Print Friendly and PDF

KAHRAMANMARAŞLI SAÇAKLIZÂDELER

Bunlarada Bakarsınız

 

  1. ULUSLARARASI GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TRABZON’DA DİNİ HAYAT SEMPOZYUMU

Editörler

Yrd. Doç. Dr. Şenol SAYLAN

Yrd. Doç. Dr. Betül SAYLAN

Editör Yardımcıları

Arş. Gör. Ayşegül TOPALOĞLU
Arş. Gör. Halil TEMİZTÜRK
Arş. Gör. Mahmut DİLBAZ
Arş. Gör. Semra ÇİNEMRE

Arş. Gör. Zöhre ÇAKIL

Tasarım
İbrahim Cihan

Baskı

İstanbul - Kasım 2016
Değişim Yayınları
Sertifika no: 34289

 

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

KAHRAMANMARAŞLI SAÇAKLIZÂDELER’İN OF VE ÇEVRESİNİN
İSLAMLAŞMASINA YAPTIĞI KATKILAR

Haşim ALBAYRAK *

Of ve Çevresinde İstatiksel İslamlaşma Hareketleri

Trabzon’da özellikle Of ve çevresinde Müslüman nüfusunun çoğunluğu elde etmesi; fetihten sonraki 200 yıl içerinde ancak sağlanmıştır. Özellikle fetihten sonraki yaklaşık 100 yıl sonrasında Of’taki Müslüman nüfus oranının yüzde yedi civarlarında olması ve sonraki 30-40 yıl sonrasında bu oranların birden bire yirmilere çıkmasının nedenleri araştırılırken ve daha sonra 1681 yılı nüfuslarında Müslümanlaşma oranı yüzde doksanları aştığında tüm yerel söylencelerde Kahramanmaraşlı Saçaklızâdeler ortaya çıkar.

Of, Fatih Sultan Mehmet tarafından; 15 Ekim 1461 yılında Trabzon fethi ile Müslüman Türkler’in eline geçtikten sonra, uzun süre sayısız Müslüman Türk’ün yerleşmesine sahne olmuştur. Of ve çevresine ilk yerleşen Müslüman Türkler, asker kökenlidir. Tespit edilen Türk isimleri; yeniçeri askeri ocaklarından olan Baltacı ve Solaklı aileleridir. 1461 yılından 1515 senesine kadar geçen sürede Of’ta Müslümanlaşma oranı % 2 civarlarında, 1554 yılında % 12 ve 1583 yılında % 24 olmuştur.1

Trabzon’un en eski tarih kitaplarından biri olan “Trabzon Tarihi”nin 96. sayfasında Şakir Şevket şöyle yazar:

Maraş ulemâsından Osman Efendi namında bir zat, Bayburt tarikıyle her nasılsa düşerek, biraz tazyik olunmuş ise de, rehber-i hidâyet-i ilahiye ile en mu’teber papazları iskât ve ilzâma muvaffak olarak ahâlinin ve papazların ekserisi kabûl-ı dîn-i mübîn eyledikleri mukayyeddir” der.2

Bu yazının günümüz Türkçesi şöyledir: hepsi Rum milletinden olduğu bilinen Of’a; Maraş ulemâsından bir zat, Bayburt yoluyla her nasılsa oraya düşmüştür, biraz baskı görmüş ise de; halka doğru yolu göstererek, yörenin en saygın papazlarını bile hidayete erdirme başarısını göstermiş halk ve papazlar İslâm dinini kabul etmişlerdir.

Aynı yazıyı, aynı cümlelerle Karadenizli Kemal belirtmiştir.3 Şakir Şevket’ten sonra yazılan ansiklopedilerdeki Of maddelerinde, Şakir Şevket’in yukarıdaki cümleleri aynı şekilde yer alır.4 Ancak burada genel bir yanlış vardır. Çünkü Of ve çevresinin İslâmiyet ile

* İstanbul Zeytinburnu Abdülhak Hamit Orta Okulu Müdürü, hasimalbayrak61@gmail.com

1 Haşim Albayrak, Of ve Çaykara, (İstanbul: 1991), bsk. 2, s.174.

2 Şakir Şevket, Trabzon Tarihi, (İstanbul: 1294), (1873) c.1, s. 98.

3 Bakınız; Karadenizli Kemal, Trabzon Tarihi, (Ankara: 1954), s. 45.

4 Örneğin; CH. Samy Bey-Franschery-Dictionnari Ünüversal D’histoire etde geopraphie, (İstanbul: 1878), s. 1091.

387 ■

Haşim Albayrak

hidayete ermesi konusunda Maraşlı ulemâların Of ve çevresine gelme tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Çünkü Of ile ilgili nüfus istatisklerinde Of ve çevresinin İslâmiyet’le irşat olmaya başladığı tarihlerdir. 1515 yılında % 2 civarlarında Müslüman nüfusa sahip Of’ta 1554 yılındaki nüfus yapısında Müslüman aile oranı yaklaşık % 7 civarına ulaşmaktadır.5 Ancak 1583 yılındaki tahrir defterlerinde bu oranın Of ile ilgili nüfus bölümünde birden bire yüzde 24’lerden fazla bir rakama ulaştığı ortaya çıkmaktadır.

Of kadısı Mehmed ve Trabzon kadısı Mevlana Hasan’dan 1653’te yapılan mufassal cizye tahriri, Trabzon beylerbeyisi Mehmed Paşa tarafından bir arzla merkeze gönderilmiştir. Mehmed Paşa arzında bundan önce Of kazasında 441 nefer zimmînin bulunduğunu, ancak bunların “Kimi mürd, kimi celâ-yı vatan ve kimi dahi müsellemân olup cizve virür zimmî” nin az kaldığını belirtmektedir. Dikkat ve ihtimamla yapılan teftiş sonucunda kazada “mürâhık oğlanlarıyla” fbülüğ çağındaki erkek çocuklarla) birlikte toplam 90 nefer zimmînin tahririnin yapıldığı kaydedilmektedir.6

Ayrıca Hanefi Bostan’ın araştırmalarına göre köy köy oranlar vererek Of’un nüfus yapısında 1681’de % 91 civarında Müslüman Türk varlığına7 ulaştığı kaydedilmektedir.

Of’ta İslâmiyet’in yayılmasına etkili olan Maraşlı hocalar ise 1583 yılından önce ya da 1681 den daha önce geldiği sanılmaktadır. Çünkü Of ve çevresinde birden bire Müslüman nüfus artışı iki ayrı dönemde olduğu rakamlarla ortaya çıkmaktadır. Of ve çevresinde yapılan alan çalışmalarında literatür, rivayet ve anekdotlarda bölgedeki en önemli irşat faaliyetlerinin Saçaklızâde ailesi tarafından yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Onların yaptığı irşat faaliyetleri ile Of’un Müslümanlaşma süreci başlamış ve bitmiştir. Bu konu biraz daha açılırsa şu bilgilere ulaşılabilir:

“Maraşlılar, Of ve Çaykara’da tamamı Rumca konuşan halkın bulunduğu köylerde, İslâmiyet’i yayma hareketlerine geçmişlerdir. Bütün, eski yeni ve yerli, yabancı kaynakların belirttiğine göre, kısa zamanda çok büyük işler başarmışlardır. Özellikle 1515 yılında Of’ta Müslüman nüfus oranı % 2,5 iken, 1554’de % 7 ve 1583’te % 24’e çıktığına göre Maraşlıların 1583 öncesinde burada oldukları şüphe götürmez. Öyle ki Maraş İl Yıllığında da Osman Efendi’nin ölüm tarihi 1541’dir. (Maraş İl Yıllığı 1974, s. 134). Maraşlı köyü’nün 1981’deki imamının, Osman Efendi’nin ölmeden on yıl evvel köyüne geldiğini belirttiğine göre Osman Efendi’nin 1531 yıllarında Of’a geldiği istatistik bilgileri yardımı ile doğruluk kazanır. Çünkü 1515 yılında % 2 nüfus vardı. Onların da asker olması gerekir. Askerler, hâkim oldukları toplum üzerinde baskı unsuru olduklarına göre, onların bir faaliyeti söz konusu olamaz. Anadolu’dan göç ettirildi dense; o da sağlıklı değil, çünkü Of’un alındığı tarih olan 1461 yılı ile 1515 ve 1554 yılları Osmanlı İmparatorluğu’nun en parlak zamanıdır. 1461’den 1515’e kadar hiç göç olmadığı halde ondan sonra neden Müslüman nüfus oranı çoğalmıştır. Hâlbuki 1461 ve 1515 arasında Of’un sağında ve solunda olan Rize ve Sürmene’ye sürekli göçler olmuşta, orada kalan Of’a neden olmamıştır? (Çünkü bu tarihlerde Otlukbeli ve Çaldıran Savaşı’nı Osmanlılar kazanmış, Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri çökmüş, Şah İsmail, Yavuz’a yenilmiştir. İşte bunlardan Osmanlılar, eline geçen doğudaki Müslüman Türkleri Hıristiyanların çok olduğu

5 Haşim Albayrak, Of ve Çaykara, (İstanbul: 1991), s. 171.

6 Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, M.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.

“Xvıı. Yüzyıl Avârız Ve Cizye Defterlerine Göre Of Kazasının Nüfusu Ve Etnik Yapısı” ” Eylül 2002’de Ankara’da Türk Tarih Kurumunda Türk Tarih Kongresi’nde ve 25.01.2003 tarihinde İstanbul’da Fatih Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Zeki Arslantürk ve Haşim Albayrak ile birlikte, İstanbul’daki Oflu köy derneklerinin organize ettiği konferansta aynı adla sunduğu bildiri.

7 Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, a.g.e.

■ 388

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

bölgelere yerleştirmişlerdir.) Oysa Of, fazla kalabalık değildi göç olmadığından ya da gelen göçlerin ve yerleşmelerin çok az olması dolayısıyla ille de birilerinin bu halkı İslamiyet’le nurlandırmış olması gerekir ki; bunlar da Maraşlılardır”

Trabzon-Maraş Yakınlığı

Trabzon’da Kahramanmaraşlılara çok aşırı sempati duyulmaktadır. Hatta Trabzon’un en önemli caddelerden biri Maraş Caddesi adını alır. Çaykara’da bir köy Maraşlı adını alır. Trabzon’da birçok büyük aile kendi soylarının Maraş asıllı olduğunu iddia eder. Bu durumda Trabzon’da K.Maraşlıların büyük bir öneme haiz olduğu söylenebilir. Bu önem daha çok dini ağırlıklıdır. Trabzon gayrimüslimlerinin İslamlaşmasında bu yakınlık zirveye çıkar. Bu durumda özellikle Of ve Çevresinde İslamiyet’in yayılmasına etki eden Kahramanmaraşlı büyük din adamlarından bahsedilmesi gerekir.

Yavuz Sultan Selim, padişah olmadan önce çok uzun yıllar Trabzon Valiliği yapmıştır. Bu süre içerisinde annesi Gülbahar Hatun’da onunla birlikte Trabzon’da yaşamış ve Trabzon’da vefat ederek adına yapılan caminin yanındaki türbede gömülmüştür. Gülbahar Hatun, Kahramanmaraş ve çevresinde hüküm süren Dulgadiroğlu Beyliği Beyi Sultan Aladüddevle’nin kızı idi. Bu nedenle Trabzon’da Gülbahar Hatun’un hizmetinde önemli miktarda Kahramanmaraşlı vardı. Buda K.maraşlıların Trabzon’a ilgisini artırmıştır. Of ve çevresinin İslamiyeti kabul etme oranının diğer bölgelere göre çok zayıf olması bu bölgeye K.maraş’tan irşad faaliyetleri için din adamlarının gelmesine yol açmıştır. Bunlar içerisinde Saçaklızâde kardeşler Of ve Çaykara bölgesinde etkin olmuşlardır. Hatta Çaykara Paçan köyü bunların adına izafeten Maraşlı köyü olmuştur. Çaykara Yente’de de Saçaklızâdeler ile birlikte gelen İlyas Efendi’nin mezarı vardır.8

Bu gün Gülbahar Sultan adına Gülbahar Hatun adıyla Trabzon Merkez’de bir mahalle ve bir cami vardır. Bu caminin doğu tarafında mezarlığında da türbesi vardır.

Trabzon’da Maraş, Kahramanmaraş’ta Trabzon Caddeleri

Türkiye’de ilk kez olarak bir şehir adı başka şehirde cadde adıdır. Trabzon’da Maraş, Kahramanmaraş’ta Trabzon caddesi vardır. Bu cadde isimleri her iki vilayet insanlarını birbirine yakınlaştırınca diğer vilayetler arasında Sivas’ta Kayseri, Kayseri’de Sivas Caddesi gibi cadde adları oluşturulmaya başlanmıştır. Böylelikle her iki şehir insanları arasında ortak ve yakın bir köprü kurulması düşünülmüştür. İşte bu gelenek ilk olarak Kahramanmaraş’ta Trabzonlu Necmettin Duman vali iken (1966-1970 yılları arasında) Kahramanmaraş’ın yeni kurulan ve gelişmeye en müsait caddesine Trabzon adını vermiştir.

Of’ta Maraş Sevgisi

Trabzonlular, özellikle Of ve Çaykaralılar (Dernekpazarı ve Hayrat ilçeleri dâhil) Maraşlıları, Of’a İslamiyet’i Maraşlılar getirdiği için çok severler. Hatta birçok sülale burada kendilerinin Saçaklızâdelerden geldiklerini iddia ederler.

Kahramanmaraşlıların da Ofluları, Trabzonluları çok sevdikleri aşikârdır. Bu tarafımdan tecrübeyle sabittir. Bizzat Maraş inceleme ve gezilerimde bana ve beraber geldiğim çocuğum ve arkadaşlarıma gösterilen ilgi ve alakayı unutmam mümkün değil.

Oflular (Oflular derken eski Of olan şimdiki Of, Çaykara, Hayrat ve Dernekpazarı ilçeleri kastedilmektedir.), Of’ta İslamiyet’i yayan Maraşlı Saçaklızâdeler nezdinde bütün Maraşlılara büyük sevgi ve sempati beslemektedir. Birçok Oflu aile; kendilerinin Maraş’tan geldiklerini

8 Ayrıntılı bilgi için bakınız: Haşim Albayrak, Saçaklızadeler, (İstanbul: 2009), s. 25

389 ■

Haşim Albayrak

söylerler. Bunlar arasında Of tarihinin en önemli hoca ve müftü ailelerinden Bakkalzadeler, Efendioğulları, Fındıkoğulları, Fettahoğulları kendilerini Maraşlı Saçaklızâdelere dayandırırlar. Of Aşağı Kışlacık köyünden Abdikoğulları9, Taşana tarafından Şenterziler kendilerinin köklerini Maraş’ta ararlar. Of çevresinin en büyük din âlimlerinden olan Hacıferşat Efendi’nin de soyu kendilerinin Kahramanmaraş’tan geldiklerini söylerler.

Bu Maraşlı üç kardeşten sonra Trabzon’a ve özellikle Of ve Çaykara’ya Maraşlıların, Elbistanlıların yerleştiği görülür. Hatta bugün Maraş Elbistan’da Abdikoğulları varsa, Of’ta da Abdikoğulları vardır.10 Yüzyıllar sonra iki ayrı yerdeki sülale birbirlerini yeni tanımıştır. Ayrıca Trabzon’un en geniş ve işlek caddesinin Maraş Caddesi, Çaykara’nın büyük köylerinden birinin Maraşlı köyü olması aradaki bağı daha da kuvvetlendirmektedir.

Ayrıca Sürmene’deki Dulgadiroğulları soyu da Maraşlı Dulkadiroğlu’larındandır. Onun yanı sıra Dulgaroğlu, Maraşlıoğlu, Babolioğlu, Fettahoğlu, Hacıfettahoğlu, Solakoğlu, Çolakoğlu gibi adlar özellikle Sürmene ve Of hinterlandında yaygın olan Dulgadiroğlu aileleridir. Bunların buralara gelişi Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı dönüşünde 1515 Turnadağ savaşıyla ortadan kaldırdığı Dulkadiroğlu Beyliğinin belli başlı sülalelerini başka yerler dağıtma siyasetine uygun olarak buralar gelmişlerdir.11 Hatta Kahramanmaraş, bir dönem Eyyubi toprakları olduğundan o taraftan gelenlerden Eyüpoğlu ve buna benzer aile adlarına rastlanmaktadır. Ayrıca Osmanlılar zamanında Kahramanmaraş, Şam eyaletine bağlı olduğundan Şamlı, Şamlıoğlu gibi aile adlarına da rastlanmaktadır.

Saçaklızâdeler

Kahramanmaraş kökenli olan Saçaklızâdeler, Trabzon’da irşat faaliyetlerinde bulunan en önemli din adamlarındandır. Yerel söylencelerde Of ve çevresine İslamiyeti yaymak ve bu bölgede bulunan gayrimüslim insanları İslam dini ile şereflendirme çabaları yaygın olarak anlatıldığı için Saçaklızâdelerin kimlikleri, haklarındaki söylenceler, onların irşat faaliyetleri öncesi ve sonrasında Of ve çevresinde gayrimüslim oranları ve Saçaklızâdelerin bu oranlara katkıları rivayet ve tevatür olarak aşağıdaki şekilde ele alınmaya çalışılmıştır.

Of’ta İslâmiyet’in yayılmasında en etkili şahıslar, Maraşlı din âlimi, olan üç kardeştir. Bu üç kardeş hakkında çeşitli görüş ve efsaneler vardır. Hasan Umur’un, Karakaşoğlu Ahmet Efendi’den naklettiği bir rivayet şöyledir:12

... Güya büyük Halife Hz. Ömer zamanında İslâm ve Hıristiyan dinler arasında bir mübahese dolayısıyla Halife Ömer ile İstanbul İmparatoru arasında yapılan muhabere ve verilen karar üzerine Medine-i Münevvere’ye gönderilecek iki Hıristiyan din âliminin Trabzon’dan gönderilmeleri, İmparator tarafından münasip görüldüğünden, Trabzon kralına yazılmış. O da o zamanların en büyük Hıristiyan din âlimlerinin bulunduğu Of kazasından seçilmelerini uygun görmüştür. Trabzon Kralı, seçtiği Hıristiyan iki din âlimini İstanbul’a gönderirken; bu iki âlimin büyük meziyetlerinden bahsederek İmparatorun dikkat nazarını çekmişti. Nihayet bu iki Oflu din âlimi, Medine’ye Halife’nin huzurlarına varınca, sade hayatını, büyük ve hudutsuz adaletini, Müslümanlar üzerine şefkat, kafirler üzerine muhabbetini görünce; mubahaseye girişmeden meziyetlerine hayran oldukları Müslüman dinini tereddütsüz kabul etmişlerdir. Ancak bu durum karşısında memleketleri olan Of’a dönmeyip suyu, havası Of’a çok benzeyen Maraş’a gelip yerleşmişlerdir.

Bin sene kadar sonra (Hz. Ömer devri 634-644 yılları arasında olduğuna ve Maraşlı köyündeki Saçaklızâde Osman Efendi’nin mezarında ölüm tarihi tahmini bin yıllık bir süre de olmuş olabileceği

9 Maraş Elbistan’da aynı soy devam etmekte olup Of’taki ve Maraş’taki aileler birbirlerini bulmuş ve yetersiz de olsa bağlantıya geçmişlerdir.

10 Bu sülale ile ayrıntılı bilgiler için bakınız: Haşim Albayrak, 1. Dünya Savaşlarında Doğu Karadeniz Muharebesi ve Of Direnişi, (İstanbul: 2004), s. 147.

11 Haşim Albayrak, Tarih Boyunca Etnik Yapılanmalar ve Pontus, (İstanbul: 2003), bsk. 2, s. 126- 127.

12 Hasan Umur, Of Muharebeleri Tarihi, s. 8, 9.

■ 390

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

düşünüldüğünde 1630 lu yıllardan sonraki tarihleri anlamak gerekir. Bu duruma göre Of’tan K.Maraş’a giden bu iki zatın ahfadından ve İslam dini alimlerinden iki zata rüyalarında dedelerinin çıktığı Of kazası halkının Hidayeti Rabbaniye’ye erişmeleri Of’a gitmelerine bağlı bulunduğu bildirilince onlar da Of’a gelirler. Pek az istisnayla Of halkı İslâm diniyle şereflendi. Bu üç Maraşlı âlimden birisi Paçan (Maraşlı) köyünde vefat edip oraya defnedildi. Birisi Of’ta şimdiki Eskipazar’da büyük cami önünde defnedildi. Ötekisi memleketine dönerken Of’un daha yakınlarında vefat etmiştir.

Hasan Umur’dan yukarıdaki rivayeti aktardıktan sonra Saçaklızâdelerin temeline, Saçaklızâde’nın kim olduğuna bakmak gerekir.

Günümüzde Saçaklızâde sülalesinden halen yaşayanlar vardır. Bunlardan biri olan Öğretmen Ali Saçak, babası ve dedesinden ona kadar ulaşan bilgileri derlemiş ve Trabzon Çaykara Sultanmurat Yaylası Camisi yöneticilerinin hazırladığı konferansta anlattığı bilgilerden asıl kurt dedesi Saçaklı Muhammed Efendi hakkında özetle şu bilgileri vermiştir.

Saçaklı Mehmet Efendi, yetiştirdiği öğrencilerini İslam’ı tebliğ etmeleri için o zaman ki mevcut coğrafyanın ulaşabildiği birçok yere göndermiştir. Bu gönderdiği yerlerden bir tanesi de Trabzon’dur. Trabzon’a üç oğluyla bir öğrencisini göndermiştir. Bunlar, Osman Efendi, Hasan Efendi ve Muhammed Efendi’dir. İlyas Efendi ise öğrencisidir. Bunlardan Osman Efendi’nin mezarı Paçan (Maraşlı) Köyü’ndedir. Hasan Efendi’nin mezarı ise Of’ta Eski Pazar’dadır. İlyas Efendi’nin mezarı ise Çaykara Yente’dedir.

Muhammed Efendi’nin mezarı ise kesin olarak bilinmemekle birlikte Maraşlı Mezarlığında olduğunun dedem rahmetli Ahmet Efendi’den duymuştum. Yaptığım alan çalışmasında Of - Çaykara civarında Maraşut (Maraşlı) Mezarlığı diye anılan Sultan Murat Yaylasında olduğu kanaatindeyim. Bu bilgiyi, 1975 yılında rahmetli olan dedem Ahmet Ağa’dan dinledim. Of’a gelen bu üç zatın görevi, o zaman Rumların çok yaşadığı ve Müslümanların çok az olduğu bu bölgeyi İslamlaştırmaktır. Of’a gelen Kahramanmaraşlılar, Of’ta uzun süre tebliğ çalışmalarında bulunmuşlar, Of ve çevresini İslamlaştırmak için çalışmışlar ancak belli bir süre içerisinde hiç kimseyi İslam’a döndürememişler. Bunun üzerine Osman Efendi durumu babası Saçaklı Mehmet Efendi’ye anlatmak için Kahramanmaraş’a geri dönmek ister. Amacı ne yapmalarını gerektiğini sormaktır. Dönüş yolunda bir kuyunun başına gelir, kuyudan su içmek ister. Kuyuda bir bakraç asılıdır. Bakraçta bir ip bağlıdır. İple kuyudan su çekilmektedir. İpin sürekli sürtündüğü yer ise bir mermerdir. İp kuyuya her inip çıktığında mermere sürtündüğü için mermerde ip kalındığında bir oluk oluşmuş, bunu gören Osman Efendi, “bu ip eğer bu mermere iz yapabiliyor ise, ben de bu inanmayan insanlar üzerinde bir iz bırakırım” diyerek tekrar geri Of’a döner ve bıkmadan usanmadan tebliğ çalışmasına devam eder. Kardeşi Hasan Efendi ve arkadaşı İlyas Efendi ile beraber Of ve çevresinde hatırı sayılır bir Müslüman nüfusun oluşmasına vesile olurlar. Osman Efendi’nin Trabzon’da evlenip burada kaldığını ve Trabzon’da çocuklarının olduğunu dedem rahmetli anlatırdı. Bu üç Kahramanmaraşlının da ömürlerinin sonuna kadar Trabzon’da kaldıklarını ve burada irşat çalışmalarına devam ettikleri ve mezarların da Trabzon’da olduğunu biliyoruz. Ancak Hasan ve İlyas Efendilerin evlenip evlenmedikleri konusunda bir bilgi sahibi değiliz. 13

Saçaklızâdeler ile ilgili diğer literatür çalışmaları

Literatür çalışmalarına devam edelim: Of’ta çıkan ilk gazetelerden biri olarak Ali Rıza Günaydın’ın çıkardığı “Of Gazetesi”nin 29.1.1981 tarihli 55. sayısında “Çaykara’da Osman Hoca’nın Mezarı Onarıldı” başlığı ile şu bilgiler bulunmaktadır.

“Çaykara’da İslâmiyet’i yayan ve Çaykara’nın Maraşlı köyünde yatan Maraşlı Osman Efendi’nin kabri onarıldı.

Bundan 542 yıl önce Maraş ilinde Çaykara’nın Maraşlı köyünde (eski ismi Nefsi Paçan) gelerek Çaykara ve Of havalisinde İslâmiyet’i yayan Maraşlı Osman Efendi’nin kabri köylüler tarafından yeniden inşa edildi.”

13 Ali Saçak, “Saçaklızade Muhammed Efendi ve İrşad Faaliyetinde Bulunan Çocukları”, Trabzon Çaykara Sultanmurat Yaylası Camisi Çaykara Sultanmurat’ın Manevi Yönleri Konferansı, (22 Ağustos 2012).

391 -

Haşim Albayrak

Maraşlı köyünde Maraşlı Osman Efendi Camiinin imamı Hacı İbrahim Ulusoy (1981 yılında) aynı sayılı gazeteye yaptığı açıklamada “Fatih’in Trabzon’u alışından 22 sene sonra öldüğünü (1483 yılına denk gelmektedir), ölmeden 10 yıl önce (yani 1473 yılı) Osman Efendi’nin bu köye gelebileceğini ve burada İslâmiyet’in yayılması için büyük çaba sarf ettiğini” belirtir. Daha başka da: Maraşlı Osman Efendi hakkında kesin bir belge elimizde yoktur. Ancak büyüklerimizden bize intikal eden bilgilerin değerlendirilmesi sonucu bazı bilgiler elde edindik. Planını çizdiğim ve yaptığım bu türbenin masrafları köy halkı tarafından karşılandı demektedir.

Osman Efendi başka bir kaynakta Maraşlı Şeyh Osman Efendi olarak geçer. Aynı kaynakta Osman Efendi’nin, “Trabzon’a gelerek Of bölgesinde henüz Hıristiyanlığını sürdüren halkın Müslümanlığını sağlayan ve mezarı Çaykara’da (Maraşlı Köyü’nde) ziyaret yeri olan bir din adamı”14 olduğu yazılıdır.

Adı geçen âlim, Maraşlı olduğu için, Maraş il yıllığına bakılmıştır. Orada bu konu ile biyografik kısa bir bilgi bulunmaktadır.15

Tarafımdan çıkarılan “Of ve Çaykara”, (Ankara 1986) kitabında Maraşlı Osman Efendi olarak Of ve Çaykara’da bilinen din âlimin soyadı olarak ilk kez Saçaklızâdeler sözü kullanıldı. Bu zamana kadar sadece “Maraşlı Osman” olarak adlandırılan âlim ile bilgiyi 1984 yılında Amasya’da görev yaptığım sırada Maraşlı tarihçilerden Yalçın Özalp’tan aldım. O zamana kadar Maraş Yıllığı’na bile bakılmamıştı. Hâlbuki Maraş Yıllığı’na Saçaklızâdelerin Of’a İslamiyet’i yaymaya gittiği ve mezarının orada olduğu yazılı idi. 1986 yılına kadar Maraşlı Osman Efendi’nin kabrinde isim olarak sadece Maraşlı Osman Efendi vardı.

O halde bu Maraşlı Osman Efendi hakkındaki kısa biyografik bilgilere bakıldığında şu bilgilere rastlanır:

Saçaklızâde Osman Efendi (1484-1541)

Maraş’ta Saçaklı ailesindendir. Maraş’ta yetişip ilim tahsil etmiş, zamanının müderris (Profesör) ve ilim adamlarından icazet (diploma) almıştır.

Saçaklızâde Osman Efendi Of ilçesinde, özellikle Paçan köyü ve çevresinde ki çalışmalar sonucunda halk, İslâmiyet’i kabul etmiştir. Çevresinde çok derin izler bırakan Saçaklızâde, Paçan Köyü’nde vefat etmiş ve köy camii önünde türbesi yapılmıştır. Paçan Köyü, bu yüzden “Maraşlı” adını almıştır.

Tarafımdan 1986 yılında çıkarılan “Of ve Çaykara-I” adlı kitapta Maraşlı Osman Efendi olarak Of ve Çaykara’da bilinen din âlimin soyadı olarak ilk kez Saçaklızâdeler sözü kullanıldı. Bu zamana kadar sadece “Maraşlı Osman” olarak adlandırılan âlimin kabrinde isim olarak sadece Maraşlı Osman Efendi vardı.16

14 Sabahattin Sınır, Trabzon Tarihi ve Sosyal Durumu (Ankara: 1968), s. XXXV.

15 1974 Maraş İl Yıllığı, s. 134-135.

16 Haşim Albayrak, Of ve Çaykara, (İstanbul: 1991), s. 159.

■ 392

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

Resim 1: Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi’nin Mezarı

Günümüzde Maraşlı Saçaklızâdeler ile ilgili olarak Saçaklızâde Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı17 kuruldu. Maraş’ta Çarşıbaşı Camii’nin bitişiğinde yapılan merkezinde hayır ve hasenat işleri ile uğraşılmaktadır. Temmuz 2008’in ilk haftasında bu vakfa yaptığım ziyarette vakıf yöneticilerinden Ali Demirdöven ve Ömer Faruk Şirikçi ile yaptığım alan çalışmasında vakfın Saçaklızâdeler ile ilgili çok az bilgiye vakıf olduğu ortaya çıktı.

Of-Çaykara Yente köyü’ndeki Fındıkoğlu ailesi; kendilerinin Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi’den geldiklerini, aile tarihlerinde ifade etmektedirler. Buna göre Maraş’taki Saçaklızâdeler ile, Of’taki Fındıkoğulları’nın aynı aileden olduğu görülmektedir.

Bir rivayette de Maraşlı Osman Efendi’nin dedeleri Paçanlı imiş. Müslüman oldukları için Hıristiyanlar tarafından kovulmuşlar. Yüz elli yıla yakın Maraş’ta kalmışlar. Maraşlı Osman Efendi, dedesinden kalma kitaplar arasında, Paçan’dan geldiklerini öğrenmiş ve Paçan’a gitmeye karar vermiş. İki kardeşi ile birlikte yola koyulmuşlar. Maraşlı Osman Efendi, Bayburt yoluyla Paçan’a, kardeşlerinden biri Yente’ye, biri de Eskipazar’a yerleşmiştir. Paçanlıların hepsi Osman Efendi’nin tebliği ile Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Daha sonra civar köyler, bütün Çaykara ve Of bölgesindeki Hıristiyanlar Müslüman olmuşlardır.18

Tapu-Tahrir Defteri kayıtlarından anlaşıldığına göre; bugünkü Çaykara ilçesi dâhilinde 1486, 1515, 1520 yıllarında beşer kişi ve 1554’te 70 kişi, 1583’te 921 kişilik aile reisinden oluşan bir Müslüman topluluğu görülmektedir. 16. asrın sonlarında 1000 kişiye yaklaşan Müslüman

17 Saçaklızade Vakfı, Çarşıbaşı Camii Bitişiği, Kahramanmaraş. Telefonları: 344-214 16 47 fax: 344- 225 17 21.

18 M. Hanefi Bostan, “Boyun eğmişti Bir Görmede Ruhban”, Tarih ve Medeniyet, s. 44, (Kasım 1997), s. 20.

393 ■

Haşim Albayrak

nüfusun büyük ekseriyetle dışarıdan geldiği arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır.

Geriye kalan az sayıdaki Müslüman’ın, bölgenin yerli halkı olduğu ve bunların ihtida ederek Müslüman oldukları görülmektedir. İlk Tahrir Defterlerinde görülen Hıristiyan Türk grupların zaman içinde azaldıkları gözden kaçmamıştır. Muhtemelen Müslüman olanlar bu Hıristiyan Türk topluluklarıdır.19

Yente’deki bir sülale olan Fındıkoğulları sülalesinin yaşlılarının verdiği bilgiye göre bu sülale Maraşlı Osman Efendi’nin Yente’deki kardeşinin soyundan geldiklerini belirtmektedir.

Bu bilgileri verdikten sonra Maraş’taki bilgilere de göz atalım. Maraşlı ünlü tarihçi Dr. Yalçın Özalp ile birlikte hazırladığımız bu konu ile ilgili yazımızdan bazı pasajlar verelim.

Of halkının Maraşlılar tarafından hidayete kavuşturulduğu kesin delillerle bellidir. Ancak Maraşlıların Of’a ne zaman geldiği Maraşlı Köyü’ndeki mezarın hangi kardeşe ait olduğu kesin delillerle belli değildir. (Kahramanmaraş Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 2, Sayfa: 58-61) Konu ile ilgili resimleri Numan Bakkaloğlu’nun Haşim Albayrak’a verdiği resimlerden sağlanmıştır. Burada resimdeki mezar kitabesinde 960 Hicri (1661 Miladi) yılı var iken Maraş yıllığında 1541 olarak ölüm tarihi verilmekte, eski Maraşlı camii imamı, Hacı İbrahim Ulusoy, 1439 tarihini vermektedir.

Sonuç olarak üç aşağı beş yukarı 16. veya 17. Yüzyıllarda Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi kardeşiyle ya da kardeşleri ile Maraş’tan Of’a geldiği ve burada halkını İslâm’la nurlandırdığının gerçek olduğudur. Bu şahıslardan Maraşlı Saçaklızâde Hasan Efendi adıyla bilinen ve mezarı Of Eskipazar’da bulunan âlim hakkındaki bilgiler şöyledir:

Maraşlı Saçaklızâde Hasan Efendi

Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi Of’a geldiği zaman tek değildi, yanında biri kardeşi olmak üzere iki kişi daha vardı. Bunlardan birinin adı Hasan Efendi olduğu kesindir. Of Kültür Yardımlaşma Derneğinin 1977 yılında Yayınlanan “Of Yayınlar!” adlı kitapta Maraşlı Hasan Efendiden bahsedilir. Aynı kitabın 68. sayfasında Maraşlı üç kardeşin Maraş’tan gelerek dini eğitim verdiklerini yazar. Bu kardeşlerin ikisinin bugünkü Çaykara’da Hasan Efendi’nin de Of’ta mezarının bulunduğu bu mezarın bugün yatır haline getirildiği, hatta bununla ilgili birkaç olağanüstü olay rivayetleri yazılıdır.

İlyas Efendi

Saçaklızâde İlyas Efendi Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi’nin iki kardeşinden biri Maraşlı İlyas Efendi adıyla Of ilçesi Yente köyünde (şimdiki adıyla Çaykara Çayıroba Köyü) mezarı bulunmaktadır. Hakkında sadece Maraşlı Osman Efendi’nin kardeşi olduğuna dair rivayetler vardır. Ancak yakın zamanlarda alan çalışmalarda toplanan rivayet ve tevatürlerin incelenmesi sonucu bu İlyas Efendi’nin Saçaklı Muhammed Efendi’nin Of’a gönderilen üç oğlu ile birlikte gelen irşatçılardan olduğu kanaati ortaya çıkmaktadır. Onlarla aynı âlimden okuyup aynı dönemlerde onlarla birlikte geldiğine göre burada yaşayış tarihini 1681 yılından önce aramak gerekir.

Çaykara Çayıroba’da İlyas Efendi’nin Yente Camii haziresinde mezarı vardı. Onun mezarında yapılan duaların çeşitli hastalıklara iyi gelme inancı ve mezarı yanında kalma geleneği oluşunca mezarı Yente Camisinin içine alınmıştır. Bu köy yayla köyü olduğu için yolları bozuk olduğundan köyden yetişen Hacıfettahoğlu ailesinin zenginleri köy camisine ve yollarına büyük masraflar yaparak bu caminin ve ziyaretgâh haline gelen Saçaklızâde İlyas Efendi yatırının ziyaretçi sayısının artmasına vesile olmaktadır.

19 Bostan, “Boyun Eğmişti Bir Görmede Ruhban”, s.19.

■ 394

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

Saçaklızâde Muhammed Efendi-Saçaklı Hoca

Saçaklızâdeler’in ilk bilinen ve kerametleri olan din âlimlerinden biridir. Asıl adı Mehmet’tir. Babası Maraş camilerinden birinde imamlık yapan Ebu Bekir Efendi’dir. Saçaklı lakabını ilk bu aldı. Maraşlıdır. İlk eğitimini memleketinde aldı. Daha sonra Kayseri’ye medrese eğitimi almaya gitti. Burada “Tefsir-i Tıbyan” sahibi olan müderrisler Mehmet ve Darendeli Hamza efendilerden ilim tahsil eder. Daha sonra Şam şehrine giderek burada devrin en ünlü din âlimi ve müderrislerinden büyük mutasavvıf Abdülgani Nablusi’den (M. 1641-1730) yüksek ilimler okuyarak icazet (diploma) alarak memleketine döner. Burada ayrıca Abdülgani Nablusi Hazretlerinden icazetinin yanı sıra hilafetde alarak Tarık-ı Kadiriye ve Nakşibendiyye’nin erkânı üzerine yetişmiş zahiri ilimlerin yanında Bâtıni ilimleri de almıştır.

Saçaklızâde Muhammed Maraşi olarak anılan Muhammed Efendi, Maraş’ta bir taraftan imamlık yaparken diğer taraftan medresede talebe yetiştirmiştir.

Saçaklı Muhammed Efendi’nin doğum tarihini yazdığı eserlerdeki bilgilerden yola çıkarak, H. 1060-1070 (M. 1650’ler civarı) tarihleyenler vardır. Yine bu bilgiyi içeren sempozyum bilgisinde Doç. Dr. Tahsin Özcan, “yapılan tetkikler neticesinde mezarının Gaziantep’te bulunduğu şeklindeki bilgiler daha doğru gözükmektedir. Şairler “eş-Şeyh Saçaklı” ve “Tâcü ’l- mürşidin” sözleriyle vefatına tarih düşürmüşlerdir ki bu 1145/1732’ye tekabül etmektedir” şeklinde kaynaklı bilgi aktarmaktadır.20 Yine aynı sempozyumdaki bir bildiride Saçaklı Muhammed Efendi’nin ölüm tarihi Dr. İbrahim Çapak tarafından (ö.732)21 olarak (yani H.732 ise M.1331-1332 yıllarına denk gelmektedir) belirtilmiştir.

Sonuçta Saçaklı Muhammed Efendi’nin doğum tarihinin tespiti, Of’a gelen ve onun oğulları olduğu rivayet edilen Osman, Hasan, Mehmet ve İlyas Efendi’nin Of’a ne zaman geldikleri konusunda fayda sağlayacaktı. Ancak Of’taki nüfus istatistiklerinde Of ve çevresindeki (Çaykara, Hayrat, Dernekpazarı ilçeleri ile Holo köyleri denilen Beşköy’ün bir kısmı) iki ayrı dönemlerde nüfus artışı ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri 1554-1583 yılları arasındadır. Burada oran Of ve çevresinde yüzde yedi buçuktan yüzde 24’e çıkıyordu. İkinci nüfus artışı dönemi olarak 1681 yılında Of ve çevresinde Müslüman nüfus oranı yüzde 91’e çıktığı bu çalışmada kaynak gösterilerek belirtilmiş idi. Yani Of’a gelenlerin bu iki dönemden birinde gelmiş olmaları gerekmektedir. O halde bunların babaları olan Saçaklı Muhammed Efendi’nin bu tarihlerde yetişmiş çocukların olması gerekir ki bu tarihleri de en az 30 yıl geriye almak demektir. Bütün rivayetlerde Saçaklı’nın oğullarının Of ve çevresinde İslamiyet’i kabul ettirdiği gerçeği vardır. Bu durumda İslamlaşma oranı 1681 yılında yüzde 91 olan Of çevresinde bu tarihlerden sonra İslamlaşma hareketleri olamayacağı için Saçaklı Muhammed Efendi’nin yaşadığı tarihleri mutlaka bu tarihlerden önce aramak gerekir.

Saçaklı Hocanın Eserleri

Saçaklızâde Muhammed Maraşi adıyla birçok risale yazan bu âlimin risalelerinin çoğu İstanbul Süleymaniye Kütüphanesindedir. Sadece burada 74 adet yazma eser olarak risalesine rastlanmıştır. Eserlerinde konu olarak tefsir, fıkıh, felsefe ve mantık konuları ele alınmış isede daha çok tefsir ve fıkıh eserleri ön plandadır. Eserlerinde Türkçe ve Arapça dillerini kullanmıştır.

Maraş İl Yıllığı’nda Saçaklı Hoca’nın 30’u aşkın, dini konularda yazılmış eseri olduğundan bahsedilmektedir.

20 A.g.e.

21 A.g.e.

395 ■

Haşim Albayrak

Besim Atalay ise Saçaklı Mehmet Efendi’nin eserlerinin çokluğuna bakılarak aldanılmaması gerektiğini şöyle ifade ediyor:

Saçaklı Mehmet Efendi’nin “Tertibü’l Ulüm” adlı eseri ile ilgili Besim Atalay’ın şu fikirleri çok ilginçtir: “Bu eserde daha düne kadar medreselerde pek beyhude yere okunan Haşiye ve Şerh’lerin yerine her fennin ehli tarafından yazılan metinlerin okunmasının daha faydalı olacağı teşrih (açıklanıyor) ediliyor. Molla Cami, Asam vesaire gibi şarihlerin ve haşiyelerin tedris ve tedarüsü ile (öğrenmek ve öğretmek) kaybedilen vakıtlara acıyor. Doğrusu medrese tedrisatındaki sakameti (eksiklikleri) ilk olmak üzere görüyor ve ıslahı çaresini düşünüyor. Fakat kim dinliyor...”

K. Maraşlı Muhammed Saçaklızâde’ye Ait Eserlerin Sonradan Yapılan Baskılarından Örnekler

Oflu din adamlarından İstanbul Sahaflar Derneği Başkanı Sayın Adil Sarmusak tarafından İstanbul Bayezid Halk Kütüphanesinde yapılan çalışmalarda Saçaklızâde Muhammed Efendi’ye ait baskısı yapılmış dört eser bulunmuştur. Bunlar ile ilgili bilgiler şöyledir:

1- Fen ve Adabtan Bahseden Velediyye:

K. Maraşlı Saçaklızâde Muhammed Efendi yazdı. Tercüme: Ahmet Kamil İskilipli 8Tosya Mal Müdürü) Hicri 1310, Kitap 182 sayfa ve Osmanlıca olarak İstanbul Bayezid Kütüphanesinde 5921 numarayla bulunmaktadır.

Saçaklı Mehmet Efendi’nin akıcı ve düzgün bir uslüpla yazdığı “Velediyye” risalesini oğluna yazmıştır. Bu eser; erbabı yanında kıymetlidir. Adülvehhap bin-i Hüseyin bin-i Veliyiddin Ahmedi tarafından şerh edilmiştir.

Saçaklı Mehmet Efendi, Maraşlı Kazancıoğulları’ndan bir talebesi ile birlikte yaylaya çıkar. Boş zamanlarında talebesi ondan kendisine İlm-i Adab’a dair ders okutmasını ister. Yaylada kitap bulamazlar. Saçaklı hemen “ElÂdâbûl Velediyye” adlı bir kitap yazar ve bunu talebesine okutur.

Abdülkadir Kamil Ersen, Saçaklı Mehmet Efendi’nin “Dat” harfi hakkında kendi el yazması bir risalesinin özel kitaplığında olduğunu belirtir

2- Velediyye Şerhi:

K. Maraşlı Saçaklızâde Muhammed Efendi yazdı. Tercüme Abdülvahap Efendi. Tezhipli baskı olarak Sultan Abdülmecid’de sunulmuş olup ona ait vakfiyeye ait olarak İstanbul Bayezid Kütüphanesine getirilmiştir.

Kitap 156 sahifeden oluşmaktadır.1261 Hicri baskılı olup dili Arapça’dır. Adı geçen kütüphanede 5908 numara ile kayıtlıdır. Ayrıca aynı kitabın başka bir baskısı tezhipsiz, normal baskı olarak 5909 numara ile adı geçen kütüphanede kayıtlıdır.

■ 396

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

3- Risalei Fi Hakkı Valideden Nebiyyi S.A.S. Li Saçaklızâde:

K.Maraşlı Saçaklızâde Muhammed Efendi yazdı. Peygamberimizin annesi hakkında bir risaledir. Bu risalede Peygamberimizin annesinin peygamberimiz doğmadan önce öldüğünden Müslüman olup olmadığı konusu izah edilmektedir. 14 sayfadan ibarettir. İstanbul’da Dersaadet Matbaasında Hicri 1304 yılında basılmıştır. Bayezid Halk Kütüphanesinde bulunan baskı kitap 7418 numaraya kayıtlıdır.

Maraşlı Saçaklızâde Muhammed Efendi yazdı. Tercümesi Mahrukizade tarafından yapılmıştır. Beyazıt îl Halk Kütüphanesinde 7590 numarayla kayıtlıdır.

Of ve Çevresine Gelen Saçaklızâdeler

Saçaklızâdelerin Of ve çevresine gelişleri ve kimlikleri konusundaki çelişkiler bu çalışmada giderilmeye ve bir sonuca varılmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda henüz dikkati çekmeyen yeni gelişmelere dikkat çekilecektir.

Kahramanmaraşlı tarihçi Yalçın Özalp’ın bu konuda bir bilgisi bir internet sitesinde şöyle aktarılmıştır22:

‘’Doğu Karadeniz’deki bu topraklarda İslâm’ı yaymak için Fatih’ten önce ve sonra şeyhler, dailer, dervişler yoğun bir faaliyete girmişlerdi.

İşte bu manevi ordunun erlerinden biri de Maraş'ta Ermişlerden sayılan Merhum Saçaklı Mehmet Efendimin kardeşi Merhum Osman Efendi idi. ”

22 http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/2015/03/marasli-osman-efendi-sacaklizade-osman.html

397 ■

Haşim Albayrak

Yukarıdaki bilgiler doğrultusunda Maraşlı Tarihçi Yalçın Özalp’in bahsettiği Maraşlı Saçaklızâde Muhammed (Mehmet) Efendi ile Maraşlı Saçaklızâde Osman Efendi’nin kardeş oldukları bilgisi yaklaşık 32 yıl önceki (2013 yılı itibariyle) kaynaklarda bulunuyor.

Aynı kaynakta şu bilgilere de rastlanmaktadır:

Saçaklılar ailesinden çok sayıda bilgin yetişmiştir. Rum kökenli olan aile, Hz. Ömer devrinde Medine’ye gönderilen iki Hristiyan bilginin Medine dönüşünde Maraş’a yerleşmesinden sonra bilginler peş peşe sıralanmışlardır. Kökenlerinin Of’tan geldiğini öğrenen bilginlerden bazısı İslamiyet’i anlatmak...

Of’a Yerleşen Maraşlı Bilginlerden Bazıları:

1. Maraşlı Saçaklızâde Osman.

2. Maraşlı Saçaklızâde Muhammed.

3. Maraşlı İlyas

4. Maraşlı Hasan.

Saçaklı Mehmet Efendi, Maraş ve Antep’te faaliyet göstermiştir.23

Saçaklızâdeler ile ilgili yeni bilgiler incelendiğinde bir tarih karmaşası görülür. O döneme ait yazılı belge olmaması bu tarih karmaşasını artırır. 1980’li yıllardaki alan çalışmalarımızda o zamanki kısıtlı kaynak ve rivayetlere göre Saçaklızâdelerin Of’a 1554-1583 yılları arasında olabileceği düşünülüyordu.

Hatta bazı kişiler, rivayet olarak yanlış bilgileri mezar taşlarına yazarak tarihlerin daha da karışmasına neden olmaktalar. Bunlardan bir örnekte aşağıda fotoğraf alt yazısında ortaya çıkmaktadır:

Ancak daha sonraları Saçaklızâdelere ismini veren Saçaklı Muhammed Efendi’nin 1630’lu yıllarda yaşadığı kendisine ait eserlerden anlaşıldığına göre onun oğulları olarak adlanan Maraşlı üç kişi olan Osman, Hasan ve İlyas Efendiler’in o tarihten sonra gelmesi gerekmektedir. 2012 yılında Çaykara Paçan (Maraşlı) ve Sultanmurat’ta yapılan alan çalışmalarında Kahramanmaraş’tan irşat faaliyetleri için gelenlerin daha çok olduğu ve bir kısmının irşat çalışmalarından sonra geri döndüğü söylenmektedir. Geriye kalanların üçünün Saçaklı Muhammed Efendi’nin oğulları Osman, Hasan ve Muhammed Efendi’nin olduğu, birinin de Saçaklı’nın talebelerinden İlyas Efendi olduğu, onun da Çaykara Yente (Çayıroba) köyünde mezarının olduğu bilinir.

Yakın zamana kadar Kahramanmaraş ve Of çevresindeki birbirlerine paralel rivayetlerde Saçaklı’nın üç oğlunun Of çevresine gittiği ve mezarlarının oralarda türbe halinde olduğu biliniyordu. Bu zamana kadar gelen üç türbeden birinin Paçan (Maraşlı) köyünde, diğerinin Eskipazar köyünde ve üçüncüsünün de Yente’de olduğuna göre orada mezarı olan Saçaklı Muhammed Efendi’nin oğulları olduğu düşünülmekteydi.

Ancak yapılan alan çalışmalarında Saçaklı’nın oğullarından birinin İlyas Efendi olmadığı, onun Saçaklı’nın talebesi olduğu ve Saçaklı’nın üçüncü oğlunun Sultanmurat’taki Maraşude Mezarlığı’nda olduğu oradaki büyük mezar için söylenen rivayetlerden anlaşılmaktadır.

23 30 nolu kaynak

■ 398

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

Resim 5: Çaykara Sultanmurat Yaylası Maraşut Mezarlığı’nda Saçaklı’nın oğullarından Muhammed Efendi’nin olduğu rivayet edilen mezar.

Maraşut Mezarlığı İçin Alan Çalışmaları:

Sultan Murat Yaylasında Maraşlılar ve Maraş Mezarlığı (Maraşutlar)

Maraşut/Maraşude sözü yöreye özgü bir sözdür. Bunu Pontusça bilenler “çarşı/ köylülerin yerel ürünlerini sattığı yer” manasına kullandıkları gibi bazıları bunu “Maraşlıların Mezarlığı” olarak düşünürler. Mantık olarak her iki sözde yöreye uygundur.

Sultanmurat Yaylasında Maraşut adıyla anılan Maraşlılar mezarı vardır. Bu mezarlığın adından anlaşılacağı üzere Maraşlılara ait mezardır. Ancak daha sonraları bu mezarlık, yaylanın bağlı olduğu köylerinin insanlarına da mezarlık yapmış olup günümüzde halen mezarlık olarak devam etmektedir. Sultanmurat Yaylasında Muhittin Yıldırım24 ve Haşim Albayrak tarafından yapılan alan çalışmaları ile ilgili röportaj ve bilgiler aşağıdadır:

Nizamettin Kamburoğlu: Sultanmurat yaylasında alan çalışması yapıldığında 65 yaşında idi. Maraşlıların bu bölgede irşat faaliyetlerinde bulunduğunu ve mezarlarının aşağıda Maraşut mezarlığında olduğunu dedelerinden ve çevresinden duyduğunu belirtir. Maraşut sözünün kesinlikle konuştuğu Rumca kelimeler arasında olmadığını ve Maraşlılar manasına geldiğini belirtir.

Hacı Hasan Hakyemez: 93 yaşında olup Çaykara Soğanlı köyündendir. Alan çalışmasındaki görüşmemizde belirttiğine göre Maraşut Mezarlığı denen yerde ilk olarak Maraşlıların mezarının olduğudur. Sonradan yaylaya gelen çevre köylerden de buraya mezara gömülenler olduğunu belirtti.

Koronoğlu Ahmet Ağa meşhur biridir. Ona göre de Maraşut Mezarlığı, Maraşlıların mezarı idi.

Salih Aslan: 1953 Çaykara Yukarı Hopşera doğumlu, olup 08. 2012 tarihinde Sultanmurat Yaylası alan çalışmaları sırasında alınan röportajdan derlenenlerden alınmıştır:

Hopşera köyünde iki ayrı mezar var. Çakal beklediğimiz yerlerdi çocukluğumuzda. Bazen orada arkadaşımla çakal beklerken mezara inen kırmızı bir ışık görürdük. Bir defasında bir bucuk saat orada mezarlığa eğilip kalkan ışık görmüştük. Burada Maraşlılardan yatanlar olduğunu bilirdik. Çünkü bizim sülalenin de o zamanki adı Zilkadr olan Maraş’tan geldiğini dedelerimiz derdi.

24 Sultanmurat Cami Yaptırma Derneği Başkanı

399 ■

Haşim Albayrak

Sultanmurat Yaylası’nda bulunan Maraşut Mezarlığı konusunda çok fazla bilgimiz olmasa da orada köyümüzden insanların mezarı ile Maraşlılann mezarı olduğunu bilirim sadece.

Ali Virgil: Sürmene Arpalı Köyünden 83 yaşındadır. Ali’nin oğlu, Yakup’un oğlu olan Sefer’in oğlu olarak 1929 yılında Sürmene Arpalı köyünde doğmuştur. Alan çalışması içerisinde köyünde ziyaret edilerek tarafından aldığımız bilgiler ektedir:

Hacı Cevahir Öztürk’ün (Dursun Kuruoğlu’nun oğlu Paçan Vartan (Koldere) köyünden 1926 yılı doğumlu) anlattıklarından: (09.08.2012 Sultanmurat Yaylası):

Duyduğuma göre Saçaklızâdeler, bu bölgeye üç kardeş olarak geldiler. Birinin mezarı Yente, diğerinin Paçan ve diğerinin de Eskipazar idi. Maraşut mezarlığı eskiden beri vardı. Aile mezarlığı olarak bilinirdi. Daha sonra bu mezarlığın üzerine tekrar mezarlık yapıldı. Maraşutta Muhittin Yıldırım ve buradakilerin dediği mezarda maşat taşı olmadığını biliyorum.

Ökene köyü Çukulas’tan Tenzile Nine

(Çaykara Köknar Köyü’nden 1915 doğumlu Hacıömeroğlu Tenzile Yıldız. Muhittin Yıldırım ve Haşim Albayrak’ın 09.08.2012 tarihli röportajından derlenmiştir. Bu röportajdan bir ay sonrada Tenzile nine vefat etmiştir. Allah rahmet eyleye):

(Muhittin Yıldırım ve Haşim Albayrak’ın 09.08.2012 tarihli röportajından):

Rumcayı iyi bilirim. Ancak bildiğim eski Rumca içerisinde “Maraşut” diye bir kelime yoktur. Biz “Maraşut” kelimesini Sultan Murat yaylasının merkezi için kullanırdık. Duyduğumuza göre oradaki mezarlıktan ismini alırmış burası. Orada Maraşlılar var derler. Beklide isim onlardan gelmektedir.

Hacı Muhammed Kara25: Hacı Muhammed Kara’nın anlattıklarından:

Maraşlı Saçaklızâdeler üç kardeş olarak Of ve Çaykara’ya gelmişlerdir. Büyükleri Osman Efendi Paçan (Maraşlı) köyünde öldü. Diğeri Hasan Efendi, Of Eskipazar’da öldü. Sultanmurat Yaylasındaki Maraşut denilen mezarlıkta ise son kardeşleri Mehmet Efendi gömülüdür.

Çaykara Yente’de mezarı olan ve Saçaklızâdelerin kardeşi olarak anılan İlyas Efendi ise adı Hızır İlyas Efendi olup Saçaklızâde değildir. Onlardan önce Çaykara’ya gelen alperenlerdendir. Saçaklızâdeleri Çaykara’da ilk karşılayanlardandır. Hızır İlyas Efendi orada evlenip yerleşti. Oraları ilk o Müslüman etti. Rivayetlere göre beş vakit namazını Kâbe’de kılardı. Karısı çok sert biri idi. Ona çabuk gelmediği için kızardı. Rivayetlere aynı anda onu Kâbe’de hacca gidenler gördüğü gibi kendi köyündekilerde orada görürler imiş.

Saçaklızâdeler ilk olarak Çaykara Paçan’da irşat faaliyetlerine başlamışlar. Orada kilise varmış. Saçaklızâde üç kardeş ilk olarak kilise papazı ile bir hafta boyunca yaptıkları ilim tartışmalarıyla onun Müslüman olmasını sağlamışlar. Sonra da diğer iki kardeş yeni yerlerde irşat faaliyetlerinde bulunmak üzere ayrılmış Osman Efendi ise köye İslamiyeti öğretmek üzere yerleşmiş.

Arpalı Köyünden Arif Ilgın: Sultanmurat’a en yakın köylerden olan Sürmene Arpalı köyünden Arif Efendi, Yakup’un oğlu Sefer’in oğludur. Röportaj sırası Ağustos 2012’de 83 yaşında idi. Babası ve çevresinden duyduklarına göre Maraşut mezarının adı Maraşlılardan gelirmiş. Bu Maraşlılar, Çaykara’nın çeşitli yerlerinde irşat faaliyetleri yaparlardı.

Muhammed Kara:

Bize Kârioğullan derler. Kâri kelimesi okuyan demektir. Babam Hayrullah oğlu Ahmet’te ona Karaahmet dediklerinden bize Karaahmetoğlu’da derler. Sülalemiz Şamdan geldi Orada Sadadi diye anılırmış sülalemiz. Babamın dedelerinin geliş tarihi 1570 yıllarına kadar çıkar. Buraya gelişlerinde aile lakapları Hacı kara idi. Şimdi bize dedemden dolayı Hayrullahlar derler.

Cevdet Sunay’ın ailesi de bizim köyde yaşarlarken onun babası zamanında Şinek köyüne gitmişlerdir.

25 Bu bilgiler Haşim Albayrak, Muhittin Yıldırım ve Abdullah Gözaydın tarafından Çaykara ve yaylalarında yapılan alan çalışmaları sırasında 1928 yılı doğumlu Muhammed Kara tarafından Ağustos 2012 deki alan çalışmamızda ifade edilmiştir.

■ 400

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

Bizim köydeki Maytaoğulları da bizim sülaleden ayrılmadır. Kurt demdin mezarını 1572 olarak yaptıracağım. Kardeşine Hacı Kârâ dediklerinden sülalemize Karaoğulları da derler. Maraşut Mezarlığı hakkında benim de duyduklarım burasının Maraşlı bir ermiş zatın gelerek buralarda yazın yaylacılık için gelen köylülere irşat faaliyetleri yapmasıymış. Yazın bu faaliyetleri sırasında ölünce mezarı da buraya gömüldüğünden burası Maraşlı Mezarlığı manasına Maraşut Mezarlığı olarak denilmesiymiş. Daha sonradan yaz vakitlerinde yaylacı olan gelen köylülerden de ölenler buraya konulduğundan mezarlık haline dönüşmüştür.

Turgut Yazıcıoğlu: Çaykara Eski Hopşera (Soğanlı) Köyünde Katipoğullarındandır. Onun anlattıklarından: Maraşut mezarlı sorulduğunda Turgut Yazıcıoğlu şu bilgileri verdi:

1998 yılında 99 yaşında ölen dedem Akif Yazıcıoğlu’ndan çok kereler dinlediğime göre dedem Maraşut mezarlığının Maraşlılann mezarı olduğunu derdi. Buradaki uzun mezarlık, Maraşlı hoca efendinin mezarı imiş. Ancak hangisinin olduğunu hatırlamadı. Buna karşılık o röportajda bulunan Muhittin Yıldırım: “Deden bana bizzat oradaki uzun mezarlığın Maraşlı mezarı olduğunu derdi. Ancak sizin akrabalarınızdan Hikmet Bey, babasının vasiyetini yerine getirmek amacıyla başka bir mezarı onararak ve oraya bir kitabe yazarak orasının Maraşlı Osman Efendi’nin mezarını olduğunu diyor dedi.”26

Mustafa Yılmaz: (09.08.2012 tarihinde Sultan Yaylası alan çalışmalarında konu ile ilgili olan araştırma yapan ve bilgisi olan Haşim Albayrak, Hanefi Bostan, Muhittin Yıldırım ve Yunus Vehbi Yavuz, Abdullah Gözaydın ve Mustafa Yıldız arasındaki tartışmalardan konu ile ilgili olanların derlenmesinden);

Ben 62 yaşındayım. Emekli öğretmenim. Müdürlükte yaptığım yıllarda Çaykara ve çevresinde 80 yaşını aşmış bilgili birçok kişi ile görüşerek ve bunların yanında aile büyüklerimle de görüşerek bende oluşan kanaatlerimi şöyle aktarabilirim: Sultan Murat Yaylası, Sultan 4. Murat’ın Revan Seferi sırasında buraya geldiği kesindir. Bundan önce burada ne vardı belli değildi ama yaptığım alan çalışmalarında büyük ormanlar bu yaylaya kadar gelirdi. 1635 yılındaki seferle burası ile Bayburt arasında var olan yollar koca ordunun geçebileceği şekle getirildi. Yeni yollar yapıldı. Trabzon’dan gelen sadrazamın kendi askerleriyle geçiş güzergâhında da olması burasının Trabzon ile Bayburt’un doğu tarafındaki yerler ile bir geçiş noktası olduğunu kesinleştirir.

Maraşut Mezarlığı Maraşlılar ile ilgilidir. Haşim Albayrak’ın kitaplarında belirttiği Yente’deki Maraşlı İlyas Efendi’nin mezarı orada değildir. Hacı Hasan Efendi’nin anlattığına göre bu kanaate vardım. Daha sonra köye gittiğimde köylülere sorduğumda onlar “mihrabın altında” diye cevap verdiler. Mihrabın altında açık ve aleni mezar olmaz. Bu caminin mihrabının altında köylülerin dediği gibi mezar yoktur. Hatta bu caminin en büyük destekçisi ve yapımında en çok emeği geçen Fettahoğlu, Hacı Salih Efendi’nin talebesidir. O da kesinlikle bunu kabul etmezdi. Bizzat kendim caminin içindeki mezara baktım. Orada mezara rastlamadım. Bence İlyas Efendi’nin mezarı olmadığına göre burada yani Maraşut Mezarlığı’ndadır. Maraşut’taki mezarların kimlere ait olduğu kesin değildir ancak Maraşlılara ait olduğu kesindir. Yente’deki mezarın İlyas Efendi’nin olmadığı gibi buradaki Maraşlı âlimin Osman Efendi olmadığını araştırmalarımla belgeledim.

Ben ünlü tarihçi Prof. Dr. Osman Turan rahmetli ile konuştum. Ona göre; dört kardeş merkezi Of olmak üzere irşad etmek için bu belgeye gelmişler. Hasan Efendi merkezde kalır. Biri Okene’ye gider. Orada irşad faaliyetlerinde bulunur. Geri Of’a döndüğünde sorarlar. “Okene’yi Müslüman ettin mi)” diye. O da “yoo onlar gene o gene o” deyince oranın adı Ogene olur.

Mehmet Ali Sula: Emekli Müftü. Çaykaralı. Alan çalışmaları sırasında Eğridere Yaylası’ndaki yayla evinde 09.08.2012 tarihinde yapılan röportajdan derlenmiştir.

Eski Çaykaralı müftülerden Zeki Okur Efendiden duyduğuma göre o da dedesinden aktararak Maraşut denilen yerde Maraşlılann mezarı olduğunu ve bu adın da Maraşlılar mezarlığından geldiğini bana anlatmıştır. Yani burası Maraşlıların mezarı olduğuna dair yerli birçok insandan da duyduklarım olmuştur.

Ayrıca yine eskilerden bu yana duyduğuma göre Maraşlılar buraya herkesin bildiği gibi üç kişi değil

26 Olayların gelişimine bakıldığında Hikmet beyin yaptırdığı mermer mezar taşındaki bilgilerin gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıkmaktadır.

401 ■

Haşim Albayrak

12 kişi gelmiş olduğudur. Maraşlı 12 din âlimi irşad faaliyetleri için buraya gelmiş yeterince irşad faaliyetinde bulunduktan sonra bunların sekizi geri dönmüş dördü Of ve çevresine yerleşmiştir. Bunlarda üçünü zaten sen (Haşim Albayrak) kitaplarında anlatıyordun. Bence bilinmeyen dördüncü kişi buradaki Maraşut Mezarlığı’ndadır.

Öte yandan Paçan (Maraşlı) köyünden Hacı Cambaz Ahmet Efendi’nin oğlu Muhammet Kara, bana oranın yerini Maraşlı hocanın yeri olarak gösterdi. Ancak o mezarlığın karşısındaki yere Hopşera köyünden Akif Efendi, babasının vasiyetini yerine getirmek için yanındaki mezarın Maraşlı Hoca efendinin mezarı olduğu şeklinde bir mermer tabela hazırladı. Henüz daha koymadı. Eğer o taş oraya konsa Çaykara’da biri Paçan (Maraşlı) köyü ve diğeri Maraşut Mezarlığı’nda olmak üzere iki tane Maraşlı (Saçaklızâde) Osman Efendi’nin mezarı olduğu ortaya çıkacak. Buda yanlış olur. Çünkü bunlardan biri mutlaka yanlış olacaktır. Onun için genel tevatüre ve herkesin ittifakla kabul ettiğine göre Maraşlı Osman Efendi’nin mezarı Paçan (Maraşlı) köyünde olduğudur. Buradaki Maraşut Mezarlığı’nda da ancak Maraşlı hocalardan ya da âlimlerden dördüncüsünün mezarı olduğunu diyebiliriz. Buradaki tevatürde o yöndedir.

Muhittin Yıldırım’ın Alan Çalışmaları İçin Yaptırdığı Tespit Tutanakları

Muhittin Yıldırım Hoca, Sultan Murat Yaylası’nda bulunan Maraşut Mezarlığındaki Maraşlı âlimin tespit tutanağı başlıklı bir tutanak hazırlatmış olup bu tutanağı imzalattığı kişilerin düşünceleriyle birlikte kayıt altına almıştır. Bu kayıtlardan biri emekli öğretmen Mustafa Yılmaz’ın mezar tespit tutanağı şöyledir27:

“Sultanmurat Yaylası’nda bulunan Maraşut Mezarlığındaki Maraşlı âlimin Tespit Tutanağı

Mustafa Yılmaz:

Ben Mustafa Yılmaz, Trabzon Çaykara Akdoğan Köyü’nden Hasanoğlu 1950 yılı doğumlu olup Sultanmurat Yaylası’ndaki Maraşlılar Mezarlığı ile ilgili bildiklerimi aşağıda yazıya geçiriyorum. Maraşut Mezarlığı hakkında yaptığım araştırmalarda Maraşlı Saçaklızâde; çevrede bulunan Rum ve Ermeni köylerini İslamlaştıran dört kardeşten biridir. Vefat ettikten sonra kendi adıyla anılan Maraşut Mezarlığı’na defnedilen ilk Mü’min-i Ekber’dir. Mezarı Soğanlı köyünden Koronoğlu Hasan Ağa’nın ayak tarafında yatan en uzun mezardır. Akdoğan köyünden ve diğer köylerden mezarın yerini bana bizzat gösteren kişiler şunlardır:

Cevdet Yavuz (Cevdet Öğretmen), Hasan Rami Yavuz (Hacı Hasan Efendi), Sadullah Bozkurt (Soğanlı Köyünden), Akif Yazıcıoğlu (Soğanlı Köyünden), Hacı Ahmet Kara (Koldere köyünden) Hasan Borazancı (Ataköy’den)

Yukarıda isimleri zikredilen kişilerden mezar yerinin, belirttiğim yer olduğun konusunda kesin kanaate vardım. Hatta bu kişiler bana “biz ölürüz, bizden sonraki kuşaklara bunu anlatın ve gösterin. Burada yatan Maraşlı’nın mezarı unutulmasın” şeklinde vasiyette bulunmuşlardır.”

Muhittin Yıldırım’ın hazırlattığı bir başka tutanak ise şöyledir28:

Sultanmurat Yaylası’nda bulunan Maraşut Mezarlığındaki Maraşlı âlimin Tespit Tutanağı

Ruhi Kuran

Ben Ruhi Kuran; Trabzon Çaykara ilçesinin Soğanlı köyünden Halit oğlu 1939 yılı doğumlu olup Sultanmurat Yaylasındaki Maraşlılar mezarlığıyla ilgili bildiklerimi aşağıda yazıya geçiriyorum. Şöyle ki;

Babamın amcası -Ömer Ağa- bana babasının (Hasan Ağa’nın) mezarını birkaç kere gösterdi. (Ben o sırada 15 yaşında delikanlı idim.)Ve dedi ki: “Maraşutlar Mezarlığının kapı girişinden sol tarafta kurt dedenin (Hasan Ağa’nın mezarı şu mezardır.Onun ayak tarafındaki mezarlardan en uzun olan mezarı da göstererek: “Evladım, bu mezar, bölgeye Maraş’tan gelen üç kardeşten birinin mezarıdır.”

27 Çaykara Akdoğan Köyünden Mustafa Yılmaz’ın yukarıdaki tutanağı 06.08.2012 tarihli 3 nüsha olarak tanzim edilmiş olup bir nüshası bizzat kendisinden imzalı ve onaylı olarak arşivimdedir.

28 Çaykara Soğanlı Köyünden Ruhi Kuran’ın yukarıdaki tutanağı 25.07. 2012 tarihli 3 nüsha olarak tanzim edilmiş olup bir nüshası bizzat kendisinden imzalı ve onaylı olarak arşivimdedir. Ayrıca aynı şahsın Sadullah Akçay ile birlikte el ile çizilmiş bir mezarlık krokisinde mezarlık girişinin sağındaki mezarlığın ayakucundaki mezarlığın Maraşlı alimin mezarı olarak yazdıkları ve imzaladıkları 25. 07. 2012 tarihli tutanağın aslı benim arşivimdedir.

■ 402

1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu

derdi. Bunu defalarca Ömer Ağa’dan kulaklarımla işittim.

Daha sonraları 80’li yıllarda Ahmet amcam, dedesinin mezarını İstanbul’dan gelip yaptırdığında, Yine birlikte mezarlığı ziyaret ettiğimizde dedi ki: “Bu benim dedemin mezarı (Ömer Ağa) şu en uzun mezarda Maraştan gelen üç kardeşten birinin mezarıdır” Bunu bil, unutma.

Benim bu konuda bildiklerim bundan ibarettir.

Muhittin Yıldırım’ın hazırlattığı bir başka tutanak ise şöyledir29:

Tarihi Mezar tespit Tutanağı

Yüksel Şahin: Ben 1958 doğumlu Akdoğan köyünden Akif Şahin’den olma Yüksel Şahin. Sultanmurat yaylasındaki Maraşlılar mezarlığıyla ilgili bildiklerimi aşağıda yazıya geçiriyorum.

2000’li yılların yaz gününde rahmetli Hacı Ali Osman Yanılmaz Efendi ile birlikte yayladan Çaykara’ya giderken; daha önce aramızda konuştuğumuz üzere Maraşutlardan geçerken Maraşlı alimin mezarını bana gösterir misin? dedim. Arabayı durdur dedi. Mezarlığın son kısmında kapıya yakın iki mezara bitişik üçüncü mezarı gösterip maşat taşlarının biri sağa biri sola doğru eğik olduğunu gördüm. Fatiha’mı okuyup birlikte mezarlıktan ayrılırken Ali Osman Efendi bana, “bu mezar Maraş’tan buralara İslam’ı yaymak için gelen kardeşlerden dördüncüsüdür. Ama bunu çoğu insan bilmez dedi. Bu konuda bildiklerim bundan ibarettir. 01.08.2012

Muhittin Yıldırım’ın Sadullah Akçay’a hazırlattığı bir başka tutanak ise şöyledir:

Sadullah Akçay:“Ben Sadullah Akçay, 1951 yılı doğumlu, Ahmet Akçay’dan olma. Soğanlı köyündenim. Sultanmurat yaylasındaki Maraşlı âlimin mezarlığı ile ilgili bildiklerim aşağıdadır: Rahmetli annem beni 8-9 yaşlarında iken çok kere Maraşlılar mezarlığına götürüp Maraşlı âlimin mezarında Kur’an okurdu. Buna çok defa şahit olduğumu hatırlıyorum. Maraşlı âlimin mezarı kapı girişinden sol tarafta bulunan en uzun maşatlı ve en uzun mezar olduğunu, annemim beni mezarlığa götürmesinden ve mezarı bana göstermesinden biliyorum.

Bildiklerim bundan ibarettir.

Muhittin Yıldırım’ın Tespit Tutanakları

Maraşlılar Mezarlığındaki Maraşlının mezarının olduğu konusu bilinmesine rağmen mezarın bir kitabesinin olmaması, yazılı belgesinin olmaması dolayısıyla belgeleyemeyen Muhittin Hamdi Yıldırım, bu konuyu literatüre geçirebilmek amacıyla ayrıntılı bilgisi olanları tek tek yazılı ve kayda geçecek şekilde sözlü tutanaklarla belgelendirmeye çalışmıştır. Yukarıdaki imzalı bilgi tutanaklarından başka aşağıda bir nüsha olan ve 18 imzalı tutanakta bu konuyu kesinleştirmiştir30:

Çalışmaya “burada Maraşlı âlimin mezarı olduğunu duydum” diyerek imza koyanlar, isimleri ve köyleriyle birlikte 2012 Yılı itibarıyla aşağıdadır:

63 yaşında Köknar doğumlu Vahit Mazlum,

85 yaşında Akdoğan köyünden İbrahim Taşkın,

79 yaşında Akdoğan köyünden Hüsnü Bilgin (Hanecizadelerden emekli il müftüsü)

57 yaşında Akdoğan köyünden Hamza Yavuz,

84 yaşında Soğanlı köyünden Mehmet Hakyemez,

73 yaşında Soğanlı köyünden Ömer Gümüş,

73 yaşında Soğanlı köyünden Ruhi Kuran,

61 yaşında Soğanlı köyünden Enver Çamur,

60 yaşında Soğanlı köyünden Sadullah Akçay,

85 yaşında Soğanlı köyünden Ali Rıza Altuncu,

83 yaşında Soğanlı köyünden Şevket Akçay,

56 yaşında Soğanlı köyünden Ahmet Turan”

29 Çaykara Akdoğan Köyünden Akif Şahin’in yukarıdaki tutanağı 01. 08. 2012 tarihli 2 nüsha olarak tanzim edilmiş olup bir nüshası bizzat kendisinden imzalı ve onaylı olarak arşivimdedir.

30 Muhittin Yıldırım’ın tek tek sorarak, söyleyerek yazdırarak Temmuz ve Ağustos 2012 tarihleri arasında imzalattığı bu tutanak tek nüsha olarak Haşim Albayrak arşivinde bulunmaktadır.

403 ■

Haşim Albayrak

Sonuç

Trabzon’da ve özellikle Of ve çevresinde Kahramanmaraşlılara derin bir sevgi ve muhabbet vardır. Bunun temelinde Trabzon’da türbesi ve adına cami bulunan Gülbahar Hatun ve Saçaklızâdeler vardır. Gülbahar Hatun, Osmanlıların en büyük padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in annesi olarak, onun valiliği sırasında uzun süre Trabzon’da kalmış ve burada ölmüştür. Gülbahar Hatun, Dulkadiroğlu Devleti hükümdarı Sultan Alaaüddevle Bozkurt Bey’in kızı olup gerçek adı Ayşe Hatun’dur. Onun Trabzon’a gelirken yanında getirttiği hizmet personelleri Maraşlı olunca, onların toplu olarak yaşadıkları yer Maraş olarak anılmış ve onların toplu yaşadıkları yerler Rus işgali sırasında büyük bir caddeye dönüştürüldüğünde bu cadde Maraş Caddesi olarak kalmıştır.

Of ve çevresinde ise fetihten uzun yıllar sonraları bile Müslümanlaşma oranı çok düşük iken iki ayrı dönemde bu oranlar birden bire yoğunluk kazanmıştır. Resmi ve kesin rakamlara göre olan bu yoğunluğun artışında Kahramanmaraş’tan gelen Saçaklızâdeler’in etkili olduğu tüm çevre halkının rivayet ve tevatürleri sonucu sabittir. İsimler ve soyadı belli olduğuna göre bu soyun ilk kişisi olan Saçaklı Muhammed ve oğulları Osman, Hasan ve Mehmet ile İlyas Efendiler vardır. Saçaklı Muhammed, döneminin en önemli eğitim yazarlarından olup çok sayıda eseri vardır. Mezarı Gaziantep’tedir. Oğullarından Osman Efendi, Çaykara Paçan köyünde türbesi olup onun geldiği yere hürmeten köyün adı Maraşlı köyü olarak değişmiştir. Hasan Efendi ise, Of Eskipazar semtinde mezarı olup Of’un sahil kesiminde irşat faaliyetlerinde bulunmuştur. Birde Saçaklızâde oğullarından Osman ve Hasan’ın kardeşi olarak mezarı Yente (Çayıroba) köyünde olan İlyas Efendi vardır. İlyas Efendi’nin Saçaklızâde soyundan olmayıp onun öğrencilerinden olduğuna dair yoğun rivayetler vardır. Genel kanı, Saçaklızâde’nin üç oğlunun Of ve çevresinde olduğu konusundan hareketle diğerinin de mezarı bulunmadığından Yente’de yatanın Saçaklızâde İlyas Efendi olduğudur. Son yıllarda Muhittin Yıldırım ve tarafımdan yapılan alan çalışmalarında Çaykara Sultanmurat Yaylasındaki Maraşut (Maraşlılar) adıyla bilinen mezarlıkta yatan şahısın Saçaklızâde olduğu ortaya çıkmıştır. Saçaklızâdeler üç kardeş geldiklerine göre İlyas Efendi’de Saçaklızâde’nin talebesi olduğuna göre bu kişinin Saçaklızâde’nin Of’a gelen üç kardeşten biri olan Mehmet ya da Muhammed Efendi olduğudur.

Sonuç olarak “K. Maraşlı Saçaklızâdeler’ in Of ve çevresine yaptığı misyonerlik faaliyetlerinin ancak rivayet ve rivayetlere dayalı, rivayetleri kaynak kullanarak yapılan eserler vardır. Kahramanmaraşlı Saçaklızâdeler Of, Çaykara, Dernekpazarı ve Hayrat ilçeleri ile eskiden Of livasına bağlı köylerde yaygın olarak bilinen adlarına rivayetler, menkıbelerde söylenen isimler gerçek kimselerdir. Fakat rivayetlerde söylenen isimler ile rivayetlerde ortaya konulan tarihler arasında çelişkiler vardır. Bu çelişkilerin çözülmesi için Of ve çevresinde Müslüman nüfus artışı hızının yoğun olduğu iki dönem vardır. Belirlenen isimlerin bu ikim içerinde tarihlerini aramak gerekir. Tarihler arandığında ise genel kabulün aksine Saçaklızâdelerin Of ve çevresine gelişlerini 1681 yılından öncesinde aramak daha doğru olabilir.

Bütün bunların doğrultusunda Trabzon’da ve özellikle Of ve çevresindeki ilçelerde Saçaklızâdeler’e ve onların nezdinde tüm Kahramanmaraşlılara derin sevgi ve muhabbet vardır. Bu muhabbet o kadar ileri seviyededir ki çok sayıda Of ve çevresindeki sülaleler kendilerinin Kahramanmaraş’tan veya onun bağlı olduğu Şam’dan geldiklerini soy şecerelerinde belirtirler.

■ 404


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar