Print Friendly and PDF

EBÜ’LKİLÂB HASAN BABA

Bunlarada Bakarsınız


İstanbul’un tanınmış. meczuplarından olan Ebü’l Kilâb Hasan Baba, «Köpekler Babası» olarak tanınırmış.

Yanına en az 56 sokak köpeğini alır ve öyle gezermiş.

O zamanlar, İstanbul’un, sokakları, son derece sahipsizmiş. Bu yüzden de sokak köpeklerinin sayısı, oldukça çokmuş.

Hasan Baba, bu köpeklere dilediği gibi hükmedermiş. Bunlardan hangilerini isterse, yanma çağırır, köpekler de Hasan Baba’nın emirlerine uyarlarmış.

Bu köpeklerin, her semt veya mahallede sınırlan olur,. hiçbir köpek, bu sınırı tecâvüz etmezmiş. Şayet, bu sınırı geçen olursa, kızılca kıyamet kopar ve köpekler, birbirlerine girerlermiş. Eğer Hasan Baba, bir köpeği çağırıp da yanma almış ve bir mahalleye gitmişse, hiçbir köpek buna itiraz edemezmiş.

Hasan Baba, bazan bir mahalle köpeği ile, bütün İstanbul’u dolaşır, ve bütün köpekler, onu saygı ile karşılarlarmış.

Hasan Baba, o tarihlerde İstanbul’da 12 meczubun reisi imiş. Bunlar arasında en tanınmışları; Şekerci Ahmet Baba, Saka Baba ve Eskici Süleyman Baba imişler.

Hasan Baba, kendisine birşey sorulduğunda; seci’li ve yanlış kafiyeli cümlelerle cevap verir ve önem verdiği meseleler için de :

«— Yazın!..» der ve cümlelerini yazdırırmış.

Hasan Baba, kimseden para almaz, meczuplarla ne yaptığı da bilinmezmiş. Herkes, onun Edirnekapı civârında oturduğunu tahmin eder, fakat kimse oturduğu yeri bilmezmiş.

1897 yılında Yunanlılar ile bir savaş tehlikesi, kamuoyunu fazlaca işgal eder olmuş. Bu sırada, Hasan Baba bir gün, Melâmî Şeyhi Terlikci Sâlih Efendi’nin Vezneciler’deki dükkânına gelmiş. Ona:

«— Hasan Baba, harp çıkacak mı?!.» diye sormuşlar.

«—Çıkacak.. Yazın!..» demiş. Hemen o zamanki Maliye Vekâleti Muhasebe Kalemi’nden Cemil Bey, kalemi kâğıdı eline almış ve yazmaya başlamış. Hasan Baba söylemiş, o yazmış:

«— Acele, acele muharebe..

Tarik, tarik yürümekle..

Beşîrlerle beşâret...

Müşirlerle reşâdet

Kalaylan, alayları..

Meydana çıkararak nişadırlaını..

Dayanır nî mi?

«— Bu da ne demek Hasan Baba?!.» demişler.

«— Dayanabilir mi düşman?» demektir demiş. Sonra sormuş:

«— Kaç satır oldu?..»

«— Onsekiz satır..»

Devam etmiş .

«— Onsekizbin âlem hürmetine.. Say ondokuzu... Al eline çık topuzu...» Ve ondokuzgün sonra, savaş çıkmış. Sonunda Yunanistan yenilmiş..

Kaynak: Cemal ANADOL, Anadoluyu Aydınlatanlar/ Peygamber Mûcîzeleri Evliyâ Menkıbeleri, 1984 İstanbul



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar