Dünya Mitlerinde Yılan
Edebiyat birçok farklı bilim dalı
ile iç içedir. Felsefe, tarih, sosyoloji gibi bilim dalları edebiyatın
faydalandığı alanlar olmuşken, mitoloji de edebiyatın sık sık başvurduğu
kaynaklardan olmuştur. Zira mitler edebiyatların ilk örnekleri olarak kabul
edilmiştir. Bu sebeple mitolojiden yararlanan her yazar, şair ve sanatçı da
mitlerin günümüze kadar aktarımına katkı sağlamışlardır.
Karşılaştırmalı edebiyatın temel
çalışma alanlarından biri olan mitler edebi ürünlerin alt metinlerini
oluşturduğu saptanmıştır. Konunun daha iyi açıklanabilmesi için toplum,
edebiyat ve mit ilişkisi incelenmiş, ayrıca karşılaştırmalı mitolojiye de
değinilmiştir. Burada mitlerin insana evrenle ilgili kavrayamadıklarına ve
açıklama getiremediklerine dair bilgiler sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca
mitler insanlara yüzyıllarca rol model olmuşlardır. Mitlerle ilgili ulaşılan
bir diğer sonuç ise yeryüzünde yaşanan çok önemli olayların mitler sayesinde
bilinmesini ve bu olayların bir daha yaşanabileceğini hatırlatan nitelikte
oluşlarıdır. Eski çağlardan beri toplumların inanışlarında, geleneklerinde ve
sözlü kültürlerinde görülen mitlerin eski zamanlarda yaşanan olayları anlatan
gerçek öyküler olduğu görülmüştür.
Mitler ilgili ulaşılan bir diğer
sonuç ise, sözlü edebiyatın ilk örneklerini oluşturmakla birlikte, sözlü
kültürün de gelişimine katkıda bulunmuş olmalarıdır. Edebiyatın kendine has
düşünsel örneklerini sunmuşlardır. İçinde bulundukları dönemin etkisi ile
şekillenmişler ve bu şekilde varlıklarını günümüze kadar sürdürmüşlerdir. Bu
sebeple, mitler içinde bulunduğu toplumun kültürel değerleriyle var olmuşlar ve
o toplumun değerlerini yansıtmışlardır. Mitlerin edebi türü zenginleştirirken,
geçmiş ile günümüz arasındaki bağı koruyan bir köprü görevi gördüğü sonucuna
ulaşılmıştır. Kültürel bellek aktarıcıları olan mitler, geçmişin kodları ve
toplumların dnaları olduğu saptanmıştır.
Mitler farklı coğrafyalarda ortaya
çıksa da özde aynıdırlar. Karşılaştırmalı mitoloji de farklı kültürlerde
görülen ortak motifleri ve sembolleri bu noktadan hareketle açıklamaya çalışmıştır. Çünkü
karşılaştırmalı mitoloji, kültürler arası etkileşimi ortaya koyacak önemli
alanlardan biri haline gelmiştir. Buradan hareketle şu sonuca ulaşılmıştır;
mitoloji disiplinler arası çalışmalarıyla çok yönlü bir bakış açısı sergilemiş
ve toplumları birbirine bağlayan bir köprü görevi görmüştür. Az ya da çok birbirleriyle
iletişim kuran bu topluluklar farklılıklarını zenginlik haline getirmeyi
başarmıştır. Toplumdan topluma aktarılan bu mitlerin kendilerini tekrar ederek
çağlar boyunca farklı konular, semboller ya da motifler şeklinde var olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
Yer altı ve yeryüzünde yaşayan yılanın iki
farklı katmanın özelliklerini bünyesinde barındırması zıtlıklarla iç içe
olduğunu gösterir. Yer altı ölüm ve kötülük ile ilişkilendirilirken, yeryüzü
deri değiştirme özelliği sebebiyle yeniden dirilme ile ilişkilendirilir. Eski
çağlardan beri hem saygı duyulan hem de korkulan bir hayvan olan yılan
bünyesinde hem zehiri hem de panzehiri barındırması sebebiyle düalist bir
yapıya sahip olduğu ortaya konmuştur. Toplumların yılana yükledikleri anlam
dönem dönem farklılık göstermiştir. Tek tanrılı inançla birlikte yılana olumsuz
bir anlam yüklenmiştir.
Görünüş itibariyle dişi cinsel organından
doğan fallusu simgeleyen yılanın doğurganlık ile sembolleştirilen toprağı
dölleyen bir unsur olarak görülmüştür. Bu sebeple yılanın doğumu simgelediği
saptanmıştır. Ayrıca görünüş itibariyle spermaya benzeyen yılan hem toprak
üzerinde hem de toprak altında yaşar ve doğurgan toprağı dölleyen bir unsur
olarak görülür.
Ağaç, yumurta ve su ile de ilişkilendirilen
yılanın bu unsurların doğada üreme ile ilgili olmalarından dolayı yine yılan
ile ilişkilendirildiği saptanmıştır. Yaradılış ile ilgili mitlerde ağaç ve
yılan birlikte yer almıştır. Ağaç da doğurganlığı simgelemektedir. Şekli
itibariyle dallarındaki çentikler ve yaprakları kadın vajinasını andırmaktadır.
Ayrıca yer altı, yeryüzü ve gökyüzü arasında bir bağ oluşturur. Dolayısıyla
yılanın çok yönlü ve her uzama ait bir varlık olduğu saptanmıştır.
Bereketi simgeleyen su da yılan ile
ilişkilendirilmiştir. Ölümsüzlük ve yeniden doğuş sembolü yumurta yılan ile
ilişkilendirilmiştir. Yumurtanın aşılanması da doğurganlığı ifade eder. Yılan
ise spiral biçimlidir. Kadın vücudunda aşılanabilen yumurtalar vardır, şekli
ile yılanı andıran sperma da bunu aşılar. Bu yüzden yılan, üreme doğurganlık
ile ilişkilidir.
Türk, Sümer-Babil, Mısır, Hint, Yunan-Roma
mitlerinde yılan; anne, büyük bilge, yeniden doğuş ve hilebaz
arketiplerindendir. Hem erili hem de dişili ifade eden yani her iki cinsin
özelliklerini de kendinde barındıran yılan, yaratılış eylemlerinde hem
yaratılışın başlangıcındaki dölleme işlemi yapan eril gücü hem de döllenen
dişil gücü temsil etmiştir. Böylece varoluş için gerekli olan çatışmayı kendisi
sağlamıştır. Sonsuz döngünün gerçekleşmesi için gerekli olan mücadelede yılan
hem alt eden hem de alt edilen konumda görülmüştür. Bir annenin hem yaratan hem
yok eden örnekleri, yılanın hem yaratılışta yer alması hem de yaratılan her
şeyi tehdit etmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Bazı mitlerde yılanın öldürülmesi
evreni temsil eden eril gücün alt edilmesini göstermektedir. Dolayısıyla dişi
ve erkek mücadelesi yaşamın devam ettirilmesi bağlamında önemlidir. Büyük bilge
arketipiyle de her zaman yol gösteren ve önder olarak görülen bir konumda yer
almıştır. Dolayısıyla da iktidarı temsil eden eril gücü ortaya koymuştur. Kimi
zaman da yılanın anaerkilliğine vurgu yapılarak dişil gücün önderliği öne
çıkmıştır. Aynı zamanda deri değiştirme özelliği ile de yeniden doğuşu
arketipine karşılık gelmiştir. Yılan deri değiştirmesiyle varoluşu yeniden
başlatır yani hayat son bulmaz. Yılanın sağaltıcı özellikleri de onun bu
özelliklerini destekler niteliktedir. Çünkü şifa bir çeşit yeniden hayata
döndürmedir. Şeytani özellikleriyle de yılan hilebaz figürüne denk gelmektedir.
Çünkü yılan, devamlı insanı aldatan, yanıltan ve düşmanlık yaratan yönleriyle
daima bir kaos yaratır ve evrensel uyumu tehdit eder. Makrokozmos olan evrenin
mikrokozmos olan temsili yılan, evrendeki çatışmayı daima içindeki düalist
yönle ortaya koyar. Evrendeki iyi-kötü, aydınlık-karanlık ve dişil-eril
çatışması yılan da sembolik bir anlam kazanır.
Yılan, sadece Sümer-Babil, Türk, Mısır, Hint
ve Yunan-Roma mitlerinde yer alan bir varlık değildir. Aynı zamanda Çin,
Kızılderili ve İskandinav mitlerinde de yılana sıklıkla rastlanılmaktadır.
Dolayısıyla bu mitler de ayrı bir çalışma konusu olabilmektedir. Bunlara ek
olarak yılan gibi kartal da hemen hemen tüm toplumlarda görülen ortak
hayvanlardan biridir. Kartal da aynı şekilde karşılaştırmalı mitoloji alanında
üzerine çalışılabilecek sembol ya da motiflerden biridir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar