CÜNEYD-İ BAĞDÂDÎ Kaddesellâhü Sırrahu’l Azîzin Her Zaman Yaptığı DUÂSI
Ca’fer ibn Muhammed al-Huldi’nin rivâyetine göre Cüneyd, duâları arasında şu duâyı
her zaman okurdu ki meali aşağıdadır:
"Allah’a dâima, kesintisiz, tükenmesiz
hamdolsun. Rabbim, senin vech-i kerîmine, izz-ü celâline,
büyük Rablığına azâmetine yaraşır şekilde sana hamd etmeye çaşırım. Her
lisândan rızâna uygun tesbîh, takdis, temcîd, tehlil, tahmîd ve ta’zim ancak
Sana mahsustur.”
“Allah’ım, mahlûkatın arasından ayıklanmış, seçilmiş
mübârek kulun, Efendimiz ve Mevlâmız Muhammed (sallallâhü aleyhi ve
sellem)’e, onun Ehl-i beyt ine, Ashâb ve Etbâ’ına,
Ansâr’ına ve Peygamber kardeşlerine salât ve selâm
etmeni; gökler ve yerler halkından senin taâtinde olanlara da salât etmeni
dilerim.
Cibrîl’e, Mîkâîl’e, İsrafil’e, Azraîl’e, Rıdvan’a ve Mâlik’e, Kerubiyyun, Rûhaniyyun, Mukarrabun,
Seyyahun, Hafaza, Sefere ve Hamele meleklerine; diğer
meleklerine, gökler ve yerler ehline, bütün kıt’alarında sence malûm olan bütün
mahlûkatına; Senin râzı olduğun, sevdiğin ve onların da lâyık olduğu bir salât
ile salât etmeni dilerim.
Yâ Rabbî, sehan,
şerefin, keremin, fazlın, birr-ü ihsânın, iyiliğin, sana mahsus olan Arş’a
sâhip Rablığın yüzü hürmetine! Yâ Cevad, yâ Kerîm, bildiğin
bütün günâhlarımızı ve bizden sâdır olan her şeyimizi afveylemeni; yaptığımız
zulüm ve haksızlıkları bizim yerimize sen ödeyivermeni; kereminle
eğriliklerimizi düzeltmeni, bizden olan kötülükleri iyiliğe tebdil eylemeni
diliyorum.
Ey dilediğini yok ve var
eden, kitabın anası (aslı) yanında olan Zat-î Kibriya! Sen
kendin gibisin, senin gibi bir şeyde yoktur. Geri kalan ömürlerimizde bizi tam
ve kâmil olarak kötülüklerden korumanı, her kötü gördüğünü bize kötü göstermeni
ve her sevdiğini bize de sevdirmeni, bizi sevdiğin şekilde kullanmanı ve bu
hâlimizi bizi vefat ettireceğin zamana kadar devam ettirmeni niyaz ediyorum.
Bu hususta irâdelerimizi kuvvetlendirmeni, niyyetlerimizi takviye etmeni,
sırlarımızı bu iş için düzeltmeni, uzuvlarımızı bu işlere sevk eylemeni; zât’ının
bizim başarımızın sâhibi ve idarecisi olmanı talep ediyoruz.”
"Allah’ım, bize heybetini, seni büyültmeyi, sana
ta’zim etmeyi, seni gözetmeyi, senden utanmayı, râzı olacağın her temiz söze
koşmamızı bize nasîb eylemeni istiyoruz.
Yâ Rabbî, seçtiğin
kullarına, velîlerine, taâtin ehline lütfettiğin zikr-i dâimi; sırf senin rızân
için yapılan hâlis, devamlı, temiz ve sence sevimli ameli lûtf eyleyip ve
ömrümüzün sonuna kadar bunu yapmak için bize yardım eylemeni diliyoruz.
“Allah'ım, ölüm bize geldiğinde bizi onda da hoş
tutmanı; onu bize bağışlamanı, ikram, yaklaşma, sevinç ve gıpta zamanı
eylemeni; pişmanlık, üzüntü zamanı olmaktan korumanı; bizi sevinç, ferah ve göz
içinin gülmesi gibi bir neş’e içinde kabirlerimize götürmeni ve kabrimizi de
Cennetin bahçelerinden bir bahçe; keremin, şefkat ve rahmetin buk’alarından bir
buk’a (ülke) eylemeni talep ediyoruz.
Orada bize (suallere
karşı) hüccetler vermeni; bizi korkulardan emîn eylemeni; bizi tekrar dirileceğimiz
güne kadar eminlerden, huzûr içinde olanlardan eylemeni istiyoruz.
Ey insanları olacağından
aslâ şüphe olmayan bir günde toplayacak olan Zât-î Kibriya!
Bizim o günden asla
şüphemiz yoktur. O günün korkularından bizi emîn eylemeni; o günün
şiddetlerinden bizi kurtarmanı, o günün büyük sıkıntısını bizden kaldırmanı; o
günün susuzluğundan bizi sulamanı; bizi, Muhammed Mustafa sallallâhü
aleyhi ve sellem’in zümresi arasında haşreylemeni istiyoruz ki; Sen Onu
seçtin, ayırdın ve Onu bütün safîlerinin üstünde olan velîlerine şefâatçi
eyledin ve onun zümresini korkulardan emîn eyledin.
Ey ilticâmız,
barınmamız, yönelmemiz kendisine olan ve hesâbımızı gören Zât-ı
Kibriya!
Senden niyâz ediyoruz ki
ayıplama, azarlama, münâkaşa ve bekleme olmayan bir hesaba; bizi kolay bir
hesâba çekmeni istiyoru.
Bize lûtfunla,
kereminle muâmele etmeni; bizi kendilerine gıpta edilen o (Sırat’ı) çabuk
geçenlerle beraber geçirmeni; Tartı gününde terâzîlerimizi ağır getirmeni; Cehennemin
ne Hasîs ne de Zefîr sesini bize işittirmemeni; bizi Cehennemden ve Cehenneme
yaklaştıracak her türlü amelden uzak tutmanı talep ediyoruz.
Onlarla arkadaş olmak ne
güzel şeydir yâ Rab!
Cûd-ü kereminle bizi
ikrâm evin olan Cennette in’am etmiş olduğun peygamberler, sıddîklar, şehîdler
ve sâlihlerle beraber eylemeni, bizi dâr-ı kuds’ün ve dâr-ı hubur’unda
babalarımız, annelerimiz, yakınlarımız ve çoluk çocuğumuzla beraber eylemeni;
onları da bizden ayırmamanı ve en güzel bir hâlde onlarla beraber elmayı
nasîbeylemeni; bizimle dünyâda ülfet eden kadın ve erkek kardeşlerimizi de bize
katmanı; onları umduklarının üstünde makamlara ulaştırmanı; onlara arzu
ettiklerinin fevkinde ni’metler ihsân eylemeni; onlarla bizi dâr-ı akdesinde ve
dâr-ı huburunda en güzel bir hâlde birleştirmeni; bütün mü’min erkek
ve kadınları şefkat ve rahmetinle kaplamanı istiyoruz.
O mü’minler ki dünyâda
Seni tevhîd (birlemek) üzere ayrıldılar. Bize ve onlara velî, kâfî (koruyucu)
ve kâfî olmanı diliyoruz.
Kalblerinin kurumasına,
amellerinin durmasına, kendilerine gelen belâya ve ölülerine acımanı,
Kötülüklerini affeyle, tevbelerini kabûl eylemeni, onlar arasında müsriflerin
günâhlarını bağışlamanı, mazlûmlarma yardım eylemeni, hastalarına şifâ ihsân
eylemeni, bize ve onlara râzı olduğun Nasûh Tevbesiyle tevbe etmek
nasîbeylemeni istiyoruz. Çünkü sen cömertsin, yücesin, kadirsin.
"Allah’ım, mücâhidlere velî, koruyucu, kâfi ve
yardımcı olur musun!
“Allah’ım düşmanlarımıza
karşı şânına yakışır şekilde yardım eylersin; düşmanlarının başına kötü daireyi
çevirirsin —Allah onların kanlarını akıtırsın— harâm olan mallarını
mübâh kılarsın ve onları mü’min kardeşlerimize ganimet eylersin.
Çoban (idareci) olan kadın ve erkeği, ve müslümanların başına getirdiğin
herkesi dâima ıslâh eylersin. Allah’ım, onları hem kendi nefislerinde
düzeltmeni, hem de onları başına getirdiğin işlerde düzeltmeni; Onlara halka
karşı şefkat, merhamet vermeni; dâima bizim onları, onların da bizi
sevmelerini nasîbeylemeni istiyoruz.
“Allah’ım, sözümüzü birleştirmeni; aramızdan ihtilâfı
kaldırmanı; kanlarımızı korumanı; bizden fitneyi izâle eylemeni; bizi kereminle
bize söylediğin ve söylemeyip sadece senin bildiğin bütün belâlardan korumanı
ve İslâm ehli arasında bize, karşı karşıya iki kılıç ve onlar arasında ihtilâf
göstermemeni, onları taâtinde ve sana yaklaştıran amellerde birleştirmeni
istiyoruz. Zîrâ sen buna lâyıksın ve kadirsin.
“Allah’ım, bizi aziz
etmeni, zelil etmemeni; bizi yükseltmeni, alçaltmamanı; bizim lehimizde
olmanı, aleyhimizde olmamanı; bizi Senin taâtine götüren Senin rızâna uygun
bütün dünyâ işlerinde ve en çok sevdiğimiz âhiret işlerinde birleştirmeni
diliyoruz. Çünkü biz oraya gideceğiz. Ve çünkü bütün işler ancak Seninle tamam
olur ve ancak senin tevfikinle bize fayda verir.
"Allah’ım, bize senden korkmayı ve Seni tebcil, Sana
ta’zim etmeyi nasîbeylemeni; Seçtiğin kullarına ihsân ettiğin ilmin hakikatini
bize de lütfeylemeni; Onlara bahşettiğin âyat ve kerâmetleri bize de bahsetmeni
dilerim.
Ey her şeyin hükümranlığı
kendine âit ve her şeye kadir olan Zât-ı Kibriya!
Bize bu ihsânını dâim
eylemeni çok istiyoruz.
“Allah’ım, bütün
hâllerde her zaman vücutlarımıza, bütün kardeşlerimize, çoluk çocuğumuza,
yakınlarımıza tam sıhhat ve âfiyet ihsân eylemeni; bu âfiyeti bütün mü’min
erkek ve kadınlara teşmil eylemeni; sence en makbûl, en sevimli, sana
yaklaşanlara en çok yardımı olan gerek kavli gerek fi’lî hükümlerini bizde
yapmanı istiyoruz.
Ey sesleri işiten, ey
gizlilikleri bilen, ey göklerin ve yerlerin hükümdarı, kulun Muhammed’e ve Muhammed’in âline salat eylemeni;
evvel, âhir, zâhir ve bâtın (olarak salât eylemeni). Niyâzımızı işitmeni,
(duâmızı) kabûl eylemeni ve Sana yaraşır olanı bize yapmanı, ey Kerîmlerin
Kerîmi ve Ey merhametlilerin merhametlisi! Zâtından istiyoruz.”
[Ebû Nuaym, Hilye, c. 10, s. 284-287.] sh:66-68
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar