İnceden İnce
Duamız
Hz Enes’in rivayeti
لم يكن النبي سَبَّابًا، ولا فَحَّاشًا، ولا لَعَّانًا،
كان يقولُ لأحَ دِنا عندَ المَعْتِبَةِ: تَرِبَ جَبِينُه
“Rasülüllâh salla'llâhü aleyhi ve sellem
Efendimiz küfretmez kötü işler yapmaz lanet etmezdi. Birimizi azarlayacağı
zaman alnı bereketli olsun (Alnı çokça secdeye gidip toprağa bulansın
anlamında) derdi.”
Beklentisiz
Şu ayetlerde olduğu gibi;
يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ
قُمْ فَأَنذِرْ وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ وَلَا
تَمْنُن تَسْ تَكْثِرُ
Ey örtünüp bürünen (Peygamber!) Kalk da uyar.
Rabbini yücelt. Elbiseni temiz tut. Kötü şeyleri terk et. İyiliği, daha
fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma
Yahudiler İflah Olamayacaklar
قَاتَل fiili lafzatullah ile birlikte
kullanıldığında birkaç farklı manaya gelebilmektedir.
Kimilerince Allah onu öldürsün, kimilerince
Allah ona lanet etsin, kimilerince Allah
ona düşman olsun manalarına gelebilmektedir.
İbni Manzur قُتِلَ الْإِنسَانُ
مَا أَكْفَرَه
Kahrolası
(inkârcı) insan! Ne nankördür o! (Abese,
80/17)
Ayetini
açıklarken قُتِلَ الْإِنسَانُ tabirinin لُعِنَ الإنْسانُ “Lanet olası insan!” demek olduğunu
söylemiştir. Ona göre قَاتَلَهُ
الله
demek لَعَنَهُ الله demektir. Ayrıca İbni Manzur قَاتَلَهُ الله tabirinin عاداه ona düşman olsun, hasım olsun
anlamına da gelebileceğini belirtmiştir.( İbn
Manzur, ( قتل ) mad.)
es-Sealibi (ö. 429/1038) efendimizin " قاتلَ اللهُ اليهودَ ” “Allah Yahudileri kahretsin”( el-Buhari,
Buyu’, Bab, 103 Hadis, 2223 s.452)
hadisini açıklarken manasının “Allah onları
helak etsin, öldürsün” olduğunu belirtmiştir.
Buhari bu hadisi açıklarken قاتلَ fiilinin لَعَنَ manasında olduğunu söylemiştir.( el-Buhari,
Buyu’, Bab, 103 Hadis, 2223 s.452)
قَاتَلَهُ الله terkibinde meful zamiri muttasıl olduğu
için faili üzerine takdim etmiştir.
Mefulün üç yerde fail üzerine takdimi
vaciptir.
1- Failde mefule dönen bir zamir olduğunda. رَكِبَ السَّيَارَةَ صَاحِبُه
2- Meful muttasıl zamir olduğunda. قَاتَلَهُ الله
3- Failden hasr manası kastedildiğinde. لا ينفعُ المرءَ إهلا العملُ الحميدُ
قَاتَلَهُ الله tabiri ile bazen zahir olan manası
kastedilir. Buda Allah’ın laneti ya da hasım
olmasıdır. Çoğu zaman bu tabiri kişi hasmından
aciz kaldığı zaman ona kullanır.
Meydani (ö. 518/1124) bu tabirin manasını şu şekilde
açıklamıştır. “Onun canını
Allah’tan başkası
almasın.”( el-Meydani
Ebu’l- Fadl Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. İbrahim en-Nesaburi, Mecmau’l-Emsal,
tah. Said el-Liham, Daru’l- Fikr, Beyrut, 2002, II, 328)
İbn Manzur قَاتَلَهُ الله tabirinin bazen kendi asıl manasından
soyutlandığını تَرِبَتْ
يَدَاكَ
gibi
taaccüp ifade eden mecazi bir anlamda
kullanıldığını belirtmiştir. (İbn Manzur ( قتل )
mad. XI, 549) Bu ifade
Türkçemizde de şaşkınlık anında “Allah canını
alsın” kullanımına benzemektedir.
ez-Zemahşeri’de şu ayeti açıklarken قَاتَلَهُمُ اللهُ أَنَّى
يُؤْفَكُونَ “Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan
çevriliyorlar!”( Tevbe, 9/30) قَاتَلَهُمُ
الله ifadesinin aslında şu manayı ifade ettiğini
söylemektedir. “O kötü söylemleri yüzünden
(Yahudilerin Uzeyr Allah’ın oğludur demeleri
Hristiyanların da Mesih Allah’ın oğludur
demeleri) onlara bir taaccüp sonucu olarak قَاتَلَهُمُ الله denmesine müstahak oldular. قَاتَلَهُمُ الله
demek ما اَعْجَبَ فِعْلَهُمْ demektir.( Ebu’l- Kasım Carullah Mahmud
bin Ömer ez-Zemahşeri, el-Keşşaf an hakaiki’t-Tenzil ve Uyuni’l-Ekavil fi
Vucuhi’-Tevil, Daru’l- Kutubi’l- Arabi, Beyrut, 1987, 3. Baskı, II, 185)
Rasülüllâh salla'llâhü aleyhi ve sellem
Efendimizden gelen Hz Enes’in rivayetini duyunca Yahudilerin iflah olamayacağı
hükmü halen caridir.
لم يكن النبي سَبَّابًا، ولا فَحَّاشًا، ولا لَعَّانًا،
كان يقولُ لأحَ دِنا عندَ المَعْتِبَةِ: تَرِبَ جَبِينُه
“Rasülüllâh salla'llâhü aleyhi ve sellem
Efendimiz küfretmez kötü işler yapmaz lanet etmezdi. Birimizi azarlayacağı
zaman alnı bereketli olsun (Alnı çokça secdeye gidip toprağa bulansın
anlamında) derdi.
Merhametlidir Efendimiz
Zira efendimiz başka bir hadisinde kendisi
hakkında
“ اللَّهمَّ ! إنمَّا أنَا بشرٌ. فأيُّما رجلٍ من المسلمين سببتُه، أو لعنتُه،
أوجلدتُه. فاجعلْها له زكاةً ورحمة ”
“Allah’ım bende bir beşerim. Müslümanlardan
kime kötü bir laf edersem, ya da lanet edersem ya da vurursam sen bunu onun
için bir arınma ve bir rahmet kıl” demiştir.[ el-Müslim b. Haccac, Sahih-i
Müslim, Dar’u İhyai’t- Tusai’l- Arabi, Beyrut, hadis no.2601]
سُبْحَانَهُ ثُمَّ سُبْحَانًا
نَعُوذُ بِهِ وقَبْلَنَا سَبَّحَ الجُودِيُّ والجُمْدُ
Suphanallah! Sonra yine Suphanallah! Ona
sığınırız. Bizden önce her yüksek yer ve her
cansız olan varlıkta tesbih ederdi.
سُبْحَانَ الله ifadesinde bazen الله
lafzı hazfedilir ancak manası niyet edilir. Bu durumda genel olarak سبحانَ مِن علي ( Suphanallah Ali’ye) gibi kullanılır.
(İbn Manzur, “ سبح
Mad.)
İnsan nasıl nankör olur?
قتِلَ الإنْسَان مَا أَكْفَرَه
- 3
“Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!” Taberi burada ki مَا
أَكْفَرَه tabirinin iki farklı manaya geldiğini
söylemiştir. Birincisi; مَا taaccub edatıdır.
Bu durumda mana –Ne kadar nankördür o!- olur.
İkincisi; مَا istifham edatıdır. Bu
durumda mana –Hangi şey insanı kâfir etti-
olur. [Taberi, Camiu’l- Beyan, XXIV s.222 ] Burada ki مَا
edatının istifham için olması Ebu Salih’in ibn Abbas’a dayandırdığı rivayettir.
İbn Abbas’a göre bu ayet ؟ أَيُّ
شي أَكْفَرَهُ
“İnsanı hangi şey kafir etti” anlamındadır. Dolayısıyla مَا
edatı tevbih(azarlama) anlamında kullanılan bir istifham edatı olmaktadır.
Kurtubi tefsirinde bu alıntıyı yaptıktan sonra مَا
edatının taaccub anlamında olduğu rivayeti de aktarmış ve Arapların hayret
verici bir olay ile karşılaştıklarında adetleri üzerine قَاتَلَهُ اللهُّ مَا أَحْسَنَهُ! (Allah onun canını alsın ne kadar güzel!)
ya da وَأَخْزَاهُ اللهُّ
مَا أَظْلَمَه
(Allah onu rezil etsin ne kadar zalim!) gibi ifadeler kullandıklarını
belirtmiştir. [el- Kurtubi, el- Cami Li- Ahkami’l- Kuran, XXII, s.78-79.]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar