Print Friendly and PDF

Sır Baş Alır...

 



Bilmemek daha emniyetlidir...

Ona "Ahmed b. Fâtık" da derler. Künyesi Ebü'l-Fâtık'dır. Bağdat'lıdır. Cüneyd ve Nûrî ile sohbet etti. Cüneyd kendisine ikramda bu­lunurdu. Hallâc'ın talebesi olup, ona mensuptu.

Demiştir ki: "Onu idam ettikleri gece, Hak Teâlâ'yı rüyada gör­düm ve dedim ki: 

"Ya Rab! Bu nasıl iştir ki, kendi kulun Hüseyin b. Mansûr'u neden böyle yaptın?" 

Cenâb-ı Hak: 

"Kendi sırrımı ona açıkla­dım, insanlara söyledi. Ona ihsanda bulundum ama o şımardı halkı kendisine davet etti." buyurdu.

Şeyhülislâm şöyle buyurdu: "Katli Hallâc için keramet değil, bir noksanlıktır. Eğer o tam olsaydı, bu iş olmazdı. Sözü ehline söyle­mek gerekir Ta ki O'nun sırrı açığa çıkmasın, ehil olmayana söz söylersen, ona yük yüklemiş olursun. Şüphesiz ondan sana zarar ve ceza erişir."

Yine Şeyhülislâm şöyle buyurur: "Hallâc o dediği sözde, eksikti, eğer o sözünde kâmil olsavdı, o söz onun makamı, nefsi ve hayatı olurdu da kimse de onu inkâr etmezdi. Daha bazı şeyler de lazımdı, o sözün yeri orası değildi. O söze mahrem yoktu. Ben halk içinde ondan daha ileri sözler de söylerim ama kimse inkâr edemez. Bu söz öyle gizli kahr. Çünkü, ehli olmayanlar, o sözü idrak edemezler.






Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar