Deccal ve Şeytanın Savaşı I
Kehanet (1995) TheProphecy I
98 dk
Yönetmen:GregoryWiden
Ülke:ABD
Tür:Aksiyon, Suç, Dram
Vizyon Tarihi:01 Mart 1995 (Belçika)
Dil:İngilizce
Müzik:David C. Williams
Nam-ı Diğer:
God'sArmy | God'sSecretArmy | Seraphim
Oyuncular ChristopherWalken, EliasKoteas, Virginia Madsen
Devam Filmleri
1995 - Kehanet
(27,773)6.5
1998 - Tanrı'nın Ordusu 2
(6,774)5.8
2000 - Tanrı'nın Ordusu 3
(4,777)5.6
2005 - TheProphecy:
Uprising (2,100)5.2
2005 - TheProphecy:
Forsaken (1,494)4.6
Özet
Cennetteki savaşı Lucifer'in kaybettiğini ve dünyaya atıldığını
biliyorduk fakat savaşın bittiğini kim söyledi ki? Savaşı sonsuza dek
bitirebilecek olan tek şey bir insanın ruhudur. Savaşın boyutunu değiştiren
Gabriel; o ruhu elde edebilmek için önüne geleni (melek veya insan)
öldürmektedir ve kıskançlık günahının esiri olmuştur.
Ruh ise küçük bir kız çocuğunun bedenine hapsolmuştur ve küçük kızı
korumak da, dengesini yitirmiş ve rahiplikten dönme bir polis memuru ile bir
ilkokul öğretmenine kalmıştır.
Alt yazı
İlk savaşı hatırlıyorum.
Gökyüzünün yanışını.
Meleklerin yüzleri yok
edildi.
Cennetin lejyonlarının üçte
birinin sürgün edilişini ve cehennemin
yaratılışını gördüm.
Kardeşlerimle durup,
Lucifer'in düşüşünü seyrettik.
Ama şimdi kardeşlerim kardeş
değil.
Ve şimdi, henüz Lucifer’in
olmayan karanlık ruhu çalarak amacımıza
hizmet etmek için ölümlü olduğumuz bu
yere geldik.
Her zaman itaat ettim.
Ama hiçbir zaman
savaşın yeniden başlayacağını
düşünmemiştim.
Yardıma gel, Yaratıcı,
Kutsal Baba, her şeye kadir, ölümsüz Tanrım.
Sen tüm varlıkların ve
istikrarın onuru ve saygınlığının kaynağısın.
Büyük bilgeliğinle ve
emirlerine itaatle çocuklarının
büyümesini izlersin.
Sen insanlarını yönetmek
için uluları seçerken, onlarla olsunlar ve onlara yardım etsinler diye başka kişileri de yanlarına verdin.
Ve böylece, kutsal
ayinlerle, levi tapınakları ve rahipler sınıfı ortaya çıktı.
Çölde Musa’ya insanlarına
hükmetmekte yardımcı olan 70 bilgeye,
ruhunu pay ettin.
Onlar da babalarının gücünü
Harun’un oğullarına pay etti, böylece artan sayıda kurban ve iman ayini
için yeterli sayıda yüce rahibi oldu.
Aynı sevecenlikle oğlunun
havarilerine yandaşlar verdin imanı
öğrenmeye yardım için, dünyaya İncili vaaz ettiler.
Papazlıkla takdir edilen Joseph,öne çık.
Tanrım, ben senin gözünde değersizimama kelimeyi söylet, iyileşeyim.
Her şeye kadir babamız, bu kulunu papazlıklaödüllendir.
Ruhunu kutsiyetle yenilepiskoposluğun hizmetkârı olsun.
Biz bunu Hz. İsa için rica ediyoruz.
Ezeli ve ebedi tek Tanrı.
Amin.
Papazlıkla takdir edilen Thomas,öne çık.
Bazı insanlar inançlarını kaybeder,çünkü cennet onlara görünmez.
Peki ne kadar insan, cennet onlara çokgöründüğü için, ruhunu
kaybeder?
Yıllar geçse de, kilise okullarındaöğrendiğim ayetler içinde,Aziz
Paul’un bir sözünü hiç unutamam.
Belki de İncil deki en garip bölümdür,şöyle yazılmıştır:"Şimdi
bile cennettevahşet silahları taşıyan melekler vardır.”
Hey, senin buradaolmaman gerek.
Pardon.
Sakın kımıldama.
Silaha ihtiyacın yok,Thomas.
Sende kimsin?
Eskiden her şey daha basitti,değil mi?
Yavaşça aşağı in.
- Herkes kendisini cenneti bilir sanır.
- Arkanı dön.
Arkanı dön!
- Cennet artık cennet değil.
- Sakin ol bakalım.
- Thomas- Thomas!
- Sakin ol.
Sakin ol.
- Dinleyecek misin?
O gün kilisede idim.
Ne gördüğünü biliyorum.
Neden inancını oradabıraktığını biliyorum.
Ne istiyorsun?
Benim için bunun neye benzediğinibilemezsin.”
Dini yazıtlarda melekler" "Yazan Thomas Dagget"Bunların
hiçbirinehâlâ inanıyor musun?
- Bana bir polis olarak mı soruyorsun?
- Bir rahip olarak.
Ama ben rahip değilim.
Aziz Christopher.”
Güvenle yolunuzda yürüyün."
Tanrının planının parçası olduğunainanıyor musun,Thomas?
Bu karışık bir soru.
Hayır değil.
Buldun, değil mi?
Onu bizden saklayamazsın,Simon!
Tamam.
Neden onu çağırmıyorsun?
Vay, Şuna bak.
TommyDaggetsabah ışığı gibi geldi.
Ben burada ne yapıyorum, Burrows?
Geceleriçalışırım.
Burası departmanım bile
değil.
Konu oraya da gelecek.
- Bu ahbap 4. kattan balıklama dalmış.
- İntihar mı?
Yalnız bu defa camı bile açmayazahmet etmemiş.
81, temiz.
Ünite 14, temiz.
Kafayı falan mı yemiş?
Buraya geldiğimizde pek tebeşirlikdeğildi doğrusu.
Eğer seviyorsan,nefesini koklamaya hoş geldin.
Bir-iki şeyi de kayıp bu arada.
- Ne mesela?
- Gözleri.
Belki radyatör ızgarasına sıkışmışlardır.
Oda kimin adına kayıtlı?
- John Smith.
- İçeride tuhaf bir şey buldun mu?
Senin gibi pek tecrübelibir dedektifinbir sürü işaretler
çıkarabileceğibir ortam.
Ve tabii ki, hiç kimse ne bir şey görmüşne de duymuş.
- Ortalık temizlendi mi?
- Evet.
Hiçbir şey yok.
Biraz garip, birileri etraftabununla mı geziyor?
Teğmen Deason seni çağırmamı dabu yüzden istedi.
Bunun neden burada olduğuna dairen ufak bir fikir?
Yok.”
İznik’te olanlaryani 4.yüzyılın piskoposlarıtüm yaratılanlar içinde
ilk kez,cennette onun yanında olsun diyekurban edilen tanrının oğlunutanrıyla
bir yaptılar.”
Şaşırttın beni.
Senin okuduğunu ve yazdığını bilmiyordum.
2,5 metre eder.
- ChimneyRock'ta neresi?
- Tamam, hadi gidelim.
Arizona.
Orası 2 yıl ve 3 ay sonra olacağım yer.
Her şeyi bırakıp gidecek misin?
Kalbimi kırıyorsun.
Temizlikçinin bahşişini unutma.
# Amin ## Amin ### Amin ###
Hey, burada bir başına oturmanıngüzel yanı ne?
Burada birisi daha var.
Nerede?
Kekin tamamını bitirdiniz mi?
Hayır.
Ama küçük, küçücük bir parçakalmış ta olabilir.
Ama onun içinde benimle yarışmalısın.
- O nedir?
- Nerede?
Seni yılan!
Tommy.
Senin için biraz erken değil
mi?
Joseph.
- Bugünlerde sıkı çalışıyorsun ha?
- Evet.
Tyson, yavaşla biraz.
- Herkes ölü.
- Daha mı çok geliyor?
Hayır.
Peki, nereden başlayalım?
Sanırım ölüm nedenini atlayabiliriz.
Neden gözler ile başlamıyoruz?
Adamının yokta.
Nasıl?
Radyatör ızgarasındakalmamış
mıydı?
Hayır, demek istediğim,hiçbir zaman olmamış.
Optik uyarıcılar, kas demetleriyok.
Kan testlerini de yaptırdık biliyorsun,- Her zaman ki gibi kokain,
eroin,şeker'e bakıyorduk.
- Ne buldunuz peki?
Yüksek oranda sodyum,gelişmiş alyuvarlar,gezinen kolesterol
plakları yok,biraz amonyak.
- Bunda anormal olan ne?
- Oh, aslında hiçbir şey.
Aslında,çok da yaygın bir durumdur,ama gelişmemiş ceninlerde.
- Cenin?
- Kemikten de örnek aldık.
Zaten problem olmadı; çoğugöğsünden dışarı fırlamıştı.
Yani?
Bir bebek büyürken,kemikleri de gelişirHaversian kanalları
etrafındakalsiyum katmanları oluşur.
Dinliyor musun?
- Dinliyorum.
- Böylece yaş
halkalarıoluşur; Herkes de vardır bu.
Bu birader hariç.
Bir de senin için bir şey var.
Adam çift cinsiyetliymiş.
Adamda hem erkek hem de dişiorganları var.
- İhtimalleri düşün.
- Yaa.
Aynı anda iktidarsız ve frijit olabiliyormuşNormalde bunlar
çalışmaz.
Bunu ceketinin astarının içinde bulduk.
- Eski bir İncil.
- Evet.
El yazması.
Gerçekten çok güzel.
Şu sembolü gördün mü?
Boynundaki izle uyuyor.
Tamamıyla aynı.
Çekici değil mi?
Başka bir şey?
Kadife kitap ayracı var.
- Şık.
- Nedir bu?
Aziz John vahiylerinin23. bölümü.
Yani?
23.
bölüm yoktur.
Belki de öğretmenlere özel baskıdır.
- Bende kalabilir mi?
- Oldu say.
Şimdi ne olacak, Tommy?
Bana bir iyilik yap Kurtlardolaşmaya başlamadanbirkaç gün işin
üstüne oturve bana zaman kazandır, olur mu?
Keyfine bak.”
Ve melekler vardı kabullenemeyeninsanın üstlerinde olmasını,ve,
Lucifer gibi, sadık baş melekMichael'ın ordularına karşı isyan ettiler.
Ve cennette ikinci savaş yeşerdi.”
"Yüzbaşıdan en yüce veyabaş melek Gabriel'e kadar.”
Gabriel.
Simon.
Anacım.
Hey, fıstık!
Hey, dikkat et kapı çarpmasın!
Bir-bir bin,İki-bir bin,Üç-bir bin,Dört-bir bin,Beş-bir
bin,Altı-bir bin,Yedi-bir bin,Sekiz-bir bin,Dokuz-bir bin,On-bir bin.
Çocuklar,Burada olduğunuzu biliyorum.
Çocuklar.
Burada olduğunuzu biliyorum.
Merhabalar, küçük hanım.
Merhaba.
Ben Simon.
Senin adın ne?
- Mary.
- Mary!
Mary.
Ne güzel bir isim.
- Bayan Henley senin burada olduğunubiliyor mu?
- Hayır, bilmiyor.
Hiç kimse bilmiyor.
Ve eğer mümkünse, bununböyle kalmasını isterim.
Herhangi birine burada kısa bir süreliğineburada
kalacağımı,söylemezsin değil mi?
Tamam.
- Hadi!
- Hadi!
Hadi!
- Gitmeliyim.
- Hadi yürü!
Öyle mi?
Aç mısın?
Bir şeyler getirebilirim.
Bu çok güzel olurdu,Mary.
Tamam.
Hoşça kal.
# Ayılar balı sever ## Balda arıları ## Birbirimize aidiz,
ağaçtakimaymunlar gibi ## Seni hep seveceğim ## Zamk gibi yapıştık ## Senin en
iyi arkadaşın da olmalıyım ## Senin en iyi arkadaşın da olmalıyım ##Jerry, Bok
gibi görünüyorsun.
- Beni yalnız bırak, Gabriel.
- Yakında, birader, yakında.
- Gel buraya.
- Defol.
Gel buraya.
İçinde hala hayatın kıvılcımı kalmış.
Siktir oradan.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
- Neden ölmeme izin vermiyorsun?
- Yakında.
Dürüstçe.
Başlama gene.
Biliyorsun ki, bundan nefret ederim.
Çok yorgunum.
Lanet olasıca, o kadar yorgunum ki.
Saygısızlığa bak.
Küçük bir iyilik.
- Ne?
- Benim için bir şeyi almanı istiyorum.
Polisin Yedinci sokaktakiGable apartmanından aldığıbazı kişisel
şeyler.
Bunlar San Julian'daki morgda bulunuyor.
Ve sen, benim oraya öylece girebileceğimi misöylüyorsun?
Nöbet değişiminde gir.
- Mal hangi isme kayıtlı?
- John Doe.
- Beni neden şaşırtmadı acaba?
- 12 Numara.
Otobüs paran.
7-8-25, kod altı.
105 North Vann, route 52.
- Selam.
- Selam.
Senin o antika İncilinin spektrometrikanalizi geldi.
O yeni bölüm sahteyse, bayağı eski imiş.
Karbon analizleri 2. yüzyılı gösteriyor.
Bu da bu İncili var olanlarınen eskisi yapar.
Yani kaybetme derim.
Çeviri nasıl gidiyor?
Şu ana kadar bulduklarımabakarsak,bu zıkkım, melekler ve
cennettekiikinci savaş hakkında.
İkinci melek savaşı?
Ne için?
Biz.
İnsanlar için.
Diyor ki, Tanrı bize, ruh
verdiğinde cennetteki bazı melekler bunu
kıskanmışlar ve bu savaşı başlatmışlar.
Gerçekten mi?
Hepsini çevirdin mi?
Ne zaman bitmiş?
Bittiğini söylemiyor.
Ama biraz kehanette bulunuyor.
Gel buraya.
Sana bir şey göstereyim.
Şimdi buradaydı, sabret biraz.”
Ve bir karanlık ruh var olacak, ve bu ruh diğer karanlık ruhlarla
beslenecek ve böylece onların varisi olacak.
Bu ruh, melek bedeninde
bulamayacağı huzuru insan bedeninde
bulacak ve bir savaşçı olacak.”
Hoş.
Çok hoş.
Sana bir şey sorayım.
Tanrı neden bu kötü
melekleri ortadan kaldırmıyor?
Bilmiyorum.
Bilemiyorum.
Belki de yapamıyordur.
- Belki de yapmak istemiyordur.
- Hadi canım.
Bu kadar ciddiye alma.
Bunların gerçek olduğu ne malum.
Bodrumda yatan gerçek ama.
Ve bu kitaba göre adı bile var.
Boynundaki sembolü hatırlıyor musun?
Bazı eski İbrani kabalistlere göre, Bu Uziel adındaki bir meleğin,
melek dilinde yazılışı.
Yani ölü bir meleğimiz mi
var?
Üçüncü top.
- İzin belgeni görmeliyim.
- Şşş.
- Evet.
- Dur artık.
- Salak!
- Bitirin artık.
Öğrenmeningerçek dünyasına
geri dönün.
Bekle.
Brian,Mary'i gördün mü?
- Sanırım hala dışarıda.
- Allison?
Öğle yemeğinden beridir görmedik.
Siz yukarıda mıydınız?
Peki.
Ben gelene kadar herkesinokumasını istiyorumve sessiz olun.
Mary?
Mary?
- Mary, buraya gel.
- Ama Simon ve ben-Şimdi.
Sana kızmadım.
Sadece hemen sınıfa
gitmeniistiyorum.
Tamam mı?
- Güle Güle.
- Güle Güle.
Burası okul mülküdür.
Burada uyuyamazsın.
Bu planın parçası değildi.
Sen iyi misin?
Pek sayılmaz.
Polisi aramak zorundayım.
Bunu yapmanı istemem.
Sana yardım edebilirler.
Hayır.
Bana edemezler.
Lütfen git, Katherine.
Selam.
Şimdi?
Senin gittiğini sanmıştım.
Saklandım.
Çok akıllıyımdır.
Evet, öylesin.
Çok akıllı.
Mary,çok az zamanım kaldı.
Ve sen bana çok iyi davrandığın için de,sana vermeyi çok istediğim
bir şey var.
Nedir?
Çok özel bir şey.
Bir sır tutabilir misin?
Tüm zamanların en büyük sırrını?
Nedir o?
Buraya gel.
Önemli değil.
Buraya gel.
Sen çok akıllı bir kızsın.
Gözlerini kapat.
Mary?
Balım.
- İyi misin?
- İyi hissetmiyorum.
Sen- Sen bir şey mi yedin?
- Eve gidebilir miyim?
- Gel buraya.
Her şey yolunda.
Emma?
Mary okulda rahatsızlandı ve ben deevine gelmesi gerektiğini
düşündüm.
İyi hissetmiyorum Büyükanne.
Gel buraya tatlım.
Her şey yolunda.
Okula gidip bir doktorgöndermeye çalışayım.
Öylece yukarıda yatıyordu.
Adamlarımın çoğu, şu anda devrilmiş birtankerle boğuşuyor ve biraz
zaman alabilir.
Bu tipler nadiren problem çıkartır.
Çocuklardan birini bu gece ya da yarın sabahgönderirim ve onu senin
için kovalarlar.
Tamam.
Yani çok çabuk olsun.
Tuhaf bir tipti.
Tamam, teşekkürler.
Çocukken yaptığımız kardan meleklergibi görünüyordu.
Temiz bir kar yığınının üstüne yat,ve kollarını yukarı aşağı salla.
Neden bahsettiğimi anlıyorsun değil mi?
Dostumuz Bay Doe hakkındaki tümkanıtları temizlemiş, her şeyi.
Evet.
- Bekçi kendisini pandikleyeniiyice görmüş mü?
- Evet.
Uzun.
Sıkça gülümsemiş.
Artık gitmem lazım.
- Nereye?
- ChimneyRock.
Git.
Çöz bu işi.
O zaman,deli olmadığımı söyle bana.
Çölü sever misin,Jerry?
Söz verdin.
Yakında!
Artık endişelenmene gerek
yok.
Şerefsiz meleklere asla güvenme.
Göremiyorum, biliyorsun.
Bak, adamım, senin bana,ne bokuma ihtiyacın var ki?
Büyük bir evren,Jerry.
Bunun içindekilerin bir kısmı dakonuşan maymun işidir.
Maymun.
Senin gibi.
Bu harika, Gabe.
Dur!
Durdur arabayı!
Mezarlığın kokusunu her zaman alabilirim.
# Uykuya yattım #Orada eğlenebiliyor musun bari?
Senin çalışmanı seyretmek,beni hep eğlendirir, Jerry.
Seni nasıl hayatıma soktum ki?
Aslında sen kendini öldürmeyiistememiştin ki.
Hayır, istemiştim aslında.
Kendimi öldürdüm, değil mi?
- Yani, yaptım.
- Teknik olarak.
- Yani sen beni canlı tutuyorsun.
- Yavaşça ölmene izin veriyorum diyelim.
Teşekkürler adamım.
Sana borçluyum.
Teşekkürler, Jerry.
Çok dokunaklı.
Siktir.
Dur, incitme.
İşte burada.
İşte bu.
Temizle şunu.
İşte bu.
Çok dikkatli ol.
Aç şunu.
Vay.
İşte burada.
Bakacak fazla bir şey yokmuş.
Aslında, mesele dışından görünen değil.
Mesele içindeki.
Şu anda en akıllı, duygulu, hasta,konuşan maymuna bakıyorsun.
Onu seviyorum.
Gitme zamanı.
Bana bir öpücük ver.
Burada değil.
- Savaşın için kötü haber değil mi?
- Kapat çeneni!
Jerry, buraya gel.
Şayet bir ruh olsaydın,Nerede saklanırdın?
Senden uzakta lanet olasıca.
- Selam, Simon.
- Selam, Gabriel.
Uzun zaman oldu.
Neden burada olduğumu biliyorsun.
Evet.
Sende olma ihtimali yok,değil mi?
- Hayır.
- Hayır.
Bu çok kolay olurdu.
Üzgünüm, dostum.
Biliyorsun işte.
Simon.
Ciddi ol.
Öyleyse, nerede bu ruh?
Bilirsin, ekmek kutusundanbüyükçe,yeni ölmüş albayHawthorne'da
yerleşik.
Benden saklayamazsın, Simon.
Ateşkes bitti.
Neden bunu yapıyorsun,Gabriel?
Benim olanı istiyorum.
Cennette hiçbir insana boyun eğmem.
- Ama söz-- Artık hiç kimse sözü duymuyor.
hiç kimse!
- Sözsüz- - Sadece tartışmavar.
Geri adım atmayacağım.
Hiçbir konuşan maymununyerimi almasına izin vermeyeceğim.
Bunu durdurmak içincenneti bile yakarım.
Bu savaştan o kadar yoruldum ki.
Yalan olanı terk et, Simon.
Bize katıl.
Maymunlardan önce olduğu hâlegetirmemize yardım et.
Hatırlıyor musun?
Lucifer’in ordusunu kovalamıştık.
Sen ve Ben.
Onun isyankar birliklerini
surlardan aşağı atmıştık.
- Onlar tanrı olmak
istiyordu.
- Ben tanrı olmak
istemiyorum Simon.
Sadece her şeyin yalandan
önceki gibi olmasını istiyorum, O'nun, en çok bizi sevdiği zamanki gibi.
Gabriel.
İnancını ne zaman kaybettin?
Sana yardım etmek isterdim,
eski dostum, ama yapamam.
Kimin doğru, kimin yanlış
olduğundan bile emin değilim, ama önemi yok.
Bazen sadece sana söyleneni
yaparsın.
İşte biz buyuz.
Biliyor musun, Böyle bir
konuşmanın en güzel yanı nedir?
Yeniden yapman gerekmez.
Ne olacağını biliyorsun.
Evet.
Henüz değil!
Simon.
Sonsuza kadar sürmesini
sağlayabilirim.
Sıkıcı olmaya başlıyor Simon.
Hey, adamım-Nerede o?
Nereye koydun?
Onu bana ver!
İğrençsin Gabriel.
O ruha asla sahip olamayacaksın.
Zor birisin, dostum.
Eski usul.
Neler oluyor, John?
Bunu görmek istemezsin, Katherine.
Senin öğrencilerden,buraya çıkan oldu mu?
Mary.
- O nasıl?
- Aynı.
- Doktor baktı mı?
- Hiçbir şey bulamadı.
Ama içinde bir şey var.
Bizde ayine gerek olup
olmadığını öğrenmek için şamanı çağırdık.”
Ve bir karanlık ruh var olacak, ve bu ruh diğer karanlık ruhlarla
beslenecek ve böylece onların varisi olacak.
Bu ruh melek bedeninde
bulamayacağı huzuru insan bedeninde bulacak ve bir savaşçı olacak.”
Gömüleli ne kadar oldu?
- Hangi gömülüşü?
- "Hangi gömülüşü"?
Ne demek istiyorsun?
Birisi dün gece mezarını kazmış.
Muhtemelen yerel serseriler.
Biraz önce yeniden gömdüm.
- Şerife haber verdin mi?
- Tabii ki.
Bu sabah okulda işleri varmış.
Ayyaşın biri kendini yakmış.
Sanırım, onu da gömeceğim.
Koşma, koşma.
Koşma!
Koşma.
Size yardımcı olacağım bir şey var mı?
Evet, Ben dedektif Thomas Dagget.
- KatherineHenley.
- Mümkünse, birkaç soru sorabilir miyim?
- Yukarıdaki adamla ilgili değil mi?
- Evet doğru.
Üzgünüm, şu andaellerim biraz dolu da.
- Sizinle takılsam rahatsız eder miyim?
Şunutaşımana yardım edeyim.
- Keyfine bak.
- Hey, bir şey unuttunuz!
- Teşekkürler.
- Bu kaçıncı sınıf?
- Tamamı bu zaten.
Kasaba o kadar da küçük görünmüyor.
Bakır madeni kapandıktan sonra,âdeta kasabanın çoğu da onunla gitti.
Jade, acele et!
Bu yüzden, sadece şu köşedekiodada ders veriyoruz.
- Okulun gerisi yıllardır kapalı.
- Hey!
Yakala, Danny!
Daha önce de olurdu, anlıyor musun.
Evsiz insanlar uyuyacak bir yer ararlar.
Ama tabii ki, hiç kimse daha öncekendini yakmamıştı.
- Onunla konuştunuz mu?
- Evet.
Buradane yaptığını öğrenmek
istedim.
- Söyledi mi?
- Hayır, söylemedi.
Canı yanmış, birisi onabir şey yapmış, gibi baktı.
Bilmem gereken başkaherhangi bir şey var mı?
Çocuklardan hiçbiri onunlatemasa girdi mi, konuştu mu?
- Evet.
- Hangisi?
Bugün hasta ve evde.
Eğer mümkünse ebeveynleriylekonuşmak isterim.
Ebeveynleri öldü.
Büyükannesiyle yaşıyor.
Ona sormalıyım.
Arnold Hawthorne'u tanır mısınız?
Albay.
Cenazesine gittiniz mi?
Herkes gitti.
Burada yaşıyordu.
Karanlık sırları var mıydı?
Küçük bir kasabada sır yoktur Bay Dagget,karanlık olsun ya da
olmasın.
Tamam.
Teşekkürler.
Sağ ol.
Hayır, pek değil.
Demek istediğim, burada yaşardı ama- Hiç kimse onunla fazla
konuşmazdı.
- Ailesi var mıydı?
Hayır, Hawthorne'un yoktu.
Muhtemelen Belediye,arazisini de açık artırmaylasatacaktır.
- Evet.
- İşiniz bitince yukarıyı kitlersiniz.
- Tamam, Teşekkürler.
- Önemli değil.
Senin yaşında birini hafta içi geceleyinkilisede görmek çok tuhaf.
Beni yanlış anlama.
Bu mükemmel bir karakter işaretidir.
Sen buralı değilsin.
- Ne yapıyorsun?
- Bir şey arıyorum.
- Bulabildin mi?
- Bulacağım.
- Senin aradığını, ben buldum Thomas.
- Pardon?
Seni tanıyor muyum?
Adımı nereden biliyorsun?
Sen bir Thomas'a benziyorsun.
Hey.
Bana bak.
Sana bakmamı mı istiyorsun?
Üst dudağının içindeki çıkıntıyınasıl aldığını biliyor musun?
Çok önceleri,sen doğmadan önce,Sana bir sır söyledim, sonra
daparmağımı oraya koydumve dedim ki,"şşş"Buradan ve buradan.
Dudaklarını oraya koy.
Dudaklarını sık ve üfle.
Çok az bir şey.
Bu trompet özeldir.
Çok iyi.
Kevin.
Sana bir nane şekeri.
Bana mı?
Ne?
İmzamı istiyorsun?
Hadi, çek git şuradan.
Sıradaki.
- Sandra.
- Adımı nereden biliyorsun?
Şey, sen Sandra'ya beziyorsun.
Ne güzel dişlerin var, Sandra.
- Teşekkürler.
- Hadi onları kontrol edelim.
- Yukarıdaki adamı gördün mü Sandra?
- Birazcık.
- Onunla konuştun mu?
- Hayır.
- O zaman kim yaptı Sandra?
O adamlakim konuştu?
- Mary.
- Mary nerede Sandra?
- Burada ne halt ettiğini sanıyorsun?
- Çocuklarla konuşuyordum, bayan.
- Sandra, buraya gel.
Buraya gel, balım.
Geri kalanlar içeri.
Şimdi.
Yürüyün.
- Hoşça kal Gabriel.
- Görüşürüz çocuklar.
Matematiğe iyi çalışın.
Evrenin anahtarıdır.
Hoşça kal Gabriel.
- Sende kimsin?
- Bu uzun bir hikaye.
- Boş ver onu.
- Evet, herkes öyle yapar.
Bak, burada neler döndüğünü bilmiyorum,ama bence ikinizde
gitmelisiniz.
Haklısın.
Neler döndüğü hakkında hiçbir fikrin yok.
- Sen Simon'u gördün.
Sana ne söyledi?
- Evet.
- Burada olmaman gerekiyordu.
- Neden?
Yanlış bir şey mi var?
Emma.
Önemli değil, Mary.
Onunla konuşmamalıydın.
Hiç kimseyle konuşmamalıydın.
Bana Simon hakkında sorular soruyordu.
Simon?
Sana ne söyledi Mary?
- Bana bir sır tutup tutamayacağımı sordu.
- Neydi o?
Bana verdiği bir şey.
- Sana ne verdi?
- Ama o zaman sır olmaz ki.
İyi bir arkadaş asla söylemez Mary.
Ama ben Simon'un da iyi arkadaşıyım.
Eğer ileride söylemek istersen,bu ben olmalıyım, Tamam mı?
Bu bir sır.
Ama bazen canımı yakıyor.
Hiç bir Çinlinin kafasını kestin mi?
Kan akmaz.
Bizim gibi değil.
Ya da belki de sadece soğuk olduğundandır.
Onların geldiğini her zaman anlarsın.
O şarkıları.
Onlar karla cezalandırırlar.
Silahları donmuştur.
Bizim için sorun değildi,çünkü biz daha iyiydik.
Daha soğuk.
Chosin'de, herkesten daha soğuktuk.
Durdur bunu, Bayan Henley!
Durdur!
- Tamam.
Sakin ol.
- Durdur bunu!
Durdur!
Şşş.
Ne yapacağız?
Düşman hayaleti vücudundan atacağız.
Öğleden sonra gidiyoruz.
- A- Ayin nerede?
- Kabilesininköyünde.
İhtiyar Ana Tepesinde.
Onu götürecek misin?
Kızın doktora ihtiyacı var.
Doktoru gördü zaten.
Çinli kafaları?
Chosin?
Onun dahaönce böyle
konuştuğunu hiç duymamıştım.
- Sınıfındaki çocuklara birisi miöğretiyor bunları?
- Ya, tabi.
Jack ve Jill'den hemen sonra.
Albay HawthorneChosin'deymiş.
Onunla mı konuştu acaba?
Onunla hiçbir bağı olmadı.
Çocuklardan nefret ederdi.
Okulda kendini yakan ayyaşlailgili olamaz değil mi?
Bana gerçeği söyler misin Thomas?
Hayatında hiç İncilokudun mu Katherine?
Uzun zaman önce.
Hiç dikkat ettin mi, İncil'de Tanrı ne zaman birisini
cezalandırmaya ya da örnek yapmaya, ya
da öldürmeye ihtiyaç duysa, bir melek gönderiyor?
Hiç nasıl bir yaratık olduğunumerak ettin mi?
Tanrınızı yüceltmek içinharcanmış bir varlık,ama bir kanadı hep kan
içinde.
Gerçektende bir melekgörmek ister misin?
Bunu bana neden soruyorsun?
Onlar Albay Hawthorne'u istiyor.
Onlar ölü, unutulmuş,psikopat albayı istiyor.
Onlar?
Bu sabah okulda birisi vardı.
Çocuklar ona Gabriel diye sesleniyordu.
Sandra da kucağındaydı.
Benim çocuklarımdan ne istiyor?
Bilmiyorum, Katherine.
Ama onu bulmam gerekiyor.
Nerede bulacağını biliyorum.
Tam buraya park etmişti.
Soğuk.
Bu nedir?
Bilmiyorum.
Melek yazısı.
Thomas?
Hayır!
Aziz John haklıydı.
Cennette savaş oluyor.
Gabriel bir melek mi?
Bir şeyler istiyor olmalı.
Buralarda bir şeyler.
İstediği Mary.
Thomas, Mary’i istiyor!
Mary?
Arabası.
Ondan uzak dur.
Silahın oğlu.
Papaz.
İsterik.
Gerisini sen çöz.
- Mary?
- Şşş.
Hiçbir şey hissetmeyecek, söz.
Yalnız onu parçalara ayırmam lazım.
İşte böyledir bu işler.
Gördün mü,Simon,
Hawthorne'unruhunu onun içine saklamış.
Ona ihtiyacım var.
Senin gibi iyi Katolik bir gencin,Bay Dagget, benim tarafımda
olması gerek.
Lanet olsun!
Bu saygısızlığın sebebiyle,izlemek zorunda kalacaksın.
Mary.
Gözlerime bak.
Gel buraya, o çocuğu!
Gel buraya, s. k!
Teşekkürler, adamım.
Sen bir centilPislik!
Bunlardan bir tane bulmakne
kadar zor biliyor musun sen?
Neden?
Ben bir meleğim.
Ben ilk doğanı,annelerinin
gözü önünde öldürürüm.
Şehirleri tuza çeviririm.
Ve ben, istediğimde, küçükkızların ruhlarını sökerim.
Ve bugünden sonra krallık gelene kadar,Varlığının yegane
temeli,neden olduğunu anlayamamak olacak.
Sen, bana bir öpücük ver.
- Mary!
- Git!
Git!
SenOnu alamazsın!
Thomas!
Şuradaki ve diğer taraftakiyarım inçliği al.
daha fazla lazım!
- Anlamıyorsunuz.
Onu Kelepçelemelisiniz.
- O öldü.
- Hâlâ ölmedi.
Kelepçelemelisiniz,beni
duyuyor musun?
- Bob, yap şunu.
Yap!
Tamam, Jack.
Kelepçeyi tak.
Benim arabama koy.
- Tamamdır.
- Yakaladılar.
Yakaladılar.
- Mary- Mary nerede?
- O burada.
O burada.
Hey.
Dünya üzerinde ölümsüz değiller.
Onlar sen ve ben gibi değiller.
Onların kalbini çıkartmalısın.
Hadi.
Gitmeliyiz.
Yürü.
Yürü.
Burası iyi bir yer.
Ayrı su kaynağı.
Depolanmış tahıl.
Tek saldırı tarafı.
Bir adam, uygun bir savunmayla,bütün bir taburu savuşturabilir.
Selam.
Nasıl yardımcı olabilirim?
Birisi ölecek.
Yakında.
Burada.
Sadece bir dakikamı alır.
Acil serviste ziyaretçikabul edilmiyor.
Zamanlama çok önemli.
Bu tip şeylerin kokusunu alırım.
Şşş.
Yani.”
Nancy" İyileşiyor?
İyileşiyor?
Sabit?
Hadi oradan.
Sallantıda.
Kritik.
Favorim.
Rachael.
Henüz değil.
Geri gel.
Hadi, geri dön.
İşte bu.
Geri gel.
- Selam!
- Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır.
Şşş.
Başlama.
Bundan nefret ederim.
Hadi, başlama.
Sadece kısa süreliğine.
Söz.
Merhaba, Katherine.
Konuşmalıyız.
- Tanrım.
- Tanrı?
Tanrı sevgidir.
Ben seni sevmiyorum.
Ben- BenBunu yapamam.
Seni yere yatırıp, ağzını anneninpisliğiyle doldurabilirim.
Ya da konuşabiliriz.
- Onlardan biri misin?
- Onlar?
Sen bir melek misin?
Ben ilk meleğim, diğerlerinden
önce ilk sevilen.
Mükemmel aşk.
# Ama bütün gerçek aşklar
gibi #
# Bir gün şarapta boğuldu #
#Kanatlı parti çocuğu etrafta.
Senin küçük Mary'nle beslenmeye geliyor.
- Sen bunun bir parçası mısın?
- Hayır, Katherine.
Diğer melekler bunu yaptılar,çünkü senden nefret ediyorlar.
Sen ve tüm insanlardan.
Tanrı sizi şereflendirdive onları bir kenara attı.
Onlar çaresiz.
Diğer sadık meleklerihiçbir
zaman ele geçiremediler.
Ve bu savaş binlerce yıldırçıkmaza girmiş vaziyette.
Ve bu durağanlık içerisinde,hiçbir ruh tanrısına varamıyor.
Senin ebeveynlerin ve onlarınkilerve baştan beridir hepsi,hala
kurtlu dünyada yatıyor.
tabii ki, nihayetinde bazılarıbana geldiler.
Cennet bir süreliğine kapanmış olabilir,Ben hep açığım, Noel'de
bile.
Gabriel'in bir planı var.
İnsanlar- ve siz konuşan maymunlarıbu yüzden severim-savaş ve ruhun
yücelmesi hakkında,meleklerden daha çok şeybiliyorsunuz.
Gabriel bunun fazlasıyla farkındave dünya üzerindeki,en karanlık
ruhu çalmanınbir yolunu buldu ki; kendisi için savaşsın.
Eğer kazanırsa, Cennet açılır.
Biliyorum ki bu yeni cennet sadecebaşka bir cehennem olacak.
Gördüğün gibi, ben sana ya da küçükorospuna yardım için burada
değilimsizi sevdiğim veya iplediğimiçinde değilim,bir cehennem için ikincisi
çok fazlaVe bunu kaldıramam.
Sana teklif ettiğim sadece Mary'ikurtarmak değil,cennetin
kapılarını nihayetkendi türüne açman.
Ne diyorsun?
Bu gece şeytanı gördüm.
Eğer söyleyecek bir şeyin varsa,bana neden söylemiyorsun?
Thomas.
Duyduğum bir ses vardı,
Katherine.
Kendimi bildim bileli bir
ses vardı
Beni tanrıma çağıran, Beni kiliseme çağıran.
Ve o sese en çok ihtiyaç
duyduğum günde, beni terk etti.
O sesi keşke hiç duymamış
olsaydım.
Tüm bildiğim Mary’e bir şey olmasınaizin vermeyeceğim.
Tamam mı?
Şey, bayan,İhtiyar Ana tepesini nasıl bulurum?
Evet, yol üzerinde.
Biraz daha belirgin bir tarif yapamaz mısın,Madge?
Işık.
O kadarpa- parlak.
- Arkadaşın aç değil mi?
- Ne?
Sanırım şu aralar değilKomik şey.
Bunu yapma.
- SonselaWash ayrımına kadar 522'den sapma.
- Tamam.
Soldaki ilk tali yola gir, 30-35 km ilerle.
Görürsün.
Fazlasıyla takdir edildi.
Hadi yaylanalım, Rachael.
Hayır.
Sonsuzluk burada.
Bu sarkık buruşuk deri içerisinde.
Ya da benimle bir gün daha.
Neden?
Araba süremem.
Ama bekleyebilirim.
Yıldızlar yanana kadar,şayet kafayı çalıştırmazsan.
Bir daha görüşeceğimizden şüpheliyim.
- Bana uyar.
- Cennete şükür.
Minnoş TommyDagget.
Tatlı duacılarını her gece dinlemeyine kadarda sevdim.
Ve sonra yatağına girerdin,altında ben olduğumdan korkarak.
Oradaydım.
Cehennem gerçekte nedir,biliyor musun Thomas?
Yanan yağ kazanları ve buzdanzincirler değildir.
Tanrının sözü senden alınmış şekilde,gözünden uzaklaşmaktır.
İnanması ne kadar zor.
Çok zor.
Bunu herkesten iyi bilirim.
Ve işte senin silahın.
Düşün, Thomas, düşün.
Bir meleğin tüm varlığını bir arada,tutan esas şey ne olabilir?
İnanç.
İnanç, inanç.
Ve inanç sorgulanır da,senin gibi bir melek anlamazsaNe olur?
Kullan bunu.
Kullan!
Geliyor.
İçeri gir, kapıyı kilitle.
Tek atış.
Tamam mı?
Sorun yok.
Çok seveceksin, Rachael.
Bu gece uluyan biz olacağız.
İyi hareket.
İyi becerdin.
Tommy, sen benim için çalışmalısın.
Yukarıda.
Ben- Ben seni içeri sokabilirim.
Çok seveceksin.
Kimse sana ne zamanyatağa
gideceğini söylemeyecek.
İstediğin kadar dondurma yiyeceksin.
İstediğin kadar öldüreceksin tüm gün,tüm gece,tıpkı bir melek gibi!
Kurtar kendini, dostum!
O orospu ve onun tarla faresiiçin neden surlara gidesin ki?
Bir şekilde hepsi aynı yereçıkıyor zaten.
Şimdi, sonra.
O çocuğu parçalara ayıracağım.
Ben melek değilim!
Sadece insanım.
Bu da bende sende olmayan bir şeyolduğunu gösterir.
Bir ruh.
Bu gerçekten acıtacak.
Senin savaşın-İyi yap.
- Senin savaşın bir yalan!
- Doğru.
İnsanlar için değil.
Tanrı için.
Sen bunun hakkında ne bilirsin ki,seni maymun?
Bilmem gerekmiyor, Gabriel.
Seni biliyorum.
İplenmemenin, kenara
itilmenin ne olduğunu biliyorum.
Kızgınlığını biliyorum.
Söze olan inancını
kaybetmenin, nasıl olduğunu biliyorum.
Biliyorum.
Çünkü ondan nefret
ediyorsun.
Ondan az bir şey de olsa
nefret ediyorsun.
Çünkü kıskanıyorsun.
Bu savaşında sebebi bu zaten- Kıskançlık.
Senden daha fazla, başkasını sevebileceğinin kıskançlığı.
Ruhu olan bir şeyi.
Eğer haklı olduğunu
ispatlamayı bu kadarda delice istiyorduysan, Gabriel, neden sadece ona
sormadın?
Neden tanrıya sormadın?
ÇünküO artık benimle konuşmuyor.
Gabriel!
- Senden iyice bıkmaya başladım.
- Cehenneme git.
Cennet, sevgilim, Cennet.
En azındanposta kodunu doğru
alsaydın bari.
Senin için ikisi deaynı şey değil mi?
Hayır.
Cennette aşka inanırız biz.
- Sen neyi seversin, Gabriel?
- Senin kafanı kırmayı.
Öldür beni!
Tanrım!
Mary!
Evine git.
Evine git!
Bitir artık.
Uzun zaman.
Savaşın galibi benim.
Senin savaşın küstahça.
Bu da onu şeytani yapıyor.
Galip benim.
Lucifer, git bodrumunda otur, patronla anlaşmazlığına somurt.
Sen bir hiçsin.
Eve dönüş zamanı,Gabriel.
Düşman ruh gitti.
Savaş bitti.
Artık bitti.
Hayır.
İkinizin de benimle
yuvayagelmenizi istiyorum.
Asla.”
Sizi seviyorum. hem de İsa’dan daha çokseviyorum.”
Bana bir borcun var.
- Seni yuvaya götürmem için bana geleceksin.
- Hayır.
Geleceksin.
Çünkü diğer her şey
sanahayal ettiğinden beter gelecek.
Katherine.
Benim ruhum var.
Ve inancım var.
Senin neyin var Melek?
Işığı açık bırak,Thomas.
Geri gelecek mi?
Sanmıyorum.
Ve sanırım sonu dainançla ilgili olmalı.
Ve şayet inanç tercihse,
İnsan, melek ya da şeytanın kendisi de
olsa kaybedilebilir.
Ve eğer inanç, Tanrının
planının tamamını anlamaya yetmiyorsa, sadece bir kısmını anlamak içindir,
bizim kısmını, ruha sahip olmanın sebebi budur.
Ve belki de, sonun da, insan
olmak bu demektir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar