Bedîüzzaman hazretlerinin...
...yahudiler hakkında sorulan bir soruya verdiği bir cevap.
Hem de şu israil hâdisesini soruyorlar.
Onların, güçlü olduklarından dolayı...
...onların, haklı olduklarından dolayı...
...onlar, doğru yolda gittiklerinden dolayı...
...gâlip gelmiyorlar bize.
Problem bizde, bizde.
Biz, burayı atlıyoruz.
Biz, burayı aşamıyoruz.
Sıkıntı, bizde.
Onlar, işgâle nereden başladılar?
Bizim kafalarımızdan...
...kalplerimizden...
...rûhlarımızdan...
...evlatlarımızdan başladılar.
İşgâl ettiler bizi.
Biz, işgâl edilmişken...
...Kudüs-ü Şerîf'i nasıl kurtaracağız?
Öyle ise, onların başladığı yerden...
...biz de fetih başlatacağız!
Kudüs'ü savunuyoruz sözde.
Mîraç'tan gelip de Kudüs'ten bize ulaşan namazı kılmıyoruz.
Öyle ise, bakın, kalp Kâbe'mizi işgâl etmişler.
Bu noktada...
...öyle ise ne yapmak gerekiyor?
Yeniden bir diriliş. Yeniden bir inşâAllah seferberlik.
Bedîüzzaman hazretlerinin...
...yahudiler hakkında sorulan bir soruya verdiği bir cevap.
Hem de şu israil hâdisesini soruyorlar.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
''Bismihî sübhânehû.
وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ
Hatırlarsanız...
...hırsla ilgili, risalede...
...mü'minde hırs sebebi, hasârettir.
Hatta hatta..
...bütün kâinatta, Cenâb-ı Hakk'ın koyduğu bi' kanun var.
Hırsın neticesi, hasârettir, kayıptır diye.
Yahudi milletinin...
...bu kadar zekî, bu kadar çalışkan olmasına rağmen...
...her türlü fitneyi, fesadı çevirip dünyayı parmağında oynatmasına rağmen...
...asırlardır hep zillet ve meskenete mâruz olmalarının...
...yani, zillet dediği, hep böyle aşağılanmışlar.
Meskenet dediği de...
...bi' türlü bi' toprakları, bi' devletleri olmamış.
Hatta biliyorsunuz, Osmanlı zamanında...
...geminin üzerinde, aylarca kalmışlar.
Hiçbir ülke, onları kabul etmemiş.
Böyle, devamlı tokat yemişler.
Bunun sebebi...
...onların, pis hırslarıymış.
Hırsla, tüm dünyaya saldırıyorlar.
''Her şey, bizim elimizde olacak.'' diye.
Cenâb-ı Hakk'ın koyduğu bi' kanun var.
Yani, bu, hayvanat âleminde de...
...insanlar dünyasında da...
...bütün âlemde geçerli bi' kanun bu.
Nedir bu kanun?
En âciz...
...en zaif...
...en çâresiz mahlûkat, en iyi beslenir.
En zeki...
...en akıllı...
...en kurnaz mahlûkat da...
...hep geçim sıkıntısı çeker.
Hep aç kalır.
Hep maişet derdiyle, sıkıntıyla kıvranır durur.
Allah'ın (c.c.) koyduğu bi' kanundur bu.
Bakın, hayvanlar dünyasına bakın.
En aptal hayvan...
...balıklar.
En iyi onlar besleniyor.
Meyve kurtları, en âciz hayvan.
Cenâb-ı Hak, direkt rızkın içinde yaratmış.
En güçlü hayvan; arslanlar.
Aylarca bâzen, midesine bir lokma et düşmez.
En kurnaz hayvan, tilkiler.
Görün tilkileri, hep iskelet gibi.
Zayıf böyle kurnaz. Ömrü, kümes dikizlemekle geçmiş.
Ama, aç. Perişan.
Şimdi, Allah'ın (c.c.) koyduğu bi' kanun bu.
İnsanlar dünyasında da böyle.
Hırs, sebeb-i hasârettir.
Hırs belâsı yüzünden...
...yahudi milleti ne yapmış?
Tarih boyu, hep zillet ve meskenete mâruz kalmış.
Hep aşağılanmış. Hep böyle sürgün edilmiş.
Ve diyor ki...
...onların zenginleri bile süflî yaşıyorlar diyor.
Allah (c.c.), öyle bi' hırs veriyor ki...
...sadece bekçilik yaptırıyor o mala, o mülke, o servete.
Sadece bekçilik yaptırıyor.
Yedirmiyor.
Geldi, gitti. Kazandım. Faizler, şunlar, bunlar.
Devamlı...
...yedirmiyor onlara.
Bekçilik yaptırıyor.
Sonra, öbürüne devrediyor.
O bekçilik yapıyor. O da öbürüne devrediyor.
Hırsından dolayı...
...onlara yedirmiyor bile.
Şimdi, böyle bir huyları, böyle bi' hasletleri var.
Tüm dünyayı...
...onlar, o pis ahlâklarından dolayı kasıp kavuruyorlar.
Ama, tamam da...
...bu israil mes'elesi nedir yani?
Hani, Kur'ân, onlara...
''Duribet aleyhimu'z-zilletu ve'l-meskenetu'' diye...
...tokadı vurmuştu.
Diyor ki bakın...
''Fakat bu Filistin mes'elesinde...''
Şu andaki...
...Filistin topraklarında kurulmuş olan bu israil devletiyle alâkalı.
''Hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil...''
Niye oraya yerleşmiş bunlar?
İsrailoğullarına gelen Peygamberlerin...
Bu arada, tarihte en çok onlara Peygamber gelmiş.
Öyle ya, hani Cenâb-ı Hak, en azgın kavimlere, en çok Peygamberi onlara göndermiş.
Enteresan yahu.
Nasıl... Tarih boyu hep. Kur'ân öyle anlatıyor ki...
...onları, onların pis ahlâkını öyle anlatıyor ki.
Ve her anlattığı ifâdenin altında...
...çok büyük hakikatlar yatıyor.
Şimdi, onlara gireceğiz.
Yani...
...hırstan dolayı...
...dünya hırsından dolayı değil de...
...Filistin'deki vaziyetleri...
...yani şu andaki, Filistin topraklarındaki...
...kuruluşları...
...kendi milletlerinden gelen o Peygamberlere olan hürmetlerinden...
...sevgilerinden...
...muhabbetlerinden dolayı...
...oraya o devleti kurmuş olmalarından dolayı...
...çabuk tokat yemiyorlar.
Bak, tokat yemeyecekler demiyor.
Çabuk tokat yemiyorlar.
Oradan da def edilip, gönderilecekti.
Çünkü, âlem-i islâm tükürse, tükürüğünde boğulacak kadar azlar.
Ama, işin şu tarafı var. Bakın.
Çok önemli bi' nokta bu.
Şimdi, Kur'ân, onlar hep zillet ve meskenete mâruz kalacaklar, hep aşağılanacaklar...
...hiç yurtları, yuvaları olmayacak diye haber vermiş ya.
Kur'ân nereden haber veriyor?
Cenâb-ı Hakk'ın ilminden haber veriyor.
Allah'ın (c.c.) ilminde, yahudi milletinin...
...belki üç bin yıllık tarihi var.
Üç bin yıllık, üç bin beş yüz yıllık tarihin içinde...
...şu kırk, elli sene...
...nazar-ı itibâra alınmayacak kadar küçük.
Öyle ise, yakın bi' zamanda...
...çünkü, hadîslerde var.
Âhir zamanda...
...yahudilerle, yeniden bir harbin olacağını...
...ve taşlar bile...
...altındaki yahudiyi söyleyip dile gelecek.
''Burada da yahudi var. Bunu da yakalayın.'' diye.
Böyle herkes onlardan illâllah edecek mânâsında.
Bunun da têvilini, tâbirini yaparken diyor ki...
...bütün dünyayı illâllah ettirecekler.
Her pisliğin altından onların çıkması...
...tüm dünya insanını, sadece müslümanları değil...
...hristiyanları, diğer bütün din mensuplarını...
...tüm dünya insanını, illâllah ettirip...
...tüm dünya ne yapacak? Bunlara...
...Allah'ın (c.c.) izni ile haddini bildirecek.
Çünkü, yaptıkları, insâniyete sığmaz!
Yaptıkları, sadece İslâmiyete hücum değil.
İnsanlığa da hücum.
Yani, onlar, bu çirkeflikleri yaparken...
...sadece İslâma hücum etmiyorlar. Bütün dinlere hücum ediyorlar.
Ve Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâmın ihbârı...
...âhir zamanda, İsa aleyhisselâm, yeniden nüzûl edecek.
Ve deccali öldürecek diyor.
Diyor ki...
...hadîste...
...namazda, Muhammed (s.a.v.) Mehdî'ye tâbî olacak mânâsı...
...şer'imle amel edecek diyor.
Yani, İslâmiyetle amel edecek.
Yani, Bedîüzzaman hazretleri, bunu tâbir ederken, tefsir ederken diyor ki...
...hristiyanlık, hurâfattan, tahrifattan sıyrılacak.
Yani, gerçek hristiyanlık nedir? Hak dindir.
Onlar, hristiyanlığı bozdukları için bâtıl olmuş.
Tahrif ettikleri için bâtıl olmuş.
İsa aleyhisselâm, onların Peygamberi değil ki. Bizim Peygamberimiz. (a.s.)
Kur'ân, bize, İsa aleyhisselâma inanmamızı emretmiş.
Onlar, şimdi İsa aleyhisselâm dirilse...
...ümmeti olarak onları mı kabul eder? Bizi mi kabul eder?
Öyle ise...
...İsa aleyhisselâm, yeniden nüzûl edecek.
Ve şer'imle amel edecek diye...
...yani, hristiyanlık, hurâfattan, tahrifattan sıyrılacak.
İsa aleyhisselâmın, cismen, bedenen nüzûlü de mümkün.
Ama netice ne olacak?
Hristiyanlık, hurâfattan, tahrifattan, pisliklerden, o sonradan katılan...
...bozgunculuklardan sıyrılacak.
Temizlenecek. İslâmiyete tâbî olacak.
Ve ikisinin ittifâkından...
...mühim bir kuvvet elde edip...
...ve şu andaki deccâliyeti temsil eden...
...yahudiye haddini bildirip dünyayı yeniden, sulh-u umûmî nâmına...
...İslâmiyet nâmına...
...yeniden fethedip...
...Kur'ân'ı, yeryüzünün kanun-u esâsîsi hâline getirecek diyor.
Şimdi, bu ihbarlar...
...bize gelen bu müjdeler...
...bizi aslında tembelliğe değil de...
...gayrete sevk etmesi lazım.
Bize ümit verip... Çünkü...
...mâlûm. Biz, bunları beklemeyeceğiz.
Gelecek de şöyle olacak, böyle olacak değil.
Biz, gayret edeceğiz.
Biz, uğraşacağız.
Biz, çabalayacağız...
...ki onlar ne yapsın?
Gelsinler. Sonra...
...bir ikinci husus...
...hatta böyle, Bedîüzzaman hazretlerinden bir hâtıra naklediyorlar.
O zaman böyle işte, israil yeni kurulmuş.
Yani kuruluyor.
Bütün insanlar...
...işte dünyanın her tarafından yahudiler, oraya toplanıyorlar falan.
Diyorlar ki, ''Üstadım, yahudiler toplanıyor.
Acaba ne olacak ki?'' falan diye.
Bedîüzzaman hazretleri de diyor ki...
''İyi olur, toplansınlar.'' diyor.
''İmhâları kolay olur.'' diyor o zaman.
Şimdi, hakikaten, netice oraya gidecek.
Ama işin şu tarafı var.
Onların, güçlü olduklarından dolayı...
...onların, haklı olduklarından dolayı...
...onlar, doğru yolda gittiklerinden dolayı gâlip gelmiyorlar bize.
Problem bizde, bizde.
Biz, burayı atlıyoruz.
Biz, burayı aşamıyoruz.
Sıkıntı, bizde.
Bizdeki sıkıntı ne?
Bak, onların gücünden kuvvetinden dolayı değil.
Bizim zaafiyetimizden.
Koca, iki milyar müslüman...
...birbiriyle uğraşa uğraşa...
...öyle diyor.
''İki tane kahraman, birbiriyle dövüşürken...
...bir çocuk, ikisini de dövebilir.'' diyor.
Şimdi, dev gibi İslâm Devletleri, birbirleriyle uğraşıyorlar.
Görünmeyen iplerle, prangalar bağlanmış ayaklarına.
Çoğunun başlarına münâfıklar yerleştirilmiş.
Onları da yine yahudi idâre ediyor.
Neticede ne oluyor?
Âdeta birbirine kırdıra kırdıra...
...bir sürü...
...geçen bahsettiler. Yahu...
...Afganistan'da...
...yüzlerce grup varmış.
İşte artık ne olduğunu bilmiyoruz. ''İslâmî Grup'' diyorlar.
Durmadan birbirleriyle savaşıyorlarmış.
Cihad îlan ediyorlarmış. O ona cihad îlan ediyor, o ona...
Yahu kardeşim, git bak. israil orada.
Oradaki müslümanı öldürmekle...
...cihad olmaz.
Ama git bak. Orada israille savaş.
Onları öldür.
Daha güzel.
Ne güzel bi' cihad.
ışid, orada müslümanları öldürüyor.
Yahu git bak, gerçek orijinal cihad etmek istiyorsan, git israile.
Savaş. Hiç duydunuz mu ışidin israile yürüdüğünü?
israille savaştığını. Bi' yahudi insanı öldürdüğünü?
Niye? Çünkü, onlar, kendi kendilerini öldürmezler.
Çünkü, onlar, müslüman görünen yahudiler.
Aldatılanlar, kandırılanlar vardır. O başka mes'ele.
Şimdi, aslında problem ne biliyor musunuz?
Bakın, diyor ki, ''Biz... Eğer biz...'' diyor.
Doğru İslâmiyeti...
...ve, İslâmiyete lâyık doğruluğu...
...ef'âlimizle izhâr etsek...
...yaşantımızla, fiilimizle, icraatımızla ortaya koysak...
...küre-i arz, kıt'alarla İslâmiyete dehâlet edecek.
Girecekler diyor.
Şimdi, herkesin elinde bi' İslâmiyet var.
Fakat, Kur'ân'ın hakikatına göre istikâmetli bir İslâmiyet anlayışı...
ışid diyor ki, ben de müslümanım diyor.
Hem de âyet gösteriyor size.
Ama geliyor, müslümanı öldürüyor.
Öbür tarafta birbirini öldürüyor insanlar.
Her tarafta, bak, nedir bu aslında?
Öyle ise en büyük cihâdımız...
...ilk başta, temel mes'elemiz...
...doğru İslâmiyeti anlamak.
En büyük cihâdımız.
Yoksa, ''Cihad'' diye birbirimizi öldürürüz de...
...anlayamayız bile. İş işten geçer.
Önce bu. İkincisi...
...ikincisi, herkesin, kendi mevkîinde...
...kendi siperinde cihad etmesi.
Bu ne demek?
Herkes, bulunduğu konumun hakkını verecek.
Şimdi.
Bi' tanesi sormuş da, bizim Musa amcamız var.
Allah (c.c.), gani gani rahmet etsin. İzmir'de.
Demiş ki, ''Ya millet...'' demiş, ''Ay'a çıkıyor.
Siz, hâlâ burada camide dombalakaçıyorsunuz.'' demiş.
''Millet...'' demiş, ''Ay'a çıktı, siz hâlâ domlakaçıyorsunuz.'' deyince...
Demiş ki...
Bunu söyleyen, o zamanki askerî bi' komutan.
Aynı zamanda kendisi de mühendismiş.
Hem de komutanmış.
Demiş ki, ''Kardeşim...
...herkesin bi' vazîfesi var.'' demiş.
''Sen'' demiş. ''Mühendissin.
Ay'a çıkacak olan sensin.
Ben...'' demiş. ''Hocayım.
Hiç duydun mu?'' demiş. ''Hoca'nın Ay'a çıktığını?
Ben, Ay'a çıkma konusunda ne yapabilirim? Benden ne bekliyorsunuz?
Herkes vazîfesini yapsın. Sen, Ay'a çık.
Ben de burada namaz kılıp sana dua edeyim.
Niye? Çünkü, İstanbul fethedilirken...
...sadece kılıç sallayarak fethedilmedi.
Arkada bi' de dua orduları var.
Akşemseddin'ler var.
Tekkeler, zâviyeler var.
Onların duaları var.
Öyle ise...
...herkes, üzerine düşen vazîfeyi yapacak.
Ne yazık ki, şu anda...
...çok acı bi' manzara bu yahu.
Zannetmeyin hani böyle insanlar tweet atıyorlar, paylaşıyorlar, sloganlar atıyorlar...
...insanlarımız, bunlardan ibâret değil.
Koca bir nesil, şu anda, evlerde...
...evlatlarımız...
...internet başında...
...yahudinin esiri olmuş vaziyette.
Onların filmleriyle...
...onların hayat tarzlarına özenen...
...onlar gibi yaşamaya çalışan, onlar gibi giyinmeye çalışan...
...milyonlarca evlatlarımız var.
Ve şunu net bi' şekilde ifâde etmek istiyorum.
İnanın, Kudüs'ün işgâl edilmesi...
...bir sonuçtur. Sonuç.
Mescid-i Aksa'ya hücum edilmesi, bi' sonuçtur.
Sebepleri var bunun.
Sebeplerini ortadan kaldırmadan...
...sonucu, ortadan kaldıramazsınız.
Sebepleri ne? Onlar, işgâle Kudüs'ten mi başladılar?
Mescid-i Aksa'dan mı başladılar? Hayır.
Onlar, işgâle nereden başladılar?
Hatırlarsanız...
...İngiliz sömürgecilik bakanı, sağlam bir yahudidir kendisi.
Lord Gürzon. Bakın, bunlar, hep yahudi.
O zaman, ne yapıyor biliyor musunuz?
Kur'ân'ı eline alıyor.
Lozan'dan sonra.
Normalde, gâlip olmuşlar.
Lozan'da mağlup bi' anlaşma imzalamışlar.
Sevr'den vazgeçmişler.
Döndüklerinde, ingiliz halkı, onları yuhalıyor.
''Nasıl yaptınız? Ne yaptınız? Niye onların toprak bütünlüğünü kabul ettiniz?'' diye.
Ne diyor biliyor musunuz? İngiliz lordlar kamarasında...
Eline Kur'ân'ı alıyor. Diyor ki, ''Biz...
...onları, ruh ve mâneviyat cephesinden vurduk.'' diyor.
''Onların ellerinden dinlerini aldık.'' diyor.
Gelip ilk beş yıllık eğitim planını, projesini beraber imzalıyorlar.
Ve bu memlekette...
...ne kadar süfliyat, ne kadar ahlâksızlık...
...ne kadar Kur'ân'a hücum varsa, hepsinin altında onlar var.
Bütün bizim o dönemlerde yaşanan Kur'ân kurslarının...
...imhâ, camiilerin ahıra çevirilmesinde, bütün hepsinin altında onlar var.
Diyorlar ki...
...''Biz'' diyorlar. ''Onlara verdiğimiz toprak bütünlüğüne karşılık...
...onlardan öyle şeyler aldık ki...
...öyle bir şeyi koparıp aldık ki onlardan...
...daha eski satvet ve şevketlerine asla kavuşamayacaklar.
Biz, onları rûh ve mâneviyat cephesinden vurduk.
Biz, onların elinden...
...onları onlar yapan...
...Osmanlı'yı Osmanlı yapan...
...Kur'ân'ı aldık.'' diyor yahu.
Oradan başlamış savaş.
Cepheye ordan girmişler.
Hatırlarsanız...
...bunu Van'da, Tahir Paşa'nın konağında...
...Bedîüzzaman hazretleri, bir gazeteden bu haberi okuyunca...
...lordlar kamarasında...
...Kur'ân'ı, eline alıp da böyle...
...''Biz, onların elinden Kur'ân'ı aldık.'' diye...
...bu ifâdeyi okuyunca...
...şimşekler çakmış, ayağa kalkmış ve haykırmıştı.
''Ben, Kur'ân'ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu...
...tüm dünyaya îlan edeceğim!'' diye.
Ayağa kalkmış. Yatağından fırlayan bi' arslan gibi...
...Cenâb-ı Hakk'a yalvarmış, yakarmış.
Ve onların bütün hücumlarına karşı...
...muazzam bir savunma ve müthiş bir mücadele vermişti.
Niye? Artık onlar...
...içimizdeki zındıklarla anlaşıp...
...ilk bakın, Abdullah Cevdet denilen o meşhur dinsiz...
...ingilizlerle anlaşıyor.
Ve diyorlar ki...
...''Bunlar, savaşlarda âdeta böyle ölüme koşarcasına gidiyorlar.
Çanakkale'yi biz, bu yüzden alamadık. Onlar, ölmek için yarışıyorlar.
Biz, yaşamak için yarışıyoruz.
Bu yüzden kaybettik.
Nedir bunları ölmek için yarıştıran sebep?
Ruh nedir?'' diye sorduklarında...
Bizdeki âhiret îmanından aldığımız kuvveti keşfetmişler.
Ve âhireti inkâr ettirmek için mücadele veriyorlar.
Abdullah Cevdet'in önüne koyuyorlar âhireti anlatan kitapları...
...''Bunların tamamını çürüt.'' diyorlar.
Ve adüvvullahmış lâkabı. Allah (c.c.) düşmanı.
Böyle bi' adama veriyorlar.
Bir sürü kitapların, onların, çürütülmüş hâlini âdeta inkârını yazıyor.
Bu milletin evlatlarına o kitapları okutup, insanları dinsizleştirmek için...
...âhiret inancımızı, rûhumuzdan söküp almak için mücadele veriyorlar.
O dönemde.
Tam böyle bi' zamanda.
Onlar kitaplarını bastırıyorlar, dağıtıyorlar.
Anadolu'ya ulaştırıyorlar.
Ve insanların îmanlarına...
...başka bir cepheden hücum ediyorlar.
Çanakkale cephesinde mâğlup oldular.
Şimdi ne yaptılar?
Öyle bi' ifâde var ya, ''Çanakkale'den giremediler...
...çanak antenden girdiler.'' diye.
Şimdi hakikaten, rûh ve mâneviyat cephemize hücum ettiler.
Toprağınız, taşınız sizin olsun dediler.
Ve, bu memlekette...
...dinsizlik dersi verildi.
Nesiller, dinsiz yetiştirilmeye çalışıldı.
Böyle bi' dönem, böyle bi' devir yaşandı.
Şimdi, onun sancıları çekiliyor.
Tüm dünyada böyle oldu.
Onlar, bu cepheden girdiler.
Hangi cepheden girdilerse...
...o cepheden çıkacaklar.
Hangi cepheden bizi vurdularsa...
...biz de onları, o cepheden vurmamız lazım.
Hangi kapıdan giriyorlarsa o kapıyı kapatmamız lazım.
Bedîüzzaman hazretleri, o zaman Barla'da.
Haberi aldığı zaman, ''Eyvah!'' diyor. ''Bu milletin âhiret îmanına da mı iliştiler?''
Ve günlerce ağlıyor.
Allah'a (c.c.) yalvarıyor.
فَانظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَتِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا (Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil arda ba'de mevtiha)
diye, o âyeti...
...günde beş yüz defâ okuya okuya, Barla'nın dağ ve derelerinde...
...ağlayarak dolaşıyor. ''Yâ Rabbi, bana Kur'ân'dan bir nur...
...bir hakikat ilhâm et.
İkrâm et de...
...şu dinsizlerin, şu zındıkların, şu Allah (c.c.) düşmanlarının fikirlerini çürüteyim.
Onlar, fikirle mücadele ediyorlar. Ben de Kur'ân'ın hakikatını...
...dinin hakikatını, îman hakikatlarını onlara ispat edeyim.
Şu milletin îmanını...
...şu gençliğin îmanını kurtaracak hakikatları bana ilhâm et.''
...diye Allah'a (c.c.) yalvarıyor.
Cenâb-ı Hak da...
...bu hakikatları, ona yazdırıyor.
İlk defâ Onuncu Söz yazılıyor.
Yirmi Dokuzuncu Söz yazılıyor.
Ve üzerine, şu ifâdeyi yazdırıyor.
Öldükten sonra dirilmenin geleceğine...
...geceden sonra sabahın...
...kıştan sonra baharın geleceği gibi kesin ve kat'i inanmak isterseniz...
...Onuncu ve Yirmi Dokuzuncu Söz'ü okuyun.
İnanmazsanız getirin parmağını gözüme sokun diye...
...bu ifâdeyi üzerine yazdırıp...
...Barla'lı Süleyman efendi vesilesi ile İstanbul'a gönderip...
...bastırıp, İstanbul'da dağıttığında...
...bu kitap, İstanbul âfâkını, perişân ediyor.
İnanın, ingilizler, Bedîüzzaman'ı arayıp buldurup imhâ etmek için...
...insanlara ödül veriyorlar.
Bu adamın kellesini getirene şu kadar ödül diye.
O kadar çıldırıyorlar.
Ve bu kitabı da götürüyorlar. Abdullah Cevdet'in önüne koyuyorlar.
Diyorlar ki, ''Bunu da çürüt.'' diyorlar.
Bedîüzzaman'ın ismini görünce şaşırıyor.
Öyle hazmedebileceği bi' şey olmadığını biliyor.
Onun için Bedîüzzaman, âdeta demir leblebi gibi...
...öyle kolay kolay ezilmez.
Bi' bakıyor.
Haşir bahsi.
Ve başlıyor okumaya.
Onu çürütecek.
Okurken, okurken, okurken...
...tarih sahnesinden silinip gidiyor.
Vazgeçiyor her şeyden.
Soruyorlar. ''Ne oldu?
Ne yaptın? Hani bu kitabı çürütecektin?
Sen, zekî bi' adamsın.
Avrupa'da yetiştin.''
Kitabı alıyor. Diyor ki, ''Bu kitap, beni, âhiretin sokaklarında gezdirdi.
Buna karşı söz etmek, laf etmek...
...insanın, akıldan mahrum olduğunu gösterir.
İnsanın, kendi kendini inkâr etmesidir.
Kendi aklını inkâr etmesidir.'' deyip, o işten vazgeçiyor.
En ağır darbeyi orada yiyorlar.
Ve hücümlarını durdurmuyorlar.
Artırarak devam ediyorlar.
Ama mücadele devam ediyor.
Ateizm. Ateistlik, dinsizlik moda idi.
Hep bu pislikler, onların altından çıkıyor.
Komünizmi...
...ruslar, biliyorsunuz Rusya'da çıkmış komünizm. Ama kim?
Altında yatan kim?
Troçki. Yahudi.
Ve altından, bakın, tamamen bunlar nedir?
Büyük deccal.
Lenin'ler, Stalin'ler...
...bunlar, hep ne yapmışlar?
Hücum etmişler. Tüm dinlere.
Ve İslâmiyete.
Onların, bütün inkârcı fikirlerini...
...onların bütün saçma sapan, insanların îmanlarını çalan düşüncelerini...
...vesveselerini, şüphelerini...
...âdeta Cenâb-ı Hak...
...ne yaptı? Elhamdülillah, şu îman hakikatlarıyla bozguna uğrattı.
Yıktı elhamdülillah ve yıkıyor da.
Şimdi, dünyada bakın yahu.
Ateistler...
...ateistlik, kelaynak kuşları gibi, türünün son örnekleri kaldı. Bitti.
Tarihten silindi.
Deizm, agnostizm, şu, bu falan hepsi arkasından silinip gidiyor.
Ne ile oluyor bunlar?
Bunlar, Kur'ân'la oluyor.
Kur'ân'ın hakikatlarıyla oluyor.
Ve mânevî âlemdeki mücadele ile...
...fikir cephesindeki mücadele ile oluyor.
Onlar, işgâle nereden başladılar?
Bizim kafalarımızdan...
...kalplerimizden...
...rûhlarımızdan, evlatlarımızdan başladılar. İşgâl ettiler bizi.
Biz işgâl edilmişken...
...Kudüs-ü Şerîf'i nasıl kurtaracağız?
Öyle ise, onların başladığı yerden...
...biz de fetih başlatacağız.
Onlar nereden işgâle başladılarsa biz de oradan başlatacağız fethi.
Sadece Kudüs-ü Şerîf'i değil...
...tüm dünyayı inşâAllah fethedeceğiz.
Hep beraber...
...kalp kalbe, omuz omuza verip...
...biiznillâh...
...onları püskürteceğiz.
O yüzden, seferberlik lâzım diyorum.
O yüzden, şu îman hakikatlarını, insanlara ulaştırmak lâzım.
İnanın, birisi geçen bahsetti.
Çok acı bi' durum yani bak.
''Ben diyorum ki.'' diyor. ''Oğlum.
Kudüs'e girmişler. Mescid-i Aksa'da müslümanları böyle yapmışlar falan.''
''Baba Türkiye'ye de girmişler mi?'' ''Yok.''
''O zaman çok önemli değil. Kudüs, bizim topraklarımızda değil.
Buraya zor gelirler. Ta uzakmış burası.'' falan diye çocuk böyle diyormuş.
[ Tebessüm sesi ]
Şimdi bu ne demek yahu?
Niye çünkü onların zihniyeti devamlı internetten ne yapıyor? Zehirleniyor.
Bana dokunmayan yılan, bin yaşasın.
Din birliği, kalp birliği, milliyet birliği, rûh birliği bunların âdeta kökünü kazıyorlar.
Bizim, bu noktada seferberlik yapmamız gerekiyor.
Ve herkes vazifesini yapacak.
Herkes, bulunduğu konumda...
...cihat niyetiyle...
...hakkını verecek işinin.
Birileri bi' taraftan dua ordusu. Dua edecek.
Bi' taraftan birileri îman hakikatlarıyla insanlığa îman pompalayacak.
Heyecan verecek.
Ümidini pompalayacak.
Bi' taraftan asker, vazifesini yapacak. Savaşacak.
Bi' taraftan mühendisler, teknoloji ile ne yapacak?
Onların teknolojisine karşı koyacak.
Herkes, işinin, dâvâsının hakkını verecek.
İslâm şuuruyla, îman şuuruyla, cihad şuuruyla yapacak.
Yoksa ne olur?
Allah (c.c.) muhafaza.
Kudüs'ü savunuyoruz sözde.
Ama Kudüs'ten, mîraçtan gelip de Kudüs'ten bize ulaşan namazı kılmıyoruz.
Öyle ise, kalp kâbemizi işgâl etmişler.
Bu noktada, öyle ise ne yapmak gerekiyor?
Yeniden bir diriliş.
Yeniden bir inşâAllah seferberlik.
Asıl biz, onlar güçlü olduğu için mi kaybediyoruz?
Onlar, haklı olduğu için mi kaybediyoruz?
Onların, yani, güç, kuvvet, kudret onların elinde de o yüzden mi biz perişânız?
Yoksa, başka bir sebebi mi var?
Neden kaybediyoruz?
Niye biz mağlup vaziyetindeyiz?
Niye iki milyar müslüman...
...böyle perişan bi' hâlde?
Niye birisi çıkıp da bunlara, ''Dur!'' diyemiyor?
Ne oldu bize?
Bununla alâkalı çok önemli bi' nokta var.
Yani, haklı olan biziz.
Bizim arkamızda Allah (c.c.) var.
Biz, Allah'ın dâvâsını güdüyoruz.
Hak yolu, hak din; İslâmiyet yahu.
Onlar, bâtıllaşmış.
Bozulmuş. Tahrif olmuş.
Niye bâtıl, hakka galip geliyor? Ne oluyor yani?
Neden böyle?
Bakın, çok enteresan bir mevzu var.
Bir soru soran birisi dedi ki... Sordu ki...
Yani, el-hakku ya'lû ne demek?
Hak, her zaman gâliptir.
Gâlibiyet, her zaman hakkındır diyor.
O zaman tamam da...
...neden hak, bâtıla neden mağlup düşüyor?
Öyle ya, neden kâfir, müslümana gâlip geliyor?
Niye kuvvet, hakka galip geliyor? Onların elinde kuvvet var. Bizim elimizde hak var.
Haklı taraf, biziz.
Niye onlar bize gâlip geliyorlar?
Hani haklı olan güçlüydü?
Diye sormuş.
Ne diyor bakın.
Biz, bi' noktayı okuyalım. Gerisini size havâle edelim inşâAllah.
Onların dâvâsı, bâtıl.
Yolu, bâtıl.
Ama bâtıl bir yola...
...bâtıl bi' dâvâya yaptıkları hizmet...
...vesile...
...vesile hak. Adamlar, bâtıl bi' dâvâya...
...dört elle sarılmışlar.
Samimî sarılmışlar.
İşlerini, ihlâsla yapıyorlar.
Allah (c.c.) aşkına, bizim markete gidin, bakın.
Türkiye'nin en kaliteli markaları kimin?
Yahudinin yahu.
İhlâs işte.
Kalite. Bakın ne oldu şimdi?
Onlar, bâtıl bi' dâvâya, kaliteli hizmet ediyorlar.
İhlâslı hizmet ediyorlar.
Dört elle sarılmışlar.
Dâvâları bâtıl ama...
...o dâvâlarına hizmet ettikleri vesile, hak.
Yöntemleri doğru.
Yolları? Yolları, bâtıl.
Ama o yolda...
...vesileleri, vâsıtaları, araçları; hak.
Şimdi, bizim de yolumuz, doğru.
Dâvâmız, hak. Hak din, bizim dinimiz.
Ama ne yazık ki...
...dinimize yakışır doğruluğu, samimiyeti, ihlâsı ortaya koyamıyoruz.
Nerede bakıyorsun Allah Allah. Çürük çarık. Bi' türlü işimizin hakkını veremiyoruz.
Dinimize hizmette seçtiğimiz yollar, yöntemler; bâtıl.
Yani; vesilemiz, bâtıl.
Şimdi...
...onların hak olan vesilesi...
...bizim, bâtıl vesilemize gâlip gelmiş.
Dolayısı ile ne oldu?
Hak, bâtıla gâlip geldi.
Bâtıla biz yapıştık.
Hak yolda.
Onlar da bâtıl yolda, hakka yapıştılar.
Dolayısı ile, onlar bize gâlip geldiler.
Ne yapacağız o zaman?
Bedîüzzaman hazretlerinin bi' ifâdesi var. Diyor ki...
Bizim diyor. Ahlâk-ı hasenemiz, güzel ahlâkımız...
...bizim çarşımızda, alıcı bulmadı.
Biz, müşteri olmadık.
Kur'ân'ın bütün güzel ahlâkına. Bize küstü. Onların pazarına gitti.
Onlar, ona yapıştılar. Sarıldılar.
Onunla muvaffak oldular.
Onunla terakkî ettiler.
Onların ahlâk-ı seyyie dediğimiz...
...kötü ahlâkları...
...çirkin huyları...
...dolapları, dalavereleri...
...hileleri, hurdaları...
...bizim pazarda alıcı buldu.
Biz de ona yapıştık. Onunla perişân olduk.
Öyle ise...
...yeniden, tekrar...
...bizim, dünyaya gâlibiyetimiz...
...Kur'ân'a yeniden sarılmamıza bağlı.
Bakın, ne diyor...
...tarih, bunun en büyük şâhidiymiş.
Bi' zaman, bir siyasî lider...
...ismini vermeye gerek yok.
Bedîüzzaman hazretleri hayattayken...
...şu ifâdeyi kullanmış.
''Avrupa, top tüfek diye diye ileri gitti. Biz, Allah Allah diye diye geri kaldık.'' demiş.
[ Tebessüm eder ]
Bedîüzzaman hazretleri de ona, cevabü'l-ahmak es-sükut diyor.
Ahmaklara verilecek en büyük cevap, susmaktır diyor.
Ama, o ahmakların arkasından akıllı insanlar gidiyor.
Onlara bi' cevabımız olsun diye bir cevap vermiş.
Diyor ki, tarih şâhittir ki.
Tarih, bi' ilimdir yahu. Belgeler konuşur.
Biz, ne zaman, İslâmiyete yapıştıysak...
...İslâmın ahlâkını hayatımıza geçirdiysek...
...dünyaya hâkim olmuşuz.
Üç kıt'ada at oynatmışız.
Dünyayı, dize getirmişiz.
Ne zaman İslâmiyetten elimizi gevşettiysek...
...o zaman, perişân olmuşuz.
Öyle ise, bu ne demektir?
Onlar da, tam tersi...
...ne zaman dinlerine yapıştılarsa, orta çağın karanlıklarını yaşamışlar.
Ne zaman dinlerinden ellerini gevşettilerse, o zaman, terakkî etmişler.
Rönesansla, reformla sanayi devrimleri yapmışlar.
Neden? Fark nereden?
Onlar, terk ederken...
...dinlerini terk ederken...
...bozulmuş, tahrif olmuş bir bâtılı terk ediyorlar.
Biz ise, terk ederken...
...hak bir dini terk ediyoruz.
Anlaşıldı değil mi?
Şimdi, hakkı terk etmek, insanı bitirir.
Sükût ettirir. Alçaltır. Perişân eder.
Bâtılı terk etmek ise hakka yakınlaştırır.
Öyle ise, bizim yeniden seferberlik yapıp...
...şu zamanda, bakın...
...geçenlerde biliyorsunuz, bi' video...
...yüzlerce, binlerce insanın namaza başlamasına vesile oldu yahu.
Hayatını değiştirmesine vesile oldu yahu.
O kadar telefon geldi. O kadar mesaj yağmuru yağdı ki.
On iki milyon, on üç milyona yakın şu anda izlenmiş.
Bakın, an mes'elesi.
Siz, yeter ki, dünyanın hastalığının ilâcını bulun.
Şu anda, elimizdeki silahlar, çok keskin.
Onlar, âdeta böyle, bizde bi' ifâde var. Affedersiniz.
Eceli gelmiş köpek...
...it, cami avlusuna pislermiş diye bi' söz var.
Onlar, ecelleri gelmiş.
Onlar, fikren dayanamadıkları...
...fikren mücadele veremedikleri şu kulvarda...
...güçle, kuvvetle karşı koymaya çalışıyorlar.
O kulvarda da inşâAllah, muvaffak olamayacaklar.
Cenâb-ı Hak, inşâAllah...
...Allah'ın (c.c.) izniyle, yeniden bu milletin eliyle onlara haddini bildirecek inşâAllah.
Yorumlar