Üsteleyici Hasta...Zor Hasta
Demanding Patient
Erol Ozmen*, Erol Ozan
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
ÖZET
Doktorlar günlük uygulamalarında zor hasta olarak nitelendirdikleri çok sayıda
hasta ile karşılaşmaktadırlar. Hekimlerin zor hasta olarak nitelendirdikleri bu
hastaları sınıflandırma konusunda belli bir görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak
bazı işlem ve incelemeleri yapması ya da yaptırması için doktorları zorlayan ‘ısrara’,
‘talepkâr’ ya da ‘üsteleyici’ hastaları bir grup olarak ele almak mümkün gibi görünmektedir.
Bu yazıda bu hastalar ‘üsteleyici hasta’ başlığı altında ele alınmaktadır. Üsteleyici
davranışta doktorun açıklamalarına karşın hastanın ısrarcı olması, inanmaz bir yaklaşım
göstermesi, her türlü açıklamaya karşın isteğini yineleyici bir şekilde gündeme
getirmesi ve zorlayıcı bir yaklaşım içinde olması söz konusudur. Üsteleyici davranışlar
çok değişik nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. Üsteleyici davranışın ortaya çıkmasında
en belirleyici etmenler hastanın kişilik yapısı ve stresle baş etme gücüdür. Ancak
doktorun davranışları ya da görünümü de üsteleyici davranışı arttırabilmektedir.
Üsteleyici davranış gösteren bir hasta ile karşılaştığında doktorun bu davranışla
baş edip edemediği konunun diğer boyutunu oluşturmaktadır. Üsteleyici hasta ile
baş etmeye çalışan doktorlar kendi kişilik özelliklerini ve hastasının biyopsikososyal
özelliklerini dikkate alarak hastasına yaklaşmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Üsteleyici hasta, Zor hasta, Doktor - hasta etkileşimi
Giriş
Her türlü sağlık hizmeti sunumunda sağlık çalışanları ile hasta ve/veya yakınları
arasında çatışma yaşanabildiği ve sağlık çalışanlarının bu çatışmalardan çoğu zaman
hasta ve/veya yakınlarını sorumlu tuttukları, onları suçladıkları görülmektedir.
Doktorların sorun yaşadıkları hastalara yakıştırdıkları ifadelerden birisi de ‘
zor hastadır. Ancak birçok doktor tarafından kullanılıyor olmasına karşın ‘zor hasta’
tanımlanması ve sınıflandırılması pek kolay olmayan bir kavramdır. Bir doktorun
zor hasta olarak tanımladığı bir hastanın başka bir doktor tarafından bazen aynı
şekilde değerlendirilmiyor olması, hastaların farklı zamanlarda farklı davranışlar
sergileyebilmeleri ve doktorların bir zaman katlanabildikleri hastalara başka bir
zaman katlanamıyor olmaları zor hasta tanımını neredeyse olanaksızlaştırmaktadır.
Diğer yandan zor hasta kavramının damgalayıcı olduğu ve ilişkide yaşanan sorunun
sorumluluğunu bütünüyle hastaya yüklediği, bu nedenle ‘zor hasta’ yerine ‘zor etkileşim’
gibi farklı bir ifadenin kullanılması daha doğru görünmektedir.
Literatür incelendiğinde ülkemizde tanı, tedavi ve bakım süreçlerinde sağlık
çalışanlarına zorluk çıkaran hastaların ülkemizde ‘zor hasta’ (1, 2),‘huysuz hasta’
(3) olarak nitelendirildiği görülmektedir. Ülkemizde zor hastalar ile ilgili iki
araştırmaya rastlanmıştır. Ancak bu araştırmaların örneklem seçimi elde edilen bulguların
doktorlara uyarlanmasını mümkün kılmamaktadır (1, 3).
Zor hastaların genel kabul gören bir sınıflaması bulunmamakla birlikte bazı
işlem ve incelemeleri yapması ya da yaptırması için doktorları zorlayan hastalar
bir grup olarak tanımlanabilecek nitelikler taşımaktadır. İngilizce yayınlarda genellikle
‘demanding patient’ olarak tanımlanan bu zor hasta grubunu Türkçe ’de ‘üsteleyici
hasta’, ‘ısrarcı hasta’ ya da ‘talepkâr hasta’ olarak karşılamak mümkün gibi görünmektedir.
Bu yazıda daha kapsayıcı olduğu düşünülerek ‘üsteleyici hasta’ terimi kullanılacaktır.
Üsteleyici hasta konusunu incelerken öncelikle üsteleyici hasta kavramının tanımlanması
ve sınırlarının çizilmesi gerekmektedir. Nitekim yakın zamanda Back (2015) ‘üsteleyici
hasta miti’ başlıklı yazısında sağlık çalışanlarının kendilerinden çeşitli isteklerde
bulunan tüm hastaları üsteleyici olarak niteleme eğiliminde olduklarını tartışmaktadır
(4). Ancak görüşünü ve beklentisini söyleyen, doktordan bazı işlem ve incelemelerin
yapılması isteğinde bulunan her hasta üsteleyici olarak nitelendirilmemelidir. Nitekim
hastaların aklını kurcalayan konuları doktoruna söylemesi ya da sorması hastanın
daha iyi anlaşılmasını ve olası bazı çaba ve girişimlerinin doktor tarafından daha
iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Üste leyici davranışta doktorun açıklamalarına
karşın hastanın ısrarcı olması, inanmaz bir yaklaşım göstermesi, her türlü açıklamaya
karşın isteğini yineleyici bir şekilde gündeme getirmesi ve zorlayıcı bir yaklaşım
içinde olması söz konusudur.
Sağlık çalışanları hastaların eskisine göre daha talepkâr, ısrarcı ve buyurgan
olduğunu düşünmektedirler. Bu noktada vurgulanması gereken konulardan birisi de
talepkâr olmanın yalnız sağlık hizmetleri ile ilgili olmadığıdır. Günümüzde her
alanda müşterilerin daha talepkâr olduğu düşünülmektedir (5).
Altta Yatan Nedenler
Tüm üsteleyici hastalar için geçerli tek bir altta yatan neden belirlenmesi
mümkün değildir. Her üsteleyici kişi için o kişiye özgü bir ya da birkaç neden söz
konusu olmakla birlikte aynı üsteleyici kişinin farklı doktorlarla ilişkilerinde
farklı nedenlerle doktoru zorlayan davranışlar göstermesi de olasıdır.
Üsteleyici bir davranışla karşılaşıldığında mutlaka açığa kavuşturulması gereken
konulardan birisi de bunun hastanın her zamanki davranışı mı yoksa onda pek sık
görülmeyen bir davranış mı olduğunu belirlemektir. Her zamanki davranışı ise daha
kişilik yapısı ile ilgili, zaman zaman gösterdiği bir davranış ise daha güncel konular
ile ilgili nedenler akla gelmelidir.
Aşağıda üsteleyici davranışa yol açab ilen nedenler sıralanmıştır:
Stres ile baş etme: Hastaların sağlık çalışanlarını zorlayan ya da öfkelendiren
davranışları çoğu zaman hastanın yaşadığı stres ile baş etme çabalarının yansımasıdır.
Sağlık hizmeti alırken yaşayacakları ve hastalık (ya da hastalık tehdidi) hemen
her insanın kaygı ve korku yaşamasına neden olur. Birçok hasta yaşadıkları duyguya
katlanarak, duyguyu yatıştırarak ve uyumlu tepki göstererek bu duygularla başarılı
biçimde baş ederken bazı hastalar baş edemez ve uyumsuz davranışlar gösterirler.
Nitekim üsteleyici davranışlar da stresle baş etme çabasıdır. Bu nedenle üsteleyen
bir hasta ile karşılaşıldığında onu zorlayan etmenlerin belirlenmesi, ilişki ve
iletişim sürecinde dikkate alınması gerekmektedir.
Kişilik bozukluğu: İnsan davranışını belirleyen en önemli etmenlerin başında
kişilik özellikleri gelmektedir. Ancak üsteleyici davranışın yalnız belli bir kişilik
yapısında ortaya çıkmadığı her kişilik yapısının kendine özgü üsteleyici davranış
gösterdiği unutulmamalıdır. Diğer yandan baş etmekte zorlandığı hasta ve/veya yakınları
ile karşılaştığında doktorların aklına genellikle hastada bir kişilik bozukluğu
olduğu gelse de bu oran sanıldığı kadar yüksek değildir. Schafer ve Nowlis’in yaptığı
bir araştırmada (1998) aile hekimlerinin zor hasta olarak nitelendirdikleri 22 hastadan
7’sinde bir kişilik bozukluğu olduğu belirlenmiştir (6).
Beklenti düzeyi: Tüm kişilerarası ilişkilerde olduğu gibi hasta-doktor ilişkisinde
de beklenti düzeyi ne kadar yüksekse ya da beklentiler ne kadar gerçeklikle uyuşmuyorsa
ilişkide sorun yaşanma olasılığı da o kadar artar.
Beklenti denildiğinde çoğu zaman gözlenebilen ve farkında olunabilen beklentiler
akla gelir. Fakat beklentilerin yalnız farkında olunan ya da görünen ile sınırlı
olmayabileceği, bilinçdışı nitelikler taşıyan ve hastanın ya da doktorun çoğu zaman
farkına varamadığı beklentilerin de olacağı unutulmamalıdır.
İncelendiğinde üsteleyici hastaların genellikle gerçekliğe uymayan beklentilerinin
olduğu görülür. Bu beklentilerin bilinçdışı kaynağı ne kadar köklü
ise bu beklentilerin karşılanması o kadar mümkün değildir. Geleneksel hasta-doktor
ilişkisi hastada doktordan yapabileceğinin daha ötesinde beklentiler oluşturarak
üsteleyici davranışı arttırmaktadır.
Duygular: Hastalıklar ve hasta-doktor ilişkisi her insanda çeşitli duygular
yaratır. Bu duygular bazen hastalığın yaratabileceği gerçek tehdidin çok ötesinde
ve şiddetli olabilmektedir. Yatıştıramadığı, baş edemediği ya da katlanamadığı duygular
hastaların uyumsuz davranmalarına yol açar. Üsteleyici davranışa yol açan belli
bir duygu bulunmamakla birlikte etkinleşen duygular hastanın daha ısrarcı olmasına
neden olabilmektedir.
Deneyimler: Geçmişte kendisi ya da bir yakını doktor hatası olarak nitelendirilen
bir sağlık sorunu yaşamış olan hastalar sağlık hizmeti alırken daha tepkisel olmaktadırlar.
Böyle bir durumda hastaların üsteleyici davranma olasılığı artmaktadır. Yanlış bilgiler:
Hastalıklar ve sağlık hizmetleri ile ilgili bilgileri hastaların davranışlarını
etkilemektedir. Günümüzde bilgiye ulaşımın kolaylaşmış olmasına karşın ulaşılan
bilginin doğru olup olmadığı ve hasta tarafından doğru yorumlanıyor olup olmadığı
önemli bir sorun oluşturmuştur. Hastalar arama motorlarını kullanarak elde ettiği
bilgilerden ve televizyon dizilerinde yansıtılan sağlık hizmeti sunumlarından etkilenerek
üsteleyici davranışlar gösterebilmektedirler.
Psikolojik gereksinimler: İnsan davranışının oluşumunda psikolojik gereksinimler
önemli bir yer tutmaktadır. Üsteleyici davranışı oluşturabilecek psikolojik gereksinimleri
şu şekilde sıralayabiliriz: (a) Çocukluğunda hak ettiği sevgi ve ilgiyi görmeyen
kişilerde oluşan sevgi ve ilgi açlığı, karşılanması mümkün olmayan ilgi-sevgi görme
açlığı yaratabilir. (b)Anne ve/veya babası tarafından ‘özel’ bir insanmış gibi yetiştirilenler
aynı davranışı doktorlardan da bekleyebilirler. (c)Üsteleyici davranış utanç, suçluluk
ve kaygı gibi duyguları yatıştırma işlevi görebilir. Bunun en tipik örneği suçluluk
duygusu içinde olan hasta yakınlarında görülür. (d) ‘Ağlamayan çocuğa meme vermezler’
deyiminde ifade edildiği gibi çocukluğunda gereksinimlerini ancak diğer insanları
zorlayarak elde edenler bu davranışlarını erişkinlikte de sürdürür sürekli ‘ağlar’lar.
Doktorun davranışları: Her insanın davranışının karşısındaki insanı etkilediği
gibi doktorun davranışları ve görünümü de hastayı etkiler. Örneğin yorgun ve bezgin
bir doktor, hastada doktorun kendisiyle ilgilenmeyeceği izlenimi yaratabilir. Yine
beklentileri ve psikolojik gereksinimleri karşılanmadığında yatkın hastaların kolayca
üsteleyici bir yaklaşım sergileyebilmeleri diğer bir örnek olarak verilebilir.
“Müşteri hasta” ya da “tüketici hasta” anlayışı: Günümüzde giderek artan hasta
odaklı yaklaşım beraberinde hastanın bir tüketici ya da müşteri olarak ele alınması
anlayışını da getirmiştir. Bu anlayışın hastaların davranışlarını nasıl etkileyeceği
konusu henüz belirsizdir (7,8). Ancak muhtemelen üsteleyici davranışları arttıracak
ya da şiddetlendirecektir.
Klinik Görünüm
Genel olarak üsteleyici hasta ‘ısrarla doktorun yaptırmayı düşünmediği incelemelerin
yapılmasını ve uygun görmediği ilaçları ya da tedavileri uygulamasını isteyen ya
da kendisiyle daha çok ilgilenilmesini bekleyen hasta’ olarak tanımlanabilir. Hasta
gereksindiği hizmetin doktor ve sağlık sistemi tarafından verilmeyeceği kanısı içindedir
(9).
Fakat kararlı ve özgüvenli kişilik yapısının yansıması olarak isteklerde bulunan
ya da doktoru kandırmaya çalışan hastaların gerçek üsteleyici hastalardan ayrılması
gerekmektedir. Bazı hastalar kararlı ve özgüvenli bir kişiliğin yansıması olarak
haklarını sonuna kadar arar ya da bildiklerinde ısrarcı olurlar. Aynı şekilde çıkar
elde etmek amacıyla doktoru kandırmaya çalışan temaruz eden (hasta taklidi yapan)
olguların da üsteleyici davranıştan ayrılması gerekir. Yine madde bağımlılığı olan
hastalar hasta rolü oynayarak doktora gidebilirler. Örneğin ağrı için ısrarla narkotik
analjezik isteyen hasta bağımlı olabilir.
Gerçek üsteleyici hastaların davranışları psikolojik gereksinimlerden kaynaklanır.
Üsteleyici hastalarda sık görülen davranış örnekleri:
- Sürekli kendisi ile ilgilenilmesini sağlama çabası
ya da ilgilenilmesini isteme
- Görüşmeyi uzatmaya çalışma
- Randevu günü dışında muayeneye gelme ya da gelme talebi
- Doktora sık sık telefonla ulaşma çabası
- Israrla tıbbi olarak gerekmeyen inceleme isteme
- Endikasyon yokken doktordan bazı ilaçları yazmasını
isteme
Üsteleyici hastaların tümünde aynı davranış kalıpları görülmez. Üsteleyici davranışın
klinik görünümünü hastaların kişilik özellikleri belirler. Bazı üsteleyici insanlar
ne yapılırsa yapılsın bitürlü memnun olmazlar. Başka bir deyişle bir doymazlık içinde
sürekli isteme vardır. Ancak ısrarlı biçimde istemenin tarzı önemlidir. Sırnaşık
isteme ile zorlayıcı ve tehdit edici isteme farklı anlamlar taşır. Hasta doktorun
gerekli incelemeleri yapmadığını ve kendisine doğru tanı koymadığını düşünüyor olabilir.
Tez canlı insanlar her şeyin bir an önce tamamlanması beklentisi içindedirler. Beklemek
ve katlanmak bu insanlara dayanılmaz gelir.
Kişilik özellikleri dikkate alındığında ortay a çıkabilecek davranış örüntüleri
aşağıda ele alınmıştır:
Borderline üsteleyici: Borderline kişilik özellikleri olan insanlar kolayca
ihmal edildikleri duygusuna kapılırlar. İhmal edildikleri, yakınlık görmedikleri
ya da onaylanmadıkları hissine kapıldıklarında bunları elde etmek için ellerinden
geleni yaparlar.
Obsesif üsteleyici: Obsesif kişilik yapısına sahip olanlar mükemmeliyetçidirler.
Olup biteni yalnız kendi pencerelerinden görür; tanı ve tedavi süreçlerinin denetimini
ellerinde tutmak isterler. Mükemmeliyetçi yapıları nedeniyle kolayca ‘eksik bir
şey kalmasın’ ve ‘bir yanlışlık olmasın’ düşüncelerine kapılırlar. Diğer yandan
doktorun tanı ve tedavi sürecindeki istemleri hastada yaşamının denetimini yitirdiği
hissi yaratır. Bu his hastanın inatçı davranışlar göstermesine doktorla çekişmesine
neden olabilir.
Narsist üsteleyici: Narsistik kişilik yapısına sahip olanlar her şeyin en iyisini
hak ettikleri hissi içindedirler. Bu nedenle beklentileri yüksektir. Hak ettiğinin
kendisine verilmediği ya da verilmeyeceğini düşündüklerinde üsteleyici davranışlar
gösterirler.
Paranoid üsteleyici: Paranoid kişilik yapısına sahip olanlar kolayca aldatılacağı,
kandırılacağı ya da bir kötülüğe maruz kalacakları düşüncelerine kapılırlar. Böyle
bir durumda Paranoid kişilik yapısına sahip olanlar gerekli hizmeti alamadığını
düşünerek üsteleyici davranış sergilerler. Bazen de gereksiz bazı işlem ve tetkiklerin
yapıldığı kuşkusu içinde doktorlarla çatışabilirler.
Bağımlı üsteleyici: Bağımlı kişilik yapısına sahip insanlar kendisi ile ilgili
her türlü kararın bir başkası tarafından alınması beklentisi içindedirler. Bu beklentileri
ve psikolojik gereksinimlerinin karşılanacağı konusunda güvence arayışları üsteleyici
davranmalarını neden olur.
Antisosyal üsteleyici: Antisosyal kişilik (psikopat, sosyopat) yapısına sahip
insanlar bencilce isteklerinin en kısa sürede yerine getirilmesi beklentisi içindedirler.
Bütün işlerini kısa yoldan ve kestirmeden halletmek için üsteleyici davranış gösterebilirler
Üsteleyici Hastanın Doktorda Yarattığı Duygu ve Düşünceler
Üsteleyici bir hasta ile karşılaştığında doktorların öfke, kaygı, utanç, suçluluk,
yetersizlik, belirsizlik, mağlubiyet hissi, umutsuzluk, hayal kırıklığı, bıkkınlık,
tükenmişlik ve çaresizlik gibi duygu ve düşünceler yaşadıkları görülmektedir. Bunlardan
hangisini ne şiddette yaşayacağını büyük oranda doktorun kişilik yapısı ve hasta-doktor
ilişkisine bakış açısı belirler. Hastanın davranışlarının etkisi olmakla birlikte
hangi duygunun ne şiddette yaşanacağında doktorun iç dünyasında etkinleşenler daha
belirleyici olmaktadır.
Doktorun üsteleyici bir hasta ile karşılaştığında yaşayacağı duyguyu belirleyen
en önemli etmenlerden birisi de hastanın üsteleyici davranışları ile ilgili doktorların
algılarıdır. Örneğin hastanın davranışını ‘keyfinden’ ya da doktora ‘kendisine bakmakla
yükümlü bir kişi’ olarak baktığı için öyle davranıyor yaklaşımı içinde olan doktor
doğal olarak öfkeyi daha şiddetli yaşar.
Aşağıda zor hasta ile karşılaştığında doktorun yaşadığı duyguları etkileyen
bazı kişilik özellikleri verilmiştir:
İnatçılık: İnatçı iki insan arasında bir inatlaşma başladığında bu çekişme çoğu
zaman bitmez. Kişilik yapısında inatçılık olan bir doktor (örneğin obsesif kompulsif
kişilik) bu kişilik özelliği nedeniyle sonu olmayan ya da gereksiz dayatmalarda
bulunabilir.
Narsistik incinme: Her insanda sevilme, beğenilme, önemsenme ve takdir edilme
gibi narsistik gereksinimler doğal olarak bulunur. Bu gereksinimler karşılanmadığında
da her insan değişen şiddetlerde olmak üzere narsistik incinme (üzüntü, öfkelenme
vb) yaşar. Hastalar üsteleyici davranış gösterdiğinde doktorda ‘yetersiz görüldüğü’
ve ‘kendini yetersiz görme’ gibi hisler canlanıyorsa bunlar narsistik incinmenin
göstergeleridir. Narsistik incinme yaşayan doktorda hastadan duygusal olarak uzaklaşma,
hastayı ret etme, hastaya öfkelenme gibi psikolojik tepkiler çıkabilir. Doktorda
narsistik kişilik örgütlenmesi söz konusu olduğunda bu tepkiler daha şiddetli yaşanır.
‘Hayır diyememe’: Günlük yaşamında başkalarının isteklerini ret etmekte zorlanan
doktorun bu yaklaşımı hasta-doktor ilişkisine de yansır. Hastanın taleplerini yerine
getirmediğinde doktor rahatsız edici duygular yaşar. Hastanın taleplerini mutlaka
yerine getirmesi gerekiyormuş hislerinin baskısı altında kalır. Canlanan bu duygular
ile etik ilkeler arasında sıkışan doktor psikolojik olarak bunalır.
İşine karışıldığı duygusu: Kendisini alanında otorite olarak gören doktor, hasta
çeşitli isteklerde bulunduğunda ‘işine karışıldığı’, yetkinliğinin ve otoritesinin
sorgulandığı hissine kapılabilir. Böyle bir durumda da üsteleyici davranış basit
bir istek olmaktan çıkıp doktorun mesleki yeterliliğinin sorgulanması anlamı kazanır
ve doktorun tepkisel davranışlar göstermesine yol açabilir.
Çatışmaktan kaçınma: Doktorların bir kısmı da uğraşmaktansa hastanın isteklerini
yerine getirmeyi yeğleyebilmektedir. Özellikle çatışmadan kaçınma eğilimi olan doktorlarda
bu yaklaşım daha sık görülmektedir. Ancak her koşulda öncelikle hastanın isteklerinin
riski, tehlikesi, zararı ve yasal sorun yaratabilecek nitelikleri dikkatli biçimde
incelenmelidir.
Sağlık çalışanları arasında hasta-doktor ilişkisinde paternalistik yaklaşımın
(10) yaygın biçimde benimsendiği görülmektedir. Bu da hastanın doktora kayıtsız
koşulsuz itaatkâr davranması gerektiği beklentisi yaratmaktadır. Bu beklenti içinde
olan doktorlar hastanın üsteleyici davranışlarını kendilerine meydan okunması olarak
yorumlamakta ve tepkisel davranabilmektedirler.
Üsteleyici Hasta ile Baş Etme
Her üsteleyici hasta için geçerli olacak standart bir yaklaşımın uygulanmaya
konması mümkün değildir. Ancak tüm zor hastalar ile baş etmede olduğu gibi yol gösterici
bazı ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir (Tablo 1). Üsteleyici hasta ile baş
etmeye çalışan doktorlar kendi kişilik özelliklerini ve hastasının biyopsikososyal
özelliklerini dikkate alarak hastasına yaklaşmalıdır.
Kendini tanıma: Zor hasta ile baş etme becerisini geliştirmek isteyen bir doktorun
ilk yapması gereken kendisi hakkındaki farkındalık düzeyini arttırmaktır (9). Kendini
tanıma, insanın kendisinde (bedeninde, iç dünyasında) var olanların, her türlü ilişkide
nasıl davranacağının farkında olması ve bunları doğru değerlendirmesidir (11). Kendini
tanıma; sorunlarla baş etme, strese katlanma ve duygu yönetimi gibi kişilerarası
ilişkilere yön veren iletişim becerilerinin yeterliliğinin farkında olmayı da içerir.
Üsteleyici bir hasta ile karşılaşmak doktorda doğal olarak (bazen baş edilmesi
güç düzeyde) çeşitli duyguları canlandırır. Doktor yaşadığı duygular ve bu duyguların
kendisini nasıl yönlendirdiği konusunda farkındalık kazanmalıdır. Farkındalık kazanmasına
karşın hastaların üsteleyici davranışları ile baş edemeyen ve bu nedenle psikolojik
olarak tükenen ya da hastalardan duygusal olarak uzaklaşan doktorlar profesyonel
yardım almayı düşünmelidir. Hasta-doktor ilişkisine bakış açısı: Doktor, hasta-
doktor ilişkisine bakış açısını gözden geçirerek bakış açısının hastayla olan ilişkisini
nasıl etkilediğini belirlemelidir. Geleneksel (paternalistik) yaklaşıma göre hasta-doktor
ilişkisinde belirleyici olan doktordur. Hastanın doktorun dediklerini kayıtsız koşulsuz
kabullenmesi, sorgulamaması beklenir (10). Geleneksel (paternalistik) doktor-hasta
ilişkisini benimseyen doktor üsteleyici davranışlarda bulunan hasta karşısında şaşkına
dönecek ve büyük olasılıkla hastaya reddedici davranacaktır.
Eşduyumsal anlayış: Eşduyumsal anlayış hastanın üsteleyici davranışının altta
yatan nedenlerini görebilmeyi sağlar. Hastasını biyopsikososyal bütünlük içinde
ele alamayan ve hastalarının psikolojik ve sosyal sorunlarını görmeyen ya da göz
ardı eden doktorların üsteleyici hastalara tepkisel olma olasılıkları daha yüksektir.
Bu nedenle eşduyumsal anlama becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir.
Etkileşimi değerlendirebilme: Her türlü kişilerarası iletişimde olduğu gibi
hasta-doktor ilişkisinde de hasta doktoru, doktor da hastayı etkiler. Doktor açısıyla
bakıldığında etkileşimin önemli iki yönü vardır. İlki hastanın davranışlarının doktor
üzerindeki etkisi; ikincisi ise doktorun söylediklerinin, ses tonunun, yüz ifadesinin,
duruşunun ve el-kol hareketlerinin hastayı etkileyebildiğidir.
İletişim ve ilişkiyi yönetme: Kendini iyi tanıyan, hastasını eşduyumsal anlayışla
değerlendirebilen ve hasta-doktor ilişkisinde karşılıklı etkileşimi görebilen doktorlar
ilişkide yaşananları daha doğru değerlendirir. Bu da iletişim ve ilişkiyi istenen
yönde sürdürebilme şansı verir. Üsteleyici bir hasta ile karşılaştığında ilişkiyi
yönetmek, doktorun tepkisel olmadan hasta için en yararlı olacak şekilde davranabilmesi
anlamına gelmektedir.
Hizmet sunum değişikliği: Hizmet sunum değişikliği ile üsteleyici hastaların
üsteleyici davranışlarını azaltmak mümkündür. Butik hastanelerde pazarlama stratejilerini
inceleyen bir yazıda butik sağlık sunumunun en iyisinin bedelini ödeyebilecek az
sayıda talepkâr bireye yönelik olduğu ileri sürülmektedir (12). Ancak sağlık hizmeti
sunumunun tümüyle hasta ve yakınlarının isteklerine göre belirlenmesi düşünülemez.
Tablo 1. Üsteleyici hastalar ile baş etmede kullanışlı öneriler
- Doktor hastanın davranışlarını kişiselleştirmemeli.
- Doktor tepkisel davranmaktan kaçınmalı, davranışını
etkileyecek düzeyde (örneğin öfke) duygu yaşadığında anında tepki göstermemeli.
- Doktor iletişimin yalnız kullanılan sözcüklerden ibaret
olmadığını, ses tonunun ve beden dilinin hastayı nasıl etkile(yebil)diğini
dikkate almalı.
- Açık uçlu, yargılamayan, suçlamayan, değer verildiği
hissi yaratan sorularla hastanın derdini daha iyi anlatmasını sağlamalı
- Doktor o gün, o saatlerde ve o an yaşadığı duyguların
farkında olmalı. (Önemli bir kısmı karşısındaki üsteleyici hasta ile ilgisi
olmayan bu duyguların tahammül gücünü ve davranışlarını etkileyebileceğini
unutmamalı.)
- Hastanın kendisine güvenmediği hissine kapılması birçok
doktorda rahatsız edici duygular yaratır. Doktor bu duygularından etkileniyorsa
bunlarla baş etmenin yollarını bulmalı.
- Hastanın davranışını etkileyen etmenleri belirlemeye
çalışmalı. (Geçmiş deneyimler, bilgi düzeyi, yanlış bilinenler, güncel sorunlar,
kişilik yapısı, ruhsal rahatsızlıklar hastanın davranışını etkileyebilir.)
- Hastanın beklentilerini öğrenmeli. [Bazı hastalar
açıkça söylemeseler bile kafalarında belirledikleri belli bir incelemenin (MR
gibi) yapılmasını istiyor olabilirler. Hastaneye yatma, parenteral tedavi uygulanması
gibi beklentileri de olabilir. Doktorun hastaya açık ve suçlayıcı tarzda olmayan
kibar bir şekilde kendisinden ne beklediğini sorması hastanın beklentilerinin
net bir şekilde anlaşılmasını sağlayabilir.]
- Hastanın hastalık rolü ile ne derece özdeşleştiğini
belirlemeli. [Bazı hastalar hasta olduklarında çevrelerindeki insanlardan gördükleri
ilgiyi (çoğu zaman bilinçdışı) sürdürmek için sürekli çeşitli yakınmalar getirirler.]
- Doğru tanı konduğuna dair hastanın kaygılarını gidermeli.
- Hastanın kaygıları ve kuşkuları yersiz bile olsa yargılamadan
değerlendirmeli.
- İzlem, yapılacak incelemeler ve tedavi sürecini mümkün
olduğunca hasta ile birlikte planlamalı.
- Hastanın tıbbi, etik ve yasal olmayan isteklerini
yerine getirmemeli. (Kararlı fakat ret edici olmayan bir tavırla durumu hastaya
bildirmeli.)
- Hastayı etkileyen her türlü duygunun (korku, kaygı)
ifade edilmesini sağlamalı. İletişim ve ilişkiyi bozmayan duygu boşalımına
(katarsis) izin vermeli.
- Hastanın bıktıran ve bezdiren istekleri doktorun hastadan
uzaklaşmasına ve onun tıbbi ve psikolojik gereksinimlerini görememesine yol
açabilir. Doktor bu tür durumlarda oluşan hastayı çok zorunlu olmadıkça görmek
istememe hissini aşmalı.
- Katı olmak ile kararlı olmak arasındaki fark irdelenmeli
ve kararlı olunmalı
- Hastanın beklenti ve istekleri öğrenilerek ve dikkate
alınarak sınırlar net olarak çizilmeli ve hastaya açıklanmalı.
- Üsteleyici hasta karşısında sürekli tepkisel davranış
gösteren doktorlar davranışlarının altında yatan nedenleri daha iyi anlamak
amacıyla profesyonel yardım almayı düşünmeli.
- Üsteleyici hastalar karşısında canlanan duygularla
baş etmekte zorlanan, kendisini bozguna uğramış gibi hisseden ve bunları aşmakta
çok zorlanan doktor bu konuda profesyonel yardım almayı düşünmeli.
Kaynaklar
- Akgün-Çıtak E, Avcı S, Basmacı Ö, Durukan İ. Bir Üniversite
Hastanesinde Hemşirelerin “Zor Hasta” Olarak Tanımladıkları Hastalarla İletişim
Davranışlarının İncelenmesi. Hemar-G 2011; 13(1): 35-44.
- Özmen E, Taşkın EO. “Zor Hasta” ve Hasta- Hekim İlişkisinde
Yaşanan Güçlükler. STED 2012; 21(4): 250-257.
- Çelik R, Erdem R. Hastanelerde huysuz hastaların görülme
sıklığı ve hastane çalışanlarına etkisi. Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi 2014;
17(2): 7788.
- Back AL. The myth of the demanding patient. JAMA Oncology
2015; 1(1): 18-19.
- Ries A (2017) Talepkar müşteriler. Capital 1(6.03.2017
https://www.capital.com.tr/yazarlar/al- ries/talepkar-musteriler
(E.T. 03.02.2018)
- Schafer S, Nowlis DP. Personality disorders among
difficult patients. Arch Fam Med 1998; 7(2): 126-129.
- Gökçe O, Bulduklu Y. Sağlık hizmetlerinin sunumunda
“müşteri hasta” ve etik sorunlar. Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi 2015;
15(29): 38-61.
- Tarı B, Yavuzer R. Hasta-hastane-hekim ilişkisinde
tüketim dinamikleri ve tüketici kimliği ile hasta. Gazi Medical Journal 2007;
18(4): 145150.
- Cannarella Lorenzetti R, Jacques CH Donovan C, Cottrell
S, Buck J. Managing difficult encounters: understanding physician, patient,
and situational factors. Am Fam Physician 2013; 87(6): 419-425.
- Emanuel EJ, Emanuel LL. Four models of the physician-patient
relationship JAMA 1992; 267(16): 2221-2226.
- Özmen E. Hayatın içinde iletişim. CBU-SBED 2016; 3(2):
229-231.
- Salman AN, Uydacı M. Butik hastanelerde pazarlama
stratejileri. Öneri Dergisi 2012; 9(35): 45-50.
Alıntı Kaynak: Van Tıp Dergi Cilt:25, Sayı:3, Temmuz/2018
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar