Kamlar
Kamların
Keramet Gösterileri ve Başka Bir Varlığa Dönüşmeleri
Tuva’da
kamların kamlama sırasında hayvanlara dönüşmeleri, hokkabazlık gösterileri
hakkında çok sayıda hikâye anlatılır. Aşağıda onlardan birkaçını vereceğiz. Bu
tür yetenekler, kamların pratik güçlerinin yüceltilmesini sağlamıştır.
1.
Hokkabaz Kamlar (İlbilenir-Şidilenir Hamnar):
a. Kurşunu kendine alan kam (boolamr ham):
Dzun
Hemçik ilçesine bağlı Höndergey köyünün kamı Dongak Kaygal, tecrübeli bir
avcıya herkesin önünde tüfeğiyle kendisine vurmasını söyler. Kurşun şamanın
göğsüne gelip, kan akmaya başlar. Dongak Kaygal, bir süre baygın bir vaziyette
kaldıktan sonra sakin bir sesle kendi ruhlarıyla konuşarak yavaş yavaş kendine
gelip, tefine vurarak kamlamaya devam eder.
b. Bıçaklanan Kam (Bijekteniir Ham):
Sat
Soyzul isimli bir kam, kamlama sırasında sıkça ‘bıçaklanan kam’ rolünü yapar.
Sol eliyle bıçağı göğsüne dayayıp sağ elindeki değnekle bu bıçağın üstünden
vurur. Oturan herkes bıçağın göğse girdiğine şahit olur. Bıçak, sapına kadar
saplanınca kam bir müddet hareketsiz kalır. Sonra hareketlenmeye başlar, bıçağı
çıkarır ve kamlamaya devam eder.
c. Balta Yutan Kam (Baldı Çipter Ham):
Ünlü
kam Huren Ool, büyük bir ateşin etrafında kamlar; ateşi yalın ayakla söndürür
ve kızgın külün üstünde yürürmüş. Duluş Çamıyan isimli kaynak kişi şahit olduğu
olayı şöyle anlatır: ‘Bir kere kam Husen-Ool’un köyüne Rus zengini Vavilin
geldi. Şaman misafirin baltasına dikkat ederek ‘Ne güzel balta’ dedi. Vavilin
‘Güzelse yut onu’ diye cevap verdi. Husen-ool bir süre kendi kendiyle (kendi
ruhlarıyla) konuştuktan sonra baltayı aldı ve tümüyle yuttu. Bunu gören Vavilin
‘Sen insan değilsin’ diyerek köyden uzaklaştı.
d. Olmayanı Elde Eden Kam (Çüve Düjürer Ham):
Bu
kamlar, kamlama sırasında tütün, çay ve kaybolan eşyayı (urgan, yüzük v.s)
bulurlar. Mongun Taygin ilçesinde albıs soyundan gelen Saaya Çimekkey adlı bir
kam yaşarmış. Tütün tükenince komşuları hemen ona koşarmış. Kamlama, herkesin
gözü önünde yapılırmış. Şafağın sökmesiyle çadırın tavan deliğinden tefin içine
bir bağlam tütün inermiş. Kam, tütünü herkese dağıtır, kendisi ise içmezmiş.
Kendisi de içerse, kamlık gücünü kaybedeceği düşünülürmüş.
e. Üç Gözlü Kam (Üş Karaktıg Apaar Ham):
‘Hemçik
nehrinden bir kam Elegest nehri kıyısında bir çadırda hasta üzerinde kamlama
yaparken, oraya Tes-Hem’den şaman Oyun Ham-ool gelir. Hemçikli kam,
düşmanlarını yiyen ‘yamyam’ kam olarak bilinirmiş. Hemçikli kam misafire bir
kase dolu araga ikram eder. Oyun-Ham Ool, gizli üçüncü gözüyle kendisine
sunulan araga kâsesinde siyah kurtları görür; ikramı kabul etmez; böylece
canını kurtarır.
f. İki Omzundan Selvi Çıkan Kam (İyi Etkinden
Pöş Ündür Hamnaar Ham):
‘Kam
Huren-Oool kamlama sırasında ateşi yalın ayakla söndürür ve bazen iki omzundan
servi çıkartır. O, bu sihirli gösterisini her mevsim yapabilir’.
g. Her İnsanın Sırrını Bilen Kam (Kijinig
Sagış-Bodalın Endeves Hamnar):
‘Hemçik
nehri kıyısında yaşayan ve orada boğularak ölen kadın kam Çırtak - Ool yabancı
bir köye gittiğinde, hangi çadırın neresinde ne saklı olduğunu bilirmiş. Bir
kere yabancı bir köyde bir çadıra gelip, dolapta saklı olan aragadan istemiş.
Ev sahibesi, araga olmadığını söylemiş. Çırtak-Ool bir şey söylememiş, köyüne
dönmüş. Ertesi gün araga vermeyen kadının çadırına yıldırım düşmüş’.
h. Çoğu şamanlar, dilleriyle kızgın demir
(ütü, kızarmış balta) yalayabilirler.
Saaya
Sambu isimli kaynak kişi Mongun-Taygin ilçesinde ‘sıcak demir yalayan kam’
(izig demir çılgaar ham) Kongar İrgit’in kamlama sırasında sıcak demir
yaladığını anlatır. Bu gösterisi sırasında kadınlar dehşetle dışarı
kaçarlarmış.
2. Doğa Güçlerini Yöneten Kamlar:
a. Ateş Söndüren Kam (Ot Öjür Töpseer Ham):
Saaya
Seren isminde kaynak kişi anlatıyor: ‘9 yaşımdayken kam Saaya Oyun-Oool’un
kamlamasına şahit oldum. Yaşlı halam hastalandı. Kamlama, akşamüstü başladı.
Şaman büyük bir ateş yakmamı söyledi. Odunlardan yakılan ateşi, o, yalın ayakla
söndürdü ve küller soğuyana kadar onların üstünde yürüdü. Sonra yatağa
yatırılan kadının göğsünü sıcak ayaklarıyla ısıtmaya başladı. Gece boyunca bunu
birkaç kere tekrarladı’.
b. Yıldırım Düşüren Kam (Çagnık Düjürer Ham):
‘Alaş
nehrinin kıyısında yaşayan Çırtak-Ool isimli kadın kam (yukarıda da sözü geçti)
gökyüzünü yağmur bulutlarıyla kaplatabilir, yağmur yağdırabilir, yıldırım
düşürebilirdi. Kam, yıldırımla hastaları tedavi ederdi. Bir gün bir avcı,
lamanın üç senedir iyileştiremediği hasta eşini tedavi ettirmek için
Çırtak-Ool’u davet eder. Kam, hastanın çadırında üç gece kamlar. Üçüncü gecenin
sonunda Çırtak-Ool ev ahalisine ‘Benim işim bitti. Artık bu çadırda kötülük olmayacak.
Ben gittikten çadırın üst kısmındaki deliği kapatın, hastayı çadırın diğer
yarısına yatırın ve onu yalnız bırakın, evin içinde kimse kalmasın!’ der ve
gider. Hastanın yakınları kamın dediklerini yapıp dışarı çıktıklarında nehir
tarafından yükselen siyah bir bulut hızla gökyüzünü kaplar ve şiddetli bir
yağmur başlar. Üç kere hastanın yattığı çadıra yıldırım çarpar. Yağmur birden
bire diner. Herkes hastanın öldüğünü düşünerek çadıra girdiğinde, kadının
hiçbir şey olmamış gibi yatağında oturduğunu görür. Yıldırımın izleri ise
çadırın öbür tarafında derin delikler şeklinde ortadaymış...’
3. Hayvan Yeya Kuşa Dönüşen Kamlar (Huula
Beer Hamnar) :
a. Yılan, Ayıya Dönüşen Kam:
Bu,
kamlamanın en gizemli olgusudur. Sat Sotpa isimli kaynak kişi, kam Dongak Kaygal’ın
yılan ve ayıya dönüştüğünü anlatıyor: ‘Dzun Hemçik ilçesine bağlı Çaylag-Alaak
köyünün reisi Noyon Burul bir gün kam Dongak Kaygal’ı çadırına davet eder. Kam
geceyi misafir için ayrılan çadırda geçirir. Sabah Buurul’un uşağı onu
kahvaltıya davet etmek için çadıra girdiğinde keçe halının üstünde büyük bir
yılanın yattığını görür ve korkarak dışarı fırlar. Buurul, kendisi gelir ve
keçe halıda kocaman bir ayının yattığını görür. Böylece Dongak Kaygal’ın arka
arkaya yılan ve ayıya dönüştüğüne şahit olunur. Bunun için Buurul kama bir at,
sığır ve dana hediye eder’.
b. Kuzguna Dönüşen Kadın Kam (kuskun bolu
bergen ham kaday):
Tuvaların
anlayışına göre kuzgun, bir kült kuşudur. Onun yardımıyla kam hastaları tedavi
eder ve fal bakar. Siyah kuzgunu öldürenin muhakkak hastalanıp öleceğine
inanılır. Oyun Seden isimli kaynak kişi, kuzguna dönüşen kadın kam hakkında bir
efsane anlatıyor: ‘Todjin bölgesinde Tokpan isminde güçlü bir kadın kam
yaşarmış. Bir gün köy reisi Oyunnar onun kocasını yanına çağırmış ve ‘Bölgenizde
çok samur derisi elde edilmiş. Bu pahalı derileri kendi atınla Ulaastay’a
götür!’ demiş. Adam ‘Benim atım yok’, diye cevap vermiş. Reis ‘Atın yoksa bunun
suçlusu sensin’, diye kızmış ve adamı dövdürmüş. Şaman kadın, kocasının öcünü
almaya karar vermiş ve kuzguna dönüşerek Oyunnar’ın çadırının üstünde uçmaya
başlamış. Köy reisinin 7 yardımcısının çadırları etrafında da bir kara kuzgun
görülmeye başlamış. Neticede, onların hepsi aileleri ve hayvanlarıyla birlikte
hastalanarak ölmüşler’.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar