlemektedir, daha şimdiden Mus­tafa Kemal’in prestijini havaya uçurmuşlardır...

Lloyd George, Yunan Ordusunda İngiliz subayları vardır ve bunlar Yunan Ordularını çok beğeniyorlar... 1878’de İngiltere ve Fransa Türkiye’yi kurtarmışlardı, Avrupa kuvvetleri Türkiye’yi malî bakımdan ayakta tut­muşlardır. Harp patlar patlamaz kapıları suratımıza ka­payıp harbin iki yıl uzamasına sebep oldular, Türklere hiç bir şekilde merhamet edemeyiz...

Mareşal Foch, Anadolu’daki hareketi 300 bin ki­şiyle durdurabiliriz...

Mr. Venizelos, şayet mümkün olsa Türklere silâh­tan başka bir yol kullanabiliriz, fakat Türkler silâhtan başka bir şeyden anlamazlar...

247

Sonuç : Silâhsızlandırılmış olan bütün Yunan bölge­lerinin derhal silâhlandırılıp Mareşal Foch’un emrine ve­rilmesi için karar alındı  

Sahife No: 553                                                  Vesika No: 62

11 Temmuz 1920

l’inci ilâve :

...................  Türk Hükümetine verilen cevap : Türk Hükü­metinin mesajını dikkatle tetkik ettik. Harbin mesuliye­tinin Türklerden çok müttefiklerinde olduğu kabul edile­mez. Türk Hükümeti istiyerek bütün milletlerin özgür­lüklerine karşı girişilen hiylelere karışmış ve diktatörce arzularını açıklamıştır. Türk Hükümeti 150 seneden beri 'dostu olan devletleri aldatmıştır... 1914’te harbin başın­da Türkler tarafsız kalırlarsa dominyonlarının koruna­cağı tarafımızdan garanti edilmişti. Fakat Türkler bunu dinlemediler ve bu müdahalesiyle insanlığın kayıplarına ve sefaletine sebep oldular. Türkler milletlerarası su yol­larını müttefiklerin yüzüne kapıyarak milyonlarca in- jganın ölümüne ve milyarlarca Sterlinin kaybına sebep olmuşlardır. Dünyada hürriyetin yeniden kurulması için Türkiye’nin ödeyeceği para korkunç fazladır...

Bulgaristan, Mekadonya ve Ermenistan’da yaptığı­nız zulüm insanlık vicdanını titretmiştir. 1914’te sözde isyan ettiler gerekçesiyle 800 bin Ermeni evlerinden atıl­mış ve öldürülmüştür. Türklerden gayri ırklar devlet ha­line getirilecektir. İzmir ve Trakya Türklerin elinden alı­nacak, Amerikan Cumhurbaşkanının karar vereceği sı­nırlar içinde hür bir Ermenistan kurulacaktır. Boğazla­ra gelince, Türklerin medenî dünyaya bir daha ihanet et­memesi için sıkı tedbirler alınacaktır, bu sebeple Türkiye küçük bir devlet haline getirilecektir...

Malî kontrollere gelince, bu Türkiye’nin aleyhine de-

248

ğil bilakis lehinedir. Hükümetimizi düştüğü bataktan çıkaracak ve Türk halkının emperyalist arzularını sile­cektir, onları iyi idare edilen bir halk haline getirecek­tir.

Boğazların hürriyet garantisine gelince :

1                         — Sulhun imzalanmasından üç ay sonra bütün as­kerî tesisler yıkılacaktır. Marmara sahilleri de dahil bü­tün sahiller ve1 bütün adalar silâhsız hale getirilecektir..

2                         — Boğazlarda yapılacak bütün silâhsızlandırma, masrafları Türkler veya Yunanlılar tarafından verile­cektir.

3                         — Adalarda müttefik kuvvetler haricinde hiç bir asker buhmmıyacaktır.

Türk jandarmaları bizim emrimiz altında olacaktır.

Türk borçlarına gelince, bunların hepsi Türkler ta­rafından ödenecektir. Anlaşma Türklere zengin toprak­lar bırakmaktadır, hattâ İstanbul’u da merkez olarak bırakmaktadır. Şayet bu anlaşmayı imzalamazsanız Av­rupa’dan nihai olarak atılacaksınız... Tetkik etmeniz için 10 gün müddet veriyoruz         

Sahife No: 771                                                           Vesika No: 87

22 - 23 Ağustos 1920

İngiliz ve İtalyan Başvekilleri görüşmesi :

............................  Mr. Lloyd George, Senyor Giotti’yi Türklere karşı daha fazla İtalyan askeri göndermesi için iknaya çalışıyor...

Mr. Lloyd George, İstanbul’daki Türklerin artık o eski yumuşak insanlar olmadıklarını ve İstanbul’da ba­rınmanın zorlaştığını, söylüyor.

Senyor Giolitti, Çanakkale’yi bombardıman ederek Türkleri yenebiliriz, demesi üzerine:

w

Mr. Lloyd George, biz İngilizler Çanakkaleyi keş­fettik, orada gemiierin hiç bir rolü, olmuyor, biz Türk- lere hücum ettiğimiz zaman orada çok küçük bir kuv­vetleri, vardı, şayet siz veya biz karadan asker gönder- ■ mezsek Çanakkale Yunanlılara veya Bolşeviklere veri­lecektir, ayrıca İtalyanların madenlerini koruyabilmeleri için Çanakkaleyi mutlak elinde tutması gerekir. Mustafa Kemal ise hemen hemen bitmiştir, elinde hiç bir harp malzemesi yoktur. Fakat bütün bunlara rağmen Türkle- rin bilinemiyeceğini, söyledi .................

Sahife No: 844                                                 Vesika No: 98-

3  Arahk 1920

..................  Lloyd George, Mustafa Kemal Yunanlıları İz­mir’den atabilir. Bu sebeple Yunanlılara her türlü yar­dımı yapmalıyız. Şayet Yunanlılar İzmir ve Trakya’yı kürklere geri vermek istiyorlarsa ona karışmayız. Müt­tefikler Mustafa Kemal’e haber gönderseler o mutlaka bunu dinlemiyecektir       

Sahife No: 846                                                 Vesika No: 98

..................  Lloyd George, Bolşeviklerle Milliyetçi Türkler arasında bir menfaat ayrılığı yaratmalı. Türk fikri Pan Turanizm’dir, yâni Türkistan’a geri gitmektir, İzmir ve Trakya’ya bakmazlar. Bu yüzden Bolşevikleri tehlikeli, ve kendi düşmanları sayacaklardır. Mustafa Kemal’in, bütün ihtirası doğu’dadır, şimdi Ermenistan’ı zaptetti ve Bolşeviklerle arası açıldı. Türkler bize ihanet ettiler, Ça­nakkale’de binlerce insanımız öldü, şimdi Türklerin ölü­müne kim bakar   

CİLT XH

ISahife No: 375                                                         Vesika No: 316

                                               ' 25 Mart 1920

Mr. Smart’tan (Konsolos) Lord GranvHIe’e :

.............................  Yunan Mekadonyasmdaki ekonomik duruma ;göre Selanik bizim olmalıdır. Yunanlıların buradaki ida­resi gayet kötüdür. Yunanlılara merhamet ederim fakat vatandaşlarımın Yunanlılar hakkındaki ön fikirlerine iş­tirak etmiyorum, bu peşin fikirler değersizdir, Türklerin idaresi altındayken yabancılar çok avantajlı durumday­dılar ve bu avantajlarını da Türklerin aleyhine kötü bir yolda kullandılar, şimdi bütün bu avantajlarını kaybet­tiler. Yunanlılar her şeyi kendilerine almak istiyorlar. Aniden kazandıkları büyük topraklar gayet anormal durumlar yarattı. Eski Yunanistan’ı canlandırmak isti­yorlar, fakat bunu gerçekleştirecek idare adamlarından ımahrumlar ..............................

Sahife No: 378                                                           Vesika No: 318

5  Nisan 1920

Yunanlıların Trakya ve Koria’yı işgali hakkında Mr. Leeper’in notu :

.............................  Sulh anlaşmasına göre Yunanlıları Trakyaya .sokacağımıza söz verdik. Bunu Türkler organize olma­dan bir an önce yapmalıyız. Yunan Ordusu müttefik or­dularıyla birlikte Trakya’ya girip bu hareketin mütte­fikler tarafından istendiğini Türklere açıkça gösterme­liyiz ......

251

.'Sahife .No: 406                                             Vesika No: 336

4                                          Haziran 1920

Lord Granville’den Lord Curzon’a :

..................  Amiral Kelly fevkalâde politik ehemmiyeti -olan bir mesaj gönderdi çok dikkatli okumalısınız. Doğu Akdeniz’in emniyeti için Yunanistan’a küçük fakat çok kıymetli bir donanma kurmalıyız.

Vesika No: 336’ya ek : —Gizlidir—

Amiralliğin Yunanistan için teklif ettiği gemiler : 2 hafif kravüzör, 6 destroyel, 2 H sınıfı denizaltı, 2 ma­yın tarayıcısı, ayrıca paravanlar, dişliler, devamlı dalga, telsiz setleri, torpidolar, yağ yakıt püskürtücüleri motor yedekleri ve daha 3 milyon sterlin değerinde gemi mal­zemesi. Ve 50 adet deniz teyyaresi. Yunan Hükümetine bütün bunların verilme sebebi Türklerle yapılacak sulh anlaşmasının gittikçe uzaması ve Yunan Hükümetinin her gün 3 milyon drahmi masraf yapmasıdır

Sahife No: 507                                                Vesika No: 434

18                                          Kasım 1920

Lord Derby’den Lord Curzon’a :

..................  Bolşeviklerden yardım gören Kemalistlerin du­rumu gayet vahim neticeler doğurabilir

Sahife No: 512                                                Vesika No: 438

19                                          Kasım 1920

Sir E. Crowe’den Mr. Cambon’a :

..................  Yunanlılar Türklerle yapılacak sulh anlaşma­sından en büyük avantajı istiyorlar. Ancak Türklerin hücumu halinde Yunanlılara yardım edecek miyiz, yok­sa onları tek başlarına mı bırakacağız?

252

Lord Curzon’un notu : Bazıları bana Yunanlılarla, bozuş onları Trakya’dan ve İzmir’den at diyorlar. Mus­tafa Kemal’le dost ol sulh anlaşmasını yırt at yerine ol­dukça kuvvetli bir Türkiye getirecek tatminkâr bir an­laşma yap diyorlar. Fakat acaba şimdi bunu yapabilir miyiz? Artık çok geç .......................

Sahife No: 514                                                          Vesika No: 43$

20  Kasım 1920

Mr. Nicholsen’in Yuııaıı durumu hakkmdaki notu :

............................  Şayet Yunan kuvvetleri tamamen harekete ge­çer ve neticesinde İzmir’i kaybederlerse bu çöküş ingi- lizlerin müthiş aşağılaşması olacaktır. Şayet Türkler Bo­ğazları ele geçirirse biz İstanbul’da çok komik bir du­rumda kalacağız. Ayrıca Türkler ve Bolşevikler bize karşı ayaklanacak         

Sahife No: 529                                                          Vesika No: 441

25 Kasım 1920

Mr. Keogh’dan Lord Curzon’a :

.............................  Dün gece Mr. Venizelos’la konuştum her ne pahasına olursa olsun Sevres Anlaşmasının tatbikini is­tiyor          

Sahife No: 550                                                          Vesika No: 488

20  Aralık 1920

Mr. Nicholsen’in notu :

............................  Şimdi bütün gözler Ankara’da Mustafa Kemal ile Bolşeviklerin yaptığı anlaşmaya dikilmiştir. İtalyan- lar Türkiye’de hiç bir askerî ve politik mesuliyet alma­dan ticarî avantajlar istiyorlar. Türkiye’yi bir asırdır Ak­deniz’de müdafaa hattımızın Önü diye kabul ettik. Şimdi

253

Türkiye çökmüştür. Coğrafi bakımdan Yunanistan’ın ye­ri bizim gayemiz bakımından-emsalsizdir. Poİitik bakım­dan kuvvetli olduğu vakit bizim için sulhü korur, zayıf olduğu zaman ise harpte bizim için şahane hizmetkârdır. Bu sebeple Sevres Anlaşması mutlak tatbik edilmelidir. Bu aptal ve bâtıl inançlı ırkın hayâl ve arzulan okadar .sonsuzdur ki İstanbul'u istemekte ve Kral Kostantin’in zamanında bunun olacağına inanmaktadırlar .........................................................................................

.Sahife No: 574                                                 Vesika No: 518

15                                              Mart 1920

Mr. Wardrop’tan Lord Curzon’a :

.....................  Majeste’nin Hükümeti Türklerle Bolşeviklerin arasını mutlak açmalıdır. Kafkasya’dan bildirildiğine gö­re Türklerle Bolşevikler arasında bariz bir rekabet var­dır. Ve her iki tarafın halkı da yorgundur ..........................

Sahife No: 575                                                  Vesika No: 519

15                                              Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.....................  Azerbeycan Hükümetiyle Türk Milliyetçileri te­mas halindedir. Azerbeycan’a silâh vermiyelim ...........................................

Sahife No: 586                                                  Vesika No: 531

6                                               Nisan 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.....................  Dağistan’da durum üçe ayrılmıştır. Türk ta­raftarları, Bolşevikler ve Milliyetçiler ......

Sahife No: 589                                                  Vesika No: 533

11  Nisan 1920

Lord Curzon’dan Mr. Wardrop’a :

.....................  Bogos Nubar Paşa ve Mr. Ahoroniyan beni zi-

254

yarete geldiler, kendilerini aptalca hareketlerinden dola­yı azarladım. Türkleri öldürmeleri için verdiğimiz silâh­ların Azerbeycanhlara karşı kullanılmasının aptallığını anlattım. Şayet böyle düzensizlik edip komşularına taar­ruz ederlerse Cemiyeti Akvam’m kendilerini tutmıyaca- ğım anlattım

Sahife No: 590                                                          Vesika No: 534

12  Nisan 1920

Lord Curzon’dan Sir F. de Robeck’e : —Gizlidir.—-

...... Ermenilerin kendilerini Türklere karşı müda-, faa etmeleri için derhal Batum yoluyla silâh gönderile­cektir

Sahife No: 590                                                          Vesika No: 53&

12  Nisan 1920

Lord Curzon’dan Mr. VVardrop’a :

............................  Ermenistan’a müttefiklerin silâh gönderdikle­rini derhal resmî olarak tekzip ediniz .......

Sahife No: 601                                                          Vesika No: 550

,                                                 29 Nisan 1920

Kumandan Luke’dan Lord Curzon’a :

............................  Ermenistan’a Türk — Bolşevik hücumu müm­kündür. Ancak Taşnakların Bolşeviklerle arası iyidir ...............................................

Sahife No: 629                                                          Vesika No: 590’

4   Temmuz 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

............................  Mr. Khatissian, İstanbul’dan Paris’e gitti. Ma- jeste’nin Hükümetine Ermeniler adına derin minnet ve teşekkürlerini bildirdi. 25.000 tüfek aldıklarını ayrıca Er-

255;

meni Ordusunda 30.000 Rus yapısı tüfeğin ve bir milyon: merminin bulunduğunu, Yunan ilerlemesi başlayınca Er- menilerin de derhal taarruza geçeceklerini bildirdi ..................................................................................................

Sahife No: 635                                                Vesika No: 602:

1  Aralık 1920

Albay Stoks’dan Lord Curzon’a :

..................  Türkler Sarıkamış’ı, Kağızman’ı aldılar, İğ­dır’a hücum ediyorlar. Ermenüer acele müdahale istiyor­lar

Sahife No: 637                                                Vesika No: 605

8  Ekim 1920

Albay Stoks’dan Lord Curzon’a : —Çok Gizlidir.—

..................  Bolşevikler Ermeni hududuna yığınak yapıyor­larmış, bu Türk — Bolşevik plânının bir kısmı olacak. Bugün Fuat Bey ve Sait'Şâmil ile görüştüm. (Büyük Şâ- mil’in torunu) Kuzey Kafkasya’da anti Bolşevik hare­ket için para istediler. Bana kalırsa Türk — Bolşevik plâ­nına mani olacak her şeyi desteklemeliyiz. Fuat Bey an­laşmamızın çok gizli tutulmasını istedi .........................................

Sahife No: 645                                    Vesika No: 615’e ilâve

6  Kasım 1920

Akdeniz Donanması Komutanlığından :

..................  Türkler Kars’ı aldılar, Türkleri doğu’da dur­durmanın en iyi yolu Yunanlıları Eskişehir’den Ankara-- ya yollamaktır

CİLT xm
(Bu cildin tetkiki tahditlidir. E.U.)

Sahife No: 1                                                                    Vesika No: 1

12                                                        Şubat 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

...............................  Müttefiklere karşı olan Türk millî hareketi bir felâket halini alıyor, bu hareket doğu sualini tamamen ve yeniden ortaya çıkarabilir. Bu hareket derhal, durdu­rulmalıdır. Şayet İstanbul ve İzmir’i Türklerin elinden almağa karar verdikse bana müsaade buyrun halkı ya­pıştırıcı beyanlarda bulunayım. Fransız ve Italyan mes­lektaşlarım da aynı şekilde teller çekiyorlar .............................

Sahife No: 1                                                                    Vesika No: 2

13                                                        Şubat 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

General Milne, Konya’dan yolladığı haberde dinî liderler halkı helecanlandırıyor, diyor. Marag hâdi­sesinden beri durumu tehlikeli görmeğe başladım ........

Sahife No: 2                                                                    Vesika No: 3

16                                                        Şubat 1920

Lord Curzon’dan, Amiral Sir F. de Kobeck’e :

...............................  Açıkça Türkleri İstanbul’dan atacağımızı söy­leyiniz, Şayet Anadolu’daki gruplarımıza dokunurlarsa sulh şartları daha da ağır olacaktır        

257

Sahife No: 2                                                         Vesika No: 4

17                                             Şubat 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.....................  Fransızlarla aynı fikirde olmayı isterdim. Fa­kat Fransızlar Türkleri tutar gibi görünüyorlar. Mustafa ; Kemal bir bildiri neşrederek halkı şiddete dâvet etti. [ Türkler Fransızların yaptıkları vahşetlerden şikâyet edi- l yorlar   

I      Sahife No: 4                                                  Vesika No: 5

[                                         22 Şubat 1920

I

Lord Curzon’dan, Amiral Sir F. de Robeck’e :

....................  Yunan Ordusuna Türklere taarruz etmeleri için gerekli emir verildi .....................

Sahife No: 4                                                         Vesika No: 6

23                                             Şubat 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

                 Anadolu’daki bütün hareketler Mustafa Kemal

Paşa tarafından millî hareketin parçaları olarak tertip- j lenmektedir. Müttefiklere hücum edenler yalnız munta- ■> zam askerler değil, ayrıca milliyetçi çeteler de var. Mil- i’ liyetçiler memleketlerine hiçte iyilik yapmıyorlar, kendi : Sultanlarına ihanet ediyorlar. Halkın sulh içinde yaşama­sına mani olup müttefikleri kızdırıyorlar., Damat Ferit

j. milliyetçilere karşı asker göndermek istiyor... Bizim al- f dığımız kararlara hürmet etmiyen yegâne halk Türk hal- : kidir.

' Konya gazetesine Mustafa Kemal Paşa bir mektup [ yazdı, Akbaş hâdisesini, Balıkesir’de müttefik nöbetçile- ■ rin tevkifini milliyetçi arkadaşlarının zaferi olarak ilân ' etti. Milliyetçi harekete hücum eden iki Ermeni gazeteci öldürüldü         

F. — 17

258

Sahife No: 8                                                                  Vesika No: 7'

24  Şubat 1920

Lord Curzon’dan Venîzelos’a :

..................................  İzmir bölgesinde Yunan kuvvetlerinin ilerle­mesi bizi memnun ediyor ...................

x Sahife No: 9                                                                Vesika No: 10

5                                                         Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

..............................  Bütün müttefik kumandanları aşağıdaki mese­leleri görüşeceğiz ;

1                             — Adana havalisindeki durum vahamete gidiyor;

2                             — Fransızlarla milliyetçiler arksında olan hâdise­lerden İstanbul’daki Türkleri mesul tutmak karışıklık çı­kartır.

3                             — Adana bölgesinde (Mersin) bahri gösteri yap*- mak hiçbir fayda sağlamaz.

Türkiye’nin mukavemeti dahildeki hristi'yanîar için* tehlike yaratıyor. îtalyanlar ve Fransızlar Türklere karşı: bir tedbir alamıyorlar. İstanbul’un işgalinde büyük fay­da. vardır ...............................

Sahife No: 10                                                                Vesika No: İli

5                                                         Mart 1920

Lord Derby’den Lord Curzon’a :                              —Çok gizli ve

şahsi’dir.—

..............................  Fransız Hariciye Vekiliyle görüştüm, İstan­bul’un işgâlinden müthiş korkuyor ve bütün Türkiye’de karışıklıklar olur diyor. Bu mevzuda size bu gece yaza­cağım. (Sözü geçen mektup açıklanmamıştır.)

259

Sahife No: 11                                                   Vesika No: 12

5                                            Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a : —Çok acele’dir.—

..................  Türk Hükümeti istifa etti. Tevfik Paşa’ya hü­kümet kurması teklif edildi. Bu teklifi kabul etmedi. İz­zet Paşa Milliyetçiler’den müteşekkil bir hükümet kura­bilir. Fransızlar en emin insan olarak Bahriye Nâzın Sa­lih Paşa’yı teklif ediyorlar       

Sahife No: 11                                                    Vesika No: 13

5                                            Mart 1920

Lord Curzon’dan Fransız Büyükelçisine :

..................  Fransız Hükümetinin müttefiklerden ayrı ha­reket etmeğe çalışıp Türk menfaatlerine yakm hareket ettiğini, ayrıca Filistin’de Siyonist politikaya karşı çıkıp Suriye’nin birleşmesi > lehinde olduğunu görüyoruz. Müş­terek menfaatlerimizi düşünelim.

İlâve : 1 — Fransızlar Türk sulhü ile ilgili olarak şunu söyledi: Biz Türk — Fransız dostluğunu unutmu­yoruz. Türkiye’nin en talihsiz olduğu şu günde yardım elimizi uzatmak istiyoruz, Fransa ananelerine ihanet et- miyecektir...

Bu propaganda Türkler’in gözünde Fransız prestiji­ni arttırıp İngiliz prestijini düşürmektedir.

2               — Fransız Devlet Reisi Pichone, Türk tahtının va­risine telgraf göndererek, Fransa ananelerini unutma­yıp Türk menfaatlerini koruyacaktır, dedi.

3               — İstanbul’daki Fransız kumandanı İngiliz kuman­danını küçük düşürmeğe çalışıyor.

4               — Fransız kumandanı, Peyam ve Sabah gazetele­

rine demeç vererek müttefiklerin Fransız görüşünü kabul ettiğini ve Türklerin İstanbul’da kalacağını söyledi .................................................

260

Sahile 'No: 14                                                              Vesika No: 14

7  Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a : —Çok acele’dir.—

.............................  Başvezir milliyetçi hareketlere karşı çaresiz ol­duğunu söyledi. İstikbal gittikçe karanlık görünüyor. İs­tanbul’u derhal işgâl edip polis, jandarma, posta idaresi v.b., yerleri kontrol altına almak lâzım ..............

Sahife No: 17                                                               Vesika No: 17

9                                                      Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............................  Boğazların milletlerarası bir hale getirilmesi ve Türkiye’nin tamamen malî kontrol altına alınmasına ra­zıyım. Fakat İzmir’in ve Trakya’nın Yunanlılara veril­mesi beni ciddi şekilde endişelendiriyor. Bütün bunlar ön Asya’da çok fazla kanlı olaylara sebep olacaktır. Türk­ler Yunan idaresi ~ altına girmezler, bilhassa Yunanlıların İzmir’de yaptıkları kepazeliklerden sonra. Mr. Venizelos Yunanlıların kudretini bu yoldan ispat edemez, kendisi tam bir Yunanlı bile değildir. İngiliz subayları ve bizim adamlarımız Türkleri öldürmekte, Yunanlılarla iş . birliği yapıyorlar. İngiliz halkı bunu öğrendiği zaman rahatsız olacaktır. Biz Yunan menfaatini böyle korumağa devam ettikçe Türkler Bolşevikler’den silâh alacaklardır ve Ön Asya ateş içinde kalacaktır. Bizim Türklere gösterdiği­miz bu şiddet anlaşılır şey değildir. Bizim iyi ismimiz, şe­refimiz ve Orta Doğu’daki bütün menfaatlerimiz tehlike­dedir, bana inanınız .............................

Sahife No: 20                                                               Vesika No: 18

9  Mart 1920

Mr. Kerr’den Mr> CampbelFe :

.............................  Venizelos, Türklere sulhü zorla kabul ettir-

261

inekte İsrar ediyor. Mustafa Kemal bir blöf’tür, diyor. Türkler bir zamanlar Balkanlar’da ve Asya’da milletler­arası bir kuvvettiler ve şimdi nihai olarak ezilmelidir- ler. Şayet İtalya ve Fransa asker göndermekten korku­yorsa Yunanlılar İngilizlerle birlikte Türkleri ezebilir, Yunanlılar Afyon’a ilerler ve Türk Hükümetinin sulhu imzalamasını sağlar ..............................................

Sahife No: 22                                                    Vesika No: 20

12 Mart 1920

Lord Curzon’dan Mr. Lindsay’a : (Washington)

...................  Adana”da iki Amerikan vatandaşı öldürüldü ve Fransızlar Maraş’ı terk mecburiyetinde kaldılar. Fran- sızlar Adana’ya (Mersin) donanma yolladılar. Milliyetçi­lerin lideri sulh şartlarını çok ağır bulduğundan direni­yor. Türklere İzmir’i, Doğu Trakya’yı ve Ermenistan’ın bir kısmını bırakarak Sultan’m milliyetçilerden kurtul­masını istiyelim mi? Amerikan Hükümeti Türkiye’deki menfaatleri dolayısıyla mesuliyetlerin de bir kısmına iş­tirak etmelidir. Biz bunu çok iyi karşılarız           

Sahife No: 26                                                    Vesika No: 23

15 Mart 1920

Türkiye’deki genel durum hakkında Generallerin bil­dirisi : —Gizli—

...................  a — Politik durum : Bütün politik kudret mil­liyetçi liderdedir.

b — Moral durum : Halkın çoğu harplerden yor­gundur. Bununla birlikte vatanlarını korumak için müt­hiş bir şekilde savaşacaklardır.

e — Malzeme :

1               — Susan : Bütün ordu birlikleri milliyetçilerle bir­leşmişlerdir.

262

2 — Malzeme : Norma! birlikler (iyi silâh!’. iyi be­sili) 3-6 ay dayanabilirler.

’ 3 — Haberleşme : Telgraf tesisi fena değildir. Doğu ile-Batı arasında haberleşme vardır. Erzurum, Van, Ka- rakilise ve Beyazıtta 4 adet telsiz vardır.

4                          — Uîaşım : Ankara demiryolu ■ Türklerin kontro- lündedir. Fakat yakında malzeme sıkıntısı çekeceklerdir. Bunlarda Ereğli kömürü ve odun yakıt olarak kullanıl­maktadır. Motorlu vasıtaları hiç yoktur, at ve katır çok az'dır.

d — Askerî kontrol ve teşkilât: Ankara, Sivas ve Erzurum’da kâfi derecede organize olmuş vaziyetteler. Konya’yı terk edersek orayı da üst olarak kullanacak­lardır.

e— Milliyetçi hareketlerin genişlemesi : İzmir, Trak­ya ve Adana gibi Ermeni ve Avrupalı askerlerin baskı yaptığı yerlerde bilhassa artmaktadır.

f — Komşu halk : Araplar, aynı dinden olan Türk­lere sempati gösteriyorlar, milliyetçi hareket onlara te­sir ediyor. Fakat Türklere yardım edecekleri sanılmıyor.

Kürtler : İki kısımdır. Türkleri tutanlar ve İngiliz, Fransız tesirinde kalanlar.

Azarbeycan : Türklere sempati duyuyorlar. Ermenilere çok teşekkür edilir ki, bunların ve Tatarların Türk­lerle birleşmesini önlüyorlar.

II                          — Psikolojik ve hissi:

a — İstanbul’un Türklerin elinde kalmasını isteyen Müslümanların düşüncesini anlamak çok zor. Herhalde Hindistan, Mısır, Arabistan, Afganistan, Mezapotamya, Suriye, ve Azerbeycan’da üstün zümreyi teşkil eden Türk­ler propaganda yapıyor olmalı. Şüphesiz mahallî hâdise­lerin esas sebebi, İzmir’e Yunanlıların çıkması, Büyük

263

'Ermenistan’ın kurulması fikri ve Adana’ya Hristiyan as­kerlerin sokulması olaylarıdır.

b — Karakteristikleri : Türkler müthiş savaşçıdır. Bilhassa memleket müdafaasında. Ordudaki subaylar çok iyi yetişmişlerdir ve iyi organize olmuşlardır. Milliyetçi çetelerin silâhları vardır, cephaneleri azdır. Hiç ulaştırma vasıtaları yoktur, buna rağmen inanılmaz bir hareket ka­biliyetleri vardır.

4             — Milliyetçilerin yapabilecekleri hareketler : Mil­liyetçi çeteler haberleşme imkânsızlıkları ve maddî güç­lüklere rağmen aşağıdaki yerlere hücum edebilirler.

a — Trakyadaki Yunanlılara.

b — İstanbul’da ayaklanmalar, İzmir’deki Yunanlı­lara hücum.

e — Adana’daki Fransızlara hücum.

d — Ermenistan’a hücum.

e — Mezapotamya’ya hücum.

f —y Gerilla metotları tatbiki.

5              — İstanbul ve Trakya :

1)             Batı Trakya: 9 Yunan bölüğü, Xanthİ’de 3500 si­lâh.

2)            Gümülcüne’de 3 batarya 3500 silâh ve 3 squad- ron, bir batarya Italyan bir kampani.

3)             Doğu Trakya : Türkler 2500 silâh ve kaba bir tahminle 30.000 silâh çetecilerin elinde.

Müttefikler : İstanbul demiryolu üstünde bir Yunan bataryonu. Edirne’de 2 Fransız Squadron’u, Edirne hal­kının % 75 Türk olup silâhlanabilirler.

İstanbul bölgesi : Umumî bir ayaklanma halinde . 20.000 kadar silâh çıkartabilirler. Müttefikler karada 24.000 silâh ve denizde bütün donanma.

6              — Aydın Vilâyetinde Yunanlılar : Türkler 17.000 kişiye sahip fakat Anadolu demiryolu üstünde 60.000 ki­şi olabileceği tahmin ediliyor. Yunanlıların 60.000 Ba-

264                                                                   f

yonet’i var.

Türklerin üstün durumu :                                                                ......

a — Yunanlıların stratejik durumu iyi değil.

b — Yunanlıların işgal sırasında kullandığı metotlar' bütün halkı milliyetçilerle birleştirdi, ayrıca Yunanlıla­rın moral durumu iyi değil.

Türklerin dez avantajları :

a — İzmir bölgesinde çok fazla yerli Rum olması.

b — Yunan kuvvetlerinin iyi organize olması.

c — Müttefikler tarafından her çeşit yardımın ya­pılması.

7                            — Adana Bölgesi: 7.000 milliyetçi var, bir ayak­lanmada 20.000 olabilir. Müttefikler ise 30.000 kişi.

8                            — Ermenistan: T8.500 milliyetçi kuvvete karşı 20.000 kişilik Ermeni ordusu ve 36 dağ topları (80.000 tüfek) leri var.

9                            — Kuzey Mezapotamya: Türkler 2.400 kişi, müt­tefikler bir Hint bölüğü. (Divişion)

10                            — Pasif Mukavemet ve Gerilla tehdidleri: Za­man Mustafa Kemirin lehinedir. Yunanlıların Anadolü- da savaşması, depolara hücum, demiryolunu bloke et­mek, Rus Ermeni sınırını kontrol etmek, müttefiklerin karaya asker çıkartmasına mani olmak, Fırat’ta İngilizlere karşı Araplarla birleşmek ve Adanada Fransızlarla savaş, bütün bunlara mani olmak istiyorsak tam teşek­küllü ordular göndermemiz gereklidir.

KISIM II

1)                             Türklerle yapılacak sulh anlaşması:

1                            — Bütün Avrupa Türkiyesi Yunanlılara verile­cek.

2                            — İzmir Yunanlılara verilecek.

265'

3. — Kürdistanda Türklerin hiç bir hakları kaimi- yaeak.

5                  __ Trabzonla Erzincan arasında 40 mil mesafe askersiz hale getirilecek. Bütün bunlara ilâveten Türki­ye Mezapotamya, Suriye, Filistin ve Arabistan üstünde­ki haklarından vaz geçecek.

2)                    Türkler bunlara karşı ne yapabilir:

a — Sulhu imzalamaz.

b — Genel bir ayaklanma olur ve Anadoluyla Trak- yadaki bütün Hristiyanları keserler.

c — Türkler Avrupada Bulgarlarla hirleşip Yunan­lılara karşı harekete geçerler.

d — Asya'da Araplarla ve Bolşeviklerle birleşebilir- ler.

3)                    Müttefiklerin müşterek hareketi:

a — Trakya’daki Hristiyanları Fransızlar koruya­caktır.

b — Yunanlılar îzmirden Konya ve Eskişehir’e İler-' liyeceklerdiı.

c — Fransızlar Adana’dan Maraş istikâmetine iler- liyeceklerdir.

d — Aydında İtalyanların Türklere karşı ilerlemesi beklenemez. Kafi ölçüde kuvvet bile temin edemediler.

e — İstanbul, boğazlar ve Karadeniz İngilizler ta­rafından korunacaktır.

f — Kürdistanda durumdan emin olamayız, Kürt- ler bile ne istediklerini bilmiyorlar.

g — Ermenistan, İErzurum Türklerin en kuvvetli kalelerinden biridir ve çok büyük bir Türk toprağının Er- menilere verilmesine göz yummazlar. Üstelik Ermeni or­dusunun çarpışma kabiliyeti çok azdır. Şayet bu bölgeyi Ermenilere vermek İstiyorsak mutlak silâhla müdahale * etmemiz lâzımdır. Blokaj ve ticareti kesmek Anado­lu gibi fazlasıyla kendi kendine yeten bir memleket için

266

hiç bir şey ifade edemez. 1916’da Ruslar iki misli kuv­vetle bile bu bölgelerde ile diyemediler. Şimdi bizim iler­lememiz için Türklerden çok daha fazla kuvvetli olma­mız zaruridir. Bu bölgeler bizi yıllarca uğraştırır,

4)                          İngiliz kaynakları :

Ermeniler İçin lüzumlu askerî malzemeyi nereden bulacağımızı söyliyemeyiz. Bugünkü İngiliz kuvvetleri İngiliz imparatorluğuna zorlukla yetmektedir,

5)                          Karşı koyma hareketlerinin birden patlaması hali :

Yunanlılar Anadolu demiryolunda ilerlemeğe başlar­sa Türkler Aııadoluda yaşayan Hristiyanları Öldürebi­lirler. Aynı derecede eminiz ki Ermeni ve Rum’lar da si­lâhsız Müslümanları öldüreceklerdir. Bu hâdiseler bir ;kere başladımıydı artık durduranlayız.

6)                          Diğer Müslümanlara tesiri :

Filistin, Mezapotamya ve Hindistan müslümanları Türklere imzalatılan bu çok ağır anlaşmayı iyi karşıla- mıyacakl ardır. Bu sebeple imzadan çok evvel bunları tehdid etmeliyiz.

7)                          Netice :

Müttefikler hazır olmadıkları bir askerî durumla ^karşılaşabilirler. Sulh şartları bu memlekete sulh getir- miyecek kadar ağırdır. Ingiliz imparatorluğu bir zaman­lar Türk imparatorluğunun olan bütün bölgeleri elde et­miştir. Ve bütün mes’uliyetlere hazır olması gerekir.....................................................................................

Nahife No: 38                                                              Vesika No: 24

16  Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.............................  16 Mart sabahı İstanbul işgal edildi :

1                         — Saat 10 da müttefikler İstanbul’u işgal ettiler.

2                         —> Askerî otoriteler her tedbiri aldı.

267

3                — Harbiye ve bahriye nezaretleri işgal edildi. Postahaneler, telefon ve telgraflar kontrol altına alındı. Baş vezir büyük bir hayrete düştü. Sultan müttefiklerle çalışmaktan hoşlandığını, fakat işgale üzüldüğünü bil­dirdi. Muhtelif tevkifler yapıldı, mukavemet gösteren beş Türk askeri öldürüldü. Bir de İngiliz öldü. General Wilson, karşı koyan herkezin en şiddetli cezalandırılaca­ğını bildiren bir beyanname yayınladı. Türk halkı şimdi­lik iyi hareket ediyor         

Sahife No: 40                                                      Vesika No 25

17  Mart 1920

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

....................  Trakyadaki Türk birliklerinin kumandam olan Albay Cafer Tayyar, İstanbul’un işgali üzerine :

1                — Edirne’nin kontrolünü üstüne aldığını ve İs­tanbul’un emrini dinlemiyeceğini,

2                — Aynı şekilde İzmit’i de kontrol ettiğini,

3                — İstanbul’a giden bütün telgraf hatlarını kesti­ğini bildirdi.

Ayrıca General Milne’ye şu haberi gönderdi.

1                — Edirne vilâyeti sulhü kabul etmez.

2                — Kuvvet yolanmağa kalkarsa karşı koyacağı.

3                 — Bu hür vilâyette Hristiyanlarm hayatını koru­mayı ümit ettiğini,

4                  — Bütün kuvvetiyle karşı koymaya devam ede­ceğini, bildirdi         

Sahife No: 43                                                      Vesika No: 27

18  Mart 1920

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

....................  Anadolu hareketinin sebebi Yunan işgali ve yaptığı dehşet verici hareketlerdir. Ayrıca büyük Erme-

268

ııistan ve Rum Pontus devletlerinin kurulması bu hare­ketin sebebidir.

Sahife No: 44                                                                 Vesika No: 29

21                                                        Mart 1920,

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

...............................  Müttefik komserinin yayınladığı bildiri :

z Türk hükümeti 5,5 sene önce birleşme ve ilerleme (İttihat ve Terakki partisi) komitesi tarafından harbe sokuldu. Ve sonra ateş kes sırasında memleketten kaç­tılar. Şimdi gene bu komite milliyetçiler adı altında sul- he ve hükümete karşı koyuyor, yorgun Türk halkını har­be sürüklüyor. Biz Osmanlı kalplerine huzur vermek İs­tiyoruz, milliyetçiler bir türlü durmak bilmiyorlar. Şa­yet Allah saklasın Hristiyan katliâmı devam ederse sizi İstanbul’dan atacağız ve bu şahısları tevkif edeceğiz, sultanın vaziyeti tehlikeye girecek..................................................................................

Sahife No: 47                                                                 Vesika No: 31

25                                                        Mart 1920

Lord Curzon’dan Amiral Sir F.de Kobeck’e :

...............................  İstanbul’a yiyecek yollıyabilmemiz çok şüphe­lidir, Türkler İstanbul halkını açlıktan öldürmek istiyor­larsa bize ne. Yalnız İngilizler için nasıl bir tedbir ala­biliriz ?...................

Sahife No: 47                                                                 Vesika No: 32

25 Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeczk’ten Lord Curzon’a :

Türklerle yapılacak sulh konuşmasının gene geri bırakıldığı haberini aldım. Amerikan hükümeti öncü­lük yapmak istiyor. Wilson Türklerin İstanbul’dan atık

| 269 ması için İsrar ediyor, bukadar şiddetli tedbirler silâhlı

• çatışmaya sebep olur........

Sahife No: 49                                                  Vesika No: 33

26                                           Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

....................  Kürdistan Türkiye’den tamamen ayrılıp hür olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin menfaatlerini bağdaş­tırabiliriz. îstanbuldaki Kürt Kulübü başkanı Said Ab- dül Kadir veya Paristeki Kürt delegesi Şerif Paşa emri- . mizdedir      

Sahife No: 49                                                  Vesika No: 34

29                                           Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.................  Kürtlerin çoğu bir başkan tarafından idare edilmek ister, buna rağmen Şerif Paşa Kürtler üstünde hiç bir tesiri yoktur. Şerif Paşa üstünde hiç vakit kay- \ betmeyiniz.................

; Sahife No: 51                                                Vesika No: 36

30                                           Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

L ..............  Başvezirden Mustafa Kemal’i kötüleyen ve on-

lann hükümetin emrine karşı gelen asiler olduklarım bildiren ve halkın hükümete iteati gerektiğini anlatan : bir yazı aldık    

Sahife No; 52                                                  Vesika No: 37

30                                           Mart 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.................  Şimdiki kabine mümkün olduğu kadar yerinde

270                                                                                      '

kalmağa uğraşıyor. Millî harekete muhalif olanlar ise» bunları yerlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Muvaf­fak olurlarsa :

1                              — Tevfik Paşa veya onun kadar ehemmiyetsiz bir kabine kurabilir.

2                              — Kabine millî harekete tam mânâsiyle karşı ko­yabilir bu taktirde Damat Ferit başa geçecektir.

3                              — İstanbul’da hiç hükümet olmaz ki, bu bizim işimize gelmez.

İstanbul’un işgal şoku geçmek üzeredir, Türkler ha­rekete geçtiler Yunanlıların ilerlemesi nefreti büsbütün ; arttırdı. Sulh biran Önce imzalanmalıdır      

Sahife No: 54                                                                     Vesika No: 40

1                                                           Nisan 1920

Türklerle yapılacak sulh anlaşması hakkında, gene­rallerin toplantısı :

1                              — Sulh konferansı biran önce yapılmalıdır.

2                              — Türklerin tahammül edecekleri bir sulh tercih ederiz.

3                              — Türklerin tahammül edecekleri sulh: İzmir,. Doğu Trakya ve Doğuda bazı bölgeleri içine alır.

4                              — Yunanlılar büyük bir ihtirasa sahip oldukları halde umumî durumda bir değişiklik yapamazlar, ancak mahallî tesire sahip olabilirler. Türkiye’nin çok uzak böl­gelerinde olan Ermeniler için hemen hemen hiç ümit yok­tur.

6                              Türkiyeye tesirli bir blokaj koymamıza imkân yoktur.

7                              — Yunan ordusunun Anadoluyu işgali Türkleri müthiş rahatsız etmekte ve bunu çok şerefsiz bir askerî hareket saymaktadırlar. Ermenistan için yapacağımız; hiç bir şey yoktur ancak silâh yollarız.

8               —• Ermenistan’a samimî bir şekilde kendi kendi­lerine yetmeleri tavsiye edildi. Adanadaki Etmenden Fran- - sız himayesi altındadırlar.

9               Bizler Yunan menfaatlerinden çok Ingiliz men­faatlerini düşündüğümüzden Yunan ihtiraslarına bir son verilmelidir. Aksi halde müttefikler büyük bir aske­rî harekete hazırlanıp Türkiyeyi tamamen ortadan kal­dırmalıdırlar.

10              — Türkiye ile derhal sulh imzalanmalı aksi hal­

de Türklerin bile tahayyül edemiyecekleri kadar çok Hris- tiyan öldürülür ve bu da İngiltere’nin prestijinin sıfıra in- - diğini gösterir   

Sahife No: 57                                                   Vesika No: 41

3                                          Nisan 1920

Lord Curzon’dan Amiral Sir F.de Kobeck’e :

................  Mustafa Kemal’e Ermeni hayatlarına karşı bir çok arkadaşının rehine olarak elimizde olduğunu hatır­latırız          

Sahife No: 57                                                   Vesika No: 42'

3                                           Nisan 1920

Amiral Sir F. de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

................  Türk hükümeti istifa etti yeni başvezir henüz seçilmedi, Tevfik Paşa veya Damat Ferit olabilir...........................................................

Sahife No: 60                                                   Vesika No: 46

5                                           Nisan 1920

Mr. Lindsay’dan (Washington) Lord Curzon’a :

................  Amerikan senatosu Ermenistanın mandası işi­ni görüştü. Beş yılda 757 milyon dolar verecekler, ilk başlangıçta 59.000 kişilik bir ordu yollanacak daha sonra.

:272

200.000 kişiye çıkacak. Amerikan kuvvetlerinin başına General James G. Harbord getirilecek, ayrıca bütün Tür­kiye’nin mandası için de müzakereler yapılmaktadır......

s

Sahibe No: 61                                                           Vesika No: 48

11                                                   Nisan 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

..........................  Damat Ferit 7 nisanda bana geldi, millî hare­keti bastırmak için her çeşit moral baskıyı kullanacağını söyledi. Millî harekete karşı organize edilen Aznavur hükümetin elinde ilk silâhtır. Aznavur Bandırmayı istilâ etti. Hükümet onu Balıkesir valisi tâyin etti ve ayrıca İngilizlerden de yardım istedi. Ben, milliyetçileri ezmek için yeni hükümete her yardımı yapacağımı söyledim...........................

Sahife No: 62                                                            Vesika No: 50

15 Nisan 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

.......................... ı Hükümet milliyetçileri lânetleyen bir bildir ya­yınladı. Ve millî harekete karşı bir seri Fetva ilân etti. Tercümelerini gönderiyorum. Diğer taraftan Aznavur Bandırmada ilerlemektedir....

Sahife No: 64                                                            Vesika No: 54

23                                                   Nisan 1920

Amiral Webb’den Lord Curzon’a :

..........................  Aznavur Gönende büyük bir yenilgiye uğradı, kendisini bir daha toparlıyacağmı sanmıyorum... Cafer Tayyar İstanbul’a gelmiş, Trakya’nın Yunan işgaline ta­hammül edemiyeceğini söylüyor...

m

‘Sahife No: 67                                                        Vesika No: 58

30                                                Nisan 1920

Mustafa Kemal Paşadan Lord Curzon’a :

........................  Büyük Millet Meclisini Ankarada açtıklarına f ve İstanbul hükümetini tanımadıklarına dair Fransızca I' yazılmış bir mektup’tur

Sahife No: 70                                                         Vesika No: 62

11                                                Mayıs 1920

Sir A. Geddes’ten Lord Curzon’a (Washington)

İ .....................  Amerikan Reisicumhuru ve Devlet Bakanı

i;

Türkiye”nin mandasını almağa pek hevesli görünüyor- > lar        

f Sahife No: 71                                                       Vesika No: 63

16                                                Mayıs 1920

Sir A. Geddes’ten Lord Curzon’a :

........................ Amerikan hükümeti Ermenistamn Adana’da da­hil korunmasını istiyor. Silâh, cephane, Demiryolu ve her türlü malzemeyi buraya sevk edecekler. Boşaltım Karadeniz limanlarına Amerikan bahriyesi tarafından ve Amerikan donanmasının himayesinde yapılacak. Ame­rikan hükümeti resmen Ermeni mandasını kabul etmi­yorsa da hudutları her türlü garanti altına almaktadır. Türklerin yapacağı en ufak bir hareket Amerikalılar tarafından bastırılacaktır. Ben bu hareketin daha çok hir iç politika olduğunu sanıyorum.........................................

Safihe No: 81                                                         Vesika No: 76

4                                                 Haziran 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

........................  Mustafa Kemal ile Fransızlar ateşkes konuş-

F. — 18

ması yapıyorlar, Fransızlar Mustafa Kemal’e Adanayı istemediklerini söylüyorlar.....................................................................

Sahife No: 83                                                                  Vesika No: 79'

10                                                       Haziran 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a :

................................  İzmitte hükümete sâdık askerler milliyetçilerle İngilizleri yüz yüze bırakıp çekildiler. İzmit’i terk eder-, sek İstanbul milliyetçilerin eline düşer

Sahife No: 84                                                                  Vesika No: 80

10                                                       Haziran 1920

Amiral Sir F. de Robeck’ten Lord Curzon’a —Gizli—

................................  Başvezir istikbaldeki Türk devleti için İngiliz himayesini istedi. Ve yeni yetişecek Prensin tamamen İngiliz dostu olarak yetiştirileceğini söyledi...;..

Sahife No: 85                                                                  Vesika No: 81

13                                                       Haziran 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

................................  Başvezir millî hareketi bastırmak için 7 ilâ, 50.000 arası bir kuvvet çıkaracağını söyledi. Biz bunu ancak sulh imzalandıktan sonra kabul edebiliriz................................

Sahife No: 86                                                                  Vesika No: 84

16                                                       Haziran 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

................................  Biz, Türklerle savaşa başladık bu savaşa devam edecek miyiz? Yunanlıları derhal harekete geçirmek lâ­zımdır, bu şekilde milliyetçileri İzmitten uzaklaştırırız..,

275

Sahife No: 87                                                          Vesika No: 86

17  Haziran 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

.........................  Müttefikler şunu anlamalı ki: Hemen hemen bütün Türkler milliyetçidir. Bu hükümeti atıp yerine mil­liyetçileri getirelim. Mustafa Kemal’in askerleri Gebze’­ye kadar geldi. Haydarpaşa ve Üsküdar’ı Kemalistlerin basmasından korkuyoruz.......

Sahife No: 91                                                          Vesika No: 90

23                                                Haziran 1920

Lord Derby’den Lord Curzon’a :

.........................  Fransızlar İzmit’i milliyetçilere karşı müdafaa­ya karar verdiler bunu milliyetçilerden çok korktukların­dan yapacaklar    

Sahife No: 95                                                          Vesika No: 9-1

26                                                Haziran 1920

Amiral Sir F. de Roberck”ten Lord Curzon’a :

— Çok aceledir. —

.........................  Biz şimdi Türklerle savaş halindeyiz Türklere yenilirsek bütün tesirimizi kaybedeceğiz, Fransızlar bi­rinci plâna çıkacak. Fransızlar ateş kes için Adanada Mustafa Kemal’le temas halindeler....

Sahife No: 96                                                          Vesika No: 96

27                                                Haziran 1920

Lord Derbey’den Lord Curzon’a :

.........................  Türklere karşı birleşecek savaşacak askerler 100.000 Yunan 30.000 İngiliz, 18.000 Fransız ve 2.000 İtalyan’dır 

:276

Sahife No: 98                                                                  Vesika No: 98

10 Temmuz 1920

Lord Curzon’dan Sir Buchanon’a :

................................  îtalyanlar Mustafa Kemal île temasa geçtiler. Bu milliyetçi lider İtalyan generaline şunları söyledi: Harbin en felâketli neticesi İngiltere’nin üstün bir kuv­vet haline gelmesidir. Fakat bu üstünlük yanlış anlaşıl­maktadır. Bugün kudretinin en yüksek noktasında görü­nen İngiltere düşmeğe hazırdır, sallanmaktadır. Ve İs- lâmm vazifesi onu yere sermektir îtalyanlar Almanya ile birlikte îngiltereye karşı Avrupa dengesini kurabilirler. Asya’nın her tarafındaki ve Mısır’daki müslümanlar bu sonu getirmek için çalışmalıdırlar...................................

Sahife No: 101                                                                Vesika No: 99

17                                                        Temmuz 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

................................  Ferit Paşa beni ziyaret etti. Türkiyeye imza et­tirilmek istenen sulh şartlarının bir ölüm fermanı oldu­ğunu söyledi. Halkın bütün ümidi İslâm dünyasınca ve Bolşeviklerdedİr, Kemalistlerin Yunan ilerlemesine dayanmasına imkân yoktur. Köylüler çok yorgundur, Yunanlılar Ankaraya, Sivas’a hatta Erzurum’a kadar mukavemet görmeden gideceklerdir. Bunun için hiç bir çare görmediğimden anlaşmayı imzahyacağım, dedi

Sahife No: 103                                                                Vesika No: 100

21                                                        Temmuz 1920

Mr. Fitzmaurîce’in Türk esirleri hakkmdaki notu:

...................................  Buradaki esirlerin hepsi Kemalist milliyetçiler­den tarafadır. Şayet bunları serbest bırakırsak İngilte­re’nin düşmanı Kemalistlerin bir zaferi sayılacaktır................

m'

Sahife No: 108

Vesika No: 103

28  Temmuz 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

' ..........................  Kürt   meselesi hakkında sizin fikrinizi biliyo­

rum, daha kat’î bir karara varmanız için bunu yazıyo­rum. Damat Ferit bana geldi, sulh anlaşmasına göre Kürtler ayrı bir devlet olacaklardır, Kürt liderleri Musta­fa Kemal’i sevmezler çünkü o Bolşevikliği getirmek is­tiyor. Siz Mustafa Kemal’den nefret ediyorsunuz çünkü o sizin yaptığınız anlaşmayı kabul etmiyor, o halde Kürt- leri Mustafa Kemal’e karşı birlikte kullanalım, dedi...........................................

Sahife No: 109                                                       Vesika No: 105

20  Temmuz 1920

Sir G. Buchanon’dan Lord Curzon’a :

.........................  Kıbrıs adası Yunanlılara verilirse Majestenin hükümetine her hizmeti yapmağa söz veriyorlar............................................................

Sahife No: 112 *                                                    Vesika No: 108

29  Temmuz 1920

Lord Grandville’den Lord Curzon’a :

.........................  Yunanlıların Doğu Trakya’da sür’atle ilerleme­leri, Edirne’nin zaptı ve Albay Tayyar’m esir edilmesi burada korkunç şenliklere sebep oluyor. Bir nevlî deli­lik buhranı içindeler. Bütün gazeteler İstanbul’u Yuna­nistan için istiyor, Majeste’nin hükümeti en yüksek prej- tisini yaşıyor. Yunanlılar Trakya’da ve Anadolu’da İn­giltere’nin sayesinde ilerlediklerini biliyorlar ve halk so­kaklarda beni alkışlıyor 

278

Sahife No: 113                                                                Vesika No: 110

1 Ağustos 1920

Amiral Sir F. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

..................................  İstanbul’da vaziyet karışık, herkez Başvezir’e hücum ediyor. Şehül İslâm ve Ticaret Bakanı (Geçen sene Konya Vahşiydi, Milliyetçilerin baş düşmanı) Şayet Damat Ferit yerinde kalabilirse bize çok faydalı olabilir. Fakat halk çok muhalefet gösterirse onu orada tutma­nın faydası yoktur    

Sahife No: 114                                                                Vesika No: 111

1                                                          Ağustos 1920

Sir G. Buchaııon’dan Lord Curzon’a :

..................................  Kıbrıs ancak İtalyanların müsadesiyle Yunan­lılara verilebilir. Her halde 5 ile 25 sene arasında plebisit yapılacak, Kıbrıs’ı Yunanistan’a verebiliriz 

Sahife No: 115                                                                Vesika No: 112

3                                                          Ağustos 1920

Lord Curzoıı’dan Sir G. Bııchanon’a :

..................................  Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesi İtalya’nın mü- sadesi olmadan gerçekleşemez, yakın bir gelecekte bu gerçekleşecektir. Bundan ürkmesinler      

Sahife No: 122                                                                Vesika No: 120

12                                                         Ağustos 1920

Lord Curzon’dan Lord Granville’ye :

..................................  Yunanlılar divanı harp tehdidiyle İzmir’de Yu­nan parası kullanıyorlar. Sulh anlaşmasının 77 inci mad­desine aykırı olan bu durumda İsrar etmemelerini Yunan­lılara hatırlatırız

279

Sahife No: 124                                           Vesika No: 122’ye ilâve

4  Ağustos 1920

Kraliyet Adliyesinin tebliği :

Mazlum. Edip Bey, Abdullah Cemal Efendi, İbrahim Hakkı Bey, Tevfik Mehmet, Tevfik Ahmet Bey­lerin harp kanunlarına göre idamlarına karar verildi.

Sahife No: 132                                                        Vesika No: 130

28 Ağustos 1920

Amiral Sir E. de Roberck’ten Lord Curzon’a :

..........................  Başvezir’in İsrarla para istemesi üzerine, Fran­sız, İngiliz ve İtalyan komserleri Türkiye’nin malî duru­munu tetkike başladılar. Türk memurları maaş almaz­larsa rahatsızlık ve karışıklık çıkacaktır, buna müsaade edemeyiz 

Sahife No: 153                                                        Vesika No: 132

3  Eylül 1920

Lord Curzon’dan Sir G. Buchanon’a ve Amiral Hobeck’e :

..........................  Hükümetimiz bazı çevrelerin aracılığıyla Mus­tafa Kemal’le müzakereler yapmaktadır. Mustafa Kemal tarafından gönderilen Suphi Bey’e şu şartları ileri sür­dük :

1                       Mustafa Kemal Trakya’da hiç bir hak talep et­kiyecektir.

2                       — Türklere İzmir’de bir kısım yer verilecektir.

3                        — Yunan askerleri Türkiye’den çekilecek ve yer­lerine îtalyanlar getirilecektir.

4                       — Mustafa Kemal İngiliz teknik müşavirlerini kabul edecektir.

„5 — Boğazlar sade İngiliz kontrolünde kalacaktır.

280

ö — Damat Ferit istifa edecektir..

7                              — Mustafa Kemal kuvvetlerini dağıtıp silâhlarım’ teslim edecektir.

8                              — İngilizler Yunanlıları desteklemekten vaz ge­çecektir.

9                              — Mustafa Kemal Mısır, Hindistan, Mezapotam- ya ve diğer yerlerde yürütmekte olduğu Ingiliz aleyhtarı propobandadan vaz geçecektir.

10                              — Mustafa Kemal Italyan hükümetiyle aleyhimi­

ze anlaşmaktan vaz geçecektir... Şayet bunlar kabul; edilmezse kendisiyle başka yollardan anlaşmağa çalışa­cağız      

Sahife No: 146                                                   Vesika No: 144’e ilâve

23                                                          Eylül 1920

Mr. Ryan’ın Anadolu millî hareketi hakkmdaki notu: *                       Türkler yapılan sulhü çok sert ve çok adalet­

siz buldular. İstanbul hükümeti son derecede zayıf ve if­lâs etmiş durumdadır. Milliyetçiler zayıf, Yunanlılar ise zırhlar içinde pırıl pırıl ve hazır. Majestenin hükümeti hangi politikayı takip edeceğini bilmiyor. Fransızlar iki kampa ayrıldılar, îtalyanlar politik ve ekonomik bakım­dan Türkiyeyi emmek istiyorlar. Kürtlerin Türklerden ay­rılmaları çok güç. Böyle olmakla beraber Majestenin hü­kümeti onları Kemalistlerle Bolşeviklere karşı kullana­bilir. Anadoluyu milliyetçilere karşı cesaretlendirmeliyiz. Halkın milliyetçilerden bitkin olduğu teorosini yaymalı­yız. Ferit Paşa Anadolu’ya bir grup gönderip halkı kan­dırmağa çalışacak..

Sahife No: 151                                                               Vesika No: 147

1                                                          Ekim 1920

Amiral Sir F.de Robeck’ten Lord Curzon’a —Gizli—

281

.....................  Ferit şahsî emniyetinden, Sultanın emniyetin­den ve kendi adamlarının hayatlarının emniyetinden korkmaktadır. Bana müsaade eder misiniz, şayet milli­yetçiler Türkiye’de idareyi ele geçirirlerse kendisinin ve sultanın hayatının himayemiz altında olduğunu söyliye- yim          

Sahife No: 154                                                       Vsika No: 150

4  Ekim 1920

Amiral Sir F.de Kobeck’ten Lord Curzon’a :

........................  Çok gizli ve şahsîdir... Ferid’e göre: Kendisi is­tifa ederse yerine gelecek hükümet her şeye rağmen sulh anlaşmasını imzalamıyacak ve milliyetçileri tutacak.. Kendisi ise sultana tesir eden tek insan olduğunu ve İn­giliz dostluğunu kendisinin yarattığını söylüyor.

Ferid’in istifası halinde onun ve Sultanın yurt dışına, şerefli bir şekilde çıkmasını temin edebiliriz.

1                     — İstifası halinde Ferid’in memleketi terk etme­sine yardım edebilirim.

2                     — Sultan ve Ferit Türkiye’de kalırlarsa onları ko­rumak için her şeyi yaparım.

3                     — Sultana tahtını terketmesinin memleketi için çok kötü olduğunu bildirdim.

4                     — Herşeye rağmen Sultan tahtını terkederse ona.. Türkiye’den çıkması için gereken her yardımı yaparım.

Siz bütün bunların aksini istiyorsanız o zaman baş­ka        

Sahife No: 157                                                       Vesika No: 152

5  Ekim 1920

Venizelos’tan Loyd George’a :

........................  Tel... Türk hükümetinin Mustafa Kemal’i or­tadan kaldıramıyacağına kanaat getirdim. Sultan’m da-

"282

ha fazla asker göndermesi milliyetçileri kuvvetlendiriyor. Kemal’e karşı tedbir olarak:

1                               — Bütün Türkleri İstanbul’dan atalım.

2                               — Karadenizde Pontus Rum devletini kuralım.

Bunlar islâmiyete karşıdır............................

Sahife No: 163                                                                Vesika No: 161

23 Ekim 1920

Lord Curzon’dan Lord Derby’e :

....................................  Damat Ferit istifa etti şimdi yeni başveziri ve rsultan’ı elde etmeliyiz.....................

Sahife No: 170                                                                Vesika No: 171

6                                                           Kasım 1920

Albay Stokos’tan Lord Curzon’a :

.................................... Türklerin Ermenistam muvaffakiyetle işgali ;Orta Doğu’nun çehresini değiştirmiştir. Türkler şimdi Azarbeycan’ı da kontrol etmek istiyeceklerdir ve bu du­rumda da Bolşeviklerle çatışmaları kaçınılmaz hale gele­cektir. Biz bunların ikisine de düşmanız fakat hiç biriyle savaşmıyacağız. Bir fırsat anında biriyle birleşip diğe­rine karşı olalım. Şayet Bolşeviklerle birlik olursak on­ların Doğuya ve Güneye inmelerini önliyebiliriz, fakat probogandaları devam eder. Biz bu yoldan endüstrimizin ihtiyacı olan ham maddeleri ve pazarları elde edebiliriz. Fakat Bolşevik rejmin uzun müddet kalacağına güvenile- :mez ki.

Diğer taraftan Türklerle Bolşeviklere karşı birleşir­sek Yunanlıların Türkiye aleyhine geliştirilmesi politika­mızı terk etmeliyiz. Böyle hareket edersek Islâm dünya­sı bizim yanımızda olur. Bu bizim Doğu imparatorluğu­muzun devamı için hayati bir sorudur. Islâm devletlerin

383 bize katşı birleşmeleri korkusunu ortadan kaldırmalı­yız.

Sunnîler İle Şiiler arasındaki zıtlık büyüktür, biz hu zıtlığı daha da geliştirebiliriz. Mustafa Kemal ile Tiflis*- ■ ten temas kurabiliriz, emrinizi bekliyorum 

Sahife No: 174                                                      Vesika No: 174

10 Kasım 1920

Amira! F.de Robeck’ten Lord Curzon’a :

........................  Kemalistler.. Ermenistanı aldılar bu bölge bizler için kaybolmuş sayılır. Batum”da da aynı tehlikeye uğra­mak üzereyiz. Kemalist - Bolşevik muvaffakiyetinden sonra milliyetçiler Sevres anlaşmasını büsbütün kabul et- miyeceklerdir. Yunan ordusunu tam mânâsiyle harekete geçirmek lâzımdır. Bolşevikler Kemalistlere yardım edi­yorlar......

Sahife No: 181                                                      Vesika No: 179

22 Kasım 1920

Sir H. Kumbold’dan Lord Curzon’a :

.....................  İzmir’den gelen askerî raporlar iyi değildir, Yunanlılar bile askerî disiplinleri olmadığını itiraf edi­yorlar. Üçüncü birliğin komutanı olan Kondylis Salihliden kömür vagonları altnıa saklanarak kaçmış, öyle görülü­yor ki Yunanlılar tek başlarına bu işi yürütemiyecek- ler  

Sahife No: 183                                                      Vesika No: 181

22  Kasım 1920

Türkiye - Kusya ve Yunanistandaki hâdiseler :

........................  Türk lideri Kâzım Karabekir Ermenistana gir­di. Kars’ı Sarıkamış’ı vb, yerleri aldı, Türkler şimdi Er- menileri yendiler ve WrangeFi elemine ettiler. Venizelbs’-

un politik hayatını mahvettiler... Türkler şimdi bir avuç, muktedir ve inatçı maceracı tarafından idare ediliyorlar.. Şimdi onlara teklif edeceğimiz bütün fırsatları reddede­ceklerdir. Milliyetçi ordular iki kısma ayrılmış Doğu or­dusunun başına Kâzım Karabekir ve Batı ordusunun ba­sma da Mustafa Kemal geçmiş. Mustafa Kemal’in ordu­su Yunanlılarla çarpışmağa hazırdır ve hatta îzmitte İn- gilizleri bile tehdid etmektedir. Ayrıca Adana’da İngiliz­lerle çarpışmakta ve Jezireh’deki İngilizleri tehdid etmek­tedir. Erzurum üstünde Ruslar ile Türklerin çarpışması­nı temin etmeliyiz, Türkler Ruslarla olan anlaşmalarını, bozarlarsa İzmir’i, Kars’ı, ve hatta Trakya’da bazı hak­ları tanıyacağımızı söyliyelim. Türkiye bizlerle Ruslar arasında tarafsız bir bölge haline gelirse İngiltere’nin Mısır, Hindistan gibi dominyonları rahatsız hale gelecek­lerdir....................................

Sahife No: 192                                                                Vesika No: 185

26                                                           Kasım 1920

Sir H. Rumboid’dan Lord Curzon’a :

.....................................  Kral Kostantinin bütün orduların kumandam olması bekleniyor. General Nieder 'askerlerin moralle­rinin iyi olduğunu söyledi. Fakat cephe çok uzun diyor. Milliyetçiler ise Ali Fuat’in liderliğinde yeni bir ordu ku­ruyorlar   

Sahife No: 193                                                                Vesika No: 186

27                                                           Kasım 1920

Sir H. Rumbold'dan Lord Curzon’a :

....................................  Şayet çok şiddetli askerî harekete geçmezsek milliyetçiler kudreti ele geçirecekler, üstelik korkumuz halkm çoğunluğunu tatmin edici Bolşevik prensiplerin Türkiye’ye sızmasıdır. Biz kendimizi Bolşevizme karşı

285

İsi âmin koruyucusu gibi göstermeliyiz. Mümkün olduğu kadar Bolşeviklerle Mustafa Kemal’in arasını açmalıyız. .Ayrıca şimdiye kadar Rusları İslâm’ın düşmanı zanneden İslâm dünyası yavaş yavaş uyanıp gerçek düşmanlarının İngiltere olduğunu anlamaya başladı. Hindistanda dinî liderler ve çok tesirli bir şahıs olan Gandi Türklere, imza­latılan Sulh anlaşmasının karşısına çıkıyorlar..............................

Sahife No: 201                                                   Vesika No: 194

12 Kasım 1920

Lord Hardinge’den Lord Curzoıı’a :

......................  Mustafa Kemal ile Bolşevikler anlaşma yapı­yorlar. Müttefikler acele olarak Mustafa Kemal’e Sevres anlaşmasında bazı değişiklikler teklif etmelidirler.......................

iSahife No: 208                                                  Vesika No: 200

20  Aralık 1920

Lord Hardinge’den Lord Curzon’a :

......................  Faysal Yunanlıların Türklere karşı çarpışması­nı teşvik ediyor. Fransızlar daha fazla çarpışamadıkla- rmdan Adana’yı boşaltıp Suriye’nin kuzeyine çekiliyor­lar......

BAĞIMSIZLIK DEVRİ DOKÜMANLARI

(Bağımsızlık devri dokümanlarını görmeden önce bit arada incelediğimiz Türk Kurtuluş savaşı hakkında söy­lenen bir kaç sözden örnekler vermeği faydalı saymak­tayız E.U.)

..................................  OsmanlIlar Birinci Dünya Harbinden sonra Sev- res anlaşmasını imzaladılar. Bu anlaşma sâde adaletsiz değil aynı zamanda maskaralıktı. Hür bir Ermenistan ve muhayyel bir Kürdistan kuruyor, Türkiye’nin bütün iç iş­lerine karışan komisyonlar meydana getiriyordu. Mus­tafa Kemal bu şerefsizliğe tahammül edemiyerek Türk leri ayaklandırdı. Ruslardan maddî ve manevî destek sağlayarak, Türklerden nefret eden ve Venizelos’a hay­ran olan Lloyd George’un- Akdenizde sonunu hazırlamış oldu................................... (Britain and Russia on Historical essay K.W.

B. Middleton - Hutchinson Co. London S. 126)

..................................  10 Ağustos 1920’de Sevres anlaşmasını Türk- lere imzalattılar. Bu anlaşma Türkiye’nin ekonomik ha­yatını boğazhyarak tutma hakkım müttefiklere veriyor­du. Yabancıların uzun zamanlardan beri istifade ettikle­ri kapitülasyonlar daha da genişletiliyor ve müttefikler arası bir komisyon Türk bütçesini üstüne alıyordu. Bu tam mânasiyle bir Kartaca sulhu idi ve müttefikler ken­di ifadeleriyle bütün bunları Türklerin iyiliği için yaptık­larını söylüyorlardı. Gayeleri Türk kaynaklarını geliştir­mek ve ona yardım etmekti (!) Türk milliyetçilerinin bu­nu kabule asla niyeti yoktu. Bu 1919 da başlıyan Mustafa,

287

Kemal önderliğinde Türk reformlarına yol açtı. Türklerin bu dramatik uyanışı batılı kuvvetleri kendi aralarında, paralize etti. (Emperyalizm ve milliyetçilik. Kirby Page),

.......................  1920 de Türkiye müesseselerini Batılılaştırma, yoluna girdi. Hatta bu mevzuda Türkiye birinci memle­kettir denilebilir. Türk idâresindeki değişiklik şaşılacak kadar mükemmeldi. Sanayi hareketine 1930 yılında baş­ladılar, ilk beş yıllık plân 1934’te uygulandı. Çimento, demir, kâğıt ve çelik fabrikaları bu arada kuruldu. 193S' de ikinci bir beş yıllık plân yapıldıysa da harp başladığın­dan uygulanamadı. (Türkish Village S. 9)

.......................  Mütarekeden beri Amerikalı servet avcıları dünyanın her yerinde faaliyettedirler. Bunlardan en önem­lisi Chester isimli ve hükümetçe de desteklenen bir firma tabii kaynakları 10 milyarın çok üstünde olan Türkiye’de haklar elde etmeğe çalışmaktadır. (Emperyalizm ve mil­liyetçilik S. 79)

.......................  Türkiye işgale uğrayınca Amerikan kapitalist­leri de bu yağmadan hisse kapmak için İstanbul^ doldu­lar. (The Rebirth Turkey Clair Price S. 1'25)

.......................  1914 yılında pek az Amerikan vatandaşı Tür-' kiyeye ilgi duyabileceğimizi bilebilirdi. 1920 de Amerikan Devlet Bakanı Bainbridge Colby, Lord Curzon başkanlı­ğındaki İngiliz hükümetini uyararak Amerikan halkının. Mezapotamyaya ilgi duymakta olduğunu anlattı. Petrol meselesi çok önemliydi ve Amerikanın menfaati bur aday - dı. (Political Science Quarte.rly C. 39 S. 265, Mead Earle)

i

DOKÜMANLARIN ÜÇÜNCÜ SERİSİ :

CİLT 5

Sahife No: 57                                                                     Vesika No: 25

7                                                             Nisan 1939

ANKARA

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

....................................  Türk büyükelçisi davetim üzerine geldi. Ken­disine Polonya Hariciye Vekiliyle olan görüşmemizi bil­dirdim.'

1                                — Kendisi bizim Polonya hükümetine garanti verdiğimizden şüphesiz haberdardı.

2                                — Polonya ve Romanyayla anlaştıktan sonra Türkiye ve Yunanistanla da anlaşmağa çalışacağımızı bildirdim.

3                                — Romanya meselesini münakaşa ettik ve bu mevzuda fikir birliğine vardık.

4                                — Büyükelçi, verdiğim mâlûmata teşekkür etti. Türk hükümetinin Romanya büyükelçisi tarafından ha­berdar edildiğini söyledi. Romenler Türk ve Yunan yar­dımından çok istifade edeceklerini söylemişler. Türk hü­kümeti de bir Balkan devleti olarak vazifesini yapacağı­na söz vermiş.

6                                — Elçi, şayet Türk hâriciyesiyle elçiniz görüşmek istiyorsa, Majestenin hükümetinin bütün politikasını *tam olarak bilmeliyiz, dedi. Kendisine bu mevzuda temi­nat verdik.......

289

."Sahife No: 74                                                     Vesika No: 37

10                                              Nisan 1939

BÜKREŞ

Lord Halifax’tan Sir E. Hoare’a :

....................  1’4 — Türk durumuna gelince: Bu çok önemlidir şayet Bulgaristan Romanyaya hücum ederse Türkler de Bulgaristan’a hücum edebilirler. Yunanlılar çok zayıftır. Yugoslavlar teslim oldu. Türkiye Romanya’ya yardım etmek için boğazlardan gemilerin ve malzemelerin geçme­sine yardım edebilir       

Sahife No: 82                                                       Vesika No: 42

11                                              Nisan 1939

MOSKOVA

Lord Halifax’tan Sir W. Seeds’e :

....................  4 — Bizim için en önemli mesele Akdeniz ve Romanya bölgeleridir. Bu sebeple Türkiye’nin durumu çok önemlidir. Ve biz Türk hükümetiyle bu bölgelerde meydana gelebilecek durumlar hakkında devamlı temas halindeyiz.

5                   — Büyükelçiye Türk Rus plaktı hakkında sual sordum. Bu paktın bir saldırmazlık paktı olduğunu, iki tarafa da bir mecburiyet yüklemediğini fakat Türk hü­kümetiyle Rus hükümetinin arasının çok iyi olduğunu, Türkiyeye şu veya bu taraftan bir saldırı olursa Rusya’­nın kendilerine yardım edeceğini söyledi      

Sahife No: 91                                                       Vesika No: 91

12                                              Nisan 1939

Sir H. Hoare”dan Lord Halifax’a :

5                            - Dış İşleri Bakam İstanbul’u ziyaretten

F. — 19

290

döndü, Türk dışişleri bakanıyla olan konuşmalarını bana, anlattı. Romanya’nın İngiltere ve Fransa tarafından des­teklenmesine her iki devletin görüş birliğinde olduğunu söyledi.

6                             — Ben bundan Türklerin Doğu Akdenizin korun­masında derhal destek olacakları mânâsını çıkarttığımı söyledim   

Sahife No: 95                                                                  Vesika No: 48

12                                                         Nisan 1939

PARİS

Lord HalifaxTan Sir E. Phipps’e :

.................................  3 — Büyükelçiye Romanya meselesinde Tür-- kiye’nin takınacağı tavrın ne kadar büyük önemi olaca­ğını anlattım. Bu sebeple Türk hükümetine daha geniş bir şekilde yanaşıyoruz. Türklere Akdenizde İtalya ve îngil- terenin de dahil olacağı bir savaşta Türk - İngiliz iş bir­liğinin Önemini anlatıyoruz.

4                             — Romanya için Türklerin aktif iş birliğinin Öne­mi açıktır. Bu sebeple Türk hükümetinin fikrini tam olarak öğrenmeden bir açıklama yapmıyacağız                               

Sahife No: 97                                                                  Vesika No: 50

12                                                         Nisan 1939

VARŞOVA

Lord HalifaxTan Sir H. Kensıard’e :

.................................  3 — Fransız parlementosuyla birlikte Yunanis­tan için bir açıklama yaptık. Türk hükümeti de bu mev­zuda yumuşak görünüyor. Fakat kendilerine danışmadan Türk durumu hakkında fazla bir şey söylemiydim.

4 — Türkiye coğrafî bakımdan kilit, noktadadır.

291

Türklerden Romanyaya doğrudan doğruya veya dolaylı bir tecavüz olursa ne gibi bir tavır takınacaklarını soru­yoruz.

5                 — Polonya, Hollanda, Yunanistan ve Romanya’­ya bir tecavüz olursa Türk hükümetinin ne yapacağını en kısa zamanda Öğreneceğimizi ümit ediyoruz,

Sahife No: 108                                                   Vesika No: 60

13 Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Ek Phipps’e :

.....................  10 — Türk hükümetiyle Fransız Büyükelçisi­nin Ankara’daki son konuşmasında,’ Türk Dışişleri Ba­kanı Batılı devletlerin Balkanlar ve Türkiye hakkmdaki tutumları tam mânâsiyle açıklanmadıkça, Türkiye’nin hiç bir şey yapmıyacağım söyledi. Romanya Hariciye Vekili Türk Hariciye Vekilinden Romanya bir hucuma uğrarsa ne yapacaklarını sorması üzerine, şayet Romanya Bul­garistan’ın tecavüzüne uğrarsa Türkiye’nin bir Balkan devleti olarak vazifesini yapacağım, fakat Macaristan’ın hücumuna uğrarsa, İngiltere ve Fransa durumlarını tam olarak açıklamadıkça Türkiye de nasıl hareket edeceğini söylemez, dedi.

İlâve: Yunanistan hücuma uğrarsa kuvvetler onu kurtaracaklardır. Türkiyenin de bu garantiye iştirakini öğrenmekle çok bahtiyarız       

Sahife No: 164                                                   Vesika No: 124

10 Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

.....................  2 — Bir harp halinde Türkiye’nin nihai poli­tikasından tamamen eminim fakat Hariciye Vekilinin şu sıradaki tutumu kolay anlaşılır gibi değildir.

4 — Türk hükümetinin bugün sahip olduğu avan­taj komşuları arasında ona itimadı arttırıyor.

5                          — Turklere açıkça bir harp halinde kendileriyle iş birliği yapmak istediğimizi bildirelim. Size yazdığım gizli mektubumda Türklerin durumunu izah ettim. (Bu mektup açıklanmamıştır fakat hülaseten, Türklerin sa­dece iyi niyetine güvenmenin doğru olmıyacağını bu harp­te herkesin Türkleri kendi yanlarına çekmek için müthiş baskı yapacaklarım, Ingiltere Türkleri kendi yanma çek­mese bile tarafsız kalmalarını temin etmesinin icap etti­ğini anlatan, bir mektuptur.)         

Sahife No: 107                                                          Vesika No: 128

11                                                     Nisan 1939

Lord HalifaxTen Sir Knatchbull Hugessen’e :

.............................  5 — Türk - Yunan anlaşmasına göre Yunanis­tan sadece bir Balkan devletinin taarruzuna uğrarsa Tür­kiye ona yardım edecektir. Bir İtalyan tehdidinde de Tür­kiye Yunanistan'a yardım ederse Majestenin hükümeti bundan çok bahtiyar olacaktır.

7                          Şayet perşembeye kadar Türklerden müsait bir cevap alırsak aşağıdaki bildiriyi yayınlayın (Majeste­min hükümeti Türk hükümetine danışarak bu mevzuda birlikte hareket etmek kararını almışlardır)..........

Sahife No: 178                                                          Vesika No: 134

12                                                     Nisan 1939

Sir E. Phipps’ten Lord Halifax’a :

.............................  Fransız hükümeti büyükelçisi aracılığı ile du­rumu Türk hükümetine bildirdi.................

Sahife No: 179                                                          Vesika No: 138

12                                                     Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

.............................  İtalya tehdid ettiği taktirde İngiliz hükümeti

293'

Türk hükümetine yardıma hazırdır. Buna karşılık Türk hükümeti de bir Italyan harbinde Majestenin hükümeti­ne yardım etmelidir. Majestenin hükümeti için en Önemli husus Türk hükümetinin müşterek müdafaaya iştirak etmesidir. Türk hariciye vekilinin önüne durumu bütün teferruatiyle seriniz, Türk hükümetinin fikrini almakta acele ediniz.................................

Sahife No: 189                                                  Vesika No: T5!>

13                                              Nisan 1939

Sir KnatchbuH Hugessen’den Lord Halifax’a :

.....................  Hariciye Vekiliyle görüştüm Yunanistan’ın top­rak bütünlüğüne çok önem verdiklerini, ancak Yunanis­tan’a bir saldırı halinde kararın B.M.M.’ne ait olacağını söyledi. Emniyet meselesinde Türk hükümetinin de Ma­jestenin hükümeti kadar hassas olduğunu bildirdi....................................................................

Sahife No: 190                                                  Vesika No: 155

13                                              Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

.....................  1 — Bizim sebeplerimizi iyi izah etmişsiniz.

2                  — Şayet Türk hâriciyesi Romanyaya garanti ve­rirse Türkiye Almanyayla çatışma riskini göze alacak­tır.

3                  — Şayet biz Türkiyeye Almanyaya karşı garanti

verirsek, Türkiyenin de bize aynı garantiyi vermesini is­teriz        

Sahife No: 194                                                  Vesika No: 157

14                                              Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax*a :

.....................  1 — İstediğiniz üzerine Hariciye Vekiliyle gö-

294

rüştüm.

2                        — Türk hükümeti durumumuzu, tamamen anlıyor, tekliflerimizi inceliyecekler.

3                        — Türk hükümetini bu mühim mevzuda acele et­tirmek istemediğimizi, fakat vaziyetin vahim olduğunu söyledim.

4                        — Ekselans, cevaplarında prensip itibariyle Türk

hükümetinin bizimle aynı fikirde olduğunu bildirdi.....................

Sahife No: 119                                                        Vesika No: 162

14                                                    Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

.........................  Türk Hariciye Vekilinin teklifinin çok büyük bir memnuniyetle karşıladım. Bu teklifi derhal bütün kudretimle destekliyorum. Bana daha kat’î, nasıl ve ne zaman bir tavsiyede bulunmam lâzım geldiğini bildirse memnun olacağım     

Sahife No: 219                                                        Vesika No: 190

16 Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

.........................  Türk cevabını aşağıdaki hususlarda tetkik edi­niz.

1                        — Hariciye Vekili halkın fikrine önem veriyor.

2                        — Harpte Türk hükümetiyle iş birliğimizi çok açık

göstermeliyiz, Türkler azamî gizlilik istiyorlar......................

Sahife No: 228                                                        Vesika No: 201

18                                                   Nisan 1939

Sir V. Seeds’ten Lord Halifax’a :

.........................  8 — Ingiltere, Fransa, Rusya karşılıklı yardım için Türkiyeyle müzakere etmeğe mecburdur. Türk hü-

295

kûmeti mesuliyetlerini sadece Balkanlarda tutmak iste­yebilir       

Sahife No: 238                                                Vesika No: 215

19                                           Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax”a :

....................  Türk hâriciyesi Almanların Polonyaya taarruz ■edecekleri hususunda çok karamsar. Biz Türklerle iş birliği yapabilmek için gerekli malzemeyi derhal gönder­meliyiz........

Sahife No: 240                                                Vesika No: 219

19                                           Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir KnatcbbuU Hugessen’e :

....................  2 — îki devletin müşterek menfaatlerinin aynı tehlike karşısında birleşmesinden çok memnun olduk. Bil­hassa Türk hükümetinin Balkanlarda olmak üzere oynı- yacağı rol çok mühimdir.

3               21 Hülasa olarak Türk notasından kendilerine a- çıkca bir saldırı olmazsa tarafsız kalacakları mânâsını çıkartıyoruz.

4— Fakat Almanların Balkanlara ve İtalyanların Akdeniz’e’ uzanan tecacüzleri karşısında Türkiye taraf­sızlığını muhafaza edemiyecektir......

Sahife No: 266                                                Vesika No: 247

21                                           Nisan 1939

Lord Halîfav’f an Sir E. I’hepps’e :

....................  5 —- Sovyet hükümeti batıklarla yaptığı anlaş­maya Türkleri de dahil etmek isterse bizler için müspet­tir. Biz nasıl olsa Türklerle temas halindeyiz.

9               —■ Türkiye ve Polonya kilit noktalarındadır. Tür-

296

kiye mevzuunda Ruslar için hiç bir güçlük yoktur. Türk hükümeti müşterek müdafaa hususunda Rus’larla iş bir­liği yapmağa her zaman hazırdır

Sahife No: 228                                                             Vesika No: 271

23 Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

..............................  Türk hükümeti geçikmenin sebebini ana pren­sipleri B.M.M. de tastikten geçirmekten ileri geldiğini: söyledi. İki memleket arasında bir anlaşmaya varılırsa bunu derhal açıkhyacaklar...........

Sahife No: 293                                                             Vesika No: 276'

24  Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

..............................  Sovyet hükümeti Batıklarla yaptığı anlaşmayı açıkladı. Bu anlaşmaya Türkleri de dahil etmek isterler­se bizler için daha iyi. İtalya ile Yugoslavya arasında ya­pılan anlaşmanın metnini Türklere rahatça verebiliriz...

Sahife No: 295                                                             Vesika No: 278:

23126 Nisan 1939

Romanya Hariciye Vekilinin ziyareti hakkında ko­nuşma:

..............................  Mr. Gafeneu’nun Türk, Alman ve Polonya hü­kümetleriyle yaptığı konuşmaları Lord Halifax’a tekrar­ladı. Ve bunların gizli kalmasını rica etti. Türk Hariciye Vekiliyle yaptığı konuşma: Türk hükümetinin kat’î yar­dımı olup olmıyacağmı anlamak için İstanbul’a gitti, söz­lü ve yazılı anlaşmalara vardılar. Bu anlaşmaların hep­sini Londra’daki elçilerine de bildirildi. Romanya Hari­ciye Vekili Ingiliz ve Fransız hükümetleriyle olan görüş-

m

melerini Türk hâriciyesine anlattı, buna karşılık Bulgar1 hükümetiyle Türk hükümetleri arasındaki görüşmeler hakkında malûmat aldı. Konuşmalar 7 noktada toplandı:

1                 — Türk ve Romanya hükümetleri Balkanlarda, sulhü korumak için her şeyi yapacaklar. Kültürel, ekono­mik vb.

2                 — Her iki devlette sulhçü bir politika takip ede­cekler ve büyük devletlerin garantisini isteyecekler.

3                 — Her iki devlet her şart altında birbirlerine kar­şı olmıyacaklar.

4                 — Balkan paktım en geniş anlamıyla tefsir ede­cekler.

5                 — Türkiye, Romanya hucuma uğrarsa faydalı ve; dostça bir tarafsızlık içinde kalacak. Ve boğazlardan Ro­manya ya yardım gitmesine müsaade edecek.

6                 Türkiye ve Romanya müşterek müdafaa içim her türlü askerî yardımı temin edecekler.

7                  — Türkiye ve Romanya büyük devletlerden gelen;

teklifleri birbirlerine bildirecekler..............

İngiltere ve Türkiye arasındaki görüşmeler :

Lord Halifax Gafencu’ya Türk hükümetiyle olan ko­nuşmasını anlattı. Balkan birliğinde Türk hükümetinim rolü çok önemlidir. Ve İngiliz hükümeti Türklerin duru­munu tam olarak bilmek ister, bu mevzuda Türk hükü­metinden cevap beklenmektedir. Türklerin boğazlarda ta­kınacakları tavır en Önemli noktalardan biridir        

Sahife No: 321                                            „ Vesika No: 285’

23  - 26 Nisan 1939

Aynı ziyaret üçüncü toplantı :

.....................  Türk hükümeti Mr. Gafencu’ya Türkiyenim Romanya için olduğu kadar İngiltere için de çok önemli olduğunu bildirdi. Alman hükümetinin Türkler üstüne^

'298

her türlü baskıyı yapmağa çalıştıklarım söyledi. Bunun için diğer kuvvetler Ankara’da diplomatik faaliyetlerini artırmalıdırlar, dedi. Şüphesiz Türkler fikirlerinin ko­laylıkla değiştiren kararsız insanlar değildirler. Fakat kuvvetlerin Türkiyeyi sık sık ziyaret ederek ilgilerini gös­termeleri gerekir. Türkiyenin hiç değilse faydalı bir ta­rafsızlık içinde kalmasını temin etmeliyiz.............................................

Sahife No: 334                                                        Vesika No: 286

26 Nisan 1939

Sir Knatchbulî Hugessen’den1 Lord Halifax’a :

..........................  Türk hâriciyesi cevabını dün gece verdi:

1                       — îtalyanın da dahil olacağı bir harp Türk - İn­giliz iş birliğine sebep olur.

2                       — Mihver kuvvetlerinin Balkanlara yayılan teca­vüzü İngiliz işbirliğine sebep olur.

3                       — Türk - Sovyet anlaşması Türk - İngiliz anlaş­masıyla aynı ruhu taşımaktadır.

4                       — Türkiye ve İngiltere Bulgaristan ve Romanya- nın çatışmasına mani olmağa çalışacaklardır.

5                       Türkiye’nin ekonomik menfaatleri ve boğazla­rın müdafaasının büyük ehemmiyeti dolayısıyla, İngiltere Türkiyeye ekonomik, malî ve askerî yardım yapmalıdır.

6                       Yukardaki maddeler hiç bir gizli madde ihtiva etmeden açıklanmıştır.

Sahife No: 354                                                        Vesika No: 302

28  Nisan 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

..........................  Herr Von Papen buraya geldi.

6                        —Almanların Türkleri sevdiğini ve Almanyanm : hiç bir dostunun İtalya, da dahil Türkiyeye taarruz edemi- yeccğini söyledi.

299

7              — Türk hariciye vekili Herr Von Papen’e Türki­ye’nin bir dosta bu şekilde bağlı olamıyacağmı bildirdi ve şayet Almanlarla dost olmazsak îtalyanlar bize taar­ruz eder mi demek istiyorsunuz, dedi. Von Papen özür diledi ve yanlış anlaşıldı, dedi.

8              — Dış İşleri Bakanı Türkler îtalyanlardan kork­maz, onlardan üstün tarafımız, onlar İtalyan biz Türküz, dedi.

9              „ Von Papen Herr Hitlerin Türk - İngiliz ve Rus anlaşmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti.

10             — Hariciye Vekili sulbü korumak istediklerini fakat Romanya’ya verilen ültimatomla Arnavutluğun işgalinden üzüntü duyduklarını bildirdi.

11             — Alman büyükelçisi Senyor Missolini’nin Tür­kiye hakkında bir dostluk bildirisi yaymlıyacağmdan bahsetmesi üzerine, Türk Hariciye Vekili bu Türkiye’yi çok müteessir eder cevabını verdi.

12             — îtalyanlar adalarda yığmak yaptıkça ve Ar­

navutluk işgal altında kaldıkça Türkiye tatmin olmaz, dendi         

Sahife No: 364                                               Vesika No: 310

29  Nisan 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hııgessen’e :

..................  3 — Türk hükümeti Ruslarla ve Bulgarlarla müzakereler yapmaktadır.

4              — Türk hükümeti Balkanlar kelimesinin yanma Türkiye’nin güvenliği tehdid edildiği zaman kelimesini koydurmak istiyor.

5              —• Türk hükümeti hakkımızda bazı yanlış zanla- rın tesirinde olabilir Varşova’dan aldığımız telgrafı çok gizli olduğunu soyliyerek hariciye vekiline gösteriniz.

6                 — Türk hükümeti Majestenin hükümetinin ma­lî güçlükler içinde bulunduğunu her halde biliyordur..........................................

300

Sahife No: 380                                       '                     Vesika No: 322”

30  Nisan 1939

Sir KnatehbuH Hugessen’den Lord Halifax’a :

..............................  Aşağıdaki telgraf Sovyet elçisinin telgrafının hülasasıdır.

a — Potemkin, Türk - Sovyet politikasını armonize etmeğe çalışıyor. Türk - Fransız, Türk - İngiliz müzake­relerinden haberdar.

d — Türk - Sovyet müzakerelerini Fransız, İngiliz,. Türk müzakereleriyle aynı şekilde yürütmeğe çalışıyor.

e — Türk hükümeti Bulgurlardan şüpheleniyor..................................

Sahife No: 433                                                            Vesika No: 378

5   Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :

..............................  Rus hükümeti Türklerin Akdeniz ve Balkanlar­daki tutumlarını çok iyi karşıladı. Türklerden, Almanya Romanya’ya taarruz ederse harbe girip girmiyecekleri-, ni sordu. Türkler, Bulgarların durumundan tamamen emin olmadıkça cevap veremeyiz dediler........................................

Sahife No: 444                                                            Vesika No: 38T

6                                                        Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :

..............................  Romadaki Türk büyükelçisi, kendileriyle çok dost olduklarından bahseden Kont Ciano’ya elçi sert ve kat’î cevap vermiş. Alman elçisi ise Almanların Türklere garanti vermek için fırsat aradıklarını söyledi ..............

Sahife No: 452                                                            Vesika No: 400

6                                                        Mayıs 1939

Sir A. Cadogan’ın notu:

— Yellilerde Ankarada olan general Weygand, Ge~

ne rai İsmet İnönü ile çok önemli bir görüşme yaptı. Ge­neral İnönü, Rusların mutlak harpte yer almaları lâzım .geldiğini aksi halde harpten sonra hiç dokunulmamış bir Rus ordusunun çok tehlikeli olacağından bahsetmiş......................

.Sahife No: 459                                               Vesika No: 405

7  Mayıs 1.939

Lord Halifax’tan Sir E. Phipps’e :

..................  2 — Türk hükümetinin Akdenizdeki tutumu halen müzakere konusu. Türklerin gayet ciddî itirazları var. Bu mevzuda tazyik yapmak akılsızlık olur.

5              — Majestenin hükümetiyle Türk hükümeti anlaş­maya vardıktan sonra Fransa’da Türklerle benzer bir anlaşma yapabilir   

Vesika No: 475

Sahife No: 465

8  Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

..................  2 — Türk Hariciye Vekili Hatay mevzuunda benimle görüştü. Türk hükümeti Fr ansızlara çok kızgın, Fransa Türk hükümetiyle oynadı ve bizi kandırdı diyor­lar. Bundan böyle Fransızların yapacağı hiç bir teklife ihanamayız, diyorlar.

3              — Fransız hükümeti Hatayda bazı köyleri elinde tutmak istiyor. Ve garanti almadan kuvvetlerini çekmek istemiyor.

4              „ Hariciye vekili, biz Tür ki yenin bütün kuvvet­leriyle batı için iş birliğine hazırlanırken Fransa’nın bir kaç köy için pazarlık etmesine çok kızdıklarını anlattı..

6              Türk Fransız münasebetlerinde bu en korkunç tesiri yapacaktır, dedi.

Vesika No: 478

302

Sahife No: 518

11  Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Ha!ifax’a :

............................  Türk hükümeti Hatay hakkında kat’î bir neti­ce almadan Türk - Fransız anlaşmasını yapmayı red- etti         

Sahife No: 526                                                           Vesika No: 490

11                                                     Mayıs 1939

Sir E. Phipps’teu Lord Halifax’a :

............................  Hariciye Vekili Genel Sekreteri bana telefon ederek Türk hükümetini tatmin edecek emirleri büyük elçilerine verdiklerini söyledi          

Sahife No: 533                                                           Vesika No: 498

12                                                     Mayıs 1939

Sir E. Phipps’ten Lord Halifax’a :

............................  Fransız Büyükelçisine telefon ederek durumu: sordum. Mr. Bonnet ümitsiz görünüyor. Türkler kendi tekliflerinden başka hiç bir şey dinlemiyorlar, diyor. Hal­buki Fransa Hatay’daki Ermenilerin korunmasında İsrar' ediyor         

Sahife No: 537                                                           Vesika No: 506

12                                                     Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

............................ Türk başvekili B.M.M. de yaptığı bir konuşma­da: Türk dış politikasının şimdiye kadar tarafsızlık üs­tüne dayandığını, ancak Akdeniz ve Balkanlarda bir te cavüz olursa Türkiyenin kendi menfaatlerini korumak için îngiltereyle bir sulh ve emniyet anlaşması yaptığım, buna benzer bir anlaşmanın da Fransayla yapıldığım,,,

303

Rusyayla münasebetlerin iyi yürüdüğünü ve Balkanlar­la esasen iyi olan münasebetlerin devam ettiğini, Refik Saydam, söyledi       

Sahife No: 574                                                    Vesika No: 538

17  Mayıs 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

......................  2 — Von Papen, Türkiyenin îngiltereyle ciddî bir anlaşmaya girmemesini tavsiye etti.

3                   —> Von Papen’in ricaları tehdid mahiyetini alma­ğa başladı. Ve Almanya Türk mallarım almazsa haliniz ne olur dedi. Türk Hariciye Vekili de cevaben Almanya mallarını bize fahiş fiyatla satıyor. Siz bizden almazsanız biz de sizden almayız, şahane bir pazar kaybedersiniz, dedi.

4                   — Almanlar İtalyanları Türkiyeye hücum ettir­meğe çalışıyor.

5                   _ Almanya Türk - İngiliz anlaşmasını mutedil karşılıyacağa benzer.

6                   — Alman büyük elçisi ticaret anlaşması için Ber­

lin’e Numan Menemenci oğlunu gondertmeğe çalışıyor. Halbuki Türk hükümeti bütün siyasî münakaşayı yasak­ladığı bir ticaret mütehassısını Almanyaya gönderdi      

Sahife No: 592                                                    Vesika No: 551

18  Mayıs 1939

Sir Knatchbuil Hugessen’den Lord Halifax’a :

...................... 1 — Türk Hariciye Vekili Saraçoğlu beni ay­dınlatacak kadar nazikti.

2                   — Von Papen burada iyi karşılanmadı. Bu adama burada kimse inanmıyor.

7                   — Von Papen’in Türkiye’den alış verişi kesmek.

:.3O4

şantajına karşılık Almanların bundan daha ziyanlı çıka­cağı hatırlatıldı.

g — Saraçoğlu, Von Papen’e Wilhelm II nin 1911 yılında kendisini Müslümanların koruyucu olduğunu ilân ■ettiği bir sırada İtalyanların bizden yer kaptıklarını, du­rumun bugün de aynı olduğunu, söyledi................................

Sahife No: 606                                                       Vesika No: 566

20  Mayıs 1939

Sir A. Cadoğan’dan Sir Knatchbull Hugessen’e :

.........................  Türk - Ingiliz beyannamesi Ingilterede çok sı­cak karşılandı. Türkiyenin prestiji bugün Ingilterede çok yüksektir. İki devlet arasındaki dostluk Atatürk zamanın­da başlamış, kıymetli Reisicumhur General ismet İnönü zamanında kuvvetlenmiştir

CÎLT 6

I     Sahife No: 82                                              Vesika No: 64

i                                      15 Haziran 1939

I            Lord Halifax’tan Sir Knatcbull Hugessen’e :

|                  2 — Türk büyük elçisi muhtelif itirazlar ileri

|;sürdü. Türkiye Rusyaya karşı Romanya’yı korumak iste­miyor.

3                 — Mr. Araş (Tevfik Rüştü) Majestenin hükûme- . tine Yunanistan ve Romanya için garanti verebileceğini.

■ancak bu tip anlaşmaların Türk ve Rus hükümetlerince birbirlerine haber vermek zorunu vardır, Rusya Roman- yaya taarruz ettiği taktirde bu garantinin muteber olmı- j yacağını, söyledi.

j 5 — 17 Aralık 1925 tarihli Türk - Rus anlaşmasına j göre, Türkiyenin Ingiltere ve Romanyayla yaptığı anlaş- l malar Rusya ile dostluğa mani olmamalıdır 

' '

■Sahife No: 146                                                Vesika No: 130

?                                     22 Haziran 1939

■j

j Sir K. Hoare’den Eord Halifax’a :

j ..................  Hariciye   Vekiliyle görüştüm. Ankara dönüşün-

F. — 20

j den getirdiği en iyi intibaın Türkiyenin birinci sınıf bir I kuvvet oluşudur. Bulgarların Balkan komşuları yerine | uzak komşularıyla dostluk yapmaları hatalıdır. Birinci • Cihan Harbinde de aynı hatayı yaptılar; bunu ödediler, ş Yunanistan da aynı hatayı Türklerle harp ederek yap- anıştır, fakat Yunanlılar akıllı olduklarından Türklerle

!

306

dostluk yaptılar bundan hem maddî hem de manevî ka­zanç sağladılar. Ingiltere ve Türkiyenin müşterek beyan­ları Balkanlarda sulh aradıklarını gösterir      

Sahife No: 188                                                        Vesika No: 168’

29 Haziran 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

.............................  Türklerin daha açık olması ve gecikmenin se- bebini anlamak için son iki gündür Başvekil ve Hariciye^ Vekiliyle görüştüm. Malzemenin gelmeme sebebini bizden çok kendi liman durumlarından ileri geldiğini anlattım.

2                       — Korkarım ki malzemenin gecikme sebebini biz­den biliyorlar.

3                       — Hariciye Vekili Türk - İngiliz beyanından beri altı hafta geçtiğini ve hâlâ bir tek harp malzemesinin gelmediğini söyledi. Ben, öncelikle istediğiniz malzeme- listesini vermediniz deyince, size ilk listeleri verince bu­nu neden söylemediniz, şaşıyorum, herhalde malzemeler* gelmeli, dedi.

5                       — Almanların kendilerine İsrarla yardım etmek istediklerini bilhassa belirtti. Malzemenin gelmemesi po­litik bakımdan bizim aleyhimize oluyor         

Sahife No: 189                                                        Veskia No: 196

29 Haziran 1939

Lord Halîfax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

...........................  Türk hükümetinin ekonomik ve malî istekleri çok çeşitli ve çok zordur. Müzakere mevzuları aşağıda­kilerdir:

1                       — Majestenin hükümeti uzun veya kısa vadeli bir programla sulh zamanı gelişmelerine de borç verebilir- mİ?

307

2               Majestenin hükümeti Almanların almadıkları Türk mallarını satacak bir pazar bulabilir mi ?

3               — Türk mallarına karşılık Türklerin askerî ve si­vil malzeme ihtiyaçlarını temin edebilir mi?

a)                 Majestenin hükümeti ciddî malî problemlerle karşı karşıyadır.

b)                 Majestenin hükümeti millî müdafaa için on mil­yon sterlin Temmuz sonuna kadar verecektir.

5               — Türklerin istedikleri hava kuvvetleri ve bah­ri malzemeler isteklerinin onda birini teşkil eder.

6               General Orbay’a hükümetimizce almak istedik­leri malzemelerin satabileceğimiz söylendi.

8               — Türk hükümeti Londraya bir malî müşavir yol- lamalıdır.

10               — Türk hükümeti Brasserts fabrikalarını almak için gayret gösteriyor fakat şu ara makinaları memleket dışına çıkartmak güçtür.

11               — Almanlar Türk mallarını almazlarsa Ruslar çok iyi bir kaynak olabilir.

Sahife No: 313                                                 Vesika No: 282

10 Haziran 1939

Sir W. Seeds’ten Lord Halifax’a :

...................  Üç hükümet Rusya, Fransa ve Ingiltere anlaş­maya vardılar. Bu anlaşma aşağıdaki Avrupa devletlerini de içine almaktadır. Türkiye, Yunanistan, Romanya, Po­lonya, Belçika, Estonya, Latvia, Finlandiye, İsviçre ve Hollanda bu devletlerden İsviçre ve Hollanda, Rusyayla Polonya ve Türkiyenin karşılıklı yardımı halinde dahil edileceklerdir...........

308

Sahife Nö: 353                                                         Vesika No: 320

14 Temmuz 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

...........................  Türk cevabını gönderiyorum Türklerin sulh cephesiyle iş birliği ancak askerî, malî ve ekonomik yar­dımla mümkündür.

1                       — Harp malzemesi için istenen kredi 35 milyon sterlindir. Bu para cephane endüstrisinin kurulması, ye­niden organize edilmesi ve inşası için lâzımdır. Ordu ku­mandanları tarafından hazırlanan plânın masrafları Türk bütçesinde ne bugün ne de yarın mevcut olabilecektir.

2                        — Millî parayı ve ekonomiyi sıhhatte tutabilmek için altın stokumuz yerinde olmalıdır. Bunun için on mil­yon dolar kredi isteniyor.

5                       — Türk hükümeti on beş milyonluk borcu tütünle karşılıyacaktır.

6                        Türk hükümetinin şimdiye kadar Almanyaya sattığı mallar serbest para memleketlerine yöneltilecek­tir.

8                        — Türk hükümetinin bu taleplerini karşılamak üzere İngiliz ve Fransız hükümetleri bir anlaşmaya var­malıdırlar     

Sahife No: 361                                                         Vesika No: 331

15 Temmuz 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

...........................  2 — 35 milyon sterlin Türkiye’nin modern si­lâhlarım karşılamak için ancak yeterlidir. Türk hüküme­ti parasının kıymetini düşürmekten bahsetmekte ve ma­hallî gazeteler bunu teşfik etmektedir. Bu hal Türkiye- nin ticarî güçlüklerini azaltacaktır. Türk tütününü satın almak ve onu Ingilterede reklâm etmek için şimdi en iyi fırsattır, Türklerin korkusu tam mevsiminde Almanların

309

ticareti kesmeleridir. Şu anda Pariste bir Türk ticaret heyeti vardır. Türk hükümeti parasının kıymetini düşür­meğe henüz hazır değildir          

Sahife No: 403

Vesika No: 36«

20  Temmuz 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

...... Türk - Rus hükümetleri arasındaki münasebet­ler çok iyidir. Türklerin yardımının değerine Rusları i- nandırarak samimiyetimizi gösterebiliriz         

Sahife No: 434                                                 Vesika No: 388

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax’a :

....................  Cumhurbaşkanı İsmet’in bize ve Fransızlara karşı tutumu sert ve acıdır Türkiye iki ay öncesine na­zaran daha zayıftır. îngiltereyle müzakerelere başlama­dan önce Türk malları karşılığı Almanyaya ısmarladık­ları ağır silâhlar muntazaman gelmekteydi şim­di bunlar durdu. Ayrıca General Orbay ve asker otorite­ler durumun farkındalar. Almanlar ise bu müzakerelerin kesilip Türklere kendi teklifleriyle yanaşmak için önem­le ve dikkatle bakıyorlar   

Sahife No: 598                                                 Vesika No: 551

4  Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Mr. CampbeJFe (Paris)

....................  1 — Fransız hükümetinin cevabına teşekkür ederiz, onu Türk hükümetine göndereceğiz.

310

2                        — Türk hükümeti Romanya ve Yunanistana ve­rilen garantiyi kâfi bulmamakta, Bulgarların Türkiyeye hücumu halinde de garanti istemektedir.

3                        — Yugoslavya’ya Almanlar tarafından bir taar­ruz olursa Türkiye kendini tehlikede görmedikçe yardım etmiyecektir.

6                         — b) Türk hükümeti Akdeniz mıntıkasına Ad­riyatik ve boğazları katmakta fakat Karadeniz’i buna da­hil etmemektedir        

Sahife No: 601                                                         Vesika No: 552

4 Ağustos 1939

Lord HaSifaxTan Mr. CampbelFe :

.........................  Türkiye, İngiltere ve Fransa’nın aralarındaki anlaşma aşağıdaki gibidir.

1                        — İngiltere ve Fransa Akdenizde bir Avrupa kuv­vetinin saldırısına uğrarsa Türkiye bunlara yardım ede­cektir.

2                        — Türkiye Akdenizde tecavüze uğrarsa Ingiltere ve Fransa yardım edecektir.

1                        — Türkiye bir Avrupa kuvvetinin tecavüzüne uğ­rarsa İngiltere ve Fransa yardım edeceklerdir.

2                        —■ İngiltere ve Fransa bir tecavüze uğrarsa Tür­kiye yardım edecektir.

Sahife No: 623                                                        Vesika No: 579

7  Ağustos 1939

Sir Knatclıbull Hugesseıfden Lord Halifax’a :

.........................  Türkiye ile Rusya arasında gizli ve özel bir an-

311

İaşrna yapmaktadır. Potemkin Ankarayı ziyaretinde şu üç nokta üstünde durdu:

1                  — İngiltere, Fransa, Rusya ve Türkiye arasında bir anlaşma.

2— Rusya, Türkiye ve Balkan devletleri arasında bir anlaşma.

3                   — ilk ikisi yürümediği taktirde Türkiye ile Rus­ya arasında bir anlaşma.

Saraçoğlu Moskovaya giderse İngiltere ile Rusya ara­cında iyi bir aracı rolü oynıyabileceğini söyledi.....................................................

CIET 7

Sahife No: 10                                                             Vesika No: 9l |

15   Ağustos 1939                                      |

Sir KnatchbalFdan Lord Halifax’a :                                                    I

1 ......................  Türk Hariciye Vekili, Sovyet hükümetinden:               <5 kendileriyle bir anlaşma yapmağa hazır olduklarım bil-                                              |

diren teklif aldıklarını söyledi. Ancak Sovyet hükümeti 1 aşağıdaki beş soruya cevap istemektedir.                                                                                              1

1                         — Anlaşma sırf bir tecavüze karşı mı olacak? |

2                         — Anlaşma sırf denizler için mi, yoksa hem deniz;

ve hem de kara için mi olacak?                                                                 -d

3                         —• Anlaşma sırf Türklerle Ruslar arasında mı ola- -i cak, yoksa Ingiltere ve Fransayı da ihtiva edecek mi? 3

4                         — iki devletin mütecavize karşı müdafaalarını mı ihtiva edecek, yoksa taraflar başka taahhüdleri yüzün­den de harbe girerlerse de muteber olacak mı?

5                         — Bu sonuncu durumda Türkiyenin başka hangi,

devletlerle bu tip anlaşmaları vardır?........................

Sahife No: 26                                                             Vesika No: 28

16   Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Sir KnatchbulFa :

.........................  Aşağıda yazılı sebeplerle Türk İngiliz ticaret anlaşmasını geliştirmek imkânsızdır.

Özet: Yeni bir durum olana kadar Majestenin hükü­metinin anlaşmayı uzatmasına imkân yoktur.

313

Madde e — Tüccarlar şikâyet ediyorlar. Majestenin hükümeti tüccarlarının menfaatlerini korumak ister ve Takas usulüyle ticaret yapmaktan hoşlanmaz.

Netice : Bir delege gönderin müzakere yapalım.......................

Salıife No: 131                                                  Vesika No: 152

22  Ağustos 1939

Mr. CampbelFden Lord Halifax’a :

.....................  Alman ve Rus saldırmazlık paktını Ingiltere ve Fransa korkuyla gözlüyör.....................

Sahile No: 140                                                   Vesika No: 161

23  Ağustos 1939

Sir Knatchbull’dan Lord Halifax*a :

.....................  Alman hükümeti Türk hariciye vekâletine aşa­ğıdaki üç maddelik notayı vermiştir:

1                 — Türk hükümeti dış politikası yüzünden Alman.' firmalarına ısmarladığı bütün malları almaktan vaz geç­sin.

2                 — Alman hükümeti Türkiyeye kredi vermiyecek- tir. Bilhassa 60 milyon marklık harp malzemesi veril- miyecektir.

3                  — Türk hükümeti bu şartlara razı gelmezse Al­man hükümeti Türkiyeyle olan ticaret anlaşmasını yeni-- lemiyecektir. Diğer taraftan Türkler razı olurlarsa Al­man hükümeti derhal müzakerelere ve Gölcükte bir de- nizüstü yapmağa hazırdır.

Türk Hariciye Vekili bundan sonra Alman baskısına, dayanmanın çok zor olduğunu söyledi...............................................................

-314

Sahife No: 214                                                          Vesika No: 260

25                                                  Ağustos 1939

Sir, Knatchbull’dan Lord Halrfax’a :

............................  Türk Hariciye Vekili Alman büyükelçisiyle çok . sert bir konuşma yaptı. Türk hükümeti kendisini ekono­mik bir dominyon yapmayacaktır, Türk hükümeti kendi­sini serbest hale getirecek adımları atacak, Alman hükü­meti silâhlar mevzuunda sözünü tutmadı. Türk hükümeti de Almanyadaki askerî ve teknik elemanlarını geri çeke­cektir, dedi..........

Sahife No: 225                                                          Vesika No: 279

25 Ağustos 1939

Lord Halifas’tan Sir Knatchbull Hugessen’e :

.........................  Alman hükümetinin Türk hükümetine müthiş bir baskı yaptığı meydanda. Acaba Fransız hükümeti Türk tütününün bir kısmını alsa bir yardımı olur mu? Türkler belki de tarafsızlıklarını Almanyaya veya Rus­ya’ya yüksek bir fiyatla satabilirler. Türk hükümetinin durumundaki en küçük değişikliği bana derhal bildiri­niz.........................

Sahife No: 238                                                          Vesika No: 292

25 Ağustos 1939

Sir Knatchbull Hugessen’den Lord Halifax*a :

............................ 1’ — Hariciye Vekiline mesajınızı verdim, telg­raftaki son cümle faydadan çok zarar getirir.

2                        — Bizim sadece dostluk ifadelerimiz ve hislerimiz maalesef burada sadece tehlikeli bir şüphe uyandırıyor. Türkler Majeste bizim dostluğumuza kıymet veriyorsa bunu maddî olarak ispat etsin diyorlar.

4                         — Fransız meslekdaşım ve ben Türk hükümetinin herşeye rağmen bugünkü politikasına devam edeceğini

315

.sanıyoruz. Yunan elçisi de aynı kanaatte Alman elçisi her ■çeşit hileyi çevirmeğe çalışıyor...................................................

■Sahife No: 242 .                                               Vesika No: 300

2S Ağustos 1939

Lord Halifas’taıı Sir Knatehbull Hugessen’e :

......................  Şu. sırada Türkiyeyi sulh cephesinde tutmak ha­yatîdir. ■ Majestenin hükümeti bunun için her fedakârlığı yapacaktır, bu sebeple Türk hükümetinin her istediğini yapmağa çalışacağız. Ümit ederim ki Von Papen’le re- kâbet ederiz    

Sahife No: 243                                                   Vesika No: 301

25 Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Sir Knatchbull Hugesseu’e :

......................  Bana verilen bir fikre göre politik, askerî ve bahri yüksek rütbeli şahıslardan kurulu bir heyet bir iyi niyet jesti olarak derhal Türkiye’ye gönderilmelidir.

2                  — Bu mevzuda fikrinizi bildiriniz, Türklere ken­dileriyle iş birliği yapmağa ne kadar önem verdiğimizi gösteriniz.

3                  — Şayet bu fikri iyi bulursanız Türk hükümetine böyle bir heyeti iyi karşılayıp karşılamıyacağmı sorunuz.

4                  — Böyle bir misyon işe yarar mı? Yoksa Türklere on milyon sterlin’in üstünde fayda ve silâh sağlıyacak bir yetki de verelim mi?

5                  — Şüphesiz bu işin tehlikeli tarafı şudur ki, Türk

hükümeti kapılarına kadar gelen böyle bir heyetten daha fazla talepte bulunabilir ve bir anlaşma yapmadan bırak­mazlar. Ve üstümüze daha fazla baskı yapabilirler        

316

Sahife No: 272                                                      Vesika No: 337

26  Ağustos 1939

Sir Knatchbul Hugessen’den Lord Halifax’a :

.......................  Bahsettiğiniz misyon bir panik yaratabilir ve Türk hükümetine itimatsızlık gibi telâkki edilebilir.

2                      — Böyle bir misyon Türkleri daha fazla talebe sevk edecektir.

3                      — Alman büyükelçisi Cumhurreisi ile bir görüş­me yapacak, fakat Reisicumhur'un Alman tehdid veya rüşvetine teslim olacağını sanmıyorum.

4                      — Türk hükümetine malî ve ekonomik yardım

borç vermek, tütünlerini satın almak veya her ikisi etkili olabilir  

Sahife No: 273                                                      Vesika No: 339

26 Ağustos 1939

Sir Knatchbul Hugessen’den Lord Halifax’a :

.......................  Hariciye Vekiliyle konuşmam, çok tatminkârdı.. Türk hükümeti politikasını değiştirmiyeceğe benziyor.

4                       — Von Papen’in faaliyetlerini sordum. Hariciye: Vekili bana teminat verdi.

5                      — Von Papen Cumhurbaşkanı ile bu akşam görü­şecek     

Sahife No: 274                                                      Vesika No: 349

26 Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Sir Kiıatchbull Hugesseıı’e :

.......................  Rus - Alman anlaşması üzerine meydana gelen yeni durumu Türk hükümetiyle müzakere ediniz.

6                       — Türk hükümeti Ruslardan çekinebilir, fakat eminim ki İngiltere ve Fransayla dost olan yeni Türkiye

Rus düşmanlığıyla başa çıkabilir. (Eğer bu düşmanlık bir gün meydana çıkarsa),

7                 Bir harp halinde Türkiye de yer alacaktır ve Rusya’nın yardımına rağmen karşı taraf çökecektir. İn­giltere Türkiyenin lıemen arkasında olacaktır     

Sahife No: 276                                                  Vesika No: 341

26 Ağustos 1939

Sir Kuatehbul Hugessen’den Lord Halifax’a :

....................  Fransız Büyükelçisi Molotov’a Türklerle mü­zakere edip etmediklerini sormuş, Molotov, cevaben in­isiyatifin Türklerin elinde olduğunu söylemiş ve başka eevap vermemiş.

2                 —•■ M. Naggiar, Türk büyükelçisine Türk Hariciye Vekilinin Moskova’yı ziyaretinin iyi olacağını söyledi.

3                 — Buradaki Sovyet elçisi de hariciye vekâletine

aynı şekilde söyledi............

Sahife No: 320                                                  Vesika No: 404

28                                           Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Sir Kııatchbull Hugessen’e :

....................  Ekonomik ve malî problemler çok mühim ol­masına rağmen şu ara borç vermemize ve Türk tütününü satın almamıza imkân yoktur.

3                 — Hazine memurlarımız kendilerinin eski arka­daşları olan Hali t Nazmi Keşmir ile uzun ve dosthane bir görüşme yaptılar ve Türk heyeti Majestenin hükümetinin elinden geleni yaptığını ilân etti..............

Sahife No: 383                                                  Vesika No: 439

29                                           Ağustos 1939

Sir W. Seeds’den Lord Halifax’a :

....................  Alman Rus anlaşması imzalandı :

318

4                        — Türk Cumhurreisi Mr. Molotov’a Rus - Ingiliz:

- Fransız anlaşmasını sür’atle bitirmeyi arzu eden bir mesaj gönderdi. Ve aynı şekilde bir cevap aldı. Bu da , Rusya’nın mütecaviz olmıyan milletlerin arasında .yer aldığını gösteren en açık bir delildir..................................................................... #

Sahile No: 409                                                        Vesika No: 535        1

30   Ağustos 1939                                       |

Lord Halifax’taıı Sir                       Kuatchbull Hugessen’e                 :  1

...........................  Anlaşmada aşağıdaki değişiklikler yapılmıştın İ metnini veriyorum:........................... I

2 — Başlangıç                         şöyle   olacaktır. Fransa Curnhurbaş- |

kanı, Ingiltere - İrlanda - Denizaşırı İngiliz dominyonları | Kralı ve Hindistan İmparatoru Majeste ve Türkiye Cum- | hurbaşkanı                                                        1

7                        „ Anlaşma 15 yıl yürürlükte kalacak ve ancak | tarafların birinin 6 ay önceden ihbarıyla ilk 5 veya 10’un- cu yıllarda biterecektir.

Bu anlaşma Ankara’da imzalanmıştır..................................................... J

Sahife No: 462                                                        Vesika No: 623 j

31   Ağustos 1939

Lord Halifax’tan Sir P. Lorine’e (ROMA)

...........................  Türkiye ile anlaşmayı bir kaç güne kadar imza- j lamayı ümid ediyoruz. Bu anlaşmanın çok nazik husus­ları hakkında Italyan hükümetine anlaşma yapılmadan. j önce izahat vermek akıllılık olur,                               ,       Ş

2 — Şöyle ki: Bazı hususlar hakkında karşılıklı                                      |

yardım anlaşmasıdır. Bu anlaşma hiç bir devlete karşı değildir. Majestenin hükümeti îtalyayla iş birliğine devam edecektir. Bu anlaşmanın yapılması bunun değişeceğini ,i göstermez.

319;

3                — Fransız hükümeti 23 Haziranda yaptığı anlaş­mayı size bildirmişti. Bu da aynı anlamı taşımaktadır..........................................................

Sahife No: 471                                                Vesika No: 635

1 Eylül 1939

Lord Halifax’taıı Sir KnatchbulPHugessen’e :

...................  Hariciye vekiline lütfen aşağıdaki hususları bil­dirin :

1 — 35 milyon sterlin silâh kredisi :

a —■ Majestenin hükümeti Türkiyeye verdiği 10 milyon sterlin silâh kredisini silâhları ancak bizden almak şartiyle vermektedir.

b —• Majestenin hükümeti Türk hükümetine maale­sef başka memleketlerden silâh alması için para vere­mez      

Yakın tarihimizin olaylarının perde arkasını vesika­larından görmüş bulunuyoruz. Bu vesikaların ışığı altın­da Kıbrıs olaylarını incelemekte fayda olacağı mütaala- sıyla Orta Doğu Enstitüsünün 1966 Kış dergisinde çıkan bir yazıdan (16 sayfalık bir yazıdır), yaptığımız incele­meyi Türk okuruna sunar müttefikimiz olan bazı devlet­lerin bugünkü politikalarıyla dünkü politikaları arasında. Türkiyemiz lehine nasıl bir fark olduğunun taktirini oku­yucuya bırakırız. E.U    

THE MIDDLE EAST INSTITUTE

Cilt 20, No: 1, 1966 Kış, Basıldığı yer Washington D. C.
Yazarı : Stephan G. Xaydis

KIBRISTA GÜÇ GÜNLERE DOÜRU :

..........................  Yunan hükümeti Girit adasına sığındığı zaman işgal altındaki Yunan halkının moralini yükseltmek ve Yunan hükümetinin sığınacağı kendisine ait bir yer bul­ması için Kıbrıs adasının Yunan Kralı II. George’a he­diye edilmesi lüzumunu İngiliz hükümetine bildiriyordu.

.1941 Şubatında Atina’ya ikinci defa gelen Eden, Kıbrıs’­ın istikbali İngiltere ve Yunanistan arasında halledi­lecektir, diyor ve Churchill Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesi fikrini savunuyordu. Sürgündeki zayıf hü­kümetler bütün varlıklarıyla Ingiltereye bağlı olduk­ları halde ağır basamadılar.

1942’de Yunan hükümeti Amerikaya müracaatla Kıbrıs konusunda dikkatini çekti. Ve bu mevzuun Yunanis- tanla İngiltere arasında halli lâzım geldiğim bildirdi.

1945’de Yunan Dışişleri Bakanı Kıbrıs asıllı Alexis A. Kyrcu, Ehosis’in baş savunucusu olmasına rağmen, bu ara tehlikeli olabileceği düşüncesiyle Kıbrıs mese­lesini kurcalamadı.

1946*da Ingiltere ve diğer emperyalistlere karşı olan KKE, hükümetleri Kıbrıs konusuna ihanet etmekle suçlu-

321

ycıdu. Bunlar Türk Trakyasını bile istiyorlar ve în- giltereye Enosis için delegeler gönderiyorlardı.

1’947’de Yunan hükümeti Kıbrıs konusunda îngiltereyle dosthane konuşma1 ara başladı. Bu arada ortaya çı­kan Truman doktrini Yunanistamn daha rahat ha­reket etmesini sağladı. Nitekim:

1948’de Yunan Kralı Paul Amerikalı gazetecilerle yaptı­ğı bir konuşmada Kıbrıs'ı istediklerini ve Amerika ile îngiltereye istedikleri yerlerde üstler vermeğe ha ■ zır olduklarını bildirdi.

1949 senesindeki malî güçlükler sebebiyle mesele geri bı­rakıldı, fakat Kıbrıs’ın başına getirilen papazlar ve bilhassa Makarios Enosis’ten konuşmaya başladı.

Ve bir konuşmasında ana Yunanistanla birleşinceye kadar bize rahat yoktur, dedi.

1951’de sahnede üç aktör var. Makarios, Yunan hüküme­ti ve Koministlere karşı savaşmış olan Grivas. Bun­ların her üç de Kıbrıs’ın Yunanistanla birleşmesini" Birleşmiş Milletlerden talep ettiler. Amerikaya ve in­san hakları komitesine durumu bildirdiler. Eden Ro- ma’da bir konuşma tertipliyerek bunda Kıbrıs’tan hiç bahsetmemelerini Yunan ılara teııbih etti. Fakat Yu­nanlılar bunu dinlemeyerek Kıbrıs’tan söz acınca bu Eden”i kızdırdı. Böylece Kıbrıs mevzuu görüşüleme­di.

Yunanistan ve Türkiye Nato’ya kabul edildik­ten sonra ada Yunanistana verilirse bunu Nato em­rine tahsis edeceğiz, dediler. Eylül ayında Makarios Birleşik Amerikaya ve Birleşmiş Milletlere gitti. Gri­vas ise adaya giderek dağlık bölgede mücadelenin esasını tespit etti.

322

1953 Şubat’mda Atina’ya dönen Grivas askerî bir komi­teye mücadelenin esasını an1 attı. Adada çatışmak suretiyle Birleşmiş Milletlerin dikkatini adaya çeke­bileceklerini anlattı, bunu kabul ettiler.

7                  Mart 1953’te Makarios ve bir grup adam Atina’da ha­yatlarını Enosis’e vakfedeceklerine ve yapacakları her hareketi büyük bir gizlilik içinde yürüteceklerine yemin ettiler.

Türk - Yunan - -Yugoslav hükümetleri arasında beş yıllık bir dostluk anlaşması imza edilirken Gene­ral Papagos Kıbrıs meselesini Yunan hükümeti adı­na Birleşmiş Milletlere getirdi. Grivas ise ilk malze­meyi 2 Martta adaya çıkarttı.

Atmadaki İngiliz elçisi Başvekil Papagos’a bazı İngilizlerin Kıbrıs hakkmdaki fikirlerini bildirdi. As­lında bu fikirler resmî kaynaklardan gelmesine rağ­men gayri resmî gibi hareket edilmesini ve bir anlaş­maya varıhncaya kadar çok gizli tutulmasını istiyor­lardı. Bu konuşmaya göre aşağıdaki kararlar veril­di:

a — İngilizler Kıbrıs halkı için selfdeterminasyonu kabul ediyorlar.

b — Yunan hükümetinin kabul edeceği bir anayasayı Kıbrıs için garanti ediyorlar.

e — Sekiz.seneden daha uzun bir zaman geçmemek şar­tıyla selfdeterminasyon zamanının geldiğini haber verecekler          

Nihayet Kıbrıs’ta ayaklanmalar başladı. Bütün bu mücadele 19’uncu asırda Osmanlı İmparatorluğunda ya­pılanların aynı şekilde yürütülüyordu. O zaman da şahıs­lar çarpışır ve bunlar hükümetçe desteklenirdi. Yunan hükümeti Grivas’a her türlü yardımı yaptı. Yunanistan’ın politik ve moral desteği her zaman onunla beraber oldu...

İÇİNDEKİLER

Sahife

Önsöz                                                                                        3

Cilt' I 1895 senesi ..................................................................  7

Cilt 2 1900 senesi ................................................................  11

Kısım III Bağdat Demiryolu.................................................. 13

Cilt 4 1903 senesi .................................................................  16

Cilt 5 Kısım 30 Düşüş akşamında Türk İmpara­

torluğu                                                                                     19

Saray memuran ....................................................................  20

Hükümet memurları .............................................................  22

1907             senesinde İstanbul olayları .............................  27

1907             senesinde Edirne olayları ...............................  28

Kısım III Türkiyede tahsil ve halkın fikrî yapısı 29

Türk ordusu ve bahriyesi ...................................................    33

Türk donanması ... ...............................................................  35

Hamid diplomasisi ...............................................................  36

Ticarî münasebetler .............................................................  37

1905 yılında büyük devletlerin donanma gösterisi                 42

Bulgar, Sırp, Yunan faaliyeti hakkında rapor...                      44

Dahilî organizasyonların faaliyetleri ...................................  45

Sırp faaliyeti hakkında rapor ...............................................  47

Yunan faaliyeti hakkında rapor ...........................................  48

Türkiye ve büyük devletler 1906 yılı raporundan                  50

Mr. Block’un Osmanlı mâliyesi hakkmdaki raporu               51

Sınaî hudud hâdisesi ............................................................  55

Cilt 5 1908 senesi vesikaları ................................................  58

Anayasa hareketi .................................................................  59

1908             ihtilâline muhtelif devletlerin reaksiyonları      65

Dahilî kaynaşmalar ..............................................................  66

1’908 ihtilâli için neler söylendi ..........................................  77

Balkan harblerinden 1914’e kadar geçen devre                     83

Trablusgarp Harbi ..............................................................  100

Arnavut isyanı ....................................................................  114

Balkan Birliğinin hazırlanması ...................................... ,... 117

Balkan Harbi devamı .........................................................  122

324

Sahif^

İkinci Balkan Haroı   .-.        136 j

Üçüncü Balkan Harbi               142   î

Cilt 10 Balkan Harbi devamı             147     |

Adaların Yunanistan’a verilişi ile ilgili dokümanlar 1'53 1913 - 14 Genel Balkan politikası          165     |

1913 -14 Ermeni reformları  168     £

1913 -14 Ermeni reformları  171

Postdam toplantısı       ...       181

İran - Rus münasebetleri       -.         185 >

Kurtuluş Savaşı dokümanları                         1’88   {

 

İngiltere’nin Rusya’ya gönderdiği nota ..................................  200   [

Wilson’un evinde ...................................................................  200   i

Türk Milliyetçileri ................................................................  207 [

Dahilî durum hakkında rapor .................................................  207    i

Aydın vilâyetindeki İngiliz menfaatleri .................................  208    J

Aydın vilâyeti haricindeki ngiliz menfaat1 eri ... 210 İ Harbord’un raporu            .........................................................  ... ... 212 <

Tasviri Efkârdaki karikatür için rapor ....................................  213

27                  köyün eşrafı tarafından İngiliz yüksek komi­

serliğine yazılan yazı                                           „ 216 Ş

Türk meselesi hakkında ikinci toplantı ..................................  218

Ermenistan ...........................................................................     222  s

14                  Şubat 1920 Londra konferansı ..........................  225

Îngüîz Hariciye Vekâletindeki toplantı ...................... '......... 228]

(10 Mart 1920) Alınan kararlar ..............................................  232  j

Patrik L. Doretheos’un mektubu .........................................  . 236

San Remo Konferansı ............................................................  238'

Lympne’de yapılan toplantı ..................................................  244;

ViVa Belle’deki toplantı .......................................................   245   j.

Villa Fraîneuse’deki toplantı ................................... .-........... 246

Türk hükümetine verilen cevap .............................................  247'

Cilt 13                                ...................... .............................  256 f

Türkiyedeki genel                    durum                                   .   2611

Sulh anlaşması                                ...                                   .   264^

Bağımsız Türkiye                           ...                                   .   286

1939 senesi dokümanları                                                      .   f 288 J

Kıbrısta güç günlere doğru ...................................................  320/:

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar