Hasan el-Benna Sâid Havva
Hasan el-Benna( ö. 1949 )
Kendisi de bir zaman tarîkata intisap ederek
tasavvuf yoluna giren el-Benna şeyhini
hayırla yâd eder ve onun hakkında şunları söyler: “Biz onun hakkında hayırdan
başka bir şey biliyor değiliz.” “Allah
bize yaptığı bu hizmetleri dolayısıyla onu en iyi bir şekilde mükâfatlandırsın.”
Hasan el-Benna daha sonra İhvan-ı Müslimin
Cemiyeti’ne katılıp katılmama hususunda şeyhinden farklı düşünüp tasavvuf
yolundan ayrılmış olsa da; tasavvuf ve
mutasavvıfların faziletlerini söylemekten hiçbir zaman kaçınmamıştır. O,
özellikle tasavvufun İslam’ın pek çok yerde ve uzak bölgelerdeki yayılması
hususundaki katkılarına ve
mutasavvıfların nefisleri tedavi etmek ve onun hastalıklarına uygun ilaçlar
vermek açısından başka eğitimcilerin varamadıkları bir noktaya vardıkları gibi hususlara değinir.
Hasan el-Benna bir konuşmasında; yaptıkları
davetin temel özelliklerinden birisinin tasavvufi bir hakikat olduğunu
belirtmiştir. el-Benna tasavvuf için
yaptığı övgülerinin yanında; ona zamanla felsefe ve politikanın karıştığı eleştirisini de yapmaktadır.
Sufi Sâid Havva ( ö. 1989 )
Sâid Havva da selefî bir tasavvuf anlayışı
için mücadele edenlerdendir. Ancak o diğer selefî tasavvuf savunucularından
farklı olarak tarîkat sisteminin gerekliliğini kabul etmektedir. Bu amacını
şöyle açıklar:
“Selefî bir tasavvuf şeklinin gelişmesi için
çalışıyorum. İlim ve zikir meclisleri, şeyh ve halkaları olan selefî bir
tasavvuf. Bundan başka bir tasarım yoktur.” O, bu
düşüncesinde iki tarafa da aynı mesafede olduğunu belirtir: “Sofu olsun,
selefî olsun kimseden çekinmeden ve alerji duymadan herkesten gelecek haklı
söze bağrımız açıktır.”
Havva, bazı selefî tasavvuf savunucularının
yaptığı gibi; tartışmayı tasavvuf kavramının bizzat kendisine kadar taşınmasına
karşı çıkar:
“Halk arasında öyleleri vardır ki, tasavvuf ve
sofiye isimlerini duymaya bile razı değildir. Böylelerine yavaş olun diyorum.
Aramızda tarih hakem olsun. Asırlardan beri kimse tasavvuf ismini inkâr etmiş
değildir. Çünkü nahiv, bedi, meanî, fıkıh ve diğer ilim dallarında olduğu gibi
bu bir ıstılahtır. Âlimlerin de ifade ettiği gibi ıstılahlarda sürtüşme olmaz.”
Sâid Havva’nın tasavvuf ve sûfilerin
niteliklerini belirtmek üzere sarf ettiği sözlerden bazıları şunlardır:
“İslamî hareketin aynı anda tasavvufla ruhi
eğitim hakkında açık bir nazariyeye ihtiyacı vardır.”
“Her şeyi bir tarafa bıraksak bile Şeyh
Şamil’in Türkistan’da hareketini, İmam Rabbani’nin Hindistan’da hareketini,
Senusiler’in Libya’da ve Dervişlerin Sudan’da hareketlerini unutmamız mümkün
değildir.”
“Muhtelif asırlar boyunca İslam ümmetinin
yüzde doksanının tasavvufla ilişkisi olmuştur.”
“Tasavvuf ve erbabı başkalarının ulaşamadığı yerlere ve muhitlere
ulaşmaktadır.”
“Çok denedim çok gördüm, ama İslam esaslarına
uygun temiz bir tasavvufî terbiye almış kişiler dışında; nefiste kemal, sülukta
ihsan ve akıllıca muamele gücüne sahip nadir kimseler görebildim.”
Sâid Havva zaman zaman tasavvufa ve bu ilimle
uğraşanlara yönelik eleştirilerde de bulunmuştur. Bunlardan bazılarını şöylece
zikredebiliriz:
“Tasavvuf konusunda kitap yazanların çoğu, bu
ilmi belirli bir zümreye hasretmişlerdir.”
“Bu ilimle uğraşanların çoğunun İslamî
tasavvurları kısır ve anlayışları dardır.”
“Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesi ile fıkıh
mezhepleri ışığında yazıların tasavvuf kitapları azdır.”
“Cahil sofularla cahilce tasavvufun cihat
davasının unutulmasında rolleri olduğu devirler artık gelip geçmiştir.”
Havva’nın bir yandan tasavvufa övgüler
yağdırırken; öbür yandan bu ilimle uğraşan bazılarını eleştirmesi bir tenakuz
olarak görülmemelidir. Zira onun övdüğü tasavvuf, İslamî yaşantının bir ürünü
olana tasavvufken; onun yerdiği, tasavvuf adına yapılan ve İslamî yaşam
tarzıyla bağdaştırılamayacak olan menfi hareketlerdir. Yine onun övdüğü,
peygamberlerinin izinden giden büyük sûfiler iken; onun yerdiği, tasavvuf
kisvesine bürünüp İslam dininin kesinlikle hoş görmeyeceği işler yapanlardır.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki; Havva,
kendisine tasavvuf taraftarlarıyla karşıtları arasında bir yer tayin edip, iki
tarafın aşırılarıyla da mücadele etmeyi kendine vazife telakki etmektedir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder