Print Friendly and PDF

Kadın


Kadındaki "Fazilet"


Kadındaki "fazilet" erkekten 7 misli fazladır.
Bunu anlatmak çok zordur.
Kadınlardan büyük velîler gelmiştir.
Şimdi bile vardır...
Hazreti Adeviye, Tilmizeyi Sakâfi, Gül Hatun = Evliyâ kadın, Kar Yağdı Sultan, Lohusa Sultan...
Daha yüzlerce, binlerce Hakk'ın perdesi altında gizli..
Evliyâ kadınlar kimseden himmet almazlar.
Onlara Hakk tarafından kendilerine verilir.
Temizlikleri, iffetleri, ibâdetleri Hakk'a ve Rasülullâh “salla’llâhü aleyhi ve selleme bağlılıkları yüzünden...

Kadınlara Haykırıyorum:

Hazreti Fatıma aleyhisselâma her gün ruhu mübareklerine hiç olmazsa Fatiha okuyun. Yardım isteyin. Allah dostlarındaki zahiri tevazu ve edep, iç alemlerindeki edebin görünüşüdür. Allah'ın kendi azameti ile örtmüş olduğu kimseyi görmek kolay değildir. Bir saman çöpünde gizli zikri işitmezsen bile o zikri sezmeye çabala. Bütün kâinatta ne varsa Hak'kı zikir halindedir. Atom alemini düşünün işte o. O dur. Bu zikri işitenler vardır. Saman çöpünde duyanlar ise bambaşkadırlar.
Hz. Fatıma: Fatıma benden bir parçadır. Kızım insan hurisidir. (Hadis)
Resul'e peygamberlik geldiği sene doğmuşlardır. Cemaziyel ahır Cuma Günü İslâmın ilki ve büyük annesi Hz. Hatice'den helâl islam sütü emmiştir Hz. Fatıma. Resulü Ekremden 6 ay sonra Hicretin 11 inci yılında tahminen 25 - 26 yaşlarında vefat etmişlerdir. Kabirleri hakkında birçok sözler varsa da hücrei saadetin güneyinde defnedilmişlerdir. Ramazan ayının üçüncü günü oruçlu iken ruhlarını Hakk’a teslim etmişlerdir. Ölümünden evvel kendilerini gasletmiş ve elbiselerini giymişlerdir.
Hz. Fatıma hiç kazaya namaz bırakmamışlardır. Resulü Ekrem hicret ettikleri zaman 7-9 yaşlarında idiler. Hicretten sonra Resulü Ekrem Zeyd'i Mekke'ye göndererek kendisini aldırmışlardır.15-16 yaşlarında iken Safer ayında Cuma günü 21 yaşında olan Hz. Ali ile evlenmiştir. Çeyizi nedir bilir misiniz: Bir tek battaniye. Yün yatak. Hurma lifinden yastık. Kilim. Maşrapa. Testi. Birtakım çamaşır vs...Resulü Ekrem'in diğer evlâtları, Resulü Ekrem'den evvel vefat etmişlerdir.
Yalnız Fatıma Resulden 6 ay sonra vefat etmiştir. Birgün Ali ile Fatıma'yı huzuruna çağırarak şöyle demişlerdir. Sen Ali'ye cariye ol ki, o da sana köle olsun. Bu söz bütün İslâm ailelerine hitaptır.
Kadın bedeni gizli ve kutsal bir yerdir, sınırlarla ayrılmış bir mekandır... Her kadın, dinsel törenlerin kutsal alanına bekçilik eden bir rahibedir. Kadın bedeni, mağaralardan tapınaklara ve kiliselere dek tüm kutsal mekanların ilk örneğidir…Kadın, kelimenin tam anlamıyla batıni olandır, "gizlenmiş" olandır. Kadının taşıdığı bu esrarengiz anlam asla değiştirilemez, sadece bastırılabilir… O zamana dek, doğanın şeytani burgacında yaşamak ve hayal kurmak zorundayız.

Erkekler Huri Kadınlara Vildan/Gılman

Kur’an’da üç ayette cennet ehline hizmet edecek olan gençlerden bahsedilmekte, bu gençler, “Ğilman” ve “Vildan” kelimeleriyle ifade edilmektedir.
“Ğilman, “Bıyıkları yeni yeni çıkmaya başlamış gençler” anlamına gelir. Sadece bir ayette geçmektedir:  “Ve hizmetlerine verilmiş olan, (sedefinde) saklı inciler gibi gençler (hizmet için) etraflarında dolaşır.”
Vildan ise “Velid”in çoğulu olup “Kız veya erkek çocuk, genç ” anlamına gelir. İki ayette geçmektedir: “Çevrelerinde (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır.” “Onların etrafında ölümsüz gençler dolaşır; o gençleri gördüğünde kendilerini saçılıp dağılmış inciler sanırsın.”
Eğer  erkeklere huri nimeti veriliyorsa , kadınlarda sabırlarının karşılığı genç oğlanlar ile  eğlenmeleri  Allah’ın bir ikramı olmalıdır.
Cennet erkek tekelinde değildir.
Ancak bir husus var ki,
“Bazı yüzler de o gün mutlulukla parıldayacak, çabaların(ın meyvesini tatmak)tan memnun olarak, içinde hiçbir boş söz işitmeyecekleri harika bir bahçede...” “Yüzleri ağaranlar ise Allah’ın rahmet dairesi içindedirler; orada ebedi kalacaklardır.” “Kimi yüzler vardır o gün, pırıl pırıl, aydınlık, güleç ve sevinçli!” “Yüzlerinden anlarsın (gördükleri) nimetlerin sevincini.” “Orada, o mutluluk bahçelerinde onlar ‘Ey Allah’ım! Sınırsız kudret ve izzetinle ne yücesin!’ diye çığrışırlar ve onlara “Selam olsun size!” diye karşılık verilir; bunun üzerine son söz olarak onlar da: “Bütün övgüler âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür!” derler.” “Ve onlar: ‘Bütün övgüler bizi bu (bahtiyarlığa) eriştiren Allah’adır; çünkü eğer o bize yol göstermeseydi biz asla doğru yolu bulamazdık!” “Bize verdiği sözü tutan ve dilediğimiz yerinde yerleşebileceğimiz bu cennet yurduna bizi varis kılan Allah’a hamdolsun.”
Mevdûdî, bu konuyla ilgili yorumunda şöyle demektedir:
“Cennet hayatıyla ilgili bu vakıalar, müminlerin nasıl yüksek düşünceli olduklarını ve nasıl asil niteliklere sahip bulunduklarını açıkça göstermektedir. Müminler bu dünya imtihanını başarıyla verdikten sonra cennete girdiklerinde bu dünyada sahip oldukları seciye örneğini aynen orada da gösterecekler. Lüks eşyalar, müzik aletleri, şarap, kadın gibi hemen istenebilecek şeyler yerine onlar Rablerine hamd ve sena ilahîleri söyleyecekler. Bu, bir takım çarpık fikirli insanların çizdikleri cennet resmini de yalanlamaktadır.”
Cennet ehlinin içinde bulunduğu manevî atmosferi tarif eden bu ifadeler cennet hayatını doğru anlamamıza yardımcı olmaktadır. Zira bu ayetler, cennet ehlinin, ulvî duygulardan uzak, sadece zevk ve sefa ile meşgul olduğu tarzındaki bir düşüncenin yanlış olduğunu göstermektedir. Bilakis onlar, kendilerini cehennemin dehşetinden kurtarıp rahmetiyle cennete koyarak muhteşem nimetlere mazhar kılan Rablerine karşı her an minnet ve şükran duygularıyla dolup taşmakta ve sürekli olarak bu duygularını dile getirmektedirler.



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar