Print Friendly and PDF

MÎHÂÎL NU‘AYME’NİN POETİKASI

Bunlarada Bakarsınız




Modern Arap edebiyatında Rus eğitimi alan ender Arap yazarlarından olan Mîhâîl Nu‘ayme, 99 yıl gibi uzun bir süre yaşamış ve edebî yaratıcılığının ilk dönemlerinde eleştiri ve şiir alanlarında eserler vermiştir. Farklı edebî ve düşünce akımlarından beslenen Nu‘ayme, geleneksel Hıristiyan kültürü terbiyesiyle yetişmiştir. Belli bir yere kadar devam eden taklîdî Hıristiyanlık, yazarın Rusya’ya gittikten sonraki dönemde, geleneksel kilise kültürünün dışına çıkarak tamamen farklı bir yönde gelişme kaydetmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla yazarın edebî kişiliğinin oluşumunda dinî kültürün önemli bir yeri vardır. Edebî etkinliğinin ilk dönemlerinde eleştiri makaleleri ve şiirleriyle ün yapan Nu‘ayme, edebî sürecinin üçüncü aşamasını oluşturan Amerika’dan Lübnan’a döndükten sonraki dönemde halkla beraber olmasına rağmen neredeyse münzevî bir hayat tarzı sürmüş ve kendisini metafizik düşüncelere ve bu konulara dair ürünler yazmaya adamıştır. Çocukluğundan itibaren yaşam, varlık ve onun sırları konusunda düşüncelere dalan yazar, hayatı boyunca bu gibi hakîkatlerin arayışında olmuş ve onu düşündüren bu konuları çözüme kavuşturabilmesi için çeşitli yabancı düşünce akımlarından beslenmiş, özellikle de “Ruh Göçü” ve “Vahdet-i Vücut” gibi inançları benimsemiştir. Dolayısıyla yazarın kaleme aldığı ürünleri iyi bir biçimde anlamak için bu iki felsefî kuramı göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Rusya’da eğitim aldığı yıllardan itibaren şiir yazmaya başlayan Nu‘ayme, Rus hocaların takdirini kazanmış ve yeteneğini bu yönde kullanmaya başlamıştır. Şiirle beraber edebiyat eleştirisine dair makaleler kaleme alarak Arap edebiyatında asırlardır devam eden taklitçilik ruhuna karşı çıkmıştır.

  إيهِ نَفْسِي! أَنْتِ لَحْنٌ فِيَّ قَدْ رَنَّ صَدَاهْ
  وقَّــعَتْـكِ يَــدُ خَلاقٍ بَدِيْعٍ لا أَرَاهْ
  أنتِ ريـحٌ ، ونَسيـمٌ ، أَنْتِ مَوْجٌ ، أَنْتِ بَحْرٌ ،
  أنتِ بَرْقٌ ، أنتِ رَعْـدٌ ، أنتِ لَيْلٌ ، أنتِ فَجْـرٌ ،
 ! أنتِ فَيْضٌ منْ إلَهْ 
Ey benliğim!
Sen içimde sadası yankılanan bir bestesin,
Görmediğim gizli bir sanatkârın elinin çaldığı
Sen rüzgâr, sen meltem, sen dalga, sen deniz,
Sen şimşek, sen gök gürültüsü, sen gece, sen şafak
Sen Tanrı’dan bir tecellisin!
**
كحلّ اللھم عیني
بشعاع من ضیاك
كي تراك
في جمیع الخلق، في دود القبور، في سنور الجو ،ّ في موج البحار
في صھاریج البراري، في الزھور، في الكلا، في التبر، في رمل القفار
وافتح اللھم أذني
كي تعي دوما نداك
من علاك
في ثغاء الشاة، في زأر الأسود ،ْ في نعیق البوم، في نوح الحمام ف ي خریر الماء، في قصف الرعود، في ھدیر البحر، في زحف الغمام و لیكن لي یا إلھي
من لساني شاھدان
صادقان
إن أفھ بالحق فلیشھد معي أو أفھ بلابطل فلیشھد علي واجعل اللھم قلبي
واحة تسقي القریب
و الغریب
ما ؤھا الإیمان، أم اّ غرسھا فالرجاء و الحب و الصبر الطویل ج و ھّا الاخلاص، أم اّ شمسھا فالوفا و الصدق و الحلم الجمیل
Sürme çek gözüme Tanrım,
Senin aydınlığından
Görebileyim diye seni
Bütün mahlûkatta
Kurtta, kuşta
Dalgalanmasında denizin,
Çöl sarnıçlarında, çiçeklerde,
Otlarda, toprakta, sahra kumunda
Kulaklarımı aç Allah’ım,
Daima senin nidanı
Yüceliğinden duysun diye
Koyunun meleyişinde, aslanın kükreyişinde,
Baykuşun sesinde, güvercinin ötüşünde,
Fokurdamasında suyun, gürlemesinde göğün,
Çırpınışında denizin, süzülmesinde bulutların
İki tanık ver bana Tanrım,
Dilimden,
İkisi de doğru söylesin
Hakîkati söylediğimde,
Benimle tanıklığa gelsin;
Dediğim saçmaysa,
Karşıma dikilsin!
Engin bir vâhâ eyle
Kalbimi Tanrım,
Sulasın bana yakını da uzağı da
İnançtır suyu vâhâmın,
Fidanı umut, sevgi ve derin bir sabırdır,
Havası samimiyettir.
Güneşi ise vefadır, doğruluktur,
Alçak gönüllülüktür.
**
لست أخشى العذاب لست أخشى الضرر
و حلیفي القضاء و رفیقي القدر
Korkum yok, ne azaptan, ne ziyandan
Ortağım kazadır, yoldaşım kader.
**
el-Hemm (Tasa)
adlı kasidesi, iletisi en açık olan şiiridir:
دفنت في الصبح ھم ي
 و قوسھ و سھامھ
 فلملم الحزن عني
 ضبابھ و غمامھ
 و حط مّ القلب منيّ
 قیوده و لجامھْ
و راح یعدو و یشدو
 و الحب یعدو أمامھ
والكون في ناظریھ
 سعادة و سلامھ
ولله یشرح فیھ
جمالھ و نظامھ
مضى النھار و لم اّ
 مدّ الظلام خیامھ
أتاني القلب یشكو و
 الخوف یملي كلامھ
یشكو و في ناظریھ
 للھم ألف علامھ
فقلت: ویحك قلبي
ھل عاودتك السآمھ؟
أجابني بخطاب
 فھمت منھ ختامھ
أخاف أن ما دفن اّ
 یقوم یوم القیامھ
Sabahleyin gömdüm tasamı
Yayını ve okunu,
Dağıttı hüzün bendeki sisini ve bulutunu;
Parçaladı kalp prangasını ve gemini,
Koşarak şarkılar mırıldanmaya başladı,
Aşk ise onun önündeydi
Kâinat, bakmasını bilen için mutluluk ve esenliktir
Tanrı orada gösterir kendi güzelliğini ve düzenliliğini
Gün sona erip de karanlık kurduğunda otağını
Kalp şikâyet ederek geldi bana
Korku da sözünü söyledi inleyerek
Bakışlarında tasadan bin bir alamet
Dedim ki: “Yazıklar olsun sana ey kalbim!
Bıkkınlık mı çöktü yine üzerine?”
Öyle bir hitapla yanıtladı ki
Anladım hemen sonunu:
“Korkarım; gömdüklerimizin
Kıyamet Günü dirilmesinden”
**
el-Hemm (Tasa)
adlı kasidesi, iletisi en açık olan şiiridir:
دفنت في الصبح ھم ي و قوسھ و سھامھ فلملم الحزن عني ضبابھ و غمامھ و حط مّ القلب منيّ قیوده و لجامھْ
و راح یعدو و یشدو و الحب یعدو أمامھ
والكون في ناظریھ سعادة و سلامھ
ولله یشرح فیھ جمالھ و نظامھ
مضى النھار و لم اّ مدّ الظلام خیامھ
أتاني القلب یشكو و الخوف یملي كلامھ
یشكو و في ناظریھ للھم ألف علامھ
فقلت: ویحك قلبي ھل عاودتك السآمھ؟
أجابني بخطاب فھمت منھ ختامھ
أخاف أن ما دفن اّ یقوم یوم القیامھ 399
Sabahleyin gömdüm tasamı
Yayını ve okunu,
Dağıttı hüzün bendeki sisini ve bulutunu;
Parçaladı kalp prangasını ve gemini,
399 Nu‘ayme, Hemsu’l-Cufûn, IV, s. 87.
136
Koşarak şarkılar mırıldanmaya başladı,
Aşk ise onun önündeydi
Kâinat, bakmasını bilen için mutluluk ve esenliktir
Tanrı orada gösterir kendi güzelliğini ve düzenliliğini
Gün sona erip de karanlık kurduğunda otağını
Kalp şikâyet ederek geldi bana
Korku da sözünü söyledi inleyerek
Bakışlarında tasadan bin bir alamet
Dedim ki: “Yazıklar olsun sana ey kalbim!
Bıkkınlık mı çöktü yine üzerine?”
Öyle bir hitapla yanıtladı ki
Anladım hemen sonunu:
“Korkarım; gömdüklerimizin
Kıyamet Günü dirilmesinden”
**
ربّاه ھل یلام من ریّھ أوام
و نوره ظلام إن قلبھ كبا
Tanrım
Kınanır mı?
Suya kanmışlığa susamış olan
Aydınlığı karanlık olan
Eğer kalbi hüzünle doluysa
**
Yarın aşacağım
İşitme ve görme sınırlarını
Anlayacağım öykümdeki gizli başlangıcı
Hiçbir yıldız yok ki onda patikam yer almasın
Hiçbir toprak yok ki üstünde ayak izim olmasın
Kader içinde benim bir kaderim vardır
Eceller içinde de bir ecelim vardır.
Kaderlerin birleşmesinden doğar kaderim.
Ya yarın?! Dünüm yok ki yarın diyebileyim
Öyleyse, silsin onu “şimdi”
Sözlerimden ve düşüncelerimden
**
أ یغمس شفتیھ في كوب من الخمر
من یطفىء أوامھ من ینابیع ریّانیة
Susuzluğunu ilâhî pınarlardan gideren kişi,
Dudaklarını içki kadehine daldırır mı hiç!
**
إیْھ نفسيأ!ن ت لحن في قد رن صداه
وق عتك ید فنان خفي لا أراه
أنت ریح و نسیم، أنت موج، أنت بحر،
أنت برق، أنت رعد، أنت لیل، أنت فجر،
أنت فیض من إلھ!
Ey benliğim!
Sen içimde sadası yankılanan bir bestesin,
Görmediğim gizli bir sanatkârın elinin çaldığı
Sen rüzgâr, sen meltem, sen dalga, sen deniz,
Sen şimşek, sen gök gürültüsü, sen gece, sen şafak
Sen Tanrı’dan bir tecellisin!
**
Sevgimi sundum ben sevmeyenlere,
Olur da beni severler diye
Beni sevmeyenlerden gördüğüm tek şey,
Sevgimin bana nefret olarak dönmesiydi!
Atladım bir gün atımın sırtına
Okumu attım düşmanın üstüne,
Ölüp düştü atım altımda
Okum da dönüp saplandı kalbimin ortasına
Yüzümü çevirdim buluta doğru,
Bağırdım: Tanrım hafiflet azabımı
Bir ses geldi topraktan yana:
Tanrım hafiflet benim de azabımı
Ruhum dün bana geldiğinde,
Şikâyet ederek yara üstüne yaradan
Ruhumun ruhuna bir sır fısıldayarak dedim ki:
Şarkı söyle ey ruh, feryat etme!
Bir şarkıdır bütün bir ömür,
Ondan dinlediğin senin söylediğindir;
Yaşam bir tarladır, ekilir, biçilir;
Ekip biçtiğin ona emanet ettiğindir
**
أ خالقي رحماكا بما برت یداكا!
إن لم أكن صداكا فصوت من أنا؟
Acı bana Tanrım
Elimle yarattıklarımdan ötürü,
Eğer ben senin sesin değilsem,
Öyleyse söyle kimin sesiyim ben?
**
أ یحتاج إلى سراج من اتخذ كبد اللیل مسكنا لھ،
أیغمس شفتیھ في كوب من الخمر
من یطفىء أوامھ من ینابیع ربانیة؟
أم یطرب لرعشة الأوتار
من سكینتھ ترتعش لیل نھار
Hiç kandile ihtiyaç duyar mı?
Gece karanlığını kendine mesken edinen,
Hiç değdirir mi dudaklarını şarap kadehine,
Susuzluğunu ilâhî pınarlardan gidereren.
Tellerin titreşiminden keyif alır mı?
Dinginliği gece gündüz titreyen
**
أنا في لیلك القمر
أنا في صفوك الكدر
أنا في شدوك الندب
و في تنواحك الشدو
أنا بزنادك الشرر
Ben, senin dolunayınım gecelerinin içinde
Saflığındaki bulanığım
Nağmendeki matemim
Feryadındaki ezgiyim
Çakmağındaki kıvılcımım
**
یا نھر ھل نضبت میاھك فانقطعت عن الخریر؟
أم قد خرمت و خار عزمك فانثنیت عن المسیر؟
بالأمس كنت مرن مّا بین الحدائق و الزھور
تتلو على الدنیا و ما فیھا أحادیث الدھور
Suların mı kurudu ey nehir, artık çağlamıyorsun?
Kocadın ve azmin kırıldı da akmaktan vaz mı geçtin?
Daha dün bahçeler ve çiçekler arasında mırıldanıyordun
Bütün dünyaya zamanın cilvelerini anlatıyordun
**
ب الأمس كنت إذا أتیتك باكیا سل یّتني
والیوم صرت إذا أتیتك ضاحكا أبكیتني
بالأمس كنت إذا سمعت تنھدي و توج عّي
تبكي، و ھا أبكي أنا وحدي، و لا تبكي معي
Daha dün sana ağlayarak geldiğimde beni avuturdun
Bugünse gülerek geldiğimde beni ağlatıyorsun
Daha dün iç çekişlerimi ve ağrılarımı işittiğinde ağlıyordun
İşte ben burada tek başıma ağlıyorum
Oysa sen benimle ağlamıyorsun
**

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar