Print Friendly and PDF

Ruhumu Göndermiştim...Seyyid Ahmed Rifâi


Kerametlerinden bir diğeri; Hicri 555/ miladi 1160 senisinde hacc ettiğinde oldu. Hz. Peygamber'in kutsal odasına yönelik olarak durdu ve şehitlerin başlarına doğru şöyle dedi: "Allah’ın selamı sana olsun (es-Selâmu aleyke) dedeciğim! Bunun üzerine Hz. Peygamber (salla'llâhü aleyhi ve sellem) ona, "senin de üzerine Allah'ın selamı" olsun (ve aleyke's-Selâm), ey oğlum" dedi. Bunu Mescid-i Nebevî’de (Hz. Peygamber Câmi'inde) olan herkes işitti. Peygamber Efendimiz Seyyid Ahmed'e gözüktü. Bunun karşısında uzunca inleyerek konuştu ve ceddine hitaben şöyle dedi:

Uzaktayken (sana) ruhumu göndermiştim

Hep Beni temsil ederek toprağı öpsün (diye)

Düşlediğim devlet şimdi hazır olarak önümdedir.

Sağ elini uzat ki dudaklarım onunla nasibini alsın.

Bundan sonra, Resûlü'l-llah (Allah'ın salâtı ve selamı üzerine olsun) ona, temiz kabrinden elini uzattı. Yaklaşık doksan bin kişilik seçkin bir gurup içinde elini öptü. İnsanlar bu yüce ele bakıyorlardı. Mescidde hacılar arasında Şeyh Abdu'l-Kadir el-Geylâni, Şeyh Hayât b. Kays el-Harrânî, Şeyh Humeys, Şeyh Adiy b. Musafir es-Şami ve diğerleri de vardı. Bu keramet insanlar arasında yayıldı. Özel mec­lislerde ve umumi yerlerde anlatılıp durdu. Sonunda inkar edilemez, verdiği haber yalanlanamaz, itimad edilmemesi söz konusu olmayan ve herhangi bir destek de istemeyen bir tevâtür oldu. Dindeki görüşleri delil ve nakilleri senet olan bir çok âlimler ile muteber imamlar, onun kerametlerini rivayet ettiler.

Irak âlimlerinden "selefiye"ye meyilli bir kişi olan Şeyh Mahmûd s57 Şukri el-'Âlûsi, el-Esrâru'l-Ilâhiyye fi Şerhi'l Kasideti'r-Rıfâ'iyye adlı kitabının 31. sayfasında, bu kerâmeti, delilerinin dayanağını ve bu kerâmetin doğruluğunu ifade eden büyük âlimlerin isimlerini be­lirtmekte ve şöyle demektedir.

61

Kitap satırlarının verdiği bu tabiat üstü kutsal olay, Hz. Peygamber (salla’llâhü aleyhi ve sellem)'in elini ona, hacc ettiği sene uzatmış olduğunun hikayesidir. Bu hikaye, ilmi derin, gerdanlık incisi, mutluluk, efendilik ve menkıbeler halkası ulu seyyide aittir. Onun menkıbelerinin benzerine raslanmaz, diğerleri ile denkleştirilemez. Bunlar araplar ve arap olmayanlar arasında anlatıldığında, aynısı bulunamaz. Bu bakımdan şöyle denir: O, Hz. Peygamber'in elini-öpme .şerefinin kendisinde bulunduğu Kim­sedir. O cömert şahıs Seyyid Sarâcu'd-din er-Rıfâ'i el-Bağdâdi, (Allah sırrını mübarek kılsın) kitabı Sıhâhu'l-Ahbâr'da bu hikayeyi anlatırken şöyle demektedir:

Gavs er-Rıfâ'i annesini överdi

El öptükten sonra ne olabilirdik!?

Bu, zatının açık irsi şerefiydi. [Gerçek (şerefli) bir mirasın ötesinde] Böylece o anıldıkça, Muhammed anılıyor bilindi.

(Onun adını anınca Muhammed'in de adını anarlardı.)

Bu hikaye anılarak şöhret buldu. Öyleki, Müslümanlar arasında tevâtür derecesine ulaştı. Halk bu hikayeyi anarak dolaştı. Haberi bölgelere yayıldı. İnsanlar seleften halefe onu anlattı. İnsanlar, onun kerametlerini inkar edenlerin başlarına geleceklerden korkarlar ve Allah'a sığınırlardı. Nitekim bunu, durumu, İmam Allâme Şeyh Ahmed b. Muhammed el-Vitri, Menâkıbu's Sâlihin’ve's-Sufûri fi Nuzheti'l-Mecâlis adlı kibatında; yine Hafız İmâm Takyu'd-din el- Vâsıtı, Tıryâki'l-Muhibbin fi-Tabakâti Hırkati Meşâyihü'l-Arifin adlı eserinde; aynı şekilde, el-Fârûsi, en-Nefhatu'l-Muskiyye'de; ve diğerleri bildirmişlerdir. Bu şahıslardan her biri, yukarıdan belirtilen hikâyeyi, sıfaladığımz bu kitaplarında anlatmışlardır. Hikayenin bu s-58 anlatımını, İmâm Abdu'l-Kerim er-Rafii el-Kazvini. Muhtasara Se- vadu'l-Ayneyn adlı eserinde uzunca anlatmaktadır. Yine bu. hikâyeyi, büyük, imam Seyyid Ahmed es-Sayyâd, el-yazâ'ifi'I-Ahmediyye'de; Şeyh Hafız Muhammed b. Kasım el-Vâsıti, el-Behçetu'I-Kubrâ'da;

62

Arifi Billah Ali Ebu'l-Hasan b Şeyh Mikdam Cemâlu'd-din el-Hatib el-Hadâdi Hatib Üveyne el-Vâsıti eş-Şâfi'i, Rabi'u'l-'Âşikin adlı kitabında; İmam, Hâfız Kasım b. Ebû Bekr b. el-Hâcc el-Vâsiti eş- Şâfi'i, Ummu'l-Berahin adlı kitabmda; İmâm Hâfız Celâduddin es- Suyuti, et-Tenvir adlı kitabı ile eş-Şerafu'l-Muhtem adlı kitabında; Büyük Şeyh el-Munâvi, Tabakâ'I-Kavâkibi'd-Durriyye adlı kitabında; Âllâme Seyyid Ebû-Kâsım el-Benzerci, İcâbetu'd Dâ'i'de; İmâm eş-Şe'râni, Menâkibu's- Salihin'de; büyük Şeyh arif bi'l-lâh Şeyh Alu Ebû'l Haşan,el-Vâsıti, Hizanetu'l-İksir'de; Büyük Allame, İbnu 'İmâd el-Mevsili, Ravedetu'l-A'yân adlı tarih kitabında; Allâme, Âbid, Salih, Arif, Şeyh Abdu'l-mun'im el-'Âli, -Şam'ın Dimâşkmda misafirdir. -Kâmûsu'l- 'Aşikin adlı kibatmda; Cemat Şeyhi büyük İmâm Arif bi'l-lâh seyyid Sirâcud-din er-Rıfâ'i el-Mahzumi, -Allah onun ruhunu kudsasın, -Sıhâhu'l-Ahbar'ında; Allâme Şeyh Mu- hamnled b. Cesûs el-Maribi, Levâmi'u Envâri'I-Kevâkibi’d- Durriyye'de yüce, büyük şeyh Şerafu'd-din b. Abdu's-Seriii' el- Hâşimi el-Abbasi, Mukkadimetu'l -Burhâni'l-Mu'eyyed'de; Şeyh Yusuf b. İsmâ'il en-Nebhâni, Câmi'u Kerâmeti'I-EvIiyâda; ve çok sayıda kimseler, bu hikayeyi nakletrriişlerdir. Bu ileri gelen imamların s-59 kitaplarında naklettiklerinin özeti şöyledir: Bu cömert, kerim, yiğit

Seyyid'e day’ısı Şeyh Mansûr'dan sonra, bu ulu cemaatin başkanlığı ta­mamen geçti. Arifler onun eteğine yapıştılar. Müslümanlar onda fay­dalar buldular. Yüce şeriatı'n emri yenilendi. Hoşgörü tarikatının esas­ları yüceldi. Yolcular onun olağanüstü hallerini anlatarak yolculuk ettiler. Halk, onun olağanüstülüklerini ve burhanlarının yüceliğini anlatıp yaydı. Onun durumunun işareti olarak onu "gavs" mer­tebesinde kabul ettiler. Allah, kullarına ulaşılma bir ayrıcalık, vaz geçilmez bir yücelik, yüce bir son, ululaşmış bir şeref, yüce bir de­recede korunmuş. Gaybm sırlan ve bu durumu açığa vurmak için top­lanan halka gizlenmesinden sonra ortaya çıkan bir mevki vermek is­tediğinde bu etrafta yayıldığı, kulakları doldurduğu ve kesin tevatürle tesbit edildiği gibi olur ki bu kesin tevatür , bir itiraz kabul etmez. On,un hakkında, yalnızca kalbinde hastalık, sapıklık (sapma), ya da bidatçılık olan kimse şüphe eder. Çünkü bu şerefli kısmın sıhhati, evliya, hüffaz, ayân, imamlar ümmetin özü olan selef-i sâlifinin büyükleri nazarında da tevatür derecesindedir.'

Bu konuda şair şöyle demektedir:

Ey peygamberlerin getirdiğisin

Bunlar ki, râvisi evliya olan sözler.

Senedleri yüce makamlı seyyidlerin

Onları konuşurlar muttaki imamlar

Neşriyle su içer kana kana,

Onunla susuz gönüller kana kana doyar.

Onun nuruyla sahra aydınlanır.

Tâhâ sağ elini er-Rıfâ'i'ye uzatır.

Onunla bütün hakikatler ona görünür.

O kutsal temiz kokusunu peygamberle duymak ister.

Bu söz işte evliyadan bir rivayettir.

El-Vâsiti şöyle dedi: "Bize, doğru, güvenilir Şeyh Abdurrahman b. Bedrân b. Ya'kûb b. Kiraz şöyle dedi: Bana babam anlattı; ona da, Seyyid Büyük Ahmet er-Rıfâ'i'nin -Allah ondan hoşnut olsun- hiz­metinde olan babası marifeti Allah'a vâsıl olan Şeyh Yakub b. Keraz s.60 rivâyet etmiş; şöyle demişti. Efendim Seyyid Ahmed'e, (Allah ondan hoşnut olsun) otuz sene hizmet ettim. Allah'a yemin ederem ki, ondan daha olgun, ondan daha mütevazi kırık kalpli, Allah'ın dininde ondan daha ölçülü, ondah daha zühd sahibi, ondan daha cömert, ondan daha fazla alçak gönüllü, ondan daha büyük tahammüllü bir şeyhi gözümgörmedi ve kulağım işitmedi. Hz. Peygamber (salla’llâhü aleyhi ve sellem)in elini ona uzattığında görülen şey, onun ne kadar çok tevazu, kırıklık haliyle, Allah'a yemin ederim ki o, hayasının edebinin şiddetinden neredeyse öldüğünü zannettim".

' Şeyh Allâme Mahmûd Şükri el-Âlûsî. el-Esrâ-rü'l-İlâhiyyc, s. 30-35


قال سيدي احمد الرفاعي قدس الله سره العزيز



في حالة البعد روحي كنت أرسلها ** تقبل الارض عني و هي نائبتي
و هذه دولة الاشباح قد حضرت ** فأمدد يمينك كي تحظى بها شفتي

Uzaktayken (sana) ruhumu göndermiştim

Hep Beni temsil ederek toprağı öpsün (diye)

Düşlediğim devlet şimdi hazır olarak önümdedir.

Sağ elini uzat ki dudaklarım onunla nasibini alsın.


*************
تخميس عبد الغني النابلسي رحمه الله تعالى:

مقالة ابـن الرفاعـي كـان حاصلهـا
لحجـرة المصطفـى شوقـا يــخاللها
قــد جــاء هـائـم نـاداهــا يسائـلـهـا
في حالة البعد روحي كنت أرسلهـا
تقبّـل الأرض عـنـي وهــي نائبـتـي
لواعج الشوق في أحشائه استعرت
والقلب يرعد والأجفـان قـد مطـرت
يا طالما عين قلبي وجهك انتظـرت
وهـذه دولـة الأشبـاح قـد حـضـرت
فامدد يمينك كي تحظى بهـا شفتـي

ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

تخميس أبو الهدى الصيادي:


في حالة البعد روحي كنت أرسلها
لحضرة عظمت فيها مراقبتي

حتى إذا وصلت أعتاب عزتها
تقبل الأرض عني فهي نائبتي

وهذه نوبة الأشباح قد حضرت
حضور عاشقة في محو غائبة

قد ذبت حالاً في لقياك من شغف
فامدد يمينك كي تحظى بها شفتي
ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

تخميس بهاء الدين الرواس:

في حالَةِ البُعْدِ روحي كنتُ أُرْسِلُها
لطورِ سِينائِهِمْ في سبرِ سينِهِمِ

تقبِّلُ الأَرضَ عنِّي وهي نائِبَتي
يا طِيبَ مُنْتَشَقٍ منها ومُلْتَثَمِ

وهذه دولةُ الأَشْباحِ قد حضرَتْ
لسُدَّةِ المَدَدِ الفَيَّاضِ بالكَرَمِ

فامْدُدْ يَمينَكَ كي تَحْظى بها شَفَتي
يا روحُ رُوحي وروحَ النَّاسِ كلِّهِمِ


ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ

تخميس عمر الرافعي :

في حالَة البعدِ روحي كنت أرسلها
إلَيك يا روح روحي كُلَّ آوِنَةِ

تبثّ علياك شوقي لِلّقاء كما
تقبل الأَرضَ عنّي وهي تائيتي

وَهذِهِ دولَة الأَشباح قَد حَضَرَت
سُلطان أَرواحِها من كلّ ناحِيَةِ

أَوَدّ لَو شَهدت منكَ العِنايَة بي
فَاِمدُد يَمينكَ كَي تَحظى بِها شفَتي
ـــــــــــــــــــــــــــ

تخميس نجم الدين أبي عبد الله العشاري:

يا مَن لَهُ حَضرة في القُدس مَنزلها
عرفتها عَن يَقين كَيفَ أَجهلها

أَني إِذا رُمت مِن شَوقي أَقتلها
في حالة البُعد روحي كُنت أَرسلها

تقبل الأَرض عَني وَهِيَ نائِبَتي

لِلّه روح عَلى ظَهر الغيوب سرت
وَعَنكَ في عالم الأَرواح ما فترت

فَإِن تَكُن حبست بالجسم وَاستترت
فَهَذِهِ نَوبة الأَشباح قَد حَضَرَت

فَامدد يَمينك كَي تَحظى بِها شَفَتي
ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

تخميس الشاعر د. حسن هويدي أسعده

مَـنَّ الإلـه علـى نفـس يُبلبلهـا
داعي الغـرام فأعيانـي تململهـا
هذا الدواء إذا مـا رُحْـتَ تسألهـا
في حالة البعد روحي كنت أرسلهـا
تقبّل الأرضَ عنّي وهـي نائبتـي)

داويتُ روحي بزاد الوصل مذ نُشرتْ
تلقى الحبيبَ وبالأنوار قـد غُمـرتْ
أرْوَيْتُ قلبي بألطاف إليـه سـرتْ
(وهذه دولة الأشباح قـد حضـرتْ
فامدُد يمينك كي تحظى بها شفتـي)



ـــــــــــــــــــــــــــــــ

مـن تـشــطـيـر حـســن حـســنـي الـطـويـرانـي رحـمـة الله عـلـيـه

( في حالة البُعد روحي كُنت أَرسلـها )
مع النسيم وقد كانَت على ثقة
وطالما وفدت والشَوق يقدمها
( تقبل الأَرض عني وهي نائبتي)
( وهذه دَولة الأَشباح قد حضرت )
إِلى رحابك تشكو جل نائيتي
وقد أَتى بي حسن الظَن يا أَملي
( فامدد يمينك كي تحظى بها شفتي )
ـــــــــــــــــــــــــــــــ

مـن تـخـمـيـس / أمـــيــن الــجــنــدي رحـمـة الله عـلـيـه

أَمنيَّة كانَ يَرجوها وَيَسأَلها
قلبي وَلي أَدمُع قد فاضَ مُرسِلِها
يا مَن بكَ الأَنبيا يَسمو توسُلـها
( في حالةِ البُعد روحي كنتُ أرسلُها )
( تقبل الأَرض عني وهي نائِبتي )

يا طالَما لَما مِنكَ بالإِسعاد قد ظَهَرَت
وَفي غرامك ما بَينَ الوَرى اِشتهَرَت
فتِلكَ روح بمَجلى الغيب قد ظَهَرَت
( وهذه دولة الأَشباح قد حَضَرَت)
( فامدُد يَمينك كَي تحظى بها شفتي )
ـــــــــــــــــــــــــــــــ

تخميس الأستاذ : عبد الكريم بقاش

تراك في يقظتي النفس أو عند غفوتها

فما غبت مولاي عن روح أنت مؤنسها
و لا جفتك عيوني و إن شطت مسافتها
فـي حالـة البعـد روحـي كـنـت أرسلـهـا
تقـبـل الأرض عـنــي و هـــي نائـبـتـي

إن روحـي بروحـك يـا منيـتـي اتـحـدت
بـلا رســم و لا جـسـم بينـنـا امتـزجـت
في العالـم العلـوي روحـي بـك اجتمعـت
و هــذه دولــه الأشـبـاح قــد حـضــرت
فامـدد يمينـك كـي تحـظـى بـهـا شفـتـي

ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

لله اعتاب محبوب اقبلها
ونفحة الوصل قد هبت شمائلها
لطالما كنت في سري آؤملها
في حالة البعد روحي كنت ارسلها
تقبل الارض عني وهى نائبتي

ولي عيون على ذكراه كم سهرت
لكنها اليوم من لقياه قد سكرت
ماتت من العشق ارواح وماقبرت
فامدد يمينك كى تحظى بها شفتي

ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

في حالة البعد روحي كنت أرسلها
تجود طوفا بما جادت به صفتـي
تمرّ في الحضرة العطراء تحملها
يد العناية طهـرا غيـر منبهـت
ويسكن الروع محمولا لحضرتـه
ويشرب الكأس فيضا فيه ترقيتي
أكاد أعرفـه مـن نـور طلعتـه
يكاد يعرفنا بالشوق فـي حلتـي
وهذه السدرة العصمـاء تغمرنـا
فامدد يمينك كي تحظي بها شفتي

ـــــــــــــــــــــــــــــ

(في حالةِ البُعدِ روحي كنتُ أرسِلُها)
والشوقُ يحمِلُها حمـلاً إلـى جِهـةِ
لحضرة المُصطفى الهادي تحيتَنـا

(تقبِّلُ الأرضَ عني وهي نائبتـي)
(وهذه دولة الأشباحِ قد حضـرت)
والقلبُ ينطقُ وجداً والهوى لُغتـي
لصاحب المنبرِ المرفـوعِ أكرمُنـا
(فامدُدْ يمينك كي تحظى بها شفتي)
يا سعدَ نفسٍ غدت منكُـم بمقرُبـةِ

ـــــــــــــــــــــــــــــــــ



هذي المنى طيبة قـد طـاب منزلهـا
بالمصطفى المجتبى جلـت فضائلهـا
يا فرحتي ضمنـي بالسعـد معقلهـا
(في حالة البعد روحي كنت أرسلهـا
تقبل الأرض عنـي وهـي نائبتـي)
عيني من الشوق طول الليل قد سهرت
إليـك يـا سيـداً أوصافـه بهـرتْ
كلَّ العوالـم والدنيـا بـك افتخـرت
(وهذه نوبة الأشبـاح قـد حضـرتْ
فامدد يمينك كي تحظى بهـا تفتـي)

ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

(في حالة البعد روحي كنت أرسلها)
إلــى المديـنـة مـثـوى سـيـد الأمــم
(تقبـل الأرض عنـي وهـي نائبتـي)
في بث شـوق محـب للوصـال ظمـي
(وهذه دولـة الأشبـاح قـد حضـرت)
إلـى رحـاب رســول الله ذي الـكـرم
(فامدد يمينك كي تحظى بها شفتـي)
يا أفضل الخلق من عرب ومن عجم
هـذا مقـام أولــي التحقـيـق سادتـنـا
ما أبعد الفـرق بيـن السفـح والقمـم

ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

في حالـة البعـد روحـي كنـت أرسلهـا
إلــى الأحـبــة والأشـــواق مركـبـتـي
تطوي المسافات عن شوق وعن مقة

تقـبـل الأرض عـنـي وهــي نائـبـتـي
وهـذه دولــة الأشـبـاح قــد حـضـرت
عنـد المفضـل فــي ذاتٍ وفــي صـفـةِ
تجـاه وجهـك هـا قـد قـمـت فــي أدبٍ
فامـدد يمينـك كـي تحظـى بهـا شفتـي
نظمتها بلسان القوم ليس لنا
إلا حكاية ما يروى عن الثقة

ــــــــــــــــــــــــــــــــ

روح (الرفاعي) براق الشوق يحملها
إلـى الحبيـب بلمـح الـبـرق يوصلـهـا
ألــم يـقـل ضـمـن أبـيــات يفصـلـهـا
في حالـة البعـد روحـي كنـت أرسلهـا
تقـبـل الأرض عـنـي وهــي نائـبـتـي
وحينـمـا زار مَــنْ خـيـراتـه كـثــرت
له يـد المصطفـى فـي مجمـع ظهـرت
لمـا شـدا قائـلاً فــي حـضـرة بـهـرت
وهـذه دولــة الأشـبـاح قــد حـضـرت
فامدد يمينـك كـي تحظـى بهـا شفتـي


بسم الله الرحمن الرحيم

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

**اللهُمَ صَلي صَلاةً كامِلةً وسَلِم سَلاماً تاماً على سَيْدنا مُحَمَد الذي تَنْحلُ بِهِ العُقَد وتَنفَرج به الكُرَب وتُقْضى به الحَوائِج وتُنال بِهِ الرَغائِب وحُسْن الخواتيم ويُسْتَسقى الغَمامُ بِوَجهِهِ الكَريم وعَلى آلِهِ وصَحْبِهِ وسَلِم في كُلِ لَمْحَةٍ وَنَفَسْ بِعَدَد كُلِ مَعْلومٍ لكْ**الصلاة النارية القرطبية التفريجية

مُحَمَدٌ اَشْرَفُ الأعْرابِ والعَجَمِ********مُحَمَدٌ خَيْرُ مَنْ يَمْشي عَلى قَدَمِ


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar